dünya hassas kalpler için cehennemdir ingilizce / Esra Harmanda Yazio: Dünya Hassas Kalpler İçin Bir Cehennem

Dünya Hassas Kalpler Için Cehennemdir Ingilizce

dünya hassas kalpler için cehennemdir ingilizce

etiket Esra Harmanda Yazio: Dünya Hassas Kalpler İçin Bir Cehennem

Oysaki nezaketle yaklaşmaya çalıştıkça bencil ve hoyrat tavırlarıyla ezenler, hor görenler, kabalığı dobralık ve samimiyet kılıfıyla süsleyenler gitmeli psikiyatristlere. Belki dünya daha iyi bir yer olur diye…

Çok küçük bir örnek vereyim daha anlaşılır olsun. Çalıştığınız yerde veya arkadaş çevrenizde ne kadar arızalı, kaprisli iseniz o kadar saygı ve değer görürsünüz. İş yerinizde önce sizin odanızdan başlar temizlik. Kahveniz siz gelmeden hazır olur. O gün birazcık gülümsemeniz için her türlü jest düşünülür. Yapılacak her buluşma için fikriniz alınır. Gelmezseniz ne hata yaptık diye düşünülüp ikna için her türlü çaba harcanır. Arkadaş grubunuzda gidilecek gezilecek buluşmalarda fikirler size sunulur. Sizin burun kıvırdığınız her yer derhal listeden çıkarılır. Herkes askeriniz olmaya gönüllüdür. En rahat koltuk, davet menüsü size göre ayarlanır.  

Bizim toplumumuzda değer görmek için itip kakmak lüzumlu,  az gülmek, snob olmak gereklidir. Kırıp dökmek sindirir herkesi. El pençe sıra sıra duranlarınız, bir gülümseme kırıntısı için her şeyini verecek insanlardan oluşur. Gülümseme kırıntısını cebine koyan sizin ne kadar mükemmel bir insan olduğunuzu etrafa anlatır durur. Aksi ile karşılaşanlar suçlu psikolojisiyle yaranmak için ne yapacağını şaşırır. Cool iseniz hayat size güzeldir. Hayat size gülendir. 

Her zaman pozitif, hiçbir kötü gidişi dert edip insanlara bunu sirayet ettirmemeye çalışan, sineye çeken ama belli etmeyen insanlar bunu zaaf sanan insanlar tarafından ne yazık ki istismar edilir. Nasıl olsa idare edeceksinizdir. Nasılsa sizin gönlünüzü almak kolaydır. İlişki için çaba göstererek efor ve zaman kaybına değmeyeceksinizdir.

O yüzden Psikiyatrist Dr. Gülseren Budayıcıoğlu’nun dizileri bu kadar ilgi görüyor. Çünkü bize karşıdakini anlatıyor. Israrla görmek istemediğimiz insanları. Onların taşıdığı camdan kalpleri, hassas ruhları…

Instagram

Twitter

Facebook

YouTube

İngilizce - Türkçe çeviri (v yeni)

İngilizce dilinden Türkçe diline (google translate aracılığıyla) hızlı cümle ya da kelime çeviri yapmanıza yardımcı olan bir sözlük sistemidir. Dünya dilleri arasında yapılacak olan cümle ve kelime çevirilerinizi kolaylaştırır. ÇevirSözlümonash.pw Dünya'da en yaygın olarak kullanılan bir çok dili içinde barındırmaktadır. Bu diller arasında herhangi bir ücret ödemeden ve sınırlama olmaksızın istediğiniz cümle ya da kelime çevirilerinizi hızlı bir şekilde yapmanız mümkündür.

Kullanım ve Gizlilik

monash.pw aracılığıyla yapılan tüm çeviri verileri toplanmaktadır. Toplanan veriler herkese açık, anonim olarak paylaşılır. Dolayısıyla Çevir Sözlük kullanarak yapacağınız çevirilerde kişisel bilgi ve verilerinizin yer almaması gerektiğini hatırlatırız.

monash.pw kullanıcılarının çevirilerinden oluşturulan içerikte argo, küfür vb. uygun olmayan öğeler bulunabilir. Oluşturulan çeviriler her yaş ve kesimden insanlar için uygun olamayabileceğinden dolayı, rahatsızlık duyulan hallerde siteminizin kullanılmamasını öneriyoruz. Kullanıcılarımızın çevirilerle eklediği içeriklerde telif hakkı ya da kişiliğe hakaret vb. öğeler bulunuyorsa site yönetimiyle iletişime geçilmesi halinde gerekli düzenlemeler yapılacaktır.

İçindekiler

hassas

delicate, delicates, precıse, sensıtıv, sensıtıve, sensıtive, sensitıve, sensitiv, sensitive, sensitively, senşitiv, senşitive, tender

Sitenize ya da blogunuza İngilizce Türkçe çeviri ekleyin:
l

Haddini Aş Hikayeleri Johann Wolfgang Von Goethe

”Yaşamak, kendi kendini adam etmektir. Zeka ve bilgisini kullanarak etinden, kemiğinden kendi heykelini kendi eliyle yapmaktır.”

Dünya edebiyatının en büyük yazar ve düşünürlerden biri olarak kabul gören Goethe’ye ait bu sözler.

Öyle bir deha ki Goethe, Kafka onu“Hayat üzerine söylenebilecek olan her şeyi söylemiş biri” olarak tanımlıyor.

Yaşamı boyunca çok okumuş, çok düşünmüş, çok yazmış bir deha, insanlığa en çok faydası dokunan dehalardan biri o.

Çocukluk ve Gençlik Dönemi

yılında Frankfurt’ta doğan Goethe, varlıklı bir ailenin çocuğudur. Küçük yaşlardan itibaren eğitimine çok önem verilir. Bir yandan Latince, yunanca, Fransızca, İbranice, İngilizce dersleri alırken, bir yandan da dans, binicilik öğreniyor ve sanatla ilgileniyordu.

18 yaşına geldiğinde ailesinin de isteği ile hukuk öğrenimi görmek için Leipzig’e taşınır. Ancak buraya uyum sağlayamaz, deyim yerindeyse kültürel bir şok yaşar. Diliyle, tarzıyla, tavırlarıyla eski zamanlardan gelmiş gibidir.

Hukuk bölümüne de ısınamaz bir türlü. Sanatla daha çok ilgilenir. Eski Yunan sanatına büyük ilgisi bu yıllarda başlar. Bir insanı ya da nesneyi tanımayı, onun hakkında derin düşünmeyi ve onu anlamayı bu yıllarda öğrenir.

”Tanrım, hayat ne kadar da kısa ve sanat ne kadar da sonsuz”

Ve bu yıllarda aşık olur Goethe. Anna Katharina Schönkopf ile ilişkisi başlar, ancak yazmaya olan tutkusu ve bu tutkunun gerektirdiği yalnızlık ihtiyacı ile İki kişilik bir hayata hazır olmadığını anlar ve ayrılırlar.

‘’Birbirimizi anlamadan, vedalaştık. bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey degil.’’

Leipzig’teki 3. Yılında ağır bir hastalık geçirerek ailesinin yanına dönmek zorunda kalır. Uzun süren hastalık ve istirahat döneminden sonra ’de Goethe’nin ilk şiir kitabı ‘’Annette’’ yayınlanır.

Yazmaya Adanmış Bir Hayat

Tamamen iyileştikten sonra hukuk eğitimine devam etmek üzere Strasburg’a gider. Burada da bir papazın kızı olan Friederike’ye aşık olur. Friederike, Goethe’nin olgun şiirler yazmasına neden olur. Goethe evlilik fikrine uzak olduğu için beraberlikleri uzun sürmez, ayrılırlar.

Hukuk eğitimini bitirip Frankfurt’a döner ve avukatlık bürosu açar. Ancak edebiyat ve yazın işlerine daha fazla zaman ayırır. yılında Demir Elli Şövalye eserini yayımlar ve eser büyük ilgi görür. Goethe aynı zamanda Frankfurter Gelehrte Anzeige adında bir sanat dergisinde yazmaya başlar.

Bir dönem Hz Muhammed’in hayatını inceler Goethe. Hatta ’te Muhammed’in Şarkısı (Mahomets Gesang) adlı kasideyi yazar.

”Böylece taşıyor kardeşlerini,Hazinelerini, evlatlarını Gönlü sevgiyle tutuşmuş olarak Bekleyen Yaratıcıya.”

Goethe, dönemin edebiyat anlayışına yeni bir soluk getirecek bir kadına aşık olur. Onu çok mutsuz edecek, karşılıksız ve ona Genç Werther’in Acılarını yazdıracak bir aşktır bu.

‘’Ah, birazcık kaygısızlık beni dünyanın en mutlu insanı yapabilirdi…’’

Kitap, o dönem gerek anlatımıyla, gerek duyguların coşkunluğunu yansıtmadaki başarısıyla her kesimden insanı etkisi altına alır, hatta Napoléon’un bile kitabı sürekli yanında taşıdığı söylenir. İşte yazdığı bu ilk romanıyla, 25 yaşındaki Goethe adını dünyaya duyurur.

“Nasıl oluyor da insanı mesut eden bir şey aynı zamanda felaketinin de kaynağı oluyor.”
”Sabahları uyanıp parıldayan güneşi gördüğümde, “Al işte, yine cenneti andıran bir gün ve yine insanlar bunu mahvedecekler” diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.”
”Bu dünyada nadiren iki insan birbirini anlıyor!”
”İnsanlar bugüne katlanmak yerine, hayal güçlerini seferber ederek geçmişin kötülüklerini çağrıştıracak hatıralarla meşgul olmasalar, daha az acı çekerlerdi.” Genç Werther’in Acıları

yılında Dük Karl August’un daveti ile Weimar’a gider. Burada saray tiyatrosu ve eğitim işleri, maden ocaklarıyla kent ormanlarının denetimi gibi görevler üstlenir. Doğayla daha yakın olduğu bu dönemde, doğa bilim araştırmalarına yönelen Goethe bitkiler, taşlar, yeryüzünün jeolojik yapısı, insan ve hayvan anatomisi, renklerin ve ışığın gizleri gibi alanlar üzerine çalışmalar yapar.

Weimar’da bir saray nedmesi olan Charlotte Von Stein ile ilişkileri başlar, Charlotte onu olumlu yönde etkilese de bir süre sonra ilişkilerinde sorunlar yaşarlar ve bunun üzerine Goethe ani bir kararla İtalya’ya gider. İtalya’daki günleri Goethe için bir yeniden doğuş olur. Kendini yeniler, eski Roma ve Yunan sanatlarını yakından inceleme fırsatı bulur. Charlotte ile beraberlikleri gizli İtalya kaçamağı ile sona erer.

Döndüğünde doğallığı ve neşesinden çok etkilendiği Christiane Vulpius ile senesinde evlenirler. Oğlu Julius August Walther doğar, beş çocukları olur ancak sadece August hayatta kalır.

Ayrıca bakınız; Haddini Aş Hikayeleri Keanu Reeves

’te Schiller, Goethe’den bir dergiye katkıda bulunmasını istediğinde ikilinin ömür boyu sürecek dostlukları başlar.

’de Napoleon ile göüşür. Genç Werther’in Acıları’nı yedi kez okuyan Napoleon, Goethe’ye onur lejyonu madalyası verir.

yılında ilgilenmeye başladığı büyük eseri Faust’un 1. bölümünü yılında yayımlar. 2. bölüm ise, ölümünden sonra basılabilir ancak.

Yazılması bu denli uzun bir süren Faust, Goethe’nin yaşamı boyunca geçirdiği değişimleri yansıttığı için, onun tüm hayatını simgeleyen bir eser olarak görülüyor.

“Yapabileceğini veya yapabileceğine inandığını düşünüyorsan, başla. Eylemin içinde sihir, zarafet ve güç var..”
”Kuvvete dayanamayan adalet aciz, adalete dayanamayan kuvvet zalimdir.”
”Herkes ancak öğrenebileceği kadar öğrenir. Yalnız içinde bulunduğu anı yakalayabilen insan tam insandır.”
”Bir şey olmak istiyorsan, başkasına ihtiyaç duymadan, kendi sayende ol.” Faust

Hayatını çok düşünmeye ve çok yazmaya adayan Goethe, 22 Mart tarihinde hayata gözlerini yumar.

‘’Dünya hassas kalpler için cehennem gibidir.’’


nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır