Gün Gelir Şevval Sam

Eda Ece, Murat Aygen, Biran Damla Yılmaz, Melisa Doğu gibi oyuncuların başrolünü paylaştığı Yasak Elma dizisinde 6 sezondur yer alan Şevval Sam, gençlik iksiri içmiş gibi görünmesinin sırrını açıkladı. Şarkıcılığın yanı sıra oyunculuktaki başarısıyla konuşulan Sam, çok merak edilen güzellik formülünü paylaştı.

“İYİMSER YAPIYA SAHİBİM”

Fit görüntüsüyle adından söz ettiren Şevval Sam, güzelliğini iyimser kalmaya borçlu. Basın mensuplarının sorularını cevaplayan Sam, şunları söyledi:

“İyimser bir yapıya sahibim. Elbette hayatım güllük gülistanlık değil ama iyimser kalmaya çalışıyorum. 20’li yaşların sisli dönemine geri dönmeyi istemem ama kendi makineme iyi bakarak bu yaşlarda 20’li yaşların enerjisini yaşıyorum.”

Geniş bir hayran kitlesi bulunan 49 yaşındaki başarılı oyuncu ve şarkıcı, 2,7 milyon takipçisinin bulunduğu Instagram hesabından sık sık fotoğraflarını paylaşıyor. 
Sam, güzelliği ve düzgün fiziği ile takipçilerinden tam not alıyor.

ESTETİK İDDİALARINA CEVAP

Ünlü isim, daha önce verdiği bir röportajda ise estetik sorularına cevap vermişti. Estetik iddiaları karşısında “Benim için güzellik, insanın içinden gelen enerjisi, kahkahası ve neşesidir” diyen Sam, sözlerine şöyle devam etti: 'İnsanın yüzünü değiştirmeyecek ama kaybettiklerini geri getirecek yöntemler mevcut. Bunun bir kısmını kullanıyorum. Tipimin ve gülüşümün çok değişmesini istemiyorum. Yaş almak dediğin kandırmaca.”

Sanatkar bir ailenin küçük kızı olarak dünyaya gelen Şevval Sam, duru sesi ve yalın güzelliğiyle bir gün alaturka parçalar seslendirdi, bir gün Karadeniz ezgileriyle çıktı karşımıza. Ama en önemlisi de sıkı bir aktivist olarak şöhreti önüne kattı ve her geçen gün yeni bir sosyal sorumluluk projesine imza attı. Şevval Sam ile toplumsal konulardaki duruşunu, sosyal sorumluluk projelerini ve tabi ki sanat yaşamını konuştuk.

Sosyal projelerin büyülü sesi&#;

Son yıllarda sanatçılarınsosyal sorumluluk projelerikonusunda daha fazla duyarlılık gösterdiğini görüyoruz. Siz de bir aktivist olarak ne tür sosyal sorumluluk projelerini hayat geçiriyorsunuz?

Genellikle çevre, eğitim ve barış aktivitelerinde de yer alıyorum. Yaşadığım dünyada çevre, eğitim ve ayrımcılık sorunlarına duyarsız kalamıyorum. Ayrıca sorunun illa bu topraklarda yaşanması gerekmiyor. Derler ki insanlar birbirlerine görünmez iplere bağlıdır. Bu yüzden dünyanın öbür ucunda yaşanan bir acıyı , burada yüreğini sizde hissedebilirsiniz. Bu empati kurmakla da alakalı. Ben ağaçla da hayvanla da, acı çeken, özgürlüğü elinden alınmış, işkence görmüş, aç kalmış insanlarla da dini dili ırkı , cinsiyeti , etnik kimliği , cinsel terci hi ne olursa olsun empati kurmaya çalışıyorum. Kaldı ki sosyal sorumluluk, “proje” olarak düşünüldüğünde bazen insanların prestij kazanma çabası da devreye giriyor. Oysa ki “insan olmanın ne anlama geldiği ” üzerine düşünen birinin sorumluluk duymamasına imkan yok diye düşünüyorum.

Bir sanatçının sosyal Bir sanatçının sosyal sorumluluk projesi geliştirmesi ve toplumsal sorunlara duyarlı olması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Az önce dediğim gibi , bunu insanın yüreğinin derinliklerinde hissetmesi gerek; ancak bazen insanlar yaşanan sorunları o kadar büyük görüyorlar ki , bu büyüklük onları korkutuyor ve “aman ben mi kurtaracağım dünyayı ” diyerek sorundan kaçıyor ve düzene uyum sağlıyor. Herkes bir sihirli değnek bekliyor. Oysa ki sihirli değnek yok, “zaman ve çaba” var. Zamanla ve emekle değişmemiş hiçbir şey yok. Kimileri bu uğurda bedeller ödeyebiliyor; ama ben sonunda çabalar amaca ulaşıyor ve bir takım şeyler değişebiliyor. Yapılan hiçbir şey sonuçsuz kalmıyor bu dünyada. Öyle güze l işleyen bir matematik var ki . İyi yaparsanız iyi , kötü yaparsanız kötü size geri dönüyor.

“ÇEVRE, EĞİTİM VE BARIŞ ÖNCELİKLERİM”

Sosyal sorumluluk projesidendiğinde sizin için önceliklikonu nedir?

Aslında bu soruya cevap verirken öncelikle ülkemizde çözülmesi gereken önemli sorunların neler olduğunu düşünmek gerek. Her ne kadar son yıllarda eğitim konusunda batıdan doğuya kadar çeşitli projeler hayata geçiriliyor olsa da bunlar yeterli değil. Hala ülkenin doğusundaki illerde ciddi eğitim problemleri yaşanıyor. Pek çok köyde çocuklar okul öncesi eğitimi alamıyor, ilköğretimden faydalanmak için iki köy arasında uzun bir yolu yürüyerek gidip gelmek zorunda kalıyor. Maalesef ebeveynler bilinçsiz, eğitimsiz. Kızlar erkenden evlendiriliyor,  bir çoğu okula gönderilmiyor. Etnik ayrımcılık yıllardır çözülemeyen ayrı bir problem. Bunun önüne geçmek için ne yapılırsa yapılsın   öncelikle zihinlerdeki ırkçılığı silmek gerek. Çevre ise başlı başına bir problem. Kısacası sosyal  sorumluluk projesi dendiğinde, çevre, eğitim, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı yapılan barış aktiviteleri önceliklerimdir.

Şevval Sam Hatıra Ormanı adıyla her geçen gün büyüyen bir hatıra ormanınız var. Bu projeyi biraz anlatır mısınız?

Aslında o benim bizzat yürüttüğüm bir proje değil. Hasandede Belediyesi benden konser için indirim istemişti , bende siz buraya orman kurun, ben ücretsiz geleyim dedim. Onlar da kabul ettiler, kurdukları ormana benim ismimi verdiler. Ben de bir ücretsiz konser verdim. Böylece hep beraber doğadan aldıklarımıza karşılık küçücük bir katkıda bulundu.

“CENNET VE CEHENNEM BİZE BAĞLI”

Çevreye duyarlılığınızı ortaya koyan başka ne tür faaliyetlerde bulunuyorsunuz?

 Genelikle cümlelerimi bu farkındalık üzerine kurmaya çalışıyorum. Çünkü söylediklerinizi duyan, okuyan, ilgilenebilir kitle var. Sizin hassasiyetleriniz onlarda da bir farkındalık yaratıyor kesinlikle. Bununla birlikte çevre ile ilgili eylemlere de katılıyorum, Greenpeace için çekilen nükleer karşıtı bir filmde rol aldım. Elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Ben, “dünyayı ben mi temizleyeceğim, kimse dikkat etmiyor, bana ne” zihniyet içinde biri değilim. Yaşadığım yeryüzünü seviyorum. Cennetle cehennemin, bize bağlı olduğunu da biliyorum. Kendi çapımda yaptığım şeyler var. Bireysel olarak çöplerimi ayırıp atıyorum. Yemek atmıyorum; bence dışarı da ya da evde hayvan beslemek bir berekettir. Yemek artıklarınız çöpe gitmez, onlar beslenir. Onlar hayatın süsüdür ve yaşamı devam ettiren zincirin halkalarıdır. Meyve kabuklarını çekirdeklerini , mısır koçanlarını, gelen çiçekleri toplayıp bazen toprağa gömüyorum. Toprağa gömdüğünüz zaman bir sene içinde gübre haline dönüşüyor ve toprak tekrar bereketleniyor. Kağıtları ayrı bir yerde toplayıp onları kağıt toplayıcılara veriyorum ki onlar tekrar geri dönüşüme kazandırılsın. Pilleri,  deniz kenarına atılmış pet şişelerini elime bir poşet alıp topluyorum bazen. Okyanusta şu anda Amerika Birleşik Devletleri büyüklüğünde bir naylon ve plastik adası var. Düşünebiliyor musunuz? Denizdeki bir çok hayvanın nesli ,  denizaltı plastikler yüzünden yok olma sürecine girdi . Alışverişlerimde mümkün olduğunca naylon poşet almamaya çalışıyorum; çünkü küçücük bir şey için bile poşet almaya alışmışız. Bazen sahilde gördüğüm pet şişeleri , atılmış çöpleri topluyorum. Bunu tamamen bireysel olarak yapıyorum. Her birey “Aman dünyayı ben mi düzelteceğim” demek yerine, “benim de elimden ne gelirse” dese, büyük bir hareket olur. Herkes kendi kapısının önünü süpürse sokaklar temiz olur diye düşünüyorum.

“FARKINDALIK YARATMAYA ÇALIŞIYORUM”

Diğer ülkelerde de sanatçıların sosyal sorumluluk projelerine büyük önem verdiklerini görüyoruz. Sizce bizim ülkemizde durum nasıl?

Artık eskisi gibi değil galiba.  Artık çok daha fazla sanatçı bu konuda duyarlılık gösteriyor ve bazı aktivitelere,   eylemlere katılıyor ya da sosyal sorumluluk projelerine dahil oluyor. Bu bir tercih meselesidir. Ben inandığım şeyleri dile getiriyorum ve öyle yaşamaya gayret ediyorum. Kimi sanatını sadece kendi için yapar, kimi şöhret, kimi para, kimi ailesi için, kimisi de bunu bir mesuliyet olarak reddeder ve toplum için yapar. Ben, ikisinin ortasındayım. Yaparken, kendim için yapıyorum. Ancak toplumdaki karşılığını (yani şöhreti),  yine toplumsal olarak  farkındalıklar yaratmaya harcıyorum. Madem elimde şöhret diye bir sonuç var ve insanlar bu yüzden ne dediğimi dinliyor ve beni takip ediyorlar, o halde bende bu fırsattan istifade, neye dikkat çekmek istiyorsam, onu söyleyeyim diyorum

“YAZA DOĞRU SİNEMA FİLMİ GELİYOR”

Sanat yaşamınıza dair gelişmeler neler? Şu anki gündeminizden ve geleceğe yönelik projelerinizden bize bahseder misiniz?

Yoğun bir konser programım var, ayrıca TRT Müzik kanalında bir TV programına başlıyorum. Yaza doğru sinema filmi ve bir reklam var. Yakın tarih böyle, bakalım gelecekte neler olacak?

“DUYARLILIĞIMIZIN KAYNAĞI ANNEM”

Oğlunuzun topluma duyarlı, sosyal sorumluluklarına sahipbir kişi olarak yetişmesi içinneler yapıyorsunuz?

Özel bir şey yapmıyorum. Zaten hassasiyetleri olan bir çocuk. Sadece bir duruş sergiliyorum tıpkı annemin bize   yaptığı gibi. Galiba bunun kaynağı annem. Çünkü insanın hayata karşı bir bakış açısı geliştirdiği süreçte, mutlaka esinlendiği,  etkilendiği bir şey öğrendiği birilerinin olması gerekiyor. Bizde annemdi ; tabi insanın içinde olur. Biz biraz genetik durumundan böyleyiz galiba. Fakat bununla birlikte biz, muhalif duralım diye de muhalif durmuyoruz. Hayata karşı bir algımız, bir duruşumuz var ve bu, “çoğunluğa” muhalif duruyor.

Oyuncu ve şarkıcı Şevval Sam gençlik sırrını “Kendi makineme iyi bakıyorum” diyerek açıkladı. Ünlü ismin bu itirafı sosyal medyada gündem oldu.

Altı yıldır ‘Ender’ karakterine hayat verdiği 'Yasak Elma' dizisinin final yapmasının ardından Şevval Sam, önceki gün katıldığı programda geç kalma sırlarını açıkladı.

Sam, gençliğini neye borçlu olduğunu şu sözlerle açıkladı:

“İyimser bir yapıya sahibim. Elbette hayatım güllük gülistanlık değil ama iyimser kalmaya çalışıyorum. 20’li yaşların sisli dönemine geri dönmeyi istemem ama kendi makineme iyi bakarak bu yaşlarda 20’li yaşların enerjisini yaşıyorum.”

Şevval Sam'ın bu itirafı sosyal medyada gündem oldu.

ŞEVVAL SAM KİMDİR? 

11 Kasım ’te İstanbul’da doğan Şevval Sam, ilk ve ortaokulu Hasan Ali Yücel İlköğretim Okulu'nda okudu. Liseyi İstanbul Zincirlikuyu İnşaat Teknik ve Yapı Meslek Lisesi restorasyon bölümünde bitiren isim, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi grafik bölümünde eğitimini tamamladı.

yılında Beşiktaş'ın Sarı Fırtına lakaplı efsane futbolcusu Metin Tekin ile evlenen Sam, 99 yılında bu evliliği bitirdi. Şevval Sam'ın Bu evliliğinden Tarık Emir adlı bir oğlu bulunuyor.

Annesi şarkıcı Leman Sam, babası ise müzisyen olan Sam, yılında yayınladığı “Sek” adlı stüdyo albümüyle müzik kariyerine başladı. Daha sonra “İstanbul Secret” isimli 2. albümünü yılında çıkardı. yılında ise “Karadeniz” adlı 3. Stüdyo albümünü duyurdu. Seslendirdiği Karadeniz şarkılarıyla halen çok dinlenen Sam, bu albümde tam 16 Karadeniz türküsünü yorumladı.