gülibik kitabının kısa özeti / Gülibik Kitap Özeti - Çetin Öner - funduszeue.info - Forum Tutkunlarının Tek Adresi

Gülibik Kitabının Kısa Özeti

gülibik kitabının kısa özeti

CANLI & ASLAN Çetin Öner’in “Gülibik” adlı çocuk kitabının yapısal ve eğitsel ilkeler açısından incelenmesi kitabın yapısal özellikler ve temel eğitim ilkeleri bağlamında incelendiği bir çalışmaya rastlanmamıştır. Oysa birçok dile çevrilmesinin yanı sıra yılında Almancaya çevrilerek değişik yayınevlerince 5 kez basılan ve Almanca konuşulan tüm ülkelerde de okuma kitabı olarak okullara önerilen yapıtın (funduszeue.info) bu yönleriyle de incelenip değerlendirilmesi gerekir. Bu çalışmanın temel amacı, Çetin Öner’in Gülibik adlı çocuk romanını iç yapı ve dış yapı özellikleri ile temel eğitim ilkeleri açısından incelemek; kitabı çocuğa görelik ilkesi bağlamında değerlendirmektir. Bu genel amaç doğrultusunda aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır: 1. “Gülibik” adlı çocuk yapıtı, dış yapı özellikleri (boyutlar, kâğıt, kapak-cilt, sayfa düzeni, harfler ve resimler) bakımından çocuğa görelik ilkesine uygun mudur? 2. Kitap, iç yapı özellikleri (konu, izlek, plan, iletiler, kahramanlar, dil ve anlatım) bakımından çocuğa görelik ilkesine uygun mudur? 3. Kitap, temel eğitim ilkeleri bakımından çocuğa görelik ilkesine uygun mudur? Söz konusu çalışma hem Gülibik adlı yapıtın yapısal ve eğitsel özelliklerine ilişkin dönüt vereceği hem de çocuk kitaplarını incelemede araştırmacılara, öğretmenlere ve öğretmen adaylarına nitelikli bir inceleme örneği sunacağı için önemlidir. YÖNTEM Verilerin Toplanması ve Çözümlenmesi Bu çalışmada veriler, nitel araştırma yöntemlerinden “doküman incelemesi” yoluyla toplanmıştır. Doküman incelemesi, araştırılması hedeflenen olgu ya da olgulara ilişkin bilgi içeren yazılı araç gereçlerin çözümlenmesini kapsar (Yıldırım ve Şimşek, ). Kitaptan doküman incelemesiyle elde edilen veriler, “betimsel çözümleme" tekniği ile çözümlenmiştir. Bu tekniğe göre, elde edilen veriler daha önceden belirlenen izleklere (temalara) göre özetlenir ve yorumlanır. Veriler, araştırma sorularının ortaya koyduğu izleklere göre de düzenlenebilir ve onları çarpıcı bir biçimde yansıtmak amacıyla doğrudan alıntılara sık sık yer verilir. Betimsel çözümlemede amaç, elde edilen bulguları düzenlenmiş ve yorumlanmış bir biçimde okuyucuya sunmaktır. Bu amaçla elde edilen veriler, önce dizgesel ve açık bir biçimde betimlenir. Daha sonra yapılan bu betimlemeler açıklanır ve yorumlanır, neden-sonuç ilişkileri irdelenir ve birtakım sonuçlara ulaşılır (Yıldırım ve Şimşek, ). Bu çalışmada öncelikle kavramsal çerçeve ışığında oluşturulan araştırma sorularından hareketle veri çözümlemesi için bir çerçeve oluşturulmuştur. Ana kategoriler “dış yapı özellikleri”, “iç yapı özellikleri” ve “temel eğitim ilkeleri” olarak belirlenmiştir. Bu çalışmada kategorilerin ve alt kategorilerin belirlenmesine Sever ()’in çalışmasındaki başlıklar kaynaklık etmiştir. Veriler, aşağıda belirlenen alt kategoriler altında düzenlenip sunulmuştur: A) Dış Yapı (Biçimsel) Özelikleri 1. Boyutlar, 2. Kâğıt, 3. Kapak-Cilt, 4. Sayfa Düzeni, 5. Harfler, 6. Resimler. B) İç Yapı (İçerik) Özelikleri 1. Konu, (a. Çatışmalar, b. Rastlantısallık, c. Abartılmış Merak, d. Aşırı Duygusallık.), 2. İzlek, 3. Plan, 4. İletiler, 5. Karakterler, 6. Dil ve Anlatım. C) Temel Eğitsel Özellikler Bu ulamların “çocuğa görelik ilkesi”ni gerçekleştirme boyutuna dönük içeriğe ise yine Sever () ve Aslan ()’ın çalışmaları kaynaklık etmiştir. Oluşturulan bu ulamlar, iki alan uzmanına gösterilmiş, onların önerileri doğrultusunda gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra veri işleme ulamlarına son biçimi verilmiştir. Kitap, belirlenen alt kategoriler bakımından dikkatlice okunmuş, araştırma sorularına yanıt veren cümleler işaretlenmiş ve sayfa numaralarıyla birlikte bir word sayfasına yazılmıştır. Bu işlemden sonra, kitaplardan alınan doğrudan alıntıların belirlenen alt kategorilere uygun olup olmadığı iki araştırmacı tarafından ayrı ayrı kontrol edilmiş ve güvenirlik çalışması son aşamada birlikte yapılmıştır. Ardından bulgular tanımlanmış ve gerekli yerlerde doğrudan alıntılarla CANLI & ASLAN Çetin Öner’in “Gülibik” adlı çocuk kitabının yapısal ve eğitsel ilkeler açısından incelenmesi desteklenmiştir. Son aşamada ise, tanımlanan bulgular açıklanmış, anlamlandırılırmış ve yorumlanmaya çalışılmıştır. Çetin ÖNER’in, Can (Çocuk) Sanat Yayınları tarafından basılan Gülibik adlı yapıtının ilk baskısı yılında yapılmıştır. Bu çalışmada, kitabın yılına ait basımı incelenmiştir. Bulgulara yer vermeden önce “Gülibik” adlı romanın geniş ve ayrıntılı bir olay akışını vermek çalışmanın anlaşılırlığı bakımından yararlı olacaktır: Gülibik Adlı Çocuk Romanının Ayrıntılı Olaylar Dizisi: Yazarın, kitabın girişinde ve arka sayfasında da belirttiği gibi kahraman, “tahtadan atları, kurşundan askerleri, lastikten topları, plastikten arabaları, kısacası parayla satın alınabilen hiçbir oyuncağı olmamış”, yoksul bir köylü çocuğudur. Belki bunun içindir ki kendisine oyuncak olarak, tüm sevgisini vereceği ve adını bile kendisinin koyacağı bir horoz seçmiştir. Gülibik’tir horozunun adı. Öylesine bağlanmıştır ki Gülibik’e, o onun için oyuncaktan öte bir dost, arkadaş olmuştur. Oyuncak gereksinimini ve özlemini onunla gidermiş, hep onunla oynamış, onunla duygusal bir bağ kurmuştur. Kahraman, babasıyla pazardan döndüğü bir gün, Kınalı’yı (Gülibik’in annesini) gözlemek için kümese gider. Kınalı o gün sinirli ve hırçındır. Ertesi gün tekrar gider kümese ve Kınalı’nın çevresinde birçok civcivle dolaştığını görür, sevincinden uçar. Yalnız yalakta tembel bir civciv hala yumurtasının içinde uyumaktadır. Çocuk yumurtayı tıklatır ve yumurta dağılıverir. İçinden pembe gagacıklı bir civciv çıkar. Kahramanın, kümeste Gülibik’le tanışması böylece gerçekleşmiş olur. İlk kez tanık olduğu bu doğum olayını kendisinden daha büyük ve deneyimli olan, balık tutmayı, yüzmeyi ve resim yapmayı bilen, içinden çıkılmaz bilmecelerle uğraşan arkadaşı Alişir’e anlatmak ister. Örneğin, Alişir’le “Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar ?” sorusunu tartışırlar. Kahraman, Gülibik’e zaman ayırmaktan çok mutludur. Neredeyse tüm zamanını onunla geçirir; fakat yoksul olduklarından pazar günleri, ürünlerini satmak ve evlerine gerekli öteberiyi almak için pazara giderler. Diğer günlerse, bütün köylüler gibi ot biçer, düven sürer ve tarlada mercimek yolarlar. Çocuk, doğaya özgü bütün güzellikleri; bunun yanında toplama, çıkarma işlemlerini yapmayı ve çarpım tablosunu vb. tüm bunları babasından öğrenir. Çarpım tablosunu o kadar zor ezberler ki o zamandan bu yana ezbere öğrenilen şeylerden nefret eder, anlamadan öğrenilen şeylere tepki duyar. Kahraman, babasıyla pazara gittiğinde her ayrıntıyı gözler; alıcıları, satıcıları, satılacak malları Ürünlerini satınca baba-oğul, pazar yerini dolaşırlar. Ama çocuk bir an önce köye dönmek ister; çünkü Gülibik’i özler. Bu yüzden pazar sabahları bir hüzün çöker içine. Köye dönecekleri zaman ise içi içine sığmaz. Öyle ki babasının aldığı leblebilerin bir kısmını ona ayırır, tüylerini okşayarak avucundan yedirir, sonra da gagasını temizler. Gülibik zamanla kocaman bir horoz olmuştur; ötmeye çalışır, garip sesler çıkarmaya başlar. Kahraman, bir sabah uzun uzun öten tiz bir horoz sesiyle uyanır. Gülibik’tir bu horoz. Öyle mutludur ki çocuk, mutluluğunu birileriyle paylaşmak ister. Koşarak annesine gider, anlatır durumu. Anne duyarsız ve ilgisizce karşılar bu haberi; sonra babasına koşar, yine aynı tepkisizlik. Çocuk bu kayıtsızlığa çok kırılır, çok içerler. Yetişkinlerle paylaşamadığı bu mutluluğunu bir kömür parçasıyla evlerinin arka duvarına yazarak şöyle dile getirir: “Bugün Gülibik ilk kez öttü, sesi çok güzeldi.” Günün birinde Gülibik’ten ayrılmayı düşünmek bile istemez. Sonbahar gelmiştir ve okul hazırlıkları başlamıştır. Baba, kışlık giysileri almak için son kez pazara gider. Çocuksa bir yıl önceki kitaplarını okuyup bilgilerini tazeler. Öğrenme isteğiyle dolu olduğundan, Gülibik’le eskisi kadar sık görüşemez. O kış çok çetin geçer; bütün köy karlar altındadır. Yakacak ve yiyecekleri de azalır gün geçtikçe. Köydeki hayvanlar da yiyecekleri azaldığı için açlıktan zayıflamaya, hatta ölmeye başlarlar. Salgın bir hastalık kol gezer köyde. Tavuk ve horozlar da ölmeye başlar. Çocuk, Gülibik’i düşünür ve onu kaybetmekten çok korkar; çünkü Gülibik de iyi değildir. Kirecin salgını önleyeceğine inandığından her gece yatmadan önce Gülibik’e bir parça kireç yutturur. Gece düşünde Gülibik’le konuşur ve bir horoz ötüşüyle uyanır. Gülibik iyileşmiştir, çocuk çok sevinir. Bahar, bütün güzelliği ve yoksulluğu ile gelir. Yoksulluk; çünkü kıştan çıkan köylü, her şeyini tüketmiş olarak girer bahara. Baba ve anne de bu nedenle sık sık tartışır, zor günler geçirirler. Bu arada çocuk, derslerinin yoğunluğundan babasına yardım edemez. Boş zamanlarında ise Gülibik ile

Gülibik kitabı kısa özet

Hikayenin baş kahramanı bir çocuktur. Bu çocuk köyde yaşar ve ailesi yoksuldur. Ona hiçbir zaman para verip oyuncak satın almamışlardır. Ama köyde paralı oyuncağa da gerek yoktur. Köydeki çocuklar eline geçen her nesneyi oyuncağa dönüştürebilmektedir.

Çocuk bir gün ahıra indiğinde tavuğun altındaki yumurtaların çatladığını ve içlerinden civcivlerin çıktığını görür. Bir tane yumurta ise çatlaktır ama içinden civciv çıkmamıştır. Yumurtayı eline alır ve tıklatır. O anda yumurta çatlayıvermez mi. İçerden pembe gagalı bir civciv çıkar. Çocuk civcive gülibik adını verir.

Sevincini arkadaşı Alişir ile paylaşmayı düşündü. Onu etrafta aradı bulamadı. Alişir dere kenarına gitmiş orada söğüt dalından düdük yapıyordu.

O günden sonra çocuk vaktinin büyük kısmını Gülibik adlı civcive ayırır. Çarşıya, pazara veya başka yere gittiğinde civcivini özler.

Gülibik çocuğun hem oyuncağı hem de arkadaşı olmuştur. Gülibik büyüyerek horoza dönüşür. Bir zaman sonra köydeki tavuklar hastalanır. Gülibik de mikrop kapar ve o da hastalanır. Çocuk Gülibik’i iyileştirmeye çalışır ve başarır.

Çocuğun ailesi her hafta yetiştirdiği ürünleri pazarda satmakta ve bu parayla geçinmektedir. Yoğurt, peynir ve tavuk satmaktadır. Bir gün sıra Gülibik’e de gelir. Çocuk Gülibik’in pazar arabasında olduğunu görünce üzülür. Ona çok bağlanmıştır. Satılmaması için bir formül düşünür. Eğer Gülibik horoz döğüşlerine katılırsa satılmaktan kurtulabilir ve para kazandırabilirdi.

Ama horoz döğüşleri vahşi dövüşlerdi. Horozlar kan içinde kalıyordu. Gülibik’in kan içinde kaldığını gören çocuk çok üzülür.

Tweetle

gülibik ana fikrigülibik kitap incelemesigülibik özet

CANLI & ASLAN Çetin Öner’in “Gülibik” adlı çocuk kitabının yapısal ve eğitsel ilkeler açısından incelenmesi  Ahıra vardığımda soluk soluğa kalmıştım. (s)  Su gibi git, su gibi gel. (s)  Şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım neredeyse. (s) Pekiştirmeler:  Uzanıp usulacık dokundum birine, sıcacıktı. (s)  Koskoca bir alana satılabilecek her şeyi, satıcıları, alıcıları doldurun, (s)  Gagası ve ayacıkları pespembe, tüyleri beyazlı karalıydı (s) Yapıta anlatım özellikleri açısından bakıldığında kurgunun içinde eleştirel söylem de çocuğa sezdirilmiştir. Çocuğun kasaba okuluna gittiğinde ve çarpım cetvelini ezberlemeye çalıştığı bölümlerde yapmış olduğu yorumlar ilgi çekicidir. Yazar, bu yorumları anlatıcı konumundaki ve öykünün anlatıldığı zamanda artık bir yetişkin olan başkahramanın ağzından sunmaktadır. Bu yorumlarda okullardaki eğitim-öğretim sistemini, ezberci zihniyeti, hayvan sevgisini tatmamış insanları eleştirmektedir:  Yanımda yatan arkadaş neden ağladığımı sormuştu. “Gülibik’i özledim,” demiştim. “Gülibik kim?” “Horozum?” Gülmüş, alay etmişti benimle. Oysa ben onu o zaman da, şimdi de bağışlıyorum. Bir horoz sesi ile uyanmanın güzelliğini nereden bilsindi! (s)  Okullarda horoz sevmeyi öğretmiyorlar. Yazık! Hamurabi’nin kim olduğunu, Pigmelerin nerede yaşadıklarını, Anibal’in savaşlarını, Brezilya’nın yüzölçümünü, tek kanatlıları, çift kanatlıları, etoburları, otoburları, çarpım cetvelini bile ezbere bilmek neye yarardı, bir horozu sevemedikten sonra? (s)  En çok çarpım cetvelinde sıkılırdım. Bir türlü ezberleyemiyordum nedense. Ama sonradan öğrendim onu da. Ta o zamandan beri ezbere öğrenilen şeylerden iğrenirim. İnsan anlamadan öğrendiği şeyleri tez unutuyor. Bu da insanın papağandan farklı bir yaratık olduğunu gösterir. (s) Kitapta çocuk karakterlerin kullandığı sözcükler, tümce yapıları ve söyleyişler çocuğa görelik ilkesine uygun yapılandırılmıştır. Karakterlerin kullandığı dil, çocuk okurun dünyasına seslenebilmekte ve söylemleri de bağdaşmaktadır. Bir çocuğun duyuş, düşünce ve ifade etme biçimini yansıtır niteliktedir:  “Tavuklar kayısı ağacı gibidir, horozlarsa söğüt ağacı gibi,” dedi.  “İşte şimdi attın,” dedim.  “İnanmazsan abime sor,” dedi.()  “Benim de bir abim olsun isterdim. Bilemediğim her şeyi sorar öğrenirdim ondan,” dedim. (s) Yapıtta çocuğun bilişsel gelişimine doğrudan katkıda bulunabilecek dilsel kullanımlar da bulunmaktadır. Alişir’in ağzından “evrim” ile ilgili bilgiler, “söğüt ağacı ile kayısı ağacı”na benzetilerek yapılan “tavuk ve horoz” ayrımı, babanın yapmış olduğu “düşman” tanımı bu duruma örnek olarak gösterilebilir:  “Düşman ne demek?” Babam, bir süre düşündükten sonra: “Düşman, tembel, ama obur bir hayvandır,” dedi. “Kendi çıkarı için hiç gereği yokken öteki canlılara zarar verir. Tembeldir, ama sofradan en büyük payı da o alır.” () Yıllar sonra kasaba okulunda, bir tarih dersinde: ‘Tembel ve obur Yunanlılar düşmanımız, çalışkan ve yoksul Yunanlılar dostumuzdur,” demiştim. (s) Anlatımda duyu organlarına da seslenilmiştir:  Kör damın sesi geliyordu arkamızdan. (s)  Mis gibi tarhana kokusu yayıldı odaya. (s)  Toprak Ana, güneşten emdiği sıcaklıkla ısıtıyordu küçücük ayaklarımızı. (s)

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası