kaplumbağa kanı neye iyi gelir / Ya Bir Umut | Zorba TV & Dergi

Kaplumbağa Kanı Neye Iyi Gelir

kaplumbağa kanı neye iyi gelir

Kaplumbağa kanı ve alternatif tıp

Amerikalı felsefe profesörü ve yazar Stephen P. Asma bir gün grip olmuş. Çinli karısıyla yaşadığı Pekin'de bir restorana gitmişler.

Amerikalı felsefe profesörü ve yazar Stephen P. Asma bir gün grip olmuş. Çinli karısıyla yaşadığı Pekin'de bir restorana gitmişler.

kaplumbagaİki garson canlı bir kaplumbağanın boğazını kesmiş, kanını bir bardağa doldurmuş ve bir fiske de hububat alkolü kattıktan sonra karışımı Asma'ya vermişler. O da içmiş. Ve o akşam kendini daha iyi hissetmiş. Bir Çin kocakarı ilacı sayesinde mi? Asma emin olamamış. Ama delillerin ve mantığın ilkelerini öğreten biri olarak Doğu ve Batı tıp bilimlerinin sınırını araştırmak istemiş. Asma, The New York Times'ta, "Birçok Batılı, kaplumbağa kanının iyileştirici olabileceği fikrine burun kıvıracaktır" diye yazıyordu. "Bazıları, Dr. Öz'ün cilt kanserine karşı önerdiği, ağaç kabuğundan elde edilmiş tentürü içmek veya patlıcan kompresi yapmakta bir sakınca görmeyecektir. Hepimiz sülükle kan aldırmak ile antibiyotikler arasındaki koca gri bölgede yaşıyoruz". Batılılar geleneksel Çin tıbbına ve diğer alternatif sağlık yöntemlerine giderek rağbet gösteriyor. Amerikalılar, çoğu doktor tavsiyesi olmadan alınan bitkisel takviyelere yılda 5 milyar dolar harcıyor. Yine de, diye yazıyor Asma, "Bu kadim yöntemlerin ısrarla bilimsel doğrulamasını arıyoruz". Bilimle "sözde bilimin" nerede ayrıldığı sorununa felsefeciler "demarkasyon problemi" diyorlar. Birçok kişi alternatif tedavilerin etkisini doğrularken, onların işe yaradığına dair somut kanıt pek az. Peki kanıtlanmamış çareler işe yarar gibi görünüyorsa, onlara inanmanın ne zararı var? New York, City Üniversitesi felsefe profesörü Massimo Pigliucci ve araştırmacı Maarten Boudry'nin The New York Times'ta yazdıkları gibi, "Sözde bilimi hoş görmek bazen sahiden zararsız olabilir, ama asıl sorun, bunu yaparken benzer karışıklık ve aldanmalara dayanan daha tehlikeli yanılgılara karşı savunmamızı zayıflatmamızdır. Bilimsel olarak çürütülmüş fikirleri bize kabul ettiren sözde bilimsel yaklaşımlarla kendimize ve sevdiklerimize zarar verebiliriz (aşının otizme neden olduğuna dair endişe verecek kadar yaygınlık kazanan düşünce gibi)". Peki kime güvenelim? Çünkü Batılı tıp ve araştırma yöntemlerinin kesinliğine inananlar hiçbir bilimin kusursuz olmadığını tekrar hatırladılar. Beş yıldır süren büyük bir araştırma, kolesterol düşürücü bir ilaç kategorisi olan statinlerin kullanımına dair kuralların kökten değiştirilmesiyle sonuçlanmış ve büyük heyecan yaratmıştı. Araştırmacılara göre statinler, sanıldığından çok daha geniş kesimlere fayda sağlaycak ve milyonlarca kişi daha bu ilaçları alabilecekti. Fakat aradan yalnızca birkaç gün geçtikten sonra araştırmanın sonuçlarına itirazlar geldi ve ilaçların alımıyla ilgili kuralların inanılırlığı yerle bir oldu. Cleveland Kliniği'nden kardiyolog Steven Nissen'in The New York Times'taki sözleriyle, "Kamu politikalarında böyle büyük değişikliklerin nasıl yapılacağıyla ilgili korkunç bir yanlış anlaşılma oldu. Bunun çok olumsuz sonuçları olacaktır". Asma'nın kendi sağlığına dönersek, o "yanılabilir pragmatik gerçeğin bir bendesi" olmaktan memnun. "Tedavilerde çoğumuz kumar oynuyoruz" diyordu Asma. "Seçeneklerin hepsini deniyoruz; biraz akupunktur, biraz hap, biraz kaplumbağa kanı. Yeterince zar (ilaç) atarsak ihtimallerden biri eninde sonunda tutacaktır". THE NEW YORK TIMES

Güncellenme Tarihi Aralık Yayınlanma Tarihi Aralık

'Kaplumbağa kanı aramaya çıkmıştık'

Sanıklar, yargılama sırasında kanser hastası bir yakınları için kanı iyi gelir düşüncesiyle arazide kaplumbağa ararken, teröristlerin kamyonetlerini gasp edip eylemde kullandıklarını iddia ettiler.

Siirt'in Baykan İlçesi Dilektepe Köyü'nde yaşayan Selami Songülalp (26),Cumali Sevinçkan (27), Dursun Sevinçkan (33) ve İstanbul'dan ziyarete gelen akrabaları Veysi Sarıboğa (41) 25 Eylül günü kanser hastası akrabalarına iyi gelir inancıyla kaplumbağa kanı bulmak için 34 DE plakalı kamyonetle 25 Eylül tarihinde araziye çıktı. 4 akrabanın yolu, köylerine 8 kilometre mesafedeki Şeyh Ali Türbesi yakınlarında bir grup PKK'lı tarafından kesildi. İddiaya göre 2 PKK'lı köylülerin başında beklerken, diğerleri gasp ettikleri araçla Ziyaret Jandarma Karakolu'na taciz saldırısında bulundu. Saldırıda ölen ve yaralanan olmazken, karakol nizamiyesinin bir camı hasar gördü. Saldırıdan sonra askerlerin ateş açması üzerine araç isabet alırken, PKK'lılar mermi izlerinin bulunduğu kamyonetle köylüleri bıraktıkları yere geldi. Burada köylüleri tehdit eden PKK'lılar, aracı bırakıp yaya olarak uzaklaştı.

ARAÇ 5 SAAT SONRA BULUNDU, SÜRÜCÜSÜ TESLİM OLDU

Silahlı saldırıdan 5 saat sonra olayda kullanılan kamyonet Siirt polisince bir akaryakıt istasyonunda park halinde bulundu. Aracı park ettikten sonra bir akrabası aracılığıyla polise giden Dursun Sevinçkan, başından geçenleri anlattı. Gözaltına alınarak jandarmaya teslim edilen Sevinçkan ifadesinde, "Olaydan sonra ben akrabalarımı Tuzköy'e bıraktım. Aracımı da petrol istasyonunda bıraktım. Akrabam İbrahim kendi aracıyla gelerek beni aldı. İbrahim emniyette bir amirle görüşmüştü. Bu amiri Siirt polis lojmanlarının önünden aldık ve olayı anlattık. Oradan beni araçları ile jandarmaya götürdüler" dedi.

Aracı inceleyen güvenlik güçleri, sağ tarafında kurşun delikleri tespit ederek olayı jandarmaya bildirdi. Yapılan incelemede aracın sahibi Dursun Sevinçkan ve akrabaları Selami Songülalp, Cumali Sevinçkan ile Veysi Sarıboğa yakalanarak gözaltına alındı. Daha sonra mahkemeye sevk edilen 4 akraba tutuklanarak cezaevine gönderildi.

ARABA İKİ SAATLİĞİNE LAZIM DEDİLER

Soruşturma kapsamında şüphelilerin cep telefon kayıtları ve banka hesapları da mahkeme kararıyla incelemeye alındı. Yapılan incelemede örgütsel herhangi bir ilişki tespit edilemezken, Dursun Sevinçkan ifadesinde olayı anlatırken, "Halamın kızı Türkan Epözdemir kan kanseri hastasıydı. Halk arasında kaplumbağa eti ve kanının iyi geldiğini söylediler. Biz araziye kaplumbağa aramaya çıkarken önümüzü silahlı kişiler kesti. Arabanın iki saatliğine lazım olduğunu ve alacaklarını söylediler. Daha sonra aracı getirip geri verdiler. Bu olayı kimseye söylemememizi tembihlediler. Bir akrabam aracılığıyla tanıdık bir amirin yanına gidip, olayı anlattım. Daha sonra beni jandarmaya getirdiler. Olaydan dolayı o kişilerden şikayetçiyim" dedi.

KARAKOLA ATEŞ ETTİLER

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, tutuklanan 4 kişi 'Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, adam öldürmeye teşebbüs, mala zarar verme ve sayılı Ateşli Silahlar Kanuna muhalefet' etmekle suçlandı. Olay sırasında karakolda bulunan 4 askerin şikayetçi olarak yer aldığı iddianamede, "Şüpheli Dursun Sevinçkan idaresindeki pikapla içinde battaniye altına saklanmış uzun namlulu silahlar olduğu halde 4 kişi nizamiye önünden geçerken yavaşlamış, burada nöbet tutan askerle göz temasına girmiş sonra tekrar hızlanarak olay yerinden ayrılmışlardır. dakika sonra şüphelilerin tekrar aynı araçla olay yerine geldikleri, pikabın arkasında ve battaniyenin altında bulunan şüphelilerden birinin karakola uzun namlulu silahlarla ateş etmeye başladığı, karakol nizamiyesinde bulunan askerlerin saldırıya ateşle karşılık verdiği, şüphelilerin kaçtığı ve karakolda maddi hasar meydana geldiği anlaşılmıştır" denildi.

Cumhuriyet Savcısı İlhami Ceylan iddianamede şüphelilerin devletin birliği ve bütünlüğünü bozmak ve görevli askerleri öldürmeye teşebbüs ettiklerini belirterek, ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmalarını istedi.

1 KİŞİYİ ASKERLER TEŞHİS ETTİ

Tutuklanan köylüler ilk ifadelerde saldırı eyleminden sonra aracı getiren teröristlerin kendilerini tehdit ettiğini belirterek, "Köye giderseniz sizi ve ailenizi öldürüz diyerek tehdit ettiler. Bu nedenle köy yerine Siirt istikametine doğru gittik. Tuzkuyusu Köyü'nde bir arkadaşa durumu anlattık. Onun vasıtasıyla olayı Siirt'te polise anlatttık" dediler.

Şüphelilerin evinde yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanmazken, gözaltına alınan şüpheliler olay sırasında nizamiyede görevli askerlere teşhis ettirildi. Şüpheli 4 kişiye yaş ve fizik olarak benzeyen 4 vatandaşın da katıldığı teşhis işleminde askerler, Selami Songülalp'in saldırıyı düzenleyen araçta bulunduğunu söyledi. Teşhisi yapan askerler Selami Songülalp'in olayda silahı kullandığını ve battaniye altına gizlenerek ateş ettiğini belirtti.

KAPLUMBAĞA KANI ARAMAYA ÇIKMIŞTIK

Diyarbakır 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'devletin birliği ve bütünlüğünü bozmak' ve 'görevli askerleri öldürmeye teşebbüs' suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanan Selami Songülalp, Veysi Sarıboğa, Cumali Sevinçkan, ve Dursun Sevinçkan, savunmalarında, kanserli bir hasta yakınları için kaplumbağa kanı aradıklarını ve akşam kaplumbağa bulmak için köyün etrafında araba ile gezmeye çıktıklarını söyledi.

Sanıklar, ellerinde silah olan kişinin yollarını kestikten sonra tehditle cep telefonlarını aldıktan sonra başlarına 2 kişi bırakıp aracı alıp gittiklerini söyledi. PKK'lıların bir süre sonra geldiklerini ve köylerine gitmemeleri konusunda tehdit ettiklerini belirten sanıklar savunmalarında, "Biz daha sonra araca bindik ama korktuğumuz için köye gitmedik. Bu arada telefon bataryalarının araç içinde bırakıldığını fark ettik. Dursun bizi Tuzköy'e bırakarak şikayet için Siirt'e gitti. Şoka girmiştik. Biz kesinlikle eyleme katılmadık" dedi.

KANSER HASTASI ÖLDÜ

Dava sürecinde sanıklardan Cumali Sevinçkan, Dursun Sevinçkan ve Veysi Sarıboğa yılının Ocak ayında tahliye edilirken, Selami Songülap'in tutukluluk halinin devamına karar verildi. Dava sürerken kaplumbağa kanı aranan kanser hastası Türkan Epözdemir de hastalıktan hayatını kaybetti. 2 yıldan fazla süren davanın duruşmalarında mahkeme kaplumbağa kanının kanser hastalığına iyi gelip gelmediği konusunda da iki kişiyi tanık olarak dinledi.

Çatışma anına ait güvenlik kamerası görüntüleri de uzman bilirkişi tarafından incelendi. Kamera görüntüleri ve sanıkların fotoğrafları arasında yapılan mukayesede, görüntü kalitesinin düşük olduğu, bu nedenle karşılaştırma yapılamadığı belirtildi.

MAHKEME MÜEBBET HAPİSLE CEZALANDIRDI

Davanın 15'inci celsesinde son savunması alınan tutuklu sanık Selami Songülap, "Hakkımda sadece askerlerin ifadesi var. Karakol komutanı bana komplo kurdu. O çatışma sırasında askerlerin hızla geçen bir araçtan sadece beni teşhis edebilmeleri mümkün değildir"dedi.

Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme, tutuklu sanık Selami Songülalp'ı 'Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak', 'Kamu görevlisini kasten öldürmeye teşebbüs' ve 'ruhsatsız otomatik tüfek taşımak' suçlarından ömür boyu ve 21 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme tutuksuz sanıklar Cumali Sevinçkan, Dursun Sevinçkan ve Veysi Sarıboğa'yı ise 'terör örgütüne yardım etmek' suçundan 7'şer yıl 6'şar ay hapis cezasına çarptırdı.

Bu Habere Tepkiniz

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir