yasaklı meyve elma / yasak elma'nın seks olma ihtimali - ekşi sözlük

Yasaklı Meyve Elma

yasaklı meyve elma

YASAK AĞAÇ

YASAK AĞAÇ
Deneme/İnceleme/Eleştiri • YASAK AĞAÇ

Batı düşüncesinde elma, ya da yasak meyve diye tasavvur edilen, İslam düşüncesinde ise yasak ağaç kavramı ile karşılanan bir ilk günah teorisi bulunmakta. İnsanın bir günah yüzünden “Cennetten yeryüzüne düştüğü” ifadesi, felsefenin ve etiğin temel meselesi haline getirilmekte.

Kur’an’da “şeceretu’l huld” şeklinde geçen kavrama, müfessirler “yasak ağaç” şeklinde meal veriyor. Allah meleklere, “yeryüzünde bir halife yaratacağım” dediğinde, Melekler “Ya! Haliku’l Mülk! Biz seni överek takdis etmiyor muyuz. Hem biz seni böyle takdis ederken, kan dökücü birini mi yaratacaksın?” diyesi oluyorlar. Nihayet insan esmâe kullehâ hakkındaki bilgisini söyleyince, melekler boyun kırıyorlar. “Yüce Rabbimiz bizim senin öğrettiklerinden başka bilgimiz yoktur” diyorlar. İnsan bu, ona öyle şeyler öğretiliyor; varlık sırrına öyle nimetler bahşediliyor, Aziz ve Kerîm zül Celal’den öyle izzet ve ikram gösteriliyor ki; adam, meleklerin karşısında saygı duyduğu eşref-i mahlûkata dönüşüyor. Hani şu burnunu dikerek sokağa çıktığında beğenmediğin gariban, fıkara, miskin, iki yakası bir araya gelmez cebi delik adam var ya; işte o, kainattaki tüm melaikenin karşısında saf saf dizildiği gemi miçoları gibidir. Kozmosta yüzen bu seyyarenin kaptanı, işte o beğenmediğin eli nasırlı, göynü çileli, dili tevhid zikirli garibanın tekidir.

Adem kıssanın melaikelerin boyun kırmasına ait kısmından sonrasının anlatıldığı üç sûre var. Bu sûrelerdeki ayet bloklarını nakledeceğiz:

(Bakara 37): “Ey Adem! Eşin ve sen cennette kal, orada olanlardan istediğiniz yerden bol bol yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz, dedik. Şeytan orada ikisini de ayarttı, onları bulundukları yerden çıkarttı. Onlara ‘birbirinize düşman olarak inin, yeryüzünde bir müddet içip yerleşip geçineceksiniz’ dedik. Adem Rabbinden emirler aldı, onları yerine getirdi, Rabbi de bunun üzerine tövbesini kabul etti.”

(A’râf ): “Ey Adem! Sen ve eşin cennette kalın ve istediğiniz yerden yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz. Şeytan ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı: ‘Rabbinizin sizi bu ağaçtan men etmesi, melek olmanız veya burada temelli kalmanızı önlemek içindir. Doğrusu ben size öğüt verenlerdenim’ diye ikisine yemin etti. Böylece onların yanılmalarını sağladı. Ağaçtan tattıklannda kendilerinin ayıplarını gördüler. Cennnet yapraklarından onları örtmeye koyuldular. Rabbi onlara, ‘Ben sizi o ağaçtan men etmemiş miydim? Şeytanın size apaçık bir düşman olduğunu söylememiş miydim?’ diye seslendi. Her ikisi, ‘Rabbimiz kendimize yazık ettik, bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen biz kaybedenlerden oluruz’ dediler. ‘Birbirize düşman olarak inin, siz yeryüzünde bir müddet için yerleşip geçineceksiniz, orada yaşar, orada ölürsünüz, orada dirilirsiniz’ dedi."

(Tâhâ ): “Ant olsun ki, biz daha önce Adem’e ahd vermiştik, fakat unuttu, onu azimli bulmadık. Meleklere ‘Adem'e secde edin’ demiştik, İblisten başka hepsi secde etıniş, o çekinmişti. Ey Adem! Doğru bu, senin eşinin düşmanıdır, sakın cennetten çıkarmasın, yoksa bedbaht olursun. Doğrusu cennette ne acıkırsın, ne de çıplak kalırsın, orda ne susarsın ne de güneşin sıcağında kalırsın, dedik. Ama şeytan ona vesvese verip: ‘Ey Adem! Sana sonsuzluk ağacını ve sana çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi?’ dedi. Bunun üzeriine ikisi de o ağaçtan yedi, ayıpları görünüverdi. Cennet yapraklarıyla örtünmeye koyuldular. Adem Rabbine başkaldırdı. Rabbi yine de onu seçip doğru yolu gösterdi.”

“Şeceretu’l huld” kavramına Batı düşüncesi “yasak meyve” derken, İslam düşüncesinde “yasak ağaç” denilmektedir. Ancak gerçek bu şekilde de olmayabilir. Şecere; soy, mal- mülk anlamlarına da gelmektedir. Huld; uzun süreli, sürekli anlamlarını muhtevîdir. A’raf sûresi ayette “Rabbinizin seceretu’l huld’u yasaklaması” ifadesi, Şeytan’dan Adem ve Havva’ya yönelik bir fısıltıdır. Ayete meal verenler bu kavramı, yani  “şecere”yi “ağaç” diye çevirmişlerdir. Oysa başka manalar da verilmiştir.

Adem cennette mal- mülk edinerek orada sürekli kalma iradesi gösterdi. Çünkü Şeytan Adem’e bir “gelecek” vaad etmişti: “Rabbinizin sizi bu ağaçtan men etmesi, melek olmanız veya burada temelli kalmanızı önlemek içindir” (A’raf: 20). Bahçe (cennet) rahat bir yerdi. Huld; ebedî demektir. Cennette sürekli oturma iradesi gösterince, Allah onu yer’e indirmiştir. Dolayısıyla cennette “yasak meyve” ya da “yasak ağaç” mefhumundan bahsedilemeyebilir. Adem ve eşi, Allah ile ahidlerini unutarak cennette (bahçede) kalmayı ebedîleştirmek istemiş olabilirler. Taha Sûresi ’de de “Fe kulnâ yâ âdemu inne hâzâ aduvvun leke ve li zevcike fe lâ yuhricennekumâ minel cenneti fe teşkâ/ Bunun üzerine dedik: Ey Adem! Muhakkak ki bu (Şeytan), senin için ve zevcen için düşmandır. Sonra sakının, sizin ikinizi de cennetten çıkarmasın. O zaman şâkî olursunuz” der. Bazıları bu ayetteki “teşka” ibaresini “meşakkat” olarak telaffuz ettiler. Biz de evvelden bu yönde ve tek anlamda düşünmüştük. Hatta ilk günahı şöyle yorumluyorduk: “Allah’ın “arzda bir halife yaratacağım” beyanına dayanarak insan cennet için yaratılmadığından, insan “yasak ağaca” yönelmeseydi bile yeryüzüne indirilecekti. Ancak onun bu indirilişi hangi mahiyet ve şartlarda olacağı insanın malumu değildir.” Yani sanıyorduk ki, Allah Adem ve eşine “cennette durun eğer düşerseniz, meşakkat çekersiniz” demektedir. Oysa biz farklı bir ayette “insanın meşakkatten yaratıldığı” beyanını yakından bilmekteydik. Yahut insana “boş kaldığın zaman yorul” denildiğinin farkında idik. Demek ki murâd başkaydı; ne olabilir?

Son okumalarımızda durumun başka türlü yorumlanabileceğini de düşünmeye başladık. Adem’in yaratılış gayesi, kainatta hiçbir mahlûkatın yüklenmediği bir emaneti yüklenerek Allah’ın zatına mahsus esmasına ayna olmaktır. Yavrusu için fedakârlık yapan bir canlı görmek mümkündür belki ama “sevdiği şeylerden ahaliye infâk eden” bir canlıya rastlamak imkan dışıdır. Hangi karınca der ki Ağustos Böceğine, “Al kardaş, çalıştım kazandım, uzak diyarlardan taşıdım. Bak muhtaç ve naçar kalmışsan. Şu buğday danesini sevabıma sana vereyim de kışı çıkarıver.” Oysa bakıyorsun nebilere, salihlere, zengin adamlardan yüreği titreyenlere, hatta muhtaç olsa da kardaşını nefsinden üst tutan o mübarek fakirlere Karıncanın diyivermediğini demekle kalmıyor, eda ediyor. İşte bu îsar ahlâkıdır ve diplerde, halkın o görünmeyen sinesinde yaşamaktadır. Aziz’ul Vekil olanın Rahman isminin tecelligahıdır.

Adem bunun için yaratılmıştı. Yaratılış gayesi emaneti almaktı. Bu bir akit idi. Hatta dağlar, yer ve gök, vs. böyle bir emaneti kabul edememişti. Cennette bir imtihan başladı. Yukarıda da gördük ki, Allah Adem’i yeryüzüne indirileceği hususunda uyarmıştı. Bahçede (cennette) nimetler kendisine emaneten verilmişti. Uçsuz bucaksız bahçe, Adem’in zilyedine geçmişti. Ancak O, Şeytanın da iğvası ile bunları “mülk” edinme isteğine tutuldu. Ebedîleşme fikrine yakalandı. “Ebedîleşmeyi nereden çıkardın” dersen; “O ki malı toplayıp ve malının kendisini ebedîleştirdiğini sanarak onu tekrar tekrar saymaktadır” (Hümeze, 2- 3) denmiş değil miydi? Mal sahipliği ile “ebedîleşme” fikri koşut yürüyor. Yani Adem, mal sahibi olunca ölmeyi unuttu, sonsuzca yaşayacağı isteğine yakalandı. Zaten insan, insanlığın başlangıcında öyle bizim gibi 80 yıl yaşamakta da değildi. Yani, uzun bir yaşamı vardı. Bu uzun yaşamı “ebedî” imiş gibi tasavvur etmek, bilinç kaymasına uğramak çok kolaydı. İnsanın şâkîliği, malı kendininmiş gibi sahiplenmesindendi. İnsanın meşakkati ise, Allah’ı unutmasından kaynaklanmaktaydı. İnsan sa’y (emek) gösterecek ve malın zilyedi olduğu, onun üstünde hak sahiplerinin, gariban paylarının varlığını teslim edecekti.

Rahman, “mülk Allah’ındır” diyerek, Adem’e geçiciliğini hatırlattı. Onu, sahiplenmeci “cennet” tasavvurundan çıkardı. “Haydin bakalım, hubut” dedi. Adem’in cennetten çıkarılması, hubut kavramı ile ifade edilmiştir. Hubut, düşmek değil, “alçalmak” manasındadır. Yani “Sürçtün, esmayı zikrederken, Hayy diyesi iken, tökezledin; hadi bakalım Hu zikrine” denmiştir. Mesela, Hud sûresi Ayetinde: “Ey Nuh, Sana ve seninle birlikte olan ümmetlere bizden bir selametle ve bereketle (gemiden) in (Nûhuhbıt)” deniyor. Gemiden inmek, bir düşme değildir. Allah’ın tufân vesilesi ile Hâfız ismi ile tecelli eden korumasının kaldırıldığı ifade edilmiştir. Yani, artık tufân bitmiştir, sular durulmuştur; gemide seni korumak üzere verdiğimiz nimetin gerekçesi kalkmıştır, in: ihbit- hubut. Bu ayette Adem’in cennetten çıkarılışında zikredilen hubut’un tekrarlanması manidar. Zira iki peygamber de insanlığın atasıdır. Yeryüzüne karışın, çoğalın, şâkî olmayın ama meşakkat (meşguliyet) ve mahviyet ehli olun! Yine Bakara Ayetinde “şehre inin (ihbitu)” denmektedir. Musa, kavmine ihbitû mısran diye hitap ederken, “Ey kavmim Rabbiniz size menn ve selva takdim etmişken siz patlıcan, soğan, kabak, mercimek istiyorsunuz. Rabbiniz sizi varoluş gayenize mutabık olarak yetiştirmekte iken, siz keyfinize ve nefsinize yenildiniz. O halde Mısır’a dönün, zillet ve kölelik halinde yaşadığınız memlekete” demektedir. Demek ki ihbitû burada bir mertebe kaybıdır. Dolayısıyla “cennetten düşme” ya da “inme” kosmostan dünyaya atılma değil, Rabb nezdindeki makamı yitirme şeklinde de değerlendirilebilir. Böyle bir tasavvur ile insan, cennetten düşmemiş olur; hatta “yeryüzüne fırlatılmamış” olur. Çünkü zaten yeryüzündedir. İnsan başlangıçta sanırım Hristiyan kültürde ve Müslümanca düşüncede kabul edildiği üzere “cennette” yaşamamakta idi. Zira O, yeryüzünde halife olmak için yaratıldı. Bu nedenle hep “yeryüzünde” idi. Başka türlü kendisine nasıl “halifetu’l arz” denilecekti?

İnsan baştan beri dünya- içinde- varlık (In- der- Welt- sein) idi ise; buraya sonradan gelmiş değildi. Heidegger şuraya kadar haklıdır: “Dünya, Dasein olmayan bir varolanın belirlenimi olmayıp bizatihi Dasein’in bir karakteridir. Dasein, dünyaya düşkündür ve zaten onun için düşmüştür.” Ancak o, dünya- içinde- varlık olmadan önce var olduğu ve varoluşu nedeniyle meleklerin önünde boyun eğdiği bir varlık olduğu için kendine verilmiş bir tasarımdan neşet eder. Dünyada varolduğu için değil, kalubelada varolduğu için bizatihi vecibe içindedir.


Yasak meyve, insanların ilk yaratıldığında yasaklanmasına rağmen yedikleri meyvedir. Daha çok elma olarak bilinir; ancak İslam&#;da meyve olarak geçmemektedir. Daha çok, yapılan işin kötülüğüne (Tanrı&#;nın emrine isyan) dikkat çeken bir yaklaşım vardır.

Elma dinimizde neden yasak?

&#; Bu yasak, cennetin tenasül yeri olmadığına, bu yasak meyvenin içinde ise, başta cinsel dürtüler olmak üzere insanî duyguların ortaya çıkmasına yardımcı olan sırları barındırdığına, insanlık ailesinin devam etmesi için uygun bir zemin olan dünyaya yerleşmenin gereğine bir işaret sayılabilir.

Yasak Elma dizisi hikayesi nedir?

Zeynep ve Yıldız birbirinden farklı karakterlere sahip olan iki kardeştir. Birbirlerine çok düşkün olan kardeşlerden Yıldız&#;ın hayatı aldığı teklifle bambaşka bir hal alır. Zengin olmanın hayalini kuran genç kızın önüne büyük bir fırsat gelmiştir.

Yasak elma hikayesi gerçek mi?

Nesrin Cavadzade, Şevval Sam ve Eda Ece başrolünü paylaştığı Yasak Elma dizisi konusu meğerse gerçek bir hikayeden esinlenmiş Feryal Gülman ve Kemal Gülman evliliği boyunca ve boşanma süresince ilham alındığı dedikodusu üzerine bu diziye olan merak ve ilgi bir kat daha arttı.

Hz Âdem yasak elma nedir?

Daha çok elma olarak bilinir ve Hz. Adem ile Hz. Havva tarafından yenilmiştir. Yasaklı olmasına rağmen iblisin oyunuyla bu meyveyi yiyen Adem ile Havva Allah tarafından cennetten kovulup dünyaya gönderilmişlerdir.

Elma dinimizde neden yasak?

&#; Bu yasak, cennetin tenasül yeri olmadığına, bu yasak meyvenin içinde ise, başta cinsel dürtüler olmak üzere insanî duyguların ortaya çıkmasına yardımcı olan sırları barındırdığına, insanlık ailesinin devam etmesi için uygun bir zemin olan dünyaya yerleşmenin gereğine bir işaret sayılabilir.

Havva anamız nasıl yaratıldı?

Augustin, Havvâ&#;nın Âdem&#;in kaburga kemiğinden yaratılmasında sembolik bir değer görür. Buna göre Havvâ, erkeğin gücünden faydalanması istendiği için onun kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Erkekte ise alınan kaburga kemiğinin yerine ona kadın yumuşaklığını veren et konmuştur.

Hz Ademin boyu ne kadar?

Filler ortalama 3 ile 4 metre boyundadır ve ağırlıkları 4 ile 7 ton arasıdır. İslami kaynaklarda Adem&#;in boyunun 18 metre ve eninin de 10 metre olduğu söyleniyor. Aynı zamanda da ilk insan olduğu söyleniyor. Eğer ilk insan bu kadar büyükse ve biz onun soyundan geliyorsak evrimsel süreçte gittikçe küçülmüşüzdür.

Yasak Elma ender gerçekte kim?

Şevval Sam kimdir? 11 Kasım tarihinde İstanbul&#;da doğmuştur. Annesi şarkıcı Leman Sam, babası Selim Sam&#;dır. İlk ve ortaokulu Etiler&#;deki Hasan Ali Yücel İlkögretim Okulu&#;nda okumuştur.

Yasak Elma dizisi neden yasaklandı?

TVde yer alan habere göre, dizinin yapımcıları İstiklal Caddesi&#;nde meydana gelen ve 6 yurttaşımızın hayatını kaybettiği terör saldırısı nedeniyle dizinin yeni bölümünü yayınlamama kararı aldı. Yasak Elma dizisi önümüzdeki pazartesi yeni bölümleriyle ekranlarda olacak.

Yıldız Argun kimlerle evlendi?

Yıldız Yılmaz (Argun) Zenginlik uğruna Ender&#;in teklifini kabul eden Yıldız&#; Yıllar önce Kemal ile bir gün evli kalmış, Bir plan sonucu Halit ile evlenmiş ve Halit Can&#;ı doğurmuş.

Kuranda geçen yasak meyve nedir?

Yasak meyve, insanların ilk yaratıldığında yasaklanmasına rağmen yedikleri meyvedir. Daha çok elma olarak bilinir; ancak İslam&#;da meyve olarak geçmemektedir. Daha çok, yapılan işin kötülüğüne (Tanrı&#;nın emrine isyan) dikkat çeken bir yaklaşım vardır.

Yasak meyve cinsel ilişki mi?

Kadının Havva şahsında rûhsal olarak kötülenmesiyse “yasak meyve” etrafında sembolize edilir. Yasak meyveye herkes farklı bir anlam yüklemiştir, ama en çok kabul gören görüş “cinsellik”tir. Havva, yasak meyveyi yedikten sonra cinsellikle tanışmış ve kirlenmiş olarak yeryüzüne sürülmüştür Âdem&#;le birlikte.

Cennetteki yasak ağaç nedir?

mitolojiye göre cennette iki yasak ağaç vardır biri , bilgi ağacı diğeri ise hayat ağacıdır. havva ile adem&#;in dokunduğu ağaç bilgi ağacıdır . hayat ağacını ise havva ile adem &#;in bu hatasından sonra tanrı saklamıştır.

Hz Adem ve Havva yasak meyveyi yiyince ne oldu?

Hz. Havva Hz. Adem&#;e yasak meyveyi yedirdiği için, kadınlar hayız olduğu ve mirastan yarı pay aldığı söylenmektedir.

Hz Âdem neden ceza aldı?

Hadiste bildirildiğine göre: Hz. Musa (as), Hz. Adem (as)&#;e &#;&#;İnsanları işlediğin günah sebebiyle cennetten çıkardın.&#; suçlamasına, &#;Allah&#;ın beni yaratmadan önce hakkımda takdir etmiş olduğu bir iş konusunda mı beni yargılıyorsun?&#; cevabını vermiş&#;

Havva elmayı neden yedi?

İnsan psikolojisine göre yasaklanan bir hususa dikkat, merak ve ilgi artar. Bu durumu farkeden İblis usulca seafoodplus.info&#;e sokularak “Ey Âdem! Sana ebedîlik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?” Bunun üzerine seafoodplus.info ve Havva Allah&#;a itaatsizlik ederek meyveyi yediler.

Kuranda geçen yasak meyve nedir?

Yasak meyve, insanların ilk yaratıldığında yasaklanmasına rağmen yedikleri meyvedir. Daha çok elma olarak bilinir; ancak İslam&#;da meyve olarak geçmemektedir. Daha çok, yapılan işin kötülüğüne (Tanrı&#;nın emrine isyan) dikkat çeken bir yaklaşım vardır.

Yasak elma kuranda geçiyor mu?

Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz. “ (Araf Suresi, Ayet) Cenâb-ı Hak ağacı ve meyveyi yasaklama ile Hz. Adem ve Havva&#;nın meyveye karşı istek, arzu, merak duygularını tahrik etmiştir.

Hz Havva yasak meyveyi yemeseydi ne olurdu?

bu şekilde ise insanın ölümlü bir şekilde yaratılacağı ve kendisine biçilen belirli bir süre (ömür) kadar dünyada kalacağı belirlenmiştir. hayatta kalabilmesi ve ihtiyaçlarını giderebilmesi için yine topraktan geleceklere mahkum edilmiştir.

Cennette yasak meyveyi ilk kim yedi?

Daha en başından, ilk kadın tasviri; Havva Anamızın Cennet Bahçe&#;lerinde mutlu mesut gezerken, iblis yılanın sözüne kanıp, merakına yenik düşerek yasak meyveyi yemesi ve Âdem&#;e de yedirmesi ile başladı.

Elma dinimizde neden yasak?

&#; Bu yasak, cennetin tenasül yeri olmadığına, bu yasak meyvenin içinde ise, başta cinsel dürtüler olmak üzere insanî duyguların ortaya çıkmasına yardımcı olan sırları barındırdığına, insanlık ailesinin devam etmesi için uygun bir zemin olan dünyaya yerleşmenin gereğine bir işaret sayılabilir.

Ilk üreme nasıl oldu?

Kur&#;ân ve Sünnet temelli İslamî anlayışta topraktan yaratılan Hz. Âdem ve daha sonra ona eş olarak yaratılan Havvâ ilk insanlardır. Onların çocuklarından oluşan ilk nesil kendi aralarında evlendirilmiştir. Elimizdeki hadîs rivâyetleri ve geçmişten günümüze yapılan ayet tefsirleri de bu yöndedir.

Şeytan cennete nasıl girdi?

İblis onları saptırmak istediği vakit yılanın karnına yahut ağzına girdi. Yılan dört ayaklıydı ve Allah&#;ın yarattığı hayvanların en güzeliydi. Horasan devesine benziyordu. Yılan cennete girince İblis de onun karnında yahut ağzında cennete girdi.

Adem ile Havva kaç yaşında öldü?

&#;Adem soyunun öyküsü: Tanrı insanı yarattığında onu kendine benzer kıldı. Onları erkek ve dişi olarak yarattı. Yaratıldıkları gün onlara &#;İnsan&#; adını verdi. &#; Adem toplam yıl yaşadıktan sonra öldü.&#;

Havva anamız kaç doğum yaptı?

İlk insan olan Hz. Adem (a.s)&#;ın eşi olan Hz. Havva (a.s)&#;ın ikiz ve biri kız diğeri erkek olmak üzere yirmi batında toplamda 40 çocuk doğurduğu nakledilmektedir.

Kategoriler Tl
kaynağı değiştir]

En başa döndüğümüzde insanlığın Adem ve Havva&#;nın topraktan yaratılması ile başladığı kabul edilir. Aslında hikaye çok basit, iblis geliyor, yasak elma yeniyor ve insanlık ilk kez iradesizlikle sınanıp cennetten kovuluyor. Gerçi elma olduğu bile kesin değil, bu nedenle çoğu kaynakta cennetin kapılarını biz insanlara kapatan şeyin yasak olan ağaçta yetişen bir meyve olduğu söyleniyor.

Bazı kaynaklar Havva&#;nın cennet bahçelerinde masumca gezerken şeytanın oyununa gelip meyvenin tadına baktığını sonra da Ademe yedirdiğini söylüyor. Bu nedenle insanlık tarihindeki ilk kadın bile yaptığı hatayla, cinselliğin kapılarını aralamasıyla anılıyor.Ancak Musevilik ve Hristiyanlık gibi bazı inançlarda yer alan efsaneye göre Adem&#;in ilk karısı, yani yaratılan ilk kadın Havva değil, Lilith. Aslında bu yasak elmadan da öncesi, ilk kadının ilk adamın üstünlüğünü reddetmesi var.

İlk Kadın, İlk Eş, İlk İsyan: Lilith

Bazı inançlarda yer alan, bazılarında hiç anlatılmayan, tüm kötülüklerin ardına adı yazılan, İslam&#;da hiç yeri olmasa da çoğu inanışta kabul gören bu efsane; Adem&#;e yoldaş olsun diye topraktan yaratılan, ilk eş, ilk kadın, güzel Lilith. Uzun dalgalı güneş kızılı gür saçları, kehribar rengi gözleri, bembeyaz ten rengi ve zarif bedeni ile tasvir edilir. Ademin üstünlüğünü reddeden, eşitliği savunan, aynı yaradılıştan fark olamayacağına kafa yoran ve ilk adamı terk eden baştan çıkarıcı kadın.

Tüm kötülüklerle lanetlendiği, cennetten aforoz edildiği, her kötülüğün arkasında onun olduğu iddia edilir. Bu nedenle insanlık tarihinde yüzyıllar boyunca kızıl saçlı kadınlar cadılıkla, şeytanlıkla suçlanarak ölüme mahkum edilmiştir. Erkeklerin bu terkedilmeyi hazmedememe probleminin tarihimize yansıttıklarına bakar mısın! Bazı şeyler hiç değişmiyor.. Her neyse, tek istediği eşitlik olan Lilith, özünde Adem&#;in kontrolünü ve hakimiyetini reddediyor ve onun isyanı yüzünden ondan sonra gelen tüm kadınlardan itaat bekleniyor, Havva dahil. Bugün feminizmin ilk baş kaldırısı olarak da sunulan Lilith, Adem&#;in tüm üstünlük durumunu aşağılayıcı buluyor ve kendisine yapılan bir hakaret olarak görüyor. Adem&#;i, dolayısıyla Tanrı&#;nın gözünde ışığı, inancı terk edip karanlık tarafa geçiyor ve bir şeytana dönüşüyor. Terkedilişin ardından dini kaynaklardan, tarihten çıkarılan, hiç var olmamış gibi davranılan Lilith, isyanının getirdiği tepkilerle karanlık tarafa itiliyor. Belki de kendi seçiyor, &#;Ben bunlarla uğraşamam&#; demiş bile olabilir. Lilith&#;in Adem&#;e ve onun otoritesine isyanının ardından, bu kez topraktan değil, eşitliği reddedercesine bizzat Adem&#;in kaburgasından yeni bir eş yaratılıyor; Havva. Ama gelin görün ki, ummadık taş baş yarar. Havva tüm insanlığa unutamayacağı bir ders veriyor ve yasak elma cennetin kapılarını insanlara sonsuza kadar kapatıyor.

“Ey Âdem! Sen ve eşin cennette kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz. (Araf, 19)”

Bu yasak meyve hikayesi Tevrat ve Kuran-ı Kerim&#;de farklı olarak anlatılıyor. Tevrat&#;a göre o zamanlar çok güzel bir hayvan olan yılan, Cennette yaşayan Havva’ya yaklaşmış. &#;Allah bilir ki ondan yediğiniz gün, o vakit gözleriniz açılacak, iyiyi ve kötüyü bilerek Allah gibi olacaksınız.&#;diyerek, onu yasak ağacın meyvesinden yemeğe ikna etmiş, daha sonra da Havva yasak meyveden Âdem’e de yedirmiştir. (Tekvin, 3/) Kuran-ı Kerim&#;e göre ise Adem ve Havva&#;yı yasak ağaca yaklaşmaya teşvik eden bizzat şeytandır. Âdem’e karşı açık bir kıskançlık içinde olan ve ona itaat etmeyi en başından reddeden şeytan, önce Allah’ın emrine karşı gelerek Âdem’e secde etmemiş, (Araf 7/) sonra da onu kandırarak günah işlemesine sebep olmuştur.

&#;Şeytan, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı: Rabbinizin sizi bu ağaçtan alıkoyması melek olmanız veya burada temelli kalmanızı önlemek içindir.&#; (Araf, 7/20)

Farklı kaynaklar, başka anlatsa da özünde bu yasak meyve Adem ile Havva&#;ya onlara görünmeyen cinsel organlarını fark ettiriyor. Meyveyi yemeleri cinselliği beraberinde getiriyor ve cennetten kovularak Dünya&#;ya gönderiliyorlar. Tövbe ettikleri ve Tanrı&#;nın onları affettiği söylense de olan olmuş bir kere. Hiçbir şeye ihtiyaç duymadıkları, cinselliği tanımadıkları cennet, ateşten yaratılan şeytanın oyunuyla onlara dinin gerektirdiği şekilde davranmalarının sonucunda ödül olarak geri dönebilecekleri bir yer oluyor. Bir yasak meyve yüzünden başımıza gelenlere bakın! Bu hikayeye bakınca kaşınmışız biraz valla. Ama Tanrı&#;nın  her şeyi gören ve daha gerçekleşmeden bilen bir yaratıcı olduğu düşünüldüğünde bu senaryo aslında ilk andan itibaren zaten vardı. Asıl soru Lilith, bu yasak elma muhabbetinden sonra Adem&#;in arkasından güzel bir kahkaha attı mı?

Adem&#;i terk edişinin ardından Lilith&#;in şeytan ile ile ilişkiye girip bir çok çocuk doğurduğu da söyleniyor. Kadın gerçekten asla umursamamış, hayatına devam etmiş. Yani cenneti falan çok fazla kafaya taktığını zannetmiyorum. Bu yüzden erkeklerin hakimiyetinde anlatılan ve yayılan dinlerde hiç adının geçmemiş olması muhtemel. Hatta Yahudi inanışlarından bazılarında efsaneler der ki; Lilith&#;in terk edişinin ardından yenilgiye uğrayan Adem Tanrı&#;ya yalvarır ve Tanrı bu yalvarışa karşılık Havva&#;yı yaratır. İnanıştaki çirkinliğe bak. Hangi kadın düşmanı uydurup yazdıysa bunları, tümünde kadın erkek için yaratılıyor.

Şimdi gelelim benim düşüncelerime..

Bir kere ben genel olarak, anlatılan her şeyin değiştirildiğine inanan bir insanım. Benim inancıma göre dine dair yaradılıştan bu zaman gelen her bilginin içinde insanın bir dokunuşu, bir eklemesi ya da uyarlaması mevcut.Bu doğru, bu yanlış, bu yasak, bu serbest olarak bakmıyorum ben olaya. Aklım var, düşünüyorum. Ve bana göre doğru olanı sorgulamıyor, benim için yasak olması anlam ifade etmeyen şeyleri kendi yaşamımda tabulaştırmıyorum. Bence insana verilen aklın, sunulan yüzyıllık kurallardan daha çok önemi var. Düşünebiliyor oluşumuz, doğru ve yanlış olanı ayırt edebilelim diye bize sunulan bir özellik, bu yüzden söylenilenleri sadece bilmek, aklıma yattığı sürece uygulamaya dökmek benim dine bakış açımı daha kabul edilebilir kılıyor. Adem ve Havva&#;nın hikayesinde benim kafama yatmayan bazı şeyler var. Bu bence gelen her dinde farklı anlatılmasından dolayı. Yaratıcı bir tane ama her kitap başka bir şey anlatıyor. Ya gönderildiği şekliyle kalmadığından ya da biz insanların müdahaleleri sonucunda son haline gelene kadar güncellenmek zorunda olmasından.

İnsanlığı Dünya&#;da verecekleri sınava iten yasak elma bence iradenin, günahın, kibirin tasvir edildiği bir metafor.

Tamam belki de seksti. Ama zaten dünya, bu iki insan çoğalabilsin diye değil mi? 

Bence hiçbir zaman Havva Adem için yaratılmadı. Ya da Tanrı bir diğer cinsiyeti daha çok sevip onu mutlu etmeye çalışmadı. Hikayelerin tümünde her şey Adem&#;in başrolünde anlatılsa da söz edilen şey bir erkek değil. Bir insan. Şeytan bir erkeğe itaat etmeyi reddetmedi, bir insana itaat etmeyi reddetti. Ya da ilk kadın kibri, kötülüğü ile cenneti terk etmedi, o sadece eşitliği savunan bir karakterden ibaretti. Gerçekte ne olduğunu asla bilemeyiz. Yukarıda yazan her şey, sadece anlatılanlar. Lilith gerçekten var mıydı yoksa Havva&#;nın varlığı iki kadın arasındaki farklara mı dayandırıldı asla bilemeyiz.

Bildiğim tek şey Adem&#;in yasak elmayı kendi iradesiyle yediği. Ve hep kadının yaptığı bir hata olarak anlatılan bu hikayelerin, körü körüne yazılana inanan her insanı eşitliği reddedercesine etkilediği. Mesele hiçbir zaman sadece bir elma değildi. Yüzyıllar geçti, Lilith&#;in hikayesinden bugüne onlarca şey değişti, değişmeyen tek şey kadının erkeğin gözündeki yeri. O meyveyi Adem de yedi ama algıda seçicilik hep Havva&#;yı suçlarcasına nesiller boyu hikayeleştirildi. Lilith&#;in cenneti terk edişi, ondan sonra gelen kızıl saçlı tüm kadınlara sebepsiz mezar oldu. Peygamberler hep erkeklerden seçildi, inanışlar yüzyıllar boyunca kız çocuklarını diri diri toprağa gömdü. Kadın ruhunu içine hapsetti, erkeğin kaburgasından yaratıldığını baskıyla kabullenip, eşitlik arayışından vazgeçti.

Lilith mi Havva mı?

Yaradılış hikayesinin iki kadını; Lilith ve Havva. Biri modern çağın feminizm savaşının simgesi haline geldi. Diğeri ataerkil toplumun &#;ideal kadın&#; tanımını tasvir etti. Lilith kendi ayakları üzerinde durmak için çaba gösteren, baş kaldıran ve erkek egemenliğini reddeden kadınları simgelerken, Havva boyun eğen ve daha çok sevilen, toplumun kabul ettiği kadınları simgeledi. Bu çatışma, aslında her kadın için aynı soruyu gündeme getirdi. Ben hangisiyim? Tanrı&#;nın önünde Ademin üstünlüğünü reddedip onu terk eden Lilith mi, Adem&#;in çocuklarına annelik yapan, yasak elmayı yemekle suçlanan, bu yüzden affedilmek için uyum sağlamak zorunda bırakılan Havva mı?

Benim cevabım belli. Her ikisi de. Eşitlik söz konusuysa, Tanrı&#;ya bile karşı koyacak kadar isyankar, yasak elmadan bir ısırığı Adem&#;e sunacak kadar cüretkar. Hem annelikle kutsanan Havva, hem de lanetlerle anılmak pahasına kendi yoluna bakan Lilith. Benim ruhumda her ikisi de saklı. Hangisinin ortaya çıkacağı, karşımdaki Adem&#;e bağlı.

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir