Bu çalışmada, Hegel felsefesinde, bilincin diyalektiği ve özbilince geçiş süreci ele alınarak, bu süreç içinde, Hegelci diyalektiğin (karşıtlık ve olumsuzlama yoluyla) bilince ne ölçüde dolayım ve nesnellik sağladığı sorgulanmaktadır. Çalışma, öncelikle Kant'ın aşkınsal felsefesi örneğinde, modern felsefenin özbilinci zaman ve mekandan, dolayısıyla nesnel gerçeklikten tümüyle bağımsız gören, kendi içinde salt özdeşlik ve pekinliğe indirgeyen dolayımsız bilinç anlayışına karşı, bilincin nesnesiyle dolayım ve gelişimine olanak sağlayan Hegel'in kurgusal ya da diyalektik yaklaşımını karşılaştırmakta, Hegel felsefesinin kendinden önceki bilinç ya da düşünüm felsefeleri karşısında özgün konumunu belirlemektedir. Kendinden önceki bilinç felsefelerinden farklı olarak, Hegel, özbilinci, sadece kendi üzerine düşünen ve bilen bir bilinç olmanın ötesinde, ancak bir başkasının bilinci aracılığıyla kendi içinde bir soyutlama olmaktan çıkarmakta, özbilince diğer özneler ile ilişkisinde ve kendi eylemi yoluyla nesnel bir nitelik kazandırmaktadır. Fakat, Hegel bu farklı özbilinç anlayışıyla, bilince nesnellik açısından tarihsel bir boyut katsa da, Hegel'in aşkınsal bilinç eleştirisine karşın, Hegel felsefesinin saltık idealizmin özdeşlik anlayışıyla bilincin kendi dışındaki dünya ile dolayım sorununu tümüyle çözememiş olduğunu görürüz. Bu çalışmada, ulaşılan sonuç, özne ile nesne arasında tam bir özdeşlik ya da ayrım yoluyla kurulacak ilişki biçiminin diyalektik düşünce açısından bir dolayım sorununa yol açabileceğidir. Öznenin kurgusal felsefede olduğu gibi, nesnesiyle bütünüyle örtüşen içkin özdeşliği, ayrım ve dolayımın silindiği bir saltık idealizme yol açarken, ayrımın kesin bir ayrım olarak soyut uzlaşmaz karşıtlığa dönüştürülmesi de benzer biçimde öznenin nesnesiyle dolayımına ya da ilişkisine izin vermemekle birlikte, hem bilginin gelişmesine hem de düşünce ve varlığın devimden yoksun kalmasına neden olmaktadır. Fakat, Hegel felsefesi olumsuzlama ya da aşma diyalektiğiyle karşıtlık ve ayrımları ortadan kaldırdığı için eleştirilse de, yine buna bağlı olarak, karşıtlık ve ayrımı kendi içinde barındıran, özsel ayrım düşüncesiyle Hegel diyalektiği düşünce ve varlığın devim ve gelişim sürecini en iyi biçimde açıklayabilmektedir.
Diyalektik, Yunanca tartışma sanatı anlamına gelen dialektike tekhne’den türeyen bir terim olarak, genelde akılyürütme yoluyla araştırma ve doğrulara ulaşma yöntemi. Diyalektik kavramı, başlangıçta tartışma sanatı, ya da çelişkili yollardan muhataplarını ikna etme sanatı anlamına gelmektedir.
Karşıtlıkları kullanarak gerçekleştirilen akıl yürütme biçimidir, diyalaktik ve Sokratik yöntem, tartışma ve düşünme sanatı olarak diyalektiğin Antik Çağdaki en yetkin halidir. Değişimin ve hareketin sürekliliği düşüncesi bu aşamada diyalektik olarak ifade edilmiştir. Bir fikirden ya da ilkeden içerdiği olulmlu ve olumsuz bütün düşünceleri çıkarma yöntemine diyalektik denilmekteydi.
Diyalektik, değişik dönemlerde ve değişik filozoflarda farklı bir anlam kazanmış olduğu için, yukarıdaki genel diyalektik tanımı, örneğin Hegel ve Marx’ın diyalektik anlayışını kapsamaz. Bu durum dikkate alındığında,
1- Diyalektik her şeyden önce, bir tez ya da görüşü, onun mantıksal sonuçlarını incelemek yoluyla çürütme yöntemi anlamına gelir. Yine diyalektik,
2- Sofistik akılyürütmeyi, cinsleri türlere bölmeyi ya da cinsleri türlerine ayırarak mantıksal bir biçimde analiz etme yöntemini gösterir. Bundan başka diyalektik,
3- En genel ve soyut fikirleri, tikel örnek ya da hipotezlerden hareket edip bu fikirlere götüren bir akılyürütme süreciyle araştırma yöntemi olarak ortaya çıkar. Diyalektik,
4- Daha olumsuz bir anlam içinde, yalnızca olasılı olan ya da genel olarak kabul edilmiş bulunan öncülleri kullanarak akılyürütmeyi ya da tartışma yöntemini ifade eder. Bu çerçeve içinde,
5- Diyalektik yanılsama mantığının, aklın deneyime aşkın nesneleri konu alırken, deneyimin sınırlarını aştığı zaman düştüğü çelişkilerin gözler önüne serilmesi suretiyle, eleştirilmesi anlamına gelir. Ve son olarak
6- Diyalektik, düşüncenin ve gerçekliğin bir tezle antitezden, söz konusu iki karşıtın bir sentezine varmak suretiyle, gelişmesini gösteren varlık ve düşünce yasası olarak ortaya çıkar.
İşte bu genel çerçeve içinde, diyalektiğin farklı filozoflar için ifade ettiği farklı anlamları kısaca ele alacak olursak Aristoteles’e göre, bir yöntem olarak diyalektiği bulan filozof olan Zenon’da diyalektik, saçmaya indirgeme şeklinde gerçekleşen akılyürütmeye karşılık gelir. Buna göre, Zenon diyalektik yöntemini kullanarak, bir karşıtın tezini ya da inancını, onun kabulünden ya mantıksal bir çelişki ya da kabul edilemez bir sonuç çıktığını göstererek çürütür.
Elea Okulunun karşısında yer alan Herakleitos’ta ise, diyalektik evrende hüküm süren ve kendisinden dolayı varolan her şeyin kendi karşıtına dönüştüğü değişme sürecini, karşıtların birliğini ve bunu ifade eden çelişki mantığını ifade eder.
Oysa, diyalektik Sokrates’te, soru yanıt yoluyla tartışma tekniği ne; Sokrates’in tartışmak üzere karşısına geçen kişiye uyguladığı ve o kişinin verdiği tanımların mantıksal sonuçlarını çıkartmasından ya da tanımların çelişkilerini göstermesinden oluşan çürütme yöntemine karşılık gelir. Söz konusu çürütme yönteminde amaç,
Sofistlerin yaptığı gibi, bir tartışmada kişinin karşıtını alt etmesi değil de, kişiye gerçek bilgiye erişebilmesi, araştırma yoluna girebilmesi için, bilgisiz olduğunu göstermektir. Diyalektik Sokrates’te, yine şeylerin nesne ya da öz tanımlarına ulaşmayı amaçlayan araştırma yöntemini, şeyleri sınıflarına, doğalarına ya da türlerine göre ayırma yöntemini ifade eder.
Sokrates’in öğrencisi olan ve diyalektiği insan tarafından yaratılmış tüm sanatların en üstünü ve önemlisi olarak gören Platon’da, üç farklı diyalektik anlayışı söz konusudur:
1- En yüksek felsefi yöntem olarak değerlendirilen diyalektiğin temelinde, Sokrates’ten miras alınan soru ve yanıt olarak diyalektik, uygun soru ve yanıtlarla tartışma, tekniği olarak diyalektik anlayışı vardır. Diyalektiğin konusu da her zaman aynıdır; onda filozof, diyalektiği kullanarak, var olan her şeyin değişmez özünü arar.
2- Orta dönem diyaloglarında ise, diyalektik hipotezlerden yola çıkarak akılyürütme anlamına gelir.
3- Buna karşın, yaşlılık dönemi diyaloglarında, diyalektik, bir yöntem olarak bölme tekniğine dönüşür. Platon’un yaşlılık dönemi diyaloglarında görülen söz konusu diyalektik ya da bölme anlayışı, bölünemez olan ve altında yalnızca bireylerin bulunduğu bir türün tanımına ulaşıncaya dek, cinsleri türlerine bölmekten meydana gelmektedir.
Aristoteles’e gelince, o diyalektiği, kesin ve zorunlu sonuçlara götüren bir akılyürütme olarak olmasa bile, yararlı olan bir akılyürütme tarzı olarak görmüştür. Ona göre, öncülleri genel olarak hemen herkes tarafından ya da çoğunluk veya filozoflar tarafından kabul edilen bir akılyürütme, diyalektik bir akılyürütmedir; buna karşın, öncülleri yalnızca olasılı görünen bir akılyürütme ise, eristik akılyürütmedir. Aristoteles, diyalektiği bilimin yöntemi olarak görmez, çünkü biz bilimsel bilgide, doğru ve apaçık olan öncüllerden hareket eden geçerli akıl-yürütme olarak tanıtlamayı kullanırız. Bununla birlikte, onun tarafından bir olasılık mantığı’ olarak değerlendirilen diyalektik, üç bakımından, yani entellektüel eğitim ya da zihin jimnastiği olarak, başka insanlarla, onlar tarafından kabul edilen öncüllerin oluşturduğu temel üzerinde yapılan tartışmalar için ve bilimlerin kanıtlanamaz ilk ilkelerini incelemek bakımından önem taşır.
Modern felsefede diyalektiği ilk kez olarak kullanmış olan Kant’ta diyalektik, deneyimin sınırlarının ötesine giden transendental yargıların yanlışını ya da çelişkilerini gösteren mantık türü anlamına gelir. Hegel’de ise, diyalektik bir düşünce ya da gerçek bir şeyi önce zorunlu olarak karşıtına (ya da çelişiğine) dönüştüren ve daha sonra da onların her ikisini birden içeren bir senteze (ya da birliğe) götüren sürece karşılık gelir. Buna göre, diyalektik, hem düşüncede ve hem de varlıktaki çelişkilerin karşıolumu aracılığıyla, bilgide ve varlıkta daha yüksek bir düzeye götüren değişme sürecine, yani sırasıyla varolan bir şey ya da düşünce (tez), onun karşıtı ya da çelişiği (antitez) ve nihayet onların karşılıklı eylem ve etkileşimlerinin sonucu olup, daha sonra başka bir diyalektik hareketin temeli olan birlik (sentez) gibi üç öğeyi içeren zorunlu değişme sürecine karşılık gelir.
Alian Özdemir - [email protected]
Gazete Duvar’da 24 Aralk'ta yaynlanan Gülgün Türkolu’nun "Diyalektik Nedir?" balkl yazs Hegel’in görülerini geçerli ve tek doru görü olarak gösteriyor. Oysa tarih boyunca deiik diyalektik anlaylar ortaya çkmtr, ama çou anlay artk savunulmuyor, tarihte kalmlardr. «Diyalektik nedir?» sorusuna tarihi deil de güncel yant vermek isterseniz, Hegel ve öncesini bir yana brakmanz gerekir.
DYALEKTK NEDR?
Diyalektik düünce Herakleitos’a balanr, ancak o «diyalektik» terimini kullanmaz. «Diyalektik» sözcüünü daha sonra Eleal Zenon türetir, «tartma sanat» anlamnda. Sonra Aristoteles de bu anlamda kullanr (Topikler). «Diyalektik» terimini, günümüze gelebilen eski yazl metinlerde ilk kez Platon’da görüyoruz. Platon, gençliinde Sokrates’in verdii anlamda kullanr (tartarak eitme). Yallk döneminde Herakleitosun görülerinden etkilenir ve farkl bir diyalektik anlay ortaya koyar. Ortaça’da mistik «üç aamal gelime» (olumlama, olumsuzlama, olumsuzlamann olumsuzlamas) kavramnn eklendiini ve diyalektiin Tanrnn varln kantlamada kullanldn görüyoruz. «Diyalektik mantk» terimine ilk kez Kant’ta rastlyoruz, Kant’n geni mantk anlaynn bir bölümü olarak. Hegel; Herakleitos ve Platon’un diyalektik anlayn gelitirip, üç aamal gelime anlayn ekleyerek oluturduu diyalektik mant idealist felsefesinin temeli yapar. Marx ise Herakleitos-Platon-Hegel kanalndan gelen diyalektii deitirip gelitirerek realist, materyalist diyalektik mant kurar. Bugün «diyalektik» denince usa ilk gelen Marx’tr ve gerçekçi-maddeci diyalektiktir. Ancak, Hegel’in görülerini gerçekçi anlaya yamayanlar çoktur.
Düünme dünyas (bireyseldir) dndaki her ey d dünyay oluturur. D dünyada yldzlar, gerçek ya da nesnel tüm varolanlar(1), içinde yer aldmz toplum, tüm canllar, tüm insanlar, insanlarn ürün ve eylemleri vardr. D dünyaya baktmzda; varolanlarn sürekli devindiini görüyoruz: Dünya’nn kendi çevresinde ve Güne çevresinde sürekli dönüü; Güne sisteminin galaksi içinde, Samanyolu galaksisinin evren içinde hareketi; bu nedenle bizim oturduumuz yerde binlerce kilometre hzla hareket etmemiz. Herakleitos’un dedii gibi «bir rmakta iki kez ykanamayz», çünkü su sürekli akp gider, baka su molekülleri gelir. nsanlar uyurken bile dolam sistemi, solunum sistemi sürekli çalr. Bunlar makro kozmosla ilgili. Mikro kozmosa geçersek, örnein hareketsiz görünen bir masann atomlarna baktmzda, elektronlarn k hzyla döndüünü görürüz. Demek ki devinim; maddenin, d dünya varolanlarnn temel özelliklerinden biridir. Ancak tüm bunlar mekanik hareketlerdir, felsefeden çok bilimi ilgilendirir. Gözlemlerimiz, ayrca varolanlar arasnda karlkl etki olduunu gösteriyor. Güne dünyay styor ve tyor. Atmosferden oksijen alp karbondioksit veriyoruz, bitkiler karbondioksit alp oksijen veriyor. Temiz su içip kirli su brakrz. Tüm canllar, ancak birbirini yiyerek canl kalabiliyor. nsanlar hayvanlar, hayvanlar bitkileri yiyor; bitkiler ise toprak yiyor. Bu olguya ksaca etkileim denir.
Felsefe açsndan önemli olan d dünyann tüm varolanlarndaki nicel ve nitel deimelerdir. Her varolan doar, büyür, devinir, deiir, geliir, sönümlenip, yerini baka varolana brakarak sona erer. Örnein insan bebek olarak douyor; çocukluk, gençlik evrelerinden geçip yetikin oluyor. Yallk, sonra cansz organik maddeye dönüme ile insan süreci sona eriyor, ortalama yl. Cansz varlkta deiim, milyon yl bulabilir. Bu olguya ksaca deiim denir. Diyalektik düünce, gerçek varolanlar karlkl balantlar, artzamanllklar, devinimleri, doumlar ve ölümleri içinde kavrar. Varolanlarn, hem yaayacan ve sürüp gideceini hem de kaçnlmaz olarak yok olacan kabul eder. Gerçekçi diyalektik mantk, bu saptamay, deiimi, evrenin anayasas olarak ele alr ve her varolan bir süreç(2), her olgu ve deiimi bir olu(3) olarak niteler. Bu anayasasnn iki maddesi vardr, ki onlar deiimin neden ve nasl olduunu açklar. Birinci madde, deiimin ilk nedenini açklar: Her sürecin içinde bir ya da birkaç çeliki, kartlar mücadelesi vardr. Yani her sürecin içinde olumlama (sav) ve olumsuzlama (kar sav) bir arada olur. kinci madde, deiimin ikinci nedenini açklar: Etkileim. Evrende tüm süreçler birbirini etkiler, deitirir, gelimesine ya da yok olmasna katkda bulunur.
D dünyadan gelen duyumlar alglayarak, düünme dünyamzda kavram ve tasarmlarmz olutururuz. Alglama diyalektik mantn yol göstericiliinde olursa, süreçlerin içindeki çelikilerin ve aralarndaki etkileimlerin bilgisi, oluturulan kavram ve tasarmlarda yer alr. Akl yürütmeyi bu kavram ve tasarmlarla yaparz.
DYALEKTK NE DELDR?
Diyalektik adl gösterge; hem bir kavram hem bir düünme biçimini hem bir mant hem de bir aratrma yöntemini kapsar. Yani dil dünyasnda bu dört gösterilen için de “diyalektik” göstereni/terimi kullanlr. Dolaysyla, diyalektik terimini herkes kullanyor, ama hangi anlamda kullandn belirtmediinde bir belirsizlik ya da karklk ortaya çkabiliyor. Baka bir durum, tarih içindeortaya çkan deiik diyalektik anlaylarn birbirine karmasdr. Bu yazda diyalektik adna yaplan yanllarn önemli olan birkaçna deineceim.
Hegel’in felsefe tarihinde önemli bir yeri vardr kukusuz, ama zirveyi ona vermek doru olmaz. Marx, bilimler çok gelitii için, artk felsefenin rafa kaldrlmas gerektii görüündedir. Hegel ise, kendi felsefesiyle birlikte «Felsefenin Sonu»nu ilan ediyor.
Felsefe ile dine eitlik tannmas, filozoflar kzdracaktr: «Kuantum dolankln bugün, din ve felsefenin uzun zamandr ortaya koyduu ‹evren bir ilikiler bütünüdür› önermesi» Din kitaplarnda bu önermeyi bulamazsnz. «Felsefe ve din her zaman, bilim ise son dönemlerinde..» sav da çok yanl, bilimi dinin gerisinde görmek, ancak dincilerin savunaca bir görütür.
«Doada renk yoktur ama biz renk görürüz. Doada ses yoktur biz sesler iitiriz. Görme, iitme, koklama gerçekte beynimizde olmaktadr.» önermeleri d dünyay yanl saptamakta, yanl anlatmakta, be duyunun varln yadsmaktadr. Duyular, duyu organlar olmadan, beyin göremez, iitemez Din de, bilim de doada ses ve renk yoktur demez. Ardndan duyularn var olduunu kabul edip, «duyusal verilerden oluan alglarmz yanlsama» olarak nitelemek yanl bir eklektizmdir. Duyular yadsmak da, duyularn yanlttn söylemek de deiik idealist filozoflarn görüüdür. Duyularmzn bazen bizi aldatt dorudur, ancak bu her zaman olan bir ey deildir. Yanlsamalarmz, pratikle, deneyimle ortadan kaldrabiliriz. Ancak duyular tümüyle güvensiz ilan etmek, gerçeklie aykrdr.
Diyalektik, doada (dolaysyla toplumda) bandan beri var olan durumun addr. «Düünmenin diyalektik devinmesi» Hegel’e göre olabilir, ama gerçekçi diyalektie göre olmaz. Maddeden bamsz bir düünme devinimi, düünme diyalektii yoktur. Marksistlerin çou diyalektik adna yanllar yapmaktadr. Örnein György Lukács'tan balayarak Bat Marksizmi, diyalektiin yalnzca toplumla ilgili olduunu savunur, “doann diyalektii”ni yadsr. Doann diyalektiini savunan Engels ise, “Bütün jeoloji bir sra inkâr edilmi inkârlardr, yklm eski formasyonlarn ardndan yeni formasyonlarn geliidir” diyerek mistik üç aamal gelime anlayn doaya uygular.
«Çeliki» teriminin birçok anlam vardr, hepsini özde görmek yanltr. Diyalektik sistemde çeliki; bir varolann (sürecin) içinde iki kartn bir arada var olmas, sürecin sonuna dein deiik younlukta mücadele etmeleri anlamnda kullanlmaktadr. Günlük dilde iki süreç arasndaki çatma da (sürekli olmaz bunlar, bir süre sonra yardmlamaya dönebilir) «çeliki», ya da «d çeliki» olarak adlandrlmaktadr. Bu adlandrmann, diyalektikte sözü edilen «çeliki» kavramyla ilikisi yoktur. ki ya da daha çok süreç arasndaki çatma ya da yardmlama, diyalektik sistemde «etkileim» olarak adlandrlmaktadr.
Kimi kaynaklarda geçen diyalektiin üç (bazen dört) yasas, Marksistlerce birbirinden kopuk olarak uygulanr. Oysa «nicelikten nitelie geçi» ve «olumsuzlamann olumsuzlamas» denen yasalar çelikiden (kartlar mücadelesinden) ve etkileimden bamsz yasalar deildir. Onlar çeliki ve etkileimin deiik görünümleridir. Örnein, bir süreç, çelikiden ötürü nicel deiiklik geçirir. Çeliki uzlamazlk aamasna ulatnda nicel deiiklik biter, nitel deime balar. Üç aamal gelime kuram, gerçekçi diyalektikte yer almaz. Süreç içinde olumlama ve olumsuzlama hep bir arada olur, ayr aamalar deildir. Olumlama-olumsuzlama çelikisi uzlamazla vardnda, süreçle birlikte olumlama ve olumsuzlama da sona erer. Bu durum olumsuzlamann olumsuzlamasdr, nitel deimedir, yeni bir sürecin balangcdr.
Baz durumlar için “diyalektik süreç” sözü kullanlyor. Diyalektik olmayan süreçler de mi var? Diyalektik bütün evreni açklyorsa, «diyalektik olmayan süreç»in olmamas gerekir. Tüm süreçler ve olular diyalektiktir. «Süreç»in ya da «olu»un önüne diyalektik sözcüünün konmas, durumu gizemliletirmekten öte bo söz etmektir.
Gerçekçi diyalektik mantk, diyalektik yöntem, diyalektik düünme; dünyay gerçekte olduu gibi anlamamz salayabilen yol göstericilerdir. Yeter ki onu doru anlayalm doru uygulayalm. Ancak genellikle gördüümüz yarm yamalak, az bilgiyle uygulanan ey diyalektik deildir.
(1) Varolan: Bir yerde bulunan, hazr olan. «Varlk» genel bir terimdir. Belli bir varlk türünün bireyleri «varolan» olarak adlandrlr.
(2) Süreç: Durumdan duruma geçen varolan.
(3) Olu: (olu, oluum) terimini, bir gerçek varolann ya da bir gerçek varolanlar bütününün, bir durumdan baka bir duruma geçmesi, olay ya da eylemler dizisi anlamnda kullanmaktaym.
KAYNAKÇA
Özdemir, Alian (). Yeni Diyalektik Mantk, stanbul: Yaba Yaynlar.
Ollman, Bertell (). Diyalektiin Dans, stanbul: Yordam Kitap.
*Dr.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası