Gazel, TürkçeDivan edebiyatının en yaygın nazım şeklidir. Gazel sözcüğü sözlük tarifi ile "kadınlarla sevgi üzerine konuşmak, söyleşmek" anlamina gelir.[kaynak belirtilmeli]
Ayyıldız, Esat (). el-‘Abbâs B. El-Ahnef: İdealize Edilmiş Ask Temalı Gazellerin Abbâsî Dönemindeki Özgün Bir Temsilcisi. Uluslararası Bilim, Teknoloji ve Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler Sempozyumu, 3,
Ayyıldız, Esat (). Abbasî Dönemine Kadar 'Uzrî Gazel 1 Kasım tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
Gazel, bir edebiyat terimi olarak, ilk beytinin mısraları birbiriyle, diğer beyitlerinin ikinci mısraları ilk beyitle kafiyeli, aynı vezinle söylenmiş, genellikle beş beyit ile dokuz beyit arasında şiirlerin yazıldığı bir nazım biçiminin adıdır. Bununla birlikte beyit sayısı 15e kadar çıkan gazeller de görülür. Dört beyitli gazellere ise nadir olarak rastlanmaktadır.
Üç veya dört beyitli gazeller aslında eksik gazeller olduğundan bu manzumeler gazel-i nâ-tamâm (=eksik gazel) olarak adlandırılmıştır. Gazel genellikle 5 beyitle yazılmıştır. Gazelin bir diğer adının penç-beyt (=beş beyit) olması da gazelin daha çok beş beyitli bir nazım biçimi olarak kabul edildiğini göstermektedir. Fuzulî gibi bu kurala uymayan bazı şairler de olmakla birlikte, Divan edebiyatında şairler daha çok beş beyitli gazeller yazmışlardır. 15 beyitten uzun gazellere gazel-i mutavvel (=uzun gazel) adı verilir.
Gazelde kafiye düzeni kasîdede olduğu gibidir: aa, xa, xa, xa, xa . . .
Gazelin başlıca konusu aşktır. Ancak farklı konularda yazılmış gazeller de vardır. Birer edebiyat terimi olmamakla birlikte çeşitli araştırmalarda ve yazılarda aşkın verdiği mutluluk ya da acıyı dile getiren gazellere âşıkane gazel, dünya zevklerinden söz eden gazellere rindâne gazel, doğrudan sevgilinin güzelliğinden ve ona duyulan arzudan bahseden gazellere şûhâne gazel, tasavvufî düşüncenin hâkim olduğu gazellere sûfiyâne ya da ârifâne gazel, felsefî gazellere de hikemî veya hakîmâne gazel adlarının verildiği görülmektedir.
Kasîdede olduğu gibi gazelin mısraları birbiriyle kafiyeli ilk beytine matla, matladan sonra gelen beytine hüsn-i matla, son beytine makta, makta beytinden önceki beyte de hüsn-i makta adı verilmiştir. Matla beytinin maksada uygun, etkileyici ve güzel olması hâlinde böyle beyitlere hüsn-i matla, aynı şekilde etkileyici ve güzel makta beytine de hüsn-i makta adı verildiğini ileri süren kaynaklar da vardır.
Bir gazelde birden fazla matla beyti varsa, bu tür gazellere zül-metâli ya da zâtül-metâli; gazelin en güzel beytine de şâh beyt, şeh beyt ya da beytül-gazel denir. Fakat bir gazelin en güzel beyti kişiden kişiye değişebileceğinden gazelin bir beytini şâh beyt ya da beytül-gazel olarak seçmek oldukça göreceli bir değerlendirme olur.
Gazelde şairler mahlaslarını genellikle son beyitte kullanmışlardır. Bununla birlikte mahlasın son beyitten önce kullanılmış olduğu gazeller de vardır. Gazellerde şairlerin mahlas kullanmaları Divan şiirinde genel bir kural olmakla birlikte Kadı Burhaneddin (öl. ) ve Kemal Paşazade (öl. ) gibi şiirlerinde hiç mahlas kullanmamış şairler de görülmektedir. Şairlerin mahlaslarını kelimenin gerçek anlamını da çağrıştıracak biçimde kullanmalarına ise hüsn-i tahallus (=mahlası güzel kullanma) denilir. Bakînin şiirlerinde bu kullanımın çok güzel örnekleri vardır.
Şairler kasîdede olduğu gibi gazelde de ahengi artırmak amacıyla birtakım yollara başvurmuşlar; bunu sağlamak için de bazı gazellerde birden fazla matla beyti kullanmışlar ya da şiirlerini musammat olarak yazmışlardır. Birden fazla matla kullanılmış gazellerin zül-metâli ya da zâtül-metâli olarak nitelendiğini daha önce belirtmiştik. fiairlerin bu konuda başvurdukları bir başka yol da gazelin bütün mısralarında aynı kafiyeyi kullanmaktır. Divan şiirinde bütün mısraları kafiyeli gazellere müselsel gazel adı verilmiştir. Müselsel gazeller de musammat gazeller gibi âhenk değeri yüksek manzumelerdir. Matla beytindeki mısralardan biri gazel içerisinde tekrarlanmışsa, kasîdede olduğu gibi buna redd-i matla denir.
Gazelde konu bütünlüğü şart değildir; yani gazelin her beytinde farklı bir konu işlenmiş olabilir. Ancak bütün beyitlerde aynı konunun işlendiği gazeller de vardır. Beyitleri arasında konu bütünlüğü olan gazellere yek-âhenk gazel adı verilir. Bir gazelin bütün beyitleri her bakımdan aynı etkileyicilikte söylenilmişse bu tür gazeller de yek-âvâz olarak nitelenir.
Mahlas beytinden sonra birkaç beytin daha bulunduğu gazellere gazel-i müzeyyeldenir. Müzeyyel gazellerde zeyl (=ek) kısımların konusu genellikle övgüdür. Bu açıdan bakıldığında bu zeyiller, kısa medhiyeler gibidir. Mahlas beytinden önce medhiyenin bulunduğu gazeller de vardır. Divan şairlerinin çoğu Arapça ve Farsça bilmekte, Arap ve Fars edebiyatına ait eserleri okuyup anlamakta, hatta bir kısmı bu iki dille rahatlıkla şiir de yazabilmekteydi. İşte bu şairlerin, yazdıkları gazellerin beyitleri arasında Türkçe dışında bu iki dilden biri ya da ikisiyle yazılmış mısralar ya da beyitler varsa, bu tür gazellere mülemma gazel denilmiştir. İki ayrı şairin birer mısra veya beyit yazarak, birlikte oluşturdukları gazele gazel-i müşterek (=ortak gazel) adı verilir. Bu gazellerde hangi mısraın ya da beytin hangi şaire ait olduğu genellikle bellidir. Karşılıklı konuşmanın nakledilmesi şeklinde, dedim ve dedi yüklemleriyle yazılan gazellere mürâcaa şiiri denir. Konusu aşk olan bu şiirler sade bir dille yazılmışlardır ve konuşma havası taşırlar. En dikkat çekici örnekleri dedim ve dedi yüklemleri mısra başlarında olanlardır. Bu gazellere divan şiirinin hemen her döneminde rastlanmakla birlikte şairlerin bu tarza olan ilgisinin XVII. yüzyıldan itibaren gittikçe azalan bir seyir izlediği görülmektedir.
Gazel, Divan şairlerinin çok kullandıkları bir nazım biçimidir. Bu şairler arasındagazel yazmamış olanı yoktur. Yalnızca sanat yapmak için yazılan gazel, şairin yeteneğini rahatça gösterebildiği bir nazım biçimidir. Gazelin beyit sayısındaki sınırlama şairleri bu kısa nazım biçiminin dar sınırları içinde bütün sanat güçlerini, edebî yetenek ve hünerlerini ortaya koymak gibi oldukça zor bir sınavla karşı karşı ya bırakmıştır. Nazım biçiminin şairler için çizdiği bu sınırlar, gazelleri anlam yoğunluğu oldukça fazla şiirler hâline getirmiştir.
Halk edebiyatında da fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün vezniyle dîvân, feilâtün, feilâtün, feilâtün, feilün vezniyle selîs, mefûlü mefâîlü mefâîlü feûlün vezniyle kalenderî, mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün vezniyle de semâî adı verilen gazeller yazılmıştır. Bunların musammat olanları da vardır. Halk edebiyatında müfteilün müfteilün müfteilün müfteilün vezniyle yazılan gazel biçimindeki şiirlere de satranç adı verilmiştir. Bu şiirlerin her beytinden musammat gazelde olduğu gibi dörtlükler çıkar.
Kaynak: funduszeue.info M.A. Yekta SARAÇ, Eski Türk Edebiyatına Giriş: Biçim ve Ölçü
Anadoluda din dışı Divan şiiri;
yüzyılda
yüzyılda
yüzyılda
yüzyılda;
yüzyılda
yüzyılda
yüzyılda; gazel eski önemini kaybeder.
Tanzimat edebiyatında birkaç örneği daha verilen gazel, Serveti Funün edebiyatında hiç görülmez.
Gazelin Özellikleri (Özet)
Gazel Örnekleri
Örnek-1
Aşağıdaki şiir XVI. yüzyıl şairlerinden Fuzulî (öl. )nin yedi beyitlik musammat bir gazelidir. Bu gazelin vezni 4 mefâîlündür. Gazelin matla dışındaki beyitleri mısraları eşit olarak ikiye ayrıldığında ilk üç mısra kendi arasında, dördüncü mısraı da matla beytiyle kafiyeli dörtlükler hâline dönüşürler.
GAZEL (Fuzuli)
Gazelin düz yazıyla dil içi çevirisi
Örnek-2
Aşağıdaki gazel XVI. yüzyıl şairlerinden Emrî (öl. )ye aittir. Emrî, bu gazelin bütün beyitlerinde Mecnûnun Leylâya olan aşkını dile getirmiştir. Gazelin vezni mefûlü fâilâtü mefâîlü fâilündür. Bütün beyitleri arasında anlam ve konu bütünlüğü olan bu gazel, bir yek-âhenk gazel örneğidir.
Gazelin düz yazıyla dil içi çevirisi
Açıklama: Âh, eski yazıda elif ve he harşeriyle yazılır. Şair burada elif
harfini biçim olarak serviye, he harfini de güle benzetmektedir.
Örnek-3
Aşağıdaki beş beyitlik gazel Bakîye aittir. Gazelin vezni feilâtün fâilâtün), feilâtün feilâtün, feilün(falün)dür. Gazelin ilk iki beytinde aşk, diğer beyitlerinde de bahar konusunu işlemiştir.
Gazelin düz yazıyla dil içi çevirisi
Açıklama: Mutrib, meclislerde çalgı çalan ve şarkı okuyan kişi.
Örnek-4
Gazel (Ziya Paşa)
GAZEL
Yârân dağıldı sohbet-i meyhane kalmadı
Ol işret ol muhabbet o peymâne kalmadıGûş etme eski naraları kûy-ı yârdan
Gûyâ ki deşt-i aşkta dîvâne kalmadıHer târı oldu berzede-i dest-i rûziğâr
Ettikleri o zülf-i perişâne kalmadıHep âşinâ-yı devlet-i ihsanın oldu halk
Bir benden özge bezmine bîgâne kalmadıYaktın fütâdegânını hâkister eyledin
Ey şem külfet eyleme pervane kalmadıDübeşte olma âleme sultan isen dahi
Bir mülktür cihan ki Süleymana kalmadıHerkes zebûn-fikr-i maâş oldu asrda
Evvelki şevk-i meclis-i rindâne kalmadıTaşlar yedirir nân yerine bir zaman felek
Nân verdi şimdi âh ki dendâne kalmadıOlmaz o şuha hiçbirisi kârger
Ziyâ efsun tükendi denmedik efsâne kalmadıZiya Paşa
Ayrıca bakınız ⇒ Divan Edebiyatından Seçme Gazeller
Gazel sözcüğü, genel anlamıyla, insanlar arasında iletişim kurarak birbirleriyle konuşmak anlamını taşır. Ancak, edebiyat terimi olan gazel terimi ele alındığında, özellikle kadınlara yönelik aşk dolu sözler içeren şiirler için kullanılır. Lirik konuların işlendiği şiirlerde ise, özellikle aşk, şarap ve sevgili gibi temaların işlendiği şiirler için gazel terimi kullanılır. Divan şiirlerinin en sevilen ve yaygın nazım türü olan gazeller, belli kurallara göre yazılır ve genellikle bir divan şairlerinin sevgilisine olan aşkını dile getiren şiirlerdir.
Gazel, edebiyatımızın zenginliği ve derinliği açısından önemli bir yere sahiptir. Divan edebiyatında sıkça kullanılan gazel tarzı, halk edebiyatı gibi diğer edebi türlerde de etkisini göstermiştir. Şairler, gazellerinde genellikle sevgililerinin güzelliklerini övmek, aşklarını anlatmak ve onları özlemek gibi duyguları dile getirirler.
Gazeller, dilin zenginliğini ve şiirin ritmik yapısını kullanarak okuyuculara seslenir. Şairler, kelime oyunları ve tekrarlar kullanarak şiirlerinde duygularını daha da güçlü bir şekilde ifade ederler. Bu nedenle gazeller, edebiyatımızın en özgün ve güzel şiir türlerinden biri olarak kabul edilir.
Divan edebiyatının sevilen şiir biçimlerinden biri olan gazel, aslen Arap edebiyatında yer alan Kaside nazım şeklinin tegazzül bölümü olarak ortaya çıkmıştır. Tegazzül bölümü, kasidelerdeki övgü için yazılan bölümlerden biriydi ve özellikle aşk konusunu işleyen şiirlerin bu bölümü oldukça etkileyiciydi.
Zamanla, şairler tarafından bu tegazzül bölümü ayrı bir nazım biçimi olarak kullanılmaya başlandı ve ortaya gazel çıktı. Geleneksel olarak, gazeller genellikle bir divan şairinin sevgilisine olan aşkını anlattığı şiirler olarak bilinir.
Gazel, dilin zenginliği ve şiirin ritmik yapısını kullanarak okuyuculara etkileyici bir deneyim sunar. Şairler, gazellerinde kullandıkları kelime oyunları, tekrarlar ve benzetmeler ile okuyucunun zihninde canlı bir imge oluştururlar. Ayrıca gazellerin sadece lirik değil, aynı zamanda sosyal ve politik bir yönü de vardır.
Divan edebiyatı döneminde, gazel yazmak şairler için büyük bir sanat olarak kabul edilirdi. Şairler, gazellerinde hem dilin gücünü hem de şiirin derinliğini göstermek için özel bir çaba harcardılar. Bu nedenle, gazeller edebiyatımızda önemli bir yere sahiptir ve hala günümüzde de okuyucular tarafından ilgiyle okunmaktadır.
Kafiye düzeni aa, ba, ca, ça, da, ea,
Gazel, .. beyitten oluşur. Genellikle 5 beyitten meydana gelir; fakat beyte kadar uzayan gazeller de vardır.
Gazelin ilk beyti musarra’dır. Yani mısralar, ilk beyitte birbiriyle kafiyelidir. Buna mukaffa (kâfiyeli) da denir. Sonraki beyitlerin ilk mısra’ları serbesttir. İkinci mısralar, mutlaka ilk beyitle kafiyeli olurlar.
Gazelin ilk beyitine matla’ (doğuş yeri) denir. İkinci beyitin, birinciden daha güzel olmasına özen gösterilir ve ikinci beyite “hüsn-i matla’” denir.
Bazen gazelde birden fazla musarra’ beyit bulunur. Yani ilk beyit tek kâfiye üzerine kurulurlar. Bu tür gazellere çok matlalı anlamına “ zü’l-metâli’” denir. Sadece ilk iki beyit tek kafiye üzerine kurulmuşsa, yani peşpeşe iki matla’ varsa, bu tür gazellere, “dü matla’” (iki matla’lı) denir.
Gazelin matla’dan sonra gelen beyitlerini de kafiyeli yapmaya “tasrî” denir. Bütün beyitler her mısra’ı tek kâfiye üzerine kurulmuşsa, bu gazellere “musarra’” denir.
Bazen şair, matlanın birinci ya da ikinci mısrasını gazelin maktanın da, yani son beytinde tekrarlar. Buna “redd-i matla’” denir. Matla ve makta’ dışındaki mısralardan biri makta’da tekrarlanırsa, buna da “redd-i mısra’” denir. Redd-i matla’ ve redd-i mısrâda tekrarlanan mısraların, anlamlarının sağlam olması gerekir.
Gazelin son beytine makta (kesme yeri, bitirme yeri) denir. Makta’dan bir önceki beytin, makta’dan daha güzel olmasına dikkat edilir ve bu beyite “hüsn-i makta’” denir. Gazellerin makta’ beyitlerinde şairler, genellikle fahriye yaparlar (övünürler) dı.
Şairler, şiirlerinin başka şairlerin şiirlerine karışmaması için, takma ad (mahlas) kullanırlar ve bu mahlası, genellikle makta beytinde kullanırlardı. Buna, tahallus denir. Eğer mahlas, sözlük anlamıyla kullanırsa, buna “hüsn-i tahallus” denirdi:
Mahlas beytine, “mahlashâne” de denir. Bazen şairin, mahlasını iki ayrı yerde tekrarladığı da görülür. Mahlasını, redif olarak kullanan şairlere de rastlanır. (Örnek: Cem Sultan)
Şairin mahlası, gazelin makta’ beytinden önce kullanılabilir. Şâ’ir gazeline aşk, şarap, güzellik, sâkî gibi konularla başladıktan sonra, bir beyitte mahlasını söyler ve bu arada gazeline bir ya da birkaç beyit daha ekler; şiirini uzatır. Bu eklenen beyitlere zeyl (ek) denir. Bu beyitlerde şâ’ir, zamanın büyükleri için medhiyelerde bulunurlar. Gazel bu hâliyle bölümleri eksik bir kasîdeye benzer. Bu tür gazellere “müzeyyel” (uzatılmış, zeyl almış) gazel denir.
Gazelin en güzel beytine “beytü’l-gazel” veya “şâh beyt” denir.
Gazelde redif, bir kavram birliği sağlar. Beyitler arasında da anlam birliği ve bütünlüğü bulunan, bir pilan ve kompozisyon kaygısıyla söylenmiş gazeller, “yek-âhenk gazel” adını alır.
Gazelde anlam birliği ve konu bütünlüğünden başka beyitlerin aynı güç ve güzellikte olması da özenilen bir husustur. Bu güzelliğin sağlandığı gazellere, “yekavâz” gazel denir. Yekavâz gazellerde, konu birliği aranmaz.
Kasidelerde genellikle methiye bölümünden sonra şair, bir fırsat düşürüp aynı vezin ve kafiyede bir gazel kaydeder. Bu bölüme tegazzül (gazel söyleme) denir. Bunun amacı, methiye bölümünün ağır üslubunun hafifletilmesi ve kasideye bir canlılık kazandırmaktır. Kaside içinde şair, duruma uygun bir beyitle gazel söyleyeceğini önceden ima eder. Bazen kasîdenin, gazelle başladığı da olur. Bu tip kasîdeler de, daha sonra methiye bölümü gelir.
Mısra ortalarında iç kafiye bulunan ve böylece her beyti ortadan bölünerek dörtlüğe dönebilen gazellere, musammat gazel denir.
İki şâir, birlikte gazel yazmışlarsa, bu tip gazeller, “müşretek gazel” diye adlandırılır.
Bazen de bir gazel, Türkçe, Arapça veya Farsça olarak yazılır. Mısraları değişik dillerde olan bu tip gazellere “mülemma gazel” adı verilir. Bu tip gazellerin ilk mısraları, genellikle Türkçe olur. Farklı dil kullanımının mısrada değil, beyitte bulunduğu mülemma gazellere de rastlanır.
Bazı gazeller, karşılıklı konuşma şeklinde şekillenmiştir. “Dedim:.” , “Dedi: .” tarzında şekillenen bu tip gazellere “mürâca’alı gazel” denir. Bu tarzda soru cevap şeklinde yazılmış gazellerde soru ve cevap aynı mısra’da veya soru ilk mısra’da cevap ikinci mısra’da olur.
Nazım biçimleri, divan edebiyatında nesre göre daha çok ilgi görmüştür. Şairler, sadece şairane duygu ve düşünceleri değil, türlü bilimsel konuları da işlemişlerdir. Ancak, gerçek şiir özelliği taşıyan ürünler arasında ilk sırayı, gazeller alır.
Gazel, şiirin sadece sanat için ele alındığı nazım şekillerinden biridir. Türlü duygu ve düşünceler, en hür ve serbest şekilde, ancak gazelde ele alınır. Divan edebiyatı nazım biçimlerinin en kısalarından olduğu için, gazel şaire kafiye ve redif bakımından kolaylık sağlar. Anlam bütünlüğü, genellikle beyit içinde tamamlanır. Bu da her beytin, adeta bir kuyumcu titizliğiyle işlenmesi imkanını verir.
Şiirin bütünlüğü, özenle işlenmiş beyitlerin bir araya gelmesiyle oluşur. Bu sebeple gazel, bir ipliğe dizilmiş inci tanelerine benzetilir. Şair, gazel beyitlerinde ‘âşıkâne, rindâne, sofîyâne, zâhidâne, hakîmâne duygu ve düşüncelere yer verdiği gibi; şiir, şair ve sanat üzerine eleştiri ve değerlendirmeler de yapar. Bu türlü düşüncelere, gazellerin genellikle makta’ beyitlerinde rastlanır.
Şair, bu beyitlerde yaptığı fahriyelerin yanı sıra, bilhassa gazelin nasıl olması, nasıl yazılması gerektiğini de belirtir. Şairler “şiir”, “gazel” redifli gazeller yazarak da bu yoldaki düşüncelerini anlatmışlardır. Ayrıca bu türlü düşüncelere, dîvân önsözlerinde de rastlanır.
Gazelde en çok işlenen konu kadın ve ‘aşktır. Bunun yanı sıra sevgilinin güzelliği, çekiciliği; ona duyulan hayranlık ve özlemin ve sevgilinin ‘âşıka olan kötü muâmelelerinin verdiği ıztırap, rakîbin âşıkta uyandırdığı kızgınlık ve kıskançlık; feleğin ve tâlihin âşıka cevirleri de anlatılır. Bunun dışında meyhâne, içki âlemleri, şarabın zevki, bahaârın verdiği neşe, tâlihin iyi veya kötü cilveleri, en çok işlenen konulardır.
Dîn ile ilgili düşünceler; tasavvuf, ham sofularla alay, hayat, dünyâ ve âhiret hakkında türlü görüş ve hikmet yorumları da gazellerde sık sık söz konusu edilir. Bu konuların kesîf olarak işlendiği gazeller, üslûp yönünden çeşitli adlar alır. ‘Aşkın verdiği mutluluğu, ayrılık acısını, sevgilinin cefâsından ve vefâsızlıklarından yakınmayı; sevgiliye yalvarışları, kavuşma isteğini, içli ve duygulu bir biçimde anlatan gazeller, ‘âşıkâne gazel gurubuna girer.
Genellikle dünyadan zevk alarak fânî hayatın bütün fırsat ve imkanlarını değerlendirip mutluluğa kavuşmayı, toplum kurallarını, dinin ve şeriatın emir ve yasaklarını umursamadan kendince daha yüksek bir insanlık seviyesine ulaşmayı; yeyip içip eğlenmeyi; içkiyi, içki zevkini, içkiyle ilgili türlü düşünceleri işleyen yani rind ve rindlik felsefesine geniş yer veren gazellerdir. (Rind: Etvârı sâde, mu’tâdı bâde, aklı nûr-ı ‘irfân ile pîrâste –olan kişi-).
Kadını, kadın güzelliğini, aşkın maddî ve manevî zevklerini konu alan zarif, nükteli ve çapkın bir üslupla yazılmış gazellerdir. Divan şiirinde bu yolda yazılmış gazellerin en parlak örneklerine, Nedim’de rastlanır. Ondan sonra yazılan bu tarz gazellerin “Nedimâne gazel” diye anılması dahi söz konusu olmuştur.
Ahlâk ve edeple alakalı öğütler veren, şairin hayat tecrübelerine dayanan ve bu konudaki görüşlerini ihtiva eden, özdeyiş denilebilecek sözlerin ağır bastığı gazellerdir.
Daha çok mutasavvıf şâirlerde görülen ve tasavvufu, sofî inançlarını anlatan, tarîkatlerin düşünce sistemini işleyen, bunlar arasında dini konulara da yer veren gazellerdir.
İran şairlerinin etkisiyle divan şiirimizde XVII. yüzyıldan itibaren ortaya çıkan bu akım, çok rağbet görmüş ve bu yolu benimseyen şairlerce, bu tarzın özelliklerini taşıyan pek çok gazel yazılmıştır. Bu şiir tarzı, sözden çok anlama, gerçekten çok hayâle önem veren, yeni mazmunlar bulmaya, zincirleme terkiblerle ince istiare, benzetme (teşbih) ve kinaye, mübâlağa ve tezat sanatını çok kullanmaya dayanan bir akımdır. Bu yola, eski mazmunları tekrarlamamak ve şiire yeni bir söyleyiş getirmek amacıyla girilmiştir.
Divan şiirinde basit bir Türkçeyle gazel yazmaya verilen addır. Böyle gazeller basîtname adıyla da tanınır. Bu gazellerde Arapça, Farsça kelime ve terkibler, yok denecek kadar azdır. Edirneli Nazmî (Ö. ) ve Tatavlalı Mahremî (Ö. ), Türkî-i Basît cereyânının ilk tatbikçileri olarak kaydedilirler.
Deyimleri ve atasözlerini kullanmakta ve mecazlı anlamlarıyla başka sözler arasında ilişki kurarak gazel yazmakta ustalaşan şairlerin meydana getirdiği akımın ürünleridir. Böyle şairlere “meselgû”, bu tür gazellere de “mesel-âmîz- gazel” denir. XV. Asırda çok tutulan bu tarz, Bosnalı Sâbit (Ö. )’te zirveye çıkmıştır.
Bazı gazellerde iç kafiyeye yer verilir. Dize ortaları uyaklı olan, ortadan ikiye bölünüp dörtlük yapılabilecek şekilde yazılan gazellere musammat gazel adı verilir.
Musammat Gazel Örneği
BAŞKA BİR KAYNAK
Divan şiirinde aşk, kadın, şarap konularında yazılan lirik şiirlere gazel denir. Nazım birimi beyit, birim sayısı arasındadır. Kafiye örgüsü (aa, ba,ca,da…) şeklindedir. Gazelin ilk beytine “matla” son beytine “makta”, en güzel beytine “beytül gazel” denir. Gazelin son beytinde şairin mahlası geçer. Aralarında konu birliği bulunan gazellere “yek ahenk”, her beyti aynı güzellikte olan gazellere yek avaz gazel denir. Mahlas genellikle makta beyitte (son beyitte) yer alır.
Bu tür aruzun her kalıbı ile yazılabilen bir şiir türüdür. Gazelin beyit sayısı beş ile on beş arasında değişir. ilk beytine matla, son beytine makta adı verilir. Makta beytinde şairin adı (mahlası) geçer. Gazelin uyak düzeni (aa/ ba/ ca/ da) biçimindedir. Gazelin her beyiti anlamca bağımsızdır. Yani gazelde konu birliği yoktur. Az da olsa konu birliği görülen gazellere yek-ahenk gazel denir. Beyitlerindeki konu birliğinin yanında, beyitlerin tümü aynı söyleyiş güzelliğindeyse buna da yek-avaz gazel denir. Gazelin en güzel beytine beyt-ül gazel denir. Gazelin konu yönünden benzeri, o da lirik bir tür olan, Halk edebiyatındaki koşmadır. Gazelin konusu; din ve tasavvuf, aşk, şarap, felsefe, yaşanan zamandan yakınmadır.
Başka bir gazel örneği
Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı âhımdan muradım şem’i yanmaz mı
Kamu bîmânna canan deva-yı derd eder ihsan
Niçin kılmaz bana derman beni bîmâr sanmaz mı
Şeb-i hicran yanar canım döker kan çeşm-i giryânım
Uyarır halkı efgaanım kara bahtım uyanmaz mı
Gül-i ruhsânna karşu gözümden kanlı akarsu
Habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı
Gamım pinhan dutardım ben dediler yâre kıl rûşen
Desem ol bî-vefa bilmem inanır mı inanmaz mı
Değildim ben sana mail sen ettin aklımı zail
Bana ta’n eyleyen gaafıl seni görgeç utanmaz mı,
Fuzuli rind ü şeydadır hemîşe halka rüsvâdır
Sorun kim bu ne sevdadır bu sevdadan usanmaz mı
GenelAlt Kategoriler:Eski Türk Edebiyatı, PDF
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası