1. Vatan Yahut Silistre:
Vatan Yahut Silistre, Namık Kemalin yılı sonlarına doğru, Geliboluda yazmaya başladığı ve Martında İstanbulda tamamladığı ilk tiyatro eseridir. Önce 1 Nisan de oynanmış, büyük şöhret kazanmış ve bunu, şairimizin Magosadan dönmesinden sonra da sürdürmüştür.
Vatan Yahut Silistre piyesi, dört perdelik bir dramdır. Konusunu; yılları arasında cereyan eden Türk-Rus Harbinin veya diğer adıyla Kırım Harbinin, Silistre Muhasarası teşkil eder. Eserin merkezî kişisi İslâm Bey, tam bir Türk kahramanıdır. İslâm Beyi çok seven ve ondan hiç ayrılmak istemeyen Zekiye isimli bir kız, erkek kılığına girerek peşinden gider; Silistre savunmasına katılır. Silistrede tabya komutanı, Sıtkı Bey isminde bir kahramandır. Kendisi; Manastırda subay iken, günahsız bir arkadaşını kurşuna dizmek istememiş, bu yüzden ordudan çıkarılmış; ancak, gösterdiği birçok yararlılıkla yeniden orduya girmeyi başararak miralay (albay)lığa kadar yükselmiştir.
Aynı zamanda, Zekiyenin babasıdır. Lâkin, ordudan çıkarılınca ailesine gidememiş, onun için de öldü sanılmıştır. Silistrede savaşırken, baba-kız birbirini tanımazlar, ancak, Sıtkı Bey, ona karşı içten gelen bir yakınlık duyar. O arada, İslâm Bey yaralanır ve Zekiyenin kucağına düşer. Kendine gelince, Zekiyeyi tanır. Eserin en renkli tipi olan Abdullah Çavuş isimli bir diğer kahraman ise, komutanlarının ve askerin maneviyatını yükselten önemli bir unsur olur. En çaresiz anlarda bile, kıyamet mi kopar?.. nakaratı ile ruhlara bir serinlik vermeyi başarır. Eserin final bölümünde baba, kız; yani Sıtkı Bey ile Zekiye birbirine kavuşurlar.
2. Gülnihâl:
Gülnihal, Namık Kemalin ikinci tiyatro eseridir. Asıl adı, Râzı Dil (Gönüldeki Sır) iken, Sansür kurulu tarafından Gülnihâre çevrilmiştir. Vatan Yahut Silistrenin provaları yapıldığı sırada, Mart te yazılmış; ancak, onun oynanmasından sonra ortaya çıkan olaylar sebebiyle hemen sahneye konulamamıştır.
Beş perdelik Gülnihâl, tiyatro tekniği ve kompozisyon itibariyle Vatan Yahut Silistreden daha üstün özellikler göstermekle birlikte, o kadar şan ve şöhret kazanamamıştır. Eser, zulme ve zâlim kimselere karşı mücadele etme ve intikam alma düşüncesini ele alır, işler.
Gülnihâlin konusu; taşrada zâlim bir Sancak Beyi olan Kaplan Paşanın halka çektirdiği eziyetler karşısında, yılmadan yapılan mücadelenin hikâyesidir.
Kaplan Paşa, halkın nefretini kazanmış sefil ruhlu birisidir. Kendisi gibi, kötü bir kadın olan annesi ile birlikte; önce amcasını, daha sonra da öz babasını öldürür. Muhtar Bey ismindeki iyi yürekli amcazadesi ise, aklı başında, mert, sevimli, ağırbaşlı, halkın takdir ettiği birisidir. Muhtar Bey ile amcasının kızı İsmet Hanım, temiz duygularla birbirlerini severler. Kaplan Paşa ise, bu durumu çok kıskanır. Muhtardan kurtulmak ve İsmete sahip olmak için, bu yiğit delikanlıyı bir bahane ile hapse attırır. İsmete evlenme teklifinde bulunur; ancak, bu teklifi reddedilir. İşte bu sırada, esere ismini veren ve İsmet Hanımın dadısı olan Gülnihâl ortaya atılır. Muhtarı zindandan kurtarmak niyetiyle İsmeti, Kaplan Paşa ile nişanlanmaya razı eder. Öte yandan bir gece, İsmetle gizlice zindana giderek Muhtarı kaçırmak isterler. Muhtar ise, İsmetin kendi isteği ile nişanlandığını sanarak, önce kaçırılmasını kabul etmez; ancak, sonradan gerçeği yani İsmetin asıl kendisini sevdiğini öğrenince, kabul eder.
Kaplan Paşanın tüfekçibaşısı Zülfikâr Ağa; evvelce Gülnihâli sevmiş; ancak, buna karşılık görememiştir. İşte şimdi Gülnihâl ona, Muhtarı zindandan kurtardığı takdirde kendisiyle evleneceğini söyler. Aslında, öz kardeşini öldürdüğü için Kaplan Paşaya hınç dolu olan Zülfikâr Ağa, bu teklifi yerinde görerek hem intikam almak ve hem de Gülnihâle kavuşmak maksadıyla Muhtarı zindandan çıkarır. Muhtar derhal Sofyaya giderek, Rumeli Valisine Kaplan Paşanın kötülüklerini, halka çektirdiği eziyetleri ve bütün durumu etraflıca anlatır. Oradan, Kaplan Paşanın görevden alındığını bildiren bir fermanla döner. Bütün bunlar olurken, gelişmelerden habersiz Kaplan Paşa; onun öldürülmesi için Zülfikâr Ağaya emir verir. O da, bir başkasını öldürür.
İki hafta sonra dönen Muhtar, taraftarlarıyla saraya gider. O sırada Kaplan Paşa bir taraftan İsmeti, öte yandan Gülnihâri nikâh konusunda zorlamaktadır. Her ikisi de buna karşı koyarlar. Kaplan Paşa öfkesini yenemeyerek, Gülnihâli hançerler. Muhtar Bey ile Zülfikâr Ağa ve halk, hep beraber içeriye girerler. Manzarayı gören Zülfikâr, Kaplan Paşayı öldürür.
Neticede, Muhtar Bey Sancak Beyi olur ve İsmetle evlenirler.
3. Âkif Bey:
Âkif Bey, Namık Kemalin Magosaya giderken yazmaya karar verdiği ve orada iken tamamladığı piyesidir. Konusu, yazarımıza göre hayalî olmakla birlikte; esere ismini veren merkezî kahraman Âkif Bey, deki Yunan isyanı üzerine açılan Navarin Savaşına katılan Süleyman Kaptanın oğlu ve bir gemi kumandanıdır.
Âkif Beyin konusu: Bahriye Zabiti Âkif Bey; melek kadar saf ve temiz sandığı, gerçekte ise tam bir hayat kadını olan Dilrübâ ile evlidir. Karadenize savaşa giderken, üzerine titrediği karısını; kendisi gibi eski bir denizci olan ve vaktiyle Navarinde harbe katılan babasına emânet eder ve şayet şehit düşerse, karısını alıp götürmesini tenbihler. Dilrübâ ise; kocasına karşı dıştan samimî, içten başkalarıyla düşüp kalkmaya hazır, kötü niyetli menfî bir tiptir. Nitekim bu anlayış çerçevesinde bir müddet sonra, kocasının Rusların Sinopda yaktıkları Türk donanmasında şehit düştüğünü, Mahkemede iki yalancı şahitle ispat ederek (!), Esad isimli bir gençle evlenmeye kalkar. Hâlbuki Âkif Beyin gemisi, bir bomba darbesiyle yanmış, kendisi de bir tahta parçasına tutunarak kurtulmuştur.
Tam düğün gecesi döner. Babasından, bir hayat kadını tablosu çizen Dilrübânın bütün dalaverelerini öğrenir. Derhal, karısını boşar. Kendisi hakkında türlü dedikoduların dolaştığı bir meyhaneye giderek, sahibine bol miktarda para verir ve oradakileri dışarıya çıkarttırır. Daha sonra, Dilrübânın gelin odasına hareket eder. Evvelâ gizlice girmeyi başardığı sandık odasında, bütün konuşmaları dinleyerek yalancı şahitler ve çevrilen dolaplar hakkında bilgi sahibi olur. Âkif gizlendiği yerden çıkar, tabancasını Dilrübâya çevirerek ateşler; fakat, arada Esad vurulur. Acı içinde kıvranmaya başladığı sırada hançerini, Âkifin göğsüne saplar. O da, aynı hançeri yarasından çıkararak, Esada vurur. Onlar birbirleriyle hesaplaşırken, Dilrübâ fırsattan istifade kaçmaya çalışır. Lâkin, yolunu kesen Süleyman Kaptan, dehşetle gözleri açılmış bir halde yerdeki bıçağı kapar ve Dilrübâyı öldürür. Bütünüyle eserde, Batılı anlamda tiyatro tekniğine yakın denilebilecek bir olgunluğu bulduğumuzu söyleyebiliriz.
4. Zavallı Çocuk:
Zavallı Çocuk, Namık Kemalin Magosada bulunduğu sırada, yazdığı ve neşrettiği bu eseri, aile konusunu ele alıp işlediği ilk piyesidir. Şairimiz, burada; anne ve babaların baskısıyla tanımadıkları, sevmedikleri kimselerle evlenmek zorunda kalan genç kızların acıklı durumlarını gözler önüne serer.
Zavallı Çocuk Piyesinin Konusu: 19 yaşında bir genç olan Ata, küçük yaşta öksüz kalmıştır ve akrabalarından Halil Bey isimli bir zat tarafından himaye edilerek, tıp tahsili görmektedir. Ata, Halil Beyin 14üne yeni basan kızı Şefika ile birlikte büyümüştür ve aralarında karşılıklı bir sevgi uyanmıştır. Lâkin, Şefikayı zengin bir Paşa ister. Halil Bey ise kızının durumunu öğrenince, onun hislerine beslediği saygıdan dolayı tereddütler geçirir; fakat, Şefikanın annesi Tâhire Hanımın ısrarı üzerine kızını o Paşa ile nişanlar. Şefika üzüntüsünden hastalanır, iyice zayıflar ve vereme tutulur. Bunu duyan delikanlı Şefikanın yatağına koşar. Sevdiği kızın bitkin ve ölümünü bekler hâli, kendisini çılgına çevirir, yıkar. Derhal eczaneden aldığı şiddetli zehri içerek intihar eder ve Şefikanın yatağına yığılır. O da, Ataya sarılarak ruhunu teslim eder.
Eserde; Victor Hugonun Hernani piyesinin tesiri bulunduğunu söylemek mümkündür. Özellikle son perdedeki zehir içme sahnesi ve iki sevgili arasında geçen konuşmalar, Hernaniye bağlanabilir.
5. Kara Belâ:
Kara Bela, Namık Kemalin da Magosada yazdığını söylediği bu eseri, ancak ölümünden sonra de basılabilmiş 5 perdelik dramıdır. Onun, en zayıf tiyatro eseridir. Sadece, Doğu saraylarındaki haremağalarının çevirdikleri türlü entrikaları, dolapları sergilemesi bakımından önem taşır.
Kısmen feerik (masal türü) özellikler gösteren Kara Belâda Hind Padişahının güzel kızı Behrever, Vezirin oğlu Mirza Hüsrevi sevmektedir; fakat, Behreverin hizmetine verilen zenci haremağası Ahşid de gizlice Behreveri sever. Hadım olduğu sanılan Ahşid, gizlice hazırladığı bir tuzakla Behrevere sahip olur. Artık, Mirza Hüsrevin yüzüne bakamayacak duruma gelen Behrever, zehir içerek intihar eder. Mirza da, hançerle Ahşidi öldürür ve bu defa hançeri kendi göğsüne dayayarak, o da intihar eder.
Çeşitli hususiyetleri çerçevesinde, bir yerli dram karakteri taşıyan bu eserde; dramın ağırlığı ve meraklı, ilgi çekici konusu, kusurlu taraflarını örter görünmektedir.
6. Celâleddin Harzemşah:
Celâleddin Harzemşah, Namık Kemalin de Midillide tamamladığı bu piyesi, 15 perdelik en büyük tiyatro eseridir. Konusunu, Vatan Yahut Silistre gibi tarihten aldığı Celâleddin Harzemşah; baştan sona kadar birçok tarihi olaylar ve bunlara bağlı olarak hitabe tarzındaki konuşmalarla doludur. Eserin önemli taraflarından birisi de, Shakespearein tarihî tiyatroları gibi, baştan sona kadar bir hayatı, bütün içinde ele alıp işlemiş olmasıdır. Ayrıca eserde, Victor Hugonun Cromwelline benzer taraflar da dikkati çekmektedir.
Diğer taraftan, Celâleddin Harzemşahın; uzunluğu, mekân ve sahneleme tekniğindeki güçlükleri dolayısıyla, oynanmaktan ziyade okunmak için yazıldığını söyleyebiliriz.
Konusu: Harzemşahlar Devletinin son hükümdarı Celâleddin Harzemşahın hayatı, kahramanlıkları ve Moğollara karşı Türk-İslâm davası uğruna giriştiği büyük mücadeleleri anlatılır. Moğol hükümdarı Cengiz Hana mağlup olarak kahrından ölen babası Kudbeddinin intikamını almak isteyen Celâleddin, büyük bir cesaretle mücadeleye atılır, Moğollara savaş açar; ancak, yenilir. Sind Nehrini geçerken, karısı Neyyire ile oğlu Kudbeddin boğulur. Kendisi de, Hindistana kaçmak zorunda kalır.
Orada yeniden harekete geçerek, bir ordu toplar. Her yeri alarak, Tebrize kadar gelir. Tebriz Hükümdarı Atabeg kaçar. Hanımı Mihrican ise orada kalır. Mihrican, hayret edilecek derecede Celâleddinin ölen eşi Neyyireye benzemektedir. Mihrican, kahramanlıklarını yakından gördüğü Celâleddine âşık olur ve evlenirler.
Savaşlardan çok yorgun düşen Celâleddin, hastalanır. Harzemşahların arasına ikilik girer. O da öldürülmemek için, Mihricania birlikte günlerce dağlarda dolaşır, gizlenir. Nihayet bir gün âsilerin eline düşer ve şehit edilir.
Bu suretle eserin hemen her sahnesi, Celâleddinin etrafında dönerek, sadece onu göstermek emeli taşır. Konuşmalar da, düğüm noktasını hep Celâlde bulur. Sonuç olarak bu eser, tarihi fazlasıyla seven Namık Kemalin, en çok kendisi olduğu ve bilhassa duygularıyla kendisini bulduğunu söyleyebileceğimiz eseridir.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası