romatizma iğne isimleri / seafoodplus.info Ahmet Mesut Onat / Romatoid Artrit Tedavisinde Yeni İlaçlar

Romatizma Iğne Isimleri

romatizma iğne isimleri

Romatoid artrit nedir ?
Romatoid artrit ( RA ) eklemlerde ağrı, tutukluk, şişlik ve fonksiyon kaybı yapan bir hastalıktır. Hastalık eklemlerin yanı sıra kemiklerde, akciğerlerde, deride, kalpte, kan damarları, vücudun birçok organında da bozukluğa yol açabilir. Kansızlık en sık rastlanan sistemik belirtisidir. Hastalık her yaş ve cinste görülmekle birlikte yaş arası kadınlarda daha sık görülür. Hastalık kadınlarda erkeklere göre 3 kat daha sık görülür ve daha ağır seyreder. Elli yaşından sonra her iki cinste eşit görülür. Çocuklarda görülen RA'in özellikleri erişkin yaşta görülen RA'den daha farklıdır.



Sebepleri nelerdir ? Korunmak mümkün müdür ?
RA in sebebi bugün için bilinmemektedir. Genetik faktörlerin kısmen rolü olduğu sanılmaktadır. Sebebi bilinmediğinden bugün için hastalıktan korunma söz konusu değildir.

Hastalığın belirtileri nelerdir ?
Erken dönemde sabah tutukluğu, halsizlik, ve yorgunluk hastalığın ilk belirtisi olabilir. Ayrıca küçük eklemlerde ağrı, tutukluk, ve şişlik olur. Belirtiler sabahları yataktan kalkınca daha belirgindir. Daha sonra eklemlerdeki ağrı, şişlik, ve tutukluk, daha belirginleşir ve kalıcı hale gelir. Hastalığın başlangıcından ortalama 2 yıl kadar sonra eklemlerde şekil bozuklulukları görülebilir. Bu şekil bozuklukları daha çok el, el bileği, ayak, ayak bileği, ve diz eklemlerinde görülür. Hastalık ilerledikçe vücuttaki bütün eklemleri etkiler.
Bunlara ilaveten kansızlık, kemik erimesi, depresyon ve anksiyete oldukça sık görülür. Ayrıca hastalığın tedavisi için kullanılan ilaçların yan etkileri de hasta için sorun oluşturabilir.

 



Teşhis nasıl konulur ?
Hastalığın başlangıç döneminde teşhis koymak oldukça güçtür. Başlangıçta kan tetkikleri, ve röntgen, bulguları normaldir. Hastalık belirli bir aşamaya geldikten sonra kan tetkikleri teşhise büyük ölçüde yardımcı olur. İlerlemiş, vakalarda röntgen, boyun omurlarındaki tutulmayı değerlendirmek için tomografi ve MR yardımcı olur. Kan ve idrar tetkikleri hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkilerini ve hastalığın seyrini izlemede yardımcı olabilir.

Tedavi ?
RA'in kesin bir tedavisi yoktur. Ancak son yılda RA tedavisinde büyük ilerlemeler olmuştur. Yeni geliştirilen tedavilerle hastaların şikayetlerinin azaltılmasına büyük ölçüde yardımcı olunmakta ve hastaların en azından büyük çoğunluğunun günlük yaşam aktivitelerini hemen hemen normale yakın olarak sürdürmeleri sağlanmaktadır.
Hastalığın tedavisinde bir çok ilaç kullanılmaktadır. Yeni yeni ilaçlar kullanıma girmektedir. Bu ilaçlar hastalığın belirtilerini ortadan kaldıranlar ve hastalığın seyrini değiştirenler olmak üzere iki gruba ayrılır. Birinci gruba steroid olmayan antiromatizmal-antienflamatuar ilaçlar, ikinci gruba yavaş etkili antiromatizmal ilaçlar adı verilir. Tehlikeli bir hastalık olan romatoid artrit için, eklemlerde ortaya çıkabilecek hasarı en aza indirmek açısından yoğun bir tedavi gerekir. Kullanılan ilaçlar arasında steroit olmayan anti-enflamatuar ilaçlar, kortikosteroitler, yavaş etkili romatizma ilaçları ve düşük doz depresyon ilaçları (ağrıyı azaltmak, daha iyi uyuyabilmek için) sayılabilir. Ayrıca hastalığın sebep olduğu kansızlık, osteoporoz, depresyon, anksiyete gibi ikincil hastalıkları tedavi etmek için de ilaç kullanmak gerekir. RA ciddi eklem ve eklem çevresi dokularda yıkım ile seyreden sakat bırakıcı bir hastalıktır. İlaç kullanmakla ağrılardan tamamen kurtulmak mümkün olmayabilir. Ancak ilaçlar sakatlık derecesini en aza indirirler, bu sebeple mutlaka ilaç kullanılmalıdır. İlaçları doktor onayı olmadan bırakmak veya değiştirmek RA li hastaların sık yaptıkları bir hatadır. RA li hastaların ilaç kullanmadan uzun yada rahat bir hayat sürmesi beklenemez. Tedavi yoluna gidilmediğinde, romatoit artritli hastaların yarısı altı yıl sonra yardımsız dolaşamaz duruma gelmekte, yirmi yıl sonra ise her on hastadan dokuzu aynı durumla karşılaşmaktadır. Ama erken tedavi hastalığın gidişini büyük ölçüde değiştirmektedir.

Tedavide gözetilen ana hedefler şunlardır:
Ağrının kesilmesi
İltihabın azaltılması
Fonksiyonların sürdürülmesi
Biçimsel bozuklukların önlenmesi (deformitelerin önlenmesi)

Eklem hasarının yüzde 90'ı romatoit artritin ilk yıllarında gelişir. Bu da tedavide gecikmemenin önemini açık biçimde ortaya koyar. Bazen tek bir antiromatizmal ilacın antienflamatuar dozlarda alınması tümüyle yeterli olur, ancak bu nadir bir durumdur genellikle ilave ilaçlara ihtiyaç duyulur. Bu ilaç grubu içinde hastalığın gidişini değiştiren romatizma ilaçları ve bağışıklık sistemi hücrelerini baskılayıcı ilaçlar yer alır. Bu ilaçların kullanımında iltihabın kontrol altına alınması hedefi gözetilir; etkilerini biraz daha uzun sürede göstermelerine karşın, bu ilaçlar sonuçta antienflamatuar-antiromatizmal ilaçlardan daha güçlüdür. Bu ilaçların etkileri ayda başlar, etkisiz olduklarına karar vermek için ise daha uzun süre kullanmak gerekir.

Yavaş etkili antiromatizmal ilaçla (hastalık seyrini değiştiren ilaçlar)
Bu grup ilaçlar uygun dozda ve yeterli sürede kullanılması şartıyla RA tedavisinde etkili ilaçlardır. Ama bazıları daha fazla yan etki riski taşır. Bu tür muhtemel tehlikeler sebebiyle en iyi sonucu ancak uyarılara tamamen uyarak, hastanın durumu dikkatle değerlendirilerek ve olumlu yada olumsuz her gelişme doktora bildirilerek elde edilebilir.

Methotrexate
Bu ilaç hızlı etkisi ve daha az yan etkileriyle iltihap giderici ilaçların en iyilerinden biridir. Alışılmış dozları bağışıklık sistemini hafifçe baskılayarak iltihabı azaltır. Düzelme bir ay içinde görülebilirse de bazen daha uzun sürer. Methotrexate ağız yoluyla yada enjeksiyon şeklinde haftada bir kez alınır. Yan etkileri arasında midede tahriş ve ağız içinde iltihaplanma sayılabilir. Pek az hastada akciğer iltihabı, kemik iliği sorunları ve ciddi karaciğer sorunları bildirilmiştir. Karaciğeri korumak için en iyisi metotreksat kullanırken alkol alınmamasıdır. Karaciğerin durumunu izlemek için dört-sekiz haftada bir karaciğer fonksiyon testleri yapılması önerilir. Birçok romatizma ilacı gibi sakat doğumlara yol açma riski nedeniyle hamilelikte kullanılmamalıdır. Birçok çalışmada her gün alınan folik asidin metotreksattan kaynaklanan yan etkileri azalttığı gösterilmiştir. Aslında kanser tedavisinde kullanılan bu ilaç RA tedavisinde haftada mg dozlarda kullanılır.

Sıtma ilaçları
Hidroksiklorokin sülfat en yaygın kullanılan yavaş etkili antiromatizmal ilaçlardan biridir. Romatoit artritlilerin yaklaşık üçte biri günde miligramlık dozlarla üç-altı ay bu ilacı kullandıktan sonra fayda görmektedirler. Yan etkileri azdır. En ciddi risk, ender görülmekle birlikte göz retinasında gelişebilen hasardır. Göz hasarı alışılmış dozlarda sıra dışı bir gelişmedir; ama hekiminiz yılda iki kez göz muayenesine gitmenizi önerebilir. Ayrıca mide-bağırsak sorunları, deri bozuklukları da görülebilir.

Kortikosteroitler
Kortizon ve prednizolon içeren bu gruptaki ilaçlar, romatoit artritin yanı sıra bir çok romatizmal hastalıkda kullanılabilir. Uzun süreli steroit kullanımının en yaygın görülen yan etkisi kilo almadır. Çünkü bu ilaçlar iştah artırmaktadır. Fazladan kilo almayı önlemek için her gün tartılmalı, aşırı gıda tüketiminden kaçınılmalı ve egzersiz yapılmalıdır. Bazı hastalar da şişmanlamanın yanı sıra yuvarlak ve kızarık yüz, kan basıncında yükselme ve sıklıkla deride oluşan çürümeler gibi belirtiler de ortaya çıkar. Diğer yan etkiler arasında mide ülserleri, şeker hastalığı, yaraların geç kapanması, sivilce, kaslarda zayıflama ve katarakt yer alır. Osteoporoz riski arttığından, kemik kaybını önlemek için tedbir alınmalıdır. Uzun süreli kortikosteroit tedavisi sırasında, böyle bir tedavi gördüğünüzü gösterir bir belgeyi yanınızda taşımanızda yarar vardır. Bir kaza durumunda, acil servis hekimleri size steroit verme gereğini duyabilirler.

Sülfasalazin
Ayrı ilaç gruplarından sülfamit ile salisilat arasında bir kombinasyon ürünü olan sülfasalazin, romatoit artrit tedavisinde yavaş etkili yeni bir ilaçtır. Hekimler bu ilacı genellikle günde iki gram olarak verirler ve etkisi yaklaşık dört haftada görülür. Bazen döküntü, baş ağrısı, bulantı, kusma, iştah kaybı, mide rahatsızlığı ve sperm sayısında düşme gibi yan etkiler gelişir. Sülfasalazinin yararının altın tuzları ve penisilaminle sağlanana benzer boyutlarda olduğu belirtilmektedir. Sülfasalazin kullanan hastalar kan sayımı yaptırmalıdır. Bu ilaç seronegatif adını verdiğimiz omurgayı tutan romatizmalarda da etkilidir.

Altın tuzları
Altın tedavisi, kaslara yapılacak haftalık iğneler yada günde iki kez yutulacak tabletler biçiminde olabilir. Altın kullananların üçte birinde yan etkiler gelişir. Bu yan etkiler arasında döküntü, ağızda iltihaplanma, idrarda protein, akyuvar ve alyuvarlarda azalma sayılabilir. Daha seyrek olarak kanda trombosit sayısı da düşebilir. Altın iğnesi ishale, ayrıca baş dönmesi ve bulantıya yol açabilir.

Minosiklin
Bu hafif etkili ilaç yalnız hafif romatoit artrit vakalarında kullanılır. Etkisini ne yoldan sağladığını henüz bilinmemektedir. Bu ilacı kullananların çok azında sersemleme olabilir.

Siklosporin
Bu ilaç bağışıklık sistemini baskılar ve iltihap belirtilerini ortadan kaldırır. Böbrek hasarına yol açabildiğinden, yalnız düşük dozlarda ve sıkı hekim gözetiminde kullanılmalıdır. Yapılan bir çalışmada, siklosporinin eklem hasarını öbür tedavilerden daha iyi denetlediği saptanmıştır. Pahalı ve yan etkileri fazla bir ilaçtır.

Omega-3 yağ asitleri ve diyet
Sombalığı, ringa, uskumru gibi soğuk deniz balıklarında bol bulunan bu yağ asitleri romatoid artritli hastalara iyi gelmektedir. RA li hastalar diyetlerine dikkat etmeli kilo almaktan kaçınmalı lifli gıdalar almalıdırlar. Bu hastaların diyeti az yağlı, yeterli kalori, az tuzlu, alkolsüz, sigarasız, az şekerli ve bol lifli olarak özetlenebilir. Hastalığın seyri üzerine etkili ilaçların etkileri ayda başlar. Etkisiz olduğunu söylemek için ise ay beklemek gerekebilir. Bu ilaçların etkinliğinin yanında yan etkileri de takip edilmelidir. Şişmiş eklemlerin boşaltılması ve bandajlanması, soğuk (buz) uygulamalar, eklemdeki iltihabı kısmen azaltarak ilaç tedavisine yardımcı olur. Ayrıca eklem içi kortizon enjeksiyonları yapılabilir. Deformitelerden korumak eklem çevresindeki kasların egzersizle çalıştırılması, eklem deformitelerini önlemek için splintleri kullanması gerekebilir. İleri derecede tutulmuş ve fonksiyonunu kaybetmiş kalça ve diz eklemlerine protez takılması gerekir.

Romatoid Artrit Tedavisinde Yeni İlaçlar

ROMATOİD ARTRİT TEDAVİSİNDE YENİ İLAÇLAR DAHA MI ETKİLİDİR?

seafoodplus.info Ahmet Mesut Onat

Romatoid Artrit (RA) vücudumuzun neredeyse bütün eklemlerini tutarak, tedavi edilmediği takdirde sakatlığa neden olan bir hastalıktır. Bu tarif, hangi internet sitesine bakarsak karşımıza çıkan klasik bir cümledir. Böylesine ciddi bir hastalığın iyileştirilmesinde doğru ve etkili bir yöntem ile, hastanın normal günlük hayatına tekrar kavuşması hem hekim hem de hasta için en önemli amaçtır. Ancak RA tedavisi konusundaki çeşitlilik ve yeni ilaçlar hastalarımızın aklını karıştırmaktadır. Bu durumu açıklığa kavuşturmak için aşağıdaki sorulara cevap vermeye çalışacağız.   

1. RA tedavisinde en temel sorun nedir?

RA tedavisi uzun soluklu bir maraton koşusundan farksızdır. İlk adımda hastalık olabildiğince erken dönemde teşhis edilmelidir. Hasta hızla RA hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Hastalığı ile birlikte yaşamasını ve bu durumun aşmayı öğrenmeli ve anlamalıdır. Bir engeli aşacaksak, öncelikle onun varlığını kabul etmemiz gerekir. Düzenli olarak romatoloji uzmanının takibinde kalmak elimizdeki tüm ilaçlardan daha etkilidir.

2. Kullanılan Metotreksat, sulfasalazin (Salazopyrin EN), hidroksiklorokin (Plaquenil), leflunomid (Arava/Ralef) gibi ilaçlar etkili midir?

Özellikle ilk 3 ilaç bizlerin RA tedavisinde yıllardan beri kullandığımız maddelerdir. Bugünlerde RA tedavisinde giderek yaygınlaşan ve yanlış bir inanış vardır. Hastalarımız bilgi çağı olarak adlandırdığımız bu dönemde, RA konusundaki yeniliklerden hızla haberdar olmakta ve kendilerine verdiğimiz bu eski ilaçların etkisiz olduğunu düşünmektedirler. Oysa bütün yeni ilaçlar kendilerinin RA tedavisinde etkili olduğunu ispat etmeye çalışırken özellikle de metotreksat tedavisinden daha etkili olduklarını göstermeye çalışmışlardır. Her yeni ilaç, RA ile ilgilenen doktorlar tarafından, ancak metotreksata daha üstün ise dikkate değer bulunur. Tedavide son 20 yıldır benimsenen genel bir prensibimiz de bu ilaçları hastanın özelliklerini dikkate alarak, birlikte kullanmaktır.

Eğer bir hastaya erken dönemde tanı konabilmiş ve hastalık şiddeti orta-fazla derecede ve iki ilaç birlikte kullanılmaya başlanmışsa, düşmanımızı yenme adına çok doğru bir tercih yapılmıştır. Bundan sonra hastamız “sabreden derviş muradına erermiş” atasözünde olduğu gibi sonucu elde etmek için acele etmeden beklemelidir. Hekim bu ilaçlar arasında hasta ve hastalık şartlarına göre geçişler yapabilir. Bu şekilde başlanan bir tedavi modern ilaçların hepsinin tek başına kullanılmasından kesinlikle daha etkilidir. Yani tedavinin etkinliğini belirleyen ilaç değil stratejidir.

3. Yeni ilaç olarak kullanılan serum ve iğne yöntemlerinin tedavideki yeri nedir?

İnfliximab, etanercept, adalimumab derken bugün bu alanda kullanılan ilaç çeşitliliği 10 rakamına (ilaveten; golimumab, abatacept, tocilizumab, rituximab, tofacitinib)ulaşmak üzeredir. Her bir ilaç bu yola çıktığında RA tedavisinde, metotreksattan daha iyi olduğunu ispatlamaya çalışmıştır. Sonuçta bu konuda etkili olduğunu iddia eden her bir modern tedavi ilacının, metotreksata karşı çok tatminkar üstünlüğünün olmadığını görmekteyiz. Ancak ilaçlara sadece etki gücü açısından bakmak doğru değildir. Etkinin başlama süresi, tedavinin kolay kullanımı, tedaviyi devam ettirebilme özelliği, güvenilirlik, yan etki azlığı, ilacın ekonomik oluşu biz hekimlerin her hastada değerlendirdiği faktörlerdir. Eğer hastamız;

  1. bize ilk başvurusunda veya bizim gözetimimiz altında 2. soruda belirtilen ilaçları yeteri kadar kullanmış,
  2. başlangıçtan itibaren şiddetli gidecek bir hastalığa sahip,
  3. özellikle akciğer-karaciğer ve böbrek hastalığı olanlarda veya bu organları bir şekilde etkilenmiş ise biyolojik olarak adlandırılan ilaçlara geçmekteyiz.

Hastanın bilinç düzeyi, inanmışlığı, ilaçlar hakkında verdiğimiz bilgilere ve yan etkilerle ilgili uyarılara karşı davranışları da, bizim tedaviyi sürdürmemizi etkileyen faktörlerdir. Örneğin, burada belirtilen ilaçların kilo aldırma potansiyelini hastaya belirterek buna rağmen hastanızı karşınızda kilo alan birisi olarak görünce ilacı bırakmayı düşünmeye başlarız. Çünkü bütün bu tedavi çabasının amacı, hastanın normal dediğimiz bir hayata kavuşması içindir. Hayat kalitesini bozacak bir yan etki veya durum, kesinlikle tedaviyi bırakmamıza yol açar.

4. Her gün çıkan yeni ilaçlar yerine doktorlarımız bize neden hala eski ilaçları veriyorlar?

Bu konuda hem Avrupa hem de Amerika (ABD) romatoloji cemiyetleri ortak bir görüşe sahiptir. Öncelikle hastanın metotreksat kullanması ve hastanın durumuna göre başlangıçtan itibaren veya ay içerisinde sulfasalazin, leflunomid ilaçlarının tedavide birlikte verilmesi tavsiye edilmektedir. Türkiye’deki romatoloji uzmanları da günlük pratiklerinde zaYukarıda da belirttiğim gibi, tedavideki en önemli basamağımız bilinçli bir hasta oluşturarak, düzenli takibini sağlamaktır. Böylece, çok uzun olmayan zaman dilimlerinde, hastayı sık aralıklarla değerlendirerek ideal ilaçlara ulaşır ve gerekli ekleme ve çıkarmaları yaparız.

Unutulmamalıdır ki yeni bir tedavi yöntemi var diye, o hastada işe yarayan bir ilacı bırakmak büyük hata olacaktır. Metotreksat veya Leflunomid ile beraber kullandığımız ve halk arasında iğne/serum tedavileri olarak adlandırılan ilaçlar, RA tedavisinde, tek başlarına kullanıldıklarında daha az etki göstertmektedirler. Ancak iyi tedavi stratejileri ile hastalığı kontrol altına alınmış bir kişinin, yavaş yavaş ilaçlarını azaltırken bu ilaçlar tek başlarına kullanılabilirler.

5. Özetlersek, iyi bir RA tedavisinde biyolojikler olarak adlandırılan yeni ilaçların yeri nedir?

Neticede bu yöntemlerin adı veya verilme şekli ne olursa olsun ilaç olduklarını, henüz mucizeler oluşturan ilaçlara sahip olmadığımızı da bilmeliyiz. İyi tedavideki en temel prensip iyi bir takiptir, bunu unutmamalıyız. Hastanın işini gören ve hastalığını unutturan ve hastaya yan etki yapmamış bir tedavi şekline ulaşmışsak, işgüzarlık yaparak elimizdeki tedaviyi bırakmamalıyız. Burada da hırs göstertmemeli ve “eldeki bir kuşun havadaki iki kuştan kıymetli olduğunu” unutmamalıyız. 


İltihaplı romatizma için öneriler ve tedavi yöntemleri

İltihaplı romatizma belirtileri

  • Eklemlerde kızarıklık ve şişme, sıcaklık hissi, yanma
  • Eklemlerde şiddetli ağrı
  • Sabahları uykudan uyanında ayak, bacak, el ve kollarda yaşanan tutulmalar, bu organları hareket ettirmede zorlanmalar, eklem bölgelerinde şekil bozuklukları
  • Yüksek ateş
  • Halsizlik, bitkinlik
  • Nedensiz kilo kaybı, uzun süren karın ağrıları, kronik ishal
  • Eklem bölgelerinde ve cilt altında romatoid nodülü olarak tanımlanan şişlikler ve yumrular
  • Tek ya da çift taraflı kalça ağrıları, gözlerde kızarıklık ve ağrı

İltihaplı romatizma nedenleri

  • İltihaplı eklem romatizması genetik yatkınlığı olan bir hastalıktır. Kişimin birinci derece yakınlarında hastalığın varlığı kişide iltihaplı romatizma görülme oranını artırır.
  • Yaşın ilerlemesine bağlı olarak gelişen kemik erimesi
  • Sigara içme alışkanlığı iltihaplı romatizma riskini arttıran önemli bir etkendir.
  • Aşırı et tüketimi, kaymak, krema, tereyağı ve peynir gibi yağlı gıdaların yüksek oranda tüketilmesi gibi yanlış beslenme alışkanlıkları iltihaplı romatizma hastalığına yakalanma riskini artırır. Öğünlerin düzensiz olması, fiziksel aktivite yetersizliği ve obezite de hastalığın gelişiminde önemli bir faktördür.
  • Kadınlarda iltihaplı romatizma görülme oranı daha yüksektir. Hamilelik, emziklilik, menopoz gibi dönemlerde hormonların salınımındaki düzensizlikler iltihaplı eklem romatizması hastalığını tetikler.
  • Parazit, maya, bakteri ve virüs gibi zararlı mikroorganizmaların meydana getirdiği vücut iltihaplanmaları da iltihaplı romatizma hastalığına neden olabilir.

İltihaplı romatizma tedavisi

İltihaplı romatizma tedavisinin amacı iltihabı ortadan kaldırmak, kontrol altına almak ve hastalığın belirtilerini gidermeye çalışmaktır. Hastalığın kesin tanısı konduktan sonra doktor tarafından hastalığın ilerlemesini durdurmak için nonsteroid antiinflamatuar ve antiromatizmal ilaçlar reçete edilir. Bu ilaçlar hastanın ağrılarının dindirmeyi sağlar ve düzenli kullanıldığında dokularda oluşabilecek hasarlar önlenebilir. İlaç tedavisini desteklemek için hasta uzman bir fizyoterapiste yönlendirilir ve hastaya uygun egzersizler ile eklemlerin hareket kabiliyetlerini kaybetmemeleri sağlanır. Yapılan ilaç tedavisine ve fizyoterapi uygulamalarına yanıt vermeyen hastalarda kortizon tedavisine başlanır. Maksimum 3 kez uygulanan kortizon, iğne ile hastanın eklemlerine enjekte edilir ve iltihaplı eklem bölgesinde oluşan ağrı ve şişliklerin azalması sağlanır. İltihaplı romatizma hastalığı eklemlerde ciddi hasarlara yol açacak şekilde ilerlemiş ise hastalığın tedavisinde cerrahi yöntemlere başvurulur. Cerrahi uygulama ile eklemlerin hareket kabiliyeti yeniden kazandırılır ve ağrılar ortadan kaldırılır.

İltihaplı romatizma için öneriler

  • İdeal Kilonuza Ulaşın: Fazla kilolar bacak ve bel bölgesine aşırı yük binmesine neden olarak eklemlerde hasar oluşturur. Bu durum iltihaplı romatizma riskini artırır.
  • Sağlıklı Beslenin: Yeterli ve dengeli bir beslenme programı romatizma hastalığı ile mücadele etmeyi kolaylaştırır. Şeker ve şekerli yiyeceklerin dikkatli tüketilmesi ve diyet programına omega3 içeriği yüksek balık, ceviz, keten tohumu, yumurta ve semizotu gibi besinler eklenmelidir. Bu besinlere ek olarak omega6 içeren zeytinyağı ve yüksek c vitamini içeren sebze ve meyveler de eklenmelidir.
  • Su Tüketimini Arttırın: İltihaplı romatizma hastalarının bağırsak florasında bozukluklar yaşanabilir. Bağırsakların hareketlerini güçlendirmek için günde en az 2 litre su tüketimi önemlidir.
  • Dişlerinizin Sağlıklı Olmasına Dikkat Edin: Diş çürükleri, diş eti kanamaları gibi diş problemleri bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek romatizma hastalığını tetikler. Bu nedenle 6 ayda bir dişlerin kontrol ettirilmesi önemlidir
  • D Vitamini Takviyesi Alın: D vitamini yetersizliği kemik gelişimini önler ve kuvvetsizliğe neden olarak romatizma oluşmasına zemin hazırlar.  Kemik ölçümlerinin zamanında yapılarak doktor kontrolünde D vitamini alınması iltihaplı romatizma hastalığı oluşumunu engeller.
  • Sigara Kullanmayın: Toksin etkiye sahip olan sigara, eklem ve kas dolaşımını engelleyerek iltihaplı romatizmaya neden olabilir.
  • Soğuk ve nemli ortamlardan uzak durun

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir