lâgarî hasan çelebi / Lagari Hasan Çelebi - Türkçe Bilgi

Lâgarî Hasan Çelebi

lâgarî hasan çelebi

Lâgarî Hasan Çelebi

Lâgari Hasan Çelebi (d. yüzyıl), Osmanlı İmparatorluğu'nda IV. Murad döneminde, barut macunundan hazırlanmış fişekler vasıtasıyla uçtuğu görülen ve kayıt edilen Osmanlı sanatkârı ve mühendisidir.[1]

Hayatı hakkındaki bilgiler sadece Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme’sinde anlattıklarına dayanır. Evliya Çelebi’ye göre yılında, IV. Murad’ın kızı Kaya Sultan’ın doğumu nedeniyle yapılan şenlikler sırasında 50 okka barut macunundan yedi kollu bir fişek icat etmiş ve "Padişah'ım, seni Hüdâ'ya ısmarladım. İsa Peygamber ile konuşmaya gidiyorum." diyerek Sarayburnu’nda IV. Murad’ın huzurunda fişeğe binmiş, yardımcılarının fişeği ateşlemesiyle havaya yükselmiştir. Havada iken yanındaki fişekleri ateşleyince denizin yüzü aydınlanmış, büyük fişeğinin barutu kalmayıp yere doğru düşerken de ellerindeki kartal kanatlarını açıp Sinan Paşa Köşkü önünde denize inmiştir. Oradan da yüzerek Padişah'ın huzuruna gelmiş ve “Padişah'ım, İsa Peygamber sana selam etti.” diyerek şaka yapmıştır. Sultan Murad bu başarısından ötürü onu sipahi yazdırmıştır. Yine Evliya Çelebi’nin belirttiğine göre daha sonra Lâgari, Kırım’a Selâmet Giray Han’ın yanına giderek orada ölmüştür.[1]

Popüler kültür[değiştir kaynağı değiştir]

Lagari Hasan Çelebi, tarihimizde ilk füze denemesi yapan bilim insanımız. Neredeyse yıl sonra ’larda Türk Hava Kuvvetleri bünyesinde Lagari Hasan Çelebi Projesi başlatılmıştı… İlginç hikayeyi Tolga Özbek yazdı…

Daha 12 yaşındayken ilk kez ziyaret ettiğim istanbul Yeşilköy’deki Havacılık Müzesi’nde beni en çok etkileyen objelerden biri de girişte yer alan ve Lagari Hasan Çelebi’nin roketle uçuşunu anlatan bir canlandırmaydı. Gece tasvir edilen İstanbul’da minik bir figür sırtınan bağlanmış bir roketle arşa doğru çıkıyordu.

Gerçekleştirilen ilk başarılı roket uçuşunu ’te 4. Murat’ın kızının doğum gününde yapan Lagari Hasan Çelebi, yaklaşık metre havalanır ve 20 saniye kadar da havada kalır. Yere, taktığı kanatlar yardımı ile iner. ilk başta 4. Murat’ın ilgisine mahzar olsa da sonrasında ulemanın baskısı ile yargılanır ve Kırım’a sürgüne gönderilir.

Belki 17’nci yüzyılda atalarımızın roketli imtihanı başarıyla başlayıp sonrasında devam etmemese de ’larda Türk Hava Kuvvetleri bünyesinde Lagari Hasan Çelebi (LHÇ) Projesi ile ilk füzenin tasarım ve üretimi için düğmeye basılmıştı.

FÜZE İÇİN ÇALIŞMALAR BAŞLADI

Hava Harp Okulu Devresi ve Anılar Kitabı’nda Emekli Hava Yüksek Mühendis Tümgeneral Ergün Belirgen o günleri şöyle anlatıyor:

“Bir gün sınıf arkadaşım ibrahim Keskin’den gelen bir telefon hayatımın akışını değiştirdi. İbrahim üniversite tahsili ve stajdan yeni dönmüştü. Kendisinin bir roket araştırma projesinde görevlendirildiğini söylüyor ve kabul edersem bu projede benimle çalışmak istediğini belirtiyordu. Tereddüt etmeden ‘evet’ dedim.

10 gün sonra tayinim Hava Kuvvetleri Komutanlığı Teknik Daire Başkanlığı emrine çıkmıştı. Bu proje için diğer bir sınıf arkadaşım Kamuran Özbaki ve ’lı Halil Erol da seçilmişti. Proje koordinatörü ibrahim Keskin ile birlikte ekibimiz toplam 4 kişiden oluşuyordu”

’li yıllarda Türk Hava Kuvvetleri’nde en fazla mezun olan devresinden uçuştan ayrılanlar için özel bir imkan sağlanmıştı. Türkiye ve ABD arasındaki özel anlaşmalarla bazı subaylar mühendislik eğitimi görmek üzere ABD’nin seçtin üniversitelerine gönderilmişti. Ergün Belirgen de o ekip içinde uçak mühendisliği eğitimini Michigan’da almış, sonrasında da Wichita State Üniversitesi’nde master yaparak yurda dönmüştü.

Belirgen anılarında Lagari Hasan Çelebi Projesi’ni şöyle anlatıyor:

“Bu gizli proje için karargahda güzel ve büyükçe bir oda ayrılmıştı. Ben roketin gövde tasarımı ve aerodinamiğinden sorumluydum. ibrahim Keskin roket motoru, Kamuran Özbaki elektrik, Halil Erol da elektronik bölümünden sorumlu olacaktı.

Proje ile Teknik Bakım Daire Başkanı Mühendis Albay Cemal Özalp (Emekli Tuğgeneral) yanında bizzat Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral irfan Tansel de ilgileniyordu. Projeyi Özalp’ın başlattığını sanıyorum. Bu nedenle ibrahim Keskin’in bir yıllık stajını da Cemal Özalp ayarlamıştı. İlk haftalarımız, belki de ne yapacağımızı tam olarak bilmemenin verdiği heyecan ile epeyce gürültü yapıyorduk. Bir gün devamlı kapıda bekleyen emir erimiz Yunus halimizi bir cümle ile özetleyiverdi: “Komutanım bir şey yaptığınız yok. Çay-kahve içip bağırışıyorsunuz”

Yine de bu 3 hafta sonunda bazı esaslarda mutabık kalmıştık:

  1. Hali hazırdaki üniversitelerle, tercihen bu konuda ön çalışmaları olan Ortadoğu Teknik Üniversitesi, bu projeye dahil edilmeli ve araştırma kapasitesinden yararlanılması idi. Seçilecek üniversite ile bir anlaşma imzalanmalı ve araştırmalar için bütçeden fon ayrılmalıydı.
  2. Konu hakkında yeterli kitap ve referans bulamıyorduk. ihtiyaç duyduğumuz 80 kadar kitabın temini için emir gerekiyordu.
  3. Yakıt konusunda alternatifsiz gibi görülen Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu ile ikmal Bakım Merkezlerinin imkanlarından yararlanılması da zorulu idi.

Bir brifing ile Orgeneral İrfan Tansel’e sunduğumuz öneriler uygun karşılandı ve kısa sürede yürürlüğe sokuldu. ODTÜ’de rektör yardımcısı Prof. Dr. Nuri Saryal başkanlığında, Doç. Dr. Orhan Kural, Doç. Dr. Suha Seamoğlu, Dr. Canan Toker ve Dr. Ertuğrul Onat’ın da yer aldığı bir ekip kuruldu. Bütçeden Üniversiteye aktarılan sanırım bin TL ile Roket Motoru Deneme Merkezi de oluşturuldu.

En önemli ve üzerinde çalışılması gereken konu, roket motor yakıtımı üretimi idi ibrahim Keskin, Yüksek Mühendislik eğitiminden sonra ABD’de Jet Propulsion Laboratories’de bir yıl staj yapmıştı. Hem Keskin’in bu konuda tecrübesinden yararlanmak, ham maddesinin Türkiye’de bol bol bulunması nedeniyle işe JPN tipi katı yakıtlı roket motoru ile başlamaya karar verdik.

MKEK’da özellikle o yıllarda daire bayşkanlığı görevinde bulunan Orhan Gök ile Elmadağ Barut Fabrikası Müdürü Asım Tosun’dan büyük destek gördük.

Haftanın bir ya da iki günü yolcu otobüsleri ile sabahtan Elmadağ’a gidiyor, karışımı hazırladıktan sonra tüm patlama tehlikesine karşı çok defa el presinde sıkıştırıyorduk. Bu motorları ODTÜ’deki Deneme Merkezine götürerek teste tabi tutuyorduk. Maalesef homojen bir yakıt yapamamamız sonucu, ateşledikten bir kaç saniye sonra içeride yanma yüzeyi genişliyor, bu durumda da motor içindeki basıncı artırarak motorun patlamasına neden oluyordu.

Her seferinde uzun süreli bir yanma elde etmemize rağmen bu hüsran onlarca kez tekrarlandı. Bu arada ODTÜ ekibi ayrıca Galcit tipi bir yakıt üzerinde de çalışıyordu ama onlar da benzer problemlerle karşılaşıyorlardı. Yakıt lif boyalarına kadar her parametre ile oynadık. Nihayet aylar sonra homojen bir yakıt, düzgün bir yanma ve kullanılabilir bir roket motoru yapmayı öğrenmiştik.

Bu arada Milli Savunma Bakanlığı ARGE Daire Başkanlığı da orduda kullanılan Cobra Tanksavar Roketi’ni yerli olarak üretmeye çalışıyordu. Sıra çalışabilir bir elektronik kumanda sistemi üretmeye gelmişti. ODTÜ bir kumanda sistemi geliştirdi. Hava ikmal Bakım Merkezleri de örnek roket kumanda satıhlarını üretti. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral irfan Tansel’in odasından kumanda merkezi ODTÜ’ye kurarak elektronik kumanda gösterisi yaptık. Deneme çok başarılıydı.

Sağlanan başarılara rağmen bu gelişmeden rahatsız olan çevreler de çoğalıyordu. Hava Kuvvetleri Komutanı sayesinde baskılardan etkilenmiyorduk ama ODTÜ’den ekip zorlanıyordu ve proje bir türlü son aşamaya gelemiyordu.

Kıbrıs Müdahalesi’nden sonra ABD Türkiye’ye gizli ambargo uyguluyordu. Hava Kuvvetlerimizin esas gücünü oluşturan F uçakları, silah yüklü kalkışları için kısaca JATO (Jet Assisted Take Off) tabir edilen atılabilir katı yakıtlı bir roket motoruna ihtiyaç duyuyorlardı. ABD, JATO isteklerimizi karşılamıyordu ve elimizde JATO kalmamış gibiydi. Netice itibari ile JATO da bir katı yakıtlı roket motoruydu. Süratle JATO üzerine yoğunlaştık.

İmal ettirdiğimiz 12 JATO’yu ibrahim Keskin’in özel otomobilinin bagajına koyarak deneme müsadesi verilen Eskişehir 1. Ana Jet Üs Komutanlığı’na gittik. Aynı gün belirlediğimiz 8 JATO’yu denedik. Sonuçlar mükemmeldi. Sevinçten uçarak Ankara’ya döndük. Bu bizim ilk başarımızdı. Ertesi gün büyük bir gururla o zamanki Lojistik Başkanı Tuğgeneral Reşat Başkan’ın huzuruna çıktık. Eskişehir’deki JATO denemelerinin tam bir başarı ile sonuçlandığını, MKEK’ye istedikleri kadar JATO siparişi verebileceklerini arz ettik.

Girerken sevincimiz ne kadar fazla ise çıkarken üzüntümüz o kadar büyüktü. Tuğgeneral Reşat Başkan “Çabalarınız için sağ olun. Ancak ABD eski isteklerimize karşılık üç sene yetecek kadar JATO gönderdi, şimdilik siparişe gerek yok” diyerek bizi uğurladı.

O Ağustos, Orgeneral irfan Tansel görevini Orgeneral Reşat Mater’e devretti. Yeni komutanın ilk direktiflerinden biri de Lagari Hasan Çelebi Projesi’ni kapatmak oldu. Ben kendimi önce Füze Şubesi’nde, bir yıl sonra da TÜBiTAK Bursu ile Belçika’daki Von Karman Enstitüsü’nde Lisans Üstü araştırmasında buldum”

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir