epilepsi hastası parol kullanabilirmi / Çocuklarda epilepsi tedavisinde ilaç kullanımı nasıl olmalı? - Sağlık Haberleri

Epilepsi Hastası Parol Kullanabilirmi

epilepsi hastası parol kullanabilirmi

Epilepside ilaç tedavisi, doktora danışılmadan kesilmemeli

Mesut Yılmaz’ın oğlu Yavuz Yılmaz’ın vefatıyla gündeme gelen Temporal Lob Epilepsi, (TLE) epilepsinin dirençli bir türü. Hastalığın algılanma şeklinin, duygu durum bozukluklarına yol açabileceğine dikkat çeken uzmanlar, doktor önerisi olmadan ilaç tedavisinin kesilmemesi gerektiği konusunda uyarıda bulundu.
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, Temporal Lob Epilepsi ile ilgili önemli bilgiler verdi.

Epilepsi hastalığının beynin belli bölgelerinden kaynaklanan kontrolsüz elektrik akımlarıyla ortaya çıkan istemsiz hareket ve bilinç bozukluklarıyla seyreden kronik bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Sultan Tarlacı, hastalığın uzun süre ilaç kullanımını gerektiren bir hastalık olduğunu söyledi.

HASTALIĞIN ALGILANMA ŞEKLİ DUYGU DURUMU ETKİLİYOR

Epilepsi hastalarında duygu durum bozuklukları ya da depresif duygu durumunun çok sık göründüğünü ifade eden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Özellikle şakak bölgesi epilepsi hastalarında ya da genel olarak bakıldığı zaman epilepsi hastalarında normal sağlıklı kişilere göre yaklaşık kat daha yüksek intihar oranları olabiliyor veya bazen de bunu belirleyen başka faktörler de olabiliyor. Birincisi; hastalığın yükü yani kişinin o hastalığı algılama şekli. Yani hastalığın tedavi edilemez bir hastalık olduğunu düşünmesi ya da sosyal yaşamını etkilemesi çünkü epilepsinin özelliği gereği; bir anda olmadık yerlerde nöbetler ortaya çıkabiliyor. Bu durum sosyal çekilme yaratabiliyor ve kişide depresif duygu durumunu artırabiliyor” diye konuştu.

EPİLEPSİ HASTALARININ 3’TE BİRİNDE DUYGU DURUM BOZUKLUĞU OLABİLİYOR

Epilepsiye neden olan bilimsel mekanizmaların da aynı şekilde duygu durum bozukluğuna neden olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Yani epilepside bazı maddeler beyinde artıyor-azalıyor. Depresyon ve duygu durum bozukluklarında da benzer maddelerin artışı-azalışı oluyor. Dolayısı ile epilepsiyle depresif duygu durum arasında sıkı bir ilişki ortaya çıkabiliyor. Neredeyse epilepsi hastalarının 3’te 1’inde duygu durum bozukluğu ve depresyon olabiliyor” dedi.

ETİKETLENME HASTAYI ETKİLİYOR

Hastalığın toplumda etiketlenmelere de sebep olabildiğini ifade eden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Bazı hastalıklarda etiketlenme denen durum ortaya çıkıyor, bu durum epilepsi hastalığında daha çok oluyor. Kalp hastalığı olduğu zaman çok olumsuz bir tavır alınmıyor hastaya karşı ama epilepsi denilince olumsuz bir tavır ve hastayı etiketleme dediğimiz bir şey ortaya çıkıyor. Olumsuz bakılıyor hastaya. Bu hastanın kendi hastalığına bakışına da yansıyor. Dolayısıyla bir sosyal çekilme, yalnız kalma, izolasyon, insan ilişkilerinde azalma dediğimiz depresif bir duruma neden olabiliyor” diye konuştu.

BİLİM DIŞI YORUMLAR HASTALIĞIN SEYRİNİ ETKİLİYOR

Epilepsi hastalığının algılanmasıyla ilgili sorunlara da dikkat çeken Prof. Dr. Sultan Tarlacı, bazı kesimlerde bu hastalara cin çarptığı ya da büyü yapıldığı şekilde bilimle bağdaşmayan yorumların yapıldğını ve bunların tedavi sürecini olumsuz etkilediğini ifade eden Tarlacı, kimi zaman da epilepsinin akıl hastalığı olarak değerlendirilebildiğini kaydetti. Tarlacı, “Bu durumlar hastanın algılamasını da değiştiriyor. Panik bozukluk olduğu zaman hasta kendini bu kadar kötü hissetmiyor, mesela bende panik bozukluğu var diye heyecanla söylüyorlar. Dolayısıyla böyle etiketlenmeye neden olduğu için hastada bir sosyal çekilme, negatif bir duygu durumu yaratıyor. Sosyal ilişkilerini koparıyor, evde kalmak istiyor, dışarı çıkmak istemiyor. Eğlencelerden aktivitelerden arkadaşlarından uzak kalıyor bu sefer depresyon daha artıyor” dedi.

TLE, DİRENÇLİ BİR TÜR

Epilepside beynin herhangi bir yerinde kontrolsüz elektrik boşalımlarının ortaya çıkabildiğini ifade eden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Temporal Lob Epilepsi, normal epilepsi hastalarının neredeyse yüzde 7 ile 10’unu oluşturuyor ve beynin şakak bölgesi dediğimiz elinizi koyduğunuz zaman yan bölgeye denk gelecek şekilde beynin temporal bölgesinin derinliklerinden kaynaklanıyor. Bu bölgenin nöbetlerinin özelliği; biraz dirençli olmalarıdır yani diğer bölgelere göre tedaviye biraz daha dirençlidirler. Aynı zamanda da nöbet şekli itibarıyla da duygu durum bozuklukları bu tür hastalarda daha çok ortaya çıkabiliyor. Tabii sadece nöbet olması değil, aynı zamanda bazı kullanılan epilepsi ilaçları da duygu durum bozukluğu hatta depresyon ya da intihar eğilimine varabilecek kadar ağır depresyon yaratabiliyorlar. Bu durumun arkasında; kişinin genetik yapısı, hastalığı algılaması, tedaviye uyumu ve ilaç etkisi sayılabilir.”

AMELİYATTA YÜZDE 80 BAŞARI SAĞLANABİLİYOR

Temporal bölgedeki nöbetlerin dirençli olması halinde ameliyatın da alternatif olabildiğini ifade eden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Ameliyatta beynin şakak bölgesindeki odağı bulup çıkarıyoruz. Ya da hastaya uygun cerrahi tedavi planlıyoruz. Bu tür cerrahi yöntemlerde başarı oranı yüzde 80’e yakın ama bazı durumlarda yine düşük doz ilaç kullanımı gerekebiliyor” dedi.

DOKTOR ÖNERMEDEN İLAÇLAR KESİLMEMELİ

Hastalığın tedavisinde ilaç kullanımının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Sultan Tarlacı, doktor tarafından tavsiye edilmedikçe ilaçların kesilmemesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:

“Bazı ilaçlar duygu durum bozukluğunu iyileştiriyor bazı epilepsi ilaçları ise psikiyatristlerin depresyonda kullandığı ilaçlar. Ama tam tersi bazı epilepsi ilaçları da duygu durum bozukluğu yapabilecek tipte yan etkilere sebep olabiliyorlar ama epilepsi hastalarının ilaçlarını kendilerinin kesmesini hiçbir zaman istemiyoruz çünkü ilaç kesiminin belli şartları var. O şartlar yerine gelmedikten sonra ilaç kesilirse sık nöbet, üst üste nöbet hatta bilinç açılmadan sürekli büyük nöbet geçirip ölüme varacak kadar nöbet ortaya çıkabilir. En sık nöbetlerin, tekrar eden üst üste nöbetlerin sebebi ilaç kesimidir. Yani hastanın kendi kendine ilacı kesmesidir. Epilepsi ilaçlarını hızlı kesmek, birden kesmek, nöbetlerin üst üste oluşmasına neden olur.”

EPİLEPSİ FELCE YOL AÇMAZ

Gazetelerde hastalığın felce varacak sonuçları olabileceğine ilişkin iddialar olduğuna değinen Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Bu bilgiyi düzeltmek lazım. Normalde epilepsi hastalarında bildiğimiz felç şeklinde bir komplikasyon beklemiyoruz. Felç dediğimiz beynin kanaması ya da damar tıkanıklıklarından kaynaklanan kas güçsüzlüğü ya da ona benzer işlev kayıpları. Epilepsi hastalarında bu tür kalıcı felçlerin olması beklenemez böyle bir şey söz konusu değil yani sık sık nöbet olmasından da böyle bir felç olmaz. Sadece geçici süre bilinç kaybı ya da algılama bozuklukları ya da bazen özellikle Temporal Lob Epilepsilerinde davranış bozuklukları psikoz dediğimiz davranış bozuklukları ortaya çıkabilir” dedi.

ÖNYARGILAR AŞILMALI, ÖNLEM ALINMALI

Epilepsi hastalarına yönelik zaman zaman gereksiz ve abartılı baskıların ortaya çıkabileceğini ifade eden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Evlenemezler, çocuk sahibi olamazlar gibi önyargılar olabiliyor. Normal şartlarda nöbetleri kontrol altında olan bir hasta normal insanın yaşayacağı şekilde yaşayabilir ama neye dikkat etmesi gerekiyor? Örneğin yüzüyorsa diz seviyesini geçmeyecek bir yerde yüzmesi gerekiyor, yanında birinin olması gerekiyor çünkü nöbetler sırasında boğulmalar oluşabiliyor. Doğada yürüyüş yapacaksa mutlaka yanında birinin olması gerekiyor. Ama nöbetleri kontrol altında olan birinin evde sürekli yanında birinin olması gibi bir şart yok. Ancak nöbet kontrolü kötüyse hasta sık sık nöbet geçiriyorsa, tabii ki bilinç kaybı olacağı için nöbet sırasında yanında gözlemcinin ya da birisinin olması gerekir” uyarısında bulundu.

Güncelleme Tarihi: 21 Ocak

Yayınlama Tarihi: 02 Ocak

Sayfa içeriğinde yer alan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. İlgili sayfada tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğeler yer almamaktadır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

&#;ocuklarda epilepsi tedavisinde ila&#; kullanımı nasıl olmalı?

Haberin Devamı
Çocuklarda epilepsi tedavisinde ilaç kullanımı nasıl olmalı

EPİLEPSİ TEDAVİSİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

Vücudumuza aldığımız bütün besinler ve ilaçlar alınan maddenin özelleğine göre bazen karaciğer bazen de böbrekten atılır. Diğer bütün kullandığımız ilaçların da benzer şekilde yan etkileri olabilmektedir. Düzenli tedavi ve doktor kontrolüyle ilaçların yan etkileri her doktor ziyaretinde mutlaka değerlendirilecektir.

Çocuklarda epilepsi tedavisinde ilaç kullanımı nasıl olmalı

EPİLEPSİ tedavisinde en önemli adım, ilaç tedavisinin düzenli bir şekilde kullanılması ve doz atlanmamasıdır. Tedavi esnasında doz atlanacak olursa hastanın çok ciddi ve dirençli nöbetleri olabilir. Bu nedenle ilaç alımının unutulduğu durumlarda unutulan doz ilk akla gelen zamanda verilmelidir. Hiçbir şekilde doktorun onayı olmadan epilepsi ilaçları aniden kesilmez. Epilepsi ilaçlarının bırakılmasının planlandığı durumlarda, epilepsi ilacının azaltılması kademeli olarak yapılmaktadır. Ani şekilde epilepsi ilaçlarının kesilmesi, status epileptikus dediğimiz çok uzun süren ve dirençli olan epilepsi ataklarının gelmesine neden olabilir. 

Haberin Devamı

seafoodplus.info 'a Katkılarından dolayı teşekkür ederiz.

Epilepsi hastaları bu besinlerden uzak durmalı!

Epilepsi ilaçları, çoğu zaman tamamen iyileştirici olmasa da hastalık şikayetlerini baskılayıcı özelliğe sahip. İlaçların düzenli kullanılması kadar hastanın yaşam tarzına ve tükettiği besinlere dikkat etmesi ise tedavi başarısını etkiliyor. Peki, epilepsi hastaları hangi besinleri tüketmeli, hangilerini tüketmemeli?

Epilepsi, beyin hücreleri arasında yaşanan normal elektriksel aktivitenin, değişik sebepler sonucu, geçici olarak bozulması şeklinde açıklanıyor. Kısa süreli elektriksel boşalımla ortaya çıkan bu durum ise, nöbet olarak tanımlanıyor. Nöbetin türü, bu anormal elektriksel boşalımın beyin bölgesinin neresinde gerçekleştiğine, bu bölge ile sınırlı kalıp kalmadığına ve beynin diğer bölgelerine ne hızda yayıldığına göre değişiyor.

OTUZDAN FAZLA NÖBET TÜRÜ VAR

Tıpta, çok kısa süreli dikkat kaymasından uzun süreli konvülsiyonlara (havale) kadar otuzdan fazla farklı nöbet türü tanımlandığını belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Gamze Eroğlu Arığ, tek bir nöbetin epilepsi tanısı için yeterli olmadığını söyledi.

EPİLEPSİ BU BELİRTİLERLE ORTAYA ÇIKIYOR

Nöbetler sırasında bilinç, davranış, hareket ve algı fonksiyonlarının kısa süreli bozulduğunu aktaran Nörolog, hastalığın belirtilerini şöyle anlattı:

“Her ne kadar epilepsi için baygınlık, vücutta kasılma, ağızdan köpük gelmesi gibi belirtiler tanımlansa da nöbetler, bayılma olmaksızın yalnızca donup kalma, boş bakma, tekrarlayıcı çiğneme-yutma hareketleri, sıçrayıcı anormal kol-bacak hareketleri, anormal koku duyma ya da algı bozuklukları şeklinde ortaya çıkabilir. Tek bir nöbet geçirmiş olmak epilepsi tanısı konulması için yeterli değildir. Epilepsi hastalığından ancak nöbetlerin tekrarlayıcı özellik göstermesi durumunda bahsedilebilir.”

EPİLEPSİ NEDEN KAYNAKLANIR?

Epilepsi, çocukluk çağında en sık görülen nörolojik hastalıklardan biri, 65 yaş ve üzerinde de artış gösterebiliyor. Epilepsinin nedenleri arasında, beyinde gelişimsel bozukluklar, genetik, tümoral, damarsal, enfeksiyon ve metabolizma hastalıklar gösteriliyor. Bunların dışında sebebi bulunamayan nedenler de epilepside ayrı bir grup oluşturuyor. Ayrıca uykusuzluk, açlık, ateşli hastalıklar, bazı ilaçlar da nöbetlerin ortaya çıkışını tetikleyebiliyor.

NÖBET GEÇİRENLERE GEREKSİZ KUVVET UYGULANMAMALI

Epileptik nöbetler, genellikle dakika içinde kendiliğinden sonlandığını belirten Nöroloji Uzmanı Arığ, hastanın, nöbet sırasında sert ve keskin objelerle kendine zarar vermemesi için çevresel faktörlerden uzak tutulması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: 

“Hastanın nefes almasını güçleştiren giysilerin gevşetilmesi ve hastanın rahatlatılması önerilir. Nöbet durumlarında kesinlikle hastanın ağzı kaşık ya da parmak yardımıyla açılmaya çalışmamalı, yaşanan kasılmaları önlemek için vücuduna gereksiz kuvvet uygulanmamalıdır. Bu müdahaleler, nöbetin sonlanmasına katkı sağlamanın aksine, hastada dişlerde kırılmaya, ortopedik travmalara ve kanamalara yol açabilir. Kolonya vs. koklatmak ise tamamen yararsız uygulamalardır. Nöbet süresi uzayan, birbirine eklenen ve sonlanmayan nöbetler ise mutlaka hastane koşullarında müdahale gerektirir. Nöbet sonlandıktan sonra hasta hemen kendine gelemeyebilir, aşırı yorgunluk, sersemlik hissi ve zihin karışıklığı hissedebilir.”

Epilepsi hastalarının yaklaşık yarısında tek bir ilaçla nöbet kontrolü sağlanabildiğini söyleyen Uzman, ayrıca günümüzde epilepsi cerrahisi ile de başarılı sonuçlar alındığını dile getirdi.

Epilepsi hastalar&#x; bu besinlerden uzak durmal&#x;! - 1

EPİLEPSİ HASTALARI TUZ VE ŞEKERE DİKKAT ETMELİ!

Bazı besinler nöbetlerin önüne geçebilirken, bazıları da ilaçlarla etkileşime girerek nöbet sıklığını ve şiddetini etkileyebiliyor.

Bu nedenle epilepsi hastalarının tüketmesi ve uzak durması gereken besinler olduğunu kaydeden Dr. Gamze Eroğlu Arığ, o besinleri ise şöyle sıralıyor:

• Epilepside en önemli noktalardan biri, vücut kan şekerinin dengeli seyretmesidir. Bu sebeple epilepsi hastaları, şeker içeren besinlerden uzak durmalı, un yerine tam tahıllı ürünler tüketmeye özen göstermelidir. Ayrıca uzun süreli açlıklar kan şekerinin aşırı düşmesine neden olacağından hastalar kesinlikle öğün atlamamalıdır.
• Omega 3 ve Omega 9 gibi sağlıklı yağlar epilepsi hastaları için oldukça faydalıdır. Bu nedenle hastalar Omega 3 ve 9 yağları içeren balıklar tüketmeye özen göstermelidir.
• Alkol ve çay, kahve, kola gibi kafein içeren içecekler epilepsi nöbetlerini tetikleyebildiği için uzak durulmalıdır.
• Greyfurt ve nar gibi meyveler epilepsi ilaçlarıyla etkileşime girebildiği için nöbetler üzerinde olumsuz etki yaratabilir.
• Sodyum, kalsiyum ve magnezyumun nöbetleri kontrol altına alma özelliği taşıdığı biliniyor. Epilepsi hastalarında öncelikle sodyum, kalsiyum ve magnezyum eksikliklerinin olup olmadığı kontrol edilmelidir. Soydum eksiklikleri için yeterli tuz, kalsiyum için süt ve süt ürünleri, magnezyum için ise kuru baklagiller tüketilmelidir.
• Epilepsi hastalarında çoğunlukla D vitamini eksikliği ve kemik erimesi sorunları ile karşılaşılır. Bu nedenle hastalarda D vitamini takviyesine ihtiyaç duyulabilir. Tabii ki en önemli D vitamini kaynağı güneştir. Ayrıca süt, peynir, yumurta ve balık çeşitleri de diğer D vitamini kaynaklarıdır.

Fotoğraflar: Getty Images Turkey

SAĞLIK HABERLER&#x;

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir