karaciğer kanseri belirtileri / Karaciğer Kanseri Belirtileri, Tanısı, Evreleri ve Tedavisi | Anadolu Sağlık Merkezi

Karaciğer Kanseri Belirtileri

karaciğer kanseri belirtileri

Karaciğer kanseri nedir, neden olur ve nasıl geçer? Karaciğer kanseri belirtileri ve tedavisi

KARACİĞER KANSERİ NEDİR?

Karaciğerin kendi hücresinden kaynaklanan kötü huylu (habis) tümörlere primer (birincil) karaciğer kanseri adı verilmektedir.

Karaciğerin kendi hücrelerinden çıktığı için hepatosellüler (karaciğer hücreli) karsinom adı ile anılır. Sık görülen ve hayati riske neden olan tümör türlerinden biridir. Kişinin karaciğeri sağlıklıysa, bu kanser türüne yakalanma riski çok düşüktür.

Özellikle karaciğer hastalığı olanlar, karaciğeri yapısal bozukluğa uğrayan bireyler (siroz ya da siroz zemini olanlar) karaciğer kanseri riski altındadır.

Bu hastalığın erken teşhisi çok önemlidir. Esas tedavi kanserli dokunun çıkarılmasıdır. Karaciğer hasta olduğu ve fonksiyon olarak kişinin kendisine ancak yettiği için, karaciğerde sadece tümörlü bölümün çıkarılması oldukça zordur. 

KARACİĞER KANSERİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Karaciğer kanserinin erken dönemde çok özgün bir bulgusu yoktur. O nedenle de tanı konduğunda kanser genellikle büyük boyutlara ulaşmış olarak bulunur.

Sıklıkla, kilo kaybı, iştahsızlık, halsizlik, çabuk yorulma, sarılık, karında sıvı toplanması gibi bulgular görülür.

Bazen karın sağ üst tarafında ağrı dolgunluk hissi olabilir. Kanserin zemininde genellikle kronik bir karaciğer rahatsızlığı (örneğin: siroz) bulunduğundan ve bu hastalıklar da genellikle benzer bulgular verdiğinden olay karışabilir.

Kronik hepatit ve erken evre sirozlu hastalar, tümör gelişme riskine karşı 6 ay-1 yıllık periyotlarla radyolojik olarak ultrason ve gerekirse MR, BT gibi yöntemlerle ile takip edilmelidir.

KARACİĞER KANSERİ NASIL SAPTANIR?

Karaciğer kanserinde erken teşhis şansı çok düşük de olsa, özellikle yüksek riskli hastalarda düzenli yaptıracağınız kontrollerle hastalığı ileri evrelere geçmeden yakalamanız mümkün. Hastalığın tanısı ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans ile konulabilir. Ayrıca alfafötoprotein testi de yapılır.

KARACİĞER KANSERİ TEDAVİSİ

Hepatoselüler karsinom (HCC) en yaygın görülen karaciğer kanseridir ve farklı tedavi seçenekleri mevcuttur.

Hastaların en çok yarar gördükleri tedavi yöntemi cerrahi tedavidir. Tümörleri içine alacak şekilde karaciğerin bir bölümünün çıkarılması veya karaciğer nakli tedavi seçenekleridir. Cerrahisinde dikkat edilen geriye kalacak karaciğerin hastaya yetecek nitelikte ve boyutta olmasıdır.

Cerrahinin uygun olmadığı tümörlerde veya bu büyük ameliyatları kaldıramayacağı düşünülen hastalarda kemoterapi, radyoterapi, tümörün yakıldığı yöntemler (ablasyon tedavisi) veya mikroküre ile nükleer tıp tedavileri uygulanabilir.

NTV’yi sosyal medyadan takip edin

TwitterFacebook

Kapsam

Bu bölümde &#;Karaciğer Kanseri&#; ile ilgili bilgileri aşağıda bulabilirsiniz.

Bu bağlamda aşağıdaki bölümler ele alınmıştır:

  • Karaciğer
  • Karaciğer kanseri riskleri ve nedenleri
  • Karaciğer kanseri belirtileri
  • Karaciğer kanseri taraması
  • Karaciğer kanseri tipleri
  • Bir karaciğer kanseri uzmanına görünmeli miyim?
  • Doktorunuza sorunuz

Karaciğer

Karaciğer deriden sonra vücuttaki en büyük ikinci organdır. Sağ akciğerinizin altında bulunur ve bu taraftaki alt kaburgalar ile korunur. Karaciğer sağ ve sol lob olarak adlandırılan iki ana loba bölünmüştür. Bu lobların her biri de ayrıca segmentlere ayrılmıştır.

Şekilde geçen kelimeler (yukarıdan aşağıya doğru):

  1. Özofagus
  2. Pankreas
  3. Karaciğer
  4. Safra kesesi
  5. Onikiparmak bağırsak
  6. Mide
  7. İnce bağırsak
  8. Kalın bağırsak

Sindirim sisteminin kısımlarını gösteren diyagram

  1. Kanı kalbe geri taşıyan hepatik ven (Karaciğer damarı)
  2. Sağ lob &#; Sol lob
  3. Kanı alan hepatik arter (Karaciğer atardamarı)
  4. Kanı bağırsaktan getiren portal ven (Kapı toplardamarı)
  5. Koledok kanalı (Ana safra yolu)

Karaciğerin iki lobu ve kan akışını gösteren diyagram

Karaciğer vücudun kimya fabrikasıdır. Bazıları aşağıda belirtilmiş olan çok sayıda önemli görevi gerçekleştirir:

  • Bazı besin öğelerinin depolanması
  • Vücudun ihtiyacı olduğunda yağların enerjiye çevrilmesi
  • Sindirim ve gıdaların emilimine yardımcı olan bir madde olan safranın üretilmesi
  • Protein yapımı
  • Kanın pıhtılaşmasını desteklemek
  • Vücudun ihtiyacı olan diğer maddelerin üretilmesi
  • Alkol, çok sayıda ilaç ve normal vücut süreçlerinin atık ürünleri de dahil olmak üzere zararlı maddelerin yıkılımı

Karaciğer kanseri riskleri ve nedenleri

Primer karaciğer kanseri nispeten daha nadir görülmektedir. Erkeklerde kadınlara kıyasla daha yaygındır. Tanısı konmuş her kanserden yaklaşık 1 tanesi primer karaciğer kanseridir.

Bir hastalığa yakalanma riskinizi arttıran herhangi bir etmen risk faktörü olarak tanımlanmaktadır. Karaciğer kanseri için risk faktörleri; daha önce meydana gelmiş bir hasardan (siroz) kaynaklanan yara izi, hepatit virüsü enfeksiyonu, anabolik steroidlerin alımı, ailede karaciğer kanseri öyküsü ve sigara kullanımını kapsamaktadır. Hepatit B ya da C virüsü ile enfekte olmuş kişilerin, eğer sigara da içiyorlarsa, karaciğer kanserine yakalanma riski daha yüksektir.

Diğer olası risk faktörleri ise gelişmekte olan bazı ülkelerin içme suyunda bulunan bir zehir olan arsenik, diyabet, aşırı kilolu olma, zayıf bir bağışıklığa sahip olma ve bazı tip doğum kontrol haplarını kullanmayı kapsamaktadır.

Karaciğer kanseri belirtileri

Primer karaciğer kanserinin belirtileri aşağıda verilen faktörleri kapsamaktadır:

  • Açıklanamayan nedenle önemli miktarda kilo kaybı
  • Bir kaç haftalık periyodlar halinde süren iştah kaybı
  • Hasta hissetme
  • Çok az bir yemek olsa dahi, yemek sonrasında tokluk ve şişkinlik hissetme
  • Karında (abdomen) rahatsızlık ya da ağrı
  • Şişkin bir karın (abdomen)
  • Sarımsı cilt (sarılık), koyu renkli idrar ve soluk renkli dışkı
  • Kaşıntı
  • Kronik hepatit ya da siroza sahip bir kişinin sağlığındaki ani kötüleşme
  • Yüksek ateş ve terleme

Bu belirtilerin çoğu belirsizdir ve tamamı enfeksiyon gibi başka bir durumdan da kaynaklanabilir. Ancak bu belirtilerden herhangi birine sahipseniz doktorunuza görünmelisiniz.

Karaciğer kanseri taraması

Tarama; hastalığın erken bir aşamasında, belirtiler başlamadan önce, test edilmesi anlamına gelmektedir.

Herhangi bir kanser tipi için tarama gerçekleştirilmeden önce, doktorların kesin bir teste sahip olması gerekmektedir. Test, hastalığı yakalamak açısından güvenilir olmalı ve kansere sahip olmayan kişilerde yanlış pozitif sonuçlar vermemelidir. Tüm popülasyondaki primer karaciğer kanseri için kullanılacak, yeteri kadar güvenilir bir tarama testi henüz bulunmamaktadır.

Herhangi bir nadir kanser türüne yakalanma riski daha yüksek olan kişilerin taranması en uygun maliyetli olan yoldur. Karaciğer kanseri için daha yüksek risk taşıyan bir grup insan olduğunu bilmekteyiz. Eğer sirozunuz varsa (karaciğer hasarı), doktorunuz her 6 ayda bir test yaptırmanızı önerebilir.

Karaciğer Kanser Tipleri

Primer ve sekonder kanser

Kanserler; kanserin ilk oluştuğu organa ait orjinal hücre tipinin adıyla anılmaktadırlar. Kanser hücreleri primer alandan kopup vücudun diğer kısımlarına doğru hareket edebilir. Bu durum sekonder kanser olarak adlandırılır. Ancak hücreler hala primer kanserin aynı tip hücreleridir ve kanserler orjinal hücre tipine göre tedavi edildiğinden dolayı bu durum önem arz etmektedir.

Hepatosellüler karsinoma

Bu tip kanserler karaciğer kanserinin en yaygın görünen türüdür. Primer karaciğer kanserine sahip her kişiden 85’ine (%85) bu kanser türü tanısı konulmuştur. Erkeklerde, kadınlara oranla daha fazla görülmektedir. Ayrıca ilerleyen yaşlarda daha yaygın olmaktadır.

Diğer karaciğer kanseri tipleri

Karaciğer kanserinin diğer türleri, safra kanalı hattındaki hücrelerde başlayan kolanjiyokarsinoma; karaciğerdeki kan damarlarında başlayan anjiyosarkom (ya da hemanjiyosarkom) ve çok nadir görülen ve genellikle çocukları etkileyen hepatoblastomayı kapsamaktadır.

Bir karaciğer kanseri uzmanına görünmeli miyim?

Pratisyen hekimin kişinin çok ciddi olmayan bir şeye mi yoksa şüpheli bir kansere mi sahip olduğuna karar vermesi çok güçtür. Ancak doktorunuzun size hemen bir uzmana yönlendirmesi gereken bazı özel belirtiler bulunmaktadır. Aşağıda belirtilerin varlığında acilen bir uzmana başvurmanız gerektiğini söylemektedir.

  • Sırt ağrısıyla birlikte ya da tek başına seyreden açıklanamayan karın (abdominal) ağrısı ve kilo kaybı
  • Karnınızın üst kısmında yumru (abdomende)
  • Sürekli olarak hasta olma ya da hasta hissetme hali ve kilo kaybı
  • Tıkanıklıktan kaynaklanan sarılık (ciltte sarı renk)

İdeal olarak 2 hafta içinde acil sevk randevusu almalısınız. Eğer bu belirtileri taşıyor ancak doktorunuzun onları yeteri kadar ciddiye almadığını düşünüyorsanız, bu sayfanın çıktısını alabilir ve randevunuzda yanınızda götürebilirsiniz. Bir uzmana görünmeniz gerekip gerekmediği ve ne kadar sonra görünmeniz gerektiğine birlikte karar verebilirsiniz.

Karaciğer kanseri hakkında doktorunuza ne sorabilirsiniz?

  • Primer karaciğer kanserim olup olmadığını nasıl bilebilirim?
  • Ailemden bir kişi karaciğer kanserine sahip &#; bu benimde bu hastalığa yakalanma ihtimalim olduğu anlamına mı gelir?
  • Primer ve sekonder karaciğer kanseri arasındaki farklılıkları açıklayabilir misiniz?
  • Karaciğer kanseri çoğunlukla başka bir kanser türünden mi yayılır?
  • Primer karaciğer kanseri ne kadar yaygındır?
  • Alkol kullanma karaciğer kanserine yakalanma riskini arttırır mı?
  • Daha önce siroz geçirmişsem bu durum karaciğer kanserine yakalanma riskimi arttırır mı?
  • Karaciğer kanseri açısından taranmalı mıyım?
  • Mevcut tarama testleri nelerdir?
  • Eğer karaciğer kanserine sahipsem, çocuklarım da bu kanser açısından daha fazla risk altında mıdır?
  • Karaciğer kanserine yakalanma riskimi azaltmak için yapabileceğim herhangi birşey var mı?

Kanser hastalığı vücutta birçok farklı organda ortaya çıkabildiği gibi her organda meydan gelen belirtiler farklı olabilir. Bu hastalığın kesin olarak tedavi edilebilmesi için mutlaka erken teşhis edilmesi gerekir. Özellikle karaciğer kanseri en tehlikeli ve aynı zamanda en hızlı ilerleyen kanser türlerinden biridir. Bu sebeple ilk teşhis konulduğu andan itibaren gerekli müdahalelerin yapılması gerekir. Karaciğer kanseri belirtileri genel olarak şunlardır;

  • Üst karın bölgesinde şiddetli ağrılar
  • Karında şişkinlik hissi
  • Karnın sağ üst kısmında sırta vuran ağrılar
  • Açıklanamayan kilo kayıpları
  • İştahsızlık ve yorgunluk
  • Ciltte ve gözlerde sararma
  • Devamlı mide bulantısı

Karaciğer Kanseri Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Karaciğer kanseri karaciğerin kendi hücresinden kaynaklanan kötü huylu tümörler ile meydana gelen bir hastalıktır. Sık görülen ve aynı zamanda hayati riske neden olan bir hastalıktır. İlk zamanlar şiddetli karın ağrıları ile ortaya çıkan bu hastalık ilerleyen zamanlarda karaciğerin işlevini göremez hale gelmesine de neden olabilir. Erken teşhis ile olumsuz etkileri kalıcı olarak yok edilebilen bu hastalık özellikle sırt bölgesinde çok şiddetli ağrılara neden olabilir. Bu ağrılar kimi zaman insanların günlük yaşamlarını sürdüremeyecek kadar ciddi durumlara varabilir.

Online Randevu/Bilgi Al

Karaciğer Kanseri Nasıl Anlaşılır?

Karaciğer tanısı koymak için tıbbi görüntüleme teknikleri uygulanmalıdır. Bunlar ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans gibi işlemlerdir. Bu işlemler kullanıldığı takdirde karaciğerde bulunan tümörler kısa zaman içinde saptanabilir ve son durumları analiz edilebilir. Bunun yanında kan alınarak alfafetoprotein yani AFP işlemleri de karaciğer tümörlerinin saptanmasında etkili yöntemlerdir. Bu yöntemlerin her biri mutlaka uzman doktorlar tarafından ve klinik ortamlarında yapılmalıdır. Erken teşhis koyarak hastalığın en kısa zamanda önlenebilmesi için bu işlemlerin zamanında yapılmaları gerekir.

Karaciğer Kanseri Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Bir kişiye karaciğer kanseri teşhisi konulduğu zaman farklı teknikler kullanarak tedavi edilebilir. Akıllara gelen ilk teknik ameliyat ile karaciğerin tümörlü olan bölümünün alınmasıdır. Ayrıca hastalığın durumuna göre hastaya karaciğer nakli yapmakta başka bir seçenek olarak değerlendirilebilir. Eğer hastalar için cerrahi operasyon uygulama ihtimali yoksa o zaman kemoterapi, radyoterapi, ablasyon, mikroküre veya nükleer tıp gibi işlemlerde uygulanabilir.

Karaciğer Kanseri Risk Faktörleri Nelerdir?

Karaciğer kanseri tedavisi yapılacak olan hastaların bazı kriterleri karşılamaları ve aynı zamanda belli risk faktörlerine dahil olmadıkları konusunda emin olmak gerekir. Yapılacak kontroller ile hastalığa sahip olan kişilerin hangi risk grubuna dahil oldukları anlaşılabilir. Karaciğer kanserinin risk faktörlerini şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Kronik hepatit b enfeksiyonu
  • Kronik hepatit c enfeksiyonu
  • Ailede hepatit b ve karaciğer kanseri geçmişi olması
  • Siroz
  • Obezite

Doktorlar hastaları hakkında yapacakları karaciğer kanseri tedavilerinde mutlaka bu risk durumlarını kontrol ederek bu bilgilere göre bir yol izlerler.

Çetin Altunal Ödül

Yılı Genel Cerrahi Uzmanı Ödülü Sahibi  Çetin ALTUNAL&#;dan Mide Botoksu, Hemoroid ve Kıl Dönmesi başta olmak üzere tiroid hastalıkları, meme kanseri, safra kesesi hastalıkları, fıtık tedavileri ve bimodal mide botoksu tedavileri için randevu ve detaylı bilgi almak için buraya tıklayın.

Direkt iletişime geçmek için;
Tel : +90 () 87 97
Mail : [email&#;protected]

PaylaşTweetPinReddit

Karaciğerde kitle tehlikeli midir?

Hacmi olan her şey bir kitledir (tümör). Bu kitlelerin içi sıvı dolu (kistik), katı (solid) veya bu ikisinin birleşimi şeklinde olabilir. Kitle (tümör) kanser demek değildir. Bir kitlenin radyolojik özellikleri, kişinin hastalık geçmişi ve bazı kan değerleri hekimlere kitlenin kanser olup olmadığı hakkında ipuçları verir. Bazı bulgular o kadar özeldir ki onların varlığında kitle kesin iyi huylu (benign) ya da kesin kötü huylu (malign / kanser) demek mümkün olur. Bazen de birkaç farklı görüntüleme yöntemi uygulanmasına rağmen kesin karar verilemez ve emin olmak için biyopsi yapmak gerekir. Biyopsi genellikle ultrason ve nadiren de bilgisayarlı tomografi eşliğinde iğne ile alınır. Karaciğer dokusu gevrektir, çok kanlanan bir dokudur, bazı karaciğer hastalıkları ve kitleler kanamaya meyillidir, bazı karaciğer hastalarında pıhtılaşmanın en önemli bileşeni olan trombositler sayı olarak yetersizdir, bazı kitleler büyük damaralara komşudur, hatta damar yumağından oluşmuştur. Yani karaciğer biyopsisi kanamaya eğilimlidir, dikkatli olmak ve işlem sonrası dikkatli takip etmek gerekir.

Karaciğerdeki kitlelerin çoğu iyi huyludur. En sık iyi huylu kistik kitle, basit karaciğer kisti, en sık iyi huylu solid kitle hemanjiomdur. Karaciğerde görülen malign (kanser, kötü huylu) kitlelerin neredeyse %95’i (bu oran çeşitli serilerde %60’tan %95’e kadar değişmektedir) başka organ ve doku kanserlerinin karaciğere sıçramasına (metastazı) bağlıdır. Dolayısı ile karaciğerde bir kitle görüldüğünde radyolog hem bu kitlenin özelliklerine bakarak hem de diğer organ ve dokulara bakarak hangi kanserin metastazı olduğunu söyleyebilir. Karaciğerde görülen malign kitlelerin yaklaşık %5 (bunun için de %5’ten %40’a kadar değişik oranlar verilmektedir) kadarı doğrudan karaciğerden kaynaklanan tümörlerdir. Oranlar değişse de kesin olan karaciğerdeki malign kitlelerin çoğu karaciğer dışı sebeplere bağlıdır. Karaciğerden kaynaklanan en sık malign tümör ise karaciğer hücrelerinden (hepatosit) köken alan hepatoselüler kanserdir (HCC).

Karaciğer kanseri nedir?

Karaciğer kanseri, hekim olmayanların karaciğerde görülen kötü huylu hastalıklara verdiği ortak bir isimdir. Karaciğer kanserleri kabaca karaciğerden kaynaklananlar (primer) ve başka yerden karaciğere metastaz yapmış (sekonder) olanlar diye ikiye ayrılabilir. Çoğu metastatik tümörlerdir. Dolaşıma geçebilen ve gittiği yerde tutunabilen her kanser karaciğere de metastaz yapabilir. Metastatik karaciğer tümörleri (sekonder) en sık kolorektal, meme ve over kanserlerine bağlıdır. Ama pankreas, mide, akciğer, tiroid gibi her organ veya kas, kemik, damar ve bağ dokusu gibi her dokunun kanseri de karaciğere metastaz yapabilir.

Erişkinlerde primer kanserlerin çoğu (%) hepatoselüler kanserdir (HCC), karaciğer hücrelerinden (hepatosit) köken alır. Karaciğer içindeki safra yollarında köken alan kolanjio karsinom primer karaciğer kanserlerinin %’si kadarını oluşturur. Karaciğerdeki damarlardan köken alan anjiosarkom da %1 sıklıktadır. Tüm primer karaciğer kanserlerinin görülme sıklığı ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de yeni tanı alan tüm kanserlerin ancak % kadarını, kanserden ölümlerin de % oluşturmaktadır. Çocuklardaki primer karaciğer kanserlerinin çoğu (%75) hepatoblastomdur, embriyonel kaynaklı bir tümör olup karaciğer kök hücrelerinden geliştiği düşünülmektedir.

Karaciğer kanseri belirtileri

Kitlelerin boyutu ve yerleşimi şikayetlerde temel belirleyicidir. Karaciğerin çevresinde mide, oniki parmak bağırsağı (duodenum), kalın bağırsak (kolon), sağ böbrek ve böbrek üstü bezi, karındaki en büyük toplardamar (vena kava inferior) ve diyafram (karın boşluğu ile akciğerleri birbirinden ayıran yapı) bulunmaktadır. Karaciğerin ürettiği safra safra yolları ile karaciğerden çıkıp duodenuma açılır. Karaciğerdeki kitleler bu doku ve organlara basarak veya invaze ederek (kanserli dokunun komşu yapılara temas yolu ile ilerlemesi) şikayetlere yol açabilir.

Kötü huylu kitleler (kanserler) bulundukları yer ve büyüklükten bağımsız olarak çok enerji tüketirler, bu da hastada kilo kaybına ve güçsüzlüğe neden olabilir. Ayrıca:

  • İstemeden kilo kaybetmek,
  • İştah kaybı,
  • Karında sağ üst kadranda ağrı,
  • Ele gelen bir kitle,
  • Bulantı,
  • Kusma,
  • Genel halsizlik, güçsüzlük,
  • Karında şişme,
  • Sarılık (gözün beyaz kısmında ve ciltte)
  • Krem-beyaz renkte (akolik) dışkılama diğer belirtilerdir. 
     

Günümüzde pek çok hasta kitleye bağlı bir şikayeti olmadan, çeşitli nedenlerle yapılmış görüntüleme yöntemleri ile tanı almaktadır.

Karaciğer kanseri risk faktörleri

Hepatosellüler (karaciğer hücreli) karsinom (HCC), karaciğerin en sık görülen primer kanseridir. Dünyada ülkeler bazında değişiklikler olmakla birlikte % oranında kronik karaciğer hastalığı (siroz) ile birlikte görülür. Genellikle 60 yaş sonrası, en sık 85 yaşlarda görülür. Ama bazı kalıtsal hastalıklarda (tirozinemi gibi) daha çocukluk çağında bile olabilir. Hepatoselüler kanser gelişiminde risk faktörleri şunlardır:

  • Kronik hepatit B ve hepatit C enfeksiyonu
  • Herhangi bir nedenle gelişmiş siroz
  • Bazı kalıtsal olarak geçen hastalıklar (hemakromatozis ve Wilson Hastalığı gibi)
  • Diyabet
  • Alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı (NASH; non-alcholic steato hepatitis)
  • Aflatoksinler (iyi koşulda saklanmayan tahıl ve kuruyemişlerde küflerin ürettiği zehirli madde)
  • Yıllarca sık tüketilen yüksek miktarda alkol.


Karaciğer kanserinden korunmak mümkün mü?

Bu soruya kesinlikle evet denemez ama hepatoselüler kanser gelişimi için bilinen risk faktörlerini azaltmak, kanser gelişme riskini de azaltacaktır. Dolayısı ile korunma adına alkol kullanımını kesmek veya en azından azaltmak önemlidir. Kadınlarda günde bir, erkeklerde iki içkiden fazlası alınmamalıdır. Hepatit olmayı engelleyecek her türlü çaba işe yarayacaktır. Yani hepatit B aşısı olmak, cinsel partnerinizin bulaşıcı hastalık açısından sağlık durumunu bilmek, tek kullanımlık enjektörlerden başkasını kullanmamak (ilaç bağımlıları için) hijyen kurallarına uyan yerlerde traş olup, dövme yaptırmak önemlidir. Günümüzde hepatit C ve kısmen de hepatit B için tedaviler uygulanmaktadır. Bu tedavileri almak da koruyucu etkiye sahip olacaktır.

Hepatoselüler kanser için riski olanlarda tarama ile erken tanı konabilir mi?

Herkesi karaciğer kanseri açısından bir tarama testine sokmanın faydası olmadığı gösterilmiştir. Ancak HCC riski yüksek olanlarıda düzenli tarama erken tanı koydurup hayat kurtarıcı olabilir. Bu nedenle şu üç grup hastada düzenli tarama yapılmalıdır:

  • Hepatit C hastaları,
  • Hepatit B hastaları
  • Sirozu (kronik karaciğer hastalığı) olan hastalar.


Sirozu olanlarda tarama için uluslararası bir uzlaşı protokolü belirlenmiştir. Buna göre ömür boyu, altı ayda bir ultrasonografi ile karaciğeri görüntülemek ve HCC’de çoğunlukla artan alfa feto protein (AFP, α-fetoprotein) kan düzeyini takip gerekmektedir. En yüksek risk, alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı sirozudur. Bunun dışında sirozu olmayan kronik hepatit B hastaları, batı dünyasında ve Japonya’da hepatitlerin çoğunu oluşturan hepatit C hastaları, HCV için çok işe yarayan anti-viral tedavisi sonrası HCV’si ortadan kalkan hastalar gibi çeşitli hasta gruplarında da bu taramaları önerenler vardır. Dolayısı ile doktorlar hastalarının özel durumlarına göre bir tarama programı belirleyip yürütecektir

Sirotik karaciğerde ultrasonografi ile HCC gelişimini saptamak deneyim gerektirir. Karaciğerde siroz olunca vücut bununla baş etmek için yenilenmeye çalışır ama karaciğer dokusundaki sertlik (fibrozis) bu yenilenmenin nodüller şeklinde gelişmesine (rejenerasyon nodülleri) izin verir. Bu nodüllerle, HCC odakları radyolojik olarak birbirine benzeyebilir. Takip için kullanılan tümör belirteçlerinden AFP hastaların %5 kadarında hiçbir zaman yükselmeyebilir. Yani radyolog veya klinisyen şüphede kaldığı zaman ultrasonografiden sonra BT, MR hatta PET gibi görüntüleme yöntemlerini kullanabilir, hala ortada kalınan vakalarda da nodüllerden biyopsi yapabilir.

Karaciğer kanserinin cerrahi tedavisi

Hepatoselüler kanserde altın standart tedavi seçeneği, cerrahi olarak HCC odağının çıkartılmasıdır (rezeksiyon). Aslında karaciğer rezeksiyonu sadece HCC için değil tüm karaciğer malign tümörlerindeki (kötü huylu, kanser) en etkili tedavi seçeneğidir. Karaciğerden bir kitle rezeke ederken karar vermede dört konu önem taşır. Bunlar:

  • Tümörün boyutu
  • Tümör odağı sayısı
  • Tümör veya tümörlerin yerleşimi
  • Karaciğerin fonksiyonel kapasitesidir.
     

Karaciğerden bir kitle çıkartılırken yapılacak rezeksiyonun büyüklüğü geride kalacak karaciğer dokusunun hacmini belirler. Karaciğer büyük bir doku olmasına rağmen rezeksiyonu takiben belirli bir hacmin altına düşerse ameliyat sonrası karaciğer fonksiyonlarında yetmezliğe, dolayısı ile hayatla bağdaşmayan sonuçlara yol açabilir. Rezeksiyon sonrası geride kalacak karaciğer hacmini kitlenin boyutu, sayısı ve karaciğer içindeki yerleşimi belirlemektedir. Ameliyat öncesi yapılacak görüntüleme yöntemleri ile ameliyat sonrası ne kadar bir karaciğer hacmi kalacağını belirlemek mümkündür.

Geride kalan hacmini bazen tümörün sayısı ve büyüklüğünden çok kitlenin yerleşimi belirler. Karaciğere gelen ve karaciğerden çıkan kan damaraları ile karaciğerden çıkan safra yollarının tümör veya tümörler ile ilişkisi bazen tümörün kendi hacminden bağımsız olarak çok geniş dokuların çıkartılmasını gerektirir. Bazı özel noktalara yerleşen tümörlerin boyutu çok küçük olsa bile geride kanser bırakmadan (R0) rezeksiyonu mümkün değildir. Dolayısı ile tümörün hacmi ve sayısı kadar nerede yerleştiği de rezeksiyonu değerlendirirken çok önemlidir.

Anatomik özelliklerin önemini açıkladıktan sonra karaciğer fonksiyonel durumunun da önemini açıklamamız gerekiyor. Aynı hacimdeki normal karaciğer dokusu ile kronik karaciğer yetmezliğinin çeşitli evrelerindeki karaciğer dokusunun, yağlı bir karaciğerin veya kemoterapi almış bir hasta karaciğerinin fonksiyonel kapasitesi birbirinden çok farklıdır. Kronik karaciğer yetmezliği, yağlanma veya kemoterapi süresi arttıkça fonksiyonel kapasite düşer. Dolayısı ile de fonksiyonel kapasite azaldıkça, kronik karaciğer hastalığı ilerledikçe geride bırakılması gereken karaciğer hacmi artar. Öyle ki, ileri evre yetmezliklerde küçük bir karaciğer hacminin rezeksiyonu dahi tolere edilemez, rezeksiyon değil her ameliyat hayati olarak risk yaratır.

Bu nedenlerle karaciğerde HCC’si olan hastanın tedavisini planlarken ilk bilmemiz gereken konu hastada karaciğer yetmezliği var mı yok mu sorusunun yanıtıdır. Eğer kronik karaciğer yetmezliği varsa ikinci önemli nokta bunun derecesinin ne olduğudur.

Child-Pugh skorlama sistemi nedir? Karaciğer kanseri evrelemesi

Karaciğer fonksiyonlarını çeşitli açılardan değerlendiren pek çok yöntem tanımlanmıştır. Bunlardan en çok kullanılan Child-Pugh skorlama sistemidir. Bu skorlama sisteminde hastanın:

  • Total bilirubin düzeyi
  • Albumin düzeyi
  • INR düzeyi
  • Karında asit (sıvı) varlığı
  • Ensefalopati (beyin işlev bozukluğu) durumuna göre 1 ile 3 arası puanlar verilir. Toplamda alınan puan ise hasta A, ise B ve ise C evresinde kabul edilir.


Child-Pugh skorlama sistemi aslında hastanın bir ve iki yıl içinde hastalığa bağlı yaşamını kaybetme olasılığını gösteren bir skorlamadır. Evrelere göre bir ve iki yıllık hasta sağkalımları şöyledir:

  • A evresi için % ve %85,
  • B evresi için %80 ve %60,
  • C evresi için de %45 ve %30’dur.


Bu evreleme dolaylı olarak fonksiyonel kapasiteyi gösterdiği için cerrahi sonrası kalacak hacim de evrelere göre şu şekilde revize edilmektedir; Normal karaciğer dokusu zemininde HCC gelişirse cerrahi sonrası geride nativ (doğuştan gelen, ameliyat öncesi hal) karaciğerin %25’i kalsa dahi hasta hayatta kalabilir. Child-Pugh A evresinde ise geride nativ karaciğerin en az %40’ı kalmalıdır. Child-Pugh B ise ancak sınırlı rezeksiyonlara izin verilir. Child-Pugh C ise rezeksiyon yapılamaz. Tüm bu nedenlerle HCC saptanan hastaların ancak % kadarında cerrahi rezeksiyon mümkün olmaktadır.

Karaciğer kanserli hastaya karaciğer nakli yapılabilir mi?

Çeşitli koşullar varlığında HCC’li hastada karaciğer nakli kür sağlayan (hastalığı tamamen ortadan kaldıran) bir yöntem olarak kendini ispatlamıştır. HCC çoğunlukla (%) kronik karaciğer hastalığı zemininde ortaya çıkan bir kanserdir. Yani kronik karaciğer hastalığı kansere yol açan bir özellik yaratmaktadır. Dolayısı ile zemin bozukken HCC odaklarını çıkartmak (rezeksiyon veya ablasyon yöntemleri) aslında mantıken gelecekte HCC‘nin nüks edeceğini kabul ederek yapılan bir tedavidir. Yine mantıken zemin düzeltilirse, yani karaciğer nakli ile sağlam karaciğer dokusu kazandırılabilirse, yeni HCC gelişim olasılığı da azalacaktır.

Çalışmalar erken evre HCC’lerde karaciğer nakli sonuçlarının fevkalade iyi olduğunu göstermektedir. HCC evresi ilerledikçe (tümör çapı ve/veya sayısı arttıkça) karaciğer naklinin tümör açısından başarısı düşer yani hastalık tekrarlamaya başlar. Yine de uzak metastaz yapmamış ileri evre HCC’lerde dahi karaciğer nakli hiçbir şey yapmamaktan daha iyi sonuç vermektedir. Burada akla o zaman neden her HCC’ye nakil yapılmıyor sorusu gelebilir, yanıtı basit ama üzücüdür. Yeterli organ olmadığı için HCC hastaları arasında bundan en çok fayda görecek hasta grubuna nakil yapılması mecburiyeti vardır.

Organ naklinde bilindiği gibi iki türlü organ kaynağı vardır; biri kadavra, diğeri canlıdır. Herkesin uygun bir canlı vericisi olmadığı için ve canlı karaciğer nakli verici ameliyatı çeşitli komplikasyonlara gebe olduğu için bu karar sıradan bir ameliyat kararı gibi kolay değildir. Kadavra organ çok az bulunduğundan nüks etme olasılığı düşük, çok sınırlı ve erken evredeki HCC hastasına kadavradan karaciğer nakledilmesine izin verilmektedir. Eğer uygun bir canlı verici varsa ve hem verici, hem de alıcı artmış nüks olasılığı ile ameliyata bağlı komplikasyon olasılıklarını kabul ediyorsa tecrübeli merkezlerde, karaciğerin içine sınırlı tüm HCC hastalarında canlıdan karaciğer nakli yapılabilmektedir. Tümörün evresi büyüdükçe nakil sonrası HCC’nin nüks etme olasılığının arttığı ve nüksün ortaya çıkacağı zaman aralığının kısalacağı kabul edilmesi gereken iki gerçektir. Nüks yeni nakledilen karaciğerde veya akciğer, kemik ve periton yüzeyi gibi diğer organ ve dokularda olabilir. Bu olasılığın yüksek olduğunu gösterebilen tümör çapı ve sayısından başka pek çok parametre saptanmıştır. Hekimler nakil kararı alırken bunları da değerlendirmektedir.

Hepatoselüler kanserli (HCC) hastada Milan Kriteri nedir?

Karaciğer nakli ’larda ilk kez başlatıldığında çok zor ve ölüm riski yüksek bir ameliyat olduğu için vakalar neredeyse ölmesi doğal kabul edilen, ileri evre HCC hastalarından seçilmişti. Karaciğer nakli teknik olarak yapılabilir hale geldiğinde görüldü ki bu grup HCC hastalarında nakil başarılı olsa bile hastalık kısa sürede nüks ediyordu Bu nedenle HCC’li hastalara nakil yapılmasının uygun olmadığına karar verilmek üzereydi. yılında daha dünyada yapılan toplam karaciğer nakli sayısı üç-dört binlerdeyken, İtalya Milan Üniversitesinde bir cerrah (Mazeffero), iki yıllık bir çalışma ile kırk kadar, belirli sayı ve büyüklükteyken saptanmış HCC hastasına, HCC olmayanlar kadar güvenle karaciğer nakli yapılabileceğini gösteren bir çalışma yayımladı. Bundan sonra bu kriterler hemen her ülkede kadavradan nakil için HCC’li alıcıların belirlenmesinde bir kural olarak kullanıldı.

Milan Kriteri ile kastedilen aslında erken evre HCC’dir ve her kanserde olduğu gibi erken evrede yakalanan kanserin kür (tamamen iyileşme hali) şansı daha geç evrede yakalananlara göre yüksektir. Ülkemizde de Milan Kriterleri içinde olan HCC hastasına, uygun kadavra karaciğer çıkarsa nakil yapılmaktadır. Hasta Milan dışıysa evresini düşürmek için (downstaging) çeşitli tedaviler uygulanabilir, işe yararsa Milan Kriteri içindeki hastalar gibi kadavradan nakil olabilir. Eğer hasta Milan Kriteri içinde olmasına rağman kadavradan başka (canlı verici) şansı yoksa, listede beklerken ilerleme olasılığını azaltmak için (bridging, köprüleme) çeşitli tedaviler denenebilir. Kadavra beklerken Milan kriteri dışına çıkarsa hasta kadavradan nakil şansını kaybeder.

Karaciğer kanserinin ameliyatsız tedavisi

Tedavide altın standart rezeksiyon olmasına rağmen, çok sınırlı bir hasta grubunda (%) cerrahi dışı tedavi mümkün olduğu için diğer yöntemlere daha sık başvurulur. Bu nedenle HCC tedavisini birazdan anlatacağımız tüm tedavi seçeneklerini birlikte düşünme ve uygulama olanakları bulunan, bu konuda deneyimli ekipler planlamalıdır. Aksi taktirde hastalar başvurdukları ekiplerin olanak ve deneyimleri çerçevesinde bir tedaviye mahkum kalır.

Karaciğer kanserinde lokal ablasyon (hastayı ameliyat etmeden veya ameliyat sırasında radyolojik yöntemleri kullanarak tümörü ortadan kaldırma yöntemleri) lokorejiyonel tedavi (hastanın damarından anjiyografik yöntemlerle girilerek karaciğerdeki tümörüne ilaç veya radyoaktif madde vermek) ve kemoterapi seçenekleri mevcuttur. Lokorejiyonel tedavileri, lokal ablasyon yöntemleri, kemoebolizasyon (TACE) ve radyoembolizasyon (TARE) olarak sınıflandırabiliriz.

Lokal ablasyon yöntemleri girişimsel radyolojinin çeşitli tekniklerle karaciğerdeki tümörü lokal olarak tedavi etme çabasıdır. Bunlar:


En sık mikrodalga ablasyon, radyofrekans ablasyon ve alkol enjeksiyonu uygulanmaktadır. Bu yöntemin başarılı olabilmesi için sayı boyut ve yerleşim çok önemlidir. MWA ve RF’te ise yakılacak odak cmden küçük olduğu taktirde başarı şansı çok artar. Her iki yöntem için de tümörün karaciğerin yüzeyinden (derin yerleşimli) ve büyük damarlardan uzak olması gerekir. Damara yakın olan tümörlerde ablasyon için yeterli yüksek ısıya ulaşılamamaktadır. Tümör odak sayısı üçten az ve boyut küçükse bu yöntemlerle yapılan tedavi, cerrahi rezeksiyon kadar etkili olmaktadır. Yüzeydeki kitlelerde komşu olan diyafram, kalın bağırsak, duodenum ve mide yanabileceği için MWA ve RFA tercih edilmez. Gerektiğinde yüzeydeki kitleler için alkol enjeksiyonu veya çevre dokuyla arasına balon koyup MWA veya RF yapılmaktadır. Alkol enjeksiyonu, MWA veya RFA kadar homojen etki göstermediği için başarısı onlar kadar yüksek değildir.

Lokal ablasyon yöntemleri ile gereğinden fazla karaciğer dokusu çıkartılmamış ve hasta ameliyat edilmemiş olur. Korunacak her karaciğer hacmi fonksiyon açısından önemlidir. HCC’li hastalarda yapılacak her ameliyatın yaratacağı yapışıklıklar ileride gerekebilecek nakil sırasında işleri zorlaştıracaktır. Girişimsel radyolojinin yaptığı perkütan (lokal anestezi altında ciltten geçilerek yapılan) işlemler bu açıdan da avantaj sağlar.

Bazen cerrahi rezeksiyon ve lokal ablasyon yöntemlerinin birlikte uygulanması gerekir. Kronik karaciğer zemininde karaciğer hacmini korumak için büyük kitleler cerrahi ile küçük ve derin yerleşimli olanlar ameliyat sırasında lokal ablasyon yöntemleri ile tedavi edilebilir. Ameliyat sırasında büyük damarlara komşu olan kitlelere de lokal ablasyon başarı ile uygulanabilir. Bunun için karaciğere giren damarlara geçici süre ile klemp konup (Pringle manevrası) kan akımı kesilir. Böylece büyük damarların içinden geçen kan işlem sırasında ısıyı düşürüp yöntemin etkinliğini azaltmaz ve perkütan yapılsa başarısız olacak yöntem ameliyat ile başarılı hale geçer.

Kemoembolizasyon nedir? (Trans arterial chemo embolisation-TACE)

Hastanın kasık atardamarından lokal anestezi altında bir kataterle girilip karaciğerde tümörü besleyen arter bulunur, buradan yüksek doz kemoterapi verilip daha sonra da bu arter çeşitli yöntemlerle tıkanarak (embolize edilerek) tümörün beslenmesi bozulmuş olur. İşlem ağrısızdır ama işlemden sonra sağ üst kadranda ağrı, bulantı, kusma ateş ile karakterize “embolizasyon sonrası sendromu” gelişebilir. İşlem bazen tümörü tamemen yok eder bazen de küçültür.

Radyoembolizasyon nedir? (Trans arterial radio embolisation-TARE)

Kemoembolizasyondaki gibi kasıktan lokal anestezi altında girilen bir kateter ile karaciğere ve tümörü besleyen damara ulaşılır. Radyoaktif Yttrium Y90 içeren mikro küreler buradan damar içine verilir. Küreler tümör dokusu içinde takılı kalarak hem damarları embolize etmiş hem de içerden radyoterapi uygulamış olur. Diğer adı “intra-arterial brachytherapy”dir.

Hem TAKE hem TARE belirli durumlar varlığında yapılabilir ve işe yarar, hem de kendine özel yapılmaması gereken durumlar vardır. Bu nedenlerle HCC tedavi planlaması çok özeldir. Cerrah, hepatolog, radyolog, girişimsel radyolog, tıbbi onkolog, nükleer tıp uzmanı ile anestezi ve reanimasyon uzmanı ortak bir konseyle bu hastaların tedavisini planlamalıdır.

Karaciğer kanseri tedavi edilebilir mi?

HCC bir kanserdir, erken evrede yakalanan pek çok kanser gibi tamamen iyi olma şansına sahiptir. Erken evrelerde cerrahi (rezeksiyon veya transplantasyon) ve lokorejiyonel tedaviler ile, geç evrelkerde de lokorejiyonel tedaviler ve kemoterapi ile hastalarda tam iyileşme, bunun mümkün olmadığı hastalarda da ömrü uzatıp ve şikayetler hafifletilmektedir.

Hepatoselüler kanserli (HCC) hastada nasıl bir ameliyat yapılır?

HCC’de iki çeşit ameliyat vardır. Bunlar rezeksiyon ve transplantasyondur.

Rezeksiyon yani tümörün cerrahi olarak çıkartılması yapılabilen her hastada en uygun tedavidir. Rezeksiyon yaparken karaciğerin normal bir karaciğer dokusu mu yoksa sirotik mi olduğu çok büyük önem taşır. Normal karaciğer dokusunda gelişmiş bir HCC varsa geride bırakılacak karaciğer dokusu mevcut olanın %25’i kadar küçük olabilir. Böyle bir durumda karaciğeri rezeksiyonu karaciğerin anatomik sınırları hesaba katılarak yapılır ve daha iyi sonuç verir. Çünkü anatomik sınırların dikkate alındığı rezeksiyoınlarda hastalığpın cerrahi tedavisi daha başarıldır. Zeminde kronik karacişğer hastalığı varesa burada yetmezliğin evresine göre Child A’da geride %40 karaciğer bırakmak gerekir, Child B’de ancak sınırlı bir rezeksiyon yapılabilir Child C’de ise rezeksiyon mümkün değildir. Bu nedenlerle sirotik hastada cerrahi 1 cmlik pay azru edilir ama sınırların temiz olması bile yeterli kabul edilir (non anatomik rezeksiyonlar) Hem bu sınırlı rezeksiyon hem de kronik karaciğer hastalığının HCC geliştirme olasılığının yüksek olması sirotik hastalarda HCC’nin daha sık nüksüne yol açar.

Transplantasyon, kronik karaciğer zemininde gelişmiş HCC için en ideal tedavidir ancak burada sorun organ bulmaktır. Ülkemizde kadavra organ sıkıntısı çok büyüktür. Yılda yaklaşık kadavra temin edilebilmekte buna karşın bin karaciğer hastası organ beklemektedir.

HCC ancak erken evredeyken (Milan kriterleri içindeyken) kadavradan nakile izin verilmektedir dolayısı ile ülkemizde HCC’li olup kadavradan nakil olabilmek piyangoda büyük ikramiye kazanmak kadar zordur. Alternatif yöntem canlıdan karaciğer naklidir. Canlıdan nakil için uygun bir karaciğer bulmak gerekir. Akrabalar arasında veya etik kurulların onayladığı yakın arkadaşlar arasında canlıdan nakil mümkündür. Burada verici için çeşitli özellikler gerekir. En temel özellik vericinin hiçbir hastalığı olmamasıdır. Bundan sonra kan grubu uyumu gerekir. O kan grubundaki bir alıcı sadece O grubundan alabilir. AB grubundaki alıcı her gruptan (A, B, AB ve O), A ve B grubundakiler ise kendi grubu ve O grubundan alabilir. Rh faktörü önemli değildir. Bu iki gereklilik yerine geliyorsa bu kez vericinin karaciğer hacmine sıra gelir.

Karaciğer vericisi karaciğerinin bir kısmını verdikten sonra ona yetecek kadar bir kısım sağlıklı olarak kalmalıdır. Bu oran pek çok merkezde %40 olarak kabul edilmektedir. Yani eğer vericinin gr karaciğeri varsa bunun en çok gramını verebilir. Bu oranı %30’lara kadar çeken merkezler vardır ancak bilinmelidir ki her düşük yüzde verici için riskin artması demektir. Bu hesaplama aslında aynı zamanda alıcı için de önemlidir. Alıcıya da kendi vücut ağırlığının %1’i kadar bir karaciğer nakletmek gerklidir. Yani 80 kg’lık birisine gramlık bir karaciğer parçası nakledilmelidir. Burada da %1’lik oranı % hatta % ‘ya kadar indiren merkezlewr vardır ama bu durumda da alıcıya takılan yeni karaciğerin yetmezliği söz konusu olabilecektir. Yani hastalığı olmayan ve kan grubu uyan bir verici adayı hacimsel olarak yeterli karaciğere sahipse bundan sonra damar yapılarının ve safra yollarının da nakil için uygun bir anatomik özelliğe sahip olup olmadığını değerlendirmeye gelir. Bu da uygunsa tüm kan ve görüntüleme yöntemleri ile vericide hiç bir sorun olmadığı anlaşılana kadar değerlendirilir. Tüm branşlar vericiyi konsülte eder, pisikiyatri rusal durumunun uygunluğuna bakar ve sonuçta herkes onay verirse bu ameliyat gerçekleştirilir.

Karaciğer rezeksiyonu ve transplantasyonu tekniği hakkında burada detay vermeye gerek yoktur ama bilinmesi gereken karaciğer rezeksiyonun oldukça ciddi bir ameliyat olduğu, transplantasyonun ise bir insanda yapılabilecek en komplike ameliyatlardan bir olduğudur.

Prof. Dr. Gökhan Moray
Bayındır Söğütözü Hastanesi Genel Cerrahi Bölüm Başkanı

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası