neşet ertaş yolcu türküsünün hikayesi / NEŞET ERTAŞ by fatmanur eyimaya fatmanur eyimaya

Neşet Ertaş Yolcu Türküsünün Hikayesi

neşet ertaş yolcu türküsünün hikayesi

1 All Rights Reserved It may not be reproduced in any way without the written permission of the publisher and the editor, except for short excerpts for promotion by reference. ISBN: 1st Edition 25 Haziran Current Debates on Social Sciences 8 Bilgin Kültür Sanat Yayın Dağıtım Pazarlama Ltd. Şti. pursuant to the law of intellectual and artistic works, it may not be quoted, copied, reproduced or published in any way without written permission. Editor Zeynel KARACAGİL Publisher Engin DEVREZ Bilgin Kültür Sanat Yayınları Certificate No: Selanik Cd. No: 68/10 Kızılay / Ankara Phone: 0 () 85 67 – Fax: 0 () 85 68 funduszeue.info [email protected] 2 Current Debates on Social Sciences 8 Editor Zeynel KARACAGİL Bilgin Kültür Sanat Yayınları 3 Ezgi ADA Esra ULAŞ İlginç Bir ÇED Öyküsü Sungurlu Barajı ve HES Projesi Alaeddin BOBAT Dijital Pazarlama ve Pazarlama Etkisinde Pazarlama Karmasının Dönüşümü Ahmet AYDIN Neşet Ertaş’ın “Yolcu” Adlı Türküsü Üzerine Bir Tahlil Denemesi Ferhat ÖZMEN Sosyal Medyanın Türkiye’de Yaşayan Suriyeli Mülteciler Üzerindeki Etkisi Ali Murat VURAL Yasmin ALDAMEN Uludağ Üniversitesi Kurum, Eğitim ve Araştırma Faaliyetleri Yönetişim Sistemi ’Nin (Ukey) Kullanılabilirliğinin İncelenmesi Erhan ŞENGEL Emel DUMAN A Place of Constant Innovation: The Learning Organization İpek EROĞLU Hegemonik Erkeklik ve Eril Şiddet Üzerine Bir Değerlendirme Cemre BOLGÜN Millî Mücadele Dönemi Türkiye Büyük Millet Meclis’inde Gürcistan Görüşmeleri Derya ÇİNİ ŞİMŞEK Risk Yönetimi Fatime Gül OKTAY ATSATAN Kamusal Arkeoloji Fatma ŞEKER Dijital Eşitsizlik ve Ayrımcılık Covid ve Çalışma Yaşamı Figen VURAL Kentsel Koruma Alanları İle Kentsel İmaj İlişkisi: Isparta Tarihi Kent Merkezi Gökçe İNCE Ali TÜRK Vade Farkı İle Faizin Karşılaştırılması ve Vade Farkının Tms/Tfrs ve Ffms'lere Göre Muhasebeleştirilmesi Harun KISACIK Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Kullanılan Hikâye Kitaplarının Söz Varlığı Açısından Değerlendirilmesi: Piktes Projesi Kapsamında Hazırlanan Salih Hikâye Serisi Örneği Tuğçe BAYRAK GÖKKAYA Nilay ÇAĞLAYAN DİLBER 8 Özmen, Ferhat; Neşet Ertaş’ın “Yolcu” Adlı Türküsü Üzerine Bir Tahlil Denemesi Neşet Ertaş’ın “Yolcu” Adlı Türküsü Üzerine Bir Tahlil Denemesi Ferhat ÖZMEN1 Giriş Âşıklık geleneğinin önemli isimlerinden olan Neşet Ertaş, bozlak ustası olarak halk müziğinde büyük bir yer edinmiştir. Halk müziğinin usta isimlerinden biri olan Ertaş, ait olduğu toplumun sosyal ve kültürel hayatını eserlerine yansıtarak uluslararası bir şöhrete kavuşmuştur. Birer bellek mekânı olan eserlerini Anadolu kültür ve medeniyetinden beslenerek icra eden Ertaş, söz konusu eserleri ile büyük bir kültür köprüsü oluşturmuştur. Türkülerinde değişik temaları işleyen ve sevgi merkezli eserler veren Ertaş’ın eserleri değişik sanatçılar tarafından çalınıp söylenmektedir. Televizyon dizilerinde (Çukur, Üç Kuruş, Gönül Dağı) ve sinema filmlerinde kendine yer bulan türküleri ile Neşat Ertaş gündemden düşmemektedir. “Yolcu” adlı türküsü en çok çalınan ve söylenen türkülerin arasında yer almaktadır. Söz konusu türkü sadece ezgisi ile değil içerdiği mesajlar ile de halk müziğinin kilometre taşları arasında yer alır. “Halkın ruh halini, derdini, neşesini, zevkini, dünya görüşünü, inancını, karşılaştığı hadiseleri yansıtan; hece ölçüsüyle ve bir veya dört mısralı bentlerle çoğu defa bağlantıların getirilmesiyle söylenen; manzum ve ezgili anonim ürünlere türkü denir.” (Kaya, ). Söz konusu anonim ürünlerdeki ifadelerde Türk kültürünün genetik şifrelerini, İslam felsefesinin temel paradigmalarını ve bireylerin hayatı algılayış tarzlarını görmek mümkündür. Kültürel belleğin bir temsilcisi olan türkülerin şüphesiz ilk söyleyeni bulunur. “Hem anonim hem de ferdi bir ürün olan türkünün en önemli özelliği ezgisidir. Türkü, halk hayatını, doğumdan ölüme kadar içine alan bir konu genişliğine sahiptir.” (Sever, ). Doğumdan ölüme uzanan hayat yolculuğunun anlatıldığı “Yolcu” adlı türküde de Ertaş, dünyanın fani ve ölümün bir gerçek olduğunu dile getirir. Halk âşıklarının ait olduğu toplumun bilinç ve bilinçaltından beslendiğini kanıtlayan Ertaş’ın “Yolcu” adlı türküsü üzerine bir anlam araştırması yapılabilir. a) Neşet Ertaş’ın “Yolcu” Adlı Türküsünün Tahlili Evren ve içindekiler bilinmezlikleri ile insanı şaşırtmaktadır. İnsanın evrene gelişi, yaşamı yorumlayışı, en nihayetinde ölüm ve ötesi gizlerle doludur. Bireyin bütün bunlara karşı tavrı da çoğu zaman farklı farklı olmuştur. Kimi zaman bir kabulleniş şeklinde yansıyan bu durum kimi zaman sorgulamaya kimi zaman da isyana evirilebilir. Neşet Ertaş, irade dışında gelinen ve içinde pek çok giz bulunan yaşamı Yolcu adlı türküsünde sorgulamaya davet eder. Türkünün birinci dörtlüğünde insanlara şöyle seslenir: “Bir anadan dünyaya gelen yolcu Görünce dünyaya gönül verdin mi? Kimi böyü, kim böcek, kimi kul Merak edip hiçbirini sordun mu?” (Parlak, ) İnsanı “Yolcu” metaforuyla anlatan Ertaş, hayatı mutlaka gidilmesi gereken yol ve yolculuk ile açıklar. Türküye adını veren “yolcu” nun kelime anlamı “yolculuğa çıkmış kimse, yolculuğa çıkmaya hazırlanan kimse” (Türkçe Sözlük, ) şeklinde açıklanır. Neşet Ertaş yolcu metaforuyla ruhlar âleminden dünyaya oradan da ölüme giden insanı anlatır. Yolcu, yol ile ilişkilidir ve dünya hayatı/ömür yol ile sembolize edilir. “Bir anadan dünyaya gelen yolcu” olarak tanımlanan bireye Ertaş; hayatı sorgulamasını, dünyaya gönül vermemesini ve bütün canlıların hakkını korumasına tavsiye 1 Dr. Öğr. Gör., Samsun Üniversitesi/Dilmer, ORCID Özmen, Ferhat; Neşet Ertaş’ın “Yolcu” Adlı Türküsü Üzerine Bir Tahlil Denemesi eder. Ertaş bu tavsiyelerini, insanların bireyleşim sürecini tamamlamasına/kendini tanımasına yönelik gerçekleştirir. Parlak’ a göre Neşet Ertaş’ın yaşamsal ve sanatsal felsefesini kendini bilme ve insan gönlünü tanıma oluşturur. Köklü bir inanca ve temele dayanan bu felsefede her canlıyı Hakk’ın bir parçası görme yatar. Yaşamın en önemli amacı da bir gönle girmek, gönül adamı olmak ve canana gönül vermektir ( 24). Gönül her şeyi içine alan yegâne makamdır. İnsan gönlünü Hak kapısı gören Ertaş, bu olgu bağlamında bütün insanlığı kucaklamış ve gönül adamı olarak ebede yürümüştür. Soru cümleleri ile yolcuyu (bireyi) hayatı sorgulamaya/anlamaya çağıran Ertaş’ın bu tavrı Sokrates’in “Sorgulanmayan yaşam yaşanmaya değer değildir.” sözünü hatırlatır. Yunan düşünür Sokrates (İ.Ö) bilginin her usta bulunduğunu ve bireysel usları doğru düşünmeye yönelterek meydana çıkarılabileceğini savunmuştur. İnsanlar arasında farklıların görünüşte olduğunu, iyilik eğilimin hepsinde bulunduğunu ve bunun ancak bireyin kendini tanımakla kendini bilmekle oraya çıkartabileceğini iddia etmiştir (Hancerlioğlu, ). “Kimi büyük, kim böcek, kimi kul/Merak edip hiçbirini sordun mu?” ifadeleri ile Ertaş, bireyleri varlık âlemine tefekkür davet eder. İnsanın parçası olduğu varlık âlemini doğru okuyabilmesi için onların üzerine merak edip düşünmesi gerekir. İslam inancına göre varlık âlemi bütün boyutları ile birer tefekkür alanıdır. Kuran-ı Kerim’de birçok yerde insanların varlık âlemi üzerine düşünmesi emredilir. “O, yaşatan ve öldürendir; gecenin ve gündüzün değişmesi onun eseridir. Hala aklınızı kullanmayacak mısınız?” (Mü’minun, 80) ve “Siz hiç düşünmez misiniz?” (Hud, 30) vb. ayetlerde insanın dünyaya niçin gönderildiği ve yaşam gayesinin ne olması gerektiği üzerinde düşünmesi istenir. Tefekkür bazı canlıların büyük, bazılarının böcek ve bazılarının da kul olmasının sırrını çözümlemeye yardımcı olur. Bireyin tefekkür yolculuğu evreni ve kendini anlamaya yönelik sorular sorması ile başlar. “Yolcu” adlı türkünün altı mısraında soru cümlelerinin kullanılması, Ertaş’ın bireyleri tefekküre davet ettiğini gösterir. Söz konusu mısralarda soru edatı ile sağlanan istifham/soru sorma sanatı ile Ertaş, tefekkürün önemini vurgulayarak anlatımı güçlendirmeyi amaçlamıştır. İstifham “Duygu ve anlatımı güçlendirmek amacıyla, karşılığında bir cevap beklemeden soru sorma sanatıdır. Daha çok söze çarpıcılık ve akıcılık sağlar.” (Aktaş, ). Halk ozanı Ertaş’ın da yaşam ve varlığa dair soruları insanların bunlara karşı dikkatlerini çekmeye yönelik gerçekleşir. Ertaş, sorduğu sorularının yanıtını isteme amacı gütmez. Bireylerden yaşam ve varlığa dair bilgiyi edinmelerini ve bu bilgileri içselleştirmeleri talep eder. “Soru ifadeleri anlatımı güçlü kılan üslup özelliklerindendir. Dini-Tasavvufi Türk edebiyatında bu üslup özelliklerinden oldukça fazla faydalanılmaktadır.” (Güzel, ). Bu bağlamda Ertaş, soru ifadeleri ile bireylere dünyanın geçici olduğunu ve buradaki yaşamın yolculuktan ibaret sayıldığını telkin eder. Türkünün ikinci dörtlüğünde de ahiret inancına, ruhların ölümsüzlüğüne ve cehennemden sakınmaya vurgu yapılır: “Vücut ölür amma uruhlar ölmez Bunca mahlûkat var, hiçbiri gülmez Cehennem azabı zordur, çekilmez Azap çeken hayvanları gördün mü?” (Parlak, ) Ertaş, “Vücut ölür amma uruhlar ölmez” sözleri ile İslam tasavvufundaki ruh algısına gönderme yapar. “İslam tasavvufuna göre ölüm diye bir şey yoktur, tanrıdan gelen ruh yine tanrıya döner. Bu ruhun karanlıktan çıkıp aydınlığa kavuşmasıdır, fenadan bekaya geçmesidir, gerçek ve sonsuz yaşama başlamasıdır.”(Hançerlioğlu, ). Bedenden ayrılan ruh, dünyada yaptıklarının karşılığına alacak; cennete ya da cehenneme gidecektir. İnsan-ı kâmil olamayan ve hayvanlar gibi bir yaşam süren bireyin cehenneme gideceğinin imlendiği türküde, kötücül eylemlerden uzak durulması tavsiye edilir. Cehennem, öldükten sonra kötülerin cezalandırıldığı/azap çektiği yerdir. Cehennem azabının şiddeti “Başlarının üstünden kaynar sular dökülür.”(Hac, 19), “İşledikleri kötülükler kendileri için açığa çıkmış ve alaya aldıkları (azap) onları çepeçevre kuşatmıştır.” (Zümer, 48) ve “Sonra başından aşağı kaynar suyun azabından dökün.” (Duhan, 48) vb. ayetlerde tasvir edilmiştir. Ertaş, bu azabının zor ve çekilmez olduğunu anlatır. “Azap çeken hayvanları gördün mü?” sorusuyla da cehennem azabının hayvanlara değil insanlara yönelik olduğunu Özmen, Ferhat; Neşet Ertaş’ın “Yolcu” Adlı Türküsü Üzerine Bir Tahlil Denemesi hatırlatır. İnsanın hayvanlardan ayırıldığı ve genetik mirasın vurgulandığı aşağıdaki dörtlükte de Ertaş, her canlının farklı yaratıldığını anlatır: “İnsandan doğanlar, insan olurlar Hayvandan doğanlar, hayvan olurlar Hepisi de bu dünyaya gelirler Ana Hak’tır, sen bu sırra erdin mi?” (Parlak, ) Öğretici bir üslubun hâkim olduğu türküde Ertaş, bireyin davranışlarının genetik mirasla/soya çekimle ilişkili olduğunu vurgular. “İnsandan doğanlar, insan olur/Hayvandan doğan hayvan olur.” sözleri ile davranışların biyolojik temellerinin olduğunu dile getirir. Bütün canlılar onları dünyaya getiren anne ve babaya benzer. Gerek fiziksel özellikleri gerekse kişilik özellikleri ile ebeveynle doğrudan ilişkili olan yavru, insandan doğmuşsa insan; hayvandan doğmuşsa hayvan özellikleri gösterir. Bu ifadelerde aynı zamanda herkes kendi karakter özelliklerini sergiler, mesajı da verilmektedir. Türküdeki “Ana Hak’tır, sen bu sırra erdin mi?” ifadesi, Ertaş’ın insanın yaratılışını ve bu bağlamda dünya yolculuğunu ana arketipi etrafında ele aldığını gösterir. Anne arketipinin özellikleri “dişinin sihirli otoritesinde bir bilgelik ve ruhsal yücelik; iyi olan, bakıp büyüten, taşıyan, büyüme, bereket ve besin sağlayan; sihirli dönüşüm ve yeniden doğuş yeri ile” (Jung, 22) ilgilidir. Bu özelliklerin iyi kavranması ve annelik sırrının çözümlenmesi bireyi insanı kâmil olmaya götürür. İnsan olmayı anne ile ilişkilendiren Ertaş, anne bağlamında kadınları yüceltir. Kadını farklı okuyan Ertaş’ın şu ifadeleri dikkatte değerdir: “Biz erkekler olarak insanoğluyuz. İnsan bizim analarımızdır. Onların canı yaratan can, bizim canımız yaratılmıştır. Biz erkeler insanoğluyuz ve insana benzeriz. Onların yüzü suyu hürmetine biz de insanız.” (Akman, 57). Değerler dizgesinde en üstte yer alan annenin bütün insanların tek temsilcisi olarak kabul edilmesi, kadının yüceltildiğini açıkça gösterir. Türkünün diğer dörtlüğünde de yaşamın sınırlı olduğuna ve dünyanın/bütün bir varlığın faniliğine dikkat çekilir: “Vade tekmil olup ömrün dolmadan Emanetçi, emanetin almadan Ömrünün bağının gülü solmadan Varıp bir canana ikrar verdin mi?” (Parlak, ) Bu dörtlükte Ertaş insan ömrünün sınırlılığını ve bütün varlıkların faniliğini kendi üslubunca dile getirmiş, çeşitli metaforlarla bağlamında ölüm algısını eserine aktarmıştır. Ölümü “ömür bağının gülünün solması”, “vadenin tamamlanmasa” ve “emanetin alınması” şeklinde somutlaştırarak anlatan Ertaş, bu metaforik anlatımla çarpıcı ve etkileyici bir üslup yakalamıştır. “Soyut bir kavram olan ölüm, tecrübe edilen, gözlemlenen nesneler ve olgular üzerinden somutlaştırılarak türkülerde yer bulmuştur.” (Yıldırım, 74). Söz konusu anlatım biçimi “açıklayıcı, düşündürücü, hatırlatıcı veya anlamayı kolaylaştırıcı bir öge olması düşüncesiyle metaforları kullanarak kurulan bir anlatım biçimidir.”(Demir ve Karakaş Yıldırım, ). Ertaş, benzetme ve ilişkilendirme yoluyla hayat yolculuğunun bir gün biteceğini ve yolcunun da menziline varacağını/öleceğini anlatır. Dörtlüğün son mısraında “Varıp bir canana ikrar verdin mi?” diye soran Ertaş, ömür yolculuğu bitmeden bireylere hem kelimeyi şehadet getirip Allah’a ve Resul’üne iman etmelerini hem de bir sevgilinin gönlüne girmelerini tavsiye eder. “Neşet Ertaş, türkülerinde Allah’ın varlığına ve Allah’a iman etmenin önemine dikkat çeker, imani ve ameli hükümlerden oluşan emir ve yasakları, şükretmeyi tavsiye ve telkin eder.” (Cerrahoğlu, ). Can ve cananı sevmeye davet eden Ertaş, bireylere sevgi merkezli bir hayat yaşamayı salık verir. İnsanlara ecel gelecek, boş işlerle zamanınızı kaybetmeyin; yaşam dakikalarını iyi kullanın, can emanetinin değerini bilin ve Canlar Canı’na teslim olun, mesajlarını verir. “Can tasavvufta mutlak hakikatin karşılığıdır.” (Pala, 12). Türkünün son dörtlüğünde Ertaş, dünyanın kimseye kalmayacağını ve insanların garip bir bülbül gibi çile çektiğini ve cehaletin kötücül yönlerini dile getirir: Özmen, Ferhat; Neşet Ertaş’ın “Yolcu” Adlı Türküsü Üzerine Bir Tahlil Denemesi “Garip Bülbül gibi feryat ederiz Cehalet elinde küsm-ü kederiz Hep yolcuyuz; böyle gelir gideriz Dünya senin vatanın mı yurdun mu?” (Parlak, ) Garip, Neşet Ertaş’ın mahlasıdır ve bu mahlası babasının tavsiyesi üzerine kullanmaya başlamıştır. Bir garip olarak dünyaya gelen ve dünyayı mekan tutulacak yer değil de tefekkür edilecek bir yol olarak değerlendiren Ertaş’a göre bütün sıkıntılar ve huzursuzlukların kaynağı cehalettir. Cehalettin karanlığında boğulan, kim olduğunu bilmeyen ve yaratılış hikmetinden habersiz yaşayan bireylerin ne kendilerine ne de topluma faydaları vardır. Bu yüzden Ertaş, cehaletin elinden biran önce kurtulmayı salık verir. Son dörtlükteki “Hep yolcuyuz; böyle gelir gideriz.” ifadesi Türk tasavvuf kültüründeki devir nazariyesini hatırlatır. Keskin’e göre “Yolcu” adlı eser, modern bir devriye metnidir. Eser hem yapısal hem de içerik özellikleriyle devriye niteliği taşır. Eserde bir yolcu olarak tanımlanan insanın devrini sürdürdükten sonra dünyadan göçtüğü anlatılır ( ). Gelip gitmek bütün canlıların ortak kaderidir. Hayat ve ölümle ilgili olan bu olgular, yaşamın zıtlıklarla dolu olduğunu gösterir. “Zıtlıklarla dolu dünya evinde hepimiz, ansızın perdenin üzerimize inmesini bekleyerek oyalanırız. Bu trajik son kaçınılmaz bir yazgıdır.” (Şenocak, ). Gelenekçi bir mirastan yararlanan ve Türk kültür hayatına dair pek çok konuyu eserlerine taşıyan Ertaş, kendine ait üslupla insanlara nutuk verir. Onlara mürşitlik etmeye çalışır. Ertaş’ın öğretici müzikalle bireylere nasihatte bulunması onun abdallık geleneği ile ilişkisini gösterir. Kırşehir abdallarından olan Ertaş, tasavvufi ve dini kimlikle oraya çıkan abdallığın müzikal bağlamdaki modern temsilcisidir. Öğretici müzikal eserleri ile abdalların tarihi süreçte üstlendiği dini görevleri, yüzyılda sazı ve sözü ile yerine getirmeye çalışmıştır. Nitekim Neşet Ertaş, bu türkü için "Ben insanlar öğüt alsın diye yazdım onlar oyun oynamayı seçti." demiştir. Sonuç Halk müziğinin usta isimlerinden biri olan Neşat Ertaş, kendine has tarzıyla saz ve söz ustası olmuştur. Bozkırın Tezenesi kendi deyimi ile bir garip âşık olan Ertaş’ın eserleri sadece ezgisi ile değil içerdiği mesajlar ile de halk müziğinin unutulmazları arasında yer almıştır. Ertaş’ın en çok bilinen ve dinlenen eserlerinden birisi de “Yolcu” adlı eseridir. Eserde irade dışında gelinen ve içinde pek çok giz bulunan yaşam, sorgulanmaya davet edilir. İnsan “yolcu” metaforuyla anlatılarak onun ruhlar âleminden dünyaya oradan da ölüme giden serüveni dile getirilir. Bu yönü ile Türk tasavvuf kültüründeki devir nazariyesini hatırlatan eser, yapısal ve içeriksel özellikleri ile çağdaş bir devriye metnidir. Söz konusu metinde dünyanın fani olduğu, bütün canlıların hakkının koruması gerektiği, davranışlarının genetik mirasla/soya çekimle ilişkili olduğu ve dünya ötesinin düşünülmesi gerektiği vurgulanır. İslam felsefesinin temel değer dizgelerinin (Allah’a ve ahirete iman, bütün canlıların fani olduğu, annenin kutsiyetini vb.) eserin derin yapısına işlendiği görülür. Bu durum âşıkların toplumun bilinç ve bilinçaltından beslendiği gösterir. Dadaloğlu, Köroğlu, Âşık Veysel ve Muharrem Ertaş gibi birçok insan hazinesini barındıran kültürel belleğinin temsilcisi olan Ertaş, halkın duygu hazinesini ve kültürel mirasını ifade eden bu eserleri ile yerelden evrensele uzanarak ölümsüzlüğü yakalamış bir “Yolcu”dur. Söz konusu “Yolcu” öğretici müzikal bir eserleri olan bu türkü ile abdallık geleneğinin modern temsilci olduğunu göstermiştir. Özmen, Ferhat; Neşet Ertaş’ın “Yolcu” Adlı Türküsü Üzerine Bir Tahlil Denemesi Kaynakça Akman, H. (). Gönül Dağında Bir Neşet Ertaş Kitabı. İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayınları Aktaş, H. (). Klasik Türk Şiirinde Edebi Sanatlar. Edirne: Yort Savul Yayınları. Cerrahoğlu, M. (). Yüzyıl aşıklık geleneğinin önemli temsilcilerinden Neşet Ertaş ve türkülerinde işlediği konular, Uluslararası Bozkırın Tezenesi Neşat Ertaş Sempozyumu Bildiriler I., Kırşehir, Demir, C. ve Karataş Yıldırım Ö. (). Türkçede metaforlar ve metaforik anlatımlar. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi / Cilt: 21, Sayı: 4, Aralık , Güzel, A. (). Dini-Tavsavvufi Türk Edebiyatı. Ankara: Akçağ Yayınları. Hançerlioğlu, O. (). Felsefe Sözlüğü. İstanbul: Remzi Kitapevi. Hançerlioğlu, O. (). Dünya İnançları Sözlüğü. İstanbul: Remzi Kitapevi. Jung, C. G.(). Dört Arketip (Çev. Zehra Aksu Yılmazer).İstanbul: Metis Yayınları. Kaya, D. (). Anonim Halk Şfunduszeue.info: Akçağ Yayınları Keskin, A.(). türk tasavvuf kültürü ve devir nazariyesi bağlamında Neşet Ertaş, Sûfî Araştırmaları Dergisi, Sayı, Pala, İ. (). Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü. Ankara: Akçağ Yayınları. Parlak, E. (). Garip Bülbül Neşet Ertaş Hayatı Sanatı Eserleri İstanbul: Demos Yayınları. Sever, M. (). Türk Halk Şiiri. İstanbul: Ankara Üniversitesi Yayınevi. Şenocak, E. (). Âşık Veysel’in şiirlerinde hayat ve ölüm trajedisi. Akra Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi, Türkçe Sözlük (). Yolcu maddesi, Ankara: TDK Yayınları. Yıldırım, A.(). Türkü sözlerindeki metaforik anlatım. Akra Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi, S,

Tüm ülkenin sevgi ve saygısını kazanmış dev bir isim Neşet Ertaş&#; Ölümünün üzerinden 4 sene geçti; hala aynı saygıyla, aynı özlemle anıyoruz büyük ustayı. Babası Muharrem Ertaş da, en az onun kadar büyük bir sanatçıydı. Ve Neşet Ertaş, her zaman babasını örnek aldığını dile getirirdi.

Bu baba-oğulun arası, Neşet&#;in Leyla&#;ya aşık olması yüzünden bozuldu bir dönem&#; Bugün biz, kendi aramızda konuşarak bile iletişim sağlayamazken, o dönemin güzel insanları türkülerle, şiirlerle kuruyorlardı iletişimin en güzel halini.

&#;Ahirim sensin&#;, dinlerken bizi alıp başka diyarlara götüren çok sevdiğimiz bir Neşet Ertaş türküsü. Ve bu türkünün ortaya çıkmasına sebep bir yaşanmışlık var.

Neşet Ertaş, Leyla&#;ya gönül verir ama babası bu duruma şiddetle karşı çıkar. Ve oğluna &#;evladım&#; redifli bir türkü söyler: &#;Aslı bozuk alma dedim evladım&#;

funduszeue.info
Temiz ruhlu, saf kalplisin şöhretsin
Hakkın vardır evlenmeye evladım
Mevlam sana yapanları kahretsin
Aslı bozuk alma dedim evladım

Dokunsalar nazif tene kir gelir
Bizden önce ceddimize ar gelir
Köle olmak şanımıza zor gelir
Aslı bozuk alma dedim evladım

Babasının, Leyla&#;ya &#;aslı bozuk&#; demesi, Neşet Ertaş&#;ı inanılmaz yaralar&#; O da babasına &#;ana&#; ile cevap verir: &#;Analar insandır, biz insanoğlu&#;

funduszeue.info
Ulu arıyorsan analar ulu
Sevmişiz biz onu olmuşuz kulu
Analar insandır biz insanoğlu
Aslı bozuk deme gel şu insana

Aşkı kimden aldın sevgiyi kimden
Aslı bozuk deme gel şu insana
Soracak olursan eğer ki benden
Aslı bozuk deme gel şu insana

Yazımızı felek yazdı Mevlâdan değil
Senin dediklerin evladan değil
Her hata suç bende Leylâ&#;dan değil
Aslı bozuk deme gel şu insana

Muharrem Ertaş, oğlunun bu &#;ulu ana&#; göndermesine boyun eğer ve şöyle der: &#;Küsmedim Neşedim kahrettim sana&#;

funduszeue.info
Küsmedim Neşedim kahrettim sana
Baban değil miydim sormadın bana
Olan olmuş yavrum ne deyim sana
Sen aklını yitirmişin evladım

Neşet Ertaş, babasının isteksizliğine rağmen Leyla ile evlenir. Ancak bir süre sonra ayrılırlar

funduszeue.info

Bu iki büyük sanatçı(aynı zamanda da baba-oğul) arasındaki şiirsel atışma, bu ayrılıktan sonra da sürer&#;

funduszeue.infoa

Ve Neşet, Leyla&#;ya hatanın kendisinde olduğunu söyler: &#;Körümüş gözlerim görmedim seni, boşa mecnun eylemişim ben beni&#;

funduszeue.infon
Bilemedim kıymetini kadrini
Hata benim günah benim suç benim
Eliminen içtim derdin zehrini
Hata benim günah benim suç benim

Bir günden bir güne sormadım seni
Körümüş gözlerim görmedim seni
Boşa mecnun eylemişim ben beni
Hata benim günah benim suç benim

Sonra da Neşet Ertaş, babası ve Leyla arasındaki bu hikayenin sonucunu anlatan türkü çıkar ortaya: &#;Cahildim dünyanın rengine kandım&#;


Cahildim dünyanın rengine kandım
Hayale aldandım boşuna yandım
Seni ilelebet benimsin sandım
Ölürüm sevdiğim zehirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

Sözüm yok şu benden kırıldığına
Gidip başka dala sarıldığıma
Gönlüm inanmıyor ayrıldığına
Gözyaşım sen oldun kahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

Garibim can yıkıp gönül kırmadım
Senden ayrı ben bir mekan kurmadım
Daha bir gönüle ikrar vermedim
Batınım sen oldun zahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

Bu türkünün hikayesi, usta sanatçının hayatına dair küçücük bir kesit belki ama her şeye rağmen, onun düşünce derinliğinin bir kanıtı&#;

Yolcu

Ankara&#;nın Şereflikoçhisar ilçesinde doğdum büyüdüm. Köyüm de Hirfanlı Barajının kıyısında Geçitli (Hamidiye Çiftliği) karşı taraf ise Kırşehir. Anne tarafından akrabalarımızın bir kısmı Kırşehirli biz de Ankaralı. Ortak noktamız ise Neşet Ertaş ile hemşehri olmak.

Çocukluk yıllarımda şehirde bir efsane dolaşırdı, &#;Falancaların düğününe Neşet Usta gelecekmiş.&#; Genelde biraz varlıklı aileler şehir dışından çalgıcı getirirdi. Ya değilse Şereflikoçhisar&#;ın çalgıcılarının da Neşet Usta&#;dan kalır yanları yoktur.

Aynı yanık yürekten çıkar sesler.

Genelde ben düğünlerde davetlilerin yanında değil, çalgıcıların dizinin dibine otururdum. Bunun iki nedeni vardı; birincisi müziğe olan ilgim, ikinci nedenim ise çalgıcıların masasından meze tabağı hiç boş kalmıyordu onlar çalarken ben mezelerin keyfini çıkartıyordum. Akşamın loş ışığında o günler mazide kaldı.

YouTube&#;da bilgisayar ekranı önünde alem yapanlara o benim yaşadığım Türkülü gecelerin hazzını anlatmak biraz zor.

Son dönemde Türkiye&#;de bir &#;milli ve yerli&#; furyası başladı. İşte Neşet Ertaş gerçekten hem milli hem de yerli bir insandı.

Sahneye çıktığında konserin ilerleyen zamanlarında terlemişti, ceketini çıkartmak için seyircisinden izin isteyecek kadar düşünceliydi, bu anlayışı sahneden soyunanlar için konsere koşanlar anlaması mümkün gözükmüyor.

Şeytanın güdümündeki; inkara ve günaha, hayâsız, ahlaksız ve münasebetsiz davranışlara davet eden müzik akımı karşısında, Neşet Usta&#;nın &#;Yolcu&#; türküsü bir manifestodur, bir alternatiftir.

&#;Yolcu&#; türküsü; Türk&#;ün hamurunun İslam ile yoğrulmasının ve İslam&#;ın Anadolu toprağında ne kadar özleşmesinin destanıdır bir nişanıdır.

Müslümanı-Ateisti, inananı-deisti, Türkü-Kürdü, Alevîsi-Sünnîsiyle; Neset Usta&#;nın Türkülerini dinlerken aynı duyguları paylaşmıyor muyuz?

Anadolu&#;da yaşadığımız dert ve ızdırap müşterek değil mi?

Gelelim, Yaşar Kemal, Ertaş&#;ı &#;Bozkırın Tezenesi&#; olarak adlandırdığı Neşet Usta&#;nın, &#;Yolcu&#; Türküsüne.

Yanık bir türkü, gönüldeki bir  heyecan mı yoksa Türk&#;ün ince zekasının bir eseri, büyük bir İslam felsefe destanı mı?

Karar sizin!

Bir anadan dünyaya gelen yolcu, (Evrim teorisi olduğu gibi çökertir..)

Görünce dünyayı gönül verdin mi? (Çok önemli bir soru hangi, yolcu tren istasyonunda kalır? Yani ahiret inancı&#;)

Kimi büyük, kimi böcek, kimi kurt, (Hayvan hakları…)

Merak edip hiç birini sordun mu? (Kur&#;an-ı Kerim&#;de, birçok yerde, &#;Akıl etmez misiniz&#; ifadesi geçmektedir. Neden diye sorgulamak emredilir…)

İnsan ölür ama ruhu ölmez, (Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: &#;Bir kimse, din kardeşinin kabrini ziyarete gider ve mezarı başında oturursa onu tanır ve selamına cevap verir.&#; [İbni Ebiddünya])

Bunca mahlukat var hiç biri gülmez, (Canlıları güldürmek hayatı yaşanır hale getirmek insanın varlık gayesi… Barış ve sevgi…)

Cehennem azabı zordur çekilmez, ( Kur&#;an-ı Kerîm&#;de belirtildiğine göre; &#;Cehennem inkâr edenleri şüphesiz çepeçevre kuşatacaktır. &#; (Tevbe, 9/49))

Azap çeken hayvanları gördün mü? (Geçenlerde sosyal medyada fotoğrafta bir eşeğe 7 kişi binmiş kaç eşek var diye soruyordu.. Allah aklı insana vermiş dert insanda olmalı…)

İnsandan doğanlar insan olurlar, (Genetik miras)

Hayvandan doğanlar, hayvan olurlar, (Herkes karakterinin gereğini yapar, akrep-sokar, yılan-ısırır zehirler.. )

Hepisi de bu dünyaya gelirler, (Birlikte yaşama felsefesi&#;)

Ana haktır sen bu sırra erdin mi? (Tefekküre davet…)

Vade tekmil olup ömür dolmadan,

Emanetçi emanetin almadan,

Ömrünün bağının gülü solmadan,

Varıp bir canana ikrar verdin mi? (İşte burası bir derya bir deniz bir kitap konusu başlı başına… Neşet Usta diyor ki ecel gelecek, boş şeylerle çok meşgul oluyoruz. Dünya işleriyle yaramaz şeylerle vakit kaybediyoruz. Yani gülenlerin, gül yüzün solmadan, lafı çok evirip çevirmeden, Allah’a ve Allah’ın Rasulüne iman et. Din-i İslam de. Unutma, ömrünün dakikaları sayılı. Boşuna harcama onları. Sorarlar öbür tarafta onun hesabını. Var, cananların cananı, Allah’ı  celle celaluhû ikrar et hidayete er.)

Garip bülbül gibi feryad ederiz, (&#;Garip&#; bu  zamanın gariplerine müjdeler olsun&#; Bülbülün feryadının edebiyatımızdaki yerini bilmeyen yoktur… Bülbül gibi feryat ederek dünya gülistana dönecektir.)

Cehalet elinde küsmü kederiz, (Başımıza ne geldiyse cehalet yüzünden geldi. Cehalete karşı eğitim seferberliği şart diyor…)

Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz, (Kimseye kalmayacak bu dünya Neşet Usta&#;ya da kalmadı… bana da kalmayacak sana da kalmaz…)

Dünya senin vatanın mı yurdun mu? (Dünya kimsenin yurdu değil… kabir kapısında geçilecek olan ahiret asıl yurdumuz.. )

Neşet Ertaş&#;ın bu şiirinden benim kıt aklımla anladığım bu kadar bu şiirin hikmetlerini &#;Sen bu sırra erdin mi?&#; diye sırra vakıf olanlar anlar… Sırra vakıf olmak için ise Üstad olmak lazım…

İnşaallah, &#;Vade tekmil olup ömür dolmadan,

Emanetçi emanetin almadan,

Ömrünün bağının gülü solmadan,

Varıp bir Canan&#;a ikrar veririz…&#;

Yunus Erdoğdu – Kiev

“Ahirim Sensin” türküsünün gerçek hikayesini biliyor musunuz? Neşet Ertaş ve babası Muharrem Ertaş’ın bir anısından ortaya çıktı

Bir dönem baba-o&#;lun aras&#; Ne&#;et Erta&#;’&#;n Leyla isminde bir k&#;za a&#;&#;k olmas&#; ile bozuldu. Aralar&#;nda bir gerginlik do&#;an baba ve o&#;ul çareyi türküler arac&#;l&#;&#;&#;yla ileti&#;im kurmakta buldu. Bu a&#;&#;k at&#;&#;mas&#;n&#;n sonucunda ise binlerce kez dinlenen ve her dinleyi&#;inde insanlar&#; bamba&#;ka diyarlara götüren “Ahirim Sensin” türküsü ortaya ç&#;kt&#;.

Bu a&#;&#;k at&#;&#;malar&#;n hikayesi asl&#;nda Ne&#;et Erta&#;’&#;n Leyla’ya a&#;&#;k oldu&#;unu babas&#;na söylemesi ile ba&#;lar. Baba Muharrem Erta&#;, duruma &#;iddetle kar&#;&#; ç&#;kar ve o&#;luna ‘evlad&#;m’ hitab&#;yla bir türkü yazar:

“Temiz ruhlu, saf kalplisin &#;öhretsin
Hakk&#;n vard&#;r evlenmeye evlad&#;m
Mevlam sana yapanlar&#; kahretsin
Asl&#; bozuk alma dedim evlad&#;m

Dokunsalar nazif tene kir gelir
Bizden önce ceddimize ar gelir
Köle olmak &#;an&#;m&#;za zor gelir
Asl&#; bozuk alma dedim evlad&#;m”

Babas&#;n&#;n sevdi&#;i k&#;za ‘asl&#; bozuk’ demesi Ne&#;et Erta&#;’&#; inan&#;lmaz bir &#;ekilde yaralar. O da babas&#;na ‘analar insand&#;r, biz insano&#;lu’ diyerek yazd&#;&#;&#; türküyle cevap verir:

“Ulu ar&#;yorsan analar ulu
Sevmi&#;iz biz onu olmu&#;uz kulu
Analar insand&#;r biz insano&#;lu
Asl&#; bozuk deme gel &#;u insana

A&#;k&#; kimden ald&#;n sevgiyi kimden
Asl&#; bozuk deme gel &#;u insana
Soracak olursan e&#;er ki benden
Asl&#; bozuk deme gel &#;u insana

Yaz&#;m&#;z&#; felek yazd&#; Mevlâdan de&#;il
Senin dediklerin evladan de&#;il
Her hata suç bende Leyla’dan de&#;il
Asl&#; bozuk deme gel &#;u insana”

Muharrem Erta&#;, o&#;lunun ‘ulu ana’ göndermesine boyun e&#;er ve ‘Küsmedim Ne&#;edim kahrettim sana’ sözleriyle üzüntüsünü anlat&#;r:

“Küsmedim Ne&#;edim kahrettim sana
Baban de&#;il miydim sormad&#;n bana
Olan olmu&#; yavrum ne deyim sana
Sen akl&#;n&#; yitirmi&#;in evlad&#;m”

Ne&#;et Erta&#; babas&#;n&#;n kar&#;&#; ç&#;kmalar&#;na ra&#;men Leyla ile evlenir. Ancak bir süre sonra ayr&#;l&#;rlar. Bu ayr&#;l&#;&#;&#;n sonucunu ve hikayesini anlatan “Ahirim Sensin” türküsü günümüze kadar ula&#;&#;r.

ANASAYFAYA DÖNMEK &#;Ç&#;N TIKLAYINIZ

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.