seleme kimdir / Seleme Acar kimdir? - Kitapları, Özgeçmişi, İletişim bilgileri

Seleme Kimdir

seleme kimdir

İbn Eb&#; Seleme kimdir ?

Muhtemelen hicretten iki yıl önce () dünyaya geldi; hicretin 2. yılında () Habeşistan'da doğduğuna dair bilgilerin doğru olmadığı anlaşılmaktadır (Zehebî, I, ; III, ). Birinci Akabe Biatı'ndan bir yıl önce Medine'ye hicret ettiği bilinen (DİA, X, ) babası Ebû Seleme, Hz. Peygamber'in süt kardeşi ve halası Berre bint Abdülmuttalib'in oğludur. Anne ve babası ilk müslümanlardan ve Habeşistan hicretine katılanlardandır. Kaynaklardaki bilgiler ihtilâflı olmakla birlikte Kureyşliler'in müslüman olduğu haberi Habeşistan'a ulaşınca ikisi de Mekke'ye dönmüş, fakat haberin yalan olduğunun anlaşılması üzerine bir süre sonra Resûl-i Ekrem'in izniyle Medine'ye gitmek için yola çıkmışlardı. Ancak müşrikler, Ümmü Seleme ile oğlu Seleme'nin hicretine engel olunca babası yola yalnız çıkmak zorunda kalmış, anne ve oğulun hicreti ise yaklaşık bir yıl sonra gerçekleşmiştir. İbn Ebû Seleme hicretin 3. yılında babasının vefatı üzerine üç kardeşi ile birlikte yetim kaldı. Medine'de başka yakınları olmadığı için annesi Ümmü Seleme'nin Hz. Peygamber'le nikâhlanması sırasında kendisinin velî sıfatıyla onu görevlendirdiğine dair bir rivayet yanında (İbn Sa'd, VIII, 90; Zehebî, III, ) bu görevi ağabeyi Seleme'nin üstlendiği de ileri sürülmüştür (Zehebî, III, ; İbn Hacer, el-İṣâbe, II, 66). İbn Ebû Seleme bundan sonra Resûl-i Ekrem'in himayesinde büyüdü. Hendek Gazvesi esnasında Hz. Peygamber'in hanımlarıyla birlikte Hassân b. Sâbit'in konağında kaldığı belirtilmektedir. Resûlullah vefat ettiğinde dokuz yaşında bulunduğundan küçük yaşta sahâbî olma vasfını kazananlardan biri oldu.

Hz. Ali, Cemel Vak'ası'ndan önce Ümmü Seleme'nin bu seferde kendisine refakat etmesini istemiş, Ümmü Seleme de kendi yerine savaşa İbn Ebû Seleme'nin katılmasını sağlamıştı. İbn Ebû Seleme dirayetli ve yetenekli bir kimse olduğundan Hz. Ali tarafından Bahreyn ve Fars valilikleri gibi önemli görevlere tayin edildi. Hz. Ali'nin vefatından (40/) sonra görevinden ayrılıp Medine'ye döndü, hayatının geri kalan kısmını Medine'de geçirdi ve burada vefat etti.

İbn Ebû Seleme Hz. Peygamber'den ve annesinden hadis rivayet etmişse de rivayetlerinin on beşe ulaşmadığı ifade edilmektedir. Onun çocuk eğitimi konusunda rivayet ettiği hadisler bizzat yaşadığı olayları yansıtması bakımından önemlidir. Kendisinden başta oğulları Muhammed ve Abdullah olmak üzere Ebû Ümâme b. Sehl b. Huneyf, Saîd b. Müseyyeb, Atâ b. Ebû Rebâh, Urve b. Zübeyr b. Avvâm, Vehb b. Keysân, Sâbit el-Bünânî gibi muhaddisler hadis öğrenmiş; namaz, yiyip içme, oruç, aile hayatı gibi konulara dair rivayetleri Kütüb-i Sitte'de yer almıştır.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

kaynağı değiştir]

Ana madde: Muhammed

Ümmü Seleme, yapılan evlilik tekliflerini kabul etmedi. İslam peygamberi Muhammed'in kendisiyle evlenmek istediği haberini alınca önce "Ben hem yaşlı, hem de kıskanç bir kadınım; aynı zamanda çoluk çocukluyum. Şahit olarak da velilerimden yanımda hiç kimse yoktur"[3] dedi. Bunun üzerine İslam Peygamberi bizzat kendisi Ümmü Seleme'ye giderek evlenme teklifini tekrarladı ve şöyle dedi:

Yaşlı bir kadın olduğunu söylüyorsun. Hâlbuki bir kadına, kendisinden daha yaşlı bir erkekle evlenmesi ayıp değildir! 'Yetimlerin annesi' olduğunu söyledin. Bunu bil ki, onların geçimleri Allah ve Resûlüne aittir. 'Kıskanç bir kadınım' diyorsun. Bunun da senden izalesi için Allah'a dua ederim. Yanında velilerinden kimsenin bulunmadığını söylüyorsun. Onlardan hazır bulunan veya bulunmayanlardan bana râzı olmayacak hiçbir kimse yoktur![3]

Bunun üzerine Ümmü Seleme, kocasının ölmeden önce kendisinin yanında "Allah'ım! Ümmü Seleme'ye, benden sonra, benden daha hayırlı, onu hor görmeyecek, incitmeyecek bir koca nasip et!" [2][4] duasını/sözünü de hatırlayarak yanındaki oğluna; "Kalk yâ Ömer! Beni Resûlullah'a nikâhla" dedi.[3][5]

İslampeygamberiMuhammed, Ümmü Seleme 44 yaşında iken onunla evlenmiştir.[3]

Kişiliği[değiştir

Tek başına hicret eden sahâbî.

Allahü teâlânın emriyle sevgili Peygamberimiz, Müslümanlara Medîne'ye hicret için izin verdiler. Bunun üzerine birçok sahâbî hicret hazırlıklarına başladılar.

Hazret-i Ebû Seleme de devesini getirip, hanımını bindirdi. Oğlunu, kucağına oturttu. Hayvanın yularını çekip, kaldırmaya çalışıyordu. O sırada ba'zı öfkeli adamlar gelerek, elindeki yuları aldılar.

Hazret-i Ebû Seleme, ne olduğunu anlıyamadı. Adamlar, hanımına bağırıyorlardı:
- İn deveden aşağı! Çabuk ol!

Kabîlemizin kızıdır
Bunlar, Mugîreoğulları olup hanımının akrabaları idiler. Bir yandan zorla kadıncağızı çekiyorlar, öbür yandan da kocasına:
- Sen kendin, bizi dinlemedin! Putlarımızı bırakıp, Müslüman oldun. Şimdi de kabîlemizin kızını, kaçırmaya çalışıyorsun! Onu daha nerelere götüreceksin? Buna aslâ müsaade edemeyiz, diye çıkışıyorlardı.

Tabii oğlu da, annesiyle birlikte deveden indirildi. Zâten O'nun elini sıkı sıkı tutuyordu. Mugîreoğulları, kalabalık idiler. O zorbalarla başa çıkmak mümkün değildi. Buna rağmen münâkaşa çok uzadı. Olayı işiten, Esedoğulları da oraya koştular. Bunlar da, Hazret-i Ebû Seleme'nin kabîlesinden idiler. Ne olduğunu sordular. Onların da çoğu, Müslüman değildi. Fakat buna rağmen direttiler:
- Mâdem ki sizler, bizim akrabamızın hanımını bırakmıyorsunuz; biz de onun oğlunu size bırakmayız!

Anasının elinden kopmak istemiyen yavrucağızı, çekiştiriyorlardı. İtişme, kakışma arasında küçük çocuk ağlamaya başladı. Çünkü, kolu çıkmıştı. Bu kadar zorbalık sonunda; çocuğu Esedoğulları, Anasını da Mugîreoğulları alıp, uzaklaştılar. Hazret-i Ebû Seleme oracıkta, sâdece devesiyle kalakaldı.

İlk Müslümanlar buna benzer eziyet, işkence ve felâketlere artık alışmışlardı. Olaylar karşısında, sabır ve metânet göstermeye çalışıyorlardı. Çünkü sevgili Peygamberimizin emirleri öyle idi.

Ebû Seleme hazretleri de işte bu yüzden, Hicrete tek başına devam etmeye katlandı. Allah rızâsını kazanmak ümidiyle, yollara düştü. Gözyaşları arasında nihâyet Medîne'ye vardı. Mekke'de kalan hanımı ise her sabah, şehir dışındaki Ebtah mevkiine çıkıyordu. Orada, Medîne'den gelen yolcuları bekliyor ve kocasından haber almaya çalışıyordu.

Hiç insanlık yok mu?
Yanında kimse olmadığı zamanlar, uzun uzun ağlıyordu. Zorla ayırdıkları oğlu ve eşi için gözyaşı döküyordu. Amcaoğullarından biri, O'nu o vaziyette gördü. Perişân hâline acıdı. Doğruca, kendi kabîlesinin zorbalarına giderek bağırmaya başladı:
- Bu zavallıya, daha ne kadar zulmedeceksiniz? Onu hem kocasından, hem oğlundan kopardınız. Sizde hiç insanlık yok mudur? Üstelik kendi akrabanıza işkence ediyorsunuz.

Bu sözler üzerine, Zorbalar insâfa geldiler. Sonra da kederli kadıncağıza:
- İstersen, gidip kocana kavuşabilirsin, dediler.

O'nun Medîne'ye yollanacağını öğrenen, Esedoğulları da dayanamadılar. Getirip, oğlunu teslim ettiler.

Allah ve Resûlullah yolunun yolcuları, ışıklı günlere doğru yürüyorlardı. Hazret-i Seleme'nin ana-babasının, duâları kabûl olmuştu. Uzun ayrılık ve hasretten sonra nihâyet, Kubâ'da hepsi birbirlerine kavuştular.

Hicretten sonra mübârek Medîne'de, İslâmın ve Ebû Seleme ailesinin, güzel günleri başladı. Bütün Mü'minler İslâmiyeti yaymak için, canla-başla çalışıyorlardı. Bedir'de Mekkelilere karşı ilk zafer kazanıldı. Bu zaferi kazanan mücâhidlerden biri de, Hazret-i Ebû Seleme idi.

Hazret-i Ebû Seleme sevgili Peygamberimizin yakın akrabası idi. Hazret-i Ebû Seleme'nin annesi, Peygamber efendimizin halaları idi. Ebû Seleme hazretleri, cihâd ve gazâ olmadığı zamanlar, daha çok ibâdet etmeye çalışıyordu.

Sevindirici söz
Bir gün Mescîd-i Nebevîden, sevinçle evine geldi. Kendisini karşılayan hanımına dedi ki:
- Şimdi, Allahü teâlânın Resûlünden çok sevindirici bir söz duydum.

Hanımı merakla sordu:
- Hayırdır inşâallah! Ne duydunuz?

- Peygamber efendimiz "Müslümanlar, herhangi bir belâya uğrar da; İnnâ lillah ve innâ ileyhi râciûn dedikten sonra; yâ Râbbi! Bu uğradığım musîbetin ecrini ihsân eyle. Beni, ondan daha hayırlısına eriştir diye duâ ederse; cenâb-ı Hak, onun duâsını kabûl eder" buyurdular.

Epeyce daha konuştular. Bir ara hanımı dedi ki:
- Yâ Ebâ Seleme!.. Gel, seninle bir sözleşme yapalım.

Kocası hayretle sordu:
- Hayrola! Nasıl bir sözleşme istiyorsun?
- İkimizden hangimiz önce ölürsek, geriye kalanımız; bir daha evlenmesin!. Buna, söz verebilir misin?

Ebû Seleme biraz düşündü ve sordu:
- Ey hanımcığım! Sen, beni dinler ve itâat eder misin?
- Evet! Dinlerim ve itâat ederim.
- Sen, sözümü dinle ve ben ölürsem, evlen!

Hazret-i Ebû Seleme böyle söyledikten sonra ellerini kaldırıp, o büyük îmânlı hanımına ve bütün Müslümanlara duâlar etti.

Bedir'deki yenilginin ateşiyle yanan Kureyş müşrikleri, bütün hınçlarıyla Uhud'da saldırdılar. Medîne civârındaki Yahûdileri de kışkırtıyorlardı. O gazânın gerçek kahramanlarından biri, yine Hazret-i Ebû Seleme idi. Olanca îmânı ve olanca gücüyle savaşıyordu. Asıl gâyesi şehit olmaktı. Fakat sâdece kolundan, pâzusundan yaralandı. Yarası küçük olmasına rağmen, kan kaybediyordu.

Müşrikleri dağıttılar
Gazâdan sonra bile, uzun zaman evinde yattı. Hanımı onu, güzelce tedâvi ediyordu. Bir ay sonra iyileşti, ayağa kalktı.

İslâmın hudutları genişledikçe, düşmanları da çoğalıyordu. Kutn bölgesindeki ba'zı kabîle reisleri, hâlâ kibir ve azamet peşindeydiler. Orada başlıyan kışkırtma olayları üzerine Peygamber Efendimiz, bir ihtar hareketini uygun gördüler. Hazret-i Ebû Seleme ile ba'zı arkadaşlarını, bu iş için vazîfelendirdiler.

Onlar da kısa zamanda, Kutn civârındaki âsî ve müşrikleri dağıttılar. Pek çok ganîmet alarak, Medîne'ye döndüler. Dönüşte, Hazret-i Ebû Seleme fenâlaştı. Çünkü Uhud'da aldığı yara yeniden açılmıştı. Bütün gayretlere rağmen, fazla kan kaybından vefât etti.

Ümmü Seleme hatun, kocası Ebû Seleme'nin şehit olması üzerine, "İnnâ lillah ve innâ ileyhi râciun" dedikten sonra, duâ etti.

Sonda doğruca sevgili Peygamberimizin huzûrlarına giderek dedi ki:
- Yâ Resûlallah! Ebû Seleme vefât eyledi.

Peygamber efendimiz kalktılar ve halalarının oğlunu görmeye gittiler. Mübârek elleriyle hâlâ açık bulunan gözlerini kapattılar ve buyurdular ki:
- Hakikaten, rûh kabzolunurken göz; rûhun peşinden baka kalır!

Melekler âmin demektedir
Resûlullah efendimiz o sırada ağlaşıp, sızlanan kadınlara ve diğer ev halkına da:
- Sizler şimdi kendinize, hayırdan başka duâda bulunmayınız. Çünkü Melekler şu anda, duâlarınıza âmin demektedirler, îkazında bulundular.

Daha sonra da şöyle duâda bulundular:
- Ey Allahım! Ebû Seleme'yi rahmetine kavuştur! Doğru yola ermiş kulların arasında, derecesini yücelt! Geride kalanlardan O'na, iyi bir halef ihsân eyle! Bize ve O'na mağfiret kıl. O'nu kabirinde, ferahlandır ve nûrlandır.

Hazret-i Ebû Seleme Medîne'de Bâki' Kabristanına defnolundu. Muhterem hanımı, her zaman olduğu gibi sabretti, duâlar etti. Onun yetîm kalan yavrularıyla, geçim derdini halletmeye çalıştı.

ay kadar sonra Peygamberimiz, bir arkadaşlarını ona yolladılar. Gelen zât dedi ki:
- Müjdeler olsun, ey Ümmü Seleme! Resûlullah efendimiz, Allahın emriyle seni nikâhlamak istiyorlar.

Bu büyük müjdeye rağmen Hazret-i Ümmü Seleme, düşünceli görünüyordu. Az sonra, cevap olarak dedi ki:
- Ey Resûlullahın elçisi! Hoş geldin, sefâlar getirdin! Yalnız şu husûsları, Efendimize arz etmelisin ki:
1) Ben yaşlı ve kıskanç bir kadınım. Olabilir ki, aksi bir davranışta bulunurum da; o yüzden, Allahın gazâbına uğramaktan korkarım.

2) Yetîm çocuklarım mevcuttur. Bir de onların bakımı, kendilerine yük olmaz mı?

3) Nikâhımı yapacak velîlerim, yanımda değildirler.

Elçi bunları, aynen sevgili Peygamberimize arz etti.

Biz de yaşlıyız
Birkaç gün sonra iki cihânın Sultânı bizzat, teşrîf buyurdular. Çok heyecanlanan Hazret-i Ümmü Seleme'ye, tekliflerini Kendileri tekrarladılar. Ve buyurdular ki:
- Biliyorsun ki, biz de yaşlıyız. Sonra senin, o kıskançlık hâlini gidermesi için, Allaha duâ ederiz. Çocuklarına gelince onlar, Bizim de çocuklarımızdır. Velîlerin arasında, bizim evlenmemizi istemiyen kimse çıkmaz.

Ve Allahın emriyle, nikâhları kıyıldı. Böylece, Hazret-i Ebû Seleme'nin muhterem hanımına ettiği vasiyeti de, yerine getirilmiş oldu.

Ebû Seleme'nin asıl adı, Abdullah; babası, Abdülesed; annesi, Abdülmuttalib'in kızı Berre idi. Gâyet iyi okuma-yazma bilir ve her isteyene öğretirdi

Peygamberimizin mübârek hanımlarından. İsmi Hind’dir. Künyesi Ümmü Seleme’dir. Künyesiyle meşhûrdur. Babası Ebû Umeyye Süheyl bin Mugîre bin Abdullah bin Ömer bin Mahzum, annesi Âtıke binti Âmir’dir. Mekke’de Bi’setten onbeş sene kadar önce doğduğu tahmin edilmektedir. Medine’de 57 (m. ) senesinde vefât etti.

İlk önce, halasının oğlu Ebû Seleme bin Abdulesad ile evlendi. Kocasıyla beraber İslâmiyeti ilk kabûl edenlerdendir. Mekke’deki kâfirlerin, müslümanlara eziyet ve zararları dayanılmayacak bir hâl alınca, Habeşistan’a hicret etti. Habeşistan’da Zeyneb, Seleme, Ömer ve Dürre isimlerinde dört çocuğu doğdu. Mekke’ye tekrar geldilerse de, kâfirlerin müslümanlara zulümleri neticesinde Bisetin onbirinci senesinde Medine’ye hicret etmek istediler. Medine yolunda da eziyet ile karşılaştılar. Yolları tutulup, kocasından ve çocuklarından ayırdılar. Ebû Seleme Medine’ye gidince, Ebtah’ta bir yıla yakın ağladı. Amcasıoğlu insafa gelip, akrabalarına Ümmü Seleme’nin acı hâlini anlattı. Medine’ye kocasının yanına gitmesine müsaade ettiler. Çocuğunu da yanına alıp, Kûba’da kocasıyla buluştu. Ebû Seleme ile Medine’ye geldi. Ümmü Seleme, Ebû Seleme’nin sevinçli geldiğin de “Resûlullahtan bir söz işittim. Ona sevindim; müslümanlardan, musîbete uğrayan bir kimse, musîbete uğradığı zaman “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciun” der ve sonra da “Yâ Rabbi! Uğradığım bu musîbetimde bana ecir ihsân et. Uğranılan musibetime karşılık daha hayırlısını bedel kıl! diye duâ edene, muhakkak, Allah, bunun mükafatını verir”, buyurduğunu rivâyet etti. Ebû Seleme, Uhud Gazvesine katılıp yara aldı. Ümmü Seleme kocasına; “İşittiğime göre; kocası vefât eden Cennetlik bir kadın, başkasıyla evlenmezse, Allahü teâlâ onu Cennette kocasıyla bir araya getirecek. Yine Cennetlik kadın vefât edince, Cennetlik kocası başkasıyla evlenmezse, Allahü teâlâ onu da Cennete hanımı ile beraber götürecek. O halde, gel seninle sözleşelim. Ne sen, benden sonra evlen; ne de ben, senden sonra evleneyim.” deyince; Ebû Seleme, hakîkaten sözünü tutup, tutamayacağını sorunca: “Ben sana itaat etmek, sözünü dinlemek için danıştım.” Bu cevap üzerine Ebû Seleme; “Ben vefât edince, sen evlen”, buyurup, “Allahım! Ümmü Seleme’ye, benden sonra, benden daha hayırlı, onu hor görmiyecek, incitmiyecek bir koca nasip et!” diye duâ etti. Ebû Seleme, Uhud Gazvesi’nden sonra şehîd olunca, dul kaldı. Peygamber efendimize ( aleyhisselâm ) Hazreti Ebû Seleme’nin şehîdliğini haber verip, nasıl duâ edeceğim, diye sual buyurunca; “Yâ Rabbi! Beni ve onu afv eyle! Bana onun ardından, ondan daha hayırlı, daha güzel, bir bedel ihsân et” duâsını öğrenip, hayret etmesine rağmen emrini yerine getirdi. Hayreti ise, hayırlının kim olduğudur. İddet müddeti bitince; önce Hazreti Ebû Bekir sonra da Hazreti Ömer talip olup, istediyse de, kabûl etmedi. Resûlullah ( aleyhisselâm ) isteyince de, dünürcü Hâtib bin Ebî Beltaa’ya; Resûlullah’a hürmetlerini arz ettikten sonra; kıskançlığını, çocuklarını ve şahid olarak velisinin bulunmadığını bildirdi. Resûlallah da, Allahü teâlânın kıskançlığı gidereceğini, kendisi çocuklarına bakacağını bildirince, nikâh kıyıldı. Mihr ve cehiz olarak; iki adet el değirmeni, birer adet de su testisi, çanak, deri yüzlü ve içi hurma lifi dolu bir yastık ile içi hurma lifi dolu bir döşek verdi. Ümmü Seleme “Yâ Rabbi! Beni ve Ebû Seleme’yi afv eyle! Bana O’nun ardından, ondan daha hayırlı, daha güzel bir bedel ihsân eyle!” diye ettiği duâ kabûl olarak, Hazreti Muhammed ( aleyhisselâm ) ile nikahlanmak nasip oldu. Peygamber efendimiz ile 4 (m. ) senesinde Şevval ayının sonunda evlendi. Hazreti Ümmü Seleme, Peygamber efendimizin Veda Haccı dahil vefâtına kadar yanında kaldı. Pek çok hâdiseye şahit olup, hadîs-i şerîf dinlemekle şereflendi. Bunların da üçyüzyetmişsekizini rivâyetle müslümanlara intikâl ettirdi. Kendisinden çocukları Ömer, Zeyneb, kardeşi Âmir, yeğeni Mus’ab bin Abdullah, kölelerinden Benhan, Abdullah bin Râfi’, Safine, İbni Sefîne, Ebû Kesir, azadlı câriyesi Hayre ve oğlu Hasan, Safiye binti Şeybe, Hind binti Haris Feasiye, Kubeyse binti Durayb, Abdurrahmân İbni Haris, İbni Hişam, Ebû Osman Ahdî, Ebû Va’il, Sa’d bin Müseyyib, Ebû Seleme, Hamid bin Abdurrahmân, Urve bin Zübeyr, Ebû Bekir bin Abdurrahmân, Süleymân bin Yaser hadîs-i şerîf rivâyet etti.

Hazreti Ümmü Seleme, hadîs ilminde üstün olduğu gibi, Eshâb-ı kiram kadınlarının içinde fıkhı en iyi bilenlerdendi. Hayatını zühd, takvâ ve ibâdetle geçirdi. Her ayın ilk Pazartesi, Perşembe ve Cuma günlerinde oruç tutardı. Namazın fazîletlerine ve vaktine çok dikkat ederdi. Öğle namazını geciktirenlere; “Zât-ı Se’âdetleri Hazreti Muhammed ( aleyhisselâm ) öğle namazını erken kılardı. Siz ise ikindiye bırakıyorsunuz” diyerek geç kılmamalarını tavsiye ederdi. İnsanlara merhametli, çocuklara çok şefkatliydi. Müşfik bir anne olup, ilk kocasından olan çocukları hakkında Resûlullaha; “Bunlara gösterdiğim şefkat karşılığı ben ne kadar sevâb elde edeceğim” diye sorunca, çok sevâb olduğu cevabını aldı. Kendisi cömerd olduğu gibi başkalarını da teşvik ederdi. Fakîrlerin ihtiyâcını karşılayıp, iki hurma da olsa boş göndermezdi. Eshâb-ı kirâm’ın büyüklerinden Abdurrahmân bin Avf çok miktarda mal ve servetinin biriktiğini, dağılıp gideceğini söyleyince; harcayıp dağıtmasını tavsiye etti. Bu husûsta Peygamberimizin ( aleyhisselâm ) bir hadîs-i şerîfini de rivâyet etti: “Benim sahâbîlerim içinde öyle kimseler vardır ki, benden sonra gözleri bir şey görmez.” Yine Peygamber efendimizin şöyle duâ ettiğini rivâyet etti: “Ey kalbleri hâlden hâle inkılâb ettiren! Kalbimizi senin dînin, üzerine sabit kıl.” Yine “Allahım! Kalbimi temizlemeni ve edeb yerimi korumanı senden dilerim.” Peygamber efendimize çok hürmetkar olup, onun her şeyi ile bereketlenmek isterdi. Kendisi hizmetini yaptığı gibi, ömrünün sonuna kadar Resûlullah’a hizmet etmek şartıyla kölesini azat etti. Bereketlenmek niyyetiyle Peygamberimizin mübârek sakalından bir kaç teli gümüş kutuda saklardı. Eshâb-ı kirâm’dan birinin bir sıkıntısı olursa, bir kâse su getirip, sakal-ı şerîfi suya daldırır, o kimsenin yüzüne sürerdi. O kimsenin de sıkıntısı giderdi. Kadınların namahreme yani yabancılara görünmemesi husûsunda da şu hadîs-i şerîfi nakletti: “İbn-i Ümmü Mektûm a’mâ (gözleri görmeyen) olup, bir gün Resûlullahın huzûruna girmek için müsaade istedi. Ümmü Seleme ve Hazreti Meymûne de oradaydı. Resûl-i Ekrem ( aleyhisselâm ) hanımlarına: “Çekilin ve saklanın” buyurunca hanımları “Bu gelenin iki, gözü de görmez. Niçin çekilelim?” diye sebebini sorunca: “O görmüyorsa siz de mi görmüyorsunuz?” cevabını aldıklarını nakletti.

Hazreti Ümmü Seleme, Peygamber efendimizin en son vefât eden mübârek hanımıdır. Medine’de 57 (m. ) senesinde vefât etti. Medine-i Münevvere’de Bâki’ Kabristanlığına defn edildi.

Rivâyet ettiği hadîs-i şeriflerden bazıları:

“Namaz, (namaza devam edin). Eliniz altında bulunanlara güçlerinden fazla iş teklif etmeyin. Kadınlarınız hakkında Allah’tan korkun; onlar sizin elinizde (bir nevi) hürriyetlerini kaybetmişlerdir. Onları, Allah ile muahede ederek aldınız ve Allah adı ile onları kendinize helâl ettiniz. (Allahtan korkun onlara iyi muâmelede bulunun).”

“Akşamın farzından sonra altı rekât namaz kılan kimse, tam bir sene nafile ibadet etmiş sevâbını alır veya Kadir gecesini ihyâ etmiş sayılır.”

“İleride bir takım âmirler başınıza gelecektir ki, bazı emirlerini kabûl edecek, bazılarını inkâr edeceksiniz. İnkâr edenler beraat edecek, sevmiyenler selâmete erecek; fakat kabûl edip onlara uyanları Allah rahmetinden mahrûm kılacaktır. Denildi ki (Yâ Resûlallah) Onlarla harp etmeyelim mi? Resûlullah ( aleyhisselâm ) “Hayır! Namaz kıldıkları sürece harb etmeyiniz.”

“Bir kimse, Mescid-i Aksa’dan hac veya umre niyetine ihrama girerse, anasından doğduğu gibi temiz olur.”

“İçinizde kim hilâl-i Zilhicceyi görüp de Kurban kesmek niyetinde bulunursa kurban kesinceye kadar vücudundaki saç ve kılları ile tırnakları kesmekten vazgeçsin.”

“Kuvvet ve bahadırlık güreşçilik değil, asıl kuvvet gadap ânında nefse hâkim olmaktır.”

“Bir kimsede üç şeyden biri bulunmazsa ameli kıymet ifade etmez ve hesaba değmez. Haramdan alıkoyacak takvâ; sefîhe uymaktan menedecek hilm, halk arasında hüsnü muâmele ile yaşayacağı bir ahlâk.”

“Kendisinde üç haslet veya bunlardan biri bulunmayanın hiç bir ameline kıymet vermeyiniz:

1- İsyandan kendisini alıkoyacak takvâ ve Allah korkusu,

2- Kötüye karşı susmasını bildirecek hilim, yumuşaklık,

3- İnsanlarla geçim sağlayacak güzel huy.”

“Bir kimse insanlar kendisine baksın diye tefahur (öğünmek) için giymek üzere bir elbise alırsa, Allah, o elbiseyi çıkarıncaya kadar, ona nazar etmez.”

“Kendisinden kocası râzı olduğu halde ölen her (müslüman) kadın Cennet’e girer.”

“Kendinize bedduâ etmeyin, ancak hayırlı duâ edin. Zira Melâike dediğinize “âmin” der.”

“Bir kimse “Allahümmağfirli ve lil mü’minîne vel mü’minat” derse her mü’min adedince sevâb alır.”

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Kâmûs-ül-al’âm cild-1, sh.

2) Üsûd-ül-gâbe cild-5, sh.

3) Sahîh-i Buhârî cild-2, sh. ,

4) Müsned-i Ahmed bin Hanbel cild-6, sh.

5) İbn-i Hişâm cild-3 sh.

6) Tabakât-ı İbn-i Sa’d cild-8, sh. 86

7) Tam İlmihâl Se’âdet-i Ebediyye sh. , ,

8) Eshâb-ı Kirâm sh.

9) Mevâhib-i Ledünniyye cild-1, sh.

10) El-İsâbe cild-4, sh.

11) El-İstiâb cild-4, sh.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası