Genel bilgi
Esansiyel trombositemi (ET), trombosit sayısındaki anormal artış ile karakterize edilen bir kan hastalığıdır. Trombositler kanın pıhtılaşmasında rol oynayan kırmızı hücre parçalarıdır. lerde hematolojinin öncülerinde William Dameshek, Esansiyel trombositemi hastalığını miyeloproliferatif hastalıklar arasına eklemiştir. Miyeloproliferatif hastalıklar kemik iliğinin normalden daha fazla kırmızı kan hücresi, beyaz kan hücresi ve trombosit üretmesine sebep olurlar. Zamanla, ETnin bölünüp olgunlaşarak trombosit, kırmızı kan hücreleri veya beyaz kan hücrelerine dönüşen erken kan hücreleri olan kök hücrelerde gerçekleşen genetik bozukluklardan kaynaklanan miyeloproliferatif bir hastalık olduğu ortaya çıkmıştır. Yeni ortaya çıkan bilgilerle beraber, miyeloproliferatif hastalıklar miyeloproliferatif neoplazma (MPN) olarak adlandırmaya başlamıştır. Bu sebeple, ET kronik lösemi olarak da bilinmektedir.
Belirti ve Semptomlar
Esansiyel trombositemi yaşlılarda daha sık görülür (vakaların %80i). Vakaların çoğu 60 yaş civarında teşhis edilir. Bu hastalığı olan kişilerin yaklaşık %ünde herhangi bir belirti olmayabilir. Hastalığın belirtileri çok çeşitlidir. Esansiyel trombositemi hastalarında kan pıhtısı oluşturma riski yüksektir ve bu kan pıhtıları bacaklardaki veya akciğerlerdeki derin damarlar başta olmak üzere tüm vücutta bulunabilir. Örneğin, bu pıhtılar akciğerlere gidebilen (akciğer embolisi), akciğerlerdeki kan akışını tıkayan ve göğüs ağrısına ve solunum zorluğuna neden olan pıhtılar olabilirler. Beyni besleyen damarlarda bulunan kan pıhtıları, ministroklara (geçici istemik ataklar) veya felce sebep olabilir. Bu nedenle, ET hastalarının felç ve kalp krizi geçirme riski sağlıklı insanlardan daha yüksektir. Esansiyel trombositemi vakalarında yaşanan diğer bir problem, çok sayıda trombosit bulunan kişilerde daha sık görülen anormal kanamalardır. Hastalıklı kişilerde burun kanaması, diş eti kanaması veya gastrointestinal sistemde kanama gözlemlenebilir. Esansiyel trombositemi hastalarının bir kısmında genellikle ellerde ve ayaklarda ortaya çıkan şiddetli ağrı, kızarıklık ve şişlik (eritromelalji) dönemleri vardır. Ek olarak, baş ağrısı, bitkinlik, geçici görüş değişiklikleri, baş dönmesi, kulaklarda çınlama, vertigo, dalak genişlemesi (splenomegali) ve ellerde karıncalanma hastalığın diğer semptomlarıdır. Ayrıca vakaların %40ında bağırsaklardaki kanamaya bağlı olarak kanlı dışkı veya anal kanama gözlemlenir.
Semptomların tıp literatüründeki ve çokça kullanılan diğer isimleri aşağıda listelenmiştir:
Tıpta isimleri: | Diğer isimleri: |
Hastaların %%99u bu semptomlara sahiptir | |
Anormal trombosit morfolojisi | Anormal trombosit şekli |
Amaurosis fugax | |
Arteriyel tromboz | Arterlerdeki kan pıhtısı |
Göğüs ağrısı | |
Artan megakaryosit sayısı | |
Miyokardiyal enfarktüs | Kalp krizi |
Uzun süreli kanama | |
Geçici istemik atak | |
Minifelç | |
Venöz tromboz | Damardaki kan pıhtısı |
Hastaların %%79u bu semptomlara sahiptir | |
Splenomegali | Artan dalak boyutu |
Hastaların %5-%29unda bu semptomlara sahiptir | |
Akut lösemi | |
Myelodisplazi | |
Myelofibroz | |
Others | |
İskelet sistemi anormalliği | İskelet anomalileri |
Akrosiyanoz | Ellerin, ayakların veya yüzün bölümlerinin kalıcı mavi rengi |
Hipertansiyon | |
Bozulmuş trombosit agregasyonu | |
Trombositoz |
Genetik Görülme Sıklığı
Her yıl her kişiden 1inden azına ET tanısı konmaktadır (en son tahminler de ile arasında değişmektedir). Hastalığın kadınlarda görülme sıklığı erkeklerde görülmesinden daha fazladır ancak bunun nedeni henüz bilinmemektedir. Ortalama başlangıç yaşı ellilerin ortasıdır, ancak bu aralık geniştir ve çocuk doğurganlık yıllarında kadınları kapsar bu da özel terapötik düşünceleri olan ET hastalarının önemli bir alt kümesini oluşturur. Çocuklarda ET son derece nadirdir ve tipik olarak kalıtsal bir genetik hastalıktır. Yetişkinlerde, tipik olarak ETde tanımlanan genetik mutasyonlar kalıtsal değildir ve bunun yerine yetişkinlerde bir bireyin yaşamı boyunca meydana gelen kazanılmış mutasyonlar hastalıkta etkilidir.
Kalıtım Paterni / Deseni
Esansiyel trombositemi vakalarının çoğu kalıtsal değildir. Bunun yerine, hastalık döllenmeden hemen sonra oluşan kan hücrelerde meydana gelen gen mutasyonlarından kaynaklanır. Bu tür değişikliklere somatik mutasyonlar denir.
Daha az yaygın olarak, Esansiyel trombositemi, otozomal dominant paternde kalıtsaldır. Bu, her hücrede mutasyona sahip genin sadece bir kopyasının, hastalığa neden olmak için yeterli olduğu anlamına gelir. Esansiyel trombositemi kalıtsal olduğu zaman ailevi Esansiyel trombositemi olarak adlandırılır. Ailesel vakalarda, hasta kişinin olacak çocuklarından %50si (yani 2de 1) Esansiyel trombositemi hastalığına yakalanabilir.
Teşhis Yöntemleri ve Tedaviler
Çoğu zaman, hastalık belirtiler ortaya çıkmadan önce diğer durumlar için veya rutin olarak yapılan kan testlerindeki yüksek trombosit seviyesiyle hastalık anlamlandırılır. Aynı zamanda diğer tanı yöntemleri aşağıdaki gibidir:
Aynı zamanda Esansiyel trombositemi tanısı, 1 ila 5 arası kriterlerinden birini veya 3 ila 11 kriterlerinin üçünden fazlasını sahip olan kişilere konulur.
1- Trombosit, iki ay boyunca 1 ay aralıklarla bakıldığında / mm3ten fazla sayılıyor
2- İkincil trombositozun tanımlanabilir nedeni yok
3- Normal kırmızı kan hücresi kütlesine sahip olmak
4- Kemik iliğin fibrozu kemik iliğinin üçte birinden daha azdır
5- Kromozomları (karyotipleme) veya bcr-abl füzyon ürününün yokluğunu inceleyen bir kan muayenesinde Philadelphia kromozomunun (Ph) olmayışı.
6- Ultrasonografide görülen veya fizik muayene ile saptanan splenomegali
7- Kemik iliğinde yüksek hücre sayısı ve megakaryosit boyutunun artması
8- Kemik iliğinde kan üreten anormal hücrelerin varlığı
9- Normal CRP ve IL-6 seviyeleri
Demir eksikliği anemisinin olmaması
Kan hücrelerini üreten kök hücrelerin yeni bir mutasyona sahip kan hücrelerinin oluşmasına yardımcı olduğu klonal hematopoez gözlenmesi
Tedaviye başlamadan en iyi tedavinin hangisi olacağına karar vermek için spesifik mutasyonların varlığının ve tedavi sürecinde yaşanabilecek komplikasyonların risklerinin belirlenmesi için hastanın yaşı ve tıbbi öyküsünün bilinmesi önerilmektedir. Mevcut tedaviler maalesef tedavi edici değildir ve hastalığın akut miyeloid lösemiye veya miyelofibrozise doğru gelişmesini engelleyemez (sadece çok nadir durumlarda gerçekleşir).
Günümüzde, Esansiyel trombositemi tedavisi, olası komplikasyonları önlemek için trombosit sayısının azaltılmasına dayanır. En yaygın kullanılan ilaçlar arasında hidroksiüre, interferon-alfa, Fosfor 32 ve Anagrelid yer alır. Düşük dozlarda aspirin, el ve ayak parmaklarında kızarıklık ve ağrı, yetersiz kan akışı (iskemi), uzuvlardaki enfeksiyonlar (kangren), felçler, senkoplar, instabilite veya görsel rahatsızlıklar gibi mikrovasküler semptomları kontrol etmek için kullanılabilir. Hastalığın tedavi sürecinde, hastanın risk derecesine göre değişen tedaviler önerilir.
Hastalığın risk derecesine göre sınıflandırılması aşağıdaki gibidir:
Yüksek riskli hastalık: Herhangi bir yaşta trombozu (damar içinde bir kan pıhtısının oluşması ve böylece kan akışını engellemesi durumuna verilen isim) olan ve / veya 60 yaşından büyük ve JAK2 VF mutasyonu olan kişiler
Orta risk hastalık yaşından büyük, JAK2 mutasyonu olmayan ve hiç tromboz geçirmemiş insanlar.
Düşük riskli hastalık yaşında veya daha küçük, JAK2 mutasyonu olan ve hiç tromboz geçirmemiş insanlar.
Çok düşük riskli hastalık: 60 yaşında veya daha küçük, JAK2 mutasyonu olmayan ve asla trombozu olmayan insanlar.
Yeni yayınlanan çalışmalara göre, yüksek tromboz riski olan veya tromboz olan kişilerin, antikoagülanla (kanın pıhtılaşmasını önleyen maddeler) birlikte bir sitoredüktör kullanmalarını gerekir. Aynı zamanda, orta veya yüksek riskli kişiler, düşük dozlarda aspirin ile kombinasyon halinde bir sitoredüktörle tedavi edilmelidir. Düşük risk altında olan kişiler, düşük doz aspirin (günde bir kez 81 mg PO aspirin genellikle yeterlidir, ancak gerekirse daha yüksek bir doz kullanılabilir) ile tedavi edilmeli veya sadece herhangi bir tedavi uygulanmadan düzenli ve dikkatlice gözlemlenmelidir.
Hidroksiüre, daha az toksit olması ve miyelofibroz üretme riskinin daha düşük olması sebebiyle çoğu insan için tercih edilen sitoredüktif ilaçtır. Bununla birlikte, hamile kadınlarda ve hamile kalmak isteyen kadınlarda, hidroksiüre veya Anagrelid doğum kusurlarına sebep olduğundan interferon kullanımı önerilir (Anagrelid ve hidroksiüre plasentayı geçtiği için). Hidroksiüre kullanımı ve kullanım sürecinde hastanın takip edilmesi yalnızca uzman kişiler tarafından yapılmalıdır. Günde bir kez ila mg PO dozunda başlatılır. Hastalar haftalık olarak tam kan sayımı ile izlenir. WBC (beyaz kan hücreleri) sayısı < / μL ye düşerse, hidroksiüre durdurulur ve değer normalleştiğinde verilen ilk dozun %50sinde tekrar uygulanır. Sabit bir duruma ulaşıldığında, haftalık olarak yapılan tam kan sayımları 2 hafta ve daha sonra 4 hafta aralıklarla yapılır. Belirli bir hedef trombosit sayısı yoktur.
Allojeneik kök hücre nakli ET hastalarında nadiren kullanılır, ancak diğer tedaviler başarısız olursa ve uygun bir donör mevcutsa genç hastalarda etkili olabilir.
Aşağıda listelenen ilaçlar, Esansiyel Trombositemi tedavisi için FDA tarafından onaylanmıştır:
Anagrelide (Marka adı: Agrylin®) Shire tarafından üretilmiştir.
İlacın FDA onaylı endikasyonu: Artmış trombosit sayısını ve tromboz riskini azaltmak ve ilişkili semptomları iyileştirmek için esansiyel trombositemili hastaların tedavisi.
Hastalıkla İlişkili Genler
Esansiyel trombositemi hastalığı başta JAK2 olmak üzere JAK2 ve CALR genlerindeki mutasyonlar sebebiyle oluşabilir. yılında, 4 ayrı çalışma grubu ET hastalarının %ında JAK2 geninde mutasyon keşfetti. Vakaların az bir kısmında, MPL, THPO ve TET2 genlerinde mutasyon gözlenmiştir. Normal şartlarda, JAK2, MPL ve THPO genlerinin ürettiği proteinler JAK/STAT sinyal yolağını aktive edebilmek için beraber çalışırlar. JAK/STAT sinyal yolağı kimyasal sinyalleri hücre dışından hücre çekirdeğine taşırlar ve kan hücrelerinin özellikle trombositlerin çoğalmasını sağlar. Bu genlerdeki mutasyonların kemik iliğinde üretilen trombositlerin kontrolsüz artışına sebep olduğuna inanılmaktadır.
JAK2 genindeki bu mutasyonlar, kinaz enziminin bir çeşidi olan Janus kinaz 2 (JAK2) enziminin fazla aktivitesine sebep olur. Normal şartlar altında, karaciğer thrombopoietin hormonu üretir ve bu hormon zamanla kırmızı hücreler, beyaz hücreler ve trombositlere dönüşebilen hematopoetik kök hücrelerine bağlanır. Bu bağlanma gerçekleştiğinde, JAK2 enzimi hematopoetik hücrelerin trombosit (megakaryositler) ve trombosit haline gelen öncül hücrelere bölünmesini sağlar. Trombositler şekilsiz ve anormal derecede büyük olabilirler. Bu ekstra, anormal şekilli trombositler kan pıhtılaşması riskini artırır.
JAK2 mutasyonu olmayan Esansiyel trombositemi hastalarının %40ından fazlası için, bu hastalığın genetik temeli e kadar bilinmiyordu. İki grup araştırmacı ET hastalarının genellikle Calreticulin (CALR) olarak adlandırılan bir gende çeşitlilik gösterdiğini bildirdi. JAK2 gen mutasyonu olmayan ET hastalarının yaklaşık %70inde CALR mutasyonları bulundu. CALR geninin bir hücre içindeki fonksiyonu JAK2ninkinden daha az anlaşılmış olsa da CALR geninin ETde bir JAK2 mutasyonu ile anormal şekilde aktif olan aynı hücresel makineyi değiştirdiği anlaşılmaktadır. Bu, CALR ile mutasyona uğramış ET hastalarının, JAK2 mutasyonuna sahip olan ET hastalarından neredeyse ayırt edilemez oldukları için anlamlıdır.
CALR ve TET2 genlerindeki hangi mutasyonların Esansiyel trombositemiye sebep olduğu hala bilinmemektedir. CALR geni bağışıklık sistemindeki fonksiyonlara ve yara iyileşmesine yardım eden Calreticulin adlı proteini kodlar. Calreticulin aynı zamanda, hematopoetik hücrelerin yüzeyinde bulunan ve trombopoietinin bağlandığı bir protein olan bir reseptördür. TET2 geni ise kan hücreleri üretiminde önemli role sahip olduğu inanılan proteini kodlar. Tüm bunların aksine, mutasyonun tespit edilemediği birkaç durum vardır ve bu vakaların henüz tanımlanmamış genlerdeki mutasyonlara bağlı olabileceği düşünülmektedir.
ET hastalarında çok daha nadir olarak başka varyasyonlar da bulunur, ancak JAK2 veya CALR genlerindeki mutasyonlar, ET hastalarının %75inden fazlasında görülen en yaygın olan genetik mutasyonlardır.
Hastalığın Diğer İsimleri
Kaynakça
Kemik iliğinde kanın pıhtılaşmasını sağlayan trombosit hücrelerini üreten megakaryositer, öncül hücrelerinin anormal çoğalması ile karakterize bir hastalıktır. Sonuçta kanda trombosit sayısında artış olur. Herhangi iki farklı ölçümde, trombosit sayısının nin üstünde olması ile birlikte bu sayı yüksekliğini açıklayacak altta yatan bir nedenin olmaması durumudur. Çok enderdir bir miyonda bir görülen hastalıklardandır. yaş arasında kadınlarda, yaş arasında erkek ve kadınlarda eşit görülür. Genellikle semptomatik olmadan rutin kontrollerde rastlantısal saptanır. Bir hastada esansiyel trombositoz var diyebilmek için esansiyel trombositoz yapan diğer nedenlerin ekarte edilmesi gerekmektedir.
Bunlar;
*Enfeksiyonlar
*Enflamatuar Hastalıklar
*Maligniteler
*Ciddi kan kayıpları sonrası
*Cerrahi girişimler sonrası
*Splenektomi sonrası
*Demir eksikliği anemisi
Trombosit ve megakaryositik çoğalmanın etyolojisi bilinmemektedir. Herhangi bir sitogenetik anomali ya da moleküler marker saptanmamıştır. Son zamanlarda DNA örneklerinde somatik bir mutasyondan söz edilmektedir: JAK2VF (%50 olguda pozitif bulunmuştur). Çoğunlukla asemptomatik olup tesadüfen yakalanmasına karşın, damar içinde kan pıhtıları oluşup damar içinde kan akışını engelleyebilirler. Bu kan pıhtıları atardamarlarda da olabilir toplardamarlarda da görülebilir. Bu kan pıhtıları daha çok artmış trombosit sayılarıyla ilgilidir. Trombosit sayısı fazla olmasına rağmen bozulmuş trombosit, fonksiyon bozukluğuna bağlı kanama görülebilir. Kanamalar daha çok peteşi, purpura, ekimoz gibi yüzeyel kanamalardır. Bunlar kılcal damarların çatlayıp kanın deri içine akması ile oluşan farklı büyüklüklerde kırmızı- mor yaralardır. Mikrosirkülasyonda dolaşım yavaşlamasına bağlı olarak el ve ayaklarda ağrı ve uyuşmalar tipiktir. Bu ağrıların aspirin ile geçmesi tipiktir. En önemlisi fizik muayene bulgusu eritromelaljidir. Eritromelalji, el ve ayak tabanlarının ağrılı ve kızarık olmasıdır. Dalak büyüklüğü saptanabilir ancak çok büyük olması beklenmez.
Laboratuvar sonuçlarında lökosit değerleri hafif yüksek veya genellikle normaldir. Kemik iliğinde olgun megakaryosit sayısı artmıştır. Megakaryositlerden trombosit çıkışı artmıştır. Tanı için trombosit artışı yapan diğer nedenler dışlanmalıdır, bu hastalıklarda trombositler genellikle bir milyonun altındadır. Kan pıhtıları ve kanama genellikle beklenmez, dalak büyüklüğü olmaz. Tedavi, tromboembolik komplikasyonlardan korunmak için düzenlenir
60 yaş altı olgularda;
Kanama öyküsü, trombosit sayısında ısrarlı yükselme ( >), tromboembolik olay öyküsü olmayanlarda düşük doz asetil salisilik asit ( mg/gün) verilir.
60 yaş üstü ve/veya tromboembolik atak öyküsü ve/veya trombosit sayısı > ise;
Hidroksiüre (0,,5 gr/gün ve maksimum 4 gr)
IFN ( x U 3/hafta) (Özellikle gebede)
Anagrelide (megakaryosit antagonisti; mg/gün) verilir. Anagrelid sadece trombositleri baskılar yan etki olarak su tutar, kalp yetmezliğini alevlendirebilir.
Trombosit aferezi: Genellikle trombosit sayısı > olduğunda önerilir. Kalıcı yararı yoktur, acil durum tedavisidir.
Esansiyel trombositozda ortalama sağ kalım yıldır. Ender olarak akut lösemiye dönüşebilir.
Kaynakça:
Cecil textbook of medicine
Yazar:Tülay Arsoy
Trombositoz, kanda trombositlerin yüksek olması durumudur. Trombositoz, esansiyel (primer) veya reaktif (sekonder) şekilde ortaya çıkabilir. Genellikle semptomsuz olmasına rağmen, bazı hastalarda trombozise dönüşebilir.
İnsanda, normal trombosit (platelet) değeri 1mm³'te ( x 10^9 / 1L) arasıdır.[1] Bu aralıklardan bir sapma kesin hastalık olduğu anlamına gelmez. Fakat, bir milimetreküpte 'den fazla ise ve bilhassa 'dan fazla ise hastanın incelemeye alınması gerekir.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası