katılım bankaları caiz mi nureddin yıldız / Faizci bankaların promosyonları - Hayrettin Karaman | Yeni Şafak

Katılım Bankaları Caiz Mi Nureddin Yıldız

katılım bankaları caiz mi nureddin yıldız

Bir WhatsApp grubunda konu ile ilgili olarak tanınmış hocaların söyledikleri şöyle aktarılmıştı:

Nureddin Yıldız:

“Banka promosyonları, direkt faiz değildir. Faiz şartları ona uymuyor ama soframıza gelebilecek bir helallikte olduğunu da zannetmiyorum.”

Mehmet Talu:

“Kişi için bu promosyon bir faiz olmadığı için alabilir ve dilediği şekilde tasarruf edebilir. Fakat şunu da belirtelim ki, bu fazla ödemelere ihtiyaç duymayan kardeşlerimizin bunu kullanmayıp fakir kimselere ve yardım kuruluşlarına vermeleri daha münasiptir. Çünkü bu ödemelerin tek nemalandırma kaynağı, faizdir. Bu durumda bu fazlalıklar kesin olarak faiz olmasa da faiz şüphesi taşımaktadır.”

Ahmet Mahmud Ünlü:

“Kesinlikle alın, bankaya bırakmayın, geçiminizi sağlamakta zorlanıyorsanız siz kullanın, eğer ihtiyacınız yoksa ihtiyaç sahibi fakirlere dağıtın…”.

İhsan Şenocak:

“Sistem belli bankalarla anlaşmayı şart koşuyor. Bu para faiz hükmündedir. Bu para alınacak çünkü alınmazsa faizci sisteme katkı sağlanmış olunur. Fakat alındıktan sonra kendi ihtiyaçlarınız için kullanmayın. Bu para ancak kamu yararına harcanabilir. Fakirlere de verilmemelidir.”

Halil Günenç:

“Promosyon denen bir şey vardır. Vatandaş parasını hangi bankaya verirse onlara promosyon veriyorlar, yine onu alacaksın ama fakirlere vereceksin. Yiyemezsin çünkü o para faizdir. ‘El malü’l-habis, sebilühü et-tasadduk’ devletten gelse ayrı.”

Orhan Çeker:

“Banka promosyonlarını bankanın hediyesi sayıyoruz. Bankanın hediyesi olan bir parayı da yenmeyen, içilmeyen, giyilmeyen bir yere sarf edin diyoruz.”

Faruk Beşer:

“Promosyonları soruyorlar. Emeklilerin durumu iyi değil, ama bu para peşin verilmiş bir faizdir. Alınacak, ama bir fakire verilecek.”

Benim söylediğimi de şöyle aktarmışlar:

“Mümkünse maaşlarımızı faizli işlem yapmayan katılım bankalarına yatırıp oradan çekelim. Bunun mümkün olmadığı yerlerde ve şartlarda ise verilen promosyonları alalım ama -yoksul değilsek- bunu yoksullara verelim.”

Benimki doğru aktarıldığına göre diğerlerinin de öyle olduğuna inanıyorum.

DiyanetTV’de Hüseyin Kayapınar Hoca’nın cevabını dinledim, o da en azından faiz şüphesi bulunduğu için ihtiyaç içinde olmayanların bu promosyonu alıp yoksullara vermeleri gerektiğini söylüyor.

Benim, faizci bankaların verdikleri promosyonun faiz olduğunda şüphem yoktur.

Bir yerde çalışan kişi, maaş ve ücretini hak ettiği andan itibaren bu para onun mülküdür ve işverenin elinde emanettir. Çalışan emekli ise maaşını nereden almak istediğini devlet ona soruyor ve oraya gönderiyor. Emekli değilse çalıştığı kurum, çalışanlara vekâleten, onların mülkü olan maaşlarını nereden alacaklarını belirliyor. Eğer kurum, faizci bir banka ile anlaşmış ise çalışanların malı/parası o bankaya geliyor, çalışanların kahir çoğunluğu o gece saat onikiyi bir saniye geçe maaş ve ücretlerini almıyorlar, bu paralar bankalarda emanet desek bankanın ondan faiz kazanamaması (parayı kullanma imkanının olmaması) gerekir, banka bu paraları faize koyuyor, kullanıyor, şu halde kendine ödünç verilmiş (cari hesap) kabul ediyor, bundan daha fazla kazandığı için daha azını para sahiplerine promosyon adıyla veriyor. Promosyonu hediye kabul etseniz bile paranızı meşru yerde kullanan bir kimsenin dahi size bu para yüzünden hediye vermesi caiz değildir, burada ise hem meşru olmayan yerde (faizcilikte) kullanıyor, hem de bu yüzden sahibine hediye veriyor.

Dediğim gibi, bu paralar alınacak ve buna, temel ihtiyaçları bakımından muhtaç olanlar kullanacaklar, bu seviyede muhtaç olmayanlar, Halil Hoca’nın ve diğerlerinin dediği gibi yoksullara verecekler.

Diyanet'ten katılım bankalarına tavsiye

Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Akar, "Katılım bankalarının temsilcilerine, malı satan, müşteriye karşı nasıl sorumluysa katılım bankalarının da satıcı gibi sorumlu olmasını ve bu şekildeki yöntemlerin caiz olacağını söyledik. Eğer, katılım bankası doğrudan para verirse faizli yöntemden farkı kalmıyor" dedi.

23.10.2017 - 14:59

Haberler - Anadolu Ajansı

Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Dr. Muhlis Akar, "Güncel Dini Meseleler İstişare Toplantısı"nda katılım bankalarının temsilcileriyle görüştüklerini belirterek, "Malı satan, müşteriye karşı nasıl sorumluysa katılım bankalarının da satıcı gibi sorumlu olmasının, müşteri mağdur olduğu zaman onun hakkını aramasının ve bu şekildeki yöntemlerin caiz olacağını söyledik." dedi.

Akar, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı tarafından bu yıl yedincisi düzenlenen "Güncel Dini Meseleler İstişare Toplantısı"nda konunun uzmanları ve temsilcileri ile TOKİ, tasarrufa dayalı faizsiz finansman sistemleri (elbirliği sistemi) gibi uygulamaları ele aldıklarını, Din İşleri Yüksek Kurulunun bu uygulamalara bakışının genelde müspet olduğunu anlattı.

"KATILIM BANKASI EVİ ALACAK, MALIN SAHİBİ GİBİ SATACAK"

Faizsiz yöntemler ve katılım bankalarının önemli bir işlev gördüğünü aktaran Akar, "Genelde bakışımız müspet olmakla beraber uygulamadaki bazı farklı durumlar, bizim de kendileriyle konuyu istişare etmemizi gerektirdiği için kamu ve özel katılım bankaları temsilcileri de bizimle beraberdiler." diye konuştu.

İslam hukukunda bir satış türü olan "murabaha" yöntemini kullanan katılım bankalarının, vatandaşların alacağı ev ya da arabayı alarak kendilerine sattığını belirten Akar, şunları kaydetti:

"Bizim üzerinde durduğumuz konu katılım bankalarının, satıcı gibi sorumlu olması. Siz, müteahhitten ev alabilirsiniz ama burada paraya ihtiyacınız var. Para ihtiyacınızı katılım bankası karşılıyor. Eğer, katılım bankası doğrudan para verirse faizli yöntemden farkı kalmıyor. Biz diyoruz ki; katılım bankası bu evi alacak ve size malın sahibi gibi satacak. Biz bunu öneriyoruz. Burada bazı sıkıntılar var. Bunları karşılıklı tartıştık. Malı satan, müşteriye karşı nasıl sorumluysa katılım bankalarının da satıcı gibi sorumlu olmasının, müşteri mağdur olduğu zaman onun hakkını aramasının ve bu şekildeki yöntemlerin caiz olacağını söyledik."

"FAİZSİZ FİNANS STANDARTLAR KURULU'NDA DİYANET DE OLACAK"

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) faizsiz finans sistemleriyle ilgili hazırladığı yasa tasarısına da değinen Akar, "Bu yasa tasarısı hazırlanırken, katılım bankalarıyla ilgili bir üst kurul oluşturuldu. Faizsiz Finans Standartlar Kurulu, müstakil bir kurul olacak. Burada katılım bankalarının bütün işlemleri dini açıdan denetlenecek. Söz konusu kurulda Diyanet İşleri Başkanlığımız da yer alacak." dedi.

Toplumu yönlendirmede, ekonomik davranışlarının oluşmasında kurulun fetvalarının önem taşıdığını vurgulayan Akar, "Faizsiz Finans Standartlar Kurulunun Din İşleri Yüksek Kurulu ve Diyanet İşleri Başkanlığımız ile istişareli olarak çalışması, bu alanda önemli gelişmelere katkı yapacak." diye konuştu.

TÜRKİYE HABERLERİ

fazla oku

Parasını dolar yerine bankaların faizli mevduat hesaplarına geçirenlerin yükselen dolar kurundan herhangi bir zarar görmemesi için getirilen "kur korumalı TL vadeli mevduat" düzenlemesinden faizsiz katılım bankaları da yararlanmaya başladı.

Faizsiz bankacılık hizmeti verdiklerini belirten ve "kar payı" dağıtan bu bankalarda katılım hesabı açanlar da devletin bu teşviğinden yararlanabiliyor. 

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Banka müşterisi bu katılım hesaplarından "vadesinden" önce paralarını çekmezse yükselen kur kadar hesaplarına Hazine tarafından para yatırılacak. 

Bunun "gizli faiz" olup olmadığına ilişkin tartışmalar ise bitmiş değil. 

Katılım bankaları, uygulamalarından önce bünyelerindeki ilahiyatçıların oluşturduğu "fıkhı danışma kurullarından" fetva alıyor. 

"Kamu yararı dikkate alınarak maslahat ilkesi çerçevesinde değerlendirildiğinden..."

"Kur korumalı TL katılım hesabı" uygulamasına başlayan Ziraat Katılım da danışma komitesinden icazet belgesi aldı.

Mehmet Odabaşı, Prof. Dr. Süleyman Kaya ve Prof. Dr. Necmettin Kızılkaya'dan oluşan Ziraat Katılım Danışma Komitesi, konuyla ilgili şu sonuca vardı:

"Kur korumalı TL katılma hesapları", karşılaşılan olağanüstü durum sebebiyle kamu yararı dikkate alınarak maslahat ilkesi çerçevesinde değerlendirildiğinden İslami Finans İlke ve Esasları'na uygun görülmüştür."

4013d3f5-e26d-4e51-abdc-6c19e8f33de0.jpg

Ziraat Katılım'ın aldığı fetvanın belgesi / Görsel: Independent Türkçe 


"Fıkıhta büyük zararlara karşı küçük zararlar kabul edilebilir"

Fıkıhta, toplumun bütününün büyük zararlar görmemesi için küçük zararların kabul edilebileceği noktasında bir yaklaşım olduğunu dile getiren Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır, "Bu konuda herhangi bir ayet ya da hadis bulunmuyor ama fıkıh kitaplarında kabul edilebilir bir durum olduğu ifade ediliyor" dedi.

"Ebu Hanife, 'Sultanın sofrasında oturan alimin fetvasına itibar edilmez' der"

Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu ise söz konusu "icazete" sert tepki gösterdi.

Benzer fetvaları veren ilahiyatçılar için "abdestli kapitalizmin hocaları" diyen Kırbaşoğlu, "O fetvadaki 'kamu yararı' dedikleri fakirin değil parası olanın yararıdır. Kamu zararını, kamu yararı diye yutturmaya çalışıyorlar. Milyarlarca doları arka kapıdan satarak oluşturdukları kamu zararını kapatmaya çalışıyorlar. Güya faizden 50-100 milyar dolar tasarruf edeceğiz diye kur farkından dolayı 5 trilyon zarar etmenin adı kamu yararı değil kamu zararıdır, daha doğrusu milletin parasının bilgisiz, beceriksiz, ehliyetsiz ve liyakatsiz bir zihniyet yüzünden heba edilmesidir. Din üzerinden bir aldatmaca izliyoruz. 'İcazet' denilen şey medreselerde verilir. Üzerine de besmele de yazılmış. Bunlar, dini istismar amaçlı şovlar. Tüyü bitmemiş yetimin vergileriyle oluşan hazineyi tam takır haline getirdiler. En büyük kamu yararı, saray ulemasının sözlerine itibar etmemektir.  Bir insan bir yerden para alıyorsa onun fetvasının geçerliliği yoktur. Ebu Hanife, 'Sultanın sofrasına oturan alimin sözüne itibar edilmez' der" diye konuştu. 

20 yıl boyunca iktidar tarafından 1 trilyon 180 milyarlar lira faiz ödendiğini hatırlatan Kırbaşoğlu, "Bu ödenen faiz insanlara nakit olarak dağıtılsaydı insanlar zaten kolay bir şekilde geçinecekti. Baştan aşağı bir kandırmacanın içindeyiz" ifadelerini kullandı. 

"Karaman'a göre faiz değil hibe"

Fıkıh profesörü Hayrettin Karaman, Hazine tarafından ödenecek kur farkının faiz olmadığı görüşünde.

Bir katılım bankasının fıkhı danışma kurulunda görev alan Karaman, Yeni Şafak gazetesindeki yazısında şöyle demişti: 

"Bazı hocalar, devletin ödemesinin faiz olduğu kanaatindeler. Ben bu kanaatte değilim, 'devletin ödemesi hibedir' diyorum. Aynı kanaatte olan hocalardan bir kısmının yazdıklarını aşağıda kısmen vereceğim."

Kamuoyunda "Cübbeli Ahmet" olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü ise mevduattan elde edilen faizin haram olduğunu, katılım bankalarının dağıttığı kar payının zaruri ihtiyaçlar dışında kullanılmaması ve fakirlere verilmesi gerektiğini ancak devlet tarafından verilen kur farkının kullanılabileceğini söylemişti.  

İslam ve İhsan

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası