İslam öncesi Türkler arasında , bir kahraman, bir devlet büyüğü öldüğünde bunlar için yapılan yuğ adı verilen yas törenlerinde kopuz eşliğinde söylenen şiirlere sagu denir.
Özellikleri:
a. Ölen bir kişinin arkasından söylenen ağıt şiirleridir. Yuğ denilen ölüm törenlerinde söylenir.
b. Ölen kişinin kahramanlıklarını, başarılarını, erdemlerini anlatır; ölümlerinden duyulan üzüntüyü dile getirir.
c. Koşuk nazım şekliyle söylenir.
d. Dörtlükler halinde söylenir.
e. 4+3=7li hece ölçüsüyle yazılır.
f. Bu şiirlere İslâm sonrası halk edebiyatında ağıt, Divan edebiyatında mersiye denir
g. Divanu Lûgatit-Türkteki Alp Er Tunga sagusu bu türün önemli bir örneğidir.
h. Sagu söyleyen kişilere sagucu ya da ağıtçı denir.
ÖRNEK
ALP ER TUNGA SAGUSU
Alp Er Tunga öldi mü
Isız ajun kaldı mu
Özlek öçin aldı mu
Emdi yürek yırtılur
Özlek yarağ közetti
Ogrı tuzak uzattı
Beglerbegin azıttı
Kaçsa kah kurtulur
Ögreyüki mundağ ok
Munda adın tigdağ ok
Atsa ajun uğrap ok
Tağlar başı kertilür
Begler atın argurup
Kagdu anı turgurup
Menğzi yüzü sargarup
Körküm anğar türtülür
Ulşıp eren börleyü
Yırtıp yaka urlayu
Sıkrıp üni yurlayu
Sıgtap közi örtülür
Könğlüm için örtedi
Yitmiş yaşığ kartadı
Keçmiş özüg irtedi
Tün kün keçüp irtelür
KOŞUK NEDİR? KOŞUK HAKKINDA BİLGİ:
Arka resim kaynak: funduszeue.info
Sığır törenlerinde ve şölenlerde söylenen aşk, kahramanlık, doğa sevgisi temalı şiirlere genel olarak koşuk denmiştir. Daha çok lirik, pastoral ve epik özellikler taşıyan bu şiirler belli bir ezgiyle söylenmiş, bu ezginin oluşması için kopuzdan da yararlanılmıştır. Şiirler daha çok törenlerde söylendiği için şiir söyleme eylemine bugün için dans olarak adlandırılabilecek ritmik öğeler de katılmıştır.
Koşuklar, her ne kadar sözlü gelenek içinde oluşmuşsa da bunların günümüze kadar ulaşması bu şekilde yani sözlü gelenekle mümkün olmamıştır. Bunun en önemli nedeni Türklerin medeniyet ve coğrafya değiştirmeleri, bunun doğal sonucu olarak da dildeki kimi sözcük ve seslerde çeşitli değişikliklerin olmasıdır. Bu şiirleri Türk boyları arasından derleyen kişi, Kaşgarlı Mahmuttur.
Gerek koşuk gerekse de sagu dediğimiz şiirler Divânü Lûgâtit-Türkte başı sonu belli olan manzumeler halinde verilmemiş; bunlar, sözü edilen eserde -bu eser Türk dilinin ilk sözlüğüdür- madde başı olan Türkçe sözcüklerin cümle içi kullanılışlarını göstermek için dörtlükler halinde birer örnek metin olarak sunulmuştur. Divânü Lûgâtit-Türkteki bu şiir parçaları günümüz Türk dili uzmanlarınca Türk şiirinin genel özellikleri dikkate alınarak art arda sıralanmış ve birer manzume olarak ortaya çıkarılmıştır.
Divânü Lûgâtit-Türkten aldığımız aşağıdaki şiirler, Türk dilinde ortaya konmuş ilk şiirler değildir fakat bunlar halk ağzından derlenmiş, yani sözlü gelenek içinde yaşam bulmuş ve yaşarlığını devam ettirmiş ilk şiirlerdir. Yapılan araştırmalar sonucunda en eski Türk şiirinin Uygurlar döneminde yazıldığı ortaya çıkarılmıştır. Ama bu şiirler sözlü gelenekten derlenmemiş, yazılı olarak ortaya konmuştur, dolayısıyla bunların yazılı edebiyat ürünü olarak değerlendirilmesi gerekir.
Genellikle aşk, doğa, yiğitlik konularını işleyen, hecenin değişik kalıplarıyla oluşturulan (genellikle 7li) ve dörtlükler halinde söylenen şiirlerdir. Koşuklar sığır ve şölen adı verilen törenlerde söylenen lirik şiirlerdir. Uyak düzeni aaab / cccb / dddb şeklindedir. İlk koşuk örneklerine Kaşgarlı Mahmutun Divan-ı Lügatıt Türk ünde rastlıyoruz.
Ağdı bulut kükrye
Yağmur tolı sekreyü
Kalık anı üğriyü
Kanaa barır belgüsüz
Bulut gürleyerek yükseldi
Yağmur, dolu yağdı
Rüzgar önüne kattı
Nereye gider bilinmez
Öpkem kelip ogradım
Arslanlayu kökredim
Alplar başın togradım
Emdi meni kim tutar
Kanı akıp yoşuldu
Kabı kamug deşildi
Ölüg birle koşuldu
Togmuş küni uş batar
Kaklar kamug kölerdi
Taglar başı ilerdi
Ajun tını yılırdı
Tütü çeçek çerkeşür
Etil suvı aka turur
Kaya tübi kaka turur
Balık telim baka turur
Kölün takı küşerür
Öfkelenip dışarı çıktım
Arslan gibi kükredim
Yiğitler başını doğradım
Şimdi beni kim tutabilir.
Kanı akıp boşandı
Derisi baştanbaşa deşildi
Ölülerle bir oldu
Doğan güneş işte batıyor
Kuru yerler hep gülerdi
Dağ başları göründü
Dünyanın soluğu ılındı
Türlü çiçekler sıralandı
İtil suyu akar durur
Kaya dibini oyar durur
Bütün balıklar baka durur
Gölü bile taşırırlar
Yay yarupan ergüzi
Aktı akın munduzı
Toğdu yaruk yılduzı
Tıngla sözüm külgüsüz
Ağdı bulut kükreyü
Yağmur tolı sekrüyl
Kalık anı ügriyü
Kança barır belgüsüz
Türlük çeçek yarıldı
Barçın yadım kerildi
Uçmak yeri körüldi
Tumluk yana kelgüsüz
Bahar geldi
Kar suları seller gibi aktı
Tan yıldızı da doğdu
Sözümü gülmeden dinle
Bulut gürleyerek yükseldi
Yağmur, dolu yağdı
Rüzgâr önüne kattı
nereye gider bilinmez
Rengârenk çiçekler açıldı
İpek yaygılar serildi
Cennet yeri görüldü
Soğuklar artık gelmez
Tümen çiçek tizildi
Bükünden ot yazıldı
Öküş yatup üzildi
Yirde kopa adnşur
Turluk çiçek yerildi
Barçın yadını kerildi
Uçmak yeri körüldü
Tumluğ yana kelgüsüz
Kızıl sanğ akaşıp
Yipkin yaşıl yüzkeşip
Bir bir keril yürkeşip
Yaluguk anı tanğlaşur
Binlerce çiçek dizildi
Tomurcuklarından yayıldı
Çok yatmaktan sıkıldı
Yerden çıkınca açılır
Türlü çiçekler açıldı
Çimene ipek yaygı yayıldı
Cennet gibi göründü
Artık kış gelmeyecek
Kızıl, sarı art arda
Yeşil menekşe açmakta
Birbirini saymakta
İnsan ona hayran olur.
Eski Türklerin ölenler için düzenlediği yıığ törenlerinde okunan yas şiirleridir. Sagular, koşuk nazım şekliyle oluşturulur. Sagular, Halk edebiyatındaki ağıfın Divan edebiyatındaki mersiyenin karşılığı gibidir. Sagularda ölen kişinin ardından duyulan üzüntünün yanı sıra ölen kişinin kahramanlıklarından da söz edilir.
Alp-Er Tunga öldü mü
Issız ajın kaldı mu
Ödlek öçin aldı mu
Emdi yürek yırtılır
Alp-Er Tunga öldü mü
Kötü dünya kaldı mı
Felek öcünü aldı mı
Şimdi yürek yırtılır
Erdi aşın taturgan
Yanlak yagıg katargan
Boynun tatup kadırgan
Bastı ölüm agtaru
Erdi aşın taturgan
Yanlak yagıg kaçurgan
Ograk susin kaytargan
Bastı ölüm ahtaru
Konuk doyuran idi.
Düşman püskürten idi.
Boynun tutup kıran idi
Ölüm bastı, yere çaldı
Konuk doyuran idi
Düşman kaçıran idi.
Ogragı püskürten idi
Ölüm bastı, yere çaldı
Ağıt türünün tarihçesine bakıldığı zaman Karahanlılara kadar uzandığı görülmektedir. Türklerin göçebe bir yaşam sürdüğü yıllarda yuğ törenlerinde okunan sagu, sonraki yıllarda yazılı edebiyatın değerli bir parçası haline gelmiştir. Tasavvuf şairleri sagunun özelliklerini değiştirerek ağıt türünde olan eserlerini mersiye tarzında yazıya dökmüşlerdir. Cönk ve divanlarda pek çok sagu - mersiye toplanmış ve bugünlere kadar ulaşmıştır.
Sagu Özellikleri Nelerdir?
Sagunun özellikleri şöyle sıralanabilir:
- Hece ölçüsü ile yazılır.
- Genellikle yarım veya zengin kafiyenin kullanıldığı saguların kafiye şeması aaab biçimindedir.
- İlk kıtasındaki aaaa kafiye şeması ile yazılır.
- Herkesin anlayabileceği sade ve yalın bir kullanılabilmektedir.
- Dünya yaşamının fani olmasına, ölümün kaçınılmaz olduğuna, ahiret ve ruh gibi tasavvufi konulara ağırlık verilmektedir.
- Ölen kişinin korkusuzluğu, dürüstlüğü, yardımseverliği gibi meziyetleri övülür.
- Destansı bir üslup ile kaleme alınırlar.
- Kıtalarda halk deyişlerine ve söz gruplarına çoğunlukla yer verilmektedir.
- Sözlü Türk edebiyatındaki diğer manzum eserler gibi sagular da genellikle kopuz ile beraber söylenir.
Edebiyatta Sagu Örnekleri
Edebiyatta sagu örneklerinde en fazla bilinen başka bir deyişle en meşhur sagu örneği Alp Er Tunga'nın vefatı üzerine duyulan büyük acıyı tarif etmek, dile getirmek için yazılan ve okunan "Alp Er Tunga Sagusu"dur. Alp Er Tunga Sagusu, yüzyılda Kaşgarlı Mahmud tarafından halk ağzından derlenen özel bir eserdir. Alp Er Tunga Sagusu şöyledir:
Alp Er Tonga öldü mü,
Kötü dünya kaldı mı,
Zaman öcün aldı mı,
Artık yürek yırtılır.
Felek fırsat gözetti,
Gizli tuzak uzattı,
Beyler beyin şaşırttı;
Kaçsa nasıl kurtulur?
Uludu erler kurtça,
Bağırıp yırttılar yaka,
Çığırdılar ıslıkla,
Yaştan gözler örtülür.
Zamane hep bozuldu,
Zayıf tembel güçlendi,
Erdem yine azaldı,
Acun beyi yok olur.
Bilge bilgin yoksul oldu,
Acun atı azgın oldu,
Erdem eti çürük oldu,
Yere değip sürtülür.
Bir başka sagu örneği şöyledir:
Erdi aşın taturgan
Yavlak yağığ kaçurgan
Oğrak süsin kaytargan
Bastı ölüm ahtaru
Yağı otın öçürgen
Toydın anı köçürgen
İşler üzüp keçürgen
Teğdi okı öldürü
Turgan uluğ ışlaka
Tirgi urup aşlaka
Tumluğ kadir kışlaka
Kodtı eriğ umduru
Eski Türklerde sevilen, sayılan bir kişinin ölümünden sonra düzenlenen cenaze törenine yuğ töreni, bu törenlerde söylenen şiirlere sagu adı verilmiştir.
Saguların Genel Özellikleri:
Alp Er Tunga Sagusu
Alp Er Tunga öldi mü
Isız ajun kaldı mu
Özlek öçin aldı mu
Emdi yürek yırtılur
Özlek yarağ közetti
Ogrı tuzak uzattı
Beglerbegin azıttı
Kaçsa kah kurtulur
Ögreyüki mundağ ok
Munda adın tigdağ ok
Atsa ajun uğrap ok
Tağlar başı kertilür
Begler atın argurup
Kagdu anı turgurup
Menğzi yüzü sargarup
Körküm anğar türtülür
Ulşıp eren börleyü
Yırtıp yaka urlayu
Sıkrıp üni yurlayu
Sıgtap közi örtülür
Könğlüm için örtedi
Yitmiş yaşığ kartadı
Keçmiş özüg irtedi
Tün kün keçüp irtelür
Günümüz Türkçesiyle:
Alp Er Tunga öldü mü?
Kötü dünya kaldı mı?
Zaman öcünü aldı mı?
Şimdi yürek yırtılır.
Zaman fırsat gözetti
Gizli tuzak uzattı
Beyler beyini azıttı
Kaçsa nasıl kurtulur?
Adeti böyle işte.
Bunda başka sebep yok.
Felek ok atıp vursa
Dağlar başı kertilir.
Beyler atlarını yoruyor
Kaygı onları zayıflatıyor
Benizleri yüzleri sararıp
Safran sürülmüş gibi oluyor
Erler kurtlar gibi uluşup
Bağırıp yaka(larını) yırtıyor
Kısık seslerle haykırıyor
(Gözleri yaşlarla) örtülünceye kadar ağlıyorlar
Gönlüm içten yandı
Kaybolmuş yarayı kaktı
Geçmiş gün(ler)i aradı(m)
Gece(ler) gün(ler) geçse (o yine) aranır.
alp er tunga sagususagusagu ne demektirsagu nedirsagu yuğ töreni
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası