Makatta Kıllanma Normal Mi

Kıl dönmesi daha çok erkeklerde görülen bir rahatsızlıktır. Kadınlarda da görülür ancak erkeklerde görülme sıklığı nedeniyle bu şekilde bilgi verilir. Halk arasında kıl dönmesi olarak tabir edilen hastalık, tıp dilinde Pilonidal sinüs olarak tanımlanmaktadır.

Cilt üzerine çıkan kılların birtakım sebepler sonucunda ters dönmesi ve deri altında büyümeye başlaması ile ortaya çıkar. Kişiler genellikle çok geç vakitlerde bu rahatsızlıktan haberdar olurlar ve bu nedenle müdahale hep cerrahi yöntemlerle sonuca ulaşır.

Kıl dönmesi sonucunda içeride büyüyen kıl kümesi, ister istemez iltihap oluşturur ve kişilerin rahatsızlanmasına yol açar. Rahatsızlık erkeklerde kadınlara göre 3 kat fazla görülür. Bunun temel sebebi ise erkeklerin kadınlara göre daha kıllı bir vücut yapısına sahip olmasıdır.

Kıl dönmesi genel olarak kıl batması ile karıştırılır. Ancak her iki hastalığın da kendisine göre neden ve sonuçları vardır. Bu nedenle uzman doktora görünmeden hangisi olduğuna tek başınıza karar verip, kendi kendinize tedavi yöntemleri uygulamayınız.

İltihaplı kıl batması nedir?

Kıl dönmesi ile çok karıştırılan bu rahatsızlığın en belirgin özelliği sıklıkla kadınlarda görülmesidir. Ağda ve tıraş yapılan bölgelerde görülen iltihaplı kıl batması, bikini, kol ve bacak bölgelerinde görülmektedir.

Kıl batmasında çıkacak nokta bulamayan kıllar deri altında gelişim gösterir. Buna neden olan ise ağdadır. Ağda, kılları köklerinden aldığı için kıllar yeniden çıkacak bir nokta bulamazlar. Sivilceye benzer bir yapısı olan kıl batması, doğru yöntemlerle kısa sürede çözülebilir. Saydığımız bölgelere ek olarak sırt bölgesinde de görülen kıl batması mutlaka tedavi edilmelidir.

Erkeklerde kadınlara göre az görülse de her gün tıraş olunduğu için yüz bölgesinde görülebilir. Bu da ağda ile aynı sebepten oluşmaktadır.

Kıl batmasını önlemek için neler yapılır?

Ağda ya da tıraş sonrasında zeytinyağı sürülerek cilt rahatlatılabilir. Böylece kıllar çıkacakları kökleri rahatlıkla bulabilir. Duş alınırken kişilerin kese yapması da kıl batmasını önlemek konusunda yardımcı oluyor. Cildinize çeşitli maskeler uygulayarak gözeneklerinizi açabilir, kıllara daha rahat yol bulmaları için yardımcı olabilirsiniz.

Kıl dönmesi ile kıl batması arasındaki farklar nelerdir?

Kıl dönmesi ve kıl batması arasında birçok fark bulunur. Hem tedavi yöntemleri hem de oluşumları en belirgin farklardır.

• Kıl dönmesi daha çok erkeklerde görülürken, kıl batması kadınlarda sıklıkla gözlemlenir.
• Kıl dönmesi genellikle cerrahi yöntemlerle çözüme kavuşur. Bunun için mutlaka uzman hekimin yardımı gereklidir. Ancak kıl batması hijyene dikkat edilmesi ile kısa sürede ortadan kalkabilir.
• Kıl dönmesinin iyileşme süreci uzundur. Bu süreç birkaç ayı bulabilir. Ancak kıl batması hızlı ve kesintisiz bir şekilde tedavi edilebilir. Böylece kişi yaşamından kopmadan sorunu ortadan kaldırabilir.
• Kıl dönmesi kişilerin temizlik ve hijyen kurallarına dikkat etmemesi sonucunda ortaya çıkarken, kıl batmasının genel nedeni ağda ve tıraştır.

Kıl dönmesi ve kıl batması belirtileri sıklıkla karıştırılmaktadır. Kıl dönmesi belirtileri görüldüğünde vakit kaybetmeden kıl dönmesi tedavisi yapan hastanelerden yardım alınmalıdır. Kıl dönmesi tedavisi ve kıl dönmesi tedavisi fiyatları hakkında bilgi için genel cerrahi servisimize telefon numaramız ve whatsapp bilgi hattımızdan ulaşabilirsiniz.

Kıl dönmesi,  tıp dilinde pilonidal sinüs adı ile bilinmektedir. Cildin altında kalan ve burada oluşturduğu kesecik içerisinde büyümeye başlayan kıl dönmesi, sinsi bir şekilde ilerlemektedir.

Deri içerisinde yer alan kökten türeyen kıl, bir takım sebeplerden dolayı çıkamayabilir. Bu da kıl ucunun deriye doğru batması ve deri altında büyümeye devam etmesi anlamına gelmektedir. Genellikle oturarak çalışan kişilerde gözlemlendiği için ofis rahatsızlığı olarak da bilinir. Bunun dışında vücuttan dökülen kılların da deri altında büyüme eğilimi vardır. Dolayısıyla birden çok sebebi olabileceğini pekâlâ söyleyebiliriz.

Kıl dönmesi görülme sıklığı açısından kadın ve erkek hastalarda değişkenlik gösterir. Buna göre, kadın hastalarda erkeklere göre daha az gözlemlenir. Erkeklerde ise kadınlara göre üç kat fazla görülmektedir. Bunun temel sebebi erkeklerin vücutlarının daha fazla kıl kökü barındırması ve buna bağlı olarak gelişen komplikasyonlardır.

Kıl dönmesini oluşturan faktörler arasında kilolu olmak, gün içerisinde çok fazla oturmak, aşırı terlemek gibi sebepler sayılabilir. Buna ek olarak yürürken de kıl dönmesi olma ihtimali mevcuttur. Yürüyüş esnasında kalça kaslarının aşırı kasılması (sıkılması) sonucunda bölgede çıkacak olan kılın içeriye doğru büyümesi söz konusu olabilir.

Yine kıl dönmelerinin en çok görüldüğü alan kalçalarımızdır. Bunun da temel sebebi oturmak ve bölgenin kılın büyümesi için oldukça elverişli bir alan oluşturmasıdır.

Genital Bölgede Kıl Batması

Kıl batmaları istenmeyen tüylerin alınma biçiminden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla özellikle kadınlar genital bölge kıllarını farklı birçok yöntem ile almaktadırlar. Özellikle kuru bir şekilde tıraş yapılarak kılların alınması genital bölge kıl batması riskini artırır. Çünkü bölge tıraşlanırken tahriş olur ve batığa hazır hale getirilir. Dolayısıyla bölge yumuşatılarak kıl batığına sebebiyet vermeden tüylerimizi alabiliriz. Genital bölgede kıl batması ile karşılaşırsak da buna mutlaka müdahale etmeliyiz ki kıl dönmesine dönüşmesin.

Bacakta Kıl Batması

Bacakta kıl batması kadınların çok sık karşılaştığı sorunların başında gelir. Kadınlar genellikle epilasyon, tıraş gibi yöntemlerle bacak kıllarını alarak daha pürüzsüz bir bacağa kavuşmak ister. Ancak bu yöntemler bacakta kıl batması sorununu doğurabilmektedir. Bunu önlemek için bacaktaki ölü derileri alacak peeling uygulaması ve banyoda keseleme işlemi kullanılabilir.

Sakalda Kıl Batması

Erkeklerin sakal tıraşları için kullandıkları belli başlı ürünler vardır. Bunların en başında tıraş bıçakları gelmektedir. Tıraş ile sakalda kıl batmasını önlemek için uygulayacağınız basit adımlar vardır. Buna göre, sabah uyanır uyanmaz tıraş olmamalısınız. Uyandıktan sonra en az 10 ila 15 dakikalık bir süre sonunda tıraşınızı olmanız kıl batığını önler. Yine peeling uygulaması bu noktada ölü hücreleri ve deriyi yüzünüzden uzaklaştıracaktır. Bu da batığı önler.

Kıl Batması Tedavisi

Kıl batması tedavisi kişinin kendisi tarafından yapılabilir. Kıl batığı cımbız yardımı ile çıkartılır böylece ileride kıl dönmesine dönüşmesine izin verilmez. Devam eden ve sürekli oluşan kıl batmalarında kıl dönmesi tedavisi yapan sağlık kuruluşlarından yardım almak gerekebilir.

Günümüzde çocukların gelişim süreci ile ilgili olarak anne babaları en çok endişelendiren konulardan biri de erken ergenliktir. “Çocuğum erken ergenliğe mi giriyor?”, “Tedavi olmalı mı?” gibi sorular ebeveynlerin kafalarını kurcalar. Liv Hospital Çocuk Endokrinoloji Kliniği’nde öncelikle tedavi gerektiren ve gerektirmeyen erken ergenlik süreçlerinin birbirinden ayırt edilerek buna uygun tedavi sürecine geçilir.

Zamanında tedavi önemli

Ailelerin özellikle kız çocuklarında erken meme gelişimi ile kaygıları olur. Kaygının iki kaynağı, erken adet kanaması olasılığı ve kanama ile beraber büyümenin duracağı düşüncesidir. Çocuğun yaşıtlarından önce adet görmesinin getirebileceği stres, sıkıntı da bu kaygıyı besler. Doğrusu, çok küçük yaşlarda başlayan gerçek erken ergenlik bu risklerin tamamını taşır. Zamanında teşhis ve tedavi edilmezse, erken ergenlik büyüme plaklarının erken kapanmasına ve erişkinlik boyunun kısa kalmasına neden olur. Ancak çocukta ergenlik belirtilerinin erken başlaması her zaman tedavi gerektirmez; ergenliğin kendi doğal seyrinde izlenmesinin daha uygun olacağı durumlar da vardır. Dolayısıyla, tedavi gerektiren ve gerektirmeyen erken ergenlik süreçlerinin birbirinden ayırt edilmesi ve gereksiz tedavilerden kaçınılması da bir o kadar önemlidir.

Ergenlikte çocuğun büyümesi hızlanır

Kızlarda ve erkeklerde iç ve dış üreme organları (yumurtalıklar, rahim, vajina, penis) birincil cinsiyet özellikleridir. Bu organların büyüyerek erişkin boyutlarına ulaşmasının yanı sıra kıllanma ve meme büyümesi gibi fiziksel değişimler ise ikincil cinsiyet özelliklerini oluşturur. Ergenlik dönemi, ikincil cinsiyet özelliklerinin ve üreme kapasitesinin kazanıldığı çocukluktan yetişkinliğe geçiş evresidir. En sık gözlenen ilk belirti kızlarda meme büyümesi ve erkeklerde testis büyümesidir. Ancak aileler testis büyümesini fark edemeyebilir ve ilk dikkat çeken bulgu penis kökünde kıllanma olabilir. Kızlarda da genital bölgede kıllanma bazen ilk ergenlik belirtisi olabilir. İlk belirtilerden ortalama 2-2.5 yıl sonra kızlarda ilk adet kanaması, erkeklerde ise sperm üretimi başlar. Bu süreçte büyüme giderek hızlanır ve doruk noktasına ulaşır. Sonraki 2-2.5 yılda büyüme giderek yavaşlar ve büyüme plaklarının kapanması ile durur.

Ergenliğin başlama yaşı ve ilerleme hızı çocuğa göre değişir

Ergenlik, kızlarda ortalama 10-11 yaşlarında, erkeklerde ise 11-12 yaşlarında başlar. Fiziksel değişikliklerin ve büyümenin tamamlanması 4-6 yıl sürer ve genellikle kızlarda 15-16, erkeklerde 17-18 yaşlarda boy uzaması durur. Ancak ergenliğin başlama yaşı ve ilerleme hızı çok fazla bireysel değişkenlik gösterir. Yukarıda ifade edilen ortalama yaşlara göre 2-3 yıllık sapmalar mümkündür. Bu nedenle ergenliğe girme yaşı kızlarda 8-13 ve erkeklerde 9-14 arasında değişir. Bu yaşlar arasında başlayan ergenlik normal kabul edilir.

Her erken gelişim erken ergenlik anlamına gelmez

Erken ergenlik, ikincil cinsiyet özelliklerinin kızlarda 8 ve erkeklerde 9 yaşından önce başlaması olarak tanımlanır. Kızlarda 8 yaşından önce meme büyümesi ve kıllanma olması, yine erkeklerde 9 yaşından önce testis büyümesi ve kıllanma başlaması erkendir. Ancak her erken gelişim gerçek erken ergenlik olduğu anlamına gelmez. Ergenlik belirtilerinden sadece bir tanesinin gözlendiği ve diğer belirtilerin eşlik etmediği kısmi ergenlik biçimleri söz konusudur. Örneğin, kızlarda en sık 6 ay ile 2 yaş arasında gözlenen erken meme gelişimi böyledir. Bu durum kız çocukların çoğunluğunda müdahale edilmeksizin kendiliğinden düzelir; bazılarında ise erken ergenliğe ilerleyebilir. Bu süreçte yakın takip önemlidir. Yine, en sık 5-8 yaşlar arasında gözlenen genital bölgedeki kıllanmalar da eşlik eden başka bulgu yoksa çoğu zaman ergenlik belirtisi değildir. Böbrek üstü bezinden salgılanan hormonlara bağlı oluşan bir durum olup genellikle ter kokusunun değişmesi ile birlikte görülür. Ancak, kıllanma bazen abartılı olabilir. Abartılı kıllanma olan çocukların ergenlik süreçlerinin izlenmesi gerekir. Çoğunlukla ergenliğin durdurulmasını gerektiren bir sorun oluşmaz. Fakat kızlar sonraki yıllarda aşırı kıllanma veya adet düzensizlikleri gibi sorunlar yaşayabilir.

Çocuklarda obezite ergenliği erkene çekiyor

Günümüzde aşırı beslenmeye bağlı oluşan obezite sorunu hem kızlarda hem de erkeklerde ergenliği erkene kaydıran bir etmen olarak karşımıza çıkıyor. Obezitenin giderek yaygınlaşmasına paralel olarak erken ve erkence ergenlik sorunları daha sık gözleniyor. Erken ergenlik, kızlarda 8 ve erkeklerde 9 yaş öncesi başlayan belirtileri ifade eder. Erkence terimi ise normal yaş aralığında, ancak erkene kaymış ergenliği belirtmek için kullanılır. Kızlarda 8-9 yaş, erkelerde 9-10,5 yaş arası başlayan ergenlik erkence kabul edilir. Erkence ergenlik yavaş seyirli bir durumdur ve obeziteden bağımsız olarak da görülebilir. Bu durumda boy uzunluğu ve kemik yaşında bir ilerilik söz konusu değildir. Obez çocuklarda boy ve kemik yaşı ileri olabilir. İster fazla kilolu isterse normal ağırlıklı olsun erkence ergenliği olan çocuklarda ergenlik durdurucu tedavilerin erişkin boya olumlu bir etkisi yoktur. Ergenliği kendi doğal seyrinde izlemek daha uygun bir yaklaşımdır. Öte yandan, beslenme durumundan bağımsız, daha çok 7 yaş öncesi çocuklarda gözlenen ve tedavi gerektiren gerçek erken ergenlik durumları da vardır. Bu çocuklarda ergenlik hızlı seyir gösterir; kemik yaşı hızlı ilerler ve müdahale edilmezse erişkin boy kısa kalabilir.

Hemen endişeye kapılmayın

Anne babalar çocuklarında erken ergenlik belirtileri gözlediğinde hemen endişeye kapılmamalıdır. Ebeveynler genetik yapı ve beslenme durumu ile ilişkili olarak çocuklarının ergen gelişim gösterebileceğini ve hormon tedavisi uygulayarak ergenliği durdurmanın her zaman gerekli olmadığını bilmelidirler. Ergenlik açısından müdahale gerektiren bir sorun olup olmadığı konusunda destek almak için ailelerin çocuk endokrin uzmanlarına başvurulması gerekir.

Ergenlik; doğumda aktif olup daha sonra baskılı halde olan bazı hormonların tekrar aktivite kazanmasıyla başlar. Bu dönem klinik olarak, cinsel gelişimin ilk bulguları olan göğüs büyümesi, erkeklerde yumurtalık boyutlarının artması ile kendini belli eder. Cinsel gelişmenin sona ermesi ve boydaki uzamanın bitmesi ile ergenlik dönemi sona erer. Adölesan döneminin tarifi ise biraz farklıdır. Adölesan dönemi puberte ile başlar, ancak ergenlik dönemindeki büyüme ve gelişme sona erdikten sonra da bireyin psiko-sosyal olgunlaşması gerçekleşene kadar devam eder.
Ergenliği başlatan ya da geciktiren etmenler aşağıda gösterilmiştir. Şekilde de görüldüğü gibi ağır stres ve ağır egzersiz, ağır beslenme bozukluğu, kronik hastalıklar ergenliği geciktirici etkiler gösterirken; iyi beslenme, sosyoekonomik durumun yüksek olması, sıcak ülkelerde yaşama, siyah ırk gibi etmenler ise ergenliğe daha erken girilmesine neden olabilirler.

Ülkemizde yapılan araştırmalara göre kızlarda ergenlik yaklaşık 10 yaşında, erkeklerde ise 11.5 yaşında başlamaktadır. Ergenlikle ilgili diğer belirtilerin ortaya çıkma yaşlarını tabloda görmek mümkündür.

Ergenlik döneminde büyümesi ilk önce başlayan ve ilk önce tamamlanan kısım bacaklardır. İkinci sırada kızlarda kalça büyümesi, erkeklerde ise göğüs çapının büyümesi yer alır. Bu da omuz genişliğinin artması ile belli olur.
Boyca hızlı uzama atağıkızlarda12, erkeklerde ise 14 yaşında doruk noktasına ulaşır. Bu dönemde kızlar yılda yaklaşık 9 cm uzarken, erkeklerde yıllık uzama10 cm civarında olur. Kızlar 14, erkekler ise 16 yaşına geldiklerinde erişkin boylarının yaklaşlık %98 ine ulaşmış olurlar.
Ergenlik döneminde; kalp,akciğerler, karaciğer,dalak, pankreas, tiroid bezi,böbrek üstü bezleri ve yumurtalıklar yaklaşık 1 misli büyürler. Bademcikler, geniz eti ve diğer lenf bezleri ise küçülürler.
Erkeklerde ergenlik gelişiminde sıra; yumurtalıkların büyümesi, pubik bölgede kıllanma, penis büyümesi, koltuk altında kıllanma, makat etrafında kıllanma ve yüzde kıllanma şeklinde olur. Bu süreç yaklaşık 3 yılda tamamlanır. Erkeklerde ergenliğin en önemli göstergelerinden biri ses kalınlaşmasıdır. Yaklaşık 13 yaşında seste çatlaklık şeklinde başlar ve 15 yaş civarında erişkin ses kalitesine yaklaşır. Adölesan dönem bitimine kadar sesteki olgunlaşma devam eder.
Kızlarda ergenlik gelişimi ise sırayla; yumurtalık, rahim, vajina gelişimi, göğüslerde büyüme, pubik kıllanma ve koltuk altı kıllanması şeklinde olur ve daha sonra adet dönemi başlar. Kızlarda yüzde aknelerin çıkma yaşı yaklaşık 13-13.5 dur. Adetlerin ilk 1-1.5 yıl düzensiz olması normaldir. Eğer ilk adet görme yaşı 10.5 yaşından önce ise mutlaka pediatrik endokrinoloji uzmanı tarafından görülmeli ve psikososyal örselenmeyi engellemek için gerekirse ergenliği durdurucu ilaçlar kullanılmalıdır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kıl dönmesi, kişilerin yaşamlarını olumsuz yönde etkileyen sağlıksız bir durumdur. Genel olarak erkeklerde görülen kıl dönmesi, kuyruk sokumu denilen noktada daha çok kendisini gösterir. Daha çok oturarak çalışan kişilerde görülen bu rahatsızlık nadir de olsa kadınlarda da görülmektedir.

Tıp dilinde pilonidal sinüs adı verilen bu hastalık halk arasında kıl dönmesi olarak bilinmektedir. Vücutta düzenli olarak çıkan ve dökülen kıllar bazı durumlarda tam çıkamaz ve derinin altında ete doğru büyüme yapar. Oldukça sinsi ilerleyen bu rahatsızlık, kendisini çeşitli belirtilerle gösterir. Doğru tedavi uygulanmazsa tekrarlama riski olan bu hastalık için mutlaka uzman doktora görünmelisiniz.

Kıl Dönmesinin 6 Belirtisi ve Yapılması Gerekenler

Kıl dönmesi çok gizli ilerleyen ve son ana kadar kendisini belli etmeyen bir rahatsızlıktır. Bu açıdan bakıldığında hastalar genellikle son aşamada doktora başvurur ve gerekli tedavi için ilk adımı atar. Kıl dönmesi konusunda bir takım belirtiler mevcuttur. Bu belirtileri şu şekilde sıralayabiliriz:

Küçük Yumrular (Papül): Kıl dönmesinin olduğu bölgede sıklıkla küçük yumrular görülmektedir. Papüller döküntü şeklinde görülür. Papüller, egzema ve suçiçeği gibi hastalıklarda daha çok gözlense de kıl dönmesinde de varlığı hissedilmektedir.

Kabarcıklar (Püstül): Kıl dönmesi hastalığına yakalanan kişilerde püstül de görülebilir. Püstüller içi iltihapla dolu keseciklerin ismidir. Püstüller de bu rahatsızlığın belirtilerinden olabilir. Bu açıdan önemsemek ve dikkate almak önemlidir.

Ağrı: Kıl dönmesi oluşan bölgede kişilerin ağrıları oluşabilir. Bu ağrılar genellikle sinirsel rahatsızlık sebebi ile oluştuğu düşünülse de altında yatan sebep çok farklı olabilir. Özellikle kuyruk sokumu bölgesinde oluşan ağrılara dikkat edilmesi gerekmektedir.

Akıntı: Kıl dönmesi ile birlikte görülebilen bir diğer belirti akıntıdır. Rahatsızlığın oluştuğu bölgenin iltihaplanması ve sonunda bu irinin akması sonucunda sürekli olarak akıntı görülebilir. Zaman zaman bu akıntılar kanlı şekilde de görülür. Dolayısıyla akıntı çok ciddiye alınması gereken belirtilerdendir.

Kaşıntı: Kuyruk sokumunda kıl dönmesine bağlı olarak kaşıntı görülebilir. Bunu zaman zaman sivilce de takip edebilir.

Kızarıklık: Şişlik, iltihap, akıntı, ağrı gibi etkenleri takip eden kızarıklık da kıl dönmesinin belirtilerinden birisidir. Genellikle önemsenmeyen kızarıklıklar aslında büyük bir hastalığın habercisi de olabilir. Bu bağlamda mutlaka bunu önemsemeli ve uzman doktora şikayetimizi bildirmeliyiz.

Uzman doktora başvurduğumuzda bu şikâyetlerden biri ya da birkaçı varsa söylemeliyiz. Böylece en doğru tanı koyulur ve tedaviye bir an önce başlanır.

Kıl dönmesi tedavisi için ne yapılmalı?

Öncelikle kıl dönmesine bağlı olarak gelişen apse bölgeden boşaltılarak uzaklaştırılır. Ardından kılın sardığı kısım ameliyatla alınır. Tamamen boşalan bölge için yaklaşık olarak 1 ila 2 ay arasında tedavi uygulanır. Bu tedavi sırasında hastanın hastanede yatmasına gerek yoktur. Kıl dönmesi tedavisi iyileşme sürecinde doktorun tavsiyelerine uyması ve yara bakımın yapması ile kıl dönmesinden kalıcı olarak kurtulunmaktadır.

Kıl dönmesi, kıvrılmış ve deriden yükselmek yerine cildin içine geri dönen bir tüy olarak tanımlanabilir. Ciltte bazen irinle dolu kabarık bir yumruya şeklinde görülebilir. Kıl dönemsi genellikle sakal, kasık bölgesi, kalça, bacaklar ve koltuk altları gibi derinin tıraş edildiği veya ağdalandığı bölgelerde görülür. Kaşıntılı ve rahatsız olabilirler ve bazen de enfekte olabilirler.

Kıvırcık veya kaba saçlı kişilerde kıl dönmesi daha yaygın olarak görülür. Bunun temel sebebi ise, bu tür tüylerin cilde geri kıvrılma olasılığı daha yüksektir. Ayrıca, çok yakın sürelerde tıraş olmak veya tıraş olurken körelmiş bir bıçak kullanmak gibi yanlış tıraş teknikleri kullanmak da kıl dönmesini tetikleyebilir. Vücudun belirli bölgelerinde sıkı giysiler veya sık sık sürtünme de kıl dönmesi gelişimine katkıda bulunabilir.

Kıl dönmesini önlemek için uygulanacak birtakım teknikler bulunmaktadır. Bu yolların izlenmesi tehlikeyi en aza indirecektir.

Kıl Dönmesi Nasıl Anlaşılır?

Ciltte kabarık bir yumru veya kırmızı, iltihaplı alan olarak görülebildiğinden, kıl dönmesinin teşhis edilmesi genellikle kolaydır. Çoğu durumda, uzman hekim etkilenen bölgenin fiziksel muayenesine dayanarak kıl dönmesini kolaylıkla teşhis edebilir. Bazı durumlarda, folikülit veya apse gibi semptomlara neden olabilecek diğer durumları dışlamak için deri kazıma veya biyopsi gerekebilir.

Kıl dönmesi olduğundan şüpheleniyorsanız, enfeksiyon riskini artırabileceğinden, saçınızı yolmaktan veya kaşımaktan kaçınmanız önemlidir. Bunun yerine, cildi yumuşatmak ve tüylerin çıkmasına yardımcı olmak için ılık kompres kullanmayı deneyebilirsiniz. Batık kendi kendine düzelmezse veya enfeksiyon kaparsa, tedavi için bir sağlık kuruluşuna gitmenizde fayda var.

Kıl Dönmesi Nerelerde Olur?

Kıl dönmesi vücutta kıl bulunan herhangi bir yerde meydana gelebilir, ancak en yaygın olarak sakal, kasık bölgesi, bacaklar, kalça ve koltuk altları gibi tıraş edilmiş veya ağdalanmış bölgelerde görülür. Bunun yanı sıra yüz, boyun, göğüs ve sırtta da oluşabilirler.

Kıl Dönmesi Aşamaları Nelerdir?

Kıl dönmesi oluşumunun aşamalarını şu şekilde sıralayabiliriz:

Saç folikülün içinde sıkışması ilk aşamadır. Bir saç tıraş edildiğinde veya ağda yapıldığında, saçın keskin kenarı kıvrılabilir ve folikülün içinde sıkışabilir. Bu, iltihaplanmaya ve ciltte kabarıklığa neden olabilir.

İkinci aşamada yumru kırmızılaşır ve iltihaplanır. Kıl folikülün içinde sıkışıp kaldığından, yumru kırmızılaşabilir ve iltihaplanabilir. Alan ayrıca kaşıntılı olması da olasıdır ve dokunulduğunda hassaslık hissedilebilir.

Yumru irinle dolar. Kıl dönmesi enfeksiyon kaparsa, yumru irinle dolabilir. Bölge ayrıca daha ağrılı ve şiş olabilir.

Kıl tümseğin dışında uzar. Çoğu durumda, saç eninde sonunda folikülden dışarı çıkar ve tümsek kendi kendine düzelir. Ancak batıklar kendi kendine düzelmezse veya enfeksiyon kaparsa bir sağlık kuruluşuna tedavi ettirilmesi gerekebilir.

Kıl dönmesi gizli bir şekilde ilerleyen hastalıktır. Dolayısıyla mutlaka bir sağlık kuruluşunda bu konuda uzman bir doktor ile görüşmeli ve gerekli tedaviyi almalısınız.