mir osman nusaybin / Taif'te Müslüman Olan Nusaybin Cinleri - Mardin Haber Gazetesi

Mir Osman Nusaybin

mir osman nusaybin

Mardin Time

 İsimlerini anmak bile birçoğumuza ürperti verir. Öyle uluorta söylemekten sakınırız da üç harfliler der, konuyu çarçabuk kapatmaya yelteniriz. Neme lazım, iyi saatte olsunlar. Neden mi? Çarpılmaktan, tasalluttan korktuğumuzdan belki.

       Sayıca bizden hep fazla oldular. Biz insanlardan fersâh fersâh zaman önce yaratıldılar. Çok uzun ömürlüler, yüzlerce yıl yaşarlar. Bazen insan, bazen yılan, bazen de siyah bir kedi veya köpek şekline büründükleri söylenir. Kan, irin ve hayvan pisliği kokusunu o kadar severler ki kendilerinden geçerler. Sigara dumanı favorileridir, diyenler var. Mezarlıklar, harabe, ıssız izbe ve pis yerleri mekân tutarlar. Öz bakımını ihmal eden insanların kokusuna konarlar. Evlerde banyo ve tuvalet gibi pislik akıtılan yerleri mesken tutarlar.

       Biz onları görmeyiz, ancak onlar bizi görür. İsimleri bu yüzden cin’dir zaten. Çünkü cin kelimesinin lugat anlamı “örtülü ve gizli olandemek. Bunun karşıtı da biziz, yani ins(an). Görünmezlik bizlerle onlar arasındaki en görünür fark. Arapçanın azizliğine bakın ki bir görünmezliği, gizliliği işaret eden cünûn, cenîn, cinnet, cennet gibi pek çok kelime veya kavram, cin kelimesiyle ortak kökten. Atamız Adem’le secde krizinin tarafı İblis, her birimizin muhayyilesinde farklı korkunçlukta tasvir edilen ifrit, uykumuzun en tatlı yerine çöken karabasan, çocukluk masallarımızdan hatırladığımız kötü karakter pir’ebok, Farsçadan aldığımız peri ve dev hep bu cin taifesine verilen isimlerden. Bu arada, periler için, dişi cindir, diyenler de var.

       Yaradan, kainatta üç tür mahluk halk etmiş: Melek, insan ve cin. Her birinin hammaddesi farklı birbirinden. Melek, nur kısmından, insan toprak hamurundan, cinler ise nâr cinsinden, tıpkı İblis gibi. Kitâb-ı Kerim’in haber verdiğine göre yalın, dumansız ve şiddetli bir ateştir mayası cin taifesinin. Bizim gibi doğarlar, yaşarlar ve onların da canını Azrail alır. Evlenip çoluk çocuğa da karışırlar. Erkeği ve dişisi var, yiyip içerler bizim gibi. Bize nazaran çok güçlüler ve aşırı hızlı hareket etme özelliğine sahipler. Bundan dolayıdır ki Hz. Süleyman’a cinlerden oluşan güçlü bir ordu verilmiş.

       Tıpkı bizim gibi Cennete veya Cehenneme girecekler. Bir ruhları olduğu için şuur sahibidirler. Bir şuurları olduğu için de iyinin ve kötünün ayırdındalar. Bu da hesaba çekilecekleri anlamına gelir. Cin de olsa hesap gününden kaytarmak yok. Tabi buna bağlı olarak ademoğlu gibi mümin ve kafir olanı, iyi ve kötü olanı var bunların. Kötü olanları, insana cevr eder, baştan çıkarır. İyi olanları insana dost ve yardımcıdır.

       Cin taifesinin daha çok kötülüğe meyilli oldukları var sayılır. İnsanları kendilerine tâbi kılma, insanları baştan çıkarabilme özellikleri var. Bunu, insanların vücutlarına nüfuz ederek onlara vesvese verme yoluyla gerçekleştirirler. Hani uzak dursun da, iyisiyle mi yoksa kötüsüyle mi muhatap olacağımız biraz da bizim ne olduğumuzla alakalı. 

       Kuran’ın indiği Cahiliye ortamında cinlerin her şeyi bildiği, gelecekten haber verebildiklerine inanılırdı. Oysa Allah, kendi tekelinde olan gayb ilmini asla ve asla başkaları tarafından bilinemeyeceğini kesin olarak belirtmiştir.

***

       Nübüvvetin onuncu yılı olan yılıydı. Hz. Peygamber, en büyük koruyucusu amcası Ebu Talib ile saadet kaynağı ve göz nuru eşi Hatice’yi peş peşe yitirir. O yüzden Hüzün Yılı’ydı bu zamanlar. Üstelik müşrikler türlü ezâ ve cefâlarla akıl almaz eziyetlerde bulunuyorlardı. İslam daveti pek neşv ü nemâ bulmuyordu Mekke’de.

       Bir çıkış yolu bulmak, Mekke’de bulamadığı desteği sağlamak için tebliği Taif’e taşıyacaktı. O sıralar Taif, Mekke’yle her anlamda ciddi bir rekabet içindeydi. Taiflilerin davete olumlu cevap vermesi, İslam tebliği açısından yeni bir soluk olacaktı. Fakat Taifliler bu daveti hakaret olarak görecek, küçümseyeceklerdi. Bununla da yetinmeyecekler, şehrin dışına kadar ona hakaretler edecek, gözleri dönmüşçesine çocuklara ve kölelere taşlatacaklardı. Ayakları yara bere içinde kana bulanacak, sadık sahabesi Zeyd’in gövdesini siper etmesi de fayda sağlamayacaktı. Güç bela kendisini bir bağa atar. Bir müddet soluklanarak mecal bulur, yaralarını sarar. Tam bu sırada Cebrail görünür gönlü kırık Peygamber’e. Allah’ın mesajını getirmiştir. Mesaj çok nettir: Eğer dilerse Taif, içindekilerle beraber, iki dağ arasında pestil gibi sıkıştırılacak, zir u zeber edilecektir. Fakat âlemlere rahmet olarak gönderilmiş bir peygamber olarak, bunun olmasına asla rıza göstermeyecek, iman etmedikleri için Taif ahalisine üzülmekle yetinecekti.

       O sırada bağın kölesi Addas, yaralanmış ve gönlü keder içinde kırılmış Peygamber’e bir tabak üzüm getirir. Üzümlerden yerken aralarında geçen kısa sohbetin ardından Addas, Müslüman olur. Bu meşakkatli Taif yolculuğunun sonucunda bir kişi de olsa davete icabet etmişti. Ama daha da önemlisi, kulunu hiçbir surette darda koymayan Allah, elçisinin yolculuğunun gerçek meyvesini başka bir şekilde verecekti. Onun kudret hazinesi tükenmezdi zira. Resul’ün insanoğlu hakkında pek sonuç vermeyen daveti, cin taifesinin iman etmesiyle meyveye duracaktı. Böylece Resuli’s-sakaleyn olacaktı, yani hem insanların hem cinlerin peygamberi. İslâm’la tanışan ilk cin gürûhu olmak ise Nusaybin cinlerine nasip olacaktı.

       İslâm literatürüne “cin gecesi” olarak geçen hadiseye göre Hz. Peygamber, Taif’ten Mekke’ye döndüğünde vakit gece olmuştu. Bir müddet dinlenmek üzere varacağı yere bir gecelik mesafede bulunan Nahle denen yerde konaklar. Gece karanlığında namazı edâ ettikten sonra sesli bir şekilde Kuran okumaya başlar. O sırada oradan geçen Nusaybinli 7 cin, gecenin karanlığından süzülerek yayılan bu sese kulak kesilirler. Dinledikçe etkilenirler ve iman ederler. Böylece iman eden ilk cinler olarak İslâm tarihine geçerler. Nusaybin cinleri,  yola revan olup kavimlerinin olduğu Nusaybin’e varırlar ve kavimlerini İslâm’a davet ederler.

       Nusaybin cinlerinin Hz. Peygamber’le karşılaşarak iman etmeleri Ahkaf Suresi’nde şu şekilde geçer: Bir zamanlar cin topluluğundan bir grubu, Kur’an’ı dinlemek üzere sana doğru yönlendirmiştik. Yanına geldiklerinde “Susup dinleyin!” dediler, okuma sona erince de uyarıcılar olarak kendi topluluklarına döndüler.

***

       Nusaybinli cinlerin yaşadığına inanılan yer Gırnavaz Tepesi veya Gırnavaz Höyüğü olarak anılan bir yer. Buraya Cin Tepesi de denir. Gırnavaz, Kürtçedeki Gırê Newaz (Navaz’ın Tepesi) tamlamasının birleşik hâli olmalı. Nusaybin merkeze km. uzaklıkta, Suriye sınırına da çok yakın bir köydür Gırnavaz.

       Halkın inanışına göre, ruhsal ve bedensel yönden rahatsızlığı olan insanlar Gırnavaz’da şifa bulur. Kendisine kötü cinlerin musallat olduğuna inanılan insanları da buraya getirirler. Gırnavaz cinleri iyilerden oldukları için kötü olanlarla mücadele ederek kovar onları. Yalnız bu işin bir şartı var; şifa bulmak isteyen orada korku dolu bir gece geçirecektir.

       Gırnavaz cinleriyle şifa arayanlar çarşamba gününü özellikle tercih eder. Çarşambada ısrarın nedeni, Êzidilikten kalmış olmalı. Çarşamba, bu inanışta kutsal gün sayılır çünkü. Gırnavaz’ın ziyaretçileri sadece Müslümanlar değil, diğer inanışlardaki insanları da burada görmek mümkün. Bütün türbe ziyaretlerinin ortak ritüeli olan ağaçlara çaput bağlamak, üst üste 7 taş koymak gibi batıl hareketlere burada da rastlanır. İnsanların şifa bulmak için gecelediği yerde iki mezar var. Birisi Nusaybinli cinlerin reisi olduğu düşünülen Mir Osman, diğeri de hemen yanı başındaki kız kardeşi Zeyneb’in mezarı. Anlaşılan o ki, yeryüzünde kutsallık atfedilip insanlar tarafından ziyaret edilen tek cin mezarı Nusaybin’in Gırnavaz’ı.

       Gırnavaz’la ilgili çok ilginç, bir o kadar da ürperti veren bir anekdot var. Rivayet o ki, ’li yıllarda yine böyle tedavi için Gırnavaz’a gelen bazı insanlar yer altından kılıç şakırtıları ve insan bağırışları duymuşlar. Sonra nasıl olduysa, bu ciddiye alınır ve gerekli kazılar başlar. Duyulan sesler hayal ürünü değilmiş ki, kazılarda pek çok buluntuya ulaşılır. Çeşitli tabletler bulunur, 6 ila 7 bin yıllık Babil tabletleri. Tabletlerin üzerinde Gırnavaz Tepesi üzerinde tasvir edilmiş yarı insan, yarı hayvan cin figürleri vardır. Binlerce yıl önce burada koskocaman bir şehir kuruluymuş ve cinler ta o zamandan beri buradalarmış.

       Aslında Gırnavaz’daki kazılar bundan çok öncesinde de yapılmıştı. İlk araştırma, ’de A. T. Olmstead tarafından yapılmış. 70’lerde duyulan o kılıç şakırtıları üzerine yapılan çalışmalar ise Prof. Dr. Hayat Erkanal tarafından ’de başlatılmış. Ne yazık ki bu çalışmalar, ’de, hangi amaca hizmet ettiği bilinmeyen silahlı bir saldırının ardından sonlandırılmış. Bu saldırıda iki araştırmacı da hayatını kaybetmiş maalesef.

       Yapılan bu araştırmalarda; Gırnavaz’ın 6 bin yıllık bir geçmişinin olduğu, bir zamanlar Mittani Krallığı’nın başkenti olduğu, Hurriler, Asurlular, Abgar Krallığı ve Romalılar gibi daha pek çok medeniyetin yerleşim alanı olduğu ve bundan başka kesintisiz olarak binlerce yıllık kesintisiz bir yerleşim yeri olduğu ortaya konmuş. Bu veri ve bulgulara bakarak Nusaybin için söylenen “Mezopotamya’nın Miladı” ifadesinin ne kadar yerinde olduğunu söyleme mümkün.

Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi

Mardin Nusaybin Gırnavas Cin Tepesi (Mardini iyi bilen veya mardinli olanlar)

Merhaba Arkadaşlar,

İnanırsınız inanmassınız herkesin d&#;ş&#;nceleri kıymetli, şahsım adına ben bu konuları okuyup araştırıyorum lakin youtube'deki kurmaca kişilerin &#;ektiği videoları izlemiyorum. İnanıp inanmamak arasında bazen gidip geliyorum yaşım 28 &#;zellikle son zamanlarda denk geldiğim ve g&#;rd&#;ğ&#;m gırnavas denilen yerin pekte iyi bir ge&#;mişi olmamış gibi. Bazı hastaları 1 gece oraya bırakırlarmış şifa niyetine bu ne kadar doğrudur ? Orada tek başına akşam 1 gece kalınmaz diyenler var. &#;evreye hakim olan birisi konuyu desteklerse sevinirim ben ger&#;ek olduğuna pek inanamadım ama s&#;ylentileri sıralıyorum.

Not: Var olsalar bile kişi iradelerine karışabileceklerine ve zarar verebileceklerini d&#;ş&#;nmemekteyim.


Ayrıca bu tepede halk arasında cinlerin reisi olarak bilinen Mir Osmana ait olduğu s&#;ylenen bir t&#;rbe bulunmaktadır.

Gırnavas halk arasında ‘cinlerin başkenti’ olarak &#;n kazınmıştır. Gırnavas ile alakası var mıdır bilinmez ancak Nusaybin cinlerinden bir taifenin Taif d&#;n&#;ş&#;nde Resulullah aleyhisselatu vesselam’a iman ettikleri kaynaklarda ge&#;mektedir.

Resulullah aleyhisselatu vesselam Taif d&#;n&#;ş&#;, Nahle’de geceleyin kalıp namaz kıldığı sırada Nasibin cinlerinden 7 (yedi)si oradan ge&#;iyorlardı. Durdular. Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselam’ın okuduğu Kur’an’ı dinlediler. Hz. Peygamber (sav) namazı bitirince cinler iman edip dinlediklerini kabul ettiler. Kavimlerinin yanına inzar edici, uyarıcı olarak d&#;nd&#;ler.



< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi -PoseidoN- -- 24 Temmuz ; >







nusaybin cin tepesi

  • mardin'in nusaybin ilçesinin 5 kilometre dışında olan, yapılan arkeolojik kazılarda milattan önce 'li yıllara ait kalıntılar bulunan ve cinlerin yaşadığına inanılan gırnavaz höyüğü'ne, halk arasında verilen isim. anlatılanlara göre, zamanında çeşitli hastalıkları bulunan insanlar, bu tepede bir gece kalarak hastalıklarından kurtulurlarmış.

    hikayesini daha detaylı öğrenmek ve biraz ürpermek isteyen arkadaşlar için:
    tıkla

  • müslüman cin kabilesinin yaşadığı bölge.

    mübarek bir zât ve sehabedir. peygamber efendimiz s.a.v'ın mübarek kolların da, müslüman olmuştur. uzun kolları ve kısa boyu vardır. rivayete göre, mardinin nusaybin ilçesinde bulunan, cin tepesin de yaşamaktadır. ve cin tepesin de, 1 gece kalan, divane ise aklı yerine gelir, hastalığı var ise şifa bulurmuş. ordusu çok kalabalıktır.

    hazreti ebu yusuf'un reislik yaptığı kabilelerden, sadece biridir nusaybin kabilesi. 2 tane kendine benzeyen mübarek yardımcısı olduğu da, söylenir.

    hazreti muhammed s.a.v ile mescidde görüşüp müslüman olmuş bir zâttır. ve cin suresinin koruyucusu ve hadimidir. cin suresi hz ebu yusuf (mürreh) ve müslüman cinnilere inmiştir. zâtialîlerine ve mübarek ordusuna bin selam olsun

    funduszeue.info&#x;funduszeue.info

  • cin vardır ama anladığımız manada değildir.

    cin; gizlenmiş, üstü örtülü olan (mesela cennet'le aynı köktür) ve hatta yabancı insanlar, uzak diyarlardan gelen kişiler için de kullanılan bir kelimedir. yani cin öyle anlaşıldığı gibi sadece "peri gibi bir şey" anlamına da gelmemektedir.

    bugün de gözle göremediğimiz bir çok varlığa geçmişte cin deniyordu. mesela eğer mikroplardan bahsediyor olsaydık o dönem, cinlerden diyecektik.

    ya da ufo gibi, olması muhtemel dünya dışı canlılara ait objeleri anlamlandırmak için genel olarak kullanılan bir kelime gibi de düşünebiliriz. ufo denince herkesin aklına nasıl uzay gemisi geliyorsa kelimenin gerçek anlamının daraltılması yüzünden, cin kelimesi için de benzer bir durum yaşanmıştır.

  • ilk müslüman olan cinlerin yaşadığı , psikolojik ve fizyolojik engelli hastalara şifa olduğu iddia edilen şanlıurfa nusaybin'de bulunan tepe

    mardin&#x;in nusaybin ilçesinin 4 km kuzeyinde çağçağ vadisinin batısında yer alan bir höyük bulunan gırnavaz tepesi halk arasında cin tepesi olarak biliniyor. buradaki cinlerin psikolojik ve bedensel özürlü hastalara şifa verdiği söylenmektedir. bunun için ise o tepede 1 gece kalmak, uyumak gerektiğini söyler yerel halk.

    bazı youtuberlar burada videolar çekiyor , başlarına taş falan yağıyor ama gerçekliliği tartışılır.

  • bölge halkının inanışına göre cin tepesidir. en tehlikeli kabile olarak bilinir. bunun sebebi ise kabiledeki üyelerin kendilerini ateşler içinde yılan şeklinde göstermeleri olduğu söyleniyor.

  • uzun kolları, ince-cılız bacakları, uzun saçları olan müslüman cin kabilesinin yaşadığı yer.

    rivayete göre o tepeye giden kişiler bir gece orada uyurlarsa hastalıklarına şifa bulurlar.

    tehlikeli bir kabiledir.
    tarihe kazınmış oldukları belirtilir.
    peygamber efendimiz ile ilgili bir bağı var mıdır, yok mudur; bilmem.

    taif'te müslüman oldukları anlatılır.

    özet olarak:
    mardin'in nusaybin ilçesinin 4 km kuzeyinde çağçağ vadisinin batısında yer alan bir höyük bulunangırnavaz tepesihalk arasında cin tepesi olarak biliniyor. buradaki cinlerin psikolojik ve bedensel özürlü hastalara şifa verdiği söylenmektedir.

    exxen'de belgeseli de yer almaktadır. ilginçtir ki bu belgeseli izledikten sonra psikolojik olarak etkilendiğimi ve bilinçaltıma yansımasını rüya ile hissettim. bu yüzden rüyayı yöneterek olayın üstesinden gelmeye çalıştım.
    azek cinleri adında bir kabileden muhterem ile görüştüm. :):):):):) kalktım baktım, kimse yok abiciğim böyle bir adda. bilinçaltımı seveyim iki üç dakika ermiş gibi takıldım evde. :):)

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası