kurban çeşitleri diyanet / Mezhebine göre kurban kesmenin hükmü nedir? - Fikriyat Gazetesi

Kurban Çeşitleri Diyanet

kurban çeşitleri diyanet

Sözlükte “yaklaşmak” ve “Allah’a yakınlık sağlamaya vesile olan şey” anlamlarına gelen Kurban, dinî bir terim olarak “belirli şartları taşıyan hayvanları ibadet amacıyla usulüne uygun olarak kesmeyi” ifade eder. Bu amaçla kesilen hayvana da yine “kurban” adı verilmektedir. İslâm dininde Kurban Bayramı’nda kesilen kurbandan ayrı olarak ibadet niyetiyle kesilen başka kurban çeşitleri de vardır. Kişinin dinen yükümlü olmadığı hâlde Allah için vaatte bulunarak adadığı “adak (nezir) kurbanı”, yeni doğan çocuğun ilk günlerinde Allah’a şükür nişanesi olarak kesilen “akîka kurbanı”, hac ve umre yapanların kestiği “hedy” kurbanı bunlardandır.

Herhangi bir varlığı, nesneyi ya da bir değeri Tanrı’ya veya kutsiyete sunmak ve takdim etmek tarzında yapılan bir ibadet olarak kurban, evrensel bir karakter taşır. Bilinen bütün inanç sistemlerinde, bu ibadete bir şekilde yer verilmektedir. Dinin diğer ayin ve ibadetleriyle uyum içerisinde olan kurban, bireyin tanrıya olan yakarışını, ona karşı şükrünü, minnet duygusunu, günahlardan pişmanlığını ve geleceğe yönelik istek ve temennilerini dile getirmektedir. Kurban ibadetinin özünde kutsiyet için bir fedakarlıkta bulunma, değerli bir şeyden ya da şeylerden kutsal için vazgeçme gibi bir amaç da dikkati çeker.

İslâm öncesi Arap toplumunda çeşitli amaçlarla putlar adına kurban kesme âdeti yaygındı. İslâm döneminde bu âdet, tevhid inancına aykırı öğelerden temizlenerek ıslah edilmiş, sosyal işlevler de yüklenerek zenginleştirilmiştir.

Kur’ân-ı Kerim’de Hz. Âdem’in iki oğlunun Allah’a kurban sundukları (Mâide 5/27) ve ilahî dinlerin hepsinde kurbanın meşru kılındığı bildirilir (Hac 22/34). Kur’ân’da Hz. İbrâhim’in oğlu Hz. İsmâil’i kurban etmesi hadisesi de ayrıntılı olarak anlatılır (Sâffât 37/). Hz. Peygamber de kurban ibadetinin İbrahimî geleneğin bir devamı olduğunu hatırlatarak kurban kesmeyi teşvik etmiştir (İbn Mâce, “Edâhî”, 3).&#;

Kurban ibadeti hicri itibaren yerine getirilmeye başlanmış ve Hz. Peygamber hicretten itibaren on yıla yakın bir süre hiç aksatmadan kurban kesmiştir. (Tirmizî, “Edahi”, 11). Hadislerde ayrıca kurbanın hükmü, fazileti, şartları, çeşitleri ve kesim şekliyle ilgili ayrıntılı bilgiler yer alır. İslâm bilginleri Kurban Bayramı’nda bir ibadet olarak kurban kesmenin meşru olduğu konusunda görüş birliği içindedir. Gerekli şartları taşıyan kimselerin Kurban Bayramı’nda kurban kesmesi Hanefilere göre vacip, diğer fıkıh mezheplerine göre sünnettir. Yine Hanefilere göre aile bireylerinden yükümlülük şartlarını taşıyan herkesin ayrı ayrı kurban kesmesi gerekirken diğer mezheplere göre aynı çatı altında yaşayan aileden bir kişinin kurban kesmesi yeterli olur.&#;

Kurbanın rüknü, kurban olması caiz olan hayvanın kanının akıtılmasıdır. Kan akıtılmadan, mesela boğularak öldürülen hayvan kurban sayılmaz. Kural olarak bir kişinin kurban kesmekle yükümlü olması için Müslüman, hür, akıl sağlığı yerinde, ergenlik çağına girmiş, bir yerde ikamet edip yolculuk hâlinde olmaması (mukim) ve dinen varlıklı olması gerekir.&#;

Kurban davar, sığır/manda ve deve olmak üzere başlıca üç çeşit hayvandan kesilebilir. Koyun ve keçi cinsinden hayvanın kurban olarak kesilebilmesi için en az bir, sığır ve manda cinsinden hayvanların en az iki, develerin en az beş yaşını tamamlaması gerekir. Koyun ve keçi sadece bir kişi için, deve, sığır ve manda ise yedi kişiyi aşmamak üzere ortaklaşa kurban olarak kesilebilir.&#;

Kurban, bayram namazının kılınmasından itibaren, Kurban Bayramı’nın üçüncü gününün akşamına kadarki süre zarfında kesilebilir. Kesimin kurban niyetiyle ve usulüne uygun bir şekilde yapılması şarttır. Kurban keserken genel olarak eti yenen hayvanların kesiminde aranan usul ve kurallara uymak gerekir. Kişi kurbanını kendisi kesebileceği gibi başkasına vekalet verip kestirmesi de mümkündür. Keserken besmelenin kasten terk edilmesi hâlinde Hanefî mezhebine göre hayvanın eti yenmez.&#;

Kurban sahibi Kurban Bayramı’nda kesilen kurban ile akîka kurbanlarının etinden kendisi yiyebildiği gibi bakmakla yükümlü olduğu kimselere de yedirebilir. Kurban etinin bir kısmının da eş, dost, akraba ve kurban kesemeyen fakirlere dağıtılması müstehap görülmüştür. Adak, kefâret ve ceza kurbanlarının etinden ise sahipleri ve bunların bakmakla yükümlü bulunduğu kimseler yiyemez.&#;

Kurban gerek fert gerekse toplum açısından çeşitli yararlar taşıyan malî bir ibadettir. Kişi kurban kesmekle Allah’ın emrine boyun eğmiş ve kulluk bilincini koruduğunu canlı bir biçimde ortaya koymuş olur. Müminler her kurban kesiminde Hz. İbrâhim ile oğlu Hz. İsmâil’in Cenâb-ı Hakk’ın buyruğuna mutlak itaat konusunda verdikleri başarılı sınavın hâtırasını tazelemiş ve kendilerinin de benzeri bir itaate hazır olduğunu simgesel davranışla göstermiş olmaktadır.

Kurban toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutar, sosyal adaletin gerçekleşmesine katkıda bulunur. Zengine malını Allah’ın rızâsı, yardımlaşma ve başkalarıyla paylaşma yolunda harcama zevk ve alışkanlığını verir; onu cimrilik hastalığından, dünya malına tutkunluktan kurtarır. Fakirin de varlıklı kullar aracılığıyla Allah’a şükretmesine, dünya nimetinin yeryüzündeki dağılımı konusunda karamsarlık ve düşmanlıktan kendini kurtarmasına ve kendini toplumunun bir üyesi olarak hissetmesine vesile olur.

Hacı Mehmet Günay

Kaynakça

Bedir, Murteza. Kurban Kitabı. İstanbul: Ensar Neşriyat,

Güç, Ahmet. Çeşitli Dinlerde ve İslâm’da Kurban. Bursa: Düşünce Kitabevi, &#;

“Kurban.” Temel İslam Ansiklopedisi V içinde. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları,

Mevsılî. Abdullah b. Mahmud. el-İhtiyâr li-ta’lîli’l-Muhtâr. nşr. Şuayb el-Arnaût vd. Dımaşk : Dâru’r-Risâleti’l-Âlemiyye,

Özdirek, Recep. Kurban İbadeti: Temel Bilgiler Güncel Sorular. İstanbul: Erkam Yayınları,

Serahsî, Şemsüleimme. el-Mebsûṭ. İstanbul: Çağrı Yayınları,

Siddiqi, Mohammad Iqbal. The Ritual of Animal Sacrifice in Islam. New Delhi: Kitab Bhavan,

Diyanet'ten kurban ibadetine ilişkin uyar&#x;lar

Yaklaşan Kurban Bayramı münasebetiyle, kurban ibadetinin usulüne uygun olarak yapılması için dikkat edilecek hususlara ve bu bağlamda doğru bilinen bazı yanlışlara dair Din İşleri Yüksek Kurulu’nun açıklaması şöyle:

“Kurban dini bir terim olarak, Yüce Allah’a yakınlık sağlamak ve O’nun rızasına ermek için ibadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usulüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder. Kurban, İslam dinindeki başlıca ibadetlerden biri olup İslam ümmetinin şiarlarındandır. Kurbanın, bayram günlerinde kesilen ‘udhiyye kurbanı’ ve hac ya da umre yapanların Harem bölgesinde kestikleri ‘hedy kurbanı’ gibi çeşitleri bulunmaktadır.

Peygamberimiz (Sallallahü teala aleyhi ve sellem), meşru kılınmasından itibaren vefat edinceye kadar her yıl udhiyye kurbanı kesmiş (Tirmizi, ‘Edahi’, 11) ve Kurban Bayramında Allah katında en sevimli ibadetin kurban kesmek olduğunu, kurbanın kesilir kesilmez Allah katında makbul olacağını ve kurban edilen hayvanın boynuzu, tırnağı da dahil olmak üzere her bir parçasının kişinin hayır hanesine yazılacağını ifade ederek bu ibadeti tavsiye etmiştir (Tirmizi, ‘Edahi’, 1; İbn Mace, ‘Edahi’, ).

Kurban ibadetinin özü Hakk’a yakın olmaktır. Gücü yeten müminler, ilahi rızayı kazanmak gayesiyle kurbanlarını keserek hem Cenab-ı Hakk’a yakınlaşmakta, hem de maddi durumlarının yetersiz olması sebebiyle kurban kesemeyenlere yardımda bulunmaktadırlar. Kurban kesmenin temel amacı, et ihtiyacını gidermek değil, rıza-i ilahiye ulaşmaktır. Bir ayet-i kerime’de ‘Onların ne etleri Allah’a ulaşır ne de kanları; O’na ulaşacak olan sadece sizin takvanızdır’ (Hac, 22/) buyrularak et ve kanların Allah’a ulaşamayacağı, asıl olanın ihlas ve takva olduğu açıkça ifade edilmektedir.

Kurban kesimi bir ibadet olduğuna göre bu konuda uyulması gereken bazı kurallar da söz konusudur. Bunlara uyulmadığı takdirde ibadet; bazı durumlarda geçersiz, bazı durumlarda ise eksik olabilmektedir. Bunun dışında toplumumuzda kurban ile ilgili doğru bilinen bazı yanlışlar da söz konusudur. Gerek uyulması gereken hususları gerekse doğru bilinen yanlışları vurgulamak ibadetin sıhhati açısından önem arz etmektedir.”

Kurbanlık hayvanın nitelikleri ise şu sözlerle paylaşıldı:

“Kurban olarak ancak koyun, keçi, sığır, manda ve deve kesilebilir. Bunların dışındaki hayvanlar kurban olarak kesilemezler. Kurbanlık hayvanlarda kameri yıl esasına göre, devenin 5; sığır ve mandanın 2; koyun ve keçinin ise 1 yaşını doldurması şarttır. Bu yaşları tamamlamayan bir hayvan kurban olmaz. Fakat sadece koyun cinsi için bir istisna söz konusudur. Buna göre 6 ayını tamamlayan koyun, bir yaşını doldurmuş gibi gösterişli/iri olması halinde kurban edilebilir. Koyun veya keçi sadece bir kişi adına kurban edilir. Deve, sığır ve manda ise bir kişiden yedi kişiye kadar ortak olarak kurban edilebilir. Bu durumda her bir kişinin hissesi yedide birden aşağıya düşmemelidir.

Kurban edilecek hayvan sağlıklı ve organları tam olmalıdır. Hayvandan beklenen maksadı tümüyle yok eden veya değerini azaltan kusurlar, hayvanın kurban olmasına engel teşkil eder. Belirgin derecede hasta, yürüyemeyecek derecede zayıf veya topal, bir ya da iki gözü kör, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırık, kulaklarının veya memelerinin yarısı kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökük hayvanlardan kurban olmaz. Hayvanın doğuştan boynuzsuz olması, boynuzunun bir kısmının kırık olması, bir kulağının delik veya yırtılmış olması, hafif hasta ve hafif topal olması kurban edilmesine engel değildir. Etinden ya da hizmetinden yararlanmak amacıyla kısırlaştırılmış/iğdiş edilmiş hayvanlar kurban olarak kesilebilir.”

Vekaletle kurban organizasyonlarında dikkat edilmesi gereken hususlar ise Kurul tarafından şöyle anlatıldı:

“Vekaletle kurban kestirmek isteyen kişinin, kesene vekalet vermesi gerekir. Eğer kurban ibadetinin yerine getirilmesi hususunda bir kurum aracı kılınıyorsa bu durumda kurbanın satın alınması, kesilmesi ve dağıtılması gibi hususlarda umumi bir vekalet verilmelidir. Aracı kişi ve kuruluşlar, vekalet şartlarının dışına çıkmamalı, kurbanlarla ilgili olarak, sahiplerinin bilgisi ve rızası dışında iş ve işlemlerde bulunmamalıdırlar. Hayvan, kurban niyetiyle ve vekalet veren kişi adına kesilmelidir. Ortakların tamamının niyeti ibadet olmalıdır.

Kurbanlıklar, mutlaka kurban kesim günleri içerisinde kesilmelidir. Udhiyye kurbanının kesim zamanı, bayram günü bayram namazı kılındıktan sonra başlayıp bayramın üçüncü günü güneş batıncaya kadar devam eder. Şafii mezhebine göre ise bayramın dördüncü günü güneş batıncaya kadar da kurban kesilebilir. Kesim gerçekleştirilirken hem kurbanlık hayvanın hem de kesimi gerçekleştirenlerin zarar görmemesi için gerekli tedbirlerin alınması ve çevre temizliği gibi hususlara azami derecede dikkat edilmesi gerekir. Bunun yanı sıra bıçak bileme vb. hazırlıklar hayvanın gözü önünde yapılmamalı, kesim işleminin diğer hayvanların göreceği şekilde gerçekleştirilmemesine de özen gösterilmelidir. Hayvan kesim ücretleri veya organizasyon giderleri, kesilen kurbanlık hayvanların etleri, derileri veya sakatatından karşılanmamalı, bunlar ayrıca ödenmelidir.

Hissedarlar belirlenmeden hayvanların topluca kesilmesi caiz değildir. Henüz kesim yapılmadan her bir hissedar, kurban edilecek bir büyükbaş hayvanın en az yedide bir hissesine kaydedilerek belirlenmeli ve hayvan, belirlenen hissedarlar adına vekaleten kesilmelidir. Bunun aksine örneğin, altı kişi adına kesilen bir büyükbaş hayvana, kesimden sonra yedinci kişi dahil edilemez. Kurban ibadetinin en temel maksatlarından biri de ihtiyaç sahiplerine kurban etlerini ulaştırarak onların Kurban Bayramı sevincine iştirak etmelerini sağlamaktır. Bu doğrultuda kurban organizasyonu yapan kuruluşların kurban etlerini satma cihetine gitmeden, bayram günlerinde et olarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırma gayreti içerisinde olmaları gerekir.

Kurban kesim organizasyonu yapan kuruluşların, kapasitelerini önceden belirleyerek kesip dağıtabilecekleri miktarda kurban vekaleti almaları gerekir. Kapasitelerinin üzerinde vekalet alıp kurban etlerini daha baştan satıma konu etmeleri caiz değildir. Ticari kuruluşlar, kurban organizasyonu çerçevesinde et satımını çağrıştıran uygulamalardan uzak durmalıdır. Et satımı ile kurban ibadeti birbirinden farklı şeylerdir. Dolayısıyla kurban kesimine aracılık eden ticari kuruluşlar, belli kiloda et miktarının kurban sahiplerine verilmesini taahhüt etmemelidirler. Bunun yerine tahmini bir kilo aralığı belirleyerek, bu kilo aralığında bir hayvanı kişi adına vekaleten kesebilirler. Bu durumda çıkan et ne ise hisse sahibine teslim edilmesi gerekir.

Hissedarların etlerinden eksiltme yoluna gidilerek veya tahmini kilodan fazla gelen etler toplanarak yeni bir hisse oluşturulmamalı ya da bu etler başkalarına satılmamalıdır. Kuruluşlar, vekaletlerini aldıkları kişiler adına kestikleri kurban etlerinin tamamını ya hissedarlara ya da vekalet şartlarına uygun olarak onların izin verdiği yerlere ulaştırmalıdır. Kurban etlerinin sahiplerine verilmesi üzerine anlaşma yapıldıysa, etlerin karıştırılmaması ve her hissedara kendi kurbanının etinin verilmesi gerekir. Çünkü bu hisseler, vekalet verenlerin mülkiyetinde olduğundan yapılacak her türlü tasarruf onların izni ve onayına bağlıdır. Hissedarlar, kurban hissesinin tamamına sahip olmalı, kuruluşlar fazla hisse toplayabilmek için hisse fiyatını düşük ilan ederek kendi kaynaklarından ilave ücret ödememelidirler.”

Kurban ibadetiyle ilgili doğru bilinen bazı yanlışlara ise şu ifadelerle değinildi:

"Kurban ibadetinin yerine getirilmesi için, gerekli şartları taşıyan bir hayvanın usulüne uygun olarak kesilmesi şarttır. Kesim gerçekleşmeksizin yalnızca bağışta bulunmak veya sadaka vermek kurban ibadeti yerine geçmez. Bu bağlamda ‘Kesimsiz kurban bağışı’ vb. adlar altında yapılan bağışların hiçbir dini dayanağı bulunmamakta olup söz konusu bağışlar kurban sayılmaz. Dolayısıyla toplumumuzdaki kurban anlayışını zedeleyecek bu tür uygulamalara itibar edilmemelidir. Bir kurban hissesi yalnızca bir kişi içindir. İmkanı olmayan birden fazla kişinin, tek kişilik bir hisseye ortak olabileceği anlayışı dinen doğru değildir. Bu itibarla küçükbaş bir hayvana birden fazla kişinin ortak olması ya da büyükbaş bir kurbanlığa yediden fazla kişinin hissedar olması caiz değildir. Aynı hisseye birden fazla kişinin ortak olması halinde kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz. Bu bağlamda vekaletle kurban kesen kuruluşlar kendi adlarına değil, sadece vekalet veren kimseler adına kurban kesebilirler.

İnsanların bir araya gelerek topluca Hz. Peygamber (Sallallahü teala aleyhi ve sellem) adına bir kurban hissesine girmeleri şeklinde bir uygulama dinimizde mevcut değildir. Dolayısıyla dini duyguların istismarına yönelik bu tür uygulamalardan uzak durulmalıdır. Dinimizde kabir kurbanı veya ölü kurbanı adıyla bir kurban türü bulunmamaktadır. Ölenin vasiyeti yoksa onun adına udhiyye kurbanı kesilmesi gerekmez. Kurban kanının, alna veya araba tekerleği gibi eşyalara sürülmesi inancı doğru değildir. Evli olmayan kimselerin -gerekli mali imkana sahip olsalar da- kurban kesemeyecekleri anlayışı yanlıştır. Kurban kesim işlemini kadınların yapamayacağı anlayışı doğru değildir. Kesme becerisine sahip olan kişi, erkek olsun kadın olsun, kurban kesimini gerçekleştirebilir.

Büyükbaş bir kurbanlığın hissedar sayısının mutlaka 3, 5, 7 gibi tekli sayılarda olması gerektiği anlayışı doğru değildir. Bir büyükbaş hayvana yedi kişi ortak olabildiği gibi altı kişi de ortak olabilir. Önemli olan her birinin hissesinin yedide birden az olmamasıdır. Kurbanlık hayvanın gerekli yaşını tamamladığı halde henüz kapak atmamış (sığır cinsi hayvanlarda ön kesici süt dişlerinin dökülüp kalıcı ön kesici dişleri çıkmamış) ise kurban edilemeyeceği şeklindeki anlayış doğru değildir. Yaşının tam olarak tespit edilemediği durumlarda ise kapak atmak gibi alametlere itibar edilebilir.

Kurban etlerinin mutlaka yedi fakire dağıtılması gerektiği şeklindeki anlayış doğru değildir. Kişi udhiyye kurbanını kestikten sonra bunun bir kısmını ihtiyaç sahiplerine, bir kısmını akraba ve komşularına verdikten sonra geriye kalan kısmını kendi evi için kullanabilir. Bu hüküm adak olmayan udhiyye kurbanlarıyla ilgilidir. Vekaletle kurban kesen kuruluşların da udhiyye kurbanlarının etlerini söz verdikleri yerlerin dışına dağıtmamaları, vekalete aykırı davranmamaları gerekir. Kurbanlık hayvana ortak olanların bazılarının adak veya akika niyetiyle kurbana iştirak etmesinin kurbana engel olduğu şeklindeki anlayış hatalıdır. Ortakların her birinin niyetinin Allah rızası için kurban kesmek olması, kurbanın geçerli olması için yeterlidir.”

(İHA)

funduszeue.info

Etiketler: kurban eti paylaş&#x;m&#x; dinen kurban&#x;n&#x; özellikleri Kurbanl&#x;k hayvan&#x;n nitelikleri vekaletle kurban kesmek KURBAN kurban nitelikleri Kurban Bayram&#x;

İSLAMDA KURBAN ÇEŞİTLERİ

İslamda kaç çeşit kurban vardır?İslama göre kurban çeşitleri ve hükümleri

İslamda kurbanın bir çok çeşidi olmakla beraber yaygın olan dört çeşit kurban vardıfunduszeue.info habil ve kabil arasında kesilerek başlamış bir ibadet olup,diğer peygamberler ve ümmetlerde de kurban ibadeti mevcuttu ve günümüzde islam dininde de devam eden kimi,vacip,kimi sünnet olarak şekillenmişfunduszeue.info kesmenin maddi manevi bir çok faidesi vardır.

Kurban,kurbiyyet allaha yaklaşmak amacıyla kesilen maddi manevi bir çok faydası olan bir funduszeue.info çok nedenle kurban kesilbileceği gibi halk arasında en yaygın olan dört çeşit kurban vardırvacip kurbanAdak kurbanŞükür(nafile)kurbanakika kurbanı


-Vacip Kurban : Mali durum itibariyle belli bir maddi imkana sahip olan insanların dini bir vecibe olarak Kurban Bayramında kesmeleri gereken kurbanlardır.

-Adak Kurbanı : Dinen mübah bir şarta bağlı olarak kesilen kurbanlardır. "Şu işim gerçekleşirse bir kurban kesmek üzerime vacip olsun" diye adanıp, yani Allah'a söz verilip, o iş gerçekleşince kesilen kurbandır. Bu kurbanın kesme zamanı şartın gerçekleştiği zaman başlar. Dini hükmü vaciptir. Kesilmemesi manevi sorumluluk sebebidir.

-Şükür Kurbanı : Sadaka niyetiyle herhangi bir mecburiyet olmaksızın kesilen kurbanlardır. Ev, araba vb. mal edinen kişiler tarafından kesilebileceği gibi kazadan beladan muhafaza olmak amacıyla da kesilebilir. Vefat etmiş din büyükleri ve aile fertleri için kesilen kurbanlarda nafile kabul edilir.

-Akika Kurbanı : Yeni doğan kız ve erkek çocuklar için şükür amacıyla kesilen kurbana, "akika kurbanı" adı verilir. Akika kurbanı kesmek sünnettir. Akika kurbanı, çocuğun doğduğu günden bulûğ çağına kadar kesilebilirse de doğumun yedinci günü kesilmesi daha faziletlidir. Aynı günde çocuğa isim verilmesi ve saçının kesilerek ağırlığınca altın tasadduk edilmesi müstehaptır.

Ayrıca Çeşitli ve çok ibretli kurbanlar vardır. Mehmet Nuri Akşehirî Hazretlerinin, Arapça Bahrul- Udhiyye isimli kıymetli eserinde altı nevi kurban zikredilmiştir. Ayrıca Kurbanın bilinmeyen mühim faideleri de yazının devamındadır.


BİRİNCİSİ : Kabul ve Saâdet kurbanı. Hâbil’in kurbanı gibi.

İKİNCİSİ : Red ve Şekaavet Kurbanı. Kaabil’in Kurbanı gibi.

“(Âdem aleyhisselam’ın oğulları Hâbil ile Kaabil) Hani onlar her ikisi, birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti” âyet-i kerimesinin hükmünce: (Maide 27)
Hâbil’in kurbanının Allah indinde kabul edildiği, bir alâmetle anlaşıldığından buna, seâdet kurbanı denilmiş, kardeşi Kaabil’in kurbanı kabul edilmeyip red edildiğinden ona da Şekâvet
kurbanı denilmiştir.


ÜÇÜNCÜSÜ : Kadr ve Menzile Kurbanıdır.(Adak Kurbanı) Abdulmuttalib’in, “On oğlum olursa, bunlardan birini Allah için kurban edeyim” diye nezredip sonra kur’â kendisine çıkan oğlu Abdullah’a karşılık, yine kur’a neticesinde yüz deveyi kurban etmesi gibi.


DÖRDÜNCÜSÜ : Rahmet Kurbanıdır.(vacip Kurban) Hazret-i İsmâil’e fedâ edilen ve İbrahim aleyhisselam’ın, kendi evladını kurban etmesini önleyen bu kurban, bütün müslümanlar için
bir rahmet olmuştur. Eğer bu koç ihsan edilmeyip, Hz. İsmâil kurban edilmiş olsa idi bütün müslümanlara evlat kurban etmek vâcip olacaktı. Burada ilâhî bir rahmet tecellî etmiştir.
(Bahrul udhiyye 47)

BEŞİNCİSİ : Kıyâmetteki Kahr-u Kudret Kurbanıdır. ÖLÜM, KOÇ ŞEKLİNDE KURBAN EDİLECEK
Bu mahkeme’i kübradan sonra, cennet ehli cennette ve cehennem ehli de cehennem’de yerlerini aldıktan sonra müthiş bir hadise yaşanacaktır. “ÖLÜM” denilen şey, cennet ve cehennemin ortasına, beyaz bir koç suretinde getirilecek, orada kesilip kurban edilecek. Ve nidâ edilecek :
-Ey cennet ehli! Burada ebedîsiniz, artık ölüm yoktur,
-Ey Cehennem ehli! burada ebedîsiniz, aslâ ölüm yoktur. Denilecek ve o kıyamet gününe
iman etmemiş olanlar için çok büyük bir hasret ve pişmanlık yaşanacaktır.
İşte şu âyet-i kerime, o sıkıntılı gün hakkında insanları ikaz buyurmaktadır :

وَأَنذِرْهُمْ يَوْمَ الْحَسْرَةِ إِذْ قُضِيَ الْأَمْرُ وَهُمْ فِي غَفْلَةٍ وَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

(Resûlüm!) Kâfirleri pişmanlık, hasret ve üzüntü günü hakkında ikaz et. Çünkü onlar bir gafletin içine dalmış giderlerken ve henüz iman etmemiş haldelerken (bir bakarsın
hüküm verilmiş) iş bitmiş olacaktır. (Meryem funduszeue.info).


Nitekim Hadisi’i şerifte de şöyle buyurulmuştur :

(No=)- Abdullah İn-i Ömer radiyallahu anh'den rivâyete göre, Resûlullah Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: Ehl-i Cennet Cennet'e, Ehl-i Cehennem Cehennem'e (ayrılıp) yerlerini alınca, ölüm (mefhûmuna, gürbüz bir koç sûretinde vücud verilerek) getirilir.
Tâ Cennetle Cehennem arasında yatırılarak kesilir.
Sonra bir münâdî:
-Ey Cennet ehli! Artık ölüm yoktur..
-Ey Cehennem halkı! Artık ölüm yoktur.. Diye ilân eder.
Ehl-i Cennetin ferâhına bir ferah daha ziyâde olunur..
Ehl-i Cehennem'in de, hüzün ve kederine bir hüzün daha yüklenir. (Buhari-tecridi sarih )


Demek ki, her varlık ölümü tattıktan sonra mahşerde bir gün, Allahın yüce kudreti ile bütün canlılar, yeniden diriltilecek ve herkes yerini aldıktan sonra, ÖLÜM mefhumunu ortadan kaldırıp, sonsuz hayâtı başlatan ve kahredici bir pişmanlığı beraberinde getiren bir ilâhi kudret kurbanı vardır ki bu, Allah’ın yüce kudretiyle ÖLÜM‘ün bir koç şeklinde kesilip öldürülmesi ve kahren yok edilmesidir. (Bahrul-Udhiyye sh)
Böylece dünya hayatında, ölüm denilen şeyin, alıp götürdüğü insanları, “yok oldu, ebedi uykuya yattı” zannedenler bir gün ölüm’ün kendisi ebediyyen yok olduğunu ve fakat, gözden uzaklaştırdığı insanların, mahşere çıkıp, artık ölümsüzleştiğini göreceklerdir. Nitekim kur’ân-ı kerim’de şöyle buyurulmuştur :

ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَى

“Sonra o, (inkâr eden kişi)cehennemde ne ölür, ne de dirilip hayat bulur. Yanar, yanar,
yanar”

قَدْ أَفْلَحَ مَن تَزَكَّى
وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّهِ فَصَلَّى

İnkâr’dan temizlenen ve Rabbinin ismini zikreden, namazlarını ve bayram namazını da kılıp O’na kulluk eden ise kurtulur. Ebedî cennete kavuşur. (A’la suresi sh).


ALTINCISI : Kerâmet Kurbanıdır. O da, mevzuumuz olan :
“Rabbin için namaz kıl ve kurban kes” Ayet-i kerimesinde emredilen ve âhir zaman ümmetinin (ve hepimizin) kesmiş olduğu kurbandır ki, Kevser kelimesi ile işâret edilen kerâmet ve nimetleri kazanmaya vesile olan kurbandır. Bu ümmet için bir hayvanı kurban etmek; bizzat kendini kurban etmek mânasında olup, Allah tarafından, böylesine büyük bir (fedâkârlık ve kerâmet) olarak kabul edileceğinden buna kerâmet kurbanı denilmiştir. (Bahrul-Udhiyye sh)


KURBANLAR CEMÂLL-İ İLÂHİYİ GÖRÜR
Bir Hadîs-i şerifte (meâlen) şöyle buyurulmuştur :
“Kurbanlarınıza iyi muâmele ediniz, onları incitmeyiniz çünkü onlar, sırat üzerinde
bineğiniz olacaktır”
Üç şey var ki, daha dünyada iken cemâl-i İlâhî ile müşerref olurlar :
1- Ruhunu Allah yolunda teslim eden şehid’ler.
2- İftar saatinde oruçlu mü’minin yediği ilk lokma.
3- Mü’minlerin, Allah için kestiği kurbanlar.
Kurbanlar, Allahu zül-celâl’in emrine boyun eğerek kesildiklerinden hükmen şehid’dirler.
Tam kurban edilirken cemâl-i ilâhi ile şereflenirler. Mevlâ, ilham eder ve Allah için kurban
edileceğini bilir. Onun için kurbanı hırpalamamalı, ona çok iyi davranmalıdır. (/Ziya Sunguroğlu)



Üye girişi

IslamKultur

Guncel

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası