esir şehrin insanları kemal tahir konusu / Esir Şehrin İnsanları – Kemal Tahir Eser Özeti

Esir Şehrin Insanları Kemal Tahir Konusu

esir şehrin insanları kemal tahir konusu

Esir Şehrin İnsanları &#; Kemal Tahir Eser Özeti

Sizlere bu yazımızda Esir Şehrin İnsanları &#; Kemal Tahir Eser eser özeti hakkında bilgi vereceğiz. Eserin özeti, konusu, ana karakterleri hakkında merak ettiğiniz bir çok sorunun cevabını yazımızda bulabilirsiniz&#;

Esir Şehrin İnsanları &#; Kemal Tahir

ROMANIN KONUSU:

1. Dünya Savaşı’ndan yenilgiyle ayrılmış olan Osmanlı İmparatorluğu’nun kalıntıları arasında verilen “Kurtuluş Mücadelesini” ve Anadolu’nun bağrındaki bu mücadeleye İstanbul halkı ile aydınlarının bakış açılarını ilginç tiplemeler aracılığıyla işler.

ROMANIN ANA KARAKTERLERİ:

Kâmil Bey:Abdülhamid dönemi paşalarından Selim Paşa’nın oğludur. Batılı tarzda bir eğitim almıştır. Hayatının büyük bölümünü batılı ülkelerde geçirmiştir. Osmanlı toplumuyla ilgili fazlaca bir bilgiye sahip değildir.

Nermin:Kâmil Bey’in eşidir. Nermin de paşa çocuğudur. Batı kültürüne vâkıftır. O da ülkesiyle ilgili fazlaca bir bilgiye sahip değildir. Zenginliğe önem verir.

Nedime Hanım:Millî Mücadeleye katkı sağlayan, cesaretli bir kadın kahramandır. Karadayı isimli gazeteyi çıkarır. Korkusuz bir kadın olarak dikkat çeker.

ÖZET:

Roman, İspanya’da yaşayan Kâmil Bey ve ailesinin ülkesine dönmesiyle başlar. Yıl, ’dır. Osmanlı Devleti, her geçen gün güç ve toprak kaybetmektedir. Kâmil Bey de Batıda bulunduğu dönemde ekonomik sıkıntılar yaşadığı için, İstanbul’a, bazı emlaklarını satmak için gelmektedir. Kâmil Bey, eşi Nermin Hanım ve kızı Ayşe, Batı kültürünü çok iyi bilmelerine rağmen kendi kültürlerine fazlaca önem vermezler.

İstanbul’a gelen Kâmil Bey, Bağlarbaşı’nda babasından kalma köşkü onartarak oraya yerleşir. Bir yandan da yine babasından kalma mülklerle ilgili işleri takip eder. Bu esnada Galatasaray Lisesi’nden arkadaşı Ahmet’le karşılaşır. Arkadaşı, Kâmil Beyden kendilerine yardım etmesini rica eder. Kâmil Bey, Nedime Hanım’ın çıkardığı Karadayı gazetesinde çalışmaya başlar. Anadolu’daki Millî Mücadeleye destek veren Nedime Hanım ve arkadaşları Karadayı gazetesi vasıtasıyla Anadolu’yla haberleşmektedirler. Bu işleri yaparken Kâmil Bey, yavaş yavaş, ülkesiyle ilgili meselelerle ilgilenmeye başlar.

Düşman güçlerinin Anadolu’daki askerlere saldırı planlarını ele geçiren Nedime Hanım ve arkadaşları bunu Anadolu’ya ulaştırmaya çalışırlar. Bu işi, Kâmil Bey üstüne alır. Ancak Kâmil Bey, bu planları bir sandık içinde gemiye verirken yakalanır. Çünkü Nedime Hanım’a yardım ediyor gözüken Niyazi, İstanbul hükümetinin ve işgal kuvvetlerinin ajanlığını yapmaktadır. Kâmil Bey’i de o haber vermiştir.

Kâmil Bey, tutuklandıktan sonra birçok kere sorguya çekilir. Paşa oğlu olduğu için kendisine ceza vermeyeceklerini ancak Nedime Hanım’ın yaptıklarını anlatmasını isterler. Kâmil Bey de Millî Mücadeleye destek veren bir kadını ele vermenin büyük bir alçaklık olacağını düşünür ve Nedime Hanım’ ı ele verecek hiçbir şey anlatmaz. Bu esnada Nermin ve ailenin diğer üyeleri Kâmil Bey’in tutuklandığını duyunca büyük bir şaşkınlık yaşarlar. Ancak Kâmil Bey, sorumsuz bir aydın olmaktan, sorumlu bir aydın olmaya doğru değişim yaşadığı için kendisine yöneltilen eleştirileri fazlaca önemsemez. İstanbul Hükümeti tarafından kendisine Roma elçiliğinde bir iş teklif edilmesine rağmen, Nedime Hanım’ı ele vermemek için kabul etmez.

Türk Edebiyatı Eser Özetleri

Esir Şehrin İnsanları - Kemal Tahir, Esir Şehrin İnsanları - Kemal Tahir Eser Özeti

Esir Şehrin İnsanları - Kitap &#;zeti Oku, Konusu, Karakterleri Ve Sayfa Sayısı

Son Dakika Haberler

EğitimEsir Şehrin İnsanları - Kitap &#;zeti Oku, Konusu, Karakterleri Ve Sayfa Sayısı

-

Esir Şehrin İnsanları Kitap Özeti ve Kahramanları

Esir Şehrin İnsanları Kitap Özeti ve Kahramanları

 

İspanya’da yaşayan ve babası Selim Paşa’dan kalan mülkleri satmak için İstanbul’a gelen Kamil Bey, ailesiyle birlikte İstanbul’a yerleşir. Babasından kalan bir konakta yaşamaya başlarlar. Eşi Nermin Hanım ve kızı Ayşe ile Milli Mücadele yıllarının ortasında kalır.

 

Nedime Hanım’ın çıkartarak Milli Mücadele’ye destek verdiği Karadayı Gazetesi’nde çalışmaya başlar. Bu sırada Galatasaray Lisesi’nde Ahmet diye bir arkadaşıyla karşılaşır. Ahmet sayesinde Anadolu ile irtibatını güçlendirir.

 

Milli Mücadele’de yaşanan gelişmelerle yakından ilgilenmeye başlayan Kamil Bey, ülkesinden uzak kaldığı yıllardaki Batı hayranlığını bir kenara bırakarak ülkesi için bir şeyler yapmaya başlar. Bu arada gazetenin eline düşmana ait savaş ve saldırı planları geçer. Bunu yayınlamak isterler. Kamil Bey işi kimseye bırakmaz ve üstlenir.

 

Dost gibi görünen kişilerden yardım isteyince İstanbul Hükümeti’nin ajanları Kamil’e temas etmiştir. Kamil sorguya alınmıştır. Paşazade olduğu için hayatının teminat altında olduğu ihtar edilerek olayın arkasındaki isimleri vermesi istenmiştir.

 

Kamil Bey ne olursa olsun, olayın arkasındaki isimlerden bahsetmeyi doğru bulmaz ve bütün eziyetlere rağmen isim vermez. Eşi Nermin ve kızı Ayşe durumu öğrenince çok şaşırırlar. Milli Mücadele yılları böylece devam eder.

 

Kahramanlar

 

Kamil Bey: Selim Paşa’nın oğlu olarak batıda yetişmiş ve batı tasavvurunu olan bir kişidir.

 

Nermin Hanım: Kamil Bey’in eşidir. O’nun için önemli olan zenginliktir.

 

Ayşe: Kamil Bey’in kızıdır.

 

Nedime Hanım: Karadayı Gazetesi’nin sahibidir.

Esir Şehrin İnsanları

Profile Image for Evren.
March 25,
Kemal Tahir bu kitabında anlattığı dönemde ancak 9 yaşlarında bir çocuktu. Bu romanın, Mütareke yıllarını İstanbul'da "sahnenin dışında" geçiren babasıyla Kemal Tahir'in bir şahsi hesaplaşması olduğu evvelce iddia edilmiş midir bilmem ama babasının Milli Mücadele yıllarındaki yaşının aşağı yukarı bu kitabın kahramanı Kâmil Bey’le aynı olması gerekir. Nitekim bir anda kendini kurtuluş mücadelesinin içinde bulan Kâmil Bey’e şöyle söyletir bir yerde: “Sonraları Ayşe’nin yüzüne nasıl bakardım. Bütün Ayşelerin yüzüne? ‘Babacığım, Kurtuluş Harbi sırasında siz nerede bulunuyordunuz?’ diye sorsa… İnsanlık, vatandaşlık ve babalık şerefimin lekelendiğini hiç fark etmeyebilirdim.” (s) Ne de olsa Kemal Tahir’in Abdülhamid’e yaverlik etmiş ve Çanakkale’de savaşmış babası kurtuluş mücadelesini İstanbul’da pas geçmiştir. Ne olursa olsun Sigmund Freud'un da vurguladığı bir husus, Kral Oidipus, Hamlet, Karamazov Kardeşler gibi örneklerden de görüleceği üzere baba-oğul çekişmesinin büyük edebiyatın önemli bir kaynağı olduğudur.

Daha önce şuraya da çiziktirmiştim: Yakın tarihimizde birçok ilginç olaylara tanık olunan ve büyük değişimlerin habercisi olan zaman dilimleri az değil diye. Bunların en önemlilerinden biri de elbette Mütareke Dönemidir.

Esasen "ateşkes" anlamında "terk" kökünden gelen "Mütareke" bizim tarihimiz açısından aslında bir edebikelâm, "euphemism"dir. Bir diğer deyişle, söylenmeye dili varmayan şeyi insanın midesinin ve vicdanının kaldıracağı bir şekle sokmasıdır. Zira “mütareke" denen şey aslında İstanbul'un düşman işgali altına girmesinden başka bir şey değildir. Umumi vicdan ve efkar bu büyük "işgal" yumrusunu ancak "mütareke" kalıbında kursağından geçirebilmiş, o günden bugüne de şanına ve haysiyetine yakıştırmadığı bu kara dönemi millet bu şekilde adlandırmıştır.

Türk edebiyatında Sahnenin Dışındakiler (Ahmet Hamdi Tanpınar), Üç İstanbul (Mithat Cemal Kuntay) ve (yanlış hatırlamıyorsam) Kozmopolitler (Nahid Sırrı Örik) Mütareke İstanbulunu anlatan eserler arasında ilk aklıma gelenler. Bütün bu kitaplarda iki husus dikkat çeker: Savaş ve işgalle birlikte gelen fakirlik ve yıkım nedeniyle İstanbul'un değişen çehresi; yine aynı nedenin insan doğası üzerindeki bozucu/dejenere edici etkisi: “Yenik memleketlerde, af buyurun, patlamış bir lağım gibi alçaklığın nasıl orta yerde akıp gittiğini bilirsiniz.” (s) Ama bu dejenerasyon, Kâmil Bey gibi kendi kahramanlarını da üretecek mümbit bir ortam yaratır: “Yorulmayan, ağlamayan, ölmeyen olduktan sonra zaferin ne değeri kalır?” (s) İhanet olmadan sadakat nasıl bilinir? Üstüne üstlük Kâmil Bey, bir yandan tüm insanca düşüncelerini sahiplenen, bir yandan da kendini sürekli sorguya çekerek yaptığı fedakarlıkları Anadolu'da yapılan fedakarlıklarla tartan, bunun sonucunda hep borçlu çıkan samimi ve alçakgönüllü bir kahramandır. Yazarın özellikle Kâmil Bey'i kanlı, canlı bir kişilik olarak ortaya koyması hayranlık vericidir.

Kadın karakterler ise genellikle zayıf kalmaktadır. Kadın bir yandan erkekleşebildiği öte yandan kadınlığının alçakgönüllülükle kabul ettiği ölçüde dikkate alınmaya ve anlatılmaya değer hale geliyor. Öte yandan, bunun Kemal Tahir’in şahsi tercihi değil, dönemin ruhu olduğunu düşünüyorum. Yoksa Halide Edib sayılmazsa kadının milli mücadelede oynadığı rolün önemini daha iyi anlatan yazar var mıdır? Bir itiraf gibi kahramanını konuşturur: “‘Edebiyatımız neden böyle yavan?’ diye düşünürdüm. Meğer sebebi harem-selamlık belasıymış.” (s) Ancak bu kitapta öne çıkan, Türk kadınının özgürleşmesi veya Frenkçesiyle “émancipation”u. Batıda Birinci Dünya Savaşı sırasında kadınların üretime ve ekonomiye geniş katılımı nasıl meşhur “suffragette” gibi hareketleri yarattıysa, Anadolu kadınının Milli Mücadeleye katılımının da Türk kadınının özgürleşmesinin önünü açtığı iddiasıdır bu kitapta kaleme getirilen. Gerçekten de, Halide Edib ve Şükûfe Nihal önderliğinde meşhur Sultanahmet mitingleriyle şahlanışı ve Milli Mücadele’de Nene Hatunların, Kara Fatmaların katkıları sayesinde, kurtuluştan sonra kadınların bir “kılıç hakkı” olduğu düşüncesi kurucuların tamamınca paylaşılıyor gibidir. Verilmiş değil; tanınmış, alınmış, hak edilmiş bir hak!

Anadolu’da mücadele ne kadar fiziki ve maddiyse İstanbul’da o derece manevidir. Sahnenin dışında adeta kavganın büyüğü ümitsizliğe karşı verilmekte ve kaybedilmekte gibidir. Filhakika, son on yılı savaşlarda geçmiş ve nihayet yedi düvele kaybetmiş, Mondros’la mahvedilmiş bir milletin, işgal güçlerine hem de ordusu olmaksızın nasıl olup da kafa tuttuğu şaşırtıcıdır. Milletin de seçkininin de ümitsizliğe kapılması işten bile değildir. Ancak şartlar öyle seyretmektedir ki işgal altında ümitsizlik çoğu zaman sadece ataleti değil, ihaneti de beraberinde getirmektedir.

Kemal Tahir’in olay örgüsü özellikle çok başarılıdır. Anlatı dönemeçleri ve felsefi monologlar sürükleyici ve zengindir. Şartların mükemmelen elverdiği entrikayı üstat çok zekice zerk etmiştir hikayeye. Bununla beraber, zaman zaman kitabın Milli Mücadele döneminden ziyade sanki yazıldığı yılın (’ler) gündem ve söylemiyle fazla mı ilgili olduğunu, anakronik olma yanılgısına mı düştüğünü sorgulama ihtiyacı hissettiğimi de belirteyim.

Elbette Kemal Tahir’in sanat ve siyaset anlayışına değinmeden olmaz. Bir derdi vardır yazarın. Kahramanına şöyle söyletmektedir: “‘Sanat sanat için’ demek ‘Sanat kuvvetlinin emrinde’ demek…” Kemal Tahir’in kendine has, milliyetçi bir sol anlayışı vardır. Bu uğurda 15 yıl da hüküm giymiştir. (Eğer hüküm giyme nedeni, Vikipedi’de yazdığı gibi, bahriyeli kardeşine bir Sabahattin Ali kitabı vermek idiyse vay ki ne vay!) Bu anlayış, Türk’ün kendine has karakterini sosyalizmle buluşturmaya çalışır. Sol düşüncenin ana damarından kopan bu yaklaşım, toplumun yapısına bağlı olarak bir başka ve tehlikeli devrim tahayyülünü getirir: Köylü, küçük burjuva ve daha da dikkat çekicisi ordu eliyle devrim. “Asya Tipi Üretim Tarzı” modeliyle nüanslanan bu sol yaklaşım bir dönem Türkiye’de aralarında Tahir’in de olduğu bir grubun ilgisini çekmiştir. Bu düşüncede, Türk’ün karakterini belirleyen hususlar öne çıkar: Mesela komünizmin ortodoks yorumunda alt edilmesi gereken bir sömürü mekanizmasını yeniden üreten bir aygıt olan devlet, Kemal Tahir’de “ana” olur; yokluğu devrim değil, anarşidir. Aydınlara değil, milletin sezgilerine ve hikmetine dayanır ve güvenir. Sağ cenahta Kemal Tahir biraz da bu nedenle beğenilir; tabiri caizse “gidiş yolundan” artı puan verilir. Yine bu nedenle, sadece sosyalizmin “bilimsel” ve genel geçer olduğu iddiasındakiler değil, Türkiye’de sosyalist devrimi geciktirenin bizzat devlet olduğundan şekvacı Mehmet Ali Aybar gibi birçok başka türlü solcunun da eleştirilerini üzerine çekmiştir. Hatta iddia odur ki, Peyâm-ı Sabah yazarı Mehmet Barlas’ın evinde kalp krizi geçirmesine neden olan olay Mete Tunçay’ın kendisine “kitaplarının yasaklanması gerektiğini” söylemesidir.

Hülasa-i kelam, devamından da büyük keyif alacağım, bugüne dek ertelediğim için hayıflandığım bir okuma oldu.

Hamiş: İthaki'nin editörlüğü zayıf. Son iki yüz sayfayı hiç mi okumadınız? Dipnot numarası var; dipnotun kendisi yok. Mürettip ve imla hatasından geçilmiyor. Öyleyse sözü yazarımıza bırakalım. Bu kadar yanlışın aşağıdaki diyalogun olduğu kitapta geçmesi kaderin garip bir cilvesi değilse nedir:
"Gâvurlar binlerce sahifede bir tek yanlış yapmıyorlar. Buna ne dersiniz?"
"Gâvurlar parayı yanlışsız işten kazanır"

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.