Işid Türk Askeri Yaktı

Gelinen noktada ülkemiz bu yanlış dış politikaların bedelini bugün ödemektedir. AKP Hükümeti, yaşanan tüm olayların ardından yayın yasağı getirerek, kınama mesajlarıyla ve misliyle karşılık verileceği açıklamalarıyla yetinmektedir. Yaşanan tüm bu acılar AKP Hükümetlerinin yanlış politikalarının bir sonucudur.
Son olarak IŞİD'in yayınladığı görüntüler toplumda infial yaratmıştır. Kan donduran görüntülerde diri diri yakılan askerler olduğu iddia edilmektedir. AKP Hükümetinin yaşanan ve kabul edilmesi mümkün olmayan olaydan sonra ‘youtube’a erişimi engellediği iddia edilmektedir” ifadelerine yer verdi.

Videodaki görüntüler doğru mudur?

Tanrıkulu, Başbakan Yıldırım’a şu soruları sordu:
“--IŞİD’in elinde tutsak askerler olduğu iddiası doğru mudur?
--İddia doğru ise, IŞİD’in elinde olan toplam asker ve IŞİD tarafından şehit edilen askerlerin sayısı ile ilgili AKP Hükümeti kamuoyunu bilgilendirecek midir?
--IŞİD’in Türk askerlerini yaktığı iddiasıyla paylaşılan Videodaki görüntüler doğru mudur?
--IŞİD’in, elinde tuttuğu iki askeri, diri diri yaktığı iddiası doğru mudur? İddialar doğru ise, bu gerçekler neden kamuoyundan saklanmaktadır?
--IŞİD’in Türk askerlerini yaktığı iddiasıyla paylaşılan video ile ilgili inceleme başlatılmış mıdır?
--İddialar doğru ise, öldürülen askerlerin kimlikleri tespit edilmiş midir? Ailelerine bilgi verilmiş midir?
--Bu görüntüler doğru ise, öldürülen askerlerimiz hangi tarihte kimler tarafından kaçırılmıştır?
--Öldürülen askerlerin kurtarılması için hükümetiniz tarafından ne gibi çalışmalar yapılmış? Hangi girişimlerde bulunulmuştur?
--Yaşanan bu korkunç olaylardan sonra, dönemin Başbakanı tarafından birkaç yıl önce IŞİD için yapılan “birkaç öfkeli sunni genç” açıklaması tarafınızdan nasıl değerlendirilmektedir?
Eylül tarihinde dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yaptığı açıklamada ‘’Türkiye’nin bir yıl önce ′ün sanırım Ekim ayı bir Bakanlar Kurulu Kararnamemiz var. Orada Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına uygulama olarak terör örgütü olarak ilan ediyoruz’’ ifadesi yer almaktadır. 22 Eylül tarihinde ise dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, yaptığı açıklamada “Hükümetimizin IŞİD’e terör örgütü demediğini söylüyorlar. Biz 13 Ekim ′te Bakanlar Kurulu kararıyla IŞİD’i terör örgütü ilan ettik.” ifadesi yer almaktadır. IŞİD’in adı açıkça belirtilerek terör örgütü olarak ilan edildiği Bakanlar Kurulu Kararının tam metni nedir?
--Bakanlar Kurulu tarafından El Kaide ve El Kaide bağlantılı örgütler, gruplar ifadesi dışında IŞİD’in isminin açıkça belirtilerek bir terör örgütü olduğu ifadesinin yer aldığı Bakanlar kurulu kararı var mıdır?
--Bakanlar Kurulu Kararnamesinin yayınlandığı Resmi Gazetenin tarih ve sayısı nedir?​”

IŞİD'in yakarak katlettiği TSK üniformalı Mehmet Şahin ve şehit er Sefter Taş'ın ölümüyle ilgili görülen davanın tutuklu sanığı sözde IŞİD kadısı Jamal Alwi, duruşmada mahkeme heyetiyle pazarlık yaptı. Alwi duruşmada, mahkeme heyetine \"Askerlerin öldürülmesiyle ilgili bildiklerimi burada söyleyemem. Ancak yüz yüze söyleyebilirim. Tahliyemi talep ediyorum\" dedi.

Independent Türkçe'den Can Bursalı'nın haberine göre, 22 Aralık tarihinde yayınlanan propaganda videoda, TSK üniformalı iki kişinin IŞİD militanları tarafından yakılarak katledildiği görüntüler Türkiye'yi sarstı. Videonun yayınlanmasının ardından uzun süre resmi bir açıklama yapılmadı.  Videonun yayınlanmasının üzerinden yaklaşık 11 ay geçtikten sonra, 9 Ekim 'de Sefter Taş'ın ailesine, çocuklarının şehit olduğu bildirildi.

Ancak Fethi Şahin'in ailesine herhangi bir bilgi verilmedi. Olay tarihinde Taş 23, Şahin ise 26 yaşındaydı.

Kuşçu dükkanı işletiyordu

Aradan yaklaşık 6 yıl geçti. Geçen yıl yaz aylarında gazeteci İsmail Saymaz, Taş ve Şahin'in yakılma emrini verdiği belirtilen ve IŞİD kadısı olduğu iddia edilen Jamal Alwi'nin, Gaziantep'te elini kolunu sallayarak dolaştığını, \"kuşçu dükkanı\" işlettiğini yazdı. Saymaz'ın bu yazısından sonra Alwi gözaltına alındı ve tutuklandı.

Alwi, Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuklu yargılanıyor. Davanın temmuz ayında görülen duruşmasında verdiği ifadesinde, mahkeme heyetiyle adeta pazarlık yaptı. Suçsuz yere hapiste yattığını ve IŞİD'le herhangi bir alakasının olmadığını ileri süren Alwi, \"Tahliye olmam durumunda, askerleri infaz eden şahıs hakkında da bilgi vermek istiyorum\" dedi.

\"Ben DEAŞ'a karşı biriyim\"

\"Bahsettiğim şahıs Suriye'de ikamet etmektedir. Kendisi Suriye'ye bağlı Çobanbey'de bulunmaktadır. Kendisinin kod adı Ebu Abdullah El Şami'dir\" diyen Alwi, ismini verdiği kişinin IŞİD'in kadısı olduğunu söyledi. Bu bilgiyi şu anda cezaevinde bulunan bir IŞİD mensubu tarafından öğrendiğini belirten Alwi, sözlerine şöyle devam etti:

\"Bu bilgileri ancak size yüz yüze anlatabilirim, burada anlatamam. Tahliye olmam durumunda bu şahsı sağ veya ölü olarak bulacağım. Ben DEAŞ'a karşı biriyim. 3 oğlum DEAŞ yüzünden öldü. Suçsuzum, bakmam gereken ailem vardır, tahliyemi talep ediyorum.

Jamal Alwi'nin sözlerinin ardından mahkeme tutukluluk halinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma eylül ayında görülecek.\"

Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) yakarak katlettiği Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) üniformalı Mehmet Şahin ve şehitlik unvanı verilen er Sefter Taş'ın ölümüyle ilgili görülen davanın tutuklu sanığı Jamal Alwi, duruşmada mahkeme heyetiyle pazarlık yaptı.

"Bildiklerimi burada söyleyemem"

Alwi duruşmada, mahkeme heyetine "Askerlerin öldürülmesiyle ilgili bildiklerimi burada söyleyemem. Ancak yüz yüze söyleyebilirim. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.

Taş'a şehitlik verildi, Şahin'in ailesiyle irtibat kurulmadı

22 Aralık tarihinde yayınlanan propaganda videoda, TSK üniformalı iki kişinin IŞİD militanları tarafından yakılarak katledildiği görüntüler Türkiye'yi sarstı. Videonun yayınlanmasının ardından uzun süre resmi bir açıklama yapılmadı. 

Videonun yayınlanmasının üzerinden yaklaşık 11 ay geçtikten sonra, 9 Ekim 'de Sefter Taş'ın ailesine, çocuklarının şehit olduğu bildirildi.

Ancak Fethi Şahin'in ailesine herhangi bir bilgi verilmedi.

Olay tarihinde Taş 23, Şahin ise 26 yaşındaydı.

'Kuşçu kadı' haber olunca tutuklandı

Aradan yaklaşık 6 yıl geçti. Geçen yıl yaz aylarında gazeteci İsmail Saymaz, Taş ve Şahin'in yakılma emrini verdiği belirtilen ve IŞİD kadısı olduğu iddia edilen Jamal Alwi'nin, Gaziantep'te elini kolunu sallayarak dolaştığını, "kuşçu dükkanı" işlettiğini yazdı.

Saymaz'ın bu yazısından sonra Alwi gözaltına alındı ve tutuklandı. 

"Tahliye olursam infazcı hakkında bilgi vermek istiyorum"

Alwi, Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuklu yargılanıyor. Davanın temmuz ayında görülen duruşmasında verdiği ifadesinde, mahkeme heyetiyle adeta pazarlık yaptı. Suçsuz yere hapiste yattığını ve IŞİD'le herhangi bir alakasının olmadığını ileri süren Alwi, "Tahliye olmam durumunda, askerleri infaz eden şahıs hakkında da bilgi vermek istiyorum" dedi.

"Bilgiyi hapisteki IŞİD'çiden aldım"

"Bahsettiğim şahıs Suriye'de ikamet etmektedir. Kendisi Suriye'ye bağlı Çobanbey'de bulunmaktadır. Kendisinin kod adı Ebu Abdullah El Şami'dir" diyen Alwi, ismini verdiği kişinin IŞİD'in kadısı olduğunu söyledi. Bu bilgiyi şu anda cezaevinde bulunan bir IŞİD mensubu tarafından öğrendiğini belirten Alwi, sözlerine şöyle devam etti:

Bu bilgileri ancak size yüz yüze anlatabilirim, burada anlatamam. Tahliye olmam durumunda bu şahsı sağ veya ölü olarak bulacağım. Ben DEAŞ'a karşı biriyim. 3 oğlum DEAŞ yüzünden öldü. Suçsuzum, bakmam gereken ailem vardır, tahliyemi talep ediyorum.

Jamal Alwi'nin sözlerinin ardından mahkeme tutukluluk halinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma eylül ayında görülecek.