1 balkan savaşı kısa özeti / 1. Balkan Savaşı konu anlatımı özet nedenleri sonuçları kısaca sınıf

1 Balkan Savaşı Kısa Özeti

1 balkan savaşı kısa özeti

kaynağı değiştir]

Osmanlı Devletinde ise sorunlar çok fazlaydı. yılındaki II. Meşrutiyet'in ilanı sonrası siyasi çalkantılar devam etmekteydi ve I. Balkan Savaşı öncesi İttihat ve Terakki Partisi ile Hürriyet ve İtilaf Fırkası arasında çekişme yaşanmaktaydı. Diğer taraftan Osmanlı Ordusu, Trablusgarp'ta İtalyanlar ile savaşırken, Yemen'de çıkan isyan sonrası büyük bir hata içine düşerek, Rumeli'deki taburların bir kısmını bu isyanı bastırmak için Yemen'e gönderdi. Bunun yanında bir diğer sorun da nüfustu. Osmanlı İmparatorluğu'nun nüfusu yılında 26 milyon olsa da bunun sadece 6,1 milyonu Balkanlar'da yaşıyordu. Dahası bu nüfustan hiç askerlik yapmayan Hristiyan ahaliyi düşünce geriye sadece 2,3 milyonluk bir Müslüman Türk nüfus çıkıyordu ki, Anadolu'dan takviye almadan Rumeli'deki halktan bir ordu oluşturulmak istense sadece bu 2,3 milyonluk kesimden çıkartılmak zorundaydı.

Bunun yanında İmparatorluk bir de Trablusgarp'ta İtalyanlar ile savaş içindeydi ve Donanma'nın bir kısmı, On İki Adalara saldıran ve işgal eden İtalyan donanması ile uğraşmakta veya Trablusgarp'a askeri destek sağlamaktaydı. Dahası İtalyan donanması Beyrut Deniz Muharebesi gibi deniz savaşları ile Osmanlı donanmasının savaş ve taşıma yapan bir kısım gemilerini yok etmişti. Yine Trablusgarp Savaşı için bir kısım subay ve asker Libya'daydı. İtalyanlarla olan Trablusgarp Savaşı, ancak I. Balkan Savaşı'nın çıkmasından birkaç gün sonra 15 Ekim 'de sonra erdirilebildi. Trablusgarp'ın Osmanlı'nın elinden çıkması, Rodos'u da içine alan On Adaların ise İtalya'dan antlaşma masasında geri alınabilecek iken; Balkan savaşında Yunanlar tarafından işgal edilmesini engellemek için geçici olarak İtalyanların eline bırakılması ile sonuçlandı (1. Dünya Savaşında Osmanlı ve İtalya ayrı taraflarda savaşa girince zaten fiilen işgal altındaki On İki Adalar, resmen İtalyanlarca işgal edilip İtalyan toprağı oldu.). Ayrıca Osmanlıların bir kısım kuvvetlerini de Balkanlara geç aktarmasına veya hiç aktaramamasına sebep oldu. Osmanlı, I. Balkan Savaşı öncesi Balkanlarda ordularının yerini sağlamlaştırabilecek bir hamle yapamadı.[15]

Yine oluşan siyasal çekişmeli ortamda ordu reformları ihmal edilmişti. Almanların yardımıyla orduda bir kısım modernizasyonlar yapılmışsa da bunlar yetersizdi, Osmanlı İmparatorluğu hala askeri reformlarına ve orduya bir şekil verememişti. İşin daha da kötüsü ordunun siyasetin içine düşmesi yanında Rumeli'de ikmal yollarında yaşanan sorunlardı. Rumeli'deki Osmanlı Demiryolu ağı, Rumeli'ye ulaşmak için, korumak için zayıf ve asker taşımak için yetersiz bir durumdaydı. Anadolu ile bağlantıda sorunlar yaşanmaktaydı. Deniz yolunda ise Yunanlar donanmalarını geliştirmişler ve Osmanlılardan denizde üstün bir konuma erişmişlerdi. Bu da sorunlara yol açabilecekti.[16] Dahası I. Balkan Savaşı'nın hemen öncesi Osmanlı Yüksek Komutası Balkanlardaki askerin ve bunların bulunduğu mobil askeri birliklerin tasarruf ve yaş haddi gerekçeleriyle terhis edilmesine karar vererek ölümcül bir hata yaptı; tecrübeli askerlerden yoksunluk ve böyle büyük çapta bir askeri terhis Balkan Savaşı'nda Osmanlının felaketini hazırlayan en büyük nedenlerden biri oldu.[5][17] Yine Osmanlı Ordusu iki tür birlikten oluşmaktaydı Nizam denen birlikler düzenli ve iyi donanımlı askerlerden oluşmaktaydı buna karşın Redif denen takviye (yedek) askeri kuvvetler ise disiplinsiz ve tecrübesiz, eğitimsiz askerlerden oluşmaktaydı en önemlisi topçu başta olmak üzere yetersiz ekipmanlara sahipti. Bir de bunun yanında Yunanlar, Bulgarlar veya Sırpların aksine Osmanlı seferberlik sistemi eski ve hantal bir pozisyondaydı. Öyle ki I. Balkan Savaşı boyunca savaşan ordular, hiçbir zaman hedeflediği sayıya ulaşamadı. Osmanlı İmparatorluğu'nun savaş öncesi Rumeli'de 3 ordusu vardı. Bunlardan biri Makedonya Ordusu, diğeri Vardar ordusu (ikisinin birleşimi batı ordusunu oluşturmaktadır) ve sonuncusu Trakya Ordusu (doğu Ordusu) idi, bu orduların toplamda hareketli ve korumalı bölgelerde sabit topu vardı.

Teşkilatlanan Osmanlı ordusuna bir göz atılırsa;

Yunanistan'a karşı 7'den biraz fazla tümen konumlanmıştır.

Bulgaristan'a karşı güneydoğu Makedonya'da 1 kolordu 2 tümen konumlanmıştır.

Karadağ'a karşı 4 den biraz fazla tümen konumlanmıştır.

Organizasyon planına göre Osmanlı'nın batı ordusu (Vardar ve Makedonya orduları) savaş durumunda askere ulaşacak ve bu şekilde düşmana karşı koyacaktı. Fakat demir yollarındaki yetersizlik bunun yanında Osmanlı'nın seferberlik sisteminde de hatalar vardı. Zira askere alınacak kişiler askere alındıkları ordunun yakınındaki bölgelerden alınırdı, bu seferberlik açısından silah altına alma ve askerlerin bölgeyi tanıması, zorlanmaması gibi belli bir kolaylık sağlasa da dezavantajları çoktu zira savaşılan bölgeye yakın ordunun olduğu yerde silah altına alınan bu kişiler, eğer silah altına alındıkları yerler cephe hattı ve düşman işgali tehlikesi olan yerlerdeyse bu bölge yakınında köylerinin, şehirlerinin başına gelenlerden derhal haberdar olduklarından bu durum onları demoralize edip dikkat dağınıklığı ve ailelerini korumak için firarlara sebep oluyordu. Örneğin Priştine ve Üsküp şehirlerinin ileride Sırpların eline geçtiğini veya buraya Sırplarının yürüdüğünü öğrenen, cephede savaşan tümenlerdeki Üsküplü Arnavut ve Türk redif askerlerin pek çoğu ailelerinin durumundan endişelenerek kurtarmak için panik içinde bulundukları yerleri terk edip bu yerlere gitmişlerdir. Sonuçta da Osmanlı ordusunda bu firarlar ağır sorunlara neden olmuştur. Ancak I. Dünya Savaşı'ndaki seferberlik programında imparatorluk bu sistemden dönebilmiştir. Balkan Savaşı'ndaki firar sorununun temel nedenlerinden biri de budur. Bu durum bazı kimselerce haksız şekilde "Balkanlarda Arnavutlar Osmanlılara ihanet etti" şeklinde düşünülmüştür. Bunu ihanet iddialarını destekleyecek öne sürdükleri bir dayanak da 'de Arnavutluk'ta ve 'de Kosova'da çıkan Arnavutluk isyanlarıdır. Oysaki durum hiç de öyle değildi zira yılındaki ve yılındaki isyanlara karşın Arnavutların çoğu Sırp, Karadağ, Yunan egemenliğinden çok Osmanlı yönetimi taraftarıydı ve özellikle Sırplarla çekişmeli durumdaydılar. Aynı eleştirilen Arnavutlar bu savaşta, Osmanlının "İşkodra Savunması" esnasında gönüllü birlikler kurup Osmanlı yanında Karadağ-Sırp birleşik ordusuna karşı savaşmışlardır. İşkodra'daki direniş ancak Nisan 'te savaşın sonuna yakın sert ve acımasız çatışmalardan, ablukadan sonra aç, susuz kalan şehir ile ilgili yapılan müzakerelerle teslim olması ile kırılmıştır. Ancak sonradan Esat Paşa Toptani gibi Arnavutlardan az sayıda kişiler sonradan Sırplarca etkilenerek Osmanlı aleyhine dönmüştür ancak bu kişiler de pek fazla Arnavutlardan taraftar bulmamıştır. Kaldı ki sadece Arnavutlardan değil Türklerden de Osmanlı aleyhine Balkan savaşında çalışan kişilere rastlanmaktadır. Büyük Sırbistan hayali Arnavutlar dışında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nu da tedirgin etmekteydi. Bu imparatorlukta bölgede Slav veya Rus egemenliği yerine Osmanlıların bölgede olmasına taraftardı. Zira Sırbistan ve Rusya'nın kendi içindeki Slav azınlığı kışkırtacağı korkusu içindeydi, diğer taraftan Sırbistan'da bu imparatorluktan toprak koparma peşindeydi. Avusturya-Macaristan savaşta Osmanlı ordularının çöktüğünü fark ettiğinde ve Sırbistan'ın genişlemesinin kaçınılmaz olduğunu anladığında, bölgede bir Arnavutluk devleti kurulmasını ve bu şekilde Sırp egemenliğinin kırılmasını sağlamaya çalışmış, onlara hamilik etmiştir. Arnavutluk'un bağımsızlığın ilanı da apar topar yapılmıştır. Zira Osmanlı'nın artık kendilerine yardım imkânı kalmayıp; yaşadığı topraklarının Sırp, Karadağ ve Yunanlarca parçalanacağı ve katliama uğrayacakları korkusu ile yapılmış bir bağımsızlık ilanıdır.

Bununla birlikte ihanet iddialarına bir başka dayanak da özellikle Kumanova Muharebesi'nde görülen orduya alınan Hristiyan askerlerin firarı sorunudur ki bu yönden bu iddialara hak verilebilir. Zira NY Times gibi gazetelerde belirtildiği üzere özellikle redif tümenlerine Balkan Savaşı'nda gerekli adaptasyon yapılmadan alınan kimi yerlerde ordunun %'sini oluşturan Osmanlı yönetimindeki bölgelerdeki Sırp, Yunan ve Bulgar azınlıklardan bir kısmı karşılarında kendi milletlerinden olan orduları görünce cepheden firar etmişlerdir. Ancak ihanet dışında burada Osmanlı seferberlik hizmetlerini eleştirmek gerekir. Zira seferberlik sırasında asker adaptasyonları bu kişilere eğitim verilmeden apar topar silahlandırılarak ön cepheye sürülmüşlerdir, dahası I. Dünya Savaşı'nda da Hristiyan ve diğer azınlıklardan silah altına alınan kişiler vardır. Ancak bunlar için Osmanlı ordusu, I. Balkan Savaşı'ndaki gibi firar sorunu ile karşılaşmamıştır. Zira bu azınlık askerleri özel olarak seçilerek, adaptasyon süreçleri tamamlanarak ve kritik pozisyonlardan çok geri hizmetlerde görevlendirilerek kullanılmışlardır. Bu da I. Balkan Savaşı'nın kaybedilmesindeki temel nedenlerden birinin de Osmanlı'nın o dönemdeki seferberlik sistemi olduğunun açık göstergesidir. Seferberlik sistemi çok dramatik şekilde savaşı ve orduda mevcut asker sayısını etkiledi. Savaş başlangıcında Batı Ordusu'nda yalnızca asker mevcuttu.[3] Takviye olarak daha fazla insan savaş boyunca gelse de savaştaki ağır kayıplar nedeniyle Batı Ordusu hiçbir zaman istenen sayının yakınına dahi ulaşamadı. Savaş sırasında Osmanlılar Suriye'den gerek Nizam (Nizamiye) ve gerekse Redif askerleri getirmeyi planlamıştı. Ancak bu da hiçbir zaman tam olarak gerçekleşmedi; çünkü Yunanlar Ege'de deniz hakimiyetini ele geçirip takviyelerin denizden gelmesine engel oldular. Askerler de kara yolundan sevk edilmek zorunda kaldılar ve sonuçta bu takviyeler ya hiç Balkanlara gelmedi ya da istenen vakitte gelemedi.[18] Osmanlı Komuta Konseyi, Alman Askerî Danışmanlığı misyonunda düşmanlarının durumuna göre 12 farklı savaş planı hazırlamıştı. Özellikle 5 funduszeue.info Yunanistan, Bulgaristan ve Karadağ'a karşı hazırlanan savaş planı iyi geliştirilmiş bir plandı ve ordunun çeşitli kademelerine kendi yerel savaş planlarında kullanılmak ve geliştirilmek üzere gönderildi.[19][20] Osmanlı Hükûmeti 16 Ekim 'de harp ilan etmekte ancak ordusunun son tertip taburunu terhis etmiş, 35 taburunu başında Genelkurmay Başkanı Ahmet İzzet Paşa olmak üzere Yemen'e göndermiş, İtalyanların İzmir'e çıkarma ihtimaline karşı Balkanlardaki kuvvetlerinin bir kısmını İzmir'e intikal ettirmiş, seferberliğini tamamlayamamış, silahlı kuvvetlerini bir salgın hastalık gibi saran "mektepli", "alaylı", "redif", "zâdegân", "kurmay" subay çekişmelerini giderememiş, ordunun silah ve teçhizattaki eksikliklerini tamamlayamamış, yeterli eğitim ve tatbikat yaptırılamamıştı.[21] Bunun yanında Alman askeri danışmanlığının hazırladığı savunma planı Osmanlı Ordusu kurmaylarınca göz ardı edildi; zira o sırada yeni Harbiye Nazırı olan Nazım Paşa; daha önce Ahmet İzzet Paşa'nın da onayıyla yapılan bu savunma planlarının ve görüşünün aksine kitaplarını olduğu Fransız General Ferdinand Foch'un Fransız saldırı doktrinini benimsemiş biriydi.[22] Nazım Paşa'nın bu hatası bütün savaşı Osmanlı aleyhine etkileyecek nedenlerden biri olmuştur. Savaşın kaybedilmesinden hemen sonra Nazım Paşa, bu önemli hatalarından dolayı İttihatçı fedailer tarafından öldürüldü.[23][24]

Osmanlı Donanmasının Durumu[değiştir kaynağı değiştir]

Bu devletlerin savaş ilanında, Balkanları koruyacak büyük bir Osmanlı ordusu bulunmuyordu. Böylece güçsüz ve küçük ordulara karşı birçok zafer kazandılar. Bulgarlar, yönünü doğuya yöneltti ve Trakya'nın önemli kısmını işgal etti. Sırplar; Priştine, Üsküp ve Manastır'ı; Yunanlar ise Serfice, Selânik, Bozcaada, Limni, Sakız ve Midilli adalarını kolayca işgal etti. Sırplar ve Karadağlılar ise Arnavutluk'u paylaştılar. Osmanlı ordusu, bu yenilgilere karşı önemli bir harekâtta bulunamıyordu.

Uğranılan bu ağır yenilgiler üzerine Bâb-ı Âli barış istedi ve Londra Konferansı düzenlendi. Bu konferans ile Osmanlı Devleti büyük bir kayba uğruyordu.

Toprak Kaybı[değiştir

1. Balkan Savaşı tarihi, nedenleri, sonuçları, önemi ve özeti: Birinci Balkan Savaşı sonunda hangi antlaşma imzalandı?

Yaşanan bu gelişmelerin ardından Karadağ; 8 Ekim tarihinde Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmiştir. Karadağ’ın bu ilanına, Yunanistan, Sırbistan ve Bulgaristan’ın da katılmasıyla 1. Balkan Savaşı resmen başlamıştır.

Bulgaristan ve Osmanlı Devleti arasında başlayan ilk çatışmaların ardından Osmanlı orduları Çatalca’ya kadar geri çekilmek zorunda kalmıştır. Yunanlar Selanik’i ve Ege Adaları’nı ele geçirmişlerdir. Bulgarlar karşısında Çatalca’ya kadar geri çekilen Osmanlı ordusu bir süre Edirne’yi savunsa da 22 Ekim tarihinde teslim olmak zorunda kalmış ve Osmanlı Devleti, Bulgaristan’dan ateşkes istemiştir.

Osmanlı Devleti’nin ağır bir yenilgi aldığı Birinci Balkan Savaşı sonunda hangi antlaşma imzalandı sorusunun cevabı, 30 Mayıs ’te imzalanan Londra Barış Antlaşması olacaktır.

1. Balkan Savaşı Sonuçları

yılında başlayan ve ’e kadar devam eden 1. Balkan Savaşları’nda ağır bir yenilgi alan Osmanlı Devleti yılında Balkan devletleri ile Londra Barış Antlaşması’nı imzalamıştır. Barış antlaşması imzalanmasının ardından ortaya çıkan 1. Balkan Savaşı sonuçları şu şekildedir:

  • Edirne ve Kırklareli Bulgaristan’a bırakılmıştır. Osmanlı Devleti ile Bulgaristan arasındaki yeni sınır Midye-Enez hattı olmuştur. Bu maddeden hareketle, balkan savaşı sonunda imzalanan londra antlaşması ile trakya ve edirne hangi devlete bırakılmıştır? sorusunun cevabı da Bulgaristan olacaktır.
  • Selanik, Güney Makedonya ve Girit Yunanistan’a bırakılmıştır.
  • Arnavutluk bağımsızlığını kazanmıştır. balkan savaşı sonucunda imzalanan londra antlaşması nerelerde bağımsızlığını kazandı diye sorulduğunda verilecek cevap Arnavutluk olacaktır.
  • Çizilen bu sınırlarla birlikte Balkanlar’daki sınırımız olan tek koşu ülke Bulgaristan olmuştur.

Birinci Balkan Savaşı Önemi

Birinci Balkan Savaşı; Osmanlı ve Türk tarihi açısından trajik sonuçlar doğurmuş bir savaştır. Bu savaş sonrası kaybedilen topraklarla birlikte, yüzlerce yıldır bir Türk yurdu olan Balkanlar’daki neredeyse tüm topraklar kaybedilmiş; Ege’deki Osmanlı hâkimiyeti de sona ermiştir.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası