marmara vakfı / funduszeue.infoBAŞKANLIĞI : Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı Avrasya Ekonomi Zirvesi

Marmara Vakfı

marmara vakfı

Mavi Marmara

Dünya üzerinde insan hak ve hürriyetlerinin ihlal edildiği bölgelerin başında Ortadoğu coğrafyası geliyor. Milyonlarca insanın en doğal hakkı olan yaşama hakkına kastedilmesi yanı sıra yüz binlerce insan da haksız ve hukuksuz bir şekilde hapishanelerde özgürce yaşam hakkından mahrum ediliyor. Kaosa sürüklenen Suriye ve Irak’ta olduğu gibi Filistin’de yarım asırdır devam eden hak ihlallerine de bütün dünya gözünü yummuş durumda.

Tam bir açık hava hapishanesine dönüşmüş olan Gazze’deki abluka ve ambargoyu kırmak amacıyla uluslararası camiadan birçok vicdan sahibiyle Gazze Kara Konvoyu (Filistin’e Yola Çık) ve Mavi Marmara gemisinin de içinde bulunduğu Gazze Özgürlük Filosu gibi organizasyonlar düzenleyerek bu coğrafyada yaşanan hukuksuzluğu dünya kamuoyuna duyurmaya çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz.

Mavi Marmara katliamı

İsrail, Şubat ’da yapılan Filistin seçimlerinin ardından, Gazze’ye siyasi ve ekonomik yaptırım uygulamaya başladı. ’den itibaren bu yaptırımları daha da artırdı. Gazze'yi havadan, karadan ve denizden ablukaya aldı. İnsan ve ticari mal giriş çıkışı sınırlandırdı. İsrail’in Aralık - Ocak ’da 22 gün boyunca sürdürdüğü Dökme Kurşun Operasyonu’yla da tüm yaşam kaynakları kurutulan Gazze’de tarım arazileri, okullar, iş yerleri ve evler yerle bir edildi. Halen Gazze’de 1,5 milyon Filistinli, bir açık hava hapishanesinde yaşam mücadelesi veriyor. Gazze halkının %72’si açlık sınırında yaşıyor, bunlardan %65’i çocuk. Çocukların %10’u fiziksel olarak gelişemiyor. Birleşmiş Milletler (BM) bu durumu katlanılamaz olarak tarif ediyor.

Mayıs ayında 6 uluslararası sivil toplum örgütü (İHH İnsani Yardım Vakfı, Free Gaza Movement, European Campaign to End the Siege on Gaza, Ship to Gaza Greece, Ship to Gaza Sweden ve The International Committee to Lift the Siege on Gaza) toplanan bağışlarla temin edilen 6 bin tonluk insani yardımı Gazze’ye ulaştırmak için bir yardım filosu oluşturdu. Filo insani yardımla birlikte aktivisti de taşıyordu. Almanya, Kuveyt, İsrail, İrlanda, İsveç, Yunanistan, Güney Kıbrıs, Fas, Yemen, Mısır ve Cezayir gibi 36 ülkeden gelen aktivistler arasında 15’den fazla milletvekili, 60’ın üzerinde uluslararası basın mensubu, sanatçılar ve Nobel Barış Ödüllü aktivistler de yer alıyordu.

Gazze’ye insani yardım götürmek amacıyla yola çıkan ve sadece yardım gönüllüleri ile insani yardım malzemesi taşıyan Mavi Marmara, Sfendoni, Challenger I, Eleftheri Mesogios, Gazze I ve Defne Y gemilerinden oluşan Gazze Özgürlük Filosu, günü İsrail askerlerinin hukuk dışı saldırı ve müdahalesiyle karşı karşıya kaldı. Bu saldırı esnasında ve devam eden süreçte 10 insani yardım gönüllüsü hayatını kaybetti, 56’sı ağır yaralandı. Filo katılımcıları hiç bir yasal dayanak olmaksızın hapsedildi, yaralılara kelepçe takıldı, bazı yaralılar günlerce hücrelerde alıkonuldu ve kendilerine işkence ve kötü muamelede bulunuldu. Filo katılımcılarının tamamı kötü muameleye maruz bırakıldı, hapsedildi, şahsi eşyalarına el konuldu ve gemilere çeşitli maddi zararlar verilerek birçok haksız uygulama yapıldı.

Gazze Özgürlük Filosu

  • Neden Gazze?

    36 ülke vatandaşını Gazze Özgürlük Filosu’na katılmaya teşvik eden şey Gazze’de yaşanan insani krizdir. Uluslararası Af Örgütü’nün, Oxfam’ın, Care International UK’nin, Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin ve BM’nin raporlarına göre Gazze’de yaşayan 1,5 milyon insanın 1,1 milyonu yiyecek yardımına muhtaç. Gazze’de işsizlik oranı %50’nin üzerinde. ’in Aralık ayında başlayan ve 22 gün süren İsrail saldırısında ’ü çocuk ve bebek olmak üzere Filistinli hayatını kaybetmiş, Gazze’nin zaten son derece sorunlu olan altyapısı iflas etmiş, kanalizasyon sistemi çökmüş, elektrik üretimi neredeyse sıfırlanmış, hastaneler ve fabrikalar yıkılmış ve kişi başına düşen sağlık hizmeti imkânı dramatik derecelerde azalmıştır. Gazze’deki hastanelerin pek çoğu en temel tedavi imkânlarına bile sahip değil. İsrail’in Gazze’ye yönelik Dökme Kurşun Operasyonu sonucunda Gazze’deki binaların %14’ü yıkılmış, ambargo altındaki bölgeye inşaat malzemelerinin girişine izin verilmemesi nedeniyle yıkılan binaların yerine yenileri yapılamadı.

    31 Mayıs’ta yaşanan Mavi Marmara saldırısının ardından, İsrail, Gazze ablukasını “azaltana” kadar, Gazze’ye çay, ayakkabı, kağıt dâhil pek çok malzemenin girişi yasaktı. Gazze’nin ihtiyacı olan yardım malzemeleri İsrail’in ambargosu yüzünden bölgeye ulaşamıyordu. Bugün de Gazze’deki insani trajedi ambargo nedeniyle devam ediyor. İsrail’in uyguladığı Gazze ablukası devletler, BM İnsani Yardım Komisyonu ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi başta olmak üzere pek çok STK tarafından “yasa dışı” ilan edildi.

    Filistin’in tamamında ve doğal olarak Gazze’de yaşanan insani trajedinin geçmişi sadece bu olaylara dayanmıyor. Bu sorun 70 yıldan fazladır Ortadoğu ve Avrupa’yı yakından ilgilendiren ve şu ana kadar çözüme ulaştırılamayan “en büyük uluslararası problem” olarak tarihteki yerini almış durumda. Sömürgecilik geçmişi nedeniyle Filistin sorunu doğrudan Avrupalı devletlerin sorumluluğu altındadır. Filistin meselesi ’den bu yana Avrupa’nın da sorunudur.

    Mavi Marmara gemisiyle sembolleşen Gazze Özgürlük Filosu evrensel değerleri yücelten bir barış girişimidir. 36 ülkeden katılımcının yer aldığı filo; sayısız insan hakları ihlallerinin gerçekleştiği, en temel hak olan yaşama hakkının dahi ihlal edildiği, kıtlık tehlikesinin görüldüğü bir bölgeye yapılabilecek en insani girişimi gerçekleştirmiş, bölgede yaşayan 1,5 milyon insana yardım etmek istemiştir.

    Tarihte Gazze Filosu’na benzer uluslararası girişimlerle pek çok yardım organizasyonu düzenlenmiştir. İspanya İç Savaşı sırasında başta Yeni Zelanda ve Avustralya gibi uzak coğrafyalar olmak üzere tüm dünyadan gelen insani yardımlar faşistlerin tüm engellemelerine rağmen İspanya halkına ulaştırılmıştır. yılında Almanya işgali altındaki Yunanistan’da yaşanan kıtlık döneminde, uygulanan ambargoya rağmen, Türkiye tarafından hazırlanan ve yardım malzemesi taşıyan onlarca Yunanistan’a ulaştırılmıştır. yılları arasında Batı Berlin’e eski Sovyetler Birliği’nin uyguladığı ambargo, ABD ve İngiltere tarafından oluşturulan hava koridoruyla aşılmış, uçaklarla Batı Berlin’e iki seneye yakın süre ile yardım malzemeleri taşınmıştır. Çanakkale Savaşı sırasında Hindistan’dan kalkıp gelen Müslüman doktor heyeti gece gündüz durmaksızın yağan bombaların arasında yaralıları tedavi etmeye çalışmıştır. yılında Almanya işgali altındaki Yunanistan’da yaşanan kıtlığa çare olmak için Türkiye her türlü Alman tehdidine rağmen yardım malzemesi yüklü onlarca gemiyi yerine ulaştırmıştır. yılları arasında eski Sovyetler Birliği tarafından Berlin’e uygulanan ve oradaki insanları açlığa ve ölüme mahkûm eden ambargo, ABD ve İngiltere tarafından açılan hava koridoruyla aşılmıştır. Yine arasındaki Bosna Savaşı sırasında abluka altında bulunan başta Saraybosna gibi kentlere her türlü zorluğa rağmen ulaşan yardım kuruluşları gibi. Yardım faaliyetleri 2. Dünya Savaşı’nda bile hiçbir ülke tarafından engellenmemiştir. Sayısız uluslararası anlaşmada yardım faaliyetleri yapan kuruluşlara dokunulamayacağı ifade edilmiştir.

    “Neden Gazze?” sorusu bu gerçekler ışığında tamamen anlamsız ve önemsizdir. Önemli olan dünyanın neresinde olursa olsun, hangi milliyete, fikre, inanca ve felsefeye sahip olursa olsun yardıma muhtaç olanın yanında olmaktır.

  • Neden filo?

    Aralık Ocak dönemindeki Gazze saldırılarının akabinde, İsrailli yetkililer Gazze’ye insani yardım malzemesinin geçişine izin verdiklerini beyan etmişlerdi. Buna istinaden İHH İnsani Yardım Vakfı, yılının Ocak ayında Gazze’ye kara ve deniz yoluyla yardım götürmek için İsrailli makamlara başvuruda bulundu. Ancak sene içerisinde birkaç kez yinelenen bu başvuruya İsrail makamları tarafından yanıt verilmedi. Gazze’de yaşanan insani durumun kötüleşmesi üzerine uzun yıllardır Filistin’e yönelik çalışmalar yürüten vakfımız, geçtiğimiz ocak ayında ambargonun delinmesi ve Gazze halkına yardım ulaştırılması için "Filistin’e yol açık" adlı bir organizasyon gerçekleştirdi. Yüzlerce aracın katılımıyla kara yoluyla gerçekleştirilen organizasyonun ardından hedef, Gazze’ye yönelik ablukanın bu kez deniz yoluyla 9 gemilik insani yardım filosu ile delinmesiydi.

    Türkiye ayağı İHH’nın koordinasyonunda gerçekleştirilen "Rotamız Filistin, Yükümüz İnsani Yardım" sloganıyla yola çıkan Gazze Özgürlük Filosu'nun partnerleri dünyanın farklı bölgelerinde Gazze için çalışmalar yapan The Greek Ship to Gaza Campaign, The Swedish Ship to Gaza, The Free Gaza Movement, The International Committee to End the Siege on Gaza, The European Campaign to End the Siege on Gaza (ECESG) gibi kurumlardı.

    İnsani yardım filosu ile yıllardır ambargo altında bulunan, en temel insani ihtiyaçların bile karşılanamadığı ve Aralık Ocak arasında yaşanan 22 günlük İsrail saldırılarıyla tamamen yerle bir edilen 1,5 milyonluk Gazze için yeni bir yardım koridoru oluşturmak hedefleniyordu. Bu şekilde uzun süredir mahrumiyet içerisinde yaşayan Gazze halkının biraz olsun rahatlatılması amaçlanıyordu.

    Önemli bir kısmı inşaat malzemelerinden oluşan 10 bin tonluk insani yardım malzemesi taşıyan insani yardım filosu, uzun süredir dünya kamuoyunun gündemine gelmeyen Gazze’yi yeniden güçlü bir biçimde uluslararası karar alıcıların, devletlerin gündemine getirmeyi ve bu şekilde bölgedeki ambargonun kaldırılması için güçlü bir inisiyatif oluşturulmayı hedefliyordu. Gazze’ye ulaşacak olan bu filonun taşıdığı yardım malzemeleri ile Gazze halkının temel ihtiyaçları karşılanacak, hastalar tedavi edilecek, İsrail saldırıları ile yerle bir olan okul, hastane ve sağlık merkezleri yeniden inşa edilecekti. Evsizler için barınaklar, Gazze halkı için rehabilitasyon merkezleri ve çocuklar için oyun parkları kurulacaktı. Bunun için Latin Amerika’dan Afrika’ya, Balkanlar’dan Orta Asya’ya, Ortadoğu’dan Uzakdoğu’ya kadar 36 ülkeden farklı dil, din ve ırktan yüzlerce insani yardım gönüllüsü Gazze’ye insani yardım ulaştırmak için bu filoda bir araya geldi.

    Gazze Özgürlük Filosu, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada yeni Gazze’lerin olmaması, bölge ve dünya barışının sağlanabilmesi için önemli bir fırsat olarak görülüyordu. Uluslararası barış gemilerinin Ortadoğu’nun içinde bulunduğu savaş ve kaos ortamından sıyrılması, bölgede yeni bir yumuşama oluşturması ve sorunların çözümüne yönelik yeni bir soluk getirmesi umuluyordu. 36 ülkeden ’ün üzerinde aktivistin katıldığı organizasyon, Gazze halkına umut vermeyi ve akabinde ambargonun sonlandırılmasını, özelde bölge barışına, genelde dünya barışına katkıda bulunmayı hedefliyordu. Ancak insani yardım filosu Akdeniz’de uluslararası sularda seyir hâlindeyken İsrail hükümeti tarafından gerçekleştirilen bir saldırının kurbanı oldu.

  • Filoyu organize eden sivil toplum kuruluşları
    • Free Gaza Movement
    • European Campaign to End the Siege on Gaza
    • İHH İnsani Yardım Vakfı
    • Ship to Gaza Greece
    • Ship to Gaza Sweden
    • The International Committee to End the Siege on Gaza
  • Filoda yer alan gemiler
    • Mavi Marmara (Ülke: Komor, Kişi sayısı: , Yolcu gemisi)
    • Defne (Ülke: Türkiye, Kişi sayısı: 20, Yük gemisi)
    • Gazze I (Ülke: Türkiye, Kişi sayısı: 18, Yük gemisi)
    • Eleftheri Mesogios (Ülke: Yunanistan, Kişi sayısı: 30, Yük gemisi)
    • Sfendoni (Ülke: Togo, Kişi sayısı: 43, Yolcu gemisi)
    • Challenger 1 (Ülke: ABD, Kişi sayısı: 20, Yolcu gemisi)
    • Challenger 2 (Ülke: ABD, Kişi sayısı: 20, Yolcu gemisi, Arıza nedeniyle yolcuları Mavi Marmara’ya aktarıldı.)
    • Rachel Corrie (Ülke: Kamboçya, Kişi sayısı: 20, Yük gemisi, Arıza sebebiyle bir gün gecikmeli olarak yola çıktı.)
  • Filonun yük bilgileri
    • Temel İhtiyaçlar: Yiyecek, tekstil ürünleri (giyecek, havlu, yatak takımı, ayakkabı, kumaş, halı, mutfak eşyası, yorgan, battaniye, mobilya ve yataklar)
    • Tıbbi Gereçler: Tıbbi araçlar (ultrason tarayıcı aletleri, X-Ray aletleri, elektrikli hasta yatakları, dişçilik üniteleri, dişçilik aletleri, Doppler ekokardiyografi aletleri, tekerlekli sandalyeler, elektrikli tekerlekli sandalyeler, elektrikli engelli hareket araçları, sedyeler, yürüteçler, otoklav, mamografi aleti, mikroskoplar, kan sirküle makineleri, hemodiyaliz makineleri, radyoloji aletleri, koltuk değnekleri, ENT üniteleri, tomogrofi makineleri, ameliyat masaları, jinekolojik muayene koltuğu ve çeşitli tıbbi gereçler, ilaçlar)
    • İnşaat Malzemeleri: Demir ( ton), prefabrik evler ( ünite), inşaat gereçleri (tuğla, kereste, sunta, inşaat iskelesi, boru tesisatı gereçleri, elektrikli aletler, plastik pencere çerçeveleri, cam, çelik tel, ölçü aletleri, el arabaları, çivi, monte aletleri, banyo armatürleri, boya, güç dağılım üniteleri, merdiven, izolasyon materyalleri, ton çimento, 50 ton seramik tuğla yapıştırıcısı, 16 ünite çocuk oyun alanı, 2 konteyner tahta)
    • Teknik malzeme: 2 elektrik güç jeneratörü, donanım gereçleri (elektrikli el aletleri, makineler, fırınlar), güç üniteleri (5 ünite 85 KWS - 2 ünite KWS - 6 adet KWS - 3 adet KWS - 1 adet KWS ve 1 ünite 35 KWS), güç üniteleri (80 ünite KWS), ETC, 2 adet tuz arıtma ünitesi, 20 ton kâğıt

Katliam gecesi ve ilerleyen günlerde neler yaşandı?

  • Rotamız Gazze

    31 Mayıs sabahı İsrail askerleri tarafından uluslararası sularda gerçekleştirilen saldırıyla filo engellendi. Gemilerdeki herkes zorla İsrail’e götürüldü ve gemilerin yüklerine ve insanların özel eşyalarına el konuldu. 6 gemiden oluşan insani yardım filosunda 36 ülkeden ’den fazla kişi bulunuyordu. Filoyu oluşturan gemiler, 30 Mayıs günü Güney Kıbrıs açıklarında bir araya geldi. Aynı gün saat sularında güneye doğru hareket eden gemilerin rotası, açık denizden kıyıya paralel olarak mil mesafede idi. Gemiler ertesi sabah saat sularında Gazze kıyılarının 75 mil açığına ulaştıktan sonra rotalarını Gazze yönüne çevirerek gündüz saatlerinde Gazze Limanı’na varmayı hedefliyordu.

  • Uluslararası sularda saldırı

    30 Mayıs Pazar akşamı saat civarında İsrail tarafından Mavi Marmara gemisinin kaptanına taciz ve tehdit mesajları gelmeye başladı ve radarda İsrail savaş gemileri ilk kez görüldü. İsrail tarafından gönderilen mesajlara Mavi Marmara gemisi kaptanı her defasında “yaklaşık katılımcı ile açık denizden hareketle güneye doğru gidilmekte olunduğunu ve filoda bulunan insani yardım malzemelerinin Gazze’ye götürüleceğini” tekrar tekrar iletti. Ancak uluslararası sularda seyir hâlinde olan gemiye yönelik İsrail’in tehdit ve taciz mesajları devam etti.

  • Yayına taciz

    Bu esnada gemiden medyaya ve dünya kamuoyuna yayın yapan Türksat uydu frekansının ve uydu telefonlarının iletişimi İsrail tarafından kesilmeye başlandı ve İsrail savaş gemileri filoyu yakından takibe aldı. Savaş gemilerinin yaklaşması üzerine gemideki yetkililer olası bir İsrail müdahalesine karşı katılımcılardan can yeleklerini giymelerini istediler. Uydu bağlantısı ile gemiden yapılan tüm yayınlarda yardım filosunun organizatörleri, katılımcılar ve medya mensupları, barış amaçlı olan ve insani yardım malzemesi dışında hiçbir yük taşımayan gemilerin tek hedefinin Gazze halkının ihtiyaç duyduğu insani malzemeyi bölgeye ulaştırmak olduğunu defalarca tekrar etti.

  • İnsani yardım filosuna savaş açtılar

    Gece saat sularına kadar savaş gemilerinin takibi bu şekilde devam etti. Bu saatten sonra ise 30 civarında zodyak ve 4 savaş gemisinin filonun etrafını saracak şekilde her yönden yaklaştığı açık olarak görüldü. Bu sırada etrafta denizaltılar ve yardım filosunun üzerinde helikopterler de belirdi.

  • Gemiye çıkmadan ateşe başladılar

    Saat sularında yüzleri maskeli, elleri silahlı askerleri taşıyan hücumbotlar gemiye yanaştı. Her bir botta en az 10 İsrail askeri bulunuyordu. Botlardaki askerler gemiye çıkmaya çalışırken gemiye ateş edilmeye de başlanmıştı. Bu gelişmeler yaşanırken bir yandan da silahlı askerlerle dolu askerî helikopterler geminin üzerine gelerek gemiye asker indirmeye başladılar. Gemiye inen askerler etrafa gelişigüzel ateş ediyorlardı. Bu esnada tamamen silahsız olan gemi yolcularından birkaçı İsrail askerleri tarafından yakın mesafeden kafalarından vurularak öldürüldü, pek çoğu da yaralandı.

  • Öldürmek için geldiler

    Geminin en üst katına indirme yapan İsrail askerlerinin gerçek mermilerle ateş açtıklarını gören yolcular, alt kattaki salonlarda tamamen savunmasız bir şekilde bekleyen bebek, kadın ve yaşlıları korumak için etrafta buldukları su şişesi, sandalye, sopa vb. cisimlerle kendilerini savunmaya başladılar. Üç İsrail askeri etkisiz hâle getirilerek silahları alınıp denize atıldı ve yaşanan arbedede hafif yaralanan İsrail askerleri tedavi için doktorların yanına götürüldü. Bu sırada gemide bulunan ve İsrail’in ilk anda fark etmediği için karartma uygulamadığı başka bir uydu frekansından yapılan televizyon yayını ile tüm dünya İsrail askerlerinin sivil aktivistlere yönelik gerçekleştirdiği katliama eş zamanlı olarak tanık oldu.. Şehit ve yaralı sayısının hızla artması üzerine beyaz bayrak sallayarak ateşi kesmeleri için askerlere çağrıda bulunuldu. Çağrıları dikkate almayan askerler bir süre daha ateşe devam ettiler.

  • İsrail askerlerini aktivist doktorlar tedavi etti

    İsrail askerlerine İngilizce ve Arapça olarak ateşi kesmeleri ve yaralıların hastaneye götürülmesi için sürekli anonslar yapıldı. Ancak tüm çağrılara rağmen askerler etrafını çevirdikleri salonların camlarından içerde bulunan aktivistleri hedef almaya devam ettiler. Bu sırada katılımcılar arasında bulunan bir kadın ellerini havaya kaldırarak askerlerin yanına gidip ateşi kesmelerini söyledi. İbranice bilen İsrail milletvekili Hanin Zuabi’nin de yardımıyla İsrail askerleri ile iletişime geçildi ve yaralı İsrail askerlerinin de hastaneye götürülmek üzere kendilerine verileceği söylendi ve artık katılımcılara ateş açılmaması istendi. Bunun üzerine katılımcılardan bir iki kişi ile bir doktor yaralı üç askeri teslim etti. İsrailli askerler yaralı askerleri teslim aldıktan sonra kendilerine yaralılarını teslim eden kişilere ateş açarak askerlerin ilk tedavisini gerçekleştiren doktoru kolundan vurdular. Sabah ’dan akşam ’a kadar, bazı yaralılar kanamaları olduğu hâlde gemide bekletildi. Doktorların yaralılara müdahale etmelerine izin verilmedi. Bazı yaralılara özellikle eziyet edildi, tekmelendi, silahlarla darp edildi; bazılarının ise yaralı hâlde iken üzerlerine ateş açıldı.

  • İşkence gemide başladı

    Gemiye hücumbotlar ve helikopterlerle asker takviyesi yapıldı, özel eğitimli K9 köpekleri gemiye alındı. Bu uzun bekleyişin ardından askerler salonda bulunan herkesi tek tek çıkış kapısına yönlendirdi. Burada üst araması yapıldıktan sonra elleri kelepçelenen katılımcılar açık güverteye toplandı. Kadınlar güvertedeki banklara, erkekler ise ıslak ve pis zemine diz üstü oturtuldu. İnsanların en doğal ihtiyaçlarını karşılamalarına dahi izin verilmedi. Havada dönüp duran devasa helikopter katılımcıları ıslatıyordu, yolculuğun büyük bölümü bu şekilde geçti. Helikopterlerin oluşturduğu sirkülasyon ise tek başına büyük bir işkenceydi. Katılımcılar güvertede, aşırı rüzgâr altında ve deniz suyu ile ıslatıldıktan sonra havalandırmaları kapatılmış iki salona toplandı, aşırı sıcak ve havasızlık dayanılmaz boyutlara ulaştı. Konuşmak, hareket etmek, ayakta durmak, askerlere bakmak her şey ama her şey askerlerin müdahalesi için yeterli nedenlerdi. Bu müdahaleler bazen sözlü bazen de fiili oluyordu. Uzun bir bekleyişten sonra gemi hareket etti. İnsanlar nereye götürüldüklerini bilmiyorlardı. Sabah ’da başlayan zorlu yolculuk akşam ’a kadar sürdü.

  • Korsanlar gemiyi Aşdod’a kaçırdı

    Akşam saatlerinde Aşdod Limanı’na varan Mavi Marmara’yı limanda katılımcılara insanlığa sığmayacak hareketlerle küfürler eden yüzlerce İsrailli karşıladı. Limanda uzunca bir süre bekletildikten sonra çok geç saatlerde tüm katılımcılar gemiden indirildi. Gemiden inmeden önce bir kez daha üst araması yapıldı, kelepçeleri çıkarılmış olanlara yeniden kelepçe takıldı. Gemiden indirilen herkesi iki polis sorgu alanına götürdü. Gemiden karaya ayak basar basmaz herkesin fotoğrafı çekildi. Sorgu çadırına girmeden önce arama çadırında insani yardım filosu katılımcıları çok detaylı, insanlık dışı bir aramadan geçirildi. Ardından sorgu çadırına alınan katılımcılardan İsrailli yetkililer tarafından hazırlanan sınırdışı belgelerini doldurmaları istendi. İnsani yardım filosu uluslararası sularda iken baskına uğramış ve gemidekiler istekleri dışında zorla Aşdod’a getirilmişti. Bu nedenle katılımcılar sınırdışı belgesini imzalamadılar. Sonra tüm katılımcıların parmak izleri alındı, fotoğrafları çekildi, sağlık kontrolünden geçirildi. Bu işlemlerin ardından dosyalar İsrail iç istihbarat birimi Şabak’a teslim edildi. Şabak özellikle katılımcılar arasındaki bazı isimler üzerinde durdu ve ilk andan itibaren bu kişileri sık sık sorguya aldı. İşlemler devam ederken yetkililer katılımcılara belirli belgeleri imzalarlarsa hemen havaalanına gidebileceklerini, aksi takdirde hapishaneye götürülerek en az iki ay tutuklu kalacaklarını söylüyorlardı. Katılımcıların büyük bir kısmı söz konusu belgeleri imzalamadı. Ardından herkes otobüslere ve tutuklu araçlarına bindirilerek hapishaneye doğru yola çıkarıldı. Bir buçuk saati aşkın süren yolculuk gece sularında Berşeva Hapishanesi’nde son buldu.

  • Özgürlüğe pranga

    Kimse birbirinden haber alamıyor, telefon etmek isteyenlere izin verilmiyordu. Herkes iki ve dört kişilik hücrelere dağıtıldı. Katılımcıların kendi ülkelerinin konsolosluk yetkilileri ile görüşme talepleri “sonra” diyerek reddedildi. Koğuşlarla ilgili her türlü iş katılımcılara yaptırıldı: taşınacak malzemeler, dağıtılacak olan her şey, yemekten sonra yapılacak temizlik vb. Görevliler sürekli olarak gürültü çıkartıp iki gece boyunca uyumamış olan katılımcıların dinlenmesine izin vermediler. Her saat başı demir kapılara hızla vurarak hücrelerdeki herkesin ayağa kalkması istendi. Herkese tekrar tekrar ismi, nereden ve neden geldiği soruldu. 2 Haziran gecesi saat ’dan itibaren koğuşa gelen görevliler isimleri tek tek okuyarak herkesi gruplar hâlinde götürmeye başladılar. Bu işlem öğlene kadar sürdü. Bazı gruplar gece saat ’te havaalanına ulaşırken bazıları ise ancak öğleden sonra havaalanına ulaşabildiler. Gemi katılımcıları havaalanına giderken yine karga tulumba transfer araçlarına bindirildi. Bazı aktivistler 2,5 metrekarelik cezaevi araçlarına 6 kişi itiş tıkış zorla bindirilerek iki saatlik yolu bu şekilde gitmek zorunda bırakıldı. Havaalanına getirildiklerinde pasaport işlemleri yapılırken herkes sınır dışı kâğıtlarını imzalamaya zorlandı. Uzun uğraşlardan sonra katılımcılara bu belgelerin üzerine İsrail’e kendi istekleri dışında getirildiklerinin yazılması için izin verildi. Pasaport işlemlerinin tamamlanması için beklenen süre boyunca sürekli olarak askerlerin sözlü tacizleri devam etti. Askerler çıkan her arbededen sonra birbirlerini kutluyor ve komutanları tarafından takdir ediliyorlardı.

  • Geride kimseyi bırakmayacağız

    Pasaport işlemleri tamamlananlar, Türkiye’den gelen uçaklara peyderpey alınmaya başlandı. Uçaklara ilk binenler neredeyse 12 saat boyunca uçakta tüm katılımcıların işlemlerinin tamamlanmasını beklediler. Bazı katılımcılar havaalanında sorguya alınan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım'ın sorgudan çıkarılıp uçağa bindiğini görene kadar uçaklara binmeyi reddetti. Yetkililere bu kişiler gelmeden uçakların hareket etmeyeceği bildirildi. İsrail yetkilileri ısrarla geride kimse kalmadığını, herkesin uçaklarda olduğunu söylüyordu. Sorgu odasında tutulanlar serbest bırakılmadan hiçbir yere gidilmeyeceği bir kez daha kesin bir dille ifade edildi. Sonunda orada bulunan bir görevli sorgu odasına giderek buradaki dört kişiyi çıkarttı ve pasaport işlemlerini yaptırdı. Türkiye’den gelen milletvekilleri ve konsolosluk görevlileri ile birlikte uçağa binildi. Uçakta son liste kontrolleri yapıldıktan sonra geride ağır yaralı oldukları için İsrail’deki hastanelerde tedavi gören beş kişi bırakılarak şehit ve yaralılarla birlikte Türkiye’ye doğru yola çıkıldı. Havaalanında katılımcıların özel eşyalarının akıbeti sorulduğunda başka bir uçakla gönderileceği söylendi ancak Türkiye’ye gönderilenler ekseriyetle boş valizler, parçalanmış telefonlar, kameralar vb. eşyalar oldu. Çok sayıda elektronik eşyaya İsrail yetkilileri tarafından el konuldu. Bu da tüm gemi katılımcıları için ciddi bir maddi kayıp anlamına gelmekteydi. Bütün bunlara ek olarak, ülkelerine dönen katılımcıların el konulan kredi kartlarının ve telefonlarının da İsrail’de kullanıldığı, gemide bulunan bilgisayar ve telefonların İsrail askerleri tarafından çalınıp satıldığı öğrenildi. 

31 Mayıs 'dan bugüne

  • Uluslararası kurumların saldırıya tepkileri

    BM'den İsrail'i kınayan sert açıklama
    BM Güvenlik Konseyi, İsrail'i operasyon sırasında meydana gelen sivil ölümlerden dolayı kınadı ve tarafsız bir soruşturma yapılmasını istedi. Konsey başkanı tarafından yapılan açıklamada, "10 sivilin hayatını kaybetmesine ve çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan eylemlerin kınandığı” bildirildi ve "Konsey, uluslararası standartlara uygun hızlı, tarafsız, güvenilir ve şeffaf bir soruşturma açılması çağrısı yapmaktadır" denildi.

    İslam Konferansı Teşkilatı: İsrail, “devlet terörü” uygulamıştı
    İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) ülkelerinin Dış İşleri Bakanları, İsrail’in insani yardım filosuna saldırısının hemen akabinde Cidde’de toplandı. Cidde’de gerçekleşen toplantı sonucunda İsrail’in vahşi saldırganlığı kınandı, saldırı “korsanlık” ve “devlet terörü” olarak tanımlandı. İsrail’in uluslararası hukuku ihlal ettiği bildirildi. İKT üyesi olan ülkelere uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli tüm adımları atmaları çağrısında bulunuldu. Gazze’deki ambargonun ivedilikle kaldırılması gerektiği vurgulandı.

    Arap Birliği İsrail’i kınadı
    Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa: “İnsani yardım amaçlı yola çıkanlara yapılan bu saldırıyı kınıyoruz. Onlar insanlara yardım etmek istiyorlardı. Bir askeri hareket değillerdi. Herkes bu saldırıyı kınamalıdır” dedi.

    Afrika Birliği İsrail’i kınadı
    Afrika Birliği, İsrail’in insani yardım filosuna saldırısını kınadı ve uluslararası toplumu Gazze’deki ambargonun kaldırılması için harekete çağırdı.

    Avrupa Parlamentosu, filo saldırısını şiddetle kınadı
    Avrupa Parlamentosu Başkanı Jerzy Buzek, İsrail’i “eylemlerini acilen açıklamaya” davet etti. Buzek: “Avrupa Parlamentosu olarak Gazze’de uygulanan ambargoyu şiddetle kınıyoruz.” dedi.

    Uluslararası Af Örgütü: Aşırı güç kullanılmıştır
    Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International (AI)), Gazze’ye yardım götüren gemilere yapılan ve 10 kişinin ölümü ile sonuçlanan saldırının araştırılması gerektiğini söyledi. Uluslararası Af Örgütü’nün Ortadoğu ve Kuzey Afrika sorumlusu Malcolm Smart: “İsrail’in aşırı güç kullandığı açıktır” dedi.

    İnsan Hakları İzleme Örgütü: Saldırı, ivedilikle araştırılmalıdır
    İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch (HRW)), İsrail’in insani yardım filosuna saldırısından dolayı derin endişe duyduklarını açıkladı. HRW, saldırıda hukuksuz bir şekilde aşırı güç kullanılmış olabileceğini belirtti. HRW, İsrail komandolarının öldürücü bir şekilde güç kullandığını belirtti; olayla ilgili güvenilir ve tarafsız bir araştırmanın ivedilikle başlatılması gerektiğini açıkladı.

    BM Güvenlik Konseyi ivedilikle toplandı
    İsrail’in 31 Mayıs’ta insani yardım filosuna saldırısı üzerine T.C. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, BM Güvenlik Konseyi’ni acil olarak toplantıya çağırdı. 1 Haziran’daki BM Güvenlik Konseyi toplantısında Davudoğlu, BM’nin acilen soruşturma başlatmasını istedi. Davutoğlu: “Bu yakışıksız bir harekettir. İsrail’in tavırları, uluslararası hukukun derin bir şekilde ihlali anlamına geliyor. En basit anlatımla, bu, eşkıyalık ve korsanlıkla eşdeğerdir. Bu devlet tarafından işlenmiş bir cinayettir. Hiçbir mazereti olmadığı gibi meşruiyeti de yoktur. Böyle bir yolu izleyen bir ulus devlet, uluslararası kamuoyunun saygın bir üyesi olma meşruiyetini de kaybetmiştir” dedi.

  • Devletlerin saldırıya tepkileri

    ALMANYA
    Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, İsrail ordusunun Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırmasından derin endişe duyduğunu belirtti. İsrail’in saldırısıyla ilgili kapsamlı, şeffaf ve tarafsız bir araştırma yapılması gerektiğini söyledi.

    ARJANTİN
    Dışişleri Bakanlığı, uluslararası sularda düzenlenen saldırıyı kınadı. Can kayıpları nedeniyle derin üzüntü duyduklarını ve olay hakkında bir soruşturma açılması gerektiğini açıklayan Arjantin, durumu ciddileştiren şiddet eylemlerine ve Gazze ablukasına son verilmesini istedi.

    AVUSTRALYA
    Başbakan Kevin Rudd: “Avustralya hükümeti, böyle bir şiddete karşıdır, kınamaktadır. Kayıplar için üzgünüz. İsrail hükümeti derhâl bağımsız bir soruşturma başlatmalı ve sonuçlarını BM Güvenlik Konseyi ile paylaşmalıdır.”

    AVUSTURYA
    Avusturya Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger: “İsrail saldırısı insanlık dışı ve şoke edici bir saldırıdır. Bu insanlık dışı saldırının acilen ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması gerekir.”

    BELÇİKA
    Belçika Dışişleri Bakanı Steven Vaneckere, İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere “oldukça orantısız” bir saldırıda bulunduğunu söyledi. İsrail’in bu ölçüde ağır güç kullanmayı tercih etmesinin “son derece üzüntü verici olduğunu” ifade etti.

    BREZİLYA
    Brezilya, İsrail büyükelçisini geri çağırdı. Brezilya Dışişleri Bakanı Celso Amorim: “Bu tür bir olay karşısında daha fazla şoke olamazdık. Umarım BM Güvenlik Konseyi güçlü bir deklarasyon kabul eder. Gerçekten BM’den gelecek bir eyleme ihtiyacımız var çünkü bu saldırı çok derin izler bırakacak. BM’nin önlem almasını ve İsrail'in de kendisinden istenene uymasını umuyoruz.”

    ÇİN
    Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ma Caoşü: “Gazze’ye insani yardım götüren filoya gerçekleşen İsrail saldırısını kınıyor, BM’nin acilen harekete geçmesini bekliyoruz.”

    DANİMARKA
    Dışişleri Bakanı Lene Espersen, İsrail’in aşırı güç kullanmasını kınadı. İsrail’in Kopenhag Büyükelçisi, İnsani Yardım Filosu’na yapılan saldırının hemen akabinde bakanlığa çağrıldı.

    FİLİSTİN
    Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Filistin’de üç günlük yas ilan etti. Filistin yönetimi BM Güvenlik Konseyi’nin acilen toplanmasını istedi. Hamas hükümetinin lideri İsmail Haniye, gemilere İsrail müdahalesini “acımasız bir saldırı” olarak niteledi. Haniye, basına yaptığı açıklamada: “BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’u, bu gemilerde bulunan dayanışma gruplarını korumak ve Gazze’ye güvenle gelmelerini sağlamak konusunda sorumluluklarını üstlenmeye çağırıyoruz” diye konuştu. Hamas ayrıca, İsrail askerlerinin Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısının ardından Araplara ve Müslümanlara, İsrail büyükelçiliklerinin önünde “başkaldırı” çağrısında bulundu.

    FRANSA
    Fransa Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy yaptığı açıklamada İsrail’i “orantısız güç kullanmak”la suçladı. Elysée Sarayı’ndan yapılan açıklamada Sarkozy’nin “orantısız güç kullanımını kınadığı ve bütün kurbanların ailelerine başsağlığı dilediği” ifade edildi. Açıklamada: “Barış sürecini yeniden başlatmanın ne kadar acil olduğunu gösteren bu trajedinin detayları her yönüyle aydınlatılmalıdır” denildi. Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, İsrail’in Gazze’ye giden yardım gemilerine düzenlediği saldırının “son derece şok edici” olduğunu söyledi ve soruşturma talep ettiklerini belirtti.

    GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ
    Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail’deki büyükelçisini geri çağırma kararı aldı. Güney Afrika Cumhuriyeti Uluslararası İlişkiler Bakan Yardımcısı Ebrahim İsmail Ebrahim yaptığı açıklamada: “Büyükelçimizi, saldırıyı şiddetle kınadığımızı göstermek için geri çağırdık. İsrail’in yardım filosuna düzenlediği son saldırı, bölgedeki sorunlara kalıcı bir çözüm bulma çabalarına ciddi biçimde zarar vermiştir.” dedi.

    HOLLANDA
    Dışişleri Bakanı Maxime Verhagen: “Bu kadar insanın ölmesinden büyük şaşkınlık duydum. Olayın nasıl meydana geldiğini belirleyecek açık bir soruşturma başlatılmasını istiyoruz.”

    ENDONEZYA
    Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, saldırının, uluslararası sularda yapılmış yasa dışı bir operasyon olduğu, İsrail’in hesap vermesi noktasında Endonezya hükümetinin uluslararası kurumlarla iş birliği içinde olacağı kaydedildi.

    İNGİLTERE
    Gemilere yapılan saldırının “kabul edilemez” olduğunu belirten Başbakan David Cameroon, Gazze’ye ablukanın ivedilikle kaldırılmasının ve insani yardımların bölgeye özgürce gönderilmesinin önemini vurguladı. Dışişleri Bakanı Willian Hague yaşanan can kayıplarından üzüntü duyduğunu belirtti ve Gazze’ye yardım için tüm geçişleri açma çağrısında bulundu. İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague: “İsrail’in itidalli davranması ve uluslararası yükümlülükleri doğrultusunda hareket etmesi gerektiğini” söyledi. Orta Doğu Dörtlüsü Temsilcisi Tony Blair de İsrail’in Gazze’ye yardım götüren uluslararası filoya saldırısından şoke olduğunu belirterek olayla ilgili soruşturma açılmasını istedi.

    İRAN
    İran Meclisi Millî Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu, İsrail saldırısını sert bir dille kınadı. “Dünya barışı ve emniyeti için en büyük tehdit Siyonist İsrail rejimidir. Siyonist rejim İsrail, savaş suçu işliyor” denildi ve İslam Konferansı Teşkilatı (İKT), BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplum göreve çağrıldı.

    İRLANDA
    Dışişleri Bakanı Michael Martin: “İsrail ordusunun insani yardım misyonu ile yola çıkan bir filoya düzenlediği saldırıdan dolayı ciddi endişe duyuyoruz. Böyle bir saldırı kabul edilemez.”

    İSPANYA
    AB ile ilişkilerden sorumlu Devlet Sekteri Diego Lopez Garrido: “Gerek İspanya gerekse dönem başkanı olarak AB adına bu saldırıyı en sert şekilde kınıyoruz. İspanya Dışişleri Bakanlığı olarak İsrail’in Madrid büyükelçisini izahat için acil olarak Dışişleri Bakanlığı’na çağırdık.”

    İSVEÇ
    İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt: “Bu saldırı bir uluslararası diplomatik krizdir. AB ülkeleri, saldırının ilk anından itibaren açık bir şekilde İsrail’i kınamaktadırlar.”

    İTALYA
    Dışişleri Bakanı Franco Frattini: “Gemilere saldırı bizleri şoka uğrattı. Sivillerin öldürülmesini en sert şekilde kınıyorum. Bu kesinlikle ağır bir eylem. Ciddi ve detaylı bir soruşturma istiyoruz. AB soruşturmaya dâhil olmalı ve gerçekleri açığa çıkarmalıdır.”

    KATAR
    Saldırıyı korsanlık olarak niteleyen Katar Emiri Şeyh Hamid bin Halife el Tani, adalet ve demokrasiden söz eden herkesi Gazze’deki ablukayı kaldırmak için harekete geçmeye çağırdı.

    KÜBA
    Dışişleri Bakanlığı: “İsrail hükümetinin yaptığı bu cani ve hukuk dışı saldırıyı ciddi bir şekilde kınıyoruz. Gazze’deki hukuk dışı, acımasız ve soykırım amaçlı abluka, acilen kaldırılmalıdır. Bu vesile ile Filistin halkına desteğimizi yineliyor, Doğu Kudüs’ün başkenti olduğu bağımsız Filistin devletinin kurulmasını destekliyoruz.”

    LÜBNAN
    Başbakan Saad Hariri: “İsrail saldırısı bölgedeki gerginliği tırmandırmıştır. Uluslararası toplum harekete geçmelidir.”

    MALEZYA
    Dışişleri Bakanı Datuk Seri Anifah Aman: “İsrail’in uluslararası sularda yaptığı saldırı uluslararası hukukun ciddi bir şekilde ihlalidir. BM Güvenlik Konseyi acilen toplanmalıdır.”

    MISIR
    Mısır’ın Gazze ile olan Refah Sınır Kapısı gerekli tıbbi ve insani yardım ile hasta ve yaralı geçişinin sağlanabilmesi için açıldı.

    NİKARAGUA
    Devlet Başkanlığı sözcüsü Rosario Murillo: “Nikaragua, İsrail hükümetiyle diplomatik ilişkilerini askıya almıştır. İsrail, insani hukuku ve uluslararası hukuku açık bir şekilde ihlal etmiştir.”

    NORVEÇ
    Norveç Dışişleri Bakanı Jonas Gahr Store, işgal rejiminin yaptığı saldırıyı şiddetle kınayarak Gazze kuşatmasının derhâl kaldırılmasını istedi.

    PAKİSTAN
    Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi: “İnsani yardım konvoyuna yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz. İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısı, uluslararası hukukun ihlalidir.”

    RUSYA
    Rusya Dışişleri Bakanlığı: “Yaşananların tüm detaylarıyla açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Hiçbir hukuki neden olmadan sivil insanlara karşı silah kullanılmasının ve açık denizlerdeki gemilere el konulmasının, uluslararası hukuk normlarının çok net bir ihlali olduğu son derece aşikârdır. Bu olayı aynı zamanda, Gazze Şeridi’ne yönelik İsrail ablukasının acil olarak kaldırılması, Gazze halkının insani ve sosyal durumunun iyileştirilmesi için gerçek adımların bir an önce atılması gerektiğinin ispatı olarak görmekteyiz.”

    SUUDİ ARABİSTAN
    İsrail’in katliam yaptığını belirten Suudi Arabistan, uluslararası topluluğu “İsrail’in saldırganlıkları karşısında sorumluluklarını yerine getirmeye” davet etti.

    SURİYE
    Suriye, İsrail’in yardım gemilerine yönelik saldırısının sonuçlarını tartışmak üzere Arap Birliği Konseyi’ni olağanüstü toplantıya çağıran resmî bir muhtıra hazırladı.

    ŞİLİ
    Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamada, İsrail’in sivillere yönelik saldırısından üzüntü duyulduğu ve özellikle uluslararası sularda böyle bir güç kullanılmasının kınandığı kaydedildi.

    TÜRKİYE
    Başbakan Erdoğan: “Bu bir devlet terörüdür. İsrail tarafından yapılan bu saldırı, gerekçesi ne olursa olsun uluslararası hukuka tamamen aykırı bir devlet terörüdür, mevcut İsrail hükümeti bölgede barış istemediğini açık ve net olarak ortaya koymuştur. Bu, bölge barışını tehdit ettiği kadar, kendi halkına da huzur getirmeyecek bir davranıştır. Bu insanlık dışı saldırıya sessiz ve tepkisiz kalmayacağımızın bilinmesi gerekir.”

    VATİKAN
    Gazze’ye insani yardım taşıyan gemilere İsrail tarafından yapılan saldırı sonrası yaşanan gerilimi kaygıyla izlediklerini kaydeden Vatikan basın sözcüsü Peder Federico Lombardi: “Bu son derece acı bir olaydır. Özellikle de insanların öldürülmüş olması üzüntü vericidir” dedi.

    VENEZUELA
    Devlet Başkanı Hugo Chavez: “İsrail; lanetli, terörist ve katil bir ülkedir. Çok yaşa Filistin!"

    YENİ ZELANDA
    Başbakan John Key: “Bu trajik ve kabul edilemez bir olaydır. Açıkçası çok endişeliyiz. İnsanların hayatını kaybetmesine neden olan şiddeti kınıyoruz.”

    YUNANİSTAN
    Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Dimitri Droutsas, Gazze’ye yardım götüren gemilere İsrail’in düzenlediği askerî operasyon için: “Bu derecede şiddet haklı gösterilemez, bunun hiçbir gerekçesi olamaz, kınıyoruz” dedi. Yunanistan, İsrail’in Atina Büyükelçisi’ni Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı ve tepkilerini iletti. Ayrıca, Yunanistan İsrail ile aralarındaki “Minoas ” kodlu hava tatbikatını da iptal etti.

  • BM Mavi Marmara Raporu sonuç bölümü

    Filoya yapılan saldırı, İsrail hükümeti ile Filistin otoritesi ve Filistin halkı arasında devam eden sorunlar bağlamında değerlendirilmelidir. Yaşananlar, tarafların kendi yüklendikleri misyonu yerine getirirken pozisyonlarının doğruluğuna olan derin inançlarını ortaya çıkarmıştır. Mevcut koşullarda önemli bir değişiklik olmaması hâlinde benzer felaketlerin meydana gelmesi muhtemeldir. Güç ve iktidarın, adil ve eşit koşullar oluşturma bilincine sahip olması durumunda daha değerli olduğu unutulmamalıdır. Barış ve saygı, karşıt görüşteki birinden zorla alınmaya çalışılmamalı, kazanılmalıdır. Adil olmayan bir zaferin kalıcı bir barış getirdiği görülmemiştir.

    Misyon, 31 Mayıs tarihinde Gazze’de bir insani krizin mevcut olduğuna dair kesin bir sonuca varmıştır. Kaynaklardan elde edilen kanıtların üstünlüğü, aksi bir görüşe varmaya izin vermeyecek derecede güçlüdür. Bu durumun inkârını, herhangi bir rasyonel temelde desteklemek mümkün değildir. Buradan çıkan sonuçlardan biri de, tek başına bu sebeple bile ablukanın yasa dışı ve hukuken kabul edilemez olduğudur. Ablukanın yasallığını ortaya koymak için aranan gerekçeler ne olursa olsun durum böyledir.

    Bu sonuçtan birtakım neticelere varılmıştır. Temel olarak, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin Mavi Marmara’ya açık denizde, ilgili şartlar altında ve gösterilen sebeplerle müdahalesi açıkça kanunsuzdur. Özelde bu eylem, en azından Birleşmiş Milletler Sözleşmesi Madde 51’deki şartlar çerçevesinde hiçbir şekilde savunulamaz.

    İsrail, ablukayı güvenlik gerekçesiyle haklı göstermek istemektedir. Diğer tüm devletler gibi İsrail de barış ve güvenlik içinde yaşama hakkına sahiptir. Gazze’den İsrail topraklarına roket ve diğer mühimmatların atılması, uluslararası hukukun ve uluslararası insani hukukun ciddi anlamda ihlalini teşkil etmektedir. Ancak Gazze’deki sivil halkın topluca cezalandırılması şeklindeki bir misilleme, mevcut şartlarda veya başka herhangi bir koşulda meşru değildir.

    İsrail askerlerinin ve diğer personelinin filo yolcularına karşı davranışı, sadece orantısız olmakla kalmayıp gereğinden oldukça fazla ve olağanüstü şiddet boyutunda,olup, kabul edilemez bir vahşet düzeyinde ortaya konmuştur. Bu davranış, güvenlik gerekçesiyle veya başka bir gerekçeyle meşru görülemez veya görmezden gelinemez. Bu, insan hakları hukuku ile uluslararası insani hukukun ağır bir şekilde ihlalidir.

    Misyon, kendisi için belirlenen çalışma süresi içerisinde tüm ihlallerin tatmin edici şekilde kapsamlı bir listesini derleyememekle beraber, pek çok ihlal ve saldırının işlendiği görüşündedir. Dördüncü Cenevre Konvansiyonu’nun maddesindeki şartlara göre, aşağıdaki suçların kovuşturulmasını destekleyecek açık kanıtlar bulunmaktadır:
    • Kasıtlı adam öldürme
    • İşkence veya insanlık dışı davranış
    • İnsan bedenine ya da sağlığına yönelik kasıtlı eziyet ya da yaralama
    Misyon, İsrail’in, uymakla yükümlü olduğu uluslararası insan hakları hukukunu, aşağıdaki maddeler de dâhil olmak üzere birçok kez ihlal ettiği kanaatindedir:
    • Yaşam hakkı (madde 6, ICCPR / Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi)
    • İşkence ve kötü, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ya da ceza (madde 7, ICCPR; CAT/İşkence ve Diğer Zalimane, Gayriinsani ve Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme)
    • Kişinin özgürlük ve güvenlik hakkı ile keyfî tutuklama veya gözaltı dokunulmazlığı (madde 9, ICCPR)
    • Gözaltına alınanların insanca ve insan onuruna saygılı bir şekilde muamele görme hakkı (madde 10, ICCPR)
    • İfade özgürlüğü (madde 19, ICCPR)
    Tüm mağdurlara en uygun tedavi hakkı sağlanmalıdır. Misyon’un, hiçbir şekilde, bu listenin kapsamlı bir liste olduğunu ifade ettiği anlaşılmamalıdır.

    Misyon, İsrail mercilerinin kanunsuz olarak el konulan malları alıkoymasının devam eden bir suç olduğunu ve İsrail’in söz konusu malları derhâl iade etmeye çağrıldığını belirtmektedir.

    Daha ciddi suçların gizlenen failleri, İsrail yetkililerinin yardımı olmaksızın teşhis edilememektedir. Bu kişiler, birisinin kendilerini teşhis etmek istediğini düşündükleri her seferde şiddetli tepki göstermişlerdir. Misyon, suçluları kovuşturmaya ve duruma açıklık getirmeye yönelik teşhis için İsrail hükümetinin iş birliği içerisinde olmasını samimi bir şekilde umut etmektedir.

    Misyon, İsrail hükümetinin, askerî personelinin müdahil olduğu olayların soruşturulmasında iş birliği içerisinde olmayı ilk defa reddetmediğinin farkındadır. Bu olay üzerine Misyon, İsrail Daimi Temsilciliği’nin, takip etme talimatını aldığı görevin hiçbir surette kişisel konumları çerçevesinde Misyon üyelerine yönelik olmadığı şeklindeki teminatları kabul etmektedir. Ancak, İsrail ordusunun elindeyken meydana gelen yaşam kaybı gibi vakaları da içeren olayların soruşturulduğu başka bir durumda, İsrail hükümetinin, kendisi tarafından atanmamış veya büyük oranda temsil olunmadığı bir soruşturma heyeti ile iş birliği yapmayı reddetmesi üzücüdür.

    Misyon, İsrail’in Daimi Temsilciliğine yönelik bilgi taleplerinin kabul edilmemesinden dolayı müteessirdir. İlk başta sunulan sebep, İsrail hükümetinin filo olayını araştırmak üzere kendi seçtiği kişilerden müteşekkil bağımsız kurulunu oluşturduğu şeklindedir. Bu sebeple ve aynı zamanda Genel Sekreter’in de benzer yetkilere sahip başka bir seçilmiş kurulun oluşturulduğunu açıklaması nedeniyle, Misyon’a, “buna yönelik ek bir İnsan Hakları Konseyi girişiminin hem gereksiz hem de verimsiz olduğu” söylenmiştir.

    Misyon, bu iddiaya katılmamaktadır. Bu sebeple İsrail Daimi Temsilcisi’ne, Misyon’un raporunu, başka soruşturma kurullarının da görevlerini yerine getirmelerine fırsat verecek şekilde sunmasını ertelemesine dair talebini Misyon’a değil Konsey’e yöneltmesini önermiştir. Misyon, bugüne kadar Konsey’den bu konuda herhangi bir talimat almamış olup, Konsey’den gelebilecek olan bu yöndeki bir direktife olumlu yanıt vermek durumunda olduğunu dikkate almaktadır.

    Türkel Komitesi ile Genel Sekreter kurulunun oturumlarını tamamlaması ışığı altında, Misyon, bu oluşumların görevlerini “dış olaylardan etkilenmeksizin” tamamlamalarına izin vermeyeceği şeklinde yorumlanabilecek herhangi bir beyandan kaçınacaktır. Misyon, bir inceleme sürecinde, şu andakine benzer koşullarda, inceleme konusunun kendi kendisini de incelemesi veya süreçte merkezî bir rol oynaması durumunda kamu güveninin yükselmediğini gözlemek suretiyle kendini sınırlandırmaktadır.

    Bu raporun diğer kısımlarında, Misyon, kendisi için verilecek kararın beyan edilmesi durumunda görevini yeniden yorumlaması gerektiği gerçeğine atıfta bulunmuştur. Bu tarz meselelerin ortaya konuşunda, herhangi bir ön yargının mevcut olduğuna dair bir izlenimin verilmemesi önemlidir. Misyon, görevini, meseleyi herhangi bir peşin hüküm veya ön yargı olmaksızın ele alması gerektiği şeklinde tanımladığını belirtmek için özel dikkat göstermiştir. Tüm ilgililere, bu yaklaşıma özenle bağlı kaldığını temin etmek arzusundadır.

    Filoyu oluşturan gemilerde yer alan yolculardan Misyon üyeleriyle görüşenler, üyeler üzerinde, kendilerini samimi olarak yardımseverlik ruhuna adamış ve Gazze sakinlerinin refahı için derin ve içten bir ilgiyle dolu kimseler olduklarına dair bir izlenim bırakmışlardır. Misyon, bölgede barış ve uyumun var olabilmesi için ihtilafların uzun değil kısa vadede çözümlenmesine dair sadece umudunu ifade edebilir.

    Dokuz insan hayatını kaybederken pek çok kişi de ciddi şekilde yaralanmıştır. Misyon, sadece gemideki yolcular için değil, aynı zamanda yara alan askerler için de çok travmatik bir deneyim olan bu olayın derin psikolojik izler bıraktığını gözlemlemiştir. Misyon üyeleri, tüm ilgililerin ve özellikle de yaşamını yitiren kişilerin ailelerinin acılarını paylaşmaktadır.

    Misyon, Gazze’de elim bir durumun mevcut olduğu yönündeki tespitinde yalnız değildir. Bu, “sürdürülemez” olarak nitelenmiştir. yüzyılda asla hoş görülemez ve kabul edilemez bir durumdur. Herhangi biri tarafından oradaki insanların durumunun tatmin edici ve kabul edilebilir en temel standartlarda olduğu yönünde bir tanımlanma yapılması şaşkınlık vericidir. Taraflar ve uluslararası toplum, her ikisi de “gök kubbe altındaki kendi yerleri”ni eşit derecede hak eden hem İsrail hem de Filistin halkının tüm meşru güvenlik endişelerine acilen cevap veren bir çözüm bulmaları yönünde teşvik edilmiştir. Güvenlik hakkı ile insanca yaşama hakkının rekabet ettiği bu durumun açık ikiliği, ancak eski düşmanlıkların yerini adil ve eşit şartlarda yer alma bilincinin alması durumunda çözüme ulaştırılabilir. Taraflardan birinin, derinlere kök salmış acılarını bir yana bırakarak bu şekilde devam etme gücünü bulması zorunludur.

    Misyon, uluslararası toplumun her ne sebeple olursa olsun pozitif adım atmakta isteksiz olduğu uzun süreli insani kriz durumlarına müdahale etme arzusundaki insani kuruluşların konumunu da göz önünde bulundurmuştur. Bu kuruluşlar çoğunlukla “bir şeylere burunlarını sokmakla” ve en kötüsü de “terörist” veya “düşman ajanı” olmakla suçlanmaktadırlar.

    Krizleri hafifletmek için yapılan faaliyetler ile krizleri oluşturan sebeplere yönelik atılan adımlar arasında bir ayrım yapılmıştır. İkinci fiil, siyasi fiil olarak sınıflandırılmış olup bu sebeple insani olarak nitelendirilmek istenen gruplar için uygunsuzdur. Bu açıklama; bazı yolcuların sadece Gazze halkına malzeme teslim etmekle alakadar olmalarına karşın, bir kısmının abluka ile ilgili farkındalığı arttırmayı, bu sayede krizin tek çözüm yolu olarak ablukanın kalkmasını amaçlamaları sebebiyle yapılmıştır. İnsani krizler meydana geldiğinde üzerinde anlaşmaya varılmış bir müdahale şekli ve yargı alanı olabilmesi için, yardımseverliği insani eylemden ayrı olarak açıkça tanımlamak üzere bir inceleme yapılmalıdır.

    Misyon, İsrail askerî kuvvetlerinin hukuksuz eylemleri sonucunda zarara uğrayanların zararının yeterli bir şekilde ve ivedilikle tazmin edilmesi önüne hiçbir engel konulmamasını içtenlikle ümit etmektedir. İsrail hükümetinin derhâl adım atması umulmaktadır. Bu adım, ülkenin uluslararası meselelerdeki kişisel dokunulmazlığına ve uyuşmazlığına dair üzücü şöhretini tersine çevirecek uzun yolun da başlangıcı olacaktır. Bu durum ayrıca, onların sorunlarına gerçekten sempati duyanların da, damgalanmaksızın kendilerini desteklemelerine yardımcı olacaktır.

Mavi Marmara davalar

Mavi Marmara hakkında dünya üzerinde yürütülen hukuki mücadelenin güncel durumlarının özeti için tıklayın.

Marmara Grubu Vakfı’nın çeyrek asırlık bir başarı hikayesine imza attığı Türkiye’nin en önemli uluslararası etkinliklerinden olan Avrasya Ekonomi Zirveleri, 25 yaşında. Dergimiz KobiEfor’un yılından beri işbirliğiyle gerçekleşen Avrasya Ekonomi Zirveleri’nin ’si öncesi Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı Dr. Akkan Suver ile konuştuk.
Marmara Grubu Vakfı tarafından dergimiz KobiEfor’un çözüm ortaklığında düzenlenecek Avrasya Ekonomi Zirvesi, bu yıl “Yeniden, Daha İyisini Yapmak” temasıyla, Haziran’da, İstanbul’da, WOW Istanbul Hotel &Convention Center’de gerçekleştirilecek. Bu yıl; 42 ülkeden 3’ü aktif, 12’si önceki Cumhurbaşkanı olmak üzere 15 Cumhurbaşkanı ile birlikte Başbakan, Bakan, Büyükelçi, Milletvekili, Vali, Belediye Başkanı düzeyinde üst düzey katılım göstereceği Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde sivil toplum kuruluşları, iş ve akademi dünyası temsilcileri ve din adamları da konuşmacı olarak yer alacak. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Azerbaycan ile özdeşleşen Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde Türkiye ile Azerbaycan’ın örnek birlikteliği devam edecek. Zirve’de bu yıl ayrıca Özbekistan Devleti de yüksek katılım sağlayacak.
‘Hoşgeldiniz Kokteyli ve İHKİB (İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği) evsahipliğinde Tasarımcı Özlem Erkan Moda Defilesi ve ardından Gala Yemeği ile başlayacak Zirve’nin ‘Yeniden Daha İyisini Yapmak’ başlıklı 1. Günü 1. Oturumu, Açılış Töreni’nin ardından; Marmara Grubu Vakfı Başkanı Dr. Akkan Suver’in açılış konuşmasıyla start alacak. İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe, TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) Başkanı İsmail Gülle, KEİ (Karadeniz Ekonomik İşbirliği) Genel Sekreteri Lazar Comanescu, KEİPA-Karadeniz Ekonomi İşbirliği Teşkilatı Parlementerler Asamblesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Asaf Hadjiyev’in açılış konuşmalarının ardından Birleşmiş Milletler Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Miguel Angel Moratinos ‘İnsanlığın Tek Dünyası’ başlıklı video mesajıyla Zirve’ye katılacak, Türkiye adına Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Büyükelçi Yavuz Selim Kıran, ‘Yabancı Misafirler Adına Selamlama Konuşması’nı ise Karadağ Cumhurbaşkanı Milo Dukanovic gerçekleştirilecek. Yılını Kutlayan Üyelere Onur Madalyası Töreni’nin ardından Zirve, ‘Yeni Bir Enerji Ekonomisi’ ana başlığında; ‘Küresel İş Toplulukları Arasında İşbirliği ve Ortaklık’, Daha Dijital Dünya’ya Doğru’, ‘Daha Yeşil Bir Dünya’ya Doğru’ başlıklı oturumla devam edecek. Zirve’nin 2. Günü İşbirliği İmza Töreni ile başlayacak. Kentlerin Diyaloğu başlıklı oturumun ardından ‘Gıda, Arz ve Emtiada Kriz!’, ‘Savaş, Paris Anlaşmasını Gölgeleyecek mi?’ konulu oturum gerçekleştirilecek. Zirve, 3’ü aktif, 12’si önceki Cumhurbaşkanı olmak üzere toplam 15 Cumhurbaşkanı’nın katıldığı ‘Covid ve Ukrayna-Rusya Savaşı Sonrası Barışı Engelleyen Sorunlar Tedarik Zinciri, İklim Değişikliği, Gönülsüz Göç’ konusunun ele alındığı oturumla tamamlanacak.

The Eurasian Economic Summit, which has become one of the most important international events in Turkey, that is organised by Marmara Gorup Foundation, is now 25 years old. We had the opportunity to talk with Dr Akkan Suver before the Summit that KobiEfor has been participating together with the foundation since
The Summit Marmara Group Foundation is organising, with our magazine KobiEfor since , is going to take place on June and 9th at WOW Istanbul Hotel & Convention Center, with the theme “ Once again, To do it better”. Out of 42 countries that will be attending; we will have 15 presidents, which 3 of them active and 12 are former presidents, Prime Ministers, Ministers, Ambassadors, Parliament members, Mayors and Governors. Civil Society Foundations, Leaders of Business and Academy and Religious Leaders will also be present and will be speakers at the forums. As per every year, The union of Azerbaijan and Turkey will set an example at 25th Eurasian Economic Summit. We are expecting numorous attendance from Uzbekistan for the Summit also.
The Summit that will begin with Welcome reception and the fashion Show of Ozlem Erkan that is organised by IHKIB(Istanbul Ready-to-Wear and Apparel Exporters Association) will be followed by the Gala Dinner.  The first day, The first forum with the topic “ Once again, To do it better” will begin with Dr Akkan Suver’s speech. Following the Opening speechs of The President of IHKIB Mustafa Gultepe, President of TIM İsmail Gulle, the Secretary General of KEI Blacksea Economic Union) Lazar Comanescu, General Secretary of KEIPA funduszeue.info Asaf Hadjiyev, we will be viewing the video message named “The only World of the Humanity” by the Representative of United Nations Alliance of Civilizations. The Deputy Foreign Minister and Ambassador Yavuz Selim Kıran will be representing Turkey and The president of Montenegro, Milo Dukanovic will be making the Welcoming speeches.
Following the Honorary Medal Ceremony to the members that have completed 10 years with us, with the Main topic “A new Energy Economy”; following “The Cooperation and Partnership between Global Business Communities”,”Towards the more digital World”, “Towards Greener World” will take place. The Second day of the Summit will begin with the Cooperation Signature Ceremony. After the forum named  “Dialogue of the Cities”; “The Crisis Food, Suply and Demand” “Will the war shadow the Paris Aggreement?” will take place.
The Summit will be completed and end with the Presidents forum, which we will have 15 President, which 3 of them actively on duty where The topics “Involuntary and Forced Migration, Climate Change, The Problems that hinder Peace post- Ukraine-Russia war and Covid Pandemic.”


“Avrasya Ekonomi Zirveleri artık bir gelenektir”
KobiEfor: Avrasya Ekonomi Zirveleri bu yıl 25 yaşında; çeyrek asırlık bir başarı hikayesine imza atıyor. 25 yılı özetleyebilir misiniz?
Dr. Akkan Suver: Avrasya Ekonomi Zirveleri’nin özetinden önce örtüşen bir beraberlikten söz etmek istiyorum. Önceki hafta tertiplenen bir etkinlikle, Marmara Grubu Vakfı’nın Avrasya Ekonomi Zirveleri’yle Türkiye ile Azerbaycan’ın beraberliğine örnek teşkil eden bir birliktelikten söz etmek isterim.

“Avrasya Ekonomi Zirveleri Azerbaycan ile özdeşleşmiştir”
26 Mayıs ile 29 Mayıs günleri tertiplenen Teknofest Türkiye ile Azerbaycan arasında mevcut bulunan ilişkilerimizin teknolojik boyutunda yeni bir sayfa açmış bulunmaktadır. Türkiye dışında gerçekleşen ilk havacılık, uzay ve teknoloji festivali Teknofest’in Bakü’de yapılması, Avrasya Ekonomi Zirvesi öncesinde bölgenin iki büyük ülkesinin birlik ve beraberliğinin en güçlü yeni bir işaretini oluşturmuş bulunmaktadır.
Marmara Grubu Vakfı tarafından büyük, onurlu ve çağdaş bir birliktelik olarak değerlendirilen Teknofest’ten on gün sonra gene Türkiye ile Azerbaycan’ın, 25 yıllık sivil toplum alanında beraberliğinin yüksek bir eseri olan Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin gerçekleşmesini hayırlı ve olumlu bir tesadüf olarak değerlenmekteyim.
Marmara Grubu Vakfı’nın artık bir anane haline gelen, Avrasya Ekonomi Zirvesi bu yıl yirmi beşinci şeref yılını idrak etmiş bulunuyor. Takdir edersiniz ki, bir sivil toplum kuruluşu için 25 yıl bir etkinliği aralıksız sürdürmek hiç de kolay değildir. Yaşanan Covid salgınında dahi, uydu aracılığıyla gerçekleştirmeye muvaffak olduğumuz Avrasya Ekonomi Zirveleri bugün dünyada kabul edilen uluslararası etkinlikler arasında yer almaktadır.

“Eurasian Economic Summit is now a tradition”
KobiEfor: Eurasian Economic Forum is now 25 years old, a quarter-century of success story. What would you like to tell us before the summit?
Dr. Akkan Suver:I would like to talk about and draw attention to a collaboration before the summary of the summit. During an event organised in previous week, the collaboration of Turkey and Azerbaijan while Marmara Group Foundation’s Eurasian Economic Summit has set an example.

“Eurasian Economic Summits are associated with Azerbaijan for many years now”
With the Teknofest that is organized on May 26th-May 29th , there is a new page opened about the technological view of the existing relationships between Turkey and Azerbaijan. The fact that The first Air, Space and Technology festival abroad, Teknofest, that took place in Baku, has led Turkey and Azerbaijan, to show the strong signs of  the unity and solidarity of The two big powers of the region. I also evaluate it as an honorable and positive coincidence to have Eurasian Economic Summit, which is a high product of unity of civil society for 25 years that will take place only ten days after the Teknofest, which as Marmara Group Foundation, we also see as honorable and modern unity.
The European Economic Summit, that has become the tradition of Marmara Group Foundation, is now having the honor of the 25th anniversary this year. As you must know, it is not easy for a civil society foundation to have an event continuously for 25 years. The Eurasian Economic Summit, that we have been able to continue with satellite and fulfilled online,  is now an Internationally recognised event Worldwide.


“Bu inanmış bir avuç insanın başarısıdır”
Gene bu başarı Türkiye’nin aydınlık yüzü olarak uluslararası alanda kabul görmüşse bu da; sivil düşüncenin öneminin işaretidir.

“This is a success story of a few people believing in it”
Again, the fact that this success has been seen as the bright face of Turkey internationally, this shows the importance of the civil thoughts.

“25 yılı geride bıraktık”
Geride bıraktığımız 25 yılda Türkiye, Orta Asya, Balkanlar, Avrupa, Uzak Doğu, Afrika ve Amerika Kıtası bu Zirvelerde yer aldı. Sayısız Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı, Bakan, milletvekili, iş insanı, akademisyen, din adamı Avrasya Ekonomi Zirveleri’ni şereflendirdi.

“We have left 25 years behind”
During the past 25 years, Turkey, Middle Asia, Balkans, Europe, Far East, Africa and continent of America has contributed. Countless Presidents, Prime Ministers, Parliament Members, Ministers, Businessmen and businesswomen, Academicians, Religioius leaders has honored the Eurasian Economic Summit with their attendance.

“Avrasya Ekonomi Zirveleri bir serbest kürsüdür”
Ama üç önemli devlet adamı var ki; onlardan söz etmezsem olmaz. Bu önemli devlet adamları; Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Azerbaycan’dan Haydar Aliyev ve Bulgaristan’dan Zhelyu Zhelev’dir. Bu üç şahsiyet Marmara Grubu Vakfı’na itimat etmiş ve Avrasya Ekonomi Zirveleri’nin kuruluşunda yer almışlardı. Marmara Grubu Vakfı ve Avrasya Ekonomi Zirveleri bu şahsiyetleri unutmayacaktır. Avrasya Ekonomi Zirveleri bir serbest kürsüdür. 25 yıldır bu kürsüde Kafkaslar’ın, Orta Asya’nın, Uzak Doğu’nun, Balkanlar’ın, Avrupa’nın, Afrika’nın, Amerika kıtasının hür sesleri duyulmuştur. Bunu bir sivil düşünce kuruluşu için büyük bu şeref olarak değerlendiriyor, bütün katılanlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyoruz.

“Eurasian Economic Summits are free lectern”
However, there are particularly three governors that has to be mentioned seperately. These important governors are, the 9th President of Turkey, Suleyman Demirel, Haydar Aliyev from Azerbaijan, and Zhelyu Zhelev from Bulgaria. They have believed in Marmara Group Foundation, and they have taken place in the formation of the Eurasian Economic Summits.
Marmara Gorup Foundation and Eurasian Economic Summits will not forget them and their support. Eurasian Economic Summits are free lectern. For 25 years, at this lectern, the free voices of Caucasia, Middle Asia, Far East, Balkans, Europe, Africa and America was heard. We consider this a great honor and we thank all our attendees individually.


“Kuşak ve Yol Projesi, bir barış, refah ve istikrar projesi”
Geçtiğimiz günlere kuş uçuşu gidecek olursak görürüz ki; yılında dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in teşrifleriyle Azerbaycan, Kazakistan, Tacikistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin katılımıyla ilk Zirvemizi gerçekleştirmiştik. Marmara Grubu Vakfı olarak 25 yılda barışa hizmet ettik. Avrupa Birliği düşüncesinde ve Avrupa Birliği içinde yer almamız doğrultusunda çalışmalar gerçekleştirdik. Kuşak ve Yol projesinin bir barış, bir refah ve bir istikrar projesi olduğuna inandık.

‘Belt and Road Project is a project of peace and permanency’
If we are to have a look at the past days, we can see; in , with the President of the year, Suleyman Demirels attendance and the attendance of Azerbaijan, Kazakhstan, Tajikistan, Uzbekistan, Turkmenistan, Kirghizistan, and Turkish Republic of Northern Cyprus we have had our first Summit.  As Marmara Group Foundation,  we have served 25 years of peace. We have realized projects towards  our participation in European Union  and the thoughts of European Union. We have believed in Belt and Road project to be the project of peace, welfare and permanency.

“Sağlık diplomasisi düşüncesini de ortaya koyduk”
Covid esnasında dikkat ve özenle ekonomi diplomasisi, enerji diplomasisi, kültür diplomasisi derken, sağlık diplomasisi düşüncesini de ortaya koyduk. Gene 25 yılda Nahçivan’da, Şam’da, Taşkent’te, Belgrat’ta, New York’ta, Paris’te, Vatikan’da, Saray Bosna’da, Tel- Aviv’de, Roma’da, Bişkek’te, Bled’de, Astana’da, Aşkabat’ta sivil toplum adına Türkiye’nin aydınlık yüzünü temsil ettik.
Ve gene 25 yılda sivil inisiyatifin önemini ortaya koyan projeleri ürettik, barışın ve sevginin demokrasi erdemi içinde yurttaş şuurunu işledik. Kadın hakları, demokrasi, şeffaflık ve hesap verebilirlilik önceliğimiz oldu. İşte bu güzel ve örnek çalışmalarımızın en son örneğine bu yıl gerçekleştireceğimiz Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde tanık olacaksınız.
Avrasya Ekonomi Zirveleri bugün 25 yaşındadır. yaşı idrak etmek aralıksız olarak Avrasya Ekonomi Zirveleri’ni sürdürebilir kılmak mütevazi bir sivil toplum kuruluşu için hiç de kolay bir olay değildir. Marmara Grubu Vakfı bunu başarmıştır. Bu Zirve’de Türkiye Devleti de dünden bugüne yer almış ve hem Marmara Grubu Vakfı’nı hem de Avrasya Ekonomi Zirveleri’ni sahiplenmişlerdir. Marmara Grubu Vakfı’nın Avrasya Ekonomi Zirve’sinin kısa özeti budur.

‘We have emphasized on the Diplomacy of Health’
During the Covid pandemic, we have emphasized in the health diplomacy as well as the culture diplamacy, economy diplomacy and the energy diplomacy. Also in 25 years, we have represented the illuminated face of Turkey in Nahcivan, in Belgrade, in Tashkent, in New York, in Paris, in Vatican, in Bosnia and Herzegovina, in Rome, in Tel-Aviv, in Bled, in Astana, in Ashkabat, in Bishkek. Again, in 25 years, we have done projects that has shown importance of civil initiatives. Woman’s rights, democracy, transparency and accountability has been our priority. Here, at the 25th European Economic Summit, you will be able to witness the another example of this valuable work of ours.
Eurasian Economic summits are now 25 years old. It has not been easy to fulfil 25 years of the European Economic Summits for a modest civil society Foundation like us. Marmara Group Foundation has succeeded. Republic of Turkey has always taken a place, participated and supported the Summit. This is the short summary of 25 years of Marmara Group Foundation’s Eurasian Economic Summit.

‘Yeni bir enerji ekonomisine insan tanımak’
KobiEfor: Avrasya Ekonomi Zirvesi bu yıl hangi konuları mercek altına alacak?
Dr. Akkan Suver: Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde öncelikle coğrafyamızda yaşanan Covid ve yaşanmakta olan Ukrayna-Rusya savaşının ortaya koyduğu sıkıntıları, riskleri ve siyasi ve de sosyal değişimleri ele alan oturumlar gerçekleştireceğiz.
‘Hızla gelişen olaylarla sosyal dünya neler yaşadı? Değişime ne kadar hazırız?’ ‘Kendi yarattığımız çevre sorunlarına nasıl çözümler buluyoruz? Neler yapılabilir? Bizim neden olduğumuz doğal sorunlar çevreyi, ekonomik hayatı, siyaseti ve sosyo -kültürel yapıyı nasıl etkiliyor?’ ‘Gıda’nın geleceğinde ne var? Riskler neler? Çözümler ve etkileri nelerdir?’ Barış ve diyaloğu ebedi ihtiyacımız olarak görmekteyiz. ‘Barış ve diyaloğun geleceğinde ne var? Yeni diyalog yolları mı yoksa eskiye dönüş mü? Eski ve yeni diyalog yöntemlerini kıyaslanmasında yarar var mı?’
Özetle; Avrasya Ekonomi Zirvesi’ni, Covid salgını ve Ukrayna-Rusya savaşı ekonomi şartlarının etkisi altında, güvenli yarınlara birlikte ulaşmak gayesiyle; oluşan yeni şartlarda ‘yeni bir enerji ekonomisine insan tanımak’ temasıyla tartışmaya açacağız.

‘Getting to know Human for the new energy Economy’
KobiEfor: How would you like to summarise the headlines of the 25th Eurasian Economic summit?
Dr. Akkan Suver: Primarily we will have forums about post- Covid pandemic effects on the geography we take place in, and the problems that occurred with the Ukraine- Russia war;  that also includes the risks, political and social changes. What has the World gone through with the rapidly changing events? How ready are we for the change? What are the solutions we have for the environmental problems we create? What can be done? How does the problems we cause effect the environment, socio-cultural construction and economic life?
What is the future of the food? What are the risks? What are the solutions and affects? We see the Peace and Dialogue as an forever need. What is in the future of peace and dialogue? New ways of dialogues or back to the past? Is there good in comparing new and old dialogue ways? To summarize; We will start the argues, with the hope of reaching secure tomorrows, under the post effects of the Covid and Russia-Ukraine war, under the new circumstances that is formed with the new energy economy at the 25th Eurasian Economic Summit.

‘İnsan Tanımak’
KobiEfor: Temas edeceğiniz diğer konu başlıkları nelerdir, bilgi verir misiniz?
Dr. Akkan Suver: Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde; ticaret-teknoloji-enerji savaşları-yeşil devrim-yapay zeka-uzay ve okyanus mücadelesi-iklim değişikliği-gıdanın ve suyun ikmal güvenliği-genç kuşakların bilinmezleri ve tercihleri doğrultusunda ihtiyaç duyulan küresel düşünceleri ve stratejilerini de  konunun uzmanlarıyla masaya yatıracağız. Tartışmaya açılacak oturumlarda iş dünyasıyla, hükümet ve sivil toplum kuruluşlarıyla, şehirlerimizi yöneten belediyelerimizle, din adamlarıyla yaşamakta olduğumuz çevre ve iklim değişikliği konularında sürdürülebilir bir toparlanma ve daha iyi bir gelecek inşa edebilmenin yollarını arayacağız. Adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir geleceği gerçekleştirebilmek gayesiyle ‘İnsan Tanımak’ başlığıyla; yükselen, gelecek vadeden parlak gençleri birlikte çalıştırarak işbirlikleri içinde ortak çalışma kültürü oluşturarak küresel liderliğe hazırlamak arzusuyla gençlerle bir araya geleceğiz. Bölgesel güçlerin eskisine nazaran daha talepkar hale gelmeleri ve ekonomide güçlü ülkelerin siyasette güçsüzlükten kurtulamadıkları için yalnız sorunlara çare arayan geleceğe matuf yol haritaları çizdiklerinden gezegenimizde yeniden şekillenmeye başlayan ekonomi ve enerji konularını Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde ele alacağız.

‘Knowing Human’
KobiEfor: How would you summarise the other topics of the forums, if you are willing to give more information?
Dr. Akkan Suver: Again, at 25th Eurasian Economic Summit; Trade, technology, energy wars, green innovations, artificial intelligence, space and ocean, climate change, secure transfer of water and food, global ideas about the much-needed choices and the uncertainty of the young generations will be analyzed with the experts of the topics. During the forums, we will discuss building a better future and a sustainability about the climate change with the businessman, governments and the civil society organisations, the managements of our municipalities and with the Religious leaders. With the topic “Knowing Human” and with the aim to create a just and sustainable future; we will be joining with the bright and promising youth to prepare them for the global leadership. At the 25th Eurasian Economic Forum we will be talking about the reshaping of the economy and energy with the regional powers becoming more demanding comparing to before the countries that are strong in economy becoming weak at politics.

‘Şehirlerin Diyaloğu’
KobiEfor: Bu yıl Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde ‘Şehirlerin Diyaloğu’ başlığı altında Belediye Başkanları’nı da yan yana getirmeyi planladığınızı görüyoruz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Dr. Akkan Suver: Küresel bir coğrafyada yaşıyoruz. Şehirlerimizi yöneten belediyelerimizi küresel bir birlikte ele almak arzusundayız. Yaşamakta olduğumuz iklim ve çevre sorunları, istemsiz göç hareketleri artık ülke boyutlarını aşan küresel ölçekte problemlerin oluşmasına neden olmaktadır. Oysa çok iyi bilmekteyiz ki; küresel düşünüp, yerel eyleme geçmeyen ve yerelin gücünü almayan hiçbir girişim şehirleşmede başarılı olamaz. Dolayısıyla belediyelerin bölgesel işbirliğine ve dayanışmaya ihtiyaç duyduklarına olan inancımızla Belediye Başkanlarını yan yana getirmeye çalışacağız.

‘The Dialogue of the Cities’
KobiEfor: We see that this year you are willing to bring Mayors to bring together under the topic “ Dialogue of the cities”. What would you like to say about this?
Dr: Akkan Suver:We live in a global Geography. We hope to bring the municipalites that run our cities to a global cooperation. The climate and environment issues and  forced migration has become more the global problem than the local problems. However, we must be aware that no idea can be successful if it is not thought global and acted local. It must take local power in order to achieve success. Therefore, with the belief that we need to have the Mayors stand together with the local cooperation, we decided to bring them together.


‘Barış’ adına 44 kişilik gösteri düzenlenecek
KobiEfor: Hangi ülke veya hangi kuruluş daha geniş bir katılımla Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde yer alacak?
Dr. Akkan Suver: Bu yıl sürmekte olan Ukrayna-Rusya Savaşı’ndan dolayı, Birleşmiş Milletler’in Sevgi ve Barış Platformu UN-FOWPAL, Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde Barış adına bir gösteri gerçekleştirecektir. Yaklaşık 44 kişinin katılımıyla tertiplenecek olan bu gösteride, sembolik bir barış çanı çalınacak ve gezegenimizde barışa duyulan özlem ve ihtiyaç gündeme getirilecek.

A show will be performed of 44 people for “Peace”
KobiEfor: Which country or Organisation will take a wider range of place on 25th Eurasian Economic Summit?
Dr. Akkan Suver:Due to the Ukraine- Russia war that continues today, United Nations Love and Peace Platform UN-FOWPAL will be performing a show on the name of love during the 25th Eurasian economic Summit. During the show that will be performed by around 44 people, ther will be a symbolic peace bell to remind us of the need and longing for peace in our planet.


Zirve’ye 3’ü aktif, 12’si önceki olmak üzere 15 cumhurbaşkanı katılacak
KobiEfor: Avrasya Ekonomi Zirvesi’ne katılımı kesinleşen belli başlı misafirler kimlerdir?
Dr.  Akkan Suver: Bu yıl Montenegro, KKTC ve Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı düzeyinde katılıyor. Birleşmiş Milletler Yüksek Temsilcisi Miguel Angel Moratinos yaşanmakta olan Ukrayna-Rusya Savaşı münasebetiyle barışa duyulan yüksek özlemi dile getirecek. Gene önceki Cumhurbaşkanları’ndan Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bujar Nishani, Hırvatistan Cumhurbaşkanları; İvo Josipovic, Stephan Mesic, Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı Mladen Ivanic, Kuzey Makedonya Cumhurbaşkanı Filip Vujanovic, Moldova Cumhurbaşkanı Petru Lucinshi, Tunus Cumhurbaşkanı Moncef Marzouki, Kosovo Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdui, Romanya Cumhurbaşkanı Emil Constantinescu ile Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Avrasya Ekonomi Zirvesi’ni şereflendireceklerini bildirmiş bulunmaktadırlar.

15 presidents, which 3 of them actively on duty will be attending the Summit
KobiEfor: Who are the guests that will certainly be attending the 25th Eurasian Summit?
Dr: Akkan Suver:This year, we will have the president of Northern Cyprus Turkish Republic, Bosnia-Herzigovina and Montenegro as our guests.  Miguel Angel Moratinos, United Nations High- Representative will be mentioning the longing for the peace because of the Ukraine-Russia war. Also the former President of Turkey Abdullah Gul will be present and honor the 25th Eurasian Economic Summit with the  Former President of Albania Bujar Nishani, Former Presidents of Croatia İvo Josipovic and  Stephan Mesic, Former President of Bosnia Herzigovina Petru Lucinshi, Former President of Tunisia Moncef Marzouki, Former president of Kosovo Fatmir Sejdui and  Former President of Romania Emil Constantinescu.


Özbekistan’dan yüksek katılım
Azerbaycan’dan Enerji Bakanı Parviz Şahbazov, Allahşükür Paşazade, Valeh Aleskerov gelirken Özbekistan Devleti bu yıl Avrasya Ekonomi Zirvesi’ne yüksek bir katılım gerçekleştirecektir. Özbekistan Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Rasulov Aziz Vasikovic beraberinde; Yeni Teknolojiler Bakanı Abdurrakhmonov İbrakhim Yulchievich, Çalışma Bakan Yardımcısı Umurzakov Bakhodir  Khamadovich, Andican Vali ve Belediye Başkanı Abdurrakhmanov Shuhratbek Kunakbaevich, Taşkent Vali ve Belediye Başkanı Artıkkhodjayev Jakhongir Abidovich, Kamu Çalışanları Genel Müdürü Samadov Salohiddin İsmatovich, Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Eldor Tulyakov ve Nilufar Nadirkhonova ile aramızda olacaklardır. Marmara Grubu Vakfı olarak Özbekistan Devleti’ne minnettardır.
Ayrıca Tacikistan Başbakan Yardımcısı Davlatali Said, Belarus Ekonomi Bakan Yardımcısı Tatiana Brantsevich, Romanya Prensi Radu, Angola Çevre Bakanı Paula Francisco, Bosna Hersek Maliye Bakanı Vjekoslav Bevanda, Kuzey Makedonya Siyasi Sistem ve Topluluklar Arası İlişkiler Bakan Vekili Cabir Doko da aramızda olacaklardır.

High level attendances from Uzbekistan
From Azerbaijan we will have Minister of Energy Parviz Sahbazov Allahsukur Pasazade and Valeh Aleskerov as well as Uzbekistan who will have a very high level attendances to 25th Eurasian Economic Summit. Along with Uzbekistan Presidency Head of Administrative Affairs Rasulov Aziz Vasikovic; Minister of New Technologies Abdurrakhmonov İbrakhim Yulchievich, Deputy Minister of Labor Umurzakov Bakhodir Khamadovich, The Mayor of Andican Avdurrakhmanov Shuhratbek Kunakbaevich, The Mayor of Tashkent Artikkhodjayev Jakhongir Abidovich, The General Manager of Public Works Samado Salohiddin İsmatovich, The Head of Uzbekistan Strategic Development Center Eldar Tulyakov and Nilufar Nadirkhonova will be with at the Summit. The Deputy Prime Minister of Tajikistan Davlatali Said, Deputy Minister of Economy of Belarus Tatiana Brantsevich, Prince of Romania Radu, Minister of Environment of Angola Paula Francisco Coelho,  Minister of Finance and Treasury of Bosnia Herzegovina Vjekoslav Bevanda, Deputy Minister of Political Systems and Inter-community Relations Cabir Doko will also be with us.

“Zirve’nin açılışını bu yıl, Özlem Erkan moda defilesi ile yapacağız”
KobiEfor: Pandemi öncesi, Avrasya Ekonomi Zirveleri’nin bir klasiği vardı. Bu klasik açılışı İHKİB’le beraber bir moda defilesiyle yapardınız. Bu tradisyon devam edecek mi?
Dr. Akkan Suver: Elbette. İHKİB’in evsahipliğinde aynı geleneği Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde de sürdüreceğiz. Sayın Mustafa Gültepe ve İHKİB Ailesi aynı özen ve dikkat ile bu defa Tasarımcı Özlem Erkan’ın moda defilesi ile Avrasya Ekonomi Zirvemizin Açılışı’nı gerçekleştirecekler. Bu arada bir vefa hissiyle söyleyebilirim ki; geride bıraktığımız 2 yılda yaşadığımız Pandemi döneminde de defileleri online aracılığıyla zoom üzerinden sürdürdük. Bir başka deyişle geleneğimiz yaşadı ve yaşatıldı.

“The Opening of the Summit this year, will be with the fashion show by Ozlem Erkan”
KobiEfor: Before Pandemic, lt was know to be a tradition of Eurasian Economic Summits to begin with a fashion show of İHKİB. Will you continue this tradition this year?
Dr. Akkan Suver:Ofcourse, The tradition, lead by İHKİB, will continue at the 25th Eurasian Economic Summit. The Opening of the Eurasian Economic Summit will be with the fashion show of the Designer Ozlem Erkan this year prepared as carefully  and specially by Mr Mustafa Gultepe and the family of İHKİB. Also I must emphasize that for the last 2 years, while the Covid pandemic, we have also continued the tradition by the online fashion show prepared by İHKİB. In other words the tradition has sustained.


At Yarışları devam ediyor: Avrasya Ekonomi Zirveleri Kupası verilecek
KobiEfor: Her yıl Avrasya Ekonomi Zirveleri adına At Yarışları düzenlenirdi. At Yarışları bu yıl da devam ediyor, bu gelenek de sürüyor mu?
Dr. Akkan Suver: Evet, Avrasya Ekonomi Zirveleri Kupası adıyla her yıl Türkiye Jokey Kulübü tarafından tertiplenmekte olan At Yarışları da bir gelenek halinde devam etmektedir. Bu yıl da yapılan Avrasya Ekonomi Zirveleri Koşusu’nu Deniz Kurtel’in Sahibi olduğu Villager Song kazandı. Kupasını da bizim adımıza Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Parlamenterler Assamblesi Genel Sekreteri funduszeue.info Asaf Hadjiyev verdi.

Horse Race also continues: Eurasian Economic Summits Cup will be given
KobiEfor: A horse race was being organised every year. Horse Races continue, does the tradition continue?
Dr. Akkan Suver:Yes, As it has been a tradition, the race is organised by the Turkish Jockey Club for the Eurasian Economic Summit. Villager Song that is owned by Deniz Kurtel has won the run for 25th Eurasian Economic Summit. The cup was given by Prof Dr Asaf hadjiyev, the Director General of the Parliamentary Assembly of the Black Sea (PABSEC).

“Marmara Grubu Vakfı olarak 25 yıldır barışa hizmet ediyoruz”
Marmara Grubu Vakfı tarafından düzenlenen ve dergimiz KobiEfor’un da çözüm ortağı olduğu Avrasya Ekonomi Zirvesi tanıtım toplantısı, İHKİB (İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği) işbirliğinde basın mensuplarının yoğun katılımıyla gerçekleştirildi.
Marmara Grubu Vakfı Başkanı Akkan Suver, Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin Uzak Doğu’dan Amerika’ya, Afrika’dan Avrupa’ya tüm coğrafyaların sesini özgürce duyurabildiği serbest bir kürsü olduğunu vurguladı. ’den bu yana aralıksız düzenlenen zirvede aralarında cumhurbaşkanlarının da yer aldığı devlet adamlarını, siyasetçileri, diplomatları, akademisyenleri, inanç önderlerini ve iş insanlarını konuk ettiklerini hatırlatan Suver, şunları söyledi: “Mütevazı bir sivil toplum örgütü için 25 yıldır bu düzeyde bir zirveyi aralıksız düzenlemenin büyük bir başarı olduğuna inanıyorum. Marmara Grubu Vakfı olarak 25 yıldır barışa hizmet ediyoruz.”
Suver, Avrasya Ekonomi Zirvesi’ni  ‘Yeniden, Daha İyisini Yapmak’ temasıyla düzenleyecekleri oturumlar hakkında şu bilgileri verdi: “Rusya-Ukrayna Savaşı ile önemi iyice artan küresel yenilenme ve barış, Covid salgını sonrası dünyada ekonomik, sosyal ve siyasal değişimler, ayak sesleri duyulan küresel gıda krizi en önemli başlıklarımız. Ayrıca iklim değişikliği ve çevre sorunları, ülkelerin kalkınmasında kadın erkek eşitliğinin rolü, değişen dünya koşullarında enerji denklemi ve ‘Bir Kuşak Bir Yol Projesi’nin de aralarında bulunduğu birçok başlığı mercek altına alacağız. Aynı oturumda Rusya ve Ukrayna yan yana olacaktır, biz bir hakem gibi iki tarafı da dinleyeceğiz. Onların fikirlerini saygıyla takip edeceğiz. Bosna Hersek, KKTC ve Karadağ cumhurbaşkanlarının da aralarında bulunduğu 40’ı aşkın ülkeden konuşmacının katılacağı Zirve’de, 7 Haziran’daki gala gecesinde İHKİB işbirliğiyle Moda Tasarımcısı Özlem Erkan bir defile düzenleyecek.”
23 milyar dolar ihracat için 4 kıtada global tanıtım atağı: İHKİB Yönetim Kurulu Üyesi Selçuk Mehmet Kaya, Türkiye’de uluslararası ölçekte düzenlenen en prestijli sivil toplum organizasyonlarından biri olan Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin küresel sorunları mercek altına alırken, Türkiye’nin tanıtımına da katkı sunduğunu paylaştı. Kaya, Türk hazır giyim sektörünün lider kuruluşlarından İHKİB’in Pandemi kısıtlamalarının kaldırılmasını fırsata dönüştürmek için küresel ölçekte bir tanıtım ve pazarlama atağı başlattığını söyledi: “Bu yıl Amerika’dan Avustralya’ya kadar 4 kıtada 21 fuara milli katılım gerçekleştireceğiz. Avustralya’da ilk kez katılacağımız fuarda ‘uzak mesafeler bizim için engel değil’ mesajı vereceğiz. ’te 26 fuara milli katılım için hazırlıklarımızı yapıyoruz. Ayrıca her biri mini fuar niteliğindeki 10 ticaret heyeti düzenleyerek firmalarımızı yüzlerce nitelikli alıcıyla buluşturacağız.” Kaya, İstanbul Ticaret Odası (İTO) işbirliğinde gerçekleştirdikleri IFCO İstanbul Hazır Giyim ve Moda Fuarı’nın ikincisini Ağustos’ta düzenleyeceklerini duyurdu: “Tüm bu çalışmalarla bu yıl 23 milyar doları geçmeyi planlıyoruz. Orta vadede 40 milyar dolarlık hedefe emin adımlarla ilerliyoruz.”
‘Yağmur’ temalı Özlem Erkan defilesi: Moda Tasarımcısı Özlem Erkan, ‘Yağmur’ temalı sonbahar-kış koleksiyonunu sunacağını belirterek, katmadeğerli ihracat için tasarımın önemine dikkat çekti: Gelecekte dünya çapında adından söz ettiren birçok Türk markası olacağına eminim.”

“As Marmara Group Foundation we have been serving Peace for 25 years”
The press introduction meeting for the Eurasian Economic Summit that KobiEfor is a partner of 25th Eurasian Economic Summit that is organised by Marmara Group Foundation and KobiEfor has been a partner of, has been introduced to press with the organisation of IHKIB.
The president of Marmara Group Foundation, Dr Akkan Suver,  has emphasized on the freedom of speech of Eurasian Economic Summits, where from Far East to America, from Africa to Europe, anyone can freely be heard. About the fact that since the Summits have continued with many Presidents, busineesspeople, Diplomats, Religious Leader, Dr Akkan Suver said “For a modest civil society organisation like Marmara Group Foundation, it is a valuable success to be able to continuesly organise such an important Summit. As Marmara Group Foundation we have been serving Peace for 25 years” About the forums that will take place at the 25th Eurasian Economic Summit with the theme “Again, To do it better” Suver has given these information: “As the importance of the global renewal and peace post covid and the post Ukraine-Russia war, has risen, the economic, political and social changes and the global food crisis is the most important topics. Also climate change and the environment fact, the role of the equsality of woman and men in development of countries, the balance of energy in the changing world and many more topics inluding Belt and Road Project will be discussed. Russia and Ukraine willl side by side at the same forum and we shall listen to both like a referee. We will follow their ideas with respect. With guests from more than 40 countries including the presidents of Bosnia Herzegovina, Northern Cyprus Turkish Republic and Montenegro,  on June 7th  we will also have a fashion show by Ozlem Erkan.

The introduction attack in 4 continents for 23 billion USD worth of export:  As the board member of IHKIB, Selcuk Mehmet Kaya has talked about  the participation  of Eurasian Economic Summits introduction of Turkey  while being one of the most prestigious civil society events on an international degree. Kaya has also mentioned that after the pandemic restrictions have been lifted, as IHKIB is one of the leader organisation of the ready to wear sector they have begin an attack on the introduction of the sector in Turkey globally; “We organise national attendance to 21 expositions in 4 continents from America to Australia. We will be giving the message the distance are not hindrance for us” message with the exposition we will be attending at Australia for the first time. We are preparing to attend 26 expositions  in Also in the form of mini expositions we will be organising 10 trade missions  to introduce our member companies to potential buyers.” Kaya, also informed about the IFCO and the Fashion Expo they are organising for the second time with the cooperation  of  Istanbul Chamber of commerce (ITO), on of August: “With all these preparations we are willing to exceed 23 billion USD. At the Middle term we aim for 40 billion USD and take steps towards it.“
The Ozlem Erkan fashion show with “rain” theme: The Fashion Designer Ozlem Erkan, has informed that with the Autumn Winter Collection “Rain”, wants to draw attention to the importance of valued export with the importance of design; “I believe there will be many Turkish brands talked worldwide in the future.”

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası