Mifepriston Nerden Bulunur

Tıbbi kürtaj sırasında, çoğu kadın adet ağrılarına benzer şekilde kramplar deneyimlemiştir. Ağrıyı azaltmanın birçok yolu vardır:

• rahat kıyafetler giyin.
• tanıdık ve dinlendirici bir yerde kalın.
• alt karnınıza bir ısıtma yastığı veya sıcak su şişesi uygulayın.
• ibuprofen ve kodein gibi bir ağrı kesici ilaç kullanın.

Ağrı kesici nasıl alınır?

İbuprofen tabletlerini mg veya mg'lık dozlarda satın alabilirsiniz ve düşük haplarını içeren paketiniz ayrıca 15 mg veya 30 mg'lık doz oranlarında kodein içermektedir.

Bu ilaçlar nasıl kullanılır?

İbuprofen hafif ile orta şiddette ağrı içindir. Kodein, orta ile şiddetli ağrı şikayeti içindir.

Ağrı kesici kullanımına İbuprofen ile başlayabilir, daha güçlü ağrı kesiciye ihtiyaç duyduğunuzda kodein ekleyebilirsiniz.

Hangi dozda ve ne sıklıkla almalısınız?

Temin ettiğiniz ağrı kesici ilaçlarla birlikte verilen talimatları uygulayın ve önerilen günlük doz oranlarını aşmamaya dikkat ediniz.

İbuprofen tabletler için 2 farklı doz oranı seçeneği vardır. ( mg mg) Satın aldığınız doz için pakette bulunan talimatları izleyin.

Ağrı kesici ihtiyacınızı karşılamak posta yoluyla size ulaştırılan paketteki kodein'i kullanabilirsiniz. Kodein için 2 farklı doz kullanımı vardır ;

Kodein 30mg : 24 saat içinde 8 tabletten fazla almayınız. Gerekirse 4 saatte bir ağızdan 1 veya 2 tablet alın. yaşları arasındaysanız, gerektiğinde 6 saatte bir ağızdan 1 veya 2 tablet alın.

veya

Kodein 15mg : 24 saat içinde 16 tabletten fazla almayın. Gerekirse 4 saatte bir ağızdan 2 veya 4 tablet alın. yaşları arasındaysanız, gerektiğinde 6 saatte bir ağızdan 2 veya 4 tablet alın.

Lütfen aklınızda bulundurun:

Kodein alırken araç kullanmayınız.

Bu seçenekleri denediyseniz, ancak hala ağrınız varsa, lütfen tavsiye için +32 90 09 64 numaralı whatsapp iletişim hattından doktorunuz ile iletişim kurunuz.

Paylaşın:

Yeni başlamış bir gebeliğin ilaçlarla sonlandırılıp sonlandırılamayacağı merak edilen ve sıkça sorulan sorulardandır.

Düşük yaptırmak amacıyla ilaç kullanımı II. Dünya savaşı yıllarında gündemdeydi. Yine Hindistan, Çin gibi kalabalık nüfuslu bazı gelişmekte olan ülkelerde bu tür ilaçların geliştirilmesine çalışılmaktaydı.

Günümüzde de giderek daha fazla popülarite kazanmasının nedeni, tıpta genel tedavi prensiplerinde giderek daha az cerrahi girişimin yer almasıdır.

"RU" veya diğer adıyla "mifepriston" adı verilen bir ilaç tablet şeklinde olup, başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkelerinde gebeliğin en erken dönemlerinde etki ederek sonlanımı (gebelik terminasyonunu) sağlamak amacıyla kullanılmaktadır.

Etki mekanizması ise bir "antiprogesteron" gibi çalışarak rahimdeki progesteron reseptörlerine bağlanması ve bu şekilde gebeliğin en erken aşamasına etki ederek oluşan embriyonun rahim içinde yerleşmesini önlemesidir.

Amerika' da kısa bir süre önce kullanımı onaylanan RU, ülkemizde henüz Sağlık Bakanlığı onayı almadı. Belki yakın gelecekte ülkemizde de kürtaj olmayı seçen kadınlar için alternatif bir yöntem olarak RU kullanılabilecekler.

Şu an için gebeliğin sonlandırılması ülkemizde yasal olarak, son adet tarihinden itibaren gebelik haftasına kadar ve kürtaj yoluyla gerçekleşiyor.

Halkımız arasında "düşük iğnesi" veya "adet getirici iğne" olarak bilinen ilaçlar, aslında oldukça yanlış kullanılmakta ve suistimal edilmektedir.

Bu tür iğneler gebe olmayan bir kadına uygulandığında gerçekten de çoğu durumda kısa bir süre sonra adetin başlamasını sağlayabilirler. Ancak bu uygulama iki yönden hatalıdır. Birincisi bu ilaç düşük iğnesi değildir; yani gebeliğin düşmesine sebep olmaz ve istenmeyen bir gebeliğin devam etmesine (hem de hormonlara maruz kalmış bir şekilde) neden olur.

İkinci hata ise, adet gecikmesi mutlaka jinekolojik değerlendirme gerektiren bir durumdur. Bu nedenle bu tür ilaçları kullanmadan önce bir kadın-doğum uzmanına danışılmalıdır. 

İlgili Linkler:
Ertesi Gün Hapları (Preven ve Norlevo)   >>>
Doğum Kontrol Hapları    >>>
İlişki Sonrası Acil Korunma (Acil kontrasepsiyon)    >>>

Türk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu tarafından 1 Mart tarihinde “İsteyerek ve Güvenli Düşükler için ‘Tıbbi Düşük’ Türkiye’de Bir Seçenek Olarak Kullanılmalıdır” konulu bir basın açıklaması yapıldı.

BASIN AÇIKLAMASI

1 Mart

İsteyerek ve Güvenli Düşükler için “Tıbbi Düşük” Türkiye’de Bir Seçenek Olarak Kullanılmalıdır

Başbakanın, kürtajı cinayet olarak gördüğünü açıklamasıyla başlayan süreçle birlikte hükümetin istemli düşük süresini aşağıya çekme girişimi gündeme gelmiş, kadınların kürtaj haklarının sınırlandırılma girişimine gösterdikleri tepki sonucu bu girişim engellenmiştir.  Hükümet yetkilileri bu kez de “süreye dokunmayacaklarını, kaliteyi arttıracaklarını” açıklamış; ama kürtajın sadece devlet hastanelerinde ve uzman hekimlerce uygulanmasına ilişkin yaklaşımlar kaliteyi artırmak değil,  kürtajın ulaşılabilirliğini azaltan bir kısıtlama olmuştur.

“Üreme Sağlığı ve Çocuk İstismarı Yasası” adıyla hazırlanan yasa taslağı yoluyla, kadınların üreme ve istemli düşük hakları konusundaki kazanımlarının geri alınmasına dönük çaba, bir hükümet politikası olarak sürdürülmekte, Üreme Sağlığı Yasası’nın adının çocuk istismarı suçu ile birlikte anılması da istemli düşüğün bir suç olarak ima edilmesini amaçlamaktadır.

Uygulamada pek çok kamu hastanesinin 10 haftalık süreyi 8 haftayla sınırlamış durumda olduğunu,  8 haftayı geçen gebeliklerde, ‘anestezi için donanımlı olmadıkları’ gerekçesiyle kürtaj yapmadığını kaygıyla izlemekteyiz.  12 haftaya kadar olan gebeliklerde genel anestezi uygulamasının gereksiz ve komplikasyonu arttırıcı bir özellik taşıdığının ve hastayı reddetmek için gerekçe olamayacağının altını 18 Ocak tarihli basın açıklamamızda çizmiş,  güvenli düşük hizmetlerinin planlanmasının ve yönetiminin sağlanmasının devletin görevi olduğunu vurgulamıştık.

Kürtaja erişim hakkı, aynı zamanda kadının yaşam hakkıdır. Devletin görevi; kadınlara sağlıklı, ulaşılabilir ve güvenli kürtaj olanağı sağlayan mekânlar oluşturmaktır.

Doğurganlığın düzenlenmesi devletlerin nüfus politikası olamaz. Üreme hakkı ve cinsel haklar bireylerin ve özellikle de kadınların özgürce kullanmaları gereken bir insan hakkıdır. Türkiye;  Kahire, Nüfus ve Kalkınma Konferansı-ICPD, Pekin IV. Dünya Kadın Konferansı v.b. pek çok uluslararası belgeyi çekincesiz imzalamıştır. Bu belgelerde hep “kadının/bireyin sağlık hakkı” kavramları vurgulanmaktadır. Türkiye’nin taraf devlet olarak onayladığı; Birleşmiş Milletler “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) da “isteğe bağlı düşüğü” (kürtaj)  bir suç olarak gösteren yasalara karşı çıkmaktadır.

Dünyada meydana gelen 46 milyon isteyerek düşüğün 19 milyonu güvenli olmayan koşullarda gerçekleşmektedir. Güvenli olmayan düşükler her yıl dünyada 68 bin kadının ölümüne ve 5,3 milyon kadının hastalık ve sakatlığına yol açmaktadır. Türkiye’de yılından itibaren “modern aile planlaması yöntemleri”, kamu sağlık kuruluşlarında sunulmuş; böylece modern aile planlaması yöntemi kullanımı ’de %18 iken, ’de %46’ya ulaşmıştır. Yasanın kabulünden sonra isteyerek düşüklerde bir miktar artış olmuşsa da modern doğum kontrol yöntemi kullanımının artmasına bağlı olarak isteyerek düşük sayısı da azalmıştır. Bunun sonucu, düşük komplikasyonları ve buna bağlı anne ölümleri de büyük ölçüde azalmıştır. Türkiye’de yılında yapılan araştırmada, anne ölümleri içinde düşüğün payı yalnızca %2 olarak saptanmıştır. Gelişmekte olan ülkelerde düşüğün anne ölümleri içindeki payının %13 olduğu hatırlanacak olursa bu durum Türkiye açısından büyük bir başarıdır. Türkiye’de isteyerek düşük hizmetlerine ulaşmada yaşanan sorunlar, anne ölümlerini artırmaya neden olabilecek bir sorundur.

DSÖ"nün ilk kez yılında oluşturduğu ve güvensiz düşüklerin önlenmesi ve bu tür olaylardan doğacak komplikasyonların uygun şekilde tedavi edilmesini desteklemek amacını taşıyan; “Güvenli Düşük: Sağlık Sistemleri İçin Uygulama Rehberi” geçen süre içinde geliştirilen yeni teknolojilerin ve yayınlanan bilimsel çalışma sonuçlarının ışığında güncellenmiş ve ikinci baskı olarak yılında yayınlanmıştır. Bu rehber, gebelik haftalarına göre önerilen düşük yöntemleri için temel kaynaklardan biridir. Bu konuda 18 Ocak tarihli basın metnimizde ayrıntılı bilgiler yer almaktadır.

Türkiye’de düşük için yaygın olarak kullanılmakta olan, cerrahi yöntemlerdir. “Etkili, kabul edilebilir, kullanıcı memnuniyeti yüksek ve kadın için daha az travmatik yöntemleri”  bulma çabası içinde olan çalışmalar; dokuz hafta ve daha küçük gebeliklerin tamamen tıbbi yöntemle (halen dünyada yaygın olarak bu amaçla “Mifepriston” ve “Misoprostol”  hapları ile) sonlandırılmasına olanak sağlamaktadır.  Tıbbi düşük yöntemi; pek çok gelişmiş ülkede yaygın olarak kullanılmasına rağmen Türkiye’de rutin verilen üreme sağlığı hizmetlerinin içinde henüz yer almamaktadır.

’li yıllarda Fransa’da bulunmuş olan “Mifepriston”, 50’den fazla gelişmiş ülkede ruhsatlı olarak Misoprostol ile birlikte tıbbi düşük için kullanılmaktadır. yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün Zorunlu İlaçlar Listesi’ne alınmış olan Mifepriston,  Türkiye’de halen ruhsatlandırılmamıştır. Tıbbi düşük yönteminde, Mifepristondan belli bir süre sonra uygulanan “Misoprostol” ise Türkiye’de ruhsatlı olarak mevcuttur; ancak kullanım endikasyonları arasında “düşük” bulunmamaktadır.  Geçtiğimiz yaz döneminde bu preparatın endikasyon dışı kullanımının önüne geçmek için Sağlık Bakanlığı uygulamaya yönelik yeni düzenlemeler getirmiştir.

Türkiye’de Sağlık Bakanlığı etik kurulunun onayı ve uluslararası sağlık kuruluşlarının işbirliği ile  “Mifepriston ve Misoprostol” ün birlikte kullanıldığı 3 klinik araştırma yürütülmüştür. Ayrıca Başkent Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi tarafından Dünya Sağlık Örgütü-Cenevre işbirliği ve desteği ile Ankara, İzmir, Manisa ve Van olmak üzere 4 ilde, sağlık hizmeti sunan “kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarının, pratisyen hekim, ebe-hemşirelerin” güvenli düşük ve tıbbi düşük konularında görüş,  algı ve uygulamalarını kapsayan bir saha araştırması gerçekleştirilmiştir.

Bütün bu araştırmaların sonuçları; tıbbi düşüğün, uygulanması kolay, güvenli bir yöntem olduğunu, kabul edilebilirliğinin, memnuniyet düzeyinin, başarı yüzdesinin yüksek olduğunu göstermektedir.

 22 Şubat tarihinde İzmir’de gerçekleştirilmiş olan ve kadın sağlığına ilişkin uluslararası işbirliği ile yürütülmüş bu araştırmanın sonuçlarının sunulduğu  “İSTENMEYEN GEBELİKLER, GÜVENLİ DÜŞÜK: YENİ BİR SEÇENEK, TIBBİ DÜŞÜK” başlıklı toplantıyı Türk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu olarak izlediğimizi ve toplantının Türkiye’de geleceğe yönelik izlenmesi gereken stratejilerin, faaliyetlerin paylaşılmasının ve tartışılmasının bir adımı olarak gördüğümüzü kamuoyu ile paylaşıyoruz.

 “Tıbbi düşük yöntemi”, Türkiye’de de kadınlara rutin üreme sağlığı hizmetleri içinde bir seçenek olarak sunulmalı, bu yöntemin mevcut hizmetlere entegre edilebilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Türkiye’de tıbbi düşük yönteminin uygulanmasının önündeki en büyük engel “Mifepriston”un ruhsat almamış olmasıdır. Kadınların üreme sağlığı ile ilgili haklarını kullanabilmeleri önündeki bu engelin kaldırılmasının ve tıbbi düşük yönteminde kullanılan Mifepriston ve Misoprostol’ün Türkiye’de de ruhsatlandırılma işleminin gecikilmeden tamamlanmasının kadın sağlığı açısından önemini vurgulamak istiyoruz.

Türk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu

Düşük Hapı Nedir?

Düşük hapı, tıbbi olarak düşük yapmak için kullanılan bir ilaçtır. Bu hap, hamileliğin sonlandırılmasında kullanılan diğer yöntemler gibi, hamileliğin başlangıcından itibaren 10 hafta içinde kullanılabilmektedir. Kürtaj hapı, hamileliği sonlandırmak için farklı ilaçların kombinasyonu olarak kullanılabilir.

“Kürtaj hapı, düşük hapı olarak bilinen ilaçların Türkiye’de kullanım onayı bulunmamaktadır. Eczanelerde satışı yoktur. Hekim onayı ve reçetesi olmadan internet ve benzeri mecralardan karaborsa yolu ile ilaç temin etmek sakıncalı sonuçlar doğuracaktır. Gebelik sonlandırmanın en güvenli yolu uzman doktorlar tarafından yapılacak kürtaj operasyonlarıdır.”

Kürtaj hapı ile ertesi gün hapı karıştırılmamalıdır. Ertesi gün hapı şüpheli cinsel ilişkiden sonra 72 saat içinde kullanılabilen, Türkiye’de kullanımı yasal reçetesiz bir ilaçtır.

Kürtaj Hapı ile Düşük Yapmak Mümkün Mü?

Evet, kürtaj hapı ile düşük yapmak mümkündür. Bu ilaç, hamileliğin sonlandırılmasında kullanılan yöntemlerden biridir. İlaç, doğal bir düşük yapmayı sağlayacak hormonları salgılayarak rahim kaslarının kasılmasına neden olur. Bu, fetüsün ve plasentanın rahimden atılmasına neden olur.

Düşük Hapının Etkisi Ne Kadar Sürer?

Düşük hapının etkisi, kullanılan ilaca ve doza bağlı olarak değişebilir. Genellikle, ilaç alındıktan sonraki birkaç saat içinde düşük gerçekleşir. Ancak, rahimden fetüsün tamamen atılması birkaç gün sürebilir. Bu süreçte, kadınlar ağrı, kramp, kanama ve diğer yan etkiler yaşayabilirler.

Düşük Hapının Hamilelik Haftası Üzerinde Etkisi Nedir?

Düşük hapının etkisi, hamilelik haftasına bağlı olarak değişebilir. Hamileliğin ilk aşamalarında kullanılan kürtaj hapları, hamileliği tamamen sonlandırmak için yeterli olmayabilir.

Düşük Hapı ile İlgili Kullanıcı Yorumları Nelerdir?

Düşük hapı kullanıcı yorumları, genellikle ilacın etkileri ve yan etkileri hakkında bilgi verir. Bazı kadınlar, düşük hapının kullanımının rahat ve kolay olduğunu belirtirken, diğerleri şiddetli ağrı, kramp, kanama ve diğer rahatsızlıklar yaşadıklarını söylerler. Ayrıca, kürtaj hapının doğal düşükten farklı olduğu ve bir doktor gözetiminde kullanılması gerektiği konusunda da uyarılar bulunur.

Düşük Hapı Çeşitleri Nelerdir?

Düşük hapı, istenmeyen gebeliği sonlandırmak için kullanılan bir ilaçtır. Düşük hapları, hamileliğin erken dönemlerinde, yani gebeliğin ilk 10 haftası içinde kullanılabilir. Düşük hapları reçetesiz satılmaz ve sadece hekim tarafından reçete edilir. Düşük hapları farklı etken maddelere sahiptir. Düşük hapı çeşitlerinden bazıları şunlardır:

1. Mifepristone (RU)

Mifepriston, tıbbi adıyla “RU”, bir kürtaj hapıdır. İlk olarak ’lerde geliştirilmiş olup, gebeliğin sonlandırılması için kullanılan bir ilaçtır. Mifepriston, progesteron hormonu reseptörlerine bağlanarak gebeliği sonlandırır. Mifepriston hapı, bir hekim tarafından doğru şekilde yönlendirilen, reçeteli bir ilaçtır. İlacın kullanımı, gebeliği sonlandırmak için tek başına kullanılabileceği gibi, misoprostol adlı başka bir ilaçla birlikte kullanılarak da uygulanabilir. Mifepriston, özellikle cerrahi müdahaleye karşı olanlar ve cerrahiye uygun olmayanlar için bir seçenek olabilir. Mifepriston’un yan etkileri arasında şunlar sayılabilir: karın ağrısı, kramp, bulantı, kusma, ishal, ateş, baş ağrısı, baş dönmesi, halsizlik, deri döküntüsü, vajinal kanama ve enfeksiyon riski gibi belirtiler olabilir. Bu nedenle, mifepriston kullanmadan önce bir doktorla görüşmek önemlidir

1. Misoprostol (Cytotec)

Misoprostol, prostaglandin analogu olarak bilinen bir ilaçtır. Daha önceden kullanılan prostaglandin analoglarından farklı olarak, mide ve bağırsakta ülser oluşumunu önlemede kullanılmaktadır. Aynı zamanda rahim kasılmalarını da arttırarak düşük yapmaya yardımcı olur. Misoprostol, doğum sonrası kanama, mide ve duodenum ülserleri, gebelik sonlandırılması ve düşüklerin tedavisi gibi birçok tıbbi durumda kullanılır. Özellikle kürtaj işleminin medikal yöntemi olarak kullanılmaktadır. Misoprostol, tablet şeklinde ağız yoluyla veya vajinal yolla kullanılabilir. Dozajı, tedavi edilen hastalığa göre değişiklik gösterir ve hekim tavsiyesine göre kullanılması önerilir. Ancak, Misoprostol kullanımı bazı riskleri de beraberinde getirebilir. Uygunsuz dozaj kullanımı, ciddi yan etkilere neden olabilir. Özellikle hamile kadınlar tarafından kullanımı, düşük yapmaktan ziyade daha ciddi sonuçlara yol açabilir.

1. Methotrexate

Methotrexate, birçok hastalığın tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Bu hastalıklar arasında romatoid artrit, sedef hastalığı, çeşitli kanser türleri (özellikle lösemi ve lenfoma), psöriatik artrit, polimiyozit ve jüvenil idyopatik artrit gibi hastalıklar yer almaktadır. Ayrıca, gebelik sonlandırma sürecinde kürtaj ilacı olarak kullanılabilmektedir. Methotrexate, birçok farklı şekilde kullanılabilir. Bazı durumlarda, haftalık bir doz olarak alınabilirken, diğer durumlarda daha yüksek dozlarda alınarak kanser hücrelerinin büyümesini durdurmak için kullanılabilir. Methotrexate’in yan etkileri arasında mide bulantısı, kusma, ishal, halsizlik, saç dökülmesi, ciltte hassasiyet, ağız yaraları ve kanama gibi durumlar yer alabilir. Methotrexate, doktor gözetimi altında kullanılmalıdır. İlacın yanlış kullanımı veya dozajının yanlış ayarlanması ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle, ilacı kullanmadan önce mutlaka bir doktorla görüşmek gereklidir.

1. Dinoprostone

Dinoprostone, bir prostaglandin analogu olan bir ilaçtır ve doğumun başlatılması veya düşük yapılması için kullanılır. Daha spesifik olarak, rahimde kasılmaları ve doğum sırasında serviks açılışını başlatmak için kullanılır. Ayrıca, düşük yapmak için kullanılabilir. Dinoprostone, jel veya tablet formunda verilebilir ve rahim içine yerleştirilir. Genellikle doktorun ofisinde veya bir hastanede uygulanır. Dozaj ve uygulama süresi, hastanın durumuna ve amaçlanan kullanımına bağlı olarak değişebilir. Dinoprostone’un yan etkileri arasında karın krampları, baş dönmesi, mide bulantısı ve kusma yer alabilir. Nadir durumlarda, ciddi yan etkiler de meydana gelebilir, bu nedenle ilacı kullanmadan önce mutlaka bir doktora danışmak önemlidir.

Düşük Hapı Zararları

Her tıbbi müdahale gibi, kürtaj hapları da bazı riskler taşır. Kürtaj hapı kullanımının olası zararlarından bazıları şunlardır:

1. Kanama: Kürtaj hapları, uterusun kasılmasına ve kanamanın başlamasına neden olabilir. Aşırı kanama olursa, acil tıbbi müdahale gerekebilir.
2. Enfeksiyon: Kürtaj haplarından sonra enfeksiyon riski artabilir. Semptomlar arasında yüksek ateş, aşırı kanama, kötü koku, ağrı ve rahimde hassasiyet yer alır.
3. Hamilelik dışı kanama: Kürtaj hapları, beklenmedik hamilelik dışı kanamaya neden olabilir.
4. Rahim içi yapışıklıklar: Kürtaj hapları, rahim içinde yapışıklıklara neden olabilir. Bu, ileride hamile kalma yeteneğinizi etkileyebilir.
5. Hamile kalmakta güçlük: Kürtaj hapları kullanmak, ileride hamile kalmayı zorlaştırabilir. Uzun süreli kullanım, yumurtalıklarınızın fonksiyonunu bozarak doğurganlığı azaltabilir.