Lustral Hamilelikte Kullanılırmı

Kasım de Antalya’ da a ,Psikofarmakolojı Derneği’nin,”Tedavi Güncellenmesi” Kongresine katıldım. Hamilelik ve süt emzirme dönemindeki ruhsal sorunlar ve tedavileri için kurs programımız vardı. Kursu; Türkiye Psikiyatri Derneği, “Gebelik Çalışma Birimi” Koordinatörümüz Prof. Dr. Nazan Aydın verdi.

Hamilelik döneminde fiziksel hastalıklar gibi ruhsal hastalıklar da görülebilmektedir. Psikiyatrislerin çoğu da dahil olmak üzere, hekimlerin çoğunluğu, hamilelik  ve süt emzirme döneminde ilaç kullanımına taraftar değiller. Gerekçe de:” bebekte bir anormallik yapabilir” kaygısıdır. Bu gerekçe anlaşılabilir. Fakat kaygının giderilmesi için bilimsel çalışma  verilerine müracat etmek gerekir. Ön yargıyla ve bilimsel verilere dayanmayan bilgilerle hamile insanları tedavisiz bırakmak etik değildir. Psikiyatrik sorunu olan  Hamilelerde insandır ve diğer insanlar gibi çocuk sahibi olmak ve varsa hastalıkları , tedavi olmak hakları vardır. Bütün dünyada bu konularda çalışmalar yürütülmekte ve bilimsel veriler paylaşılmaktadır. Bilinmektedir ki, tedavi gerektiği halde, tedavi edilmemiş bir gebenin ; yüksek stresse maruz kalmasından dolayı, bebeğinde  anomali çıkma riski artmaktadır. İlaç kullanılması  çok daha az risk taşımaktadıseafoodplus.info kişi gebe kaldığında ortaya çıkabilecek anormallik riski herhangi bir ilaç kullanımı olmasa bile % tür, yani her doğumdan iki ya da üçünde anormallik görülme ihtimali vardır. Antidepresan veya antipsikotik kullanan bir annede bu oran artmış değil yani bu ilaçları hamileliğinde kullanan annelerin bebeklerinde anormallik olma ihtimali normalde görülen % ten fazla değildir. Her gebeyi çok iyi değerlendirip kendi hastalığının özellikleri, ilaç içmezse ortaya çıkabilecek sonuçlar, tedavi edilmezse hastalığa bağlı olabilecek sorunlar yönünden ayrıca değerlendirmek ve ona göre bir strateji belirlemek gerekmektedir.

Hamilelik ve Süt emzirme dönemindeki ruhsal sorunlar için; kullanılan ilaçlar aşağıdaki gibidir:

1*Antidepresanlar

2*Anksiyete giderici ilaçlar

3*Duygu durum düzenleyiciler

4*Anti psikotikler

Antidepresanlar:

Üzerinde en çok çalışılan ilaç Fluoksetin ve daha eskiden daha çok kullanılan Trisiklik Antidepresan grubundan olan ilaçlardır (amitriptilin, klomipramin, nortriptilindir. İmipramin).   ,Şimdilerde  Sertralin, Paroxetin,Essitalopram, Duloksetin üzerinde de çalışmalar vardır.

Depresyon ve panik bozukluk ve diğer kaygı bozukluklarında bu ilaçlardan birisi MUTLAKA HEKİM ÖNERİSİ VE KONTROLUNDE OLMAK ŞARTIYLA kullanılabilir.

Süt verme döneminde ise:

En güvenilir olan ve süte en az geçenler; Sertralin sonra Paroksetindir. ,Essitalopram,Fluvoksamin, Reboksetin, Mirtazapin de süte oldukça az geçmektedir.  Citalopramdan uzak durulmalıdır. Venlafaksin, Fluoksetin süte nisbeten daha çok geçer, mümkünse tercih edilmememlidir ancak hasta bu ilaçlardan fayda görüyorsa da bebeği dikkatli bir şekilde gözleyerek kullanılabilir. Anne sütünden sadece ilaç kullanımı var diye vazgeçmeye gerek yoktur. Anne hem ilacını kullanıp hem de süt verebilir, özellikle bebek ilk aylarda ise doz mümkün olan en düşük dozda olmalı bebek huzursuzluk, aşırı ağlama, aşırı uyku, ishal, kusma, döküntü açısından gözlenmeli bunlar olursa doktoruna bilgi verilmeli ki ilaç ve  dozu ayarlanabilsin.

.

Genel nüfus içerisinde gebelerde  “malformasyon” görülme oranı % civarıdır. seafoodplus.infoçlardan Paroksetin ile bu anormalliğin kat arttığına dair çalışmalar vardır. Kalp-Damar sistemi anormalliklerinin riskini sadece paroksetinin bir buçuk katı kadar artırabildiğini gösteren çalışmalar vardır. Ancak böyle olmadığını, normalden fazla olmadığını gösteren çalışmalar da mevcuttur. Yani bu durum kesin değdir. Eğer anne sadece paroksetin aldığında şikayetleri geçiyorsa ilaç dozu mümkün olduğunca düşük tutularak kullanılabilir, bu etkiler doz ile de bağlantılıdır. oranı artırma yüzdesi ise %1,8 dir.

Kalp-Damar sistemi anormalliklerinin riskini ise bir buçuk katı kadar artırabilirler. Serotonin geri alım inhibitörleri, doğumdan hemen sonra bebekte  “Persistan Pulmoner Hipertansiyon” ve ‘’Çekilme Belirtileri’’   oluşturma risklerine seafoodplus.infotan Pulmoner Hipertansiyon normale göre % daha fazla görülebilir ama bu ilacı kullanan annelerin bebeklerinde sadece %1 oranında ,yani oldukça nadir görülür. Ayrıca bu durum annede hipertansiyon, preeklampsi, diabet, zor doğum olduğunda da görülebilecek bir durumdur. Korkulacak bir risk değildir.Ağır depresyona bağlı streslerde , bebekte anomali çıkma riski bunların kat kat üstündedir. Çekilme belirtileri doğumdan hemen sonra ortaya çıkıp ilk hafta içinde kaybolan belirtilerdir. Huzursuzluk, titreme, ağlamalar  şeklinde olabilir, korkulacak bir durum değildir. Bunu azaltmak için mümkünse son üç ayda ilaç azaltımı önerilir.

Anksiyete giderici İlaçlar ve Hamilelik-Emzirme:

Anksiyete çok çok ağır ve kontrol edilemez durumlarda ise benzodiyazepin grubu ilaçlara müracat edilebilir. Difenhidramin de kullanılabilir.

Hamilelik döneminde  gerekiyorsa düşük doz ve kısa süreli Klonazepam kullanılabilir.

Bir antidepresan olan Mirtazapinde özellikle; uykusuzluk, mide bulantısı, iştahsızlık  varsa  yarım tablet  gece kullanımı  önerilebilir.

Süt verme döneminde ise süte en az geçen Lorazepamdır.

Benzodiyazepinlerin haftada “yarık damak dudak yapma risklerini göz önünde bulundurmak gerekir.

Duygu Durum Düzenleyiciler:

Manik-depresif (İki Uçlu Mizaç Bozuklugu) hastalığının tedavisinde  ve bazı dirençli depresyon, şizofrenide arada kullanılan ilaç grubudur.

-Antiepileptikler

*Valproik asit

*Karbamezapin

*Lamotrojın

-Lityum Tuzu

Antiepileptik ve duygu durum düzenleyici ilaçlarda “nöral tüp defekti” yapma riski vardır .(ilk 5 haftada risk en fazladır) Normal popülasyonda bu oran binde birdir. Valproik asit için bu oran  yüzde beş ila seafoodplus.infoezapin yüzde bir, Lamotrojın yüzde bir artış oluşturabilir.

Lityum tuzunun Kalple ilgili “Ebsteain Anomalisi” yapma riski normalin 20 katıdır. Normalde bu anomalinin olma ihtimali yirmi binde birdir. Lityum kullananlarda , ikibin de birdir. Yani çok nadirdir.

Lityum kullanan   gebe  bir hastanın ; hafta aralığında “fötal Eko” yaptırması gereklidir.

Antiepileptiklerin riskleri için ise; Ultrasonla bebeğin ense kalınlaşmasına bakılır.(  hafta arası) Ayrıca anne kanında ve bebek amniyon sıvısında alfa föto protein bakılır. Yüksek çözünürlüklü ultrason %95 oranında bilgi verir.

Duygu durum düzenleyici kullanan gebelerin hamilelikten 3 ay önce ve hamilelik boyunca günde 5 mg Folik asit almaları şarttır. Genelde jinekologlar düşük doz folik asit verirler…Bu nöral tüp defekti için yeterince koruyucu değildir..

Lityum tuzu doğumdan 48 saat önce seafoodplus.infoğumdan sonra tekrar başlamalıdır.

Valproik asit ve karbamezapin alan gebelere ilk ve son tiremesterde ve doğum esnasında K vitamini vermek gerekir.

Duygu durum düzenleyicilerin süte geçme oranları %10 un altındaysa sorun yoktur. Oranlar aşağıdaki gibidir.

1-Valproik asit %

2-Karbamezapin %

3-Lamotrojin%20

4-Lityum tuzu%

Lityum kullanan annenin ve bebeğinin  serum lityum düzeyleri takip edilmelidir.

Antipsikotikler:

Tipik antipsikotiklerin süte geçme oranı %3 den azdır

Atipiklerin ise %5 den azdır.

Hamilelik ve süt emzirme döneminde  tedavide ilaç kullanımı ,gerekliyse yukarıdaki hususlar ve bilgiler dikkate alınarak ilaç kullanılabilir. Tedavisiz kalan bir hastalığın anne ve bebeğe hem hamilelik ve doğum sonrası dönemde hem de uzun sürede olumsuz etkileri çok fazladır. Ruhsal hastalığı olan annenin çocuğu, hastalık tedavi edilmezse ileride hem duygusal hem de bedensel hastalıklar açısından daha çok risk altında olur.

Not: Bu bilgiler Prof Dr. Nazan Aydın hocamızın kurs esnasında anlattıklarından derlenmiştir.

Uzm. Dr. Nihat KAYA

Related Posts

Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye:

Gebelik kategorisi: C

Sertralinin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli ve kontrollü çalışmalar mevcut değildir. Hayvan deneyleri insan cevabı için her zaman bir kanıt olmadığından, sertralin gebelerde sadece beklenen yarar öngörülen riskten fazla ise kullanılmalıdır.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon):

Eğer hamilelikte ve/veya emzirme döneminde sertralin kullanılıyorsa, hekim, sertralini de içeren SSRI antidepresanları kullanan bazı annelerin yenidoğan bebeklerinde rapor edilen, aniden kesilme reaksiyonlarıyla uyumlu semptomların da dahil olduğu semptomların bildirildiğinin farkında olmalıdır.

Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar, sertralin kullanıyorlar ise uygun bir doğum kontrol yöntemi uygulamalıdırlar.

Gebelik dönemi:

Sıçanlarda ve tavşanlarda, günlük maksimum insan dozunun (mg/kg) sırasıyla yaklaşık 20 misli ve 10 misli dozlarla üreme çalışmaları yapılmıştır. Hiçbir doz seviyesinde teratojenite delillerine rastlanmamıştır. Bununla birlikte, günlük maksimum insan dozunun (mg/kg) yaklaşık ila 10 misline karşılık gelen doz seviyesinde, sertralin muhtemelen gebe hayvanlar üzerindeki sekonder etkiye bağlı olarak fetuslarda ossifıkasyon gecikmesine yol açmıştır.

Sertralinin maksimum insan dozunun (mg/kg) takriben beş misli doz seviyelerinde ana hayvana uygulanmasını takiben, yeni doğanın sürveyi azalmıştır. Yeni doğan sürveyi üzerine benzer etkiler diğer antidepresan ilaçlar için de tanımlanmıştır. Bu etkilerin klinik önemi bilinmemektedir.

Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde SSRI’lara maruz kalmak yenidoğanlarda dirençli pulmoner hipertansiyon (YDPH) riskini arttırabilir. Toplum genelinde her doğumdan ’sinde YDPH görülür ve YDPH yenidoğanlarda mortalite ve morbiditeyle önemli derecede ilişkilidir.

Bebeği YDPH ile doğan kadın ile bebeği sağlıklı doğan kadının karşılaştırıldığı retrospektif bir vaka-kontrol çalışmasında gebeliğin haftasından sonra SSRI grubu ilaçlara maruz kalan yenidoğanlarda, antidepresanlara maruz kalmayanlara göre, yaklaşık 6 kat daha fazla YDPH gelişme riski görülmüştür. İsveç’te yılları arasında doğan , bebekte yapılan bir çalışmada, hasta bildirimlerine göre gebeliğin “erken dönemlerinde” SSRI kullanımı ile ilişkili ’lük YDPH risk oranı (%95 güven aralığı ) bulunmuştur. Aynı çalışmada hasta bildirimlerine göre hem gebeliğin “erken dönemlerinde” hem de doğum öncesi gebeliğin “son dönemlerinde” SSRI kullanımı ile ilişkili ’lık YDPH risk oranı (%95 güven aralığı ) bulunmuştur.

Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde, özellikle üçüncü trimesterde sertralin kullanımı devam ettiyse yenidoğanlar yakınen izlenmelidir. Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde sertralin kullanımı sonucu yenidoğanlarda şu semptomlar görülmüştür: solunum yetmezliği, siyanoz, apne, nöbet, vücut sıcaklığında değişkenlik, beslenme güçlüğü, kusma, hipoglisemi, hipertoni, hipotoni, hiperrefleksi, tremor, sinirlilik, asabiyet, halsizlik, sürekli ağlama, somnolans ve uyku zorluğu. Bu semptomlar serotoneıjik etkilere veya yoksunluk sendromuna bağlı olabilir. Vakaların çoğunda koplikasyonlar doğumdan hemen sonra veya çok kısa bir zamanda (24 saatten az) ortaya çıkar.

Laktasyon dönemi:

Sertralin anne sütüne geçer. Az sayıdaki emziren annede ve çocuklannda yapılan izole çalışmalarda anne sütündeki sertralin seviyeleri annenin serumundakinden daha konsantre olduğu halde, bebeklerin serumundaki sertralin seviyelerinin ihmal edilebilir veya saptanamayacak seviyelerde olduğu gösterilmiştir. Sadece bir vakada bebekteki serum seviyesi annedekinin %50’si olmuştur, ancak bebekte herhangi bir sağlık problemi görülmemiştir. Bugüne kadar sertralin kullanımı sırasında emziren annelerle ilgili herhangi bir advers etki bildirilmemiş olsa da, risk göz ardı edilemez. Doktor tarafından beklenen yarann öngörülen risklerden fazla olduğuna karar verilmediği sürece emziren annelerde kullanılması önerilmez.

Ãœreme yeteneÄŸi/Fertilite:

Hayvan çalışmalarından elde edilen veriler sertralinin fertilite üzerine etkisi olduğunu göstermemektedir. (bkz. Bölüm )

İnsan vaka raporları, bazı SSRI’ların sperm kalitesi üzerine etkisinin geri dönüşlü olduğunu göstermiştir.

İnsan fertilitesi üzerine bugüne kadar herhangi bir etki gözlenmemiştir.

İçindekiler

Lustral Nedir?

Lustral Ne İşe Yarar?

Lustral Nasıl Kullanılır?

Lustral Doz Hesabı

Lustral Kullanım Süresi

Lustral Hangi Hastalıkların Tedavisinde Kullanılır?

Depresyon Tedavisinde Lustral Kullanımı

Travma Sonrası Stres Bozukluğunda Lustral Kullanımı

Obsesif Kompülsif Bozuklukta Lustral Kullanımı

Panik Atak Tedavisinde Lustral Kullanımı

Sosyal Fobi Tedavisinde Lustral Kullanımı

Lustral Kimler Tarafından Kullanılamaz?

Lustral Hangi İlaçlarla Kullanılmaz?

Lustral Yan Etkileri

Lustral, depresyon başta olmak üzere birçok psikolojik rahatsızlığın tedavisinde yaygın olarak kullanılan antidepresanlardan biridir. Genellikle depresyon tedavisi için reçeteli olarak kullanılan bir antidepresan türü olan Lustral (Sertralin) aynı zamanda panik atak, sosyal anksiyete bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluk ve travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıklar yaşayan kişiler için de reçete edilebilir. Hekim kontrolünde düzenli olarak kullanılan Lustral beyinde serotonin düzeyini arttırır. Böylece ruh halini düzenler, panik atakları ve kaygı bozukluğunu azaltmada rol oynar. 

Bir psikiyatrist yönlendirmesi ve reçetesi ile kullanabileceğiniz antidepresan ilaçlardan biri olan Lustral tedavisinin yanı sıra bir terapiye ihtiyaç duyuyorsanız, Psikologofisi üzerinden deneyimli isimlerle görüşmeye hemen başlayabilirsiniz. Sesli ya da görüntülü gerçekleştireceğiniz online terapi seansları ile hayatınızdaki sorunlarınıza çözüm bulabilirsiniz.

Lustral Nedir?

Lustral antidepresan, serotonin geri alım inhibitörü olarak bilinen ilaç grubuna aittir ve en yaygın kullanılan depresyon ilaçlarının başında gelir. Sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan serotoninin salgılanmasını sağlayarak kişinin ruhsal durumunu, duygu durumunu ve davranışlarını düzenler.

Depresyon ve kaygı bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlıklarda beyindeki serotonin miktarı azalır. Kişinin kendini iyi hissedebilmesi için gerekli olan serotoninin salgılanabilmesi için dışarıdan antidepresan desteği alınır. Bazı antidepresan ilaçların içinde bulunan etkin bir madde serotoninin düzenlenmesini sağlar. Bu ilaçlar arasından en çok tercih edilenlerin başında da Lustral gelir. 

Lustral Ne İşe Yarar?

Lustral yetişkin bireylerde depresyon, kaygı bozuklukları, panik atak, travma sonrası stres bozuklukları ve obsesif kompulsif bozukluk (OKB) tedavisinde kullanılır. Ayrıca, doktor kararıyla yaş arasındaki çocuk ve ergenlerdeki obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde de kullanılabilen bir antidepresan ilaçtır. Birçok kişide depresyon vakasını başarıyla tedavi ettiği bilinen Lustral, diğer antidepresanlara göre daha az yan etkiye sahip olduğu için de özellikle tercih edilebilir. Ancak mutlaka bir doktor tarafından reçete edilmesi gerektiği unutulmamalıdır. 

Sertralin gibi seçici serotonin geri alım inhibitörleri, antidepresanı kullanan kişinin beyninde dolaşan serotonin miktarını önemli ölçüde arttırır. Bu da depresyon başta olmak üzere psikolojik rahatsızlıkların iyileşmesinde etkili olmasını sağlar. Lustralin etkisinin tam olarak görülebilmesi için ortalama bir ay kadar düzenli olarak kullanılması gerekir.

İnsanlardaki beyin sinir hücreleri, çeşitli kimyasal maddeler salgılayarak diğer sinir hücrelerini uyarır. Böylece, beyin tarafından kontrol edilen fonksiyonların gerçekleşmesini sağlayan elektriksel sinyaller oluşur. Serotonin de bu kimyasallardan birisi olarak salgılandığında diğer sinir hücrelerini uyarır. 

Unutulmamalıdır ki bir psikiyatrist tarafından reçete edilerek kullanılan tüm antidepresanlar gibi Lustral de depresyonun semptomlarını tedavi eder. Nedenleri öğrenmek ve ortadan kaldırmak için terapiyle birlikte kullanılması gerekir. Alanında uzman psikologlardan terapi almaya hemen başlamak, uzmanlarımız ve platformumuz hakkında daha fazla bilgi edinmek için 15 dakikalık ücretsiz seanslarımıza başvurabilirsiniz.

Lustral Nasıl Kullanılır?

• Lustral genellikle günde tek doz alınarak kullanılır, ancak burada önemli olan hekimin yönlendirmesidir.
• Gün içerisinde herhangi bir zamanda, gıdalarla ya da aç karnına alınabilir. Ancak her gün aynı saatte almaya dikkat etmek gerekir.
• İlacın yan etkisi olarak uykusuzluk sorunu ortaya çıkabilir. Bu nedenle sabah saatlerinde alınması daha uygun olur. 
• Tüm antidepresan ilaçlarda düzenli kullanım çok önemlidir. Bu sebeple doz atlamamaya dikkat edilmelidir.  
• Lustral kullanırken greyfurt tüketilmesi doğru değildir. Greyfurtun içeriğinde bulunan kimyasal maddeler kan dolaşımındaki sertralin miktarını arttıracağı için ilacın zarar vermesine neden olabilir.
• Lustral ile bir birlikte düzenli olarak kullanılacak başka bir ilaç varsa mutlaka doktor bu konuda bilgilendirilmelidir. Başka ilaçlarla etkileşime girerek olumsuz sonuçlara neden olabileceği unutulmamalıdır. 
• Bütün antidepresanlarda olduğu aniden bırakılması zararlıdır. Kötü sonuçlara yol açmaması için doktor kontrolünde azaltarak bırakılması gerekir.

Lustral Doz Hesabı

Lustral’in genel başlangıç dozu yetişkinler için 50 mg olarak tavsiye edilir. Başlangıç dozu birkaç hafta kullanıldıktan sonra doktor kararıyla kademeli olarak yükseltilebilir. Depresyon ve obsesif kompülsif bozukluğu olan kişilerde günlük doz en fazla mg olabilir. yaş arası çocuklardaki günlük doz ise genellikle 25 mg’la başlar ve duruma göre artırılabilir. 

Lustral Kullanım Süresi

Diğer antidepresanlarda olduğu gibi Lustral kullanımı için de çok net ve kesin bir süre yoktur. Kişinin psikolojik hastalığının durumu ve şiddetine göre en doğru kullanım süresi doktorunuz tarafından belirlenir. Bununla birlikte etkili bir depresyon tedavisi için en az 6 ay kullanılması gerektiği bilinmektedir.

Lustral Hangi Hastalıkların Tedavisinde Kullanılır?

Depresyon Tedavisinde Lustral Kullanımı

Lustral antidepresanın en yaygın kullanım alanı olan rahatsızlık depresyondur. Depresyon bazen haftalar sürebilen bir iyi hissetmeme hali, hayattan zevk alamama, isteksizlik, umutsuzluk gibi hisleri kapsayan bir duygudurum bozukluğudur.
Yemek yemek istememe, mutlu hissedememe, normal zamanlarda yapmaktan keyif alınan şeylerden eskisi gibi zevk alamama, ümitsizlik, karamsarlık, suçluluk gibi hisleri beraberinde getirebilir. Çoğu zaman kişinin yakınları bunu fark eder fakat nasıl yardımcı olabileceklerini bilemezler. Lustral, içeriğinde bulunan serotonin sayesinde kişiye kendisini daha mutlu ve enerjik hissettirdiğinden depresyon tedavisinde kullanılır. Tedavinin ilk birkaç haftasında iyileşme gözlemlemek mümkün olmayabileceği gibi, daha kötüye gidiyor gibi görünmesi de olasıdır. Bu sebeple, başlangıç dozu çok düşük tutulur ve bazı durumlar göz önünde tutularak doz artırımı yapılır veya ilaç değişikliğine gidilebilir. Bunlardan bazıları, al,ayak ve yüzde ortaya çıkabilecek duyarlılığı yüksek kızarıklıklar, ciltte veya gözde oluşabilecek sarı lekeler, depresyonla beraber seyreden intihar düşünceleri, ilacı aldıktan sonra yerinde duramama, oturamama gibi huzursuzluk belirtileri gösteriyorsanız, havale, taşkınlık nöbeti (manik kriz), zihin karışıklığı, yüksek ateş, yüksek tansiyon, aşırı terleme, ishal, ani aşırı duyarlılık veya alerji belirtileri (vücudun herhangi bir yerinde şişme, kaşıntılı döküntüler, hırıltılı nefes alma, nefes darlığı gibi) gibi reaksiyonlar olup, doktorunuz bunları yaşamakta olduğunuzu bildirdiğinizde tedavinizi sonlandırmak ve yeni bir yöntem ile devam etmek ve buna göre bir ilaç vermek isteyebilir. Lütfen doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne gidiniz.

Travma Sonrası Stres Bozukluğunda Lustral Kullanımı

Lustralin içeriğinde etken madde olan sertralinin travma sonrası stres bozukluğunda etkili olduğu bilinmektedir.
Yaşanılan bir olay karşısında etkisi altında kalınan travmanın atlatılamaması halinde Lustral psikoterapinin yanı sıra ilaç tedavisi olarak seçilen antidepresanlar arasında sıkça görülmektedir.

Obsesif Kompülsif Bozuklukta Lustral Kullanımı

İlaç tedavisi en az iki yıl süren obsesif kompülsif bozukluk hastalığında seçici serotonin geri alım engelleyici (SSRI) grubu ilaçlar kullanılmaktadır.

Obsesif kompülsif bozukluk, serotonin maddesinin işlevlerinde bozukluk olmasından kaynaklı beyin içindeki sinirsel iletimde aksaklık yaratması sonucu kişinin kontrol edemediği takıntılı davranışlar sergilemesine sebep olan bir hastalıktır.

Obsesif kompülsif bozukluğundan muzdarip olan hastalar bazı tekrar eden davranışlar sergilerler ve günlük hayatını etkileyecek düzeyde endişeli düşünceler etkisi altında olurlar. Bu endişeden kurtulmak adına defalarca aynı şeyleri tekrarlayabilirler. Kendilerini güvende hissetmelerine sebep olan davranışları tekrar eder ve belli bir düzen ve bir şeyleri yapma sıralarının değişmesinden çekinebilirler (hep aynı sıralama ile yemek yemek, bir şeyin temizliğinden emin olmak için belli bir sayıda yıkamak, kilit ve ocak gibi şeyleri defalarca kontrol etmek, bir yere sakladığı bir şeyin hala orada olduğundan emin olmak için defalarca onun orada durduğunu görme ihtiyacı duymak, bazı kelimeleri ve duaları defalarca tekrar etme ihtiyacı duymak ve yapmak istemese bile bunu yapmaktan kendini alıkoyamamak gibi şeyler).
İlaç tedavisinin iyileşme yönünde ilk etkilerini göstermesi için ortalama iki hafta geçmesi beklenirken, etki edip etmediği üzerine klinik olarak bir şeyler söylenebilmesi haftayı bulabilir.
aydan kısa süren bir ilaç tedavisi sonrası hastalığın yineleme riski yüksektir. Etkili bir ilaç tedavisi için yaklaşık yıl ilaç tedavisi ve bunun yanı sıra psikoterapi verilir.
Lustral antidepresan tedavisi 6 yaşından büyük bireylere verilir.

Panik Atak Tedavisinde Lustral Kullanımı

Panik atak tedavisinde Lustral içeriğinde yer alan sertralinin, yapılan çalışmalarda (verilen dozdan bağımsız olarak) plasebodan daha etkili olduğu gözlemlenmiştir.
Başlarda yarım dozlarla verilen ilaç tedavisi haftanın ardından tam tablete çıkarılır. Başlangıçta yarım tablet verilmesinin sebebi, ilaca başlandığı ilk zamanlarda anksiyeteyi arttırabilme olasılığıdır. Bu gibi rahatsızlıklarda ilaç tedavisi düşük dozlarda başlanıp, bıraktırılırken yine doz düşürerek bıraktırılır.
Panik atakta ilaç tedavisi ortalama ay sürebilmektedir.
Panik atak genellikle nefes almakta güçlük çekme, kalp atışlarında artış ve terleme gibi fiziksel belirtiler ile kendini gösterir. Kişi geçirmekte olduğu durumu kalp krizi ile karıştırabildiği için panik atak krizi daha da tetiklenir. Zaman zaman bayılacak gibi olma, titreme, kasılma, öleceği hissine kapılma, kramplar, mide bulantısı ve kusma gibi şikayetleri beraberinde getirebilir. Bu şikayetlerden 4 veya daha fazlasının gözlemlenmesi durumunda panik ataktan bahsetmek mümkündür.

Kriz geçiriyor korkusu ile hastanelerin acil servislerine başvurup, ‘stres’ denilerek taburcu edilen hastaların yaşadıkları durum yüksek ihtimal ile panik ataktır.

Panik atak kişinin yaşam kalitesini düşürür ve tetiklendiğinde kişinin kendi kendini doğal şekilde iyileştirmesi pek mümkün değildir. Kendisinde panik atak belirtilerinin olduğunu düşünen kişilerin durumu ciddiye alması ve psikolojik destek alması önerilir. Lustral etken maddesi sertralinin panik atak tedavisinde etkili olduğu bilinmektedir.

Sosyal Fobi Tedavisinde Lustral Kullanımı

Sosyal fobi tedavisinde Lustral kullanımının içeriğindeki etken maddesi olan sertralin sayesinde bilişsel davranışçı terapinin yanı sıra Lustral reçete edilmiş çocuklarda iyi bir yanıt oranına sahip olduğu bilinmektedir.
Tek başına Lustral kullanımı ilerlemiş sosyal fobi tedavisinde önerilmez. Bilişsel davranışçı terapi adı verilen yöntem yaşam kalitesinin korunması ve hastalığın tedavisinde önemlidir. Kimi zaman sadece ilaç tedavisi veya sadece psikoterapi ile tedavi edilebilen sosyal fobide hastalığın ilerlemiş olma derecesine bağlı olarak iki tedavi birlikte verilebilir.
Sosyal fobi etkisi altındaki bireyler tedavi edilmediklerinde içe kapanıklık eğiliminde olurlar. Hata yapmaktan korkma, sürekli gözlemlendiği endişesi altında olma, öz güven eksikliği, yetersizlik hissi, çekingenlik gibi belirtiler veren sosyal fobi kişinin hayatını direkt olarak etkiler ve eğitim, iş hayatı, sosyal hayattan geri kalma, etkinliklere katılmaktan çekinme, topluluk içinde huzursuz hissetme, doğru olduğundan emin olduğu şeyi bile yanlış olma ve bu yüzden yargılanma çekincesi yüzünden söyleyememe, herhangi bir işte ve grupta rol almaktan çekinme, istese bile topluluk karşısında konuşamama gibi hayat kalitesini direkt olarak negatif yönde etkileyen bir hastalık olan sosyal fobi tedavi gerektirir.
Sosyal fobi tedavisinde Lustral genellikle serotonin yetersizliği ve düzensizliğini tedavi etmek amacıyla verilip, etki edip etmediğinin gözlemlenmeye başlanabilmesi için hafta geçmesi beklenir.  İlacın etkinliğine dair bir yorum yapılabilmesi için ilacın düzenli olarak 10 hafta kadar kullanılması, etkili bir tedavi içinse ortalama ay kadar bu tedavinin devam etmesi gerekir.

Lustral Kimler Tarafından Kullanılamaz?

• Sertralin etken maddesine karşı duyarlılığı olanlar
• Kalp hastalığı yaşayan kişiler
• Glokom rahatsızlığı olan kişiler
• Epilepsi rahatsızlığı olan kişiler
• Diyabeti olan kişiler
• Hamileler ve emziren anneler
• Ciddi karaciğer hastalığı olan kişiler
• Etkileşime girebileceği farklı bir ilaç kullananlar

Tüm ilaçlar gibi mutlaka doktor kontrolünde ve bir psikiyatristin reçetesiyle kullanılmalıdır. İlacı kullanmadan önce, var olan hastalıklar ya da özel durumlar hakkında  mutlaka doktora bilgi verilmelidir.

Lustral Hangi İlaçlarla Kullanılmaz?

• Soğuk algınlığı ilaçları
• Uyku ilaçları
• Kas gevşetici ilaçlar
• Epilepsi ilaçları
• Bağımlılık tedavisinde kullanılan ilaçlar
• Doğum kontrol ilaçları
• Bitkisel sarı kantaron takviyesi

Bu ilaçlar dışında alkol ile kullanımı da uygun değildir ve yan etkileri büyük ölçüde artırır. Diğer yandan herhangi bir gıda takviyesi kullanmadan önce de mutlaka doktora danışılması gerekir. 

Lustral Yan Etkileri

Lustral’de de her ilaçta olduğu gibi çeşitli yan etkilerin görülme riski vardır. Ancak bu ilaçtan görülecek faydanın da unutulmaması gerekir. Çoğu yan etki birkaç haftalık kullanımdan sonra geçse de arttığı durumlarda doktorunuza bildirmeniz gerekir. Bireysel kararlarla asla ilacın aniden kesilmemesi tedavinin sürekliliği için çok önemlidir. Ayrıca, her hastada yan etki görülmeyebilir.

• Sürekli yorgunluk ve halsizlik hali 
• Şiddetli baş ağrısı
• Uykusuzluk
• İshal gibi sindirim sistemi sorunları
• Ağız kuruluğu
• Baş dönmesi
• Mide bulantısı
• Nefes almada güçlük