çıra kelimesinin anlamı / Güneş-Dil Kuramı | TEMEL TÜRKÇE FİİLLERİN LATİNCE VE İNGİLİZCE KARŞILIKLARIYLA UYUMUNUN ÖLÇÜLMESİ

Çıra Kelimesinin Anlamı

çıra kelimesinin anlamı

KUR’AN’I KERİM’DE “ لَعَلَّ – LEALLE” EDATININ KULLANIŞI VE ANLAMLARI

İnsanlığın mazhar olduğu en büyük medeniyetlerinden birini oluşturan İslam medeniyeti Kur’an merkezli bir medeniyettir. Bu yüzden Kur’an’ı Kerim’in doğru bir biçimde anlaşılması hayati bir önem arz etmektedir. Sorunun bilincinde olan âlimlerimiz Kur’an’ın anlaşılması için daha erken dönemlerden “Meanil- Kur’an”, “İ’rabul-Kur’an”, “sarf-nahiv” ve sözlükler konusunda ölümsüz eserler yazmışlardır. Ancak günümüzde Kur’an sahasında eser veren araştırmacılar yüce ecdadımızın bize sunmuş olduğu bu zengin birikimden genelde gereği gibi yararlanamamaktadırlar. Sonuç ortadadır. Birçok Kur’an ayeti yanlış anlaşılmış ve dolayısıyla yanlış çevrilmiştir. Bu çalışma   “ لَعَلَّ – Lealle” edatı bağlamında yaygın olan hataların giderilmesini hedeflemektedir.

Anahtar Kelimeler: “ لَعَلَّ – Lealle” edatı, Kur’an, anlam, nahiv, sarf, sözlük, tefsir.

Islamic civilization that constitutes one of the most important civilizations humanity has ever seen is a Quran centered civilization. Therefore to understanding the Quran correctly is of crucial importance. Our scholars, who were aware of the problem composed everlasting works on “maani al-Quran”, “I’rab al-Qur’an”, “morphology (sarf) – syntax (nahiv)” and dictionaries. However our scholars who study on Quranic topics don’t take into consideration these riches our noble ancestors bequeathed to us. Consequently, most of Quranic verses were misunderstood and mistranslated. Our research aims at correcting widespread mistakes in context of “لَعَلَّ – Lealle” preposition.

Keywords: “ لَعَلَّ – Lealle” preposition, Quran, meaning, syntax, morphology, dictionary, exegesis.

Kur’ân-ı Kerim insanlığın mazhar olduğu son ilahî kelâmdır. Yüce Allah, onu 610-632 yılları arasında son Peygamber Hz. Muhammed vasıtası ile öncelikle ilk nazil olduğu topluma ve o dönemden itibaren de kıyamete kadar gelecek bütün insanlığa Arapça olarak indirmiştir. Bu yüzden onun doğru anlaşılması büyük bir önem arz etmektedir. Doğru anlaşılabilmesi ise öncelikle inmiş olduğu Arap dilinin ve belağatının en iyi bir biçimde bilinmesine ve Kur’an’ın ilk muhatapları olan Hz. Peygamberin ve O’nun güzide ashabının onu anladıkları gibi anlaşılmasına bağlıdır. Buradan ortaya çıkan sonuç şudur:

  1. Arap dilini ve belagatini iyi bilmek,
  2. Kur’an’ı Hz. Peygamberin ve O’nun güzide ashabının anladığı gibi anlamak.

Erken dönemlerden itibaren âlimlerimiz Arap dili ve belağatı konusunda çok değerli eserler yazmışlar ve onları bizlere ulaştırmışlardır. Aynı şekilde müfessirlerimiz de Asr-ı Saâdet’ten itibaren Hz. Peygamberin ve O’nun güzide ashabının tefsirlerini/yorumlarını bizlere en doğru bir biçimde ulaştırmada son derece titiz davranmışlardır. O halde bizlere düşen, bize ulaşan bu değerli mirası gereği gibi incelemektir; çünkü Kur’an’ı doğru bir biçimde anlamak ancak ve ancak bu mirası değerlendirmemize ve incelememize bağlıdır. Ancak üzülerek ifade edelim ki, bizler bu mirası gereği gibi değerlendirmekten uzak bulunuyoruz. Elbette ki sonuçlar ortadadır: birçok Kur’an ayeti, azımsanmayacak sayıdaki araştırmacılar tarafından, bu aymazlıktan ötürü yanlış anlaşılmıştır. Daha da önemlisi, yapılmış hatalı anlamalarını hatalı biçimde okurlara da yansıtmalarıdır. İşte biz bu araştırmamızda âlimlerimizin bize ulaştırdığı değerli mirası dikkate almamaktan ötürü ortaya çıkan hataları incelemek istiyoruz.  Bu araştırmamızda inceleme konumuzu “ لَعَلَّ – Lealle” edatı ile sınırlamak istiyoruz.[1] “ لَعَلَّ – Lealle” edatını öncelikle Arap dili gramer açısından ele alacağız. Klasik dönemden itibaren Arap dili gramercileri edatların kullanımına özel bir önem vermişlerdir. Bu gramerciler arasında özellikle “ لَعَلَّ – Lealle” edatının anlamı ve kullanımı hakkında bilgi verenleri zikredeceğiz.

Bazı gramerciler, değerli araştırmalarında “ لَعَلَّ – Lealle” edatına aşağıda da göstereceğimiz asıl üç manadan farklı anlamlar vermişlerdir. Mesela “Zan” ve “Şüphe” anlamını verenler arasında şu sözlük sahiplerini örnek gösterebiliriz: Hasan b.Kadim el-Muradî, el-Cana’d-Dani Fi Hurufi’l-Meani; Abu Bakr Muhammed b. Sehl ibn es-Sirac en-Nahvi el-Bağdadi, el-Usul Fi’n-Nahv, Bununla beraber gramercilerimiz genel olarak esas üç farklı anlamına ve kullanımına dikkat çekmişlerdir:

  1. Beklenti ve Ümit,
  2. Sebebiyet,
  3. İstifham.

Gramercilerimizden sonra sözlük yazarlarımızın çok değerli eserlerine yer vermemiz gerekir. Gerçekten de âlimlerimiz erken dönemlerden itibaren bu alanda çok büyük eserler meydana getirmişlerdir.

Bu sözcükler incelendiğinde “ لَعَلَّ – Lealle” edatının genel olarak üç farklı anlamda kullanıldığı ortaya çıkar:

  1. Beklenti,
  2. Sebebiyet,
  3. İstifham.

Fakat bu üç ana anlamla beraber bazıları “ لَعَلَّ – Lealle” edatının şüphe ve zan anlamlarına da dikkat çekmektedirler: İbn Manzûr, Lisânu’l-Arab; el-Cevheri, İsmail b. Hammad, es-Sihah, Tacü’l-Luğa ve Sıhahu’l-Arabiyye.

Bu sözlüklerle ilgili yapmamız gereken en önemli değerlendirme şudur:

 

  1. Baktığımız bu sözlüklerden onu (10) “ لَعَلَّ – Lealle” edatını açıklarken Kur’an’a da atıflarda bulunmaktadır. Daha da önemlisi sadece bu sözlükler “ لَعَلَّ – Lealle” edatına sebebiyet anlamını vermektedirler.[2]
  2. Kimi sözlükler ise Kur’an’ı Kerim ayetlerine atıfta bulunmamaktadırlar. Dolayısıyla üstte de belirttiğimiz gibi “ لَعَلَّ – Lealle” edatına sebebiyet anlamı dikkatleri çekmemektedirler.[3]

 

Açıkça görülmektedir ki gramerciler ve sözlük yazarları “ لَعَلَّ – Lealle” edatı ile ilgili olarak üç farklı anlam tespit etmişlerdir. Önemli olan, söz konusu edatın metinlerde ve ayetlerde hangi anlamda kullanıldığının belirlenmesidir. Biz bu araştırmamızda “ لَعَلَّ – Lealle” edatının yerimizin sınırlı olması nedeniyle sadece Kur’an’ı Kerimdeki kullanımları üzerinde yoğunlaşacağız. “ لَعَلَّ – Lealle” edatı Kur’an’ı Kerimde 129 kez kullanılmıştır.[4] Amacımız bu “ لَعَلَّ – Lealle” edatının geçtiği ayetlerde hangi anlamlarda kullanıldığını belirlemektir. Bu konuda en önemli kaynaklarımız ecdadımızın bize miras bıraktığı tefsir kaynaklarımızdır. Bu kaynaklar, bize Kur’an’ı Hz. Peygamber ve onun güzide ashabının (r.a.) anladığı gibi anlamamıza imkân vermektedirler. İlke olarak geçmişten günümüze dek en önemli tefsir kaynaklarımızı araştırmamızda esas alacağız. Bu yapılmadığı içindir ki birçok araştırmacı, birazdan örnekleyeceğimiz üzere küçümsenmeyecek sayıda Kur’an ayetini yanlış anlamışlar ve dolayısıyla birçok dile yanlış çevirmişlerdir. Yerimizi kısıtlı olması nedeniyle biz burada sadece Türkçe, Rusça ve İngilizce Kur’an çevirileri üzerinde odaklanacağız. Kur’an’ı Kerimde 129 kez geçen “ لَعَلَّ – Lealle” edatını kullanımlarını geçmişten günümüze seçtiğimiz tefsir kaynakları incelediğimiz zaman söz konusu edatın kullanımı ilgili olarak şu sonuca ulaşmış bulunuyoruz:

 

1.      Sebep ifade etmek için 121 kez kullanılmıştır,

2.      Ümit ve beklenti olarak 6 kez kullanılmıştır,[5]

3.      Soru edatı olarak 2 kez kullanılmıştır,[6]

 

Açıkça görülmektedir ki “ لَعَلَّ – Lealle” edatı bütün Kur’an’ı Kerimde ümit ve beklenti kullanım dışında sadece sebep ifade etmek için kullanılmıştır.

Hal böyleyken incelemeye konu olan dillerdeki araştırmacılar tefsir kaynaklarımıza başvurma konusunda gereken özeni göstermedikleri için sebep ifade etmek için kullanılan “ لَعَلَّ – Lealle” edatını “umulur ki, belki” anlamında yanlış çevirmişlerdir. Aşağıda konuyu daha iyi izah edebilmemiz için bazı örnekler sunacağız:

 

 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ

Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. (Diyanet İşleri Başkanlığı).[7]

Açıkça görüleceği üzere Diyanet İşleri Başkanlığı çevirisi ayete “ لَعَلَّ – Lealle” edatına sebep anlamı vererek onu doğru bir biçimde çevirmiştir.[8] Ancak şimdi sunacağımız çeviriler bu konuda başarılı olamamışlardır:

  1. Ey imân edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günlerde farz kılındı. Ola ki korunup sakınırsınız. (Celal Yıldırım)[9]
  2. Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı gibi, oruç, size de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki sakınırsınız. (Ali Bulaç)[10]
  3. Ey iman sahipleri! Oruç sizden öncekiler üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır. (Yaşar Nuri Öztürk)[11]
  4. Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. (Diyanet Vakfı)[12]

 

Sunacağımız İngilizce çeviri de ayeti doğru çevirmiştir:

O ye who believe! fasting is prescribed to you as it was prescribed to those before you, that ye may (learn) self restraint (Abdullah Yusuf Ali)[13]

Türkçedeki “belki, olabilir, şans eseri, umulur ki” gibi kelimelerin Rus dilinde karşılığı “может быть, быть может, авось, возможно, пожалуй ”’dır.  Fakat Rus dilinde yayınlanan meallerde genelde “может быть/ быть может” ifadesi kullanılır. Rus dilinde sebebiyeti bildiren kelimeler ise: “чтобы, чтоб, дабы, для, для того чтоб, для того чтобы, затем чтоб, затем чтобы, ради, с тем чтоб, с тем чтобы” gibi lafızlardır.

Bu kısa bilgiyi verdikten sonra şimdi biz burada Rusça mealleri de zikretmek istiyoruz.

İlk önce yanlış tercüme edilen mealleri ele almak istiyoruz:

  1. … Предписан вам пост так же, как он предписан тем, кто был до вас, – может быть, вы будете богобоязненны! Пост воспитывает и укрепляет ваши души. (Abd es-Salam el-Mansi ve Sumeyya el-Afifi, Tafsir al-Koran, el-Muntahab, 1999).[14]
  2. О те, которые уверовали! Вам предписан пост, подобно тому, как он был предписан вашим предшественникам, – быть может, вы устрашитесь. (Kuliyev Elmir Rafaeloğlu, Koran, 2002).[15]
  3. О вы, которые уверовали! Вам предписан пост, подобно тому, как он был предписан тем, кто жил до вас, – быть может, вы станете богобоязненными (Osmanov Magomed – Nuri Osmanoviç, Koran, 1995)
  4. О те, которые уверовали! Предписан вам пост, так же как он предписан тем, кто был до вас, – может быть, вы будете богобоязненны! (Kraçkovskiy İgnatiy Yulianoviç, Koran, 1963)[16]

Başarılı olan mealler ise şunlardır:

  1. О вы, кто верует! Предписан пост вам,
  2. Как он предписан был для тех, кто был до вас,
  3. Чтоб благочестие могли вы обрести (Porohova İman Valeriya Mihaylovna, Koran, 1991)
  4. О те, которые уверовали! Предписан [сделан обязательным] вам (Аллахом) пост, как он (был) предписан тем (общинам), которые были до вас, чтобы вы этим остереглись (Аллаха)[чтобы вы, будучи покорными Ему и исполняя возложенные Им обязательства, могли отдалиться от совершения грехов]! (Abu Adel, Koran, 2008).

 

وَقَالَت طَّآئِفَةٌ مِّنْ أَهْلِ الْكِتَابِ آمِنُواْ بِالَّذِيَ أُنزِلَ عَلَى الَّذِينَ آمَنُواْ وَجْهَ النَّهَارِ وَاكْفُرُواْ آخِرَهُ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ

 

Ayeti yanlış tercüme eden mealler arasında şunlardır:

 

  1. Ehli kitabdan bir taife de şöyle dedi: «Varın o mü’minlere indirilene güpe gündüz iman edin, Âhırinde de dönüb küfredin belki onlar da dönerler (Elmalılı)[17]
  2. Ehl-i kitaptan bir gürûh dedi ki: «Mü’minlere indirilmiş olana sabahleyin imân ediniz, akşamleyin de onu inkâr eyleyiniz. Olabilir ki dönüverirler.» (Ö.N.Bilmen)
  3. Kitap Ehlinden bir topluluk, (ayak takımlarına) dediler ki: Şuna (Muhammed’e) inananlara indirilene günün evvelinde inanın, günün sonunda inkâr edin; ola ki (dinlerinden) dönerler.(C.Yıldırım) mealleri bulunmaktadır.[18]

 

Ayeti doğru çevirenler:

  1. And a party of the People of the Scripture say: Believe in that which hath been revealed unto those who believe at the opening of the day, and disbelieve at the end thereof, in order that they may return. (Muhammed Marmaduke William Pickthall)[19]
  2. … “İnananlara indirilene, günün başında inanalım, sonunda da inkâr edelim ki, onlar da (inançlarından) dönsünler”… (Salih Akdemir)[20]

 

Rusça meallerde bu ayeti yanlış çevirenler arasında aşağıdakilerdir:

 

  1. Часть людей Писания говорит: “Уверуйте в то, что ниспослано верующим, в начале дня и перестаньте верить в конце его. Быть может, они обратятся вспять. (Kuliev)[21]
  2. И есть среди людей Писания такие, кто говорит:

“Вы на рассвете дня уверьте в Книгу,

Что тем ниспослана, кто в Господа уверовал (душой),

В конце же дня вы отрекитесь от нее –

Как знать, быть может, отрекутся и они (Porohova)[22]

  1. Некоторые из людей Писания говорят: “Веруйте в начале дня в то, что ниспослано верующим, и отрекайтесь в конце дня. Быть может, они отрекутся [от своей веры]. (Osmanov)[23]
  2. И говорит партия из обладателей писания: “Веруйте в то, что ниспослано тем, которые уверовали, в начале дня и отрекитесь в конце его, – может быть, они вернутся. (Kraçkovskiy)[24]

 

İncelediğimiz Rus dilinde yazılan mealler arasında bu ayeti doğru anlayan bir meal yoktur. Üstte de gösterdiğimiz gibi, bütün mealler buradaki  “ لَعَلَّ – Lealle” edatına “belki” anlamı vermişlerdir.

 

 

وَهُوَ الَّذِي يُرْسِلُ الرِّيَاحَ بُشْراً بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِهِ حَتَّى إِذَا أَقَلَّتْ سَحَاباً ثِقَالاً سُقْنَاهُ لِبَلَدٍ مَّيِّتٍ فَأَنزَلْنَا بِهِ الْمَاء فَأَخْرَجْنَا بِهِ مِن كُلِّ الثَّمَرَاتِ كَذَلِكَ نُخْرِجُ الْموْتَى لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

  1. … Olur ki, (bunu yeterince) düşünür de öğüt ve ibret alırsınız. (C. Yıldırım)[25]
  2. … belki düşünür ders alırsınız. (M.Esed)
  3. … Her halde bundan ibret alırsınız.(Diyanet Vakfı)[26]

 

Ayeti doğru çevirenler:

  1. And He it is Who sends forth the winds bearing good newsbefore His mercy, until, when they bring up a laden cloud, Wedrive it to a dead land, then We send down water on it, then bringforth with it of fruits of all kinds; thus shall We bring forth thedead that you may be mindful. (M. H. Shakir)
  2. Rahmetinin önünde rüzgarları bir müjde olarak gönderen O’dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları (kuraklıktan) ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle diriltip çıkarırız. (A. Bulaç).[27]

 

Rusça mealler arasında ayeti yanlış tercüme edenler:

 

  1. … Так изведем Мы и мертвых, – может быть, вы опомнитесь! (Kraçkovskiy)[28]
  2. …Так Мы и мертвых изведем,

(Чтоб воскресить на Суд их);

Быть может, это вас уразумит. (Porohova)[29]

  1. … быть может, вы запомните это как назидание. (Osmanov)[30]
  2. … Быть может, вы помяните назидание. (Kuliev)[31]

 

Ayeti doğru çevirenlerden ise sadece bir meal olmuştur:

  1. И (только) Он [Аллах] – Тот, Который посылает ветры (несущие облака), как радостную весть (о том, что будет дождь), по Своему милосердию. А когда они [ветра] поднимут тяжелое облако, Мы гоним его на безжизненную [засушливую] местность, низводим посредством этого воду [дождь] и выводим ею [водой] всякие плоды. Таким же образом Мы выведем и умерших (из их могил)(в День Суда). (И этот пример приводится), чтобы вы получили пользу от этого наставления! (Abu Adel).[32]

 

 

وَإِذَ قَالَتْ أُمَّةٌ مِّنْهُمْ لِمَ تَعِظُونَ قَوْماً اللّهُ مُهْلِكُهُمْ أَوْ مُعَذِّبُهُمْ عَذَاباً شَدِيداً قَالُواْ مَعْذِرَةً إِلَى رَبِّكُمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ

 

Bu ayeti kerimeyi yanlış çevirenlerden bazıları:

 

  1. Ve içlerinden bir ümmet niçin Allahın helâk edeceği veya şiddetli bir azâb ile ta’zib eyliyeceği bir kavme va’z ediyorsunuz dediği vakit o va’ızlar dediler ki: rabbınıza i’tizar edebileceğimiz bir ma’ziret olmak için, bir de ne bilirsiniz belki Allahtan korkar sakınırlar.(Elmalılı)[33]
  2. Ve hani onlardan bir cemaat de dedi ki: «Allah Teâlâ’nın kendilerini helâk edeceği ve şiddetli bir azap ile muazzep kılacağı bir gürûha ne için nasihatta bulunuyorsunuz?» Dediler ki: «Rabbinize karşı itizarda bulunmak için.» Ve umulur ki, ittikada bulunurlar. (Ö.N. Bilmen)
  3. İçlerinden bir topluluk, «Allah’ın yok edeceği veya şiddetli bir azâb ile azâblandıracağı bir kavme neden öğüt veriyorsunuz ?» demişlerdi de, onlar da : «Rabbımıza bir özür (beyan edelim) ve bir de belki Allah’tan korkup kötülüklerden sakınırlar diye (öğüt verme ihtiyacını duyuyoruz), cevabında bulunmuşlardı. (C.Yıldırım)[34]

 

İncelediğimiz meallerden sadece ikisi manayı doğru yansıtmıştır:

… İçlerinden bir grup (cumartesi yasağını çiğneyenleri engellemeye çalışanlara): “Allah’ın yok edeceği ya da (hiç değilse) çok şiddetli bir azap ile cezalandıracağı bir topluluğa ne diye öğüt veriyorsunuz ki…?” diye sorduklarında, onlar: “Rabbinizin katında sorumluluktan kurtulmak ve (yasağı çiğneyenlerin) Allah bilincine varmalarını (sağlamak) için … ” diyerek karşılık vermişlerdi. (S. Akdemir).[35]

 

Rusça meallere gelince yanlış olanları şunlardır:

 

  1. И вот сказал народ из них: ” Почему вы увещаете людей, которых Аллах погубит или накажет сильным наказанием?” Они сказали: ” Для оправдания пред вашим Господом, и, может быть, они будут богобоязненны!” (Kraçkovskiy)
  2. Когда же некие из них сказали:

“Зачем вы увещаете народ,

Который Аллах (задумал) погубить иль наказать суровой карой?”,

(Они) ответили: “Чтоб оправдаться пред Владыкой вашим
И дать возможность им страшиться Его гнева”. (Porohova)[36]

  1. [Вспомни] также, как некоторые люди из их числа вопрошали: “Ради чего вы читаете наставления людям, которых погубит или сурово накажет Аллах?” Они ответили: “Чтобы оправдаться перед вашим Господом. Да к тому же, быть может, они станут богобоязненными”. (Osmanov)
  2. Вот некоторые из них сказали: “Зачем вам увещевать людей, которых Аллах погубит или подвергнет тяжким мучениям?” Они сказали: “Чтобы оправдаться перед вашим Господом. Быть может, они устрашатся”. (Kuliev)[37]

Yine açıkça görülmektedir inceleme konumuz olan mealler arasında bu ayeti doğru yansıtan meal bulunmamaktadır.

 

وَقَالَ لِفِتْيَانِهِ اجْعَلُواْ بِضَاعَتَهُمْ فِي رِحَالِهِمْ لَعَلَّهُمْ يَعْرِفُونَهَا إِذَا انقَلَبُواْ إِلَى أَهْلِهِمْ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ

Ayeti yanlış çevirenler listesi:

  1. Yûsuf, adamlarına dedi ki: “Onların ödedikleri zahire bedellerini yüklerinin içine koyun. Umulur ki ailelerine varınca onu anlarlar da belki yine dönüp gelirler.” (Diyanet İşleri)[38]
  2. Uşaklarına da dedi: sermayelerini yüklerinin içine koyuverin belki ailelerine avdetlerinde anlarlar belki yine gelirler. (Elmalılı)
  3. Ve (Hazreti Yusuf) hizmetkârlarına dedi ki: «Onların sermayelerini, yükleri içine koyuveriniz. Belki anneleri yanına dönüp gidince, onu bilirler ve umulur ki geri dönerler.» (Ö.N.Bilmen)
  4. Yusuf, uşaklarına, «zahire bedellerini yüklerinin içine yerleştirin, belki ailelerine döndüklerinde anlarlar da yine (bize) dönüp gelirler» dedi. (C.Yıldırım)[39]

 

Doğru çevirenler arasında:

  1. Bunun üzerine Yusuf, hizmetçilerine: “Erzağa karşılık olarak getirdikleri mallarını yüklerine koyun ki, ailelerine döndüklerinde onları bulsunlar (ve böylece tekrar erzak almak üzere Mısır’a kolayca) dönsünler!” demişti. (S. Akdemir).[40]
  2. And he said to his servants: Put their money into theirbags that they may recognize it when they go back to theirfamily, so that they may come back (M. H. Shakir)

Rusça mealleri ele alacak olursak, yanlış anlam verenler arasında:

  1. И сказал он своим слугам: “Положите товар их в их вьюки, – может быть, они узнают, когда возвратятся к своей семье, может быть, они вернутся!” (Kraçkovskiy)
  2. Своим же слугам он сказал:

“Вы им в седельные вьюки

Их (меновой) товар вложите,

Чтоб обнаружили они его

Только тогда, когда вернутся к своим семьям.

Быть может, это их заставит возвратиться”. (Porohova)

  1. [Йусуф] велел своим слугам: “Положите их [исходный] товар во вьюки. Быть может, они, когда возвратятся в свои семьи, узнают [исходный товар] и вернутся [в Египет]”. (Osmanov)
  2. Он велел своим слугам: “Положите их деньги во вьюки, чтобы они узнали о них, когда возвратятся к своим семьям. Быть может, они вернутся”. (Kuliev)[41]

Rusça mealler arasında doğru çevirenler şunlardır:

  1. И сказал (Йусуф) своим слугам: «Положите товар их (которым они расплатились за продовольствие)(обратно) в их вьюки, чтобы они узнали, когда возвратятся к своей семье [чтобы обнаружили по прибытии домой], чтобы они вернулись (будучи уверенными в том, что я выполняю свои обещания)!» (Abu Adel).

 

إِنَّ اللّهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالإِحْسَانِ وَإِيتَاء ذِي الْقُرْبَى وَيَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاء وَالْمُنكَرِ وَالْبَغْيِ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

 

Ayeti yanlış anlayanlar:

  1. Şu bir gerçek ki Allah; adaleti, iyi ve güzel davranmayı, akrabaya vermeyi emreder. Tüm pisliklerden/edepsizliklerden, kötülükten, azgınlık, doymazlık ve kıskançlıktan yasaklar. Düşünüp ibret alırsınız ümidiyle size öğüt veriyor. (Y.N. Öztürk)[42]
  2. … Böylece (bütün bunları) belki aklınızda tutarsınız. (M. Esed)
  3. … Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz. (A. Bulaç)
  4. … Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz. (Tefhimul-Kur’an)[43]

 

Ayete doğru anlam verenler:

  1. Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. (Diyanet İşleri).[44]
  2. Allah commands justice, the doing of good, and liberality to kith and kin, and he forbids all shameful deeds, and injustice and rebellion: he instructs you, that ye may receive admonition. (A.Y. Ali)

 

Rusça meallerden Nahl suresinin 90 ayetine yanlış anlam verenler:

 

  1. … Он увещает вас: может быть, вы опомнитесь! (Kraçkovskiy)
  2. … Он наставляет вас, – быть может, вы последуете совету. (Osmanov)
  3. … Он увещевает вас, – быть может, вы помяните назидание. (Kuliev)[45]

Bağlamından da açıkça sebebiyet anlama geldiği anlaşılan bu ayeti doğru çevirenler:

  1. Аллах повелевает справедливость,

Благодеяние и щедрость к близким,

Он запрещает мерзость, беззаконие и бунт,

Он вразумляет вас,

Чтоб вы размыслили (и обратились). (Porohova)[46]

وَكَذَلِكَ أَنزَلْنَاهُ قُرْآناً عَرَبِيّاً وَصَرَّفْنَا فِيهِ مِنَ الْوَعِيدِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ أَوْ يُحْدِثُ لَهُمْ ذِكْراً

Ayeti yanlış tercüme edenlerden bazıları:

  1. Ve işte onu böyle Arabî bir Kur’an olarak indirdik ve bunda vaîydden türlü şekilde tekrar yaptık, ki belki korunur takvâ yolunu tutarlar, yahud da o, onlara bir zikr ihdas eyler.(Elmalılı)[47]
  2. Ve böylece O’nu bir Arabî Kur’an olarak indirdik ve O’nda tehditlerden mükerrer şeyler açıkladık. Belki korunurlar, yahut onlar için bir öğüt vücuda getirmiş olur. (Ö.N.Bilmen)
  3. İşte böylece onu, Arapça Kur’ân olarak indirdik ve tehdîdden (bölümleri ve belgeleri) değişik tekrarlarla açıkladık; ola ki Allah’tan korkup fenalıklardan sakınırlar veya O, onlara yeni bir hatırlama ve idrâk uyanıklığı sağlar. (C.Yıldırım)
  4. İşte böylece biz, onu Arabca bir KUR’AN olarak indirdik. Onda tehdidlerden nice türlüsünü tekrar tekrar beyan ettik ki, belki sakınır ve takva yolunu tutarlar; yahud o (Kur’an’daki nasihat ve tehditler), onlara bir ibret ve uyanış verir. (A.F. Yavuz)[48]

 

Ayeti doğru çevirenler:

  1. İşte böylece biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik ve Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar yahut onlara bir uyarı versin diye onda tehditleri teker teker sıraladık. (Diyanet İşleri).[49]
  2. And thus have We sent it down an Arabic Quran, and havedistinctly set forth therein of threats that they may guard(against evil) or that it may produce a reminder for them. (M.H. Shakir )

 

Rusça meallerden ayeti yanlış çevirenlerden bazıları:

  1. И так Мы ниспослали Коран арабским и рассыпали в нем угрозы, – может быть, они побоятся, или возбудит это в них воспоминание! (Kraçkovskiy)
  2. Так ниспослали Мы его — Коран арабский –

И поместили в нем угрозы

(Для тех, кто глух к знаменьям Нашим), –

Быть может, побоятся они Бога,

Иль он пробудит в них воспоминание (о Нем). (Porohova)

  1. Таким образом Мы ниспослали Коран на арабском языке и изложили в нем угрозы, – быть может, они устрашатся [Аллаха] или он (т. е. Коран) будет им назиданием. (Osmanov)
  2. Так Мы ниспослали Писание — арабский Коран, повторяя и изъясняя то, что им угрожает, может быть, убоятся они и внемлют увещанию. (Şidfar)[50]

Ayeti doğru çevirenler ise:

  1. Таким образом Мы ниспослали его в виде Корана на арабском языке и подробно разъяснили в нем Свои угрозы, чтобы они устрашились или чтобы это стало для них назиданием. (Kuliev)[51]

Aşağıda vereceğimiz örnek “ لَعَلَّ – Lealle” edatını tercüme edebilmemiz açısından çok dikkat çekicidir. Nitekim bu ayette “ لَعَلَّ – Lealle” edatına hem sebebiyet hem de belki/umulur ki anlamı vermemiz mümkündür. Her iki anlam da bağlamı dikkate alındığında doğrudur. Fakat yine de  “ لَعَلَّ – Lealle” edatına sebebiyet anlamı verilmesi kanaatimizce daha doğrudur.

إِذْ رَأَى نَاراً فَقَالَ لِأَهْلِهِ امْكُثُوا إِنِّي آنَسْتُ نَاراً لَّعَلِّي آتِيكُم مِّنْهَا بِقَبَسٍ أَوْ أَجِدُ عَلَى النَّارِ هُدًى

 

Bu ayette “ لَعَلَّ – Lealle” edatına umulur ki ve belki anlamları verenlerden bazıları:

  1. Bir vakıt o bir ateş gördü de ehline durun, dedi: benim gözüme bir ateş ilişti belki size ondan bir yalın getiririm, yâhud üzerinde bir kılağuz bulurum (Elmalılı)[52]
  2. Hani o çölde, gece yol alırken, bir ateş gördü uzaktan. “Durun!” dedi, ailesine: “Bir ateş ilişti gözüme. Oraya doğru gideyim, Belki oradan bir kor alıp size getiririm. Belki orada yolu bilen birini bulurum.” (S.Yıldırım)
  3. Hani (o) bir ateş görmüştü de âilesine: “Siz durun ben bir ateş gördüm, belki ondan size bir kor getiririm, yahut ateşin yanında bir yol gösteren bulurum” demişti. (S.Ateş)[53]

 

Şimdi ayete doğru anlam veren meali alalım:

“Hani o bir ateş görmüştü de ehline (ailesine, yakınlarına): “kesinlikle ben bir ateş gördüm. Ondan size bir kor parçası getirmem yahut ateş üzerinde bir kılavuz bulmam için siz bekleyin” demişti…” (Hakkı Yılmaz)[54]

Şimdi Rusça meallerden bu ayete yanlış anlam verenleri inceleyelim:

  1. Вот увидел он огонь и сказал своей семье: “Останьтесь, я почуял огонь. Может быть, я вернусь к вам с факелом оттуда или найду у огня верный путь”. (Kraçkovskiy)
  2. Вот он огонь увидел

И сказал семейству своему:

“Останьтесь (здесь).

Я чувствую присутствие огня.

Быть может, от него я принесу вам головешку

Иль у огня того путь верный отыщу”  (Porohova)

  1. Вот он увидел огонь [вдали] и сказал [членам] своей семьи: “Подождите здесь, ибо я увидел огонь. Быть может, я принесу вам головешку или же найду дорогу [и проведу всех] к огню”. (Osmanov)
  2. Вот он увидел огонь и сказал своей семье: “Оставайтесь здесь! Я увидел огонь. Быть может, я принесу вам головню или же найду возле огня дорогу”. (Kuliev).[55]

Gösterdiğimiz bu ayet hiçbir meal tercümeni tarafından doğru anlaşılmayan üçüncü örnektir. Bu ayeti de maalesef doğru yansıtan Rusça meal bulunmamaktadır.

فَإِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ

Türkçe mealler arasında ayeti yanlış tercüme edenler:

  1. Şüphe yok ki, onu (Kur’an-ı Mübîn’i) senin lisanınla kolaylaştırdık. Umulur ki onlar tefekkür ederler. (Ö.N.Bilmen)[56]
  2. Biz Kur’an’ı senin dilinle indirib onu (okuyuşunu) kolaylaştırdık; olur ki anlar ve öğüd alırlar. (A.F.Yavuz)
  3. Biz Kur’ân’ı senin dilinle indirip kolaylaştırdık. Umulur ki onlar öğüt alırlar. (Elmalılı s 2)
  4. Belki onlar öğüt alıp düşünürler diye, biz onu (Kur’an’ı), senin dilinle kolaylaştırdık. (Tefhimu’l-Kur’an)

 

İncelediğimiz mealler arasında ayeti doğru anlamlandıranlar bazıları:

 

  1. Biz onu, (iyi anlayıb) ibret alsınlar diye, ancak senin dilinle (indirerek) kolaylaşdırdık. (H.B. Çantay).[57]
  2. Verily, We have made this (Quran) easy, in thy tongue, in order that they may give heed. (A. Y. Ali)

 

 

Rusça mealler arasında yanlış olanlar:

 

  1. Мы ведь облегчили его на твоем языке: может быть, они вспомнят! (Kraçkovskiy)
  2. Воистину, Мы сделали его (т. е. Коран) легким [для восприятия] на твоем языке: быть может, они примут как наставление. (Osmanov)
  3. Поистине Мы облегчим Коран, ниспослав его на языке твоем, может быть, они примут увещание. (Şidfar)
  4. На языке твоем тут речи: скорей, быть может, Нас поймут,

Быть может, вспомнят нечестивцы! Так подожди, они-то ждут. (Şumovskiy)[58]

 

 

Rus dilinde anlamı doğru yansıtanlardan bazıları:

  1. Поистине, Мы облегчили тебе чтение Корана и передачу его, ниспослав его на твоём и их языке, чтобы они извлекали уроки, уверовали в него и соблюдали его заветы![59]

Sonuç olarak – yukarıda da verilen örneklerden açıkça görüldüğü gibi – Kur’an’ı Kerim’de 129 defa geçen “ لَعَلَّ ” edatının anlamı 121 yerde “sebebiyet” 6 yerde “belki, umulur ki, ümit edilir ki”, 2 yerde “istifham/soru” anlamalarında kullanılmıştır. Bununla birlikte günümüzde araştırmacılar, geçmiş mirası incelemedikleri için bu ayırımın farkına varamamışlar ve dolayısıyla birçok Kur’an ayetini okurlara yanlış aktarmışlardır. O halde bütün çabalar Kur’an’ın doğru bir biçimde okura aktarılmasına yönelik olmalıdır.

  1. Abd es-Salam el-Mansi ve Sumeyya el-Afifi, Tefsiru’l Kuran, el-Muntehab, yay. Mısır Vakıflar Müdürlüğü, Kahire – 2000.
  2. Abdullah Âtif Tüzüner, Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Meâli, yay. Yağmur, İstanbul – 1970.
  3. Abdullah Yusuf Ali, An English İnterpretation of Holy Quran With Full Arabic Text, yay. Sh. Muhammad Ashraf, Pakistan – 1985.
  4. Abdurrahman b. Nasir es-Saadi, Teysiru’l-Kerimi’r-Rahman fi Tefsiri Kelami’l-Mannan, (çev: Kuliev Elmir Rafaeloğlu).
  5. Abdülbaki Gölpınarlı, Kur’ân-ı Kerîm ve Meâli, yay. Remzi Kitabevi, İstanbul – 1955.
  6. Abu Adel, Koran, 2008.
  7. Abu Bakr Muhammed b. Sehl ibn es-Sirac en-Nahvi el-Bağdadi (h.v. 316), el-Usul Fi’n-Nahvi, (III cilt), yay. Müessesetü’r-Risale, 3.baskı, Beyrut, 1988.
  8. Abu’l-Huseyn Ahmad b. Faris b. Zekeriyya, Mu’cemu Makayisi’l-Lüğa, (tah: Abdu’s-Selam Muhammed Harun), Daru’l-Fikr, IV/12-15.
  9. Abu’l-Hasan Ali B. Ahmed El-Vahidi, El-Veciz Fi Tefsiri’l-Kitabi’l-Aziz, (Iı Cilt), 1.Baskı, Yay. Daru’l-Kalem, Lübnan – 1995.
  10. Abu’l-Hasan Ali b. İsmail b. Side el-Mursî, el-Muhkamu ve’l-Muhitu’l-A’zam, yay. Daru’l-Kutubu’l-İlmiyya, (tah:Abdu’l-Hamid Hinravi), Beyrut – 2000.
  11. Abu’l-Hasen İbrahim B. Umar El-Bukaî, Nizamu’d-Durari Fi Tanasubi’l-Ayati Ve’s-Suveri, (I-Xxıı Cilt), Yay. Daru’l-Kitabi’l-İslamiy, Kahire – Trs.
  12. Alauddin Ali B.Muhammed B.İbrahim El-Hazin, Lübabu’t-Te’vil Fi Maâni’t-Tenzil, (I-IV Cilt), Yay. Matbaatü’l-Hayriyye, Mısır – 1309.
  13. Ali Bulaç, Kur’an’ı Kerim’in Türkçe Anlamı, yay. Çıra, İstanbul – trs.
  14. Boguslavskiy Dmitriy Nikolayeviç, Koran, 4.baskı, yay. Çağrı, İstanbul – 2005.
  15. Celal Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri, (I-XI cilt) yay. Anadolu, İzmir – 1986.
  16. Ebu Cafer Muhammed B.El-Hasan Et-Tusi, Et-Tıbyan Fi Tefsiri’l-Kur’an, (I-X Cilt), Yay. Daru İhyai’t-Türasi’l-Arabî, Beyrut, Trs.
  17. Ebu’l A’lâ Mevdûdî, Tefhimu’l-Kur’an (VII cilt), yay. İnsan, İstanbul – 1986.
  18. Ebu’l-Ferec Abdurrahman B.Ali İbnü’l-Cevzi, Zadu’l-Mesir Fi İlmi’t-Tefsir, (I-Ix Cilt), Yay. Mektebetü’l-İslami, Dımaşk – 1965.
  19. El-Alûsî, Şihubuddin Es-Seyyid Muhammed, Ruhu’l-Meani, Fi Tefsiri’l-Kur’ani’l-Azim Ve’s-Seb’i’l-Mesani,(I-Xxx Cilt), Yay. Daru’t-Türasü’l-Arabiy, Lübnan Trs.
  20. El-Beydavi, Nasıru’d-Din Ebi Se’yad Abdullah B. Ömer B. Muhammed Eş-Şirazi, Anvaru’t-Tanzil Ve Esraru’t-Te’vil,(I-V Cilt), Yay. Daru İh’yai’t-Türasi’l-Arabiy, Beyrut – 1998.
  21. Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, Kur’an-ı Kerim ve Meali, Sistem Matbaacılık, (Haz: Dücane Cündioğlu), İstanbul – 2003.
  22. ElSaid M. Badawi, Muhamad Abdel Haleem, Arabic-English Dictionary of Qur’anic Usage, Brill, Leiden-Boston, 2008.
  23. Er-Razi, Fahruddîn Muhammed İbn Ziyâuddîn Ömer İbn El-Hüseyn El-Kureşî, Tefsiru’l Fahri’r Razi, Tefsiru’l Kebir Mefatihu’l Ğayb, (I-Xxxıı Cilt), Daru’l –Fikr, Beyrut 1981.
  24. Es’ad Mahmud Hummad, Eyserü’t-Tefasir,4.Baskı, Yay.Mecmeu’l-Luğati’l-Arabiy, (Iıı Cilt), Süriye – 2009.
  25. Es-Sabuni, Muhammed Aliyy, Safvetu’t-Tefasir, (I-Iıı Cilt), Yay. Daru’l-Fikr, Lübnan – 2001.
  26. Es-Seyyid Muhammed Hüseyin Et-Tabatabai, El-Mîzân Fî Tefsîri’l-Kur’an, (I-Xxıı Cilt), Yay. Müessesetu’l-Alemi Li’l-Matbuat, Lübnan – 1997.
  27. Eş-Şevkani, Kadi Muhammed B. Ali B. Muhammed, Fethü’l Kadir, (Tah. Abdurrahman ‘Umayr), Daru’l-Vefa, Beyrut – 1997, (I-V), Beyrut – 2005.
  28. Et-Taberi, Ebu Ce’fer Muhammed İbn Cerir, (Tah: Et-Turkiy, Abdullah İbn Abdu’l-Muhsin), Tefsiru’t-Taberi, Camiu’l-Beyan An Te’vili Âyi’l-Kur’an, Daru Hicr Yayınevi, Birinci Baskı, Kahire – 2001.
  29. Et-Tabersi Ebû Ali Fadl, Mecmeu’l-Beyan Fi Tefsiri’l-Kur’an, (I-X Cilt), Yay. Kitabfuruş-İ İslamiyye, Tahran – 1966.
  30. Ez-Zemahşeri, Ebi’l-Kâsım Carullah Muhammed b. Ömer b. Ahmed (h.467-538), el-Mufassal fi San’ati’l-İ’rab, yay. Hilal, 1.baskı, Beyrut, 1997.
  31. Ez-Zemahşeri, Ebi’l-Kâsım Carullah Muhammed B. Ömer B. Ahmed, El-Keşşaf An Hakaiki ‘Avamidi’t-Tenzil Ve Uyuni’l Akavil Fi Vucuhi’t-Te’vil, (I-IV) Daru İhyai’t –Türasi’l-Arabiy, 2.Baskı, Lübnan – 2001.
  32. Fikri Yavuz, Kur’an-ı Kerim ve İzahlı Meâli Âlisi, yay. İhlas Matbaacılık ve Dağıtım A.Ş., İstanbul – 1967.
  33. Hakkı Yılmaz, Nüzul Sırasına Göre Necm Necm Kur’ân’ın Türkçe Meâli, yay. İşaret, İstanbul – 2011.
  34. Hasan Basri Çantay, Kurân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm, yay. Mürşid Çantay, (III cilt), İstanbul – 1980.
  35. Heyet, Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur’an-ı Kerim Meâli, yay. Özgün Matbaacılık San. Ve Tic. A.Ş., 12.baskı, Ankara – 2006.
  36. Heyet, Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur’an-ı Kerim Meâli, yay. Özgün Matbaacılık San. Ve Tic. A.Ş., 12.baskı, Ankara – 2006.
  37. Hüseyin Atay, Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Anlamı (Meâl), yay. SEK, Ankara – 1995.
  38. İbn Hişâm, Ebû Muhammed Cemâluddîn Abdullah b. Yûsuf, Muğni’l-Lebîb an Kütübi’l-E‘ârîb, (tah. ve şerh: Dr. Abdüllatif Muhammedü’l-Hatib), Silsiletü’t-Türase, trs.
  39. İbni Menzur, Ebu Fadl Muhammed b. Celaluddin Mukrim el-Ensari (tah: heyet), Lisanu’l-Arab, yay. Daru Sadır, Beyrut – trs.
  40. İsfahani, Ebu’l-Kasım el-Hüseyn ibn Muhammed, (Muhammed Halil İtani), el-Müfredet fi Garibi’l-Kur’an, Daru’l-Ma’rife Yayınevi, Lübnan – 2005.
  41. İsmail b. Hammad el-Cevheri, es-Sihah, Tacu’l-luğa ve Sihahu’l-Arabiy, (Ahmad Abdu’l-Gafur Attar), 4.baskı, yay. Daru’l-İlm, Lübnan- 1990.
  42. İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Kur’an, yay. Yıldız Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş., Ankara – 1957.
  43. Kraçkovskiy İgnatiy Yulianoviç, Koran, 12.baskı, yay. Feniks, Rostov – 2010.
  44. Kuliev Elmir Rafaeloğlu, Koran, 7.baskı, yay. Ummah, Yoşkar – Ola – 2009.
  45. Metin Saruhan, Kur’an-ı Kerim ve Yüce Meali, yay. Erkam Matbaası, 2012.
  46. Muhammed b. Abi Bekir b. Abdi’l-Kadir er-Razi, Muhtaru’s-Sihah, yay. Dairetü’l-Meacim Mektebetü Lübnan, Beyrut – 1986.
  47. Muhammed bin Abu Bakr bin Abdu’l-Kadir er-Razi, Muhtaru’s-Sihah, yay. Dairatü’l-Meacim fi Mektebeti Lübnan, Beyrut – 1946.
  48. Muhammed bin Muhammed Murteza ez-Zebidi, Tacü’l-Arus min Cevahiri’l-Kamus, (tah: Abdulkerim el-İzbavi), yay. Türasü’l-Arabiy, Küveyt – 1965.
  49. Muhammed bin Muhammed Murteza ez-Zebidi, Tacü’l-Arus min Cevahiri’l-Kamus, yay. Türasü’l-Arabiy, Küveyt – 1965.
  50. Muhammed Esed, Kur’an Mesajı Meal – Tefsir, (çev: C. Koytak; A. Ertürk), yay. İşaret, İstanbul – 2002.
  51. Muhammed Fuad Abdü’l-Baki, Mu’cemü’l-Müfehres li-Elfazi’l-Kur’ani’l-Kerim, Darü’l-Kutubü’l-Misriyye yayınevi, Kahire – h.1364.
  52. Muhammed Marmaduke William Pickthall, The Meanıng Of The Glorious Koran, yay. Mentor Books, New York – 1961.
  53. Mukatil B. Süleyman, Tefsiru Mukatil B. Süleyman, Yay. Müessesetü’t-Tarihi’l-Arabiy, (V Cilt), Lübnan – 2002.
  54. Mustafa Yıldız, Son Mesaj, Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Meali, yay. İşrak, İstanbul – 2007.
  55. Nasr Bin Muhammed Bin Ahmed Bin İbrâhîm Es-Semerkandî, Bahru’l-Ulum, (I-III Cilt), Yay. Daru’l-Kutubu’l-İlmiyye, Lübnan – 2006.
  56. Osmanov Magomed – Nuri Osmanoviç, Koran, 3.baskı, yay. Dilya, Moskova – 2009.
  57. Ömer Nasuhi Bilmen, Kur’an’ı Kerim’in Türkçe Meali Âlisi ve Tefsiri (VII cilt), yay. Bilmen, İstanbul – 1965.
  58. Porohova İman Valeriya Mihaylovna, Koran, 10.baskı, yay. Ripol Klassik, Moskova – 2009.
  59. Sablukov Gordiy Semönoviç, Koran, Muhammedî itikadının kanuni kitabı, 2.baskı, Kazan – 1894.
  60. Salih Akdemir, Son Çağrı Kur’an, yay. Ankara Okulu, Ankara – 2009.
  61. Salih Parlak, Bilgi Toplumuna Doğru Kur’ân-ı Kerim Meal – Tefsiri, yay. Ek – BİL Matbaası, İstanbul – 2001.
  62. Sami Kocaoğlu, Apaçık Kur’an ve Türkçe Hikmetli Meali, yay. Zafer Matbaası, İstanbul –
  63. Süleyman Ateş, Kur’ân-ı Kerîm ve Yüce Meâli, yay. Kılıç Kitabevi, Ankara – 1982.
  64. Şidfar Betsi Yakovlevna, el-Koran, yay. Ummah, Moskova – 2003.
  65. Şumovskiy Teodor Adamoviç, Koran, yay. Akt, Moskova – 2004.
  66. Talat Koçyiğit, İsmail Cerrahoğlu, Kur’an-ı Kerim Meal ve Tefsiri, yay. Matbaacılık ve Ticaret İşletmesi, Ankara – 1985.
  67. Yaşar Nuri Öztürk, Kur’an’ı Kerim Meali, yay. Yeni Boyut, İstanbul – 2011.

 

[1] “ لَعَلَّ ” “lealle” nin  “ َعَلَّ” “alle” kökünden geldiğini söyleyenler de vardır. “ لَعَلَّ ” edatının kökü hakkında daha fazla bilgi için bkz: Muhammed bin Muhammed Murteza ez-Zebidi, Tacü’l-Arus min Cevahiri’l-Kamus, (tah: Abdulkerim el-İzbavi), yay. Türasü’l-Arabiy, Küveyt – 1965, XXX/372; Muhammed bin Abu Bakr bin Abdu’l-Kadir er-Razi, Muhtaru’s-Sihah, yay. Dairatü’l-Meacim fi Mektebeti Lübnan, Beyrut – 1946, s. 250; İbn Hişâm, Ebû Muhammed Cemâluddîn Abdullah b. Yûsuf, Muğni’l-Lebîb an Kütübi’l-E‘ârîb, (tah. ve şerh: Dr. Abdüllatif Muhammedü’l-Hatib),  yay. Silsiletü’t-Türase, II/434-439.

[2] “ لَعَلَّ – Lealle” edatı Allah’ın kitabında kullanıldığında bazılarına göre: ümit ve beklentiyi güçlendirme içindir. Diğer bir gruba göre ise sebebiyet anlamında kullanılır. Bkz: … “ فأمّا لعلَّ إذا جاءت في كتاب الله تعالى، فقال قوم: إنَّها تقويةٌ للرَّجاء والطَّمع وقال آخرون: معناها كَيْ ” . Abu’l-Huseyn Ahmad b. Faris b. Zekeriyya, Mu’cemu Makayisi’l-Lüğa, (tah: Abdu’s-Selam Muhammed Harun), Daru’l-Fikr, trs, IV/12-15; Abu’l-Hasan Ali b. İsmail b. Side el-Mursî, el-Muhkamu ve’l-Muhitu’l-A’zam, yay. Daru’l-Kutubu’l-İlmiyya, (tah:Abdu’l-Hamid Hinravi), Beyrut – 2000, I/97-98; … Ümit, beklenti ve şüphe için, Kur’an’da zikredildiğinde sebebiyet anlamında kullanılmaktadır. Bkz: … وهي كلمة رجاءٍ وطمَع وشك وقد جاءت في القرآن بمعنى كَيْ … İbn Menzur, Ebu Fadl Muhammed b. Celaluddin Mukrim el-Ensari (tah: heyet), Lisanu’l-Arab, yay. Daru Sadır, Beyrut – trs, XI/607; Muhammed bin Muhammed Murteza ez-Zebidi, Tacü’l-Arus min Cevahiri’l-Kamus, yay. Türasü’l-Arabiy, Küveyt – 1965, XXX/372.

[3] Bu edatın anlamına gelince istenilen veya korkulan bir şeyin beklentisini ifade eder… Bkz: Muhammed b. Abi Bekir b. Abdi’l-Kadir er-Razi, Muhtaru’s-Sihah, yay. Dairetü’l-Meacim Mektebetü Lübnan, Beyrut – 1986, s. 189: … ومعناه التوقع لمرجو أو مخوف وفيه طمع وإشفاق … ; İsmail b. Hammad el-Cevheri, es-Sihah, Tacu’l-luğa ve Sihahu’l-Arabiy, (Ahmad Abdu’l-Gafur Attar), 4.baskı, yay. Daru’l-İlm, Lübnan- 1990, V/1774.

[4] Muhammed Fuad Abdü’l-Baki, Mu’cemü’l-Müfehres li-Elfazi’l-Kur’ani’l-Kerim, Darü’l-Kutubü’l-Misriyye yayınevi, Kahire – h.1364, s.648-649; ElSaid M. Badawi, Muhamad Abdel Haleem, Arabic-English Dictionary of Qur’anic Usage, Brill, Leiden-Boston, 2008, s.842; İsfahani, Ebu’l-Kasım el-Hüseyn ibn Muhammed, (Muhammed Halil İtani), el-Müfredet fi Garibi’l-Kur’an, Daru’l-Ma’rife Yayınevi, Lübnan – 2005, s. 454-455.

[5] Hud, 11/12; el-Enbiya, 21/111; el-Ahzab, 33/63; eş-Şûrâ, 42/17; et-Talâk, 65/1; Abese, 80/3.

[6] El-Kehf, 18/6; eş-Şuarâ, 26/3.

[7] El-Bakara/183, Heyet, Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur’an-ı Kerim Meâli, yay. Özgün Matbaacılık San. Ve Tic. A.Ş., 12.baskı, Ankara – 2006. Ayrıca müfessirlerimizin bu ayete sebebiyet anlamı verenlerden bazıları için bkz: Mukatil b. Süleyman, Tefsiru Mukatil b. Süleyman, yay. Müessesetü’t-Tarihi’l-Arabiy, (V cilt), Lübnan – 2002, I/160; Et-Taberi, Ebu Ce’fer Muhammed ibn Cerir, (tah: et-Turkiy, Abdullah ibn Abdu’l-Muhsin), Tefsiru’t-Taberi, Camiu’l-Beyan An Te’vili Âyi’l-Kur’an, Daru Hicr Yayınevi, Birinci Baskı, Kahire – 2001, III/156; er-Razi, Fahruddîn Muhammed İbn Ziyâuddîn Ömer ibn el-Hüseyn el-Kureşî, Tefsiru’l Fahri’r Razi, Tefsiru’l Kebir Mefatihu’l Ğayb, Daru’l –Fikr, Beyrut 1981, (I-XXXII), V/76; es-Sabuni, Muhammed Aliyy, Safvetu’t-Tefasir, (I-III cilt), yay. Daru’l-Fikr, Lübnan – 2001. I/108; El-Alûsî, Şihubuddin es-Seyyid Muhammed, Ruhu’l-Meani, fi Tefsiri’l-Kur’ani’l-Azim ve’s-Seb’i’l-Mesani,(I-XXX cilt), yay. Daru’t-Türasü’l-Arabiy, Lübnan trs, II/57; Abu’l-Hasan Ali b. Ahmed el-Vahidi, el-Veciz fi Tefsiri’l-Kitabi’l-Aziz, (II cilt), 1.baskı, yay. Daru’l-Kalem, Lübnan – 1995, I/150; Es’ad Mahmud Hummad, Eyserü’t-Tefasir,4.baskı, yay.Mecmeu’l-Luğati’l-Arabiy, (III cilt), Süriye – 2009, I/82.

[8] Ayrıca bkz: Salih Akdemir, Son Çağrı Kur’an, yay. Ankara Okulu, Ankara – 2009; Hasan Basri Çantay, Kurân-ı Hakîm ve Meâl-i Kerîm, yay. Mürşid Çantay, (III cilt), İstanbul – 1980; Muhammed Esed, Kur’an Mesajı Meal – Tefsir, (çev: C. Koytak; A. Ertürk), yay. İşaret, İstanbul – 2002; Abdülbaki Gölpınarlı, Kur’ân-ı Kerîm ve Meâli, yay. Remzi Kitabevi, İstanbul – 1955; Süleyman Ateş, Kur’ân-ı Kerîm ve Yüce Meâli, yay. Kılıç Kitabevi, Ankara – 1982; Talat Koçyiğit, İsmail Cerrahoğlu, Kur’an-ı Kerim Meal ve Tefsiri, yay. Matbaacılık ve Ticaret İşletmesi, Ankara – 1985; Salih Parlak, Bilgi Toplumuna Doğru Kur’ân-ı Kerim Meal – Tefsiri, yay. Ek – BİL Matbaası, İstanbul – 2001; Hüseyin Atay, Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Anlamı (Meâl), yay. SEK, Ankara – 1995; Hakkı Yılmaz, Nüzul Sırasına Göre Necm Necm Kur’ân’ın Türkçe Meâli, yay. İşaret, İstanbul – 2011; Sami Kocaoğlu, Apaçık Kur’an ve Türkçe Hikmetli Meali, yay. Zafer Matbaası, İstanbul – 2009; Ş.  Piriş; Ö. N. Bilmen.

[9] Celal Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri,(I-XI cilt) yay. Anadolu, İzmir – 1986.

[10] Ali Bulaç, Kur’an’ı Kerim’in Türkçe Anlamı, yay. Çıra, İstanbul – trs.

[11] Yaşar Nuri Öztürk, Kur’an’ı Kerim Meali, yay. Yeni Boyut, İstanbul – 2011.

[12] Ayrıca bkz: A. Metin Saruhan, Kur’an-ı Kerim ve Yüce Meali, yay. Erkam Matbaası, 2012; Mustafa Yıldız, Son Mesaj, Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Meali, yay. İşrak, İstanbul – 2007; Abdullah Âtif Tüzüner, Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Meâli, yay. Yağmur, İstanbul – 1970.

[13] Abdullah Yusuf Ali, An English İnterpretation of Holy Quran With Full Arabic Text, yay. Sh. Muhammad Ashraf, Pakistan – 1985.

[14] Tercümesi: … belki de …

[15] Tercümesi: … belki korkarsınız.

[16] Tercümesi: belki siz Allah’tan korkan biri olursunuz. Aynı şekilde bkz: Şidfar Betsi Yakovlevna, el-Koran, tercüme ve tefsirleri, 2003; Şumovskiy Teodor Adamoviç, Koran, 1995, Sablukov Gordiy Semönoviç, Koran, Muhammedî itikadının kanuni kitabı, 1879, Boguslavskiy Dmitriy Nikolayeviç, Koran, 1971.

[17] Alü İmran, 72. Bu ayeti kerimeye sebebiyet anlamı veren bazı müfessirleri zikretmek istiyoruz:

Mukatil b. Süleyman, Tefsiru Mukatil b. Süleyman; I/284; El-Alûsî, Ruhu’l-Meani, III/199; eş-Şevkani, Kadi Muhammed b. Ali b. Muhammed, Fethü’l-Kadir, (tah. Abdurrahman ‘Umayr), Daru’l-Vefa, Beyrut – 1997, (I-V), Beyrut – 2005, I/578.

[18] Ayrıca bkz: A. Gölpınarlı; A. Fikri Yavuz, Kur’an-ı Kerim ve İzahlı Meâli Âlisi, yay. İhlas Matbaacılık ve Dağıtım A.Ş., İstanbul – 1967; A. Metin Saruhan; H.B. Çantay; Mustafa Yıldız; Salih Parlak; Hüseyin Atay; Abdullah Âtif Tüzüner; Sami Kocaoğlu; M.Esed; S. Ateş; A.Y. Ali; H.B.Çantay; Tefhimul-Kur’an; Diyanet Vakfı.

[19] Muhammed Marmaduke William Pickthall, The Meanıng Of The Glorious Koran, yay. Mentor Books, New York – 1961.

[20] Ayrıca bu ayeti doğru çeviren: Hakkı Yılmaz.

[21] Tercümesi: … belki geri dönerler.

[22] Tercümesi: … belki, onlar da inkar ederler.

[23] Tercümesi: … belki onlar (dinlerinden) dönerler.

[24] Tercümesi: … belki onlar dönerler. Ayrıca bkz: Boguslavskiy; Sablukov; Abu Adel; Şidfar; el-Muntahab; Şumovskiy.

[25] El-A’râf, 57. Burada “ لَعَلَّ – Lealle” edatına sebebiyet anlamını veren bazı tefsirleri göstermek istiyoruz:

Et-Taberi, Camiu’l-Beyan, X/255; Mukatil b. Süleyman, Tefsiru Mukatil b. Süleyman, II/42; Et-Tabersi Ebû Ali Fadl, Mecmeu’l-Beyan fi Tefsiri’l-Kur’an, (I-X cilt), yay. Kitabfuruş-i İslamiyye, Tahran – 1966, IV/431; Ebu Cafer Muhammed b.el-Hasan Et-Tusi, Et-Tıbyan fi Tefsiri’l-Kur’an, (I-X Cilt), Yay. Daru İhyai’t-Türasi’l-Arabi, Beyrut, Trs, IV/431; Nasr bin Muhammed bin Ahmed bin İbrâhîm es-Semerkandî, Bahru’l-Ulum, (I-III cilt), yay. Daru’l-Kutubu’l-İlmiyye, Lübnan – 2006, I/548.

[26] A. Gölpınarlı bu ayette “ لَعَلَّ – Lealle” edatına anlam vermemiştir. Ayrıca Bkz: S. Ateş, A.Y. Ali; A. Metin Saruhan; Mustafa Yıldız; Abdullah Âtif Tüzüner; Sami Kocaoğlu; Tefhimul Kuran.

[27] A. Gölpınarlı; S. Akdemir; Salih Parlak; Hüseyin Atay; Hakkı Yılmaz.

[28] Tercümesi: …belki kendinize gelirsiniz.

[29] Tercümesi: … belki bu sizi akıllandırır.

[30] Tercümesi: … belki siz bunu nasihat olarak aklınızda tutarsınız.

[31] Tercümesi: … belki siz nasihati hatırlarsınız.  Ayrıca bkz: Boguslavskiy; Sablukov; Şumovskiy; Betsi Şidfar.

[32] Tercümesi: … bu nasihatten faydalanabilmeniz için.

[33] El-A’râf, 164.

[34] Ayrıca bkz: H.B. Çantay; M. Esed; A.Gölpınarlı; S.Ateş; A.Y. Ali; A. Metin Saruhan; Mustafa Yıldız; Salih Parlak; Hüseyin Atay; Abdullah Âtif Tüzüner; Sami Kocaoğlu; Diyanet Vakfı, Tefhimul-Kur’an.

[35] Ayrıca bkz: Hakkı Yılmaz. Aynı görüşte olan bazı müfessirler:

Mukatil b. Süleyman, Tefsiru Mukatil b. Süleyman; II/70; es-Seyyid Muhammed Hüseyin et-Tabatabai, el-Mîzân fî Tefsîri’l-Kur’an, (I-XXII cilt), yay. Müessesetu’l-Alemi li’l-Matbuat, Lübnan – 1997, VIII/300.

[36] “ لَعَلَّ – Lealle” edatına ‘imkân tanıma’ anlamını vermiştir.

[37] Burada da Rusça mealler “ لَعَلَّ – Lealle” edatına “belki” anlamını vermişlerdir. Ayrıca bkz: Abu Adel; Sablukov; Şidfar; Es-Saadi; Boguslavskiy; Şumovskiy.

[38] Yusuf, 62. Açıkça görüldüğü gibi ayetin iki yerinde “ لَعَلَّ – Lealle” edatı geçmektedir. Dolayısıyla her iki “ لَعَلَّ – Lealle” edatını dikkate alacağız.

[39] A.F. Yavuz; H.B. Çantay; M. Esed birinci “ لَعَلَّ – Lealle” edatına doğru anlam vermesine rağmen ikincisine “belki” diyerek yanlış anlam veriyor. Aynı hatayı Abu Adel yapıyor; Ayrıca bkz: S. Ateş; A. Metin Saruhan; Mustafa Yıldız; Salih Parlak; Hüseyin Atay; Sami Kocaoğlu; Abdullah Âtif Tüzüner; Diyanet Vakfı; Tefhimul-Kur’an.

[40] Ayrıca bkz: A. Gölpınarlı; Hakkı Yılmaz; M. M. Pickthall; A.Y. Ali. Sebebiyet anlamını veren bazı müfessirler: Mukatil b. Süleyman, Tefsiru Mukatil b. Süleyman; II/342; el-Beydavi, Nasıru’d-din Ebi Se’yad Abdullah b. Ömer b. Muhammed eş-Şirazi, Anvaru’t-Tanzil ve Esraru’t-Te’vil,(I-V cilt), yay. Daru İh’yai’t-Türasi’l-Arabiy, Beyrut – 1998, III/169; Ebu’l-Ferec Abdurrahman b.Ali İbnü’l-Cevzi, Zadu’l-Mesir fi İlmi’t-Tefsir, (I-IX Cilt), Yay. Mektebetü’l-İslami, Dımaşk – 1965, IV/249; Abu’l-Hasen İbrahim b. Umar el-Bukaî, Nizamu’d-Durari fi Tanasubi’l-Ayati ve’s-Suveri, (I-XXII cilt), yay. Daru’l-Kitabi’l-İslamiy, Kahire – trs, X/152.

[41] Zikrettiğimiz dört mealde “ لَعَلَّ – Lealle” edatını “belki de” diye yanlış tercüme etmişlerdir. Ayrıca bkz: Sablukov, Es-Saadi; Boguslavskiy; Şumovskiy.

[42] En-Nehl, 90.

[43] Ayrıca bkz: Abdullah Âtif Tüzüner.

[44] Tabi ki bu ayeti doğru çevirenlerin sayısı az değildir. Buradaki amacımız her cuma halka okunan ayeti hala yanlış çevirenleri göstermekti. Bunun dışında inceleme konumuz olan Türkçe mealleri ayeti doğru tercüme etmişlerdir. Burada, aynı görüşte olan bazı müfessirleri de zikretmede fayda vardır:

Et-Taberi, Camiu’l-Beyan, XIV/336; Et-Tabersi, Mecmeu’l-Beyan fi Tefsiri’l-Kur’an, VI/380; Er-Razi, Mefatihu’l-Gayb; XX/105; Alauddin Ali b.Muhammed b.İbrahim El-Hazin, Lübabu’t-Te’vil fi Maâni’t-Tenzil,  (I-IV Cilt), Yay. Matbaatü’l-Hayriyye, Mısır – 1309, III/138.

[45] Açıkça görüldüğü gibi gösterdiğimiz mealler “ لَعَلَّ – Lealle” edatına Ayrıca bkz: Sablukov, Şidfar, es-Saadi; Şumovskiy.

[46] Ayrıca bkz: Abu Adel; Boguslavskiy.

[47] Taha, 113.

[48] Ayrıca bkz: H.B. Çantay; A. Gölpınarlı; A. Metin Saruhan; Salih Parlak; Hüseyin Atay; Abdullah Âtif Tüzüner; Diyanet Vakfı.

[49] Ayrıca bkz: Hakkı Yılmaz; Sami Kocaoğlu; S. Ateş; M. Esed; Mustafa Yıldız. Sebebiyet anlamı veren bazı müfessirleri zikretmek istiyoruz:

Et-Taberi, Camiu’l-Beyan, XVI/178; Ez-Zemahşeri, Ebi’l-Kâsım Carullah Muhammed b. Ömer b. Ahmed, el-Keşşaf an Hakaiki ‘Avamidi’t-Tenzil ve Uyuni’l Akavil fi Vucuhi’t-Te’vil, (I-IV) Daru İhyai’t –Türasi’l-Arabiy, 2.baskı, Lübnan – 2001, III/90; Mukatil b. Süleyman, Tefsiru Mukatil b. Süleyman, III/42; Şevkani, Fethu’l-Kadir; III/532; Er-Razi, Mefatihu’l-Gayb, XII/121.

[50] Ayrıca bkz: Sablukov; Şidfar; Boguslavskiy; Şumovskiy.

[51] Doğru çeviren diğer mealler için bkz: el-Muntahab; Abu Adel; es-Saadi.

[52] Taha, 10. Benzer ayetler için bkz: Neml, 7; Kasas, 29; mesela bu ayete sebebiyet anlamı verenlerden bazı müfessirler: Mukatil b. Süleyman, III/22.

[53] A. Gölpınarlı ve Hüseyin Atay bu ayette “ لَعَلَّ – Lealle” edatına anlam vermemiştir. Ayrıca bkz: A. F. Yavuz; Ö.N. Bilmen; H.B. Çantay; M. Esed; A.Y. Ali; S. Akdemir; İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Kur’an, yay. Yıldız Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş., Ankara – 1957; A. Metin Saruhan; Mustafa Yıldız; Salih Parlak; Sami Kocaoğlu; Abdullah Âtıf Tüzüner. C. Yıldırım; Diyanet Vakfı; Tefhimu’l-Kuran.

[54] Bu ayete sebebiyet anlamını verenler arasında aşağıdaki bazı tefsirleri zikredebiliriz: Mukatil b. Süleyman, Tefsiru Mukatil b. Süleyman, III/22.

[55] “ لَعَلَّ – Lealle” edatının anlamı burada belki, umulur ki anlamları verilerek asıl anlamından saptırılmıştır. Boguslavskiy bu ayette “ لَعَلَّ – Lealle” edatına anlam vermemiştir. Ayrıca bkz: Sablukov, el-Muntahab, Abu Adel, es-Saadi, Şidfar. Boguslavskiy.

[56] Duhan, 58.

[57] Ayrıca bkz: Diyanet İşleri; M. Esed; S. Akdemir; S. Ateş; A. Metin Saruhan; Mustafa Yıldız; Salih Parlak; A. Göpınarlı; Hüseyin Atay; Hakkı Yılmaz; Sami Kocaoğlu; Abdullah Âtif Tüzüner.

Ayrıca burada ayeti sebebiyet anlamı vererek çevirenleri zikretmek gerekir:

Et-Taberi, Camiu’l-Beyan, XXI/70; el-Cevzi, Abdurrahman b. Ali, Zadu’l-Mesir fi İlmi’t-Tefsir, VII/352; Et-Tabersi, Mecmeu’l-Beyan fi Tefsiri’l-Kur’an, IX/70; Şevkani, Fethu’l-Kadir, IV/756; Mukatil b. Süleyman, Tefsiru Mukatil b. Süleyman; III/826.

[58] Gösterdiğimiz bu ayetlerde de her dört meal “belki” anlamını vermektedirler.

[59] Ayrıca bkz: Kuliev; Porohova; Sablukov; Boguslavskiy.

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor...

İlgili

Filed under: общий/genel/general |

DİL, EDEBİYAT VE EĞİTİM ÇALIŞMALARI

Azerbaycan halk tiyatrosu modern Azerbaycan tiyatrosunun teşekkülünde önemli rol oynamış, geçmişle gelecek arasında bir köprü olmuştur. Azerbaycan’da modern tiyatro 19. yy’ın ortalarına rastlamaktadır. 19. yüzyılın başlarında Azerbaycan’ın siyasi hayatında radikal değişikler olmuş, Çarlık Rusya Kafkasya’ya inmiş, Azerbaycan’ı kontrolü altına almaya çalışmıştır. 1828’de İran’la yapılan Türkmençay antlaşmasıyla Azerbaycan kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayrılmış, Kuzey (bugünkü) Azerbaycan Çarlık Rus’un, Güney Azerbaycan (İran Azerbaycan’ı) İran’ın tahakkümü altına girmiştir.Çarlık idaresinin eyalet merkezi olan Tiflis, resmi dairelerin ve mekteplerin açılmasıyla diğer şehirlere nazaran daha gelişmiş bir durumdaydı. Avrupai hayat tarzının Tiflis’te Rus tesiriyle başlaması, birtakım içtimai hareketlenmeyi de beraberinde getirmiştir. Gayrimüslimler bu yeni yaşam biçimine kısa sürede ayak uydurmuşsalar da Müslümanlar (çoğunluğu Türk) dinleri dolayısıyla uzun süre bu durumu kabullenmemişlerdir. Azerbaycan araştırmacısı Yavuz Akpınar tiyatroyla ilgili olarak Tiflis muhitinin o dönemki görünümünü şöyle açıklamaktadır: Ahundzade’nin 1849’dan itibaren komediler yazmaya başlaması doğrudan doğruya Tiflis’teki kültürel değişmelerle yakından alakalıdır… Yolların yapılması, şehirlerdeki hızlı nüfus artışı, özellikle Tiflis’in süratli gelişmesi, ticaretin büyümesi kültürel hayatın bu şehirde canlanmasına ve olgunlaşmasına imkân hazırlamıştı. Tiflis’te devlet daireleri kurulmuş, birçok okul açılmış matbuat gelişmeye başlamıştı. Avrupai hayat tarzı yaygınlaşıyor, güçleniyordu. İşte bu gelişmelerin tabii bir neticesi olarak tiyatro binasına ihtiyaç duyuldu. Ruslar, Gürcüler ve Ermeniler arasından yerli aktörler çıkmaya başlamıştı, tiyatro toplulukları oluşturuluyordu. Avrupai hayat tarzının Kafkasya ve Azerbaycan dolaylarında yerleşip yayılmasını bu bölgenin Şark’a ait hususiyetlerinden, atmosferinden koparılmasını kendi sömürgeci emelleri için de yararlı gören Çarlık hükümeti, Rusların ve diğer gayrimüslimlerin Tiflis’te tiyatro, opera, müzik, modern eğitim ve öğretim, matbuat sahalarındaki faaliyetlerine gereken dikkati gösteriyor, bunları himayeden geri kalmıyordu… Vorontsov’un hususi bir tiyatro binası yaptırmasının başka sebepleri de vardır: Mesela Tiflis’te gittikçe büyüyen Rus kolonisi için alıştıkları eğlence hayatını ihdas etmek, geliştirmek medeni bir ihtiyaç haline gelmişti (Akpınar,1988). Çarlık Rus idaresinin umumi valisi Knyaz Vorontsov, 1849’da Tiflis’te Rus tiyatro binasının temelini attırmış ve 1851’de tiyatro binası hizmete açılmıştır. Bu durum daha sonra Vorontsov’un Türk, Gürcü ve Ermeni aydınlarını tiyatro eseri yazmaya teşvik etmesiyle daha ileriye taşınmıştır. Böylece Müslüman-Türk dünyasının ilk tiyatro yazarı Mirza Fetali Ahundzade, 1850’de ilk komedisi Hekayet-i Molla İbrahimhalil Kimyager’i yazmıştır. Ahundzade aynı yıl Mösyö Jordan, LenkeranHanının Veziri tiyatrolarını, 1852’de Hekayet-i Hırs-ı Guldurbasanı, 1853’te Hacı Gara’yı, 1855’te Mürafaa Vekilleri’ni yazmıştır (Akpınar, 1994). Eserler Azerbaycan Türkçesiyle yazılmışsa da ilk olarak 1853’te Tiflis’te Rusça basılmış ve ne yazık ki Rusça oynanmıştır. Bunun nedenini Abdulvahap Yurtsever, Azerbaycan’da henüz tiyatroyu icra edecek aktör kadroların olmaması olarak belirtilir (Yurtsever, 1951). Ahundzade’nin eserleri başta Rusya olmak üzere Fransa, İngiltere’de de sahnelenmiştir. Akpınar, 19. asrın ikinci yarısında Batı Avrupa’da en çok tanınan Şarklı yazarın Ahundzade olduğunu söyler (Akpınar, 1994).1880’den sonra tiyatro hayatında bir canlanma görülmüş, Gori Muallim Mektebini bitiren gençler, öğrencileri etrafında toplayarak bazı tiyatro eserlerini sahneye hazırlamışlardır. 1880 yılında profesyonel denebilecek tiyatro topluluğu Nahçivan’da oluşturulmuştur. Bu topluluğun içinde Memmedtağı Sıdkı, Celil Mehmetkuluzade, Elekber Mehmetguluoğlu, Ekber Molla Beyeloğlu, Eyneli Bey Sultanof gibi tiyatro heveskârları, 1882’den itibaren de Azerbaycan Türkçesini iyi bilen Ermeni aktör ve aktrisleri Elmas Hanım, Stepan Safrazyanlar Azerbaycan’ın birçok şehrinde (Bakü, Gence, Tiflis, Nuha) tiyatro gösterileri düzenlemişlerdir. Ahunzade’nin komedileri başta olmak üzere Ermeni yazar Vasak Medetov’un Azerbaycan Türkçesiyle yazdığı eserleri oynamışlardır (Akpınar, 1994). Elmas Hanım Türk sahnesinde yer alan ilk kadın sanatçıdır. 1886’dan itibaren Azerbaycan tiyatrosu Bakü’de gelişmeye başlamıştır. İnkılap Kerimov, Bakü’de tiyatronun canlanmasını, Sultanmecit Genizade, Habib Bey Mahmutbeyov ve Necefoğlu Bey Veliyev’in tiyatro heveslilerini bir araya getirerek gösterdikleri mücadeleye dayandırır ve bu durumu şöyle açıklar: “… Bu şahısların tiyatro yolunda çektikleri azap, uğraştıkları birçok tahkirat, sövüşlerin hiçbiri anlatılamaz. Kapı kapı gezip bilet satmakla tiyatrolar verip özleri için bir kuruş götürmeyip ihza ettikleri paraları yeni tür mektep uşaklarına gönderirdiler… Bu şahısların tiyatro yolunda zahmetleri çok büyük ve tiyatro tarihine adları yazılmalıdır.” (Kerimov, 1923) Yukarıda belirtilen isimler her ne kadar tiyatro konusunda büyük eserler vermemişse de rejisörlük ve aktörlük alanlarında tiyatronun ağır yükünü üzerine almışlardır. Habib Bey ve Sultanmecit Genizade 1887’de yüksek tahsil için Bakü’ye gelmiş, burada öğretmenlik yapmaya başlamışlardır. Habib Bey ve Genizade’nin büyük çaba göstererek Bakü’de açtığı Rus-Tatar Mektebi2 maarif ve medeniyet yolunda önemli ilerleme kaydetmiştir. Aralarına Necefoğlu Bey Veliyev’in de katılmasıyla Bakü’de tiyatro alanında hareketlenme başlamıştır. Açılan mektebin öğrencilerinin tiyatroya olan ilgileri arttırılmış, dönemin ünlü tiyatro oyuncularından Hüseyin Araplinski ve Mirmahmut Kazımovski de ilk defa bu mektebin öğretmenlerinin yönlendirmesiyle sahneye çıkmıştır.Bakü’de bu hareketlerle canlanan tiyatro hayatı profesyonelleşmek adına hükümet izniyle truppalar (tiyatro toplulukları) oluşturulmaya çalışılmıştır. Bununla ilgili ilk adım 1896’da Azerbaycan’ın önemli aydını Hasan Bey Melik Zerdabi tarafından atılmış; fakat Bakü hükümeti tarafından izin verilmemiştir. Daha sonra Nerimanov’un gayretleri olumlu sonuçlanmış ve nitekim aynı yıl “Birinci Müslüman Truppası” adı altında tiyatro topluluğu kurulmuştur.

раввин                  

работишка

работа

работник

работенка

рабыня

равнина

равиоли

равнинно

работяга

радуница

радиус

радовать

радость

радостный

радужно

ражий

радовавший

радушный

радоваться

разладившийся

разивший

разинутый

разлад

разиня

разладивший

рандеву

раненько

распухавший

распутывать

ранчо

раневый

раненный

распутье

рант

растолочься

растолстевший

растомивший

растопить

растопка

расход

расходиться

расходовавший

ратник

ратный

ратоборство

ратоборствующ

рать

раунд

раут

раф

рафинадный

haham

işçi

İş

çalışan

görev

köle

sade

mantı

düz

çalışkan

gökkuşağı

yarıçap

lütfen

neşe

memnun

pembe

çılgın

hoş

samimi

sevinmek

düzensiz

son dakika

açık

anlaşmazlık

esnemek

uyumsuz

randevu

erken

şişmiş

çözmek

çiftlik

yara

yaralı

kavşak

şerit

ezmek

tombul

yorgun

eritmek

çıra

tüketim

ayrılmak

harcama

savaşçı

askeri

güreş

savaş

ordu

yuvarlak

bozgun

raf

rafine

Интернет-магазин дверной фурнитуры - ПРО-ЛОКС

Основная задача нашей компании – создание высокоэффективных решений в сфере систем запирания. Мы занимаемся созданием технологичных и высоконадежных решений для комплексной безопасности Вашего объекта по лучшим мировым стандартам от ведущих производителей с мировым именем: для квартиры или загородного дома, крупного завода или сети магазинов, офиса компании или бизнес-центра, отеля, мини-отеля или гостиничной сети. Наши специалисты всегда готовы создать системы запирания, максимально адаптированные для условий применения конкретного заказчика.

У нас вы можете приобрести:

  • Системы запирания (замки, дверная фурнитура)
  • Системы контроля и управления доступом
  • Дверная автоматика для распашных и раздвижных дверей
  • Современные системы видеонаблюдения
  • Системы беспроводной охранно-пожарной сигнализации
  • Домофония и системы управления "умный дом"
  • Умные системы управления ключевым хозяйством
  • Интеллектуальные системы хранения

Наши офисы и филиалы:

  • г. Москва, ул. Карьер, д. 2А, стр. 1, офис 226 (БЦ КАРЬЕР);
  • Филиал г. Ростов-на-Дону;
  • Филиал г. Санкт-Петербург.

Доставка по всей России.

 

В числе наших партнеров мировые производители систем запирания и безопасности:

  • ABLOY

    ABLOY

    ABLOY защищает людей, их имущество, бизнес операции на земле, в море и в воздухе - при любых обстоятельствах. Решения созданные для индивидуальных нужд, начиная с запиран...
  • ASSA ABLOY

    ASSA ABLOY

    ASSA ABLOY- мировой лидер в производстве систем дверного открытия, ориентированный на удовлетворение нужд конечного потребителя в безопасности и комфорте....
  • Dahua Technology

    Dahua Technology

    Dahua Technology является ведущим мировым поставщиком передовых решений в сфере видеонаблюдения....
  • Ditec Entrematic

    Ditec Entrematic

    На рынке автоматических приводов и систем управления для различных ворот промышленного и бытового назначения компания работает уже свыше 40-ка лет...
  • dormakaba

    dormakaba

    01 июля 2016 года компания, производящая дверные доводчики, электронные замки, фурнитуру, мобильные стены и автоматические двери, Dorma и компания, выпускающая электронные замки и турникеты, Kaba объединились в компанию dormakaba. ...
  • TRAKA ASSA ABLOY

    TRAKA ASSA ABLOY

    Одна из первых в мире электронных систем управления ключами была разработана в 1990 году компанией Traka. В настоящее время компания считается мировым лидером в разработк...
  • Sigur-Cфинкс

    Sigur

    С 2006 года Sigur является профессиональным инструментом для построения систем безопасности любого масштаба и сложности, входит в число крупнейших производителей СКУД в России...
  • BioSmart

    BioSmart

    BioSmart - биометрические системы контроля и управления доступом...
  • Samsung SDS

    Samsung SDS

    SET içeren 11 harfli kelimelerin Türkçe sözlükteki anlamlar. İçinde SET geçen 11 harfli kelimeler 32 adettir. Kelimeler Türk Dil Kurumu TDK ve diğer Türkçe sözlükler kullanılarak May 17, 2022 Açgözlü, aranjör, atasözü, banliyö, başörtü, bölünme, börülce, çökelek, çökelti, çözelti, dönüşüm, dörtgen, dörtyol, gökyüzü, gönüllü, görevli, görümce, görüntü, gösteri, gözyaşı, karagöz, karekök, köşegen, kötürüm, nöbetçi, nörolog, öğrenci, öğretim, öksürük, öncelik, özellik, reaktör, rejisör, röntgen, sömürge, söğürme, söyleşi, yöresel. Harf Sayısına Göre Kelimeler ABANIVERMEK ABARTICILIK ACIKABİLMEK ACIKIVERMEK ACILAŞTIRMA ACIMASIZLIK ACINDIRILMA ACITABİLMEK ACITIVERMEK ACIYABİLMEK netellerle ödeme alan bahis siteleri metropol casino giriş 11 Harfli Kelimeler listesi 11 Harfli Türkçe 5430 kelime bulundu. 11 Harfli kelimeler listesi kelime oyunları oynarken, bulmaca çözerken veya kelimeler ile ilgili araştırma yaparken size Kelimeler. Net İçinde BERD geçen 11 harfli kelimeler 4 adettir. Kelimeler Türk Dil Kurumu TDK ve diğer Türkçe sözlükler kullanılarak oluşturulmuştur. Harf sayısı hesaplanırken eğer var ise boşluk Dec 1, 2022 İçinde BET olan 11 harfli 15 kelime var. Eğer dilerseniz, Kelimeler Türk Dil Kurumu TDK ve diğer Türkçe sözlükler kullanılarak oluşturulmuştur. İçinde BET geçen 13 May 17, 2022 İçinde J Olan 5 Harfli Kelimeler 1-Jeton 2-Ajans 3-Ajite 4-Janti 5-Joker 6-Jokey 7-Japon 8-Ejder 9-Jakar 10-Jarse 11-Majör 12-Masaj 13-Pasaj 14-Kolaj 15-Pikaj 16 jackpot band cleveland oh FIFER11, FEVER11, FEYER11, FEWER11, FOYER11, FLYER11, FAVOR11, FAVER11, FAYER11, OFFER11, OCKER11, KABAR11, KEBAR11, MAKAR11, MAKER11, ABHOR10, ACHAR10, 11 Harfli kelimeler listesi kelime oyunları oynarken, bulmaca çözerken veya kelimeler ile ilgili araştırma yaparken size kolaylık sağlar. Içinde, başında veya sonunda istediğiniz bir ifadenin geçtiği kelimeleri bulmak için üstteki arama alanını kullanabilirsiniz. 11 İçerisinde bet bulunan 10 harfli toplam 17 kelime bulundu. İçinde bet geçen 10 harfli kelimeler listesi, içinde bet olan kelimeler, kelime oyunları oynarken, bulmaca çözerken, kelimeler ile RET içeren 11 harfli kelimelerin Türkçe sözlükteki anlamlar. İçinde RET geçen 11 harfli kelimeler 119 adettir. Kelimeler Türk Dil Kurumu TDK ve diğer Türkçe sözlükler kullanılarak Jun 19, 2022 Kuranda en Sık Geçen 100 Kelimeler by Özkan_ege. 100 Kelime ile Kuranda Geçen Kelimelerin Yarısını Öğrenebiliriz Kurandaki No Kelime Tekrar Anlamı Toplam MEZZE25, ZANZE23, TAZZE23, OZZIE23, JEEZE21, AVYZE20, AZYME19, CEZVE19, JAXIE19, QUAKE18, ZINKE18, KOPJE18, AVIZE17, QUYTE17, PYXIE17, WINZE17, kaçak bahis ekşi May 17, 2022 İçerisinde R Harfi Geçen Kelimeler Listesi İçinde R Olan 4 Harfli Kelimeler 1-Kırk 2-Derk 3-Reji 4-Para 5-Pars 6-Tura 7-Kurs 8-Kura 9-Yara 10-Mart 11-Ruhi 12-Sert 13-Kuru 14-Soru 15-Sarı 16-Mera 17-Çıra 18-Rami 19-Yurt 20-Kurt 21-Fark 22-Tart 23-Park 24-Dara 25-Sıra 26-Sara 27-Şiir 28-Şair 29-Mars 30-Türk 31-Irak May 17, 2022 İçerisinde P Harfi Geçen Kelimeler Listesi İçinde P Olan 4 Harfli Kelimeler 1-Teyp 2-Peyk 3-Pala 4-Pile 5-Alpa 6-Pele 7-Pişe 8-Aşıp 9-Pire 10-Repo 11-Pazu 12-Kapı 13-Plak 14-Kelp 15-Püre 16-Pazı 17-Depo 18-Tıpa 19-Paşa 20-Sıpa 21-Tıpa 22-Çapa 23-Paça 24-Puhu 25-Puan 26-Gaip 27-Plan 28-Para 29-Peru 30-Pide 31-Tepe F, f f. M fabeceae fabian fable fabliau fabric fabricate fabulist fabulous face faceplate facesaving facet facetiae facetious facework facial facies facile facileprinceps facilisdescensusaverno İçerisinde BET geçen İngilizce kelime listesi ve Scrabble kelime puanları. Ayrıca, Bet ile başlayan ingilizce kelimeler. Bet ile biten ingilizce kelimeler. Içeriklerine bakabilirsiniz. 15 Başında A olan 11 harfli kelime listeleri 351 tane A BAJURCULUK A BANABİLMEK A BANIVERMEK A BANOZLAŞMA A BARTABİLME A BARTICILIK A BARTILILIK A İçlik, kabalık, devamlılık-li: Huzurlu, akıllı, heyavanlı, düzenli, sinirli, ışıklı-siz: Huzursuz, neşesiz, heyecansız, düzensiz, akılsız, ışıksız-cil: Benmerkezcil, evcil, birincil-cık: Kuzucuk, bebekcik, adacık, ufacık-msı: Kırmızımsı, tatlımsı, acımsı-sal: Anayasal, soysal, kırsal, yasal, açısal, ışıksal-tı: showmax tv: dizilermaçın geri kalanını kim kazanır-roadyfigueira Başında K olan 11 harfli kelime listeleri 690 tane K ABADAYILIK K ABAKGİLLER K ABAKLAŞMAK K ABALACILIK K ABARABİLME K ABARECİLİK K ABARIVERME K İçinde GİBİ geçen 11 harfli kelimeler 87 adettir. Kelimeler Türk Dil Kurumu TDK ve diğer Türkçe sözlükler kullanılarak oluşturulmuştur. Harf sayısı hesaplanırken eğer var ise boşluk karakteri ve diğer özel karakterler de hesaba katılmaktadır 1. Sayfadasınız. en yeni bet siteleri İçinde V geçen 11 harfli kelimeler İçinde v olan 11 harfli 412 kelime var. İçerisinde V harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda İçinde AYAK geçen 11 harfli kelimeler 81 adettir. Kelimeler Türk Dil Kurumu TDK ve diğer Türkçe sözlükler kullanılarak oluşturulmuştur. Harf sayısı hesaplanırken eğer var ise boşluk karakteri ve diğer özel karakterler de hesaba katılmaktadır 1. Sayfadasınız. Acar ayaklı ağ ayakları ağır ayaklı ayak arkası ayak artmak ayak basımı ayak basmak.

 

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası