Çirmen Savaşı Hangi Padişah Döneminde Yapılmıştır

Çirmen Muharebesi veya diğer adıyla İkinci Meriç Muharebesi,^[1] yılında yapılmış olan Sırpsındığı Muharebesi'nde yenilen taraf olan Sırpların, Osmanlı Devleti ile Meriç kıyısındaki Çirmen yakınlarında (günümüzde Ormenio), 26 Eylül tarihinde yapılan muharebedir. Osmanlıların zaferiyle sonuçlanmıştır.

Sırp kral Jovan Uglješa, I. MuradAnadolu'dayken Edirne yönüne saldırıp Osmanlı Devleti'ni hazırlıksız yakalamak istedi. Sırp ordusunun mevcudu ^{[10][11][12][13][14]} kadar asker idi. Karşısına çıkan Lala Şahin Paşa yönetimindeki Osmanlı ordusu sayıca çok az, kişi öncü birliktir ancak taktiksel yönden bu kuvvet yüksek manevra kabiliyetine ve daha üstün taktiklere sahipti. Sırp ve Makedon birliklerinin ilerlemesine izin veren Osmanlı kuvvetleri, Çirmen mevkiinde geceleyin düşman ordusuna saldırdı. Ne olduğunu anlayamadan hazırlıksız yakalanan ve panikleyen düşman ordusu, hatlara sızan Osmanlı atlılarının, Sırp ve Makedon komutanlarını öldürmesi ile darmadağın edildi. Savaş, Osmanlı Devleti'nin zaferi ile sonuçlandı. Sırp tarafı binlerce zayiat verdi ayrıca binlerce Sırp askeri kaçmak isterken Meriç nehrinde boğuldu. Muharebeden sonra Meriç Nehrinin rengi ölü Sırp askerlerinin kanlarından kırmızıya döndü.^[15][16] Bu zafer ile Osmanlılara Makedonya'nın yolları açıldı. Osmanlılar Drama, Kavala, Serez gibi yerleri, Yunanistan'daki belli bölgeleri de ele geçirdiler.

Makedonya'daki Sırp Prensleri, Bulgar Kralı ve Bizans İmparatoru Osmanlı hakimiyetini tanıdılar. Böylece Osmanlı'nın Balkanlardaki fetihleri kolaylaştı. Osmanlı Devleti'nin Balkanlardaki ilerleyişi hız kazanmış oldu.

Bu zaferden sonra Sırplar, Osmanlı Devleti'ne bağlılığını bildirmek zorunda kalmıştır.

Kaynakça[değiştir kaynağı değiştir]

Özel

Genel

Çirmen Savaşı, Sırpsındığı Savaşı’nda yenik düşen Sırpların Osmanlı Devleti’ne karşı açmış olduğu bir savaştır. Osmanlı İmparatorluğu, Sırpsındığı Savaşı’nda olduğu gibi Sırpları yenilgiye uğratmıştır. Çirmen Savaşı, II. Meriç Muharebesi olarak da bilinmektedir. Çirmen Savaşı’nda birçok Sırp askeri Meriç nehrinde boğulmuştur. Bu savaşta Osmanlı Devleti’nin ordusu ise epeyce az kayıp vermiştir.

Çirmen Savaşı Kimler Arasında Yapıldı?

26 Eylül senesinde yapılan Çirmen Savaşı, Osmanlı Devleti’nin Avrupa’ya açılmasında mühim bir yeri vardır. Savaştan yalnızca 6 sene önce Osmanlılar ile Sırplar arasında Sırpsındığı Savaşı yaşanmıştı. Osmanlı İmparatorlu, kendinden daha fazla askere sahip Sırpları yenmişti.

Kısaca Çirmen Savaşı’nın Özeti

Sırpsındığı Savaşı’ndan aldığı yaraları sarmak isteyen Sırplar epeyce büyük bir intikam duygusuyla Osmanlı İmparatorluğu’na savaş açmaya karar verilmesidir. Çirmen Savaşı, senesinde Sırpların başlattığı bir intikam savaşıdır. Çirmen konumunda I. Murat komutasındaki kişilik ordu ile Sırpların kişilik ordusu arasında gerçekleşmiştir.

Türklerin Edirne’yi alması ve Rumeli bölümüne yerleşmesi neticesi Sırp kralı Macar, Bulgar ve Eflak güçleriyle birlikte Haçlı Seferi’ni başlatmıştır. Papa V. Urban seferin yayılmasını sağlayan kişidir. Çirmen Savaşı başladıktan sonra haçlılar fazlaca vermiştir. Böylece Osmanlı Devleti Çirmen Savaşı’nı galibiyetle neticelendirmiştir. Çok fazla Sırp ordusu Meriç Nehri’nde boğularak vefat etmiştir.

Çirmen Savaşı’nın Önemi

Çirmen Savaşı’nın Osmanlı Devleti bakımından önemi, fetih politikalarını daha da genişletmektedir. Fakat bu savaş Osmanlı İmparatorluğunun kendi isteğiyle meydana gelmemiş, Sırpların hareketi geçmesi ile başlamıştır. Savaşın asıl sebebi Sırpların I. Çirmen Savaşı sonucunda uğradıkları hezimetti. Sırplar bakımından bu savaş intikam alma duygusu ile yapılmıştır.

Osmanlı Devleti’nin ilerleyişini engellemek ve Türkleri oradan çıkarmak üzere akınlar başlatılmıştır. Netice olarak Osmanlı Devleti’nin isteği dışında meydana gelen savaşta Sırplar yenilgiye uğramış, Makedonya Osmanlı hâkimiyetine geçmiştir. Ayrıca burada olan Sırp prensleri başta olmak üzere Bizans İmparatorluğu ve Bulgarlar Osmanlı İmparatorluğunun hakimiyetini tanıdı. Bu şekilde Osmanlı Devleti’ne balkanların yolu açılmış oldu.

Edirne fethedilmişti fakat Batı Trakya’yla beraber güvenlik temin edilmesi gerekmekteydi.

Osmanlı Devleti hâkimiyetinin Haçlılar tarafından tanınması gerekmekteydi.

Balkanlar’da Osmanlı İmparatorluğu’na karşı fiili direniş güçlerinin kırılması koşuldu.

Osmanlı Devleti bakımından fetih politikaları zorunlu duruma gelmiştir. İskan politikasının gerçekleştirilmesi genişlemenin devamı için gerekli olarak görülmekteydi.

Osmanlı İmparatorluğu savaşı başlatan taraf olmasa da Balkanlara açılma beklentisi hâkim olmaya başlamıştı.

Çirmen Savaşı’nın Nedenleri

Çirmen Savaşı pek çok sebebe bağlı meydana geldi. Tarihçiler bu savaşa Haçlı Seferleri olarak bakmışlardır. Fakat asıl sebep Sırpsındığı yenilgisinin intikamını alarak Türkleri engellemekti.

Edirne alındıktan sonra Rumeli bölümüne Türkler yerleştirilmişti. Türklerin yerleştirilme orada olan halk başta olmak üzere başka devletleri rahatsız etmeye başlamıştı. Böylece Haçlı Seferi başlatmanın şart olduğu düşüncesi benimsendi.

Sırpsındığı Savaşı’nda Osmanlı ordusunun sayıca daha az olmasına rağmen yenmesi, Sırpları rahatsız olmasına sebep olmuştur. Sırp kralı bu savaşın öcünü almak düşüncesiyle Papa, Eflak, Macarlar ve Bulgarlarla beraber haçlı seferine karar vermişlerdir.

Hareket buyruğunun Macar Kralı’nın vermiş olması sebebiyle savaş fiili olarak başlamıştır.

Çirmen Savaşı’nın Sonuçları

Makedonya bölgesinin bütünü savaş neticesinde Osmanlı İmparatorluğu’nun hâkimiyeti altına girmiştir ve Osmanlı İmparatorluğu Balkanlara açılma imkânı bulmuştur.

Savaş sonrasında ele geçirilen bölgelerin bütününe Türkler yerleştirilmeye başlanmıştır. (Türklerin yerleştirilmesi uygulamasına İskan Politikası denir.)

Çirmen Savaşı’ndan elde edilen zafer neticesinde Batı Trakya ve Edirne bölgesi bütünü güvenlik altına alınmıştır.

Savaş sonucunda Meriç Nehri’nin kontrolü Osmanlı İmparatorluğu’na geçmiştir.

Balkanlarda Osmanlı İmparatorluğu’na karşı olan bütün fiili direnişler çökertilmiştir.

Sırp Prenslikler, Bulgar Kralı ve Bizans, Osmanlı İmparatorluğu’nun hâkimiyetini kesin olarak tanımışlarıdır.

Bizans İmparatorluğu’nun Avrupa ile bağlı olan son toprak kesimi kesilmiş oldu. Daha sonraki zamanda Bizans'ın Haçlı seferi yapması zorlaşmış ve irtibat kesintiye uğratılmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu Haçlı ordusuna ve Sırplara karşı bir kez daha kesin bir zafer elde etmiştir.

Netice olarak savaşı Osmanlı kazanmış, Sırplar ve beraber olan haçlı ordusu yenilmiştir.

Maltepe Savaşı ()

Maltepe Savaşı ya da Pelekanon Muharebesi; yılında Orhan Gazi komutasındaki Osmanlı ordularıyla III. Andronikos önderliğindeki Bizans birlikleri arasında gerçekleşmiştir. Bizans İmparatorluğu; Osmanlı Devleti’nin İznik’i kuşatma altında tutması sebebiyle harekete geçmiş ve iki ordu Eskihisar yakınlarında karşı karşıya gelmiştir.

Osmanlı Devleti’nin zaferiyle sonuçlanan savaşın ardından, Kocaeli Yarımadası’nın fethi tamamlanmış ve yılında da İznik fethedilmiştir.

Sazlıdere Savaşı ()

Sazlıdere Savaşı tarihinde, Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’daki ilerleyişini durdurmak isteyen Bizans ve Bulgar ittifakı ile I. Murad komutasındaki Osmanlılar arasında yapılmıştır. Gerçekleşen savaşı Osmanlı Devleti kazanmış ve sonucunda Edirne fethedilmiştir. Filibe ve Gümülcine’nin de Osmanlı topraklarına katılmasıyla, Bizans İmparatorluğu’nun Avrupa ve Balkanlar ile kara bağlantısı kesilmiştir.

yılında Sazlıdere Savaşı sonucu fethedilen Edirne başkent yapılmış ve şehrin bu statüsü, İstanbul’un fethine kadar sürmüştür.

Sırpsındığı Savaşı ()

yılında Edirne’nin fethedilmesi üzerine İstanbul’dan Avrupa’ya olan yol kesilmişti ve bölge hızlı bir şekilde Türkleştirilmekteydi. Bu durumdan rahatsız olan Bulgar ve Sırp’lar Papa V. Urban’a başvurarak Osmanlı Devleti’ni bu bölgeden çıkarmak için bir ittifak kurmasını talep ettiler. Bu talep üzerine Papa’nın da çabalarıyla Sırp ve Bulgarlara; Eflak, Bosna ve Macar krallıklarının da eklenmesiyle bir Haçlı İttifakı oluşturuldu.

Oluşturulan Haçlıların Edirne üzerine harekete geçmesi üzerine, Osmanlı Devleti ile Haçlılar senesinde Sırpsındığı Savaşı’nda karşı karşıya geldiler. Osmanlı Devleti’nin kazandığı savaşın sonucunda, Edirne ve Batı Trakya’nın güvenliği sağlanmış ve bölgedeki Macar üstünlüğü sona erdirilmiştir.

Çirmen Savaşı ()

yılında gerçekleşen Çirmen Savaşı; Sırplar ile Osmanlı Devleti arasında, Meriç Nehri kıyısındaki Çirmen mevkiinde gerçekleşmiş bir savaştır. Osmanlı Devleti’nin zaferiyle neticelenen bu savaşla, Makedonya yolu Osmanlı Devleti’ne açılmış; bölgedeki Sırp ve Bulgar Prenslikleri de, Osmanlı hâkimiyetini tanımak zorunda kalmışlardır.

Ploşnik Muharebesi ()

yılında, Osmanlı Devleti ile Lazar Hrebelyanoviç komutasındaki Sırp – Boşnak ittifakını karşı karşıya getiren Ploşnik Muharebesi’nde Osmanlı Devleti mağlup olmuştur. Alınan bu savaş mağlubiyeti, bölgedeki ilerleyişi I. Kosova Savaşı’na kadar yavaşlatmıştır.

Ayrıca, Ploşnik Muharebesi’nde alınan bu mağlubiyet; Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi savaşları arasında, ilk ciddi Osmanlı yenilgisi olarak dikkat çekmektedir.

Bileca Muharebesi ()

Osmanlı Devleti ile Bosna Krallığı’nı ’de karşı karşıya getiren Bileca Muharebesi; Osmanlı Devleti’nin mağlubiyetiyle sonuçlanmış ve Bosna’nın Osmanlılar tarafından fethedilmesini geciktirmiştir.

1. Kosova Savaşı ()

Ploşnik Muharebesi’nde Osmanlı Devleti’nin yenilgiye uğratılması, Balkan uluslarının umutlanmasına neden olmuş ve Türkleri Balkanlar’dan çıkarmak amacıyla bir ittifak oluşturulmasını sağlamıştı.

Osmanlı ilerleyişini durdurmak isteyen Leh, Hırvat, Macar ve Çeklerin başı çektiği büyük bir Haçlı ittifakı ile I. Murad komutasındaki Osmanlı ordusu Kosova Ovası’nda karşı karşıya geldiler. yılında gerçekleşen I. Kosova Savaşı, Osmanlıların üstünlüğüyle sonuçlandı.

Bu savaşta kazanılan zaferle birlikte, Sırplar Osmanlı hâkimiyetini yeniden tanımak zorunda kaldılar ve Balkanlar’da Osmanlılara karşı koyabilecek herhangi bir askeri güç kalmadı. Balkanların Türk egemenliğine geçtiğini kabul ettiren bir savaş olmasından dolayı I. Kosova Savaşı, Osmanlı Devleti kuruluş dönemi savaşları arasında önemli bir yer tutmaktadır.

Ayrıca bu savaşın sonunda I. Murad; bir Sırp soylusu olan Milos Obiliç tarafından bıçaklanarak şehit edilmiştir.

Niğbolu Savaşı ()

yılında Niğbolu, Yıldırım Bayezid tarafından fethedilmiş ve Osmanlı Devleti ile Macarlar sınır komşusu haline gelmişti. Avrupa’da büyük bir panikle karşılanan bu duruma bir de Yıldırım’ın İstanbul’u kuşatmış olması eklenince Osmanlı Devleti’ne karşı bir Haçlı birliği oluşturulması gerekli hale gelmişti.

Bulgar, Macar, Fransız, Kutsal Roma Germen, Venedik ve Ceneviz askerlerinden oluşan Haçlı ittifakı ile Osmanlı Devleti, 25 Eylül günü Niğbolu önlerinde karşı karşıya geldiler.

Osmanlı Devleti’nin kesin zaferiyle sonuçlanan Niğbolu Savaşı’yla; birçok Avrupalı asilzade esir alınmış, Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’daki konumu güçlenmiş ve Macarlar için Osmanlı tehdidi daha belirgin bir hale gelmiştir.

Ankara Savaşı ()

yılında gerçekleşen Ankara Savaşı; Timur ile Osmanlı Devleti’ni, Ankara’nın Çubuk Ovası’nda karşı karşıya getirmiştir. İki devletin de Anadolu üzerine hâkimiyet kurma iddiası, Osmanlı Devleti tarafından ortadan kaldırılan Anadolu beyliklerinin de Timur’u kışkırtmaları, iki devlet arasındaki savaşı kaçınılmaz kılmaktaydı. İki ordu Ankara’nın Çubuk Ovası’nda yılında karşılaştılar ve Osmanlı Devleti Ankara Savaşı’ndan mağlup olarak ayrılan taraf oldu.

Ortaya çıkan sonuçlar değerlendirildiğinde Ankara Savaşı; Osmanlı Devleti kuruluş dönemi savaşları arasında önemli yeri olan bir savaştır. Bu savaşın sonunda Yıldırım Bayezid Timur’a esir düşmüş, Anadolu’daki siyasi birlik bozulmuş ve Osmanlı Devleti, 13 yıl sürecek olan Fetret Devri’ne girmiştir.

Varna Savaşı ()

yılında gerçekleşen Varna Savaşı; II. Murad önderliğindeki Osmanlı Devleti ile Papalığın çabalarıyla birleşen Balkan milletlerinin oluşturduğu Haçlı orduları arasında yapılmıştır. Bulgaristan’ın Varna şehri yakınlarında yapılan savaş, Osmanlı Devleti’nin üstünlüğüyle sonuçlanmıştır.

Kazanılan bu zaferle Mora ve Bulgaristan Osmanlılara bağlanmış ve Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’daki otoritesi sağlamlaşmıştır.

2. Kosova Savaşı ()

yılında yapılan II. Kosova Savaşı; II. Murad komutasındaki Osmanlı ordusu ile Macar, Eflak, Boğdan ve Polonya krallıklarından oluşan Haçlı orduları arasında gerçekleşmiştir. Osmanlı Devleti’nin kazandığı büyük bir zaferle sonlanan II. Kosova Savaşı sonrası; Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’daki varlığı kesinlik kazanmış ve Türklerin Balkanlar’dan atılamayacağı görüşü, Avrupalılar tarafından kabul edilmiştir. Bu özelliğiyle II. Kosova Savaşı; Osmanlı Devleti kuruluş dönemi savaşları arasında kendine önemli bir yer edinmiştir.