moli balıkları neden ölür / Yavru Balık Ölümleri - Balık Yavruları Neden Ölür | akvaryum market

Moli Balıkları Neden Ölür

moli balıkları neden ölür

Bir balıkakvaryumu yönetmek oldukça eğlenceli ve neşelidir. Bu neşe devam ederken akvaryum balıklarının ölümü sinir bozucu bir hal alır. Bu yüzden balık besleyen kişiler tarafından akvaryumbalıklarınedenölür sıkça sorulmaktadır.

Balıklar öldüğünde, özellikle de sebepsiz yere öldükleri düşünüldüğünde, bu yürek parçalayıcıdır. Bu yazımızda akvaryum balıklarının erken olmasına neden olan sebepleri sizlerle paylaşacağız.

Akvaryum Balıkları Ölüm Sebepleri

Akvaryum balıkları ölüm sebepleri oldukça fazladır, ancak çok sık görülenleri sizler için bir araya getirdik.

  • Stres
  • Uygunsuz Akvaryum Boyutu
  • Uyumsuz Akvaryum Arkadaşları
  • Aşırı Beslenme
  • Hastalık
  • Kontrol Dışı Sorunlar

Balıklarda Stres

Balıklardastres en yaygın ölüm nedenlerinden birisidir ve stresin yönetimi oldukça önemlidir. Akvaryum balıkları stres seviyesini etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Balıkların stresli olduğunu anlayabileceğiniz birkaç tipik davranış aşağıda yer almaktadır.

Aşırı saklanma: Balıklar korktuklarında veya rahatsız olduklarında sadece biraz huzur ve sessizlik istedikleri için saklanırlar. Sürekli bu davranışı yapan bir balığınız bulunuyorsa, bunun nedeni akvaryumda kalan bir başka zorbabalık olabilmektedir.

Kilo kaybı: Bir balığın fiziksel olarak tartılması neredeyse imkansızdır, ancak görseli ile bu durumu anlayabilmek mümkündür. Balıklardakilokaybı bir balığın stresli zamanlar geçirdiğinin habercisidir.

Hastalık: Balıklardastres genel olarak hastalığa yol açabilmektedir. Balıklarınız sürekli olarak hasta oluyorsa, bu onların stresli olduğu anlamına gelir. Stres, balıkbağışıklık sistemini tehlikeye atar ve onları hastalıklara karşı daha duyarsız bir hale getirir. Bir balık hasta olarak görünüyorsa, bu nedeni en kısa süre içerisinde araştırarak bulmanız gerekmektedir.

Uygunsuz Akvaryum Boyutu

Bir akvaryumseçimi için iki yol vardır. Birincisi, sahip olduğunuz alana göre bir akvaryuma karar vermek ve içerisine istediğiniz balıkları koymaktır.

İkincisi, hangi balığı istediğinize karar vermek, gereksinimlerini araştırmak ve buna göre bir akvaryum almak olacaktır.

İster önce bir akvaryum alın, ister önce balık edinin, her iki durumda da besleyeceğiniz balığın ihtiyaçlarını karşılamak ve bunları anlamak önemlidir. Balık kolonisi için küçük bir akvaryum yetersiz kalabilir, hızla kirlenebilir ve bu balıkların hızla erken ölmesine neden olabilir.

Uygunsuz Akvaryum Arkadaşları

Yanlış boyutta bir akvaryumun yanı sıra, yanlış akvaryum arkadaşları seçmekte yeni başlayanlar için büyük bir sorun olabilmektedir. Bazı balıklar ile diğer balıklar arasında anlaşmazlık olabilir ve bu diğerlerini kovalayabilir. Bazı balıklar ise saldırganbalıklar arasında yer alır ve diğerlerini öldürebilir. Diğer balık türleri ile uyumlu olan balıklarda bulunmaktadır, ancak potansiyel olarak kendi türleri ile sorunları da olabilmektedir.

Tavsiye Bağlantı: Küçük Akvaryum Balıkları Nelerdir?

Balıkların Aşırı Beslenmesi

Balıklar günde bir kez ya da birkaç dakika beslenebilirler. Kaliteli bir pul yem veya diğer yemler ile bu besleme mümkün olacaktır. Bazı balık ırkları için peletlerden almayı da unutmayın.

Özellikle küçükakvaryum modellerinde aşırı beslenme oldukça büyük bir sorundur. Basitçe ve kabaca söylemek gerekirse, balığın yediği şey elbette çıkacaktır. Balığınızı ne kadar çok beslerseniz, bu o kadar atık üretmesini sağlar.

Balıkların Hastalanması

Balıkların hastalanması nedenleri arasında kirli su ve stres başta yer almaktadır. Sağlıklı bir balık, stresli bir balığı öldürebilmektedir. Bu nedenle, balıkların stres belirtileri izlenmesi çok önemlidir.

Kontrol Edilemeyen Sorunlar

Bazen balıklar hiçbir şey olmadan ölürler. Tüm hayvanlar gibi, akvaryum balıkları da doğumdan itibaren onları sıkıntılı hale getirecek sorunlarla doğabilir. Bu tür problemlerin tespiti kedi ve köpeklerde yapılabilir, ancak balıklar için bu çok geçerli bir şey değildir.

 

 

Kitaplar » Akvaryum Balıkları Ansiklopedisi » Canlı Doğuranlar Bilgi Demeti



      CANLI DOĞURANLAR

 

 

     Canlı doğuranlar olarak bilinen bu grup balıklar lepistes balıklarında açıklandığı gibi gerçekte diğer balık türlerinde olduğu gibi yumurta ile ürerler. Sadece yumurtanın olgunlaşması ana karnında olur ve yumurta vücuttan atılır iken çatlar ve bunun sonucu bir doğum gibi izlenir. Böylece olayın yalancı bir doğum niteliğinde olduğu anlaşılır.

     Akvaryumlara alınan canlı doğuran balılar grubundan 4 familya dile getirilebilir. Bu familyalar ANAPLEPIDAE, GOODEIDAE, HEMIHAMPHIDAE ve POECILlOAE olarak sayılabilir. Bu familyalardan en çok POECILlOAE familyasına ait lepistes, kılıç kuyruk, blek moli ve plati gibi türler Dünyada ve ülkemizde en çok tanınan ve çok yaygın olan balık türleridir.

 

   Sol:Anapleps anapleps                    Sağ: Characodon lateralis

 

    DÖRT GÖZLÜ BALIK
    (Anableps anableps)

 

    Anaplepidae familyasından akvaryumlara alınan ve tanınmış olan bir türdür. Dört gözlü balık olarak isimlendirilmiştir. Bu ismin verilmesinin nedeni, yüzerken gözünün yarısını dışarıda yarısının ise su içerisinde tutmasındandır. Böylece gözünün yarısı ile su içerisini izler iken diğer yarısı ile kendisine yem olabilecek böcek, sinek gibi uçan canlıları gözler. Bu davranışı ile gerçekten ilgi çeken bir balıktır. Merkezi ve güney Amerika orijinlidir. Dişiler cm. erkekler ise funduszeue.info'a kadar büyüyebilirler. Dişi ve erkekler bu boyun yarısı dolaylarında iken cinsel olgunluğa ulaşırlar ve erkeklerde gonopodium (Bak. lepistes balıkları) gelişmiş durumdadır. Yavrular vücuttan atıldıklarında 2 cm. gibi oldukça büyük boydadırIar. İnsan eli altında üretimleri kolayca yapılabilmekte olup bir kerede 30 dolayında yavru verebilirler. İstedikleri su sıcaklığı "C, pH ise 7- arasıdır.

 

     GÖKKUŞAGI GUDiD
    (Characodon lateralis)

 

     Meksika orijinli olan bu tür Goodeidae familyasındandır. Oldukça küçük ve sevilen bir balıktır. Dişiler cm. erkekler ise 5 cm. dolaylarında olup oC su sıcaklıklarından hoşlanırlar. İstedikleri pH 'dur. Uysal bir balık türü olup diğer küçük boylu balıklar ile uyumlu bir şekilde yaşar. Erkekler daha küçük boylu ve daha renklidirler. Erkeklerin karın yüzgeçleri de daha uzundur. Yavru verimleri az olup bir batında 15 dolayında yavru bırakırlar. Her 8 haftada bir yavru verebilirler. Akvaryumlarda 1 dişi ve erkek konulması önerilmektedir.

     Goodeidae familyasından ülkemize ithal edilmiş tür yok gibidir. Dış ülkelerde ise bu familyadan Ameca splendens, lIyadan white ve Xenotoca variata türleri akvaryumlara alınan diğer balıklardır.

 

     Dermogenis pusillis

 

    PUSİLLUS
    (Dermogenis pusillus)

 

Oldukça kavgacı bir balıktır. iki erkek beraber olunca kavga ederler ve bunlardan biri pes edinceye kadar devam eder. Bu nedenle bir akvaryumda sadece bir çift bulundurulması iyi olur. Hemirhamphidae familyasındandır Üretilmeleri ve akvaryumlarda tutulmaları biraz güç olmaktadır. Tayland, Singapur ve Sumatra'nın yarı tuzlu sularında yaşarlar. Bu nedenle, bulundukları akvaryumların biraz tuzlu olması lazımdır. Bunun için litre su için bir çay kaşığı tuz akvaryuma ilave edilir. Su nötr'e yakın olmalıdır. Sertliği ise biraz yüksek olursa (DH 8) iyi olur. Sıcaklığın 24 oC dolaylarında olması iyidir fakat "C su sıcaklıklarında yaşayabilirler.

      Akvaryumlarda erkekler 5 cm. boya erişebilirler. Dişiler erkeklerden biraz daha iridir ve funduszeue.info ulaşabilirler. Gagaya benzer bir ağız yapıları vardır. Bu ağız yapıları ile su yüzünden yem alma eğilimindedirler. Su piresi, sivrisinek larvası bunlar için iyi bir yemdir. Çok ince kıyılmış et de yerler. Yemleme için en iyi yol kurutulmuş Tubifex ezerek ve hamur haline getirerek bir cam üzerinde su yüzeyine yakın olarak akvaryum içine  yerleştirmektir. Böylece yemleme ve besleme problemi kolayca çözülmüş olacaktır. Bu balıkların renkleri çok deşiktir. Vücudun geri kısımları açık kahverengidir. Öne doğru renk yeşil hatlar ile maviye döner. Karın gümüşi beyazdır. Çalışmalar ile Albino (renksiz) hatlar geliştirilmiştir.

       Bu balıklardan yavru elde edilmek istenir ise balıkların çok iyi kondisyonda olmaları lazımdır. Erkekler ayda cinsi olgunluğa ulaşırlar. Bu balıkların üretilmeleri oldukça zor olmaktadır. Doğuran balıklardandırlar ve doğan yavruların çoğunluğunun ölü doğduğu bildirilmektedir. Eğer doğan yavrular. canlı olsalar bile tank dibine düşerler ve kısa sürede ölmektedirler. Bunun nedenleri anlaşılamamaktadır. Bazı yaşayanları olur ise de bunları analar yer. Bu nedenle doğum sonrası anaçlar hemen akvaryumdan uzaklaştırılmalıdır.

Üretim için kullanılacak anaçlar genç olmalıdır. Akvaryum 5 cm. kadar su ile doldurulur. Suyun üst yüzeyinin soğumaması için akvaryumun üst yüzeyi kapatılmalıdır. veya üretim ısıtılan odalarda denenmelidir.

      Aynı familya içerisinde benzer vücut yapısında Hemhamphodon pogonognathus güney Asya orijinli olup dişiler 6 cm., erkekleri ise 9 cm. boyda olan bir balıktır. Nomorhamphus liemi türü de bu familyadan akvaryumlarda ele alınan ve erkekleri cm. dişileri cm. olan bir balık türü olup erkekleri oldukça güzel renklere sahiptir.

 

       Sol:Gambusia affinis                   Sağ:Girardinus metallicus

 

       GAMBUSIA
       (Gambusia offinis)

 

      Poecilidae familyasından ve ülkemizde ismi bilinen bir balıktır. Genelde bir akvaryum balığı olarak ele alınmamakta, daha çok sivrisinekler ile mücadelede yararlı bir tür olarak tanınmaktadır.
     Teksas orijinlidir. Erkekler dişilerden daha küçük yapılı olup "C su ortamlarından hoşlanırlar. Dişiler cm. erkekler 45 cm. boydadırlar. Sivrisinek larvarını severek tüketirler. Bu nedenle sıtma salgılarından korunma amacı ile sivrisinek mücadelesinde çok yararlı bir balık türü olarak önem kazanırlar. Akvaryumlarda üretimi kolaylıkla yapılabilmektedir. Dişiler 4'er haftalık periyotlar ile bir batında yavru bırakırlar.

     Gambusia regani meksika orijinli zarif yapılı benzer bir balık türüdür. Erkekleri 3 cm. dolayında olan bu küçük  yapılı balık akvaryumlarda ele alınan ve sevilen bir türdür. Flexipenis vittata, Girardinus fcatus, Girardinus metallieus, Heterandria
bimaculata ve funduszeue.infoa akvaryumlara alınan diğer türlerdir

 

   

     Sol:Limia vittaya                                   Sağ. Limia nigrofasciata

 

    KÜBA LİMİA BALlGI
    (Llmia vittaya)

 

     Su sertliği fazla olan sulardan hoşlanan bir balık türüdür. Bu nedenle sert su ortamlarından hoşlanan balıklar ile uyumlu olarak yaşayabilirler. Güzel bir akvaryum balığıdır. Küba orijinlidir. 12 cm .'ye kadar büyüyebilirler. Erkekler dişilerden daha renkli bir vücut yapısına sahiptirler. Bir batında 50 kadar yavru bırakabilirler.

     Limia nigrofasciata ve Limia zonata akvaryumlara alınmış benzer balık türleridir.

 

 Sol. üst ve orta dişi ve erkek moli               Sağ;Platin moli (funduszeue.infora)

 Sol alt :Altın moli P. latipinna

 

     

 

     BLEK MOLİ

     (Poecilia fatipinna)

 

     Lepistesten sonra en yaygın olan, aranılan ve ülkemizde de sevilen bir türdür. Koyu siyah renkleri ile ilgi çekerler. Amatörler tarafından çok tutulmaları yanında bilim adamlarınca çeşitli genetik teorilerin tespiti amacıyla bir deneme hayvanı olarak da ele alınmışlardır. Akvaryumlara alınmadan önceki zamanda ilk keşifleri yılında olmuştur. Bazı yayınlarda Mollienesia familyasına dahil olduğu belirtilir ise de son son zamanlarda Poecilia familyasına dahil oldukları ortaya konulmuştur

 

     Blek mali balıkları uysaldırlar. Diğer balıklar ile uyumlu bir şekilde yaşayabilirler. Yemleme konusunda da pek duyarlı değildirler. Fakat diğer canlı doğuranlara oranla biraz daha az proteinli ve alglerle (mikroskopik bitkiler) zengin gıdaları severler. Hatta akvaryumlarda üreyen yeşil yosunları yiyerek akvaryumu temiz tutmada bir dereceye kadar yardımcı olurlar.
     Amatörler için yemleme üzerinde pek önemle durulmasa da uzun süre yaşayabilirler. Fakat üretim yapacak ve yavru üretmek isteyenlerin beslenme üzerinde çok önemle durmaları gerekir. Çünkü iyi yemlenmezler ise üretim düzeyi kötü olur. Şunu da belirtelim ki piyasada her balık için satılan normal yemler ile iyi bir üretim mümkün değildir. Blek mali ile bu gruba giren diğer balıkların beslenmesinde algler önemli bir yer teşkil eder. Özellikle Clorella türü diotom'lar (mikroskopik bir bitki türü) çok yararlıdır. Bu algler yeşil renk almış sularda çok bolalarak bulunur. Hazmı kolay ve bir bitki olmalarına rağmen proteince çok zengindirler. Bu yem yanında su piresi, tubifex ve diğer canlı yemlerin devamlı verilmesi lazımdır. Sürekli yem alan bir türdür. BU nedenle üretim amacı ile yetiştirilenlerin kısa aralıklar ile balıklarını sık sık yemlemeleri gerekir. Amatörler için ev akvaryumlarında ise günde 2 kez yemlemek yeterli olabilir. Dış ülkelerde sadece bu tür balıklar için algler ve canlı yemlerin özel olarak dondurulması yolu ile elde edilen yemler pazarlanır. Ülkemiz de amatörler için alg temini zor olabileceğinden balıklara zaman zaman haşlanmış ıspanak vermek de yararlı olur. Bu gruba giren balıklar tuzlu sularda da yaşayabilir. Bu nedenle akvaryumlara bir iki çay kaşığı tuz atılması yararlı olur.

      Moli grubu içinde pek çok ünlü balık vardır. Bunlardan ay kuyruk moli, molinezya, v.s. sayılabilir.

 

     

   Sol:Ay kuyruk moli             Sağ: Mollienesa velifera

     

        AY KUYRUK MOLİ

 

        Singapur'da yıllarında seleksiyon ile blek moli'den üretilmişlerdir. Bu yıldan sonra da süratle dünyaya yayılmıştır. Siyah moli'den farkı kuyruğunun ay şeklinde olmasıdır. Ay kuyruk moli'den başka, kuyruğu aynı şekilde olmakla beraber kahverengi, yeşil ve albino varyetelerde üretilmiştir. Bu gruba giren balıklar toprak ve dip kısmı çamurlu havuzlarda çok başarılı olarak ticari amaçla yetiştirilebilirler.

 

      Çok yaygın ve tanınmış olmakla beraber bazı hatlarda balık yaşlandıkça kuyruk şeklini kaybettiği görülebilir. Özellikle funduszeue.infoştan sonra bu durum sık sık izlenebilir. Kırmızı renkli molilerin bazen kırmızı renkli plati ile karıştırıldığı görülür. Kırmızı moliler albino oldukları için gözleri renksizdir. Halbuki kırmızı platilerde gözler koyu renklidir.

 

     MOLİNEZYA

    (Mollienesa sp)

 

     Aynı familyadan gelen balıklardır. ilk olarak Louisiano'da yıllarında keşfedilmiştir. Doğal koşullarda 10 cm 'ye kadar büyüyebilirler. Özellikle ABD'de doğal sulardan bol miktarda yakalanıp pazarlandıkları için fiyatları Blek moli'ye nazaran daha ucuz olduğu kaydedilmektedir. Ülkemizde ise zaman zaman pahalı ve aranılan bir balık olduğu görülmüştür. Tuzlu su ve tatlı 'suda yaşayan ayrı hatları olduğu keşfedilmiştir. Tuzlu sularda yetişenleri daha iri yapılıdır. Doğumda yavrular siyah renkli doğabilir ise de 2 hafta sonra renkleri açılmaya başlar. Tatlı suda yaşayanlar yumuşak ve az asitli suları severler.

     Aynı gruba giren; Mollienesia pefenensis, bu sınıfta en iri olan varyetedir. 15 cm 'ye kadar boya sahip olabildiği bildirilmektedir. Üretilmeleri oldukça kolay olan bir varyetedir. Bazı varyeteler de ise üretim zor olmaktadır. Özellikle geniş akvaryumlar üretim için daha uygundur. Yumuşak balık eti, tübifex ve su piresi gibi hayvansal orijinli yemler ile birlikte diğer molilerde olduğu gibi bitkisel gıdalarda verilmelidir.

     Bu grupta Mollienesia velitera yılında akvaryum dünyasına girmiştir ve ülkemizde de iyi tanınır. Küçük yapılıdırlar, renkleri ve şekilleri komet platiye benzediğinden karıştırılabilir.

     

     Aynı gruba giren; Mollienesia pefenensis, bu sınıfta en iri olan varyetedir. 15 cm'ye kadar boya sahip olabildiği bildirilmektedir. Üretilmeleri oldukça kolay olan bir varyetedir. Bazı varyetelerde ise üretim zor olmaktadır. Özellikle geniş akvaryumlar üretim için daha uygundur.  Yumuşak balık eti, tübifex ve su piresi gibi hayvansal orijinli yemler ile birlikte diğer moliler de olduğu gibi bitkisel gıdalarda verilmelidir. Bu grupta Mollinesia velifera yılında akvaryum dünyasına girmiştir ve ülkemizde de iyi tanınır. Küçük yapılıdırlar, renkleri ve şekilleri komet platiye benzediğinden karıştırılabilir.

 

      yıllarında Yutacan Moli isimli siyah bir varyete geliştirilmiştir. Bu balık Florida'da fazla miktarda üretilmekte ve akvaryumcular tarafından da çok tutulduğu belirtilmektedir. Fakat gelişmeleri oldukça zayıftır. Cinsel olgunluğa geç erişfunduszeue.infoştiricilere akvaryuma her 10 litre su için 2 çorbakaşığı tuz katılması önerilebilir. Üretim için pH'nin arası,sıcaklığın ise oC olması önerilmektedir. Bu balıkların bulunduğu akvaryumların üst kısmı mutlaka iyi kapatılmalıdır. Aksi halde zıplayarak dışarıya düşebilirler. Bütün Moli grubuna giren balıklar için genel bir bilgi olarak su içerisine bir miktar deniz suyu katılması önerilebilir. Bulundukları akvaryumda suyun 1/4'nün her hafta aynı yoğunluktaki su ile değiştirilmesi yararlı olur.

 

     MOLİ'LERDE BAŞARI VE HASTALIKLAR

 

     Dış ülkelerde Moli grubuna giren balıklar genel olarak büyük dış toprak havuzlarda üretilirler. Bu nedenle üretim alanından alınan binlerce balık piyasaya sevk edilir. Bu sevkiyatta ölüm oranının az olması için şu yol izlenmektedir. Öncelikle balıklar üretildikleri havuz suyu ile birlikte pazarlama akvaryumlarına alınmaktadırlar. Bu akvaryumlara %S'lik metilen mavisinden her bir litre için 1 damla damlatılmaktadır. Bu dönemde havalandırma güçlü olmalıdır. Sevkiyatta ise aynı solüsyondan yarı miktarda suya damlatılmaktadır. Böylece zayiatın az olması sağlanmaktadır. Bu yöntem diğer balıkların naklinde de kullanılabilir. Molinezyaya balıklarında en çok görülen hastalıklar beyaz benek hastalığı ve mantarlardır.

 

       MELEZ AZMANLlGI  

       Balıklar dünyasında veya diğer hayvan yetiştiriciliğinde iki ayrı ırkın veya aynı ırkın farklı bölgelerde yetiştirilmiş bireylerin çiftleştirilmesi yolu ile ebeveyn fertlerden daha iyi gelişen yeni nesiller elde edilebilir ki, bu çalışmalara hayvan yetiştiriciliğinde melez azmanlığı denilir. Molilerde bu yöntemden yararlanarak sırt yüzgeci çok gelişkin melez azmanı bireyler meydana getirilmekte ve bu balıkların çok iyi pazar bulduğu bildirilmektedir. Bu çalışmalarda özellikle Florida orijinli Mollinesia latipinna ile Marsilya orijinli aynı tür balıkların çiftleştirilmesi yolu ile en olumlu sonuçlara ulaşıldığı kaydedilmektedir.

 

     Burada bu konuyu açıklamamızın amacı iyi vasıflı balık üretmek isteyen kişiler benzer çalışmaları diğer türler üzerinde de yapılabileceğini hatırlatmaktır

 

     

      LEPİSTES BALIKLARI

     (Lepistes reticulata ,Poecilia reticulata)

     Akvaryum balıklan içerisinde en çok tanınan türdür. Akvaryum merekırıe yeni başlayanlar genelolarak ilk kez bu belıkien satın alırler. Bu kadar yaygın ve ünlü olmalannın bir çok nedenleri vardır. Öncelikle bakımı kolayolan bir belıkiır. ikinci önemli özellikleri ise üretimlerinin kolay olması dolayısı ile ucuz satın alınmasının mümkün olmasıdır. Öyle ki bir tek dişi ve bir tek erkek balık ile bunlardan üreyen yavrulardan da yavru sağlanacağı kabul edilirse, birçift balıktan bir yılda adet birey elde edilmesi teorik olarak mümkündür. Bu kadar sayı arasında da erkekler içinde birbirinin % aynı olan canlıya da rastlanılması mümkün değildir.

      Lepistes balıkarı dişli sazanlar denilen Poecilidae familyasına dahildirler. Amerika orijinlidirler.

     Çok renkli, özellikle erkekleri renkli vücut yapıları ile ilgi çekerler. Bu balıklar Avrupa'ya ilk kez yılında getirilmiştir. Bu tarihten sonra da tüm dünyaya ve Avrupa ya yayılmıştır. Bu tür üzerinde yapılan ıslah çalışmaları sonucu dolayında varyete ve alt varyete geliştirilmiş ve akvaryum severlere sunulmuştur. Lepistes balıkları batı ülkelerinde Guppy ismi ile de tanınırlar. Çünkü ilk kez Guppy ismindeki bir kişi tarafından akvaryumlara alınmışlardır. Lepistes balıkları her boy akvaryumda tutulabilirler. Fakat en uygunu litrelik akvaryumlardır. Çok küçük akvaryumlarda gelişmeleri zayıf olabilir. Çok büyük akvaryumların idaresi ise zor olabilir. Küçük cüsseli balıklar olduklarından büyük bir gezinme yeri istemezler. Gezme yerinin çok olması da balıkları güçsüz bırakabilir. Bu balıklar için en uygun sıcaklık °C'dir. Su sıcaklığı arttıkça gebelik süresi kısalır. Ev akvaryumlarında tutulduklarında akvaryumların iyi bitkilendirilmesi yararlı olur. Lepistes balıkları canlı doğuranlar grubunun en doğurgan olan türüdür. Genelde doğum olayı yalancı bir doğum olayıdır. Sadece yumurta yumurtlama sırasında çatlar ve balık doğurmuş gibi izlenir. Plati, blek moli ve kılıç kuyruk balıkları da aynı şekilde yavrularlar. Bu üreme şeklinde en büyük tehlike yavruların diğer balıklar tarafından yenilmesidir. Bu nedenle üremenin emniyetli olması için çeşitli önlemler alınabilir. Dişi ve erkekleri genç yaşta ayırt etmek mümkündür. Erkekler çok güzel renkleri ve gonopodium denilen organları ile dişilerden kolayca ayırt edilebilir. Gonopodium bir çeşit erkeğin çiftleşme organıdır. Bu organ ile erkeğin dişiyi döllemesi mümkün olur. Yumurtanın döllenmesi ve gelişmesi ana karnında olur. Üretim için iyi vasıflı erkek ve dişilerin daha 1 aylık iken birbirlerinden ayrılmaları ve iyi bir yemleme ile kondisyon kazanmalarının sağlanması yararlı olur. Üretim için çiftleşme akvaryumları kullanılır. Üreme zamanı seçilen erkek ve dişiler litrelik aynı akvaryumlara konulurlar. Sıcaklık °C'ye ayarlanır. Çiftleşmeden önce erkek ve dişi yan yana gezerler ve bir ara erkek ve dişi çiftleşerek spermler bir torba içerisinde dişiye bırakılır. Dişi balıkta yumurtalar döllendikten ortalama 28 gün sonra yavrular doğar ve dişi 1 'er aylık periyotlar ile yavrulamaya devam eder. Gerekir ise ay, bir kerede aldığı spermaları kullanarak yavrulamaya devam eder. Doğumdan sonra yavru dip kısma iner, bir süre dinlenir ve daha sonra yem aramaya başlar. ilk yavrusuna veren balık kadar yavru verir ve ileriki doğumlarda arası yavru verebilirler. Yavru sayısı arttıkça yavruların büyüklüğü azalır. Gebe dişiIerin anüse yakın kısımlarındaki koyuluk dişinin karnının yavru ile dolu olduğunu gösterir. Canlı doğuran balıkların tümünde doğan yavruların korunması ve zayi edilmemesi en önemli konulardandır. Yeni doğan yavrular genel olarak bir süre sonra ışıktan kaçma eğilimi gösterirler. Bu nedenle akvaryumun en karanlık yerlerinde toplanma eğilimi gösteririler. Böylece kendilerini kolay gizlerler ve diğer balıklara yem olmaktan kurtulabilirler. Yavruluk kullanma korumada yararlı olabilir. iyi beslenmiş anaçlar kendi yavrularını yemezler ise de yemlemede aksaklık olur ise iri balıklar yavruları tüketebilir.

 

     LEPİSTES VARYETELERİ

     Lepistesler esmere yakın koyu yeşil vücut renkleriyle doğa lepistesleri ve çok renkli, gösterişli renk ve desenleriyle kültür lepistesleri şeklinde iki ana başlık altında toplanabilir.
      Kültür lepisteslerini de 4 grupta toplamak mümkündür. Bu varyeteler mozaik, kobra, çim ve tüxedo varyeteleri olarak sıralanabilir.

 

     Sol ve sağ: Metalik Mozaik ve Kırmızı mozaik lepistes

 

      MOZAİK LEPİSTES

 

     Bu varyeteye dahil lepistesler genellikle Mavi nokta; Yeşil guppy gibi benzeri isimlerle de adlandırılırlar. Mozaikler parlak metalik yeşil vücutları ve büyük mozaik desenli kuyruk yüzgeçleriyle gösterişli balıklardır. Bu varyetenin dişilerinin kuyruğunun üst kısmı büyüktür ve hafif alev deseni taşır.

Mozaik lepisteslerin kuyrukları genellikle yelpaze biçimli olup, desen itibari ile deniz kabuklarının üzerindeki desenleri anımsatır. Vücut renkleri parlak mavi ya da yeşil olabilmektedir. Yine vücut üzerinde kırmızı, sarı, ve yeşil renklerin yansımaları görülebilmektedir. Sırt yüzgeci, kuyruk yüzgeci ile paralel benzer renk ve desenleri taşır. Yüzgeç uçlarında pembeye yakın beyazlaşma dikkat çeker. Sırt bölgesi diğer varyetelere nazaran daha dar yapılıdır. Kuyruk sapı koyu mavidir.

      Mozaik lepistesi çim lepisteslerinden ayıran en önemli özelliği kuyruk bağlantısının koyu mavi renkte olması ve kuyruğunda açıktı koyulu mozaik desenleridir. Kuyruğunda göz alıcı sarı renkler hakimdir. Vücut sade yapılıdır ve kuyruğu ile yarattığı bu kontras ilgi çeker. Çok gösterişli kuyruk yüzgeçlerine sahip olmalarına rağmen ince yapısı nedeniyle ileri yaşlarda kuyrukta yırtılmalara rastlanabilir. Mozaikler kendi aralarında kırmızı mozaik, mavi mozaik, uzun yüzgeçli mozaik, altın mozaik ve albino mozaik olarak alt varyetelere ayrıIır. Kırmızı mozaiklerde vücut rengi yeşildir. Üzerinde yer yer kırmızı renkler vardır. Geniş bir sırt yüzgecine sahiptir. Kuyruk yüzgecinin zemini kırmızı olup, mavi, sarı ve siyah renklerle mozaik deseni oluşturur. Kuyruk sapının üst kısmı beyaz renklidir. Kuyruğun vücuda bağlandığı kısım sarıdır. Aralarında beyaz, yeşil ve siyah renklerin görülebildiği kırmızı bir zeminde beyaz, yeşil ve siyah renkler izlenebilir. Uzun yüzgeçli lepiseteslerde vücut rengi metalik mavi olup üzerinde pembe ve sarı renkler bulunur. En önemli özelliği adından da anlaşıldığı gibi uzun sırt ve karın yüzgeçlerine sahip olmasından ileri gelir. Mavi mozaik lepisteslerde vücutta metalik mavi renk hakimdir. Kuyruk yüzgeci ise mavinin çeşitli tonlarından oluşan mozaik desenlere sahiptir. Akvaryum dünyasında sevilen bir lepistes varyetesidir. Albino mozaik lepistesler bir mutasyon ürünüdür ve çekinik bir karakterdir. Albinolar melanin eksikliğinden dolayı yaygın olarak beyaz olmalarına rağmen lepisteslerde sarıya ya da pembeye yakın bir beyazlık söz konusudur. Tüm varyetelerde albino özelliği vardır. fakat mozaik ve tuxedodan iyi bir albino alınamadığından bu hatları sürdürmek güç olmuştur. Altın mozaik lepisteslerde vücut ve kuyrukta çeşitli renkler arasında altın sarısı renklenmeler görülür

      

      

Sol:Dantel kuyruklu king kobra         Sağ:Altın mozaik x kobra melezi  

 

   KOBRA LEPİSTESLER

    Bu isim balığın vücudunun tıpkı kobra yılanının derisinin desenlerine benzediğinden dolayı verilmiştir. Amerika'dan ithal edilen balığın vücudunun metalik parlaklığı ve kobra benzeri motifleri ile ilk görüldüğünde lepistes dünyasında ilgi çekmiştir. Günümüzde de ilgi çeken bir varyetedir.

    Vücut renkleri karakteristik bir metalik mavi ya da yeşil renklidir. Tanımlanan karakterleri bütün vücudu kaplayan bir kobra desenin olmasıyla beraber benek şeklinde olmayan ancak birbirine bağlı desenlerden meydana gelen bir görüntüsü vardır. Kuyruk sapı bölümünde herhangi bir dizayn yoktur. Kuyruk desenleri ise mozaik, çim veya dantel olabilmektedir.

 

     Yukarıda özellikleri açıklanan kobra'ya king kobra adı da verilmektedir. Kobra içinde bulunan mozaik kobra lepisteslerde vücut, metalik renkli kobra deseni, kuyruk ise mavi, kır-mızı, siyah renklerin hakim olduğu mozaik desenlerini taşır. Kuyruk yüzgeci delta biçimindedir. Dantel kuyruklu kobra lepisteslerde kuyruk sapı hizasında belirgin olarak görülebilen zincir biçimindeki desenlerden dolayı kobranın bu türü dantel olarak isimlendirilmişfunduszeue.info lepisteslerde de delta ve lir olarak iki çeşit kuyruk şekline rastlanır. Kobranın bir alt varyetesi olan Uzun yüzgeçli kobra lepistesler, son yıllarda vücut deseni ve çok güzel ve alımlı görünümde olan uzun yüzgeçleriyle su içerisindeki uyumlu hareketleriyle bir dansçı izlenimi yarattığından oldukça popüler olmuştur. Kobra lepistesler içerisinde altın kobra, albino kobra, kırmızı kuyruklu kobra gibi diğer alt varyeteler bulunmaktadır.

 

   Sol ve sağ: Cam çim ve altın çim lepistes

 

    ÇİM LEPİSTES

    Çim lepistesler üretimi zaman aldığı, maliyetinin yüksek olduğu ve soyun korunmasında problemler çıktığı için pek popüler olamamış ise de ülkemizde yetiştiriciliğine devam edilmektedir. .Bu varyete içerisinde çim çim lepistesler de vücut rengi metalik mavi ya da metalik yeşildir. Vücudun üst kısmı turuncu renklidir. Dorsal yüzgeç geniş yapılıdır. Bu varyetenin en önemli özelliği kuyruk yüzgecidir. Mozaikle karşılaştırıldığında çim benzeri ayrıntıları görülebilir. Cam çimi lepistesler ilk üretilen orijinal çim lepisteslerine benzerlik gösterirler. Cam gibi şeffaf bir görüntüyle birlikte üzerinde kırmızı, mavi, sarı, siyah renklenmeler görülür. Mavi çim lapistesierde vücut soluk ve mavi beneklerle kaplı olup arka fonda bütünü metalik mavi renktedir. Fotoğrafı ilk kez 'de bir akvaryum magazin dergisinde yer aldığında büyük beğeni toplamıştır. Almanya'da yılında leopar çim ismi altında yeni bir hat üretilmiş ise de daha sonra devam ettirilemediği bildirilmektedir. Altın çim lepisteslerde vücutta belirgin olarak izlenen altın sarısı renkler dikkat çeker. Kuyruk yüzgecinde ise temel olarak mavi renk hakim olup aralarda altın sarısı renklerinin yansımaları görülür.

Çim lepisteslerinin diğer varyeteleri arasında albino çim, sarı ve kırmızı renkleriyle çok sevilen lepisteslerdendir. Yeni bir hat olup olmadığından emin olunamamıştır. Ancak sürdürülmesi king kobralardan daha kolay olmuştur. Uzun kuyruklu çim ise günümüzde pek rastIanmamakla birlikte gösterişli güzel görünümüyle lepistes dünyasında yerini almıştır.

      

   Sol ve sağ: Siyah ve kırmızı tuxedo

 

    TUXEDO

    Bu ismi vücudunun alt yarı kısmının koyu bir renkte olmasından dolayı almıştır. Tıpkı smokin giydirilmiş bir balığa benzer. Sırt yüzgeci geniş, büyük ve uzundur. Dominant bir varyetedir. Diğer lepisteslerle çaprazlandığında sayısız tipte varyete elde edilmiştir. Tuxedo lepistesler içerisinde, alman sarısı tuxedo, mozaik tuxedo, neon tuxedo, siyah tuxedo ve flamingo tuxedo gibi alt varyeteler mevcuttur. Ülkemize yurt dışından devamlı olarak lepistes varyeteleri ithal edilmektedir. Bunun yanında ülkemizde lepistes yetiştiren ve çok başarılı olan yetiştiriciler de mevcuttur. Bu işlletmelerde daha çok Alman, inci, Flamingo, Sarı Flamingo, Siyah lepistes, Kobra ve Mavi flamingo isimli varyetelerin yetiştirildiği izlenmektedir.

 

   

     Sol ve sağ: Kılıç kuyruk. sol da erkek sağda dişi

 

    KILIÇKUYRUK
    (Xiphophorus helleri)

 

     Akvaryum dünyasının en tanınmış balıklarından bir tanesidir. Kuyruğunun kılıç gibi uzaması nedeni ile bu ismi aldığı bazı türkçe kitaplarda yazılmış ise de, esas kılıçkuyruk ismi, erkeklerde üreme organı olan gonopodium'un bir kılıç şeklinde olmasından verilmiştir. Bu balıklar yılında akvaryum balığı olarak ele alınmaya başlanmıştır. Doğalortamda cm'ye kadar büyüyebilen bu balık akvaryum koşullarında cm.'ye kadar gelişir. Birçok balığın birlikte tutulduğu akvaryumlarda uyumlu olarak yaşarlar. Bu nedenle çeşitli balık barındıran amatörler için istenen bir türdür. Dişilerde kuyruk uzaması görülmez.

 

     Erkeklerin ise kuyrukları alt kısımdan bir kılıç gibi hemen hemen balığın vücut uzunluğu kadar uzar. Ayrıca erkeklerde çiftleşme organı gonopodium'un varlığı nedeni ile dişi erkek ayrımı çok kolay yapılır. Yavrularını yiyen bir tür olduğundan üreme anında yavruların hemen ayrılması lazımdır. Aksi halde kısa zamanda kendi yavrularını yiyerek tüketebilirler. Bu nedenledir i üretimlerinde yavruları koruyucu bazı önlemler alınır. Örneğin; yavrulayacağı anlaşılan dişi bireyler özel olarak hazırlanan bir akvaryuma alınırlar. Bu akvaryumda ananın yavrulamasından sonra yavruların kaçabileceği önlemler düşünülür. Bu amaçla bir yavrulatma düzeni kurulabilir. iki basit cam plaka ile bunu basitçe yapabilirsiniz. Diyelim ki; litrelik bir akvaryumu üretim için ayırdınız, bu akvaryumu temiz su ile doldurunuz ve sıcaklığı oC ayarlayınız. Akvaryumun iç eni kadar iki cam kestirerek akvaryumun içine ve dip kısımdan 10 cm. kadar yüksekte olacak ve iki cam aralığından yavru geçebilecek bir aralık kalacak kadar  V şeklinde yerleştiriniz. Bu kısma anaç balık konulur. Balık yavrulayınca yavrular alt kısma geçer, böylece emin bir şekilde yavru üretilmiş olur. Üretimi en kolay balıklardan olduğu için amatörler tarafından eğlenceli bir uğraşı olur. Bir defada 'ye kadar yavru verebilirler. Yavrular nispeten iri doğduğundan çok ince toz yem ile beslenebilirler. Fakat canlı yem ile beslenilirler ise daha çabuk gelişir ve ileride iyi bir damızlı k olurlar.

     Kılıçkuyruk balıklarının çeşitli türleri vardır. Bunlardan en meşhur olanları yeşil kılıçkuyruk (Xiphophorus helleri), sarı kılıçkuyruk (X.e/emenciare), sarı kılıçkuyruk (funduszeue.infous),
montezuma kılıçkuyruk (X. montezumae) türleridir. Bu türlerden akvaryumlarda saf olarak yetiştirilenleri oldukça azdır. Melezleme ve seleksiyon (ayıklama) yöntemleri ile bir çok yeni
varyeteler insan eli altında geliştirilmiştir. Bunlardan simpson kılıçkuyruk sırt yüzgecinin çok uzun olması ile tanınan ve kızıl renkli olan birvaryetedir. Thelma Simpson isimli bir üreticinin normal yetiştirme sırasında bir mutasyon (değişim) sonucu tespit ettiği bir balıktan planlı şekilde üretim sağlama yolu ile sabitleştirilmiştir. Lirkuyruk kılıçkuyruk olarak tanınan birvaryete de ise kuyruğun üst kısmında dikkat çeken bir uzantı bulunmaktadır.

     Bu varyetelerden başka berlin kılıçkuyruk, kırmızı kılıçkuyruk, albino kılıçkuyruk gibi tanınmışları yanında zaman zaman elde edilen fakat sonra yok olan çeşitlerin varlığından da dış ülkelerdeki akvaryum dergilerinde bahsedildiği görülmektedir.

 

   Plati erkek (sol) ve dişi( Sağ)

 

     PLATİ
     (Xiphophorus maculatus)

     Akvaryum balıkları içerisinde en yaygın olan türlerden bir tanesidir. "C arasındaki su sıcaklığından hoşlanırlar. Dişiler cm., erkekler ise funduszeue.info kadar büyüyebilirler. Nor
mal akvaryumlarda genellikle 4- 5 cm. boyunda olurlar. cm. boya ulaşınca yavru vermeye başlayabilirler. Yavrularını diğer canlı doğuranlar gibi yumurtadan çıkardıktan sonra dünyaya getirirler. Erkekleri dişilerden ayırmak kolaydır. Erkek balıkların karın yüzgecinde bulunan üreme organı gonopodium dişiden ayırmada en önemli özelliktir. Aylık periyotlar halinde yavru verebilirler. Bir defada arası yavru yaparlar. Dişi balıklar yavrularını yiyebilir. Bu nedenle üremeden hemen sonra anne ve yavruların ayrılması lazımdır veya bol otlu bir akvaryumda üretim yapılması ile bir miktar yavrunun kurtulması sağlanabilir. Ayrıca kılıçkuyruk ve lepistes balığında anlatıldığı gibi özel yavru üretim akvaryumları hazırlanabilir. Yeni yavrular yumurtadan çıktıktan 1 saat 1 sonra serbest olarak gezmeye başlarlar. iyi beslenirler ise gelişmeleri süratli olur. Platilerin yemlenme ve bakımları kolaydır. Akvaryumcularda satılan normal yemler ile herkesin kolayca besleyebileceği bir balıktır. Ara sıra haşlanmış ıspanak verilmesi yararlı olur.  Canlı yemleri de severler.

Plati balıkları, kılıçkuyruk türüne yakın olan bir türdür. Birbirleri ile çiftleştikleri zaman yavru alınabilir. Bu imkandan dolayıdır ki plati balıklarının bir çok varyetesinin meydana geli-
şinde. kılıçkuyruk balıklarının etkisi vardır. Bunun tersi de mümkün olup kılıçkuyruk balıklarının bazı varyetelerinde plati balıklarının kanı mevcuttur. Bu ilişkiden dolayıdır ki kılıçkuyruk ve plati balıklarının bazı varyeteleri arasında çok yakın olan renk benzerlikleri görülür. Örneğin Wagtail plati ve Tuxedo platiler bazı kılıçkuyruk varyetelerine çok benzerdirler. Bunun yanında mavi renkli platiler vardır ki kılıçkuyruk varyeteleri içerisinde halen mavi renkli bir hat oluşturulabilmiş değildir. Ayrıca yeşil kılıçkuyruk bilindiği gibi çok yaygın bir varyete olmasına rağmen yeşil renkli bir plati hattı halen geliştirilememiştir. Saf kan vahşi plati varyeteleri günümüzde ancak genetik laboratuar da ve doğal olarak yaşadıkları Meksika ve Merkezi Amerika'da bulunmaktadır. Bu balıklar da güzel görünüşlü değildirler. çoğu da renksizdir. Sadece bazılarının yan kısımlarında siyah lekecikler vardır. Günümüz-deki renkli platilerin hepsi bilgili ve hesaplı bir yetiştirme ve seleksiyon yolu ile akvaryumcular tarafından geliştirilmiştir.

    Eğer sarı wagtail plati dikkatle incelenirse erkek balıklarda biraz daha kalın yapılı olan gonopodium hariç, sarı wagtail kılıçkuyruk balığına çok benzediği görülecektir. Sadece Kılıçkuyruk biraz daha ince ve uzun yapılıdır. Bunun yanında ayrı renkli erkek plati ile dişi kılıçkuyruk arasında yapılacak çiftleşme ile kolayca yavru üretileceği görülecektir. Bunun tersi çiftleştirmede aynı başarılı sonucu verir. Fakat başarısız olma ihtimali de çoktur. Bazen yavrular doğabilir, ama kısır olurlar. Bu tür çalışmalarda sabırlı olmak gerekir. Buna karşılık Bleeding Heart Plati'nin benzeri bir kılıçkuyruk yoktur. Eğer bu varyete, benzemeyen diğer bir kılıçkuyruk varyetesi örneğin kırmızı kılıçkuyruk ile çiftleştirilir ise elde edilen yavruların çok karışık, kısa kuyruklu ve yeşil kılıçkuyruğa benzedikleri görülür. Böylece istenen her renge ulaşmayı engelleyen bazı genetik problemler olduğu anlaşılır. Bazı platilerin kuyruk kısmında koyu siyah kuyruk yelpazesinde son bulan iri renkli halkalar görülür. Bu tip platilere meraklılarca ay plati adı verilmektedir. Dış ülkelerde akvaryum lisanında ise Ay plati ismi iri tipte olan platilere verilen bir isimdir. Esasta yabani platilerde bile kuyruk bölgesinde bu koyu benek izlenir. Kılıçkuyruk Xiphophorus hel/eri türü olup aynı Xiphophorus familyası içerisinde çeşitli türler vardır. Örnek olarak Xiphophorus variatus gösterilebilir. Doğada bulunan ve birbirlerine renk bakımından benzer olan bu türlerde kılıç kuyruklardan erkek ve dişiler renk bakımından birbirlerine benzemekle beraber, plati türlerinde erkek ve dişiler birbirinden ayırt edilebilir renklere sahiptirler. Vahşi bir tür olan bu platiler de erkekler renkli iken dişiler soluk renklidir. Bu türden akvaryuma alınanlardan dişilerinde renkli yeni bir varyete Florida'da geliştirilmiş olup oldukça yayılmış ve ingilizceden dilimize günbatımı olarak tercüme edebileceğimiz Sunset denilmektedir. melezleme ve seleksiyon yolu ile pek çok varyete üretilmiştir. Örneğin; Albino plati (renksiz), kırmızı kuyruklu plati, parlak sarı kuyruklu plati, mavi plati, berlin plati, siyah plati, ingiliz plati gibi örnekler bu gruba girer. Bu örneklerden anlaşılacağı gibi plati varyeteleri arasında yapılacak melezlemeler ile çok çeşitli yeni hatlar geliştirmek mümkündür. Plati ile kılıçkuyrukları çiftleştirerek yapılacak üretim ise kolay olabileceğini söylemek zordur. Fakat zaman zaman da olmakta ve yeni çeşitler elde edilmekte ise de yavrular kısır olmaktadır. Bazen bu yavrular arasından çok az miktarda döl verebilen hayvanlar elde edilmiş ise de nesi i devam ettirmek çoğunlukla güç olmuştur.

     Plati balıklarının beslenmesinde lepisteslerde olduğu gibi davranılabilir. Toz yemleri severek tüketirler. Fakat arada canlı yem verilmesi yararlı olur.

 

 


Akvaryum kurulumunda canlıların sağlıklı yaşamaları için dikkat edilmesi gereken konular
1- Akvaryumu kendiniz yapacaksanız camları yapıştırmak için akvaryum silikonu kullanmanız gerekmektedir. Diğer silikonlar kuruduktan sonra dahi balıkları zehirleyebilir.
Üzerinde akvaryum silikonu diye yazar. Her nalburda bulunmayacağı gibi büyük yapı marketlerinde kolaylıkla
bulunur.
2- Akvaryum büyüklüğüne göre filtreleme seçimi önemlidir. Büyük akvaryumlarda dış filtre gerekiyor. Daha çok su
sirkülasyonu ve temizlik işlevi görür.
3- Tank ebadına göre ısıtıcı seçmek gerekmektedir. lt ye watt oranı genel olarak kabul görmüştür.
4- Mutlaka oksijen için hava motoru gerekmektedir. Havasız akvaryumda balıklar su yüzeyine çıkarak su üzerinden
oksijen almaya çalışırlar ve bir süre sonra ölürler.
5- Akvaryumu kurup suyu doldurduktan sonra biyolojik dengeyi sağlamak için gerekli su düzenleyiciler kullanmak
lazım. (Sera aquatan gibi.) Biyolojik denge çok önemlidir. Balıkları alıp başka bir tanka koyduğunuz zaman balıklar
strese girebilirler yeni ortama alışmak zaman ister. Su değerleri değiştiği için balık kendisini rahat hissetmez.
Akvaryumu balıksız olarak 1 hafta bekletin, ısıtıcı, filtre ve hava motoru çalışır vaziyette.
6- Balıkların istediği ısı değerlerine bakarak tankın ısınını mutlaka sabitlemek gerekir. Su değişimlerinde suyun %
20 lik kısmını dip çekerek boşaltıp 2 gün bekletilmiş ve aynı sıcaklıkta olan suyu eklemek gerekir. Suyun hepsini ve
büyük kısmını değiştirmek balıklarda ciddi sorunlar açar. Yine su değşimlerinde dezenfektan, klor önleyici yada
sera aquatan gbi su düzenleyicileri kullanmak gerekli.
7- Balıkları yemlemede azar azar ve yiyebilecekleri kadar günde sefer verilmelidir.
8- En önemli husus balık seçimidir. Seçilen balıklar beraber yaşayabilecekleri türler olmalıdır. Tank ebadına göre
balık sayısı seçilmelidir. 1 balığa 10 lt su baz alınarak balık sayısı belirlenmelidir. Bazı tür balıklarda daha çok lt
gereklidir.
9- Gerekli şartlar sağlandığında balıkçıdan aldığınız poşetteki balıkları poşetlerinden çıkarmadan akvaryuma
koyun. Poşetteki balıklar 10 dakika suyun üzerinde durarak aradaki su ısısı dengelensin. Bundan sonra balıkları
ekleyebilirsiniz.
İlk 1 hafta çok önemlidir. Bu süre zarfında balıkları sürekli takip etmek, gözetlemek olabilecek sorunlara
hemen müdahele etmek lazım. İlk kurulan tanklarda oluşabilecek hastalıklar stres, mantar, beyaz benek gibi
hastalıklardır. Bu hastalıkların başlangıç aşamalarını ve tedavi aşamalarını internetten araştırarak bilgi sahibi
olabilirsiniz.
İlk haftayı atlatan balıklar tanka alışmıştır ve her gün düzenli şekilde balıkları gözlemleyerek sağlıklı balıklar
besleyebilirsiniz.

Unutulmaması gerekenler
1- Su değişimlerini haftada 1 kere suyun kirlenmesine göre ve balık sayısına göre % şeklinde dip çekerek
yapılmalıdır.
2- Eklenecek su, tanktaki su ile aynı sıcaklıkta ve dinlendirilmiş bir su olmalıdır. 

 

Akvaryumda balık ölümlerinin sebepleri nelerdir;


Tüm canlıların sağlığı,çevresindeki yaşam koşullarının sağlıklı olmasıyla orantılıdıfunduszeue.info;balıklar kendi yaşam
koşullarının tercihini hiçbir şekilde yapamadıkları için Tüm sağlıkları sizin yapacağınız seçimlere bağlıdır.
Balık hastalıklarını önlemek için,balıklarınızı hep aynı yerden almaya,balık kepçenizi dezenfekte etmeye, su
kimyasının doğruluğuna dikkat edip ve filtre sisteminin bakımını düzenli olarak yapın.
Bilmelisiniz ki iyileşmesi çok kolay olabilecek küçük bir enfeksiyon bile,geç fark edildiği yada fark edilmediğinde
balıklarınızın kaybedilmesine neden olabilir. "Yeni balık aldım ve eski balıklarımın da hepsi öldü" yada "aldığım
balık daha 1 saat geçmeden öldü" gibi sık yaşanan durumlarda su kimyası,balığın ortam değişindeki fizyolojik
değişimleri ve gözle görülemeyen bakteriler önem taşır. Sizler sadece gereken ilgi ve dikkatle yapabildiklerinizle
bu kayıpları en aza indirmeye çalışmalısınız.
İthali yapılan yada üreticiden toptancıya gelen balıklar,son satıcıya gelene kadar su ısısında değişim,çok sayıda
balığın dışkılarıyla suyu yıpratması,kimi zaman anestezi altında nakledilmeleri neticesinde yıpranma
,stres,uyanamama ve hastalık bulaşması gibi olağan sonuçlar yaşarlar. Balık alırken bunları bilerek hareket
ederseniz yapacağınız koruma ve bakım çok daha bilinçli olacaktır. Tüm akvaryum severler için genel
tavsiyemiz;yeni aldığınız balıklar için ısısı arttırılmış ve -lı olan küçük bir karantina akvaryumuna sahip
olmanızdıfunduszeue.info uygulayabildiğiniz sürece hem yeni balıkların iyileştiğini hem de eski balıklarınıza gelebilecek
zararı en aza indirmeye başladığınızı fark edeceksiniz.
Akvaryumda biyolojik dengenin oluşma aşaması ve balık ölümleri ile ilişkisi;
Akvaryum hobisine yeni başlayan pek çok amatör aynı yoldan geçmiştir herhalde:
litrelik bir akvaryum alınır. Satıcının tavsiyesi doğrultusunda kurulur, bir-iki gün çalıştırılır. (Bu süre bazen
hafta da olabilir). Sonra içine balıklar eklenir. İlk birkaç hafta boyunca herşey gayet güzel gitmektedir. Derken bir
gün birden bire balıklar ölmeye başlar.
Görünüşte hiç bir neden yoktur. Birkaç gün öncesine kadar gayet sağlılıklı bir şekilde akvaryumun içinde oradan
oraya yüzen zavallı balıklar, yemeden içmeden kesilmiş bir şekilde yüzgeçleri büzüşmüş vaziyette ya dibe
çökmüştür, ya da yüzeyde, ağzlarını havaya açmış ölmeyi beklemektedir.
Ölen balıklar çıkartılır, yerlerine yenileri eklenir, ama bu yeni eklenen balıklar da süratle aynı semptomları gösterir
ve ölürler.
Pek çok yeni başlayan hobi erbabı, akvaryuma avuç dolusu ilaç eklemeye başlarlar. Hiç bir faydası olmaz. Sağa
sola sorarlar, birbirinden alakasız, beşibiryerde cevaplar alırlar:
-Parazit olabilir ?tuz ekle, ısıyı arttır.
-Silkon zehirlenmesidir, akvaryumu değiştir.
-Bulaşıcı hastalık var, akvaryumu komple boşalt dezenfekte et, yeniden kur.
Ne yazık ki bu yöntemlerin hiç birisi bir işe yaramaz.
Genellikle, şişeler dolusu ilacın hiçbir faydası olmadığını gören acemi akvaristler, yapılabilecek en yanlış işi
yaparlar: Tüm akvaryum boşaltılır, kumu, taşları, dekorları kaynatılır, akvaryum tuzla ovulur, yeni baştan kurulur.
Yeni balıklar eklenir.
Birkaç hafta herşey yine yolunda görünür. Ama derken sil baştan, balıklar yeniden ölmeye başlar.
Bu tür senaryoların çoğu, acemi akvaristin ?ben bu işi beceremiyorum? demesi ve akvaryumunu elden çıkartması,
ya da balkonda saksı haline getirmesi ile son bulur.
Halbuki yeni kurulan bir akvaryumda birkaç hafta veya ay içerisinde görülen balık ölümlerinin hiç birisi sebepsiz
değildir. Tam tersine çok güzel bir sebebi vardır: yeni akvaryum sendromu.
Tabiatta, milyonlarca yıldır süregelen bir takım doğal döngüler vardır: Su döngüsü, oksijen döngüsü, Azot döngüsü
gibi. Tüm bu döngüler, doğal hayatın (ve de insan hayatının) devamı için gereken dengeleri oluştururlar.
Akvaryum gibi yapay bir ortam, ilk oluşturulduğunda tüm bu döngülerin ve dengelerin dışındadır. İşin iyi tarafı,
birtakım dengeler, biz istesek de istemesek de kendiliğinden oluşacaktır. Ama işin bir de kötü tarafı var: bu
dengelerin oluşması zaman alır.
Akvaryum ilk kurulduğu anda, içinde sadece su (ve kum ve dekorasyon vs) bulunan bir fanustur ve bu fanusun
içerisine bir canlı eklendiğinde, doğal olarak oluşacak atıkları parçalayacak ve de zararsız hale getirecek en
önemli mekanizma olan azot döngüsü?nden yoksundur.
Peki nedir bu Azot Döngüsü?
Akvaryumda yaşayan her canlı (balıklar, salyangozlar, karidesler, bitkiler vs) atık üretir. Bu atıklar, ve de yenmeyen
yemler gibi diğer organik maddeler çözülürken amonyak (NH3) denen gaz orta çıkarlar.
Doğal döngü içerisinde, Amonyak (NH3) tabiatta varolan ?nitrosomonas? türü bakteriler tarafından okside edilerek
Nitrit (NO2)?e dönüştürülür. Ortaya çıkan nitrit, bu sefer ?nitrobakter? adı verilen bakteriler tarafından tekrar
parçalanarak nitrata (NO3) çevrilir. Ortaya çıkan nitrat ise bitkiler tarafından besin olarak kullanılır ve döngü
tamamlanır.
Yeni kurulan bir akvaryumda, bu döngüyü gerçekleştirecek nitrosomonas ve nitrobakter türü bakterilerin yeterli
bir popülasyona ulaşması, kullanılan filtreye, akvaryumun büyüklüğüne, biyolojik yükün (canlı popülasyonunun)
duruma göre 2 ila 4 ay sürer. Bakteriler, akvaryumda kullanılan filtre medyasında, kumda, kayaların ve
dekorasyonların üzerinde ve diğer bilmum yüzeyde kolonileşirler.
Biofiltre veya biyolojik filtre olarak da bilinen bu yararlı bakteri populasyonu yeterli düzeye ulaşmadan önce ise,
maalesef ortaya çıkan amonyak ve nitrit gazları, balıklar için son derece ölümcül bir tehlike arz eder.
Özellikle yeni başlayan acemi akvaristler, bir heves çok sayıda balığı akvaryuma doldurdukları için, akvaryum suyu
süratle amonyak bakımından zengin bir hale gelir. Çoğunlukla tavsiye edilen haftalık %%30 su değişimi ise
maalesef amonyağı seyreltmek için yeterli değildir. Biyolojik filtrenin yetersizliğinden dolayı, hızla artan amonyak
miktarı, özellikle de yüksek PH sularda zehirden farksızdır.
Amonyak, balığın beynini, merkezi sinir sistemini ve tüm iç organlarını etkiler. Dokularda ciddi hasara neden olur.
Balıklar iştah kaybeder, su yüzeyinde toplanırlar, bazen de dibe çökerler. Doku hasarı yüzünden pul kayıpları,
galsamada kanama, gövdede kırmızı lekeler gibi belirtiler ortaya çıkar. Ne yazık ki bu belirtilerin bir kısmı, parazit
veya benzer enfeksiyonlarla karıştırıldığı için, akvaryuma dezenfektan konulur (çok çok büyük bir hata). Bu
dezenfektanlar, yeni yeni kolonileşmeye başlayan nitrosomonasları süratle öldüreceği için, döngüyü geriletip
fayda yerine zarar verirler.
Bu belirtiler, balıkların türlerine göre, aniden ortaya çıkabileceği gibi, yavaş yavaş da görülebilir.
Maalesef, pek çok acemi akvaristin yaptığı ?suyu boşaltıp, kumu kaynatıp, kayaları dezenfekte etme? yolu,
anlaşılacağı üzere hiç bir işe yaramayacağı gibi, döngüyü sıfır noktasına geri çevirdiği için ?en yapılmaması
gereken? işlemdir.
Biyolojik yükü az, filtre mekanizmaları doğru bir şekilde kurulmuş, düzenli su değişimi yapılan ve düşük PH (<)
su kullanılan akvaryumlarda, dayanıklı balıklar bu ilk aşamayı atlatabilir. Ancak hemen ardından ikinci bir tehlike
ile karşı karşıya kalırlar: nitrit.
Akvaryum ortamında yeterli popülasyona ulaşan nitrosomonas bakterilerinin açığa çıkardığı Nitrit (NO2), amonyak
kadar olmasa bile, son derece tehlikeli bir kimyasaldır. Kanın oksijen taşıma kapasitesini kısıtladığı için, özellikle
uzun süre yüksek değerlerde kalması durumunda balıkların (suda yeteri miktarda oksijen olsa dahi) boğularak
ölmesine neden olur. İşin kötü tarafı, nitrobakter türü bakteriler, nitrosomonaslara oranla çok daha yavaş bir
popülasyon artışı gösterirler.
Giderek yükselen nitrit oranlarına maruz kalan balıklar, aynı amonyak zehirlenmesinde olduğu gibi iştahlarını
kaybederler, su yüzeyine toplanırlar, hızlı hızlı nefes almaya çalışırlar. Sanki bir parazitten kurtulmak istiyormuş
gibi akvaryum içerisindeki dekorasyonlara, kumlara, taşlara sürtünerek "kaşınırlar".
Nitrit nedeni ile kanda biriken ?methemoglobin? maddesi, kan rengini kahverengiye çevirir. Bu yüzden balıkların
galsamaları kararır, açık renkli balıklarda genel bir kararma, renkli balıklarda renk kaybı olur.                    (nitrit zehirlenmesi, kahverengi kan hastalığı olarak da bilinir)
Maalesef bu belirtiler de çeşitli enfeksiyon belirtileri ile karıştırılmaktadır. Eğer bu aşamada akvaryuma
dezenfektan konulursa, zar zor kolonileşen nitrosomonaslar yok olacağından, hızla amonyak seviyeleri de artmaya
başlayacaktır. Bu ikisinin bir araya gelmesi de haliyle en dayanıklı balıklar için bile ölümcüldür.
Yeni kurulan akvaryumlarda, biyolojik filtre (bakteri kolonileri) gelişip, azot döngüsü oturuna kadar görülen bu
ölümlere ?Yeni Akvaryum Sendromu? denmektedir.
Peki, yeni akvaryum ?eskiyene? kadar balık ölümlerinden kaçınmak için ne yapılabilir:
- Öncelikle, genel olarak tavsiye edilen ?akvaryumu boş çalıştırma? olayının, su ısısının oturması dışında hiç bir
faydası yoktur. Akvaryumda çözülen veya çürüyen organik madde olmadığı takdirde bakteri populasyonu gelişmez.
Bu yüzden mutlaka organik atık üretecek birşeylerin olması veya suni olarak amonyak eklenmesi şarttır.
En sık uygulanan yöntem, akvaryuma bir ya da iki tane balık koyup, bir-iki ay boyunca sürekli ve düzenli su
değişimleri ile azot döngüsünü başlatmaktır. Bunun ardından balıklar yine yavaş yavaş eklendiği takdirde, çok bir
sorun olmadan akvaryum ?güvenli? bir hale getirilebilir. Maalesef yeni başlayan arkadaşların en çok yaptığı hata,
bir anda çok sayıda balığı akvaryuma koymaktır. Bu da ölümcül bir hatadır.
- İkinci bir yol olarak, hiç balık koymadan, suya amonyak ekleyip döngünün oturmasını beklemektir. Her ne kadar
bu yöntem, "en güvenli yöntem" olsa da, yeni başlayan birisinin ay boyunca boş akvaryuma bakmayı
istememesi yüzünden pek uygulama bulamamakta maalesef.
- Yeni kurulan bir akvaryum (çok istisnai durumlar haricinde) asla ve de kat?a tamamen boşaltılıp dezenfekte
edilmemelidir.
- Akvaryum filtresi asla ve de asla, çeşme suyu ile yıkanmamalıdır. Çeşme suyunda bulunan klor, burada
yaşamlarını sürdürmeye çalışan zavallı bakterileri efektif bir şekilde öldüreceği için biyolojik filtreyi etkisiz hale
getirir ve de sudaki amonyak oranının süratle yükselmesine neden olur. Filtre medyası, dip çekme sırasında
boşaltılan akvaryum suyunda çalkalanarak temizlenebilir.
- İlk bir kaç ay boyunca yemleme mümkün olduğu kadar az yapılmalı, yenmeyip dibe çöken yemler hızla
akvaryumdan uzaklaştırılmalıdır.
- Azot döngüsü oluşana kadar, dipte kesinlikle dışkı birikmesine müsade edilmemeli, bitkilerden dökülen yapraklar,
dışkılar ve diğer organik atıklar mümkün olduğunca akvaryumdan uzaklaştırılmalıdır.
Amonyak ve nitrit gazları sudan ağır olduğu için dipte birikirler. Düzenli dip çekimi ile sudaki
yoğunlukları kontrol altında tutulabilir.
- Test kitleri, her ne kadar pahalı da olsa, çok faydalıdır. Ama ne hikmetse yüzlerce liralık balıklarını kaybetmeyi
göze alanlar, lira verip sularının ne halde olduğunu kesin ve net bir şekilde söyleyebilecek test kitleri
edinmekten kaçınırlar. Halbuki kaliteli bir Amonyak ve Nitrit test kiti ile, bu zehirli gazların sudaki yoğunluğu
kontrol etmek ve su değişimlerini buna göre ayarlamak ve de balık ölümlerinden kaçınmak çok mümkündür.

 

Balık Hastalıkları

Akvaryumda uygun koşulların oluşmaması balıklarda ve diğer akvaryum canlılarında sağlık problemlerinin ortaya
çıkmasına neden olur. 
Beyaz benek:Özellikle deri ve solungaçlarda gözle görülebilir beyaz noktacıklar şeklinde ortaya çıfunduszeue.infot en
olgun haline ulaştığında patlayarak yerinde bir delik bırakıfunduszeue.info yapan parazit su kaybına sebep olur. Tropik
karma akvaryumlarda saat içinde hemen tüm balıklara bulaşır. Balıkların çoğu parazitlerle barış içinde
yaşarlar ama huzursuzluğu kapıldıklarında bağışıklık sistemleri çöker ve bu parazitler çoğalıfunduszeue.infoır olarak satılan -
lara düzenli kullanıldıklarında 3 gün içinde cevap veren bu hastalık başladığı ilk gün fark edildiğinde bulaşmaması
konusunda etkili olunabilir. Bu tip hastalıklar için akvaryum malzemeleriniz arasında mutlaka bir beyaz benek
ilacını hazır tutmanızda fayda vardıfunduszeue.infoı hastalık deniz balıklarında da görülmektedir.
Gri salgı hastalığı:Belirtileri beyaz benek hastalığındakilerle hemen hemen aynıdıfunduszeue.infoı hastalık deniz balıklarında da görülür. Bu hastalığa neden olan parazitler ise ancak mikroskop altında görüfunduszeue.infoıklar,bu parazitlere
tepki verirlerken renkleri solar ve hastalığa adını veren büyük miktarda salgı üretirler. Bu hastalığın tedavisi beyaz
benek kadar kolay değildir.çünkü bu parazitler,tedaviye karşı direnç gösterirler,çözümlerin başında formalin
banyosu gelir;bu konuda hekiminizden yardım almalı hastalığı ilerlemeden önceki dönemde kontrol altına almaya
çalışmalısınız.
Mantar hastalığı:Özellikle göz,ağız,yüzgeç ve solungaç çevresinde beyaz pamukçuk-yün şeklinde büyümelerle
kendini göfunduszeue.info enfeksiyonları daha çok zayıf düşmüş,yaralanmış balıkları etkiler ve bulaşır. Genel
dezenfektan?dan çok Mantar hastalığı için hazırlanmış özel -larla düzenli tedavi sonucu kesin çözüm alınabilir.
Yüzgeç(kuyruk)çürümesi:Bu hastalığın nedeni saldırgan yüzgeç yiyicileridir. Akvaryumunuz temiz değilse
iyileşmesi zor funduszeue.infoır olarak satılan -lar,fark edilebilen erken dönemlerde sonuç verecektir.
Solungaç Parazitleri:Normal olan balık birdenbire akvaryumun tabanında saklanmaya başlar. Olduğu yerde
sallanabilir, rengi koyulaşmıştır, gözleri kararmıştır, ve çok sık nefes alıyordur. Bazen tabandan fırlar, özellikle
solungaç kısımlarını dekorasyonlara sürter. Alt ön yüzgeçlerini oynatır. Bazen yüzeye yakın çıkar ve hareketsiz
durarak daha iyi nefes almaya çalışır. Solungaçlar ilk zamanlarda çok açılır, son devrelerde ise balık solungaçlarını
açmadan nefes almaya çalışır. Solungaçlara çok yakından baktığınızda parçalanmış kısımlara rastlayabilirsiniz. Bu
semptomlardan kısa bir süre sonra balıklar ölmeye başlar. Dışta gözle görülür bir anormallik olmaz genelde, belki
balığın zayıf düşmesine bağlı olarak mantar-bakteriyel enfeksiyonlar gelişebilir, ama genelde bu enfeksiyonlar
balığın ölmesine yakın oluşur. Yukarıda belirtilen semptomlardan özellikle göz kararması ve sık nefes almaya
dikkat edilmelidir. Solungaç parazitleri normalde yetişkinlere zarar vermeseler de kötü su koşulları, bakımsız bir
akvaryum, veya tankın kaldıramayacağı kadar çok balık sayısı sayılarında tam anlamıyla bir patlama yaratır.
Formalin tedavisi ve düzenli bir bakım ile kısa sürede sonuç alabilirsiniz.
Patojenik Bakteri Hastalıkları:Balıkların dirençlerinin düşük olduğu durumlarda vücuda yerleşerek hastalığı
oluşturmaya başlarlar. Yüzgeçten kuyruğa,ülserden kan zehirlenmesine kadar görülen bakteriyel hastalıklar
(vücudun kızarmasıyla ortaya çıkar)ile sıklıkla karşılaşılıfunduszeue.info edilen yada toptancılardan satıcı firmalara gelen
balıkların %70?inde bu rahatsızlıklara rastlanır. Karantina akvaryumu uygulaması balık kayıplarını minimuma
indirecektir.
Tüberküloz:Herhangi bir balığı etkileyebilir,zayıflama ve bazı durumlarda ülserli şişliklerin görülmesi sık rastlanan
bir durumdur.Tüberküloz akvaryuma bir kez girdiğinde genellikle hızla yayılıfunduszeue.info nedenle hasta,ölmüş yada ölmek
üzere olan balıkları akvaryumdan bir an önce ayırmalısınız. Nadir durumlarda insanları da etkileyebilen bu hastalık
ile karşılaştığınız durumlarda ellerinizi iyice dezenfekte etmelisiniz.

Yukarı

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası