cemaate sonradan yetişen kişi namazını nasıl tamamlar / Mesbukun namazı - Dinimiz İslam

Cemaate Sonradan Yetişen Kişi Namazını Nasıl Tamamlar

cemaate sonradan yetişen kişi namazını nasıl tamamlar

Ali Demirel'in haberi

Dördüncü rekatın rükusundan sonra namaza yetişilirse cemaat sevabı alınır mı?

Namaz, insanın ruh ve kalbiyle yıkanması, Allah'ın huzuruna kabul edilmeye hazır hale gelmesi demektir. Bu yönüyle o, insanın manen inşiraha kavuşmasını temin eden müstesna ve hususi bir ibadettir. Onun sayesinde kul, hem kalbî huzura kavuşur hem de Yaratan'ının rızasını kazanmış olur.

Namaz, insan hayatında günde beş defa bu inşirahı temin eder. Onda huzur bulamayan bir insan, hiçbir yerde huzur bulamaz. Günde kılınan beş vakit namaz, kalbi hayatında yükselmek isteyen gönüller için, günde beş defa mirac yapmak ve Allah'a ulaşmak için merdiven vazifesi görür. Bize düşen görev Rabb'imize yaklaşma noktasında bir merdiven vazifesi gören namazı hakkıyla kılmayı öğrenmek ve onu eda etmektir.

Öteden beri cemaatle namaz kılarken cemaate sonradan yetişen kişinin namazı nasıl tamamlayacağı hususu hep kafaları karıştırır. Aslında mesele hiç de zor değildir. Öncelikle birkaç prensibi net olarak kavramak gerekir:

1- Cemaat namazına, imam ilk rekatın rükûsundan doğrulmadan önce yetişen kimseye müdrik (cemaate yetişen) denir. Müdrik, imama namazın başından sonuna uymuş olduğundan, bütün namazı imamla birlikte kılar.

2- Cemaatle namaza sonradan yetişmede, herhangi bir rekat için rükû yapılıp yapılmaması esas alınır.

3- İmam, rükûdan kalkmadan önce yetişerek, en az bir defa subhâne rabbiyel azim deme süresinde imamla birlikte rükû yapan kimse o rekata yetişmiş olur. Dolayısıyla bu rekatla ilgili herhangi bir işlemi kaza etmesi gerekmez. Mesela, imama ilk rekatın rükûsunda yetişen kimse, namaza daha başında yetişmiş demektir.

4- İmam rükûdan kalktıktan sonra cemaata yetişen kimse, o rekatı bütünüyle kaçırmış olur, secdeleri imamla birlikte yapar, sonraki rekata kalkar. İmamla birlikte üç rekat kıldıktan sonra kaçırdığı bir rekatı imam selam verdikten sonra tamamlar.

5- Namaza imamla beraber başlayamayan, yani imama sonradan uyan kimseye mesbuk denir. Mesbuk, kılamadığı rekat veya rekatları, kural olarak (tıpkı matematikteki boş kümeler gibi) boş geçmiş kabul ederek, imamın sağ tarafına/ilk selâmından sonra, kendisi selâm vermeyip 'Allahu ekber' diyerek kalkar.

6- İmama sonradan uyan kimsenin kaçırmış olduğu rekatlar ilk rekatlar olduğu için, imamdan sonra kılınacak olan rekatlar namazın ilk rekatları olur. Bu nedenle, tek başına namaz kılarken ilk rekatta neler okunuyorsa, imam selam verdikten sonra kılınacak rekatlarda da ona göre okuma yapılmalıdır. Bundan kastedilen şey şudur: İmam selam verdikten sonra kılınan ilk rekat, namazın ilk rekatının kazası olduğuna göre, bu rekatta Sübhaneke duası okunur, ardından euzü besmele çekilerek Fatiha ve zammı sure okunur. İmam selamından sonra (varsa) kılınacak ikinci rekatta da zammı sure okunmalıdır. Çünkü bu da namazın ikinci rekatı yerine geçmektedir.

Sabah namazının ikinci rekatına yetiştim

Sabah namazının ikinci rekatında imama uyan kimse, tekbir alıp susar. Son oturuşta et-Tehiyyâtü'yü okur, imam selâm verince ayağa kalkar ve imamla birlikte kılmadığı ilk rekatı kılmaya başlar. Sübhaneke'den, eûzü besmeleden sonra Fâtiha ile bir miktar daha Kur'an okur, rükû ve secdelerden sonra oturup Tahiyyât ile Allahümme salli-barik ve Rabbenâ âtinâ dualarını okuyarak selam verir.

Öğle namazının son rekatında cemaate UYDUM

Kişi, dört rekatlı namazlardan birinin dördüncü rekatında imama uysa, (ayakta ya da rükuya yetişerek imama uysa) imam ile teşehhüde oturduktan sonra kalkar, Sübhaneke, eûzü Besmele, Fatiha ve bir miktar Kur'an okur. Rükû ve secdelerden sonra oturur. Yalnız Tahiyyat'ı okur. Ondan sonra kalkar. Besmele ile Fatiha'yı ve bir miktar daha Kur'an ayetlerini okur. Sonra rükû ve secdelere varır, oturmaksızın kalkar. Yalnız besmele ve Fatiha ile bir rekat daha kılarak son oturuşu yapar. Tahiyyat'ı, Allahümme salli-barik ve Rabbenâ âtinâ dualarını okuyup selam vererek namazını tamamlar.

Akşam namazının son rekatında imama yetiştim

Akşam namazının son rekatını imamla birlikte kılan kimse, imam selam verdikten sonra ayağa kalkar. Sübhaneke, eüzü Besmele, Fatiha ve bir miktar daha Kur'an-ı Kerim okur. Rükû ve secdelerden sonra oturur ve yalnız Tahiyyat'ı okur. Sonra "Allahü ekber" diyerek ayağa kalkar, yalnız Besmele ile Fatiha ve bir miktar daha Kur'an-ı Kerîm okuyarak rükû ve secdeleri yapar. Sonra son oturuş yaparak selâm ile namazdan çıkar.

İkindi namazının ikinci rekatından itibaren cemaate dahil oldum

Kişi, dört rekatlı namazların ikinci rekatında imama uyacak olsa, üç rekatı imamla kılmış olur. Teşehhüdden sonra imam selam verince ayağa kalkar. Sübhaneke'yi, eûzü Besmele'yi, Fatiha'yı ve okuyacağı ayetleri okur. Rükû ve secdelere varıp son oturuşu yapar. Selam verip namazını tamamlar.

YATSI NAMAZININ ÜÇÜNCÜ REKATINDA İMAMA YETİŞTİM

Kişi, dört rekâtlı namazların üçüncü rekâtından başlayarak imama uysa, imamla beraber son oturuşta yalnız Tahiyyat'ı okur. İmam selâm verdikten sonra kalkar, Sübhaneke, eûzü besmele, Fatiha ve bir miktar daha Kur'an okur. Rükû ve secdelere varır, sonra kalkar yalnız besmele ile Fatiha'yı okur. Biraz daha Kur'an-ı Kerîm okur. Yine rükû ve secdelere gider. Teşehhüde oturur. Tahiyyat'ı, Allahümme salli-barik ve Rabbenâ âtinâ dualarını okuyarak selâmla namazını tamamlar.

ilk rekatın rükusunu yapmışlardı;

2. rekata kalkmalarını beklemeli miyim?

Kişinin, rükûyu kaçırdıktan sonra cemaatin diğer rekata kalkmasını beklemesine gerek yoktur. Hemen imama uyup secdeye gidebilir. Her ne kadar o rekatı kılmamış olsa da namaza bir an önce başlamak güzel bir davranış olur.

Cemaate, imam dördüncü rekatın rükusunu tamamladıktan sonra yetiştim

Cemaatle kılınmakta olan herhangi bir namazın son rekatına, imam rükudan kalktıktan sonra katılan bir kimse, imamla beraber hiç rekat kılmamış sayılır. Bu durumda imam selam verdikten sonra (selam verilmeden) kalkılıp, bütün rekatlar kılınır (tek başına, namaza yeni başlamış gibi). Kişi buna rağmen, cemaatle namaz kılmış gibi sevap alır.

Şafii fıkhına uyan kimseler, aşağıdaki farklılıklara dikkat etmeliler:

Mesbuk kimse şudur:

Herhangi bir rekata, o rekata Fatiha sığacak kadar bir zaman içinde yetişemeyen kimsedir. İmam rükudan sonraki bir yerdeyse, mesbuk iftitah tekbiri getirdikten sonra, Fatiha okumasına gerek kalmaksızın imama uyar. O rekatı sonra yeniden kılar. Ama imam rükuda veya rükudan önceki bir pozisyondaysa aşağıdaki hususlara göre hareket eder:

İmama yetişemeyeceği korkusu olan kimse, sünnetleri yerine getirmeksizin, iftitah tekbiri getirip hemen Fatiha'yı okumaya başlamalıdır. Buna rağmen, kişinin Fatiha'sı bitmeden imam rükuya giderse, Fatiha'nın kalan kısmı okunmadan rükuya gidilir ve imama yetişilir. Bu durumda o rekat kılınmış sayılır. İmam rükuya gittiği halde Fatiha'yı tamamlamakta ısrar ederse bakılır: İmam rükudan kalkmadan önce Fatiha'sını tamamlayıp rükuya yetişirse, o rekat kılınmış sayılır. Eğer kişi rükuya gitmeden imam rükudan kalkarsa, o rekat kaçırılmış sayılır; ancak namaz batıl olmaz (imamdan bir rükun geri kalma durumu). Eğer imam secdeye gitmek için eğilmeye başladığı halde o kişi hâlâ ayakta ise (imamdan iki rükun geri kaldığı için) namazı batıl olur; çünkü bunu geçerli bir özür olmadan yapmıştır.

İmama uyan kişi rükusunda eğer Fatiha'yı terk ettiğini bilir yahut bundan şüphelenirse, bir daha geri dönmez, imam selam verdikten sonra bir rekat daha kılar. Çünkü kıldığı rekat sayılmamış olur.

İmama uyan kişi Fatiha'yı terk ettiğini bilse, yahut bundan şüphelenirse, bu esnada imam da rükuya varsa, kendisi ise henüz rükuya varmamışsa, Fatiha'yı okuması vacip olur. Böyle bir kimse özrü sebebiyle imamdan geri kalmış sayılacağından, Fatiha'sını tamamlar ve kendi namazının sırasına göre imamın arkasından devam eder. Kıldığı rekat da sayılır. Ancak imamdan üç veya daha fazla rükun geri kalmamak şartıyla. Aksi halde, Fatiha suresini bitiren kimse hemen imamın bulunduğu harekete geçer (diğer hareketleri atlar) ve kıldığı rekat da sayılmaz, imam selam verdikten sonra o rekatı yeniden kılar.

İmam ile beraber kılınan rekatlar namazın ilk rekatları yerine geçer. İmam selamından sonra kılınan namazlarsa sonraki rekatlar yerine geçer. Bu nedenle, tek başına kılınan ilk rekatte istiftah duası okunmasına gerek yoktur. Çünkü bu namazın ilk rekatı yerine geçen bir rekat değildir. Ancak buna rağmen, şuna dikkat etmek gerekir: İlk bir ya da iki rekatı kaçıran kimsenin, imam selam verdikten sonra kılacağı rekatlarda zammı sure okuması sünnettir. Böylece zammı sure sayısının normalde olduğu gibi ikiye tamamlanması uygundur.

Sabah namazının ilk rekatında cemaate yetişemeyen bir kimse, cemaatle beraber ikinci rekatta kunut duası (sabah namazının ikinci rekatında, rükudan kalktıktan sonra okunan dua) okuyacaktır. O kimse imam selam verdikten sonra kılacağı diğer rekatte de kunut duasını okumalıdır. Çünkü aslolan kişinin kendi ikinci rekatında, rükudan sonra kunut duasını okumasıdır. Bu durumda, iki tane kunut duası okunması sorun olmaz. Tıpkı üç oturuş yapılabilme durumu gibi.

ZAMAN

Cemaate geç kalan, sonradan yetişen kişi namazını nasıl tamamlar?

Mesbuk, bir rekat kılındıktan sonra imama uyan kimsedir ki, son oturuşta dahi imama uymuş olsa yine mesbuk sayılır. Bundan sonraki tariflerde cemaate bir rekattan fazla geç kalan kişiyi Mesbuk olarak isimlendireceğiz.

İmam rükûda iken, imama uyan kimse, o rükûa ait olan rekata yetişmiş olur. Bu rakatları tekrar kılmak zorunda değiliz. Fakat imamı secde halinde bulan kimse, hemen secdeye varırsa da o secdenin rekatına yetişmiş olmaz.

Sabah namazının ikinci rekatına yetişilirse

Bir kimse sabah namazının ikinci rekatında imama uyacak olursa, aldığı tekbirden sonra sükut eder. İmamla beraber son oturuşta yalnız "Tahiyyat"ı okur. İmam selam verince, kendisi ayağa kalkar ve imam ile kılmamış olduğu ilk rekatı kılmaya başlar:

Sabah namazının ikinci rekatına yetişilirse

Akşam namazının üçüncü rekatına yetişilirse

Mesbuk, akşam namazının son rekatında imama uysa, "Sübhaneke&#yi" okur ve imamla beraber o rekatı kılarak teşehhüde oturur. İmam selam verdikten sonra kalkar. Birinci ve ikinci rekatları şu şekilde kılar:

Akşam namazının üçüncü rekatına yetişilirse

Dört rekatlı bir namazın üçüncü rekatına yetişilirse

Mesbuk, dört rekatlı namazların üçüncü rekatinden başlayarak imama uysa, imamla beraber son oturuşta yalnız "Ettehiyyâtu Duası&#ı" okur. İmam selam verdikten sonra kalkar, birinci ve ikinci rekatları şu şekilde kılar:

Dört rekatlı bir namazın üçüncü rekatına yetişilirse

    1. Rekat
  • Sübhaneke
  • Eûzü Besmele
  • Fatiha Suresi
  • Bir sure
  • Rüku
  • Secde

Dört rekatlı bir namazın dördüncü rekatına yetişilirse

Mesbuk, dört rekatlı namazlardan birinin dördüncü rekatinde imama uysa, imam ile teşehhüde oturduktan sonra kalkar, birinci, ikinci ve üçüncü rekatları şu şekilde kılar:

Dört rekatlı bir namazın dördüncü rekatına yetişilirse

Cemaate geç kalan, sonradan yetişen kişi hakkındaki meseleler

İmam rükûda iken, imama uyan kimse, o rükûa ait olan rekata yetişmiş olur. Fakat imamı secde halinde bulan kimse, hemen secdeye varırsa da o secdenin rekatına yetişmiş olmaz. Bunun için o rekatı yukarda anlatıldığı şekilde kaza etmesi gerekir.

Mesbuk, imam selam verdikten sonra "Allahü Ekber" diyerek ayağa kalkar ve noksan kalmış olan rekatları tamamlar. İmam selam vermeden mesbukun kalkıp noksan kalan rekatları kılmaya başması uygun değildir Ancak namaz vaktinin çıkmak üzere olması ve insanların önünden geçme durumu olması gibi özürler sebebiyle selamından önce kalkar. Bununla beraber imam, henüz selam ile namazdan çıkmamış olunca, mesbukun Teşehhüd mikdarı oturması lazımdır. Bundan önce kalkması caiz değildir.

İmam teşehhüdü tamamlamadan mesbukun kalkıp Kur&#an okuması muteber değildir. Onun için mesbuk, birinci veya ikinci rekatı kaza için ayağa kalkar da, imamın teşehhüdü bitirişinden sonra namaz caiz olacak kadar Kur&#an okursa, namazı caiz olur. Fakat namaz caiz olmayacak kadar az okumuş olursa namazı sahih olmaz.

Mesbukun kaza edeceği rekatlarda başkasına uyması ve başkasının da bu halde mesbuka uyması caiz değildir. Mesbuk burada yalnız başına sayılmaz. Fakat bir mesbuk ne kadar rekat kaza edeceğini unutup da kendisi ile beraber mesbuk bulunan kimsenin ne kadar rekat kaza edeceğini yalnız göz önünde bulundursa, bununla namazı bozulmaz.

Mesbuk, namazını yeniden kılmak niyeti ile tekbir alacak olsa önceki tekbiri ile başlamış olduğu namazı bozulmuş olur. Tek başına namaz kılan kimse böyle değildir; başka bir namaz kılmaya niyet etmedikçe, aynı namaza yeniden başlamak niyeti ile alacağı tekbir bu namazı bozmaz. Çünkü her iki namaz, tek başına namaz kılan için birbirinin aynıdır. Mesbuk ise, bir yönden tek başına namaz kılan gibidir, bir yönden de imama uyduğundan onun için aynı namaz değildir.

Mesbuk, İmam Azam&#a göre Kurban Bayramı&#nda Teşrîk tekbirlerini imamla beraber alır, sonra ayağa kalkıp geri kalan rekatleri tamamlar. Halbuki İmam Azam&#a göre, tek başına namaz kılan kimse bu tekbirleri getirmek zorunda değildir. Bunun için mesbuk, burada tek başına namaz kılan gibi değil, muktedi (imama uyan) yerindedir.

Mesbuk, ayağa kalkması sahih olacak bir zamanda ayağa kalkıp da, imam henüz selam vermeden mesbuk namazını bitirerek selamda imama uysa, namazı bozulmuş olur.

İmam daha selam vermeden, mesbuk Tahiyyat&#ı okuyup bitirmiş olsa, bir görüşe göre Şehadet sözünü tekrarlar, bir görüşe göre de susar. Burada sahih olan mesbukun Tahiyyat&#ı yavaş yavaş okumasıdır. Birinci oturuşta imamdan önce Teşehhüd&#ü bitirmiş olan bir muktedi de susar, Teşehhüd&#de bulunmaz.

Mesbuk, cehren (aşikare) okunan namazlarda imama uyunca, "Sübhaneke"yi okumaz. Geri kalan rekatları kazaya kalkınca okur. Sahih olan budur. Buna yukarıda işaret edilmişti.

Kaynak: Büyük İslam İlmihâli, Türkiye Cumhuriyetinin beşinci Diyanet İşleri Başkanı, Ömer Nasuhi Bilmen

Cemaate Sonradan Yetişen Namazını Nasıl Kılar?

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

Mesb&#;k nedir?

S&#;zl&#;kte “başkalarını geride bırakmak, ge&#;mek” anlamındaki sebk masdarından ism-i mef‘&#;l olan mesb&#;k kelimesi “ge&#;ilen, geride kalan kimse” demektir

Fıkıh terminolojisinde mesbûk ilk rek'atı kaçırdıktan sonra imama uyan kimseyi ifade eder; Şâfiî ve Hanbelî mezheplerinde ise nisbeten farklı içerikte kullanılan bir terimdir (aş.bk.). Birinci rek'ata yetişip rek'atların tamamını imamla birlikte kılana müdrik, cemaatle namaz sırasında bir mazeretten dolayı ayrılıp tekrar döndüğünde bir rüknü kaçırana da lâhiḳ denilir. Cemaatle namazda imama uyanların (muktedî) çeşitli durumlarını ifade eden bu terimler fıkıh terminolojisinin geliştiği sonraki dönemlerde ortaya çıkmış olup bunların Kur'an ve hadislerde -sözlük anlamları dışında- yukarıda belirtilen kavramsal çerçevede kullanımlarına rastlanmaz. Mesbûkla ilgili dinî hükümler Hz. Peygamber'in açıklamalarına ve uygulamalarına dayanmaktadır.

İftitah tekbirini imamla beraber almak daha faziletli olmakla birlikte (Tirmizî, "Ṣalât", 64) Resûl-i Ekrem, huşûa engel olacağı için namaza yetişmek amacıyla koşmamayı tavsiye etmiştir (Buhârî, "Eẕân", 20, 21). Ayrıca cemaatle kılmanın fazileti dolayısıyla namazın hangi kısmında olursa olsun imama uymaya teşvikte bulunmuş (Tirmizî, "Ṣalât", ), cemaatle namazın bir rek'atına erişen kimsenin o namaza yetişmiş sayılacağını belirtmiştir (Buhârî, "Mevâḳītü'ṣ-ṣalât", 28, 29; Müslim, "Mesâcid", , ). Bu hadisler ve Hz. Peygamber'in uygulaması ışığında ulaşılan fıkhî sonuçlara göre imama rükûda iken yetişen kimse iftitah tekbirini kıyam vaziyetinde alır, sonra rükûa gider. Bazı âlimler bu kimsenin iftitah ve rükû için ayrı ayrı tekbir getireceği, Hanefîler ve Mâlikîler ise başlangıç tekbirinin yeterli olacağı, isterse rükû için de ayrıca tekbir alabileceği kanaatindedir. İmama uyan kimse iftitah tekbirini rükûa vardıktan sonra söylerse namaza başlamış olmaz. İmam rükûdan başını kaldırmadan yetişip onunla birlikte rükû yapan kişi o rek'ata erişmiş sayılır ve onu kazâ etmesi gerekmez. Ancak Şâfiîler'e göre imamla birlikte rükûda duruş süresi bu rek'ata yetişmiş sayılma açısından özel bir önem taşır. Yine Şâfiî mezhebinde Fâtiha sûresinin okunması hem imam hem cemaat için farz kabul edildiğinden imama rükûa varmadan yetişen kimsenin Fâtiha'dan bir miktar okuması gerekir.

"Yetiştiğinizi kılınız, yetişemediğinizi kazâ ediniz" meâlindeki hadisi (Buhârî, "Eẕân", 20, 21; Ebû Dâvûd, "Ṣalât", 55) esas alan bütün mezhepler, ilk rek'ata yetişemeyen kimsenin kaçırdığı rek'atları imam selâm verdikten sonra kalkıp tamamlaması gerektiği noktasında birleşmekle birlikte bu kısmın kazâ mı yoksa binâ mı (edâ) olduğu hususunda ve diğer bazı ayrıntılarda görüş ayrılıkları bulunmaktadır.

Hanefîler'e göre mesbûk, namazın kaçırdığı kısmını kural olarak tek başına namaza duran kimse (münferit) gibi tamamlar. Dolayısıyla imama yetiştiği rek'atta kıraat açıktan ise Sübhâneke duasını okumamış olacağından bunu da selâmdan sonra tek başına kazâ etmeye başladığı ilk rek'atta okur ve eûzü besmele çekerek kıraate başlar.

Mesbûkun yetiştiği kısım, Hz. Ali'nin uygulamasını esas alan Ebû Hanîfe ve Ebû Yûsuf'a göre hükmen namazın sonu, Abdullah b. Mes'ûd'unkini esas alan İmam Muhammed'e göre ise kıraat bakımından namazın başı, teşehhüd bakımından sonu kabul edilir. Esastaki bu ihtilâfın neticesi olarak meselâ akşam namazının son rek'atına yetişen kimse, Ebû Hanîfe ve Ebû Yûsuf'a göre imam selâm verdikten sonra diğer ikisini kazâ etmek üzere ayağa kalkar, aralarında oturmaksızın her birinde Fâtiha ve sûre okuyarak iki rek'atı tamamlar. İmam Muhammed'e göre ise kalkıp Fâtiha ve sûre okumak suretiyle bir rek'at kılarak oturur, Tahiyyat'ın ardından kalkıp Fâtiha ve sûre okuyarak bir rek'at daha kılar ve son ka'de ile namazını bitirir. Yine Ebû Hanîfe ve Ebû Yûsuf'a göre dört rek'atlı bir namazın dördüncü rek'atında imama uyan kimse selâmın arkasından kalktığında her birinde Fâtiha ve sûre okuyarak aralarında oturmadan iki rek'at daha kılıp oturur; Tahiyyat'tan sonra kalkıp sadece Fâtiha okuyarak bir rek'at daha kılar ve son ka'de ile namazını bitirir. İmam Muhammed'e göre ise imamın selâmının ardından kıyama kalktığında Fâtiha ve sûre okuyup kıldığı rek'attan sonra vâcip olan ilk ka'deyi yapar, Tahiyyat okur, ardından kıyama durur, Fâtiha ve sûre okuyup rek'atı tamamlar; Tahiyyat için oturmadan ayağa kalkar, sadece Fâtiha okuyarak bir rek'at daha kılar ve son ka'deyi tamamlayıp selâm verir. Hanefî uygulamasında İmam Muhammed'in görüşünün esas alındığı anlaşılmaktadır (Serahsî, I, ; Nûh b. Mustafa, Risâle fî ḥaḳḳı'l-mesbûḳ, s. ; İbn Âbidîn, I, ).

Normal durumlarda mesbûk yetişemediği rek'atları kazâ etmek için imamın selâmını bekler, daha önce kalkması tahrîmen mekruhtur. İmam, ister mesbûkun kendisine uymasından öncesine ister sonrasına ait bir hata sebebiyle sehiv secdesine gidecek olursa mesbûkun da bu secdeyi yapması gerekir. Bundan dolayı mesbûk, selâm verilince hemen kıyama kalkmayıp sehiv secdesi yapılmayacağını anlayacak kadar bir süre bekler. Bu esnada "Allāhümme salli" ve "Allāhümme bârik" ile diğer duaları okumaz; bir görüşe göre kelime-i şehâdeti tekrarlar, sahih kabul edilen diğer bir görüşe göre ise Tahiyyat'ı yavaş yavaş okuyarak imamın selâmını bekler. Unutarak imamla birlikte selâm verirse kalkıp namazını tamamlar ve bunun için sehiv secdesi yapması gerekmez; fakat imamla birlikte selâm vermesi gerektiğini düşünüp selâm verirse bu kasıtlı selâm olduğu için namazı bozulur. Mazereti olan, meselâ imamın selâm vermesini beklemesi halinde namazını tamamlamadan güneşin doğması gibi bir durumdan endişe eden mesbûk ise teşehhüd miktarı oturduktan sonra kalkar. Ancak -imam namazını tamamlamadan mesbûk yalnız başına namaz kılamayacağından- imam henüz teşehhüd miktarı oturmamışken kalkar ve yetişemediği bir rek'atı tamamlayarak imamla birlikte selâm verirse namazı sahih olmaz. Eğer ayağa kalkmasının ardından imam sehiv secdesine giderse geri döner, dönmezse namazının sonunda sehiv secdesini yerine getirir. Mesbûk, namazın kaçırdığı kısmını kazâ ederken kural olarak tek başına namaz kılan kimse konumunda olduğundan bu sırada sehiv secdesi gerektiren bir hatası olursa onun için de sehiv secdesi yapar. Fakat bazı durumlarda mesbûk imama uyan kişi gibi telakki edilmiştir. Meselâ tek başına kıldığı kısımda başkalarının ona uyması câiz değildir; yine Ebû Hanîfe'ye göre münferit, kurban bayramında farz namazların ardından teşrîk tekbiri okumazsa da mesbûkun imamla birlikte bu tekbiri getirip sonra ayağa kalkması gerekir.

Şâfiî mezhebine göre mesbûk terimi, -ilk rek'atta bile olsa- başlangıç tekbiriyle imamın rükûu arasında Fâtiha'yı okuyacak kadar bir zaman bulamayan kişiyi ifade eder. Herhangi bir rek'atta iftitah tekbiriyle imamın rükûu arasında Fâtiha'yı okuyacak kadar bir süreye yetişen kimseye ise "muvâfık" denir. Mesbûk imama rükûa gitmesinden az önce uyarsa hemen Fâtiha'ya başlar, imam rükûa gidince o da Fâtiha'yı bitirmeden rükûa gider. Eğer imam rükûda iken ona uyarsa iftitah ve rükû tekbiri alarak rükûa gider ve Fâtiha okumaz. Her iki durumda imamın okuduğu Fâtiha onun için de geçerli olur. İftitah tekbirinin ardından ayrıca rükû tekbirini almadan rükûa giderse namazı yine sahihtir, ancak sünneti terketmiş olur. Birinci rek'atı kaçıranın yetiştiği rek'at kendisi için ilk rek'at sayıldığından tamamladığı kısım binâ niteliğindedir. Buna göre meselâ sabah namazının ikinci rek'atında imama yetişirse imamla beraber Kunut duasını okuduğu gibi ayrıca kendisinin ikinci rek'atında Kunut'u tekrar eder.

Mâlikîler'e göre mesbûk, imamla birlikte kılamadığı rek'atları tamamlamak üzere ayağa kalktığında kıraati kazâ, fiilleri ise binâ eder. Dolayısıyla kaçırdığı rek'atlar kıraat açısından onun için ilk rek'atlardır, imamla birlikte kıldıkları ise son rek'atlardır. Bu bakımdan yetişemediği rek'atları kıraatin açıktan veya gizli oluşunu göz önünde bulundurarak kazâ eder; imamın açıktan okuması gereken rek'atlarda açıktan, gizli okuması gereken rek'atlarda gizli okur. Fiilleri binâ etmesi, kıraat dışında kalan Kunut vb. fiiller açısından imamla birlikte kıldığı rek'atları namazın başı, kaçırdıklarını da sonu sayarak namazını tek başına kılıyormuş gibi tamamlaması anlamına gelir. Meselâ mesbûk yatsı namazının son rek'atına yetişse imam selâm verince kalkar, Fâtiha ve sûreyi açıktan okuyarak bir rek'at kılar, teşehhüd için oturur, üçüncü rek'ata kalkar, yine Fâtiha ve sûreyi açıktan okuyup bir rek'at daha kılar. Ardından dördüncü rek'ata kalkar, gizlice Fâtiha'yı okur. Namazın kalan rükünlerini tamamlayarak selâm verir. Sabah namazının ikinci rek'atında imama uyan mesbûk Kunut duasını birinci rek'atı kazâ ederken de okur. Son rek'atın rükûundan sonra imama yetişen kimse mesbûk hükmünde değildir, cemaatle namazı kaçırmış sayıldığından kalkıp münferit olarak namazını kılar.

Hanbelîler'e göre mesbûk Hanefî ve Mâlikîler'deki lâhiḳ terimini de kapsar. Yani imama birinci rek'attan sonra uyan kişiye mesbûk dendiği gibi imamla birlikte namaza başlayıp sonra bir kısmını kaçıran kişiye de mesbûk denilir. Mesbûkun imama yetiştiği rek'atlar namazının son kısmı kabul edildiğinden namaza başladığında eûzü besmele çekmez, kazâ etmeye başladığında çeker. İmamla birlikte kılamadığı rek'atı o rek'atın normal vaktinde kılındığı zamanki şekliyle kazâ eder; yani normalde o rek'atta Fâtiha'dan sonra sûre okumak gerekiyorsa kazâsında da okur, gerekmiyorsa okumaz; kazâ ettiği rek'at kıraatin açıktan olduğu bir rek'atsa isterse açıktan isterse gizli okur. Mesbûk, kazâ edeceği rek'ata imam sağ tarafına selâm verip diğer tarafına vermeden önce kalkar. Bir kimse imam ilk selâmı vermeden önce iftitah tekbirini alırsa cemaate yetişmiş sayılır.

Cuma ve bayram namazlarının bir kısmını kaçıranlar için bazı farklı hükümler bulunmaktadır. Hanefî mezhebine göre imam selâm vermeden önce cuma namazına yetişen kimse cemaate yetişmiş olur; imamın selâmının ardından kendisi namazını tamamlar. İmam Muhammed, Mâlik ve Şâfiî'ye göre ise cumaya yetişmiş sayılabilmek için en az bir rek'atı imamla birlikte kılmak gerekir. Bu sebeple imam ikinci rek'atın rükûundan doğrulduktan sonra ona uyan kimse namazını öğle namazı olarak dörde tamamlar. Bayram namazının ilk rek'atında zâit tekbirlerin ardından imama uyan kimse iftitah tekbirini aldıktan sonra Sübhâneke duasını okumaz, hemen zâit tekbirlere geçer. Eğer imam rükûda iken yetişmişse bu takdirde ayakta tekbir alıp imama uyar, hemen rükûa gider ve rükû tesbihlerinin yerine zâit tekbirleri ellerini kaldırmaksızın orada getirir. Yetiştiremezse zâit tekbirler ondan düşmüş olur. İmama ikinci rek'atta yetişen kimse, imam selâm verince kılamadığı birinci rek'atı kazâ etmek için kalktığında zâit tekbirleri kıraatten sonraya bırakır.

Kaynak: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası