peygamberimizin borç ile ilgili hadisleri / BORÇ | Sorularla İslamiyet

Peygamberimizin Borç Ile Ilgili Hadisleri

peygamberimizin borç ile ilgili hadisleri

BORÇ HÜKÜMLERİ

Arama:     

HAVALE HÜKÜMLERİ &#;&#; VEKÂLET HÜKÜMLERİ

Müminlere borç vermek, özellikle muhtaç olanlara, hadislerde çok tavsiye edilen müstehap amellerdendir. Hz. Peygamber(s.a) şöyle buyurmuş: kim mümin kardeşine borç verir, genişliye çıkana kadar ona zaman tanırsa, malını geri alıncaya kadar, malı çoğalır ve melekler ona rahmet gönderir.
İmam Caferi sadık (a.s) şöyle buyurur: mümin diğer bir mümin için Allah’a yaklaşmak kastıyla borç verirse, malını geri alıncaya kadar, Allah ona sadaka sevabı verir.

Borçta, akit okunmasına gerek yoktur. Borç kastıyla biri bir şey verir, karşı taraf da o maksatla alırsa, sahihtir.

Borçlu borcunu verdiğinde, alacaklı kabul etmelidir. Ama borcun geri ödenmesi için, alacaklı veya her ikisinin isteğiyle belli bir tarih belirlenmişse, bu durumda, alacaklı müddet dolmadan alacağını almaya bilir.

Borç anlaşmasında, geri ödenmesi için bir vakit belirlenirse, vakit belirlemek borçlunun veya her ikisinin isteğiyle olmuşsa, alacaklı müddet dolmadan alacağını isteyemez. Ama müddetin belirlenme isteği alacaklı tarafından olur veya hiç müddet belirtilmemişse, alacaklı istediği zaman alacağını talep edebilir.

Belli bir vakti olmayan veya vakti ulaşan borcu alacaklı talep ederse, borçlu ödeme gücüne sahipse, anında ödemelidir. Geciktirirse, günahkârdır.

Borçlu, oturduğu ev ve olmadığı taktirde zahmete düşeceği ev eşyaları dışında hiçbir şeye sahip değilse (sahip olduğu ev ve eşyalar da onun toplumsal kişiliğine münasip ise) alacaklı, alacağını ondan talep edemez. borcunu ödeyebilecek duruma gelmesini beklemelidir.

Borçlu olup borcunu ödeyemeyen, alış veriş yapabilirse veya işi alış veriş olursa, çalışıp borcunu ödemesi vaciptir. Bunun dışında şanına layık bir iş yapıp ihtiyatı vacip gereği borcunu ödemelidir.

Borçlu, borç verene ulaşamaz, ilerde de ona veya varislerine ulaşmaktan ümidini keserse, vacip ihtiyat gereği şer’i hâkimden izin alarak, sahibinden taraf fakire vermelidir. Ancak bulacağına ümitli olursa, bekletmeli ve araştırmalıdır. Onlara ulaşamazsa, ölümünden sonra bulunmaları durumunda malından onu vermelerini vasiyet etmelidir.

Ölen birinin malı onun kefen, defin ve borçları gibi vacip harcamalarından fazla değilse, varlığının bu masraflara harcanması gerekir, varislere bir şey ulaşmaz.

İnsan bir miktar para, buğday veya arpa borç olarak alır, değeri düşer veya artarsa, almış olduğu miktarı, cins ve tüm özelliklerine uygun olarak geri vermesi yeterlidir. Alacaklı ve borçlu başka bir şeye razı olurlarsa, sakıncası yoktur. Borç aldığı şey değerle biçilirse, koyun gibi, borç aldığı günün değerini ödemelidir.

Borç alınmış malın kendisi duruyor, alacaklı onun kendisini talep ediyorsa, borçlunun onu vermesi vacip değildir. Aynı şekilde, borçlu aldığının aynısını alacaklıya vermek isterse, alacaklının onu kabul etmesi, vacip değildir.

Borç veren geri aldığında daha fazla almayı şart koşarsa, mesela; on kg buğday verir, on beş kg buğday alacağını şart koşarsa veya on adet yumurta verir on bir adet yumurta almayı şart koşarsa, faiz ve haramdır. Borçlunun verilen borçla birlikte alacaklıya bir iş yapması, borcu geri verirken yanında başka bir şeyde vermesi, mesela, bir lira borcu geri verirken yanında birde kibrit vermesini şart koşarsa, faiz ve haramdır. Aynı şekilde almış olduğu borcu özel bir şekilde geri vermeyi şart koşulursa, mesela, işlenmemiş bir miktar altın borç verir işlenmiş halde geri almayı şart koşarsa, faiz ve haramdır. Hiçbir şart olmadan borçlunun kendisi borcundan fazla vermesinin sakıncası olmadığı gibi müstehaptır.

Faiz vermek faiz almak gibi haramdır. Borçlanma olayı ise sahihtir. Faizli borç alan aldığına malik olur, borç veren ise aldığı fazlalığın maliki olmaz, onda tasarruf etmesi de haramdır. Fazlalıkla aldığı bir şeyin maliki olamaz. Faiz kastı olmadan borçlu vermiş olduğu fazlalığın borç veren tarafından kullanılmasına razı olacak idiyse, alacaklının tasarruf etmesi caizdir. Aynı şekilde meselenin hükmünü bilmediğinden faiz alır, öğrendikten sonra tövbe ederse, bilmediği dönemde aldığı faizler onun için helaldir.

Buğday ve benzeri şeyleri faizli olarak borç alır, onunla ziraat yaparsa, elde etmiş olduğu mahsule maliktir.

Bir elbise alınır, faiz veya faizli parayla karışan parayla elbisenin borcu ödenirse, elbiseye malik olur. Onu kullanmasının ve onunla namaz kılmasının sakıncası yoktur. Elbiseyi alırken satana, bu elbiseyi faizli parayla alıyorum derse, elbisenin maliki olmaz, onu kullanması da haramdır.

İnsan, birisine bir miktar para verir, başka bir şehirde ondan taraf verdiği miktardan daha az alırsa, sakıncası yoktur. Buna serfi berat denir.

İnsan birisine bir şey verir, başka şehirde fazlasını alırsa, verdiği şey kiloyla tartılan ölçüyle ölçülen altın, gümüş, buğday ve benzeri şeylerden olursa, faiz ve haramdır. Fazlalığı alan o fazlalık karşısında bir şey verir veya bir iş yaparsa, fazlalığı almanın sakıncası yoktur. Banknot olarak borç verilirse, fazla alınması caiz değildir. Banknotu peşin veya veresiye başka cinsten bir banknota satılır, mesela, bir lira verir karşılığında iki dinar alırsa, sakıncası yoktur. Ancak para aynı cinsten ve veresiye olursa, fazla alınması sakıncalıdır.

Tartılan ve ölçülen dışında, insanın bir başkasından alacağı olursa, onu nakit olarak daha az bir miktara borçluya veya bir başkasına satabilir. Buna göre günümüzde alacaklı borçludan almış olduğu çek veya senetleri daha az değerine banka veya bir başkasına satabilir. Buna günümüzde çek veya senet kırmak deniyor.

HAVALE HÜKÜMLERİ &#;&#; VEKÂLET HÜKÜMLERİ

Borç Hakkında Hadis-i Şerifler

Tarih: 23 &#;ubat HAYATIMIZİş HayatımızCemiyet Hayatımız

Müslüman, sırf Allah rızâsı için mü’min kardeşlerinin sıkıntısını gidermeyi gâye edinmelidir.

Böylelerine hadîs-i şerîfte şu müjde verilmektedir:

  • “Bir kimse, bir mü’minden dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da kıyâmet gününde o mü’minin sıkıntılarından birini giderir.
  • Bir kimse darda kalana kolaylık gösterirse, Allah Teâlâ da ona dünya ve âhirette kolaylık gösterir.
  • Bir kimse, bir müslümanın ayıbını örterse, Allah da onun dünya ve âhiretteki ayıplarını örter.
  • Mü’min kul, din kardeşinin yardımında olduğu müddetçe, Allah Teâlâ da o kulun yardımındadır Amelinin kendisini geride bıraktığı kişiyi, nesebi öne geçirmez.” (Müslim, Zikr, 38; İbn-i Mâce, Mukaddime, 17)

"SADAKA VERMEK" Mİ DAHA ÖNEMLİ YOKSA "BORÇ VERMEK" Mİ?

Darda kalmış olan muhtâca borç vermek, mühim ve fazîletli bir ameldir. Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Mîrac gecesinde cennetin kapısı üzerinde şu ibârenin yazılı olduğunu gördüm:

«Sadaka, on misliyle mükâfatlandırılacaktır. Ödünç para ise onsekiz misliyle»

Ben:

«–Ey Cibrîl! Ödünç verilen şey, niçin sadakadan daha üstün oluyor?» diye sordum.

Cebrâîl -aleyhisselâm-:

«–Çünkü yoksul, (ekseriyetle) yanında az çok para bulunduğu hâlde sadaka ister. Borç isteyen ise, ihtiyâcı sebebiyle talepte bulunur.» cevâbını verdi.” (İbn-i Mâce, Sadakât, 19)

Bununla birlikte borçlulara elden geldiğince kolaylık göstermeli; bilhassa borçlu samîmî bir şekilde ödemeye gayret ettiği hâlde buna muvaffak olamıyorsa, ona mühlet vermelidir. Cenâb-ı Hak şöyle

buyurur:

“Eğer (borçlu) darlık içinde ise, bir kolaylığa çıkıncaya kadar ona mühlet vermek (gerekir). Eğer (gerçekleri) anlarsanız bunu sadakaya (veya zekâta) saymak sizin için daha hayırlıdır.” (el-Bakara, )

BORÇ VERMEK HAKKINDA HADİS-İ ŞERİFLER

Hadîs-i şerîflerde buyrulur:

“Kim bir borçluya mühlet verirse, her gün için bir sadaka sevâbı kazanır. Kim onun borcunu vâdesi geldikten sonra tehir ederse, tehir ettiği müddetçe, her geçen gün (alacağı mal kadar) sadaka yazılır.” (İbn-i Mâce, Sadakât, 14)

“Satışta, alışta ve borcunu istemekte kolaylık gösteren kimseye Allah rahmet etsin.” (Buhârî, Büyû, 16; İbn-i Mâce, Ticârât, 28)

“Allah Teâlâ sizden önceki ümmetlerden bir kişiyi bağışladı. Çünkü o sattığında kolaylaştırır, aldığında kolaylık gösterir ve borçludan alacağını isterken kolaylığı tercih ederdi.” (Tirmizî, Büyû, 75/; Nesâî, Büyû, ; İbn-i Mâce, Ticârât, 28)

“Allah Teâlâ’nın kendisini, kıyâmet gününün sıkıntılarından kurtarmasını isteyen kimse, borcunu ödeyemeyene mühlet tanısın veya ondan bir bölümünü bağışlasın.” (Müslim, Müsâkât, 32; Ahmed, II, 23)

BORÇLUNUN GÖREVLERİ

Lâkin borçlu da bu iyiliği suistimâl etmemelidir. O da samîmî bir şekilde borcunu ödeme niyet ve gayreti içinde olmalıdır. Aksi takdirde toplumdaki iyilik hislerini söndürür ve pek çok insanın zarar görmesine sebep olur. Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

“Şüphesiz sizin hayırlınız, borcunu en güzel şekilde ödeyendir.” (Buhârî, İstikrâz 4, Vekâlet 6, Hibe 23; Müslim, Müsâkât )

“Zenginin borcunu ödemeyi ertelemesi zulümdür” (Buhârî, Havâlât 1, 2, İstikrâz 12)

İmâm-ı Rabbânî -kuddise sirruh- da şöyle der:

“Borcundan bir kuruşunu sâhibine vermen, pek çok altın sadaka vermenden daha hayırlıdır.”

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 2, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

Erkam Medya © islam&ihsan

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.