hamilelikte kas gevşetici iğne kullanımı / Kas Spazmı için Etkili ve Doğal 12 Kas Gevşetici - Doktor Fizik

Hamilelikte Kas Gevşetici Iğne Kullanımı

hamilelikte kas gevşetici iğne kullanımı

Gebelikte Kas Gevşetici Krem Kullanılır mı?

Gebelikte Kas ve İskelet Ağrıları Nedir?

Gebelikte bel ağrısı sıklıkla görümonash.pw 2 gebenin birinde bel ağrısı görülmektedir.Özellikle gebelik haftası ilerlediğinde bel ağrılarının da görülme sıklığı artmaktadır. Annenin yaşının yükselmesiyle yani gebelik yaşı arttıkça bu ağrıların görülme olasılığı da artmaktadır.Özellikle gebelikte normalin üstünde kilo alan anne adaylarında bele binen yük de aynı oranda arttığından bu ağrılar daha çok görülmektedir.

Gebelikte kramp görülme olasılığı artmaktadımonash.pwkte görülen kramplar hamilelik sürecinde azalan magnezyum ve kalsiyum oranına bağlı olabilir.Özellikle gebelikte görülen kramplar anne adaylarının yaşam kalitesini bozar kimi zaman uykusuzluğa kadar yol açabilir.

Gebelik sürecinde özellikle gebenin karnının büyümesiyle özellikle leğen kemiği,bel ve kalçaya aşırı yük biner  Bu da gebede ağrılara yol açar.

Gebelikte Kas Gevşetici Krem veya İlaç Kullanılır mı?

Gebelik sürecinde bu tür ağrıları olan kişiler kas gevşetici krem veya ilaç kullanıp kullanamayacaklarını merak ederler. Öncelikle krampların tedavisinde  doktor önerisi olmadan ilaç kesinlikle kullanılmamalıdımonash.pw temel gaye ise kramplara yol açabilen magnezyum ve kalsiyum eksikliğinin önüne geçmek ve bu yönde takviye edici ilaçları yin edoktor kontrolünde kullanmaktır.
Gebelikte kas gevşetici kremler ve ilaçlar da kullanılmamalıdımonash.pw kremler, vücut içerisine emildiğinden, bebeğe zarar verebilir, bebeğin bazı iç organlarında hasar yaratabilir özellikle de kalbinde hasara yol açabilir. Bu sebeple gebelikte doktorunuzdan habersiz krem ve merhem kullanmamalısınız.

Parasetamol içeren ağrı kesiciler gebelikte güvenle kullanılabilir. Bu ilaçlar ağrılarda doktor kontrolünde kullanılmalıdır.

Gebelikte Kas ve İskelet Sistemi Ağrıları İçin Önlem Olarak Ne Yapılabilir?

Gebelerde bel ağrılarını önüne geçilmesi için bazı pratik önlemler alınabilir.
Bu tür ağrılar olduğunda fiziksel aktivite azaltılıp anne adayının dinlenmesi önerilmelidir.
Yüksek topuklu ayakkabılar yerine alçak topuklu, mümkünse spor ayakkabılar kullanmaları sağlanmalıdır.
Özellike ağrılı bölgelere sıcak uygulanmalıdır.
Magnezyum ve kalsiyum içeren diyet ve gerekirse ilaçlar önerilmelidir.
Doktor kontrolünde önerilen bazı fiziksel egzersizler yapılarak özellikle bel bölgesindeki kas ve bağ dokusu güçlendirilebilir.
Düzenli olarak düşük tempolu yürüyüşler yapılabilir.
Özellikle krampları engellemek için bacak ve ayak egzersizleri yapılabilir.
Bel ve kalçayı destekleyen korseler giyilebilir.

Bu konuya dair bir sorunuz varsa siz de uzmanlarımıza 7/24 Soru sorabilirsiniz.Soru sormak için tıklayın.

Yorumlar

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Popüler Blog Yazıları

Korona Virüsten Beslenme ile Korunmak Mümkün mü?Zeytin Yapraklarının Özü Sağlık İçin YararlıdırKanserden Kurtulmanın En Kolay Yolu: Erken TeşhisSağlıklı ve Mutlu Yıllar :)Göz Duşu Nedir? Neden ve Nasıl KullanılırDiş Eti İltihabı Ağız Kokusuna Yol AçabilirKahvede Bulunan Kafeinin Kortizol Hormonunu Uyarıcı Etkisi VardırHamile Kadınlar İçin Ay Çekirdeği Folik Asit KaynağıBölgesel Zayıflama ve Zayıflama Yöntemleri Nelerdir ?Sorunsuz Boşanmanın Yolları Nelerdir?Selülit Ameliyatı Olmadan ÖnceGöz altı morlukları neden oluşur?

Hamilelik 9 ay süren ve anne adayının vücudunu etkileyen uzun bir süreçtir. Anne karnında gelişen yeni hayat anneyi hem fiziksel hem de duygusal açıdan etkiler. Anneliğe hazırlandığınız bu süreçte kas ve iskelet sisteminizde bazı değişiklikler olur. Bu değişiklikler kas ağrıları ve kramplar şeklinde kendini gösterebilir. Peki hamilelikte kas gevşetici kullanımı uygun mudur? Etkileri nelerdir? Dilerseniz bu soruların yanıtlarını birlikte inceleyelim.

Hamilelikte Görülen Kas ve İskelet Ağrıları Nelerdir?

Hamilelik döneminde kas, iskelet sistemi ve denge merkezinde meydana gelen değişiklikler sebebiyle sırt, bel ve bacaklarda ağrı ya da kramplar sık sık görülen problemler arasındadır. Neredeyse her 2 anne adayından 1’inde bel ağrısı görülür. Anne karnının büyümesi, ağırlık merkezinin öne doğru yer değiştirmesine sebep olur ve bu durumda bele daha fazla yük biner. Bu sebeple bel ve sırtta ağrılar oluşmaya başlar. Yük arttıkça bacaklarda da ağrının yanı sıra kramplar görülür. Gebelik haftası ilerlediğinde veya gebelik yaşı arttıkça bu ağrılar artmaktadır.

Hamilelik döneminde normalin üstünde kilo almak kas ve iskelet ağrılarını arttırır. Bu sebeple gebelik süresince kilo alımına dikkat etmek ve sağlıklı beslenerek kontrollü kilo almak daha az bel ve sırt ağrısı yaşanmasına sebep olacaktır.

Gebelikte Kas Gevşetici Kullanımı Bebeği Etkiler mi?

Hamile olduğunuzu ilk öğrendiğiniz andan itibaren aklınıza bir sürü soru gelir. İlaç kullanımı da bu sorulardan biridir. Eğer hamile değilseniz, kas gevşetici bir ilaç ya da merhem sayesinde kas ve iskelet ağrıları ile baş edebilirsiniz. Ancak bebek bekliyorsanız ilaç alarak ağrıya son vermek o kadar kolay olmayacaktır. Çünkü kas gevşetici ve türevi ilaçların hamilelikte kullanımı risklidir.

Özellikle fetüsün geliştiği dönemde bu tarz ilaçlar vücut içerisinde emildiğinde bebeğinizi olumsuz yönde etkiler. Bu ilaçları kullanmak özellikle kalp gelişimine etki ettiği için zorunlu kalmadıkça kullanmamak gerekir. Ağrılar dayanılmaz bir boyuttaysa ve herhangi bir çözüm bulamadıysanız doktorunuzla görüşüp onun tavsiye edeceği ilaçları kullanabilirsiniz. Hangi ilaçların ağrınızı keserken bebeğinize zarar vermeyeceğini ise doktorunuzdan öğrenmelisiniz. Bu sayede aklınızda bir soru işareti olmadan güvenle ilacınızı kullanabilirsiniz.

Anne olmayı düşünmeye başladığınız andan doğuma kadar aktif ve sorunsuz bir dönem geçirebilmek için yapmanız gereken en önemli şey kas ve iskelet sisteminizi güçlendirmektir. Bu sebeple hamilelik öncesi dönemde spor yapmaya başlarsanız hem oluşabilecek bel ve sırt ağrıları minimum düzeye indirilmiş olur hem de doğum sırasında ekstra zorluk yaşamazsınız.

Hamilelik Döneminde Kramplar Neden Artar?

Gebelik döneminde vücudumuzda bazı mineral ya da vitamin eksiklikleri görülebilir. Bunun sebebi genellikle bebeğin gelişimi için gerekli olan vitamin ve minerallerin anne vücudundan karşılanmasıdır. Vücutta kalsiyum ve magnezyum belli bir değerin altına düştüğünde ise annenin vücudunda zamansız gelen ve ne kadar süreceği belli olmayan kramplar görülmeye başlar.

Kramplar oldukça ağrılıdır. Anne adayının günlük hayatını ya da gece uykusunu olumsuz yönde etkiler. Eğer bu tarz bir şikâyetiniz varsa mutlaka doktorunuzla görüşmelisiniz. Bu eksikliğin önüne geçmek için takviye edici ilaçlar kullanabilir ya da buna uygun bir diyet uygulayabilirsiniz.

Hamilelikte Kas Gevşetici Kullanımı

Hamilelikte Yaşanan Ağrılar İçin Neler Yapılabilir?

  • Her gün yürüyüş yapmalısınız. Yürüyüş hem kas ve bağlarınızın güçlenmesini sağlar hem de doğum esnasında daha esnek olmanıza yardımcı olur. Aynı zamanda kilo kontrolüne de yardımcı olur.
  • Eğer bel ve sırt ağrılarınız varsa fiziksel aktiviteleri azaltıp, fırsat buldukça uzanarak dinlenin.
  • Hamilelik sürecinde çalışıyor iseniz, yüksek topuklu ayakkabılar yerine daha alçak topuklu, mümkünse spor ayakkabı tercih etmelisini
  • Ağrı olan yere sıcak uygulama yapabilirsiniz. Sıcak su torbaları bu konuda size yardımcı olabilir.
  • Rahatlamak için ılık bir duş alabilirsiniz. Magnezyum ve kalsiyum eksikliğinin sebep olduğu kramplar için doktorunuzun verdiği ilaçlarla beraber bu eksiklikleri giderecek diyet yapabilirsiniz.
  • Doktorunuzun önerdiği bazı fiziksel hareketleri her gün yaparak bel bölgesindeki kas ve bağ dokusunu güçlendirebilirsiniz.
  • Krampların azaltılmasında bacak ve ayak hareketleri oldukça önemlidir. Bu sebeple bu bölgeleri çalıştıracak egzersizler tercih etmeli
  • Bel ve kalçayı destekleyen ama karnınıza baskı yapmayan korseler kullanabilirsiniz.
  • Otururken ya da yatarken bel bölgenizi destekleyici yastıklar kullanabilirsiniz.
  • Yatarken iki bacak arasına yastık alıp dinlenebilirsiniz. Böylece bel ağrılarınız biraz hafifleyecektir.
  • Gebelik pilatesi sayesinde pelvis kaslarını güçlendirebilirsiniz. Pilates hem bel ağrılarını azaltır hem de doğuma yardımcı olur.

Hamilelikte Ağrı Kesici Kullanılır Mı?

Hamilelik döneminde kas gevşetici kullanılır mı sorusundan sonra akla ilk gelen soru ağrı kesici kullanarak kas ağrılarına son verme olasılığıdır. Peki, gebeyken ağrı kesici kullanmak sağlıklı bir yöntem mi? Dayanılmayacak düzeydeki kas ağrılarında kas gevşetici yerine ağrı kesiciler daha çok tercih edilen bir ilaç grubudur. Ancak bu tür ilaçların kesinlikle doktor kontrolünde kullanılması gerekir. Hamileliğe en az etkisi olabilecek ilaçların tercih edilmesi gerekir. Bu sebeple hamilelik öncesi kullandığınız ilaçların kullanımı konusunda dikkatli olmalı, doktorunuzla görüştükten sonra kullanmalısınız.

Gebelik dönemi, anne adaylarının aklına bin bir türlü sorunun geldiği ve bazen evham yapılan bir dönem olabilir. Bu soruların büyük bir kısmını ise oluşabilecek sağlık problemleridir. Hamile olmadan önce kullanılan birçok ilacın hamileyken hem anneye hem de bebeğe olumsuz etkileri olabilir. Bu sebeple hamile olduğunuzu öğrendiğinizde doktorunuza bu ilaçları söylemelisiniz.

Eğer gebeliğe olumsuz bir yan etkisi olabilecek bir ilaç kullanıyorsanız doktorunuzun tavsiye edeceği alternatifleri denemelisiniz. Mineral ve vitamin gibi eksiklikler için takviye edici ilaçlar kullanmaya ve diyet listenizi uygulamaya devam etmelisiniz. Yavaş ve tempolu yürüyüşlere devam ederek iskelet sisteminizi güçlendirdiğinizde sağlık sorunlarını minimum seviyeye düşürür ve hamilelikte kas gevşetici kullanımı olasılığını en aza indirirsiniz.

GEBELİKTE ENFEKSİYONLARIN BEBEĞE ZARARI VAR MI? Konulu makalemize aşağıdaki bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

GEBELİKTE ENFEKSİYONLARIN BEBEĞE ZARARI VAR MI? monash.pw

monash.pw

  • Nesne
  • İçindekiler

    Hamilelikte kas gevşetici krem sürülür mü?

    Çünkü kas gevşetici ve türevi ilaçların hamilelikte kullanımı risklidir. Özellikle fetüsün geliştiği dönemde bu tarz ilaçlar vücut içerisinde emildiğinde bebeğinizi olumsuz yönde etkiler. Bu ilaçları kullanmak özellikle kalp gelişimine etki ettiği için zorunlu kalmadıkça kullanmamak gerekir.

    Voltaren krem hamilelikte kullanılır mı?

    Voltaren&#;in doktor tarafından kesinlikle gerekli görülmediği sürece hamilelikte kullanılmaması önerilmektedir. Diğer NSAİİ&#;larda olduğu gibi Voltaren de hamileliğin özellikle son üç ayında kullanılmamalıdır. Eğer hamile kalmayı planlıyorsanız Voltaren kullanmayın. İlaç hamile kalmayı zorlaştırabilir.

    Hangi ilaçlar bebeğe zarar verir?

    Uzmanlar, gebelik süresince hekim bilgisi olmadan ilaç kullanımından kaçınılması, parasetamol içerikli ağrı kesicilerin alınması, sentetik östrojenden uzak durulması, yüksek doz vitamin A, lityum, warfarin, fenitoin ve valproik asit içerikli ilaçların kullanılmaması gerektiği uyarısında bulunuyor.

    Dolgit krem hamilelikte kullanılır mı?

    DOLGİT KREMİ HAMİLELER KULLANABİLİR Mİ? Eczanelerden satın alabileceğiniz dolgit kremi kesinlikle doktorunuza danışmadan özellikle hamilelerde de risk oluşturabilecek durumlarda kullanmamalısınız. Dolgit kremin içindeki etken maddelere alerjisi olan kişilerin bu kremi kullanmaması gerekir.

    Merhem hamilelikte kullanılır mı?

    Hamilelik döneminde akne tedavisinde kullanılan kremlerden de uzak durulmalı. Hamilelik döneminde özellikle yaşlanma karşıtı kremleri cildinize uygulamayın. Bırakın bu kremler 9 ay sizden uzak kalsın. Tamamen bitkisel olan kırışık karşıtı kremler içinse en güvenilir kaynak doktorunuzdur.

    Gebelikte kas ağrısına ne iyi gelir?

    Hamilelerdeki bel ağrısı; fiziksel aktivitenin kısıtlanması, alçak topuklu ayakkabılar (en fazla 4 cm.) kullanılması, dizlerin altına yastık konularak yatılması ve sıcak uygulamalarla geriler. Özellikle hamileliğin aylık döneminde su içi egzersizler önerilebilir.

    At kestanesi kremi gebelikte kullanılır mı?

    Hamile ve emziren kişilerin at kestanesi balsamını kullanması önerilmemektedir.

    Hamile iken krem sürülür mü?

    Düşüğe neden olan ağrı kesiciler?

    Canadian Medical Association Journal tarafından yayımlanan araştırma, hamileliğin ilk aylarında etken maddesi &#;ibuprofen&#; ve &#;naproksen&#; olan ağrı kesicileri kullanan kadınlarda düşük yapma riskinin, kullanmayanlara oranla iki kattan fazla olduğunu ortaya koydu.

    Parol düşüğe neden olurmu?

    Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda, doktorların hamilelik döneminde anneye ağrı kesici olarak verdiği iki ilaç vardır. Bunlar; parol ve minosettir. Parol içerdiği bileşenler ve kimyasallar sebebiyle, anne karnındaki bebeğe zararı olmayan bir ağrı kesicidir.

    Dolgit krem nedir ve ne için kullanılır?

    Dolgit krem, adale romatizması, ağrılı eklem hastalıkları (artroz), omurganın ve diğer eklemlerin iltihabi romatizmal hastalıklarında, eklem yakınındaki yumuşak dokunun (eklem içi, sinir, sinir kılıfları, tendon ve eklem çevresi) iltihabi hastalıklarında, omuz sertliği, bel ağrısı, lumbago, spor ve kaza &#;

    Dolgit krem günde kaç kez kullanılır?

    Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar: • Özel bir tavsiyede bulunulmamışsa, DOLGT® günde defa, gereksinime göre daha sık, cm uzunluğunda derinize sürüp ovunuz. Tedavinizin süresine doktorunuz karar verir. Genelde, hafta boyunca hergün DOLGT® sürülmesi yeterli olur.

    Hamilelikte hangi kremler kullanılmaz?

    Hamilelik süresince kullanılan temizleyiciler ve bakım ürünleri parfüm, paraben, silikon, alkol ve oksibenzon içermemelidir. Retinoidler (retin-a, retinol, retinil palmitat, accutane gibi A vitamini türevleri), hidrokinon, salisilik asit ve benzoil peroksit de hamilelikte kaçınılması gereken içeriklerdir.

    Bepanthen krem hamilelikte kullanılır mı?

    gebelik ve emzirme döneminde kullanımının herhangi bir yan etkisi görülmemiştir.

    Gebelikte kas ağrısı ne zaman başlar?

    Özellikle şiddetli bel ağrılarında gebelik ile ilgili olmayan nedenler örneğin travma, bel fıtığı, kas spazmı gibi.. akla gelmelidir. HAMİLELİKTE BEL AĞRILARI NE ZAMAN BAŞLAR, KAÇINCI AYA KADAR SÜRER? Hamilelerde bel ağrısı genellikle gebeliğin orta dönemlerindeki aylarda (4. &#; 6. aylar) başlar.

    GEBELİK

    Tebrik Ederiz!

    Artık gebesiniz ve gebelik yolculuğunda sizlerle birlikte bilimsel ve teknolojik imkânlarımızla ve en önemlisi sizlere olan sevgi ve saygımla yanınızdayım.

    Gebelik süresi hesaplamaları hafta hafta ve trimesterlere (3 aylık dönem) bölünerek yapılmaktadır.

    İlk trimester (ilk 3 ay) bebeğin organ gelişiminin başladığı ve bu zaman içinde tamamlandığı aynı zamanda annenin de gebeliğe uyum sağladığı geçiş dönemi olarak kabul edilir.

    İkinci trimester ise bebeğin gelişimi tamamen hızlanmıştır. Son trimester de (son 3 ay) ise doğuma hazırlık başlar ve bu süreç doğumla sonlanır.

    Sizde son adet tarihinize göre gebelik haftanızı hesaplamak için sitemizdeki otomatik hesaplayıcıları kullanabilirsiniz.

    Mutlu ve sağlıklı gebelikler

     

    Gebelik Oluşmadan Önce Neler Yapılmalıdır?

    İlk olarak doktorunuza detaylı bir jinekolojik muayene olmanız gerekir. Papsmear testi yaptırmalı ve gebelik öncesi kan tetkiklerini yaptırmanız gerekir.

    Yumurtlamanızın olabileceği günlerde düzenli cinsel ilişkiye girmeli ve ilişkiden sonra 1 saat yatakta belinizin altına yastık koyarak beklemeniz faydalı olacaktır.

    Sigara ve alkolü bırakıp aşırı çay, kahve ve asitli içecek tüketimini azaltmalı, stresten uzak durmaya çalışılmalıdır.

    Şeker, tansiyon ya da guatr gibi sistemik hastalıklarınız varsa kontrol altına alınmalıdır.

    Adet tarihlerinizi düzenli yazmanız gerekir. Çünkü doktorunuz gebelik haftanızın hesaplamak için sizden bunu isteyecektir.

    Doktorunuzun bilgisi dahilinde folik asit kullanmaya başlayabilirsiniz.

     

    Yumurtlama Günü

    Yumurtlama günleri gebelik için ideal günlerdir. Doğru yumurtlama hesabı adet düzeni 28 gün ise gün 28 günden daha fazla ise son adet gününden geriye doğru 14 gün sayılarak hesap yapılmalıdır. Bu hesabın doğru yapılması gebelik düşünen kadınlar için çok önemlidir çünkü gebelik için cinsel ilişkinin bu yumurtlama günlerine denk gelmesi gerekir.

     

    Yumurtalıklarda gelişip atılan bu yumurtanın ömrü saat spermlerin ise saattir. Bu hücrelerin bu süre içerisinde canlı kalıp yaşayabildiğini göz önünde bulundurmamız gerekir. Bu nedenle beklenen yumurtlama tarihinden bir gün önce başlayan ilişki gebelik şansını daha fazla arttıracağından takip iyi yapılmalıdır.

     

    Ne Kadar Sürede Gebe Kalınabilir?

    Kadınların çoğu deneme yapılan ilk ayda hemen gebe kalmayı isterler. Halbuki bazı çiftlerin anne baba olabilmek için bekledikleri süre bir yıl bazen daha da fazla olabilmektedir. Genel olarak altı ayı geçen sürede hamilelik oluşmuyor ise çiftlerin birlikte kadın doğum uzmanına başvurması tavsiye edilmektedir.

    Bu konuda yapılan bazı araştırmalara göre; çiftlerin sadece %20 si ilk ayında gebe kalabilmektedir diğer %80 i ise denemenin en geç ilk 18 ayına kadar olan zaman dilimi içerisinde gebe kalabilmektedir. Bu süreyi etkileyen faktörlerin başında yaş faktörü gelmektedir. Özellikle 25 yaş ve altındaki kadınlarda gebe kalma süresi ortalama ay iken 35 yaş ve üstü yaşlarda bu süre ayı bulabilmektedir.

     

    Gebelik ve Gelişimi

    Gebelik Testi Yapılması

    Hamile olduğundan şüphelenen her kadın eczanelerden kolayca temin ettiği gebelik testi ile gebe olup olmadığını öğrenmeye çalışır. Bu hem son derece ucuz hem kolay hem de özeldir. Özeldir çünkü testi uygulayan kadından başkası sonucu bilemez. Pek çok kadın için bu önemli bir özelliktir kadınlar hamile olup olmadığını herkesten önce öğrenmek isterler. Ya da tam tersi istenmeyen bir gebelik ise yine kendisinden başka hiç kimsenin hamile olduğunu bilmesini istemezler.

     Evde yapılan bu testler her zaman doğru sonuç vermeyebilir. Bu yüzden yapılması gereken, gebelikten şüphelendiğiniz zaman herhangi bir sağlık merkezine başvurarak doktor kontrolünde idrar tahlili ya da kan da gebelik testi (B-hCG) yaptırarak gebelik olup olmadığının tespit edilmesidir. Şayet gebelik varsa bunun ultrasonografi ile de muayene edilerek kontrol edilmesi gerekir. Eğer istenmeyen bir gebelik ise yasal sınırını aşmadan gerekli müdahalenin vaktinde yapılması çok önemlidir.

     

    Gebelik Belirtileri

    Gebeliğin en önemli belirtisi adet gecikmesidir. Normal adet zamanınızın üzerinden en az 10 gün geçmiş ise gebe olup olmadığınızdan şüphe edebilirsiniz. Fakat her gecikme gebelik olduğunu göstermez. Bu gecikmeyi destekleyen diğer belirtiler de varsa o zaman gebe olma ihtimaliniz daha da kuvvetlendirmektedir.. Bu belirtileri kısaca şöyle sıralayabiliriz.

     

    - Göğüslerde dolgunluk ve hassasiyet olması

    - Bulantı ve kusmaların olması

    - Sık idrara çıkma hissi olması

    - Halsizlik veya bitkinlik hissedilmesi

    - İlerleyen dönemde gelişen gebeliğe bağlı olarak karında büyüme görülmesi

     

    Bunların dışındaki kesin bilgiyi gebelik testleri, ultrasonografi muayene sonucunda bebeğin görülmesi ve bebek kalp atımının duyulması ile ilerleyen haftada bebek hareketlerinin hissedilmesi verir.

     

    Gebelikteki Fizyolojik Değişiklikler

    Kadınlarda gebeliğin başlamasıyla beraber tüm hayati organlarda ciddi değişiklikler meydana gelir. Bazı organlar hızlı bazıları ise yavaş çalışmaya başlar. Fakat tüm bu değişiklikler belli bir uyum içinde olmaktadır. Bunların başlıca olanları şunlardır.

    - Solunum Sistemi ve Akciğerler: Gebelik nedeniyle kapasitesi azalan akciğerler zor nefes alıp vermeye neden olur. Bu yüzden gebeler sık sık boğuluyormuş hissine kapılabilirler. Nefes almada zorluk çekmek çabuk yorulmaya da neden olmaktadır.

    - Dolaşım Sistemi ve Kalp: Kan dolaşımında da çok önemli değişiklikler söz konusu olmaktadır. Kan hacmi yükselir ve kırmızı kan hücrelerinin sayısında artış olur. Ancak kanın sıvı kısmı arttığı için göreceli bir kansızlık görülebilir fakat dışarıdan alacağınız demir takviyesi ile dengelenmeye çalışılır. Kalp atım sayısı artabilir ve bazen de ani tansiyon düşmeleri yaşanabilir.

    - Boşaltım Sistemi: Gebelik hormonlarının etkisi ve rahim basısının artmasından dolayı gebelerde sık idrara çıkma ve bazen idrar kaçırma görülebilir.

    - Sindirim Sistemi: Gebelikte salgılanan Progesteron hormonunun etkisi ile tüm düz kaslarda yavaşlama olur. Bu nedenle mide kaslarının çalışması yavaşlar ve ortaya reflü çıkar. Yani midedeki yiyecek parçaları ve mide asidinin yemek borusuna geri kaçması olayı. Aynı zamanda gaz problemi ve kabızlık diğer etkileridir. Bazı gebelerde makattaki venlerin genişlemesiyle beraber hemoroid (basur) ortaya çıkabilir.

    - Kas – İskelet Sistemi: Hareketlerin yavaşlamasıyla beraber bel- sırt ağrıları, kalça, bacak ve ayak ağrıları başlar. Ayaklarda karıncalanma bacaklarda uyuşma, varis ve çabuk yorulmada bunlar arasında sayılabilir.

    - Cilt: Gebelikte ciltte de önemli değişiklikler olmaktadır. Cildinizde renk değişiklikleri ve özellikle göbekte lineanigra çizgisi oluşur. Yüzünüzde de chlasma adında gebelik maskesi oluşmaktadır. Ayrıca vücutta sivilcelenme olabilir. Saçlar cansızlaşır ve dökülmeler yaşanabilir. Özellikle karın göğüs ve bacaklarda ise çatlaklar oluşabilir.

     

    - Genital organlar ve göğüsler: Gebeliğin ilk etkisi göğüsler üzerinde görülmektedir. Gebelik oluştuğu andan itibaren göğüslerde hassasiyet büyüme dolgunluk ve göğüs uçlarında renk koyulaşması olur aynı zamanda damarlanma da görülebilir. Gebeliğin 8. Ayından itibaren göğüslerden colostrum adı verilen ilk sütün gelmesi görülebilir. Dış genital organlarında da renk değişimi ve hassasiyet olur. Akıntı artabilir ve cinsel ilişki sırasında ağrı hissedilebilir.

     

    Gebelikte Ne Kadar Kilo Alınır?

    Gebelikte alınan kilolarla ilgili olarak doktorların genel görüşü aşırı kilo alınmaması yönündedir. Gebelik öncesi normal kiloda olan kadınların gebelik esnasında en fazla kg almaları önerilmektedir. Gebelik öncesi zayıf olan anne adaylarının ise en az 15 kg almaları önerilmektedir. Çünkü hem kendi bünyesi hemde bebeğin yeterince beslenebilmesi açısından annenin tavsiye edilen kiloda olması ve buna bağlı olarakta sağlıklı olması çok önemlidir. Fazla kilolu olan anne adaylarının ise tüm gebelik boyunca sadece kg alması önerilmektedir. Aşırı kilo gebelik açısından çok sıkıntılı olabilmektedir.

    Bu nedenle gebelik yaşam tarzınızı ve beslenme şeklinizi değiştirip düzene koyabileceğiniz bir fırsat olabilir. Kendiniz ve bebeğiniz için gerekli olan günlük besin ve kaloriyi karşılayacak miktarda yiyip içmeniz gerekir. Gebelikte alınan kilolar yağa dönüştükten sonra verilmesi pekte kolay olmamaktadır. Bunuda asla unutmamalısınız.

     

    Cinsiyet Tahmini

    Gebeliğin erken dönemlerindeki en büyük merak konusudur. İlerleyen gebelik haftalarında ultrasonografi ile görülünceye kadar bunu tahmin etmenin bazı yolları zamanla kadınlar arasında kendiliğinden oluşmuştur. Bununla ilgili cinsiyet tahmini için bazı yöntemler bulunmaktadır. Sizlere de bunları akrataralım:

     

    Bebek erkek ise

     

    -       Erken gebelikte sabah bulantıları yoktur.

    -       Göğüs ucu kararmıştır.

    -       Karnınız sivridir ve basketbol topu gibi üst tarafa doğru şişkin görünür.

    -       Bebeği aşağıda taşırsınız.

    -       Tuzlu gıdalar canınız ister daha çok et, süt ve peynir gibi proteinli gıdalar yemek istersiniz.

    -       Gebelik öncesine göre ayaklarınız daha çok üşür.

    -       Eşiniz sizinle beraber kilo almaya başlar.

    -       Gebelik size güzellik katar.

    -       İdrarınızın rengi açık sarı olur.

    -       Burnunuz uzayıp genişler.

    -       Baş ağrınız olur.

     

    Bebek kız ise;

     

    -       Sabah bulantıları vardır.

    -       Sol göğsünüz sağ göğsünüzden daha büyük olur.

    -       Karnınız karpuza benzer geniştir.

    -       Kilolarınız kalça ve basende toplanır.

    -       Meyve yemek istersiniz.

    -       Gebeliğin sizi çirkinleştirdiğini düşünebilirsiniz.

    -       İdrarınız koyu renk olur.

    -       Gün ışığında saçlarınız kırmızı görünür.

     

    Tabi ki bu yöntemler tamamen tahminidir. Halk arasındaki inanışlardır.

    Doğru olan gebeliğinizin haftaları arasında doktorunuza başvurarak ultrasonografi ile bebeğinizin cinsiyetine bakılmasıdır.

    Eğer sizde merak ediyorsanız kliniğimize gelerek bebeğinizin cinsiyetini öğrenebilirsiniz.

     

    Gebelikte Dikkat Edilmesi Gerekenler

    Gebeliğin sağlıklı, normal ve sorunsuz geçmesi için anne adayının dikkat etmesi gereken bazı durumlar vardır. Bu sayede hem anne hem de bebek daha huzurlu ve daha kaliteli bir 9 ay 10 günlük bir yolculuğu tamamlamış olurlar.

    Annenin gebe kaldıktan sonra yaşam tarzını değiştirmesi daha dikkatli ve özenli davranması gerekmektedir. Günlük beslenme düzeninden tutun bazı alışkanlıklara kadar baştan aşağı değişim gerektiren bir sürece kendinizi hazırlamanız gerekir.

    Unutmayınız ki her şey minik bebeğinizin daha sağlıklı olması için

     

    Sigara ve Alkol

    Gebelikte sigara kullanmaya devam eden kadınlar hem kendilerini hem de doğacak bebeklerini oldukça fazla zarar vermektedirler. Bu alanda yapılan bütün çalışmalar hamilelik öncesi sigara içiminin çocuğunuza herhangi bir olumsuz etkisi olmadığı yönündedir ve zararı sadece sizedir. Lakin maalesef sigara kullanan kadınların %70 i gebelikte de az veya çok sigaranın zararlarını bilmelerine rağmen kullanmaya devam etmektedirler. İçilen sigara ile birlikte alınan nikotin ve karbonmonoksit annenin damar sistemini bozmakta ve plasentanın çalışmasını etkileyerek bebeğin gelişimini engellemektedir. Sigarayı gebeliğinizin hangi ayında olursa olsun bırakın geç kaldığınızı düşünmeyin son ayda bile bıraksanız doğum esnasında bebeğe giden kan akımını artırmış olacaksınız bunu asla unutmayınız. Tüm bunlara rağmen bırakamıyorsanız en azından günde 4 adetten fazla içmemeye özen gösteriniz. En ideal olanın bebek istiyorsanız sigarayı tamamen bırakmak olduğunu unutmayınız.

    Gebe iken içilen sigaranın ne kadar çok zararlı oluğunu zaten biliyorsunuz bu nedenle biz size sigarayı bırakmanın gebeliğe faydalarını anlatacağız;

    Sigarayı bırakarak ne kadar kararlı, güçlü ve sabırlı olduğunuzu görecek ve kendinizle gurur duyacaksınız. Özgüveninizi tazelemiş olacaksınız. Gebelik sigarayı kesin olarak bırakmak için büyük bir şans olacak.

    Bebeğinizde meydana gelebilecek sigaraya bağlı tüm riskleri en aza indirmiş olacaksınız. Belki de ömür boyu yaşayabileceğiniz bir pişmanlıktan kurtulacaksınız.

    Dünyaya gelecek olan minik bebeğinizin en az gr. daha kilolu doğmasını sağlamış olursunuz.

    Gebelik döneminizde sigaranın neden olduğu bazı rahatsızlıklardan arınmış olarak geçireceksiniz.

    Kendiniz daha iyi beslenerek bebeğinize daha fazla vitamin, mineral ve enerji gitmesini sağlayabileceksiniz.

    Doğumdan sonra bebeğinizde sigaraya bağlı görülebilecek anomali ve hastalıkları engellemiş olacaksınız.

    Bebeğinizin daha zeki ve APGAR ı daha yüksek bir bebek olma şansı daha yüksek olur.

    Sizde normal doğumu akciğerleriniz daha iyi oksijen alabileceği için daha rahat yaparsınız.

    Sigara içmeyerek sütünüzden az da olsa nikotinin bebeğinize geçmesine engel olmuş olursunuz.

    Ve en güzeli sigaraya vereceğiniz parayı bebeğiniz için değerlendirme fırsatınız olacak.

    Sigarayı bırakmak için kesinlikle gebelikte ilaç kullanmayın veya nikotin bantlarını denemeyin çünkü çok zararlı olmaktadır. Yine sigara bırakmak için çay ve kahve içiminizi arttırmayın. Çünkü daha başka zararlarıyla karşılaşabilirsiniz.

     Gebelikte kullanılan alkol ile ilgili yapılan çalışmalar az miktarda alınan alkolün bebeği etkilemediğini fakat fazla miktarda alınan alkolün bebeğe ve gebeliğin gelişimine yönelik çok zararlı olduğunu göstermiştir. Çünkü anne kan dolaşımı ile bebek kan dolaşımının aynı olduğunu asla unutmamalı alacağınız alkolün kanınıza karışacağı için bebeğinizi de aynı derecede etkileyeceğini unutmamanız gerekir. Gebelikte alınan fazla miktardaki alkol bebeğinizde ciddi gelişim bozukluğu ve zihinsel yetersizliğe neden olabilmektedir. Hamilelikte belirlenen güvenli bir alkol dozu yoktur. Bebeğiniz için en iyisi asla alkol kullanmamaktır.

     

    Gebelik boyunca alınan fazla alkol Fetal Alkol Sendromuna neden olmaktadır. Fetal alkol Sendromunun belirti ve bulguları belirgin yüz ve bedensel anomalilerle kendini göstermektedir. Bebekte ciddi boyutta gelişim geriliğine neden olmakta görme duyma gibi önemli duyu organlarını etkilemektedir. Beyin ve spinalanomaliler ise çocuğunuzun ömür boyu birilerine muhtaç olarak yaşamasına neden olmaktadır. Ayrıca gebelikte yüksek oranda alınan alkol spontan düşük oranını arttırmaktadır.

     

    Bitkisel Çaylar

    Günümüzde insanlar birçok problem için doğal bitkisel yöntemleri kullanmaktadır. Aktarlar her türlü şikayet için dolup taşmaktadır. Günlük enerjiyi arttırmak hafızayı güçlendirmek için farklı bitkiler kullanmaktadırlar.

    Gebe iken bitki kökenli doğal ürünleri bilinçli ve dikkatli tüketmek gereklidir. Bilinçsiz kullanılan bitkisel ürünler rahimde kasılmaya, ishale, kusmaya, tansiyon düşüklüğüne ya da artışına ve bazen düşüklere bile neden olabilir.

    Bu konuda doktorlar kesinlikle kendilerine danışılmadan hiçbirşeykullnılmaması gerektiğini üzerine basa basa söylemektedirler. Başkalarından duyduğunuz kulaktan dolma bilgilerle bilmediğiniz bitkileri hiçbir şekilde tüketmeyiniz. Hem bebeğinizin sağlığını ve hemde kendi sağlığınızı tehlikeye atmayınız. 

    Doktorunuza kullandığınız her şeyi mutlaka danışmayı unutmayınız.

     

    Saç Boyamak

    Hamilelik öncesi ve hamilelikte en sık sorulan sorulardan birisi de saç bakımıdır. Doğal olarak bir kadın gebelik döneminde de güzel ve bakımlı olmak ister. Hamilelikte genellikle gebeliğin ilk üç ayından sonra boya yapmak daha uygun olacaktır. Boyayı uygularken mümkün olduğu kadar boyayı kafa derinize az temas etmesine özen gösteriniz. Gebe boyayı evde kendisi yapacaksa da mutlaka eldiven giymelidir. Özellikle boya yapılan oda iyi havalandırılmalıdır.

    Saç boyanızı alırken uzun süre saçta kalan boyalar yerine kısa süreli boyalar tercih edilmeli ve bunlar kullanılmalıdır uzun süre saçta kalsın diye boyalara eklenen fiksasyon boyadan daha çok zararlıdır ve içeriğinde ağır metallerle birlikte amonyak bulunmaktadır. Gebelikte saçlarınızı mecbur kalmadıkça boyatmamak en iyi çözümdür. Fakat mutlaka saçlarınızı boyatmak gereği duyuyorsanız bunu dikkatli ve belli kurallar içinde yaptırmanız en uygun olandır.

     

    Akupunktur

    Gebelikte akupunktur yapanlar ve yaptıranlar bunun hem anneye ve hem de bebeğe iyi geldiğini söylemektedirler. Bu konunun uzmanları tarafından seanslar halinde her ay düzenli olarak yapılan bu yöntemin seansları 45 dakika sürmektedir ve ağrısızdır. Hatta gebeliğin son ayına kadar uygulamaya devam etmektedirler.

    Özellikle de ilk 3 ayda yapılan akupunkturun sabah bulantısı, kusma ve migrene iyi geldiği ikinci 3 ayda vücutta sıvı tutulumunu dengeleyip hemoroit, mide yanması, varis ve strese iyi geldiği, son 3 ayda uygulandığında ise siyatik, sırt-bel ağrısı, kas-eklem ağrısı ve ellerde olan uyuşmalara iyi geldiği ileri sürülmektedir.

    Tabi ki bu uygulamalar akupunktur da deneyimli bir merkez de ve doğum doktorunun bilgisi ve izni ile uygulanmalıdır.

     

    Tatlandırıcı Kullanmak

    Genellikle en çok tercih edilen tatlandırıcılar aspartam ve sakarindir. En yaygın olanı da aspartam içerenlerdir. Bu tatlandırıcılardan Aspartam iki amnioasitten oluşmaktadır ve ilk amnioasitfenilalanin olup gebelikte fazla miktarda alındığı takdirde bu amnioasitten dolayı bebekte bazı anomali ve hasarlar oluşmaktadır.

    Diğer yaygın bir tatlandırıcı olan sakkarin kullanımının fareler üzerinde yapılan deneylerde bebeklerde ciddi sakatlıklara yol açtığı tespit edilmiştir. Bu nedenle kesinlikle hiçbir gebeye hiçbir nedenle önerilmemektedir. Diğer tatlandırıcılar için ise kanıtlanmış bir etki tespit edilmediği için kullanımı önerilmemektedir. Bu nedenle doğru olan mecbur kalmadıkça doktor bilgisi dışında tatlandırıcı hiç kullanmamaktır.

     

    Tomografi veya MR Çektirmek

    Tomografi gebelik döneminde kesinlikle önerilmeyen bir görüntülmeyömonash.pw yöntem normalde vücudun farklı bölümlerine farklı nedenlerle uygulanan bir görüntüleme yöntemidir. Gebelikte ise anne karnındaki bebeğe normal X ışınından bile daha fazla radyasyon geçireceği için asla tavsiye edilmemektedir.

    Başka bir görüntüleme yöntemi olan MR (Magnetik Rezonans) yine aynı şekilde vücudun farklı bölümlerini görüntülemek için kullanılan bir yöntemdir. Ama çalışma şekli ses dalgaları ve manyetik alana dayalı bir sistem olduğu için gebeliğin seyri ve bebek gelişimi açısından zararlı bir durum oluşturmamaktadır. Hatta bazen çocuktaki bazı anomalileri tespit etmek için tanı amaçlı kullanılabilmektedir. Böyle bir durum söz konusu olursa doktora mutlaka gebe olduğunuzu söylemeniz gerekir. Mecbur kalmadıkça da doktorunuzun bilgisi dışında bu tür yöntemleri kullanmamalısınız.

     

    Gebelikte En Çok Merak Edilenler

    Bilgisayar Kullanmak

    Bu konuda çok fazla bilgi kirliliği olmasına karşın hamilelikte bilgisayar kullanımının herhangi bir zararı henüz tespit edilmemiştir. Bu nedenle bilgisayar kullanılabilir. Özellikle geçmişte bilgisayar monitörlerinin yaydığı düşük düzeyli elektromanyetik alanın tehlikeli olduğu ve bazı problemlere neden olduğu düşünülürdü lakin yapılan araştırmalar elektromanyetik alanla ilişkili bir riskin olmadığını kanıtlamıştır.

    Bu konuda dikkat edilmesi gereken sadece bilgisayar başında uzun süre vakit geçirmemektir. Çünkü sırt ve bel ağrılarını arttıracağı için size rahatsızlık verebilir. Bu nedenle sık sık mola vererek kullanmanız önerilmektedir.

     

    Cep Telefonu Kullanmak

    Cep telefonu kullanımı ile ilgili yapılmış bir sürü açıklama vardır. Fakat gebelikte cep telefonu kullanmanın neden olduğu zararlar ile ilgili yapılmış ve kesin sonuç alınmış bir çalışma yoktur. Bu yüzden de kesin bilgi mevcut değildir. Özellikle cep telefonu çalarken ve numara çevirirken daha çok manyetik dalga yaydığı için daha zararlı olduğu söylenmektedir. Cep telefonunuzu asla tamamen bırakmayın özellikle gebelik döneminde günümüzde eşinize ailenize ve doktorunuza ulaşmada çok büyük bir öneme sahiptir. Tüm bunları göz ardı etmeden sadece kullanımı ile ilgili bazı tedbirler alabilirsiniz.

     

    - Cep telefonlarınızı gereksiz ve uzun süreli kullanmayın

    - Cep telefonunuzu taşırken vücudunuzun üzerinde özellikle karnınıza ve kalbinize yakın taşımamaya özen gösteriniz.

    - Cep telefonunuzu çantada bulundurun gerekmediği durumlarda kapalı tutun

     

    Kapı Güvenlik Kontrol Cihazları

    Hayatımızın pek çok alanında karşımıza çıkan kapı güvenlik kontrol cihazları manyetik alan etkisi ile çalışmakta olup herhangi bir röntgen ışını üretmezler. Bilinmesi gerekir ki bu kapılardaki kalış süresi de çok kısa olduğu için alınan manyetik etki aynı mekanizma ile çalışan MR çekimine göre son derece azdır ki gebelikte MR’ ın bile çekilmesinde bir sakınca bulunmamaktadır.

    Fakat özellikle ülkemizde uygulayıcılarda başta olmak üzere pek çok kişinin bu konudaki bilgi eksiklikleri sonucunda gebeler bu tür güvenlik kontrollerinden muaf tutulmaktadır. Halbu ki dünya üzerindeki birçok ülkede güvenlik önlemleri herkese olduğu gibi tüm gebelerde de eşit şekilde uygulanmaktadır.

     

    Uyku Pozisyonu

     Anne adayları gebelik boyunca yatarken yan pozisyon hatta özelliklede tercihen sol yan tarafa yatmalıdırlar. Bu şekilde uyumak hem rahat hem de sağlıklı(özellikle kalp sağlığı) bir uyku şeklidir.

     

    Yan pozisyonda yatarak kaliteli bir uyku uyumuş olurlar. Aynı şekilde gebeliğin ilk üç aylık döneminde de istediğiniz pozisyonda yatabilirsiniz. Daha erken dönem olduğu için bebeğinizin uyku şeklinizden rahatsız olması gibi bir durum söz konusu değildir.

     

    Cinsel İlişki

    Bu dönemde cinsel isteğin artışına rağmen ilişkinin rahim ağzının açılmasına ve bu yüzden erken doğum ya da düşüklere neden olacağı düşünülmektedir. Ve ayrıca cinsel ilişkide erkek cinsel organının bebeğe zarar vereceği düşünülmektedir. Halbuki gebelikte girilen cinsel ilişki bebeğe zarar vermez. En önemlisi de erkek cinsel organının bebeğe temas etmesi tıbben mümkün değildir. Yalnızca bazı özel durumlarda doktor tarafından cinsel birliktelik önerilmez bunlar;

     

    -İkiz üçüz gebeliklerin son ayları

    -Nedeni belli olmayan vajinal kanamalarda

    -Bebek kesesinin erken açılması veya suyun gelmesi durumundan şüphe edilmesi

    -Erken doğum riski

    -Karşı cinsin cinsel yolla bulaşan hastalık taşıyor olması

    -Anne adayında aktif kondilom- HPV lezyonlarının varlığı

    -Düşük tehlikesi söz konusu olduğu durumlarda

    -Normal tek gebeliklerde son ay

     

    Seyahat Etmek ve Tatile Gitmek

    Gebelikte eğer seyahat etmeniz gerekiyorsa yola çıkmadan önce mutlaka doktorunuzla görüşüp muayene olmanız gerekmektedir. Gideceğiniz yerdeki size en yakın sağlık kuruluşlarını öğrenmeniz adres ve telefonlarını not etmeniz gerekir. Giderken yanınıza mutlaka dosyanızı ultrasonografi ve kan tahlili raporlarını almanız gereklidir. Varsa ek hastalıklarla ilgili raporlarınızı ve tabi ki kan grubu kartınızı almalısınız. Özellikle gebeliğinizin ilk aylarında düşük riskine karşı ve yine Haftadan sonra da erken doğum riskine karşı doktorlar seyahati mecbur kalmadıkça önermemektedirler. Tüm gebelik boyunca da tropik bölgelere veya hijyen problemlerinin olduğu ülkelere seyahat tavsiye edilmez.

    Araba ile seyahate gidilecekse 3 saatte bir mola verilmesi ve 15 dakikalık yürüyüşler yapılması gerekmektedir. Otobüs ile yapılacak seyahatlerde 2 saatten fazla sürecekse 2 saatte bir müsait oldukça koridorda birkaç dakika ayakta dolaşmanız gerekecektir. Yolculuk için otobüslerde en ön, en arka ya da tekerlek üstünü tercih etmeyiniz. Oturduğunuz yerde de ayak egzersizleri yapabilirsiniz. Uçak seyahati yapacaksanız Haftaya kadar bir riski olmadığını Haftadan sonra bir riski olmadığına dair doktor yazısı alarak uçak seyahati yapabileceğinizi bilmeniz gereklidir. Ayrıca bazı uçak şirketlerinin Haftadan sonra gebe yolcu kabul etmediklerini bilmeniz gerekmektedir. Yine uçak yolculuğunda da oturduğunuz yerde ayak ve bacak egzersizleri yapabilir ve uçak müsait ise uçak içinde yürüyüş yapabilirsiniz.

    Tatil de aynı şekilde gerekli önlemler alındıysa asla sakıncalı değil bilakis gebelik yorgunluğu nu azaltmak için çok faydalıdır. Özellikle yüzmek çok rahatlatıcı etkiye sahiptir ve normal bir gebelik yaşıyorsanız sizi rahatlatacak bir spordur. Hatta gebelerde için uygun en iyi spor dalından biridir. Yaralanma düşme çarpma riski eğer yüzme biliyorsanız çok düşüktür. Çünkü su eklem ve bacak bağlarını destekleyeceği için sırt ve bel ağrılarınıza çok iyi geldiğini hissedebilirsiniz. Vücudu fazla sıkmamak özel gebe mayosu giymeniz önerilmektedir.

    Ayrıca derinliğin boy hizanızı geçmemesine ve uzun süre nefes tutarak dalış yapmamanız önerilmektedir. Yüzme açısından deniz seçeneğiniz varsa tereddütsüz denizi tercih etmeli havuzunda temizliğinden eminseniz girmeniz gerekir. Bazen temizde olsa çok fazla kullanılan dezenfektanlarda zararlı olabilmektedir unutulmamalıdır. Uzun süre güneşte kalmak hamile olsanız da olmasanız da zaten zararlı olduğu için hamileyken daha özenli davranmanızı gerektirmektedir. Güneş ışıklarının dik geldiği 00 ile 00 saatleri arasında güneşe çıkmamanız eğer güneşleniyorsanız da 45 er dakikalık periyodlar halinde güneşlenmeniz birer saat serin bir yerde kalmanız ve bol sıvı almanız gerekmektedir. En az 40 faktörlü güneş kremi kullanmanızda da fayda olacaktır.

     

    Diş Sağlığı

    Gebelik süresince annenin dişlerinden kalsiyum kaybı nedeniyle bir diş eksileceği söylenir fakat bu yanlış bir inanıştır.

    Gebelik esnasında ağız sağlığında bazı değişikliklerin olacağı gerçektir. Bunların en önemlisi östrojen ve progesteron hormonunun artmasıyla dişler üzerinde plak birikiminin artması ve diş eti iltihabına neden olmasıdır. Bu durumda diş eti hassas, kırmızı ve kanamalıdır. Bu durumun ilk üç ay düşük riski yüksek olduğu için gebeliğin ikinci üç ayında tedavi edilmelidir. Çünkü son üç ay da erken doğum riski taşımakta ve tedavi için vücudun uzun süre diş tedavisi olacak kadar dayanamayacak olması uzun oturmalardan anne adayının sıkılması tedaviye engel oluşturacaktır.Önlemek için dişlerin günde en az iki kez fırçalanması gerekmektedir. Dengeli beslenme ile birlikte mutlaka B12 ve C vitamin desteklerini almanız gerekir.

     

    Evcil Hayvan Beslemek

    Gebe kaldığınız zaman evde beslediğiniz kedi veya köpeği evden uzaklaştırmanıza gerek yoktur. Yapmanız gereken gebe kalır kalmaz evcil hayvanlarınızı veterinere götürüp enfeksiyon veya taşıyıcımı diye tespit ettirmek ve tüm aşılarını tamamlattırmak olmalıdır.

     

    Evde çiğ et veya az pişmiş et tüketmemelerine izin vermemek özel mamalar vermeniz gerekmektedir. Size ait olmayan başka hayvanlarla temasını da engellemeli kısmen tecrit altında tutmanız gerekecektir. Tuvaletlerini yaptıkları zaman bunun temizliğini sizin dışınızda birisinin yapmasını sağlayın mecbur kalırsanız mutlaka eldiven kulanın. Ellerinizi özel dezenfektanlarla yıkamayı ihmal etmeyiniz. Hamilelik öncesinde veya sonrasında toxoplasma testlerinizi mutlaka yaptırınız.

    İlk üç aylık dönemde diş temizliği yapılabilir. Fakat tedavi gerektiren işlemler için en uygun dönem gebeliğin 4 ve 6. aylarıdır. Çok zorunlu olmadıkça son üç ayda temizlik dışında bir şey yapılmaması gerekir. Ayrıca diş tedavisi sırasında alınacak lokal anestezinin de aksi bir durumunuz yoksa bebek veya anneye bir zararı olmamaktadır. Size önerilecek bütün ilaçları kullanmadan önce özelliklede antibiyotikler mutlaka doğum doktorunuza danışarak kullanmanız gerekmektedir.

     

    İlaç Kullanmak

    Gebelik sırasında doktora danışmadan kullanılan yan etkisi az denilen ya da reçetesiz alınan birçok ilaç gelişmekte olan bebeğe ciddi zararlar verebiliyor. Kısaca:

    - Ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçları kullanmadan önce doktorunuza danışmalısınız.

    - Alerji için kullanılan ilaçları doktorunuzdan habersiz asla kullanmamanız gerekir.

    - Ayrıca öksürük için kullanılan birçok ilacın da gebelikte güvenilirliği konusunda kesin bilgiler yoktur kullanımına çok dikkat etmek gerekir.

    - Mide yanması ve hazımsızlık ilaçlarınızı mutlaka doktorunuza danışınız.

    - Kabızlık için kullanılan ilaçlar da aynı şekilde doktora danışarak kullanılmalıdır.

    - Kaşıntı için kullanılan ilaçlar ve lokal anestezi etkisi olan ilaçlar yine doktorun kontrolü dahilinde kullanılması gerekir.

    - Hipertansiyon, şeker hastalığı ve epilepsi (sara) gibi sürekli ilaç kullanımını gerektiren hastalıklarda daha hamile kalmadan tedavi eden doktorla görüşmeli gebelik halinde ilaçların kullanılabilirliği ya da nasıl bir yol izlenmesi gerektiği hakkında tedavi planı doktorla beraber yapılmalıdır.

     

    Aşılar

    Anne adaylarının çocukluk aşıları tam yağılmaışsa dikkat edilmesi gereken tek konu tetanoz aşısıdır. Tetanoz aşısının yapılmasının üzerinden 10 yıldan az süre geçen ve hastane şartları altında doğum yapacak olan gebelerde tetanoz aşısı yapılması gerekli değildir.

    Ama yine de siz ne zaman aşı olduğunuzla ilgili tereddütte kaldıysanız sağlık ocaklarında gebelik haftasına kadar sağlık bakanlığının ücretsiz yaptığı aşı uygulamasından yararlanabilirsiniz.

     

     

     

    Stresin Etkisi

    Stres, çoğumuzun yaşadığı bizi zorlayan, kısıtlayan ve engelleyen durumlarda verdiğimiz tepkilerin tamamıdır. Bu yüzden üzerimizde hissettiğimiz baskı değil olayları değerlendirme şeklimiz düşüncelerimiz ve davranışlarımızın pek çok halidir.

    Bu konuda uzmanlar stresle baş etmenin en iyi yolu sizi stres yapan şeyi fark edip onu kontrol altına almaktır diyorlar. Bu alanda yapılan bir araştırmada hamileliklerin 18 ile haftasında yoğun stres yaşadıklarını söyleyen kadınların kan dolaşımlarında kortikotropin salgılatıcı hormon (CRH ) yüksek oranda görülmüştür. Normalde beyin ve plasenta tarafından üretilen CRH doğum eylemi ile çok ilgilidir. CRH vücutta prostoglandin adı verilen ve rahim kasılmalarına yol açan bazı maddelerin salınmasını tetikler. CRH stres ortaya çıktığında beyinden salgılanan ilk hormondur. Bu nedenle erken doğumlara neden olabilmektedir.

    Ayrıca CRH ve diğer stres hormonları plasentaya giden damarlarda daralmaya neden olduğu için bebeğe daha az oksijen ve besin gitmesine neden olur bu yüzden bebekler düşük kilolu olabilmektedir. Düşük riskini de kat arttırdığı yapılan araştırmalarla ortaya koyulmuştur.

     

    Gebelikteki Başlıca Şikayetler

    Gebelerin zamansız bazı yiyecekleri biranda özellikle de gebeliğin ilk aylarında şiddetle yeme isteğidir aşerme. Tabi ki bunun tam tersi olduğu durumlar da vardır. Yine ilk aylarda gebelik hormonlarına bağlı olarak bazı gıdalardan tiksinme durumu olabilir. Ağır kokular ve yağlı yiyecekler daha çok rahatsız etmektedir.

    Tiksinme hissi özellikle temel beslenme gıdalarına karşıysa ve bu nedenle beslenmemiz etkileniyor da aç kalıyorsak mutlaka doktorunuzla görüşmeli ve bazı takviyeler almanız gerekebilir.

     

    Aşerme ve Tiksinme

    Gebelerin zamansız bazı yiyecekleri biranda özellikle de gebeliğin ilk aylarında şiddetle yeme isteğidir aşerme. Tabi ki bunun tam tersi olduğu durumlar da vardır. Yine ilk aylarda gebelik hormonlarına bağlı olarak bazı gıdalardan tiksinme durumu olabilir. Ağır kokular ve yağlı yiyecekler daha çok rahatsız etmektedir.

    Tiksinme hissi özellikle temel beslenme gıdalarına karşıysa ve bu nedenle beslenmemiz etkileniyor da aç kalıyorsak mutlaka doktorunuzla görüşmeli ve bazı takviyeler almanız gerekebilir.

     

    Kabızlık ve Hemoroid

    Gebelik hormonlarının neden olduğu kaslardaki yavaşlama, bağırsak hareketlerini azaltır. Ve aynı zamanda rahmin yaptığı baskıda ilerleyen haftalarda kabızlığın artmasına neden olur. Sonuçta kabızlık ta hemoroid e neden olmaktadır.

     

    Hemoroid makattaki venlerin varis olarak bazen iç bazen de dışa doğru abse ya da meme yapmasıdır halk arasında basur olarak ta bilinmektedir. Genellikle ilerleyen hemoroid vakalarında bazen cerrahi müdahaleler de gerekebilmektedir. Bu yüzden kabızlık ve hemoroidi önlemek için;

    -Bol bol sıvı tüketin, aşırı çay, kahve ve asitli içeceklerden kaçının ve özellikle komposto suyu tüketmeye özen gösterin (kayısı, üzüm, erik… gibi)

    -Özellikle lifli yiyecekler tüketiniz ve taze sebze meyve yemeye özen gösteriniz.

    -Sabahları aç karnına bir yeşil elma veya yarım limon sıkılmış bir fincan yeşil çay içiniz.

    -Her gün ya da gün aşırı sindirimi düzenleyici özel yoğurtlar tüketebilirsiniz.

    -Düzenli olarak yürüyüşler yapmaya özen gösteriniz.

    -Yemeklerde mayalı, acılı, baharatlı ve ekşili yiyeceklerden uzak durunuz.

    -Doktorunuzun önerdiği ilaçları kullanınız.

    -Tuvaletinizi yaparken asla ıkınmayın ve yaptıktan sonra ıslak mendil kullanın.

     

    Bulantı ve Kusma

    En çok sabahları görülmektedir. Özellikle gebeliğin 4 ve 6. haftalarında başlar ve haftaya kadar devam eder. Hemen hemen tüm gebelerde görülmektedir. Yemek kokuları, parfümler, sigara ve ağır kokular bulantı hissini arttırmaktadır.

    Gebede eğer ciddi kusmalar sürekli olmaya başlarsa doktorların hyperemesies dedikleri durum ortaya çıkmış demektir, beslenme bozukluğu gelişir ve idrar tahlilinde de birkaç keton görülürse eğer, gebenin hastaneye yatırılarak ve damardan serum verilerek tedavi edilmesi gerekir.

    Artan gebelik hormonları ve B-hCG hormonu bu bulantılara ve kusmalara sebep olur. Gebelikte hızla artış gösteren bu hormonlar, rahim kaslarının gerilmesine ve mide dokusunun gebeliğe bağlı gevşemesine beyindeki bulantı ve kusma merkezinin uyarılmasına neden olur.

     

    Bulantı ve kusmaları azaltmak için:

    -Yemekleri az yağlı, acısız, baharatsız ve mümkünse haşlama şeklinde tüketiniz.

    -Az az ve sık sık yemek yiyiniz.

    -Protein ve karbonhidrat ağırlıklı beslenmeye özen gösteriniz.

    -Yemeğe başlamadan kuru yiyecekler tüketin (kuru ekmek, tuzlu kraker v.s.)

     

    -Kuruyemiş tüketebilirsiniz

    -Bol sıvı ve maden suyu içiniz

    -Yatmadan önce süt ve kuru kraker yiyebilirsiniz.

     

    Ödem ve Şişmeler

    Özellikle gebeliğin 6. Ayından sonra ayak bilekleri ve ayak sırtında neredeyse gebelerin %80 ‘inde şişlikler olmaktadır.

    Bu şişmeler çok çok rahatsız edici olur ki bazı gebeler yürümekte bile zorluk çekebilmektedir. Daha önceden giydikleri ayakkabılar kullanamaz numara büyük ayakkabılar almak zorunda kalabilirler.

    Şişlikler çalışan kadınlarda, gebe kalmadan önce kilolu olan gebelerde, gebeliğinde hızlı kilo alanlarda, ikiz gebeliklerde ve varisleri olanlarda daha sık görülmektedir.

     

    El, ayak ve vücuttaki ödemi azaltmak için;

    -Fazla ayakta kalmamaya özen gösterin

    -Akşamları evde dinlenirken mutlaka ayaklarınızı yukarı kaldırın

    -Gündüzleri sıkı pantolon ve iç çamaşır giymeyin

    -Doktorunuzun önerdiği gebelik egzersizlerini mutlaka yapın

    -Aşırı sıcak havada dışarı çıkmamaya çalışın

    -Soda (maden suyu) fazla tüketmeyin. Kola gibi asitli içeceklerden uzak durun

    -Proteinli gıdaları gerektiği kadar tüketmeye çalışın

    -Tuzlu gıda (turşu gibi) fazla tüketmeyin. Yemeklerinize ekstra tuz eklemeyin. Fakat tamamen tuzsuz da beslenmeyin.

     

    Tansiyon Düşmesi

    Tansiyon düşük olduğu zaman gebeler baygınlık, sersemlik ve baş dönmesi hissederler. Düşük tansiyon yüksek tansiyon gibi tehlikeli değildir fakat yine dikkat edilmelidir.

    En önemli nedeni ise yetersiz sıvı alımıdır. Özellikle aşırı sıcak ve uzun süre ayakta kalmak ta bu nedenler arasında sayılabilir. Yatarken de sırt üstü değil yan yatmak gereklidir özellikle de sol yan üzerine yatabilirseniz daha iyi olur.

     

    Gün içinde ani hareketlerden de kaçınmalısınız. Ani bir baygınlık hissi olursa da hemen oturmanız gerekir. En önemlisi de aç kalmamaya dikkat etmelisiniz kan şekeriniz düşmesine izin vermemelisiniz.

     

    Akıntı

    Gebelik hormonları vajina’nın içindeki yapıda bazı değişikliklere neden olduğu için hamilelikte akıntı miktarını arttırabilirler. Genellikle renksiz, süt kıvamında ve hafif kokulu olan akıntılar normaldir. Kokusunda ve renginde önemli değişiklikler varsa mutlaka doktorunuza bilgi monash.pwu iç çamaşırı giymeye özen gösteriniz ve günde en az 2 kere çamaşırınızı mutlaka değiştiriniz. Şayet değiştiremiyorsanız mutlaka günlük pedkullanmalısınız.İç çamaşırlarınızı deterjan ile değil sabun tozu ile yıkayınız ve mutlaka kızgın ütü ile özenli bir şekilde ütüleyiniz.

    Genital bölgenizi asla sabun ile yıkamayınız ve gebelikte vajinanın içini asla suyla yıkamayın çünkü enfeksiyon  bulaşmasına zemin hazırlarsınız. Ayrıca gebelik boyunca cinsel birlikteliklerinizde prezervatif kullanınız ve günlük aşırı şekerli gıdalar tüketmekten kaçınınız çünkü mantar oluşumunu önemli ölçüde tetiklemektedir.

    ‘’Herhangi bir şekilde enfeksiyon oluşması veya suyun erken gelmesi durumundan şüphelendiğiniz anda vakit kaybetmeden doktorunuza başvurunuz.’’

     

    Baş Ağrısı

    Gebelikte oluşan hormonal değişiklikler, duygusal stres, yorgunluk ve gerginlik hamilelikte baş ağrısına sebep olabilmektedir.

    Çoğunlukla da gebeliğin ilk aylarında görülmektedir. Baş ağrısını önlemek için uyku düzeninizi iyi ayarlamalısınız. Ağrınız olduğu zaman karanlık ve sessiz bir odada en az 15 dk. dinlenmeye özen göstermelisiniz.

    Tüm bunlara rağmen geçmeyen baş ağrılarınız varsa doktorunuza danışarak güvenli ağrı kesicilerden (parasetamol içerenler gibi) rahatlıkla kullanabilirsiniz.

     

    Gaz Problemi

    Gebelik hormonlarına bağlı olarak tüm düz kaslarda olduğu gibi sindirim sistemindeki kas dokusunda da yavaşlama ve gevşeme olmaktadır.

    İlerleyen gebelik aylarında daha sıklıkta olmakla beraber rahmin yaptığı baskı da gaz şikayetinin artmasına neden olur ve genellikle akşamları artış gömonash.pw aza indirmek için az ve sık yemek önemlidir. Yemekleri hızlı yememelisiniz. Düzenli tuvalet alışkanlığı edinmeniz gerekir.

    Son olarak gaz yapan yiyeceklerden uzak durmak gerektiğini de unutmamanız faydalı olacaktır.

     

    Karıncalanma ve Uyuşma

    Gebelikte rahim büyüdükçe, bacaklara giden birçok sinire bası yapabilmekte ve sinirler birbiri üzerine binebilmektedir.

    Bu nedenle vücuttaki su tutulmasına bağlı olarak bacaklar şiştiği takdirde bazı sinirler basınca mağmonash.pw basınç genellikle bacaklarda ve parmaklarda olmak üzere uyuşma ve karıncalanmaya neden olmaktadır.

    Karıncalanma ve uyuşma doğumdan hemen sonrada geçmektedir.

     

    Göğüslerden Süt Gelmesi

    Gebelik haftaları ilerledikçe östrojen, progesteron ve prolaktin hormonlarının artışına bağlı olarak süt kanalları büyür ve gelişir.

    Genellikle gebelerde haftadan sonra göğüslerden süte benzer bir sıvı gelmeye başlar. Bu sıvıya kolostrum adı verilir ve bu sıvı sütün ön form halidir.

    Bu durum gebeyi asla endişelendirecek ve korkutacak bir durum değildir. Hiçbir tetkik ve tedavi de gerektirmez son derece normaldir.

     

    Kaşıntı

    Büyüyen ve gerilen karın çatlaklara ve kaşıntıya neden olmaktadır. Gebeliğin ilerleyen aylarında bazı gebelerin tüm vücudunda yaygın kaşınmalar olabilmektedir.

    Karın kaşıntıları için nemlendirici kremler kullanabilir ve özellikle calamin içeren çatlak önleyici losyonlar kullanabilirsiniz.

     

    Sırt ve Bel Ağrıları

    Gebelikte en sık rastlanan yakınmalardan birisi sırt ve bel ağrılarıdır. Önemli iş gücü kaybı ve zor doğuma neden olmaktadır. Özelliklede gebeliğin ilerleyen haftalarında iyice çoğalıp gebenin hareketlerini bile kısıtlayabilmektedir.

    Artan gebelik hormonları özellikle de progesteron hormonu doğumda bebeğin leğen kemiğinden geçişini kolaylaştırmak için leğen kemiğini yumuşatmaktadır. Leğen kemiği ile beraber bu bel bölgesindeki omurgalarda yumuşamakta ve bu bölgenin anatomik yapısını bozmaktadır. Bu nedenle de sırt ve bel ağrıları artmaktadır.

    Sırt ve bel ağrılarınızı önlemek veya azaltmak için şunlara dikkat edin;

    -Ortopedik ve kısmen sert yatak kullanın. Yataktan kalkarken destek alarak kalkın belinize ağırlık vermemeye çalışın

    -Otururken bel boşluğunuza mutlaka yumuşak bir yastık koyun ve ayaklarınızı sandalye ya da tabureye uzatın

    -Çok yumuşak koltuk tercih etmeyin ve aynı pozisyonda iki saatten fazla oturmayın (masa başı çalışanlar ve uzun yolculuk yapanlarda önemli)

    -Yatarken sırt üstü değil yan pozisyonda özellikle de sol yan üzerine yatmaya özen gösterin, yatarken ayaklarınızın arasına yastık koyun

    -Çok fazla kilo almayın. Kilonuzu kontrol altına alın

    -Ağır yük kaldırmayın, yerden bir şey kaldıracağınız zaman dizlerinizi büküp belinizi düz tutarak ve destek alarak kaldırın.

    -Ortopedik ayakkabı kullanın tamamen düz ya da 5 cm den fazla topuğu olan ayakkabıları kullanmayın

    -Uzun süre ayakta kalmayın ve yukarı uzanarak birşey almayın

    -Bel kaslarınızı yumuşatmak için sıcak havlu koyabilir, kas gevşetici kremler kullanabilir veya bazı egzersizler yapabilirsiniz.

     

    Mide Yanması

    Artan gebelik hormonları, özellikle progesteron sindirim sisteminde ve midedeki tüm kaslarda gevşemeye sebep olur. Beşinci aydan sonra büyüyen rahim mideye mekanik baskı yaparak bu yana şikayetlerini arttırır.

    Midenin üst kısmındaki kapakçıkta da gevşeme olduğu için mide içeriği ve asidi yemek borusuna kaçar. Bu bölgeyi tahriş eder ve kalbin olduğu bölgede epey rahatsızlık veren bir yanmaya sebep olur.

     

    Uykusuzluk

    Gebelikte uykusuzluk şikayeti özellikle dördüncü aydan sonra ortaya çıkmaktadır. Zaten yorgunluk hisseden gebenin hayatını iyice zorlaştırmaktadır.

    Uykusuzluğun başlıca nedenleri arasında gebelik stresi, hormonal değişiklikler, psikolojik nedenler ve bebeğin varlığıdır. Uykusuzluğu gidermek için önce uyku saatinizi düzene koymanız gerekir vücudunuzun dinlenebilmesi için en az 8 saatlik uykunuzu almanız gerekmektedir.

    Uykusuzluğunuzun bir sürü nedeni olabilir özellikle gebe kalmadan önce sırt üstü ya da yüzü koyun yatma alışkanlığınız varsa yan yatmak size zor gelebilir ve uykuya geçişiniz zor olabilir. Bunun dışında gebelik nedeniyle oluşan nefes darlığı da uykularınızı kaçırabilir. Vücut kitlenizin artması da pozisyon değiştirmenizi kısıtladığı içinde uykunuz bölünebilir.

    Bazı kramplar olması da uykusuzluk nedenidir.

    -Düvenli egzersiz yapın, her gün temiz havada en az 1 saat yürüyüş yapın

     

    -Yatmadan önce aşırı derecede yemek yemeyin çünkü reflü ve mide yanmaları da uykusuzluk nedeni olmaktadır.

    -Yatmadan önce kesinlikle kahve içmeyin ve çikolata yemeyin bunun yerine bir bardak ılık bir süt için

    -Yatmadan önce çok fazla sıvı gıdalar almayın çünkü tuvalete gitmek zorunda kalırsınız buda uykunuzun kaçmasına neden olur

    -Yatmadan önce ılık bir duş alın ve kitap okuyun

    -Odanızı havalandırın ve oda sıcaklığını dengeleyin

    -Sol tarafınız üzerine yatın ve karnınız ile yatak ve bacaklarınız arasına ince bir yastık koyun rahat bir uyku pozisyonu sağlayın.

    -Uyumak için kesinlikle herhangi bir ilaç ya da bitki çayı kullanmayın

    -Uykusuz kalmanız bebeğinizi etkilemez o normal düzeninde devam eder bunun için endişelenmeyiniz.

     

    Varisler

    Artan gebelik hormonlarına, artan kan dolaşımına ve büyüyen rahmin kalça içinde yarattığı basınç artışına bağlı olarak toplardamarlarda oluşan genişlemelerdir.

    Genellikle bacaklarda, cinsel organın dış çevresinde ve makat etrafında oluşurlar. Mavi renkte oluşan bu damar genişlemeleri gebeleri endişelendirir. Bazen bacaklarda ağrı ve uyuşmaya neden olabilmektedir.

     

    Önlem alın;

    -Uzun süre ayakta durmayın. Oturduğunuz zaman ayaklarınızı yükseğe kaldırın

    -Yatarak dinleniyorsanız ayaklarınızın altına yüksek bir yastık koyun

    -Fazla kilo almaktan kaçının ve egzersiz yapın

    -Kabız olmayın ve ıkınmayın

    -Sigara kesinlikle içmeyin

    -Sıkı pantolon ya da sıkı ayakkabı giymeyin

    -Bolca C vitaminli gıdalar tüketin varisleri azaltıcı etkisi olduğu söyleniyor 

    Gebelikte Gelişen Bazı Problemler

    Gebelik döneminde beklenmeyen zamanlarda beklenmedik şekilde ya da önceden bilinen risk faktörlerine bağlı olarak bazı problemler ortaya çıkabilmektedir. Bunların başlıcaları;

    - Erken doğum riski

    Genellikle hamileliğin Haftasından önce rahim ağzında 2 cm açılma ve düzenli olarak 20 dakikada bir ortalama ağrının olması ile başlayan sürece erken doğum denir. Toplamda bakıldığında yapılan doğumların yaklaşık %8- 10 u erken doğumdur. Bu zamansız doğumların en büyük riski yoğun bakımda kalmaları nörolojik ve solunum problemlerinin oluşmasıdır. Kolayca enfeksiyonlara maruz kalmakta ve bazen kalıcı sekeller oluşması da başka bir boyutudur.

    Erken doğum nedenleri;

    Enfeksiyonlar (İdrara yollarında ve vajinada oluşan )

    Erken ya da genç anne yaşı olması (18’den küçük, 40’tan büyük)

    Sigara kullanmak

    Gebelik öncesi aşırı zayıf olmak

    Bir önceki gebelikte erken doğum olması

    Rahim anomalileri (çift rahim, rahim içinde septum)

    Kadının sosyoekonomik düzeyinin düşük olması

    Rahim ağzı yetersizliği ya da myomlar

    Suların erken gelmesi (membran rüptürü)

    Amnios sıvısının normalden fazla olması (Polihidramnios)

    Gebeliğin çoğul olması

    Annenin sistemik hastalıkları (anemi, diyabet, hipertansiyon gibi)

     

    Erken doğum belirtileri;

    En önemli belirti rahim ağzını açacak şekilde kasılmaların olmasıdır. Nişan diye adlandırılan sümüksü yapının gelmesi de erken doğum tehlikesine işaret eder. Ancak her kasılma ağrı olarak algılanamayabilir. Genellikle bel ve kasıklarda adet sancısına benzer ağrılar oluşmaktadır. Vaginal akıntıda değişiklikler olabilir gebe karnında sertlik vajinada da baskı hissedebilir.

     

    Erken doğum tehdidinin Tedavisi;

    Rahimdeki açıklık 4 cm ve altında ise tedavisi mümkündür. Bu erken doğum tehdidinde ağrıları durdurmaya çalışma işlemine tokoliz denir. Gebe mutlaka hastaneye yatırılır ve serum ile sancı kesici ilaçlar verilir ve kasılmaların durması sağlanır. Kasılmalar durduğu zaman doktor tarafından belirlenen ilaçlar ağızdan alınmaya başlanır. Tedaviye bu şekilde devam edilirken anne adayına tedavinin başarılı olamayabileceği ve bu sancıların tekrar edebilme riski anlatılmalı ve bebeğin akciğer gelişiminin arttırılması için kortikosteroid gibi ilaçlar uygulanır.

    Eğer rahim açıklığı 4 cm den fazla, şiddetli kanama, suyun gelmesi durumları varsa bunun yanında annede hipertansiyon ve bebekte de sıkıntı olduğu durumlarda ve Gebelik haftasından sonra kesinlikle tokoliz uygulanmaz. Tokoliz kararına anne ve bebek sağlığı için en iyi kararı doktor verecektir.

     

    Erken su gelmesi

    Suların erken gelmesi gebelik kesesinin doğum sancıları başlamadan açılmasıyla gelişir. Tıpta bu duruma erken membranrüptürü denir. Suyun gelmesi olarak ta ifade edilmektedir. Çoğu kez nedeni belli olmayarak gelişen bu durumda suların geldiğini anlamak için gebenin anamnezinin iyi alınması çok önemlidir çünkü çoğu gebe suyunun geldiğini bilir bazı durumlarda idrar kaçırması sanılabilir fakat yine de bunun tespit edilmesi için doktor kontrolü şarttır. Doktor steril bir spekülüm ile sıvı kaçağının olup olmadığını görür, gerekirse nitrazin testi PH kağıdı ile yapılıp şüphe giderilir. Başlıca nedenleri; Enfeksiyonlar(vajina-idrar yolu), çoğul gebelikler, amnios sıvısının normalden fazla olması(polihidramnios), bir önceki gebelikte de erken su gelmesi, ya da yaşanılan herhangi bir travmadır.

    Erken membran rüptürünün sonuçları aşağıdaki gibi sıralanabilir:

    Erken doğum tehlikesi, çünkü gebelerin %70 inde suyun gelmesinden 24 saat sonra doğum sancıları başlamaktadımonash.pwtanın erken ayrılması da ciddi kanamalara yol açmaktadımonash.pw sarkması olabilir veya transvers (yan) duruşta kol sarkması, anne ve bebek ölüm riski oluşabilir.

    Tanıda geç kalınırsa anne ve bebekte ciddi enfeksiyon oluşabilir. Erken membranrüptüründe tedavideki en önemli faktörler gebelik haftası, bebeğin ağırlığı, ve bebeğin anne karnındaki duruş şmonash.pwk haftası uygunsa ve doğuma az zaman kalmışsa 24 saat beklenir. Bu 24 saat içinde ağrılar kendiliğinden başlamazsa suni sancı verilerek doğum yaptırırlır. Eğer bebeğin pozisyonu normal doğuma uygun değilse veya annenin de tıbbi problemleri varsa 24 saat beklemeden anne hemen sezaryene alınır. Bu durumda normal doğum denenmez.

    Gebeliği Haftalar arası ise enfeksiyon riski yok ise akciğeri olgunlaştıracak kortizon veya diğer ilaçlar verilir fakat en küçük şüphede yinede doğum yaptırılımonash.pwği haftalar arası ise hastane şartlarında gebenin takibi yapılır. Kesinlikle yatak istirahati yapılır enfeksiyon takibi ve kan tahlilleri yapılır. Bebeğinde günlük NST takibi yapılır. Daha uzun süren takiplerde de anne ve bebeğin enfeksiyon kapabileceği ve bebeğin suyunun azalmış olması nedeniyle nasıl bir bası altında kalacağı mutlaka göz önünde tutulmalıdır.

     

    - Oligohidramnios

    Bebeğin içinde bulunduğu amnios sıvısının normalden daha az (2 litreden ) olmasına denir, doktor tarafından ultrason kontrolündeki bazı parametrelere göre tanı konulur, ve bunun başlıca sebepleri; Doğum zarlarının erken açılması, rahim içi gelişme geriliği, gebelik süresinin geçmesi, böbrek ve idrar yolu hastalıkları, ikiz bebeklerde ikizden ikize transfüzyon sendromu ya da sebepsiz idiopatik olması.

    Bebeğin amnios sıvısının uzun süre az olması akciğerlerinin yetersiz gelişmesine neden olmaktadır. Ayrıca bebeğin hareket alanı daralmakta ve bu nedenle kordon sıkışması olabilir buna bağlı olarak ta kalp sayısında azalma olabilir. Gelişen bu tablo ile normal doğum da daha zor olur ve sezaryen ihtimali yükselir. Bu yüzden yakın takip ve ultrasonografi ile izlem önemlidir. Fetal iyiliğin kontrolü de NST ile anlaşılabilir. Gebelik haftası uygunsa doğum hemen yapılmalıdır.

    Henüz yapay amnios sıvısının kese içine iğneyle verilmesi işlemi uygulaması güvenli ve yeterli çalışma yapılmadığı için uygulanmamaktadır.

     

    - Polihidramnios

    ebeğin içinde bulunduğu amnios sıvısının normalden fazla olması (2 litreden) durumuna denir. Tanısı ancak ultrasonografi muayenesi ile konmaktadır. Gebe bu durumda kendini karındaki fazla büyüme ve gerginlik hissinden dolayı rahatsız hissetmektedir. En büyük sakıncası rahmin fazla gerilmesinden dolayı suyun erken gelmesi olayıdır çünkü bu erken doğuma neden olabilir. Bu durum suyun aniden boşalması plasentanın zamansız ayrılmasına ya da kordon sarkmasına neden olabilir.

    Polihidramnios bebekte bazen bazı anomalilere de neden olabilmektedir bu yüzden yakın takip önemlidir eğer gerek görülürse gerginliği azaltmak için gebelere amniosentez önerilebilir. Bunun bir ilaç tedavisi yoktur.

     

    - Gebelikte kordon sarkması

    Göbek kordonunun sarkması amnios zarının yırtılmasından sonra bebeğin önde gelen kısmının tam olarak rahim kanalı girişini kapatamadığı zamanlarda ortaya çıkmaktadır. Yırtılan keseden akan suyla beraber vaginadan kordonunda çıkmasına sarkma denilmektedir. Özellikle de vagina dışına gebenin bacakları arasına çıkınca sıcaklıkta düşme, damarların spazmı veya kordonun sıkışması nedeniyle bebeğe ulaşan kan akımı kesintiye uğrar.

    Kordon sarkması sebepleri; 

    - Amnios sıvısının fazla olması (polihiramnios)

    - Fazla doğum yapmış olmak ve çoğul gebelikler,

    - Bebeğin rahim içinde yan durması (transvers duruş)

    - Bebeğin ayak gelişi pozisyonunda olması

    - Baş – Pelvis uyumsuzluğu

     

    Bu durumda çok acil sezaryen yapılmaz ise bebek ölümü kaçınılmazdır. Önceden kordon sarkacağını anlamak mümkün değildir. Ancak tesadüfen muayenede ele gelmesi ya da ultrasonografi ile görülebilir. Genellikle önlem almak ta ancak kısmen mümkündür. Örneğin ayak gelişi ya da transvers duruşta zamanında alınan sezaryen kararı ile olabilecek kordon sarkmasını önlemek mümkündür. Bu sarkmanın tedavisi de ancak bu durum fark edildiğinde bebekte kalp atımı yoksa ve bebeğin duruşu normal doğuma müsait ise gebe doğurtulur fakat bebekte kalp atımı varsa acil sezaryene alınmalıdır. Doğum için hazırlıklar yapılırken kordon geri itilmeli ve sıkışmaması için elle yukarıda tutulmalıdır. Ameliyat başlayana kadar ameliyat masasının ayak kısmının yukarıda tutulması ve bebek için yoğun bakım gerekebileceğinden dolayı gereken hazırlıkların yapılması gerekmektedir

     

    -       Bebeğe kordon dolanması

    Kordon dolanması genellikle bebeğin boynunda meydana gelir. Bebeklerin %25 inde mutlaka bir kez kordon dolanması görülmektedir. Kordon dolanmasının kesin bir nedeni yoktur ve bu duruma tamamen bebeğin kese içindeki hareketleri neden olmaktadır. Genelde de kordon boyunun uzun olması da be nedenler arasında yer almaktadır. Ve bu durum ultrasonografi de bebek kalp atışlarının duyulmaması ile anlaşılmaktadır. Bebeğe kordon dolanması her zaman ciddi bir durum oluşturmasa da bazen doğum sırasında bebeğin kanaldan aşağı inmesiyle boynunda kalabilir ve sıkışabilir buda bebeğe giden kan ve oksijen miktarının durdurabilir ya da azaltabilir.

    Fark edildikten sonra eğer bebeğin kalp atımları annenin yan tarafa yatırılması ile hala düzelmediyse genellikle hemen sezaryen yapılmaktadır. Nadiren de olsa bazen kordon bebeğe iki kez dolandıysa ya da olması gerekenden kısa ise bebek aşağı inmeyebilir ve normal doğum gerçekleşmez bu durumda da yine sezaryen gereklidir.

    Bazen de anne karnında ani ölümlere neden olabilmektedir. Ölüme ne sıklıkta neden olduğu ve ne zaman hangi şartlarda bu durumun oluştuğu henüz net olarak bilinmemektedir. 

    - Bebek kordonunda düğüm oluşması

    Bazı gebeliklerde bebeklerin göbek kordonlarında gerçek düğüm oluşabilmektedir. Fakat doğum sırasında tanı koyulabilmektedir. Düğümlerde genellikle yalancı düğümle daha çok karşılaşılır.

    Yalancı düğümlerde düğümlenme olmaz ama kordonun belli bir yerinde ki damarlarda kıvrımlar oluşur ve bu düğüm gibi görülebilir. Halbuki gerçek düğüm doğumda 1 tane daha çokta ikiz ya da üçüz gebeliklerde görülür. Buna karşılık yalancı düğümler daha çok görülmektedir doğumda 3 tane gibi. Bu düğümler genelde hareketli bebeklerin kordon halkasının içinden geçmesiyle oluşur. Gerçek düğümler hiçbir probleme neden olmadığı gibi nadiren olsa da bebeğe giden kan akımında azalma ya da ani bebek ölümlerine neden olabildiği söylenmektedir.

     

    Gebelikte Yapılması Gereken Önemli Testler

    Gebeliğin erken ve diğer gelişim sürecinde doktorlarınızın yönlendirmesi ile yapılması gereken testler vardır. Bu testler gebeliğinizin gidişatı, sizin sağlığınız ile bebeğin sağlığı ve gelişimi hakkında önemli bilgiler edinilmesini sağlamaktadır. Bu nedenle doğru zamanda güvenilir yerlerde doktorunuzun bilgisi ve kontrolü dahilinde bu testleri yaptırmanız çok önemlidir.

     

    Bu testlerin öncelikli olanları kısaca şunlardır:

     

    - İkili tarama testi                            

    Gebeliğin haftalarında yapılan ikili tarama testi trizomi 21 (Down Sendromu) ve trizomi 18 adı verilen kromozom anomalilerinin tespiti için yapılan bir testtir.

    Bu anomali ihtimali varsa erken gebelik aylarında tespit için yapılmaktadımonash.pwikle tanı koymaz ama riski belirler. Riskin yüksek olması bebeğin anomalili olduğu anlamına gelmez ama riskin düşük olması da tabi ki bebeğin sağlam olduğu anlamına da gelmez. İkili test iki aşamada yapılır.

    Yapılan taramanın ilk kısmında bebeğin ense kalınlığı ölçülür. İkinci kısımda ise kan tahlili yapılır ve kanda gebelik hormonu olan B-hCG‘nin serbest kısmı free B-hCG ile PAPP-A (gebelik plazma proteini –A) ölçülür. İkili taramada en önemli olan ense ölçümüdür.

    Gebelik haftanızı hesaplayıp ikili tarama testinizi mutlaka zamanında yaptırınız.

     

    - Üçlü tarama testi                

    Gebeliğin haftalarında yapılan anne kanında beta-hCG alfa fetoprotein (AFP) estriol (E3) düzeylerine bakılarak trizomi 21 (Down Sendromu) trizomi 18 ve nöral tüp defekti riskini değerlendirmeye yardımcı olan bir tarama testidir. beta-hCG gebelik hormonu gebeliğin ilk gününden başlayarak haftaya kadar yükselir ve haftada en yüksek değerine ulaşır. Bu haftadan sonra yavaş yavaş düşmeye başlar. AFP ise düzenli olarak artmaya devam eder.

    Riskin belirlenmesinde kan sonuçları dışında annenin son adet tarihi, yaşı, anomalili doğum öyküsü, gebelik haftası, kilosu, sigara öyküsü çok önemli rol oynamaktadır. Yapılacak kan tahlillerinin yanı sıra doktorunuz ayrıntılı ultrasonografinizi ne zaman yaptırmanızı önerdiyse mutlaka o süre içerisinde yaptırmanız gerekmektedir. Kısaca

    Bilinmesi gerekenler:

    Down Sendromunda; beta-hCG yükselir, AFP düzeyi düşer, estriol (E3) düşmonash.pwi 18’de; -beta hCG, AFP ve E3 hepsi düşer.Nöral tüp defektinde; AFP çok fazla yükselme gösterir.

    - Dörtlü tarama testi                        

    Gebeliğin Haftalarında yapılan ve adına Quadruple de denilen bu test anne karnında üçlü testte yapılan B-hCG, AFP ve E3’ e ek olarak Dimerikinhibin –A (DİA) ölçümü yapılmaktadır. Bu test yeni yapılmaya başlanmıştır ve bu testle yine Down Sendromu, trizomi 18 ve nöral tüp defekti riski tespit edilmeye çalışılmaktadır. Bu dörtlü test yapılan gebelere tekrar üçlü test yapılmasına gerek kalmaz. Hatta bu testin güvenilirliği daha yüksek olarak bilinir ve üçlü test yerine bu dörtlü test önerilir. Dörtlü testte bakılan bu dimerikinhibin –A (DİA) kadınlarda yumurtalıktan salgılanan, FSH salgısının etkileyerek yumurtlamada rol oynayan bir hormondur.

    Gebe kadınlarda DİA düzeyi ilk baştaki 10 haftada yükselir, Haftada düşer ve gebeliğin sonuna doğru tekrar yükselir. Genellikle Down Sendromu gelişen gebelikte DİA düzeyi beklenenin çok üstünde olur ve düşmez. DİA düzeyini anne yaşı ve vücut ağırlığı da ters orantılı olarak etkilemektedir bu da mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.

     

    Amniyosentez

    Amniyosentez bebeğin içinde bulunduğu sıvıdan haftalarda örnek alınması işlemidir. Amnios sıvısı sürekli bir yapım ve emilim işlemi halinde olup ana kaynağı bebeğin boşaltım sistemidir. Amniyosentez ile sıvının içine geçen bebek hücreleri örnek olarak alınır ve genetik yapısı incelenir. Bu Amniyosentez işlemi gebeliği izleyen doktor tarafından önerilir ve anne ve babanın ortak kararı ile uygulanır sonuçta bir anomali ya da hastalık saptanırsa doktor bebeğin doğduktan sonra ki olası durumu hakkında anne ve babaya tüm bilgileri verir. Eğer aile gebeliği sonlandırmak isterse de bu tamamen onların kararı olur. Bu işlemin anlamı tedavi imkanı olmayan genetik bir hastalık yada anomali varsa bunu daha 4. Ayda tespit edip aileyi ona göre bilgilendirmek ve uyarmaktır.

    Amniosentez işleminde alınan örneğin sonucu haftada çıkmaktadır. Bazen daha uzun sürdüğü de olabilmektedir ve başarı olanağı da % 5 gibi yüksektir. Eğer bebekte herhangi bir kromozom anomalisi saptandıysa bunun anne karnında tedavisi mümkün değildir. Bu yüzden aile detaylı bilgilendirilmelidir.

     

    Genellikle amniyosentez yapılması gereken durumları; anne yaşının ileri olması, üçlü tarama testi sonucunun pozitif olması, yapılan ultrasonografide anomali saptanması, fazla amnios sıvısı olduğunda anneyi rahatlatmak için, ailenin bilinen genetik hastalığı olması, ya da doktorunuzun uygun gördüğü tıbbi gereklilik durumunda olarak sıralayabiliriz. Amniosentez işlemi ultrasonografi ile birlikte yapılan bir işlem olup karın derisi antiseptik solüsyonla temizlendikten sonra ince özel bir iğneyle ultrasonografi yardımıyla girilerek bebeğe uzak bir alandan 20 mililitre sıvı alınarak yapılır ve bu sıvı incelemeyi yapacak laboratuara gönderilir. İşlem bittikten sonra gebe yarım saat dinlendirilir ve ertesi gün istirahat etmesi önerilir. Ağrı kesici olarak parasetamol türevi bir ilaç verilir ve Rh kan uyuşmazlığı varsa işlem sonrası mutlaka Rheogam uygulaması yapılır. Rutin antibiyotik kullanmasına gerek yoktur. İşlem sonrası enfeksiyon riski binde birden daha azdır. İşlem basit ama özen isteyen bir uygumladır. Ameliyathane şartlarına da gerek yoktur. Yeterli sterilizasyon sağlanmaktadır. Bebeğin iğneden zarar görmemesi için dikkatli olmak yeterlidir.

    İşlem sonrası düşük olma ihtimali uygulamayı yapan doktorun eğitimine ve tecrübesine göre değişkenlik gösterse de bu risk gebede 1 ya da 2 düşük olarak belirlenmiştir. Sıvı kesesinin açılması, iğneden uterus veya vaginaya sıvı kaçması ya da kordon zehirlenmesi olma ihtimalide yine %1 den daha düşük bir ihtimaldir. Fakat yapılan ilk girişimde alınan sıvı yetersizse veya sıvı fazla kanlı olduysa tekrar sıvı almak tüm bu sayılan riskleri daha fazla arttırmaktadır. Bu nedenle özel bir itina gerekmektedir.

     

    PPG ve OGTT Glukoz Test:

    Gebeliğin 24 ve Haftalarında glikoz tarama testi yapılır. İlk PPG (post prandial glikoz) Testinde açlık kan şekeri alınan gebeye suda eritilen 50 gr. Glikoz içirilir ve bir saat sonra tokluk kan şekeri alınır. Açlık kan şekeri 90’dan küçük olmalıdır. Bir saat sonraki kanda ise kan şekeri ’dan küçük olmalıdır.

    Değerlerden bir tanesi yüksek olursa bu diyabet teşhisi için yeterli olmaz tabi ki ama şüphe duyulmasına neden olur ve kesin tanı OGTT testi ile koyulur. 12 saatlik açlık sonrası suda eritilen gr. Glikozun içilmesinden sonra 1,2 ve 3 saat sonra damardan kan alınarak tokluk kan şekerine bakılması ile yapılan bu testte sonuçlardan 2 ya da fazlasının yüksek çıkması gestasyonel diyabet tanısının koyulması için yeterlidir. Eğer sadece bir tanesi yüksek olursa gebe takibe alınır ve Haftada OGTT tekrarlanır.

    Gestasyonel diyabetten şüphelenilen hastaya direk OGTT testi yapılır sonuç normal olsa dahi Haftada bu test yeniden yapılır.

     

    NST(Non-Stress Test)

    NST gebeleri bir cihaza bağlayarak bebeğin hareketlerini ve hareketler sonucunda kalp atışlarındaki artma ve azalmaları tespit ederek bunları yazılı olarak alma işlemine denir. Gebenin karnına bağlanan iki tane elektronik alıcılardan bir tanesi ile annenin karnındaki kasılmalar diğeri ile de bebeğin hareketleri ile değişen kalp atım hızı kağıda yazdırılır. NST’ ye bağlama işleminin erken aylarda yapılmasının çok anlamı yoktur doğru olan Haftadan itibaren yapılmasıdır. Hatta en doğru sonuç alındığı dönem Haftadır. Aç karnına yapılmaması tok olunması ve özellikle de şekerli bir şeyler yenmesi gerekir. saat sonrasında da NST ölçümü yapılmalıdır. İşlem yaklaşık dakika sürer. Bu geçen süre zarfında en az 15 saniye süren ve dakikada 15 atımlık artış bulunan ve en az 2 hızlanma olan test normal sayılmaktadır. Bu da bebeğin 1 hafta daha güvende olduğunu gösterir. Sonuçları mutlaka kadın doğum uzmanının görmesi şarttır.

    NST testinde beklenen hızlanma görülmediyse test dakika daha yapılır ve hala kalp hızlanması olmadı ise yani test negatif ise önce bebeğin uyuduğundan şüphe edilir ve anneye şekerli bir şeyler yedirilerek test dakika sonra tekrar yapılır. NST de hata olma ihtimali %1dir. Bu nedenle tekrar edilen testte de negatif sonuç alındıysa ilk 7 gün içinde bebek kaybedilir. Bu kayıpların yarısı önlenememektedir. Bazen de acil doğum kararları alınmaktadır. Çoğul gebeliklerde her bebek için ayrı ayrı uygulanır. Bebeğin iyi olduğunu anlamanın basit, ucuz, kolay, ağrısız ve güvenilir bir yoludur.

    NST rahim kasılmalarını da ölçtüğü için gerçek doğum kasılmalarını ayırt etmekte ve olası erken doğum riskini de saptamaya yardımcı olmaktadır. Günü geçen gebelikler de 3 günde bir yapılır ve riskli gebeliklerde doktorun olmazsa olmaz yardımcısıdır.

     

    - Detaylı Ultrasonografi

    Ayrıntılı ultrasonografi bebeğin tüm organlarının gelişimini büyük ölçüde tamamladığı ve amnios sıvısının da artması ile bebeğin görülebilirliğinin yükseldiği ve bu yüzden ayrıntılı olarak gözlenebileceği gebeliğin 19 ile Haftaları arasında genellikle gebeliği takip eden doktor tarafından uygulanan bir incelemedir. Bu incelemede bebek ve bebeğe ait tüm organlar epeden tırnağa gözden geçirilir ve bebek hakkında ultrasonografi ile bakılarak görülebilecek her şey hakkında fikir sahibi olunur. Bu uygulamadaki amaç bebekte doğumsal herhangi bir eksiklik ya da kusur var mı bunun saptanmasıdır.

    Ayrıntılı ultrasonografi de en tecrübeli olan ve en son teknoloji cihazları kullanan uzmanlar bile doğumsal kusurların en fazla % ‘ini görebilmektedirler. Bunun nedeni çoğu kusurların ultrasonografide görülmeyen ya da çok zor bulgu vermesidir.

    Ayrıntılı ultrasonografi de önce rutin ölçümler alınır bunlar bebeğin rahim içindeki duruşu, amnios sıvısının miktarı, plasentanın yerinin ve özelliklerinin ölçümü sonra sırasıyla baş ve yüz bölgesi, boyun bölgesi, kollar ve bacaklar, omurga kanalı, göğüs kafesi içindeki yapılar ve genital bölge hem enine hem boyuna ölçülür ve ona göre değerlendirilir. Bu işlem dakika sürer. Lütfen sizlerde doktorunuzun önerdiği süre içerisinde mutlaka ayrıntılı ultrasonografinizi güvenilir bir merkezde yaptırınız.

     

     

    Anormal Gebelik Türleri

    Her gebelik hemen istendiği zamanda oluşmadığı gibi bazende oluşsa bile istendiği gibi sağlıklı gitmeyebilir ya da sonradan gelişiminde bazı problemler oluşabilir. Önemli olan daha gebelik oluştuğundan şüphelenildiği andan itibaren mutlaka doktor kontrolü altında olmanızdır.

    Gebeliğin oluşumunda meydana gelen bazı anomaliler ancak bu şekilde tespit edilebilir. Böylece hem bebek ve hemde annenin sağlığı belki de hayatı risk altına girmemiş olur. Bu konuda öne çıkan bazı anormal gebelik türleri şu şekildedir;

     

    - Boş gebelik   

        Gebelik kesesini oluşturan plasenta ve zar olduğu halde kese içinde fetüs olmamasıdır. Kese olduğu halde embriyonun gelişmemesi veya çok erken dönemde gelişmesinin durması nedeniyle boş olmasına Anembriyonik gebelik yani boş gebelik denir.

    Belirtiler: Normal bir gebelikten hiçbir farkı yoktur. Ancak ultrasonografi kontrolünde fark edilir. Yapılan muayeneye göre gebelik haftasına göre görülmesi gereken kesede embriyo görülmez ve böylece tanı konur.

    Nedenleri: Sperm ve yumurtalarda bulunan kalite düşüklüğü ya da herhangi bir kromozom ya da genetik kusur nedeniyle oluşabilir. Kalıtsal olduğu düşünülmemeli o gebeliğe özgü bir durumda olabileceği göz önünde tutulmalıdır. Tekrarlama ihtimali çok düşüktür iki ve daha fazla olursa anne ve baba mutlaka genetik açıdan değerlendirilmelidir.

    Tedavi: Tedavisi tanı konduktan sonra hemen kürtaj işlemi ile gebeliğin sonlandırılmasıdır. Bir adet geçtikten sonra tekrar gebelik denenmesinde sakınca yoktur.

     - Dış gebelik

    Bu gebelik döllenmiş yumurtanın rahim içi dışında bir yere yerleşmesidir. En çok görüldüğü yerde fallop tüpleridir (%) . İlk üç ayda ortaya çıkan anne ölümlerinin baş sebeplerinden biridir. Gebeliklerin ise %1 inde görülür. Döllenmiş yumurta herhangi bir nedenle tüplerden rahim içine kadar ilerleyemez ve tüplerde kalır bu nedenle ektopik gebelik dendiği zaman akla ilk gelen tubal gebeliktir. Tüplere yerleşen bu yumurta burada gelişip büyümeye başlar ve belli bir seviyeye geldiğinde tüpleri germeye başlar bu durum zamanında teşhis edilmezse tüplerde yırtılmaya ve aşırı kanamaya neden olur. Tedavi edilmezse iç kanama sonucunda anne ölümü gerçekleşir. Bu yüzden ektopik gebelik önemlidir.

     Nedenleri: Başlıca nedenler arasında tüplerdeki kısmi tıkanıklıklar, tüplerin hareket kabiliyetini azaltan tüm nedenler sayılabilir. En sık görüleni ise geçirilen enfeksiyonlara bağlı olarak tüplerde meydana gelen yapışıklıklardır. Bazen tüpleri tamamen saran bu yapışıklıklar spermin geçişini tamamen engelleyerek infertilite denen kısırlığa bazen de kısmen tıkayarak döllenen yumurtanın rahime geçişini engeller ve ektopik gebeliğe uygun zemini yaratır. Dıştan oluşan yapışıklıklar da tüplerin hareket kabiliyetini azaltmaktadır ve ektopik gebelik şansını oldukça yükseltmektedir.

    Belirtileri: Ektopik gebelik tıpkı normal gebelik gibi belirtiler verir adet gecikmesi, gebelik testlerinin pozitif olması, mide bulantısı, kusmalar ve göğüslerde hassasiyet oluşur bu yüzden normal gebelikten ayırt edilemez. İlerleyen dönemde normal belirtiler dışında gelişen alt karın bölgesinde ağrı, anormal vajina kanama, omuz ağrısı, baygınlık hissi ortaya çıkar bu tablo zaten hastayı görmeden ektopik teşhisi koymak için geçerli nedenlerdir. Bu durum oluştuğunda tüp yırtılmış kanama başlamıştır tansiyon hızla düşer akut batın tablosu oluşmuştur ve hastanın hayati tehlikesi çoktan başlamıştır.

    Teşhis: Ektopik gebelik teşhisi testler pozitif çıktığı halde ultrasonografi muayenesinde rahim içinde gebelik kesesinin görülmemesi ile anlaşılır. Yapılan vajinal ultrasonografi ile yumurtalık bölgesindeki gebelik saptanabilir. İç kanama başlamışsa da karın boşluğu içerisinde kanama görülür.

    Tedavi: Eğer yırtılma oluşmuşsa ve iç kanama mevcut ise yapılması gereken tek işlem cerrahi müdahaledir. Bu müdahalede laparoskopi ile ya da açık ameliyat yöntemi ile dış gebelik temizlenir. Uygun ise tüp korunabilir fakat çoğu vakada tüp alınmak zorunda kalınır. Tüpte yırtılmanın olmadığı vakalarda erken teşhis edilmişse bir süre gebe takip edilir ve belenir çünkü bazı tubal gebeliklerde vücut yumurtayı çok geliştirmeden tüpleri yırtacak duruma getirmeden kendiliğinden atabilmektedir. Beklemek bu gibi vakalarda hastayı cerrahi girişimden kurtarmakta ve hem tüpün alınmasını engellemekte hem de işlem sonrası olabilecek yapışıklıkları önlemektedir. Bekletilecek pozisyondaki hastalar çok iyi seçilmeli ve hastaya her şey açıkça net anlayabileceği şekilde anlatılmalıdır. Hasta detaylı bilgilendirilmeli ve mutlaka bilinçlendirilmelidir. Bu tür hastalar periyodik B-hCG testi yapmalı ve ultrasonografi muayenesi olmalıdır. Bu şekilde değerle düşene kadar takibe devam edilmelidir.

    Nadiren olsa da dış gebelik tüpler dışında bir yere yerleşebilir. Yumurtalıklarda ya da rahim ağzında görülebilir. En şanssız olan şekli ise heterotopik gebeliktir. Bu durumda aynı anda hem normal gebelik ve hem de tüpte gebelik olur. Tüm normal belirtiler vardır. Gebelik kesesi görülür ve kolayca ektopik gebelik riski ortadan kalkar ancak ilerleyen dönemde ortaya çıkar. Ektopik gebelik ve tehlikelerinden korunmanın en iyi yolu ilk adet gecikmesinde hemen doktora gitmek ve normal bir gebelik olup olmadığının anlaşılmasıdır.

     

    - Mol Gebeliği

    Halk tarafından üzüm gebeliği diye de bilinen mol gebeliği gebeliğin erken döneminde rastlanan plasentanın anormal gelişmesi buna bağlı olarak embriyonunda gelişiminde aksama olması hastalığıdır. Gelişemeyen plasenta rahim içinde üzüm tanesi gibi birçok oluşum haline geldiği için bu adı almıştır. Mol gebeliğin iki hali vardır. Birincisi Komplet(tam) mol gebeliktir ki bu en sık görülen şeklidir. Bu türde gebelik sadece plasental yapıdan mevcuttur. Bebeğe ait hiçbir oluşum yoktur. Çekirdeksiz içi boş bir yumurtanın sperm ile karşılaşarak döllenmesi sonucu oluşan embriyo normal gebelik gibi plasenta geliştirir. Bu gelişen plasentadan salgılanan B-hCG nedeniyle gebelik testi pozitif çıkar belirtileri sonradan anlaşılır. Diğer şekli ise Parsiyel(kısmi) mol gebelik şeklidir. Anormal plasental gelişimin yanı sıra bebeğe ait yapılar vardır.

    Normal bir yumurta hücresinin iki sperm tarafından döllenmesiyle gelişir. Bebek oluşur fakat genetik olarak kusurludur çünkü normal embriyoda spermle gelen 23 kromozom ve yumurtadaki 23 kromozomun birleşmesiyle normal 46 kromozomlu bir bebek oluşurken iki spermin döllemesiyle 69 kromozomlu genetik olarak bozuk bir yapı ortaya çıkar.

    Nedenleri: Anne adayının yaşının fazla olması riski önemli ölçüde arttırmaktadır. Ayrıca sosyoekonomik durumu düşük olan ve kötü beslenen kadınlarda da daha sık görülmektedir. Gebeliklerde de 1 görülen mol gebelik daha önce mol gebelik yaşamış olanlarda mol gebelik olma ihtimali 10 kat  artar ve de 1 görülür.

    Belirtileri: Tüm normal gebelik belirtileri vardır. Adet gecikmesi vardır ve gebelik testleri pozitif çıkar. Mol gebelikte genellikle erken gebelik ayında kanama olur. Bulantı ve kusmalar şiddetlidir. Çünkü B-hCG salgısı çok fazladır. Gebelerin bir kısmı üzüm tanesi gibi parça düşürdüğünden şikayet eder. Aşırı tüylenme olabilir. Tüm belirtiler parsiyelmolde daha hafiftir bu yüzden geç bulgu verir bilinmelidir.

    Tedavi: Tedavi öncesi kan tahlilleri yapılır kan grubu belirlenir. Diğer organlara mol gebelik yayılmış mı bakılır. Akciğer filmi çekilir. Hastane şartlarında genel anestezi altında rahim ağzı genişletilir ve rahim içi boşaltılır. Mol gebelikte nüks etme ihtimali çok yüksek olduğu için boşaltma işleminden sonraki üç hafta boyunca B-hCG takibi yapılır ve sıfırlanıncaya kadar devam edilir. Doktor kontrolünde uygun kemoterapi tedavisi yapılır. Hastanın kesinlikle bir yıl gebe kalmaması önerilir. Doğum kontrol hapı ideal bir yöntem olacaktır. Bu önerilen bir yıl içinde 3 ayda bir jinekolojik muayene yapılır. Ultrason ve kan tahlilleri yapılır. Bir yıl sonunda her şey normalse tekrar doktor kontrolünde gebe kalınabilir.

     

    - Kimyasal gebelik

    Oluşan döllenme sonunda normal bir embriyo ya da gebelik kesesi oluşmadan gebeliğin kendi kendisine düşükle sonlanmasıdır. Bu gebelik çoğu zaman fark edilmez. Erken gebelik döneminde kanada B-hCG testi yapıldığında yüksek çıkar belli bir süre devam eder fakat daha sonra kendiliğinden düşer. Bu şekilde düşerse zaten bir tedavi gerektirmez.

    Bu düşüşün takip edilmesi gerekir. Düşüş olmazsa dış gebelik ya da başka bir patolojik durum açısından değerlendirilmelidir.

    - Yalancı gebelik

    Aşırı derecede çocuk sahibi olma hissi olan kadınlarda görülen bu durum bir doktoru yanıltacak kadar gerçekçi olabilir. Aynı normal bir gebelik gibi adet kesilmesi, bulantı, kusma, göğüslerde hassasiyet ve şişme, karında büyüme olabilir ve bu durum 9 ay boyunca gerçek bir gebe gibi olabilir. Kadın kendini hamile zanneder ve normal bir gebe gibi görünür. Bu durumun ortaya çıkmasına neden olan psikolojik ve ruhsal durum vücudu etkilemekte ve şekillendirmektedir.

    Hastalık kendini bir şekilde hamile kalmayı istemek ya da hamile kalmaktan korkmak, cinsiyete ilişkin çelişkili duygular yaşama, tüplerin bağlanması veya rahmin ameliyat ile alınması gibi ağır üzüntüler yaşamakla ortaya çıkabilmektedir. Bazen de hamile olan kişiye eşinin ailesinin veya çevresinin gösterdiği ilgi ve özende bu duruma sebebiyet verebilmektedir. Bu durum kadının kendisini hamile sanarak doktora başvurmasıyla ortaya çıkar. Yapılan gebelik testinin sonucunun negatif çıkması da tanıyı koymaya yarar. Test sonucu hastaya dikkatli nazik ve sevecen bir tavırla açıklanmalı ve anlatılmalıdır.

    Tedavide jinekolog ve psikiyatri ortak çalışmalı bunun altında yatan nedenleri beraber tedavi etmelidirler. Negatif test sonucuna rağmen devam eden yalancı gebelik varsa bu hastalar hem psikolojik izlem altına alınmalı hem de antipsikotik ilaçlar başlanmalıdır.

     

    -Düşük (Abortus)

    Gebeliğin herhangi bir nedenle Haftadan önce( gram olmadan önce) sonlanmasına düşük denir. Gebeliğin yasal sınırlar içerisinde ailenin isteği üzerine sonlandırılmasına yasal tahliye denir. Anne veya bebekte gelişen herhangi bir durum ya da var olan bir anomali nedeniyle tıbben sonlandırılmasına tıbbi tahliye denir. Tıbbi tahliye gerektiren düşüklerin başında bozulmuş gebelik gelir bu durum genellikle gebelik kesesinin yusyuvarlak olması gerektiği halde düzensiz olması ve etrafında kanama alanı olması nedeniyle bozulmuş gebelik olarak adlandırılır. Tanı konduktan sonra hemen tıbbi müdahale yapılır. Diğer bir durum ise missedabortus denen düşük şeklidir. Bu gebelikte herhangi bir şekilde anne karnında ölen embriyonun üstünden 2 hafta geçmesine rağmen düşük eyleminin başlamamasına denir. Çünkü normal süreçte embriyo öldükten sonra anne adayının kanına bazı maddeler geçmeye başlar ve kısa sürede gebelik hormonları azalır belirtiler ortadan gebelik belirtileri silinir ve hormon desteğini yitiren gebelik uterus kasılmalarıyla kendini dışarı atmaya başlar. Bir hafta sonunda kanama ve ağrı ile gebelik materyali dışarı atılır. Bu sürecin gelişmediği durumda missed abortus tanısı koyulur ve hemen tıbbi tahliye önerilir.

    Bir başka düşük şekli de spontan(kendiliğinden) abortus’tur. Herhangi bir nedenle ölen bebeğin fizyolojik mekanizmalar yardımı ile boşaltılması ve rahmin gebelik öncesi durumuna gelmesine spontan abortus denir. Bu durum gebeliğin Haftasında kanama, ağrı ve beraberinde parçalar düşürme süreci şeklinde gelişir. Düşük eylemi vücudun kendisi tarafından başlatılmıştır. Bazı durumlarda başlayan düşük işlemini vücut kendi başına tamamlayamaz. Özellikle 6 haftalık gebeliklerindeki düşüklerde yeni gelişmekte olan plasenta uterusa çok sıkı tutunduğu için içeride plasenta parçaları kalır ve düşük tamamlanmaz. Tıbbi müdahale gerekebilir. Düşük ya da yasal tahliye sonrasında uterus içerisinde plasenta ya da gebeliğe ait bazı parçaların kalmasına rest plasenta denir. Bu durumda normal dışı bir kanama gelişir. Kanamayı durdurmak veya enfeksiyonu önlemek için kürtaj işlemi gerekebilir.

    Düşük yapma riski; Anne ve baba adayının gebelik oluştuğu zamandaki yaşı ne kadar fazla olursa ve kadının daha önceden yaşadığı gebelik sayısı ne kadar fazlaysa gebeliğin düşükle sonuçlanma ihtimalide o kadar artmaktadır. Bu doğal bir süreçtir şaşırmamak gerekir çünkü yaş arttıkça gamet hücrelerinde (kadın yumurtası ve erkek spermi) genetik olarak bazı bozukluklar ortaya çıkar. Bu meydana gelen bozuklukların döllenmiş olan yumurtaya geçme olasılığı da oldukça yüksektir. 20’li yaşlarında olan genç adaylarının düşük ihtimali %10 iken 40 yaş ve üzerindeki kadınlarda bu ihtimal %30’a çıkmaktadır. Ayrıca baba adayının 40’lı yaşlarda olduğu gebeliklerde de düşük oranı oldukça fazladır. Bunların yanı sıra anne adayındaki bazı hormonal hastalıklar (polikistikover, hipertiroidi gibi), bazı kronik hastalıklar (kalp, tansiyon, karaciğer ve böbrek hastalıkları) ile otoimmun sistem hastalıkları(kanser. Tüberküloz, kansızlık gibi) ile jinekolojik hastalıklar (uterus şekil bozuklukları, uterus yapışıklıkları, myomlar) da düşük riskini arttırmaktadır. Yine bu nedenler arasında sigara ve alkol kullanımı ile çalıştığınız işte bazı maddelere maruz kalma da sayılabilir.

    Bir kez düşük yapan bir kadının tekrar gebe kaldığında düşük yapma riski %20’dir. Üç veya daha fazla düşük yaşamışsa %50 olan bu risk mutlaka genetik ve detaylı bir araştırma gerektirir. Düşük yapma sayısı arttıkça bir sonraki gebeliğin düşükle sonuçlanma ihtimali yükselse de yapılan çalışmalar üç ya da daha fazla düşüğü olan kadınların normal sağlıklı bir bebek doğurma şansının %55 ile %75 arasında olduğunu göstermektedir. Eğer bir kez düşük yaşadıysanız ve yaşadığınız bu düşük mol gebelik değil ise, düşük sonrasında aşırı kanama, enfeksiyon, normal dışı bir durum yaşamadıysanız ve tedavi gerektiren bir hastalığınız yoksa yaşadığınız düşük muhtemelen tekrarlayıcı özelliği olan bir düşük değildir. Kendinizi psikolojik olarak ne zaman hazır hissederseniz o zaman yeniden gebe kalabilirsiniz.

    -       Kürtaj

    Bu işlem çoğunlukla gebelik sürecini sonlandırma amacı ile kullanılan bir yöntem olmasına rağmen bazen biopsi ve tedavi amacı ile de kullanılmaktadır.

    Gebelik sonlandırılması; istenmeyen gebeliklerin sonlandırılması amacıyla ülkemizde yasal olarak Haftaya kadar annenin rızası ile yapılan bu işlem ancak ailevi, sosyal ve tıbbi sebepler var ise yapılmalı onun dışında doğum kontrol yöntemi olarak kullanılmamalıdır.

    -Probekuretaj (PC)

    Çok uzun süren ve şiddetli olan kanamalarda özellikle de 40 yaşını aşmış olan kadınlarda hem kanamanın nedenini bulmak hem de kanamayı durdurmak amacıyla yapılmaktadır. Menopozdaki hastalarda teşhis için uygulanabilir. Rahim ağzından kanser açısından parça alınacağı zamanda yine kürtaj yöntemi kullanılmaktadır.

     

     

    -Rest Kürtaj

     Kendiliğinden gelişen düşüklerde ya da yapılan kürtajlar sonrasında rahim içinde parça kalması durumunda yeniden kürtaj işlemi yapılmakta ve rahim içi temizlenmektedir.

     

    -EndometrialDating (rahim içinin adet dönemine göre hangi günde olduğunun saptanması yani olgunluğunun saptanması)

    Kısırlık teşhisi koyulan hastalarda yumurtlamanın olup olmadığına bakmak için adetin Günü rahim içinden parça alarak progesteron hormonunun ne kadar etkili olduğuna bakılması işlemine endometrialdating denir. Tekrarlayan düşüklerde yine aynı şekilde luteal faz yetmezliğinin analiz edilmesi için bu yöntem kullanılmaktadır.

    Kürtaj işlemi yapılmadan önce eşlerin kan grupları bilinmeli ve kan uyuşmazlığına karşı kadına işlem sonrası Anti-D yapılmalıdır. İşlemin yasal olarak yapılması için hastadan yazılı onay belgesi alınmalıdır. Kürtaj tam bir jinekolojik muayene ve transvaginal ultrasonografi muayenesinden sonra jinekolojik muayene masasında muayene sonrasında yapılmalıdır. Bu işlem hastanın genel durumuna göre lokal yada genel anestezi altında yapılır. Daha az ağrı hissedilmesi ve psikolojik durumda göz önünde tutularak genel anestezi altında yapılması önerilir. Ve yine işlem sonrasında ağrı olmaması için kalçadan iğne ve makattan uygulanan fitil şeklindeki ağrı kesiciler uygulanabilir.

    Kürtaj işleminden sonra hastalar lokal anestezi aldıysa 15 dakika genel anestezi aldıysa 1 saat dinlendirilir gerekli ağrı kesici, antibiyotik ve kanama azaltıcı ilaçlar verilerek evine gönderilebilir. İşlemden bir hafta sonra ultrasonografi muayenesi ile rahim kontrol edilir. Kürtaj olduktan sonra kanamalar genellikle gün sonra adet tarzında ya da artarak-azalarak gün sürebilir. Bu normaldir ve endişe edilmemelidir. Kanama ile birlikte bazen küçük pıhtılar gelebilir. gün adet ağrısı gibi ağrılar olabilir. Bu belirtilerin hepsi tamamen normaldir. Kürtaj sonrası bazen adet gecikmesi de olabilir en geç 40 gün içinde gerçekleşir. Bu süre daha uzun sürerse mutlaka doktorunuza bilgi veriniz. İşlem sonrası enfeksiyon olmaması açısında deni ve havuz önerilmez, ayakta ılık duş alınması önerilir. Cinsel ilişkiden hafta kaçınılmalıdır.

     

    Gebelikte Beslenme İpuçları

    Tüm anne adaylarının bütün gebelik boyunca düzenli ve dengeli beslenmeleri gerekmektedir. Gebelik boyunca alınan kiloların kg. geçmemesi gerekir. Bunun dışında alınan kilolar gebelik sonrası kalacak olan kilo kısmına girmektedir. Bu kiloları vermek pek de kolay olmayacaktır. Dengeli ve yeterli beslenme alışkanlığı edinirseniz zaten düzenli kilo alırsınız.

    Gebelikte beslenmenin önemli noktalarından birisi günlük öğün alışkanlığının yeniden düzenlenmesidir. Üç ana öğün iki ya da üç ara öğün olmalıdır. Bu uygulama ile erken gebelik döneminde oluşan bulantı ve kusmaları da en aza indirmiş olursunuz. Üç öğün tıka basa yemek yerine az az sık sık beslenme şeklini uygulamanız hem daha sağlıklı ve hem de kilo kontrolü yapmanızı sağlayacaktır. Bu şekilde mide yanması şikayeti de ortadan kalkacaktır.

    Gebelik öncesine göre ek olarak günlük 20 gr. Protein, mg. Demir, mg. Kalsiyum ve ortalama kalorilik enerji almanız gerekir. Gebeliğin son aylarında daha fazla yorulacağınız için enerji ihtiyacınız artabilir bu yüzden gerekli enerjiyi karbonhidratlı yiyecekler tüketebilirsiniz.

    Bunların başında ekmek ve diğer tahıllar gelir. Bu gruptaki besinler vücuda B vitamini, demir ve folik asit desteği de sağlamaktadır. Buğday ekmeği, bulgur ve kepekli yiyecekler bolca lif içerdiği için bunlardan da mutlaka düzenli almanız gerekir.

     

    Vitaminler

    Vücudun tüm fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için vitaminler çok önemli rol oynamaktadırlar.

    A vitamini: Büyümeye yardımcı olur, gözleri korur ve besler, yangılara karşı vücudun direncini arttırır. En çok havuç, süt, yumurta, koyun eti, balık, dana eti, tavuk eti, ekmek, ıspanak, hurma, çilek, patlıcan, tereyağı, taze fasulye, kereviz, lahana, karnabahar, mercimek, portakal, maydanoz, elma, patates, domates, elma ve armutta bulunmaktadır.

    B(1) vitamini: Gelişmeyi sağlar sindirimi kolaylaştırır, Meyvelerdeki şekerlerin vücut tarafından özümlenmesini sağlar ve salgı bezlerinin iyi çalışmasına yardımcı olur. En çok süt, taze sebzeler, mercimek, koyun eti, fındık, ceviz, ekmek, balık, patates, nohut, kuzu eti, muz, havuç, kestane ve lahana da bulunmaktadır.

    B(2) vitamini: Sinir sistemini düzenler, şekerin emilimini sağlar ve solunum sisteminin çalışmasına yardımcı olur. En çok; Süt, peynir, taze ve kuru sebzeler, koyun eti, yumurta, ceviz, fındık, ekmek, balık, patates, salatalık, badem, sığır eti ve un da bulunmaktadır.

    B(6) vitamini: Dokuların yenilenmesini sağlar, karaciğer dostudur, sinir sistemini düzene sokar, cilde parlaklık verir ve gergin olmasını sağlar. En çok; Et, süt, koyun eti, yumurta, portakal, armut, nohut, dana eti, yeşil salata sebzeleri, muz, lahana, ıspanak, karaciğer, ekmek, taze ve kuru fasulye de bulunur.

    C vitamini: Kemiklerin ve dişlerin gelişmesini sağlar. Büyüme ve gelişme için olmazsa olmaz vitaminlerdendir. Kanı temizler, tansiyonu düşürür, kandaki şekeri azaltır, böbreküstü bezlerinin çalışmasını arttırarak erkeğin erkeklik gücünü sürdürmesini sağlar, yaraları ve yanıkları iyileştirir, ameliyat sonrası iyileşmeyi hızlandırır, protein hücrelerini bir arada tutar ve yaşamı uzatır, damarlardaki kan pıhtılaşması riskini düşürür ve vücut direncini arttırır. En çok; Turunçgiller, meyveler, yeşil yapraklı sebzeler, domates, karnabahar, patates ve biber de bulunur.

     

    D vitamini: Kemikleşmeyi sağlar, güçlü dişler için vücuttaki kalsiyum ve fosforu kullanır. Özellikle konjuktiviti D vitamini önler ve tedavisini hızlandırır. En çok; Sucuk, balık ve çeşitleri, tereyağı, peynir, süt ve süt ürünleri ile güneş ışığında bulunur.

    E vitamini: Vücut için hayati önem taşıyan vitamin türüdür. Isıya ve yoğun pişirmeye dayanıklıdır. Göz sağlığı için hayati önemi çok fazladır. Retina gelişiminde aktif rol oynar. Katarakt oluşumuna karşı gözü korur, vücuda alınan ağır metallere ve antibiyotiklerin zararlarına karşı vücudu korur, virüs hastalıklarına karşı vücudun ditencini arttırır ve bağışıklık sisteminin olmazsa olmaz vitaminidir. Ayrıca E vitamini hücresel yaşlanmayı yavaşlatarak yaşlanmayı geciktirir ve daha genç görünmeyi sağlar. Kandaki kolesterol oranını dengeler, tansiyonu düşürür, kaslar ve cilt sağlığını önemli derecede destekler. Kalp krizi ve kansere karşı vücudu korur. A vitamini ile birlikte çalışarak hava kirliliğinin olumsuz etkilerini en aza indirir ve akciğerlerin en az zararla korunmasını yine E vitamini sağlar. Düşüklerin önlenmesine yardımcı olur. Kırmızı kan hücrelerinin sağlıklı gelişimini yine E vitamini sağlar ve cinsel gücüde önemli ölçüde arttırmaktadır. En çok; Bitkisel yağlar, fındık, Brüksel lahanası, soya, yeşil yapraklı sebzeler, yumurta, kabak çekirdeği, badem susam, ceviz, yerfıstığı, buğday, pirinç, mısır, çavdar ve kepekte bolca bulunur.

    K vitamini: Kanın pıhtılaşmasını sağlayan vitamindir. Karaciğerde glikozun glikojene çevrilmesini sağlar, bazı kanser türlerine karşı etkilidir. En çok; yeşil yapraklı sebzeler, bamya, marul, brokoli, tahıllar, tereyağı, yumurta, karaciğer, yeşil çay, kivi, soya fasulyesi, kuru erik, peynir ve havuçta bulunur. Ayrıca yoğurt ve kefir bağırsaklarda K vitamini üretimini arttırmaktadır.

    Folik Asit: Kalp hastalığı riskini azaltır. Bebeklerde doğumda oluşabilecek kusurları engeller. Bağırsak parazitlerini engeller, gıda zehirlenmelerini önler, sağlıklı ve parlak bir cilt sağlar, ağrı kesicidir, zayıflıkta iştah açar, aneminin etkisini azaltır, hücre bölünmesinde aktif rol oynar ve genetik yapının oluşumunda önemi büyüktür, bebeğin beyin ve omurilik oluşumunu destekler bu açıdan çok önemlidir. Folik asit hamile kalmayı düşünen ve hamile kalan bütün kadınların mutlaka kullanması gereken bir vitamindir. En çok; yeşil sebzeler, havuç, karaciğer, yumurta, kayısı, fasulye ve bal kabağında bulunur.

     

    Mineraller

    Vücut için vitaminler ne kadar gerekliyse minerallerinde o kadar hayati önemi vardır hatta mineraller olmadan çoğu vitaminler tek başına hiçbir anlam ifade etmez. Bu nedenle normalde ne kadar gerekliyse özellikle gebelik döneminde gebe sağlığı ve bebek gelişimi için o kadar değerlidirler. Alınması gereken başlıca mineraller şöyledir;

    Kalsiyum: Vücuttaki kalsiyumun çoğu kemiklerdedir. Kalsiyum kemikleri ve dişleri korur, kemik kırılması ve kayıplarını önemli ölçüde engeller, bağırsak kanseri riskini azaltır, uykusuzluğu giderir, sinir sistemine yardımcı olur. En çok; Süt ve süt ürünleri, peynir, fıstık, ceviz, kuru fasulye, karalahana, brokoli, yeşil sebze ve meyveler de bulunmaktadır.

     

    Demir; Büyümeye yardımcı olur, hastalıklara karşı vücut direncini arttırır, anemiyi önler, bitkinliği engeller ve kas yapısını destekler. En çok; Karaciğer, kırmızı et, irmik, yumurta sarısı, istiridye, kabuklu kuruyemişler, fasulye, pekmez ve yulaf ezmesinde bulunur.

    Magnezyum; Yağların yakılmasına ve enerji üretilmesine yardımcı olur, depresyonla mücadele eder, kalp sağlığını destekler, diş sağlığına yardımcı olur, kalsiyumla birleşerek doğal bir sakinleşme sağlar ve adet ağrılarını azaltır. En çok; öğütülmüş tahıllar, incir, badem, fındık, çekirdek, koyu yeşil yapraklı sebzelerde, muz da bulunur.

    Potasyum: Beyine oksijen gitmesini sağlar ve zihinsel faaliyetlerin artmasını sağlar, Vücut atıklarının atılmasına yardımcı olur, kan basıncını azaltır, alerji olma riskini azaltır ve tedavisine yardımcı olur. En çok; Turunçgiller, domates, sebzeler, nane, ay çekirdeği, muz, patates’te bulunur.

    Selenyum: Kansere karşı korur, kalp hastalıklarını ve felç riskini azaltır, genç ve elastik dokuların korunmasına yardımcı olur, menopoz sıkıntılarını azaltır, kepek oluşumunu önler, sperm sayısını arttırır ve erkekteki verimliliği sağlar. En çok; Deniz ürünler, karaciğer, buğday tohumu, kepek, ton balığı, soğan, domates, brokoli ve sarımsak ta bulunur.

    Çinko: Vücut içindeki ve dışındaki yaraları iyileştirir, tırnaklardaki beyaz lekeleri yok eder, prostat hastalıklarına karşı koruyucudur, büyümeyi ve zihinsel gelişmeyi sağlar, soğuk algınlığının süresini ve şiddetini azaltır. En çok; et, karaciğer, deniz ürünleri, buğday tohumu, yumurta ve kabak çekirdeğinde bulunmaktadır.

     

    Gebelikte Formda Kalmak İçin

    İlk önce mutlaka sağlıklı beslenin ve kilo alımınızı mutlaka kontrol altında tutun ve asla gebelikte bilinçsizce diyet yapmayın. Hamile olmak demek her şeyden fazla yemek anlamına gelmez bunu unutmayınız.

    Yapabildiğiniz kadar egzersiz yapın ama kendinizi zorlayacak yoracak veya nefessiz bırakacak kadar abartmayın unu hamileler için geliştirilen özel egzersizleri uygulayın. Bol su içmeyi asla ihmal etmeyin. Egzersizden 1 saat sonra enerji açısından bir muz yiyebilirsiniz. Gebelerin son zamanlarda özellikle tercih ettiği yoga ve plates te yine aynı şekilde rahatlatıcı ve formda kalmayı sağlayan sporlardandır.

    Ayrıca düzenli sağlıklı beslenme ve egzersiz kan dolaşımınızı da hızlandırır bu sayede hem sizin vücut fonksiyonlarınız daha sağlıklı devam eder hem de uyku probleminiz olmaz daha sağlıklı ve dinç olursunuz. Ayrıca bebeğe giden kan akımı da daha rahat olacağı için olası riskleri en aza indirmiş olursunuz.


    nest...

    oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır