Normalde, idrarda mikrop bulunmaz. Dışardan alınan mikroplarla idrar yolu enfeksiyonu gelişince genellikle ilk tutulan organ mesanedir. Mesanenin iltihabi durumuna da sistit denir. Bazı sistitler mikrop olmadan da gelişebilir, böyle mikrop olmadan gelişebilen iltihabi durumlarda antibiyotik tedavisi sonuç vermez. Mikroplar haricindeki etkenlerin neler olduğunu saptayıp, ona göre tedavi planı yapılması gerekir, buna da ancak bazı incelemelerden sonra doktorlar karar verebilir.
Hastalığın belirtileri
Sistit sırasında mesanenin iç yüzeyi, boğaz enfeksiyonunda olduğu gibi kızarır ve duyarlı hale gelir. Bu da karında veya kasıklarda ağrı, idrar sırasında acıma, devamlı tahriş ve sık idrara gitme isteği gibi belirtiler yaratır. Mesanede çok az miktarda idrar birikse dahi, idrar yaptıktan sonra bile rahatsızlık hissi verir. Bazen idrar kaçırma görülebilir. Mesanedeki enfeksiyon, idrarda kötü kokuya neden olabilir. İltihaplı mesanenin duvarından düşen parçalar idrarda bulanıklığa yol açar. Bazen kan damarları da açılır ve kanama görülebilir.
Tedavide gecikmeyin
Mesanedeki idrar yolu enfeksiyonu tedavi edilemezse, bir süre sonra mikroplar böbreklere de yerleşebilir. Enfeksiyon böbreklere sıçrarsa ateş çıkar. Halsizlik, yan ağrısı veya sırt ağrısı oluşur. Bu enfeksiyonların hızla ve etkili bir şekilde tedavi edilmesi gerekir yoksa hayati sorunlara bile yol açabilirler. Çünkü mikroplar tüm vücuda yayılabilir. Erişkin vücudu bu duruma nispeten karşı koyabilse de, yaşlılar ve çocukların hastaneye yatırılmaları daha emniyetli olur. Böyle durumlarda, ağızdan alınan haplar tedavi için yeterli olmayabilir. Damardan veya kalçadan iğne tedavisi hatta serum takılması gerekebilir.
Korunma yollarıYeterli sıvı alınması gerekir. Menopozdaki kadınların, östrojen kremleri kullanmaları tavsiye edilir. Cinsel ilişki sonrası, idrar yapma veya bazı kadınlarda tek doz antibiyotik kullanılması yararlı olabilir. Prezervatif, diyafram veya sperm öldürücü jel gibi doğum kontrol yöntemlerinden bazı kadınların kaçınması yararlıdır.
İdrarı çok biriktirmemek veya idrar yaparken sakince mesanenin boşalmasını beklemek gerekir. Tuvalet sonrası temizlikse, önden arkaya doğru yapılmalıdır. Tüm bunlar genel önlemler olarak düşünülebilir fakat yapılması gerekenler kişinin cinsine, anatomik yapısına ve mesane iltihabının durumuna göre farklılıklar gösterebilir. Bu nedenle durumu doktorunuzla paylaşıp onun önerileri doğrultusunda gerekli önlemleri almak yarar sağlayacaktır.
Tanı ve tedavi
Mesane enfeksiyonu belirtilerinde, tedavi başlangıcında idrar kültürü yapılmalı ve antibiyograma göre etkili ilaç verilmelidir. Gereksiz zaman kaybedildiğinde, kolay tedavi olabilecek bir hastalık önemli sorunlar doğurabilir. İdrar kültürünün sonucu saat sonra belli olsa bile, yakınmaların şiddetine göre hemen tedaviye başlanmadır. Kültür ve antibiyogram sonucuna göre, tedavi sürecinin nasıl devam edileceğine karar verilir. Eğer kişide anatomik veya genetik bir bozukluk varsa, bunların saptanması ve bu yönde korumanın yapılması gerekir.
Vücut direncinin düşmesi
Üriner sistem enfeksiyonları basit ve komplike olarak iki ana guruba ayrılır. Basit enfeksiyonlarda sadece mikropların ortadan kaldırılması tedavi için yeterlidir. Komplike durumlarda idrar sisteminde taş, darlık, anomali hatta polip veya tümör gibi enfeksiyonu tetikleyen durumlar vardır ve bunların da aynı zamanda tedavi edilmesi gerekir.
Tekrarlayan veya antibiyotiklere direnç gösteren idrar yolları enfeksiyonları da genellikle bu tür hastalarda görülür. Genital bölge cildinde ve anüs çevresinde çok miktarda bakteri bulunur. Özellikle vücut direncinin kırıldığı durumlarda, mikroplar idrar yolundan girerek mesaneye ulaşırlar. Şeker hastalığı ve kronik hastalıklar veya üşütme, yorgunluk hatta moral bozukluğu gibi etkenler vücut direncini düşürebilir.
Kadınlar daha yatkın
Kadınlarda idrar çıkış deliği, anüse daha yakın ve idrar yolu daha kısa olduğu için, enfeksiyonun mesaneye yerleşmesi, erkeklere göre daha kolay ve sık olur. Menopoz dönemi veya genç kadınlarda cinsel olarak aktif yaşam, enfeksiyon sıklığını artırır. Prezervatif, diyafram veya jel gibi doğum kontrol yöntemleri de kadınlarda enfeksiyon oranını yükseltir. Hamilelik döneminde böbrek, taş veya idrar yolu sorunları daha belirgin olabilir.
As a library, NLM provides access to scientific literature. Inclusion in an NLM database does not imply endorsement of, or agreement with, the contents by NLM or the National Institutes of Health. Learn more about our disclaimer.
Bu çalmada, uzun dönem transfüzyon tedavisi gören Beta Talasemi Major hastalarnda splenik demir birikiminin GRE T2* (star) görüntüleme ve shear wave elastografi ile deerlendirilmesi ve normal populasyon ile karlatrlmas amaçlanmtr.
2145 ya aras 30 salkl gönüllü ve uzun dönem transfüzyon tedavisi almakta olan 1540 ya aras 30 Beta Talasemi Major hastasnda dalaa yönelik MRG (multi TE GRE sekans) ve shear wave elastografi incelemeleri yapld.Hasta grubunda serum ferritin deerleri kaydedildi. Her olguda MRG ile karacier ve dalak T2* (star) deeri ölçüldü. Shear wave elastografi ile dalak shear wave stiffness ve hz deerleri saptand.
Talasemi grubunda dalak T2* deerleri kontrol grubuna oranla anlaml düük saptand (p0,05). Talasemi grubunda dalak shear wave stiffness ve hz deerleri kontrol grubuna oranla anlaml yüksek saptand (p0,05).Dalak T2* deerleri ile serum ferritin deerleri arasnda anlaml negatif korelasyon saptand (p0,05). Shear wave elastografi parametreleri ile dalak T2* veya serum ferritin deerleri arasnda anlaml korelasyon saptanmad (p0,05).
Talasemi Major hasta grubunda dalak T2* deerleri demir birikimine bal olarak azalma göstermektedir. Splenik biyopsinin dahil edilecei çalmalarla demir yükü tayininde dalak için eik T2* deerleri belirlenebilir. Shear wave elastografi parametreleri dalak T2* ve serum ferritin deerleri ile korelasyon göstermediinden dalak demir yükü saptanmasnda kullanm pratik deildir.
EAJM. May; 50(Suppl 1): S2–S3.
Bu çalmann amac gastrointestinal sistem malignitesi bulunan hastalarn karacier metastazlarnn MRG ile görüntülenmesinde gadoksetik asit ve gadopentate dimegluminin etkinliinin karlatrlarak deerlendirilmesidir.
Histopatolojik olarak gastrointestinal sistem malignite tans kesinlemi hastalarn daha önceden çekilmi olan BT ve MRG tetkikleri retrospektif olarak deerlendirilmitir. Bu hasta grubunda karacier metastaz bulunan 50 hasta seçilerek çalmaya dahil edilmitir. Çalmaya dahil edilen hastalar yaplacak ilem konusunda bilgilendirilmi ve yazl onaylar alnmtr. Her iki kontrast madde grubu ile prekontrast standart serileri takiben arteryel, portal ve 5. dakikada geç faz seriler elde olunmutur. Gadoksetik asite özel dakikada seriler elde edilmitir. Her iki kontrast madde grubunda da arteryel, portal ve geç fazda da karacier parankiminden komuluunda vasküler yap ve metastatik lezyonun izlenmedii parankim alanndan intensite ölçümü yaplmtr. Ayrca her üç fazda da nekrotik alan içermeyen bir metastatik lezyondan intensite ölçümü yaplarak elde edilen deerler kaydedilmitir. Gadoksetik asit verilen hasta grubunda alnan dakika serilerde de benzer ekilde ROI yardm ile karacier parankim ve metastatik lezyon intensite ölçümü yaplarak deerler kaydedilmitir. Hem gadoksetik asit hem de gadopentate dimeglumine uygulanan hastalarda arteryel, portal ve geç faz elde edilen karacier parankim intensite ve metastatik lezyon intensite deerleri karlatrlmtr. Gadoksetik asit uygulamas sonrasnda dakikadaki seriler ile gadopentate dimeglumine uygulanan hastalardaki geç fazda elde edilen seriler karacier parankim ve metastatik lezyon intensiteleri açsndan karlatrlmtr. Daha sonra gadoksetik asit grubunda hem karacier parankiminin hem de metastatik lezyonun sekanslar ilerledikçe gösterdii intensite deiikliini deerlendirmek amac ile arteryel, portal, geç faz ve dakikadaki serilerde daha önceden ölçmü olduumuz intensite deerleri karlatrlmtr. Elde edilen intesite deerleri tabloda özetlenmitir. Gadoksetik asit ile edilen serilerde dakika serilerin yeni metastaz tespitine olan katksn deerlendirebilmek amac ile portal fazda izlenen metastatik lezyonlar, dakikadaki serilerde ki metastatik lezyonlar ile karlatrlm, yeni tespit edilen lezyon varsa not edilmitir.
Gadoksetik asit ile elde edilen dakikadaki serilerin gadopentate dimeglumine ile elde edilen 5. dakikadaki seriler ile karacier parankimi ve metastatik lezyon intensiteleri açsndan karlatrlmasnda gadoksetik asit lehine istatistiksel anlaml fark bulunmutur. Arteryel, portal ve geç fazda her 2 kontrast madde arasnda intensite deerleri açsndan anlaml fark saptanmamtr. Gadoksetik asit uygulmasn takiben arteryel fazda artmaya balayan karacier intensitesi, portal ve geç faz karlatrldnda anlaml art göstermemektedir. Ancak dakika elde olunan serilerde karacier parankim intensitesi portal faza göre anlaml art göstermitir. Bu srada matastatik lezyon intensitesi fazlar aras anlaml farkllk göstermemitir. Gadoksetik asit uygulanan hastalarda portal faz ve dakikada elde edilen serilerde tüm hastalardaki metastazlar saylarak karlatrldnda metastatik lezyon saysnda bu iki faz arasnda anlaml farkllk izlenmemitir.
Gadoksetik asit hepatoselüler bir kontrast madde olup gastrointestinal sistem maligniteli hastalarn karacier metastazlarnn manyetik rezonans ile deerlendirilmesinde dakikada elde edilen serilerde önemli tansal katklar salar. Karacier kontrast artarken metastatik lezyonlardaki kontrastlanmann artmyor olmas karacierdeki metastatik lezyon ve normal karacier parankimi arasnda belirgin kontrast farkna yol açmaktadr. Böylece zamanla gittikçe artan karacier kontrastlanmasn takiben fazlar süresince anlaml art göstermeyen metastatik lezyon intensitene de bal olarak lezyonlarn tespiti kolaylamaktadr.
EAJM. May; 50(Suppl 1): S3.
Erkek infertilitesinde kesin tan ve uygun tedavi için Magnetik Rezonans (MR) görüntüleme kullanlabilir. MR görüntüleme, vas deferensin intraabdominal parçasn da gösterebildiinden vas deferensi deerlendirmede ultrasonografiye kyasla üstünlük gösterir. Bu çalmann amac klinik olarak vazal agenezi (VA) tans olan hastalarda vas deferens ve seminal vezikülün MR görüntüleme ile deerlendirilmesidir.
Klinik olarak unilateral veya bilateral VA olan 17 hastann MR görüntüleri aksial, koronal ve sagittal düzlemlerde Tesla cihaz ile endorektal koil kullanlmadan elde olundu. Görüntülerde unilateral veya bilateral VA; seminal vezikül (SV) defekti (hipoplazi veya atrofi); SV agenezisi, SV kisti ve vas deferensin ampulla dndaki pelvik (intraabdominal) parças aratrld. Unilateral ve bilateral VA olan hastalarn MR görüntüleme bulgular arasndaki fark ki-kare testi ile deerlendirildi.
Klinik olarak 9 hastada bilateral, sekiz hastada ise unilateral VA vard. Vas deferensin intraabdominal parças bilateral VAsi olan hastalarn dördünde, unilateral VAsi olan hastalarn ise birinde mevcuttu. Bilateral VAsi olan hastalarda intraabdominal parça saptanma oran unilateral VAsi olan hastalardan yüksek olsada her iki grup arasndaki fark istatistiksel olarak anlaml deildi (p0,05). Ek olarak, unilateral ve/veya bilateral VAsi olan hastalarn %94ünde elik eden SV defekti ve/veya agenezisi saptand.
Klinik olarak unilateral veya bilateral VA tans alan hastalarda vas deferensin intraabdominal parçasnn MR görüntüleme ile aratrlmas önerilir. Bu yaklam VAnin etiyolojisini aydnlatmaya katkda bulunabilir.
EAJM. May; 50(Suppl 1): S3.
1Harran Üniversitesi Tp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dal, anlurfa, Türkiye
Find articles by MESUT ÇETN
1Harran Üniversitesi Tp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dal, anlurfa, Türkiye
Find articles by ADEM AYAR
1Harran Üniversitesi Tp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dal, anlurfa, Türkiye
Find articles by OSMAN DERE
1Harran Üniversitesi Tp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dal, anlurfa, Türkiye
Find articles by ABDURRAHM DUSAK
Author informationCopyright and License informationDisclaimer
1Harran Üniversitesi Tp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dal, anlurfa, Türkiye
2Harran Üniversitesi Tp Fakültesi, Tibbi Onkoloji Bilim Dal, anlurfa, Türkiye
©Copyright by the Atatürk University School of Medicine - Available online at funduszeue.info
Ovaryan ve GS malignitesi olan hastalarda periteonal implantlarn share wave elastografi hz deerleri ile difüzyon MR da ADC deerleri arasnda ilikinin aratrlmas.
Ekim ve mart tarihleri arasnda Kadn hastalklar ve onkoloji kliniklerinden bilinen over malignitesi olan veya üphesi bulunan hastalarn 3 Tesla Mr da çekilen abdomen Mr lar ayn gün deerlendirildi. Peritonal implant olan hastalar e zamanl Shear-wave elastografi tekniiyle hz ölçümleri yapld. Overyan ve GS malignitesi olan 28 hastann abdomen mr incelemesinde 9 hastada peritonal implant saptand. Bu hastalarda implant olan hastalarda boyutu en büyük olan ve cilde yakn olan seçildi. ADC haritalamada 3 adet 4 mm² RO deerleri alnd. Shear-wave elastografide ADC deeri alnan implanttan 3 adet 1,5 mm2 RO kullanlarak hz deerleri ölçüldü. Elde edilen ortalama deerler Spearmans korelasyon testi kullanld. P0,05 deeri istastiksel olarak anlaml kabul edildi.
Hasta saymz 9 olup ortalama ya 52,5 olarak saptand. Ortalama ADC deeri 1,02 (min:0,87, max:1,8) bulundu. Share-wave hz deeri ortalama 2,1 m/ sec (min:1,8, max:2,8) olarak hesapland. Peritonal implantlardan elde edilen ADC deeri ve ortalama hz deerleri arasnda ters orant saptand.
Bu çalmamzdaki veriler ile shear -wave elastografinin peritonal implantlarn saptanmasnda Difüzyon mr kadar deerli olduunu düünmekteyiz.
EAJM. May; 50(Suppl 1): S4.
1Ankara Çocuk Sal ve Hastalklar Hematoloji Onkoloji Eitim ve Aratrma Hastanesi, Ankara, Türkiye
Find articles by NAZLI GÜLSÜM AKYEL
2Ankara Umut Hastanesi, Ankara, Türkiye
Find articles by KAYIHAN AKIN
2Ankara Umut Hastanesi, Ankara, Türkiye
Find articles by ASLI KÖKTENER
Author informationCopyright and License informationDisclaimer
1Ankara Çocuk Sal ve Hastalklar Hematoloji Onkoloji Eitim ve Aratrma Hastanesi, Ankara, Türkiye
2Ankara Umut Hastanesi, Ankara, Türkiye
3Memorial Ankara Hastanesi, Ankara, Türkiye
©Copyright by the Atatürk University School of Medicine - Available online at funduszeue.info
Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ile anal fistül deerlendirilmesinde vücut koili ile yüzeyel Flex-M koilin tanya yararnn karlatrlmas amaçlanmtr.
Anal fistül klinik tans ile MRG yaplan 19u erkek, 10u kadn 29 hasta çalmaya dahil edildi. Toplam 31 fistül deerlendirildi. ncelemeler Tesla MR cihaznda (Achieva; Philips Medical Systems; Best, Netherlands) 8 kanall faz dizilimli body koil kullanlarak gerçekletirildi. Rutin protokole ek olarak Flex-M koil ile aksiyel planda ya baskl T2 arlkl sekans tekrarland. ki uzman radyolog birbirinden bamsz olarak ve ayr zamanlarda body koil ve Flex koil ile alnan görüntüleri inceledi. ç az, d az, abse ve sekonder trakt görüntülenebilirlii deerlendirildi. Olgular Parks ve St. James Üniversitesi Snflamalarna göre snflandrld.
Birinci radyolog; d azlarn body koil ile 27, Flex koil ile 29unu, iç azlarn body koil ile 19, Flex koil ile 30unu, sekonder traktlarn body koil ile 6, Flex koil ile 8ini görebildi. kinci radyolog; d azlarn body koil ile 25, Flex koil ile 27sini, iç azlarn body koil ile 18, Flex koil ile 28ini, sekonder traktlarn body koil ile 6, Flex koil ile 8ini görebildi. Hastalardaki 6 absenin tamamn iki radyolog da her iki koille görebildi. ki hastada ikier fistül vard ve radyologlarn ikisi de ikinci fistülü body koil ile göremedi. Flex koil ile birinci radyolog fistüllerin her ikisini de, ikinci radyolog birini görebildi. Gözlemciler aras deikenlik istatistiksel olarak anlaml deildi ve kappa deerleri uyumluydu.
Bu çalmada yüzeyel koil ile çözünürlüün daha iyi olduunu ve özellikle iç az görüntülemesi olmak üzere tanya katk saladn ortaya koyduk.
Gadoterate meglumine, gadoversetamide, gadobutrol, gadodiamide ve gadoxetate sodyum adl gadolinyum içeren manyetik rezonans (MR) kontrast ajanlarnn intravenöz enjeksiyonu sonrasnda gerçekletirilen dinamik batn MR incelemelerinde, arteryel fazda aorta ve karacier parankiminin, portal venöz ve denge fazlarda karacier parankiminin sinyal intensitelerinin karlatrlmas.
Retrospektif çalmaya gadoxetate sodyum için 0,05 mmol/kg, dier her bir kontrast madde için 0,1 mmol/kg intravenöz yolla gadolinyum enjekte edilmi, 25er adet dinamik kontrastl abdominal MR çalmas dahil edildi. Arteryel fazda, aortadan ve karacier parenkiminden, portal venöz ve denge fazlarnda ise yalnzca karacier parankiminden sinyal intensite ölçümleri yapld. Hepatosit spesifik fazda elde edilen görüntüler gadoxetate sodyuma özgü oduklarndan farkl kontrast madde kullanlm gruplar arasnda sinyal intensite farklar ANOVA testi kullanlarak aratrld. ANOVA testi ile istatistiki anlaml fark ortaya çkan durumlarda gruplar aras karlatrmalar ad hoc Tukey testi kullanlarak gerçekletirildi.
Arteryel faz esnasnda aortadan yaplan ölçümler arasnda anlaml fark yoktu. Arteryel fazda karacier parankiminden yaplan ölçümler göz önüne alndnda gadoxetate sodyum grubunda sinyal intensitesi (,1±,3) gadobutrol grubunun sinyal intensitesinden (,1±,8) anlaml derece yüksekti (p0,05). Portal venöz fazda karacier parankiminden yaplan ölçümlerde, gadoxetate sodyum grubunda sinyal intensitesi (,0±71,1) gadoversetamide (,4±86,9) ve gadobutrol (,5±83,6) grubundan anlaml derece yüksekti (p). Denge faznda karacier parankiminden yaplan ölçümlerde gadoxetate sodyum grubunda sinyal intensitesi (,6±74,2) gadoversetamide (,0±96,7) ve gadobutrol (,0±93,4) grubundan anlaml derece yüksekti.
Gadoxetate sodyum, daha az gadolinyum içermesine ramen, arteryel, portal venöz ve denge fazlarnda karacierde dier gadolinyum içeren kontrast maddelere göre ayn miktarda ya da daha fazla sinyal art salamaktadr. Gadoxetate sodyuma özgü hepatosit spesifik faz, dier ajanlar ile bu fazda görüntü elde edilmesi mümkün olmadndan çalma kapsamna alnmamtr.
Safra kesesi, intra ve ekstrahepatik ta oluumunda birçok etyolojik faktör bulunmaktadr. Ancak ekstra ve intrahepatik safra yollarnn morfolojik özellikleri ve ta oluumu ile ilgili günümüze kadar yaplan yeterli çalma yoktur. Bu çalmadaki amacmz safra yollar ve safra kesesi talarnda sa ve sol intrahepatik safra kanal arasndaki aç (SSHKA), sistik kanal-ana hepatik kanal birleim açs (SHA), hepatikokoledokal aç (HKA) ilikisini saptamak ve ayrca sistik kanal uzunluu ve çapnn ta oluumuna katks olup olmadn literatürle karlatrmaktr.
63 olguya ait MRKP (manyetik rezonans pankreatikokolanjiyografi) tetkikleri retrospektif olarak incelendi. Olgularn safra kesesi açs (SKA), SHA, sistik kanal uzunluu (SKU), sistik kanal çap (SKÇ), SSHKA, HKA, intra-ekstrahepatik kanallarda ta olup olmamas, sistik kanal tipi not edildi. Görüntülerin incelenmesinde PACS ortamnda MIP ve dier kesitsel imajlar birlikte kullanld. SPSS program ile statistiki olarak olgulara ait tanmlayc analiz ve korelasyon testleri uyguland.
Olgularn %46s erkek, %56s bayan idi. Olgularn ya ortalamas 59 idi. Olgularn 46 snda (%73) safra kesesinde ta vard. Olgularn 27 sinde (%43) koledokta, 5 tanesinde (%8) ana hepatik kanalda, 4 tanesinde (%6) intrahepatik safra yollarnda ta tespit edildi. SKA, ortalama 62 derece; SHA, 24 derece, SKU, ortalama 43 mm; SKÇ, ortalama 5,4 mm; SSHKA, ortalama 63 derece; HKA, ortalama derece ölçüldü. Ya arttkça SHA,SSHKA ve HKA açlar azalyordu. Ancak istatistiksel olarak anlaml deildi (p0,05). Bayanlarda SHA ve HKA açs erkeklere göre artarken, SSHKA açs azalyordu (p0,05). Safra kesesinde ta olanlarda SHA ve SSHKA açlar azalrken (p0,05), HKA artyordu (p=0,05). Koledokta ta olanlarda SHA, SSHKA ve HKA açlarnn hepsinde art vard (p0,05). Ana hepatik kanalda ta olanlarda SHA ve HKA azalrken, SSHKA açs artyordu (p0,05).
Safra kesesi ve yollarnn morfolojik yaps da ta oluumu etyoljisi açsndan dikkatlice deerlendirilmelidir.
EAJM. May; 50(Suppl 1): S5.
Bu çalmann amac; bölgemizde, karacier donörlerinde safra yollar varyasyonlarnn manyetik rezonans kolanjiyopankreatografi (MRKP) yöntemi ile insidansn deerlendirmektir.
Ocak ubat tarihleri arasnda, kliniimizde T MRG ile MRKP uygulanan karacier donörü hasta dosyalarna ait kaytlar, retrospektif olarak incelendi. Çalmaya 32 olgu dâhil edildi. Olgularn 19 u erkek (%59), 13 ü kadn (%41) idi. Yalar 22 ile 65 arasnda deimekte olup, ortalama ya 47± bulundu. Safra yollarnn anatomisi incelendi. Safra yollar varyasyonlar Huang snflamasna (Tip A1-A5) göre yapld. Varyasyonlarn varl ve tipi kaydedildi.
21 olgunun (%66) safra yollar normal anatomik görünümde olup varyasyon tespit edilmedi (Tip A1). Kalan 11 olguda (%34) çeitli varyasyonlar mevcuttu. 6 olguda (%19) Tip A2, 3 olguda (%9) Tip A3, 1 olguda Tip A4 (%3) ve 1 olguda (%3) Tip A5 varyasyonu mevcuttu. Tip A1 ve Tip A2 olgular (%85) safra yollar açsndan transplantasyon için uygun deerlendirilmi, Tip A3-A4 ve A5 varyasyonlu olgular (%15) ise transplantasyona uygun bulunmamt.
Karacier transplantasyonu ileminde, preoperatif görüntülemede, hepatik arteriyel ve venöz yaplarn, safra yollarnn normal anatomisinin ve varyasyonlarnn deerlendirilmesi, operasyon esnasnda veya postoperatif takiplerde oluacak komplikasyonlar açsndan büyük önem tamaktadr. Biliyer varyasyonlar sk gözükmekte olup, morbiditenin büyük ksm biliyer anastomozlarla ilgili komplikasyonlara baldr. Komplikasyonlarn önüne geçmek için, preoperatif verici adaylarnn biliyer sistemlerinin, noninvazif radyolojik yöntemler kullanlarak, dikkatlice deerlendirilmesi gerekmektedir. Biliyer anatominin ve varyasyonlarn deerlendirilmesinde MRKP ilk tercih edilecek non invazif radyolojik modalitedir.
EAJM. May; 50(Suppl 1): S5–S6.
1Devlet Hastanesi, Radyoloji Klinii, Tokat, Türkiye
Find articles by MURAT BEYHAN
2Atatürk Üniversitesi Tp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dal, Erzurum, Türkiye
Find articles by RECEP SADE
Tiroid nodülleri sklkla görülür ve genel popülasyonun%60nda gözlenir. Ancak bu nodüllerin sadece %37si maligndir. Malign tiroid nodüllerini benign nodüllerden ayrma tiroid lezyonlarnda gereksiz cerrahinin ve zaman kaybnn önlenmesi açsndan oldukça önemlidir. Çalmamzda amaç tiroid nodüllerinde benign-malign ayrmnda perfüzyon manyetik rezonans görüntülemenin (MRG) etkinliini aratrmaktr.
Aralk Aralk arasnda tiroid bezinde kitlesi olan 18 ya ve üzeri 24 hastann görüntüleri 3-T MRde dinamik kontrastl MRG kullanlarak elde edildi. Bu görüntüler software üzerinde seçilmi regions of interest (ROI) ile post-processing ileminden geçirilerek ROI içindeki her voksel için kantitatif veriler elde edildi. Ktrans, Ve, Kep, iAUC ve chi2 otomatik olarak hesapland. Daha sonra benign ve malign lezyonlarn dinamik kontrastl MRG deerleri karlatrld.
Hastalarn 15i kadn 9u erkekti. Ya ortalamas 36,2 idi. Hastalarn 14ünde benign lezyon 10unda malign tümör mevcuttu. Malign lezyonlarda ortalama Ktrans, Kep, Ve, iAUC ve chi2 deerleri srasyla , , , ve ; benign lezyonlarda 0,, , , ve ; normal parankimde ise , , , ve idi. Malign lezyonlardaki ortalama Ktrans ve iAUC deerleri benign lezyonlardan anlaml olarak daha düüktü ( ve ). Malign lezyonlarda Ktrans, Kep ve iAUC deerleri normal parankim deerlerinden istatistiksel olarak anlaml derecede düüktü (srasyla p , ve ).
Dier dokularn aksine, tiroid kitlelerinde perfüzyon MRG deerleri maligniteye doru gidildikçe Ktrans ve iAUC deerlerinde bir azalma sergiler. Perfüzyon MRGnin kullanm benign ve malign tiroid nodüllerini ayrmada daha büyük çalmalarn sonucu olarak bir cut-off deeri oluturulduktan sonra yararl olabilir.
Biz çalmamzda tan ve tedavi açsndan önemli olan intraartiküler enjeksiyon yöntemlerinin ultrason klavuzluunda uygulan yöntemlerini tantmay amaçladk.
cc serum fizyolojik, MR kontrast madde,BT kontrast madde,nsülin enjektörü,20cc enjektör, Gazl bez /batikon, Steril eldiven,Steril prob klf, Damar yolu
MR artrografi için;
cc serum fizyolojik içerisine 0,5 cc MR kontrast madde verilir.
20cc steril enjektör içerisine hazrladmz karm alnr.
MR artrografi+CT artrografi için;
cc serum fizyolojik içerisine 0,75cc MR kontrast madde verilir.
20 cc enjektör içerisine 5 cc CT kontrast maddeden 15 cc dilüe ettiimiz MR kontrast maddeden alnr.
Enjeksiyon yaplacak eklem antiseptik solüsyon ile steril edilir.
Lineer transducere steril ultrason prob klf geçirilir.
Giriimsel ilemi yapacak doktorumuz steril giyinmesi gerekiyor.
Ultrasonda lineer prob (512 MHz) ve MSK modu seçilir.
Hasta dik oturur pozisyonda yerletirilir.
Linear prob infraspinatus kasna paralel yerletirilir.
Humerus ba ve glenoid kemik arasnda eklem boluu görülür.
nemiz probumuzun yaklak 1cm uzandan, yaklak 45 derecelik aç ile ve probun uzun aksna paralel olacak ekilde ilerletilir.
Posterior yaklamda hedef inemizin humerus ba ile glenoid kemik arasna yerletirilmesidir.
Yaklak 1015 cc (12 cc) arasnda hazrladmz dilüe kontrast madde enjekte edilir.
Hasta sedye uzerinde oturur pozisyonda durur ve ilem yaplacak ayak için ayak taban sedyeye paralel yerletirilir.
Lineer prob tibia diafizine paralel olacak ekilde eklem üzerine yerletirilir.
Tibia epifizi ve talus domu arasndan eklem boluu görülür.
nemiz probumuzun yaklak 1cm uzandan,yaklak 45 derecelik aç ile ve probun uzun aksna paralel olacak ekilde ilerletilir.
Hedef inemizin tabiotalar eklem boluuna yerletirilmesidir.
Yaklak 35 cc (4 cc) arasnda hazrladmz dilüe kontrast madde enjekte edilir.
Hasta sedye yannda sedyeye vücudunun yan taraf gelecek ekilde oturtulur.
Humerus sedye üzerine paralel ekilde yerletirilir.
Ön kol 90 derece fleksiyonda ve ba parmak yukarda olacak ekilde yerletirilir.
Lineer prob radius diafizine paralel olacak ekilde radius banda eklem üzerine yerletirilir.
Radius ba ile kapitellum arasndan eklem boluu görülür.
nemiz probumuzun yaklak 0,5 cm uzandan,yaklak 45 derecelik aç ile ve probun uzun aksna paralel olacak ekilde ilerletilir.
Lateral Yaklamda hedef radiokapitellar eklem boluunda inemizin radius bana uzanmasdr.
Yaklak 35cc (4 cc) arasnda hazrladmz dilüe kontrast madde enjekte edilir.
Hasta sedye yannda yüzü sedyeye dönük yerletirilir.
El bilei altna mümkünse bilein hafif fleksiyonda durmasna yardmc olacak aparat yerletirilir.
El bilei hafif ulnar deviasyona getirilir.
Lineer prob radius diafizine paralel olacak ekilde distal radius epifizi üzerine yerletirilir.
Radiokarpal eklem mesafesi görülür.
nemiz probumuzun yaklak 0,5 cm uzandan,yaklak 45 derecelik aç ile ve probun uzun aksna paralel olacak ekilde ilerletilir.
Hedef inemizin radiokarpal eklem boluunda radius distal epifizine ulamasdr.
Yaklak 24cc (3 cc) arasnda hazrladmz dilüe kontrast madde enjekte edilir.
Ultrason gerçek zamanl bir tetkik olduu için ilem srasnda ine trasesi daha iyi deerlendirilebilir. Özellikle pediatrik hasta grubunda radyasyondan korunmak ve daha efektif bir enjeksiyon için tercih edilir.
EAJM. May; 50(Suppl 1): S7.
Çalmamzda dinamik Magnetik Rezonans (MR) görüntüleme ile normal ve anormal prostatik dokularn karakteristik kontrastlanma özelliklerini saptayarak; histolojik derece (Gleason skoru) ve tümör belirteçleri ile ilikilerini deerlendirdik.
Prostat kanseri olan 27 hastada gadopentetat dimegluminin bolus enjeksiyonunu takiben dinamik MR görüntüleri elde edildi. Ayn anatomik pozisyonda T2 arlkl ve diffüzyon görüntülerinde yeri belirlenen 27 tümör dokusu, 21 normal periferal zon, 13 normal santral zondan ve 8 benign prostat hiperplaziden zaman-sinyal younluu parametreleri olan; kontrastlanma balangç zaman, maksimum kontrastlanma zaman, kontrastlanma biti zaman, balangç sinyal deeri, maksimum kontrastlanma sinyal deeri, biti kontrastlanma sinyal deeri kullanlarak wash-in, wash-out ve maksimum kontrastlanma skoru elde edilerek; normal doku ve benign patolojilerle, kanser dokusu karlatrld. Ayrca tümörün histolojik derece (Gleason skoru) ve serum prostatik spesifik antijen (PSA) seviyeleri ile korele edildi.
Periferik zon ve tümör arasnda balama zaman hariç sinyal younluu parametreleri ile anlaml fark bulundu. Santral gland ve tümör kontrastlanma parametreleri deerleri arasnda maksimum kontrastlanma zaman ve wash in skoru hariç fark izlenmedi. BPH ve tümör kontrastlanma parametreleri deerleri arasnda maksimum kontrastlanma zaman hariç fark izlenmedi. Bununla birlikte, Gleason skoru veya PSA seviyeleri ile önemli bir korelasyon görülmedi.
MR kontrastlanma özelliklerinin deerlendirilmesi özellikle periferal zonda normal doku- tümör ayrm yaplmasna olanak tand bilinmekle birlikte maksimum kontrastlanma zaman BPH ve tümör ayrmnda faydal olabilir.
Multiparametrik prostat MR (mpMRG) çekilen ve sonrasnda yaplan biyopsi sonucu prostatik adenokersinom gelen hastalarda lezyonlarnn subjektif ve objektif difüzyon karakterlerinin incelenmesi.
Ocak Ocak tarihleri arasnda bölümümüzde mpMRG çekilen ve sonrasnda biyopsi yaplan hastalar retrospektif olarak deerlendirildi. Biyopsi sonucu prostatik adenokersinom gelen 26 tane hasta tespit edildi. Mevcut 26 hastadaki lezyonlarn tamamna ait difüzyon arlkl görünütüler 5 yllk tecrübeye sahip abdominal radyolog ve 2 yllk tecrübeye sahip radyoloji uzmanlk örencisi tarafndan incelendi. Lezyonlarn b50, b, b deki sinyal intensiteleri subjektif olarak (4 puanlk skala) ile belirgin sinyal art göstermeyen (0 puan), hafif derecede (1 puan), orta derecede (2 puan) ve ileri derecede hiperintens diye snflandrld. Lezyonlarn difüzyon karakterleri objektif olarak ADC deerleri ölçüldü. b50, b, b deki sinyal intensitelerinin subjectif deerlendirilmesi ve ADC haritasndaki veriler iki radyolog arasndaki interobserver agreement (kappa) deerleri ile incelendi.
Mevcut 26 hastadaki 26 adet periferik zon yerleimli prostatik adenokanser lezyonun ortalama ADC deeri ± mm2/s olarak gözlendi. ki radyolog arasnda ADC ölçümleri için kappa deeri 0,88 ile yüksek uyumluluk göstermektedir. ki radyolog arasnda b50deki sinyal intensiteleri arasndaki subjectif uyum için elde olunan kappa deeri (zayf), bdeki sinyal intensiteleri arasndaki subjectif uyum için elde olunan kappa deeri (orta) ve bdeki sinyal intensiteleri arasndaki subjectif uyum için elde olunan kappa deeri ise (orta) olarak gözlendi. Lezyonlarn büyük çounluunun b ve b görüntülerde yüksek sinyal intensitesine sahip olduu gözlendi.
Çalmamzda gözlendii gibi farkl b deerleri arasnda interobserver agreement deerleri düük olduu için ADCnin saysal olarak ölçülmesi, radyologlarn objektif verilerinin rapora yanstlmasn salayarak, MR sonuçlarn iyiletirilmesini ve prostat kanserinin daha iyi tespit edilmesine olanak tanr. Daha düük ADC deerleri ile difüzyon kstlamas, biyopsi öncesinde multiparametrik MRGda kanseri öngörmek için iyi bir parametredir.
EAJM. May; 50(Suppl 1): S8.
1Atatürk Üniversitesi Aratrma Hastanesi, Radyoloji Anabilim Dal, Erzurum, Türkiye
Find articles by GÖKHAN POLAT
1Atatürk Üniversitesi Aratrma Hastanesi, Radyoloji Anabilim Dal, Erzurum, Türkiye
Find articles by AYSEL ÖNEM AYDIN
1Atatürk Üniversitesi Aratrma Hastanesi, Radyoloji Anabilim Dal, Erzurum, Türkiye
Find articles by HAYR OUL
1Atatürk Üniversitesi Aratrma Hastanesi, Radyoloji Anabilim Dal, Erzurum, Türkiye
Find articles by SERHAT KAYA
1Atatürk Üniversitesi Aratrma Hastanesi, Radyoloji Anabilim Dal, Erzurum, Türkiye
Find articles by MECT KANTARCI
2Atatürk Üniversitesi Aratrma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dal, Erzurum, Türkiye
Find articles by KUTS TUNCER
Author informationCopyright and License informationDisclaimer
1Atatürk Üniversitesi Aratrma Hastanesi, Radyoloji Anabilim Dal, Erzurum, Türkiye
2Atatürk Üniversitesi Aratrma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dal, Erzurum, Türkiye
©Copyright by the Atatürk University School of Medicine - Available online at funduszeue.info
Çalmamzda MRG de ince kesit 3D volumetric interpolated breathhold examination (VIBE) sekansnn osteoid osteomay deerlendirmede ince kesit BTye göre etkinliini deerlendirmeyi amaçladk.
Kas iskelet sistemi ile ilgili raporlama deneyimi olan 3 radyologun rutin muayenesinde 25 hasta kör olarak deerlendirildi. Deerlendirme için BT, kontrastsz VIBE ve kontrastl VIBEden sadece biri radyologa randomize teslim edildi. Daha sonra radyologlarn radyolojik tans deerlendirildi. Daha sonra radyologlardan VIBE, kontrastl VIBE ve BT görüntüleri ile birlikte osteoid osteomal hastalar deerlendirmeleri istendi. Bu ikinci görüte OO bileenlerinin deerlendirilmesi talep edildi. Görüntülerde sklerotik marjn varl, nidus ve nidus kalsifikasyonun deerlendirilmesi istendi. Resimlerde görülen her özellik için 0 ile 2 arasnda bir skala yapld (0=izlenmedi, 1=ksmen izlendi, 2=mükemmel izlendi).
BT, VIBE ve kontrastl VIBE tanlar patolojik tan ile karlatrldnda anlaml fark saptanmad (p = 1). Nidus ve nidus kalsifikasyonun deerlendirilmesinde görüntüleme yöntemleri arasnda anlaml bir fark yoktu (srasyla p = , p = 1). Sklerotik marjinin deerlendirilmesinde BT, VIBE ve kontrastl VIBE arasnda BT anlaml derecede daha etkin bulundu (srasyla p = 0,, p = 0,).
Çalmamz VIBE ve kontrastl VIBE sekanslarnn osteoid osteoma tansnda altn standart olarak kabul edilen ince kesit BT kadar etkin bir yöntem olduunu göstermitir. Böylece osteoid osteoma tansnda hastalarn maruz kald radyasyon miktar azaltlabilir.
Çalmamz, anevrizma tedavisinin beyin perfüzyonunu nasl etkilediini belirlemeyi amaçlamaktadr.
Endovasküler anevrizma tedavisi olmu 42 hasta incelendi. Sekiz hasta dahil edilme kriterlerini karlamad için çalmaya alnmad. Çalmada 34 hasta ile ilgili veriler deerlendirildi. Beyin perfüzyon parametreleri, ilem öncesi, ilemden 3 gün sonra ve ilemden 1 ay sonra ölçülmütür. Ayrca, rCBV, rCBF, MTT ve TTP parametreleri posterior dolam ile karlatrld ve perfüzyon parametrelerindeki deiiklikler istatistiksel olarak deerlendirildi.
Anevrizmalarn boyutu hastalarmzda 10 mm olarak ölçüldü. Böylece bu hastalar küçük anevrizma snfnda deerlendirildi. Perfüzyon parametreleri karlatrldnda, rCBV, rCBF ve MTT açsndan preoperatif ve postoperatif deerler arasnda anlaml fark yoktu. Elde edilen p deerleri: rCBV için p=; rCBF için p=; ve MTT için; p= TTP haritasndan elde edilen deerler arasnda ise anlaml fark vard (p=). TTP deerlerinde operasyondan önce alnan ölçümlere göre, operasyondan sonraki üçüncü günde uzama gözlendi ve ilem sonras birinci ayda azalma oldu.
Beyin perfüzyonu srasnda küçük çapl anevrizmalar (10 mm) rCBV ve rCBFyi etkilemediinden, anevrizmalarn tedavisi srasnda görülebilen perfüzyonla ilgili komplikasyonlar (hiperperfüzyon sendromu) beklenmemektedir. TTPnin üçüncü gününde uzamas ve ilk aynda ksalmas, prosedür srasnda veya sonrasnda geliebilecek beyin ödemi ve vasospazm gibi komplikasyonlarn göstergesi olabilir.
Sezaryen skar gebelii, her ne kadar en nadir ektopik gebelik formlarndan birisi olsa da insidans, hzla artmakta olan sezaryen doum oranlar nedeniyle yükselmektedir. Nadir görülüyor olmasna karn obstetrik kliniinin yaam en tehdit edici acillerindendir. Acil servislerde akut batn ve vajinal kanama durumlarnda b-HCG deerinin yüksek olmasna sekonder abdominal ultrasonografi sonras olas baka patolojilerin ekartasyonu için pelvik MRG çekimleri yaplabilmektedir. Bu akut durumlar içerisinde nadiren insizyonel gebelikler görülebilmekte ve bunlar yaam tehdit edici sonuçlarndan dolay erken tannmas gerekmektedir.
Hastanemize tarihleri arasnda akut batn ve vajinal kanama ikayeti ile bavuran ve gebelik üphesi nedeniyle manyetik rezonans görüntüleme yaplan 40 hasta incelendi. Bu hastalardan 4 tanesinde insizyonel gebelik,12 tanesinde akut appendisit, 5 tanesinde uterus d ektopik gebelik, 3 tanesinde over torsiyonu, 6 tanesinde over kist rüptürü, 10 tanesinde ürolojik sebepler bulundu. nsizyonel gebelik nihai tans alan 4 hastann manyetik rezonans görüntüleri deerlendirildi ve görüntüleme bulgular çalmamzda deerlendirildi.
40 yanda hasta acile karn ars ve vajinal kanama ikayeti ile bavurdu. Hastann gravida 3, parite 2 gebelik öyküsü mevcut. B-Hcg deeri ölçülmü olup 8 hafta gebelik öyküsü mevcuttu (FKA -). Gebeliin insizyon skar düzeyine yerletii görüldü. Hastaya ardsk mtx verildi ve hastaya full küretaj yapld.
36 yanda hasta acile karn ars ve vajinal kanama ikayeti ile bavurdu. Hastann gravida 3, parite 2 gebelik öyküsü mevcut. B-Hcg deeri 47 ölçülmü olup gebeliin insizyon skar düzeyine yerletii görüldü (FKA +). Hastaya ardsk mtx verildi ve hastaya full küretaj yapld.
38 yanda hasta acile vajinal kanama ikayeti ile bavurdu. Hastann gravida 2, parite 1 gebelik öyküsü mevcut. B-Hcg deeri ölçülmü olup gebeliin insizyon skar düzeyine yerletii görüldü. Hastaya bilateral hipogastrik arterlere balon anjiyoplasti sonras full küretaj yapld (FKA +).
32 yanda hasta acile vajinal kanama ikayeti ile bavurdu. Hastann gravida 2, parite 1 gebelik öyküsü mevcut. B-Hcg deeri ölçülmü olup gebeliin insizyon skar düzeyine yerletii görüldü (FKA -). Hastaya ardsk mtx verildi ve hastaya full küretaj yapld.
Sezaryen skar gebeliinin tansnn konmasnda gecikme olmas yaam tehdit edici sonuçlara neden olabilecei gibi yanl tan konmas halinde ise gereksiz ve komplikasyonlara neden olabilecek tbbi giriimler ile sonuçlanabilir. Acil servise akut batn ve vajinal kanama ile bavuran hastalarda insizyonel gebelik tans aklda tutulmaldr. Manyetik rezonans görüntüleri gebelik haftas ve FKA (+)liine göre farkllklar gösterebilmektedir. Erken haftalarda basit bir kist görünümündeyken ileri haftalarda ve FKA negatifliine göre heterojen-komplike kistik görünümlerede neden olabilmektedir. Bu nedenle hastann öyküsü ve klinik verileri iyi analiz edilmeli ve insizyonel gebelik üphesi aklda tutulmaldr.
Medial menisküs protrüzyonu ile meniskokollateral ligament ve dier posteromedial köe stabilizatörlerinin hasar ve osteoartrit arasndaki ilikinin aratrlmas amaçlanmtr.
Retrospektif olarak medial menisküste protrüzyonu olan diz MR olgusu ile çalld. Anterior ve medial protrüzyon miktarlar ölçüldü. Meniskotibial (MTL) ve meniskofemoral (MFL) balar, gastroknemius ve semimembranozus tendonlarnn varsa hasar tipleri kaydedildi. Medial menisküs ve çapraz balarn anormallikleri, eklem effüzyonu, kemik ve kkrdak yaplarn hasar durumu deerlendirildi.
Medial menisküste olguda (%80) anteriora, olguda (%97) mediale protrüzyon mevcuttur. Hem MTF ve MFL ba hasarnda medial protrüzyon daha fazladr (p). MTL ba hasar olan hastalarda MFL ba hasar daha fazla bulunmutur (p). Anterior protrüzyon, MTL veya MFL ba hasar olanlarda farkl deildir (p). Menisküsü normal olanlarda her iki bada da hasar görülme yüzdesi hem meniskal dejenerasyon hem de yrtk olanlara oranla anlaml düzeyde düük bulunmutur (srasyla p, p). Menisküs dejenerasyonu olanlarn medial protrüzyon deerleri, hem meniskal yrtk hastalarindan (p=) hem de menisküsü normal (p) olan gruptan fazladr. Meniskal hasar olan hastalarda semimembranozus tendonunda yaralanma anlaml oranda yüksek bulunmutur (p=). Tibial kondromalazide her iki ba hasar ve menisküsün anteriora ve mediale protrüzyonu daha yüksektir (p). Femural kondromalazide meniskotibial ba hasar daha sk saptand (p=). Eklem içi effüzyonu olan hastalarda menisküsün protrüzyonu daha sk görülmütür (p). Ya ile meniskal hasar (p=), ba hasarlar (p) artmaktadr. Medial protrüzyon ya (p) ve vücut arl (p = ) ile artmaktadr.
Medial menisküsün özellikle mediale protrüzyonu diz posteromedial köe yaplarnn hasar ile yakndan ilikilidir. Protrüzyonun meniskokollateral ligamanlarn hasarn da iaret ettii bilinmeli ve bu yaplar dikkatlice gözden geçirilmelidir.
EAJM. May; 50(Suppl 1): S
Patellar instabilite, yüksek nüks oran olan, multifaktöryel yaygn bir diz patolojisi olup, semptomlar devam eder ve hastay kondromalaziye ve osteoartrite yatkn hale getirir. Patellofemoral eklem instabilitesinin deerlendirilmesinde tibial tüberosit-troklear oluk mesafesi (TT-TO) çok önemlidir. Bu çalmann amac, farkl ya gruplarnda erkeklerde ve kadnlarda TT-TO mesafesinin normal deerini bildirmek ve TT-TO mesafesi ölçümünde manyetik resonans görüntülemenin (MRG) güvenilirliini deerlendirmektir.
Bu çalma Ocak Aralk tarihleri arasnda, 18 yan üzerinde, diz ars olan ancak diz muayenesi, diz MRGsi normal olan 99 hasta üzerinde yaplmtr. Diz MRG sinde veya diz muayenesinde anormal bulgusu olan hastalar çalmadan dland. MR görüntüleri, Tesla MR taraycsnda TR , TE 30, and 4 mm kesit kalnl kullanlarak elde edildi. Görüntüler, diz full ekstansiyon ve quadriseps gevemi ekildeyken elde edildi.
Aratrma kapsamnda toplam 99 hasta incelendi. ncelenen hastalarn ya ortalamas ± yl, ortancas 40 (1868) yldr. Hastalarn %i (n=54) kadn, %i (n=45) erkekti. Toplam populasyonda ortalama TT-TO mesafesi ± mm dir. Ortalama TT-TO mesafesi erkeklerde ± mm; kadnlarda ± mm; 30 ya altnda ±mm; 3150 ya arasnda ± mm; 51 ya üzerinde ± ölçülmütür. Hastalarn ya gruplar ve cinsiyetleri arasnda TT-TO mesaafesi açsndan fark saptanmad (srasyla; p=; p=). TT-TO mesafesi ölçümünde erkek ve kadn hastalar ile; ayr ayr ya gruplar arasnda fark saptanmad (srasyla; p=; p=).
Bu çalmann sonucunda, TT-TO mesafesi ölçümünde, farkl ya gruplarnda erkeklerde ve kadnlar arasnda anlaml bir farkllk saptanmad. TT-TO mesafesinin normal deerini ± mm olarak tespit etti. Bu çalma MRGnin TT-TO mesafesinin deerlendirilmesinde güvenilir bir yöntem olduunu göstermitir.
EAJM. May; 50(Suppl 1): S10–S
Bu çalmada patella volümü ve patellar kartilaj kalnl ile kondromalazi geliimi arasndaki ilikiyi deerlendirdik.
Çalmaya ile tarihleri arasnda kliniimizde diz ars nedeniyle diz manyetik rezonans (MR) çekimi yaplan ve inceleme sonucu kondromalazi saptanan olgu ile diz MR incelemesi normal olan 51 olgu dahil edildi. Tüm olgularn patella volümleri i istasyonunda yar otomatik yazlm kullanarak analiz edildi. Kondromalazi saptanan olgularda evreleme Outerbridge kalsifikasyonuna göre evre 14 arasnda gruplandrld. Patella volümü ile kondromalazi varl ve derecesi, kartilaj kalnl, ya ve cinsiyet arasndaki iliki istatistiksel olarak analiz edildi.
Çalmaya dahil olgunun 67si (%41,4) erkek, 95i (%58,6) kadnd. Patellar kondromalazi saptanan olgularn 23ünde (%20,7) grade I, 52sinde (%46,8) grade II, 32sinde (%28,8) grade III, 4ünde (%3,6) ise grade 4 kondromalazi mevcuttu. Çalmaya dahil edilen olgularn ortanca ya 44tü. Patella volümü minimum 12,24, maksimum 39,44, ortanca patella volümü ise 21,4 cm3tü. Patellar kondromalazi bulunan olgularda ya bulunmayan olgulara göre daha yüksek bulunmu olup sonuç istatistiksel olarak anlamlyd (p=0,). Patellar kondromalazi bulunan olgularda patella volümü daha yüksekti (p=0,). Ayrca patellar kondromalazi bulunan olgularda medial fasetteki kkrdak kalnl istatistiksel olarak daha düüktü. Patellar kondromalazi bulunan olgularda kondromalazi evresi ile patella volümü arasnda istatistiksel olarak anlaml, zayf, pozitif korelasyon mevcuttu (p=0,; r=0, ve p=0,; r=0,).
Çalmamzda kronik ön taraf diz arsnn önemli nedenleri arasnda yer alan patellar kondromalazi ile patella volümü arasndaki anlaml iliki ve patella medial yüz kartilaj kalnlnn kondromalazili olgularda lateral yüze göre daha ince olduu gösterilmitir. Kondromalazi geliimi ya ile pozitif korelasyon göstermekle beraber kadn ve erkek arasnda anlaml bir fark gözlenmemitir.
Literatürde, os akromiyale ile rotator manet patolojisi arasndaki iliki; yaynlanm birçok çalmadaki yetersiz metodlara bal henüz tanmlanmamtr. Bu çalmann amac; MR inceleme ile os kromiyale olgularnda, rotator manet, biseps tendonu, bursalar ve glenoid labrum ile ilgili patolojileri deerlendirmektir.
PACSta kaytl, omuz ars ikayeti ile bavuran ve omuz MR incelemesi yaplan hastadan os akromiyalesi olan, ya 24 ve üzerinde toplam 43 olgu çalmaya dahil edildi. MR incelemeleri; rotator manet tendon yrtk tipleri, biseps tendonu, bursalar ve glenoid labrum patolojileri yönünden deerlendirildi.
Os akromiyale skl % bulundu. Olgularn %ünü bayanlar oluturdu. Rotator manet yrt 38 (%) hastada tanmland. Supraspinatus tendonunun parsiyel kat yrt 31 (%72) hastada mevcuttu. Parsiyel kat yrtklar, 22 (%70) hastada rim-rent eklinde idi. Supraspinatus tendonunun tam kat yrt sadece yedi (%16) hastada mevcuttu. Subakromiyal ve subkorakoid bursit, srasyla 31 (%72) ve 14 (%32) hastada tanmland. Biseps tendon patolojisi üç (%7) hastada, labral patoloji ise sadece bir (%2) hastada izlendi.
Os akromiyale olgularnda, rotator manet yrtklarnn görülme oran artmtr. Çou rotator manet yrt supraspinatus tendonu ile ilikili bulunmutur ve en sk yrtk tipi parsiyel kat eklindedir. Biseps tendonu ve glenoid labrum ile ilikili patolojilerin görülme orannda art saptanmamtr.
EAJM. May; 50(Suppl 1): S
Author informationCopyright and License informationDisclaimer
1Recep Tayyip Erdoan Üniversitesi Tp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dal, Rize, Türkiye
2Recep Tayyip Erdoan Üniversitesi Tp Fakültesi, Fiziksel Tip Ve Rehabilitasyon Anabilim Dal, Rize, Türkiye
©Copyright by the Atatürk University School of Medicine - Available online at funduszeue.info
Bu çalmann amac ankilozan spondilitte (AS) ail tendonunun kantitatif T2* (T2 star) bulgularn deerlendirmek ve bu bulgularn hastalkla ilgili parametrelerle ilikisini incelemektir.
Çalmaya AS tanl 30 hasta (19 erkek, 11 kadn; ortalama ya, 42,3 yl; aralk 2360 yl), ya ve cinsiyeti eletirilmi 15 salkl kontrol alnd. Hastalk aktivitesi, Bath Ankylosing Spondylitis Disease Activity Index (BASDAI) kullanlarak deerlendirilirken, fonksiyonel durum, Bath Ankylosing Spondylitis Functional Index (BASFI) kullanlarak deerlendirildi. Eritrosit sedimentasyon hz ve C-reaktif protein (CRP) kaydedildi.
Ankilozan spondilitli hastalarda kontrol grubuna göre sa ve sol ail T2* deerlerinde belirgin azalma saptand (,2± vs ±, p=; ± vs ±, p=, respectively). Sol ail T2* deeri hastalk aktivitesi ve fonksiyonel durum arasnda anlaml bir korelasyon göstermedi. Sa ail T2* deeri CRP ile anlaml negatif korelasyon göstermesine ramen (p=0,, r=0,) dier hastalkla ilikili parametreler ile arasnda anlaml bir iliki bulunmad.
T2* deeri ASli hastalarda ail entezitinin deerlendirilmesinde yardmc olabilir.
Os akromiale akromial apofizin 4 osifikasyon merkezinden herhangi birinde olan birleme kusuru nedeniyle ortaya çkan kemikçiktir. Bu anatomik oluum birkaç çalmada omuz impingement sendromu ile ilikilendirilmitir. Biz bu çalmamzda toplumumuzda os akromiale skl ile birlikte os akromiale bulunan semptomatik hastalarn radyolojik bulgularn literatür bilgileri eliinde sunmay amaçladk.
Çalmaya Ocak Ocak tarihleri arasnda çekilen omuz MR tetkikleri dahil edildi. Toplamda omuz MR tetkiki deerlendirildi. Os akromiale tespit edilen hastalarn fibröz-sinkondroz eklem ilikileri, dejeneratif deiiklikleri ve ayn zamanda supraspinatus tendon bütünlüü ve sinyal intensitesi deerlendirildi.
58 hastada (%6,7) os akromiale tespit edildi. 39 hastada os akromiale sinkondrozis ekleminde hipertrofik, dejeneratif deiiklikler ve komu subakromial bursada fokal efüzyon mevcuttu. Bu hastalarda ayn zamanda akromiohumeral mesafeye uzanan osteofit dikkati çekti. 36 hastada supraspinatus tendonunda yrtk mevcuttu 6 hastada ise tendinozis saptand.
Os akromiale genellikle radyolojik incelemelerde raslantsal olarak saptanr. Semptomatik olgularn skl ise bilinmemektedir. Literatürde os akromialenin deiik yolarla omuz impingement sendromuna neden olabilecei ileri sürülmütür. Özellikle MR tetkikinde eklemde oluan dejeneratif deiiklikler kolaylkla deerlendirilebilmektedir. mpingement ön tans ile çekilen MR tetkikinde izlenen os akromiale izlenen hastada baka radyolojik bulunmasa bile os akromiale etyolojide aklda tutulmaldr.
EAJM. May; 50(Suppl 1): S
1Salk Bilimleri Üniversitesi Konya Eitim ve Aratrma Hastanesi, Radyoloji Birimi, Konya, Türkiye
Find articles by MEHMET SEDAT DURMAZ
2Selçuk Üniversitesi Tp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dal, Konya, Türkiye
Find articles by HAKAN CEBEC
2Selçuk Üniversitesi Tp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dal, Konya, Türkiye
Find articles by MEHMET ÖZTÜRK
Author informationCopyright and License informationDisclaimer
1Salk Bilimleri Üniversitesi Konya Eitim ve Aratrma Hastanesi, Radyoloji Birimi, Konya, Türkiye
2Selçuk Üniversitesi Tp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dal, Konya, Türkiye
©Copyright by the Atatürk University School of Medicine - Available online at funduszeue.info
Sakroileit ön tans ile MRG çekilenlerde kontrast madde kullanmnn gerekliliinin tartlmas amaçlanmtr.
Ocak Ocak arasnda, Konya ilinde iki üniversite hastanesi radyoloji bölümünde sakroileit ön tans ile çekilen toplam sakroiliak MRG tetkiki içerisinden seçkisiz (sistematik) örnekleme yöntemiyle seçilen hastann sakroiliak eklem MR görüntüleri retrospektif olarak deerlendirildi. Tüm MRG çekimleri 1,5 Tesla MR ünitesinde gerçekletirilmiti. Sakroiliak eklem MRG sekanslarndan STIR ve kontrastl görüntüler kemik ilii ödemi-osteitis açsndan 5 ve 8 yllk deneyimli 2 ayr radyolog tarafndan, bamsz olarak ve sonrasnda birlikte deerlendirildi. hastada toplamda sakroiliak eklem deerlendirildi. Sa ve sol sakroiliak eklemlerde sakroiliet ile uyumlu bulgular 04 puanl skala üzerinden skorland. Sekanslar arasndaki uyum ve gözlemciler aras deikenlik deerlendirildi. Sakroileit tansnda kontrastl ya baskl incelemenin STIR sekansna ek katks olup olmad aratrld.
ki radyolog arasnda STIR sekansnda sakroiliak eklem bulgular açsndan gözlemciler arasndaki uyum sa sakroiliak eklemde %93 (K=0,, p0,), sol sakroiliak eklemde %93,9 (K=0,, p0,) olarak saptand. Ortak konsensus ile sakroileit bulgular STIR sekansnda 16 sa, 15 sol sakroiliak eklemde, kontrastl incelemede ise sakroileiti destekleyen bulgular 17 sa, 17 sol sakroiliak eklemde izlendi. Deerlendirilen sakroiliak eklemin 34 ünde (%16,03) sakroileit ile uyumlu bulgular mevcuttu. Sakroileit tansnda kontrast madde sonras ek olarak sadece 3 sakroiliak eklemde sakroileit tans kondu.
Kontrastl görüntüler sakroileit tansnda ek bilgiler verebilir ancak sakroileit tansnda STIR sekansna anlaml üstünlüü yoktur. Özellikle kontrast maddelerin yan etkileri, maliyet, tetkik süresi gözönüne alndnda sakroileit ön tans ile MRG çekilen hastalarda kontrast madde kullanmna gerek yoktur, snrl sayda hasta grubunda, gerekli görüldüünde ek çekim olarak kontrastl inceleme yaplabilir.
EAJM. May; 50(Suppl 1): S12–S
Author informationCopyright and License informationDisclaimer
1Samsun Eitim ve Aratrma Hastanesi, Ortopedi ve Travmatoloji Klinii, Samsun, Türkiye
2Ondokuz Mays Üniversitesi Tp Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dal, Samsun, Türkiye
©Copyright by the Atatürk University School of Medicine - Available online at funduszeue.info
Bu çalmann amac posterior tibial eim (PTE) açsnn komplet ön çapraz ba (ÖÇB) rüptürü ile arasndaki ilikiyi manyetik rezonans görüntüleri (MRG) ile birlikte aratrmaktr.
ÖÇBde yrtk bulunan 60 hasta ile ya ve cinsiyeti uyumlu 60 salkl bireyin diz MRGsi geriye dönük olarak deerlendirildi. Travma öyküsü, parsiyel ÖÇB yrt, implant, geçirilmi diz cerrahisi öyküsü ve kemik tümörü olan hastalar çalmaya alnmad. Her iki grup için PTE açs sagittal T1 arlkl imajlardan ölçüldü. Tibiann uzun aksna dik çizilen hatla medial tibia platosuna parelel çizilen hat arasnda kalan aç medial PTE açs, lateral tibia platosuna paralel çizilen hat ile arasnda kalan aç ise lateral PTE açs olup ÖÇBde yrtk olan hastalar ve kontrol grubunda ayr ayr ölçüldü. Medial ve lateral PTE açlarnn medyan deerleri hesapland ve her iki grup arasnda istatistiksel olarak anlaml farkllk olup olmad aratrld.
Komplet ÖÇB yrt olan 60 hastann 25i kadn, 35i erkek olup median ya 39dur. Kontrol grubunun 27si kadn, 33ü erkek olup median ya 37dir. Medial PTE açs, komplet ÖÇB yrt olan hastalarda °, kontrol grubunda ° ölçülmü olup istatistiksel olarak aralarnda anlaml farkllk saptanmad (p=0,4). Lateral PTE açs, komplet ÖÇB yrt olan hastalarda 4,5°, kontrol grubunda ° olup anlaml olarak daha geni saptand (p0,01).
Çalmamzda lateral PTE açsnda, komplet ÖÇB yrt olan grup ile kontrol grubu arasnda anlaml farkllk saptand. Lateral PTE açsndaki (4,5°) artn ÖÇB yrt için anatomik bir risk faktörü olabilecei düünüldü
EAJM. May; 50(Suppl 1): S
1stanbul Eitim ve Aratrma Hastanesi, stanbul, Türkiye
Find articles by TEVFK GÜZELBEY
2stanbul Kanuni Sultan Süleyman Eitim ve Aratrma Hastanesi, stanbul, Türkiye
Find articles by NAL UZUNLULU
2stanbul Kanuni Sultan Süleyman Eitim ve Aratrma Hastanesi, stanbul, Türkiye
Find articles by EZG KARTAL
2stanbul Kanuni Sultan Süleyman Eitim ve Aratrma Hastanesi, stanbul, Türkiye
Find articles by ARDA KAYHAN
Bu çalmada meme lezyonlarnda shear wave elastografi (SWE) deerleri ile manyetik rezonans görüntüleme ADC deerlerinin karlatrlmas amaçlanmtr.
Ele gelen meme lezyonu olan 22 kadn hastada (ortalama ya 48,69±12,49) 24 lezyon SWE ve MRG ile deerlendirildi. SWE ve ultrason eliinde biyopsi ayn seansta gerçekletirildi. SWE lezyonun en sert yerinden ölçüldü. ADC ölçümleri lezyonun tümünden ve ADC haritasnda en koyu alandan yapld.
Mesane lümeninde internal ekolar nedir
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası