kaş sarkması nedenleri / Yaşlılıkta kas erimesinin nedenleri ve tedavisi | Anadolu Sağlık Merkezi

Kaş Sarkması Nedenleri

kaş sarkması nedenleri

Göz kapaklarının sarkık olması ya da diğer adı ile ptozis problemi üst göz kapağının aşağı bakması şeklinde gelişen bir tablodur.

Kişide tek bir göz kapağında sarkma olabileceği gibi çift taraflı sarkma da görülebilir. Çift taraflı sarkma türü daha çok karşılaşılan bir türdür.

Peki, göz kapağı sarkması neden olur?

  • Göz kapağı tümörü
  • Göz kapağında kist oluşması ya da şişmesi
  • Horner sendromu
  • İleri yaş sonucu
  • Kas hastalıkları
  • Göz kaslarında meydana gelmiş sinir hasarı
  • Nörolojik bazı belirtiler
  • Göze travma alınması
  • Botox enjeksiyonu işlemi

Bu tür nedenlerden dolayı göz kapağında sarkma meydana gelebilir. En sık rastlananı yaşlılık nedeni ile gözlerin düşmesidir.

Bu problem yüzde lifting uygulaması gibi birtakım cerrahi teknikler ile giderilebilmektedir. Bunun için güzellik merkezi gibi yerlerden ziyade daha sağlıklı işlem yapılabilmesi adına bir estetik cerraha başvurmak daha doğru olacaktır.

Estetik cerrahlar kişinin tam bir sağlık değerlendirmesini yapacağından işlem en sağlıklı bu şekilde uygulanabilir.

Göz Kapağı Sarkması Belirtileri Nelerdir?

Üst kapağının aşağı doğru düşmesi ile ortaya göz kapağı sarkması denilen sorun çıkmaktadır. Bu sorunun oluşum sebepleri arasında yaşlanma ya da genetik faktörler bulunmaktadır.

Göz çevresinin yapısının alttaki dokular ile arasında bir bağ bulunmaktadır. Bu bağlar giderek zayıflar ve yer çekimine karşı koyamamaya başlar. Bununla birlikte göz kapağı sarkması gerçekleşmiş olur.

Kişide göz kapağı sarkması belirtileri şu şekildedir;

  • Göz içi iltihaplanmaların yaşanması ve bu sorunun artması,
  • Şiddetli baş ağrıları,
  • Bulanık görme,
  • Baş dönmesi,
  • Göz hareketlerinde kısıtlanma yaşanması.

Göz Kapağı Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Göz çevresinde bulunan yapıların alttaki dokularla arasındaki bağların yaş ilerledikçe zayıflaması ve yer çekimine karşı koyamaz hale gelmesi ile göz kapaklarında sarkmalar meydana gelir.

Oluşan göz sarkması kişinin bulanık görmesine, gözlerinde iltihaplanma yaşamasına, başında ağrı duymasına ve baş dönmelerine yol açabilmektedir. 

Bu sorun daha fazla ilerlemeden ve kişinin yaşam kalitesinde olumsuzluklar meydana getirmeden önce tedavi edilmelidir. 

Bir an önce tedavi edilmesi gereken bu rahatsızlık göz kapağı ameliyatı yardımı ile ortadan kolayca kaldırılabilir. 

Operasyon genel olarak lokal anestezi altında yaklaşık 1 saat içerisinde gerçekleşir. Operasyon öncesi doktor çalışacağı bölgeyi kalem yardımı ile hastanın yüzüne çizim yaparak belirler. 

Ameliyatta genellikle göz kapağının katlanma çizgisi içinde gizlenebilecek şekilde bir kesi atılır ve o hat üzerinden kas ve deri çıkarılır. Çıkarılan kas ve deri gözün eski gerginliğine gelmesine yardımcı olacaktır. 

Ameliyat sonrasında, göz çevresi şişeceğinden ve morluklar oluşacağından buz yardımı ile gözlerin rahatlaması sağlanabilir. 

Göz çevresinde ağrı duyulacağından ilaç kullanılması gerekmektedir. Gözlerde kuruma meydana gelmemesi için göz damlası kullanılmalıdır. 

Ameliyattan 5 gün sonra atılmış olan dikişler alınır. Dikişler alındıktan gün sonra kişi iş hayatına rahatlıkla dönebilir. 

Göz çevresinde oluşan şişliklerin geçiş süresi kişiden kişiye değişiyor olsa da gün içerisinde kaybolur. Güneş ışığı, rüzgar gibi durumlar birkaç hafta gözleri rahatsız hissettirebilir. 

Göz Kapağı Ameliyatı Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?

Göz kapağı ameliyatı sonrası dönemde kişinin dikkat etmesi gereken unsurlar bulunur. Ancak bu dönemde kişinin dikkat etmesi gereken durum sayısı diğer birçok operasyona göre daha az şekildedir.

Operasyonu takip eden günlerde ilk zamanlar kişinin göz bölgesinde şişlik oluşması normaldir. Kişi bu şişliğin miktarını arttırabilecek her türlü uygulamadan kaçınması oldukça önemlidir.

Operasyon sonrası dönemde;

  • Göze soğuk kompres uygulanması, buz konulması iyileşme sürecinin kısalması bakımından oldukça yararlı olacaktır. Bu uygulama hem şişliğin hem de morluğun azalmasına yardımcı olur.
  • Kişi ödem attıran uygulamalar yapabilir. Ödem atmak için çok fazla abartmadan bitki çayı tüketebilir.
  • Bol miktarda su içilmelidir.
  • Dengeli ve düzenli beslenilmelidir.
  • Bu dönemde hekim tarafından kişide göz kuruluğunu önlemek adına ilaçlar olabilir. Bu ilaçlar suni göz yaşı özelliği taşımaktadır.
  • Suni göz yaşı damlasının belirtilen süre içerisinde mutlaka düzenli bir şekilde ve belirli saatlerde, belirtilen dozda alınması oldukça önemlidir.
  • Göz kesinlikle darbelerden korunmalıdır. 
  • Sigara içilmemelidir. Sigara dumanının göze kaçması ve operasyon bölgesinin dumana maruz kalması iyileşmeyi geciktirici bir etki gösterebilir.

S.S.S

Göz Kapağı Sarkması Nasıl – Neden Olur?

Beyinde yaşanan sinir damarlarındaki hasar – hastalık gibi sebeplerden biri ya da birçoğu göz kapaklarında yer alan kas sistemlerinin gevşemesine uygun zemin hazırlar. Bu etkilerin ilk tepkimesi göz kapağı düşüklüğüne neden olur. Göz kapağında yaşanan düşüklük durumu da; gözlerde ödem oluşmasına, tümoral rahatsızlıklara ve retinal sorunlara uygun zemini hazırlamış olur.

Göz Kapağı Operasyonundan Sonra Şişlikler Ne Zaman İyileşir?

7 – 14 gün içerisinde tüm şişlikler inecektir. Bu sürenin kısa tutulabilmesi için beslenme alışkanlıkları, alkol – sigara tüketimi, oksijenli ortamlarda bulunma – bulunmama, yaşlılık gibi etkiler seçicilik ifade eder.

Göz Kapağı Ameliyatı Devlet Tarafından Karşılanıyor mu?

Rahatsızlık, kaza, iş kazası gibi sebepler olmaksızın yapılan ameliyat ve estetik adımlar Devlet – SGK – SSK tarafından ödenmemektedir. Ancak hastalık, hastalıkların yan etkisi, yanık, travma gibi nedenlerden dolayı gerçekleştirilmişse karşılanmaktadır.

Göz Kapağı Düşüklüğünün – Sarkmalarının Sebepleri Nelerdir?

Düşüklüğün bir ya da birden fazla sebebi olabilir. Teşhis için ön muayene ve tetkik – tahliller yapılmaktadır. Ödem oluşması, enfeksiyon geçirmek, kas hastalıkları, tümöral koşulların gerçekleşmesi, kontakt lenslerin uygulanması ya da sağlıksız – hijyen kurallarına uyulmadan kullanılması, ilerleyen yaşa göre gelişen düşmeler, nörolojik sorunlar en çok rastlanan sebepler arasında yer almaktadır.

Göz Kapağı Düşüklüğü- Sarkması Kendi Kendine İyileşir mi?

Kas rahatsızlıkları yaşanması nedeni ile göz kapaklığı düşüklüğü meydana gelmiş ise hastalık için reçete edilecek ilaçlar kullanarak iyileştirilebilir. Ancak ne kas hastalıklarında ne de diğer nedenler dolayı ortaya çıkan göz kapağı düşüklükleri kendi kendine geçmez – iyileşmez. İlaç tedavisi, ameliyat ya da estetik gereklidir.

Referanslar

funduszeue.info

funduszeue.info

/tarafından Doç. Dr. Tayfun Türkaslan

OKÜLOPLASTİK CERRAHİ KAPAK ENFEKSİYONLARI (Kapak İltihabı)

Kapak Kenarı İltihabı (Blefarit): Göz kapaklarının sık görülen iki taraflı iltihabıdır. Kapakların kirpikleri içeren 2 mm’lik kenar kısmını tutar. Kapaklarda yanma, kaşınma ve batma hissine yol açar. Kirpik diplerinde kepeklenme, kızarıklık ve kapak kenarında kalınlaşma vardır. Ayrıca göz kapak kenarlarında ters kirpik (trikiazis) ve kirpiklerin dökülmesi (madarozis) gelişebilir. Ek olarak arpacık (hordeolum) ve şalazyon gelişimine neden olabilir. Tedavide en önemli husus göz kapağının temizliğidir. Kirpik dipleri bebek şampuanı ile yıkanmalıdır. Bir el havlusu yardımıyla kapaklar üzerine uygulanan sıcak pansuman, kepeklenme ve yağlı akıntıları gidermede oldukça faydalıdır. Bunlardan fayda alınamazsa antibakteriyel göz damlaları tedaviye eklenir.

Arpacık (Hordeolum): Kirpik diplerinin ve göz kapağında yağ salgılayan bezlerin (meibomius) küçük bir apsesidir. Belirtileri; kapak içinde veya kapak üzerinden öne doğru uzanan, hassas, kızarık, sivilceye benzeyen şişkinliktir. Çoğu vaka kendiliğinden iyileşir ya da iltihap kirpik diplerine yakın bir bölgeden dışarıya boşalır. En önemli adım sıcak pansumandır. Antibakteriyel göz damlaları tedaviye eklenebilir. Bazı vakalar ufak bir cerrahi işlemle tedavi gerektirebilir.

Kapak Bezinin Kisti (Şalazyon): Arpacıktan sonra gelişebilir veya kapak bezlerinin ağızlarının tıkanması ile yağ salgılarının bezin içinde birikmesi ile ortaya çıkar. Kapakta ağrısız, sert ve yuvarlak bir şişlik şeklinde görülür. Şişkinlik arpacıktan daha büyüktür. En sık uygulanan tedavi şekli cerrahidir. Bazı vakalarda şişliğin içine iğne ile iltihabın geçmesine yardımcı olan ilaç (steroid ) enjekte edilir.

Göz Uçuğu (Herpes Simpleks): Uçuk virüsü (Herpes Simpleks) deriyi tuttuğu gibi gözü ve göz kapaklarını da tutabilir. Genelikle tek taraflıdır. Yüzde kırmızı zemin üzerinde öbekler halinde, saydam, küçük, inci tanesi (vezikül) şeklinde gelişir. Hafif bir kapak şişkinliği olabilir. Veziküller yırtılır ve daha sonra kabuklanarak birkaç gün içinde iyileşir. Gözde ve bulunduğu deri çevresinde ağrıya sebep olur. Gözün ön tarafındaki kornea tabakasını tutabilir. Tedavide virüslere karşı etkili göz damlaları ve kremleri (asiklovir) kullanılır. Hijyen amaçlı olarak kabarcıklara temastan kaçınılmalıdır.

İmpetigo: Sıklıkla çocuklarda kötü hijyen koşulları veya travma nedeniyle ortaya çıkan kapak cildinin bakteriyel iltihabıdır. Yüzde ve kapak cildinde kızarık bir zemin üzerinde küçük kırmızı döküntü şeklinde başlar. Daha sonra döküntüler vezikül halini alır. Son aşamada bunlar patlayarak üzerileri altın sarısı kabukla örtülür. Tedavide antibiyotik içerikli merhemler kullanılır. Yaygın tutulum halinde ise ağızdan antibiyotik verilir.

Yılancık (Erizipel): Kızarıklık, ödem ve sertlik (endurasyon) ile karakterize olan cilt ve cilt altı dokusunun selülitidir. Kapağın tümünü tutabilen kızarık bir alan olarak başlar ve kısa zamanda sert ve ödemli bir görünüm kazanır. Ameliyat, travma sonrasında veya önceki enfeksiyon zemininde gelişebilir. Koyu kırmızı renkli, kabarık ve çevre dokulardan keskin sınırlarla ayrılmıştır. Ateş ve bitkinlik vardır. Tedavide ağızda penisilin verilir.

KAPAK DEFORMİTELERİ (ŞEKİL BOZUKLUKLARI)

Ektropion ( Kapak Kenarının Dışa Dönmesi): Senil, sikatrisyel ve paralitik tipleri mevcuttur.

Senil Ektropion: Yaşlı hastaların alt göz kapağını tutar. Alt kapakta yatay gevşeklik olduğundan yer çekimi etkisiyle alt göz kapağı dışa doğru döner. Kapak gözden uzaklaşmış olduğu için göz dış etkenlere daha kolay maruz kalır. Bu durumda göz enfeksiyonları, ağrı, ışığa aşırı duyarlılık, aşırı gözyaşı gelmesi (epifora) ve görme kaybı ortaya çıkabilir. Tedavisi cerrahidir.

Sikatrisyel Ektropion: Çeşitli travmalar, kapak enfeksiyonları ve geçirilmiş tümör cerrahisi sonucu cilt ve cilt altı dokusunda ölü, sert bir tabaka (skar) oluşur. Bu skar alt veya üst kapağın göz küresinden uzaklaşmasına neden olur. Kırmızı tenli, çillenme tarzında lezyonları olan ve cilt kanserine gelişimine yatkınlığı olan bireylerde daha sık görülür. Bu kişilerin ciltleri kuru ve gergindir. Bu kişilere koruyucu olarak güneş ışığını engelleyen losyonlar ve yağlı cilt kremleri kullanılmalıdır. Tedavi cerrahidir.

Paralitik Ektropion : Yüz sinirinin (fasiyal sinir) felci ile ortaya çıkar ve tek taraflı olarak görülür. Kapakların kapanması çok güçleşir. Sık aralıklarla gözyaşı damlaları ve jelleri kullanılır. Uykuda kapaklar açık kalıyorsa bantla kapatılır. Bu olgular göz hekimi tarafından izlenmeli, kendiliğinden iyileşmiyorsa cerrahi girişim uygulanmalıdır.

Entropion (Kapak Kenarının İçe Dönmesi): Kapak kenarı ve kirpikler korneaya temas ederek korneada zedelenmeye yol açar. Entropion alt ve üst kapakta görülebilir. Senil, sikatrisyel ve konjenital tipleri mevcuttur.

Senil Entropion: En sık görülen tiptir ve sadece alt kapağı tutar. Yaşlılığa bağlı olarak kapak ve göz küresi arkasındaki dokuların gevşemesi sonucu ortaya çıkar. Tedavisi cerrahidir.

Sikastrisyel Entropion: Hem alt hem üst kapağı tutabilir. Kimyasal yanıklar, blefarit ve çeşitli göz kapağı iltihapları sonucu ortaya çıkan ölü doku tabakasının (skar dokusu) göz kapağının iç yüzünü kısaltması ve buna bağlı olarak göz kapağını içe çekmesiyle ortaya çıkar. Tedavi cerrahi düzeltmedir.

Konjenital Entropion: Kapağın kenar kısmının doğuştan itibaren içe dönük olmasıdır. Bu durum çocuk büyüdükçe kendiliğinden düzelebilir. Kirpikler korneya değiyor, ışığa aşırı hassasiyet ve rahatsızlık hissine yola açıyorsa cerrahi tedaviye gidilebilir.

Trikiyazis (Kirpiklerin İçe Dönmesi) ve Distikiyazis (Yanlış Yerden Kirpik Çıkması): Normalde dışa dönük olması gereken kirpiklerin kapak kenarından göz küresine temas edecek şekilde içe dönmesi trikiyazis; normal kirpiklerin gerisinden ikinci bir sıra kirpik çıkması distikiyazis olarak adlandırılır. Her göz kırpışıyla rahatsız edici bir batma hissine neden olur. Tek ya da çift gözde görülebilir. Tedavide, kirpiğin bir forseps yardımıyla mekanik olarak çıkarılması (epilasyon), kirpik köklerinin derecede dondurup-eritme işlemiyle çalışan kriyoterapi veya kirpik köklerinin elektrik akımı ile tahrip eden elektroliz yöntemleri uygulanır. Bu tedavi yöntemleri ile geçmezse cerrahi tedavi yapılır.

Madurozis (Kirpiklerin Dökülmesi): Kirpik sayısında azalma veya bunun tümünün yok olmasıdır. Sebepleri arasında yanıklar, tümörler, tümörlere uygulana ışın tedavisi, sedef hastalığı (psöriazis), hipotiroidi, frengi hastalığı (sfiliz) yer almaktadır. Tedavisi sebebe göre yapılır.

Poliosis (Kaş ve Kirpiklerin Beyazlaşması): Kaş ve kirpiklerin vaktinden önce beyazlaşmasıdır.

Dermatoşalazis (Üst Göz Kapağı Derisi Bollaşması): Yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan ve genellikle çift taraflı görülen kapak cildindeki gevşemedir. Üst göz kapağı derisi kat kat bollaşıp kirpiklerin üzerine sarkarak görme alanının üst bölümünü örtebilir. Bu olgularda kapak ağırlaşmış olduğu için göz kapaklarını açık tutmak zorlaşır. Göz kapakları torba görünümü kazanmış, göz kapağı çizgileri kaybolmuştur. Tedavi cerrahidir ve eğer kişinin görmesinde, dış görünümünde sorun yaratıyorsa yapılır.

Blefaroşalazis (Kapak Ödemi): Daha çok genç bayanlarda ortaya çıkan, nedeni bilinmeyen üst göz kapaklarında birkaç gün içinde kendiliğinden ortadan kalkan ağrısız tekrarlayıcı ödem ataklarıyla karakterize nadir bir klinik durumdur. Tekrarlayan ataklar sonucunda kapak cildi incelir ve kırışır. Ataklar kesildikten sonra cerrahi tedavi gerekebilir.

Esansiyel Blefarospazm: Göz küresi çevresindeki kasın (orbikülaris kası) istemsiz kasılmaları söz konusudur. 50 yaşın üzerinde ortaya çıkar ve her iki gözde de görülebilir. Kasılmalar ilerleyici olup kapaklarda spazmlara ve buna bağlı olarak görme güçlüğüne yol açabilir. İleri dönemlerde göz kapakları açılamadığı için hastalar çalışamaz hatta kendi işlerini göremez hale gelirler. Tedavide ilk seçenek orbikülaris kasına botulinum toksini (botox) enjeksiyonudur. Toksinin her ayda bir tekrarlanması gereklidir. Toksinden yararlanamayan olgulara cerrahi müdahale gerekebilir.

PTOZİS (Göz Kapağı Düşüklüğü): Üst göz kapağının normal seviyesinden daha aşağıda olmasıdır. Bir veya iki kapakta görülebilir. 4 tipi vardır. Miyojenik, nörojenik, mekanik, aponevrotik.

Miyojenik Ptozis: Üst göz kapağını açmaya yarayan kasın (levator kası) doğumsal veya sonradan ortaya çıkan bozukluğuna bağlıdır. Aşağı bakışta bu kas gevşeyemediği için kapak aralığı açık kalır. Üst kapaktaki deri katlantısı silinmiş veya kaybolmuştur. Doğumsal miyojenik ptozise şaşılık, göz tembelliği (ambliyopi) ve göz kırma kusurları (hipermetropi veya miyopi) eşlik edebilir.

Nörojenik Ptozis: Doğumsal veya sonradan ortaya çıkan bir sinir iletim bozukluğu sonucu ortaya çıkan ptozistir. En sık görüleni okülomotor sinir felci sonucu gelişenidir. Bu sinir felci doğumsal veya sonradan ortaya çıkmış olabilir. Bu sinir felci sonucu göz küresini hareket ettiren kaslarda felç gelişir ve şaşılık ortaya çıkar. Bu sinirin fonksiyonu kendiliğinden düzelebileceği için cerrahi girişim kararı verilmeden önce 6 ay beklenmeli ve önce şaşılık düzeltilmelidir.

Mekanik Ptozis: Dermatoşalazis, büyük göz kapağı tümörleri (örneğin nörofibrom) ve ağır göz kapağı ödemi gibi göz kapağı hareketliliğini zayıflatan rahatsızlıklar sonucu oluşabilir.

Aponevrotik Ptozis: Normal üst göz kapağını açan kasın (levator kası) üst göz kapağına tutunduğu parçasının (aponevrozun) zayıflaması sonucu ortaya çıkar. Bu zayıflık hafif bir ayrışma veya yapışma bozukluğu olabileceği gibi yaygın bir ayrışma neticesinde ortaya çıkabilir. Sebepleri arasında yaşlılık (yaşa bağlı kasın dejeneratif değişikliği) ve travma yer alabilir.

Tedavide ptozise neden olan etken göz önüne alınarak en uygun cerrahi yöntem uygulanır. (Levator kasının kısaltılarak üst göz kapağı yukarı kaldırılması veya askılama yöntemi )

KAPAK TÜMÖRLERİ

İyi Huylu (Selim) Kapak Tümörleri :

Viral Siğil (Skuamöz Hücreli Papillom): Genellikle erişkinlerde en sık görülen kapak tümörüdür. Ağaç çileğini andıran bir satha sahip saplı veya geniş tabanlı bir lezyondur. Tedavisi cerrahidir.

Seboreik Keratoz (Bazal Hücreli Papillom): Yaşlı bireylerin yüz ve göz kapaklarında kabarık, deri üzerine yapıştırılmış gibi duran, keskin sınırlı, bazen tüm kapağı tutabilen ve aşırı yağlanma gösteren bir lezyondur. Tedavisi cerrahi olarak çıkarılmasıdır.

Aktinik Keratoz (Senil Keratoz): Deri yüzeyinden kabarık olmayan kuru kabuksu bir lezyondur. Tipik olarak aşırı güneş ışığına maruz kalmış, yaşlı, açık tenli bireyleri etkiler. Bir kısmı kötü huylu tümöre dönüşebilir.

Ben (Nevüs): Genellikle kapağın kenar kısmında yer alır. Renkli bir hal alma eğilimindedir. Hızlı bir büyüme olursa kötü huylu tümörden şüphelenilmelidir.

Keratoakantom: Göz kapağında nadiren görünür. Selim olmasına rağmen hızlı büyüyen tümör genellikle diğer yönleriyle sağlıklı bireylerde meydana gelir. Böbrek naklini takiben immünosüpressif tedavi görmekte olan hastalarda beklendiğinden daha sık bir şekilde görülür. Ortaya çıkış sırası; birkaç gün zarfında büyüklüğünün 2 yada 3 misline ulaşabilen pembe renkli bir kabartı (papül) , cm çapına ulaştıktan sonra genellikle büyümesi durur. ay boyunca sabit kalır ve daha sonra kendiliğinden geriler. Gerileme dönemi esnasında lezyonun merkezi kısmi keratinle dolu bir krater şekline dönüşür.

Ksantelazma: Genellikle yaşlı hastalarda veya kolesterolü yüksek olanlarda bulunan (hiperkolesterolemi) sık görülen ve sıklıkla her iki gözde ortaya çıkan lezyonlardır. Genellikle göz kapaklarının iç taraflarında yerleşmiş bulunan, kolesterol ve yağ içeren, sarı renkte, cilt altı lezyonlardır. Tedavi kozmetik sebeplerden dolayı yapılır.

Kapiller Hemanjiom: Kapakların en sık görülen doğumsal, damarsal tümörüdür. Genişlemiş ve birbirleriyle birleşmiş (anastomoz yapmış) damarsal boşluklardan oluşur. Genellikle bir yaşına kadar hızla büyürler. Ve daha sonraki içinde kendiliğinden gerilerler. Kırmızı renkte kabarık lezyondur. Büyük olan ve üst kapağı tutanları tembelliğe (ambliyopi) yol açabilir. Bu olgularda lezyon içine steroid enjeksiyonu yapılır.

Normal Göz Kapiller Hemanjiom Molluskum Kontagiosum: Derinin yüzey tabakasının (epidermis) viral (pox virüs) enfeksiyonudur. Lezyonlar mum damlası şeklinde kabarık yapıdadır ve merkezlerinde bir çukurluk vardır.

Kötü Huylu (Malign) Kapak Tümörleri: Bazal hücreli ve yassı hücreli kanser en sık görülen kapak tümörleridir. Açık tenli, uzun süreli güneşe maruz kalan ve ileri yaş grubunda bulunan bireylerde bulunma riski daha fazladır.

Bazal Hücreli Karsinom (BHK): Kötü huylu kapak tümörlerinin %95 ini oluşturur. En sık alt kapağı ve iç bölgeyi tutar. Yavaş ve ağrısız büyüme gösterir. Yayılmamasına rağmen bulunduğu yerin derinliklerine kadar uzanabilir. Tedavi edilmeyen tümörler göz küresini tahrip edip beyne kadar uzanabilir. Bu lezyonlardan parça alınmalı (biyopsi) ve tanısı konulduktan sonra cerrahi, radyoterapi ve krioterapi seçeneklerinden biri tercih edilmelidir. İdeali cerrahi tedavidir.

Normal Göz Malign Karsinomlu Göz Yassı Hücreli Kanser: Bazal hücreli kansere göre 40 kez daha seyrek olup daha çok üst kapağı tutar. Kendiliğinden ortaya çıkabileceği gibi aktinik keratoz ve keratoakantoma zemininden gelişebilir. Yüzeyi sert bir kabukla örtülü kabarık lezyonlardır. Daha sonra kabuğun altında ülserasyon ortaya çıkar ve lezyon kenarları kabarıktır. Tedavi edilmediği takdirde bezelere (lenf düğümleri) yayılır. Vücudun her tarafına yayılma olasılığı vardır. Bazal hücreli kansere göre daha agresif seyreder. Tedavisi cerrahidir.

Malign Melanom: Kapağı tutan malign melanomlar nadir görülür. Öldürücü potansiyele sahip tümörlerdir. Cilt melanomlarında renk değişikliği teşhis koydurucu özelliği teşkil etse de kapak melanomlarının yarısı renksiz olup, bu durum teşhiste zorluklara yol açar.

Kaposi Sarkomu : Sıklıkla AIDS hastalarını etkileyen bir damarsal tümördür. Tümörün erken dönem belirtileri arasında pembe, kırmızı-menekşeden kahverengiye değişen ve yanlışlıkla cilt altı kanama (hematom) veya ben (nevüs) sanılan bir lezyondur. Büyük ve hızla büyüyen bir tümör ülsere olabildiği gibi kanayabilir de. Tedavisi radyoterapidir.

Sebase Gland Karsinomu (Sebase Bez Karsinomu): Sebase bez karsinoması göz kapağında meibomian veya Zeis adındaki bezinden kaynaklanır. Göz kapağı malign tümörlerinin %’ini oluşturur. Genellikle yavaş büyüyen, ağrısız, sarı renkli kitle görünümünde veya kapakta diffüz kalınlaşma ve kirpik kaybına neden olan bir kitle şeklindedir. Başlangıçta şalazyon veya kronik blefarokonjonktivit ile karışması nedeniyle doğru tanı ve uygun tedavi gecikir.

Esas olarak komşuluk yoluyla yayılır. Nüksleri(tekrar) sık görülür. Uzak organ tutulumu lenf ve kan yoluyla olur. Cerrahi tedavinin tek veya kriyoterapi ile beraber uygulanması en sık tercih edilen tedavi yöntemidir.

 

Kaş ve göz kapağı düşüklüğü nasıl toparlanır?

Göz çevresinde sıklıkla rastlanılan sorunlar üst göz kapağı ve kaş düşüklüğüdür. Bu duruma pitozis denir ve tedavi edilebilen bir hastalıktır.

Görme kayıplarına yol açar

Göz kapağı düşüklüğü sorunu toplumun yüzde 5’i etkilemektedir ve ileri ki yaşlarda daha sık karşılaşılır. Kaş ve göz kapağı düşüklüğü görme bozukluğuna yol açtığı için kişinin görme sağlığın tehdit ederek yaşam kalitesini düşürür. Birden fazla nedeni olabilen kaş ve göz kapağı düşüklüğünün genellikle karşılaşılan sebebi ise yaşın ilerlemesidir. Yaş ilerledikçe göz kapaklarını kaldıran ve gözün açık kalmasını sağlayan kaslar güçsüzleşir ve yer çekiminin de etkisiyle ağırlayarak düşmeye başlar. Kimi vakalarda ise göz kapağını açan kaslar doğuştan zayıf olabilir. Aynı durum kaş içinde geçerlidir. Zaman içerisinde kaşı sabit tutan kaslar güçsüzleşir ve kaş aşağıya düşer.

Kaş ve kapak düşüklüğü tek gözde görülebileceği gibi iki gözde de görülebilir. Bazı vakalarda belli belirsiz bir düşüklük yaşanırken bazı vakalarda sarkan kaş ya da göz kapağı göz bebeği seviyesine kadar inebilir. Bu ve benzeri durumlarda görme kısıtlanır ve kişi görme kayıpları yaşar.

Yaşanan sarkmalar ileri boyutta değil ise hastalar fark etmese bile beyin durumun farkına varır ve kapağı ya da kaşı yukarı kaldırmak için çaba sarf eder. Sıklıkla kitap okuyan, yazı yazan, bilgisayar kullanan kişiler gözlerinde ağırlık hissederler. Bu ağırlığını sebebi ise mevcut sarkmalardır.

Kaş dokusu oldukça yumuşaktır ve zaman içerisinde zayıflar. Zayıflayan kaşlar kişide yorgun görüntüye sebep olabilir. Görünüm haricinde görme açısından da kişiye rahatsızlık verir.

Tedavi seçeneği cerrahi yöntemlerdir

Kaş ve göz kapağı düşüklüğü tedavisinde tercih edilen yöntemler cerrahidir. Genel anestezi ile yapılan ameliyatlarda cilt kıvrımları kesi yeri olarak belirlenir.  Kesi alanından derine inilerek göz kapağı kaldırılır ve ilgili kas güçlendirilir. Kişiden kişiye değişmekle beraber yaklaşık 1 saat süren ameliyattan sonrası gerekli kontrollerin ardından kişi taburcu edilir. Göz kapatmaya gerek duyulmadan kişi gündelik hayatına kolaylıkla geri dönebilir. Hafif şişlik, morluk görülebilir bu belirtiler oldukça normaldir. İşlemden 10 gün sonra dikişler alınarak iyileşme süreci tamamlanır.

Kaş kaldırma yöntemlerinde ise kişinin yüzüne uygun olan yöntem seçilmelidir. Bunun haricinde kaşın ne kadar kaldırılacağına da hekim ile beraber karar verilmesi gerekir. Tercih edilen kaş kaldırma yöntemleri ise;

Germe yöntemi: Bu yöntem kalıcı bir yöntemdir. Genç ve orta yaşlı kişiler için tercih edilir. Lokal anestezi ile yapılır ve kaş üst kısımdan kesiler yukarıya konumlandırılır.

İp yöntemi: İp yönteminde iyileşme süreci oldukça kısadır. Bu yöntemde saç çizgisinden mikro cihazlarla girilerek kaşlar askılanarak yukarı taşınır.

Kaş kaldırma operasyonlarında sonra belirli aralıklar ile kontrol gereklidir. Bir süre mimik yapılmaması ve kaşın yerine oturması beklenir.

Yapılacak operasyonlar için mutlaka konusunda uzman hekimler seçilmelidir. Yanlış yapılan uygulamalar sonucu göz kapağı şeklinin bozulması, görme bozuklukları, göz kapağının kapanmaması ve benzeri sorunlar yaşanabilir.

Dermatoloji Uzmanı Dr. Nezih Karaca

funduszeue.info

Göz Hastalıkları ve Sağlığı Uzmanı

Gözkapağında sarkmalar en çok nerede oluyor?

Göz çevresinde en sık gördüğümüz problemlerden biri üst gözkapağında. Bize hastalarımızın en çok başvurma nedenlerinden biri üst kapaklarında sarkma ve kapakların kirpiğe temas etmesi nedeniyle kadınlarda makyaj hattının bozulması, erkeklerde ise çalışma ve okuma sırasında gözlerde çabuk yorulma diyebiliriz. Üst kapağa baktığımızda, gözkapağı cildinin, zamanın yaptığı diğer izler gibi, yerçekimi nedeniyle aşağı doğru sarkma gösterdiğini görüyoruz. Bazı durumlarda bu sarkmalara üst yağ dokusu fıtıklaşmaları da eşlik edebiliyor.

 

Gözkapağında sarkmalar ne gibi sıkıntılara yol açar?

Sarkan kapakların gözü kapatmasını engellemeye çalışan hastalarımızın alın kaslarını gereksiz yere kullandıklarını ve kaşlarını kaldırarak üst kapakların ağırlıklarını gidermeye çalıştıklarını görüyoruz. Alın kaslarının bu şekilde gereksiz kullanımı hem hızlı bir yorgunluk yaratarak okuma-çalışma süresinin kısalmasına neden oluyor, hem de kaşların fazla kalkmasıyla kişide bazen tuhaf bir hayret ifadesi oluşabiliyor. Ayrıca kaşların devamlı kaldırılmaya çalışılmasıyla, alın kaslarında enine çizgilenmeler ve bunun sonucunda derin kırışıklıklar ve yaşından ileri ve yorgun bir görüntü oluşabiliyor.

 

Üst kapak düşüklüğünü taklit eden durumlar olabilir mi?

Bazı durumlarda ise üst kapak düşüklüğünü taklit eden kaş düşüklüğü görüyoruz. Kapaklar aslında normal hattında olduğu halde, kaş hattı aşağıya düştüğü için yalancı bir kapak düşüklüğü görünümü oluşabiliyor. Ya da kapak düşüklüğü bir miktar kaş düşüklüğü ile birlikte seyredebiliyor. Bu durumda teşhisin doğru konulması ve hangisinden ne kadar olduğunun ayırdedilmesi çok önemli.

 

Alt kapaklardaki problemler nelerdir?

Alt göz kapağına geldiğimizde, burada yağ dokusu torbalanmaları, ciltte sarkmalar görebiliyoruz. Alt kapaktaki yağ dokusu fıtıklaşmaları nedeniyle zaman içinde gözyaşı oluğu dediğimiz yanak ve göz arasındaki oluğunun derinleşmesi söz konusu olabiliyor. Bunlar daha çok orta yaş grubunun sıkıntıları. Genellikle daha yaşlı hastalarda alt kapaklarda gevşeme ve buna bağlı kapağın içe veya dışa dönmesi de olaya eşlik edebiliyor. Bu durum hastaların gözlerinde sulanma-batma, yanma ve kızarıklıklara, gözün beyazının fazla görünmesine bağlı kötü bir görüntüye, kirpiklerin gözde korneayı çizmesi nedeniyle enfeksiyonlara kadar giden bir dizi sıkıntıya sebep olabiliyor.

 

Ameliyat öncesi dikkat etmem gereken şeyler var mı?

Hastalarımızın ameliyat öncesinde, eğer varsa, kan sulandırıcı ilaçları 1 hafta kadar önce doktorlarına danışarak kesmeleri, hem ameliyat sırasındaki kanamayı azaltma açısından, hem de ameliyat sonrası ödem ve morlukların azalması açısından önemli. Yoksa ameliyat sonrası yara dudaklarından sızan kan ödemi ve morlukları artırma yönünde çalışacaktır.

 

Ameliyat sonrası eve gidince ne yapmalıyım?

Biz ameliyatın ilk günü kendilerine özellikle buz uygulaması yapmalarını ve başları biraz yüksekte uyumalarını tavsiye ediyoruz. Ameliyatlı alanlara su değmemesi gerekmektedir. Bu yüzden duş alınırken göz çevresindeki ameliyatlı alanın korunması gerekmektedir. Mümkünse saçların göz çevresine su değmeyecek şekilde kuaförde yıkatılmasını öneriyoruz. Vücudun yıkanmasıyla ilgili bir sıkıntı yoktur.

 

Ne zaman işimin başına dönebilirim?

Hastalarımızın dikişlerini 7. günde alıyoruz, genellikle pek çok hastamız birinci haftanın sonunda işbaşı yapabiliyorlar.

 

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası