muhdesatın aidiyeti dava dilekçesi / muhdesatın aidiyetinin tespiti dava dilekçfunduszeue.info

Muhdesatın Aidiyeti Dava Dilekçesi

muhdesatın aidiyeti dava dilekçesi

Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası

Delil Hukuk Bürosu

Makale İçeriği:

  1. Muhdesat Ne Demektir?

  2. Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası Niçin Açılmaktadır?

  3. Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davasının Hukuki Dayanağı Nedir?

  4. Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davasında Dikkat Edilmesi Gereken Bazı Detay Hususlar

  5. Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davasında Mülkiyet Talebi

  6. Ortaklığın Giderilmesi(İzale-i Şuyu) Davasında Muhdesatın Tespiti İstemi

  7. Muhdesatın Tespiti Davasında Hukuki Yarar

  8. Muhdesatın Tespitine İlişkin Diğer Önemli Hususlar

  9. Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davasında Taraflar

  10. Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davasını Kim Açar?

  11. Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası Kime Karşı Açılır?

  12. Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davasında Görevli Mahkeme ve Yetkili Mahkeme

  13. Muhdesatın Tespiti Davalarına İlişkin Yargıtay Kararları

Muhdesat Ne Demektir?

Muhdesatın aidiyetinin tespiti ya da muhdesatın tespiti davası, uygulamada sıklıkla karşımıza çıkan, gayrimenkul hukukuna ilişkin davalardır. Muhdesat kelimesi: Sonradan inşa edilen, sonradan yapılan şey anlamına gelmektedir. Muhdesatın kelime olarak yer almakta olduğu sayılı Kadastro Kanunumuzun maddesinin 2. fıkrasına göre muhdesat, kadastro tespiti yapılan taşınmaz üzerinde bulunan bağ, bağçe, yapılmış olan yapılar, dikilmiş olan ağaçlar ve benzeri şeyler için kullanılmaktadır.

Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası Niçin Açılmaktadır?

Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının niçin ve hangi durumlarda açılmakta olduğunun tespiti için bu davanın açılması ile elde edilmek istenen hukuki yararın ne olduğu açıklanmalıdır.

Niteliği itibariyle bir çeşit tespit davası olan muhdesatın aidiyetinin tespiti davalarında bir taşınmaz üzerinde, bu taşınmazın bütünleyici parçası haline gelen yapılar, dikili ağaçlar vb. unsurların kim tarafından inşa edilmiş veya dikilmiş olduğunun yani bu unsurları kimin meydana getirmiş olduğunun tespit edilmesi mahkemeden talep edilir.

Örneğin, mülkiyet durumu tartışmalı olan bir taşınmazın kendisine ait olduğu düşüncesiyle bu taşınmaz üzerine yapı inşa eden veya bağ kuran ya da bu taşınmaz üzerine ağaç diken kişiye karşı müdahalenin meni ve ecrimisil davası açılması veya muhdesatı oluşturan kişinin tapuda malik olarak görünen kişilere karşı tapu iptali ve tescil davası açması durumlarında muhdesat sahibinin ayrıca muhdesatın aidiyetinin tespitini de talep etmesi mümkün ve gereklidir.

Bunun yanında ortaklığın giderilmesi davası(Bakınız: Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin / Esas ve / Karar sayılı kararı)

Yukarıda saymış olduğumuz haller haricinde de, muhdesatın sahibinin tapuda malik olarak görünen kişiden farklı olduğu her halde muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının açılması mümkündür. Bu nedenle muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının açılabileceği hallerin sınırlı olarak sayılmış olması nedeniyle yalnızca bu hallerde açılabilecek bir dava olarak düşünülmemesi gerekmektedir. Konuya ilişkin olarak detaylı bilgi, hukuki danışma ve dava temsil desteği için linke tıklayıp bize ulaşabilirsiniz: Avukattan Randevu Al

Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davasının Hukuki Dayanağı Nedir?

Güncel mevzuat ve yargı kararları da dikkate alındığında muhdesat sahibinin hakkı, ayni bir hak olarak değerlendirilemez; yalnızca ana taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkı sahibi olan kimseye karşı kişisel hak olarak ileri sürülebilir. Bu hakkın hukuki niteliği ve ne şekilde kullanılabileceği hususu da Türk Medeni Kanunumuzun maddesi ve devamında düzenlenmiştir.

Eski Medeni Kanun döneminde taşınmaz ve üzerindeki yapılar açısından ayrı ayrı mülkiyet ilişkisi ve dolayısıyla ikili mülkiyet kavramı mevcut olabilmekteyken, sayılı yeni Türk Medeni Kanunumuza göre, taşınmazın üzerinde bulunan yapı, dikilen ağaç vb. mallar, irtifak hakkı kurulmuş olması hali hariç tutulmak üzere, üzerinde bulundukları taşınmaza tabiidir. Bu husus, Türk Medeni Kanunumuzun "arazideki yapılar" başlıklı maddesi ve devamında "bütünleyici parça" nitelemesi ile düzenlenmiş bulunmaktadır.

Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının yasal dayanağını da yukarıda atıfta bulunmuş olduğumuz Kadastro Kanunumuzun maddesinin 2. fıkrası ile Türk Medeni Kanunumuzun maddesi ve devamı hükümleri oluşturmaktadır. Türk Medeni Kanunumuzun maddesinde yer alan düzenleme açısından uygulamada "muhdesatın aidiyetinin tespiti" yerine "haksız yapı" ya da "haksız inşaat" şeklinde ifadelerin de kullanılmakta olduğu görülmektedir.

Muhdesat, Türk Medeni Kanunumuzun maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur." ifadesi ile tezat oluşturan bir müessesedir. Bu haliyle muhdesatın, mülkiyet hakkına sınırlama getiren bir niteliği de söz konusudur. Bir taşınmaz üzerinde mülkiyetten daha büyük bir hak söz konusu olamayacağına göre, taşınmazın maliki tarafından muhdesatın bedelinin hak sahibine ödenmesi koşuluyla muhdesatın arazi sahibine bırakılması ve tapudaki muhdesat kaydının terkini olanaklıdır.

Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davasında Dikkat Edilmesi Gereken Bazı Detay Hususlar

a) Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davasında Mülkiyet Talebi

Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası denilince "aidiyet" kelimesi kimi zaman yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebilmektedir. Bu davada muhdesatın mülkiyetinin tespiti değil, muhdesatın kim tarafından meydana getirilmiş olduğunun tespiti söz konusu olmaktadır. Uygulamada muhdesatın mülkiyetinin tespitine ilişkin olarak açılan davalar bu sebeple reddedilmektedir. Bu durumda Yargıtay uygulamasına göre, mülkiyet talebinin reddine karar verilmesiyle birlikte, "hukuki nitelendirme hakime aittir" düşüncesiyle ve "çoğun içinde az da vardır"(in toto et pars continetur) ilkesi ile mülkiyet tespitinin aynı zamanda muhdesatı kimin meydana getirdiği hususunun tespitini de içermesi sebebiyle, muhdesatın tespitine dair koşulların varlığı halinde muhdesatın aidiyetine ilişkin karar verilmektedir.

b) Ortaklığın Giderilmesi(İzale-i Şuyu) Davasında Muhdesatın Tespiti İstemi

Bunun yanında, yukarıda mevzuubahis etmiş olduğumuz gibi, ortaklığın giderilmesi vb. davaların, üzerinde muhdesat mevcut olan taşınmazlara ilişkin olarak açılması halinde: Muhdesata ilişkin uyuşmazlık mahkeme tarafından ön mesele yapılır ve muhdesatın aidiyetinin tespiti ile birlikte paylaştırma muhdesat bedeli de hesaba katılarak gerçekleştirilir.

c) Muhdesatın Tespiti Davasında Hukuki Yarar

Muhdesatın tespiti davası, en nihayetinde bir çeşit tespit davasıdır. Muhdesatın tespiti davasının, tespit davası niteliğinde olması sebebiyle hukuki yarar şartını sağlaması gerekmektedir. Bu anlamda hakim, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunu tespit etmek durumundadır.

Hukuki yarar, dava şartı olup, taraflarca yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde muhdesatın tespiti davasının dava şartı yokluğu gerekçesi ile usulden reddine karar verilir.

Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.(Yargıtay 7. Hukuk Dairesi / E., / K.)

d) Muhdesatın Tespitine İlişkin Diğer Önemli Hususlar

Muhdesat kelimesi ile taşınmaz üzerinde bulunan her türlü yapıdan söz edildiği de düşünülmemelidir; bu kelime ile anlatılmak istenen şey, yalnızca taşınmaz üzerinde kalıcı olarak meydana getirilmiş olan bina, yapı, ağaç ve bağ gibi unsurlar dikkate alınır. Bunun yanında kolayca sökülebilecek olan yapıların muhdesat olarak kabulü mümkün değildir(örneğin prefabrik bir "tiny house" araca bağlanıp götürülebileceği için muhdesat sayılmaz).

Bir taşınmaz üzerinde taşınmaz maliki tarafından meydana getirilmeyen bir muhdesatın mevcudiyeti halinde mülkiyet hakkının mutlak bir hak olmasından dolayı makalemizde mevzuubahis etmiş olduklarımızın da ötesinde, çeşitli karışıklıklar ortaya çıkabilecektir. Bu nedenle böyle bir durumun söz konusu olduğu durumlarda hak kaybına uğramamak için mutlaka alanında uzman bir gayrimenkul avukatı ile iletişime geçilmeli ve süreç profesyonel bir şekilde yürütülmelidir. Detaylı bilgi ve randevu için tıklayınız: Avukattan Randevu Al

Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davasında Taraflar

Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasını kimin açabileceği ve bu davanın kime karşı açılabileceği hususu, dava ehliyeti ve taraf ehliyeti açısından önem arz etmektedir. Bu nedenle dava dilekçesinin hazırlanması aşamasında yapılması gereken ilk iş bu hususların gözden geçirilmesidir.

a) Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davasını Kim Açar?

Muhdesatın aidiyeti davasını, tapuda taşınmazın malik olmayan(ortaklığın giderilmesi vb. haller hariç) ancak taşınmaz üzerinde kalıcı olarak yer alan muhdesatı meydana getiren kişi açacaktır. Yukarıda detaylı olarak bahsetmiş olduğumuz gibi, ortaklığın giderilmesi halinde tapuda paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyet ile pay sahibi olarak malik olan kişi de muhdesatın aidiyetinin tespitini talep edebilir, böylece muhdesatın kendisi tarafından meydana getirildiğinin tespiti ile birlikte ortaklığın giderilmesi sonucunda elde edeceği payında da muhdesat oranında değişim olacaktır.

b) Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davası Kime Karşı Açılır?

Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında davalı, muhdesatın davacı tarafından meydana getirilmiş olduğunu kabul etmeyen idare veya taşınmaz malikidir.

Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti Davasında Görevli Mahkeme ve Yetkili Mahkeme

Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında görevli mahkeme: Asliye Hukuk Mahkemesidir.

Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında yetkili mahkeme ise, bu davanın taşınmaza ilişkin bir dava olması sebebiyle taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.

Muhdesatın Tespiti Davalarına İlişkin Yargıtay Kararları

  • Tazminat talebinin içerisinde "çoğun içinde az da vardır" kuralı gereği muhtesat aidiyetinin tespiti talebinin de olduğu

  • Muhdesatın tespitine ilişkin talebin incelenmesinde yetkili mahkeme

5. Hukuk Dairesi / E. , / K."İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davada 7. Asliye Hukuk ile Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

- KARAR -

Davacı vekili dava dilekçesi ile birlikte, İli, İlçesi, ,00 TL maddi tazminatın müdahale tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce, dava dilekçesi ile ağaçların davalılarca kamulaştırılmaksızın kesildiğinden maddi zararının oluştuğunu iddia edildiği, davanın kamulaştırmasız el atma sebebine dayalı tazminat davası olarak açılmış olmasına karşın hukuki nitelemenin hakime ait olduğu, bahse konu taşınmazın hazine adına kayıtlı olduğunun davacı tarafça bildirilmesi ve hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki ağaçları da kendisinin diktiğinden bahisle bedellerini talep etmesi nedeniyle tazminat talebinin içerisinde "çoğun içinde az da vardır" kuralı gereği muhtesat aidiyetinin tespiti talebinin de olduğu, muhtesat aidiyetinin tespiti talepli davaların taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği, bu haliyle davaya bakmakla yetkili mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.

Asliye Hukuk Mahkemesi’nce ise, dava konusunun haksız fiilden doğan bir dava olduğu, sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun haksız fiilden doğan davalarda yetki başlıklı madde ile haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğunun hükme bağlandığı, iş bu davadaki yetkinin HMK maddede belirtildiği üzere seçimlik yetki olup, kesin yetki olmadığı ve davalıların süresinde yetki itirazında bulunmadıkları gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.

sayılı Türk Medeni Kanunu'nun /1. maddesi hükmüne göre, bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur. Aynı Kanun'un maddesine göre ise, arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer. 22/12/ tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı üzere eşya hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir.

Somut olayda, dava konusu ağaçların bulunduğu taşınmazın ili, ilçesinde bulunduğu anlaşılmakla uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle; sayılı HMK’nın 21 ve maddeleri gereğince Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22/11/ gününde oybirliğiyle karar verildi.

  • Ortaklığın giderilmesi davasında muhdesatın tespiti

  • Ortaklığın giderilmesi aşamasında davaya konu taşınmaz üzerinde yer alan muhdesatın kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık bulunduğu halde öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesi için paydaşlara görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın maddesi uyarında uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde davanın açılması halinde muhdesatın tespitine ilişkin dava bekletici mesele yapılmalı, bu süre içerisinde dava açılmaması halinde ise böyle bir talep yokmuş gibi davaya devam edilmelidir.

7. Hukuk Dairesi / E. , / K."İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini, daha sonraki aşamalarda taşınmaz üzerindeki muhdesatın kendisine ait olduğunu ileri sürerek aynen taksim yoluyla ortaklığın giderilmesini talep etmiştir.

Bir kısım davalılar dava konusu taşınmazdaki binalarla ilgili muhdesat iddiasında bulunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüyle ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, karar verilmiştir.

Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.

Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.

Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.

Somut olaya gelince; davalı vekili ve bir kısım davalılar, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların bir kısım tapu maliklerine ait olduğunu ileri sürmüş olmasına rağmen mahkemece muhdesatın aidiyeti davası açmak için süre verilmediği anlaşılmaktadır.

Bu durumda mahkemece, öncelikle tüm tarafların muhdesat iddasını kabul edip etmediklerine dair beyanlarının tespit edilmesi, muhdesat konusunda ihtilaf bulunduğunda muhdesat iddiasında bulunanlar yönünden muhdesat aidiyeti konusunda dava açmak üzere HMK'nın maddesi uyarınca uygun bir süre verilmesi, açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, tüm tarafların muhdesat iddiasını kabul etmesi veya muhdesatın aidiyeti davası açılıp da muhdesatın ilgililere aidiyetine karar verilmesi halinde; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bilirkişiden rapor alınmak suretiyle satış bedelinden ne kadarının muhdesatlara isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenerek, muhdesatlara isabet eden kısmın muhdesatların sahibi paydaşlara, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması ve dağıtım oranlarının hükümde açıkça gösterilmesi gerekirken; muhdesatlar yönünden taraflar arasında ihtilaf varken bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 10/11/ tarihinde oy birliği ile karar verildi.

  • Kamulaştırma halinde muhdesatın aidiyetinin tespiti

  • Muhdesatın kim tarafından meydana getirildiğinin tespiti davasında hukuki yarar incelemesi

7. Hukuk Dairesi / E. , / K."İçtihat Metni"

7. Hukuk Dairesi MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi DAVALILAR : Hazine vd.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Solhan Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine gününde verilen dilekçe ile muhdesatın tespiti talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR funduszeue.info Davacı vekili, dava konusu ada 37 parselin müvekkilinin zilyetliğinde olduğunu, her ne kadar ilgili taşınmaz davalı idare adına kayıtlı ise de, taşınmazın yüz yılı aşkın süredir davacının murisleri tarafından kullanıldığını ve kendisine murislerinden intikal ettiğini, taşınmazın yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu orman vasfıyla Hazine adına tescil edildiğini, Solhan Asliye Hukuk Mahkemesinin /8 Esas numaralı dosyası ile tapu iptali ve tescil davası açıldığını, davanın reddine karar verildiğini, taşınmaz üzerinde müvekkili tarafından iyiniyetle yapılan su hatları, ağaçlar, taş duvar, çit gibi muhdesatın müvekkiline ait olduğunu belirterek, davacı adına tespitini talep etmiştir.

funduszeue.info Davalı Genel Müdürlüğü vekili, dava konusu parselin orman arazisi olup kamu malı olduğunu, Yargıtay'ın istikrarlı uygulamalarına göre orman niteliğindeki taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacaklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın zilyetlikle iktisabı ve özel mülkiyete konu olmayan devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan orman niteliğindeki taşınmazlardan olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

3. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece yapılan yargılama sonunda, orman niteliğindeki taşınmazlar üzerinde meydana getirilen muhtesata hukuki değer verilemeyeceğinden, davanın reddine karar verilmiştir.

4. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI Hükmün istinaf yolu ile incelenmesi davacı vekilince talep edilmiştir. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince, dava konusu taşınmazın orman vasfı ile maliye hazinesi adına tescilli olduğu gözönüne alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun sayılı Kanunun /1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

5. TEMYİZ Bölge adliye mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. Temyiz Nedenleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde, açılan davanın muhdesat bedelinin tespit edilerek tahsiline yönelik bir dava olmayıp, muhtesatın kim tarafından meydana getirildiğinin tespitine yönelik olduğunu, mahkemece alınan bilirkişi raporlarından sonra harcı tamamlatmak üzere davacı tarafa süre zxrekirken, harç tamamlatılmadan acele bir şekilde usule aykırı olarak karar verildiğini, emsal Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin tarihli, / Esas ve / Karar sayılı ilamında özetle, zemini orman sayılan bir alan üzerinde başkası tarafından meydana getirilen muhdesata el atılması durumunda, el atılan bu bedelin muhdesat sahibine ödenmesi gerektiğini açık bir şekilde belirtilmesine rağmen, davanın reddedildiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

funduszeue.infoAY KARARI Dava, kamulaştırma hukuki sebebine dayalı muhdesatın tespiti istemine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davaya konu ada 37 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosu ile tarihinde orman vasfıyla m2 olarak Hazine adına tescil edildiği, davacı zilyetliğinde bulunan alanın baraj gölü kamulaştırma sahası içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur ( sayılı TMK m. /1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını da kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK m). tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK m, ve ), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatın taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması ( sayılı HMK m. /2) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararın bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK m. /1-h, ). Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. tarihli ve sayılı Kanunun maddesi ile sayılı Kamulaştırma Kanununun maddesine eklenen ek fıkra hükmüne göre, başkası adına tapulu veya tapusuz bir taşınmazın kamulaştırılması halinde, taşınmazda malik olmayan ancak üzerindeki muhdesatı meydana getiren kişilere muhdesatın kamulaştırma bedelinin kendisine verilmesini sağlama amacıyla tespit davası açma hakkı tanınmış ise de, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki, kamuya ait mera, yaylak, kışlak, genel harman yeri, orman, aktif dere yatağı niteliğindeki taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacakları, bu taşınmazların zilyetlikle edinilemeyecekleri, taşınmazın vasfı nedeniyle üzerindeki muhtesadın ekonomik bir değerinin olmadığı bu nedenle bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde meydana getirilen muhdesata da hukuki değer verilemeyeceği, ayrıca kamulaştıran kurumun veya malik olan hazinenin de söz konusu muhdesattan istifadesi de söz konusu olamayacağından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bölge adliye mahkemesi kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, tarihinde oy birliği ile karar verildi.

T.C. ADANA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

İ L A N
ESAS NO : /5

DAVALI: Deniz Büyükküpeli (T.C)Akdeniz Mah. Sk. No:9 Yüreğir/ADANA
Davacı Kerime Büyükküpeli ve Türkan İşimtekin vekili tarafından aleyhinize açılan Muhdesatın Aidiyeti davasının yapılan yargılamasında,
Mahkememizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize dava dilekçesi adresinize tebliğe gönderilmiş ancak adreste tanınmadığınız gerekçesiyle iade edilmiştir. Adres araştırmasından da bir netice alınamadığından dava dilekçesinin ilanen tebliğine karar verilmiştir.
Davacı vekili "dava dilekçesinde; davacı müvekkillerinin Adana 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin / Esas sayılı dosyasında ortaklığın giderilmesi davasının bulunmakta olduğunu ve dosyanın 06/12/ tarihli duruşmasının 1 nolu ara kararı gereğince muhdesat iddiasında bulunan taraflar muhdesat aidiyetinin tespitine yönelik dava açmak için bir aylık kesin süre verildiğini, davacıların muhdesat aidiyeti iddiasında bulunduklarından işbu davayı kesin süre içinde açma zaruretinin hasıl olduğunu, davacıların dedeleri olan muris Selim Büyükküpeli'den kalma Adana ili Yüreğir ilçesi Cumhuriyet mahallesi ada 4 parsel üzerinde bulunan arsada Kerime Büyükküpeli ve Türkan İşimtekin'in evlerinin bulunduğunu, bu parsel üzerinde davacıların bu evleri muris Selim Büyükküpeli'nin değil bizzat kendilerinin yaptırdığını, buna dair tanıklarının da bulunduğunu, ayrı ayrı muhdesat aidiyetinin tesptini" talep etmiş olup;
Dava dilekçesinin ilanen tebliğinden itibaren cevaplarınızı,dayandığınız tüm delilleri bildirmeniz, cevap dilekçesi vermediğiniz takdirde dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaları inkar etmiş sayılacağınız,cevap dilekçesinde gösterilen elinizde bulunan belgeleri dosyaya eklemeniz,başka yerden getirtilecekler için bulunabileceği yerleri bildirmeniz, varsa tanıkların isim,adreslerini bildirmeniz,hangi konuda dinletileceğine dair dilekçe vermeniz için 2 haftalık süre verildiği(HMK,,) HUSUSU İLANEN TEBLİĞ OLUNUR.

Basın No: ILN

#funduszeue.info

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası