mesnevi nedir / Mesnevi Nedir? Mesnevi Özellikleri, Türleri Ve Örnekleri - Ramazan Haberleri

Mesnevi Nedir

mesnevi nedir

Mesnevi nedir?

Divan edebiyatında bir nazım şeklinin adıdır. Mesnevilerde her beyit kendi arasında kafiyeli olur ve aruz vezninin kısa kalıplarından biriyle yazılır.

Bir mesneviyi meydana getiren beyitlerin sayısı birkaç taneden başlayarak birkaç bine kadar çıkabilir. Mesneviler, divan edebiyatının bir nevi «hikaye, roman» türüdür. Mesnevi nazım şekli İran edebiyatında doğmuş, buradan Arap ve Türk ede­biyatlarına geçmiştir. Arap edebiyatına mesnevi Harun Reşid devrinde Âban el-Lahıki(ö\m. 815)'nin Pehlevi dilinden çevirdiği Kelile ve Dimne eseriyle girmiş­tir. Aynı şairin başka çevirileri de vardır.

Mesnevi, Arap edebiyatında daha çok Farsça'dan yapılan çevirilerde kullanılmış, ayrıca öğrenilmesi ve ezberlenmesi istenilen konularda da bu şekle başvurulmuştur. Fakat Arap şairleri bu şekle mes­nevi dememişler, önceleri Kaside i Müzdevice ya da yalnızca Müzdevice adını vermişlerdir. Bu tür eserler aruzun reces bahriyle yazılmış olduğundan bunlara Recez adı da verilmiştir. Daha sonraları da Urcuze denmiştir. Bu şiirlerin her mıs-ra'ına da Satar adı verilir.

İran'ın öz malı olan mesnevi şekli Pehlevice yazılmış eserlerle başlamış ve X. yüzyılda yazılmaya başlanan "şah kitabı" anlamında ve İran'ın destani tarih­ leri olan şehnamelerden Mes'udi'rim Şehname 'si "Mefa'ilün mefa'ilün fa'ulün" vezniyle yazılmıştır. Sonra Dakiki'nın Hudayname'smden başlayarak şehname­lerde mütekarib bahrinin "Fa'ulün fa'ulün fa'ulün fa'ul" kalıbı kullanılmağa baş­lanmış, bu yüzden de bu kalıba "Şehname vezni" denilmiştir. Yine bu devirde Rudeki (ölm. 940-41 )'nin Kelile ve Dirnne ile Sindbadname's'ı mesnevi şeklinde yazılmış eserlerdir.

Gazneliler devrinde yani X. ve XI. yüzyıllarda Ayyuki'rim Varka ve Giilşah ve Unsuri (ölm. 1031)'nin Vamık u Azra adlarındaki aşk hikayeleri tanınmış mesnevilerdir. Bunlardan birincisinin konusu Araplardan, ikincisi de Yunanlılar­dan alınmıştır. Devrin büyük şairlerinden Firdevsi (ölm. 1021 ?) daha önce ya­zılmış şehnamelerden ve halk arasında söylenegelen hikayelerden de yararlana­rak 60 bin beyitlik Şehname'sım yazarak Gazneli Sultan Mahmud'a sunmuş, ama Sultan kendisine söz verdiği, her beyit için bir altınlık ödülü vermeyince Firdev­si onu ağır sözlerle suçlayarak Bağdad'a kaçmıştır.

mesnevi

Firdevsi'nin Şehname'si, İran destanlarının en tanınmışı olduğu gibi, dünyadaki bu tür birkaç büyük eserden de biri sayılır. Selçuklular devrinde İran'ın en büyük şairi sayılan Nizami-i Gencevi (ölm. 1025) ilk kez beş mesnevi yazarak bir Hamse ortaya çıkarmıştır. Mahzenü'l-es-rar, Hüsrev ü Şirin, Leyli vü Mecnun, Heft-peyker, İskender name' den teşekkül eden hamse, İran ve Türk şairlerince Hamse örneği olarak kabul edilmiştir. Bu mesnevilerin hepsi kısa vezinlerle yazıldıklarından Nizami'yi örnek alan mesne­vi şairleri de hep kısa vezinler kullanmışlardır.

Aynı devirde Feridii'd-din Attar (ölm. 1230)'ın ünlü Mantıku't-tayr adlı tasavvufi mesnevisi de hem çok okunan hem de Türk edebiyatına çok etki eden bir eserdir.İran'da Moğollar devrinde yetişen Sa'di-i Şirazi (ölm. 1291) mesnevinin de en büyük ustalarından biri sayılmıştır. Bostan adlı mesnevisi çok tanınmış bir eserdir. Türkçeye birçok kez çevrilmiş, hem mesnevi hem de gazel şairleri üze­rinde etkili olmuştur. Husrev-i Dehlevi (ölm. 1325)'nin Matla'ü'l-envar, Husrev ü Şirin, Leyli vü Mecnun, Âyine-i İskender, Heft-bihişt mesnevilerinin oluşturdu­ğu Hamse'si çok tanınmış bir eserdir.

Timurlular devrinde İran mesnevileri daha çok tarihi konularda yazılmıştır. KazvinVrim İslam tarihini nazmetttiği Zafername adlı büyük eseri, Şerefeddin Yez-di (ölm. 1457)'nin Zafername'si bu tür mesnevilerin en iyilerindendir. Bu devrin büyük şairi Abdurrahman Cami(ö\m. 1492). Heft-evreng adını verdiği yedi mes­neviyi bir araya getirmeyi başarmıştır. Bunlar içinde özellikle Salaman u Absal, Yusuf u Züleyha, Leyli vü Mecnun mesnevileri çok ünlü aşk hikayeleridir.
XVI. Yüzyıldan sonra mesnevi şekli İran edebiyatında gittikçe güçsüz eser­ler vermeğe başlamış, önceki büyük mesnevi ustalarına yetişecek değerde şair görülmemiştir.

Her beytinin kendi arasında kafiyelenmesi hem yazma kolaylığı sağlar hem de daha uzun metinlerin bu şekle uygun olarak kaleme alınmasına imkan tanır. Diğer nazım şekillerindeki kafiye bulma zorluğu şairleri uzun metinlerde bu şekli kullanmaya teşvik etmiştir. Bu nedenle uzun aşk öykülerinde, destanlarda mesnevi kullanılmıştır. Klasik düzende bir mesnevi; tevhid, münacat, na’t, miraciye, eserin sunulacağı büyüğe övgü, mesnevinin niçin yazıldığını açıklayan sebeb-i nazm ve hikayenin anlatımı (ağaz-ı destan) bölümlerinden oluşur.

Mesnevide konu ne olursa olsun , ilk dikkati çeken özellik olayın bir masal havasında anlatılmasıdır. Akıl ve mantık ölçülerini aşan bir sürü olay birbirini izler. Olayın geçtiği yer ve zaman belirsizdir. Konuda birlik sağlanamamıştır. Hikayenin bölümleri birbirine eklenmiş ilgisiz parçalar gibi görünür. Çevre tasvirleri gerçeğe uygun değildir, hikaye kahramanları doğaüstü davranışlarda bulunur. Hikayelerde cinler, periler, devler, cadılar, ejderhalar gibi masal motifleri sık sık işlenir.

Her beyti kendi içinde uyaklı uzun nazım biçimidir. Bir anlamda Divan edebiyatında manzum hikayelerin yazıldığı bir biçim olarak da tanımlayabiliriz. Mevlana’nın ünlü tasavvufi mesnevisi 25.700 beyitten oluşmuştur. Mevlana eserine ayrı bir isim koymamıştır; eser, nazım türü olan mesnevi adı ile bilinir.

Mesneviler aşk, dini ve tasavvufi, ahlaki-öğretici, savaş ve kahramanlık, bir şehri ve şehrin güzelliklerini anlatma, mizah gibi türlü konularda yazılmıştır. Divan edebiyatında roman ve hikaye gibi türler olmadığı için mesneviler bir bakıma bu türlerin yerini tutmuşlardır. On bölümden oluşur.Aynı şair tarafından yazılmış beş mesneviye “Hamse” adı verilir. hamse sahibi olmak bir itibar kaynağıdır. Hamse sahibi olarak tanınmış önemli divan şairleri: Ali Şir Nevai, Taşlıcalı Yahya, Nev’i-zade Atai’dir.

Türk edebiyatında ilk uzun mesnevi XI. yüzyılda Yusuf Has Hacib (ölm. 1077)'in Kutadgu Bilig "Kutlu olma bilgisi" adlı eseridir. Mütekarib bahrinin "Fa'ulün fa'ulün fa'ulün fa'ul" kalıbıyla 1069 yılında yazılmış olan bu eserde uygun yerlere dörtlükler sıkıştırılmış, sonuna da kaside şeklinde parçalar eklen­miştir. 6645 beyit tutan bu büyük eser, başında bir münacat, na't ve eserin sunul­duğu Tabgaç Buğra Han'a övgü ile başlar. Bu durumuyla eksiksiz bir mesnevi ör­neğidir. Kutadgu Bilig, Güntoğdu adlı bir hükümdarın Aytoldı adındaki veziri ve onun ölümünden sonra oğlunun bu bilge kişiyle değişik konulardaki konuşmala­rından meydana gelmiştir.

Yazar, eserinde hayat görüşünü, felsefi fikirlerini söy­lemiş, hikmet dolu sözlerle iyi bir hükümdarın nasıl olması, insanları nasıl yönet­mesi gerektiğini, iyi bir vatandaş, dindar bir insanın davranışlarını anlatmış, in­sanlara doğru yol gösterecek, mutlu olmalarını sağlayacak öğütler vermiştir. XIII. Yüzyılda Mevlana Celaleddin Rumi (ölm. 1273)'nin, yazıldığı nazım şekliyle anılan 25618 beyitlik büyük eseri, Mesnevi-i Manevi's\ Farsça olduğu halde, Türk şairleri üzerinde yüzyıllar boyunca bıraktığı geniş etkisi bakımından sözü edilmeğe değer çok önemli bir eserdir. Mesnevi "failatün failatün fa'ilün" kalıbıyla yazılmıştır.

Bu yüzyıl sonunda Şeyyad Hamza'nm 1529 beyitlik Yusuf u Züleyha mesnevisi edebiyatımızın ilk aşk mesnevisidir. Sula (Suli) Fakih'm 4800 beyitlik büyük Yusuf u Züleyha mesnevisi de Şeyyad Hamza'nınki gibi "fa'ilatün fa'ilatün fa'ilün" vezniyle yazılmıştır. XIV. Yüzyılda Altınordu edebi alanında Kutb'un Nizami hamsesinden yarar­lanarak ve kendisinden çok şeyler katarak yazdığı, Husrev ii Şirin mesnevisi de, daha sonra birçok kez yazılacak olan Hüsrev ü Şirin hikayelerinin ilkidir. Anadolu'da büyük mutasavvıf şair Yunus Emre (ölm. I320-21)'nin Risale-tü'n-nushiyye adlı eseri "mefa'ilün mefa'ilün fa'ulün" vezniyle yazılmış ahlaki ve öğretici, 573 beyitli küçük bir mesnevidir (yazılışı 1307). Eserin başında ayrı bir vezinde küçük bir mesnevi parçası ve bir nesir kısmı vardır.

Gülşefıri'riın 1317'de Attar'dan çevirdiği ve birçok eklemelerle zenginleştirdiği Mantıku't-tayr mesnevisi*83' ile Âşık Paşa (ölm. 1332)'nın 12.000 beyitlik ve on bab üze­rinde düzenlediği Aşık Paşa Divanı veya Maarifname diye anılan Garibname's'ı, Mevlana tarzında temsili hikayeler ve aralarına sıkıştırılmış gazellerle, ahlaki, tasavvufi bir eserdir. Mesnevi gibi "fa'ilatün fa'ilatün fa'ilün" vezniyle yazılmış­tır. Yüzyılın ortalarında Hoca Mes'ud'ım 5568 beyitli Süheyl ü Nevbahar'ı (ya­zılışı 1350)' ile Erzurumlu Darir'in (ölm. 1393'den sonra) 2120 beyitli Kıssa-i Yusuf mesnevisi (yazılışı \366), Şeylıoğlu Mustafa (ölm. 1410)'nın 7903 beyit­li Hurşidname (Hurşid ü Ferahşad)s\ (yazılışı 1387)' yüzyılın tanınmış aşk hi­kayeleridir.

Ahmedi (ölm. 1412), Firdevsi ve Nizami'den de yararlanarak Büyük İskender'in maceralarını 8.200 beyitle İskendername mesnevisinde anlatmış (ya­zılışı 1390) ve 4798 beyitle Cemşid ü Hurşid adlı aşk hikayesini dile getirmiştir (yazılışı 1403). Emir Süleyman adına yazdığı Tervihü'l-ervah, 10.000 beyitten fazla tıbba dair bir mesnevidir. Mehmed'm 1398 yılında yazdığı ve Hüma ve Ferruh adıyla da anılan 8702 beyitli büyük Işkname'si bu adla yazılmış mesnevile­rin ilkidir. XV. Yüzyıldan başlayarak mesnevi,Türk edebiyatında hızlı bir gelişme gös­termiştir. Yüzyılın başında Ahtned-i Da'i, manzum ve mensur pek çok eser ya­nında, en çok 1406 yılında tamamladığı Çengname mesnevisi ile tanınmıştır.

Süleyman Çelebi (ölm. 1421-22)'nin 730 beyitlik Vesiletü'n-necat adını verdiği, yüzyılın en önemli eserlerinden biri olan Mevlid'ı (yazılışı 1409), yazılmış pek çokmevlid içinde en tanınmışı ve yüzyıllar boyunca en çok okunanı olmuştur.Zaman geçtikçe öteki mevlidlerden de parçalar katılarak değişikliğe uğrayan Süleyman Çelebi Mevlidinde Münacat, Viladet, Risalet, Mi'rac ve Rıhlet bölümle­riyle Hz. Peygamber'in hayatı, peygamberliği ve ölümü içli, dokunaklı bir dille anlatılmıştır. Eser, bir du'a bölümüyle bitirilmiştir. Mevlid, "failatün fa'ilatün ü'ilün" vezniyle yazılmıştır.

Yüzyılın büyük şairlerinden Germiyanlı Şeyhi {Ölm. 1428-1431 ?)'nin Genceli Nizami'den etkilenerek yazdığı "Mefa'ilün mefa'ilün fa'ulün" vezninde, 6944 beyitlik büyük Hüsrev ü Şirin mesnevisi Türkçe yazılmış Hüsrev ü Şi-rin'lerin en tanınmışı olduğu gibi, Harname adındaki 126 beyitlik küçük mesne­visi de ilginç bir mizah ve sosyal hiciv eseridir. Abdi'rim 1429'da yazdığı Camasbname mesnevisi de yüzyılın tanınmış eserlerindendir. 1446 yılında yazılan Yazıcıoğlu Mehmed(ö\m. 1451)'in Muhammediyye'si, Mevlid gibi yüzyıllar bo­yu beğenilerek okunan ve sevilen eserlerden biri olmuştur.

Edirneli Şahidi (ölm. 1476) Türk edebiyatının ilk ve 6446 beyitle en uzun Leyla vü Mecnun mesne­visinin sahibidir. Cemali'nm Hüma vü Hümayunu, Halili (ölm. 1485)'nin 1471'de yazdığı ve İznik'e yerleştikten sonra başından geçtiği söylenilen bir aşk hikayesini anlatan Firkatname's Cem Sultan (ölm. 1495)'ın Selman'dan Türkçe'ye çevirdiği 5374 beyitlik Cemşid ü Hurşid adlı mesnevisi (yazılışı 1477), bu yüzyılın tanınmış eserlerindendir. Yüzyılın sonunda artık Türk şairleri de Nizami gibi hamseler meydana getirmeğe başlamışlardır. Hamdullah Hamdı (ölm. 1503-04) gerçek bir mesnevi şairi olarak görünmüş,

Neva'i ile aynı yıllar­da Anadolu'da bir hamse meydana getirmiştir: Yusuf u Züleyha, Leyla vü Mec­nun, Kıyafetname, Tuhfetü'l-uşşak, Mevlid. Bunlardan 6241 beyitlik Yusuf u Zü-leyha'sı(yazılışı 1492) ve Leyla vü Mecnun'u^ (yazılışı 1500.4220 beyit) ham­se içindeki en tanınmış mesnevileridir. Sultan Bayezid II devri şairlerinden Ha­yati, Nizamiye nazire olarak Mahzenü'l-esrar, Heft-peyker, İskendername mes­nevilerini yazmıştır. Çağatay edebiyatında ise büyük şair, pek çok eserin sahibi Ali Şir Neva'i (ölm. 1501), hamseyi de aşarak altı mesneviyi bir araya getirmeyi başarmıştır. Bunlar Hayretü'l-ebrar (yazılışı 1483), Ferhad u Şirin (yazılışı 1484), Leyla vü Mecnun (yazılışı 1484 ?), Hikaye-i Behrarn u Gür (Seb'a-i Seyyare) (Yazılışı 1484), İskendername ve Mantıku't-Tayr'a nazire olarak söylediği 3500 beyitlik Lisanü't-tayr mesnevilerdir.

XVI. yüzyıl, Türk edebiyatında en büyük mesnevi şairlerini yetiştirmiştir. Yüzyılın başında Mesthi Edirne Şehr-engizi; Tacizade Cafer Çelebi (ölm. 1514) tarihi anıtları, gezinti yerleri ve güzellikleriyle İstanbul'u anlattığı 3571 beyitli, "Mefa'ilün mefa'ilün fa'ulün" veznindeki Hevesname (yazılışı 1493) adlı eseri; Benli Hasan diye anılan Ahi (ölm. 1517) Hikaye-i Şirin ü Perviz ve Rivayet-i Gülnun u Şebdiz mesnevisi; Revani (ölm. 1523-24), içki toplantılarının usulleri­ni anlattığı küçük, zarif İşretname'siyle tanınmıştır. Cami'nin hemen bütün eser­lerini Türkçe'ye çevirdiği için Cami-i Rum diye de anılan Bursalı Larni'i (ölm. 1531-32), Salaman u Absal, Unsuri'den etkilenerek yazdığı 5981 beyitlik Vamık u Azra , Gurgani'den Türkçe'ye aktardığı Vis ü Ramin ve 1522 yılında bitirdi­ği Şem iiPervane mesnevilerinin sahibidir.

Yine mesnevi nazım şekliyle yazdığı Bursa Şehrengiz'inde yaşadığı şehrin doğal güzelliklerini anlatmıştır. HakirVmn Leyla vü Mecnun mesnevileri de bu yüzyılın eserleridir. Devrin büyük alim ve ta­rihçisi olarak tanınan Kemalpaşazade (ölm. 1534)"Mefa'ilün mefa'ilün fa'ulün" vezninde 7030 beyitlik Yusuf u Züleyha'sıyl) mesnevide de kendini göstermiş­tir. Sayısız kaside ve gazelleri yanında Şem' ü Pervane (yazılışı: 1524-25), Ah­med ü Mahmud ve Şehr-engiz’iyle Zati (ölm. 1546)'yi ve Şehzade Sultan Selim adına 1542 yılında 5430 beyitli bir Leyla ve Mecnun yazan Larendeli Hamdi'yi de belli başlı mesnevi şairleri arasında saymak gerekir.

XVI. Yüzyılın bütün öteki nazım şekillerinde olduğu gibi mesnevide de üs­tadı Fuzuli (ölm. 1556)'dir. 440 beyitlik Beng ü Bade adlı sembolik mesneviisinde afyonla şarabı karşılaştıran ve Boza, Nukl, Kebab, Kuşüzümü, Nebiz, Arak, Berş gibi yiyecek ve içecekleri şahıslandırarak bir macera içinde anlatan Fuzuli, şarapla Şah İsma'il’i, afyonla da Osmanlı padişahı Sultan Bayezid'i anlatmak istemiştir. Fuzuli, ayrıca divanı kadar sevilmiş ve okunmuş olan "Mef 'ulü Mefa'ilün fa'ulün" veznindeki 3036 beyitli Leyla vü Mecnun adlı mesnevisiyle de yazılışı 1535) mesnevi edebiyatımıza bir şaheser kazandırmıştır.

Her üç ede­biyatta Fuzuli'ye kadar ve ondan sonra da pek çok kez yazılmış olan bu hüzünlü aşk hikayesi onun kaleminde başka bir değer kazanmış, Mecnun'la Leyla'nın da-okulda başlayan maddi aşkı, eserin sonunda ilahi aşka dönüşmüştür. Fuzu-li'nin eseri Türkçe yazılan Leyla ve Mecnun hikayelerinin en güzelidir. Meyveleri konuşturduğu Sohbetü'l-esmar'ı da 200 beyitlik küçük bir mesnevidir.Hüma vü Hümayun ile Gül ü Bülbül (yazılışı: 1552) mesnevilerinin şairi Kara Fazli (ölm. 1563), özellikle ikinci eseriyle ün kazanmış bir mesnevi üstadıdır, "Tasavvufi Gülü Bülbül mesnevisi gül ile bülbülün aşkını anlatan ince, içli bir hikayedir. Güneş, saba, mevsimler bu hikayenin şahıslandırılmış kahramanlarıdır.

1- Her beyti ayrı uyaklı bir divan edebiyatı koşuk biçimi.

2- Bu türdeki yapıtların genel adı.

kaynağı değiştir]

Mesnevide konu her ne olursa olsun, ilk dikkati çeken özellik olayın bir masal havasında anlatılmasıdır. Akıl ve mantık ölçülerini aşan bir sürü olay birbirini izler. Olayın geçtiği yer ve zaman belirsizdir. Konuda birlik sağlanamamıştır. Hikâyenin bölümleri birbirine eklenmiş ilgisiz parçalar gibi görünür. Çevre tasvirleri gerçeğe uygun değildir, hikâye kahramanları doğaüstü davranışlarda bulunur. Hikâyelerde cinler, periler, devler, cadılar, ejderhalar gibi masal motifleri sık sık işlenir.

Her beyti kendi içinde uyaklı uzun nazım biçimidir. Bir anlamda Divan edebiyatında manzum hikâyelerin yazıldığı bir biçim olarak da tanımlayabiliriz. Mevlânâ’nın ünlü tasavvufi mesnevisi 25.700 beyitten oluşmuştur. Mevlana eserine ayrı bir isim koymamıştır; eser, nazım türü olan mesnevi adı ile bilinir.

Mesneviler aşk, dini ve tasavvufi, ahlaki-öğretici, savaş ve kahramanlık, bir şehri ve şehrin güzelliklerini anlatma, mizah gibi türlü konularda yazılmıştır. Divan edebiyatında roman ve hikâye gibi türler olmadığı için mesneviler bir bakıma bu türlerin yerini tutmuşlardır.

On bölümden oluşur.

Aynı şair tarafından yazılmış beş mesneviye “Hamse” adı verilir. Hamse sahibi olmak bir itibar kaynağıdır. Hamse sahibi olarak tanınmış önemli divan şairleri: Ali Şir Nevâi, Taşlıcalı Yahya, Nev’i-zâde Atâi,Fuzuli,Nabi,Şeyh Galip,Şeyhi' dir.[1]

Kaynakça[değiştir

MESNEVİ NEDİR?

Mesnevi sözlükte "ikişer ikişer" anlamına gelir. Edebiyat terimi olarak, aynı vezinde ve her bir beyti diğer beyitlerden müstakil olarak kendi arasında kafiyeli olan nazım şeklinin adıdır. Arap edebiyatında müzdevic veya urcûze adıyla anılan şiirler mesnevinin ilk biçimi olarak kabul edilmiştir. Ancak bu nazım şeklinin günümüzdeki şekil ve muhteva olarak ilk örnekleri Fars edebiyatında ortaya çıkmıştır. Mesnevi nazım şeklinde her bir beytin kendi arasında kafiyeli olması (aa/bb/cc ...) ve genellikle aruzun kısa kalıplarıyla yazılması, konu bütünlüğü ve anlatım açısından şaire kolaylık sağlar. Bu yüzden uzun manzum eserlerde tercih edilmiştir.

Fars edebiyatında Feridüddin-i Attar'ın (ö. 1221) Mantıku't-Tayr'ı, Mevlana Celaleddin-i Rûmi'nin (ö. 1273) Mesnevi'si gibi dini, irfani ve tasavvufi muhtevalı mesneviler; Firdevsi'nin (ö. 1020?) Şehname'si, Nizami-i Gencevi'nin (ö. 1214?) İskendername'si benzeri destani ve lirik mesneviler, Sa'di-i Şirazi'nin (ö. 1292) Bostan'ı gibi ahlaki ve öğretici mesneviler bulunmaktadır.

Bu mesneviler arasında Mevlana'nın Mesnevi'sinin İslami edebiyat içinde önemli bir yeri olduğu hatırlanmalıdır. Yalnız mesnevi dendiğinde akla Mevlana'nın Mesnevi'si gelir. Birçok arif, şair ve edip tarafından tercüme ve şerh edilen bu eser, zamanımıza kadar Türk okuyucusunun en çok okuduğu eserler arasında yerini almıştır. Mesnevi'yi okutan kişi mesnevihan diye anılırdı. Mesnevihan olabilmek icazet sahibi olmaya bağlıydı ve dersin İsmail Ankaravi'nin (ö. 1631) şerhine göre takrir edilmesi beklenirdi. Mesnevi'nin Nahifi (ö. 1738) tarafından başarılı bir manzum tercümesi de gerçekleştirilmiştir.

Bir şairin yazmış olduğu beş mesneviye hamse adı verilmektedir. Fars edebiyatında ilk hamse sahibi Nizami kabul edilmektedir. Nizami'nin hamsesini teşkil eden Mahzenü'l-Esrar, Hüsrev ü Şirin, Leyli vü Mecnûn, Heft Peyker, İskendername mesnevilerini Türk şairleri örnek alarak aynı isimlerle ya da farklı adlarla hamse meydana getirmiştir. Bu şairler arasında Taşlıcalı Yahya Bey (ö. 1582), Nev'izade Atayi (ö. 1635) zikredilebilir.

Bazı istisnalar dışında mesneviler genellikle giriş, konu ve bitiş olmak üzere üç ana bölümden oluşur. İslami gelenekte her esere besmele ile başlandığından, mesnevilerde de besmele ile başlanır. Ardından tevhid, naat, Hz. Peygamber'in mirac hadisesinin anlatıldığı mi'raciyye ve dört halifeye övgü bölümleri bulunur. Mesnevinin adına yazıldığı veya sunulduğu hükümdar ya da seçkin kimselerin övüldüğü kısımda onların cömertlikleri, faziletleri ve kahramanlıkları anlatılır. Mesnevinin kaleme alınmasının sebebinin anlatıldığı bölüm "sebeb-i te'lif", "sebeb-i nazm-ı kitab" veya "sebeb-i tahrir" gibi başlıklarla anılır. Eserin yazılmasının sebebini şair genellikle hatiften gelen bir ses yani manevi işaret olarak bildirir. Bazen de eserin muhtevasına göre şair samimi dostlarının, müritlerinin ya da yakınlarının isteği üzerine eserini kaleme alındığı zikreder.

Mesnevilerde konu "ağaz-ı dastan", "ağaz-ı kitab", "ağaz-ı kıssa" gibi Farsça terkiplerden oluşan başlıklar altında anlatılır. Mesnevilerde ana konu dışında fırsat düştükçe farklı mevzular da anlatılıp ardından tekrar ana konuya dönülür. Mesnevilerde konu uzunluğu sebebiyle bu yeknesaklığı kırmak için şair kahramanların ağzından aktarılan gazellere de yer verir.

Mesnevilerin bitiş bölümü "hatime" başlığı altında verilir. Bazı mesnevilerin hatime bölümünde tevhid, münacaat, fahriye gibi şiir parçaları yer alabilir. Bu bölümde şair eserin tamamlanması dolayısıyla Allah'a hamd eder, eserin sunulduğu hükümdar veya kişinin ömrünün ve devletinin daim olması için dua eder, şiiri ve şairliğiyle övünür. Hasetçilerin, acemi ve cahil müstensihlerin esere verecekleri zarardan Allah'a sığınır. Nihayetinde okuyucudan dua istenir ve kusurlarının görülmemesi talebinde bulunulur. Mesnevinin adı, beyit sayısı, hangi tarihte ve nerede yazıldığı bilgileri bu kısımda yer alır.

İslami Türk edebiyatının ilk eseri olan Yusuf Has Hacib'in Kutadgu Bilig'i (1069-70) bir mesnevidir. Anadolu sahasında 13. asır sonu-14. asır başlarından itibaren verilen edebi eserler arasında mesnevilerin önemli bir yer kapladığı görülmektedir. Yunus Emre'nin Risaletü'n-nushiyye'si (1307), Gülşehri'nin Mantıku't-tayr çevirisi (1317), Aşık Paşa'nın Garibname'si (1330) bu meyanda sayılmalıdır.

15. yüzyılın ilk yarısında mesnevi tarzında Anadolu'daki dini edebiyatın en önde gelen iki eseri verilmiştir: Süleyman Çelebi'nin (ö. 1422) Mevlid diye tanınan Vesiletü'n-Necat'ı ile Yazıcıoğlu Muhammed'in (ö. 1451) Muhammediye'si. Elvan-ı Şirazi'nin (ö. 1426'dan sonra) Gülşen-i Raz tercümesi de tasavvufi çevrelerde asırlarca okunmaya devam etmiş bir mesnevidir.

Mesnevi tarzında edebi değer bakımından en fazla öne çıkan eserler aşk hikayeleridir. Türk edebiyatında bu vadide en meşhur olmuş eserler Şeyhi'nin (ö. 1429'dan sonra) Hüsrev ü Şirin'i, Hamdullah Hamdi'nin (ö. 1503) Yûsuf u Züleyha'sı ve bilhassa Fuzûli'nin (ö. 1556) Leyla vü Mecnûn'udur.

Lamii Çelebi'nin (ö. 1532) mesnevi tercümeleri Türk edebiyatına daha önce tanınmayan hikayeleri sokması bakımından önem taşır. Bir şehrin güzellerinin tanıtıldığı şehrengiz türü 16. yüzyıl başlarında Mesihi'nin Edirne şehrengizini yazmasından itibaren popülerleşmiştir. Şairin başından geçenleri hikaye ettiği hasbihal veya sergüzeştname türünde Cafer Çelebi'nin (ö. 1515) Hevesname'si ile İzzet Molla'nın (ö. 1829) Mihnet-keşan'ı en tanınmışlarıdır. Tasavvufi-alegorik mesnevi tarzında ise Kara Fazli'nin (ö. 1564) Gül ü Bülbül'ü ile Şeyh Galib'in (ö. 1799) Hüsn ü Aşk'ı birer şaheser kabul edilir. Bunlardan başka dini edebiyat sahasında Hakani'nin (ö. 1606) Hilye'si, nasihatname türünde Nabi'nin (ö. 1712) Hayriyye'si asırlarca rağbet görmüştür.

Yukarıda saydıklarımız haricinde mesnevi tarzında menakıbnameler, gazavatnameler, fetihnameler, zafernameler, sûrnameler vücuda getirilmiştir. Bunların çoğunluğu edebi bakımdan çok değerli olmamakla beraber Türk kültür tarihi bakımından istifade edilebilecek eserlerdir.

YAZAR

Mustafa Çiçekler

 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir