bebekler karanliktan korkarmi / Bebekler ışıkta mı karanlıkta mı uyumalı? - Bebek Haberleri

Bebekler Karanliktan Korkarmi

bebekler karanliktan korkarmi

Yetişkinler için sıradan olan bazı sesler, görüntüler ve hayvanlar, bazen çocuklar için çok korkutucu, ürkütücü olabilir. Korku bütünüyle kötü bir şey değil, normal bir tepkidir. Çocukların özellikle karanlıktan, geceleri gürültüden, tanımadıkları kişi ve hareketlerden, sudan, uzun süren sessizlikten, köpek havlamasından, doktordan, banyo küvetinden, küvete akan sudan, yüksekten korkmaları sık karşılaşılan durumlardır.
Bebekler, yenidoğan döneminde, ani sesle veya dokunmayla sıçrarlar; kolları iki yana hızlıca açılır ve gözlerini kırparlar. Bu aslında bir korku reaksiyonu değil, normal yenidoğan reflekslerinden biridir ve moro refleksi olarak isimlendirilir. Bu refleksler, ayda kendiliğinden kaybolur. Bu tepkiler görülünce, anneler genel olarak bebeklerini sessiz ve loş bir odada yatırmayı tercih ederler. Aslında tam tersine, bebeğin odasında, dışarıdan gelecek sesleri algılayarak uyuması daha doğaldır. Yeni görüşlere göre bebek doğmadan önce, annesinin karnındayken dış sesleri algıladığı için, her zamanki ortamın seslerini algılaması onun dış dünyaya uyumunu kolaylaştırır.
Çocuklar yaşlar arasında diğer yaşlara göre daha çok korkar. Bu yaşlarda yabancılardan korkma önde gelir. İki buçuk yaş civarında ani gürültülerden, garip hayvanlardan ve doktorlardan korku öne çıkar. Yine iki yaş civarında karanlık, tuvaletten korku, hatta palyaçolardan korkma görülebilir. Hayali yaratıklar yine korku nedenleri arasındadır. Bazı çocuklar bu yaşlarda tuvalette sifon çekildiğinde, düşüp gitmekten korkar. Bazıları önceden tepki vermediği halde, bir anda 3 yaş civarında köpeklerden korkmaya başlar. Korku kötü bir tepki olmamasına rağmen, aşırı korkular çocuğun ve ailenin huzurunu kaçırabilir. Bu nedenle korkuyla başa çıkmayı bilmek gerekir.

Korku nedenleri

  • Çocuğun çok akıllı olması, birçok düşünce, bilgi kaynağı ve görüntünün kafasında değişik kombinasyonlarda birleştirilmesine, dünyayı ona daha tehlikeli gibi algılattırmasına neden olabilir.
  • Deneyim azlığı da korku nedeni olabilir. Banyo küvetinin akarından suyun akıp gittiğini gören çocuk, kendisinin de oraya girerse akıp gideceğinden korkabilir. Başka bir çocuğun köpek tarafından ısırıldığını gören çocuk bütün köpeklerin kendini ısıracağını sanabilir.
  • Etraftaki her şeyin kendine göre çok büyük olduğunu gören çocuk boyut farkından korku duyabilir.
  • Çocuğun hayal gücünün geniş olması da korku kaynağı olabilir.
  • Hatırlama kapasitesi 1 yaşından sonra artar. Küçük bebekler genellikle üzücü, korkutucu deneyimleri çabuk unutur ama 1 yaşından sonra masal kahramanlarının başına gelenler bile korku nedeni olabilir. Salıncakla uçmak, merdivenden düşmek, kedi – köpek tırmalaması kalıcı korkulara neden olabilir.
  • Yürümeye başladıktan sonra çocuğun hareketliliği giderek artar. Merak edip her şeyi keşfetme ve görme ile deneme tutkusu çocuğun karşılaşabileceği korkuları artırır.
  • Ebeveynlerin çok korkulu, endişeli ruh halinde olması çocuğu tedirgin edip kendini güvende hissetme duygusunu yok eder. Çocuk gerek ebeveynlerin, gerekse kendi arkadaşlarının başına gelenleri kendisine de olacakmış gibi hissedebilir.

Korkuyla başedebilme
Çocuktaki korkuların yenilmesi gerekir. Çünkü korkular aşırı hale gelirse çocuğun büyüme ve gelişmesini etkileyebilir. Bu nedenle çocuğa korkularını yenmede yardımcı olmak gerekir. Öncelikle, mantıksız olsa da korkuların gerçek olduğunu kabul etmek gerekir. Korkacak bir şeyin olmadığını göstermek korkuyu şiddetlendirebilir.

  • Eğer banyo sırasında istenmeyen bir durum oluşmuşsa, ağzına su ya da gözüne sabun kaçmışsa çocuk korkar. Bu çocuğun su sesi duyar duymaz ağlamaya başlaması doğaldır. Böyle bir durumda ona cesur olmayı öğretmeye çalışmak yerine güven duygusu oluşturmaya çalışmak en doğru yoldur. Onu zorla suya sokup korkulacak bir şey olmadığını göstermeye çalışmak, çocukta kendisinin korunmadığı düşüncesini uyandırabilir. Üstüne çok varmadan, sıcak ve alçak  bir ses tonuyla konuşarak, gülümseyerek onu sakinleştirmek en güzel yöntemdir.
  • Eğer çocuk korkuyorsa, kendini yalnız hissetmesine izin vermemek gerekir. Bir olay veya durumdan korktuysa, ona bir şey olmayacağını hissettirmek, kucağa alıp okşamak, hâlâ sakinleşmediyse onunla oyun oynayarak dikkatini başka yöne çekmek en doğru yöntemdir.
  • Eğer çocuk bir şahıstan çok korkuyorsa, o ziyaretçinin davranış biçimini değerlendirmek gerekir. Korkulan şahıs bebeği havaya atıp tutarak, çok yüksek sesle seviyorsa, bebeğin bu tarz sevgi şeklini algılamadığı için korktuğunu söyleyerek konuğu kibarca uyarmak en sağlıklı yöntem olabilir.

Güven duygusu aşılayın
Çocuğun kendisine güven duygusunu artırmak, korkuları yenmede en önemli noktadır. Bu nedenle çocuğun yaptığı her ilerlemeyi, başarıyı taktir etmek, ödüllendirmek; hata yaptığında şiddetli cezalardan kaçınmak gereklidir.
Korkuya kapılmış çocuğa kızmak, etrafındakilerin onunla alay etmesine izin vermek son derece yanlış bir tutumdur. Korkmamasını söylemek de yanlıştır. Çocuk ancak siz sakin olursanız, ona kızıp suçluluk duymasına neden olmazsanız rahatlayabilir. Annelerin, korkan çocuklarının yanında olduklarını hissettirmeleri gerekir. Ona bir şey olmayacağını algılayan çocuk daha kolay sakinleştirilebilecektir. Korkan bebeğin üstüne varmamak, ona korkusunu hatırlatmamak gerekir. Hatırlatmak korkusunu güçlendirebilir.

Korku kaynaklarını yok edin
Çocukların hayatlarındaki korku kaynaklarını temizlemek en doğru yöntemdir. Korku filmlerini, ürkütücü haber programlarını çocuklara izletmemek gerekir. Çocuk herhangi bir  dekorasyondan veya oyuncaktan korkuyorsa onları ortadan kaldırmak önemlidir. Çocuğa verilecek cezaların da, “kapalı, karanlık odaya kilitlemek” gibi korkuyu aşırı tetikler biçimde olmaması gereklidir.
Anne çocuğun korkmadığını bile bile “köpek geliyor” şeklinde çocuğu şartlarsa, çocuğa yeni korkuyu kendi tanımlamış olur. ay arası dönemin güven duygusunun yerleşmeye başladığı önemli bir dönem olduğunu unutmayarak; çocukla sakin, sevecen ve gülümseyerek konuşmanın her konuda en iyi yöntem olduğunu da unutmamak gerekir.

Reklam

Bebekler ışıkta mı karanlıkta mı uyumalı?

GECE LAMBALARINI SÖNDÜRÜN

Melatonin, beyin tarafından özellikle geceleri salgılanan bir hormondur ve "karanlıklar hormonu" olarak da bilinir. Temel görevi vücudun biyolojik saatini koruyup, ritmini ayarlamaktır.



Bunun haricinde büyümeyi artırıcı, hücreleri yenileyici, bağışıklık sistemini düzenleyici, anti-oksidan ve ergenliği başlatıcı etkileri bulunmaktadır. Bu hormonun üretimi ve salınımı karanlık ile başlar, aydınlık ile sona erer. - saatleri arasında salgılanan melatonin en yüksek değerlerine saatleri arasında ulaşır. Melatoninin sentezi ve salınmasını etkileyen birçok faktör vardır. Bu faktörlerden en önemlisi ışıktır. Işığı sevmeyen, ışıkla varlığında sentezi engellenen melatonin için çocukların uyuduğu odalardan gece lambalarını kaldırmak gerekmektedir.

bebegimvebiz

YAŞ

NAV

DUYGUSAL GELİŞİM

Karanlıktan korkan çocuklar için çözüm yolu nedir?


Çözüm özgüvenli olmakta

Korkma duygusu çocuğun hissettiği tehdit ve tehlike anında gösterdiği en doğal tepkidir. Korkuların bir çoğu sonradan edinilir. Bu açıdan gelişim aşamasında ailenin tutumu çok önemlidir. Bir çok korkunun çözümü, özgüvenli olmaya bağlıdır. Bir çocuğun özgüveni ne kadar yüksek olursa korkuları da o oranda azalır. Çocuklar hem kalıtsal olarak bazı özellikleri almıştır hem de anne-babalarını taklit ederler. Örneğin; olaylar karşısında ürkek tavır sergileyen bir anne- babanın çocuklarının da ürkek olması daha muhtemeldir.

 

Çocuğunuzun karanlıktan korkmaması için şu yöntemleri deneyebilirsiniz:

  • Karanlıkta, evde bir şey değişmeyeceğini gösterin.
  • Karanlığı eğlenceli hale getirebilirsiniz (Mum yakıp komik oyunlar oynayın).
  • Bir süre odasında birlikte durarak korkusu telafi edilebilir.
  • Korkusunun sebebini anlamaya çalışın.

 

Yapmamanız gereken hatalar:

-Karanlık korkusunu yenmesi için zorla bir karanlık bir ortama sokarak alıştırmaya çalışmayın.

-Ceza verirken, karanlık oda ile korkutmayın.

-Karanlıktan korkuyor diye geceleri aynı odada yatmayın veya yatağınıza almayın.

-Karanlık korkusu ile alay etmeyin.

-Aşırı koruyucu davranmayın.

-Korkunç masallar anlatmayın. Gerilim ve korku filmleri izletmeyin.

-Çocuğunuz korktuğunda “Korkacak bir şey yok” deyip geçiştirmeyin.

 

Anne-babaların öğrettiği korkular

Bazı anne-babalar korkuyu disiplin aracı olarak kullanırlar. ''Öcü geliyor, uslu durmazsan seni polis götürür, köpek ısırır, doktor iğne yapar'' gibi sözlerle çocuğunuzu disiplin etmeye çalışırsınız. Ancak bunlar çocuğunuza korku aşılar. Öte yandan erkek çocuklarını  ''sünnetçi'' ile korkutan veya sünnetle ilgili korkutucu şaka yapan aileler de var. Başlangıçta masumane gözüken bu şakalar ileride çocukta bir travmaya dönüşebilir.

0

0

REFLÜ Bebeğin midesine giden sütün, yemek borusuna geçişini engelleyen bir kapak mekanizmasıdır. Bu mekanizma gevşerse; midedeki süt yemek borusuna geri kaçar ve reflü oluşur.

Enzim Enzimler, kataliz yapan (yani kimyasal tepkimelerin hızını artıran) biyomoleküllerdir. Hemen hemen bütün enzimlerin yapılarında protein vardır.

Bağırsak florası Sindirim sistemindeki yararlı işlevleri olan mikroorganizmalar

Flor Diş ve kemik sağlığı için önemli olan bir element

Laktoz Tabiatta yalnız sütte bulunan süt şekeri de denilen bir disakkarit. Sütün en önemli karbonhidratıdır. Sütün aromasında önemli bir payı bulunmaktadır.

Ayna Nöronları Ayna nöronları bir nevi zihin okuma demektir. Örneğin; su içmek istediğinizi düşündüğünüzde, yanınızdaki kişinin size suyu uzatması gibi düşünebilirsiniz. Ayna nöronları, başkalarının hareketlerini veya düşüncelerini tahmin etmeyi/kestirebilmeyi sağlıyor. Yani empati kurmak ile ilgili bağlantısı da var diyebiliriz. Ayna nöronları insanların beyinlerindeki en temel sosyal sistemi oluşturur. Ayna nöronlarının empati, öğrenme, algılama, duygusal ve zihinsel algı üzerinde çok büyük etkileri vardır.

Empati Bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır. Empati sayesinde insan ilişkileri gelişir. İnsanlar arasındaki kavgalar azalır ve zamanla yok olur.

Raşitizm Hastalığı Kemik zayıflığı olarak bilinen raşitizm, kemiklerde kalsiyum depolanmasının az oluşundan kaynaklanmaktadır.

Plasebo etkisi Hastaların, klinik geçerliliği olmayan bazı tedavi yöntemlerini (vitamin hapları, bitkilerden üretilen haplar) kullanarak kendisini iyileştirdiğine psikolojik olarak inanması durumudur. Bir anlamda psikolojik rahatlamadır. Yani “Bu ilaç kesin bana iyi gelecek!” düşüncesinin oluşmasıdır.

Homeopatik maddeler Homeopatik maddeler; doğal yöntemlerle bitkilerden, hayvanlardan, minerallerden ve insanlara veya hayvanlara ait hastalıklı dokulardan yüksek oranda seyreltilerek elde edilir.

Karbonhidrat Karbonhidrat, enerji sağlayan karbon, hidrojen ve oksijen elementlerinden oluşan organik bileşiklerin genel adıdır. Örneğin; Ekmek, makarna gibi unlu mamuller, tahıllar, şekerler, patates, baklagiller, muz, elma.

Anomaliler Bebeklerde doğuştan gelen bozukluklar

Nevrotik gelişim Duygusal problemlerden dolayı aşırı sevgi isteme, saldırgan davranışlar, güvensizlik, konsantre olamama gibi davranışlar sergileme durumuna nevrotik gelişim bozuklukları denir.

Digital natives Digital natives, kavramının Türkçe karşılığı "dijital yerli" olarak tanımlanmıştır. Gelişen yüksek teknoloji bilgi dünyası içinde doğan nesiller için kullanılan bir kavram. Bu kavram ilk olarak yılında ortaya çıktı. Yetişkinlik döneminde yüksek teknolojiyle tanışan insanlar için ise "dijital göçmen" tabiri kullanılıyor

Reye-Sendromu Viral bir enfeksiyon nedeniyle çocuğa özellikle aspirin verilmesi sonucu ortaya çıkan tehlikeli bir hastalıktır.

Clostridium botulinum Bu bakteri ürettiği güçlü toksinlerle gözlerde uyum felci, ağız kuruluğu gibi ilk belirtiler gösterir. Daha sonra, ishal ve kusmaya neden olur; kalp ritm bozuklukları ve solunum felcine yol açarak hastayı ölüme sürükleyebilir.

Lifli Bitkilerin vücudumuz tarafından sindirilemeyen kısmıdır. Eriyebilen ve eriyemeyen olarak sınıflanır. Örneğin; enginar, brokoli, bezelye, fasülye, barbunya.

Reye-Syndrom: Eine gefährliche Erkrankung, die insbesondere bei Verabreichung von Aspirin an Kinder auftritt, die an einer Virusinfektion erkrankt sind.

REFLUX: Ein Schließmechanismus, der verhindert, dass die Milch, die beim Trinken in den Magen des Babys gelangt, in die Speiseröhre fließt. Reflux entsteht, wenn die Milch wieder in die Speiseröhre zurückfließt.

Brustenzündung: Infektion der Brust bei Frauen. Sie entsteht durch die Verteilung der Enzündung im Brustgewebe. Wenn es nicht unter Kontrolle gehalten wird, kann es das Brustgewebe schädigen. Eine Brustentzündung tritt meist in der Stillzeit auf. Durch die Risse an der Brustwarze können beim Stillen Bakterien aus dem Mund des Babys in den Körper der Mutter gelangen. Dies ist jedoch nicht die einzige Ursache. Eine Brustentzündung kann bei Frauen jeden Alters auftreten.

Enzym Enzyme sind biochemische Katalysatoren (d.h. Reaktionsbeschleuniger). In nahezu allen Enzymstrukturen sind Proteine vorhanden.

Fluor Ein wichtiges Element für gesunde Zähne und Knochen

Clostridium botulinum Durch die von diesem Bakterium produzierten starken Toxine können erste Anzeichen wie Lähmung der Augenmuskulatur und Austrocknen des Mundes auftreten. Später kommt es zu Durchfall und Erbrechen. Es kann zu Herz-Rhythmusstörungen und zur Atemlähmung führen, was tödlich enden kann.

Faserstoffen Teile von Pflanzen, die unser Körper nicht verdauen kann. Faserstoffe werden nach löslichen und unlöslichen unterteilt. Beispielsweise Sellerie, Brokkoli, Erbsen, Bohnen, rote Bohnen.

Lactose Ein Disaccharid, was in der Natur nur in der Milch vorkommt und auch als Milchzucker bezeichnet wird. Lactose ist das wichtigste Kohlenhydrat in der Milch. Hat einen wichtigen Anteil am Milcharoma.

Spiegelneuronen Spiegelneuronen können quasi Gedanken lesen. Beispielsweise können Sie es sich so vorstellen, dass Ihnen Ihr Gegenüber ein Glas Wasser reicht, wenn Sie gerade daran denken, Wasser zu trinken. Spiegelneuronen ermöglichen, die Bewegungen oder Gedanken eines anderen Menschen zu erraten. In gewissem Sinne geht es um die Fähigkeit, Empathie zu empfinden. Spiegelneuronen bilden das grundlegendste soziale System im menschlichen Gehirn. Spiegelneuronen haben einen großen Einfluss, wenn es um Empathie, um lernen, um erfassen, um emotionale und geistige Wahrnehmung geht.

Rachitis Bekannt als Knochenerweichung, wird Rachitis durch mangelnde Kalziumlagerung in den wachsenden Knochen verursacht.

Homeopathische Mittel Homeopathische Mittel werden mittels natürlicher Methoden aus Pflanzen, Tieren, Mineralien und aus menschlichen und tierischen Geweben in hoch verdünnter Form gewonnen.

Plazebo-Wirkung Plazebo-Wirkung: Der Umstand, dass Patienten manche wirkungslosen Behandlungsmethoden (Vitamintabletten, Medikamente auf pflanzlciher Basis) anwenden und daran glauben, dass sie ihnen helfen. In gewissem Sinne ist es eine psychologische Erleichterung rein aus der Vorstellung “Dieses Medikament wird mir sicher gut tun!”.

Kohlenhydraten Kohlenhydrate sind wichtige Energielieferanten und bezeichnen eine Stoffklasse organischer Verbindungen aus Wasserstoff und Sauerstoff. Beispielsweise in Brot, in Produkten aus Mehl wie Nudeln, Getreide, Zucker, Kartoffeln, Hülsenfrüchte, Bananen, Äpfel.

Entwicklungsstörungen Neurologische Entwicklung: Treten aufgrund emotionaler Probleme Verhaltensweisen wie extreme Liebesbedürftigkeit, aggressives Verhalten, Unsicherheiten, Konzentrationsunfähigkeit auf, so spricht man von neurologischen Entwicklungsstörungen.

Digitale Einheimische Digital natives wird im Türkischen mit "dijital yerli" wiedergegeben. Dieser Begriff wird für Generationen gebraucht, die in die sich entwickelnde Welt der hochtechnologisierten Informationswelt geboren wurden. Dieser Begriff entstand erstmals im Jahr Personen, die im Erwachsenenalter mit der Hochtechnologie in Berührung kommen, werden dagegen als "digitale Migranten " bezeichnet.

Ganztagsschulen Ganztagsschulen, deren Zahl in Deutschland zunimmt, bieten Schülern auch nach Unterrichtsschluss Bildungsangebote an. Ganztagsschulen haben das Ziel, Bildung, soziales Leben und Freizeit unter einem Dach unterzubringen. Nach diesem System sind Schulen für Kinder nicht nur Lernorte, sondern werden zu einem Teil des sozialen Lebens. Dieses System ermöglicht zugleich die individuelle Förderung von Kindern. Es wird eine Lernkultur angeboten, die die Bedürfnisse der Kinder berücksichtigt.

Gymnasium Die gemessen am Niveau höchste Oberschule im deutschen Schulsystem, welche Schüler auf die Hochschule vorbereitet. Schüler mit guten Noten können aufs Gymnasium.

Tourette Syndrom eine genetische Erkrankung, welche sich in Tics in Form von unwillkürlichen und raschen Bewegungen oder Geräuschen äußert.

Sicherheit entsprechende Altersbegrenzungen es sind Einstellungen, welche in jedem Computer vorgenommen werden können. So kann Ihr Kind nur Internetseiten besuchen, die für sein Alter geeignet sind.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir