bridgerton ekşi / Siyah kraliçenin gerçek hikayesi

Bridgerton Ekşi

bridgerton ekşi

Queen Charlotte Dizi Yorum ve Ekşi Sözlük Tepkileri

Queen Charlotte Dizi yorum, ekşi, yorum, dizi yorumu, dizi analizi, konusu, oyuncuları, yorumları, imdb, ekşi, Netflix, , gibi aramalarınız için monash.pw&#;da kalın.

Netflix&#;in Mayıs içeriklerinden biri olan Queen Charlotte dizisi büyük bir ilgiyle izlendi. Bridgerton dizisinin öncesini anlatan yapımda Kraliçe Charlotte ve İngiltere Kralı George&#;un evliliği ele alınıyor. İzleyenlerin soluğu yorum yapmakta bulduğu dizi hakkında neler söylendi neler. Hadi gelin birlikte Queen Charlotte dizi yorum ve ekşi sözlük tepkilerine göz atalım.

Spoiler içermeyen içeriğimizi umarız seversiniz 😉 Yorumlarınızı bekliyoruz

Queen Charlotte Dizi Konusu

Dizinin konusu, &#;Bridgerton&#; dizisinin öncesini anlatan yapımda genç Kraliçe Charlotte ve İngiltere Kralı George&#;un evliliği, yüksek sosyeteye yön veren destansı bir aşk öyküsüne dönüşüyor.

Kral George ile iradesi dışında nişanlanan genç Charlotte, düğün gününde Londra&#;ya gelir ve hükümdarın kurnaz annesinin ilgi odağı olur.

Evliliğinin ilk günlerinde gizemli ve dengesiz kralın tavırları yüzünden kendini yalnız hisseden Charlotte, Leydi Agatha Danbury&#;yi sırdaşı ve danışmanı olarak görür.

Charlotte ve George gönülsüz bir şekilde evliliklerinin gereklerini yerine getirir. Leydi Danbury bir balo düzenlemek ister. Brimsley, Taç Giyme Günü&#;nde tuhaf bir şey görür.

Dizi Hakkında

Queen Charlotte Dizi Yorum

Queen Charlotte Dizi Ekşi Sözlük Yorumları

tarihi gerçeklik kaygısı gütmeyen, kendi kurmaca evreni içindeki kendi gerçeklerine dayanan, bir alternatif evrenin tarihini anlatan dizidir. bridgerton evreninde soylular arasında siyahlar, uzak doğulular, latinler ve de hint asıllılar bulunmaktadır. get over it.

insanlık tarihte bir şeyleri çok yanlış yaptı diye sonsuza kadar aynı hatayı tekrar etmesi, anlatıp durması, normal ve verili kabul etmesi gerekmez. insanlık tarihte ten rengi ile insanları bölerek ve koyu renklileri ezip köleleştirip zulmederek yanlış yaptı. basit bir diziyle de olsa, doğru olana koca zaman çizgisinde belki sadece bir santimlik bir adım da olsa, fantastik de olsa, bakın böyle olsa fena mı olurdu ha? diyor bu dizi. yani saplanıp kalmayalım biz de renk ayrımlarına.

siyaha boyama mı? bridgerton’un ilk bölümlerinde gözüm siyahi kraliçeyi yadırgadı evet ama bu diziyle çok güzel bağlanmış ve çok da güzel anlatılmış anlatılmak istenen. ilk bölümde diyorlar ki ‘saray isterse olur’ eğer bir gün hasbelkader bir soylu/kral bunu söyleseydi düzen nasıl olurduyu görüyoruz aslında. soyluluğun kof oluşu, soyluluk payesi ve ünvanlarının dağıtılışı ile çok iyi dalga geçilmiş. saray beyazlara vermek istemiş o ünvanları ve düzen bu şekilde oluşmuş gerçek gerçek dediğimiz şey bu kadar işte!

biraz bir bakayım derken bir çırpıda tüm bölümlerini izledim.
öncelikle yine netflix yapmış yapacağını diziye siyahileri ve gayleri doldurmuş. aşırı midem bulanıyor şu birbirini yemeye çalışan adamlardan*
neyse renk, ırk, tercihler harici diziyi beğendim.
cidden beğendim tam çerezlik mini dizi olmuş.

charlotte ve george’un aşkı inanılmaz güzeldi ama ben en çok lady danbury’nin hikayesine bayıldım. genel olarak karakterlerin geçmiş ve bridgerton zamanındaki halleri, o noktalara nasıl geldikleri oldukça başarılı bir şekilde aktarılmış. oyuncu seçimleri de cuk oturmuş bence, özellikle charlotte ve lady danbury’nin gençlikleri yaşlı hallerine çok benziyor ve oyuncular bu karakterlerin mimiklerini çok iyi canlandırmış.

  • love yourself so no one has to

tarihe bakarsanız, her ne kadar ingilizler red etse de kraliçe cahrlote oldukça farkli.
ailesi alman soyuna dayansa da ailenin bir yerlerinden bir zenci geni olduğu var sayiliyor ama ingilizler red ediyor kaldi ki hepsi alman aslında, neyse.
deli kral bir giz değil tarih bunu açıkça yazıyor yani aslında sosyete hariç pek da sallamamislar kafadan ama ucundan dokunumuslar.

bridgerton’ların en güzel serisi. ilk seriden sonrasında aynı keyfi alamayız diyordum ama bu seri çok daha güzel olmuş. yayınlama tarihinin charles’in coronation tarihine denk getirilmesi, çok güzel bir detay.
charlotte karakteri başta bu seri rasizm’e bağlayacak ve ilgi uyandıramayacak mı diye düşündürüyor. fakat öyle güzel bir ahenk var ki, bir bölümden diğer bölüme kayıp gidiyorsunuz.

ETİKETLER:Queen Charlotte, Queen Charlotte , Queen Charlotte dizi analizi, Queen Charlotte dizi ekşi, Queen Charlotte Dizi yorum, Queen Charlotte dizi yorumu, Queen Charlotte ekşi, Queen Charlotte imdb, Queen Charlotte konusu, Queen Charlotte Netflix, Queen Charlotte oyuncuları, Queen Charlotte yorum, Queen Charlotte yorumları

Konusu

queen charlotte a bridgerton story

  • 4 mayıs'ta netflix'te yayınlanacak bridgerton'ın uzantısı olan 6 bölümlük mini dizidir. netflix'e göre dizinin konusunu şöyle:

    kraliçe charlotte'ın sivrilmesi ve iktidara yükselmesine odaklanan bu mini dizi, bridgerton evreninin öncesindeki olayları, genç kraliçe'nin kral george ile evlenmesini, bu evliliğin hem büyük bir aşk hikâyesine hem de toplumsal bir değişime yol açmasını anlatıyor. böylece bridgerton karakterlerine miras kalan evrenin nasıl doğduğuna tanıklık ediyoruz.

    bridgerton ilk iki sezonda yalnızca yürütücü yapımcı olarak projeye dahil olan shonda rhimes, bu sefer bu spin-off seride hem yaratıcı hem yazar hem showrunner hem de yapımcı olarak yer alıyor.

  • siyaha boyama. beyaz perdede tarihsel veya kurgusal olarak beyaz olması karakterlerin siyahilere oynatılmasıdır. başkaca da açıklama gerekmez.

    (bkz: netflix)

    itiraz etmiş olmak için itiraz etmeyelim .

  • tarihi gerçeklik kaygısı gütmeyen, kendi kurmaca evreni içindeki kendi gerçeklerine dayanan, bir alternatif evrenin tarihini anlatan dizidir. bridgerton evreninde soylular arasında siyahlar, uzak doğulular, latinler ve de hint asıllılar bulunmaktadır. get over it.

    dizinin inceleme videosu burada: monash.pw

    tanım: genç kraliçeyi india amarteifio, genç kralı ise corey mylchreest'in canlandırdığı dizidir.

  • insanlık tarihte bir şeyleri çok yanlış yaptı diye sonsuza kadar aynı hatayı tekrar etmesi, anlatıp durması, normal ve verili kabul etmesi gerekmez. insanlık tarihte ten rengi ile insanları bölerek ve koyu renklileri ezip köleleştirip zulmederek yanlış yaptı. basit bir diziyle de olsa, doğru olana koca zaman çizgisinde belki sadece bir santimlik bir adım da olsa, fantastik de olsa, bakın böyle olsa fena mı olurdu ha? diyor bu dizi. yani saplanıp kalmayalım biz de renk ayrımlarına. temcit pilavı gibi, dinci yobazların bağnazlığı savunduğu gibi savunmayalım tarihte yapılmış bu elim ve büyük hatayı insanlığın boktan "tarihine sadık kalmak" adına. faşistler durmadan yeniden yazıyor tarihi, bırakalım da biraz da hümanistler yeniden yazsın. dizi başlığına maksadını aşan bir entry belki ama önemli değil, bu dizi bana tam da bunu hissettiriyor. denk gelen her yere de yazacağım. ayrıca buna karşı çıkıp duranlara bir kuple ta nahesi coates - between the world and me kitabını bir kuple de atlanta dizisini öneririm. belki o zaman siz de hayır tarihte ne hata yapmışsak aynen yapmaya devam edelim, tarihe sadık kalacağız diye geleceğe de aynen kaldığımız biçimde devam edelim demeyi biraz azaltırsınız kimbilir.
    ayrıca (bkz: #).

  • siyaha boyama mı? bridgerton&#x;un ilk bölümlerinde gözüm siyahi kraliçeyi yadırgadı evet ama bu diziyle çok güzel bağlanmış ve çok da güzel anlatılmış anlatılmak istenen. ilk bölümde diyorlar ki &#x;saray isterse olur&#x; eğer bir gün hasbelkader bir soylu/kral bunu söyleseydi düzen nasıl olurduyu görüyoruz aslında. soyluluğun kof oluşu, soyluluk payesi ve ünvanlarının dağıtılışı ile çok iyi dalga geçilmiş. saray beyazlara vermek istemiş o ünvanları ve düzen bu şekilde oluşmuş gerçek gerçek dediğimiz şey bu kadar işte!

  • biraz bir bakayım derken bir çırpıda tüm bölümlerini izledim.

    öncelikle yine netflix yapmış yapacağını diziye siyahileri ve gayleri doldurmuş. aşırı midem bulanıyor şu birbirini yemeye çalışan adamlardan*

    neyse renk, ırk, tercihler harici diziyi beğendim.
    cidden beğendim tam çerezlik mini dizi olmuş.

    özellikle konu kısmı deli bir kral ile evlilik yaparak koyun sürüsü gibi çocuk doğurma kısmı harici aradaki uyum ve aşkı hissettim.
    benim teorime göre kraliçe gerçekten kralı seviyordu. bu yüzden varis verdikten ona kapısını kapatmayın bir dünya çocuk vererek onunla yaşamış, kesin kralda seviyordu yoksa kraliçe öldükten 2 yıl sonra adam ölmezdi.

  • charlotte ve george&#x;un aşkı inanılmaz güzeldi ama ben en çok lady danbury&#x;nin hikayesine bayıldım. genel olarak karakterlerin geçmiş ve bridgerton zamanındaki halleri, o noktalara nasıl geldikleri oldukça başarılı bir şekilde aktarılmış. oyuncu seçimleri de cuk oturmuş bence, özellikle charlotte ve lady danbury&#x;nin gençlikleri yaşlı hallerine çok benziyor ve oyuncular bu karakterlerin mimiklerini çok iyi canlandırmış.

    bridgerton için çok güzel bir background sağlanmış genel anlamda. ama ben bridgerton&#x;ın sanki ırkçılık ezelden beri hiç var olmamış gibi aktarılan havasını daha çok seviyordum sanırım. yani her ırktan karakterin, toplumun her kesiminde aynı şekilde yer alması ama bunu hiç kimsenin sorgulamaması, merak unsuru bile olmaması çok güzel bir değişiklikti. özellikle ataerkil toplumun kadın erkek eşitsizliği, sınıf farklılıkları, cinsel baskı gibi diğer her türlü problemini olduğu gibi aktarıp ırkçılık konusuna bu şekilde yaklaşmaları çok hoşuma gitmişti. şimdi bu diziyle birlikte bir nevi bu duruma bir açıklama getirilmiş oldu ve olay gerçeklik kazandı. kendi adıma biraz üzgünüm açıkçası.

  • tarihe bakarsanız, her ne kadar ingilizler red etse de kraliçe cahrlote oldukça farkli.
    ailesi alman soyuna dayansa da ailenin bir yerlerinden bir zenci geni olduğu var sayiliyor ama ingilizler red ediyor kaldi ki hepsi alman aslında, neyse.

    deli kral bir giz değil tarih bunu açıkça yazıyor yani aslında sosyete hariç pek da sallamamislar kafadan ama ucundan dokunumuslar.

    benim bridgerton'da favorim hep lady danbury oldu ve burada da kıvrak zekasi ile gelisimini görmek hoşuma gitti.

    ana dizide çocuğu yok sanıyordum ama varmis hem de 4 tane ve aslinda baska bir ülkenin kralicesiymis.

    citir cerez bir dizi olmuş ama majesteleri azcik kalın geldi bana.

  • bridgerton&#x;ların en güzel serisi. ilk seriden sonrasında aynı keyfi alamayız diyordum ama bu seri çok daha güzel olmuş. yayınlama tarihinin charles&#x;in coronation tarihine denk getirilmesi, çok güzel bir detay.
    charlotte karakteri başta bu seri rasizm&#x;e bağlayacak ve ilgi uyandıramayacak mı diye düşündürüyor. fakat öyle güzel bir ahenk var ki, bir bölümden diğer bölüme kayıp gidiyorsunuz.

    ingilizlerin yaptığı tarihi dizileri çok beğeniyorum. sebebi de kurgu ve sahne bağlantılarının çok üst seviye işler olması.

    kıssadan hisse; partnerler arasında şehvet ve tutku varsa, aşk her koşulda küle dönmez.

  • sabır ,her zaman bir erdem değildir.

    zamanın akışı her zaman fayda getirmez belki de iyi şeyler her zaman asıl bekleyenleri monash.pw de beklemeye değen özel mutluluklar vardır.

    kraliçe charlotte için evliliğinin ilk günlerinde gizemli ve dengesiz kral george un hareketleri yüzünden charlotte için sabır bir erdem mi yoksa yük mü kavramı sorgulanmaya başlandı.

    yemeklerini sarayda büyükçe bir masada tek başına yiyen bir kraliçenin kocamı görmeye gidiyoruz demesi de kadınların hepsinin yüzyıllardır benzer davranışlara sahip olduğunun altını güzel çizmiş;siyahi bir kraliçe george da yakışıklı ama manyak bir kral olarak tarihsel figürler ve filmlere bayılarak keyifle izlenecek serinin en güzel kısmı bence&#x;

    ingilizlerim yapıyorsunuz bu işleri :)

    charlotte :o nerde?(gocam nerde;))
    george:charlotte,demek geldin bu yıldızlara bakmak için monash.pw sanırım bir gezegen gözüme takıldı
    charlotte:yani yaptığın şey bu muydu?düğünden beri vaktini bununla mı harciyorsun
    george:evet bu çok heyecanlı
    charlotte:bu odada mı?ben neyi yanlış yaptım ben ne hata yaptım?seni gücendirecek bişey mi söyledim (kral da olsanız gocaya sitem edersiniz:)))
    george:sende yanlış bişey yok,lütfen mantıksız konuşma (al ağzına bir tane vur;))
    charlotte:bir geneleve gittiğini düşündüm
    george:o kelimenin anlamını biliyor musun?
    charlotte:bir geneleve gitsen anlayabilirdim,bendense yıldızları yeğliyorsun.
    george:burası ingilterenin en önemli rasathanesi
    charlotte:bu türünün tek örneği rasathanede uyuyor,yemek yiyor,düğün gecemizden beri takım yıldızlarına bakıp heyecan duyuyorsun ben de o sırada o koca evde gidecek yeri konuşacak kimsesi yapacak bişeyi olmadan günde 3 kez oyuncak bebek gibi üstümü değiştirerek oturuyordum
    george:sen kraliçesin ne istersen yapabilirsin
    :)))(ahahaha bunu bana söylese keşke)neden şikayet ettiğini anlamıyorum (burası çokomelli bunu söylemesin );
    charlotte:ben daha 17 yaşında yabancı bir ülkeye yemeklerini bilmediğim bir yere kraliçe olarak geldim sen beni anlayamazsın sen böyle doğdun oysaki ,ben dondurmacıya gidemem terziye gidemem izin yok,arkadaş edinemiyorum (yüksek yüksek tepelere ev gurmasınlar modu;)yanlış anlaşılmasın kraliçe de olsa seni anlıyorum charlottecummm;)burda senin dışında tek bir kişiyi bile tanımıyorum ,yapayalnızım ve sen gökyüzünü bana yeğmonash.pw bişey söyle
    george:tartışmak istemiyorum
    charlotte:ben tartışmak istiyorum
    george:neeee eve git charlotte!!!

    kraliçe de olsan kralına düşmediysen yandın guzummmm:)))

    görsel
    görsel
    evin içinde pardon sarayımın içinde portakal ağacı yeşillikler için bile olsa o yüzyılda yaşayıp kraliçe olurdum yaneee george puştunu s&#x;et;))

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır