ne genç ölüyü mezar / Serdar Tuncer - Herkes Gibisin & Beklenen

Ne Genç Ölüyü Mezar

ne genç ölüyü mezar

Значение слова "mezarlık" в словаре турецкий языка

НОВОСТИ, В КОТОРЫХ ВСТРЕЧАЕТСЯ ТЕРМИН «MEZARLIK»

Здесь показано, как национальная и международная пресса использует термин mezarlıkв контексте приведенных ниже новостных статей.

BÜYÜKŞEHİR'DEN MODERN MEZARLIK HİZMETLERİ

Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapılan modern mezarlık hizmetleri şehir halkından takdir topluyor. Başkan Mehmet Sekmen'in üzerinde  «Milliyet, Окт 15»

'Operasyon yapılan yerler mezarlık değil örgüt yuvası'

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, PKK'nın sözde şehitliklerine operasyon yapılmasına ilişkin, "Operasyon yapılan yerler mezarlık görünümü altında örgüt  «Anadolu Ajansı, Окт 15»

Mezarlık şakası savcıyı ve polisi alarma geçirdi

Mezarlık görevlisi Zafer Ibar, akşam işini bitirdikten sonra evine gitmek için mezarlıktan ayrıldı. Gece saatlerinde kimliği belirlenemeyen kişiler Eğriboyun'a  «Sabah, Сен 15»

Belediyeden mezarlığa güneş enerjili 'hatimmatik'

Uygulamanın çok önemli olduğunu düşündüğünü aktaran Dinç, "Belediye Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından şehitlik ve mezarlık alanlarına takılan  «Hürriyet, Сен 15»

MURADİYE'DE MEZARLIK YANGINI

Mezarlıkta kuruyan otların kimliği belirsiz kişi veya kişilerce ateşe verilmesi vatandaşları korkuttu. Mezarlıkta kuruyan otların tutuşması sonucu yaklaşık yüz  «Milliyet, Авг 15»

Mezarlık içindeki evde yaşam

Samsun'unn Çarşamba İlçesi'nde 15 yıllık evli olan 87 yaşındaki Mehmet ve 48 yaşındaki Rabia Caniklioğlu çifti, Sarıcalı Mezarlığı içinde bulunan iki odalı evde  «Posta, Авг 15»

ERKOÇ: YILLIK MEZARLIK ALANI PLANLIYORUZ

Şeyhadil Mezarlığı'nın dolmasının ardından mezarlık yeri arayışlarına devam eden Büyükşehir Belediyesi imzaladığı protokolle DSİ Şube Müdürlüğü'ne ait  «Milliyet, Июл 15»

DİYARBAKIR'DA MEZARLIK YOLUNDA YOL VERME KAVGASI: 4 …

Diyarbakır'da mezarlık yolunda bir halk otobüsü şoförüyle iki Otomobil sürücüsü İskanevleri mevkiinde yolcu alan 21 H plakalı halk otobüsü, mezarlıklar  «Milliyet, Июл 15»

Arife Günü Asri Mezarlık Ziyaretçi Akınına Uğradı

Ramazan Bayramı'nın arife gününde, Bafra Asri Mezarlık Garnizon Şehitliği'nde bulunan şehitler kabirleri başında dualarla anıldı. Çocuk, yaşlı, genç ihtiyar  «Aktif Haber, Июл 15»

Mezarlık Ziyareti

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Batman'da mezarlık ziyareti- Mezarlıktan detay görüntüler- Otların içinde kalmış mezarlar- Kur'an okuyan vatandaşlar- Röportajlar- Dua  «Haberler, Июл 15»


ССЫЛКИ

« EDUCALINGO. Mezarlık [онлайн]. Доступно на <seafoodplus.info>. Июн ».

SergeyNivensKendine güvenen işadam&#x;
ymgermanAntik mezar
MactrunkMezarl&#x;kta arayan kad&#x;n
smspsyMezarc&#x; bir mezar kaz&#x;yor, bir adam bir mezarl&#x;kta bir kürek ile bir mezar kaz&#x;yor
photography33Bir mezar yas
MactrunkBaba ve k&#x;z&#x; mezar&#x;
kevronBir mezar&#x;n içine kir.
MactrunkKad&#x;n, çocuk, mezarl&#x;k
VadmaryŞemsiye ile işadam&#x;
Elnur_Parlak gün birçok mezar taşlar&#x; ile mezarl&#x;ğ&#x;
photography33Çiçekler bir mezar yat&#x;rma adam
KzenonAile mezarl&#x;ğ&#x; mezar&#x;na, yas
MactrunkBaba ve k&#x;z&#x; mezar&#x;
photography33Adam kazma mezar ve adam
photography33Adam mezarl&#x;kta çiçek eğilimi
shalunx13Kara ölüm, yürüyen ölüler zombi Tema, halloween Tema, zombi eller, izole, siyah arka plan, ölüm, mumya el, el, el eller şeytan&#x;n siyah çivi, canavar eller
shalunx13Kara ölüm, yürüyen ölüler zombi Tema, halloween Tema, zombi eller, izole, siyah arka plan, ölüm, mumya el, el, el eller şeytan&#x;n siyah çivi, canavar eller
shalunx13Kara ölüm, yürüyen ölüler zombi Tema, halloween Tema, zombi eller, izole, beyaz arka plan, ölüm, mumya el, el, el eller şeytan&#x;n siyah çivi, canavar eller
shalunx13Kara ölüm, yürüyen ölüler zombi Tema, halloween Tema, zombi eller, izole, siyah arka plan, ölüm, mumya el, el, el eller şeytan&#x;n siyah çivi, canavar eller
shalunx13Kara ölüm, yürüyen ölüler zombi Tema, halloween Tema, zombi eller, izole, beyaz arka plan, ölüm, mumya el, el, el eller şeytan&#x;n siyah çivi, canavar eller
shalunx13Kara ölüm, yürüyen ölüler zombi Tema, halloween Tema, zombi eller, izole, siyah arka plan, ölüm, mumya el, el, el eller şeytan&#x;n siyah çivi, canavar eller
DesignPicsIncÇift ziyaret mezar&#x;
GaretsworkshopKahverengi saç ve sakal ayakta ve düşünceli kamera Studio beyaz arka plan üzerinde seyir ile genç adam portresi
MilkosGenç bin y&#x;ll&#x;k adam ciddi kameraya bak&#x;yor
MilkosKapal&#x; gözlü yak&#x;ş&#x;kl&#x; bin y&#x;ll&#x;k adam portresi
VolLeSleevel güçlü yoğun bak&#x;şla mavi gözlü genç yak&#x;ş&#x;kl&#x; adam
HighwayStarzÇiçek taraf&#x;ndan mezar taş&#x; mezarl&#x;k yerleştirerek adam
agencybyIş adam&#x; geçti silah
arkushaBeyaz arka planda izole edilmiş genç s&#x;radan erkek portresi
grigvovan56 yaş&#x;nda zeki bir adam&#x;n portresi.
VadymvdrobotKollar&#x; çapraz duran çekici kendine güvenen genç adam&#x;n portresi
photography33Mezarl&#x;ğ&#x; ve mezarl&#x;ğ&#x;
iakovenkoBilge k&#x;demli düşüncelerinde kaybetti
[email protected] ve kamera beyaz arka plan bakarak ciddi adam.
agencybyVaroluş çapraz kollar&#x; olan erkek portresi
mmichelerinaldiLizbon 'da mimar olarak çal&#x;şan genç bir iş adam&#x;n&#x;n dikey portresi. Arka planda şehir olan genç bir adam&#x;n portresi, işten sonra zarif bir gömlek giyiyor.
iakovenkoZarif girişimci belirlenmesi ifade
[email protected] ve kamera beyaz arka plan bakarak ciddi adam.
HighwayStarzErkek çiçekler mezar&#x; üzerinde döşeme
SandraliseEski bir mezarl&#x;kta dolaşan hayalet adam
agencybyYak&#x;ş&#x;kl&#x; bir adam&#x;n portresi.
agencybyVaroluş çapraz kollar&#x; olan işadam&#x; portresi
agencybyIş adam&#x; ile çapraz kollar'&#x;n varoluş portresi
agencybyYar&#x;m boy ile çapraz kol müdür portresi
VolLeArty kas h ile kas genç ve yak&#x;ş&#x;kl&#x; bir adam portresi
agencybyCiddi bir iş adam&#x;n&#x;n portresi
Nomadsoul1Avc&#x; bir balta ile kurban&#x;n cesedini ormana, seri manyak kavram&#x; bir tuval sar&#x;l&#x; taş&#x;r
agencybyAdam kollar&#x;n&#x; çapraz'&#x;n varoluş portresi
dinosmichailSaraybosna, Bosna-Hersek mezarl&#x;kta
agencybyElleri ile iş adam&#x; portresi tam uzunlukta geçti
agencybyVaroluş çapraz kollar&#x; olan adam portresi
VolLeArty kas h ile kas genç ve yak&#x;ş&#x;kl&#x; bir adam portresi
onlineseindeOrc mezarl&#x;ğ&#x; üzerinde
mmichelerinaldiLizbon 'da mimar olarak çal&#x;şan genç bir iş adam&#x;n&#x;n dikey portresi. Arka planda şehir olan genç bir adam&#x;n portresi, işten sonra zarif bir gömlek giyiyor.
arkushaBeyaz arka planda izole edilmiş genç s&#x;radan erkek portresi
iakovenkoŞ&#x;k işadam&#x; güven ifade

Book of Ezekiel, глава 32 Ezekiel, глава 32

Firavun için Yakılan Ağıt

Sürgünlüğümüzün on ikinci yılı, on ikinci ayın birinci günü RAB bana şöyle seslendi: “İnsanoğlu, firavun için bir ağıt yak. Ona de ki, “ ‘Uluslar arasında genç bir aslan gibi kendini öne sürdün, Ama sen denizlerdeki bir canavar gibisin. Irmaklarını karıştırır, Ayaklarınla suları çalkalar, Irmakları bulandırırsın.’ ” Egemen RAB şöyle diyor: “Büyük bir kalabalıkla Ağımı senin üzerine atacağım; Onlar seni ağımla çekecekler. Seni karaya atacak, Kırlara fırlatacağım. Gökte uçan kuşların senin üzerine konmalarını sağlayacağım, Yeryüzündeki yabanıl hayvanlara Seni yem olarak vereceğim. Bedenini dağların üzerine serecek, Vadileri çürüyen bedeninle dolduracağım. Ülkeyi dağlara dek akan kanınla ıslatacağım, Vadiler seninle dolacak. \v 7 Seni ortadan kaldırdığım zaman Gökleri örtecek, Yıldızları karartacak, Güneşi bulutla kapatacağım. Ay ışığını vermeyecek. Senin yüzünden gökte ışık veren bütün cisimleri karartacak, Ülkeni karanlığa gömeceğim.” Böyle diyor Egemen RAB. “Seni tanımadığın ülkelere, Ulusların arasına sürgüne gönderdiğimde Septuaginta “Sürgüne gönderdiğimde”, Masoretik metin “Yıkıma uğrattığımda”., Pek çok halkın yüreği üzüntüyle sarsılacak. Başına gelenlerden ötürü Pek çok halkı şaşkına çevireceğim. Kılıcımı önlerinde salladığım zaman, Senin yüzünden krallar dehşetle ürperecek. Yıkıma uğradığın gün Hepsi kendi canı için Her an korkuyla titreyecek. Egemen RAB şöyle diyor: Babil Kralı'nın kılıcı üzerine gelecek. Yiğitlerin, ulusların en acımasızının, Senin halkını kılıçtan geçirmesine izin vereceğim. Mısır'ın gururunu kıracak, Bütün ordusunu yok edecekler. Bol suların yanında bütün sığırlarını yok edeceğim. Bundan böyle insan ayağı da hayvan ayağı da Suları karıştırıp bulandırmayacak. O zaman sularını dupduru kılacak, Irmaklarını yağ gibi akıtacağım. Egemen RAB böyle diyor. Mısır'ı viraneye çevirdiğimde, Ülkeyi her şeyden yoksun bıraktığımda, Orada yaşayan herkesi yok ettiğimde, Benim RAB olduğumu anlayacaklar.

“Ona yakacakları ağıt budur. Ulusların kızları bu ağıtı yakacaklar. Mısır için, halkı için bu ağıtı yakacaklar.” Egemen RAB böyle diyor.

Sürgünlüğümüzün on ikinci yılı, ayın on beşinci günü RAB bana şöyle seslendi: “Ey insanoğlu, Mısır halkı için yas tut. Onları ve güçlü ulusların kızlarını ölüm çukuruna inenlerle birlikte yerin derinliklerine indir. Onlara de ki, ‘Sen başkalarından daha mı güzelsin? Aşağı in ve oradaki sünnetsizlere katıl.’ Mısır halkı kılıçla öldürülenlerin arasına düşecek. Kılıç hazır, bırakın Mısır bütün halkıyla birlikte sürüklensin. Güçlü önderler, ölüler diyarından, Mısır ve onu destekleyenler için, ‘Aşağı indiler, kılıçla öldürülen sünnetsizlerle birlikte burada yatıyorlar’ diyecekler.

“Asur bütün ordusuyla orada. Kılıçtan geçirilmiş, ölmüş askerlerinin mezarları çevresini sarmış. Mezarları ölüm çukurunun en dibinde, ordusu mezarının çevresinde duruyor. Yaşayanlar diyarında korku salanların hepsi kılıçtan geçirilmiş, ölmüş.

“Elam bütün halkıyla kendi mezarının çevresinde duruyor. Hepsi kılıçtan geçirilmiş, ölmüş, sünnetsiz olarak yerin derinliklerine inmiş. Yaşayanlar diyarında korku salmışlardı, şimdiyse utanç içinde ölüm çukuruna inenlere katıldılar. Elam için öldürülenler arasında bir yatak yapıldı. Bütün halkı mezarının çevresinde. Hepsi sünnetsiz, kılıçtan geçirilerek ölmüş. Yaşayanlar diyarında korku salmışlardı, şimdiyse utanç içinde ölüm çukuruna inenlere katıldılar, öldürülenlerin arasına yerleştirildiler.

“Meşek ve Tuval bütün halkıyla kendi mezarları çevresinde duruyor. Hepsi sünnetsiz, kılıçtan geçirilerek öldürülmüş. Yaşayanlar diyarında korku salmışlardı. Ölüler diyarına savaş silahlarıyla inen, kılıçları başlarının altına konan, kalkanları Olası metin “Kalkanları”, Masoretik metin “Suçları”. kemikleri üzerine yerleştirilen öbür öldürülmüş sünnetsiz yiğitlerle birlikte mezara konmayacak mı onlar? Oysa bu yiğitler yaşayanlar diyarında korku salmışlardı.

“Sen de, ey firavun, düşecek ve kılıçla öldürülenlerle birlikte sünnetsizlerin arasına konacaksın.

“Edom, kralları ve önderleriyle orada. Güçlü olmalarına karşın kılıçla öldürülenlerin yanına kondular. Ölüm çukuruna inenlerin, sünnetsizlerin yanında yatıyorlar.

“Bütün kuzey önderleri, bütün Saydalılar orada. Güçleriyle korku saldıkları halde öldürülenlerle birlikte utanç içinde indiler. Sünnetsiz olarak kılıçla öldürülenlerle birlikte utanç içinde ölüm çukuruna inenlerin yanına kondular.

“Firavunla ordusu kılıçla öldürülmüş bu büyük kalabalığı görünce avunç bulacak.” Böyle diyor Egemen RAB. “Yaşayanlar diyarında korku salmasını sağladığım halde, firavunla halkı, kılıçla öldürülenlerle birlikte sünnetsizlerin yanına konacak.” Böyle diyor Egemen RAB.

Эпизоды

  • Eskisi kadar özlemiyorum seni,
    Ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda..
    Adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor..
    Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
    Biraz yorgunum..
    Biraz kırgın..
    Biraz da kirletti sensizlik beni!
    Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
    “İyiyimler” yamaladım dilime.
    Tedirginim aslında, seni unutuyor olmak,
    Hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni..
    Gel diye beklemiyorum artık,
    Hatta istemiyorum gelmeni..
    Nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde.
    Arasıra geliyorsun aklıma, banane diyorum
    Benim derdim yeter bana banane!
    Alıştım mı yokluğuna?
    Vaz mı geçiyorum, varlığından?
    Tedirginim aslında,
    Ya başkasını seversem?
    İnan o zaman seni hayatım boyunca affetmem..

  • Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez.
    Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,
    Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
    Ne çarşaf halden anlar ne yastık.
    Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık.
    Onun unutamadığın hayali,
    Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine.
    Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
    Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

    Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu.
    Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin.
    Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için,
    Vurursun başını soğuk taş duvarlara.
    Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın.
    Duyarsın,
    Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın.
    Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

    Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin.
    Niçin yaratıldığını.
    Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini.
    Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini.
    Boşuna geçip giden günlerine yanarsın.
    Dolar gözlerin, için burkulur.
    Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

    Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların.
    Sevilen gözlerin erişilmezliğini.
    O hiç beklenmeyen saat geldi mi?
    Düşer saçların önüne, ama bembeyaz.
    Uzanır, gökyüzüne ellerin.
    Ama çaresiz,
    Ama yorgun,
    Ama bitkin.
    Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın.
    Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler, acı.
    Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

    Bir gün anlarsın hayal kurmayı;
    Beklemeyi, ümit etmeyi.
    Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
    Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi.
    Lanet edersin yaşadığına
    Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
    O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden.
    Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.

  • Пропущенные эпизоды?

    Нажмите здесь, чтобы обновить ленту.

  • Biz her şeye,
    esirgeyen ve bağışlayan,
    çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan,
    hep esirgeyen ve hep bağışlayan
    rabbin adıyla başlayan adamlarız anna. büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulmamız da bundan.
    sanayi devriminde bile,
    karanlık, rutubetli, çok bağırışlı,
    çok nefessiz, çok sabahsız, çok aşksız, çok çiçeksiz, çok neşesiz, çok kitapsız
    bir fabrikada hayatta kaldık sırf bu yüzden. piyasaların hınçla dolu iniş çıkışlarına kalbimiz dayanıyor bir şekilde.
    kalbimiz derken,
    ilk gençliğimiz, sakalımız,
    bir kasetin iki yüzüne de ard arda kaydedip dinlediğimiz şarkımız diyorum
    aslında.
    işte böyle yaşıyoruz ve yaşamak da sana dair uzayıp giden bir özleme dönüşüyor.
    insaf et anna! gidelim buradan.
    senin masumiyetini,
    bilgelik zamanlarından kalma sırları,
    dünyanın bütün sabahlarını yanımıza alıp da gidelim.
    hesap etmeden, haritaya bakmadan gidelim.
    ölelim diyecektim az kalsın.
    ölmeyelim.
    hiç ölmeyelim anna.
    sarılalım diyecektim az kalsın.
    içimden böyle şeyler de geçiyor işte.
    sarılalım, dudakların…
    tamam sustum. gitmek istemezsen bir şiir miktarı kadar otursak diyorum.
    şiir kalsın istersen, sadece otursak.
    oturmasan da olur benimle,sadece ellerimi tut.
    ellerimi tutma dilersen sadece yüzüme bak.
    yüzüme bak ama anna, yüzüme bak.
    gözlerime bak, gözlerimin içine bak.
    gözlerim biraz karanlık.
    içinde cenkler, ayinler, kesik damarlar,
    kapıları yumruklayışlar, cipralexler, turgutlar, edipler,sezailer,
    siyahlar, beyazlar, uykusuzluklar, bitmeyen başağrıları, bildirilerin öfkesi,
    duvarlara uzun dalmışlıklar var.gözlerim biraz yorgun.
    içinde bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler,
    bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler…
    bekleyişler anna. köylü çocukların parasız yatılı sonuçları mesela.
    nişanlısı askerde kızlar,
    kızı ölüm orucundaki baba,
    babası tersanede oğul,
    oğlu şizofren anne. hepsini sayamam gerçi, utançlarım da var.
    ama geçecek hepsi, geçecek.
    şifalı gözlerin her şeyi iyi edecek.
    gözlerimin içine bakmaktan korkma anna.
    sen adımını attığın andan itibaren
    hira dinginliğine dönüşecek ortalık.

  • Dokunulmasa da,
    Görülmese de;
    Kalpte yer verilir bazısına…
    Nedensiz!
    Sen…
    Aklım ve kalbim arasında kalan,
    En güzel çaresizliğimsin!
    Gerçi…
    Aklıma bile gelmiyorsun artık,
    O kadar kalbimdesin ki!
    Gözlerinin…
    Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme…
    Kırk yılın hatırına,
    Sen kalayım…
    Sevmek…
    Ne uzun kelime!
    Şimdi açsan pencereyi de beklesen,
    Sen gelsen.
    Olmaz ya hani geliversen.
    Hiç bir şey sormasam,
    Hiç bir şey söylemesen.
    Sussam
    Sussan
    Sussak

  • Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
    Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
    Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
    Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
    Af dilemeye geldim affa layıkolmasam da
    Uzatma dünya sürgünümü benim

    Aşkın bu en onulmazından koparıp
    Bir tuz bulutu gibi
    Savuran yüregime
    Ah uzatma dünya sürgünümü benim
    Nice yoruldugum ayakabilarimdan degil
    Ayaklarimdan belli

    Lambalar egri
    Aynalar akrep melegi
    Zaman çarpilmis atin son hayali
    Ev miras degil mirasin hayaleti
    Ey gönlümün dogurdugu
    Büyüttügü emzirdigi
    Kus tüyünden
    Ve kus südünden
    Geceler ve gündüzlerde
    Insanliga anit gibi yükselttigi
    Sevgili
    En sevgili
    Ey sevgili
    Uzatma dünya sürgünüm benim

    Bütün siirlerde söyledigim sensin
    Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
    Seni saklamak için görüntülerinden faydalandim Salome&#;nin Belkis&#;in
    Bosunaydi saklamaya çalismam öylesine asikarsin bellisin
    Kuslar uçar senin gönlünü taklit için
    Ellerinden devsirir bahar çiçeklerini
    Deniz gözlerinden alir sonsuzlugun haberini
    Ey gönüllerin en yumusagi en derini
    Sevgili
    En sevgili
    Ey sevgili
    Uzatma dünya sürgünümü benim

    Yillar geçti sapan ölümsüz iz birakti toprakta
    Yildizlara uzaniphep seni sordum gece yarilarinda
    Çati katlarinda bodrum katlarinda
    Gölgendi gecemi aydinlatan essiz lamba
    Hep Kanlica&#;da Emirgan&#;da
    Kandilli&#;nin kursuni safaklarinda
    Seninle söylesip durdum bir ömrün baharinda yazinda
    simdi onun birdenbire gelen sonbaharinda
    Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim
    Af dilemeye geldim affa layik olmasam da
    Ey çagdas Kudüs (Meryem)
    Ey sirrini gönlünde tasiyan Misir (Züleyha)
    Ey ipeklere yumusaklik bagislayan merhametin kalbi
    Sevgili
    En sevgili
    Ey sevgili
    Uzatma dünya sürgünümü benim

    Daglarin yikilisini gördüm bir Venüs bardaginda
    Köle gibi satildim pazarlar pazarinda
    Günesin sarardigini gördüm Konstantin duvarinda
    Senin hayallerinle yandim düslerin civarinda
    Gölgendi yansiyip duran bengisu pinarinda
    Ölüm düsüncesinin beni sardigi su anda
    Verilmemis hesaplarin korkusuyla
    Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim
    Af dilemeye geldim affa layik olmasam da
    Sevgili
    En sevgili
    Ey sevgili
    Uzatma dünya sürgünüm benim

    Ülkendeki kuslardan ne haber vardir
    Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardir
    Ask celladindan ne çikar madem ki yar vardir
    Yoktanda vardan da ötede bir Var vardir
    Hep suç bende degil beni yakip yikan bir nazar vardir
    O sarkiya özenip söylenecek misralar vardir
    Sakin kader deme kaderin üstünde bir kader vardir
    Ne yapsalar bos göklerden gelen bir karar vardir
    Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardir
    Yanmissam külümden yapilan bir hisar vardir
    Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardir
    Sirlarin sirrina ermek için sende anahtar vardir
    Gögsünde sürgününü geri çagiran bir damar vardir
    Senden umut kesmem kalbinde merhamet adli bir çinar vardir
    Sevgili
    En sevgili
    Ey sevgili

  • Dalından kopan yaprakların
    Sararan yanlarına yazdım adını
    Sahte bir gülüşten ibarettin oysa.
    Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.

    Eylül’dü.
    Di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız
    Adımlarımızın kısalığı bundandı
    Bundandı gözlerimin durgunluğu.
    Sarı sıcak cümlelerde sözün kadar yalan,
    Ellerin kadar ıssız,
    Sen kadar zamansız molalar veriyordum
    Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz.

    Eylül’dü.
    İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin,
    Şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun.
    Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde.
    Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman
    En çok sesini aradım.
    Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ.
    Gözlerini sildi zaman..

    Dedim ya… Eylül’dü.
    Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin.

  • Ayrılık diye bir şey yok.
    Bu bizim yalanımız.
    Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
    Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?

    Güneş çoktan doğdu.
    Uyanmış olmalısın.
    Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?
    Öyleyse ayrılmadık.
    Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz.

    Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum.
    Önce beklemekten.
    Ömür boyunca ya bekliyor ya bekletiyor insan.
    İkisi de kötü, ikisi de hazin tarafı yaşantımızın.

    Bir çocuğun önce doğmasını bekliyorlar,
    Sonra yürümesini, konuşmasını, büyümesini
    Zaman ilerliyor, bu defa para kazanmasını,
    Kanunlara saygı göstermesini,
    İnsanları sevmesini, aldanmasını, aldatmasını bekliyorlar.

    Ve sonra ölümü bekleniyor insanoğlunun.
    Ya o? Ya o?
    İnsanlardan dostluk bekliyor, sevgilisinden sadakat,
    Çocuklarından saygı ve bir parça huzur bekliyor,
    Saadet bekliyor yaşamaktan.

    Zaman ilerliyor, bir gün o da ölümü bekliyor artık.
    Aradıklarının çoğunu bulamamış,
    Beklediklerinin çoğu gelmemiş bir insan olarak
    Göçüp gidiyor bu dünyadan.

    İşte yaşamak maceramız bu.
    Yaşarken beklemek, beklerken yaşamak
    Ve yaşayıp beklerken ölmek!

    Özleme bir diyeceğim yok.
    O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.
    O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
    O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.

    İnsanlığımız özleyişlerimizle alımlı,
    Yaşantımız özlemlerle güzel.
    Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.
    Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem.
    Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz.

    Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
    Seni özlediğim içindir.
    Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
    Seni özlediğim içindir.
    Yaşıyorsam; içimde umut varsa,
    Yine seni özlediğim içindir.

    Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!

  • Biliyorum sana giden yollar kapalı
    Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni

    Ne kadar yakından ve arada uçurum;
    İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

    Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
    Yalnız seni, yalnız senin gözlerini

    Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
    Ben artık adam olmam bu derde düşeli

    Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
    Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

    Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
    Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

    Kaç kez sana uzaktan baktım vapurunda;
    Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki

    Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
    Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

    Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
    Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

    Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
    Bu böyle pek de kolay değil gerçi

    Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
    Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

    Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
    Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

    İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
    Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

    Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
    Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri.


  • Küçük pencerem bahçeye bakar
    Bademler, erikler geceye bakar
    Bir ışık dökülür yapraklardan şıkır şıkır
    Filizler susmuş, tohumlar uyumuş;
    Bir an durmuş, genişlemiş büyümüş
    Bir eski şarkı, bir eski bahar, bir bildik deniz
    Vakit nisan ortasında bir akşam..

    Bu şiirde sevda sevda üstüne
    Senelerdir veda veda üstüne
    Yareli yüreğimde dağ dağ üstüne
    Vakit Nisan ortasında bir akşam.
    Mehtap ettiğinden bihaber
    Kuşlarla, çiçeklerle, balıklarla beraber
    İki tel kumral saç olsa avucumda şimdi
    Ağlayıp ağlayıp avunsam

  • Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
    Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
    Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
    Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
    Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
    Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
    Sende tattım yemişlerin cümlesini
    Desem ki sen benim için,
    Hava kadar lazım,
    Ekmek kadar mübarek,
    Su gibi aziz bir şeysin;
    Nimettensin, nimettensin.
    Desem ki
    İnan bana sevgilim inan
    Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
    Ve soframda en eski şarap.
    Ben sende yaşıyorum,
    Sen bende hüküm sürmektesin.
    Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
    Rüzgarla nehirlerle, kuşlarla beraber.
    Günlerden sonra bir gün,
    Şayet sesimi fark edemezsen
    Rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden,
    Bil ki ölmüşüm.
    Fakat yine üzülme müsterih ol
    Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
    Ve neden sonra
    Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede
    Hatırla ki mahşer günüdür
    Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum

  • Açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın
    En görkemli saatinde yıldız alacasının
    Gizli bir yılan gibi yuvarlanmış içimde kader
    Uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın
    Rüzgar uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
    Mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan
    Onu çok arıyorum onu çok arıyorum
    Heryerimde vücudumun ağır yanık sızıları
    Bir yerlere yıldırım düşüyorum
    Ayrılığımızı hisettiğim an demirler eriyor hırsımdan
    Ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu
    Gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar yaseminler unutulmuş
    Tedirgin gülümser
    Çünkü ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili
    Hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
    Her an ötekisiyle birlikte herşey onunla ilgili
    Telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
    Gittikçe genişliyen yakılmış ot kokusu
    Yıldızlar inanılmıyacak bir irilikte
    Yansımalar tutmuş bütün sahili
    Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
    Öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
    Çünkü ayrılıklar da sevdaya dahil
    Çünkü ayrılanlar hala sevgili
    Yanlızlık hızla alçalan bulutlar karanlık bir ağırlık
    Hava ağır toprak ağır yaprak ağır
    Su tozları yağıyor üstümüze
    Özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
    Eflatuna çalar puslu lacivert bir sis kuşattı ormanı
    Karanlık çöktü denize
    Yanlızlık çakmak taşı gibi sert elmas gibi keskin
    Ne yanına dönsen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin
    Kapını bir çalan olmadı mı hele elini bir tutan
    Bilekleri bembeyaz kuğu boynu parmakları uzun ve ince
    Sımsıcak bakışları suç ortağı kaçamak gülüşleri gizlice
    Yalnızların en büyük sorunu tek başına özgürlük ne işe yarayacak
    Bir türlü çözemedikleri bu ölü bir gezegenin soğuk tenhalığına
    Benzemesin diye özgürlük mutlaka paylaşılacak suç ortağı bir sevgiliyle
    Sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız
    İkimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız
    Hiç yanılmamışız her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi
    Tuz parça kırılsak da hala içimizde o yanardağ ağzı
    Hala kıpkızıl gülümseyen sanki ateşten bir tebessüm zehir zemberek AŞKIMIZ

  • Yerin seni çektiği kadar ağırsın
    Kanatların çırpındığı kadar hafif..
    Kalbinin attığı kadar canlısın
    Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç
    Sevdiklerin kadar iyisin
    Nefret ettiklerin kadar kötü..
    Ne renk olursa olsun kaşın gözün
    Karşındakinin gördüğüdür rengin..
    Yaşadıklarını kâr sayma:
    Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

    Ne kadar yaşarsan yaşa,
    Sevdiğin kadardır ömrün..
    Gülebildiğin kadar mutlusun
    Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
    Sakın bitti sanma her şeyi,

    Sevdiğin kadar sevileceksin.
    Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
    Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
    Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
    Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
    Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
    Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
    Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
    Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
    Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
    Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
    Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

    İşte budur hayat!
    İşte budur yaşamak, bunu hatırladığın kadar yaşarsın
    Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
    Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
    Çiçek sulandığı kadar güzeldir
    Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
    Bebek ağladığı kadar bebektir
    Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
    Sevdiğin kadar sevilirsin

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir