fizyoloji doktoru neye bakar / Fizyoloji Nedir - Ne Değildir

Fizyoloji Doktoru Neye Bakar

fizyoloji doktoru neye bakar

Fizyolojik nedir ne demek?

İçindekiler:

  1. Fizyolojik nedir ne demek?
  2. Fizyolojik nedir kısa?
  3. Fizyolojik hastalıklar nelerdir?
  4. Fizyoloji bolumu hangi hastaliklara bakar?
  5. Fizik tedavi uzmanı hangi hastalıklara bakar?
  6. Rehabilitasyon merkezinde hangi hastalıklara bakar?
  7. Genel Cerrahi doktoru hangi hastalıklara bakar?
  8. Bacak ağrısı için hangi doktora gidilir?
  9. Kardiyoloji bölümü hangi hastalıklara bakar?
  10. Ortopedi Bölümü bele bakar mı?
  11. Ortopedi fıtığa bakar mı?
  12. Çoçuk Ortopedi neye bakar?
  13. Kas iskelet ağrısı için hangi doktor bakar?

Fizyolojik nedir ne demek?

Yunanca doğa anlamına gelen “physis” kelimesi ile, bilim anlamına gelen “logos” kelimesinin birleşmesi ile ortaya çıkmış olan fizyoloji terimi, moleküler düzeyden hücre, doku, organ, sistem ve organizma düzeylerine kadar fonksiyonu ve bu fonksiyonun altında yatan mekanizmaları araştırır.

Fizyolojik nedir kısa?

Doğadaki yaşamsal faaliyetlerin ve canlı organizmaların incelenmesine fizyoloji denilmektedir. Yaşamın mantığını Fizyoloji bilim dalı araştırır. Fizyoloji, doğadaki canlıların fiziksel, mekanik ve biyokimyasal yapısını ve işlevlerini inceleyen bilim dalıdır. Bu bilim dalı ile ilgilenen uzmanlara Fizyolog denilmektedir.

Fizyolojik hastalıklar nelerdir?

  • Merkezi Sinir Sistemiyle ilgili rahatsızlıklar – Parkinson ve MS.
  • Sindirim Sistemiyle ilgili rahatsızlıklar – Hemoroit, Kabızlık, İBS (Hassas Bağırsak Sendromu), İnflamatuar Bağırsak Hastalığı ve Reflü
  • Solunum Sistemiyle ilgili rahatsızlıklar – Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), Astım ve Amfizem.

Fizyoloji bolumu hangi hastaliklara bakar?

Fizyoloji Çalışma Alanları Nelerdir?

  • Elektrofizyoloji Laboratuvarları (EEG, EMG, EKG)
  • Kan fizyolojisi ve Kan bileşenleri.
  • İmmunoloji.
  • Biyokimya.
  • Genetik.
  • Nörofizyoloji (uyku ve davranış gibi beyin fonkdiyonlarının incelendiği)
  • Duyu (Görme, duyma, denge)
  • Solunum.

Fizik tedavi uzmanı hangi hastalıklara bakar?

Fizik tedavi uzmanı, tüm hareket sistemi hastalıklarının muayenesini yapan, tanısını koyan ve cerrahi olmayan tedavisini yürüten hekimdir. Fizik tedavi branşını ilgilendiren sistem ve hastalık yelpazesi çok geniştir.

Rehabilitasyon merkezinde hangi hastalıklara bakar?

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hangi Hastalıklara Bakar?

  • Ağrı Problemleri.
  • Spor Yaralanmaları
  • Parkinson.
  • Romatizmal Hastalıklar.
  • İnme.
  • Kırıklar.
  • Boyun ve Bel Fıtığı
  • Lenfödem.

Genel Cerrahi doktoru hangi hastalıklara bakar?

Genel cerrahlar, özellikle karın ve buna bağlı organlarla ilgili olanlar olmak üzere birçok hastalık tipini teşhis edebilir. Bunlara safra kanalları, karaciğer, pankreas, dalak, ek, ince ve kalın bağırsak, rektum ve mide dahildir. Cerrah ayrıca torasik bölgeyi, tiroiddeki bezleri ve fıtıkları da tedavi edebilir.

Bacak ağrısı için hangi doktora gidilir?

Bacak ağrısında ise, bacak ağrısının nedenine göre başvurulacak bölümler değişiklik gösterir. Bacak ağrısı için, kalp damar cerrahına, nörolojiye, genel cerrahi ya da ortopedi uzmanına görünebilirsiniz.

Kardiyoloji bölümü hangi hastalıklara bakar?

Kalp ve dolaşım sistemi ile ilgili hastalıkları inceleyen bilim dalına kardiyoloji adı verilir. Daha önce iç hastalıkları (dâhiliye) bölümünün bir alt dalı olan kardiyoloji günümüzde ayrı bir anabilim dalıdır. Tıp eğitimi alan bir doktor uzmanlığını kardiyoloji dalında yaparak kardiyolog unvanını alır.

Ortopedi Bölümü bele bakar mı?

Bunların dışında ortopedi; sinir sıkışması, eklem burkulması, menisküs yaralanması, eklem kireçlenmesi ve topuk dikeni gibi hastalıklara da bakmaktadır. Bakılan bir diğer hastalıklar ise; eklem ağrıları, kemik kırığı, kemik iltihabı, romatizmalar, bel ve boyun fıtığı, çıkıklar şeklinde sıralanabilir.

Ortopedi fıtığa bakar mı?

Fıtık şikayetlerine genel olarak ortopedi bölümü bakar. Bel, boyun, kasık ya da göbek kısmında meydana gelen fıtık belirtileri ortopedi uzmanı tarafından takibe alınarak, şikayetlerin fıtık olup olmadığı eğer fıtık ise hangi aşamada olduğunun tespit edilmesi için bir takım tıbbi işlemleri yapılıyor.

Çoçuk Ortopedi neye bakar?

Çocuk ortopedisi uzman hekimleri, skolyoz (omurga şekil bozuklukları) ayak şekli problemleri, kemik kırıkları, kalça çıkmaları, travma şeklindeki yaralanmalar, iskelet ve kas sistemi tümörleri ve enfeksiyonları dahil olmak üzere kas iskelet sisteminin her alanında uzmanlık sahibidir.

Kas iskelet ağrısı için hangi doktor bakar?

Kas ağrısında ilk müracaat edilmesi gereken doktor genellikle dahiliye uzmanı olmaktadır. Kas ağrısı, romatizmal hastalıkların öncüsü olabileceği için genel dahiliye bölümü ile başlamak hızlı çözüm sunar. Şikayetlerinizin özelliklerine göre, dahiliye doktoru sizi romatoloji uzmanına sevk edebilir.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Nedir?

Fizik tedavi ve rehabilitasyon; kaza, travma, doğuştan gelen rahatsızlıklar ya da başka sebeplerle meydana gelen fonksiyonel bozuklukları ya da kayıpları çeşitli yöntemler ile tedavi eden ve hastayı günlük yaşamında rahatlıkla hareket edebilir hale getiren bir tedavi yöntemidir. Kemik ve kasla ilgili birçok hastalığın tedavisinde kullanılan fizik tedavi ve rehabilitasyon, kişiye göre değişebilen bir tedavi yöntemidir.

Fizik tedavi, diğer tedavi yöntemlerinin yanı sıra tek başına da uygulanabilmektedir. Fizik tedavi; ışın, ısı, egzersiz, elektrik akımları, sıcak-soğuk uygulamalar ve fiziksel ajan ile yapılabilmektedir.

Rehabilitasyon kelimesinin ise onarma, yeniden yerine koyma, iyileştirme gibi anlamları bulunmaktadır. Fizik tedavi ile yürütülen rehabilitasyon çalışmalarında amaç; hastanın fizyolojik, sosyal, ruhsal ve meslekî olarak bağımsız bir şekilde yaşamanı sürdürmesidir. Rehabilitasyon çoğu zaman fizik tedaviye göre daha uzun sürebilmektedir.

Fizik tedavi ve rehabilitasyonda uygulanan bazı yöntemler bulunmaktadır. Termoterapide (sıcak uygulamalar ile tedavi) ultrason, kısa ve mikro dalgalar, laser,  sıcak paketler, helioterapi (güneş ışınları ile tedavi), parafin banyosu, kızılötesi ışınlar kullanılmaktadır. Kriyoterapi adı verilen soğuk uygulamalar ile tedavide ise soğuk paketler ve kompresler, soğutucu spreyler, buz masajı ve torbaları uygulanmaktadır.

Sıcak su küveti, kaplıca, girdap banyoları ile hidroterapi de bir tedavi yöntemiyken doğru ve alternatif akımlar ile elektroterapi de fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemleri arasında bulunmaktadır. İlaç tedavisi, mekanik yöntemlerle tedavi (masaj, manuel terapi, traksiyon vb.) ve egzersiz uygulamaları da diğer yöntemler arasındadır.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hangi Hastalıklara Bakar?

Ağrı Problemleri

Boyun, bel, sırt, ayak, diz vb. vücutta bulunan kas ve iskelet sisteminde oluşan ağrılar fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemleri ile tedavi edilebilmektedir. Hastalık veya travmaya bağlı doku hasarı ile oluşan yani akut ağrılar bu birimin uzmanlık alanında bulunmaktadır. Nörolojik ya da psikolojik olarak sürekli devam eden kronik ağrılar ise uzun soluklu bir tedavi sürecine girmektedir.

Spor Yaralanmaları

Kas zedelenmeleri, menisküs, kırık ve diğer spor yaparken meydana gelen yaralanmalar cerrahi olarak tedavi edilebileceği gibi fizik tedavi ve rehabilitasyon ile de eski haline getirilebilmektedir. Hastanın, ameliyat olması gerekiyorsa da fizik tedavi bu süreçten sonra önem arz etmektedir. Sorunlu olan bölgenin tekrardan eski sağlığına kavuşması için doktor kontrolünde egzersizlerini yapması ve aksatmaması gerekmektedir.

Parkinson

Özellikle ileriki yaşlarda görülen Parkinson hastalığı, dopamin hücrelerinin azalması sonucu meydana gelmektedir. Nöroloji uzmanı kontrolünde kullanılan ilaçların yanı sıra hastanın düzenli olarak egzersiz yapması da gerekmektedir. Ellerde titreme, yürüme güçlüğü, konuşma bozukluğu vb. belirtileri bulunan bu hastalığa uygulanacak fizik tedavi ve rehabilitasyon ile hastanın hareket kabiliyetinin artması ve yaşam kalitesini yükseltmesi amaçlanmaktadır.

Romatizmal Hastalıklar

Kas, eklem ya da kemiklerin etrafında hissedilen ağrı ya da acıları tanımlamak için kullanılan romatizma, tek bir hastalık değildir. Romatizma içerisinde yüzlerce hastalık bulunmaktadır. İltihaplı ve iltihapsız romatizmaların içerisinde kemik erimesi, eklem romatizması, topuk dikeni,  tenisçi ve golfçü dirseği, kalsifik tendinitler,kireçlenmeler , omuz sıkışma sendromları, omuz kas yırtıkları, yumuşak doku romatizması, gut hastalığı, Akdeniz ateşi, bağ dokusu hastalıkları, romatoid artrit, akut eklem romatizması gibi çeşitli hastalıklar yer almaktadır. Şişlik, eklemi kullanmada zorluk, sürekli ağrı, sıcaklık artışı ya da kızarıklık romatizmal hastalıkların belirtileri arasındadır. Hastalığın şiddetine göre ilaç kullanabileceği gibi birçok romatizmal hastalıklar fizik tedavi ve rehabilitasyon ile tedavi edilmektedir.

İnme

Beyin damarlarında meydana gelen hasardan sonra ortaya çıkan inmede, hasta vücudunun belirli bir kısmında hareket kabiliyeti kısıtlanmaktadır. Fizik tedavi ve rehabilitasyon; hastanın iyileşme sürecini hızlandırmak, kendi ihtiyaçlarını karşılayacak duruma getirmek, sosyal yaşantısına geri döndürmekte önemli bir tedavi yöntemidir.

Kırıklar

Burkulma, kırık ya da çıkıklarda hastada çeşitli şikayetler görülmektedir. Hareket edememe, şişlik, ağrı, morarma gibi belirtiler sonrasında hasar alan bölge alçı ile tedavi edilebileceği gibi kimi zaman cerrahi müdahale de uygulanabilmektedir. Hasarlı bölgenin bu yöntemler ile tedavisinden sonra ise fizik tedavi ve rehabilitasyon alması gerekmektedir. Uzun süre hareketsiz kalan bölgelerde kas zayıflı ve güçsüzlüğü meydana geldiğinden dolayı yapılacak egzersizler ve farklı yöntemler ile hastanın eski sağlığına kavuşması sağlanmaktadır.

Boyun ve Bel Fıtığı

Omurlar arasında yer alan disklerin bütünlüğünü kaybetmesi fıtığa yol açar. Boyun ve bel bölgesinde meydana gelen bu fıtıklar yanlış hareket, travma, kaza, kireçlenme ve stresten dolayı oluşmaktadır. Yaş ilerledikçe ortaya çıkan kemik güçsüzlüğü, fazla kilo almak ve gebelik de fıtığın diğer sebepleri arasında gösterilmektedir. İlaç tedavisinin yanı sıra fizik tedavi ve rehabilitasyon fıtıklarda oldukça kullanılan bir tedavi yöntemidir. Ancak bu yöntemler hastalığın seviyesine göre değişmektedir. İlerleyen fıtıklar kimi zaman cerrahi operasyonlar ile tedavi edilmektedir.

Lenfödem

Lenfödem doğuştan (primer) veya sonradan edinilen (sekonder) lenf sıvısının doku içinde anormal toplanması ve lenf sisteminde meydana gelen yetersizlik sonucunda sıvı funduszeue.info durumda manuel lenf drenajı , fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümünün  diğer uygulama alanları arasındadır.

Manuel lenf drenajı ile, sıvı akışı yavaşlamış lenf yolları aktif hale getirilerek, lenfatik sistemin yeniden çalışması sağlanır. Sonrasında bandajlama yöntemi uygulaması yapılır. Gereken durumlarda bası giysisi uygulanabilir. Manuel lenf drenaji klasik masaj ile karıştırılmamalıdır, bu drenajın özgün uygulama teknikleri vardır ve bu konuda eğitim almış fizyoterapistler tarafından uygulanmalıdır.

Türk Sağlık Sisteminde Fizyoloji Uzmanlığı

BÖLÜM 1 : FİZYOLOJİ

 

Fizyoloji, physis (doğa, yaşam) ve logos (bilim) kelimelerinden türetilmiş olup “doğal şeylerin bilimi” anlamında; canlıların mekanik, fiziksel ve biyokimyasal fonksiyonlarını inceleyen bir bilim dalıdır. Fizyoloji biliminde canlıların fonksiyonları farklı araştırma seviyelerinde incelenir.

 

Fizyolojide Araştırma Seviyeleri:

1)    Hücre, Molekül seviyesi: Organizmaların en küçük yaşam birimi hücrelerdir. Hücrelerin fizyolojik özellikleri içerdikleri moleküllerin fiziksel ve kimyasal özelliklerine bağlıdır. Yine gen ifadeleri de hücre fonksiyonlarını etkiler. DNA’dan protein nasıl sentezlenir, mitokondri nasıl görev yapar, hücre nasıl hareket eder veya nasıl çoğalır gibi sorular bu seviyenin sorularıdır. Hücre fonksiyonlarını anlamak için genetik ve moleküler biyoloji yöntemleri bu seviyede uygulanmaktadır.

2)    Organ ve Sistem seviyesi: Bu seviyede canlı vücudunun organ ve sistemlerinin görevleri, bu görevleri nasıl yerine getirdiği ve bunları etkileyen faktörler incelenir. Örneğin solunum sisteminin fonksiyonu, CO2-O2 değişiminin nasıl yapıldığı ve bunu etkileyen faktörlerin ne olduğunun incelenmesi bu seviyenin konusudur.

3)    Bütünleyici Seviye: Bu seviyede canlının tüm sistemleri bir bütün olarak incelenir. Yine organizma ile çevre arasındaki etkileşim bu seviyede incelenir. Canlılardaki hormonal, sinirsel, emosyonel ve psikolojik aktiviteler bedensel (somatik) ve organsal (visseral) fonksiyonları etkileyerek fiziksel davranışlara sebep olabilir. İç dengenin nasıl korunduğu, vücut fonksiyonlarının nasıl düzenlendiği ve sibernetik incelemeler (güdümbilim) bu seviyenin konusudur.

 

Fizyoloji tarih boyunca bir çok araştırma yöntemine ihtiyaç duymuş ve bu yöntemleri geliştirerek biyokimya, biyofizik, farmakoloji gibi yeni bilimlerin doğmasını sağlamıştır. Fizyolojinin esas özelliği, incelediği sistemlerin durağan değil dinamik olmasıdır. Fizyolojik incelemelerde araştırma seviyesine uygun, akla gelebilecek tüm bilimsel yöntemler uygulanabilir. Örneğin, egzersiz incelemelerinde biyofizik yöntemleri, hormon dinamiklerinin incelenmesinde biyokimya yöntemleri, davranış incelemelerinde psikoloji yöntemleri kullanılabilir.

Fizyoloji, genel kuralları ve araştırma seviyeleri benzer olmakla birlikte; bakteri fizyolojisi, hücre fizyolojisi, bitki fizyolojisi, hayvan fizyolojisi, insan fizyolojisi gibi alt kategorilerde incelenmektedir.

 

 

BÖLÜM 2: KLİNİK FİZYOLOJİ VE FİZYOLOJİ UZMANLIĞI

 

Klinik terimi, hastalıkların teşhis ve tedavisinin yapıldığı, tıbbi hizmet veren bir organizasyonu tanımlar. Klinik fizyoloji ise fizyoloji biliminin tıpta tanı ve tedavi amaçlı uygulamalarını tanımlar. Diğer bir tabirle Klinik fizyoloji, insan fizyolojisi çalışmalarının tıptaki pratiğidir. Uluslararası Fizyolojik Bilimler Birliği (IUPS) klinik fizyolojiyi fizyolojinin ayrı bir alt dalı olarak belirlemiştir. Klinik Fizyoloji, fizyolojinin genel araştırma yöntemlerini kullanmakla beraber hastalıkların tanısına yönelik özelleşmiş laboratuarlara ihtiyaç duyar. Başlıca klinik fizyoloji laboratuarları şunlardır: Elektrofizyoloji laboratuarı (EEG, EMG, EKG), kan fizyolojisi ve kan bileşenleri laboratuarı, immunoloji laboratuarı, biyokimya laboratuarı, genetik laboratuarı, nörofizyoloji laboratuvarı (uyku, davranış, kognisyon), duyu laboratuvarı (odyoloji, görme, denge), ağrı laboratuarı, egzersiz laboratuarı, solunum laboratuarı, hormon ve metabolizma laboratuarı, ürodinami laboratuarı, yükseklik-sualtı-uzay laboratuarı fonksiyonel radyoloji laboratuarı v.b. Ayrıca klinik fizyolojinin, tedaviye yönelik yöntemlerin uygulandığı özel laboratuarları da vardır. Akupunktur tedavisinin, hiperbarik oksijen tedavisinin ve obezite tedavisinin uygulandığı laboratuarlar buna örnek olarak verilebilir.

            Klinik fizyoloji laboratuvarı daha önce yürürlükte olan “Tıpta Uzmanlık Tüzüğü” ve sonrasında “Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun”un yeni eklenen hükümlerine göre eğitim almış ve Sağlık Bakanlığı tarafından “Fizyoloji alanında müstakilen bir laboratuvarı yönetmeye yetkili” olduğuna dair diploma verilmiş Fizyoloji Uzmanları tarafından işletilebilir. Bu kapsam dışında fizyoloji bilimi ile uğraşanlar tıpta tanı-tedavi amaçlı laboratuvar kuramazlar.

 

 

BÖLÜM 3: TÜRKİYE’DEKİ MEVCUT DURUM

 

            “Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği”ne göre hastanede çalışan hekimler; servis (kendi servislerinin polikliniğini yapan) ve laboratuvar hekimi olarak ikiye ayrılmaktadır. Günümüzde Sağlık Bakanlığı hastanelerinde çalışan az sayıda Fizyoloji uzmanı vardır. Bu uzman hekimler kan fizyolojisi, kan gruplama, aferez, obezite, egzersiz gibi laboratuar hizmetlerinde çalışmaktadır. Hastanelerde fizyolojinin konusu olan testler günümüze kadar, fizyoloji uzmanının yokluğunda “uzman hekim denetimi” dışında çalışılmaktaydı. Gerek Avrupa birliği uyum süreci ile, gerek kalite koşullarının artması ile, gerekse performansa dayalı ek ödeme sisteminin başlanmasıyla uzman hekim denetimi dışında yapılan tetkikler bir anda uzman hekim denetimine girmiştir. Ülkemizde, Fizyoloji uzmanlarının sayısının az olması ve mevcut Fizyoloji uzmanlarının daha çok akademik alanlara yönelmiş olması nedeniyle; tedavi kurumlarında klinik fizyoloji alanında bir boşluk oluşmuş ve zamanla farklı teamüllerin oluşmasına sebep olmuştur. Örnek vermek gerekirse, aslında kan fizyolojisini ilgilendiren, hiçbir biyokimyasal yöntemle ölçülmeyen ve mikrobiyolojik teslerden olmayan; tam kan sayımı, kuagülasyon, sedimantasyon, ozmotik frajilite, kan gruplama ve çapraz karşılaştırma gibi testler biyokimya veya mikrobiyoloji uzmanlarınca yapılmaya başlanmıştır. Yine örnek olarak uyku laboratuarları testleri göğüs, kulak-burun-boğaz, psikiyatri uzmanlarınca “Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği” ile uyumsuz şekilde gerçekleştirilmektedir. Bu ve buna benzer laboratuarlar aslında laboratuvar disiplini ile yetişmiş Fizyoloji uzmanlarınca işletilmesi gerekirken; fizyoloji uzmanının yokluğunda “işgücünü servis ve poliklinik hizmetlerinde (hasta tedavisinde) harcaması gereken branşlar” tarafından yapılmaktadır. Bu durum fizyoloji uzmanının yokluğunda kabul edilebilir bir durum olmakla birlikte hastanelerde fizyoloji uzmanı varken de aynı uygulamaların devam ediyor olması kabul edilebilir bir durum değildir.

 

Üniversitelerde ve mesleki ortamlarda “mikrobiyoloji ile klinik mikrobiyoloji” veya “biyokimya ile klinik biyokimya” arasındaki fark ortaya konabilmişken, “fizyoloji ile klinik fizyoloji” arasındaki fark tam ortaya konamamıştır. Bu ortaya konamama durumu uzmanlık eğitiminin bazı üniversitelerde fizyoloji doktorası şeklinde verilmesinden kaynaklanmaktadır. Fizyoloji uzmanlık eğitimi, diğer tıp disiplinlerinde olduğu gibi, usta-çıraklık ilişkisi içinde yapılması gereken hastalar ile ilgili bazı uygulamaları içerir. Ancak, öğretim kadrosunda fizyoloji uzmanı olmayan üniversitelerin fizyoloji uzmanlığı eğitimi vermesi, buralardan mezun olan fizyoloji uzmanlarının tıbbi laboratuvar konusunda yetersiz kalmasına sebep olmuştur. Yetersiz eğitim sonucunda bazı Fizyoloji uzmanlarının hastanedeki mevcut durumları tüm fizyoloji camiasına mâl edilmiş ve gelinen noktada Sağlık idarecilerinin farklı uygulamalar geliştirmesine neden olmuştur. yılında Sağlık Bakanlığı tarafından getirilen yeni uygulamalar; 1.”Tıbbi Laboratuvarlar Yönetmeliği”, 2. “Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Görevli Personele Döner Sermaye Gelirlerinden Ek Ödeme Yapılmasına Dair Yönetmelik”. 3. “TUS fizyoloji uzmanlık kontenjanlarının düşürülmesi”dir.

 

1. Tıbbi Laboratuvarlar Yönetmeliği:

Bu yönetmelik ile Tıp alanında kurulacak laboratuvar sayısı Mikrobiyoloji, Biyokimya ve Patoloji olarak 3’e düşürülmüştür. Ayrıca yönetmelikle, bahsedilen bu laboratuarların Biyokimya, Mikrobiyoloji, Enfeksiyon Hastalıkları ve Patoloji uzmanları tarafından kurulabileceği ve diğer tıp branşlarının tıbbi laboratuvar kuramayacağı hükmü getirilmiştir. Bu durum “Fizyoloji alanında müstakilen bir laboratuvarı yönetmeye yetkili” ibareli diplomanın artık bir işe yaramayacağı ve Fizyoloji uzmanlarının kendi alanlarında bir tıbbi laboratuvar kuramayacağı anlamına gelmiştir. Bu yönetmelik “Seriri Taharriyat ve Tahlilat Yapılan ve Masli Teamüller Aranılan Umuma Mahsus Bakteriyoloji ve Kimya Laboratuvarları Kanunu”, “Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun” ve “Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği” ile uyumsuzdur. Yine fizyoloji uzmanlarının yönetmelikte bahsedildiği şekilde diğer uzmanlık branşlarının himayesinde çalışabileceği hükmü ise “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi”ne ve Anayasanın çalışma özgürlüğü ve eğitim hakkı yönündeki düzenlemelerine aykırılık teşkil etmektedir. Yönetmeliğin iptali istemiyle açılmış davalarda, Sağlık Bakanlığı avukatları; Fizyoloji uzmanlarının “tıbbi” laboratuvar kuramayacağını savunmakla beraber; Fizyoloji uzmanlarının “araştırma amaçlı laboratuarlar” kurabileceğini belirtmişlerdir. Çok ilginçtir ki “araştırma amaçlı laboratuvarın” ne anlama geldiği, kimler tarafından açılabileceği, açılması için uzmanlık diplomasına gerek olup olmadığı, sağlık işletmesindeki yeri gibi konularda mevzuatta hiçbir düzenleme yoktur. Bu nedenle, bu savunmanın ne anlama geldiği anlaşılamamıştır. Bu cevap; sağlık idarecilerinin Fizyoloji doktorası ile Fizyoloji uzmanlığı arasındaki farkı göremediğini göstermektedir. Bu yönetmelik için Danıştay’a açılmış davalar halen devam etmektedir.

 

2. Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Görevli Personele Döner Sermaye Gelirlerinden Ek Ödeme Yapılmasına Dair Yönetmelik:

tarihli bu yönetmelik hastane döner sermaye gelirlerinin çalışan personele hangi şekilde dağıtılacağını belirlemektedir. Bu yönetmeliğin tarihli revizyonunda; ek ödemenin Fizyoloji uzmanlarına -hastanede hiç hizmet üretmeyen (yani döner sermaye gelirlerine katkıda bulunmayan) hekimlere ödendiği şekilde- sabit bir katsayıdan ödeneceği hükmü getirilmiştir. Fizyoloji uzmanları hastanenin değişik birimlerinde puan/performans üretirken veya döner sermaye gelirlerine farklı şekillerde katkıda bulunurken, hiç çalışmamış-performans üretmemiş hekimler gibi değerlendirilmesi hem yönetmeliğin kendi amacına, hem de “Anayasanın eşitlik ilkesi”yle uyuşmamaktadır. Bahsedilen yönetmeliğin iptali için Danıştay’a açılan davalar devam etmektedir.

 

3. TUS fizyoloji uzmanlık kontenjanlarının düşürülmesi:

yılından sonra Fizyoloji uzmanlığı için TUS’ta açılan kontenjanlar sıfır noktasına kadar düşmüştür. Bu uygulama ile ülkemizde artık Fizyoloji uzmanlarına ihtiyaç kalmadığı gibi bir anlam çıkarılabilir. Hâlbuki tıp bilimi gelişme sürecindedir ve sürekli alt dallara ayrılmaktadır. Bu süreçte hastalıkların tanı ve tedavisinde birçok yeni uzman hekime ihtiyaç duyulmaktayken ve Fizyoloji gibi bir uzmanlık branşının hastane hizmetlerinde sunulması gereken çok önemli laboratuvar konuları varken neden ortadan kaldırılmaya çalışıldığı anlaşılamamaktadır.

 

BÖLÜM 4: SONUÇ

 

Fizyoloji uzmanları, almış oldukları eğitimin kapsamı nedeniyle, hastane ortamında bulunan birçok laboratuarı işletebilme kapasitesi vardır. Diğer tıp branşlarının (özellikle laboratuvar branşlarının) fizyoloji uzmanlığının aleyhine olaya müdahil olmasıyla Sağlık idarecileri hastanelerde çalışan fizyoloji uzmanlarını sorun olarak görmüşler ve hatalı uygulamalarla olmayan bir soruna çözüm getirmek istemişlerdir. Ancak gelinen noktada yeni sorunlar ortaya çıkmıştır. Tıp branşları git gide daha alt dallara ayrılırken ve laboratuvar branşlarında fizyoloji branşı apayrı bir dalken; Fizyoloji uzmanlığının neden ortadan kaldırılmak istendiği ve bu uygulamalarla tıp biliminde nasıl bir fayda sağlanılacağı belli değildir. Tıp alanında donanımlı bir hekimin hastanede atıl vaziyette bulundurulması hem tıp camiası, hem de hastalar için bir kayıptır. Sağlık Bakanlığı hastanelerinde çalışan hâlihazırdaki Fizyoloji uzmanlarının milli servet olarak görülmesi gerekmekte ve bu hekimlerden faydalanılma yoluna gidilmelidir. Sorunun çözümü için Fizyoloji uzmanlarının ve Sağlık idarecilerinin bir masada toplanması ve yeni sorunlar ortaya çıkmadan bir düzenlemeye gidilmesi gerekmektedir.

 

Bu makale hem Fizyoloji uzmanlık eğitimi verenler hem de Sağlık idarecileri tarafından eleştirilmeye açıktır. Bir Fizyoloji uzmanı olarak, kendi penceremden gördüklerimi bu makalede paylaşmak istedim. Yapıcı olmak kaydıyla her türlü eleştiri için:

 

funduszeue.info Elmas

Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Transfüzyon Merkezi Hizmet Birim Sorumlusu

türk

sağlık

sisteminde

fizyoloji

uzmanlığı

Fizyoloji Nedir ?

Fizyoloji Nedir?

Fizyoloji en basit tanımıyla, yaşamın mantığını araştıran bir bilim dalıdır. Yunanca doğa anlamına gelen “physis” kelimesi ile, bilim anlamına gelen “logos” kelimesinin birleşmesi ile ortaya çıkmış olan fizyoloji terimi, moleküler düzeyden hücre, doku, organ, sistem ve organizma düzeylerine kadar fonksiyonu ve bu fonksiyonun altında yatan mekanizmaları araştırır.

Doğadaki canlı organizmaların sayıca büyüklüğü ve çeşitliliğinden dolayı, tüm canlıların yaşamsal işlevlerini birden incelemek mümkün olmayacağından, fizyoloji alanı kendi içinde “İnsan Fizyolojisi”, “Hayvan Fizyolojisi” ve “Bitki Fizyolojisi” gibi büyük bölümlere ayrılır. Bu bölümler de daha sonra sinir sistemi fizyolojisi, kalp ve dolaşım sistemi fizyolojisi gibi alt alanlara ayrılır.

İç ortam ve homeostaz kavramları, fizyolojik yaklaşımın temel prensiplerini belirler ve fonksiyonun araştırılmasında her düzeyde etkileşimlerin önemini vurgular. Bağlantılı olarak, fizyoloji araştırmalarında çok çeşitli deneysel ve uygulamalı yöntemler kullanılmaktadır.

Fizyoloji; tıp, hemşirelik, sağlık hizmetleri meslek yüksek okulları gibi insan sağlığı ile ilgili eğitim kurumlarının yanında, veterinerlik fakültelerinde de temel derslerden biri olarak önemli bir yer tutmaktadır. Fizyologlar bu kurumlarda eğitim ve araştırma faaliyetlerini birlikte yürütürken, sağlık kuruluşlarında rutin sağlık hizmetleri içinde yer alan fizyologlar da bulunmaktadır.

Fizyoloji Ne Değildir?

Fizyoloji alanı, genellikle Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon (yaygın bilinen ismiyle fizik tedavi) ile karıştırılır. Fiziksel tıp ve rehabilitasyon bilim dalı; kas, iskelet sistemi ve sinir sisteminin fonksiyonel yetersizliklerinin tanı ve tedavisinde ısı, elektrik akımı gibi fiziksel ajan ve teknikler kullanır. Fizyoloji ise, insan ve diğer canlıların normal fonksiyonu araştırır ve hastalıklarla ilişkili değildir. Bununla birlikte, şu anda ülkemizde resmen bir branş olarak tanınmayan fizyopatoloji alanı; hastalıkların altında yatan fizyolojik mekanizma değişikliklerini inceler ve pek çok fizyoloğun da ilgi alanına girmektedir.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası