Feto Haclilar

FETÖ'nün faaliyete geçtiği tarihten beri çıkarttığı yayınlar ile elebaşı Fetullah Gülen'in kitap ve vaazları titizlikle incelenerek, örgütün kullandığı semboller tespit edildi. Bu topraklarda ve İslam coğrafyasında iki yüz yıldır misyonerlik faaliyeti yapanların kullandığı dil, sembol ve yöntemlerin aynısının FETÖ tarafından kullanıldığı gerçeğine ulaşıldı.

RESİMLER ANLATIYOR

Birlikte Dağıtım'ın desteğiyle yayınlanan "Alamut'tan Pensilvanya'ya: Haç'a Adanmış Ruh" isimli eser, FETÖ elebaşı Gülen'in 40 yılı aşkındır yayınlarında sergilediği resimlerin küçük bir galerisi olma özelliği taşıyor. Bu galeride yılından itibaren Gülen'in yayınlarında büyük bir önem vererek tekrar tekrar sergilediği resimler ve bu resimlerin ana kaynakları sunuluyor. Her bir resim bir 'sızıntı' ve başka dünyaların bir kapısı olarak görülebiliyor.

DEVŞİRMENİN KODLARI

Gülen'in özenle seçip yayınlarının baş köşesine yerleştirdiği her bir resim aslında kendisinin hangi kodlarla hareket ettiğini, Anadolu insanının zihinlerini hangi kodlarla devşirdiğini net bir şekilde anlatıyor. Eser, illimunati tarzı bir örgütün gençleri nasıl devşirdiğini, bir neslin Haç'a hizmet ettirilmek üzere nasıl hazırlandığını ortaya koyuyor.

Görüntülerde eski Bugün Gazetesi Ankara temsilcisi firari FETÖ'cü Adem Yavuz Arslan'ın Hristiyanlık ve kilise hayranlığı gözler önüne seriliyor. ABD'de lüks bir hayat yaşayan Adem Yavuz Arslan, kiliseleri yere göğe sığdıramayıp, Müslümanlara hakaret ediyor.

HRİSTİYANLIĞIN PROPAGANDASI

Eserde, Gülen'in yayınlarında sunduğu her bir resmin ve içine özenle yerleştirilmiş sembollerin kökenine iniliyor. Her bir resmin Hristiyan dünyasındaki birebir karşılıkları, sembolik anlamları ve bu anlamların Hristiyan kökenlerinin kaynakları ve örnekleri yer alıyor. Eser, elebaşı Gülen'in İslami kimlik ve görüntü altında Hrıstiyanlığın propagandasını yaptığı gözler önüne seriyor.

HRİSTİYAN DÜNYASININ İBADET ŞEKİLLERİNİ BAŞ TACI YAPTI

Hristiyanlığın tüm dua ve ibadet şekillerini Gülen'in yayınlarında nasıl baş tacı ettiğine, Hristiyanlığın tüm ana inanç esaslarının kiliselerle birebir aynı şekilde 40 yılı aşkın süredir Gülen tarafından kendi kitap, dergi ve web sitelerinde nasıl sergilediğine hayretle tanıklık ediliyor.

İSLAM KARŞITLARI GÜLEN'E SAHİP ÇIKTI

Eserde, İslam alemi ve özellikle Anadolu Müslümanı üzerinde kurgulanan derin tuzakların bir katmanı gözler önüne seriliyor. Her bir resmin ve içindeki sembollerin Gülen'in Müslüman kisvesi altında Müslümanın zihnine kurduğu tuzakların birebir şifresi oldukları görülüyor. İslam'a, vatana, millete "hizmet" adı altında kimlere ve neye hizmet edildiği ve arka plandaki gizemli bu şifrelerle gün yüzüne çıkarılıyor. Bu eser ile geçmişe doğru okuma yapıldığında bütün İslam karşıtı dünyanın Gülen'e neden böylesine sahip çıktığının kodları da ortaya çıkıyor.

Eserde, Gülen'in, Haç'a kendini adamayı anlatan "orans dua formu" da dahil olmak üzere Hıristiyanlığın bütün ibadet şekillerini yayınlarında görsel olarak ne kadar yoğun şekilde işlediği birebir örnekleriyle ortaya konuldu. Hıristiyanların bütün ibadet ve inançlarının merkezine Haç'ı almaları nedeniyle kiliselerde, katedrallerde bedenlerini Haç'a benzettikleri orans dua formu en özel ibadet şekli olarak uygulanıyor. Bu dua biçimi aynı zamanda Hıristiyanlığın ilk çağlarından beri Hıristiyanların birbirini tanımasında şifreli iletişimin en önemli şekli ve sembolü olarak biliniyor. Gülen'in de yayınlarında en çok orans dua formuna ait resimleri sergilediği görülüyor. Bu dua formu Hıristiyanlar tarafından hemen tanınırken, Müslümanlar tarafından ise hemen hiç bilinmiyor.

GÜLEN DE ORANS DUA FORMUYLA DUA ETTİ

Eserde, Gülen'in bizzat bu ibadet ve dua formlarını kendisinin de defalarca sergilediği, örnekleriyle gösterildi. Buna göre, Gülen görüntülü yayınlanan konuşmalarında dua ederken, Allah, Rab gibi kelimeleri kullandığı yerlerde çoğu defa kısa ve uzun süreli olarak ellerini çenesi altında birleştirmek suretiyle, Hıristiyanlara özgü bu dua ve yakarış biçimini sıklıkla sergiledi. Yine Gülen'e ait görüntülerde, orans dua formunu camilerde ve başka platformlarda yaptığı konuşmalarında sergilediği tespit edildi. Bu konuşmalarda Gülen'in el ve beden hareketleri ile müslümanların hiç bilmediği bambaşka bir iletişim içinde olduğu görülüyor.
Haç'ı sıklıkla kullandı

Gülen'in 3 Haziran tarihinde Erzurum'da verdiği sözde bir vaazda Hıristiyanların dua şeklini yaparken aynı zamanda arkasında Ruhullah İsa yazan, Haç işaretli bir platform yer alıyordu.

Eserde, Gülen'in bütün yayınlarında Haç'ı da da devamlı olarak bütün resimlerin en önemli yerlerinde ve Hıristiyanların Haç'a yüklediği anlamları birebir taşıyacak şekilde devamlı olarak sergilediğine dikkat çekiliyor. Hıristiyanların Haç'a yükledikleri ve inançlarını ve ibadetlerini de üzerine kurguladıkları bu anlamlar arasında; cennete girmenin biricik kapısı olmaktan ışık kaynağı olmaya, insanların alnına, kalbine Haç'ı yerleştirmeden Haç'ı dünyaya hakim kılmaya kadar tüm farklı sembolik anlamlar bulunuyor ve Gülen'in yayınlarında bu semboller birebir ve sıklıkla kullanılıyor.

Dehşete düşüren Prizma detayı

Teslisçi Hıristiyan inancında Prizma, İsa Mesih yerine konur. Fetullah Gülen'in kitaplarını bilenler bu 'Prizma'ya aşinadır. Gülen'in vadettiği cennete ise Haç'tan geçilerek giriliyor! Örgütün saf üyelerine "İslami değerler" adı altında Hıristiyanlık, Haç, Mesih ve teslis anlatılmış.

10 binlerce resim gözden geçirildi

Gülen'in gerçek yüzünü ortaya koyan eser hazırlanırken, Gülen'in kitap ve vaazlarından elde edilen on binlerce resim tekrar tekrar incelendi ve analiz edildi. Yine Hristiyanlara ait binlerce sembolik dili anlatan kitap ve web siteleri tarandı, başta kilise, katedral ve manastırlar olmak üzere Hristiyanlara ait on binlerce resim ve sembol incelendi. İncil kaynaklı, Hristiyan kökenli, Hristiyanlık eğitimi için üretilen tüm resimlerin bütün detaylarıyla Gülen'in yayınlarında sergilendiği tespit edildi. Eserde ayrıca Gülen'in yayınlarında yer verdiği Hristiyanlığa ait yüzlerce sembol türünden sadece ibadet, inanç ve ontolojiyle ilgili olanlardan bir bölümüne yer verildi.

Hıristiyanların tanrı olarak gördükleri İsa Mesih'in resim ve heykellerini hayatın her alanında sergilemelerine benzer şekilde, Gülen'in de yayınlarında, birebir aynı resimleri, aynı heykelleri sergilediğine, Mesihin portreleri ve heykellerinin Gülen'in yayınlarının en özel resimleri olduğuna dikkat çekildi. Gülen'in, Mescid-i Aksa'nın, Kabe'nin, camilerimizin üzerine Haç dikme rüyaları görenlerle aynı safta ve cephede olduğunu anlatan resimlerin yer aldığı eserde, Evanjelist Hıristiyanların İsa Mesih'i gökten indirip Mescid-i Aksa'nın bulunduğu kutsal mekana Haç'ı dikme hedefini yansıtan, Haç'ın kondurulduğu Dominus Flevit adlı Gözyaşı Kilisesi'nin penceresinden Mescid-i Aksa'ya bakarak dua etme görüntüsünün kapak resmi yapıldığı Sızıntı Dergisinin Eylül sayısı da yer aldı. Gülen, söz konusu resimden Haç'ı çıkarsa da Hristiyanların yakından tanıdığı bu resimle ve derginin "Cedlerimizle Yüzyüzedir" başlıklı baş yazısıyla aynı hedefi yürüdüğünü ortaya koydu.

Teslis kalkanıyla propaganda

Eserde, Gülen'in yayınlarında Hıristiyanlarla aynı resim ve sembolleri kullandığı da ortaya konuldu. Bunlardan biri de Hıristiyanlığın temel inanç esası olan teslis inancı oldu. Kiliselerde, katedrallerde, manastırlarda sergilenen teslis sembollerinin birebir aynıları Gülen'in bütün yayınlarına taşındı. Gülen, teslis inancının en birinci sembolü olan teslis kalkanını -trinity shield-, sözde İslam inancını anlattığı meşhur "İnancın Gölgesinde" adlı eserinin ciltlerinin kapağına aynen taşıdı.
Sembollerle iç fetih yaptı

Eserin sonuç bölümünde, elebaşı Gülen'in yayınlarında yoğun bir şekilde yer verdiği resim ve sembollerin çok küçük bir kısmının sunulduğuna işaret edildi. Sonuç bölümünde şu değerlendirme dikkat çekti: "Gülen aslında ideal bir nesil yetiştirmemiştir, kendi idealindeki zihinleri, fikirleri, dünyaları Müslüman Anadolu gencinin içinin derinliklerinde inşa etmiştir. Altın nesil konferanslarında söylediği gibi gerçekten de kendince bir iç fetih yapmıştır. Bu resim ve sembollerin taşıdığı dünyayı yavaş yavaş, aheste aheste Müslüman gencin hayatının içine hakim kalmıştır. Çünkü bu gencin baktığı ve bakacağı her yeri bu sembollerle kapatmış, başka bir yere bakmasına imkan vermemiştir."

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, "Biz, Zafer Partisi olarak FETÖ'yü son haçlı seferi olarak nitelendiriyoruz. FETÖ'yle uzun vadeli bir mücadele içinde birinci haçlı seferine karşı mücadele eden Selçuklu Sultanı’nın adından esinlenerek mücadele konseptimizi oluşturduk" dedi.

İsmail AKDUMAN

Yayınlanma: - 21 Ekim Güncellenme:

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Bolu ziyareti sırasında basın açıklaması yaptı. Özdağ, şöyle konuştu:

* “FETÖ’cü Hakan Şükür bize oy vermezmiş, oyunu istemiyoruz. Canı cehenneme diyoruz. Futbolcuyken de çok akıllı değildi ama şimdi tam bir salak olduğunu gösteriyor. FETÖ’nün biz düşmanlık yapması kadar normal bir şey yok ama 6'lı Masa’yı da nasıl desteklediğini gördük bu FETÖ’cü salağın.

* Herkes kimin kim tarafından desteklendiğini görerek tekrar bulunduğu yerin doğru olup olmadığını kendisine sormalı. Sadece Fethullahçı Hakan Şükür değil Emre Uslu ve diğer FETÖ’cüler de bu saldırıda sahaya indi. Hepsine gereken dersi dün () sosyal medya üzerinden verdim.

* Fethullah Gülen 'de Pennsylvania'da yapmış olduğu bir konuşmada beni direkt hedef göstererek bana karşı nasıl operasyon yapmaları gerektiğini benim önümü siyaseten nasıl tıkamaları gerektiğini ve kendileri için nasıl tehlikeli olduğumu ortaya koymuştur. Buna benim ekleyecek bir şeyim yok.

* Biz, Zafer Partisi olarak FETÖ’yü son haçlı seferi olarak nitelendiriyoruz. FETÖ’yle uzun vadeli bir mücadele içinde birinci haçlı seferine karşı mücadele eden Selçuklu Sultanı'nın adından esinlenerek mücadele konseptimizi oluşturduk. Bundan sonra da gerek FETÖ’cülerle gerek PKK ile gerek IŞİD ve diğer selefi örgütlerle Zafer Partisi olarak stratejik mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.”

BoluEmre UsluFETÖHakan ŞükürIŞİDoperasyonPKKsosyal medyaTanju ÖzcanTürkiyeÜmit Özdağ

İZMİR - ÖMER SÜT

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik çalışmalarını sürdüren istihbarat birimleri, örgütün, mesaj yoluyla üyelerine ulaştırdığı düzmece rüyalarla kopmaları önlemeye ve cezaevindeki mensuplarına umut vermeye çalıştığını ortaya çıkardı.

AA muhabirinin güvenlik kaynaklarından edindiği bilgiye göre, gerek 15 Temmuz öncesi gerekse FETÖ'nün darbe girişiminden sonra yürütülen soruşturmalarda adalete teslim edilen ve her geçen gün güç kaybeden örgütün yeniden yapılanma girişiminin deşifresi yapılıyor.

Şüphe uyandırmayacak lüks mekanlarda toplantılar düzenleyen, güvenlik güçlerine yakalanmamak için farklı haberleşme programı kullanan ve örgüt elebaşının talimatlarını mensuplarına ileten FETÖ'yü deşifre etmek için özel yöntemler üzerine çalışmalar yürüten istihbarat birimleri, delilleri adli makamlara ulaştırarak soruşturmaların açılmasını sağlıyor.

Güvenlik güçleri ve savcılığın FETÖ'nün faaliyetlerine yönelik istihbarati çalışmalarında, farklı tarihlerle ve çeşitli rüyalarla mensuplarının motivasyonunu ayakta tutmaya çalışan örgütün, aynı yöntemi kullanmaya devam ettiği saptandı.

Son zamanlarda ise güvenlik güçlerince deşifre edilen örgüt mensuplarının kullandığı yeni gizli mesajlaşma programı, pusula yöntemi veya kendi aralarındaki konuşmalarda, darbe girişiminin ardından ABD'ye kaçan bazı hakim ve savcıların bu ülkedeki yargı mensuplarıyla iş birliğine gittiği ve Türkiye'yi uluslararası kamuoyunda zor durumda bırakılacağı anlatılıyor.

Örgüt mensuplarının, ABD'de devam eden ve Rıza Sarraf'ın tanıklık yaptığı Mehmet Hakan Atilla davası öncesi "Türkiye'nin Rıza Sarraf'ın itiraflarıyla köşeye sıkışacağı, hükümetin istifa etmek zorunda kalarak devrileceği, 'nin kasım ya da aralık ayında her şeyin daha güzel olacağı ve cezaevindeki tutukluların tahliye edileceği" şeklinde kendi aralarında konuşma yaptıkları bilgisine ulaşıldı.

"Haçlı rüyası"

"Allah'ın izniyle ABD bu işi halledecek" içerikli konuşmalarda ise bir rüyaya atıfta bulunularak örgüt mensuplarının Müslüman olmayanların çabasıyla kurtulacağı düzmecesi de ağızdan ağıza yayılıyor.

Sözde üst düzey örgüt yöneticileri tarafından hikayeleştirilen, "Haçlı kıyafeti giyen bazı kişiler Fetullah Gülen'in odasına girer. Kendisi, yaşanan son olaylar nedeniyle hasta yatmaktadır. İçeriye girenlerden biri elini uzatır ama onu ayağa kaldıramaz. Bu sefer haçlı kıyafetli şahıs el uzatır ve onu ayağa kaldırır. Bizim kurtuluşumuz da böyle olacak." şeklindeki düzmece rüya, çeşitli yöntemlerle FETÖ mensuplarına iletiliyor.

FETÖ, bu şekildeki anlatımlarla örgütteki kopmaları önlemeyi ve özellikle cezaevindeki mensuplarına umut vermeyi hedefliyor.

İstihbarat raporlarında, bu tür düzmece anlatımlarla mensuplarının umudunu diri tutmaya çalışanların yalanının ortaya çıkmasıyla cezaevinden çıkma ümidini yitiren örgüt üyelerinin, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak "itirafçı" olmayı seçtiği bilgisine de yer veriliyor.