aleviler namaz kılıyor mu / Aleviler namaz kılar mı? - Fikriyat Gazetesi

Aleviler Namaz Kılıyor Mu

aleviler namaz kılıyor mu

Tartışma:Alevilik

Tartışma arşivi: Arşiv 1, Arşiv 2

Bu madde baştan sona bir akımın inanışını alevilik olarak sunmuş görünüyor. Aleviliği inanç olarak görmeyip bir yaşam felsefesi olarak kabul eden aleviler bile vardır. tümüyle taraflı ifadelerle doludur. Bu haliyle tarafsız bir wiki makalesi değildir. Bu makalede tarafsızlık ilkesi doğrultusunda tüm görüşleri yansıtmalıdır. Ağırlıklı olarak Caferilik anlatılmıştır. Bu imzasız yazı Orfeadk (mesaj • katkılar) tarafından eklenmiştir. , 5 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Osmanlı Dönemindeki Sorunlar[kaynağı değiştir]

Tarihi İpek Yolunun kara bölümünü kontrol eden ve bu ticareti elinde bulunduran Türkmenlerin gittikce güçlenerek Karadeniz ve Akdenizdeki limanlara inmeleri başta Osmanlılar olmak üzere Ceneviz ve Venediklileri telaşlandırmıştır. Safavi Şahı İsmail'in daha fazla batıya gelmemesini isteyen Osmanlılar Çaldıran'da Şah İsmail'in ordusunu bozguna ugratarak bölgede kesin hakimiyet sağlamıştır. Yükselme, Varlık döneminde sessiz kalan Aleviler duraklama zamanında çiftçilerin vergi sorunu(ekonomik), Tımar sisteminin bozulması(askeri) ve iyice teokratikleşen yönetim nedeni ile Celali ayaklanmaları ile başkaldırmaya başladılar. Bu ayaklanmalar IV. Murat ve Kuyucu Murat Paşa gibi padişah ve sadrazamlar tarafından kanlı bir şekilde bastırıldı. Gerileme döneminde Pir Sultan Abdal'ın bir vali tarafından asılması ile sorunlar yeniden baş gösterdi ve Sivas bölgesi ayaklanmaya başladı. Daha sonra Amasya ve Tokat bölgelerinde de başlayıp süren baş kaldırmalara Tanzimat sonrası Osmanlı Dağılma Dönemin'de Tunceli'de katıldı. Dağılma döneminde Dersim ayaklanmaları ile devam eden Celali ayaklanmaları, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurulmasıyla sona ermiştir. , 17 Eylül (UTC)

Bazı ifadeler onur kırıcıdır[kaynağı değiştir]

""Bazı Alevilerin Cuma namazı dahil olmak üzere beş vakit namaz kıldıkları görülmektedir. Bu gruplar Semah yapmamakta, ibadetleri de kadın-erkek karışık gruplar halinde değil, İslam'daki esasa göre yapmaktadırlar."" Bu ifade Alevi toplumuna karşı onur kırıcıdır. Aleviler kendi ibadet biçimlerini İslamdaki esaslara göre yaparlar. Yanısıra cuma namazı kılıp beşk vakit namaz kılan alevi tipinin kaynağı nedir? Bu tür mesnetsiz ifadeler objektif değildir. Bu imzasız yazı (mesaj•katkılar) tarafından eklenmiştir. 7 Temmuz

Alevilik sadece Türklere ait bir inanış değil, zaza ve kürt alevileride sözkonusu , 20 Ağustos (UTC)

Bu içerik olma doğru ihtimaline karşın kaynaksız olarak eklendi.xrazymesaj , 5 Nisan (UTC)Yanıtla[yanıtla]

İsim[kaynağı değiştir]

  • Peygamber efendimizin ismini yazarken saygılı olun lütfen, sıradan bir isimmiş gibi yazılmamalı funduszeue.infoed s.a.v olarak yazılır bilmeyenler için.
  • Vikipedi kuralları çerçevesinde Hz. veya SAV gibi kısaltmalar ve ünvanları kullanmıyoruz. Vikipedi’de tarafsız bakış açısı için şu sayfayı okumanızı öneririm. İyi çalışmalar. Mimar77 , 27 Kasım (UTC)
    • İyi güzel, peki madde bu haliyle ansiklopedik mi? Tarihi oluşumu, nasıl gün yüzüne çıktığı, öğretilerin sahibi ve şekli? Madde baştan sona düzmece içi boş ve tutarsız şeylerle doldurulmuş ve kimse de düzeltme zahmetine girmemiş , 25 Mayıs (UTC)

Birçok Aleviye göre, Alevilik, İslam tarafından çok etkilenmiş olmasına karşın, İslam dışında bulunan bir inançtır. Dolayısıyla, madde girişinin değiştirilmesi gerekiyor. Örneğin şöyle: "Alevilik, kimilere göre İslam içinde, kimilere göre İslam dışında bulunan bir inanç sistemidir." --Benne , 20 Aralık (UTC)

"islamiyetin icinde olmasinda ne olursa olsun" gibi bir mantik dogru degildir. Alevilik, islamiyetin bir parcasidir. katolikler ve protestanlarda hristiyan toplumunun uyeleridir ama kendilerine biz hrisyoyanligin disindayiz demezler .??

O sizin dusuncenizdir. Bir ansiklopedide bilimsel kaynaklara dayanilir, kisisel dusuncelere degil. --Benne , 3 Ocak (UTC)
  • Bir dini oluşturan bazı temel kurallar vardır. İslamiyette ise İslam ya da Müslüman olmanın şartlarıdır bu kurallar. Bu şartlar:
1-Kelime-i Şehadet getirmek
2-Namaz kılmak
3-Oruç tutmak
4-Zekat vermek
5-Hacca gitmek'tir.

Alevilerin inançlarında bu beş şartın herhangi biri yoktur. Ayrıca bir insan hangi dine inanıyorsa o dine ait ibadethanelerde dini vecibelerini yerine getirir. Hristiyan olan herhangi biri mezhebi farklı bile olsa kendi mezhebine ait kiliseye gider. Müslümanlarda da böyledir. Örneğin Şiilik Müslümanlığın farklı bir koludur ve onlar da kendi mezheplerine ait camiler bulunur. Oysa Alevilerde camide ibadet etmek gibi bir şey söz konusu değildir çünkü onlar namaz kılmazlar. İbadetlerini cem dönerek yaparlar. Bu yüzden Aleviliğin Müslümanlığın bir mezhebi olduğunu savunmak tamamen yanlış bir görüştür. Alevileri İslamlaştırarak yok etmek gibi tehlikeli bir öz içerir. Kaynak: Erdoğan Çınar. Nejat Birdoğan.??

  • Bu beş şart olsa olsa müslümanlığın şartlarıdıfunduszeue.info'ın şartları saymakla funduszeue.info arada Alevi'ler Hacca da gider , oruç da tutar , ibadet de eder , zekat da verir ve kelime-i şehadet de getirir.

Not: Hacca gitmeyen,namaz kılmayan,zekat vermeyen, ramazan orucu tutmayan Aleviler gayette mevcuttur. Bakınız: Sıraçlar , 31 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]

O bütün mezheplerde mevcuttur. Alevilik ile alakalı değildir, insanlık ile ilgilidir. Birçok namaz kılmayan zekat vermeyen Sünni de gayet mevcuttur. , 5 Nisan (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Sıraçlar[kaynağı değiştir]

Alevi-kızılbaşlığı en özgün biçimde yaşayan Türkmen gruplarından sıraçlar yalnızca tokat dolaylarında değil sivas-kangal ilçesindede yaşadıkları, yıllık bir alevi geçmişleri olanlardan söz edilirken tarihten,temelden alevi olan kangal sıraçlarındanda söz etmek gerekmezmi.??

Obejktif Bilgi[kaynağı değiştir]

Burası belirli kesimlerin kişisel görüşlerinin dikta edildiği bir yer değil, insanlara objektif bilginin sunulduğu bir platformdır. Aleviliğin islam içi olup olmadığı burada tartışılması gerekilen bir konu değildir. İsteyen pekala aleviliği islam içi yahut dışı da sayabilir. Otoritelerin bilgileri paylaşılır. Konuya ek olarak bazı kesimlerin aleviliği islam dışı gördüğü de eklenebilir.?? , 20 Mayıs (UTC)

Söz ettiğiniz türden bir eklenti yapıldı. Giriş kısmında görebilirsiniz. --Vitruvian , 25 Ocak (UTC)

Kutsal Günler[kaynağı değiştir]

Kutsal Günlerde Kadir Orucunuda yaza bilirsiniz. Aleviler Ramazanda Kadir Orucunu üc gün tutarlar.

  • Elinizde güvenilir kaynaklar varsa bilgiyi ekleyiniz. Sonuna da şeklinde kaynaklarınızı ekleyiniz, biz düzenlerizAbuk SABUKmsj , 27 Ocak (UTC)
  • Bu Madde'de yaziyor: Kadir Gecesi 'ni bağlayan günlerde üç gün ve Muharrem ayında ise 12 gün oruç tutarlar Alevilikte Ibadete bakarsaniz görürsünüz. Kutsal Günlerde Kadir Orucunuda yazarsaniz cok sevinirim.

turkmenıstan ve azerbeycanda da alevıler vardır bunlarında yazması lazım. , 23 Mart (UTC)

ALEVILIK INANCI[kaynağı değiştir]

Alevılık'de cuma namazı yoktur. sadece cem vardır , 23 Mart (UTC)

Hangi alevilikte yok?xrazymesaj , 2 Mayıs (UTC)
  • Cem ibadeti Perşembe'yi Cuma'ya bağlayan gece yapılıfunduszeue.info Alevi'lerin Cuma namazıdır.(Araplar'da perşembe gecesi Cuma olarak bilinir)

DERSİM ALEVİLERİ NERDE[kaynağı değiştir]

Dersim (Tunceli), Erzincan, Bingöl, Varto, Erzurum, Kelkit, Şiran, Kangal, Ulaş, Zara, İmranlı gibi yörelerde, özellikle Alevilerin tek çoğunluk sağladığı Tunceli ilinden neden hiç bahsedilmemesi ilginç --Asmêno Bêwayir (mesaj) , 24 Ekim (UTC)


Şunu kabullenmek çok zor olmamalı Alevilik anadolunun islam anlayışıdır bir çok ortadoğu ülkesi islamı araplardan öğrenmiştir anadolu alevileri islamı kendi içinde yetişen kanaat önderleinden öğrenmiştir herkes islamı araplar gibi öğrenmek zorundada değildir

Sen kimsin ki, imza atmasını dahi bilmiyorsun? --Dılmıc (mesaj) , 5 Ocak (UTC)

Madde içinde geçen İslâmî, i’tikadî, Alevîler’in dinî i'tikadı, Câferiyye Şiîliği gibi bir sürü kesme işareti ile gereksiz yere ayrılmış ve a ve i gibi harflerin üstüne şapka işareti konulmuş ve Türk Dil Kurumu^nca kabul edilen yazıma uygun olmayan sözcükler kullanılmış. Bu maddenin anlaşılırlığını da engelliyor. Bence bunlar değiştirilmeli. Cem Yıldız (mesaj)

DestekDestek okunması güçleşiyor bu haliyle.xrazymesaj , 2 Mayıs (UTC)
Aslında bu maddenin özelinde bir tartışmamı bilemiyorum. Maalesef eski kullanımların meraklısı var. Konuşma dilinde bile bu ağdalı konuşma yokken wikipediada bunun peşinden koşma merakını anlamıyorum. bence de yüzyıl Türkçesine uygun olmayan bu kullanımların Türk Dil Kurumu bile kullanmazken burada yer alması abes. --Muratero , 3 Eylül (UTC)

A, e, i, o, u gibi uzunca okunan harflere şapka (^) eklenir. Bu Türk dilinde mevcuttur. Eskide olsa yenide olsa yinede yer almakta. Herhangi alakasız şeylerle bağdaştırmamak gerek. Eleştirilesi mevzu bile olmamalı. Gâzî Mustafa Kemal Atatürk önderimizin kurduğu mukaddes Türkiye Cumhuriyetimizin Türk Dil Kurumu'da bunu kabul ediyordur, çünkü Anayasa kanunlarında bile arşivlerde şapkalı harfler mevcut. عہۗلہٰےاہۣۗلعہرہۣۗاقہۗے (mesaj) , 13 Ocak (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Mezhep mi tarikat mı?[kaynağı değiştir]

Bazı cümleleri değiştirdim. Alevilik aynı anda hem mezhep hem de tarikat olamaz. "Alevi mezhebinden olan tarikatlar" denebilir. Bektaşilik için bir Alevi tarikatıdır diyebiliriz. Alevilik için itikadi mezhep diyebiliriz.

Bazı kelimeleri Vikisözlüğü kullanarak değiştirdim. Her tarikat kelimesinin yanına (yol) yazmak gerekmez. Tarikat bir terim. Parantez içinde anlamını belirtmek gerekmez. İsteyen arayıp bulabilir.

Osmanlı Türkçesine göre tamlamalar yapma geleneği şöyle: İlk kelime (tamlanan) ünlüyle bitmişse ikinci kelimeye (tamlayana) bağlarken "-yı" ekleniyor. Bu yüzden doğru yazılış en azından şöyle olmalı: Şîa-yı Bâtınîyye. Şöyle değil: Şîʿa-i Bâtınîyye. --Şinray Dekiru (mesaj) , 12 Temmuz (UTC)

Isvicre'nin Basel sehrindeki meclis Alevilik'i 'de taninmistir maddede bahsedilebilir mi? funduszeue.info , 22 Ekim (UTC)

İstek yapıldıYapıldıbakınızxrazymesaj , 5 Nisan (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Hoca Ahmed Yesevi ile Hacı Bektaş-ı Veli arasında bağ kurmaya çalışmak çok büyük bir zorlama olmuş. Arada tek delil ise kaynak gösterilemeyen lokman parande. Gerçekten bilgiye bilime çok uzak. Aralarında, kısaltmada en hoş görülebilecek 80 yıl dahi bu durumu kotarmıyor. Ayrıca alevi dergahlarının pagan sembolleri ile dolu olması bu inancın Şaman değil pagan kökenli olduğunun en büyük ispatıdır. Bazılarınız diyecekki o dergahlar eski dönemde romalılar ve bizanslılara ait idi. Tamam peki ozaman bu sembol ve kabartmaların, bir çoğu yeni ve en eskisi yıl önce yapılmış alevi mezarlarında neden kullanılmaya devam edilmiş? Bu imzasız yazı Hyorophan (mesaj • katkılar) tarafından eklenmiştir.

Kaynaksız bilgileri eleştirirken kaynak vermemek ikilem. Zor değil kaynak göstermek. Lütfen bahsettiğiniz bilgileri gösteren kaynakları burada paylaşın bizzat ben uğraşıp maddeyi geliştirmek üzere ekleyeceğim. xrazymesaj , 5 Nisan (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Alevilik islamın bir mezhebidir. Hz ali nin soyundan gelmeyen insanlarda alevi olabiliyor Indila (mesaj) , 5 Şubat (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Tarihte Ali taraftarlarına Alevi denilmiştir ancak günümüzde Alevi denilince Türkiye'deki Alevilik akla gelir. Bu sayfa resmen bir çorba gibi her şeyi birbirine katmış. Bu maddenin içeriği Şiiliğin tarihi sayfasına taşınmalıdır ve Türkiye Aleviliği olarak içeriği doldurulmalıdırNushirevan11 , 30 Nisan (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Kaynaklar varken size mi kaldı Aleviliği kendileriyle alakası olmayan Şiiliğe saymak? Alevilik zaten tarihte Anadoluya Horasan, Taberistan, Gilan'a kaçan Aleviler'den gelerek Anadoluya Türk islamı getirdiler. Tasavvuf ittikadli Kuran ve Ehli Beyt ittikadli toplumun tarihini neye dayanarak "farklı, ama Türkiyede böyle" diyebiliyorsunuz? Şafiilerle Hanefiler aynı mı? Kaldı ki Alevilikle Şiiliğin neyi aynı? Aleviler zaten Emevi ve Abbasi zulmünden acemi devletlere (selçuklu Türk devleti) gibi ülkelere sığınıp onların müslüman olmasını sağladılar. Zaten Anadolu Alevilerin Türk kültürüde buna dayanmakta. Selçuklu Türkleri islamı Alevilerden kabullenmişlerdi. Ayrıca bunun hepsi bir kenara Alevi kelimenin manası zaten Ali evladı demektir, arapça kelimedir, böylece Aleviliğin köküde nettir. Kaynaklar belirtilmesine rağmen size uymasada. Alevilik ocak sistemi olduğu ve Bektaşi, Kalenderi, Mevlevi Kadiri vs gibi tarikatların İmam Ali'ye ulaşmasından dolayı Tarikat-ı Aleviyye denir. Taeikat-ı Aliyye diye Alevi kelimesini değiştiriyorsunuz sadece. Alevi önderlere Sünni imajı verenler bi o zatların ittikadini Sünnilikle kıyaslasınlar, Batınilik (Tasavvuf) Ehli Beyt öğretisidir, Aleviliğin ittikadidir. Sünnilik bunu şiddetle reddeder, hatta sünnilikte batınilin "sapıklık" veya "şirk" olarak görülür. Bugün kendilerine Sünni imajı verilen Alevi önderleri zaten Sünni ittikadli kimseler tarafından katledildi detaya girebilirimde bu kadar örnek yetmelidir sizinde anlamanıza.. Bozkurt (mesaj) , 8 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Selamlar sayın Chansey ve sayın Vikiçizer, son haftalardır Alevilik sayfasında edilen Vandalizm ve Tahribatı durdurmak için birçok defa değiştirildiği görülmektedir. Eski sürümde detaylı bilgiler varken, nedensizce devriye tarafından (Nushirevan11 içerikler Alevilikle alakası olmayan ve sadece son 8 yılın medya haberleriyle bir kaç cümleyle değiştirilmişti. Tüm tarih, gelenek / kültür, ibadet, zikir ayinleri vs yok sayılıp silinmiş ve geri kalan Alevilikle alakalı bir kaç ibadet etkinleride alakasızca Şiilik sayfasına taşındı. Aleviliğin ittikadi Şiiliğe benzese bile bu Alevileri Şii yapmaz, çünkü birçok fark var. Detaya girmeden defalarca değişiklerde nezaketle anlatılmasına rağmen sayın devriye Nushirevan11 maalesef kaynaklara rağmen yine olumsuz olarak değerlerndirdi ve "+yapıcı olmayan değişiklik" ifadesiyle reddetti. Aleviliğin son 8 yılın medyasıyla tanıtılması Alevilikle alakası olmayıp siyasi bir meseleden ibarettir.

Sizden ricam Alevilik sayfasındaki değişiklik geçmişine ve değişiklik özetindeki ifadelere balınız. ~ tarihinden bugüne kadar bir zahmet bakınız.

Ek olarakta şunu belirtmek isterim ki aynı devriye tarafından geçmişte Alevilikle alakalı diğer sayfalardada buna benzer vandalizm uygulanmıştır. Pamir Aleviliği / Türkistan Aleviliği, İdrisi Aleviler Hanedanlığı vs gibi sayfalarda Alevilikle ilgili maddeleri silip etnik kökeni çarpıtmış bulunmakta. Alevilik sayfasında ve diğer Alevilikle ilgili sayfalarda ırkçılık/mezjepçilik/faşizm olduğunu düşünüyorum, çünkü o aynı devriye değişiklil savaşına yol açtı ve Alevilikle ilgili kaynaklara rağmen zannettiği gibi alakasız şeyler yazdı. Lrneğin Alevilik sayfasının eski sprümünde detaylı bilgiler vardı. Peygamberimiz Hz. Muhammed ile ilgili bilgileri silmiş ve sanki sadece İmam Ali'ye ilahilik atfetmişçesine önyargılı ve alakasız birkaç cümleyle tanıtmış, sanki peygamberi yok saymışçasına silmiş hepsini. Bir de yine Nuhsirevan11 adlı devriye tarafından değişiklik savaşı uygulandı. Bu da (VP:TBA) & (VP:TW) kurallarına aykırı değilmidir, özellikle bir yetkili / devriye olarak ? Hatta kendisi uyarılmasından sonra söyledi "değişiklik savaşına sebep olmamak için yaptığım değişiklikleri geri alıyorum" diye. (funduszeue.info%C3%96zel:MobileDiff/). Dalga geçercesine durduğu yerden devam etmiş. Tahribata devam etti

Ama yinede sonradan devam etti tahribatına ve değişikliklerine. Şiilik sayfasına aktardığı bilgileri Şiilik sayfasındanda çıkardı, sinsi vandalizm ve bilgi silmesi uyguladı. Şuan o bilgiler Vikioedi'den silinmiş durumda.

Linkler: funduszeue.info%C3%96zel:MobileDiff/funduszeue.info%C3%96zel:MobileDiff/funduszeue.info%C3%96zel:MobileDiff/funduszeue.info%C3%96zel:MobileDiff/funduszeue.info%C3%96zel:MobileDiff/funduszeue.info%C3%96zel:MobileDiff/

Pamir Aleviliği / Türkistan Aleviliği sayfasındaki vandalizm (silinmeye aday gösterilmiş beyfendinin hoşuna gitmediği için); Link: funduszeue.info%C3%96zel:MobileDiff/

Nasır-ı Hüsrev (Pamir Aleviliğin kurucusu ve Pîri) sayfasındaki kimlik çarpıtması ve silinmesi; Link: funduszeue.info%C3%96zel:MobileDiff/funduszeue.info%C3%96zel:MobileDiff/

Lütfen gereken işlemler yapılsın ve düzeltilsin. Başka bir toplum hakkında bu tür saygısızlıkların Vikipedide yeri yoktur. Bilgi edinmesi için kaynaklar bile verildi ama reddetti, çünkü kendi düşüncesine uymuyor diye. (VP:TBA).

Şimdi ise dalga geçer gibi "içerik silinmesi" bahanesiyle suçlamada bulunuyor, kendi vandalizm uyguladığı sürümünü haklı göstermek için, halbuki 1 haftadır kendisi silip taşıyıp çarpıttı Bu imzasız yazı Bozkurt (mesaj • katkılar) tarafından eklenmiştir. , 8 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Lütfen madde üzerinde değişiklik savaşı yapmak yerine burada sorununuzu çözmeye çalışın. Delbatrosmesaj , 8 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Merhaba Delbatros, 1 hafta önceki sürümle kıyaslar mısınız bir zahmet? Zaten kaynaklı sürüme vandalizm uygulandığı için tepki gösterildi birçok kullanıcı tarafından. Yetkisini kötüye kullanıyor. Bari siz bi zahmet okuyun ve inceleyin, görevlisiniz sanırım. Teşekkürler ve selametle. Bozkurt (mesaj) , 8 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Ben sadece beyaz listeyim ama hizmetli veya devriye ekibi ilgilenebilir ben sadece değişiklik savaşı olmaması için uyarabilirim. @Nanahuatl@Chansey@Dr. Coal@Birazdangelicem rica etsem ilgilenebilirmisiniz Delbatrosmesaj , 8 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Sayın Dr. Coal, bu sayfada 1 hafta önceki sürümden büyük farkla tahribata uğramış, ben eski kaynaklı ve detaylı sürüme geri aldım, lütfen inceleyin bi zahmet, teşekkürler. Bozkurt (mesaj) , 8 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Siz, bi zahmet, VP:3GD'yi inceleseniz Bozkurt ?.. Anlaşmazlığın çözülmesi gereken yer burası, yani tartışma sayfasıdır. Sonu yokmuşcasına geri almalar sürdüğü takdirde ya engele başvurmak ya da maddeyi koruma altına alarak her türlü değişikliğe kapalı hâle getirmek gerekecektir. Böylesi ne sizin, ne benim, ne de bir başkasının işine gelir. Onun için konuyu diyalogla çözmeye çalışmanızı, acele etmemenizi ve başka kullanıcıların görüş bildirmesini beklemenizi tavsiye ederim. İyi çalışmalar. Dr. Coalmesaj , 8 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Anlaşıldı sayın Dr. Coal, peki kaynak üzere diyalog kurulsa önceki mevcut kaynaklı sürüm geri getirilecek mi? Yoksa Alevilikle ilgili tüm tarihin yok edildiği gibi sadece son 8 yılın medya haberiyle ilgili bilgiler mi kalacak? Gönderdiğiniz kuralı inceliyorum, teşekkür ederim. Bozkurt (mesaj) , 8 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Bozkurt , ben teşekkür ederim anlayışınız için. Madde geçmişine bakıldığında oldukça karışık bulduğum bir durum söz konusu; belki hesap oluşturmadan önce sizin, belki bir başkasının katkı sağladığı IP'ler dolayısıyla içerik anlaşmazlığı aylar öncesine kadar dayandırılabilir gibi görünüyor. Önceki müdahalemde bu nedenle sizin mevcut hesabınızla yaptığınız değişikliğin anlaşmazlığa yol açtığı düşüncesiyle ve VP:CGT dayanağıyla geri alma yapmıştım. Şu anda hangi sürümün kararlı olduğunu tespit etmek bile başlıca bir mesele ki ben de bu konuda Vito Genovese, Seksen iki yüz kırk beş ve Chansey'den hangisi müsaitse -veya bu yazışmaya denk gelip konuyla ilgilenen kim varsa- onların yardımlarına, görüşlerine başvurmak isterim. İçerik anlaşmazlığı ise bu "kararlı sürümün hangisi olduğu"ndan bağımsız olarak çözülmesi gereken bir konu. O tartışmaya da yine konuya ilgi duyan ve tartışmaya rastlayan kişiler katılacaktır diye umuyorum. Önemli olan acele etmemek; hiçbir madde, hiçbir ansiklopedi bir anda, "şak" diye oluşup, gelişip, tamamlanmayacak nihayetinde. Dediğim gibi, benim önceliğim kararlı sürümü tespit edebilmek şu aşamada, onun için de yardıma ihtiyaç duyuyorum ne yazık ki, çünkü madde geçmişi bir hayli çetrefilli. Bu esnada, yani sürüm konusu konuşulur ve içerikle ilgili tartışma sürerken, tartışmaya yanıt beklenirken siz de ilgi duyduğunuz başka maddelerde vakit geçirerek Vikipedi'nin keyfini çıkarabilirsiniz. Naçizane tavsiyemdir. İyi çalışmalar dilerim. Dr. Coalmesaj , 9 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]
Alevilik ve diğer dini akımlarla ilgilenen birisi olarak bu konu hakkında konuşmak istiyorum: Söz konusu kullanıcı pek çok maddeye gelişigüzel bir şekilde Alevi-Bektaşi tabirini ekleyen birisi. Ansiklopedik kaynaklara müracaat etmeden siyasi-ideolojik saiklerle kitaplar yazmış kişilere atıf yapan birisi. Misal Alevilik konusunda TDV İslam Ansiklopedisi'ne, Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak'ın eserlerine ve aynı zamanda İngilizce Vikipedi'ye bakılabilir. Sayfayı resmen çorba haline getirmiş. Alevilik ve Şiilik ile ilgili diğer pek çok sayfada tahrifat had safhada. Bu ansiklopediye vermiş olduğu zarar çok büyük. Eklediği içerikler hiçbir şekilde ansiklopedik değil. Bu mesele geri al, tartış meselesi değil. Bu mesele tafrifat ve güvenilirlik meselesi. Bu konuda bilgi sahibi olan @HectorTroi'ye de sorabilirsiniz. Ayrıca eklemek istediği bilgiler Şiiliğin tarihi maddesine aktarıldı. Emevi dönemi Aleviliğiyle bugünkü Alevilerin bir ilgisi yok. Şemşiye terim olan Şiiliğin tarihi maddesine eklenmesi gereken içeriklerdi.@Dr. Coal--Nushirevan11 , 9 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]
Neresinden tutayım, neye bakayım Dr. Coal madem ping gönderdin sen söyle Bunun yeri burası değil ki bir çok maddeye bağlantı verilmiş bu durumun ivedilikle VP:Ş taşınması gerekmekte. chansey mesaj? , 9 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]
Ne yazık ki aynı soruları ben de soruyorum Chansey. Şikayet sayfasında bir girişim olmuş, gördüğüm kadarıyla. Dr. Coalmesaj , 9 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]
Yani hem VP:ÖZGÜN, hem VP:GÖRÜŞ, hem VP:D, hem VP:GÜVEN bir ton ihlal ve onun üzerine VP:İÜYYKÜD, VP:N Ne diyeyim Şikayetten buraya bir bağlantı faydalı olacaktır. chansey mesaj? , 9 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]
Maalesef bu çetrefilli konuyla bu günlerde ilgilenebilecek vaktim bulunmuyor, not düşeyim --Seksen iki yüz kırk beş / GGT (mesaj) , 10 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Şimdilik doğruluk şablonu ekliyorum çünkü ortada karmakarışık durum var kim doğru söylüyor belli değil sonuca varıldığında şablon kaldırılabilir ancak bu süre içinde şablon kaldırılmamalı. Delbatrosmesaj , 9 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]


Ben zaten sizin yapmış olduğunuz nedensizce içerik silinmelerini geri aldım sayın Nushirevan Zaten sayfa geçmişine bakan herkes anlayacaktır, bu kadar kıvırmaya gerek yoktur. "Gelişigüzel" her yere keyfime göre mi ekliyorum zannediyorsun? Zaten o zatların ittikadini inceleseydin belgelediğim kaynakta ozaman görürdün. Bir de Alevilik tarihini Emeviler ve bugünki zamanla kıyaslayamazsın, bir cümleyle reddedilebilen mevzu değildir, hangi kaynağa dayanarak öyle bir kanaate varabiliyorsun? Zaten kaynaklar vardı madde madde, bunları neden çıkardınız? Aleviler ittikadi olarak Şiilikle ortak yönleri olsa bile Türkiye'deki Aleviler zaten Emevi ve Abbasi dönemlerinde acem (Arap olmayan) ülkelere kaçan kimselerdir ve sonradan Rum olan Anadoluya Horasan Erenleri olarak Türk İslamı getiren Alevi önderleridir, bunu Hacı Bektaş Veli ve Evliya ile ilgili kaynakları inceleseysiniz bilirdiniz, ama incelemeden kestirip attınız. Detaya giremeyeceğim birçok böyle mevzular oldu, siz hiç incelemediniz, ne kadar kaynak eklesemde hep "+ yapıcı olmayan değişiklik" diye bahaneler bulmuşsunuz. Hem sadece ben değil, birçok kişi sayfayı neden kafanıza göre değiştirip tüm kaynaklarį silmenizi sormalarına rağmen yapıcı niyet ve cevap veremediğinizde ortadadır. Ettiğiniz hatayı düzeltmeniz için birçok defa nezaket çerçevesinde anlattım ama siz bana "çorba haline getirdi", "o kişi zaten hep her maddede Alevi-Bektaşi yazıyor" gibi suçlamalarsa bulunuyorsunuz. O sayfalara öyle yazdiysam zaten öyle olduğundandır. Bi de Vikipediye zarar verdiğimi iftira ediyorsunuz, kişi üzerinden değil, madde üzerinden tartışma yapmaktır mevzumuz. Siz peki hangi kaynağa göre değişikliklerinizi yaptınız? Size göre Alevilik son 8 yılın siyasi medyasıyla ilgili mi? Başka toplumun tarihiyle ilgili kasıtlı olarak oynadįğınızı tespit ettim, yukarda birçok tahribatınıza şahit olduğum Linkleri gönderdim. Kısacası Alevilik sayfasını ve değişiklik özetini bu Linkin sürümünden itibaren günümüze kadar inceleyin bi; funduszeue.info%C3%96zel:MobileDiff/ hatta verilen kaynakları ne sebeple reddettiğinizide bilmiş değilim, o tarihli sürümde kaynak verildiği halde siz bahane buldunuz. O tarihi kaynaklar daha nasıl olmalı? Bir de değişiklik savaşı olmasın diye nezaketli uyarılarıma rağmen bana bir keresinde "değişiklik savaşı olmaması için yaptığım değişiklikleri geri alıyorum" gibi cümle kullandınız ve 2 gün sonra durduğunuz yerden değiştirip çarpıtmaya devam ettiniz. Yani daha nasıl çözülsün bu mevzu siz kaynakları incelemeyip reddederseniz? Bir de diğer Alevilikle ilgili maddelerde de eksiltmeler etmişsiniz geçmişte, onlarıda geri getirdiğim için bana her maddese Alevi yazdigimi söylüyorsunuz. Galiba her düzenleme yapanı benim olduğumu zannediyorsunuz Her neyse, dönelim konuya; Aleviliklenilgili her sayfada, örneğin Benî İdris Alevîler Hânedanlığı sayfasınıda silip gönlünüze göre çarpįttınız, onuds düzeltmeye kalktım, kaynaklar verdim ama reddettiniz. Asıl siz vikipediye zarar verdiğiniz ve değişiklik savaşlarına yol açıp bir de huzuru kaçırıyorsunuz. Ben size bunlar olmasın diye değişiklik özetinde detaylı açiklamalar yaptim. İnsafsız olmanın sonucu bunlar işte. Şimdi eski sürüme aldığım sürümde, kaynaklarda örneğin Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk gibi kimselerin araştırmaları ve devlet arşivindeki bilgiler yazmaktadır, onları çıkarıp Aleviliği son 8 yılın siyasi medya haberiyle sınırlaymazsınız. Bu birincisi Alevi vatandaşlara kimliklerini ve tarihlerini yok saymaktır ve böylece saygısızlıltır, ikincisi açık vandalizmdir, çünkü kaynakları silmeyi gerektiren yapįcı nedeniniz bile yoktur. Bundan dolayı sayfa eski sürümüne geri alınması gerek ve konununda uzamaması ve burada kapanması gerektiğini savunuyorum. Farkındaysanız sizin bu nedensizce içerik silmeleriniz yüzünden şuan bu mevzuları tartışıyoruz. Ben ne değişiklik ettiysem hep olumlu ve yapıcı sebebi vardır, değişiklik özetlerine yazdığım gibi. Ben hiç bir toplumu veya inancı hor görmem ve önyargı yapmam. En çok sahip çıkılması ve ülkemizi temelini atan bu Alevi vatandaşlarını savunmamız gerekirken onların tarihi ve ittikadi ile ilgili bilgileri yok sayıp saygısızlık ediyorsunuz böylece. Bunu demek istemezdim ama bi gözden geçirmenizi dilediğim için açık konuştum, herhangi kimse incindiyse kusura bakmasın. Hepimiz mantıklı ve kaynaklı çerçevede ortak sonuca varabilecek yaştayız. Polemiğe girmeye gerek yoktur. En basiti Alevi kelimenin kökünü incelemektir, bilmiyorsanız ben deyimmsize; Alevi kelimenin kökü arapçadır, Ali evladı demektir, Ali'ye mensup demektir. İslam ümmetin ilk iki Alevileri, Ali oğlu Hasan ve Ali oğlu Hüseyin'dir. Bu zatların torunlarından olan kimselerede el-Alevi denmiştir, örneğin Hasan b. Zeyd'ûl Alevi veya çarpıttığınız sayfa olan İdris b. Abdullah b. Hasan b. Ali b. Ebu Talib. (Çarpıtılan ve sizin tarafınızdan kaynaklara rağmen reddedilen sürüm Link: funduszeue.info%C3%96zel:MobileDiff/ )

Kaynak: funduszeue.info İşte bu gibi bilgileri hiçe sayıo Alevilik tarihini yaftalayıp çarpıtıyorsunuz. Galiba Alevilerin etnik kökenini kabullenemeyip yakıştıramıyorsunuz. Anadolu Alevileri zaten bu zatların torunlarıdır, yani Kızılbaş Alevi Hanedanı vs. Yine çarpıttığınız Alevilik sayfasındaki Alevi ocak sistemiyle ilgili kaynaklar varken onlarıda kabul etmemişsiniz. Alevi (Ali evladı) ocakları ve mensupları Peygamber Muhammed ve İmam Ali soylarına mensup bir hanedandır. Hacı Bektaş Veli gibi Ehli Beytin 7. İmamı olan İmam Musa Kazım'ın soyundan gelen Alevi Türkmenleri ile birlikte 8. İmam olan İmam Ali Rıza'nın soyundan gelen Alevi Türkmenlerin ocaklarıda çoktur Türkiyede. Bu ocakların sadece bir kaç tanesinin ismi Şah İbrahim Veli Ocağı ve Ağuiçen Ocağıdır, daha çok ocaklar vardır. Buyrun kendiniz inceleyin sayın Nushirevan11, madem benim verdiğim kaynaklara bahane buluyorsanız. Bozkurt (mesaj) , 9 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Selam @Dr. Coal. Sayfada bugün yapılan değişikliği geri almak gerekiyor mu? Burada yapılan bir tartışma sonucu geri eklenmiş gibi gözükmüyor. ~StyyxEvet? , 16 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Geri aldım Styyx, teşekkürler. Dr. Coalmesaj , 16 Mayıs (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Selam @Dr. Coal, bu sayfada tam olarak hangi mevzulara kaynak gerekiyor eski bilgilerle ilgili? Arşivlerden kaynak ekleyebilirim. Bir de aklıma takılan şu soru var, neden kaynak gerektiği düşünülen içerikler değilde tüm sayfa o kadar kaynaklara rağmen siliniyor, Alevilik sayfası önceki sürümüyle kıyaslanınca pekte iyi niyetli olunmayıp silindiği gözükmektedir. Bu durumda akıla direkt dışlanma vey ataraf tutmaktan dolayı oluşan geeginlikler düşünülebilir. Kısacası bu sayfanın eski sürüme getirilip, sadece kaynak gerektiren içeriklerin silinmesi daha mantıklıdır. O kaynak gerektiren içerikler tartışılıp kaynakları eklenebilir. Tüm sayfayı silip önceki kullanıcıların dediği gibi son 8 yılın medya haberleriyle kısıtlanmamalı Alevilik veya Alevi tarihi, kökeni vs. Selametle. E2:BABEEC:E , 14 Haziran (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Neden Alevilikle ilgili her bilgiler siliniyor ve yerine yozlaşmış özgün içerikler ekleniyor? Kelime manasına kadar detaylı bilgili sürüm varken neden çarpıtılıp ayrı din mensubu gibi gösteriliyor Aleviler? Aleviler Peygamber Muhammed'in damadı olan İmam Ali'nin soyundan gelenlerdir. Kaynaklar bile varken bir kaç hoşuna gitmeyen devriyeler kendi görüşlerine göre yaftalanmış içerikler ekliyor ve kaynaklara rağmen gerçek bilgileri siliyorlar. Aynısı Türk devletlerin Alevi olan Liderlerine de ediliyor, "Sünni islam" diye sanki takım gibi mezhep tutar gibi mezhepçilik ediliyor, Sünni oldukları tek kaynakta bile geçmediği halde hangi kaynaktan ekledikleri bile yazmıyor ama onaylanıyor otomatikE2:BCFCA9 , 30 Ekim (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Kaygusuz Abdal sayfasında İsim ve doğum tarihi nedensizce silinmiş ve diğer maddelerde de bu aynı vandalizmi uygulayıp düzelten kullanıcılara karalama ve kışkırtmada bulunuyor. Daha önceleri Alevilik sayfasındaki detaylı bilgileri silmiş tarihi civarı ve bir de Şiilik sayfasına taşıyıp son 7 yılın siyasi Haberlerine göre yağmaladı. Düzeltenlere vandalizm suçlaması yaptığı gibi bir de kuklacılık bahanesiyle engelletiyor. Alevilere ayrımcı motifiyle birçok Alevilikle ilgili sayfada bu tür vandalizmler yapılmış aynı devriye tarafından.

  1. funduszeue.info?title=Kaygusuz_Abdal&diff=prev&oldid= (Kaygusuz Abdal sayfasında vandalizmi, isim ve doğum tarihi siliyor ve yerine soru işareti koyuyor)
  2. funduszeue.info?title=Alevilik&diff=prev&oldid= (Alevilik sayfasında vandalizmi, kaynaklar verilmesine rağmen reddettiği düzenlemede rakamları bile değiştiriyor)
  3. funduszeue.info?title=Alevilik&diff=next&oldid= (daha sonrasında kaynakları tamamen siliyor)
  4. funduszeue.info?title=Alevilik&diff=prev&oldid= (sayfada kaynakla belgelenen bilgileri kendi fikrine göre yeniden tanımlayıp Alevi vatandaşların inancına "Hanefi-Maturidi" diye Sünnilik mezhebini eklemiş)
  5. funduszeue.info?title=Alevilik&diff=next&oldid= (Alevilikte kullanılan terimöeri ve etmolojileri silip yorum içeren cümle kuruyor)
  6. funduszeue.info?title=Alevilik&diff=next&oldid= ("Ancak günümüzdeki Aleviler şöyle böyle" diyerek yine kendi fikrine göre Alevi tarihini yağmalıyor ve bilgileri çarpıtıyor)
  7. funduszeue.info?title=Alevilik&diff=next&oldid= ("Bazı kaynaklarda" diyerek şahsi fikrine göre bir sürü maddeleri siliyor)
  8. funduszeue.info?title=Alevilik&diff=next&oldid= (Vandalizmi şu değişiklikte tüm maddeyi silip tekrardan şahsi fikrine göre düzenlemesiyle başlıyor)
  9. Zaten bu son linklenen değişikliğin ardından gelen diğer değişikliklerde açıkça göeülmektedir, böyle devam ediyor gidiyor ve hatta değişiklik savaşı dahi oluyor düzeltmek usteyen kullanıcılarla vandalizm uygulayan devriye arasında. Bu silinen bilgileri düzelten nice kullanıcıları kukla suçlamasıyla ve vandalizm karalamasıyla engelletti ve durduğu yerden vandalizme devam etti. Vikipedi'ye oldukça birçok maddelerde bu tür zararlar veren birinin devriyelik yetkisinin alınması gerekir.

E2:BCFFCC:CB8B1 , 19 Haziran (UTC)Yanıtla[yanıtla]

İncelediğim kadarıyla bu sayfada verilen 1 Mayıs tarihi dönemleri "normal" haldeyken birden bire nedensizce çok defa içerikler eritilerek bir yetkili ile birçok kullanıcılar arasında değişiklik savaşına yol açmış. Bu karışık durumu vandalizm edilen ilk tarihe geri almayı bir çözüm olarak sunuyorum. KurdBull (mesaj) , 4 Kasım (UTC)Yanıtla[yanıtla]

Alevilik Türklük turkmenlik veyada başka ırkların, kültürü veyada sentezi funduszeue.infoed peygamber ve 12 imamların kurduğu yoldur yani İslam'ın özüdüfunduszeue.infoi Erzincan Sivas Maraş yöresinde yaşayan ocakzadeler (dedeler) evladı resul yani 12 imamların soyundan gelirler , 26 Aralık (UTC)Yanıtla[yanıtla]

aaa_funduszeue.info
Dr. İsmail Kaygusuz
()

 

Diyanet İşleri Başkanı funduszeue.info Mehmet Nuri Yılmaz Milliyet'in röportajında özetle; "Bizim Alevileri assimile etmek gibi bir niyetimiz yokturMüslümanların tapınağı CamidirAlevilerin de ibadet yeri camilerdir. Cemevleri milletimizin birliğine darbe vurur" diyordu. Bu dört kısa cümleyle Başkanın şunları söylemek istediği apaçıktır: Müslümanlar sadece camide ibadetini yapar, başka bir yerde Tanrıya tapınamaz. Aleviler de kendilerini müslüman görüyorlarsa; kendilerini camiye çağırıyorum, buyursun gelsinler. Birleşme yerimiz camidir, cami birliğimizi sağlar; o zaman Diyaneti'n de tüm nimetlerini kardeş kardeş paylaşırız (mı?!)

Görüldüğü gibi kendisi sözle yadsımış olsa bile, zaten onları camiye çağırmakla, Alevileri assimile etme niyetini de ortaya koynuştur. Ayrıca son kışkırtıcı cümlesiyle, Alevilerin yüzlerce yıldır içinde toplu tapınmalarını, yani Cem'lerini yaptıkları Cemevlerine iftira atıyorOysa fanatik gericilerin, kanlı hizbullahçıların yuvalandığı; Türkiye Cumhuriyetinin kurucusuna küfür edildiği, laikliğin ve demokrasinin aleyhinde siyasetlerin üretildiği yer camiler olmuştur. Bugünlere dek Cemlerini gizli yapmak zorunda kalmış olan Alevilerin, artık özgürce, açık açık inançlarının gereklerini yerine getirmek istemeleri mi Başkana battı? Onun için mi "Cemevleri milletin birliğini bozar" diyerek karşı çıkıyor? Yoksa Anayasal haklarını isteyen Alevi toplumunun günün birinde, kendi vergilerinden Diyanetin kesinlikle yararlanmasına engel olmalarindan ya da gelirine ortak olacaklarından korktuğu için mi?

Başkan Aleviliği Tarihten de Silmek İstiyor

Mehmet Nuri Yılmaz, İslam tarihi içinde 'lerden itibaren Ortodoks İslama aykırı olarak Ali-Ehlibeyt tanrısallığı/kutsallığı inancı temelinde çeşitli adlarla ortaya çıkıp, gelişerek büyüyen bir Heterodoks İslamın (Aleviliğin) varlığını bilmiyorsa, isminin başındaki 'Prof. Dr.' titrini hemen atmalıdır. Yalnız İslamda değil, bütün dinlerde egemen olan Ortodoksluğun karşısında mutlaka aykırı düşünen Heterodoks kümeleşmeler vardır. Genelde baskı gören, aşağılanan halk ve toplulukların, çalışan aşağı sınıfların dini Heterodoksidir. Bu halklar ya da sınıflar hetrodoks inançlarını bayraklaştırarak egemenlere başkaldırmışlar. Onları "gulat, zındık, rafizi-heresy, sapkın, dinsiz" gören egemen Ortodokslar da, en korkunç işkence ve ölümlerle cezalandırmış, köklerini kazımaya çalışmışlardır. Günümüzde Aleviliği yoksayan Başkan, bunların gerçekleştiğine inanmış olmalıdır ki onu tarihten dahi silmek istiyor.

Bugün Heterodoks İslamı Alevilik temsil etmektedir. Alevilerin Tanrı inancı ve Tanrıya tapınma anlayışı, insan ile Tanrı, insan ile insan ilişkileri, Ortodoks İslamı temsil eden Sünniliğe tam yıldır aykırıdır. Bunu bile bile yüksek devlet bürokratı funduszeue.infoılmaz'ın Alevileri Sünni tapınağı camiye çağırması, koskoca bir toplumun inancını açıkça yoksaymak olduğu kadar Sünnileştirme girişimini açığa vurmaktır; bu da fiili hakarettir, hem de anayasal suçtur. Şubat ayında "Aleviliği Sünni-Hanefi mezhebine bağlı bir tarikat olduğunu" anlatan gizli raporu, müftülere bir genelge gibi göndermiş olması da bir suçtu. Bunun için medya farkına varmadan raporu geri çekti.

Şu bilinmelidir ki, ne Sünni Diyanetinin ne de bu Diyanetin başındakilerinin Aleviliği kendi anlayış ve bakış açılarıyla tanımlamaya, inançlarını batıl saymaya, aşağılamaya ve bir yerlere yamamaya hakkı yoktur. Doğrudur, kendi tarihsel gerçekliklerini bilmeyen, inancının ilkelerini Cemini, demini-devranını neredeyse unutmuş olan Alevi toplumu yanlışlar içinde savrulup durmaktadır. Ancak aydınlanmanın başındadır Alevi inanç toplumu; yıllar içinde durulacak ve doğrularını bulacak, kendini tanımlayacak ve tanıtacaktır. Bundan kuşku duyulmasın.

Bu girişten sonra Tanrıya tapınma-dua, yani Namaz ve Cami üzerinde yaptığımız, pek fazla ayrıntılı olmayan araştırmamıza geçebiliriz. Bu çok kısa araştırmamızda bile, yararlandığımız tarafsız kaynakların hiç de Diyanet işleri başkanının cami anlayışını ve Sünni şeriatının uyguladığı beş vakit namaz koşulunu onaylamadığını gördük. İslamda ibadeti camide yapma zorunluğu da funduszeue.infodoks İslamın (Aleviliğin) çıkışından beri bu konuda ileri sürdüğü görüşle de tamamıyla çakışmaktadır. Aşağıda Benjamin Walker'in kitabından ( Foundations of Islam, The Making of a World Faith, Peter Owen Publishers:London, , s) özetlediğimiz yazıda görülecektir ki, yabancı Kuran ve İslam araştırmacılarının bu konuda vardıkları sonuçlar çok farklıdır:

Kuran'da Tanrıya Dua (Namaz) Muhammed'in Uygulamaları ve Cami Anlayışı

Tanrıya dua (salat) Kuran’da tanımlanmaz ve kesin bir düzene de sokulmamıştır. Ne Peygamberin kendisi ne de sahabileri, daha sonraki din bilginleri tarafından üzerinde birleşilmiş katı biçimlenmeleri yerine getirmişlerdir. Muhammed dua törenlerini formüle ederken, hiç kuşkusuz birçok bakımlardan Ortadoğu’daki Hristiyan Keşişlerin rutin tapınmalarından (dularda düzenli aravermeler, diz üzerinde oturmalar, secdeler vb..) etkilendi.

Kuran, tapınma yerleri olarak mescitler, kiliseler ve sinagoglara sadece göndermeler yapar (Kuran 22, 40 : Bir kısım insanların (kötülüklerini), diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, mutlak surette, içlerinde Allahın ismi anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler yıkılır giderdi). Yine kiliseler ve sinagoglardan sözeden bir Hadis’e göre ise, Müslümanlara “onların içinde ibadetinizi yapabilirsiniz, orada şer yoktur” denilmektedir. Muhammed’in kendisinin arada sırada bir sinagogu ziyaret ettiği söylenir. Ayrıca Muhammed, yılında Najran’dan gelen bir Hristiyan heyetine camide dua etmesine izin verdi. Muhammed, bir topluluğa, hemen hemen tüm topluma ilişkin fırsatlar ve işlerden dolayı toplu tapınmaya önem verirdi.

Törensel kurallar, yani abdest alma ve namaza durma usülleri rastgele uygulanıyordu. Muhammed, şimdi Ortodoks Müslümanların ısrar ettiği gibi çoraplı ya da yalınayak namaz kılmazdı, tam tersine ayakkablarıyla tapınma alışkanlığındaydı. Sadece tozu-toprağı gitsin diye ayaklarını yere vurur ya da süpürürdü. Shadad İbn Aus, Muhammed’in “Yahudiler ayakkabları ve çizmeleriyle dua etmezler, öyleyse siz onların tersini yapın” dediğini rivayet eder (Hughes, Thomas Patrick. A Dictionary of Islam, New Delhi: Cosmo Publications, , s)

Bir hadis, namaz sırasında inananların birbirleriyle serbestçe konuştuklarını kaydeder. Muhammed’in kendisi bazı kereler, ibadet esnasında sevgili kız torunu Umama’yı omuzunda taşırdı; onu sadece eğilirken (rükuda) ve secdeye kapanırken yere oturtur, sonra onu yeniden omuzları üzerine çıkartırdı. Diğer bir hadis, Ali’den torunları Hasan ile Hüseyin’in namaz esnasında sırtına çıktıklarını söylemektedir. Kuran’ın hiçbir yerinde günde beş kez ibadet etmek için açık bir emir yoktur. Ayrıca sonraki Ortodoks İslamın beş vakit namaz reçetesinin kesin olarak Muhammed yaşarken saptandığına dair sağlıklı bir kanıt da yoktur.(Torrey, Charles Cutler. The Jewish Foundations of Islam, 2nd edn. New York: Ktav, , s. ) Konu üzerinde Kuran’ın dağınık ayetleri içinde yapılan analizler, namazların söylenildiği günün zorunlu saatleri ya da vakit sayısı hakkında herhangi bir kesin tanıma götürmüyor.

Bir Müslümandan dua etmesi (namaz kılması) için istenilen vakit sayısı, bizzat Muhammed’in kendi uygulamasından da zor çıkarılabilir. Peygamber çok ibadet eden bir kişiydi. O çeşitli zamanlarda, fırsat buldukça, daima belirli vakitlerde olmayan, bir günde beş kereden daha fazla namaz kılardı. Onun ve sahabilerinden bazılarının, tıpkı Hristiyan keşişleri gibi “günün üçte ikisi ya da yarısını, ya da gecenin üçte birini” ibadet ederek geçirdikleri bilinir. (Kuran 73, Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, bazan yarısını, bazan da üçte birini yatmadan ibadetle geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını Rabbin elbette biliyor)

İbn İshak, Muhammed’in Gece Seyahatı, yani Mirac sırasında göksel katların herbirinin önünde dururken, bir Müslümanın kaç vakit namaz kılması gerektiğini sorduğu üzerine bir öykü anlatmaktadır: "Bir ses 'günde elli kere' diye yanıt verdi. Aşağı inerken Musa Muhammed’e 'geri dönmesini ve her hangi bir Müslümanın böylesine sıkça namaz kılmak zorunda kalmaktan hoşlanmayacağı için sayının azaltılmasını sağla', diye konuştu. Musa tekrar tekrar onu geri göndererek derece derece otuza, sonra yirmiye, ona ve en sonunda beşe indirtti. Musa bunun bile fazla olduğunu hissettirdi, fakat tapınmayı azaltmak için bu kadar sık geri dönen Muhammed, daha fazlasını istemekten utandı ve öyle kaldı."

Bu hikayenin çağrıştırdığı şey, bir Müslümanın günde elli ya da beş vakit namaz kılma zorunda olması değil, fakat “Tanrıyı sık sık düşünmesidir” (Kuran 33, Ey insanlar! Tanrıyı sıkça zikredin.). Kuran’da yazılı olduğu gibi, “Tanrıyı ayakta dururken, otururken ve yatarken” (Kuran 3, Onlar ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken Allahı anarlar) ve hatta “ yaya yürürken ve at üstündeyken anımsamaları, zikretmeleridir”(Kuran 2, Eğer -herhangi birşeyden- korkarsanız, namazınızı yürüyerek yahut at-deve üzerinde kılın). Kuran’ın hiçbir yerinde günde beş kez ibadet etmek için açık bir emir olmadığı gibi; yukarıda belirtildiği gibi, daha sonra Ortodoks İslamın ortaya attığı beş vakit namaz reçetesinin, kesin olarak Muhammed yaşarken saptandığına dair sağlıklı bir kanıt da yoktur.

İnananların üzerine bu kadar ağır yük yüklememek maksadıyla Muhammed, kendi örneğini izleyerek, Müslümanların ibadetleri üzerinde azaltma yaptı. Onun tapınmaları belirli olmayan “fasıla namazının” çeşitli vakitleri kadar, şafak öncesi-şafak sonrası, öğle öncesi-öğle sonrası, güneş batımı öncesi-güneş batımı sonrası, geceleyin ve geceyarısı sonrasıydı. Muhammed, Müslümanlar için sınırlama hissettiren düzenleme örneğini, sabah ile öğle ve akşam ile gece namazlarını birleştirip, bazı Müslümanların standart olarak değerlendirdiği gibi günde iki vakite indirerek verdi. Bu, Kuran’daki “dualarınızı gün batımında ve sabah erken yapınız” (Kuran 17, Gündüzün güneş dönüp, gece karanlığı bastırıncaya kadar namaz kıl; bir de sabah namazını kıl. Çünkü sabah namazı tanıklıdır./Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus nafile olmak üzere namaz kıl) buyruğu üzerinde temellendirilir.

Namaz kılarken yüzün çevrildiği yön dahi bir kuşku sorunu olmuştu. Mutazililer, yandaşlarının ortak duygularını geliştirmek için Mekke’ye doğru dönme talebinin Peygamber tarafından önerilmiş olması gerektiğine inanırlar. Çünkü Kuran açık bir biçimde belirtmektedir: “Yüzünüzü doğuya ya da batıya çevirmekte dindarlık yoktur” (Kuran 2, Hayır ve iyilik yüzlerinizi doğu veya batı yönüne çevirmeniz değildir. İman ve dindarlık Tanrıya, ahiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanmakla olur). Ve yine “doğu ve batı Tanrınındır; bunun için her ne yana dönseniz,Tanrının yüzü oradadır”(Kuran 2, Doğu da Allahındır, batı da. Nereye dönerseniz Allahın yüzü oradadır, rıza gösterir).

Muhammed dua ederken, Arapça okunmasında da ısrarlı olmadı; yandaşlarına dualarını kendi ana dillerinde söylemelerine izin verdi. Bu izni almada birinciliği Salman-ı Faris’e bağışladı (Ameer Ali, Syed, The Spirit Of Islam, s. ).

Mekke yönünde programlanmış inananların geniş çoğunluğuna, bir günde birkaç kere belirli vakit sayısı, bir yabancı dil içinde (Arapça olarak) namazları monotonlaştırıldı. Müslümanlar dualarını katı bir biçimde abdes-gusül, dizüstüne oturma ve secdeye kapanma zorunluklarıyla yaptılar; dinin aslına aykırı, mekanik töre biçimine sokulmuş olarak ve hatta dindar görünüp ikiyüzlülük içinde bunlar uygulanmaktadır.

Alevilikte Cemevi (ya da Meydanevi) Gerçeği ve İşlevleri

Cami, cem sözcüğünden türetilmiş ve "toplanma yeri" demektir. Hemen anlaşılacağı gibi Cemevi ile aynı anlamı taşıyor. Ancak cami bu gerçek anlamından uzaklaştırılarak "Tanrının evi", "Tanrıya dua etme (namaz kılma) mekanı", "Müslümanların tapınağı" biçiminde isimlerle kutsal görev yükletilmiştir. Oysa yukarıda Kuran ayetlerinden verilen örneklerde ve Muhammed'in davranışlarında görüldüğü gibi, Tanrının adının anılması ve ona dua edilmesinin ne yeri ve zamanı ne de duruş biçimi belirlenmiştir. Gece ve gündüz boyunca inananın istediği zamanda ve yerde; yatarken, otururken, at veya deve üzerinde çeşitli pozisyonlarda, hatta raksederek Tanrıya dua edilebilir. Bir müslümanın, kilisede ve havrada Tanrısına dua edebileceği gibi, elbette ki evinin bir köşesinde, camide ya da cemevinde bunu yerine getirmesi de olağandır. Demek ki İslamın özünde, yani Kuran ve Hadislerle kesinkes belirlenmiş cami-mescid yapısı türünden bir İslami tapınak yoktur. Nasıl ki Tanrıya dua etme-yakarma (Arapça salat, Farsça namaz), Muhammed'den sonra biçim ve kurallara bağlanmış ise, camiler de, özellikle Sünni (Hanedan) İmparatorluklarında kutsanıp, İslam tapınağı olarak birer ihtişam simgesi olmuştur.

Ortodoks İslamın geliştirip zorunlu kıldığı, Kilise ve Havra karşılığı dinsel tapınak olarak Cami kavramı, Heterodoks İslam'da yoktur. Abbasi dönemi heresiograflarının (din sapkınlığı yazarları) verdikleri bilgilere göre; Babek-Hurremiler dinsel törenlerini belirli gecelerde kırsalda, açık alanlarda kadın erkek toplu halde yapıyorlar. Orta yerde yakılmış bir ateşin çevresinde hepbirlikte raksederek şarkılar söylüyorlardı. Ayrıca Babekilerin, egemen oldukları bölgelerde yaşayan Ortodoks Müslümanların köylerine -kendileri içine hiç ayak basmadıkları halde- camiler yaptırdıklarını şaşkınlık içinde yazmaktadırlar. Nuvayri'nin Nihayat al-Arab adlı yapıtında anlattığına göre Karmatiler yılında ilk kez Küfe yakınlarında ulaşılması güç bir kale inşa ettiler. Genişliği m. olan surların çevresinde geniş hendek kazdılar. Bu kale inşaatını çok kısa bir zamanda tamamlayıp, onun içinde çok büyük bir bina yaptılar. Heryandan gelen kadın ve erkekleri ayırım yapmaksızın buraya yerleştirdiler. Adına Dar al Hicra (Göçmen Evi) diyorlardı. Daha sonra yaklaşık iki yüzyıl boyunca Karmatiler, tapınmalarını ve topluluğun sorunlarını görüştükleri toplantılarını kale ve kentlerindeki bu Dar al-Hicra'larda yaptılar.

yılı kışında başkent al-Ahsa'yı ziyaret eden Nasr al-Husrev, İslam Şeriatını tümüyle yadsıyan Karmatilerin de, kentte yaşayan Ortodoks Müslümanların (Sünni ve Şiiler) toplu dua etmeleri için bir İranlı tüccarın Cuma camisi yaptırmasına izin verdiklerini anlatmaktadır. Görülüyor ki Heterodoks İslam, yani bu proto-Alevi toplulukları, kendileriyle birlikte yaşayan Sünnilerin inanç ve ibadetlerine engel olup, kendi düşünce ve inançlarını zorla dayatmıyorlar. Ancak propaganda ve aydınlatma yoluyla Dai'ler zaman içinde başarabilirlerse onları kendi inançlarına çeviriyorlardı.

Alevi konar-göçer Türkmenler'in Anadolu'dan bir Cem betimlemesi vardır: yüzyılın ilk çeyreğinde, Baba İlyas'ın Piri Dede Garkın'ın Elbistan ovasında dörtyüz Türkmen obasının dörtyüz şeyhini, bir mürşid ve büyük Şeyh olarak topladığını ve kırk gün kırk gece Cem sürdürdüklerini, Elvan Çelebi Menakıbu'l Kudsiyye'sinde (s)anlatmaktadır. Cem süresince katılımcı şeyhler, Dar'a durarak yol içindeki eksiklikleri-noksanlıklarını dile getirip mürüvvet dilemekte. "Sürünerek huzuruna geldik, suçluyuz suçumuzu kabulettik!" demektedirler. Cem toplu tapınmasının sonunda, büyük bir keramet göstermiş bulunan Baba İlyas halife ve büyük Şeyh seçilmiştir

Daha sonraki yüzyıllar içinde Alevi inançlı halk toplulukları yerleşik düzene geçmiş. Bu ekonomik ve toplumsal düzenin daha alt yerleşim birimleri olan köy ve kasabalarda kurulmuş zaviye ve dergahların Meydanevi ya da Cemevinde toplu tapınmalarını, baskıcı yönetimler yüzünden gizli olarak sürdüregelmişlerdir.

Alevilikte Tapınma ve Cem'in Anlamı

Tapınma (İbadet), toplumun üst yapısını oluşturan değerler ve kültür katlarından olan din ve inançlar ögesidir. Genellikle kişinin, kendi dinsel inancının Tanrısına yaranması, yani kendisini iyi bir kul olarak kabul ettirebilmesi için gösterdiği davranış ve hareketlerin tümüdür, diye tanımlanabilir. Tapınma inanan ile Tanrı arasında bir anlaşma, bir bağ kurma eylemidir. Biraz açarsak; Tanrıya yaranarak onun hayırlı kulu olup, ölüm ötesindeki cezalardan kurtulma ve cennetin sonsuz nimetlerinden yararlanma amacı taşır. Ortodoks İslamda ya da İslam şeriatında namaz da diğer ibadetler de bireyseldir. Korkulan bir Tanrının zulmünden korunmak; yalvarıp yakararak bağışlanmak ve ödüllendirilmek ister inananlar. Ortodoks İslamın Tanrısı öyle bir tanrıdır ki, iyiliği de kötülüğü de o verir; insana hem günah işletir, hem de onu işlediği günahlardan dolayı cehennem ateşinde yakar. Tanrı ancak kullarını, kendisine karşı vakit namazları, oruç, hac ve zekat gibi bazı biçimsel davranış ve eylemler olan tapınma (koşullarını) yerine geririrse bağışlar. Öyle ki, Ortodoks İslam anlayışında bir kul kişisel ve toplumsal ilişkilerinde her ne türlü kötülükler yapar, günahlar işlerlerse işlesinler, iki rekat nafile namaz kılarak tövbe ederse bile Tanrı onu bağışlayıp ödüllendirecektir! Ne kolaylık değil mi? Baskıcı ve sömürücü yönetim düzenleri böylesi dinlere ve onların Tanrısına sonuna dek kuşkusuz sahip çıkacaktır.

Alevilik tapınmayı bireysellikten çıkarmış, anlamının değiştirmiştir. Ne yukarıda çok kısaca açıklamaya çalıştığımız tapınma anlayışıylala ve ne de bu tür tapınmalar bekleyen Tanrı inancıyla Aleviliğin uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Alevi insanın Kuran'ı da, Rahmanı da insandır ve tapınmaları da onadır; gördüğüne tapar hayale değil. Bunları biz kafadan söylemiyoruz, aşıklarımız ozanlarımız söylüyor:

"Mülk yaratıp dünya dünya
Ol bahçevan heman benem

Halk içinde dirlik düzen
Dört kitabı doğru yazan
Ağ üstünde kara düzen
Ol yazılan Kuran benem

Kafirdürür inanmayan
Evvel ahir heman benem"(Yunus Emre, yy)

"Mülk ile ile malik benim
Muhyi vü halik (can veren ve yaratıcı) benim" (Nesimi, yy)

"Ger insanı sorarsan
Hak’dan gayri değildir
Sıfatı nur-ı Mutlak .." (Kaygusuz Abdal, yy)

"Kuranidir sözümüz
Rahmanidir yüzümüz
Hakkı görür gözümüz
Aldanmayız hayale" (Turabi, yy)

"Ben beni bilmezdim hatır kırardım
Meğer ilmim noksan imiş bilmedim
Ben insandan başka İlah arardım
Meğer insan İlah imiş bilmedim" (Aşık İsmail Daimi, yy)

İşte bu farklı Tanrı inancı ve anlayışına sahip olan Alevilerin, öte dünyada cehennem ateşinden kurtulmak, cennetten güzel bir yer kapmak gibi bir kaygı ve istekleri de yoktur. Toplumsallaştırıp, yönünü nesnel ve yaşanmakta olan dünyaya çevirmiş oldukları tapınmalarında akılcı kurumlar yaratmışlar. Bu kurumlar işletilirken, her Alevi bireyi, tek tek kişilere ve topluma karşı duyması gerektiği sorumluluk bilincine erişir. Bu tapınma kurumları Cem erkanlarıdır: Müsahib olma, dar'a durma, tevhid çekme, semah dönme, tarık altından geçme (sitem çekme), başokutma-sorgulanma vb. tapınma biçimleri

Bu erkanlar Cem toplu tapınması içinde Cemevlerinde uygulanır. Bilindiği gibi Cem sözcük olarak, "toplantı, biraraya gelmiş insan topluluğu-cemaat, meclis" anlamına gelir. Ancak Alevi literatüründe, yüklendiği yoplumsal işlevler bakımından derin içerikli bir kavramdır. Cem, içinde yapıldığı toplumsal birimin (mezra, köy, mahalle, kasaba vb) sorunlarının konuşulup çözüme bağlandığı, yönetimine müdahele edilip düzeltilmesine-değiştirilmesine karar verildiği bir çeşit halk funduszeue.info aynı zamanda, topluma ve bireylerine karşı haksızlık yapmış, suç işlemiş kişilerin yargılandığı adalet mahkemeleri ve jüri topluluğudur.

Cem, tarih, felsefe, edebiyat, müzik, dans ve diğer yaşamsal bilgilerin öğretildiği ve öğrenildiği öğretmen ve öğrenciler topluluğu olduğu kadar; ortak kazan kaynatarak, lokmaların birleştirilip eşitlenerek yenildiği toplantılardır. Ayrıca cem, (saz çalıp deyiş söyleyerek) müzik ve (semah dönerek) dans sanatlarının icra edildiği bir coşku ve muhabbet meclisidir.

Bunlar abartma değil; eğer Alevi cemlerine sosyo-ekonomik açıdan ve bilimsel yaklaşıp, çağdaş gözle bakarsanız, çok daha fazlasını görürsünüz. Düşününüz ki, bütün bunlar ritüel (ayinsel) uygulamalar olarak gerçekleştirilir ve Alevilik'te adı cemdir, toplu tapınmadır ve Cemevi ya da Meydanevi'nde yapılır. Bunlar Ortodoks İslamın kurumlaştırdığı namazlar değil ki camide uygulansın. Hiçbirinin Ortodoks İslamın (Sünnilik-Şiilik) ibadetleriyle ufak bir ilişki var mıdır?

Sünni inançlarına tamamıyla aykırıdır. Öylesine aykırıdır ki, bakınız İmam Cafer Buyruğu adıyla anılan, Alevi inanç ve erkanlarını anlatan kitap neler yazıyor cem hakkında:

"Cem'de büyük küçük, güzel çirkin bir olur ve dahi (cem) cennettir. Müminleri (erkekler) melek, müslüm(e)leri (kadınlar) huridir. Yedikleri cenet taamı, içtikleri cennet şarabı, giydikleri cennet esvabıdır. Pirlerin, mürşidlerin evleri Mekke'leridir. Onları ziyaret edenler binbir kere hacı ve gazi olurlar; günahlarından kurtulur, masum ve pak olurlar"

Uzun açıklama ve yorumlara gerek var mıdır? Cennet dünyaya taşınıyor; ceme katıldınız mı, cennete girmiş oluyorsunuz. Demek ki, mekan olarak Cemevi cennet olduğu gibi, pirlerin ve mürşitlerin evleri de Kabe gibi 'tavaf' edilmesi gereken yerdir.

Cem, Cemevi, Alevi kültür ve inancı birbirinden ayrı düşünülemez. Cemevi-Meydanevi bu kültür ve inancın aynı zamanda okuludur. Ne zaman ki Alevi-Bektaşi inanç ve düşüncesini, sanat ve edebiyatını, müzik ve semahını, tarif ve felsefesini Enstitüler ve Fakültelerde araştıran inceleyen, işleyip yayınlayan bölümler-kürsüler açılarak akademik çalışmalar yaygılaşır; o zaman Cemevi'nin işlevi daralır, kendikendini sınırlar.

Kuşkusuzdur ki, çok işlevli olarak Cemevi, cami alternatifi değildir. Cami Alevi toplu ibadetlerinin yapılacağı yerler de değildir. Ancak Diyanet İşleri Başkanı Kilise ve Havraya saygılı olduğu kadar, Cemevine de saygı göstermeli. Alevi inancının ve tapınmalarının Sünni İslamla farklılığını kabul edip, Alevileri camiye çağırmamalı. Artık gözündeki Osmanlı Şeyhülislamı gözlüğünü çıkarmalıdır. Çağımıza yaraşır bir kişilik gözlüğüyle bakmış olsaydı, Hatayi'nin aşağıdaki şiiri bile bizi kendisine tanıtmaya yeterdi:

Eğer yolumuzdan haber sorarsan
Murtaza Ali'dir pirimiz bizim
Göregeldiğimiz sürer gideriz
Kırklar'dan ayrılmış sürümüz bizim

Biz kamiliz kamile kem bakmayız
Rıza kapısından taşra çıkmayız
Cennet cahannam korkusun çekmeyiz
Burda sorulmuştur sorgumuz bizim

Kazancımız meydana götürürüz
Eksiğimiz var ise bitirürüz
Aşna meşrep evinde otururuz
Bine sayılmıştır ölümüz bizim

Derviş Hatayi der gerçek erenler
Anda pişman olur bundayerenler
Bin kana bir mürvet dedik erenler
Gerçek erenlere dar'ımız bizim

Konu: Aleviler Neden Namaz Kılmaz

Alevilerin içinde Pir Zöhre Ana'ya ikrar verenlerin dışında namaz kılan yada kılamasada namazın varlığına inanan varmı bilmiyorum, Ama şu bir gerçekki bu tür forumlarda yada münazaralarda alevilikte namaz yok,kuran da seccde et yazar, ibadetin şekli olmaz gibi söylemleri söleyenlerde suç yok bence,tek suçlu dedelerdir çünlü alevi toplumu bilgisini öğreminini küçükken aileden büyüyünce cem evinden alınır genelde, bu süreçte de dedeler ne derse ona inanılıfunduszeue.info cem evindeki dede alevilerinde namazı vardır 3 vakit kılınır diye alevilere öğretilmiştir şahit olan varmı? Sonuç olarak ordan öğrendiklerini sonra böle forumlarda orda burda bizde namaz yoktur bizim namazımız cemdir diyerek hak olan ve gerçekte İmam Ali'de doğan namazı niyazı funduszeue.info Pir Zöhre Anaya ikrar verseler gerçekleri öğrenecekler ama Pir Zöhre Ana'yı tanımayanlar malesefki büyük bir çoğunluk böyle düşünüfunduszeue.info forumumuza girip bunları okuyan canlara sesleniyorum, İmam Ali namazın niyazın piridir, namaz günümüzde sünni inanca tekel değildir, sünnilerin namaz kılması sizlere soğuk gelmesi yada hangi sebeptense biliemiyorum ama lütfen namaz = sünni olarak düşüfunduszeue.info kılan alevi sünni olmaz haşfunduszeue.infoç bişeye kulak asmıyosanız Pir Sultana, Hacı Bektaşa inandığınız gönül verdiğiniz gibi Pir Zöhre Ana'ya kulak verin ve hakikatı bir evliyadan öğrenin,Pir Sultanın Hacı Bektaşın zamanında yaşamadık kerametini görmediğimiz halde ikrar veripte günümüzde keramatini gördüğümüz (görmeyenler için Ankara Mamaktadır) Pir Zöhre Ana'ya ikrar verilmelidir

İnşallah gerçek aleviliği gerçek bir evliyanın izinden giderek öğrenmek nasip olur tüm Ali ve Ehlibeyt dostlarına

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası