mimarlık iş imkanı var mı / İç mimarlık ve çevre tasarımı iş imkanı var mı?

Mimarlık Iş Imkanı Var Mı

mimarlık iş imkanı var mı

Mimarlık Mesleğini Tercih Et(me)mek İçin 20 Geçerli Sebep

Mimarlık karşıtı değilim, birazdan okuyacağınız olumsuz durumlar bir tespittir. Ne yazık çoğu kanıtlanmış doğrulardır.

Sosyal Medya’da öylesine dolaşırken kedi videoları, senkronize hareket edip birbirine çarpmadan onlu salto atan adamlar, kuvözde Bach çalabilen yetenek programında jüriyi yamultan “emeyyyzing” velet, genelde gerçek arkadaş, gerçek baba, ana kardeşi tanımlayan sözler, Can Yücel, Goethe ve hatta Mevlana gibi kişilerin gerçekten hiç ortaya atmadığı aforizmalar, muhalif olduğu siyasi partinin bir üyesinin verdiği saçma sapan beyanatları eleştiren paylaşımlar, noterden çekilmiş gibi sosyal medyaya Türkçe “haddini bil feyzbuk” şeklinde geçen tebligatlar filan arasında bir iletiye rast geldim: “Mimarlık mesleğini tercih etmek için 20 geçerli sebep”

Okudum, gerçekten doğru tespitler de var belli ki meslekten birileri yazmış. Çok tozpembe bir tablo çizilmiş. Yani meslek seçiminde kararsız kalmış bir mimarlık adayı için aşırı doz alımında yan etkileri dahi olabilir. Diğer yandan hak etmediği kadar itilen kakılan biz mimarlar ve hatta tasarımcılar için 10-15 saniye kadar nefes alma arası verdirecek kadar masum maddeler bunlar. Açıkçası yazmakta, okumakta ve iki kedi videosu arasında paylaşmakta bir sorun da yok. Fakat yine de duramadım bu yazıyı yazdım. Onları devamlı ve acımazsızca eleştirdiğim halde beni aforoz etmeyen sevgili Arkitera Editörleri işbu yazımı yayınladılar. İçim temiz biliyorlar işte.

Şimdi bazı uyarılarda bulunacağım. Mimarım ben de. Mimarlığı çok severim. Çok zorlanıyorum yalnız. Hayat hiç de bana tozpembe gelmiyor. Ülkemi de çok seviyorum. Türk, Kürt ya da kişi kendini ne hissediyorsa, Müslüman, Alevi ya da agnostik, ateist, deist neyse, neye ne şekilde inanıyorsa öyle FAKAT DOĞRU DÜRÜST yaşayalım istiyorum. Akademisyenler, lastikçiler, yazarlar, overlokçular, marangozlar ve hatta makrame kursuna gidenler, kim olduğu fark etmez herkesin istediği düşünceyi kağıda döküp altına imza atıp gözaltına alınmadan fikirlerini beyan etsinler istiyorum.

Zaten geri kaldık, kabul ediniz neredeyse her konuda geri kalmış durumdayız, kalabalığız, eğitim eksiğimiz var, kendi kendimize yetebilecekken, yetemiyoruz. Anlam veremediğim sebepler yüzünden birbirimize girmenin ne anlamı var. Çalışmalı, üretmeli, tasarlamalı, rekabetçi ve yenilikçi olmalı aynı zamanda sürdürülebilir şekilde içeride ve dışarıda barışçıl yaşamalıyız. Sanki her şey bunun tersi olsun diye çaba sarf ediliyor.

Neyse yazı başka yerlere kaymasın. Derdimiz mimarlık mesleği. Dediğim gibi mimarlık karşıtı değilim, birazdan okuyacağınız olumsuz durumlar bir tespittir. Ne yazık çoğu kanıtlanmış doğrulardır. Yoksa içinde bulunduğum kabuğu beğenmiyor reddediyor değilim.

Ona göre uyarayım da linç edilmeyeyim. Ya da edecekseniz edin ne yapalım. Normal bir durum sayarım.

Şimdi bahsettiğim sosyal medya paylaşımından kopyala yapıştır usulü ile aldığım maddeleri sıralıyor hemen altına da yorumumu yapıyorum efendim. Maddeler neden 9 ya da 23 değil bilmiyorum. Uzarsa kızmayın lütfen.

1. Yaratıcılığın özgürce ortaya çıkabildiği bir alan olduğu için,

Haydi bakalım buradan yakınız, daha ilk maddeden. Yok öyle şey. Özgürlüğü kısıtlayan mevzuatlar, kurallar ve tabii maliyetler var. Kimsenin sizi takmadığı bir şeyler yapıyorsanız belki özgürsünüz ama “ortaya çıkma” eyleminin üretilmek, inşa edilmek, uygulanmak olduğunu düşünürsek belki de özgürlüğü en fazla kısıtlanmış yaratıcı (sanat) dalı olduğunu kabul ediniz mimarlığın.

2. Fotoğrafçılık, güzel sanatlar ve tasarım gibi alanlarla iç içe olduğu için,

Evet, iç içedir ama sırf bu yüzden sıkı bir temel tasarım eğitimi alırız. Mimar iyi fotoğraf çekmelidir diye acayip masraflara gireriz. Lensiydi, aynalı aynasız makinesiydi, yok bunu işleyecek bilgisayardı, eskiden film, slayt ve tab masrafıydı. Bir de bunları saklamak gerekirdi. Oy ki oy.

Çok matah bir özellik değildir biliniz.

3. Hayalleri somut gerçekliğe dönüştürme imkânı verdiği için

Bakınız cevap 1

4. Dünyanın her yerinde çalışabilme imkanı sunduğu için

Yok artık. Nerede o günler. Artık işsiz kalan Avrupalılar inşaat cenneti ülkemize gelip ekmeğimizden ediyorlar bizi. Bir de yabancı mimar tasarladı diye övünülüyor. 3. Havalimanın kulesi sadece yabancı mimarlara kapalı bir yarışmayla verildi. Çıkan sonuçsa önyargılı olun olmayın hiç de öyle mükemmel değil.


Görselin altındaki “Türk Kültüründe önemli yeri var” şeklindeki yorum, Sabah Gazetesi’nin çok bilmiş yazarlarının fışkırtmasıdır.

Bir de yerli tasarımcı fiyat kırar Mimarlar Odası tarifesinden ama yabancıya verilen Türkiye şartlarından kat be kat fazla para verilmesi normaldir. Geçiyoruz.

5. Keşfetmeye, hayal etmeye ve üretmeye izin veren bir alan olduğu için

İzin var tabii. Kağıt üzerinde kaldıkça ve izni kendiniz kendinize verdiğinizde sorun yok.

6. Nesnelere farklı açılardan bakmayı öğrenmek için

Neden farklı açıdan bakıyoruz onu da anlamadım. Fakat bakıyoruz tabii. Bakalım da ne faydası var ya da bize kattığı nedir bilemedim.

7. Dünyayı yeniden inşa etmeye ve değiştirmeye imkan verdiği için

Dünya neden yeniden inşa ediliyor ki? Bir yarışma için Almanya’da yeni yapılmış kampüslerin tasarım kararlarını incelemem gerekmişti. Sonra gördük ki Almanya’da 30 yıldır yeni kampüs yapılmıyor. Ülkemizde üniversite enflasyonu var. Tabii tasarım kararları da bu acele içinde Rektörün zevkine kalıyor. İşini doğru yapanları tenzih ederim ama çoğu Rektör zaten kendiliğinden mimar olduğundan kampüsler deneme tahtası oluyor. Bu konu da pek uzun ve karışıktır.

Kısaca bilin ki dünyayı yeniden inşa etmek iç savaşın yaşandığı, yıkım sonrası yaşanabilir yerler olması için çaba sarf edilecek ülkeler için mümkün. Belirli seviyeye gelen ve planları oturmuş yerlerde dünya yeniden inşa edilmiyor. Zaten edilmiş durumda.

8. Yalnızca çizim ve tasarım konularında değil mutfak kültüründen restorasyona, renklerden siyasete kadar pek çok alanda bilgi sahibi olmak için

Doğru bir madde ama ne kadar doğru ya da gerekli tartışılıyor günümüzde. Bunların hepsini bilmek büyük yük. Haydi, mimar bildi, bu durumda ukalalık katsayısı tavan yapıyor. Kimse sevmiyor bizi. Her şeyi yarım yamalak bilmek de çok tehlikeli. Sonra bir de her şeyi tam bildiğini iddia etmek mimarın kendini baltalaması demek.

Logosunu kendi çizmeyen mimar var mı?

9. Hem sayısal hem de sözel zekâyı aynı anda kullanmayı öğrenmek için

Öğrenmek için mimar olmaya gerek yok. Fakat kendimizi iyi hissedeceksek ona da tamam diyelim.

10. İnsanların yaşamak ve sosyal aktiviteleri gerçekleştirmek gibi amaçlarla kullanacağı tüm yapıları tasarlama olanağı sunduğu için Mimarlık okumayı seçebilirsin.

Tabii böyle bir olanak varsa süper. Fakat bunu yaparken tasarlayacağımız binalar için bize hizmet bedeli öderlerse iyi olur. Keza yaşamamız lazım. Bunlar için para vermemeyi yeğleyenleri bir bilseniz. Hem tasarımımıza gereken değeri vermiyor hem de bunu amme hizmeti olarak yapmak isteyenler var.

Fakat mimar olup işini düzgün yapmayan ve hatta onlara önemli bir fırsat verildiği halde rezil edenler de var. Kişi mimarsa muhakkak haklıdır da demiyoruz. Kolay iş değil, tasarımını kabul ettirmek ve bunun karşılığını sürdürülebilir olarak karşılığını maddi ve manevi olarak almak. Mimarlığı seçecek olanlar bu olumsuzlukları hesaba katmalıdır.

11. Mimarlık hem çizgi hem de tasarlama ve yaratma dillerine hakimiyet kurduğu için sanatla eşleştirilen bir disiplin. Mimarlar sanatsal yetenekleri olsun olmasın, mesleğin kendi aurasından dolayı bu payeye yaklaşmış oluyorlar. Bu da herhalde çok baştan çıkarıcı bir duygu.

“Aura”, “paye” ve “baştan çıkarıcılık”. Olur öyle, olur. Öyle gelir. Normaldir.

Amacım dalga geçmek değildir. Hatta şu anda on milisaniyeliğine kendimi iyi de hissettim.

Olur öyle, olur, öyle gelir bazen.

12. Bir şeyi sıfırdan ortaya çıkarma cesareti ve iradesi göstermek muadili mesleklerde de görülen bir tatmin sağlıyor. Cerrahların da sıkça yaşadığı tanrı sendromu, mimarları da aynı isteğin esiri yapıyor.

Bu iyi bir şey mi, kötü mü bilemedim. İtirazlarımızı saklı tutalım ama yine de haklısınız diyelim.

13. Mimarlar genelde güzel giyinen, estetik değerlere önem veren rol modelleri olarak sunulurlar. Hollywood’un son 20 senedir filmlerinde pazarladığı mimar karakteri son derece yakışıklı, spor arabalı, “casual” kıyafetleri ve atletik yapısı ile dikkat çeken, aynı zamanda hassas bir insan tipi çiziyor.

Genelde Türk dizilerinde mimarlar ve daha çok iç mimarlar erkekse “kırık” olarak resmediliyor. Eğer “komik” olmak gerekmiyorsa, işkolik ama başarılı para pul derdi olmayan, hayattaki tek problemleri aşk-meşk ve tabii duygusal meseleler olan birileri. Güzel giyinmek, spor araba filan bunlar aksesuar zaten.

14. Özgür davranış ve acayipliğin bu kadar yakıştığı başka bir meslek göremezsiniz. Garip gözlükler takıp, renkli fularlar bağlasanız da insanlar sizi ciddiye alır çünkü siz mimarsınız.
Bir taşra üniversitesinde sakal tıraşı olmadan Üniversite Senatosuna katılın, muhafazakar bir çevrede fötr ile gezin de göreyim sizi.

Cümle içinde kullanayım “Ben bunu gördüm”

15. Mimarlık için ne denir, bilirsiniz. İş değil, yaşam tarzı. Akşam evinize gittiğinizde de iş devam eder çünkü mesleki deformasyon, tüm dünyayı algılama şeklini biraz değiştirmiştir. Bu da -olumlu anlamda- geceyi gündüzü iş yapar.

Evet, evet. Daha beş madde daha var.

16. Eğitimin konusu hem sosyal hem de sayısal konular içerdiği için mimar olduğunuzda ille de mimarlık yapmanız gerekmez. Pek çok mimar, mimarlık yapmayarak da meşhur olmuştur. Mimarların, her işi yapabileceği söylenir.

Mimarlık yapmanın dertleri yüzünden, işte bir şekilde mimarlık okuyanlar biraz da farklı disiplinlerde de kendilerini geliştirdiklerinden mimarlık yapmamayı tercih ediyor olabilirler. Zorunlu bir gereklilik de olabilir.

“Mimarlığı yaladık yuttuk bitirdik, o cepte. Şimdi haydi bakalım başka mecraları keşfetmeye” demiyor da olabilirler. Bir deşseniz içlerini.

17. İstisnalar kaideyi bozmaz. Mimarların yazıları güzel olur!

Bunu şu şekilde düzeltmek isterim izninizle.

Mimar yazısı kötü olsa bile istediği zaman inci gibi yazabilir.

İstisnalar kaideyi bozuyorlar inanın. Öğrencilerimden biliyorum. Çocuk daha 21 yaşında ve bana diyor ki, “Bu saatten sonra yazımı mı değiştireceğim hocam” deyince “Ne saati yahu, genceciksin, hayatının baharındasın. Yazı yazmaya özen göster, düzelecektir” diyorum kötü oluyorum.

Tamam, çoğu mimarın da yazısı çok güzeldir. Örnek Handan Şen Köksal. Eşimin yazısı Futura fontu kullanır gibi. O yüzden bizim çocukların ödevlerini yapamıyor, öğretmeni hemen anlıyor.

Fakat genel olarak doğru. Mimarlar güzel kalem sever, hata meraklı olurlar. Güzel yazı yazarlar.

18. İnsanlar mimarların ne yaptığını anlamasa da gerçekten saygı duyarlar. Mimarım dediğinizde “İç mi dış mı?” diye soruyor olmaları sadece cahilliklerindendir.

“Şarz” diyorlar ve artık doğrusu öyle kaldı. Onları düzeltmeye kalkmak artık oldukça abes. Tişört yaptırdım Dış mimar diye onunla geziyorum. Kısacası takmamak iyidir.

Saygı duyulup duyulmadığı konusunda akademik bir tez ya da anket görmedim. Herkesin biraz da romantik olarak imrendiğini biliyoruz ama şöyle hayatlarında toplasan yarım saat gıpta etmeleri yeter bunu dillendirmeleri için. Ben de pilot olmayı çok isterdim ama sonra bir düşününce vazgeçiyorum her seferinde.

19. Mimarlar zaten çok çalışırlar, üniversiteden itibaren sabahlamaya alışkınlardır ama burada bahsettiğimiz o değil. Mimarlık ilerleyen yaşla birlikte değer kazanan, biriken tecrübenin en çok iş yaptığı disiplinlerden birisidir. Modern mimariye yön veren isimler dahil mimarlık tarihinde pek çok mimarın ölene kadar çalıştığı bilinmektedir.

Bu da iyi mi kötü mü bilemedim. Fakat ölene kadar boş durmamak ve bunu mesleğiyle gösterebilmek çok hoş bir şey. Yalnız bir yerden (yaştan) sonra dikkatli olmak lazım keza “çeneye vuruyor”.

O raddeye geldiğinde saygıdan bizi uyarmayanlar oluyor ama belki uyarsalar daha iyi.

20. Mimarlar, herhangi bir ofiste çalışmak mecburiyetinde kalmadan kendi ofislerini açabilir, kendi işlerinin patronu olabilirler.

Bu konuda en yakın arkadaşım Ömer Yılmaz üniversitelerde ders verecek kadar bilgili. Ondan da bu konuyla ilgili bir yazı bekliyoruz. Yine çok tozpembe bir madde olmuş.

Sözün özü: Sosyal medyada böyle maddeleyerek bir konuyu anlatan paylaşımlar moda oldu. Bazıları hap gibi bilgileri veriyor ama bazıları biraz objektiflikten kaçıyor. 25 yıla doğru giden meslek hayatımda, bu ülkeyi bilen biri olarak diyebilirim ki, yukarıdaki 20 maddenin çoğu abartılı. Zaten altlarına yazdığım açıklamalardan da anlaşılıyor.

Fakat bir daha belirtmem gerekir ki, amacım mimar olmaya meyilli kimselerin heveslerini kırmak değildir. Zaten bana “mimar olacağım” diye gelenlerle yaptığım ayaküstü mülakatlarda “zehrin hastaya ne kadar sirayet ettiğine” bakıyorum. Eğer eczacı mı olsam, mimar mı yoksa FTR mi yazayım diyenler olursa hemen mimarlıktan vazgeçiriyorum. Eczacılık ile mimarlık o kadar ayrı uç ki. Bu soruyu soruyorsa konuya hiç hakim değildir (Bir de FTR ne yahu, mimarlık ile eş tutuluyor).

Kulaktan dolma bilgiler ya da ana babanın “İşte kıza uygun meslek, otursun sıcacık evinde, bürosunda masa işi uygun ne güzel” dediği bir mesleğe meylediyorlar aslında. Bir de mimarlık okur da gerçekleri görürse kabus dolu bir hayat onu bekliyor. Hemen vazgeçiriyorum.

Ancak mimarlık zehri hastamızın en ince kılcal damarlarına kadar girmişse işte o zaman onu cesaretlendirmek benim görevim oluyor. Yukarıdaki 20 maddeden de daha iyi şeyler söylediğim olmuştur.

Kısaca kimseyi çok sevdiğim mesleğimden soğutmam. Hatta bunun için www.mimarol.com isimli web sitesini de destekliyorum. Siz de destekleyin lütfen.

Gel gör ki, kimin yazdığını bilmediğim bu 20 maddeye müdahil olmam gerekiyordu. Oldum.

Olur öyle yani.

mimarların artık iş bulamaması

  • çok üzücü bir durum. mimarlık fakültesi mezunu arkadaşım 14 aydır iş arıyor..
    (bkz: mimar olup barmenlik yapmak)

  • çalıştığım işten istifa etmemi imkansızlaştıran durumdur. 1 yıldır iş arıyorum ama asla başvurularıma dönüş alamıyorum.

    edit: şimdi çok güzel küfür ederdim ama neyse

  • mimarların bile kabullendiği üzücü bir durum. her üniversiteye mimarlık fakültesi açılırsa normal tabi..

  • tasarım ofislerinde iş yok, eleman fazlası var. elinde iş olmayan ofisler de yavaş yavaş kapanma noktasında. meslekte bir nüfus yoğunluğu olduğu doğru ancak olmasa bile piyasada talebin de olduğu söylenemez. ancak santiyeler de bir eleman açığı var. illa iş isteniyorsa oradan başlanabilir.

  • inşaat mühendisliği 2019 da yarıya yakın boş kaldı. winter is coming.

  • aynen öyle.
    1.5 senedir iş bekliyorum.
    gerçi ben artık iş de seçiyorum. laf olsun diye olsaydı, başlardım bir işe ama gerek yok... bir sürü sinir stres çekip, üç kuruş eline tutuşturulması, buna rağmen sanki binlerce dolar maaş veriyormuş havalarına girmiş işverenleri
    gördükçe iğreniyorum artık inşaat sektöründen...
    özel projeler geliyor bazen ama, harcanacak emek ve zamanı karşılayacak kadar kazandırmayacağı ilk andan belli...

    bir de ve en önemlisi.... bıktım ben insanlarla uğraşmaktan..işverene ayrı anlat, müşteriye ayrı, işçilere ayrı, ustalara ayrı... her boku kontrol etmekten illallah...

    bak yine gerildim :/

  • (bkz: müteahhitler battı mutlu musunuz)

    bu başlığın yansımaları diğer sektörlere ulaşmış durumda. eskiden, bünyesinde 2-3 mimar çalıştıran ufak ölçekli ofisler bile sadece ofis sahibi olan mimar dışında eleman tutmuyor. şantiye az, müteahhitlere gelen iş az, önünü gören müteahhit az, gelen işi alan müteahhit ise en azı. suyunun suyunun suyu misali. bir de bu işi mimara götürecek, çizim yapılacak falan.

    şantiye az olduğu için şantiye şefliği yok. yapı denetim işi 1.5 senedir bakanlık kurası ile havuzdan geliyor. 18 ayda 18 iş almamış firmalar var. o yüzden mimar ihtiyacı yok. fason çizim yapan bir sürü tekniker var.

    işleri zor.

  • üniversiteye giriş sınavında 150 bininci olan bile mimarlık kazanabiliyor, sadece buradan bile anlaşılabilir..

  • şaka gibi. ben tercih ederken her şey güzeldi. güzel puanlarla , güzel umutlarla girdim. şimdi yeni mezun işsiz biri olarak kpss ye girip torpille dönen havuzun girdabında olcam.

  • nest...

    çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası