hamilelikten korunmak için aylık iğne / 3 Aylık Gebelikten Korunma İğnesi (Depo-Provera)

Hamilelikten Korunmak Için Aylık Iğne

hamilelikten korunmak için aylık iğne

Hamilelikten Korunma İğnesi Nedir, Nasıl Kullanılır? Gebeliği &#;nleyici İğneler (1 Aylık İğne) Nasıl Kullanılır?

Hamilelikten korunma iğnesi, en yaygın olarak kullanılan doğum kontrol yöntemleri arasında bulunmaktadır. İğneler içerdikleri sentetik hormonlar ile gebeliği önleyici bir etki oluşturmaktadır. Gebeliği önleyici iğneler kadınlara uygulanmakta olan bir doğum kontrol tekniğidir. 1 aylık iğnelerin doğum kontrol haplarına benzer olduğu söylenebilir.

 Hamilelikten Korunma İğnesi Nedir, Nasıl Kullanılır?

 Hamilelikten korunma iğnesi, istenmeyen gebeliklerin önlenmesi amacıyla kullanılmaktadır. Koruyucu olması için her ay bir kez uygulanması gereken bir iğnedir. Doğru uygulama teknikleri ile koruyuculuk oranı %99 olarak ifade edilebilir.

 Hamilelikten korunma iğnesi, kadının yumurtlamasını engelleyici bir etkiye sahiptir. İğne şeklinde uygulanan doğum kontrol yöntemi mutlaka bir sağlık çalışanı tarafından uygulanmalıdır. Hamilelikten korunma iğnesinin kullanımı, bir sağlık personeli tarafından kas içine iğnenin enjekte edilmesi ile sağlanmaktadır. Koldan veya kalçadan yapılabilir.

 Gebeliği Önleyici İğneler (1 Aylık İğne) Nasıl Kullanılır?

 Gebeliği önleyici iğneler, koruyuculuk oranları oldukça yüksek olan doğum kontrol yöntemleri arasında bulunmaktadır. Düzenli ve doğru bir şekilde kullanılması da oldukça önemlidir. 1 aylık iğnelerin her ay mutlaka uygulanması gerekmektedir.

 Kullanmaya başlamadan önce doktor muayenesi yapılması gerekmektedir. İçerisinde fazla miktarda progesteron veya östrojen hormonu bulunan gebeliği önleyici iğneleri kullanmaya başlamadan önce doktorunuza mutlaka danışmanız gerekir. Gebeliği önleyici iğneler kas içerisine uygulanmaktadır. İlk olarak adet kanamasının beş günü içerisinde uygulanması gerekir.

  Gebeliği önleyici iğneler koruyuculuk yönünden güçlü olmalarına rağmen vücutta bir takım yan etkilere sebep olabilmektedir. Anne sütünün miktarını azaltıcı bir etkisi olabileceği gibi kalitesini de bozabilir. Baş ağrısı ve baş dönmesi gibi yan etkileri de gözlenebilmektedir. İğnelerin kullanımına bağlı olarak kilo artışı da gözlenebilir. İlk aylarda ara kanamalara da sebebiyet verebilmektedir. Ayrıca cinsel hastalıklara karşı da bir koruyuculuğu bulunmamaktadır.

Aylık Korunma İğneleri

Paylaşın:

Aylık doğum kontrol iğneleri, östrojen ve progestin hormonları içermektedir. Bu iki hormon tıpkı doğum kontrol haplarında olduğu gibi overlerde yumurta hücresi üretimi ve salınımını engelleyerek etki göstermektedir.

Ayrıca rahim ağzı salgısında değişikliklere neden olarak spermlerin geçişini de bozmaktadır.

Genel olarak bu tür doğum kontrol yönteminin güvenli olduğu söylenebilir. Önemli yan etki görülme olasılığının son derece düşüktür.

Kimler İçin Uygun Değildir?

  • Hamile olma olasılığı bulunanlar
  • Meme Kanseri öyküsü olanlar
  • Daha önceden felç geçirenler için uygun değildir.


Etkinliği ne kadar yüksektir ?
Aylık enjeksiyon ile doğum kontrolü etkinliği son derece yüksek olan bir yöntemdir.

Yapılan araştırmalarda uygun şekilde kullanıldığı taktirde hamile kalma olasılığının %1'den daha düşük olduğu saptanmıştır. Bu oran diğer tüm etkin yöntemler ile hemen hemen benzerdir.

Ne şekilde uygulanmalıdır ?
İlk kez aylık iğne kullanacaklarda adetin başlangıcından itibaren ilk 5 gün içinde tedaviye başlanmalıdır. Benzer şekilde düşük veya kürtajdan sonra ilk 5 gün içinde ilk enjeksiyon yapılmış olmalıdır.

Doğum sonrası emziren annelerde ilk enjeksiyon için 6 hafta beklenmelidir. Eğer anne emzirmiyorsa doğumdan 4 hafta sonra tedaviye başlanabilir.

İğneler; omuz, uyluk veya kalça bölgesindeki kas içine (intramusküler) yapılabilir.

Yan etkileri nelerdir ?
En önemli ve en sık karşılaşılan yan etki adet düzensizliği oluşturmasıdır.  Aylık iğne kullanan kadınların yaklaşık %60'ı özellikle kullanımın ilk ayında düzensiz, sık aralıklı veya fazla miktarda kanama olduğunu bildirmektedirler. Ancak bir yıllık kullanımın sonunda % 70 kadında adetler normale dönmektedir.

Diğer yan etkiler arasında kilo artışı, memelerde hassasiyet, aknede artış ve mide bulantısı sayılabilir.
Yapılan klinik çalışmalarda yaklaşık %6 oranında kadının kilo artışı nedeniyle uygulamadan vazgeçtiği saptanmıştır. Çok nadiren bazı kadınlarda kilo kaybına da neden olabilir.

İğnenin etkisi ne kadar sürer ?
Aylık doğum kontrol iğnesi gebelikten yaklaşık 1 ay süreyle korumaktadır. Bir sonraki enjeksiyon için en uygun zaman gün sonrasıdır. Ancak çeşitli nedenler ile bu mümkün olmadığında gün sonra diğer enjeksiyonun yapılması önerilir. Eğer iki uygulama arasındaki süre daha uzun ise enjeksiyon yapılmadan önce gebelik testi yapılması gerekir.

Bir sonraki uygulama tarihini unutmamak son derece önemlidir. Bunun için uygulama tarihini not almayı unutmayın!.
Son derece güvenli ve yüksek etkili olmasının yanında yalnızca ayda bir defa iğnenin yapıldığı için hasta uyuncu son derece yüksektir.

Uygulamayı bıraktıktan ne kadar sonra hamile kalınabilir ?
Enjeksiyon içindeki hormonlar gün içinde vücuttan tamamen atılırlar. Kadınların %82'sinin enjeksiyon uygulamasını bıraktıktan sonra 1 yıl içinde hamile kaldıklarını gösterilmiştir. Bu oran hiç doğum kontrol yöntemi kullanmayan kadınlar ile benzerdir.

Aylık ve üç aylık korunma iğnelerine başlamadan önce size uygunluğu konusunda doktorunuza mutlaka danışınız.  Aşağıdaki tabloda aylık ve üç aylık korunma iğneleri kıyaslanmıştır. 

Aylık iğneler                 Üç aylık iğneler



İçeriği nedir?



Vücutta doğal olarak bulunana iki kadınlık hormonu (estrojen ve
progesteron)



Vücutta doğal olarak bulunan bir kadınlık hormonu (Progesteron)



Ne zaman uygulanır?


Adet kanamasının ilk 5 günü içinde veya gebe olunmadığına emin olunan herhangi bir zamanda


Adet kanamasının ilk 5 günü içinde veya gebe olunmadığına emin olunan herhangi bir zamanda


Ne sıklıkla uygulanır?


            Ayda bir


3 ayda bir



Tekrar gebelik ne zaman oluşabilir?



İğneler kesildikten sonra ortalama 2 ay içinde



İğneler kesildikten sonra ortalama 9 ay içinde


Düşük yaptıktan sonra kullanılabilir mi?


Evet. Hemen veya ilk 7 gün içinde


Evet. Hemen veya ilk 7 gün içinde



Doğum sonrası ne zaman kullanılabilir?


Emzirenlerde doğumdan 6 ay sonra, emzirmeyenlerde doğumdan hafta sonra


Emzirenlerde doğumdan 6 hafta sonra, emzirmeyenlerde doğumdan hemen sonra



Adet değişikliği



İlk aylarda ara kanamaları olabilir


Ara kanamaları uzun ve lekelenme tarzı olabilir. Kullanım sırasında adetler tamamen kesilebilir

İlgili Linkler:

Üç Aylık Korunma İğnesi (Depo-provera) >>>
Doğum Kontrol Hapları   >>>
Spiral (RİA) kullanımı >>>

Doğum Kontrol İğneleri Nelerdir?

Doğum kontrol iğneleri; östrojen ve progesteron içeren doğum kontrol yöntemleridir. İğnelerin içerdiği bu iki hormon; doğum kontrol haplarında olduğu gibi yumurtalıklarda yani overlarda yumurta hücresi üretimi ve salınımı engellenmektedir. Bu sayede gebelikten korunma sağlanır.

Doğum kontrol iğnelerinin bir diğer etkisi ise rahim ağzı salgısında değişime yol açmasıdır. Bu sayede de spermlerin geçişi bozulur.

Doğum kontrol iğneleri gebelikten korunmak için yaygın olarak uygulanan ve oldukça başarılı olan bir yöntemdir. Ciddi yan etkilerin görülme riski oldukça azdır.

Doğum kontrol iğneleri kimler için uygun değildir?

  • Gebe olma riski olan kadınlar,
  • Meme kanseri geçirmiş kadınlar,
  • Felç geçiren kadınlar için uygun değildir.

Doğum kontrol iğnelerin etkinliği yüksek midir?

Aylık olarak enjeksiyon şeklinde uygulanan doğum kontrol iğnelerinin etkinliği, doğru ve uzman kişiler tarafından uygulanması durumunda oldukça yüksektir.

Bu yöntemin kullanılması durumunda, etkinlik süresi kapsamında gebe kalma riski yalnızca %1’dir.

Aylık doğum kontrol iğneleri ne zaman kullanılır?

  • Henüz ilk defa aylık iğne kullanacak olan kadınlarda adetin başlangıç tarihinden itibaren ilk beş günde tedaviye başlanır. Şayet kürtaj ya da gebelik sonlandırma durumları söz konusu ise gene ilk beş gün içinde uygulanmalıdır.
  • Doğumdan sonra emzirme dönemindeki anneler ise ilk enjeksiyon için 6 ay beklemelidir. Şayet emzirme söz konusu değilse, doğumdan sonraki 4. Haftadan itibaren uygulanabilir.
  • Yapılacak olan iğneler; omuz, uyluk ya da kalça bölgesine uygulanabilir.

Aylık doğum kontrol iğnelerinin yan etkisi var mıdır?

En yaygın karşılaşılan yan etkisi adet düzensizliğidir. Aylık iğne kullanımına başlayan kadınların ortalama olarak %ı ilk 6 ay içinde adet düzensizlikleri yaşayabilmektedir. Bu durumda sık aralıklarla adet olma ya da fazla miktarda kanama olması söz konusu olabilir. Fakat bir yıllık kullanım sonucunda adet düzeni ve kanama oranı eski haline dönecektir.

Diğer yan etkiler ise:

  • Kilo artışı,
  • Memelerde hassasiyet,
  • Sivilce,
  • Bazı kadınlarda kilo kaybı.

dogum-kontrol-igneleri-nelerdir

Aylık doğum kontrol iğnelerinin etkisi ne kadar sürer?

Aylık doğum kontrol iğneleri, hamilelikten ortalama olarak 1 ay süreyle korumaktadır. 3 aylık doğum kontrol iğneleri ise 3 ay süresince korumaktadır. Aylık iğnelerde bir sonraki enjeksiyonun Günde yapılması uygundur. Fakat çeşitli durumlarda bu süre arası gün arasında tutulabilir. Şayet diğer iğne için daha uzun süre beklemek gerekiyorsa iğneden önce mutlaka gebe olunmadığından emin olunmalıdır.

Bu sebeple de aylık iğne yöntemi ile korunan kişilerin mutlaka iğne yaptırdıkları tarihi not alması önerilmektedir.

Aylık iğneyi bıraktıktan ne kadar sonra hamile kalınabilir?

Enjeksiyonla beraber vücuda enjekte edilen hormonlar 90 içerisinde vücuttan tamamen atılmaktadır. Bu sebeple de iğneyi bıraktıktan 2 ay sonra gebe kalınabilir. Aylık iğneleri bırakan kadınların %82’si bir yıl içinde gebe kalmıştır.

Aylık ve üç aylık korunma iğnelerine başlamadan önce size uygunluğu konusunda doktorunuza mutlaka danışınız.

Doğum kontrol iğnelerinin aylık ve üç aylık olarak iki grupta incelemek mümkündür. İki iğne de etkinlikleri açısından farklıdır.

Depo Provera®: Bu iğneler yalnızca progesteron hormonu (DMPA: Depo-Medroksiprogesteron asetat) barındırmaktadır. Kişiye 3 ayda bir uygulanmaktadır. Uygulama yöntemi enjeksiyondur. Kas içine enjekte edilir.

Mesigyna®: Bu iğneler östrojen ve progesteron hormonlarını içermektedir. Her ay, kas içerisine enjekte edilir.

İğnelerin ilk yapıldığı zaman adetin 5 günü içinde uygulanmaktadır. Daha sonra ise belirlenen aralıklarda uygulanan aylık iğneler; bırakıldıktan 2 ay sonra gebeliğe müsaade etmektedir. 3 aylık iğnelerde ise, iğneyi bıraktıktan sonra gebe kalma süresi 18 ayı bulabilir.

Etki mekanizmaları:

  • Yumurtlamayı engelleyerek gebelikten korur.
  • Servikal mukusun kalınlaşmasını sağlar.
  • Endometriumu embriyonun yerleşmesine uygunsuz hale getirir.
  • Tubal motiliteyi azaltır.

Aylık iğnelerin yan etkileri nelerdir?

  • Adet düzensizliğine yol açabilir.
  • Adet görememeye yol açabilir.
  • Baş ağrısı
  • Kilo alma
  • Memelerde hassasiyet
  • Depresyon
  • Libidoda azalma

3 aylık iğnelerin yan etkileri nelerdir?

  • Osteopeniye yol açabilir. Bu sebeple de adolesanlarda kullanımı tavsiye edilmez.
  • Karaciğer fonksiyon bozukluğuna yol açabilir.
  • Glukoz toleransında bozulmaya sebep olabilir.

Aylık iğnelerin en yaygın yan etkisi ise adetlerde düzensizliğe yol açmasıdır. Adetlerde düzensizlik; adet aralarında seyrelme olması, kanamanın yoğun yaşanması ya da sık adet görme olarak görülebilir. Özellikle de 3 aylık iğne yaptıranlarda, adet görmeme süresi 6 ay çeşitli durumlarda ise 1 seneyi bulabilir.

Doğum kontrol iğneleri doğumdan ne kadar sonra kullanılabilir?

3 aylık doğum kontrol iğneleri tercih edilecek ise, doğumdan 6 hafta sonra uygulanabilir. Ancak anne emzirmeyecek ise doğumdan sonraki 3. Haftada uygulanabilir. Aylık iğneler ise emzirme mevcut ise doğumdan 6 hafta sonra, emzirme yoksa doğumdan 4 hafta sonra uygulanabilir.

3 aylık korunma iğnesini bırakmama rağmen adet göremiyorum. Neden?

3 aylık iğneler kullanılırken ya da bıraktıksan sonra adet görmemeye yol açabilir. İğneler bırakıldıktan 18 ay sonra hormonların tamamen vücuttan atılması söz konusu olabilir.

3 aylık iğnelerin kullanımı ile ilgili önemli bilgiler:

  • Bu iğnelerde yaş sınırlaması yoktur. 35 yaş üzerindeki kadınlarda da kullanılabilir.
  • Doğum yaptıktan sonra emziren kadınlarda kullanılması için 6 hafta beklenmesi gerekmektedir.
  • Düşük ya da kürtaj gibi işlemlerden sonra kullanılabilir.
  • Sigara kullanımı iğnelerin etkinliğinin azalmasına yol açmaz.
  • Tansiyon yüksekliği aşırı olmadığı sürece ve kontrol altında olduğu sürece kullanılabilir.
  • Geçmişte damar tıkanıklığı (DVT) öyküsü olanlar kullanabilir, damar tıkanıklığı halen mevcutsa kullanılmamalıdır.

Kullanılabileceği diğer durumlar ise:

  • Kolesterol yüksekliği,
  • Kalp kapak hastalığı olanlar,
  • Migren hastası olanlar,
  • Epilepsi sorunu olanlar,
  • Endometriyozis sorununda,
  • Yumurtalık kistinde,
  • Rahim ağzında hastalığı olanlar,
  • Memede iyi huylu kisti olanlar,
  • Miyom ya da polip gibi sorunları olanlar,
  • Pelvik enfeksiyonu olanlar,
  • Diyabet,
  • Guatr,
  • Safra kesesi gibi sorunlarda da kullanılabilir.

3 aylık iğnelerin gebelikten koruma dışında faydaları ise:

  • Endometrium kanseri riskinde azalma sağlar,
  • Endometriozise bağlı ağrıların azalmasında yardımcı olur,
  • Epileptik nönet sıklığının azalmasını sağlar,
  • Orak hücreli anemide kriz riskinin azalmasını sağlar,
  • Menopoz kaynaklı ateş basması gibi sorunların giderilmesini sağlar,
  • Ektopik gebelik (dış gebelik) insidansı azalır,
  • Endometrial hiperplaziyi önler,
  • Kansızlık sorunun hafiflemesini sağlar,
  • Adet sancıları azalır,
  • Emzirenlerde süt miktarını arttırır,
  • Miyom görülmesini azaltır.

Aile Planlaması İstanbul

Aile planlaması İstanbul; istenmeyen gebeliklerin önlenmesini ve çiftlerin sağlıklı bir cinsel yaşama sahip olmasını sağlayan yöntemleri içerir. Modern çağın getirdiği birçok yenilik sayesinde, doğum kontrolü sağlamak da oldukça kolaylaşmıştır. Jinekologlar, çiftlerin kendi yapılarına ve tercihlerine uygun doğum kontrol yöntemini bulmasına yardımcı olur. Aynı zamanda bu süreçte kullanılan ilaçların seçilmesini ve gerekli uygulamaların yapılmasını da sağlarlar.

Günümüzde en çok kullanılan doğum kontrol yöntemleri; doğum kontrol hapları, prezervatifler ve spiraldir. Bununla birlikte implant ile korunma gibi modern doğum kontrol yöntemleri de sağladığı kolaylık nedeniyle giderek yaygınlaşmaktadır. Yazımızın devamında bu aile planlaması yöntemleri hakkında daha fazla bilgi bulabilirsiniz. Aile planlaması İstanbul hakkında daha fazla bilgi almak için ise Doç. Dr. İlker Kahramanoğlu ile iletişime geçebilirsiniz.

Aile Planlamasında Doğal Yöntemler

Çiftlerin, doğurganlık bilinciyle gebeliği önlemeyi ya da oluşturmayı sağlayan bazı kuralları birlikte uygulaması olarak tanımlanır. Dünya Sağlık Örgütü, doğal Aile planlamasını, menstrüel siklusun (adet siklusu) fertil ve infertil dönemlerinde, doğal belirti ve semptomları gözleyerek gebeliğin planlanması ya da gebeliğin önlenmesi yöntemleri olarak tanımlamıştır.

Bazal Vücut ısısı yöntemi: Ovulasyondan (yumurtlamadan) sonra progesteron hormonunun etkisiyle vucut ısısı – °C artar. Her gün düzenli vücut ısısı kaydı yapılıp, üst üste 3 gün belli bir düzeyin üzerinde seyreden vücut ısısı saptandıktan sonraki günler güvenli dönem olarak kabul edilir.

Takvim yöntemi: Düzenli adet gören kadınlarda, ovulasyonun, adeti takip eden 14 – günler arasında olacağı varsayılıp ve bu günlerde ilişkiye girilmemesi esasına dayanır. Pearl indeks % 20’dir, bir diğer değişle başarı oranı %80’dir

Mukus yöntemi: Ovulasyon döneminde servikal mukus, miktar olarak artar, ince, berrak, iki parmak arasına alındığında uzayan bir yapıya sahip olur. Bu yöntem, mukusun yapısının ve miktarının ovülasyon dönemini işaret ettiği günlerde cinsel ilişkiden kaçınılması esasına dayanır.

Geri çekme yöntemi: Cinsel ilişkide, boşalma sırasında, erkeğin penisini kadının vajinasından dışarı çıkarıp, dışarıya boşalmasıdır. Bu yöntemin uygulanabilmesi zordur, bireylerin deneyimli ve bu konuda kesin kararlı, psikolojik olarak buna hazır olmaları gerekmektedir. Aksi takdirde başarı oranları düşmektedir. Gebeliği önleme başarısı % ’dir.

Emzirme: Doğumu takip eden ilk 6 ayda, anne, ek gıda vermediği bebeğini sık aralıklarla, günde 60 dakikadan az olmayacak sürede emziriyor ve adet görmüyorsa yumurtlamanın henüz başlamadığı kabul edilir. Ancak bu, adet görmeyen her kadının yumurtlamadığı anlamına gelmeyeceği için çok güvenilir bir yöntem değildir.

Aile Planlamasında Kullanılan Bariyer Yöntemler

Spermin, kadının rahmine ulaşmasını mekanik olarak engelleyen yöntemlerin tümüdür.

Kondom (Prezervatif): Cinsel ilişki sırasında, sertleşme olduktan sonra penise takılan kauçuk bir kılıftır. Boşalma sonrası içinde sperm bulunan meninin, kadının vajinasının içine girmesini engeller. Aile planlamasının yanında cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruyuculuk sağlaması bu yöntemin en önemli avantajıdır. İlişki sırasında kondomun yırtılması, delik olduğunun farkedilmesi veya penisten çıkması ek bir yöntem kullanmayı gerektirir. Yöntemin başarı oranı tek başına kullanıldığında % 88′ dir.

Diyafram: İlişki öncesinde, kadının rahim ağzına yerleştirilen kauçuk, şapka benzeri bir araçtır. Rahim ağzına spermisid (sperm öldürücü madde) uygulanması, fiziksel olarak diyaframı aşabilen spermlerin canlı kalabilmelerini engeller. Bu yöntemin avantajı vucuda herhangi bir zararı olmadan uygulanabilmesi ve adet kanamaları devam eden kadınların diyafram ile cinsel ilişkiye girebilmesidir. Tek başına kullanımda başarı oranı % 82’dir.

Spermisidler: İlişkiden önce vajina içine uygulanan krem, fitil veya köpük şeklinde olabilen, spermin canlı kalmasını engelleyen maddelerdir. Tek başına kullanıldıklarında etkinlikleri çok yüksek olmadığı için (%79) diğer bariyer yöntemlerle birlikte kullanılması etkinliğini artırır.

Aile Planlamasında Hormonal Yöntemler

Doğum Kontrol Hapları (Kombine oral kontraseptifler):

Kadın bedeninde varolan kadınlık (östrojen) ve yumurtlama (progesteron) hormonlarının düşük dozlarda dışarıdan verilmesi sonucu, doğal dengenin baskılanması neticesinde gebelik oluşmaması esasına dayanır. % 99 gibi yüksek koruyuculuk oranına sahip olan bu yöntemin etkin olabilmesi için ilaçların her gün düzenli olarak kullanılması gerekmektedir.

Doğum kontrol haplarının en büyük avantajlarından biri adet kanamasının miktarını azaltmak suretiyle kansızlığı önlemeleridir. Bazı kadınlarda bu azalma öyle belirgindir ki adet kanaması sadece lekelenme şeklinde, kahve telvesi gibi olabilir, bu endişelenilecek bir durum değildir.

Doğum kontrol hapları adet ağrılarını azaltırlar, yumurtalık ve rahim içi kanseri olma ihtimalini azaltırlar.

İlk kullanıldıkları dönemlerde en sık görülen yan etki mide bulantısıdır. İlaçların uyku saatinden hemen önce alınması bu etkinin kadın tarafından daha kolay tolere edilebilmesini sağlar. İkinci en sık görülen yan etki ise hap kullanırken görülen ara kanamalardır. Ara kanamaların büyük çoğunluğu, ilacın içindeki kadınlık hormonu olan östrojenin olması gerekenden daha düşük dozlarda bulunduğu durumlarda görülür. Bu durumda yapılması gereken ilacın kesilmesi değil, aksine devam edilmesidir. Şikayetlerde azalma olmaması durumunda hekime danışılarak başka bir ilaca geçilmesi gündeme gelebilir. Bazı kadınlarda kilo alma şikayeti olabilir. Bu da, daha düşük dozlu hapların kullanımı ile önlenebilir. Haplar mümkün olduğunca her gün aynı saatte alınmalıdır. Hapın alınması bir gün unutulduğunda, hatırlanır hatırlanmaz unutulan hapın alınması gerekir. İki gün üstüste hap unutulduğunda yöntemin etkinliği azalacağından dolayı ek bir korunma yöntemi kullanmak gerekmektedir.

Hapları kullanmaya başlamadan önce gebelik testi ile gebelik durumu saptanmalıdır. Piyasada çeşitli ilaçlar bulunmaktadır. Bazılarının içinden 21 tane ilaç çıkar. İlk kutuya adetin ilk 5 günü içinde (tercihen ilk günü) başlamak gerekir. 21 gün ilaç kullanımından sonra 7 gün hiç ilaç alınmaz, bu süre zarfında adet kanaması gerçekleşir. 7 gün ilaçsız dönemi takiben yeni kutu başlanır. 28 hap olan ilaçlar ise ara vermeden kullanım içindir. Kutunun son ilaçlarında hormon bulunmaz, bu ilaçlar alınırken adet kanaması başlar.

Kimler doğum kontrol hapı kullanmamalıdır?

Meme kanseri, kan pıhtılaşması sorunu olanlar, kalp ve karaciğer hastaları doğum kontrol hapı kullanmamalıdır. 6 aylıktan küçük bebek emzirenler, sigara içenler, şeker hastalığı olanlar, yüksek tansiyon, migren, depresyon tanısı alanlar ise kontrol altında kullanılmalıdır.

Minihaplar

İçeriğinde, kadınlık hormonu (östrojen) bulunmayan, sadece yumurtlama hormonu (progesteron) bulunan haplardır. Rahim ağzı sıvısının kalınlaşarak sperm geçişini önlemesi ve yumurtlamanın engellenmesi prensibi ile doğum kontrolü sağlarlar. Başarı oranı % 97’dir. Östrojen ihtiva edenlerin kullanılamadığı emzirme döneminde kullanılabilmesi bu yöntemin en belirgin avantajı olup, herhangi bir durumdan dolayı östrojen kullanamayan kadınlar tarafından kullanılabilir olması da önemlidir.

Ertesi gün hapları

Rutin kullanıma uygun olmayan bu yöntem ancak zorunlu hallerde kullanılmaktadır. İlacın, korunmasız cinsel ilişkiyi takip eden ilk saat içinde alınması, döllenen bir yumurta varlığında dahi o yumurtanın rahim içine yerleşmesini engellemektedir. Ancak günlük pratikte ilk 24 saat geçtikten sonra alınan ertesi gün haplarının koruyuculuğunun azaldığı bilinmektedir. Kullanıldıkları ay adet düzensizliğine sebep olabilirler.

Doğum Kontrol İğneleri, Flasterler

Aylık iğneler

Hem östrojen hem progesteron içeren bu ilaçlar düzenli olarak her ay yaptırıldıklarında yüksek koruyuculuk oranına sahiptir. Haplara göre en büyük avantajı ayda bir kez yapılması gerektiği için hasta uyumunun daha kolay olmasıdır. Haplarda yaşanan kullanım hataları, unutmalar bu iğneler kullanıldığında yaşanmamaktadır. Adetin ilk yedi günü (tercihen ilk günü) kullanılması önerilmektedir. Anne sütünü azalttığı ve kalitesini düşürdüğü için emziren kadınlarda kullanımı önerilmez.

Üç aylık iğneler

Kullanılan hormonal yöntemler içinde koruyuculuğu en yüksek olan yöntem olan 3 aylık iğnelerin içeriğinde sadece progesteron hormonu bulunmaktadır. Yumurtlamanın baskılanması ve rahim ağzı salgılarının koyulaşarak sperm geçişini engellemesi prensibi ile etki gösterir. Kas içi enjeksiyon şeklinde uygulanan bu ilaçların dezavantajı kullanım süresince, ara kanamaların, diğer yöntemlere nazaran daha sık görülmesidir.

Cilt altı implantlar

Progesteron içeren, 40 mm uzunluğunda, 2 mm kalınlığında, kibrit çöpü gibi bir kapsül implant şeklinde üst kol iç yüzünde cilt altına yerleştirilir. İşlemi takip eden ilk 24 saatte kandaki progesteron düzeyi gebeliği önleyecek düzeye ulaşır.

Yaklaşık 5 yıl koruma sağlayan bu yöntemde kapsülün progesteron içeriği ile rahim içi tabakası incelir ve gebelik oluşumu önlenir.

Bu yöntemin en sık karşılaşılan sorunu düzensiz kanamalardır. Bir süre sonra kanama miktarları gittikçe azalır ve hatta bir süre sonra hiç adet kanaması olmayabilir. Bazı kadınlar için kabul edilemez olan bu durum, yöntemi kullanmak isteyen kadınlara mutlaka hatırlatılmalıdır.

Kandaki yüksek progesteron hormon düzeylerine bağlı olarak baş ağrısı, bulantı, sivilcelenme artışı, memelerde hassasiyet ve ruhsal değişiklikler olabileceği akılda tutulmalıdır.

Doğum kontrol flasteri

Doğum kontrol haplarına benzer prensiple korunma sağlar. Bir kutuda 3 adet bant bulunmaktadır. Bu bantlar her biri birer hafta kalacak şekilde kol, bacak, kalça bölgelerinden birine yapıştırılır. Yapıştığı yerden kana salgıladığı hormonlar ile yumurtlama oluşması engellenir. Yan etkiler tüm hormonal yöntemlerde olduğu gibi; en sık kanama düzensizlikleri olarak ortaya çıkar. Flasterin yapıştığı yerde cilt hassasiyeti olabilmektedir, bu nedenle flasterlerin her birinin farklı yere yapıştırılması önerilir. Flaster yerinden çıktığında yeniden yapıştırılmaya çalışılmalı, yapışmıyorsa yeni bir flaster takılarak, çıkanın kalması gereken güne kadar tutulup, sonra yenisi ile değiştirilmesi gerekir. Flaster 24 saatten uzun süre cilde temas etmemişse yeni bir kutuya başlanmalı, bir hafta ek korunma yöntemi uygulanmalıdır.

Vajinal halka

Vajinal halka, 4 mm kalınlığında, mm çapında bir halka olup, haplardaki gibi östrojen ve progesteron hormonu içeren bir korunma yöntemidir. Vajene yerleştirilen bu halka 3 hafta kullanıldıktan sonra çıkartılır ve halka kullanılmayan bu bir haftalık dönemde adet kanaması olur. Yerleştirilmesi son derece basit olan bu halkanın hormon içeriği düşüktür, etkinliği yüksektir ve ara kanama, haplara oranla daha seyrek görülür. Vajinal halka kullanan kadınlarda en sık görülen problem vajinal akıntı ve enfeksiyonda artıştır. Bu vajinal halkalar henüz ülkemizde bulunmamaktadır.

RİA (Spiral) Nedir?

Bakırlı Rahim İçi Araçlar:

Spiral, günümüzde Dünya Sağlık Örgütü tarafından en güvenli doğum kontrol yöntemlerinden biri olarak nitelendirilmektedir.

Kollarındaki ve gövdesindeki bakır sayesinde sperm hareketini engeller, spermin yumurtayı dölleme yeteneğini azaltır ve en önemlisi rahmin içinde yabancı cisim reaksiyonu oluşturarak gebeliğin rahim içi tabakasına tutunmasını engeller.

Koruyuculuğu 10 yıla kadar devam edebilen bu yöntemde, kullanıcı hatalarına yer olmadığı için kullanımı güvenlidir. Spiralin alt tarafından çıkan ince bir ip, yerleştirme esnasında rahim ağzında kalacak uzunlukta kesildiği için cinsel ilişkide herhangi bir sorun çıkartmaz ve spiral çıkartılmak istendiğinde, bu ipten çekilerek kolayca çıkarılabilir.

Spiralin en sık görülen yan etkisi adet kanama miktarını artırması ve adet süresini uzatmasıdır. Bu etki, bakıra karşı gelişen yabancı cisim reaksiyonu ile tetiklenmekte olup kimlerde ortaya çıkabileceği önceden tespit edilememektedir. Spiralin bir diğer dezavantajı ise cinsel yolla bulaşan hastalıkları kolaylaştırmasıdır. Bu hastalıklar erken teşhis edilmediklerinde tüplerde yapışıklıklara ve ileride gebe kalmada sorunlar çıkmasına ve dış gebelik oluşmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle daha önce çocuk doğurmamış kadınlarda ilk tercih korunma yöntemi olarak önerilmezken, emziren kadınlar için ideal bir yöntemdir.

Hormonlu spiral:

Kollarında, içerdiği toplam 52 mg progesteron hormon türevinin günde 20 mikrogramını salarak etkisini gösterir. Bu hormon düzeyi rahim içi tabakasını inceltmeye, yumurtlamayı engellemeye ve gebelik oluşumunu önlemeye yeterlidir.

Yaklaşık 5 yıllık koruyuculuğu olan bu yöntemde en sık sorun, takıldığı ilk aylarda görülen adet düzensizlikleridir. Zaman içerisinde adet kanama miktarları ve aralarda olan lekelenmeler azalır, hatta bazı kadınlarda hiç adet kanaması olmayabilir. Bu nedenle adet kanamaları çok miktarda olup uzun süren ve kansızlık şikayeti olan kadınlarda ilk seçenek olarak kullanılabilir. Bakırlı spirale göre biraz daha kalın bir yerleştirme aparatı olduğundan dolayı, tercihen kanama olduğu zamanda takılması daha az ağrı duyulmasını sağlayacaktır.

Cerrahi Yöntemler

Tüplerin Bağlanması

Kadınlarda, yumurtayı rahim içine taşıyan tüplerin bağlanması işlemidir. Geri dönüşümü olmadığı için, gelecekte çocuk isteği olmayan çiftler için uygun bir yöntemdir. Tüplerin bağlanması fiziksel, ruhsal veya cinsel bir değişikliğe neden olmaz. Koruyuculuğu % ’e yakındır. Sezaryen doğumlarda, doğumla eş zamanlı yapılabilen bu işlem ayrı bir seansta, küçük bir kesi ile veya kapalı yöntemle de (laparoskopik) yapılabilir.

Koruyuculuğu % ’e yakındır. Yeniden gebe kalmak isteyen kadınlarda mikrocerrahi ile tüpler yeniden birbirine bağlanabilir ancak başarı şansı düşük olan bu gibi ameliyatların yerine tüp bebek tedavisi yaygın olarak kullanılmaktadır.

Vazektomi: Erkekte sperm hücrelerinin testislerden depolandıkları bölgelere geçişinin cerrahi yöntemlerle kalıcı olarak bozulması işlemidir. Bu işlem sonrasında ejekülasyon esnasında boşalan sıvının dış görünüşünde hiçbir değişiklik olmaz, ancak sıvıda sperm hücreleri olmadığından gebelik oluşmaz. Koruyuculuğu % ′ e yakın olan bu yöntemde de kadınlarda olduğu gibi geri dönüş çok zordur ve çocuk isteği olduğu takdirde testislerden sperm toplanarak tüp bebek tedavisi yapılması gündeme gelmektedir. Bu yöntemin avantajı, lokal anestezi ile kısa sürede yapılabilir olması ve yüksek koruyuculuk oranıdır.

İstanbul Aile Planlaması Fiyatları

Cinsel yaşamın sağlıklı ilerlemesi için doğum kontrol yöntemleri çok önemlidir. Doğru seçilmiş ve uygulanmış bir doğum kontrol yöntemi, çiftlerin psikolojik olarak da rahat etmesini sağlar. Ancak kondom dışında, tercih edilecek diğer doğum kontrol yöntemleri için mutlaka uzman bir jinekologun yönlendirmesi gerekir. Alanında uzman kadın doğumcular, aile planlaması İstanbul konusunda, kadının üreme sistemini ve yaşını da değerlendirerek, en ideal korunma yöntemi konusunda bilgi verebilir.

İstanbul’da aile planlaması hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, Doç. Dr. İlker Kahramanoğlu ile iletişime geçebilirsiniz.


nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır