konya diyetisyen ahmet gürapaydın / Diyetisyen Ahmet GÜRAPAYDIN - funduszeue.info

Konya Diyetisyen Ahmet Gürapaydın

konya diyetisyen ahmet gürapaydın

Konya Vizyon sayı 9

İNŞAAT DEKORASYON

1


İNŞAAT DEKORASYON

2

KONYA VİZYON • NİSAN


İNŞAAT DEKORASYON

3


İNŞAAT DEKORASYON

4

KONYA VİZYON • NİSAN


İNŞAAT DEKORASYON

5


İNŞAAT DEKORASYON

6

KONYA VİZYON • NİSAN


İNŞAAT DEKORASYON

7


İNŞAAT DEKORASYON

8

KONYA VİZYON • NİSAN


İNŞAAT DEKORASYON

9


İNŞAAT DEKORASYON

10

KONYA VİZYON • NİSAN


İNŞAAT DEKORASYON

11


İNŞAAT DEKORASYON

12

KONYA VİZYON • NİSAN


İNŞAAT DEKORASYON

13


İNŞAAT DEKORASYON

14

KONYA VİZYON • NİSAN


İNŞAAT DEKORASYON

15


MEDYA F GROUP ADINA İMTİYAZ SAHİBİ Funda ÇAKIR YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Ahmet ÇAKIR EDİTÖR Ahmet ÇAKIR SANAT YÖNETMENİ Volkan ÇAKIR GÖRSEL YÖNETMEN Vahdet KARAKAYA REKLAM Söreklam Elif MUT Yusuf YILDIZ Şeref ÖZÇELEBİ YAYIN KOORDİNATÖRÜ Seycan ÇAKIR CREATİVE DOODLES Vahdet KARAKAYA, Ahmet TOK, Levent DANACI, Beyzat AKSOY KAPAK TASARIMI Vahdet KARAKAYA OFİS SORUMLUSU Buket ALMACI HUKUK DANIŞMANI Av. Ümit YAŞAR YAYIN KURULU Prof. Dr. Yusuf KÜÇÜKDAĞ, Prof. Dr. Saim SAKAOĞLU, Doç. Dr. Caner ARABACI, Doç. Dr. Hüseyin ELMAS, Yrd. Doç. Dr. Yaşar ERDEMİR, Ahmet ÇAKIR, Ayşenur YAZICI, Nasuh MAHRUKİ, Volkan ÇAKIR, Serdar AYDEMİR, Sefa MUNGAN, Seycan ÇAKIR, Gülsüm YARTAŞ, Reyyan ŞALVARCI, Zeynep AYDEMİR Kazım ÖZTOKLU, Atıf DİKİCİ, Cenk TAŞBAŞLI, Cem TAŞPINAR, Selçuk KAZAN, Elif AYDEMİR, Muammer BİNGÖL, Nilgün OTTEKİN, Yaşar TOY, Özden GÖNÜLLÜ, Vehbi AĞIRBAŞLI, Uğurhan KURT, Funda ÇAKIR FOTOĞRAF Volkan ÇAKIR, Harun ŞAHİN M.Günce AKKOYUN BASKI Ölçü Ofset Kasaplargil Matbaacılık Ltd. Şti. Fevzi Çakmak Mh. Demir Cad. Sk. No: 8/1 Karatay/KONYA Tel: 15 17 - 42 36 Baskı Adet NİSAN/ DAĞITIM EKİN Kurye Aracılık Hizmetleri 0 36 12 Nisan İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ MEDYA F GROUP Beyazıt Mah. Sultan Cem Cad. A Plaza A-Blok No Kat:4/ KONYA/TÜRKİYE TEL: +90 25 62 - 63 FAX: +90 25 64 funduszeue.info www.v funduszeue.info funduszeue.info

16

KONYA VİZYON • NİSAN

Ahmet ÇAKIR [email protected]

KENDİ OTOMOBİLİMİZ Konya Vizyon 9. sayısıyla sizlerle buluştu. Baharın tüm güzelliklerinin yaşandığı Nisan ayında olağan enerjimizle sizlere daha güzel ve daha doğru bilgiyi ulaştırmak için çalıştık. Yazımı yazdığım şu günlerde, tüm ağaçlar çiçeklerini açmış, laleler seyrekte olsa rengini göstermeye başlamış ve ilkbahar tüm güzellikleriyle karşımıza geçmiş showunu sunuyor. Ben böyle düşünüyorum ve her yıl bu zamanı daha bir sabırsızlıkla bekliyorum. Konya’nın sembolü laleler sadece sokak ve bulvarlarda değil evimize ve bahçemizede girmiş durumdalar. Konya Vizyon dergisinde bu sayı sorumuz: TÜRKİYE KENDİ OTOMOBİLİNİ ÜRETEBİLİR Mİ? Mayıs sayımızda tüm ayrıntılarıyla bu konuyu işleyeceğiz. Patronların görüşlerini, otomotiv sektörü liderlerinin ve Konya sektör liderlerinin görüşlerini burada bulacaksınız. Devrim arabasından bu yana çok zaman geçti, dünya değişti, Türkiye değişti, ama hala bir otomobil markamız yok. Nedenlerini burada bulacaksınız. Sadece şehrimizde bir arabanın tüm parçaları üretilip dünya markalarının çözüm ortakları olmuşken Türkiye’nin bir markasının olmaması Sayın Başbakanımızın da dediği gibi; geç kalınmış bir adımdır. Yapabilir miyiz? Çok mu zor? Kaç yılda yapılabilir? En önemli sorunlar neler? Herşeyi Konya Vizyon Mayıs sayısında bulacaksınız . Depremler Türkiye’mizden çok şeyler aldı. Maddiyatı bir yana ölen insanlarımızı düşünmek, acıları hissetmek bizlere ders verbildimi acaba! Bir depremde veya bir felaket anında en önmeli şey iletişim, Japonya’da tarihin en büyük 5. depreminde, ilginçtir telefonlar çalışmazken internet çalışıyordu iletişimde yine bir sıkıntı vardı. Aynı şey Türkiye’mizde olsa iletişim probleminin hangi boyutta olabileceğini düşünebiliyormusunuz? Gölcük ve Düzce depreminden bu yana hangi önlemler alındı acaba, iletişim için neler yapıldı. Bu sayıda Konya İl Sağlık Müdürlüğünün elinde bulunan mobil komuta kontrol merkezini okuyunca atılan adımları görecek ve kendinizi daha güvende hissedeceksiniz. Türkiye’de bu kadar kapsamlı ve teknolojik bir komuta merkezi olmadığını belirtmek bir Konya’lı olarak gurur verici. Bu konuda Konya İl Sağlık Müdürümüz Hasan Küçükkendirci’ye ve bu projede emeği geçen herkese bir vatandaş olarak ve Konya’lı olarak teşekkürlerimi sunuyorum. Sevgiyle, ailenizle, sağlıcakla kalın…


İNŞAAT DEKORASYON

17


İÇİNDEKİLER

38

PİRİ MEHMED PAŞA KISA HABERLER

16

KONYA TARIM FUARI

MOBİL KOMUTA KONTROL MERKEZİ

44

48

60

52

TUVALDEKİ GEOMETRİ

DARÜŞŞAFAKA 18

KONYA VİZYON • NİSAN


METAFOR

64

ZAZADİN HAN

70

NATO

76

96

KONYA'DA BİR DAHİ

84

TİYATRO

DIECAST MODEL ARABALAR

32

KAPAK KONUSU 19


KISA HABERLER “SELÇUKLU-ERMENİ MÜNASEBETLERİ” KONFERANSI

BEBEKLER ALTIN ALABİLMEK İÇİN EMEKLEDİ

Konya'da düzenlenen emekleme yarışmasında bebekler, yarışma ödülü olan altını kazanmak için emekledi. Anneler, bebeklerini yürütmek için cep telefonu ve televizyon kumandası kullandı. Özel Anıt Hastanesi tarafından geçen yıl Anıt Hastanesi'nde dünyaya gelen bebeklerin katıldığı bebek emekleme yarışması düzenlendi. Kule Site Alışveriş Merkezi'nde düzenlenen yarışmaya 28 bebek katıldı. 4'erli gruplar halinde yapılan yarışmada bebekler hazırlanan pistte birinci olabilmek için yarıştı. Anneleri tarafından yarışmanın yapılacağı mindere konulan bebeklerin bir çoğu ağlayarak emeklememekte direnirken, bazıları da olduğu yerde kendini izleyen kalabalığı seyretmeyi tercih etti. Pistin öbür ucunda bekleyen anneler ise bebeklerinin emeklemesini sağlamak için yanlarında getirdikleri anahtarlık, cep telefonu, biberon ve televizyon kumandalarını kullanarak bebeklerinin emeklemesini sağlamaya çalıştı.

S.Ü. Selçuklu Araştırmaları Merkezi’nde tarihinde Doç. Dr. Feridun ATA, “SelçukluErmeni Münasebetleri” konulu bir konferans verdi. Doç. Dr. Feridun ATA, Ermenilerin siyasi durumunu Bizans İmparatorluğu’ndan başlatarak Malazgirt Zaferi ve Türkiye Selçukluları dönemine kadar geçen evreyi anlatmış ve özet olarak şu sonuca varmıştır: Bizans, hâkimiyeti altına aldığı Ermenileri Ortodokslaştırmaya zorlamıştır. Çok sıkıntılı günler geçiren Ermenileri ’den sonra Selçuklular Bizans zulmünden kurtarmıştır. Türkler, Bizans’ın asimile politikasını ortadan kaldırdığından başka Ermenilere din ve inançlarını rahat bir ortamda yaşama imkânı sağlamıştır. Bu nedenle Ermeniler, XIX. yüzyıla kadar Türklere minnet duymuşlardır. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SELÇUKLU ARAŞTIRMALARI MERKEZİ VE KONYA FİKİR, SANAT, KÜLTÜR ADAMLARI BİRLİĞİ DERNEĞİ ÖĞRETİM YILI II. YARIYIL KONFERANSLARI Ayhan ALP- “Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurumunun Konya’daki Korumacılığı” Saat Doç. Dr. H. Ahmet ÖZDEMİR- “Türkiye Selçuklularının Yıkılışında Demirtaş Noyan’ın Rolü” Saat

“DANİŞMENDLİLERİN KÜLTÜR POLİTİKASI” KONFERANSI

S.Ü. Selçuklu Araştırmaları Merkezi’nde tarihinde Yrd. Doç. Dr. Sefer SOLMAZ, “Danişmendlilerin Kültür Politikası” konulu bir konferans verdi. Yrd. Doç. Dr. Sefer SOLMAZ, Danişmendlilerin arasında Orta ve Kuzey Anadolu’da hüküm süren bir Türkmen beyliği olduğuna vurgu yaptıktan sonra özetle şunları söyledi: Danişmendliler, Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında önemli rol oynamıştır. Bayındırlık işlerine önem vererek Sivas, Tokat, Kayseri ve Malatya’da eserler vücuda getirmişlerdir. İlimde, sanatta, siyasette Anadolu’da kurulan diğer Türk devletlerine örnek olmuşlardır. Kurdukları medreselerde verilen eğitim, Türk İslam kültürünün yayılmasında öncülük yapmıştır. Medrese mimarisi, Ulu Cami geleneğini başlatmış, zamanla Anadolu’da onlar örnek alınmış; bu sanat tarzı tüm Anadolu’ya yayılmıştır.

ENGELLİ VATANDAŞLARIMIZA ENGELSİZ DÜĞÜN!

Hayatın içinde engelleriyle zorluklarla mücadele eden engelli vatandaşlarımıza hayatı kolaylaştıran düğünlerde de engelleri ortadan kaldıran Berra düğün salonu Konya’da bir ilk’i gerçekleştirdi. Berra Düğün salonu sahibi Gürsel DEMİRCİ, "Engelli vatandaşlarımız Berra Düğün salonunda normal vatandaşlarımız gibi katılım gerçekleştirebiliyor engel olmaması onların yüzüne yansıyan sevinci görmek gerçekten çok güzel, daha çok atacağımız adım var bu bir başlangıç" diye konuştu. Engelli vatandaşlarımızın toplu organizasyon ve düğünler içinde tercih noktası. Düğün davetiyelerinde engelli vatandaşların istediği gibi katılabileceğini belirten Gürsel DEMİRCİ, "Artık hizmet yapılırken sadece sağlıklı vatandaşları düşünülerek yapılmamalı engelli vatandaşlarımızı da düşünmeliyiz toplumun içindeki varlılarını ve ne kadar zorluk yaşadıklarını bu şekilde görerek hizmetlerimizi arttırmalıyız" diye konuştu Sadece engelli vatandaşlarımızın için değil aynı zamanda yaşlılar için ve bebek arabaları içinde tüm kolaylığın sunulduğu Berra Düğün salonu en güzel gününüzde engelli sevdiklerinizle bir araya gelmeniz için doğru adres.

20

KONYA VİZYON • NİSAN

14 MART TIP BAYRAMI ETKİNLİKLERİ

14 Mart Tıp Bayramı Konya'da düzenlenen etkinliklerle kutlandı. Meram Tıp Fakültesi Morfoloji Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen törene Konya Vali Yardımcısı Tayyar Şaşmaz, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan, Konya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Konya İl Sağlık Müdürü Dr. Hasan Küçükkendirci, Konya Tabipler Odası Başkanı Prof. Dr. Faruk Aksoy, Meram Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Gökbel, Selçuklu Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kağan Karabulut, başhekimler, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Programda konuşan İl Sağlık Müdürü Dr. Hasan Küçükkendirci, doktorluk mesleğinin insanlığın var oluşundan beridir en kutsal meslekler arasında yer aldığını belirterek, "Her türlü şarta ve zorluğa rağmen bu mesleğin bir üyesi olmaktan gurur duyuyorum. Her ne kadar öğrencilerin üniversite tercihinde en çok tercih ettiği bölümler tıp fakülteleri olsa da, doktorluk dar kalıplara sokulmak istenmektedir. Doktorluk sadece bir meslek değil aslında bir sanattır." dedi. Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan, sağlık sisteminde hizmet anlamında çok şeyin değiştiğini belirterek, “Sağlık sektöründe hizmet anlamında çok şey yapıldı ancak sağlık çalışanları ve diğer pek çok sorun konusunda yeterli çalışmalar henüz yapılamadı. Üniversite hastaneleri bu halleriyle ayakta duracak durumda değil. Hastane yöneticileri, ihale ile en ucuz malzemeleri almak zorunda kalıyor. İhale ile alınan malzemelere belirli bir standardın getirilmesi gerekir.” şeklinde konuştu.


İNŞAAT DEKORASYON

21


KISA HABERLER AŞIKLAR BAYRAMI MEYDAN ATIŞMASI İLE BAŞLADI

GENÇ FRANSIZ MÜHENDİSLER SELVA’YI ZİYARET ETTİ

Selva Gıda, Fransa Vetagro Üniversitesi’nden gelen öğrencileri kendi tesislerinde ağırladı. Bir dizi ziyaret için Türkiye’ye gelen ClermontFerrand şehrindeki Vetagro Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden 24 öğrenci 2 öğretim görevlisi ziyaretleri kapsamında Selva Gıda üretim tesislerini gezdi. Selva Gıda için gezi planı yapan öğrenciler tesislerde yaklaşık iki saat kaldılar. Öğrenci grubunun başında bulunan Prof Dr. Charlotte Garden gezi planlarına Selva’yı dâhil etmelerini nedenlerini şu şekilde sıraladı. “Dünya’nın en fazla makarna ihraç eden ülkelerinden biri olan Türkiye’de İtalyan Teknolojisi ile Türk Damak tadına uygun makarna üretmeyi başaran ve makarnanın tarifini değiştirdiklerini iddia eden Selva’yı çok merak ettik. Türkiye’de makarna sektörü adına birçok ilke imza attıklarını da duyduk ve tüm bunları üretim tesislerinde birebir görmek istedik” dedi.

Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından geleneksel olarak düzenlenen Aşıklar Bayramı meydan atışması ile başladı. Mart tarihlerinde gerçekleştirilecek Aşıklar Bayramı'na Türkiye'nin farklı şehirlerinden 30 halk aşığı katılıyor. Programlar için Konya'ya gelen halk aşıkları, Konyalılar için meydan atışması yaptı. Sazları ve iğneleyici sözleriyle dikkat çeken aşıkların Zafer Meydanı'nda gerçekleştirdikleri atışma vatandaşlardan büyük ilgi gördü.

KARAKAŞ ATLANTİS’TEN BİR İLK DAHA Geçtiğimiz günlerde Konya’da yapılan Kuyumculuk Fuarı Konyalı kuyumcuların ve çevre illerdeki kuyumcuların katılımıyla gerçekleşti. Nisan tarihlerinde Hilton Garden Inn Konya'da Karakaş Atlantis tarafından yapılan fuara ilgi yoğundu. Konya'da bir ilk olan fuar direkt olarak kuyumcuları tüm mücevherat ürünleriyle buluşturdu. Mücevherat modası-

KOSKİ'DEN DÜNYA SU GÜNÜ SERGİSİ

Konya Büyükşehir Belediyesi KOSKİ Genel Müdürlüğü, 22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle afiş ve minyatür sergisi düzenledi. KOSKİ Genel Müdürlüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle Zafer Meydanı'nda düzenlenen Dünya Su Günü Sergisi'ne AK Parti Konya Milletvekilleri Mustafa Kabakçı ve Hüsnü Tuna, KOSKİ Genel Müdürü İsmail Selim Uzbaş, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Abdülmelik Ötegen, İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Abdülkadir Işık ile çok sayıda öğrenci katıldı. Konya Büyükşehir Belediyesi KOSKİ Genel Müdürü İsmail Selim Uzbaş, Dünya Su Günü'nde suyun önemine dikkat çekmek için çeşitli programlar düzenlediklerini belirterek, Türkiye'nin en az yağış alan şehirlerinden olan Konya'da su konusundaki sorumluluğun diğer şehirlerden daha fazla olduğunu ifade etti. Eldeki su kaynaklarına göre bir hayat tarzı oluşturmak gerektiğini kaydeden Uzbaş, suyun tasarruflu kullanması ve değerinin bilinmesi gerektiğini söyledi. Uzbaş, sergide el emekleri eserleri sergileyen öğrencilere de teşekkür etti. Su tasarrufuna dikkat çeken AK Parti Konya Milletvekili Mustafa Kabakçı ise, dünyanın bir su haznesi olduğunu, evlerdeki muslukların da buna bağlı olduğunu belirterek, musluk fazla aktıkça Afrika'da su bulamayan çocukların çığlıklarının yükseleceğini kaydetti. Dünya Su Günü Sergisi'nde Meram Atatürk Kız Meslek Lisesi öğrencilerinin yaptığı 50 eser yer aldı.

22

KONYA VİZYON • NİSAN

na yön veren Karakaş Atlantis yaptığı fuarla 'e yakın firmayı ağırladı. Karakaş Atlantisin tüm ürün gruplarının sergilendiği fuarda elmas ve pırlanta ürünleri şık tasarımlarıyla dikkat çekti. Yılda iki kez planlanan fuar ilk organizasyonuyla beğeni topladı.

KARATAY BELEDİYESİ'NDEN EĞİTİME DESTEK

Konya'nın merkez Karatay İlçe Belediyesi tarafından ilçeye yaptırılacak 24 derslikli ilköğretim okulunun protokolü düzenlenen törenle imzalandı. Konya Valiliği'nde gerçekleşen törene Konya Valisi Aydın Nezih Doğan, Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli ve Konya İl Milli Eğitim Müdürü Halil Şahin katıldı. İmza öncesi konuşan Vali Aydın Nezih Doğan, Konya'da hayırseverlerin eğitime verdiği desteğin altında kamu kurumlarının da desteğinin yattığını belirterek, "Bu katkıyı sunanların başında TOKİ ve belediyelerimiz geliyor. Konya'da özellikle metropol belediyelerimiz eğitim konusuna hassasiyetle yaklaşıyor. Taşralarda okullaşmayla ilgili bir problemimiz yok ancak merkez ilçelerimizde standart ölçeği henüz yakalayamadık. Bunu yakalamamızda belediyelerin büyük katkısı var. Karatay, bu konuda diğer ilçelere göre daha iyi bir vaziyette. Bugün de eğitime önemli bir katkıda bulunmak için buradayız" dedi. Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli ise, Kayacık Araplar Spor Tesisleri yanında yapılacak okulun normal bir ilköğretim okulu olmadığını ifade ederek, "Normalde 24 derslikli olarak gözükse de ana sınıfları ve laboratuvarları ile birlikte 32 derslikli bir okul olacak. Mimarisi ile de diğer okullardan farklılığını belli edecek. 6 bin metrekare alana kurulacak okul o bölge için elzem bir hale gelmişti. Karatay'da tekli öğretime geçmek için derslik açığımız var. Bu yıl içinde derslik yaptırılacak. 3 yıl içinde Karatay'da tekli sisteme geçmeyi planlıyoruz" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından yaptırılacak okulun protokolü imzalandı.


İNŞAAT DEKORASYON

23


KISA HABERLER DÜDEN GÖLÜ ESKİ HALİNE DÖNÜYOR

Konya’nın Kulu İlçesi Kaymakamı Ayhan Işık, geçtiğimiz yıllarda kuraklıktan etkilenen Düden Gölü’nde artırma tesisinden su aktarımı, kar ve yağmur sularının beslemesiyle su seviyesinin yeniden yükseldiğini söyledi. Kaymakam Işık, ilçeye 4 kilometre uzaklıkta bulunan ve ayrı kuş türüne ev sahipliği yapan Düden Gölü’nün geçtiğimiz yıllarda yaşanan kuraklık nedeniyle su seviyesinde gözle görülür şekilde azalma olduğunu hatırlattı. İlçedeki arıtma tesisinin devreye sokularak günde 5 bin metreküp su aktarımı yapılması, kar ve yağmur sularının da gölü beslemesiyle su seviyesinin yükselmeye başladığını dile getiren Kaymakam Işık, “Düden Gölü’nde su seviyesi yükselerek artıyor. Gölde konaklayan kuş türlerinin sayılarında da artış bekliyoruz. Artık flamingolar rahatlıkla barınacak ancak bazı uyarılarda da bulunmakta fayda var. Göl çevresinde avlanmak, kalıcı ve göçmen kuşları rahatsız etmek yasak. Günün değişik saatlerinde sit alanı olan göl yakınlarında piknik alanları kontrol edilecek. Hiçbir olumsuzluğa izin vermeyeceğiz. Su seviyesinin yükselerek gölün eski haline gelmesiyle doğal yaşamın normale döneceğini umuyoruz” dedi.

KONYA'DA NEVRUZ KUTLAMALARI

S.Ü. Alâeddin Keykubat yerleşkesi'nde düzenlenen kutlamalarda nevruz ateşi yakılarak üzerinden atlandı. Baharın gelişini sembolize eden Nevruz, Selçuk Üniversitesi Alaeddin Keykubat Yerleşkesi'nde kutlandı. Kampüs meydanında düzenlenen etkinliklerde ilk olarak Nevruz ateşi yakılarak örs üzerinde çekiçle demir dövüldü. Öğretim üyeleri ve öğrenciler yakılan Nevruz ateşinin üzerinden atladı. Büyükşehir Belediyesi Mehter Takımı'nın marşlarına öğrenciler de eşlik etti. Etkinlikte sahne alan Selçuk Üniversitesi Halk Oyunları Topluluğu, horon ile öğrencileri coşturdu.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen Kadın Çiftçiler Yarışıyor Yarışması'nın Konya Finali'nde kadın çiftçiler birinci olabilmek için ter döktü. Konya Ticaret Borsası'nda düzenlenen yarışmaya Konya'nın ilçelerinden gelen 9 kadın çiftçi katıldı. Yarışmada kadın çiftçilere tarım, hayvancılık ve genel kültür sorularından oluşan 15 soru yöneltildi. Yarışma sonunda Akşehir'den katılan Fatma Gül ile Seydişehir'den katılan Saliha Orhan, 15 sorudan 14'üne doğru yanıt vererek berabere kaldı. Beraberliğin bozulması için sorulan altın soruya doğru yanıt veren Fatma Gül, Kadın Çiftçiler Yarışıyor Konya Finali'nin birincisi olurken, Saliha Orhan ikinci, Sevgi Küz ise üçüncü oldu. Yarışmada dereceye girenler altınla ödüllendirilirken, birinci olan Fatma Gül Konya'yı düzenlenecek İç Anadolu Bölge Yarışması'nda temsil etme hakkı kazandı.

Ay'ın dünyaya olan mesafesinin azalmasıyla Ay'ın normalden büyük ve parlak görünmesi Konya'da güzel manzaralar oluşmasına neden oldu. Dünyaya son 18 yılın en yakın konumuna gelen Ay'ın oluşturduğu güzel görüntü Konya'dan da ilgiyle izlendi. Konya'daki tarihi eserlerin aydınlatılmasıyla birlikte muhteşem bir görüntü oluşturan Ay, normalden büyük olan görüntüsü ve daha parlak oluşuyla insanlara bulunmaz bir görsel ziyafet sundu. Bazı vatandaşlar bu anı ölümsüzleştirmek için hatıra fotoğrafı çektirirken, bazı vatandaşlar ise banklara oturarak seyretmeyi tercih etti.

KONYA VİZYON • NİSAN

Lütfen açık alanlarda ateşli silahlarla atış yapmayın. Bahanemiz çoktu belki, silahımız vardı ama atış yapabileceğimiz poligonumuz yoktu açık alanlarda ateş etmek bu sebeptendi. Konya’mızın bir poligonu var. Silahı olan tüm hemşerilerimiz poligonda atışlarını gönül rahatlığıyla yapabilir sadece atış yapmak mı hayır! Atış eğitimi silah ruhsatı silah bakımı ve birçok hizmeti poligonda bulabilirsiniz. Poligon Konya’mızın büyük bir eksikliğini daha ortadan kaldırıyor. Güvenli atış imkânını poligonda profesyonel destekle her türlü sorularınıza cevap alabileceğiniz bir danışmanlık hizmetinde sunuyor. Atasözümüz bizi anlatır at avrat silah silahınızla atış yapmaktan kendinizi alıkoymayın poligon size ve sevdiklerinize yeter. Sağlıklı güvenli isabetli, Poligon’lu atışlara.

KADIN ÇİFTÇİLER BİRİNCİ OLABİLMEK İÇİN YARIŞTI

KONYA'DAN MUHTEŞEM AY MANZARALARI

24

GÜVENLİ ATIŞ İÇİN: POLİGON

KONYASPOR BAŞKANI SAHİPSİZLİKTEN ŞİKAYETÇİ

Konyaspor Kulüp Başkanı Bahattin Karapınar, şehrin takımına karşı ilgisizliği karşısında rahat hareket eden hakemlerin 26 maçlık seride 12 puan kaybı yaşamalarına neden olduğunu ileri sürdü. Konyaspor kulüp binasında düzenlediği basın toplantısında konuşan Bahattin Karapınar, yayıncı kuruluşun oynadıkları maçlardan sonra belirlediği hakem hatalarının değerlendirildiğinde ne tür haksızlıklarla karşı karşıya kaldıklarının görülebileceğini ifade ederek, "Kılı kırk yararak bütün maçları teknik ekip ve menajerimizle bir daha değerlendirdik. Spor Toto Süper Lig'in haftasına kadar net 12 puan kaybımız oldu. Geçen hafta sonu iç sahada oynadığımız Medical Park Antalyaspor maçında dünya futbol tarihinde görülmemiş bir olayı yaşadık. Arka arkaya 2 gol ve 3 penaltının verilmediği bir maç hatırlayan var mı bilmiyorum. Maçta hakem Abdullah Yılmaz'a, Allah arka arkaya yaptığı hataları örtecek büyük şanslar verdi, hiçbirini kullanamadı. Hafta sonu oynanan Konyaspor - Antalyaspor maçının futbol adına yorumlanacak neresi var. Bunları yetkili kurullarla görüşüyoruz, hepsi hatalarını kabul ediyor" dedi.


İNŞAAT DEKORASYON

25


KISA HABERLER ABD'Lİ ÖĞRENCİLERDEN KONYA'DA AK PARTİ'YE ZİYARET

HAZAL KAYA VE GÜLSEN TUNCER KULESİTE’DEYDİ

Adese sponsorluğunda düzenlenen, “Selçuk Üniversitesi Kısa-ca Film Festivali” kapsamında Konya’ya gelen ünlü oyuncular Hazal Kaya ve Gülsen Tuncer, 31 Mart Perşembe günü Kulesite’de sevenleriyle keyifli bir sohbet toplantısı yaptı. Bir dönem ekranlarda fenomen haline gelen Aşk-ı Memnu dizisinde birlikte oynayan Hazal Kaya (Nihal) ve Gülsen Tuncer’e (Arsen Hala) ilgi çok büyüktü. Özellikle gençlerin yoğun ilgi gösterdiği sohbet sırasında, katılımcılardan gelen soruları cevaplayan Hazal Kaya ve Gülsen Tuncer, etkinlik sonrasında sevenleriyle bol bol fotoğraf çektirdi. Konya’yla arasında bir gönül bağı olduğunu dile getiren Hazal Kaya; “Konya doğumlu olduğum için bu şehrin bendeki değeri çok büyük” dedi. Selçuk Üniversitesi’nin her sene düzenlediği Kısa-ca Film Festivali’ne dikkat çeken Gülsen Tuncer ise; “Üniversiteli gençlerin sanatla ilgilenmesi beni çok mutlu ediyor. Bu sene ’si düzenlenen festivale katılmış olmaktan büyük mutluluk duyuyorum” dedi.

Türkiye gezi programları kapsamında Amerika Birleşik Devletleri'nden (ABD) Konya'ya gelen 12 öğrenci, AK Parti Konya İl Başkanlığı'nı ziyaret etti. İl Başkan Yardımcısı Ertuğrul Uslu ve Yusuf Uçar tarafından karşılanan öğrenciler, Türkiye gündemiyle ilgili merak ettikleri sorular hakkında bilgiler aldı. Öğrencilerin ziyareti nedeniyle çok mutlu olduğunu belirten Ertuğrul Uslu, AK Parti'nin 8 yıl içinde çok şeyi başardığını ve Türkiye'ye büyük itibar kazandırdıklarını belirterek, "Türkiye, içerde ve dışarıdaki politikası ile önemli başarılar kazandı. Bu, bölgenin ve tüm dünyanın Türkiye'ye olan bakış açısını değiştirdi. Türkiye artık bölge ülkeleri için model durumuna geldi. Ortadoğu'daki olayları yakından takip ediyoruz. Bu yöndeki çabalarımız artarak sürüyor. Amacımız, ülke olarak barışa ve huzura bir katkıda bulunmak" dedi. Ziyaret sonunda Ertuğrul Uslu tarafından öğrencilere hediyeler verildi.

AKINSOFT KURULUŞ YILINI KUTLUYOR

Yazılım firması Akınsoft kuruluş yıldönümünü düzenleyeceği etkinlikle kutlayacak. 12 Nisan yılında kurulan Akınsoft, kuruluşunun yılını Konya’daki genel merkez binası önünde Cash Flow, Cüneyt Tek, Düş Sokağı Sakinleri ve Ogün Sanlısoy konserleriyle kutlayacak. Sektörel Paket Programları, Ticari Otomasyon Sistemleri, Web Tabanlı Programlar ve ERP Çözümleri ile yazılım sektöründe faaliyet gösteren Akınsoft, programlık arşivi, 12 ülkede 2 bin çözüm ortağı yapılanmasıyla müşterilerine kaliteli hizmet ulaştırmak için 16 yıldır çalışıyor. Hiçbir sermaye desteği almadan kendi öz sermayesi ile kurulan ve yapılanmasını bu şekilde devam ettiren firma, yılında yapay zeka ile çalışan robotların seri üretimine başlamayı hedefliyor. Sektöründe insan hayatını kolaylaştırmayı ve alternatif çözümler üretmeyi hedefleyerek, müşterilerine iş gücü ve zaman avantajı kazandıran Akınsoft, 16 yıldır yürüttüğü ticari çalışmalar dışında, başta Konya olmak üzere Türkiye’nin diğer illerindeki üniversitelerde eğitim seminerleri ve sempozyumlar düzenleyerek üniversiteli gençleri iş hayatına hazırlıyor. Bu yıl kuruluşunun yılını kutlayan firma ücretsiz konserlerle vize haftası öncesi Konya’da eğitim gören öğrencileri sınav stresinden uzaklaştırmayı ve eğlendirmeyi amaçlıyor. 12 Nisan akşamı Konya’daki genel merkez binası önünde saat ’de başlayacak konserin sunuculuğunu aslen Konyalı olan, yılında katıldığı "Var Mısın Yok Musun" isimli yarışma ile ekranlarda tanınan Mevlüt Acaroğlu yapacak.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ BÜYÜK ORGANİZASYONA HAZIRLANIYOR

Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu Başkanlığı’nın her yıl farklı bir üniversitede düzenlediği Türkiye Koçfest Üniversite Spor Oyunları’nın 8’incisi Selçuk Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Mayıs tarihleri arasında Konya’da gerçekleştirilecek. 73 üniversiteden 4 bin ’e yakın sporcunun katılması beklenen etkinlik öncesi hazırlıklar tamamlanma aşamasına geldi. Selçuk Üniversitesi Sağlık-Kültür ve Spor Daire Başkanlığı bünyesinde organizasyonun içeriği ile ilgili değerlendirme yapmak üzere toplantı düzenlendi. Toplantıya Konya Vali Yardımcısı Tayyar Şaşmaz, Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Kemal Tamer, Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdür Vekili Prof. Dr. Nuri Yavru, Selçuk Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı Üzeyir Durmuş, Koçfest yetkilileri ve organizasyonda görev alacak üst düzey yetkililer katıldı. Konya Vali Yardımcısı Tayyar Şaşmaz, organizasyonun eksiksiz düzenlenmesi için yerel yönetimlerin işbirliği halinde çalışması gerektiğine vurgu yaparak, Konya Valiliği’nin bu konuda her türlü desteği vereceğini ifade etti.

26

KONYA VİZYON • NİSAN

KONYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ'NDEN 77 BİN ÖĞRENCİYE KURS, 66 BİN ÖĞRENCİYE YARDIM

Konya Büyükşehir Belediyesi, son 7 yılda KOMEK'te 77 bin öğrenciye kurs verirken; 66 bin öğrenciye de eğitim yardımında bulundu. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, ülkenin geleceği olan çocuklara ve insana yapılan yatırımın en değerli yatırım olduğu düşüncesiyle 7 yılda önemli çalışmalara imza attıklarını söyledi. yılında yeniden yapılandırdıkları Meslek Edindirme Kursları'nın (KOMEK) şu anda 'den fazla branşta 18 kurs merkezinde hizmet verdiğini hatırlatan Başkan Akyürek, bu süreçte 77 bin kişiye kurs verdiklerini ifade etti. KOMEK'in Türkiye'deki en önemli 3 meslek edindirme kurs markasından biri olduğunu vurgulayan Başkan Akyürek, merkezin branş sayısı, verimlilik, eğitim kalitesi ve üretilen eserlerde Türkiye'ye örnek olduğunu belirtti. KOMEK'in Makedonya ve Bosna Hersek'teki merkezleri ile uluslararası alanda da bir eğitim markası haline geldiğini kaydeden Başkan Akyürek, bu merkezlerin ülkemizin tanıtımının yanında ülkeler arası ilişkilere de katkı yaptığını söyledi. Sosyal belediyecilik alanındaki çalışmalara büyük önem verdiklerini kaydeden Başkan Akyürek, ilköğretim birinci sınıftan üniversiteye kadar öğrencileri desteklerini ifade etti.


İNŞAAT DEKORASYON

27


KISA HABERLER KONYA'DA KÜTÜPHANELER HAFTASI ETKİNLİKLERİ

Kütüphaneler Haftası Konya'da kutlanmaya başlandı. Etkinlikler İl Halk Kütüphanesi'nde düzenlenen programla başladı. Programa Konya Vali Yardımcısı Bekir Kaya, Konya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Haşmet Okur, İl Kültür ve Turizm Müdürü Mustafa Çıpan ile davetliler ve öğrenciler katıldı. Programda konuşan İl Kültür ve Turizm Müdürü Mustafa Çıpan, Kütüphaneler Haftası nedeniyle Konya'da 1 hafta boyunca çeşitli etkinlikler düzenleneceğini belirterek, "İlk emri 'Oku' olan bir inanca inanan insanlar olarak okumanın önemini ve değerini bilmemiz şart. Bu kapsamda kütüphaneleri çok iyi değerlendirmemiz ve hem bulunduğumuz bölgede, hem de evimizde kütüphaneler oluşturmamız şart. Ayrıca biz büyükler okuyarak küçüklere iyi birer örnek olmalı ve okumanın zevkini hem kendimiz, hem de çocuklarımıza hissettirmeliyiz" dedi.

YENİLENEN YÜZÜ İLE DİYAMER MÜŞTERİLERİNE KOMPLEKS BİR HİZMET SUNUYOR

Ahmet Gürapaydın ve ekibi Meram Yeni Yolda… Diyamer spor salonu, funduszeue.infoş yılında modern binasıyla Meram Yeni Yol Domino’s pizza sokağında hizmete açıldı. Bire bir spor eğitimi, fizyoterapist yönetiminde egzersiz ve uzman diyetisyen Ahmet Gürapaydın yönetiminde sağlıklı zayıflama seçenekleriyle Diyamer spor, farklı uygulamalarıyla fark yaratmaya devam ediyor. Hamilelikte egzersiz, bebek jimnastiği, bel ve boyun ağrılarında bantlama yöntemi, refleksoloji uygulamalarıyla kabızlık tedavisi, reformer pilates ve duruş bozuklukları ve kamburlukta egzersiz gibi uygulamalarıyla Diyamer; sporun, insan sağlığına olan faydalarını maksimal düzeyde gösteriyor. 10 dk’da sıkılaştıran, 8dk da 1 saatlik egzersiz yaptırabilen cihazlarıyla kilo verme ve vücut şekillendirmede bir numara olan Diyamer, estetik açıdan da sizlere faydalı olabilecek bir merkez. Diyamer, Diyet Cafe’si ile farklı diyet lezzetlerini tada bileceğiniz, hoş mekânıyla dostlarınızla birlikte nitelikli zaman geçirebileceğiniz bir mekân.

CEMO AİLESİNİN MUTLU GÜNÜ

Gökhan Karamercan ve Gülçin Türlü dünya evine girdi. Konya’nın tanınmış ailelerinden, Cemo Restaurant’ın sahibi Mustafa Karamercan’ın oğlu Gökhan ve Türlü ailesinin biricik kızları Gülçin, Dedeman Hotel’de düzenlenen muhteşem bir düğün töreni ile dünya evine girdiler. Nikâhı Karaman Belediye Başkanı Kamil Uğurlu’nun kıydığı törene, Konya’nın tanınmış simaları katıldı. Konya Vizyon Dergisi olarak çifte bir ömür mutluluklar dileriz.

28

KONYA VİZYON • NİSAN

ZEHİRLENENLERE ÖZEL SERVİS

Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi bünyesinde zehirlenme vakalarına daha etkin müdahale için Toksikoloji Yoğun Bakım Servisi kuruldu. Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Acil Servis Sorumlusu Dr. Ramazan Köylü, her türlü zehirlenme şüphesi görülen günde ortalama 3 hastanın hastanelerine getirildiğini söyledi. Hasta sayısının artması üzerine Acil Servis'e gelen zehirlenme vakaları için ayrı bir servis kurmak istediklerini belirten Dr. Ramazan Köylü, "Toksikoloji Yoğun Bakım Servisi'nde görev yapacak ekibi özel olarak seçtik. Personeli toksikoloji kursuna gönderdik. Bundan sonra zehirlenme vakalarını ayrıca takip edebileceğimiz bir servisimiz oldu. 6 yataklık serviste 1 klinik şefi başkanlığında 5 uzman hekim, 10 acil tıp uzmanı ve 10 yardımcı sağlık personeli çalışıyor" dedi. Başhekim Yardımcısı Dr. Köylü, sadece zehirlenme vakalarına müdahale edecek Türkiye'deki hiçbir hastanenin Acil Servisinde ayrı bir servis bulunmadığını, bu tür vakaların karma yoğun bakım ya da genel yoğun bakım servislerinde takip edildiğini dile getirdi.

ÜLGEN MODA GELİNLİK MODASINA YÖN VERİYOR

Havaların ısınması ile düğün sektörünün hareketlenmesi pek çok firmayı harekete geçirdi. Ülgen Moda elit koncept’i ile düğün gününüzü özel kılmak için tüm yenilikleri takip ederek en özelini sizlere sunmakta. Hayallerinizdeki gelinliğin, damatlığın ve abiyenin yanı sıra ihtiyaç duyacağınız tüm aksesuarları da burada bulabilirsiniz. Hizmette sınır tanımayan firma bünyesindeki kuaför salonu ve fotoğraf studio’su ile değerli anlarınızı unutulmaz kılacaktır. Sezona yepyeni ve özel ürünlerle Konyalı gelinlerin beğenisini kazanmaya hazır olan Ülgen Modaya uğramadan evlenmeyin. Özel tasarımlara Ülgen Moda ile ulaşın.

38 ÜLKEDEN YÜZLERCE ÇOCUK 23 NİSAN İÇİN TÜRKİYE'DE BULUŞACAK

Türk Telekom ana sponsorluğunda gerçekleşen TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenlikleri 38 ülkenin katılımıyla 25 Nisan tarihleri arasında düzenleniyor. Bursa'nın ev sahipliği yapacağı şenliklere, Funda Arar, Atiye ve Yüksek Sadakat konserleri ile renk katacak. Türkiye’nin öncü iletişim ve yakınsama teknolojileri şirketi Türk Telekom, TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenlikleri’ne bu yıl dördüncü kez destek veriyor. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenlikleri 16 - 25 Nisan tarihleri arasında Bursa’da gerçekleştiriliyor. Bu yıl şenliklere 38 ülkeden çocuk katılıyor. Çocuklara bu yıl da coşkulu ve unutulmayacak bir şenlik yaşatmak için tüm hazırlıklarını tamamlayan Türk Telekom, yılından bu yana aralıksız olarak düzenlenen, TRT 23 Nisan Uluslararası Çocuk Şenlikleri’nin bu yıl 4. kez ana sponsoruluğunu üstleniyor. 19 Nisan Salı günü, Bursa Kent Meydanı AVM’de ülke gösterilerinin yanı sıra Funda Arar konseri gerçekleştirilecek. 20 Nisan’daki Ankara ziyaretinin ardından, 21 Nisan Perşembe günü, Bursaspor Merinos Stadyumu’nda “Ünlüler- Dünya Çocukları Futbol Karşılaşması” düzenlenecek.


RIXOS KONYA OLARAK MART AYI YÜKSEK DOLULUKLAR VE BAŞARILI OPERASYONLARLA GERİDE KALDI

Birçok toplantı ve fuar organizasyonlarına yine ev sahipliği yapan Rixos Hotel Mart Tarihlerinde Selçuk Ecza Deposu ve As Ecza Deposu Tarafindan Konya Rixos Hotel'de "Itriyat Satiş Etkinliği " Organizasyonu. Konya’da funduszeue.info gerçekleşen Itriyat fuarı Konya ve çevre illerdeki eczacılarını çok geniş bir itriyat ürünleri yelpazesi ile buluşturdu. 27 Mart İeft Yurtdişi Egitim Fuari; Yaklaşık 10 yıldır devam eden Ieft Yurtdişi Eğitim Fuarlari, sadece Türkiye’nin değil Avrupa ve Orta-Doğu’nun en büyük ve kapsamlı Yurtdışı Eğitim Fuarı olmuştur. 31 Mart - 03 Nisan Pediatrik Nöroşirürji Sempozyumu Doç. Dr. Hakan Karabağlı’nın ev sahipliğinde 31 Mart - 3 Nisan tarihleri arasında Konya Rixos Otel’de gerçekleşti. Tüm Türkiye’den katılan Pediatrik Nöroşirurji Öğretim ve Eğitim Grubunun periyodik kursunda ‘‘Tümörler ve Epilepsi’’ konusu işlendi. Mart ayı içerisinde Konya’nın en büyük fuarlarından biri olan Tüyap Tarım fuarınada ev sahipliği yaptı. 21 Mart tarihlerinde gerçekleşen bu özel organizasyonda Konya dışından gelen birçok firmaya ev sahipliği yapan Rixos Hotel, aynı zamanda fuar resmi oteli olarak Tüyap alanında “Hümayun Restaurant” ile faliyet gösterdi. Rixos Konya Satış Müdürü Selçuk Kazan, Rixos Hotels olarak misafirlerinin en iyi hizmeti almalarını sağlamak ve onlara profesyonel bir ortam sunmak için büyük hassasiyeti gösterdiklerini. Konusunda uzman Banket Satış ve Operasyon ekipleri ile organizasyonların en iyi şekilde gerçekleşmesi için her zaman yüksek performans gösterdiklerini belirtti. İş dünyasına farklı bir soluk getiren Rixos Konya’da küçük çaptaki kutlamalardan konferans ve önemli toplantılara kadar her türlü etkinliğe mekânlar yaratıyor. Toplantının konusu, süresi ve katılımcı sayısı ne olursa olsun; teknoloji ve konforun birleştiği salonlarından biri, beklentilerinizi mutlaka karşılayacaktır. Ayrıcalıklar sunmak, fark yaratmak Rixos Konya’nın geleneğidir.

UYARARSLAN OTOMOTİV PEUGEOT ’İ KONYA’NIN BEĞENİSİNE SUNDU

Peugeot yılında Türkiye’de % 37 oranında bir gelişme ile bin adet satış rakamına ulaşmıştır. Türkiye otomotiv pazarında Peugeot %43 oranında bir artış göstererek 43 bin adet satış gerçekleştirdi. Ortaya çıkan sonuçlara göre Peugeot, satışlarını son üç yılda tam iki katına çıkarmış oldu. Bu başarıları kalıcı kılmak için Peugeot, ve yılları arasında piyasaya sunulacak 14 yeni model ile iddialı bir ürün stratejisi geliştirdi. Bu yeni ürünlerden biri olan Peugeot , ilk defa mart ayında meraklılarına tanıtıldı. Peugeot marka imajının yeni ifadesi olan , kaliteli, yalın ve çapıcı bir otomobil olarak tasarlandı. Bu imaj yeni nesil e-HDi teknolojisi, prestijli bir tasarım, üst düzey kalite, konfor ve eşsiz sürüş keyfi unsurlarıyla ön plana çıkıyor. Prestijin simgesi Yeni Peugeot , sürücü ve yolculara sunduğu konfora katkıda bulunan yüksek teknolojik donanımlara da dikkat çekiyor. Versiyona göre opsiyon ya da standart olarak sunulan Türkiye haritalı Navigasyon, Renkli Head- up ekranı, Dört bölgeli otomatik klima, akıllı ışık sistemli aktif Xenon farlar,Sürüşe duyarlı yönlendirmeli farlar, Akıllı anahtar, Elektrikli park freni, Sürücü için elektrikli bel masajı, Yol bilgisayarı, ’in özel karakterini daha da güçlendiriyor. Ayrıca Yeni Peugeot , Marka için e-HDi teknolojisi ile yeni nesil STOP&START sisteminin ilk kez kullanıldığı model oldu. Bu sistem sayesinde şehir içinde %15’e varan yakıt tüketimi sağlanıyor.

NEFES GELİŞİM AKADEMİSİ AÇILDI

Nefes Gelişim Akademisi tarihinde Konya’da hizmete girdi. Kaliteli hizmet anlayışı ile açılan merkez bireysel ve grupla psikolojik danışmanlık hizmeti(çocuk, ergen, genç ve erişkin)’nin yanı sıra kurumsal danışmanlık hizmeti, eğitim danışmanlığı, kariyer danışmanlığı, aile danışmanlığı, konferans organizasyonu ve diksiyon eğitimi gerçekleştiriyor. Nefes Gelişim Akademisi bünyesinde; Uzman Psikolojik Danışman Nilgün OTTEKİN, Psikolog Fatma GÜLLÜOĞLU, Dr. Psikolojik Danışman Barbaros YALÇIN tarafından danışmanlık hizmetleri veriliyor. Ayrıca İstanbul ve Ankara’dan konusunda uzman pek çok çözüm ortağı merkeze hizmet kalitesini arttırma adına destek veriyor. Nefes Gelişim Akademisi Konya’da büyük bir eksikliği tamamlayacak. Nefes Gelişim Akademisinden bilgi almak ve ön görüşme yapmak için geç kalmayın. Merkez Adres: Aşkan Mahallesi Gökçeli sokak (Konevi Kültür merkezi yanı ) İrtibat Tel: 0 13 43 Web adresi: funduszeue.info

29


KISA HABERLER AMERİKAN KÜLTÜR DERNEĞİ YURTDIŞI EĞİTİM FUARI'NDA

Yurtdışında Eğitim görmek isteyen öğrencileri bilgilendirmek amacıyla düzenlenen Yurtdışı Eğitimi Fuarı’na bu yıl Rıxos Konya ev sahipliği yaptı. Yoğun ilginin olduğu fuara EF LANGAUGE CENTER’ın Konya Temsilcisi olan AMERİKAN KÜLTÜR DERNEĞİ® de EF yetkilisi Murat AYVAZ ile birlikte katıldı. Öğrencilere yurtdışındaki dil okulları ve üniversiteler hakkında bilgi verildi. Katılımcılarının çoğu üniversite öğrencisi olan fuar öğrencileri yurtdışında yaşam, kampüs hayatı, kültürler arası iletişim vb konularda bilgilendirdi.

TARİHE GİDEN YOLA BAKANLIK DESTEĞİ

Konya’nın Beyşehir ilçesine bağlı Gölyaka Beldesinde bulunan tarihi Kubadabad Saraylarına giden 2 kilometrelik yol, toz ve topraktan kurtarılarak özel taş döşenecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kubadabad Saraylarına giden yol için yaklaşık bin liralık ödenek tahsis etti. Bakanlık tarafından ayrılan ödeneğin Beyşehir Köylere Hizmet Götürme Birliği hesabına aktarıldığını belirten Konya İl Genel Meclisi Daimi Encümen Üyesi Savaş Yılmaz, bu parayla sözü edilen 2 kilometrelik yola özel Bergama taşları döşeneceğini söyledi. Gölyaka belde merkezinden tarihi mekana ulaşımı sağlayan yolun bugüne kadar atıl vaziyette olduğunu ve ziyaretçilerin yazın toz, kışın çamurdan dolayı sıkıntı yaşadığını dile getiren Yılmaz, “Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay’ın Kubadaday Sarayları ziyaretinde söz verdiği ödenekle bu yola neşter vurulmuş olacak. Bu yolun yapımı için önümüzdeki günlerde ihale süreci başlayacak. Ardından yaz girmeden çalışmalara başlanacak” dedi.

ÇOCUKLAR MEYVE FİDANI DİKTİ

Konya'da, Çocukların Meyve Bahçeleri projesi kapsamında oluşturulan bahçeye öğrenciler meyve fidanı dikti. Coca-Cola Hayata Artı Vakfı, Cappy, Ankara Üniversitesi AKÇAM ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile başlatılan "Çocukların Meyve Bahçeleri" projesinin ikinci durağı Konya'da, Orgeneral Cemal Tural İlköğretim Okulu'nda törenle meyve bahçesi oluşturuldu. Bahçede fidan dikimi için yapılan törene İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Seyit Ali Büyük, Meram İlçe Milli Eğitim Müdürü Ali Üstünel, okul müdürü Osman Terzi, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Okul müdürü Osman Terzi, bu projeyle çocukların evlerinde tükettikleri meyvelerin nasıl evlerine kadar geldiğini birebir görme şansı elde edeceğini belirterek, bu deneyimin çocuklar açısından çok güzel ve örnek bir uygulama olduğunu söyledi.

30

KONYA VİZYON • NİSAN

ÖZEL KONYA ANIT HASTANESİNE KALİTE BELGESİ

Özel Konya Anıt Hastanesine, Türk Standardları Enstitüsü (TSE) 2 kalite belgesi verirken, Sağlık Bakanlığı da 'Bebek Dostu Hastane' seçti. Belge takdim töreninde konuşan Özel Konya Anıt Hastanesi Sağlık Grup Başkanı Op. Dr. Cemil Er, 6 yıl önce çıktıkları yolda sağlam adımlarla ilerlediklerini söyledi. Verdikleri hizmetin kalitesini artırmak için çalıştıklarını kaydeden Cemil Er, “Mütevazı bir yola çıktık. Çok güzel mutluluklar paylaştık, binlerce insanı şifaya kavuşturduk. Bunun mutluluğunu ancak hekim olanlar anlar. Bu kadar yoğun hizmeti en kaliteli hale getirmek istedik. Hizmet kalite birimi oluşturduk. Bu birim gecesini gündüzüne kattı ve yaptığımız işi nasıl standardize ederiz buna uğraştı” dedi. Konya Vali Yardımcısı Tayyar Şaşmaz da, birçok özel hastanenin hizmet verdiği Konya'da ilk kez bu alanda kalite belgesi almanın önemli olduğunu söyledi. TSE-İSG İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi, Ç-E TSE-İSO-EN Çevre Yönetim Sistemi ve Bebek Dostu Hastane belgesini, Özel Konya Anıt Hastanesi Sağlık Grup Başkanı Op. Dr. Cemil Er'e, Konya Vali Yardımcısı Tayyar Şaşmaz, İl Sağlık Müdürü Hasan Küçükkendirci ve TSE Belgelendirme Müdürü Fatih Sağdıç verdi.

KISA-CA FİLM FESTİVALİ SONA ERDİ

Selçuk Üniversitesi (SÜ) İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen Uluslararası Kısa-ca Film Festivali ödül töreniyle sona erdi. Törene Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Dinçer Bedük ve eşi Yrd. Doç. Dr. Saadet Bedük, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haluk Hadi Sümer ve eşi Yrd. Doç. Sema Sümer, jüri üyeleri, sanatçılar, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. 2 gün süren festival çerçevesinde Türkiye'nin ve dünya'nın dört bir yanından gönderilen kısa film, aralarında oyuncular Gülsen Tuncer, Hazal Kaya, Volga Sorgu, Mustafa Uzunyılmaz, yönetmen Savaş Karakaş gibi ünlü sanatçı ve akademisyenlerin de bulunduğu jüri tarafından değerlendirildi. Jüri üyeleri adına konuşan Oyuncu Gülsen Tuncer, verilecek ödüllerin çok anlamlı olduğunu söyledi. Tuncer, "Jürideki tüm arkadaşlarımla birlikte 2 gün boyunca adeta bir bahar rüzgarına kapıldık. Burada bulunan genç sinemacı arkadaşlarımızla bir araya gelmek, çeşitli söyleşilerle deneyimlerimizi paylaşmak bizler için büyük bir mutluluk kaynağıdır. Unutmayın ki, burada verilen ödüller çok anlamlı. Bu festivale filmleriyle katılan birçok arkadaşımız ileride biliyorum ve inanıyorum ki, bizim meslektaşımız olacak. Ben bu ışığı genç sinemacıların gözünde gördüm" diye konuştu.

TÜRKAN SULTAN'IN GÖZYAŞLARI

Ünlü sinema sanatçısı Türkan Şoray, Konya'da katıldığı film festivali açılışında gözyaşlarını tutamadı. Selçuk Üniversitesi (SÜ) İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen Uluslararası Kısa-ca Öğrenci Filmleri Festivali, açılış töreniyle başladı. SÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde düzenlenen törene Konya Valisi Aydın Nezih Doğan, SÜ Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haluk Hadi Sümer, ünlü sinema sanatçısı Türkan Şoray ile oyuncu Hazal Kaya, davetliler ile çok sayıda öğrenci katıldı. Tören öncesi Türkan Şoray'ın fotoğraf ve görüntüsünü almak isteyen öğrenciler, küçük çaplı izdihama neden oldu. Gecede Onur Ödülü alacak olan Türkan Şoray'ın filmlerinden hazırlanan sinevizyon gösterimi yapıldı. Ödül takdiminin ardından Şoray'a, kendisinin hayranı bir öğretim üyesi tarafından resmedilen "Sultan" isimli portre hediye edildi. Öğrencilere seslenen Türkan Şoray, gösterilen ilgi ve sevginin kendisini çok mutlu ettiğini belirtirken gözyaşlarını tutamadı. Kültür Merkezi Sergi Salonu'nda düzenlenen Türkan Şoray Film Afişleri sergisinin açılışını yapan ünlü sanatçı, bazı afişleri de imzalamayı ihmal etmedi.


İNŞAAT DEKORASYON

31


KISA HABERLER KARATAY BELEDİYESİ'NDEN 75 OKULA SPOR MALZEMESİ DAĞITIMI

Konya'nın merkez Karatay İlçe Belediyesi, ilçe genelinde tüm ilk ve orta dereceli okullara spor malzemesi dağıtıyor. Karatay Belediyesi'nce 23 Nisan İlköğretim Okulunda gerçekleştirilen spor malzemesi dağıtım törenine Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli, AK Parti İl Başkan Vekili Hasan Hüseyin Karapınar, AK Parti Karatay İlçe Başkanı Ömer Ünal, Karatay İlçe Milli Eğitim Müdürü Ali Ergun, belde belediye başkanları, mahalle muhtarları, okul müdürleri ve çok sayıda davetli katıldı. Törende ilk olarak söz alan 23 Nisan İlköğretim Okulu Müdürü Ahmet Gülbudak Karatay Belediyesi'nin her zaman okullarla iç içe olduğunu manevi ve iş gücü olarak da sürekli desteğini eksik etmediğini ifade ederek, yapılan spor malzemesi yardımlarından dolayı okul müdürleri adına Başkan Mehmet Hançerli'ye teşekkür etti. Karatay İlçe Milli Eğitim Müdürü Ali Ergun ise, Karatay Belediyesi'nin okullara yaptığı çalışmaların takdire şayan olduğunu belirterek, bugüne dek Karatay ilçesine 12 okula ek derslik ve biri 24 derslikli olmak üzere 3 adet de okul kazandırarak vermiş olduğu desteklerle her zaman eğitimin yanında olduğunu dile getirdi.

SELÇUKLU'DA YAŞAM KALİTESİ YÜKSELİYOR

Konya'nın merkez Selçuklu İlçe Belediyesi tarafından Sancak Mahallesi'ne yapılacak olan spor salonunun temeli düzenlenen törenle atıldı. Törene Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, AK Parti İl Başkanı Ahmet Sorgun, Selçuklu Kaymakamı Ali Rıza Çalışır, Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli, İl Müftüsü Şükrü Özbuğday, Selçuklu İlçe Emniyet Müdürü Yüksel Yılmaz, AK Parti il ve ilçe yöneticileri, İl Genel Meclisi üyeleri, Belediye Meclis üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı. Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Selçuklu'da yaşam kalitesini artıracak çalışmalar yapmaya devam ettiklerini belirterek, "Çalışmalar kapsamında gerçekleştirdiğimiz spor salonları, emekli ve hanımlar lokali ve muhtar ofislerinin mimari yapısıyla şehrin dokusuna renk katacak özelliklerde olmasına özen gösteriyoruz. Sancak Spor Salonu'muzu kısa sürede tamamlayarak hizmete açmayı planlıyoruz. Hemşehrilerimizin sağlıklı yaşamasına önemli katkı sağlayacak olan bu tesis, öğrencilerimizin de hizmetinde olacak” dedi. Gençlik ve Spor İl Müdürü Muhittin Yıldız da, Konya'da spor tesisi sayısının hızla arttığını belirterek, "Şehrimizde birçok uluslararası organizasyona ev sahipliği yaptık. Bütün bu gelişmeler belediyelerin gayretli çalışmaları ve hizmetin her alanında olmalarının bir sonucu. Gençlerimize bu güzel tesisleri kazandıran Selçuklu Belediye Başkanına tüm gençlerimiz adına teşekkür ediyor ve hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Selçuklu Kaymakamı Ali Rıza Çalışır ise, “Yine güzel bir hizmetin temel atma töreninde birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Temel atma programı olmasına rağmen aslında yeni bir hizmetin açılışında olduğumuzu da söyleyebiliriz. Çünkü temelini attığımız tesisler kısa sürede tamamlanarak hizmet vermeye başlıyor. Bu bakımdan bu çalışmaları gerçekleştiren Belediye Başkanımızı kutluyorum ve tesisimizin hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

32

KONYA VİZYON • NİSAN

MERAM'DA BİN FİDAN TOPRAKLA BULUŞTU

Konya'nın merkez Meram İlçe Belediyesi ve Bahar Derneği tarafından "Her Şehide Bir Fidan" kampanyası kapsamında Antalya Çevre Yolu üzerinde bin adet fidan toprakla buluşturuldu. Fidan dikim törenine katılan Meram Belediye Başkanı Serdar Kalaycı, ilçelerinin yeşil dokusunu korumak ve güçlendirmek adına çalışmalarda bulunduklarını belirterek, "Daha önce gerek TEMA Vakfı gerekse farklı sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte on binlerce fidanı toprakla buluşturduk. Bugün de belediyemiz ve Bahar Derneği işbirliğiyle yaklaşık bin adet fidanı toprakla buluşturuyoruz" dedi.

SELVA’DAN HEDİYE YAĞMURU

Makarna sektörünün yenilikçi markası Selva Gıda’nın puan kampanyası başladı. 15 Mart- 01 Haziran tarihleri arasında, Selva paketlerinin arkasındaki puanlardan ve üzerinde puan toplayan tüketiciler, yapılacak çekilişle 20 süper hediyeden birini kazanma şansını yakalıyor. Selva paketlerinin arkasındaki puanları toplayıp gönderen tüketiciler arasında yapılacak çekilişle 20 kişi büyük hediyelerin sahibi olacak. Selva’nın hediye yağmurunda 5 kişi Samsung LCD TV, 5 kişi Iphone 4 ve 10 kişi Toshiba dizüstü bilgisayarın sahibi olacak. Kampanyaya katılmak için; Selva makarna, buğday unu ve irmik ambalajlarının üzerinde belirlenen kısım ile birlikte ad-soyad-yaş-adres-telefon bilgilerini Selva Gıda P.K 28 KONYA adresine, tarihine kadar göndermek yeterli. Ayrıntılı bilgi funduszeue.info veya funduszeue.info adreslerinde.

KİKAD ÜYELERİNE DUYGU YÖNETİMİ SEMİNERİ

Kısa adı KİKAD olan Konya İş Kadınları Derneği üyelerine duygu yönetimi ve nefesin yaşamsal önemi konularında seminer verildi. Dedeman Konya Otelde gerçekleştirilen toplantıya konuşması olarak katılan Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlisi Ses Eğitimi Uzmanı ve Nefes Terapisti Dr. Rabia Yılmam nefesin yaşamsal önemini anlatırken, RM Yönetim Danışmanlığı Kişisel Gelişim Uzmanı Sezgin Akgün ise duyguların işlevi ve önemi hakkında önemli bilgiler verdi. Seminer sonunda dernek üyeleri konuşmacılara çeşitli sorular yöneltti. KİKAD Başkanı Saime Yardımcı bu tür eğitici seminerlerle üyelerini bilgilendirdiklerini, iş yaşamında bunun tatbikinin de faydalarını gördüklerini söyledi.

SÜ İLETİŞİM FAKÜLTESİ'NDE BASIN FOTOĞRAFLARI SERGİSİ

Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Türkiye Foto Muhabirleri Derneği tarafından düzenlenen TFMD Basın Fotoğrafları Sergisi ziyarete açıldı. SÜ İletişim Fakültesi binası içinde düzenlenen serginin açılışına İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haluk Hadi Sümer, TFMD Başkanı Rıza Özel, yönetim kurulu üyeleri Uğur Kavas, Cem Özdel ile öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Açılış öncesi serginin düzenlenmesindeki katkılarından dolayı Dekan Prof. Dr. Haluk Hadi Sümer tarafından Rıza Özel'e Selçuk Üniversitesi amblemli çini tabak hediye edildi. TFMD Yılı Basın Fotoğrafları Yarışması'nda dereceye giren 40 fotoğrafın yer aldığı sergi 31 Mart'a kadar açık kalacak. Sergi açılışının ardından TFMD Başkanı Rıza Özel ile yönetim kurulu üyeleri Uğur Kavas ve Cem Özdel, öğrencilerle bir araya gelerek foto muhabirliği hakkında sunumlar eşliğinde bilgiler verdi.


İNŞAAT DEKORASYON

33


İNŞAAT DEKORASYON

KONYA DARÜLHADİSLERİ Cumhuriyetten önce değişik ilim dallarının ihtisas seviyesinde öğretildiği eğitim müesseselerine “ihtisas medreseleri” denilmekte idi. Bunlar içinde darülhadis ismiyle anılan medreseler büyük bir öneme sahipti. Darülhadis; “yer, mekân, ev” gibi anlamlara gelen “dâr” ile “hadis” kelimelerinden müteşekkil olup, “hadis okutulan yer” anlamına gelmektedir. Bu eğitim kurumlarına “dârü’s-sünne, dârü’s-sünneti’n-nebeviyye, dârü’s-sünneti’lMuhammediyye” adı da verilmiştir1.

34

KONYA VİZYON • NİSAN Fotoğraf: Eyüp ÖZCAN


Müslüman toplumlarda Kur'an’dan sonra, İslam'ın ikinci ana kaynağı olan "Sünnet" ve bunun sözlü ifadesi olan "Hadis" öğretimi büyük bir önem arz etmektedir. Darülhadis medreselerinde özel olarak, yüksek seviyede hadisler okutulup öğretilmekteydi. Bu öğretim oldukça zor ve ileri seviyede olduğundan darülhadisler, en üst düzeyde medreselerden sayılmıştır2. Anadolu merkezli ilk darülhadis Selçuklu devrinde XIII. yüzyılda Konya’da inşa edilmiş, Osmanlı devrinde de bu yapılar çoğalmaya ve gelişmeye devam etmiştir3. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Konya’da bulunan darülhadisler aşağıda kısaca incelenecektir:

I- SELÇUKLU DÖNEMİ KONYA Tepesi’nin batısında bulunmaktadır. Selçuklu veziri Sahib Ata Fahreddin Ali tarafından DARÜLHADİSLERİ 1) Kadı Hürremşah Darülhadisi Şeyh Sadreddin-i Konevi Mahallesi’nde ve Sadreddin-i Konevi Türbesi yakınında bulunan bu darülhadisi yaptıran Kadı Hürremşah, Konya kadılar kadısı Ebu’l-Meâli Ahmed’in babasıdır. Bu eser maalesef şu an mevcut değildir4. Kadı Hürremşah Darülhadisi sonradan Sadreddin-i Konevi evkafına ilhak etmiştir5. 2) Sahib Ata Darülhadisi Günümüzde İnce Minareli Medrese olarak bilinen Sahib Ata Darülhadisi, Alaeddin

yaptırılmıştır. Kitabesi mevcut olmadığından inşa tarihi konusunda farklı görüşler ileri sürülmüş ise de muhtemelen yılları arasında yapılmıştır. Medresenin darülhadis olarak yapıldığı vakfiyesinden anlaşılmaktadır6. Vâkıfı olan Sahip Ata Fahreddin Ali’nin, II. İzzettin Keykâvus ( ) ile III. Gıyaseddin Keyhüsrev’in ( ) veziri olduğu bilinmektedir. Avlusu kubbe ile örtülü olduğu için “kubbeli medreseler” denilen yapı grubuna girmekte ve en önemli Selçuklu dönemi eserlerinden birini teşkil etmektedir7. Çeşitli zamanlarda tamirat gören medrese, yılından beri “Selçuklular Devri Taş ve Ahşap Müzesi” olarak kullanılmaktadır8.

II- OSMANLI DÖNEMİNDE İNŞA EDİLEN KONYA DARÜLHADİSLERİ

1) Hacı Abdülfettah Çavuş Darülhadis Medresesi Hacı Abdülfettah Çavuş Darülhadis Medresesi, Konya yeniçeri serdarı Hacı Abdülfettah Çavuş, yılında inşa ettirmiştir. 12 oda ve bir dershane olarak Hadis ve Tefsir okutulmak üzere Gevraki Hanı’nın bulunduğu yere yaptırılmıştır. Başlangıçta darülhadis olarak açılan ve uzun bir süre bu adla anılan medrese, XIX. yüzyılda ihtisas medresesi olma özelliğini kaybederek normal medrese haline gelmiştir. Zaman içinde kullanılamayacak derecede harap olan medreseyi, Gevreklili Hacı Abdülkadir Efendi (), yeniden inşa ettirmiş ve buranın müderrisi olmuştur. Medrese, bundan sonra “Gevraki Medresesi” diye anılmaya başlanmıştır9. 2. Han Darülhadisi/Han-ı Cedîd Medresesi Han-ı Cedîd Medresesi 11 Mayıs günü Konya Şer’iye Sicili’ne kaydedilen bir vasiyete göre, Hacı Ali oğlu Hacı Pîr Ali’nin çocukları, Konya’da Alacamescit Mahallesi’nde bulunan iki katlı hanlarının üst katındaki 11 odayı darülhadis haline getirmişlerdir. XVIII. yüzyılda

35


olup, medresenin çeşme ve suyollarının yapım ve onarımı için tahsis edilmiştir. XIX. yüzyılda sıradan medrese haline gelen Saraçzade Abdülkerm Efendi Darülhadisinde, ’de sekiz, ’de 28 öğrenci bulunuyordu. Medrese kapatıldıktan sonra, yılında liraya Kabasakalzade Efendi’ye satılmıştır Sonuç olarak, ihtisas medreselerinin en önemlilerinden biri olan darülhadis medreseleri, yüksek düzeyde “hadis” ilminin okutulup öğretildiği müesseseler olarak faaliyet göstermişlerdir. İslam dünyası ilim hayatında büyük bir öneme sahip olan darülhadis medreseleri, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde de yaygın eğitim kurumları olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Ancak XIX. yüzyılın sonlarına doğru önemlerini kaybedip normal medrese haline gelmişlerdir. İslam’ın Kur’an’dan sonra başvurulacak ikinci ana kaynağı sünnetin sözlü ifade şekli olan hadislerin tetkîki için çok iyi düzeyde Arapça bilmek, ayrıca; belâgat, tefsir, usûl ve diğer şer’î ilimlere de yüksek düzeyde vâkıf olmak gerekmektedir. Bu ihtiyacı karşılayan darülhadisler, Osmanlı’nın son dönemlerine kadar önemini korumuştur. Ancak, zaman içinde işlevini kaybeden darülhadis medreselerinin büyük bir kısmı yapı olarak da korunamamış, pek azı günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Konya darülhadislerinden, Selçuklular döneminde inşa edilen İnce Minareli Medrese bugün halen ayaktadır. 1

hadis ve tefsir okutulan medrese iken, XIX. yüzyılın başlarında bu özelliğini kaybederek normal medrese haline gelmiştir XIX. yüzyılın ortalarında medreseler arasında adı geçmeyen Han Darülhadisi’nin ortadan kalkma sebebi bilinmemektedir 3. Musahib Mustafa Paşa/Şeyh Ahmed Efendi Darülhadis Medresesi Şeyh Ahmed Efendi tarafından Musahip Mustafa Paşa adına yılında inşa ettirilmiştir. Vâkıfından dolayı bazen Musahip Mustafa Paşa, ilk mütevellisinden dolayı ise, Şeyh Ahmed Efendi Darülhadisi olarak geçmektedir. Son dönemlerde Taşkapu Medresesi denildiği belgelerden anlaşılmaktadır. İki katlı ve han tipinde yapılan darülhadis, 14 oda ve bir dershaneden meydana gelmekte idi. ’ten sonra “Taşhan” adıyla iş hanı, at arabaları garajı olarak kullanılmıştır. XVII. yüzyıl medrese binasının Konya’daki tek örneği iken, ’de Büyükşehir Bele-

36

KONYA VİZYON • NİSAN

diyesi tarafından yol açmak için tamamen ortadan kaldırılmıştır 4. Saraçzade Abdülkerim Efendi Darülhadis Medresesi Saraçzade Abdülkerim Efendi Darülhadis Medresesi, Fakih Dede Mahallesi Yunusoğlu Sokağı’nda bulunmakta idi. Konya Kazası Naibi Saraçzade Abdülkerim Efendi tarafından ’de, “Hadis” ilmi okutulmak üzere inşa ettirildi. Sağlığında müderrisliğini Abdülkerim Efendi’nin yaptığı darülhadis, 13 oda ve bir dershaneden meydana geliyordu. Onun ’de ölümü üzerine, yerine büyük oğlu Abdullah müderris olarak atandı. Eğitim-öğretimin düzenli yürütülmesi için vakıflar tahsis edilen medresede okuyan öğrencilere, okudukları Kur’an’dan cüz karşılığı günde ikişer akçe ücret veriliyordu. Sonradan ilave edilmiş vakıfları da vardı. Bunlardan iki bin kuruşluk paranın kârı Hacce Hatice Hanım’a ait

Nebi BOZKURT, "Dârülhadis", Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, (Kısaltma: DİA), VIII., İstanbul , s. 2 Yahya AKYÜZ, Türk Eğitim Tarihi, Ankara , s 3 M. Baha TANMAN, "Darülhadis", DİA, VIII., s 4 Muammer GÜL, Atilla Bayram, Oğuzhan Hakkoymaz, Selçuklu’dan Günümüze Konya’nın Sosyo-Politik Yapısı, Konya , s 5 İbrahim Hakkı KONYALI, Âbideleri ve Kitabeleri ile Konya Tarihi, Konya , s. 6 Ali YILDIRIM, “Darülhadis”, DİA,VIII., s. 7 TANMAN, aynı madde, s. 8 GÜL ve diğerleri, aynı eser, s. 9 Yusuf KÜÇÜKDAĞ, “Konya’da Osmanlı Dönemi’nde İnşa Edilen Medreseler”, Konya Şehri’nin Fizikî ve Sosyo-Ekonomik Yapısı , Makaleler, I., Konya , s 10 GÜL ve diğerleri, aynı yer. 11 KÜÇÜKDAĞ, aynı makale, s 12 GÜL ve diğerleri, aynı eser. s 13 KÜÇÜKDAĞ, aynı makale, s

Fatma Nur ÖZOĞUL


İNŞAAT DEKORASYON

37


EKONOMİ

TÜRKİYE OTOMOBİLİNİ ÜRETEBİLİR "ARTIK YERLİ OTOMOBİLİMİZİ ÜRETELİM. İŞTE BABALAR BURADA. BİRARAYA MI GELİRSİNİZ KENDİNİZ Mİ YAPARSINIZ AMA YAPALIM ARTIK" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Otomotiv Sanayicilerine seslenişi bu şekilde oldu. Peki, konu ile ilgili neler yapıldı? Kimler bu fikrin üzerinde durdu destek verdi, kimler çekimser kaldı? Öncelikle Türk Otomotiv Sektörünün geldiği noktaya bir bakalım. ’larda Devrimle başlayan Türk otomobili yaratma sevdamız o günden bugüne gelişerek ve yenilikleri takip ederek uzun ve oldukça geniş bir yolu dev adımlarla kat etmiştir. Türkiye’deki otomotiv sanayi, ’lı yıllardan bu yana AB otomotiv sektörü ile bağlantı halinde çalışmalarını sürdürmektedir. yılında Devrim arabalarının üretilmesinden sonra ’da Otosan tarafından o dönemin otomobili Anadol üretilerek, otomotiv sanayinde Türkiye’de kendi modellerinin montajı başlamıştır. Bu dönem Tofaş kuş serileri ve Renault marka otomobillerin üretimi ile devam etmiştir. ’lı yıllara gelindiğinde Türk Otomotiv sektörü çağa uygun yenilikler ve teknikleri hızla yakalamış ve kullanılmaya başlanmıştır. Gümrük Birliği’nin imzalanması Türk otomotiv endüstrisinde önemli merhale kat etmesini sağlamıştır. Yeni yönetim sistemi kurulmuş ve firmalara uluslararası kuruluşlar tarafından belgeler verilmiştir. yılı itibariyle 1,5 Milyon âdeti geçen motorlu taşıt yıllık üretim kapasitesi bu artışın yanında özellikle rekabet için teknolojik yenileme, yeni model yatırımları ile Ar-Ge çalışmalarına da ağırlık vermiştir.

Otomotiv sanayinde son 10 yıllık süreçte yıllık üretim kapasitesi yüzde 70 civarında artmıştır. Türk otomotiv yan sanayi ana sanayinin kurulmasına bağlı olarak, ’li yıllarda gelişme göstermiştir.

Seçilmiş Yıllara Göre Üretim Kapasiteleri (Adet)-Kaynak: OSD

"’lı yıllarda ise ihracata yönelik rekabetçi bir sanayi niteliğini kazanmıştır. Türk otomotiv yan sanayi bugün üretiminin % 90’ını dünya pazarları için üretilen araçlara veya yedek parça pazarına satmaktadır". (İTO Otomotiv Sektör Raporu). Peki, Konya’nın sektöre katkısı hangi boyutta? Konya Sanayi Odasının raporunda belirlenen rakamlara göre sektörde lider kent konumundayız. Şubat ayında Konya ili ihracatında Otomotiv Sektörü; Şubat ayına göre %10,4 ve Ocak ayına göre %17,5 oranında artmış olup ,36 $ ile iller arası sıralamada 1. sıradadır. Taşıt Araçları ve Yan Sanayi Sektörü; Şubat ayına göre %8,2 ve Ocak ayına göre %11,5 oranında azalmış olup ,96 $ ile 2. Sırada yer almaktadır. 4 aydır Otomotiv Sektörünün gündeminde olan konuyu, istatistikî verileri göz önünde bulundurarak uzmanları ile irdeliyoruz. Türkiye OTOMOBİL’ini üretebilir. Seycan Çakır

38

KONYA VİZYON • NİSAN


İNŞAAT DEKORASYON

39


TARİH

OSMANLI İMPARATORLUĞUNU SÜPER GÜÇ YAPAN VEZİRİAZAM PÎRÎ MEHMED PAŞA Prof. Dr. Yusuf KÜÇÜKDAĞ

(?)

Osmanlı Devleti’nde başarılar, özellikle yükselme döneminde genelde padişahlara mal edilir. Oysa ikinci adam durumundaki sadrazamlar, padişah vekili olarak devlet idaresinden birinci derecede sorumlu idiler. Dolayısıyla o yapılacak işleri organize eder ve takibini yapardı. Yükselme döneminde işbaşına gelen sadrazamlar iyi eğitim almış kişilerdi. Bunlar medreseden mezun olduktan sonra müderrislik veya kadılık yapıp kendilerini ispat ettikten sonra sadrazamlığa getiriliyorlardı. Karamanî Mehmed Paşa ile Pîrî Mehmet Paşa örnek iki vezirazamdır. Karamanî Mehmed Paşa İstanbul’un fethinden sonra () yaptığı kanunlarla (ünlü Fatih Kanunnameleri) imparatorluğun temellerini atmıştır. Yavuz’un veziriazamı Pîrî Mehmed Paşa da aldığı önlemlerle Osmanlı Devleti’ni süper güç yapmıştır. Aşağıda Pîrî Mehmed Paşa tanıtılacaktır.

PÎRÎ MEHMED PAŞA

Selçuklu âlimlerinden Fahreddin-i Razî’nin soyundan gelen Cemaleddin Aksarayî’nin torunudur. Dedesinden dolayı ailesine “Cemâlî” denmektedir. Babası, Çelebi Halife olarak da bilinen Şeyh Mehmed Çelebi Cemâlî (ö. –), II. Bayezid dönemi Halvetiye meşayihinden olup, bu tarikatın Cemâliye kolunun kurucusudur. Anne tarafından dedesi, Lârendeli Mevlânâ Hamza’dır. Fahreddin-i Razî’nin şeceresi Hz. Ebubekir’e kadar gittiği için “Sıddıkî” olduğuna dair bilgiler kaynaklarda geçmektedir. Pîrî Mehmed Paşa, muhtemelen ’te Konya’da doğmuş; babası Çelebi Halife şeyhi Pîr Mehmed Erzincanî’nin adını ona vermiştir. Çocukluğu Konya veya Karaman’da anne tarafından dedesi Mevlânâ Hamza’nın yanında geçen Pîr Mehmed, medrese tahsiline babasının Halvetiye şeyhi olarak bulunduğu Amasya’da başlamış; İstanbul’da tamamlamıştır. 1. Devlet Adamlığı Amasya Şeriye Mahkemesi’ne ’de kâtip olmuş, kısa sürede başkâtipliğe yükselmiştir. Amasya valiliği sırasında babasından dolayı kendisini tanıyan II. Bayezid’in tahta çıkmasından sonra Sofya, Siroz ve Galata kadılıklarında bulunmuş; arkasından İstanbul Fatih İmâreti mütevelliliğine getirilmiştir. II. Bayezid’in son yıllarında kadılıktan hazine defterdarlığına atanmıştır. Sultan Selim’in cülusundan hemen sonra başdefterdar olmuştur. Onun bilgi ve tecrübelerinden yararlanan I. Selim, kısa sürede devlet işlerini düzene koymuştur. Bunlardan en önemlisi, Şehzade Ahmed gailesinin halledilmesi olup, I. Selim tahta

40

KONYA VİZYON • NİSAN


TARİH Pîrî Mehmed Paşa, Belgrad’ın Avrupa’nın kilidi olduğu için mutlaka fethedilmesi gerektiği görüşündeydi. I. Selim’i buranın alınması için sürekli teşvik etmiş fakat onu bu konuda ikna edememişti. Onun ölümünden sonra Kanunî’ye Belgrad’ın fethi için sefere çıkmayı kabul etmiştir. katletmiş; Pîrî Mehmed Paşa’yı veziriazam yapmak üzere Şam’a çağırmıştır. İstanbul’dan Şam’a varan Pîrî Mehmed Paşa, 3 Aralık ’de veziriazamlığa getirilmiştir. I. Selim, orduyla İstanbul’a dönerken Pîrî Mehmed Paşa’yı Güneydoğu Anadolu’ya bir miktar askerle bırakmış; bu bölgeye Şah İsmail’den gelecek herhangi bir saldırının önüne geçmek istemiştir. Burada kaldığı sırada, Güneydoğu Anadolu’dan İran nüfuzunu ortadan kaldırmış, Kuzey Irak’ı alarak Osmanlı toprakları içine almış (); yeni ilhak edilen Arap topraklarının tahririni yaptırmıştır.

çıkınca onunla yaptığı istişareler doğrultusunda ağabeyi Şehzade Ahmed ve yandaşlarını ortadan kaldırmıştır. Çaldıran Seferi’ne başdefterdar olarak katılan Pîrî Mehmed, ordunun ihtiyacını başarı ile karşılamıştır. Çaldıran’da Safevi ordusu ile karşılaşıldığında yerinde görüşleri ile savaşın kazanılmasında rol oynamıştır. Şah İsmail’in savaş meydanından kaçıp Tebriz’i terk etmesi üzerine Şah’ın şehirdeki hazine ve mallarını denetim altına alması için gönderilen heyette Pîrî Mehmed’e de görev verilmiştir. Çaldıran dönüşünde Mustafa Paşa’nın azli sonucu boşalan vezirliğe getirilmiştir

(22 Eylül ). Mısır Seferi sırasında İstanbul muhafızı olarak görevlendirilmiş; Güneydoğu Anadolu ve Suriye’nin ilhakından sonra kurulan Arap ve Acem Kazaskerliği ona verilmiştir. İstanbul muhafızıyken aldığı önlemlerle, Mısır’daki ordunun maaş problemini halletmiş, kısa sürede hazırladığı 82 parça donanma ile ordunun ihtiyacı olan zahireyi ve imal ettiği iki büyük kale dövme topunu inşa ettirdiği gemilere yükleyip Mısır’a göndermiştir. Mısır’da gerekli idari düzenlemeleri yaptıktan sonra Şam’a dönerken Yavuz Sultan Selim, Veziriazam Yunus Paşa’yı sarfettiği bazı sözlerinden dolayı

2. Belgrad’ın Fethinde Pîrî Mehmed Paşa Sultan Selim, ülkenin doğusundaki iki büyük tehlikeyi bertaraf edince, Pîrî Mehmed Paşa’nın teşvikiyle Macaristan üzerine sefere çıktı (). Çorlu yakınlarında hastalanıp vefat eden padişahın ölümünü gizleyen Pîrî Mehmed Paşa, “Padişah sağlığına kavuştu” diye askere şenlik yaptırarak büyük bir paniğin önüne geçti. Şehzade Süleyman’a adam gönderip, onun İstanbul’a geldiği haberini aldıktan sonra ordudan önce hareket edip süratle İstanbul’a ulaştı (30 Eylül ). Sultan Süleyman’a İstanbul’da biat etti. Ona üç yıla yakın veziriazamlık yaptı. Pirî Mehmed Paşa’nın kısa süre zarfında çok önemli işler başardığı görülmektedir. Bunlardan birincisi, Şam Beylerbeyi Canberdi Gazali İsyanı’nın bastırılmasıdır. İkincisi, Batı’daki fetihlerde stratejik öneme sahip olan Belgrad’ın; üçüncüsü ise, Rodos’un fethidir.

Pîrî Mehmed Paşa, Belgrad’ın Avrupa’nın kilidi olduğu için mutlaka fethedilmesi gerektiği görüşündeydi. I. Selim’i buranın alınması için sürekli teşvik etmiş fakat onu bu konuda ikna edememişti. Onun ölümünden sonra Kanunî’ye Belgrad’ın fethi için sefere çıkmayı kabul etmiştir. Yapılan hazırlıklardan sonra ordu Belgrad seferine çıkmıştır. Veziriazam, öncelikle Belgrad’ın alınması görüşünde idi. Çünkü burası alındığında ordunun önü Batı Avrupa yönünde açılmış olacaktı. Devşirme kökenli üçüncü vezir Ahmed Paşa ise, Sava Nehri’nin sağında bulunan Böğürdelen Kalesi’nin daha önemli olduğu hususunda Kanunî’yi ikna etmiş; buradan fetih hareketine başlanmıştır. Bununla birlikte bir miktar askerle Pîrî Mehmed Paşa, Belgrad Kalesi’nin kuşatılmasına memur edilmiştir. Fakat padişah Bögürdelen tarafına ağırlık verince burası zayıf kalmıştır. Yanlış hareket tarzından dolayı öbür taraftaki faaliyetlerden bir türlü netice alınamamış, padişah Pîrî Mehmed Paşa’nın askeriyle oraya gitmesini istemiştir. Belgrad’ın

41


TARİH hı yanlış yönlendiren Ahmed Paşa burada da padişahı etkiledi. Rodos Kalesi’nin düşmesi uzayınca, kuşatmayı yöneten Serdar Çoban Mustafa Paşa görevinden alınarak yerine Ahmed Paşa getirildi. Ahmed Paşa statükocu bir devlet adamı ve askerdi. Rodos Kalesi’ni klasik metotla yani top atışlarıyla yıkmak istiyordu. Fakat duvarlar çok sağlam olduğundan başka kalenin burçlarındaki düşman, Türk askerine ve topçusuna göz açtırmıyordu. Durumun iyi gitmediğini gören Pîrî Mehmed Paşa, harp meclisinde toprak dolu çuvallarla kuleler yapıp, bunların tepesine yerleştirilecek top ve tüfek atışlarıyla düşmanın burca çıkmasının önlenmesini ve Türk askerinin rahat hareket etmesini önerdi. Fakat Ahmed Paşa onun yapmak istediğini anlamadığı için bunu kabul etmedi. Eskisi gibi açıkta savaşması için askere tekrar emir önemini çok iyi bilen veziriazam, padişahın isteğini yerine getirmede ağır davranmış, bunu gören Ahmed Paşa, Kanunî’yi sürekli veziriazama karşı sert davranmaya teşvik etmiştir. 3. Pîrî Mehmed Paşa’nın Gemileri Karadan Yürütmesi Padişahın ısrarı karşısında Pîrî Mehmed Paşa, askeri karşı tarafa geçirmek için Sava Nehri üzerine büyük bir ahşap köprü yaptırmış, fakat yağan yağmurlarla köprü yıkılıp nehir yolunu

42

kapatınca, Belgrad önündeki gemileri asker gücüyle karadan Sava Nehri’ne geçirmiştir. Bu sırada Pîrî Mehmed Paşa’nın ortaya koyduğu savaş planının doğruluğu anlaşılınca, onun Böğürdelen tarafına asker sevkiyatı durdurulmuş, Sultan Süleyman, Belgrad’ı kuşatmak üzere askerleriyle bu kalenin önüne gelmiş ve kısa sürede alınmıştır (30 Ağustos ). 4. Rodos’un Fethi’nde Pîrî Mehmed Paşa Pîrî Mehmed Paşa’nın üçüncü başarısı, Rodos Adası’nın fethidir. Buradaki Sen Jan Şövalyeleri, Müslüman gemilerini Akdeniz’de devamlı vuruyorlardı. I. Selim’i buranın fethine bir türlü ikna edemeyen Pîrî Mehmed Paşa Kanunî’ye bununla ilgili projesini de kabul ettirdi. Yapılan hazırlıklardan sonra Rodos seferine karar verildi. Rodos kuşatmasına Kanunî ve Pîrî Mehmed Paşa da katıldı. Belgrad seferi sırasında padişa-

KONYA VİZYON • NİSAN

verdi. Pîrî Mehmed Paşa, harp meclisinde alınan karara rağmen başında bulunduğu cephede kum çuvallarıyla küçük bir kale yaptı. Üstüne çıkardığı silahlı askerler, karşı tarafın askerini kuleye çıkartmadılar. Bunun üzerine onun sorumluluk sahasındaki askerin kaleye karşı hücumu rahatladı. Bunu gören Ahmed Paşa, askerlere aynı şekilde kum çuvallarından kuleler yapılması emrini verdi. Bundan sonra düşman kalenin hiçbir yerinden burçlarına çıkamaz oldu. Rahat çalışma imkânı bulan Türk askerleri, lağımlar açıp patlatarak kale duvarlarını yıkmaya başladılar. Kale, 24 Aralık ’de Türkler’in eline geçti. 5. Pîrî Mehmed Paşa’nın Veziriazamlıktan Azli İstanbul’a dönünce Sultan Süleyman, sanki başarısızmış gibi Pîrî Mehmed Paşa’yı azletti.


TARİH

Yerine Makbul İbrahim Paşa’yı atadı. Emeklilik yıllarını Silivri’de geçirdi. Onun varlığından rahatsız olan İbrahim Paşa, Pîrî Mehmed Paşa’nın büyük oğlu Edirne Kadısı Mevlânâ Muhyiddin Mehmed Raşid Efendi’ye zehirleterek öldürttü (–). Kabri, Silivri’de yaptırdığı caminin haziresindedir. 6. Eşi ve Çocukları Pîrî Mehmed Paşa’nın eşi, II. Bayezid’in Arpa Emini Seyid Ömer Efendi’nin kızıdır. Bundan üç oğlu ile iki kızı doğdu. Büyük oğlu, Edirne kadısı Mevlânâ Muhyiddin Mehmed Raşid Efendi; onun küçüğü İçel, Beyşehir ve Baf sancakbeylikleri yapan Mîr Mehmed Bey ile Zâim Derviş Bey’dir. Kızları, Vezir Çoban Mustafa Paşa’nın eşi Ayşe Hanım ve Erzurum Beylerbeyi Kızılahmedlü Musa Paşa’nın eşi Hanım’dır. 7. Pîrî Mehmed Paşa’nın Şahsiyeti Pîrî Mehmed Paşa’nın baba ve anne tarafı ilim geleneği olan ailelere dayanmaktadır. Kendisi de zamanın medreselerinde yetişmiş büyük ilim ve fikir adamıdır. Hukukçuluğu, şairliği ve tarihçiliği, onun çok iyi bir kültür aldığını göstermektedir. O, aynı zamanda tasavvufla ya-

kından ilgilenmiştir. Özellikle Mevlevi ve Halvetiler’e sempati duymuş, Safevi Tarikati’ne karşı olan mutasavvıflara çok büyük imkânlar sağlamıştır. Osmanlı devlet yapısını ve hukukunu çok iyi bilen biri olup, yaptığı idari ve hukuki düzenlemelerle yeni fethedilen Arap topraklarında huzuru sağlamıştır. Hazırladığı Semendire Eflâkleri Kanunnamesi de onun hukuk alanındaki birikimini göstermektedir. Kendisi âlim ve şair olduğu kadar, bu sahada uğraşanları da korumuştur. Onun himayesine mazhar olan Cafer Çelebi, Kalkandelenli Sücûdî ve Celâl-zâde Mustafa Çelebi, devrin büyük devlet adamlarıdırlar. 8. Edebi Yönü Pîrî Mehmed Paşa, devrin büyük şairlerindendir. Onun için Sehî, “Tarz-ı şi’ri gayet latîf anlamış idi” demektedir. Diğer Tezkiretü’ş-Şuârâ yazarları da onun Türkçe’yi çok iyi konuştuğunu ve yazdığını söylemektedirler. Mahlası “Remzî” idi. Şiirlerini tapladığı Divançe Ankara’da Dr. Sadık Mehmet ERDAĞ’da bulunmaktadır. Onun, devrin tarihçileri arasında da önemli bir yeri vardı. Tarihe dair bir kitap yazmamıştır. Fakat Celâl-zâde’nin ondan dinlediklerini eserlerine alması so-

nucu yaşadığı dönemin birçok olayının günümüze kadar doğru olarak gelmesi sağlanmıştır. 9. Pîrî Mehmed Paşa’nın Hayratı Pîrî Mehmed Paşa hayırsever bir devlet adamı idi. İstanbul Zeyrek’te cami, mektep ve medrese; Çapa’da cami, imâret ve Halvetiye Hânkahı; Hasköy’de mescit ve hamam; Yayla civarında ve Haliç sahilinde cami; Silivri’de cami, misafirhane, imaret; Konya’da cami, zaviye, hamam ve imaret; Aksaray’da mektep; Gülek Kalesi yakınında zaviye ve ribat; Tekirdağı Nail köyü ile Bursa Pınarbaşı’nda mescit yaptırmıştır. Osmanlı Devletini Süper Güç Yapması Pîrî Mehmed Paşa, XVI. yüzyılın başında Osmanlı Devleti’nde ortaya çıkmış büyük bir devlet adamıdır. Yönetimde aldığı tedbirler sayesinde Türkiye, ’lerde dünyadaki diğer devletlere eşit olacak büyüklükte bir güce ulaşmıştır. Bu duruma gelmede her ne kadar I. Selim’in etkisinin bulunduğu söylenmekte ise de esas Pîrî Mehmed Paşa’nın rolü küçümsenemeyecek derecede büyük olmuştur. Bu nedenle uzun süre Osmanlı devlet adamları arasında örnek

veziriazam olarak anılmıştır. İlim, irfan, zekâ ve pratik çözüm yeteneği ile Sultan Selim’i etkilemiş, kolay adam beğenmeyen bu padişah, ölümüne kadar onu bir danışman gibi devletin başında tutmuştur. Pîrî Mehmed Paşa, medrese çıkışlı olmasına rağmen yetenekli bir askerdi. Cephede tesadüflere kesinlikle yer vermez, düşmana karşı en ince ayrıntılara kadar gerekli önlemleri alır; olayların gelişine ve stratejik durumuna göre pratik çözümler ortaya koyardı. Belgrat ile Rodos Adası’nın kuşatılması sırasındaki tavrı, onun bir asker olarak ne kadar geniş düşündüğünü ortaya koymaktadır. Devletin bekası için istihbarat teşkilatının önemini I. Selim’e anlatmış ve bu konuda yapılanmaya gitmesini sağlamıştır. Türk donanma ve topçuluğunu geliştirmiş; Kanunî dönemindeki güçlü Türk donanmasının da alt yapısını kurmuştur. İstanbul’daki büyük tersaneyi veziriazamlığı sırasında inşa ettirmiş; dönemin en güçlü Osmanlı donanmasını burada hazırlamıştır. Büyük bir top mühendisi olup, I. Selim zamanında Osmanlı ordusunda kullanılan yivli topları ilk o yapmıştır. KAYNAKÇA Yusuf Küçükdağ, Vezîr-i Âzam Pîrî Mehmed Paşa, Konya ; aynı yazar, II. Bâyezid, Yavuz ve Kanûnî Devirlerinde Cemâlî Ailesi, İstanbul ; aynı yazar, “Pîrî Mehmed Paşa”, Tarih ve Medeniyet, Sayı: 64, (Temmuz ), s. 48–

43


İNŞAAT DEKORASYON

44

KONYA VİZYON • NİSAN


İNŞAAT DEKORASYON

45


İNŞAAT DEKORASYON

KONYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN GÖZBEBEĞİ

MOBİL KOMUTA KONTROL MERKEZİ Konya İl Sağlık Müdürü Dr. Hasan Küçükkendirci

17 ağustos depremini hafızalarımızdan silmek mümkün değil. Bu depremle birlikte Türkiye’nin ciddi bir deprem kuşağında yer aldığını ve her olasılığa hazırlıklı olmamız gerektiğini öğrendik. Konya Sağlık Müdürlüğü her hangi bir doğal afet anında yardım çağrılarına cevap verebilecek ve Türkiye’nin her yerine ihtiyaç anında ulaşabilecek bir mobil komuta merkezi oluşturmuştur. Konya Sağlık Müdürümüz Sayın Hasan Küçükkendirci’den araç ile ilgili bilgi aldık. Herhangi bir olağanüstü dönemde ilimizde veya ülkemizin herhangi bir tarafında komuta merkezinin tüm işlevlerini yerine getirecek şekilde kullanılmak üzere bir araç müdürlüğümüze kazandırılmıştır. Özel İdare bütçesinden, yaklaşık bin YTL’ye 17 tonluk Ford Cargo marka şase kamyon DMO kanalıyla satın alınmış olup yaklaşık bin YTL mal olmuştur. Mobil komuta merkezi afet durumunda karşılaşılabilecek teknik imkân yetersizlikleri ve alternatifleri düşünülerek dizayn edilmiştir. Komuta merkezinin kurulduğu afet bölgesinde volt monofaze ya da volt trifaze şehir şebekesi var ise bu imkândan faydalanılabilmek amaçlı giriş tesisatı sağlanmıştır. Enerji sağlamak mümkün değil ise komutada çalışan personelin rahatsız olmayacağı bir gürültü seviyesinde 7/24 hizmet verebilecek jeneratör sistemi mevcuttur. Bölgede Telekom hattı var ise bu hatların giriş panosu ve tesisatı döşenmiştir.

46

KONYA VİZYON • NİSAN


Görev yerinde GSM hatlarının kullanımı mümkün ise 4 ayrı hat üzerinden ses, fax ve veri aktarımı altyapısı mevcuttur. Görev bölgesinde klasik telefon hattı ve GSM operatör hizmeti bulmak mümkün değil ise Avrupa ve Asya kıtalarında hizmet veren bir Uydu telefon hattı ve sistemi çalışır vaziyette monil komuta merkezimizde mevcuttur. Afet bölgesinde rutinde kullanılan telsiz frekansları üzerinden hizmeti sürdürmek mümkün ise 3 adet telsiz bu hizmeti yürütmek adına kullanılabilir haldedir. frekanslarını kullanmak mümkün değil ise personelinde bulunan el telsizleri ve araç telsizlerini afet durumunda değiştirmek ve programlamak çok mümkün olmayacağı varsayımı ile; mobil komuta merkezi teknik altyapısına ANAHTARLAMA cihazı ilave edilmiştir. Bu cihaz sayesinde bölgede aktif olan ve afet için tahsis edilebilecek herhangi bir frekans (VHF-UHF-HF) triband telsizde manuel olarak programlanılması, bu telsiz cihazının araçta bulunan VHF telsizi ile anahtarlanarak sahada çalışan personelin iletişim kurması planlanmıştır. Afet durumunda haklın bilgilendirilmesi ve ulusal yayınların takip edilmesinin önemi kaçınılmazdır. Bu amaçla uydu tv sistemi ve ses görüntü kaydedici bir sistem kurulmuştur.

MOBİL KOMUTA KONTROL MERKEZİ TEKNİK ALTYAPISI

1. Telekomünikasyon ve bilişim imkânları a. Adet Uydu telefon hattı ( santrale bağlı) b. 4 Adet GSM telefon hattı ( santrale bağlı) c. 7 Adet Telekom hattı bağlanabilen santral d. Çağrı karşılama için 4 adet operatör telefonu e. 2 Adet VHF telsiz ( sistemine ait) f. 1 Adet CODAN kısa dalga telsiz g. 1 Adet Triband amatör telsiz (UHFVHF-HF) amatör ve diğer kamu kuruluşları ile iletişim sağlamak üzere h. 12 kanal Anahtarlama Cihazı: Araçta bulunan telsiz ve teflon hatlarının her tülü

kombinasyonda birbiri ile bağlanmasını sağlayabilir. i. Örneğin alanda telsizle çalışan bir personel telsizinden tuşlama yaparak telefon görüşmesi yapmasını sağlar. ii. Örneğin VHF telsiz ile UHF telsiz anahtarlanarak alanda çalışan itfaiye personeli ile farklı frekans ve banda çalışan personelinin kendi telsizlerini kullanarak birbirleri ile iletişim kurmaları sağlanabilir. i. 8 kanal Ses kayıt sistemi j. Mobil Uydu Tv sistemi k. DVD /HDD recorder & player l. TV / Video /Uydu / PC ekran çıkışlarının LCD ekranlar arasında görüntü ve ses aktarma

işlemlerini düzenleyici ses ve video çoklayıcı m. Kablolu kablosuz İntranet ortamı bağlantıları ve altyapısı n. İntranet ortamına bağlı printer ve tarayıcı o. Fax & fotokopi cihazı 2. Teknik destek altyapısı a. 30 KW marin tipi sessiz jeneratör b. 5 KW kesintisiz güç kaynağı c. Klimatizasyon i. Bağımsız Soğutma sistemi ii. Bağımsız ısıtma sistemi ( webosta) 3. Yaşam alanı imkânları a. Buzdolabı b. Lavabo ve su tankı c. Su ısıtıcısı

47


İNŞAAT DEKORASYON

SEZONUNDA YENİLENEN KONSEPTİYLE

BAY BAYAN ÇOCUK Bayram bal bay ve bayan salonları ayrı ayrı mekanlarında yenilenen konseptleriyle hizmetinizde!

Konyamızın tek ulusal marka kuaför salonu olan Bayram Bal sezonuna, yenilenen bay ve bayan salonları konseptleriyle girdi. Artan müşteri portföyüne paralel olarak müşterilerine daha iyi hizmet vermek için böyle bir değişikliğe gittiklerini belirten firma sahibi Teyfik Baş kurumsal bir marka oldukları için İstanbul'daki salonlarla aynı kalitede hizmet vermek durumunda olduklarını funduszeue.infoulda son olarak hizmete açtıkları Sapphir İstanbul salonuyla 25 salona ulaşan marka bu yıl sonuna dek Anadoluda 4 kente daha salon açacak. Mevcut salon komple bayan salonuna dönüşürken daha rahat ve keyifli bir ortamla müşterilere daha iyi hizmet verilmesi hedeflenmekte. Ayrıca salonda çocuk bölümü için de bir kısım ayrıldı. Bayanların salonda daha fazla vakit geçirdikleri düşünülerek daha geniş bir ortam yarattıklarını belirten firma yetkilileri hiçbir zaman kaliteden taviz vermediklerini ve öncelikli hedefin herzaman müşteri memnuniyeti olduğunu dile getirdiler. Halen schwarzkopf BC, Wella , Goldwell-organic, Osis bakım ve şampuan ürünleri yetkili satıcısı durumunda olan firma son olarak Dünya markası Kerastase bakım ve şampuan ürünlerini İstanbul'daki salonlarıyla aynı anda Konya salonunda da satmaya başladı. Erkek salonunu ise mevcut salondan aynı cadde üzeri mt ileri taşıyan firma daha geniş ve ferah bir mekanda butik tarzda bir salon oluşturmuş funduszeue.infoı kendine has görünümü ile dikkat çeken salonda ilk göze çarpan husus sade ve hijyen bir ortamın olması.Bayan salonunda olduğu gibi bir bölümde çocuk kısmı için yer alacak olan Erkek salonuna halen Konya'nın bircok tanınmış siması ,işadamı, futbolcu ve öğrencileri çekmeyi başaran firma, hedeflerinin erkeklerin de bakımına ne kadar özen gösterdiğini ve kişisel bakımın ne kadar önemli olduğunu göstermek olduğunu belirtti. Adresler: BB bayan salonu: funduszeue.infoye funduszeue.info funduszeue.info (şok market yanı) Konya tel : 24 23 BB erkek salonu: funduszeue.infoye funduszeue.info cd. no/A (mopa mutfak yanı) Konya tel : 80 44

48

KONYA VİZYON • NİSAN


İNŞAAT DEKORASYON

49


İNŞAAT DEKORASYON

KONYA TARIM, HAYVANCILIK VE SÜT ENDÜSTRİSİ FUARI Konya her yıl çıtasını daha da yükseğe taşıyan bir fuara ev sahipliği yapıyor. Bu yıl funduszeue.info gerçekleşen Tarım, Hayvancılık ve Süt Endüstrisi Fuarı yoğun bir ilgi ve takdir gördü. Konuyu bir de TÜYAP Konya Proje Müdürü Alposman Koparan ile irdelemek istedik. Fuarla ilgili beklentileri, hedefleri ve projeleri üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Alposman Bey, merhabalar. Bu yıl funduszeue.info düzenlenen Tarım, Hayvancılık ve Süt Endüstrisi Fuarı’nın beklentilere cevap verdiğini düşünüyor musunuz?

Açıkçası Hedefimiz % memnuniyet. Ancak doğal olarak her bireyin farklı beklentisi olduğu için beklentileri % karşılamak insanoğlunun becerebileceği bir şey değil. Ama en yakın oranı tutturmak mümkün. Bunu biz Konya Tarım fuarında başardık. Artık şu bir gerçek, Konya Tarım Fuarı iyice oturdu ve marka haline geldi Türkiye içinde. Gittikçe de niteliği artacak ve gelişecek. Yavaş yavaşta Türkiye dışında da tanınmaya ve duyulmaya başladı. Bunun en iyi kanıtı da bu yıl 6 ülkeden direk firma katılımı ve ayrıca 24 ayrı ülkeden ’den fazla ziyaretçinin gelmiş olması. Böylece bu fuarın, uluslararası arenada kendisine yer edinmiş olması anlamına geliyor. Bu durumda tabi ilk önce Konya’ya, daha sonrada çevre illere ve son olarak ta Türkiye ye bir girdi sağlamış oluyor. TÜYAP Konya Proje Müdürü Alposman Koparan

50

KONYA VİZYON • NİSAN

Konya Tarım Sektörünün lider kentlerinden biri, bu fuarın Konya’ya ve Konyalı çiftçilere katkısı olduğuna inanıyor musunuz? Nedir?

Tabi ki inanıyoruz. Hatta İnanmakla kalmayıp doğrudan faydalarını ve katkılarını gözlemliyor ve şahit oluyoruz. Fuarlar sayesinde küçük bir işletme iken organize bölgelerine taşınan birçok müşterimiz var. Fuarlar sayesinde tanıştıkları ve iş bağladıkları farklı şirketler ve müşteriler sayesinde firmalar büyüyorlar, istihdam sağlıyorlar. Ayrıca dolaylı olarak da fuar zamanlarında otellerde yer olmuyor. Lokantalar dolup taşıyor. Taksicilerde iş yapıyor simitçilerde, hediyelik eşya satanlarda. Fuara bağlı yeni sektörlerde doğuyor, mesela Stant hizmeti veren şirketler. Baskılı ve katalog siparişlerinden tutun eşantiyon siparişlerine kadar müthiş bir hareketlilik doğuyor fuar öncesi ve sonrası. Çiftçilerimiz için ise ayrı bir yararı var tabi ki. Fuarda tüm firmaları bir arada görme şansları oluyor. Her üreticinin ürününü ve fiyatlarını karşılaştırma imkânları oluyor. Yeni teknolojilerden haberdar oluyorlar.


Bu yıl ki fuara ilgi nasıldı?

Bu yıl hem katılımcı firmalar açısından hem de ziyaretçi açısından çok fazla ilgi vardı. Buda fuarın doğru yolda olduğunu kanıtlıyor.

Önümüzdeki yıllarda gerçekleştireceğiniz tarım fuarları için farklı projeleriniz var mı? Hedefleriniz neler?

Hedefimiz öncelikle niteliği arttırmak. Nitelik ise katılımcıların çeşitliliği ve fuardaki ürün sayısının fazlalığı ile sağlanabiliyor. Katılımcı çeşitliliği demek, her kent ve ülkeden firmaların katılımını sağlamakla sağlanabiliyor. Daha sonra ise fuar alanının büyütülmesi ve çevre düzenlemesinin daha iyi bir hale getirilmesi. Buna

bağlı olarak da fuar zamanında çeşitli etkinlikler için ortam sağlamış oluyoruz. Mesela inovasyon alanı gibi: Tarımda yeni üretilen ve icat edilen ürünlerin tanıtılıp sunulduğu bir alan. Ayrıca katılımcı firmaların ürünlerini uygulamalı olarak sunabileceği bir ortamda bu planlarımızın arasında.

Daha önceki yıllarda gerçekleştirilen tarım fuarları ile bu yıl ki fuarı karşılaştırdığınızda ortaya çıkan sonuçları bizimle paylaşır mısınız? Geçmişten bugüne gerçekleştirilen Tarım, Hayvancılık ve Süt Endüstrisi fuarlarını analiz eder misiniz?

İlk başladığımız yıllarda doğal olarak firmalar şüpheli ve çekimser yaklaşırlardı Fuarlara. Ancak zamanla bu önyargı kırıldı. Çünkü konjonktür artık değişti. İnsanlar üreticinin ayağına gitmiyorlar, ama tüm üreticileri bir arada görebileceği fuar merkezlerine gidebiliyorlar. Bu durum üretici içinde geçerli, yüzbinlerce kişiyi ziyaret etmelerine ne zamanları yeter ne de maddi imkânları. Ancak 5 gün içinde bu kadar insanı ağırlayabiliyorlar ve ürünlerini tanıtabiliyorlar. Bu nedenle geçmişte bizler Fuarların ne gibi faydaları olduğunu anla-

tırken, artık Fuarda en iyi yer neresidir onun görüşmelerini yapıyoruz müşterilerimizle.

Fuarların kalitesi ziyaretçi sayısı ile doğru orantılımıdır? Her zaman değil. Çünkü Kaliteyi belirleyen bazı kriterler var, mesela Fuarın açıldığı sezon gibi. Daha sonra fuarın katılımcı sayısı ile ürün yelpazesinin genişliğide çok önemli bir kriter, gelen ziyaretçinin beklenti ve arayışlarına cevap vermek çok önemli. Umduğunu bulamayan ziyaretçi kötü reklamcı demektir. Az ama öz ziyaretçi, her zaman amaçsız kalabalıklardan daha iyidir. Kimi fuar katılımcısı az ama profesyonel ziyaretçi ister, kimisi ise daha çok kitleye tanıtım yapmak için mümkün olduğunca kalabalık ve yoğun ziyaretçi bekler.

Türkiye’nin her yerinde tarım fuarı organizasyonları gün geçtikçe artmakta, konu ile ilgili neler söyleye bilirsiniz?

Her sektörde olduğunu gibi Fuar sektöründe de doğal olarak bu işi yapanlar oluyor ve olacaktır. Ancak katılımcı firmalar burada belirleyici unsurlardır. Nitelikli ve kaliteli fuarlara ilgi göstererek gereksiz harcama ve zaman kaybını önlemiş olacaklar.

51


Fuarcılığın ana teması firma ve ürün tanıtımıdır, katılımcı ve ziyaretçilerin beklentileri arasında satış ilk planda yer alıyor. Dünyada ki fuarcılık bizimle aynı düşüncede mi?

Fuarcılığın ilk çıkış amacı aslında bir Pazar yerinde mal alıp satmaktır. Taşradan gelip kent merkezlerinde ürünlerini satmak esas amaçtır. Pazar anlayışının bir üst anlamı ise panayır ve festivallerdir. Daha çok halka hitap eder ve alışverişin yanında eğlenceye yönelik olurlar. ’lü yılların başından itibaren sanayi’nin gelişmesi ve uluslararası ilişkilerin artmasından dolayı Fuar tanımı farklı bir anlam kazanmıştır ve artık sıcak satıştan ziyade yeni ürün lansmanı, yeni distrübitör ve bayii ağı bulma ve oluşturma, vb. gibi nedenlerle katılmaktadır firmalar. Ancak sıcak satışta oluyorsa, ki bu zaten esas amaçtır, en makbul durumdur katılımcı açısından. Ayrıca Firmalar kendileri belirler fuardaki katılım amaçlarını. Mesela Fuarda sıcak alım amaçlı gelen ziyaretçi ya da müşteriyi fuar sonrasında görüşmek üzere yönlendirebilirler. Yani Fuar’ın sıcak satış değil iş bağlama yeri olduğu mesajını verirler müşterilerine.

Konya Tarım, Hayvancılık ve Süt Endüstrisi Fuarı’nın Türkiye ve dünyada ki önemi nedir?

Konya’nın bazı stratejik özellikleri var. Bunlardan bazıları:

- Türkiye’nin Merkezi noktasında olması

52

KONYA VİZYON • NİSAN

- Avrupa ve Orta Doğunun ortasında olması - KOBİ merkezi olması hasebiyle çok sayıda üretici ve yan sanayici olması - Tarım sektöründe Mekanizasyon üretiminde 1. Sırada olması, diğer sektörlerde de hızla büyümesi ve ilerlemesi. - Hızlı ucuz ve kaliteli üretim yapabilmesi.

Bu ve benzeri diğer nedenlerden dolayı Konya fuarı katılım ve ziyaretçi açısından verimli geçmektedir. Yurtdışından da ilgi olmasının sebepleri hemen hemen aynıdır. Zamanla daha da artacaktır bu ilgi. Konya’nın şimdiden bu hız ve talep’e, alt yapısıyla ve üretim gücü ile hazırlıklı olması çok önemli.


İNŞAAT DEKORASYON

53


RÖPORTAJ

TUVAL’DEKİ GEOMETRİ İbrahim Çoban ile Hayat ve Sanat üzerine Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

’de Amasya’nın Gümüşhacıköy ilçesinde doğdum. yılında Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Bölümü’nden mezun oldum. yılları arasında M.E. B’na bağlı İlk ve orta öğretim okullarında Resim-İş Öğretmenliği ve İdarecilik yaptım. ’de Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim Eğitimi Anabilim Dalı'nda Yüksek Lisansımı tamamladım. arası M.E.B. EARGED Başkanlığında Grafiker Tasarımcı olarak görev yaptım. yılları arası Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak çalıştım. yılında Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’ne Öğretim Görevlisi olarak atandım.

Bütün insanlarda bir yetenek olduğuna inanıyorum. Bir toprağın içerisindeki mineraller gibi her toprakta muhakkak bir miktar az ya da çok mineral vardır. Bu mineralleri ayırt edebildiğiniz, işleyebildiğiniz ölçüde toprağın içerisindeki değerleri ortaya çıkarabilirsiniz.

Resme olan ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?

İbrahim Çoban

54

KONYA VİZYON • NİSAN

Resme karşı ilgimin ne zaman başladığını kesin olarak belirlemek çok zor. Ancak benim hatırlayabildiğim ve hayatımın gidişatını değiştiren asıl olay, insan hayatının rastlantılarla bir noktaya doğru hareket edebilmesidir. ’lerin Türkiye’sinde bugünün popüler tabiriyle Ankara’nın varoşlarında yaşam mücadelesi içerisinde ilkokul sınıfında bir çocuk, fen bilgisi dersinde kitaptaki bir resmi kopya ediyor ve kopya edilen bu resim sınıf panosuna asılıyor. Raziye hoca bu öğrencinin elinden tutuyor ve Tülin hocaya götürüyor. Tülin hoca öğretmen lisesinin verdiği sanat birikimiyle sanat malzemesinin zor bulunduğu bir ortamda tahtadaki tüm tebeşir renkleriyle ve ortada yanan Pink döküm kömür sobasının içerisinden çıkarttığı odun kömürleriyle ilk resim dersini veriyor. O günden bugüne devam eden resim öğrenme çabaları, bundan sonrada sürüp gidiyor. Ortaokullu yıllar öğrenme ama gerçekten özveriyle öğrenme çabaları. Dikmen Sokullu Mehmet Paşa Lisesi’nin bodrum katlarında İlyas Kardeş hocayla tabaka duralitleri km mesafeden sırtında getirme kesme biçme, evdeki eski çarşaflardan bezler götürüp, duralitleri kaplama derken hırdavatçılarda satılan toprak boyalarla ilk yapılan yağlı boyalar ve ortaya çıkan yağlı boya ilk tablo bugün hala elimde duran, Bob Ross usulü basit bir kopya. Su gibi akıp giden yıllar başarılar övgüler başarısızlıklar, hiçbir zaman hayalleriyle ilişkisi olmayan bir lise ve bir bölüm. Ankara Yapı Meslek Lisesi ve Yapı Ressamlığı Bölümü ve burada da geçen 3 yıl ve yine beklenmedik bir yer beklenmedik bir bölüm. Gazi Eğitim Resim-iş Bölümü yılları.


İNŞAAT DEKORASYON

55


RÖPORTAJ Resim anlayışınızdan kısaca bahseder misiniz?

Resimlerimi iki dönem içerisinde incelemek daha doğru olur. Birinci dönemimde daha çok gecekondular ve gecekondu bölgesi yaşamını ana tema olarak işledim. Uzun yıllar gözlemlediğim, hatta içerisinde yaşadığı Ankara'nın gecekondularını, edindiğim izlenimlere dayalı olarak, yalın bir çizgi, taze bir renk, özlü bir biçim kullanarak, duygu yüklü bir dille kimi zaman geometrik, kimi zaman lirik non- figüratif bir anlayışla sanatsal bir dile dönüştürdüm. Geometrik non-figüratif olarak algılanan resimlerimde yüzey, gecekonduların form yapısına uygun, irili ufaklı üçgenler, dörtgenlerle ve geometrik formlarla parçalanmıştır. Resimlerimde yüzeyi geometrik olarak analiz etmeyi hedefleyen bir yaklaşım tarzı olarak belirir. Formların oluşturulmasında kullanılan yer yer sertleşen ve yumuşayan çizgiler, aslında benim, başlangıçtan beri sanatıma önderlik eden bir öğe olarak karşımıza çıkar. Tüm resimlerimde çizgi, çizginin bana tanıdığı olanaklar çerçevesinde, iç dünyamın dışa vurulması ve tasarladığım görüntüyü tuvalime yansıtabilmem için bir araç konumundadır. Zaman zaman rastlantısaldan kaçınarak çizgileri, ayrıntılı, ritmik bir düzene sokarak yüzeyde oluşturduğum coşku ve gerilim benim, yaratma özgürlüğümün sınırlarının ne denli geniş olduğunu ortaya koyar. Lirik non-figüratif olarak algılanan resimlerimde ise o, yaratıcılığının sınırlarını biraz daha zorlar. Adeta çizgi ve renge yüzeyde fırçasıyla dans ettirerek, düşlediğim görünümün ancıl izlenimini duyarlı bir biçimde tuvaline aktarırım. Özünü tabiatın oluşturduğu bu resimlerimde, gecekondular, binalar, insan figürleri ve kimi ağaç motifleri, farklı düzenlemelerle kendine özgü bir yorumla dile gelir. Daha ilk bakışta eserlerime damgasını vuran ritim dolu şiirsel yaklaşım gözü yormadan izleyiciyi yeni ufuklara sürükler. İkinci dönemim ise Niğde Üniversitesi’nde göreve başlamamla birlikte Anadolu’nun bakılan ama görülemeyen değerlerinde ortaya çıktı. Görev yaptığım bölgedeki tarih; Yıkılıp giden virane evler, kiliseden camiye çevrilmiş dini yapılar, Anadolu Selçuklu döneminin en ihtişamlı dini yapıları (camileri, mescitleri, külliyeleri, medreseleri, dergâhları, türbeleri), hanları, bedestenleri, hamamları, Niğde Saat Kulesi, Niğde Kalesi ve sivil mimari dokusu beni çok etkiledi. Ancak dikkatimi çeken bir şey olmuştur o da tam anlamıyla sahip çıkılmayan tarihi kültür mirası ve yok olmaya yüz tutan bir geçmiş. Bu değerler benim resimlerinde, başka bir hayat bulur. Şehrin farklı yerlerindeki yapılar, masalsı bir kurguyla yan yana gelip başka başka dünyalar oluştururlar. Artık görsel bir dilin sanata yansımış hikâyeleridir onlar. Belki de bir anlamda tarihe sahip çıkıştır. Geometrik non-figüratif ve Lirik non-figüratif olarak algılanan ilk dönem resimlerime göre son dönem resimlerim daha figüratiftir ama geometrik yapı ağırlık kazanmıştır. Geometrik formlardaki parçalanmalar daha disiplinlidir. Eserlerimde formlar perspektifsel boyutlarını korurken, renk, yüzeyler üzerinde iki boyutluluk etkisi yaratır. Yansıma simetrisi, kompozisyonlarında farklı bir anlam bulurken yapısal bir öğe olmanın dışarısına çıkmaz. Hatta simetri gibi görünen çoğu alanların simetri olmadığı yansıma etkisinin resimlerimde bir çözümleme yolu olduğu ortaya çıkar. Resimlerimin ortak yanlarından birisi de renklerindeki pastel etkidir. Genellikle rengin dominant öğesi olarak karşımıza, beyaz çıkar. Beyaz benim resimlerinde alışık olduğumuz değer değildir. Bütün renkleri bir arada sunan bir senfoni şefidir adeta.

56

KONYA VİZYON • NİSAN


İNŞAAT DEKORASYON

57


RÖPORTAJ Önceki resimlerimde formların oluşturulmasında kullanılan yer yer sertleşen ve yumuşayan çizgiler, artık bir formun belirleyicilik görevini üstlenmiştir. Resimlerimde var olan ritim, duvarlar üzerindeki pencerelerin bütün yüzey üzerine dağılımıyla şiirsel anlatımına devam eder. Çağdaş Türk resminde bugüne kadar var olan bir anlatım ve uygulama tarzının dışında izleyiciyi yeni ufuklara sürükler.

Bugün sevdiğiniz bu mesleğini yapmasaydınız hangi mesleği tercih ederdiniz?

Sevdiğim bu mesleği icra etmeseydim acaba hangi mesleği yapardım bilemiyorum, bir konuda kararsız olmak sanırım bir iş yapmaktan daha zor olsa gerek. Hayatım boyunca meslek tercihlerim hep değişti. Önceleri hep subay olmak isterdim. Belimdeki disklerde olan problemlerden dolayı hayal olan bu meslek daha sonraki yıllarda yukarıda da belirttiğim gibi Yapı Meslek Lisesi’nin etkisiyle yapı ressamlığı eğitimi aldığımdan dolayı mimarlığa doğru kaydı. Maalesef ülkemiz koşullarındaki eksikliklerden dolayı mimarlık için altyapı eğitimim hazır olmasına karşın onu kazanacak puanı alamadım. Bir inşaat şirketinde çalışırken yine adını sanını bile o vakte kadar duymadığım Gazi Eğitim Resim-İş sınavları. Hiç bir resim eğitimi almadan girilen bir sınav zinciri ve kişilik kontenjanı olan bir bölüme olarak giriş. Bilinçsiz bir alt yapı, hırslı, hayatın harcayamayacağı bir insan olmak isteyen bir birey, hızlı geçen bir dört yıl. Hem iş hayatı hem okul hayatı ve buna tam destek veren bir aile. Üçüncü sınıfta dağıtılmış bir okul yaşamı, bitmiş bir sanatsal kimlik, zoraki geçilen bir yıl. Sizi çok zorlayan bir iş hayatı, sizi anlayamayan bir ortam, benim hayatımda her

şeyi değiştiren bir dönem 4. sınıf. Seni sınıfta gören ama hiçbir beklentisi olmayan bir hocanın, size karşı yüz seksen derece değişen tavrı seni kazanmak için sarf ettiği gayret. Boyam yok alsana boya, tuvalim yok alsana tuval, bez, mukavva diyen bir tavır. Altı ayda kendini keşfediş ve sonuç kocaman Gazi’nin sergi salonunda Adnan(resim) ve Özcan(heykel)‘la herkesin dikkatini çeken bir karma sergi. Benim için sanatımın başlangıç yılı Yok olmak üzere olan bir genci sanata tekrar kazandırma. Aile desteği, Okul desteği ve Çevre desteği ve Ankara Güzel sanatlar Galerisinde ilk kişisel sergi. Bu destek zaman zaman kesintiye uğrasa da hiç bitmedi. Sanırım sorduğunuz konunun biraz dışına çıktık. Eğer bu işi yapmasaydım ne yapabilirim diye düşününce kendi ihtiyaçlarımı karşılayabilecek kadar grafiker tasarımcı, fotoğraf sanatçısı, yapı ressamı, sanat eğitimcisi ve bir ressam olduğumu düşünebilirim. Bugün sorsalar yine aynı işleri yapardım herhalde, niye mi? Çünkü hayatımı devam ettirebilmem için fotoğrafçılık, grafikçi tasarımcılık, sanat eğitimciliği gerekiyor, yıllardır hiç ulaşamadığım hayallerimin peşinden koşup onları gerçekleştirebilmek içinde ressamlık.

Bir eserin icra edilmesinde düşüncenin rolü nedir?

İnsanın düşündüğünü resmetmesi bana göre çok zor bir iş. Düşünmek, uygulamada düşüncelerini görmek için yetmiyor bazen düşüncelerinizin dışında hiç beklemediğiniz sonuçlarda çıkabiliyor. Düşüncelerin tuvale aktarılması, bir fizik ve matematik profesörünün bir problem çözmesi gibi bir şey, bazen olmuyor, olmuyor. Bana göre iyi bir sanat eseri bir kom-

58

KONYA VİZYON • NİSAN


binasyonlar zincirinin sonucunda ortaya çıkan yeni keşfedilmiş bomba gibi olmalı kimseyi öldürmemeli fakat kimsede onun etkisinden kurtulamamalı.

ve ulusal onlarca karma ve grup sergisine katıldım. 2’si uluslararası olmak üzere 4 tane ödül aldım.

Bir resmin tasarımını yaptınız, çizdiniz ve çalışmayı bitirdiniz. Bu çalışma hiçbir zaman ilk düşündüğünüz gibi olmamıştır. O tuvalin başındayken geçen anlar her oturuşumda geçen kırk yılın bir dönemini temsil eder. Unutmayalım ki insan hayatı tekrardan ibaret değildir. Tekrarı, tekrar tekrar yapılan hataların ders alınmayan sonuçlarıdır. En güzeli, yaptığınız tabloların hiçbirisinde daha önce yaptığınız kompozisyonun benzerini uygulamamaktır. Çünkü her bir tablo sizin için yazılmış bir romanın tek sayfada betimlenmesi gibidir. Ben her bir tablomda hayatımın içindeki düşlerden bir hikâyeyi anlatmaya çalışırım. İnsanın hayatı nasıl ki dününden kopuk değilse benim resimlerimin ana teması da birbirinden kopuk değildir.

eğilimlerinin zorlama, koşullandırma ve örnekleme olmadan oyunsu bir yapı içerisinde teşvik edilmesi gerekir. Hayatın içerisinde sanat, bir hobi, bir dinlenme aracı, bir psikolog rolünü üstlendiği vakit bir anlam kazanır. İlerleyen yıllarda yeniden oluşum süreci ve yeni ürünler ortaya koyma düşüncesi ileri aşama uygulamaları olarak ortaya çıkar. Özellikle gelişim döneminin sonlarından itibaren ileri bir safhada olan resim yeteneği ve uygulamaları eğitim açısından desteklenmesi gerekirse özellikle birey istediği için akademik bir eğitim aldırılabilir. Bu eğitimi alma yolunda koşulsuz destek verilebilir. Son yıllarda özellikle ülkemizde bireyin bir meslek olarak sanat eğitimini alması eskiye oranla daha az eleştirisel olmuştur.

Resme ilgisi olan çocuklar için, aile desteğinin Eserinizi icra etmeden ön- yeri hakkında ne düşünüceki düşüncelerinizle ese- yorsunuz? rinizi bitirdiğinizdeki dü- Küçük yaşlarda resme karşı eğilimleri fark edilen çocukların bu şünceleriniz aynımıdır?

Bugüne kadar kaç sergi Yeteneği olan kişilere buraaçtınız? dan ne söylemek istersiniz? Gazi’deki ilk sergim olmak üzere bu güne kadar yaklaşık 13 tane kişisel sergi açtım, uluslar arası

Bu konuda bütün insanlarda bir yetenek olduğuna inanıyorum. Bir toprağın içerisindeki mi-

neraller gibi her toprakta muhakkak bir miktar az ya da çok mineral vardır. Bu mineralleri ayırt edebildiğiniz, işleyebildiğiniz ölçüde toprağın içerisindeki değerleri ortaya çıkarabilirsiniz. Yetenek tek başına hiçbir anlam ifade etmez ne zamanki bilgi ve beceriyle birleşirse o zaman bütünü oluşturur ve mahsul olgunlaşarak tüketiciye sunulur. En kıraç toprağa en iyi tohumu eken bir ziraat mühendisi düşünün bire yüz vaat ediyor. Sizce vaatlerinin gerçekleşmesi ne kadar inandırıcıdır. Toprağı tanımayan, toprağın kimyasal bileşimini bilmeyen, sulama sistemi hakkında bilgisi olmayan, bu toprağa dayanabilecek tohumu seçemeyen bir ziraat mühendisi ne kadar verimli olabilirse, bizdeki sanatçı adayları da sadece yeteneğiyle o derece, verimli olabilir. Bölümümüzden her yıl 20 genci mezun ediyoruz. Bunların birçoğu hayatını başka alanlarda devam ettiriyor, resimden hayatını kazananların sayısı oldukça az. Bizler resim bölümünde sanatçı adaylarına hem teorik ve uygulamalı olarak sanatla ilgili gerekli dersleri, hem de hayatın her aşamasında para kazanabilecek bilgi birikimini ve uygulamalarını içeren bir eğitim ve öğretimi vermeye çalışıyoruz. Ahmet Çakır

59


SANAT

Doç. Dr. Hüseyin ELMAS

GÜNÜMÜZ SANAT ESERLERİNİ ALGILAMA

Sanat eserleri çoğumuz için hem bildik hem de yabancı gibidir. Günlük yaşantımızda televizyonlarda izlediğimiz filmler, okuduğumuz kitaplar, her an her yerde karşımıza çıkan bir kısım mimari eserler, sanatçılar tarafından ortaya konulan sanat eserleridir. Birçoğumuz bunlarla daha küçük yaşlarda okullarda tanışır, hatta başta resim dersi olmak üzere oflaya tıslaya da olsa uygulamasını yaparız. Ancak, her nedense toplum olarak bunca eğitimin ardından sanat eseri ve sanatçıyı algılama konusunda hala direnç gösteririz. Hele bu birde günümüz modern sanat anlayışları ise, direncimiz daha da artar üstüne üstlük rahatsızlığımızı bile dile getiririz. Çevre sanatı, kavramsal sanat, pop art, land art, olarak tanımlanan sorası anlayışlar söz konusu olduğu zaman ise, durum daha da ciddi hale gelip bunları saçmalıkla değerlendirebiliyoruz. Bu tip anlayışların gerek Amerika'da gerekse Avrupa'da yaygınlaşması ve toplum tarafından kabullenilmesinin ardından neredeyse yarım asır geçti. Ancak toplumumuz, geleneksel tuval resmine bağlı modern anlayışları bile yeterince algılamamakta hala direnmektedir. Oysa günümüzde çağdaş teknolojinin gelişmesine bağlı olarak sanatsal anlayışlarda da mutlak bir değişim söz konusudur. Bunun paralelinde çağdaş sanatta da, sanatçının işlevi ve konumunda büyük değişiklikler olmaktadır. Sanayi ve teknolojinin gelişimine paralel olarak çağdaş sanatta sanatsal kategorilerin çeşitlilik kazandığı buna bağlı olarak ta sanatçının işlevi ve konumunda da eskiye oranla değişikliklerin olduğu bilinmektedir. Geleneksel tuval resmi karşısında alternatif olarak görülen, yaklaşım biçimleri, farklı sanatsal etkinlikler, farklı gruplar sürekli oluşmakta ve ortaya çıkmaktadır. Özellikle son 40–50 yıllık süreçte ortaya çıkan bu anlayışlar toplumumuzda , "Sanat nedir?" sorusu karşısında tereddütlü yaklaşımları da beraberinde getirmiştir.

60

KONYA VİZYON • NİSAN

Bir fuar alanı içerisinde, insanlar tarafından iteklenen ve belirli bir açıda dönen otobüsleri, bir dağın boyanmasını, sokaktaki ağaçların poşetlenmesini, doğadan alınmış bir taşın ya da ağaç kökünün sergilenmesini şaşkın bakışlarla izleyen insanlar bunlar sanat yapıtı ise, doğadaki her türlü nesne, yaşanan olaylar da sanat yapıtı mıdır? Sorusunu kendi kendine sorabilmektedir. Eğer bunlar sanat yapıtı olarak kabul edilmeyecekse sanat yapıtını sanat yapıtı olmayandan ayıran kriterler nelerdir? Onun bir galeride ya da sanat ortamında sergilenmesi mi? Yoksa bir sanatçının ya da eleştirmenin onu sanat yapıtı olarak adlandırması mı? Doğrusunu söylemek gerekirse bir şeyin bazı durumlarda sanat yapıtı gibi işlev görebileceğini, bazı durumlarda da bu işlevi yerine getiremeyeceğini çoğu eleştirmen ve sanatçılar kabul

etmezler. Bu konu da Beatrice Lenoır, "Sanat Yapıtı" isimli çalışmasında, nesnelerden yola çıkarak, herhangi bir nesnenin belirli anlarda ve belirli durumlarda bir simge olabildiği gibi, bir başka nesne de bazı anlarda bir sanat yapıtı olabilir, bazı anlarda olamaz der ve bir taş parçasının yol kenarında durduğu sürece sanat yapıtı olmadığını ancak bir sanat müzesinde özelliklerinden bazılarını göstermek amacıyla, mesela biçim, renk, doku vb. sunulduğunda sanat eseri olarak algılanacağını söyler. Aksi takdirde birisi çıkıp, o zaman yolda bozulan arabasının trafik alanı dışarısına çıkartılması için iteklenmesini ya da binasının boyamasını sanat olayı imiş gibi düşünmesi yanlış olur. Önemli olan yapılan işin o an için hangi amaçla yapıldığı ve duyulan estetik kaygılardır. Burada sanatçı sadece kendi bireysel tutkularını gerçekleştirmek amacında değildir. O da ortaya koyduğu çalışmayla bir şeyler anlatmak ve anlaşılmak ister. Ancak seviyesi ve estetik anlayışları gelişmiş olan toplum ve kişiler bunu değerlendirme- kavrayabilme yeteneğini gösterebilir. Aslında birazda bize gülünç ve anlamsız gelen günümüz çağdaş sanat eserlerini anlayamama, bu yeteneğin kazanılmamış olmasından değil midir?


İNŞAAT DEKORASYON

61


CEMİYET

DARÜŞŞAFAKA EĞİTİM CEMİYETİ Babası hayatta olmayan, maddi olanakları yetersiz, yetenekli ilköğretim üçüncü sınıf öğrencilerine liseyi bitirinceye kadar parasız ve yatılı eğitim veren İstanbul’daki Darüşşafaka Eğitim Kurumları, okul giriş sınavını anlatmak için 4 Nisan tarihinde Konya Meram Anadolu Lisesi’nde bir toplantı düzenledi. Okul giriş sınavı ise 29 Mayıs Pazar günü yapılacak.

İstanbul Maslak’taki kampüsünde, tüm öğrencilere parasız ve yatılı İngilizce eğitim veren Darüşşafaka Eğitim Kurumları, eğitim-öğretim yılı Darüşşafaka Giriş Sınavı öncesinde okul tanıtımı için Konya’ya geliyor. Ülkemizin en eski sivil toplum kuruluşlarından sayılan Darüşşafaka Eğitim Kurumları, yılından bu yana babası hayatta olmayan, ailelerin maddi olanaksızlıkları nedeniyle iyi eğitim fırsatı bulamayan öğrencilere, ilköğretim 4. sınıftan itibaren liseyi bitirinceye kadar tam burslu ve yatılı, İngilizce eğitim veriyor. Üniversiteyi kazanan öğrencilere ise Darüşşafaka Cemiyeti tarafından burs verilmeye devam ediliyor. eğitim-öğretim yılında Türkiye genelinde 65 ilden öğrencinin eğitim gördüğü okulda, öğrencilerin eğitim masraflarının yanı sıra öğrencilerin giyim, barınma, yemek, kitap, sağlık gibi ihtiyaçları masrafları da Darüşşafaka Cemiyeti tarafından karşılanıyor. 4 Nisan tarihinde Konya Meram Anadolu Lisesi’nde Darüşşafaka Eğitim Kurumu temsilcileri ve Darüşşafaka Cemiyeti Yönetiminin katılımıyla düzenlenecek toplantıda Darüşşafaka’da öğrencilere sunulan imkânlar hakkında öğretmenlere ve velilere bilgi verilecek. Ayrıca eğitimde fırsat eşitliği sunmayı amaçlayan, yetenek ölçümüne dayalı sınav sistemi de öğretmenlerle paylaşılacak. Darüşşafaka’nın öğrencilerine sunduğu sosyal imkânlar ve spor faaliyetleri toplantının konu başlıkları arasında yer alacak. Darüşşafaka Eğitim Kurumları Giriş Sınavı ise 29 Mayıs Pazar günü Mümtaz Koru İlk Öğretim Okulu’nda yapılacak.

62

KONYA VİZYON • NİSAN


CEMİYET

Okulumuzda on yedi Konyalı öğrenci

Halen Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nda tam burslu ve yatılı eğitim almakta on yedi Konyalı öğrencimiz bulunuyor. 29 Mayıs tarihinde Konya’da yapılacak olan sınavla Konyalı öğrenciye ulaşılması hedefleniyor. Darüşşafaka ile yaşamları değişen Konyalı öğrencilerin her birinin büyük hayalleri var. Darüşşafakalı öğrenciler sadece hayal etmekle kalmıyor, aynı zamanda büyük başarılara da imza atıyorlar. Örneğin; Evren Başer: Hazırlık sınıfı öğrencisi. Masa tenisinde okulumuzu il şampiyonasında temsil etti. Okul futbol takımında oynamaktadır. Muhammet Yusuf Carı: 4.sınıf öğrencisi Beden Eğitimi derslerinde basketbola yatkınlığı ile öne çıktı. Geleceğin Darüşşafaka Basketbol Takımı için yetiştiriliyor. .

Her ilin sınav birincisinin eğitim gider-

• Öğrenciler, İngilizce dil eğitimlerinin yanı lerini Türkiye İş Bankası karşılıyor Sınav merkezlerine ulaşım bedeli Da- sıra 6. sınıftan itibaren Fransızca veya Almanca dillerinden tercih ettikleri bir tanesirüşşafaka tarafından karşılanıyor DARÜŞŞAFAKA CEMİYETİ VE DARÜŞŞAFAKA EĞİTİM KURUMLARI HAKKINDA • eğitim-öğretim yılında Darüşşafaka’da toplam öğrenci eğitim almaktadır. • Öğrencilerin yüzde 40’ını kız, yüzde 60’ını erkek öğrenciler oluşturmaktadır. • Tüm öğrenciler okul kampüsünde yaşamaktadır. • Sınıflar 24 öğrenciden oluşmaktadır. • Her öğretmen başına düşen ortalama öğrenci sayısı 5,1’dir. • Her 6 öğrenciye 1 bilgisayar düşmektedir. • Dersliklerde projektör, perde ve ses sistemleri bulunmaktadır.

ni öğrenirler. • Her öğrenci bir enstrüman çalmakta ve bir spor dalı ile ilgilenmektedir. ADAYLARDA ARANAN KOŞULLAR - Babasının hayatta olmaması - Ailesinin maddi durumunun iyi bir eğitim için yeterli olmaması - Haziran ve sonrası doğmuş olması (yaş düzeltmesi geçersizdir.) - Eğitim-Öğretim Yılında üçüncü sınıf öğrencisi olması - Sağlık yönünden ve diğer yönlerden yatılı okula kabulünde sakınca bulunmaması - T.C. vatandaşı olması. Yukarıdaki koşulların tümüne uyan öğrenciler sınav kaydı için başvurabilirler.

63


CEMİYET

Detaylı bilgi için funduszeue.info / funduszeue.info

Sınav Tanıtımı Yapılacak İller ve Tarihleri 04 NİSAN PAZARTESİ

05 NİSAN SALI

06 NİSAN ÇARŞAMBA

07 NİSAN PERŞEMBE

11 NİSAN PAZARTESİ

12 NİSAN SALI

14 NİSAN PERŞEMBE

18 NİSAN PAZARTESİ

ADANA

AFYON

BURSA

ANKARA

DİYARBAKIR

BİTLİS

İSTANBUL

ŞANLIURFA

SAMSUN

DENİZLİ

BALIKESİR

ERZURUM

AĞRI

İZMİR

KAHRAMANMARAŞ

VAN

KONYA

MALATYA

KÜTAHYA SAKARYA

Sınav Yapılacak İller ve Tarihleri İL

OKUL

ADANA

İSMET İNÖNÜ İ.Ö.O

AĞRI

ALPARSLAN İ.Ö.O

ANKARA

METİN EMİROĞLU İ.Ö.O

ANTALYA

BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK İ.Ö.O

BURSA

SETBAŞI İ.Ö.O

DENİZLİ

GAZİ İ.Ö.O

DİYARBAKIR

ALİ EMİRİ İ.Ö.O

ERZURUM

İSMETPAŞA İ.Ö.O

GAZİANTEP

ABDULLAH KEPÇEP İ.Ö.O

İZMİR

MERKEZ HALİTBEY İ.Ö.O

İSTANBUL

DARÜŞŞAFAKA EĞİTİM KURUMLARI

KAYSERİ

BESİME ÖZDERECİ İ.Ö.O

KONYA

MÜMTAZ KORU İ.Ö.O

MALATYA

ATATÜRK İ.Ö.O

MERSİN

TEVFİK SIRRI GÜR ANADOLU LİSESİ

SAMSUN

MERKEZ ALPARSLAN İ.Ö.O

SİVAS

BEHRAMPAŞA İ.Ö.O

ŞANLIURFA

BAHÇELİEVLER İ.Ö.O

TRABZON

CUDİBEY İ.Ö.O

VAN

ATATÜRK İ.Ö.O

64

KONYA VİZYON • NİSAN


İNŞAAT DEKORASYON

65


İNŞAAT DEKORASYON

Kendine özgü müzikleri ile fark yaratan, örnek olan, örnek alınan, Konya’nın başarılı gruplarından:

Metafor

Müziğe tutkun gönüller…

Yoğun çalışma tempolarının arasında fırsat yaratıp çok değerli anlarını bize ayıran Grup Metafor’la keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Grubu, bilenlere daha iyi tanıtalım, bilmeyenlere de varlığından haberdar edelim istedik.

Metafor macerası nasıl başladı?

yılında yolculuğuna başlamış bir müzik grubu. Öncelikle adımızı koyma sürecinden bahsedelim. Fikirlerimizi ortaya koyup grubun adını “Metafor” olarak koymaya karar verdik. Metafor'un kelime anlamının “algılanması için pratik zekâ gerektiren benzetmeler” olmasının bizim grup felsefemize çok uygun olduğunu düşündük. Yani bir şeyin yerine başka bir şey koyma anlamını taşıyor. Buradan yola çıkarak, duygu ve düşüncelerin yerine müziklerimizi koymak istedik. Projelerimizi, kendi bestelerimizi seslendirmek, daha önce hiç duyulmamış anonim eserleri seslendirmek, batı müziğiyle Türk müziği arasında sentez yapmak olarak belirledik. 3 yıldır devam ediyoruz inşallah daha da uzun yıllar devam edecek.

66

KONYA VİZYON • NİSAN

Bu serüvene kaç kişi ile başladınız? Şuanda kaç kişi olarak devam ediyorsunuz?

İlk etapta devlet tiyatrosunda müzik yaparken 4 kişiydik. Daha sonra Levent Ziya’ya projemizden bahsettik ve destek gördük. Ardından öğretim görevlisi Devrim Babacan katıldı. Solist olarak da Nilay Türksezer bize dâhil oldu ve grup bu şekilde başladı. Yıllar içerisinde Devrim Babacan gitti Ali Uğur Yılmazlar geldi, Ali Uğur Yılmazlar gitti yerine Özgür Gönlüm geldi, solist olarak da Çiğdem Yıldırım katıldı. Yalnız biz gruptan ayrılan arkadaşlarımıza ayrılıp gittiler demiyoruz, işlerinden dolayı ayrılmak zorunda kaldılar diyoruz. Bütün arkadaşlarımızla hala görüşüp desteklerini alıyoruz. Hiç bir şekilde kırgınlıkla ayrılmadık.


İNŞAAT DEKORASYON

Grupta kararları nasıl alıyorsunuz?

Ortak kararlar alıyoruz. İlk başlarda tam görevlerimiz oturmamıştı, zaman içerisinde kimin neye daha faydalı olabileceğinin tespit edilmesiyle her şey kendiliğinden gelişti. Bakarsınız grubun neye ihtiyacı olduğunu, sezersiniz o boyutu doldurabilecek bir hamleyi ve işe girişirsiniz, işte grup olmak da budur. Eğer grubun içinde bir lider varsa olmaz, tek yöneticili gruplarda böyle değildir, alt kadroların söylediği çok dikkate alınmaz. Ama bizde böyle değildir. Birisi bir şey söylüyorsa hemen yapılır. Grup kurmak zor iştir, bunu devam ettirmek daha da zor. Bizim şansımız, yaş ortalamasının birbirine yakın olması nedeniyle grupta benzer disiplinlerin var olmasıdır ki müzikte disiplin oldukça önemli bir unsur. Aramızda çok acımasız eleştiriler olur, ama kimse kırılmaz. Hiç kimsede kapris yoktur. Gücümüzü birbirimizden alıyoruz. Grupta yeteneğiyle kimse övünmüyor çünkü herkes yetenekli. Övünülecekse disipliniyle övünülecek, önemli olan bu.

Konya’da ki sanat etkinliklerini yeterli buluyor musunuz?

Hep söylenir ya Konya’da sanatsal etkinlik olmuyor diye, aslında biz buradan yola çıkarak bir şeyler yapalım dedik. Çoğumuz müzik eğitimcisiyiz ve öğrencilerimiz var. Onlara daha düzgün şeylerin nasıl yapılabileceğini göstermek istedik. Müzik yaparken çok mutluyuz, en önemli şey bu. İstisnasız tüm katıldığımız organizasyonlarda bize “İstanbul‘dan mı Ankara’dan mı katılıyorsunuz? ” diye soruyorlar. Konya denince insanlar nedense böyle bir grubun çıkabileceğine inanmıyorlar. Yerin çok önemi yok, böyle bir müzik icra etmek için çalışma disiplini çok önemlidir. Düzgün çalıştığın zaman işin geri kalanı kendiliğinden oluşur.

Metafor alışılmışın dışında bir grup, her tarzdan çalgıları bir araya getiriyorsunuz. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?

Bu gruptaki arkadaşların geçmişine bakıldığı zaman aynı müzik türünden gelmiş insanlar değiller. Farklı müzik kültürlerini taşıyan, çok farklı ortamlarda

67


RÖPORTAJ değişik müzikler yapmış kişiler. İşte bu kişilerle müziğin çok farklı türlerini bir araya getirip, birlikte kullanılmaz denen enstrümanların harmanlanabileceğinin güzel bir kanıtıyız. Bu grup bize pek çok şey öğretiyor örneğin; kanunla halk müziği, pop ve İngilizce şarkılar çalınabileceğini. Bu grupta çok geniş bir yelpazeyi derlemiş oluyoruz. Bir grup üyemiz batı müziği alt yapısıyla akustik sazlardan oluşan bateri ve bas gitarlı gruplarla program yapmış, diğer bir arkadaş ise TRT’de sözleşmeli sanatçı olarak yerli sazlarla değişik çalışmalarda bulunmuş, başka bir arkadaş da saksafonuyla caz, rock müziği yapmış. Belli müzik türlerinde deneyimler elde etmiş kişilerin beraber kurmuş olduğu bir grup. Bu deneyimlerde hem besteye hem müzik anlayışına yansıyor.

Metafor’un amaçları neler?

Ender DİNÇER – Keman/Viyolonsel

Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzikoloji bölümünü okudu. Konya Çimento Güzel Sanatlar ve Spor Lisesinde keman öğretmenliği yapmakta evli ve 2 çocuk babasıdır.

Metin DURSUN - Kanun/Ud/Bağlama/Cümbüş

Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik öğretmenliği bölümünü okudu. Konya Çimento Güzel Sanatlar ve Spor Lisesinde kanun öğretmenliği yapmakta, evli ve 2 çocuk babasıdır.

Amaçlarımızdan bir tanesi öğrencilerimize örnek müzikler yapmak ama bunun yanında da örnek müzikleri Konya’ya ve Türkiye‘ye tanıtmakdır. Müzik kirliliğinin inanılmaz boyutta olduğunu düşünüyoruz. İnsanlar gelen misafirlerine görsel anlamda yemek ikramı yaparken, kulaklarına hitap edip, iyi bir müzik ziyafeti vermeliler. Bizim için bir organizasyonda olay sadece dans edip oynamak değildir. Bir kişi geldiği zaman yemeğini yerken rahat mutlu bir şekilde müzik eşliğinde sohbetini edebilmeli. Değişik toplantılar, örneğin bayi toplantıları, organizasyonlar, yemekli toplantılar oluyor, biz buralara program yapıyoruz. Zaten konuştukları konudan beyin yorulmuş, müzik dinlendirici bir özellik taşıyor. İşte böyle bir yerde akustik sazlarla doğru kaliteli eğitici müzik yapmaya çalışıyoruz.

Metafor kaç yıldır var? Grubun geleceğe dönük planları neler?

Metafor 3 yıldır sahnede ve hiçbir işimizde insanların yüzü asılmadı. Çünkü ses kirliliği konusunda hiçbir sıkıntı yaşamadık. Aksine yemeklerde, toplantılarda insanlar yemeklerini bırakıp bizleri dinlediler. Bu bize güç veriyor. Biz temiz müzik yapmak istiyoruz. Yıllarca farklı gruplar var oldu, ’li yıllarda Genç Ozanlar, daha sonra Şeker Orkestrası, bizim üniversite yıllarında Apar Topar gibi. Ama kendi bestesi, kendi düzenlemeleri olan grup biziz diye düşünüyoruz ve bu yüzden de uzun soluklu olacağına inanıyoruz.

Albüm çalışmalarınız var mı?

Doğan Sarıcı- Bas Gitar

Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümünü okudu, evli.

68

Doğan ZADE - Keybord/Piyano/Akordeon

9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzikoloji Bölümüne girdi. Konya Çimento Güzel Sanatlar ve Spor Lisesinde Piyano öğretmeni olarak çalışmakta, evli ve bir çocuk babasıdır.

KONYA VİZYON • NİSAN

Aslında bütün hayalimiz, bütün istediğimiz, bir albüm yapabilmek. Bu anlamda çalışmalarımız var. Mayıs ayında bir İstanbul konserimiz olacak. Bunun için hazırlanıyoruz. Konyalı sanatçılarımızdan Sayın Vedat Sakman’ın Grup Metafor’a desteği çok büyük, kendisinin 3 parçasını seslendireceğiz ve İstanbul’da kendi yerinde bir konser gerçekleştireceğiz. Sizin üzerinizde bir etiket var. Geçen gün bir yere gittiğimde Metafor’la çalışıyor musunuz diye bir soru yönelttim. Aldığım cevap ilginçti. "Onlar sosyeteye çalıyor". Evet, bize burnu havada da deniyor. Çok farklı tepkiler


RÖPORTAJ ve yorumlarla karşılaşabiliyoruz. Bizim topluluk olarak yolculuklarımızda, etkinliklerde giydiğimiz, üzerinde Metafor yazan, tişörtlerimiz var. Geçen gün çektirdiğimiz bir fotoğrafımızı sitemizde yayınladık. Bunun üzerine; "fabrika işçilerine benzemişsiniz" diye bir yorum geldi. Biz de altına "gerçekten bizi fabrika işçilerine benzettiğiniz için çok teşekkür ederiz’ diye yazdık. Biz de en az fabrika işçileri kadar sıkı çalışıyoruz. Evet, bu anlamda “Metafor” bir müzik fabrikası. Bizim isteğimiz, yıllar sonra aynı şekilde öğrencilerimizin Grup Metafor’u devam ettirmesi ve bizim de ön masalardan öğrencilerimizi izlememizdir.

Grup Metafor’un katıldığı projelerden kısaca bahsedebilir misiniz?

Üniversitelerin katılmış olduğu “Sanatın Aydınlanması” diye bir proje vardı. Konya Selçuk Üniversitesi işbirliği ile bu projede yer aldık. Yine 2 yıl önce, kimsesiz çocuklar için bir konserimiz olmuştu. Bu yıl da yine Konya’da bir konser vermek istiyoruz. Sosyal yardımlaşma projelerinde bulunmak istiyoruz, hatta bazen arkadaşlarımızla konuşuyoruz, çıkaracağımız albüm gelirinin bir kısmını, bir sosyal yardımlaşma kuruluşuna vermek istiyoruz.

Unutamadığınız anınız var mı?

Metafor (Mithat): Grup olarak pek çok güzellikler yaşadık. Ama benim için en özeli, bütün grup arkadaşlarımın destekleriyle, bundan yaklaşık 20 yıl önceki hayalimin gerçekleşmesidir. Ben çok zor şartlar altında okudum, hatta bazen ayrılacağım dediğim zamanlar bile oldu ve benim bir gün gelip inşallah burada konser düzenlerim hayallerim vardı. Ve sonunda mezun olduğum 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde konser verdik. Arkadaşlarımın desteğiyle hiçbir maddi ücret almadan, herkes cebinden para vererek sonuna kadar gittik ve bu hayalimi gerçekleştirdik. Buna benzer Selçuk Üniversitesinde de bir konser verdik. Sırada Erzurum var…

Mithat SÖNMEZ (Miço)-Percussion

Çiğdem Yıldırım – Solist

Hüseyin ÖZEL – Saksafon

Özgür Gönlüm- Davul

Konya Selçuk Üniversitesi-Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü mezunu, "Ud" çalgısı ile Türk Müziği Eğitimi aldı. Karaman Yunus Emre İlköğretim Okulu Müzik Öğretmeni ve ayni zamanda Türkiye Halk Oyunları Federasyonu'nda faal hakemlik yapmaktadır.

Selçuk Üniversitesi Konservatuar Öğrencisi

Bu keyifli söyleşi için Grup Metafor’a teşekkür ediyoruz, müzik hayatında başarılar diliyoruz.

Metafor’a desteklerinden dolayı buradan bazı arkadaşlarımıza teşekkürlerimizi iletelim. Başta sizlere ve okuyucularınıza, Zade Şirketler Grubu adına Tahir ve Mevlüt Büyükhelvacıgil ve ailelerine, Konya Dedeman Oteli’ne, Hüseyin Elmas’a, grubumuzdan ayrılan arkadaşlarımız Ali Uğur Yılmazlar, Nilay Türksezer ve Devrim Babacan’a, Sayın Vedat Sakman’a, Net Müzik çalışanlarına, Adem Koyuncu’ya ve söz yazarlarımızdan Tahir Sakman’a, Devlet Tiyatroları’ndan Ozan Umut Çobanoğlu ve Bülent Tekelioğlu’na teşekkürü bir borç biliriz. Bütün bu söyleşinin tüm Konya Halkı’na aktarılmasında büyük rol oynayan Vizyon dergisi ve çalışanlarına Metafor Ailesi olarak tekrar tekrar teşekkür ederiz. Röportaj: Seycan Çakır Fotoğraf: Ahmet ÇAkır

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema Televizyon Bölümünden mezun oldu, evli ve bir çocuk babası.

Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği , evli ve bir çocuk babası

69


MAKALE

Kazım Öztoklu

Teşekkürler Hasan GÖKYAR Adı Soyadı Mesleği Tuttuğu Takım Doğum Yeri Doğum Tarihi Ölüm Tarihi

Bizi var olduğumuz günden beri yetiştiren ve geleceğe hazırlayan iki insanı asla unutamayız: Birincisi evimizde annemiz, babamızdır; ikincisi de okulumuzda, dershanelerimizde çocuklarımızla gece, gündüz, kar, kış demeden fedakarca uğraşan Hasan hocalarımızdır. Birinciler çocuklarımıza sütünü, sevgisini, emeğini, umudunu verir; ikinciler ise sevgisini, ilgisini, bilgisini, deney birikimini verir. Bizler eksiklerimizi onlarla tamamlarız; gün geçtikçe kişiliğimizi bulur; geleceğin büyük insanlarından biri olma yolunda güvenli adımlarla zaman merdivenini tırmanırız. Bize gülüşün kadar sıcacık sevgini; bitmeyen ve hiçbir zaman da bitmeyecek olan ilgini verdiğin için teşekkürler Hasan hocam! Yurdun en uç köşelerine ilk giden, ilk ışığı, ilk aydınlığı götüren; amansız cehalete karşı ilk kurtuluş bayrağını açan, o bayrağı yurdun her köşesinde onurla dalgalandıran sizler değilmisiniz? Bugün eğer gerçek bilgi aydınlığında yaşıyorsak,

70

: Hasan : GÖKYAR : Emekli Öğretmen : Fenerbahçe : Doğanhisar : 01 Ocak : Kalbimizde Yaşıyor

çağın uygarlığını yakalamaya çalışıyorsak, bu onuru ancak sizlere borçluyuz. Biz gençleri ve sevgili yurdumuzu çağın aydınlığıyla aydınlatma savaşı verdiğin için teşekkürler sevgili Hasan hocam! Atatürk, "Ben her şeyden önce öğretmenim." diyerek, tüm unvanların ötesine taşıdığı öğretmenlik mesleğinin önemini ve kutsallığını vurgulamıştır. ’lı yılların sonunda tanıma şansına sahip olduğum Hasan GÖKYAR’ı 23 Mart tarihinde elim bir trafik kazası kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyorum. Çocukla çocuk, yaşlı ile yaşlı, siyasetçi ile siyasetçi sporcu ile sporcu olan adam gibi bir adam’dı. Yıllarca kendini eğitime adamış emekli olduktan sonra da ara vermeden özel derhanelerde öğretmenlik yaptıktan sonra son olarak BİL Dershanelerinde dershane müdürü olarak çalışma hayatına devam etti. Yıllar öncesi başlayan eğitim hayatında kendisine her zaman en büyük desteği veren yine bir emekli öğretmen olan eşi Ayşe

KONYA VİZYON • NİSAN

hoca’dır. Ayşe hoca hayat boyu yıkıcı değil yapıcı, bölücü değil toplayıcı ve hayırsever tavrı ile her zaman gönülleri kazanmıştır. Hasan hoca ile Ayşe hoca her zaman bir elmanın iki yarısı olmuştur. Dünya iyisi Halis GÖKYAR ve Süleyman GÖKYAR isminde iki erkek evladı bulunan Hasan hoca’nın Hasan Yiğit, Elif Yağmur, Dide Su ve Hasan Kağan isimlerinde de dört torunu bulunmaktaydı. Sen şimdi aramızdan ayrıldın ama Hasan hocam arkada binlerce Hasan GÖKYAR’lar bıraktın. Binlerce öğrencilerin yanı sıra Hasan GÖKYAR isimli iki tane’de pırıl pırıl torun bıraktın. Hasan hocanın müdürlüğünü yaptığı BİL dershaneler grubuna benim nacizane düşüncem Hasan hoca’nın görevli olduğu dershane şubesinin ismini BİL Dershanesi Hasan GÖKYAR şubesi olarak değiştirilebilir. Hasan GÖKYAR ismi böylece daha da çok yaşaya-

caktır. Sen hep sevgiden, barıştan, güzelden yana oldun Hasan hocam. Düşünüyorum da bugüne senin izinden nasıl geldiysek, yarına da senin izinden yürüyerek varacağız. Biliyoruz ki, ne zaman başımız dara girse, bilginin sonsuzluğunda kaybolsak bile elimizden tutan yine sen olacaksın ve emin ol ki bizler hep senin takipçin olacağız Hasan hocam. 'Allah nezdindeki sevginizi görmek isterseniz insanların size olan sevgisine bakın' deniliyor. Ne iş yapıyorsak yapalım, bir gün bizim de kapımız çalındığında arkamızdan rahmet okuyan, haklarını helal eden, dua eden, yakınlarımıza sabır tavsiye eden birileri olur inşallah. Rahmetli dedemin hayat için çok güzel bir sözü var hep kulağımda çınlar "Bir Varmış Bir Yokmuş" derdi evet hayat böyle Bir Varmış Bir Yokmuş Mekanın cennet olsun. Hasan GÖKYAR


İNŞAAT DEKORASYON

71


İNŞAAT DEKORASYON

72

KONYA VİZYON • NİSAN


İNŞAAT DEKORASYON

8 ASIRLIK TARİHİ MİRAS

ZAZADİN HAN Yüzyıllarca kervanlara, yolculara hizmet veren Anadolu’nun en büyük hanlarından olan ve tarih kitaplarında adından sıkça söz edilen Selçuklular'dan kalma tarihi Zazadin Han tarihteki ihtişamlı günlerine döndü.

Fotoğraf ve Yazı: Harun ŞAHİN

73


İNŞAAT DEKORASYON

ZAZADİN HAN Selçuklular yol ağının her 40 kilometresine bir han yaptılar ve Anadolu'yu kervanlar için en güvenli ülke haline getirdiler. Selçuk Türkleri pek çok kervansaray yapmıştır. Bunun sebebi, kolay anlaşılır: Anadolu'yu yurt edindikten sonra ilk iş olarak iyi bir karayolu ağı meydana getirdiler. Bu yol ağının her kilometresinde bir han yaptılar. Kervanlar ve yolcular bu hanlarda barınıyordu. Hanlar birer yolcu barınağı olmaktan başka, yol güvenliği sağlayan birer karakol vazifesi de görüyordu. Uzak ülkelerden gelen ticaret kervanları, yine uzak ülkelere güvenle giderlerdi. Hanlar, eşkıya baskınına karşı koyabilecek bir şekilde yapılmış kaleler gibiydi. Devrin seyyahları ve tarihçiler, Anadolu'nun en sakin, düzenli ve faal devrini Selçuklular zamanında yaşadığını anlatırlar. Bunda, yol boyunca dizilen hanların, yani kervansarayların rolü olduğunu söylerler. Ülkemizin önemli ve değerli hanlarının başında gelen Zazadin Han Konya-Aksaray karayolunun kilometresinde, Konya merkeze bağlı Tömek Köyü’nün sınırları içinde ve köyün 15 dakika kadar güney batısında bulunuyor. Saadettin Köpek Hanı diye de anılan Zazadin Han, yıllarında yapılmıştır. Güney cephede, kapalı mekâna yakın bir yerde bulunan açık bölüm taç kapısı, beyaz ve açık kahverengi taşlarla yapılmıştır. Güney cephenin inşasında, çok miktarda işlenmiş buluntu taş kullanılmıştır. Taç kapının hacimli kitlesi içinde, duvara oturmuş basamaklarla çıkılan ve zengin bir taş süslemeye sahip olan mescidi yer almaktadır. 74

KONYA VİZYON • NİSAN


İNŞAAT DEKORASYON

Yapımı günümüzden yıl öncesine dayanan Zazadin Han’ın hikâyesi oldukça ilginç. Sultan Alâeddin Kayseri’de Keykubadiye Sarayı’nda Erzincan meliki Alâeddin Sahi kabul ettikten sonra Konya’ya dönmüş buradan da mesafeler yutan soy ati ile sahil taraflarına doğru açılmıştı. Agirnas’a yakınlarında karsılaştığı eşsiz manzaralı yer Sultan’ın ilgisini çeker. Mimarı Saadettin Köpek’i çağırarak, burada dönemin en önemli yapıları olan Sedery ve Havernak Sarayları’nı geride bırakacak bir saray yükseltmesini emreder. Hemen sarayın inşasına başlanır. Kısa sürede yükselen saray Alâeddin Keykubad’ın beğenisine sunulur. Sarayı çok beğenen Keykubat birkaç gün oturduğu saray’dan Alaiye şehrine gitmek üzere ayrılır. Zamanla umumi yer haline gelen saray, kısa süre sonra hana dönüşür. m² kapalı alana sahip ve m² açık avlusu bulanan Zazadin Han Doğu-Batı doğrultusunda uzanan bu yapının dönemin birçok kervansarayında olduğu gibi kapalı ve açık alanları bulunmaktadır. Benzerlerinden farklı olarak avlunun kuzey duvarı kademeli yapılmıştır ve kale görüntüsü vardır. 75


MAKALE

MADALYONUN ARKASINA BAKMAK Gündemde bir konu; Müslüman ülkelerdeki ayaklanma Olayların tırmandığı hafta Antalya-Kemer’de arkadaşlarımızla bir aradayız, ister istemez gündemimizin bir kısmını bu olaylar oluşturuyor ve bir şekilde konu ülkemize geliyor. Konu konuyu açar derken birisi başlıyor ülkemizi eleştirmeye. Türkiye’de şöyle sorunlar, böyle hatalar Derken klasik bir cümle geliyor kulağıma; zaten böyle şeyler bir tek bizim ülkemizde olur. İşte o an kafamda şu düşünce beliriyor; gerçekten biz bu kadar kötü durumda mıyız? Tabi ki, hayır. Hiç kimse çok ilerde olduğumuzu söyleyemez elbette ama haksızlıkta etmeyelim şimdi

Selçuk Kazan

Öylesine dibe vurmuş bir hikayemiz var ki, Kurtuluş Savaşı döneminde yokluklarımız hat safhada, İmparatorluk döneminden kalan maddi manevi büyük yükler Herşeye rağmen bu günlere gelebilmek hiç de yadsınacak bir şey değil bence. yılında İran’a, yılında Libya’ya gitme fırsatım olmuştu. Bir kez daha anladım ki bizim coğrafyamızda bazı şeyleri değiştirmek başka bölgelere benzemiyor. Şöyle ki, 5 tane cm üzerinde insanın arasındaki cm’lik bir kişi hakkında "Kısa boylu olan" diye bahsederiz ama bu kişi cm’lik insanların arasındaysa "Uzun Boylu" diye bahsederiz. Bizde kendimizi kendi coğrafyamızda değerlendirmeli ve buna göre eleştirmeliyiz, en azından şimdilik Konya’da bir acentacı dostum var; Mete Bey, geçenlerde Afrika’da Malawi Cumhuriyeti’ne gitti, bazı pazar araştırmaları yapmak için, döndüğünde biraz konuşma fırsatımız oldu. Bir ülke hayal edin Seyahat ettiği uçakta, aynı zamanda bir keçi seyahat ediyor. Restaurantta yemek yiyorlar, yemek bir kişi için 25 USD gibi bir rakam, eh normal gibi ama servisi yapan garsonların aylık maaşının USD olduğunu düşünürsek anormal olduğunu görüyoruz. Ya da ülkede her üç kişiden birinin HIV virüsü taşıdığını düşünün. Elbette biz kendimizi burayla kıyaslamıyoruz ama ülkemizi kıyasıya eleştirirken hayatta bunların olduğunu da unutmamak gerek Sevgiler

76

KONYA VİZYON • NİSAN


İNŞAAT DEKORASYON

77


İNŞAAT DEKORASYON

NATO ZİRVESİ-İSTANBUL

NORTH ATHLANTIC TRATY ORGANIZATION Uluslararası bir kuruluş olan NATO (North Athlantic Traty Organization), üye ülkeler tarafından savunma amacı ile kurulmuş olan bir örgüttür. Birleşmiş Milletler Örgütü'ne üye bazı uluslar yılında kendi aralarında yeni bir birleşme ve dayanışma örgütü kurdular. Bu örgütü Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Fransa, İngiltere, İzlanda, Hollanda, Belçika, İtalya, Danimarka, Norveç ve Portekiz kurdu. Daha sonra NATO'ya yılında Türkiye, yılında Yunanistan, yılında da Batı Almanya ve İspanya katıldı. Bugün NATO'ya üye 16 ülke vardır. NATO'nun amacı; sosyal gelişmeyi, barış düzenini, uluslararası güvenliği, üye ulusların özgürlüğünü korumak olarak özetlenebilir. 78

KONYA VİZYON • NİSAN

NATO'yu 4 Nisan ’da 12 devlet Washington’da kurdu. (Belçika, Kanada, Danimarka, ABD, Fransa, İngiltere, İzlanda, ,İtalya, Lüksemburg, Norveç, Hollanda, Portekiz) Amaç Kuzey Atlantik’te barış ve güvenliği sağlamaktır. Merkezi Brüksel’de olan ve şu an 26 üyesi olan örgütün Avrupa Kıtasından olmayan iki üye ülkesi vardır; ABD ve Kanada (bilgi funduszeue.info). En yüksek organı Askeri Komitedir. NATO’ya Kuruluş Tarihinden Sonra Katılan Ülkeler: ‘de Türkiye ve Yunanistan ‘de Federal Almanya ‘de İspanya ‘da Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya ‘de Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya, Slovenya

TÜRKİYE - NATO İLİŞKİLERİ, TARİHİ GELİŞİMİ

NATO, Dünya politika tarihinin soğuk savaş dönemine girmesi ile oluşan en bilinen örgütlerindendir. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasının koşulları ve İkili Güç Dengesine dayanmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında uluslararası politikalarda meydana gelen değişmeler doğrultusunda Türk dış politikasına yön verecek yeni hedeflerin belirlenmesi gerekiyordu.


POLİTİKA Devlet yatırımları ve desteği ile güçlenmeye başlayan sermaye sınıfı için Batı ile yakın ilişkiler çok cazip görünüyordu. Bunun yanında Türkiye'nin yılında Avrupa Konseyine girmesi ve böylece "Avrupalı" bir devlet olarak kabul edilmesi de Türk yöneticileri NATO'ya girme konusunda hem cesaretlendirmiş hem de müracaatlarına haklı bir neden olmuştur.

O dönemde iç ve dış koşulların tümü ele alındığında Türkiye, ülke çıkarlarını korumanın Batı ile yakınlaşarak, askeri ittifak ilişkisini kurmaktan geçtiğine karar verdi. Alınan karar doğrultusunda Türk diplomasisi 'ten başlayarak ABD ile dost ve müttefik olmanın yollarını aradı ve Batı Avrupa'da kurulmuş olan tüm siyasal ve ekonomik örgütlere katılarak da destekledi. Türkiye Amerika'nın ittifakını aramakta olduğu dönemde; Truman Doktrini, Sovyet tehlikesi karşısında Amerika'nın Türkiye'yi yalnız bırakamayacağını (funduszeue.info) göstermişti. Ancak bu Türkiye’nin güvenliği bakımından yeterli bir garanti değildi. "Türkiye'yi genelde batı, özelde ise Amerika ile ittifak ilişkisi aramaya yönlendiren dinamikler iç ve dış olmak üzere iki kategoride değerlendirilir." Dış nedenlerin başında Sovyetler Birliğine karşı duyulan ciddî güvenlik endişesi gelir, çünkü yılından beri Türkiye'ye karşı hiç de güven uyandırmayan davranışlarda bulunmuş olan Sovyetler Birliği yıllarında açık bir biçimde taleplerini ve

tehditlerini arttırmıştı. Öz Türk olan Kuzeydoğu illerimizle, Karadeniz Kıyı Bölgemizde Trabzon'u da içine alan Giresun'a kadar uzanan topraklarımızın Sovyet Gürcü Cumhuriyeti'ne ilhakı isteniyor, bunun yanı sıra Boğazların ortak denetime açılmasını istiyorlardı. Ankara, Avrupa'nın dev gücüne karşı bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü koruyabilmek için dış desteğe gereksinimi olduğuna inanıyordu. Amerikan yöneticileri de Moskova'nın Türkiye üzerindeki niyetleri konusunda ilk başta kararsız olmasına rağmen sonra Ankara'nın yanında yer almıştır. Mart 'de ilan ettiği Truman Doktrini ile Sovyetler Birliğini çevresindeki ülkeler açısından bir tehdit olarak gördüğünü açıklamış oldu. Türkiye'nin NATO'ya girmesini yalnız Sovyet tehdidine karşı güvenlik sağlamak açısından değerlendirmek eksiktir. Üzerinde en çok durulan Sovyet tehdidi, Türkiye'de zaten var olan isteği güçlendirip hızlandırmıştır. Bunun yanı sıra ideolojik ve ekonomik nedenlerde etkilidir. Türkiye'nin siyasal

rejimi henüz çok partili liberal bir rejim olmamakla birlikte hükümet savaş sonrasında bu yönde bir değişime hazırlanıyordu. 'ların devletçiliğine karşın temelde özel mülkiyete dayanan sosyo-ekonomik yapıda Batının liberal ekonomik sistemini kendisine daha yakın görüyordu. Devlet yatırımları ve desteği ile güçlenmeye başlayan sermaye sınıfı için Batı ile yakın ilişkiler çok cazip görünüyordu. Bunun yanında Türkiye'nin yılında Avrupa Konseyine girmesi ve böylece "Avrupalı" bir devlet olarak kabul edilmesi de Türk yöneticileri NATO'ya girme konusunda hem cesaretlendirmiş hem de müracaatlarına haklı bir neden olmuştur. Kuzey Atlantik İttifakına doğru ilerleme, Türkiye için çok önemli bir konu haline geldi. Türkiye bu ittifaka katılmak için zorlamalarını yılında bunu başarıncaya dek sürdürecektir. Diyalog, 'in Mayıs ayı başlarında ABD'nin NATO üyesi Batı Avrupa ülkelerine saldırı olması konusunda garanti verirken Türkiye'yi dışarıda bırakabileceği yolunda Türkiye'nin kaygılarını ifade etmesiyle başlamıştır. Türkiye'nin NATO üyeliğine kabulü hiç de kolay olmamıştır. Amerika ilk planda Türkiye ve Yunanistan'a ortak üye statüsü verilmesini düşünmüştür. İngiltere ve diğer NATO devletleri de Türkiye'yi NATO'da istememişlerdir. Bu üyeler NATO'ya kendi oturdukları, Kuzey Atlantik Bölgesinin korunmasını garanti altına almak için girmiş olduklarından, tehlikeli Ortadoğu'da çıkabilecek bir savaşa bulaşmak istememişlerdir. Türkiye'nin NATO'ya katılması halinde Sovyetlerin buna sert bir tepki göstererek hemen bir savaş yoluna gitmesinden korkmuşlardır. Muhalefetinden en son vazgeçen ülke Danimarka olmuştur. CHP iktidarı sürecinde

79


POLİTİKA

ABD ile Türkiye arasında yakın ilişkiler kuruldu. Demokrat Parti iktidara geldiğinde () CHP'nin politikalarını büyük ölçüde sürdürdü ve ABD ile yakın ilişkilerini devam ettirerek, NATO'ya katıldı. Kore Savaşı'nın kazanılması yolunda Türkiye'nin hemen katkıda bulunması, Menderes hükümetine NATO'ya girme mücadelesinde yeni ve daha güçlü bir temel kazandırmıştır. Türkiye ve Yunanistan'ın üyeliği sonucunda NATO, Sovyetler Birliğini ve onun denetimindeki sosyalist Doğu Avrupa'yı, kuzeyde Norveç'ten, güneyde Girit'e ve güneydoğuda Türkiye sınırındaki Kars'a kadar çevrelenmiş oluyordu. Stratejik açıdan Türkiye NATO'nun vazgeçirici gücünü o dönemde Sovyetler Birliğinin yumuşak karnına en duyarlı bölgelerinin yakınına kadar getirmiş, Sovyetleri iki ayrı cephede savaşmak zorunda bırakmış, nihayet Sovyet gücünü Akdeniz ve Ortadoğu'ya kitle halinde inmesini engellemişlerdir. Eğer Batı Demokrasileri Türkiye ve Yunanistan'ı Atlantik Paktına kabul etmemekte ısrar etselerdi, güney kanatlarını bu nazik ve can alıcı düşmana açık bırakacak ve muhtemelen en büyük darbeyi buradan yiyerek Karadeniz'i ve Adriyatik Denizi'ni kaybedecek, Akdeniz'i de tehlikeye sokacaklardı. (funduszeue.info) Türkiye NATO ittifakı içerisinde oldukça güçlü ve çok hassas bir noktada yer almaktadır. NATO’nun etkili bir politika izlemesinde ve bu güne ulaşmasında ki rolü büyüktür.

NATO eski Genel Sekreteri Peter Carrington'un ifadelerinden bunu net bir şekilde anlamaktayız. Bu görüşlerden çıkarılan bir diğer sonuç ise; bölgenin istikrar ve huzurunun sağlanabilmesi için NATO’nun ve Türkiye'nin fikir birliği ve ortaklığının sürdürülmesinin zorunlu olduğudur. "Türkiye'nin NATO'ya girme konusunda verdiği karar, Batı Avrupa'nın ve özgür dünyanın savunmasına ilişkin verilmiş en önemli kararlardan biridir. Aradan kırk yıl geçtiğinde bizler durumu, o gün kararı verenlerden daha net bir biçimde görebiliyoruz." "Bugün bizler Türkiye'nin NATO'ya üyeliğini çok normal bir gerçek olarak kabul ediyoruz. Oysa 'ların sonlarında, İkinci Dünya Savaşı'nı izleyen ekonomik ve politik kabarmalar sırasında durum hiç de böyle değildi. Bu nedenle o tarihlerde hem Türkiye'de hem ABD'de ileriyi gören devlet adamlarının olması gerçekten bir şanstır. NATO'nun güneydoğu kanadının özellikle Türkiye'yi içine alan bölümünün önemi günümüzde de yine o günkü kadar belirgindir."

"Türkiye'nin Batı komşuları ile olduğu gibi diğer Ortadoğu ülkeleri ile de özel ilişkileri vardır. Düşman bir Türkiye ya da tarafsız bir Türkiye, savunma durumumuzu da dış politikamızı da büyük zorluklara iter, stratejimizin inanılırlığını zayıflatırdı." Türkiye, NATO üyesi ülke başkanlarının katılımı ile gerçekleşen Haziran NATO Zirvesi’ne İstanbul’da ev sahipliği yapılmıştır.

YENİ DÜNYA DÜZENİ VE NATO

Sovyetler Birliğinin parçalanmasıyla oluşan yenidünya düzeni ve soğuk savaş döneminin sona ermesi ile NATO'nun güvenlik ve tehdit anlayışında da değişiklikler meydana gelmiştir. Bu doğrultuda yeni NATO stratejisinde değişik bölgelerde ortaya çıkabilecek politik, ekonomik ve sosyal boyutları olan riskler ve alınması gereken önlemleri ön plana çıkmıştır. Bunlar; Genişleme, Barış için ortaklık, Rusya ile iyi ilişkiler kurulması ve sürdürülmesi şeklindedir. Yine Sovyetlerin dağılması ile birlikte NATO’nun varlığı ve devamı sorgulanmış, konu ile ilgili bazı yazarlar: "Herşeyi Sovyet ve Varşova Paktı tehdidine endeksli olan NATO artık öldü" (funduszeue.info) derken; Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu v.s de belirsizlik ve karmaşanın artması, North Athlantic Traty Organization (NATO) ittifakının var olması ve yaşatılmasının doğru bir karar olduğu anlaşılmıştır. Son yıllarda Türkiye'nin yakın çevresinde, soğuk savaş döneminin dengelerinin yerini, tehlikeli ve belirsizlik yaratan politik bir kaos ortamına bırakması NATO'nun eskiye nazaran daha aktif ve yenilenmiş olarak bölge sorunları üzerinde rol almasını gerektirmiştir. Hazırlayan: Seycan Çakır

80

KONYA VİZYON • NİSAN


İNŞAAT DEKORASYON

81


İNŞAAT DEKORASYON

ERKEN YAŞTA EVLİLİĞİ ÖNLEME PROJESİ “ERKEN YAŞTA VE ZORLAMA İLE GERÇEKLEŞEN EVLİLİKLERİN BİREY VE AİLE ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI” İnsanın en önemli özelliklerinden biri toplumsal bir varlık oluşudur. İstisnalar haricinde insanoğlu, yaşamını küçük ya da büyük bir grubun üyesi olarak sürdürür. Bu guruplardan en önemlilerinden birisi de ailedir. Birçok yönlerden farklı bir toplumsal kurum olan aile, değişik yaşta ve yapıdaki bireylerden oluşmakla birlikte ortak hedefleri ve idealleri olan birbirleri üzerindeki etkileri devamlı ve karşılıklı biçimde işleyen çoğunlukla ortak bütçelere sahip bulunan ve zamanla bölünüp çoğalan adeta sihirli bir kutudur. Aile bireylerin

82

güdülerini, tutum ve davranışlarını, kişiliklerini şekillendirdiği gibi toplumsal ve kültürel değerleri de ilk olarak bireylerine aktaran birimdir. Dolayısıyla çocukluktan itibaren bireylerin anlam dünyalarını şekillendiren, hayata bakışlarını biçimlendiren, doğal olarak hareket tarzlarını oluşturan ve daha da önemlisi ekonomik, sosyal ve psikolojik güvence veren bir yapıdır. Böyle bir yapının düzgün kurulması ve işletilmesi mikro bazda kişileri ve aileleri, makro bakış açısında toplumu ve ülke profilini etkilemesi yönüyle önemlidir. Ai-

KONYA VİZYON • NİSAN

lenin kurulabilmesi için temelde bir takım koşullara uygun karşı cinsten iki bireyin birbirlerini eş olarak seçme arzusunun oluşması gerekmektedir. Bu istek ve arzu, aileyi oluşturmak için gerekli akrabalık bağlarını geliştiren bir kurum olarak evlilik kurumunu karşımıza çıkartmaktadır. Evlilik, ailenin anlam ve önemini kavramış, sorumluluk alabilen, hayata katma değer katabilen yetişkin iki gencin, hayatlarının kalan kısmını beraber geçirmek, yeni nesiller oluşturabilmek için yaptıkları bir sözleşmedir. Hem toplumun hem


SOSYAL SORUMLULUK

de yasaların onayladığı bu sözleşme, bir sosyal yapı içinde mevcut normlara uygun bir şekilde örf ve medeni hukuk açısından meşru bir bağın kurulmasını da sağlar. Evliliği bir başka açıdan iki tarafa da sorumluluk yükleyen aynı zamanda taraflara yetki de veren eş anlı bir yönetim modeli olarak da açıklamak mümkündür. Böyle anlamlı ve sihirli modeli kurarken birçok faktörün düşünülmesi (mekân, zaman, eşdeğerlik, hazır hissetme, vs.) ileride yaşanabilecek sorunların önüne geçilmesi adına önemli bir adımdır. İki ayrı kişinin beraberce yaşam serüvenine devam etmesi, birçok güçlüğe birlikte karşı durması bu iki kişi arasında oluşacak güçlü sevgi ve saygı temeline bağlıdır. O temel sağlıklı atılmadıkça evliliğin sağlıklı yürümesi mümkün değildir. Zira Sosyo ekonomik ve sosyo

İki ayrı kişinin beraberce yaşam serüvenine devam etmesi, birçok güçlüğe birlikte karşı durması bu iki kişi arasında oluşacak güçlü sevgi ve saygı temeline bağlıdır. psikolojik açıdan oluşturulacak güçlü aileler bir yandan mutlu evlilikleri dolayısıyla mutlu bireyleri diğer yandan daha üretken ve kendine güvenli nesiller oluşturacaktır. Evlilik aynı zamanda özel bir iletişim sistemidir. Tarafların birbirlerini anladığı, dinlediği, birbirleri ile sağlıklı bir iletişim kurduğu, olaylar karşısında birbirlerinin eksiklerini tamamladığı, farklı bir iletişim

modelidir. Bu model kendine özgü işleyişi ile tarihler boyu toplumların en önde ve en özel kurumu olmuştur. Bütün toplumlarda, bütün dinlerde evlilik hep önemsenmiş hep tavsiye edilmiştir. Bazı dönemlerde bazı toplumlarda evlilik dışı ilişkiler artmış görünse de hala imrenilen, hedeflenen, hatta bazı devletler tarafından teşvik edilen bir kurum olarak evlilik hep popülaritesini korumuştur. Son dönemlerde yapılan araştırmalarda boşanma ile sonuçlanan evliliklerde bile tekrar evliliğe giden süreçlerin işletildiği görülmüştür. Dolayısıyla evliliğin bireysel ve toplumsal bir gereklilik olduğu sonucu ortada durmaktadır. Fakat evlilik, üzerinde iyi düşünülmesi ve hesaplanması gereken bir olgudur. İleriki zamanlarda muhtemel mutsuzluk ortamının oluşmaması adına bugünden yapılması gereken, düşünülmesi gereken birçok noktanın göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu noktalardan birisi zamanlama (timing) konusudur. Zamanlama her ne kadar göreceli bir kavram gibi görülse de mevcut yaş olgusu zamanlamanın objektif tarafını göstermesi yönüyle önemlidir. Yaşanılan çevreye, iklime, bakış açısına v.b göre yaş kavramına da farklı anlamlar yüklense de hukuki ve ortak akıl normları evliliğe hazır olmanın belli bir yaşı gerektirdiği konusunda hem fikirdirler.

“ERKEN YAŞTA VE ZORLAMA İLE GERÇEKLEŞEN EVLİLİKLERİN BİREY VE AİLE ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI” PROJESİ NEDİR?

Proje başvuru sahibi olan Dost Eli Derneği ve proje ortakları:

- Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü - Meram İlçe Belediyesi - Konya Büyükşehir Belediyesi - Sosyal Hizmetler Ve Çoçuk Esirgeme Kurumu - Beyşehir İlçe Belediyesi - Kulu İlçe Belediyesi - Konya İl Müftülüğü - Norveç hükümetinin katkılarıyla yürütülen ve 1 yıl sürecek olan bu projenin hedefindeki kitle; yaş arası çocuklar ve gençler ile ebeveynleri bunların yanı sıra öğretmenler, muhtarlar, din görevlileri, kanaat önderleri, Norveç’te yaşayan Türkler.

83


Proje uygulama sahasının Konya olarak belirlenmesinin temel sebebi Norveç’te ikamet eden Konyalı nüfusun çoğunlukta olması. Belirlenen sosyo demografik özellikler çerçevesinde Norveç ile bağlantısı olan Konya il merkezi ile Beyşehir, Kulu ilçeleri ve çevresindeki yerleşim yerleri proje kapsamındadır. Projenin ana amacı: • Erken ve zorlama yapılan evlilikler hakkında hedef kitle üzerinde farkındalık oluşturmak. • Erken yaşta ve zorlama ile yapılan evliliklerin çocuk ve gençler üzerindeki olumsuz etkileri konusunda aileler ve çocukları bilgilendirmek. • Bölgedeki öğretmen, muhtar, din görevlileri ile kanaat önderleri gibi önde gelen kişileri konu ile ilgili bilgilendirerek bu evlilikleri önlemek. • Bu çalışma sonucunda elde edilecek bilgi ve tecrübe ile Norveç’teki Türk diasporasının yaşadığı ülkeye entegrasyonuna etkin bir şekilde katkı sağlamak. Beklenen Sonuçlar: 1- Erken yaşta ve zorlama ile yapılan evlilikler hakkında hedef grupta farkındalık oluşması. Evlilik yolu ile çocukların eğitimden uzaklaştıkları, eğitim eksikliğinin de çocukların gelecek yaşantılarında yoksulluk ve yoksunluk içinde bir hayat sürdürmelerine neden olduğu konusunda gerekli bilgi donanımını kazanmaları. Zorla yapılan evliliklerin neden olabileceği psikolojik ve bedensel sorunları konusunda hedef grubun bilgi sahibi olması. 2- Erken yaşta ve zorlama ile yapılan evliliklerin çocuk ve gençler üzerindeki olumsuz etkileri konusunda aileler ve çocukların bilgilendirilmesinin sağlanması 3- Referans guruplarının (öğretmen, muhtar, din görevlileri, kanaat önderleri v.b) konu ile ilgili bilgilendirerek bu evlilikleri önlenmesi konusunda bilinçlendirilmesi. 4- Bu çalışma ile Norveç’teki Türk diasporasının yaşadığı ülkeye entagrasyonuna etkin bir şekilde katkı sağlanması.

84

KONYA VİZYON • NİSAN

5- Proje kapsamındaki tüm bireylerin özelliklede ailelerin ve referans guruplarının projenin gerçekleşeceği her iki ülkedeki aile hukuki konusunda sorumluluklarının öğrenmelerinin sağlanması. 6- Erken yaşta yapılan evlilikler ve zorla evlendirilmelerin özellikle kadınların aile içi şiddete maruz kalma riskini artırdığı konusunda bilgi sahibi olmalarını sağlamak. Proje kapsamında düzenlenmesi planlanan eğitimler: Bilgi toplumu olabilmenin en önemli unsuru, kuşkusuz eğitimdir. Çünkü bu, projenin yürütüleceği bölgede yaşayan insanların evliliğe bakışları, temelde bireyin evlilik hakkındaki düşünceleri ve bir evliliği yürütmenin asgari ihtiyaçlarının neler olduğunun incelenmesi gereklidir. Ayrıca

bu konulardaki çağdaş yaşamın gerektirdikleri hakkında bilgi sahibi olmaları ve içinde bulunduğumuz yüzyılın konuya bakışı hakkında farkındalıkların oluşturulması önemlidir. Bu yönde gerekli olabilecek tutum ve davranış değişikleri ise, ancak sistemli ve etkili bir eğitim desteği ile çabuklaştırılabilir ve gerçekleştirilebilir. Proje kapsamında yürütülecek olan eğitimlerin verimli ve etkili şekilde uygulanarak, proje amacına hizmet edecek bilgi, bilinç, duyarlılık, özgüven, isteklilik ve katılımcılık kazandırmasına öncelik verilecektir. Bu anlamda seminerler ve etkinlikler düzenlenmesi planlanmakta. Hazırlayan: Nilgün Ottekin Uzman Psikolojik Danışman Proje Koordinatörü


İNŞAAT DEKORASYON

85


RÖPORTAJ

KONYA’DA BİR DAHİ… O daha bir iki hafta önce 20 yaşına girmiş genç bir Web Yazılım dehası. 7 yaşından beri web yazılımı ile uğraşan, 12 yaşında ilk projesini yapan, 15 yaşında uluslararası ödüle layık görülen ve 20 yaşında Türkiye‘de Web Yazılımda önde gelen firmaların arasında yer alan bir yazılım şirketinin sahibi. Dahi denince hep farklı ülkelerden kişileri örnek veririz. Kendi içimizdekini görmez başarılarının alışılmış olduğunu düşünürüz. Aramızdaki cevherleri görüp desteklerimizi, takdirlerimizi esirgememeli ve attığı dev adımlarda yanında olmalıyız. Mustafa Baş, belki pek çoğunuz ismini bile duymadığınız, karşılaşmadığınız bir genç, ama onun kurduğu WEBCİX şirketi ile mutlaka iş yapmışsınızdır. 86

KONYA VİZYON • NİSAN

Merhabalar Mustafa Bey, bize kendinizi tanıtabilir misiniz? Ben yolunu 7 yaşında çizmiş bir Web Yazılım uzmanıyım. Şimdi Konya'da bir web yazılım şirketi yönetiyorum. Kocaeli doğumluyum, okul saatleri dışında, sürekli olarak web programcılığında kendimi geliştirmekle uğraştım. 17 Ağustos 'da gölcük depremi ile birlikte memleketimiz Konya'ya yerleştik. Depremde en büyük kaybım kütüphanem oldu. Ama duraklamadım 2 haftalık bir sarsıntının sonrasında tekrar aynı tempo'da devam ettim. HTML, JavaScript, CSS, PHP programlama dillerini tamamladığımda yani ben bu işte profesyonelim dediğim zaman yılıydı

ve Türkiye’de bilinen büyük projelerde yer almaktaydım. Çalıştığım arkadaşlarım yaşlarında bu işi gerçekten iyi yapanlardı. Onlarında bana birçok katkısı olmuştur. Çünkü bu işte profesyonellik sadece dil öğrenmekle değil, tecrübeyle kazanılmakta. Daha sonra hayalini kurduğum Webcix şirketinin temelleri için satışa sunulacak web yazılım paketlerini kodlamaya başladım. 1 yılda 2 web yazılım paketi yazdım ve sanal ortamdan satışları başladı. Şu an satışa hazır 8 web yazılım paketimiz var. Bilgisayar, yazılım merakınız nasıl başladı? Yazılım merakım "bu nasıl yapılıyor?" sorularından geldi hep. Meraklıydım, otomobil

nasıl yapılır, uçak nasıl uçar, nasıl uçurulur gibi soruların çözümlerine ulaşmıştım. Fakat çokta etkileyici olmamıştı. Bir gün, babama sordum "web sitesi nasıl yapılıyor" diye. Babamda bana HTML dili ile web sitesi yapmasını öğretti. Çok ilgimi çekmişti. Çalıştım, öğrendim. Sonra bir şeyler üretmek çok hoşuma gitti. Bir kod yazıyorsunuz ve sizin emeğinizin sonucunda ortaya bir şey çıkıyor. Çok keyif verici bir duyguydu ve bundan sonra bırakmadım arkasını tabi. Şirketiniz hakkında neler söyleyebilirsiniz? Şirketimizin ismi WebcixSoft Web Software Development Center (Web Yazılım Geliştirme Merkezi).


RÖPORTAJ yılında kurulmakla beraber, ekibimizde herkes iş arkadaşını, Webcix'i, İşini, Müşterisini severek iş yaptığı için hep başarılı oldu. Bundan sonrada başarılarımızı sürdüreceğiz. Şirketimiz şu an 12 kişilik ekip, 11 çözüm ortağı ve 6 bayi’den oluşuyor. Büyüme aşamasında olan bir şirketiz. Ekibimiz, çok profesyonel, çok çalışkan ve bu işe gönül vermiş kişilerden oluşuyor. Hepimiz büyük bir özveri ile çalıştığımızdan ortaya güzel ve kaliteli çalışmalar çıkarıyoruz. Yazılıma verdiğimiz değeri aynı şekilde müşterilerimize gösteriyoruz. Sanırım seviliyoruz ki 'ün üzerinde şirket bizi tercih etmiş. Ailenizde yazılıma ilgisi olan var mı? Kısaca ailenizi tanıyabilir miyiz? Ailemde babamın yazılıma ilgisi vardır. Programcı olmak için sadece dil bilmek yetmez, bir programcı gibi düşünmek gerekir. Babamın matematik zekâsı çok yüksektir. Projelerimde hep babam bana önder olmuştur. Bu denli gelişmemi babama borçluyum diyebiliriz. Tabi ki annemi unutmamak gerekir, kendimi geliştirme aşamasında manevi sponsorum annem olmuştur. Yazılıma ilgisi olan ufak kardeşim var birde. İsmi Selman, onu yetiştiriyorum şu an, o da öğrettiklerimin karşılığını veriyor. Bu yüzden mutluyum. Sosyal hayatla aranız nasıl? Dostlarınızla nasıl eğlenirsiniz? Hangi tür müzik dinlersiniz mesela?

sadece web yazılımla ilgilendiğimden dolayı webci olsun diye konuşuldu. İsim üzerine düşünce ve araştırmalarımızda webci isminin kullanıldığını gördük. Biraz daha teknolojik ve yaşıma göre sonuna x getirelim dedik ve lakapta, şirkette webcix oldu.

Zend Technologies şirketinin düzenlediği "web developers" yazılı yarışmasında Türkiye 1. liği ve Dünya lüğü aldım. Bir yönden bakarsanız sosyal hayatım yok. Çünkü sosyal hayata ayırdığım vakit haftada 3 saati geçmez. Ama çok sosyalimde diyebiliriz. Çünkü bu 3 saate çok fazla şey sığdırıyorum. Hız tutkum vardır 3 ay öncesine kadar supersport motosiklet kullanıyordum. Mesela hafta sonraları kahvaltı yapmaya Beyşehir’e giderim. Pazar günleri Rixos’a gidiyorum, havuz, hamam, sauna v.s. Çok iyi piyano çalarım, elektro gitar çalarım. Lisedeyken müzik grubumuz vardı ve haftada 1 saat stüdyo keyfimiz vardı. Motosiklet grubumuz var belirlenen tarihlerde geziler düzenliyoruz. Brezilya balıklarını beslemeyi severim. Oscar’larım ve arowana’larım var. Yoğunluk nedeniyle şu an bakamıyorum. Mustafa Baş

"Bu yaşta bu tempo bana fazla" dediğiniz oluyor mu? Gerçekten yüksek tempoyla çalışıyoruz. Mesai saatlerimiz sabah akşam fakat mesai saatinde çıkabildiğim ayda birdir. Ama bu tempodan dolayı isyan ettiğim olmadı hiç, çünkü sevdiğim işi yapıyorum. İnsanlarla şirket sahibi olarak ilk karşılaşmanızda nasıl tepkiler alıyorsunuz? Genç olmam iş dünyasında hiç sorun olmadı. İlk etapta beni yaş daha büyük görüyorlar. Yaş konuşulduğunda tabi biraz şaşkınlık oluyor. Fakat bu konu negatif değil pozitif yönde gelişiyor. Bu yaşta bunları başarmam onlarında çok hoşuna gidiyor. Yaşım dolayısı ile iş kaçırdığım olmadı ben müşterilerle nadir görüşüyorum zaten. Satış ve Müşteri temsilcilerimiz gerçekleştiriyor genelde görüşmeleri. İlk web yazılımını kaç yaşında yaptınız? İlk projemi yıllarının sonuna doğru tamamladım. İlk projemden geliyor zaten webcix ismi. Projeyi yazarken herkesin bir lakabı vardı birisinin phpkolik biri dmry vs. vs. dediler ki: "sana da bir lakap bulalım". Diğer arkadaşlar masaüstü yazılımlarla da ilgileniyordu. Fakat ben

Bildiğimiz kadarıyla dünya çapında web yazılım ödülleriniz var, bunlara kısaca değinir misiniz? Zend Technologies şirketinin düzenlediği "web developers" yazılı yarışmasında Türkiye 1. liğim ve Dünya lüğü aldım. Elde ettiğim bu başarı ile kuracağım şirketle ilgili birçok kapı açıldı bana. Şirketimize gelen özel web yazılım işlerinde bu başarının gerçekten faydası oldu. Bu kadar yoğun bir temponun arasında eğitiminize nasıl zaman ayırıyorsunuz? Eğitiminizle ilgili planlarınız neler? Mehmet Akif Ersoy Lisesi mezunuyum. Şu an eğitimle ilgili istediğim üniversiteler var fakat Konya dışına çıkma imkânım zor o yüzden Mevlana Üniversitesini düşünüyorum. Şirketle ilgili hedefleriniz neler? Şirketimiz şu an hızla büyüyor. Personel sayımızı yükselteceğiz ilk etapta, yoğun bir iş tempomuz var, bayilik çalışmalarımız hızla sürüyor İstanbul, İzmir, Ankara, Alanya, Kayseri şehirlerinde çözüm ortaklarımız mevcut bu şehirlerde bayilik çalışmaları sürmekte. Kısa sürede hızla yaygınlaşacak markamız. Hayatınızdaki başarının bir son noktası var mı? Kendinizi nerde görmek istiyorsunuz? Şirketimiz ile ilgili bir başarıdan bahsediyorsak, hedefimiz Türkiye'de web yazılım denince akla gelen ilk isim olmaktır. Bunu başaracağımıza inanıyoruz ve bunun için şu an çok yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Biz tek bir iş yapıyoruz oda web yazılım, işimizi profesyonel yapıyoruz. Bununda karşılığını alacağımıza inanıyoruz. Röportaj:Seycan Çakır Fotoğraf: Ahmet Çakır

87


İNŞAAT DEKORASYON

88

KONYA VİZYON • NİSAN


İNŞAAT DEKORASYON

89


MAKALE

KURUM KÜLTÜRÜ PROJESİ VE ŞİRKETİNİZE KATKISI Danışmanlığını yaptığım X Şirketinde yılında bir araştırma yaptırdım. Çalışanların şirkete bağımlılığı ölçümlendi. Araştırma sonucunda şirkete bağımlılık oranı % 60 çıktı. yılında aynı analiz tekrar yapıldı ve bu rakam %90’na çıktı. Bu %30 artışın nedeni ise firmada bir yıl boyunca çalışıp hayata geçirdiğim KURUM KÜLTÜRÜ PROJESİ idi. yılında şirkette, ortak iş yapış şekilleri ve ortak bir kültür oluşturmak amacı ile çalışanlarına bir anket düzenledim. ‘Keşke Olsaydı’, dediğimiz şeyler soruldu ve bu doğrultuda AKSİYON PLANLARI hazırlandı. İlk olarak yönetimden ve saha çalışanlarından oluşan 20 kişilik bir takım oluşturuldu. Hedeflerin paylaşımı, İletişim, Kişilerin gelişimi, Değerler, Süreçler, Planlama, Organizasyon gibi alt gruplar oluşturuldu.

Atıf Dikici

Bu alt grupların her birinin başına da şirket çalışanlarından biri getirildi. Takım çalışması ile 50‘den fazla aksiyon planı yapıldı. Şirketin Vizyon ve Misyon’u yeniden güncellendi: Alınan en önemli aksiyon planlarının başında şirket vizyonunun ve misyonunun revize edilmesi olmuştur. Çalışanların katılımları ve görüşleri ile beraber şirket değeri bir kez daha gözden geçirerek büyüyen ve hızla gelişen sektörde ŞİRKET DEĞERLERİ tekrar belirlendi. Aldığımız aksiyon planlarından bazıları: Organizasyon şeması gözden geçirildi: İş tanımları yapıldı, çalışanların yetkinlikleri belirlendi. Vizyon misyon çalışmaları yapıldı: Şirketin geçmiş son 5 yılı değerlendirildi. Bugünkü durum tespiti yapıldı. Tüm çalışanların katılımı ile gelecek 3 yıl ve 5 yıl içersinde ‘nerede olacağız?’ sorusuna cevap arandı ve vizyon tespit edildi. Sektördeki görevlerimiz belirlendi. Dönem toplantıları yaptık ve ortak hedefler paylaşıldı: Şirket Vizyonu doğrultusunda hedefler tespit edildi. Bu hedefler, ulaşılabilir. Ölçümlenebilir, belirli bir dönemi içine alan ve gerçekçi, olması dikkate alındı. Hedeflere ulaşmak içim planlar yapıldı: Stratejiler tespit

90

edildi ve bunları kayıt altına alınarak tüm çalışanlar ile paylaşıldı. Çalışanlara kişisel hedefleri ile ilgili destekler verildi: Şirket hedefleri kişilere dağıtıldı. Hedeflerin yakalanması konusunda bilgi paylaşımları yapıldı. Çalışanlar ile her hafta ve her ay sonu hedef toplantıları düzenlendi. IT sistemi yenilendi: Çalışanlar arası iletişim sağlandı. Sektör ve yönetim haberleri intranet ile çalışanlara ulaştırıldı. Çalışanlara salonlarda internet hizmeti verilerek dünya ile iletişimleri sağlandı. İK yöneticisi atandı: Çalışanların yetkinlikleri ve görev tanımları güncellendi. Kalite için eğitim ihtiyacı olan personele eğitimler verildi. Şirket çalışan-

KONYA VİZYON • NİSAN

larına giyim, spor ve gıda firmaları ile özel anlaşmalar yapıldı indirimler alındı. Mutluluk saatleri düzenlendi: Fenerbahçeliler, Galatasaraylılar, Konyasporlular, günleri düzenlendi. Satranç ve tavla şampiyonası yaptık, halı saha futbol takımı kurduk ve kardeş firmalar ile turnuvalar düzenledik, pikniğe gittik… Sosyal faaliyetlerde çalışanların aileleri ile beraber katılmalarına dikkat ettik. Şirket kulüpleri oluşturuldu ve kulüpler aracılığı ile de çalışanların sosyal faaliyetlere katılımı sağlandı. Uzman kişiler ve danışman firmalarla bilgilendirme toplantıları faaliyet alanları tanı-

mı yapıldı: Sürpriz konuşmacılar sunumlar yaptı. Sektörün uzman kişileri ve kişisel gelişim konusunda uzman davetliler çalışanlar ile sohbet toplantıları gerçekleştirdi. Ödül sistemi gözden geçirildi farklı kategoriler belirlendi: Kişisel hedeflerini yakalayanlara veya şirkete ekstra fayda sağlayanlara, süreçlerde iyileştirme önerenlere özel ödüller verildi. Kurum Kültürü Projesi ile Çalışanların şirket bağımlılığı sağlanarak şirket verimliliği, üretimi, sosyal çevreye sağladığı fayda ve hedeflerin yakalanmasına fayda sağlayacaktır. Kısaca sektörde size saygınlık, prestij ve en önemlisi başarı sağlayacaktır.


İNŞAAT DEKORASYON

91


UZAY

DÜNYA’NIN İLK GEZİCİ

UFO MÜZESİ NİSAN ’DE TÜRKİYE TURUNA ÇIKIYOR! Sirius UFO Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi tarafından yürütülen bu proje iki sloganla yola çıkıyor, Evrende Yalnız Değilsiniz- ‘Geliyoruz’ ve Evrende Yalnız Değilsiniz- ‘Bizi Tanıyın’. Bir yıllık proje süresince Konya’ya da uğrayacak olan ‘Gezici UFO Müzesi’ yetkilileri geliş tarihi olarak net bir zaman bildiremediklerini belirtiyorlar.

Sirius UFO Uzay Bilimleri tanıştırmaktır. Küreselleşen dünAraştırma Merkezinden pro- yada, insanımızın yerel değerlerle evrensel değerleri birlikte hissetje hakkında: mesini sağlamaktır.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası