Bireysel Emeklilik Caiz Mi Diyanet

Adana İl Müftüsü Dr. Hasan ÇINAR, "Devletin katkı sağlamış olduğu Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) üzerinden emekli olabilmek için katılım bankalarına para yatırmak caiz mi?" sorusuna cevap veren bir fetva yayınladı. 

Müftü Çınar'ın fetvasına geçmeden önce, Diyanet İşleri Başkanlığının dini konularda en yüksek danışma ve karar alma organı olan Din İşleri Yüksek Kurulu'nun konuyla ilgili vermiş olduğu kısa ve öz fetvayı sizlerle paylaşalım. 

Kurulun fetvası şöyle;

Bireysel emeklilik caiz midir? 

Kâr payı esasına dayalı olarak çalışan bireysel emeklilik tasarruf ve yatırım sistemi, yatırılan primlerin dinen helal olan alanlarda değerlendirilmesi durumunda caizdir. Aksi takdirde caiz değildir.

Müftü Çınar'ın fetvası şöyle;

Soru: Ben memurum. Hanımımı devletin katkısıyla beraber bireysel emekli yapmak için katılım bankasına para yatırmak istiyorum. Böyle emekli olup, ilerde maaş alması caiz midir?

Cevap: Devletin, vatandaşına yardım yapması caizdir. Sizin de emekli olmak için yatırdığınız aylık para, asla faiz ve faizli muamelelerde çalıştırılmamalıdır. Böyle emeklilik caiz değildir.

Eğer yatırılan paralar ve devlet katkısı faizle ilgisi olmayan ve dinimizin uygun gördüğü katılım ( Kar - Zarar ) ortaklıklarında işletilirse bu emeklilik (BES) caiz olur. Devlet katkısıyla birlikte bu katılım bankalarında biriken paranın çalıştırılmasıyla elde edilen kar payı da helaldir.

Dr. Hasan ÇINAR
Adana İl Müftüsü

Bireysel emeklilik sistemleri kâr payı özelliğini taşıyor ve faiz olarak değil de ortaklık olarak veya kârdan pay olarak kabul ediliyorsa, bunda bir sakınca yoktur.

Bu açıdan ilgili kurumun nasıl çalıştığı ve gelirlerin içinde haram kazanç olup olmadığı araştırılmalı ve ona göre karar verilmelidir. Örneğin faiz geliri de olan bir sistemse asla caiz değildir.

Birikimli hayat sigortası ve bireysel emeklilik sisteminde (BES); katılımcı fertlerin, en az 10 yıl olmak üzere, umumiyetle yıllık periyotlarla ödedikleri primler çeşitli fonlarda değerlendirilir. Buna karşılık, belli süreyi dolduran (en az 25 yıl) üyelere maaş bağlanır. Kamu güvenlik kuruluşlarında olduğu gibi, sağlık hizmeti vs gibi sosyal yardımlar söz konusu değildir. İştirakçilerden alınan primlerle sermayeleşen fonlar, bu parayı çoğunlukla yerli-yabancı faizli enstrümanlarda değerlendirir. Üyelerden giriş aidatı, yönetim gideri adı altında oldukça yüksek meblağlar tahsil edilir. Bu şirketlerin muazzam kârlara ve cesâmete ulaşması en az üyelerini düşündükleri kadar kendilerini de kolladıklarının kanıtı olsa gerektir. Uluslararası finans kapital deyimiyle anılan dev fonların önemli bölümü emeklilik fonlarından meydana gelir.

Bu açıklamalarımız ışığında, faiz konusunda hassas bir Müslümanın özel emeklilik şirketlerinden uzak durması, bizce normal bir davranıştır.

Not: Bireysel Emeklilikle ilgili olarak, Katılım Bankalarının uygulamaları konusunda Prof. Dr. Hayrettin KARAMAN'a sorulan bir soru ve soruya verdiği cevap şöyledir:

Şimdiye kadar ülkemizde bireysel emeklilik ya bir çeşit hayat sigortası şeklinde yaplıyordu veya içinde İslam'a göre meşru / caiz / helal olmayan işlem ve gelirlerin de bulunduğu yatırım fonlarına yatırım yapmak suretiyle gerçekleşiyordu ve bu sebeple biz de "Bireysel emeklilik caiz değildir." demiştik.

Şimdi katılım bankaları, içinde haram olan hiçbir işlemin ve gelirin bulunmadığı yatırım fonları aracılığı ile bir çeşit bireysel emeklilik kapısını açmış bulunuyorlar.

Tarafıma gönderilen bilgi notu şudur:

"Bireysel Emeklilik Sistemi ile aslında düzenli gelire sahip olan insanların sağlıklarının ve gençliklerinin yerinde olduğu dönemlerde daha iyi gelir elde edebiliyor olmasına dayalı olarak, emeklilik yıllarında, emeklilik maaşında yaşanan kesintilere dayalı olarak hayat standardında bir değişiklik gündeme gelmeden, emeklilik öncesindeki gelir ve yaşam standartını devam ettirebilmesine imkan tanımak adına oluşturulmuş, uzun vadeli yatırım imkanıdır."

"Örnek, sistem özü itibariyle 10 yıl vadeye dayalı olup, müşteri (süre sonunda) dilerse emekli gibi düzenli maaş alabilir, dilerse tek seferde biriken parasını "varsa" kârıyla birklikte tahsil eder. Ortada sigortadan bahsedebileceğimiz herhangi bir şey söz konusu değildir, özü itibariyle uzun vadeli tasarruf ve yatırım amacı vardır. Ancak lehdarın vefat etmesi halinde, lehdar tarafından önceden belirlediği kişiye (yoksa varislerine) fonda biriken anaparası ve "varsa" kârının ödenmesi (zarar varsa anaparadan mahsup edilir) garanti edilmektedir."

"Burada fon yönetimi mevzu bahis olup, müşterinin aylık ödeyeceği tasarruflarla kurulmuş fonda eskiden hazine bonosu bulundurma zorunluluğu vardı. Yeni mevzuat bu zorunluluğu kaldırmış olup, fonun tamamı kıymetli maden ile (Katılım bankalarının altın hesabı gibi), İMKB'deki hisse senetleri ile (İslami endekse uygun ürünlerle), Gelire Endeksli Senetlerle veya bu üç ürünün karmasından oluşabileceği gibi fonun % 10'unu geçmeyecek şekilde katılım havuzlarında değerlendirilmesine de imkan tanımaktadır. Kısaca hazine bonusu ve repo zorunluluğu ortadan kalktığı için katılım bankaları olarak faize duyarlı müşterilerimize bu ürünü faizsiz bankacılık ilkeleri dahilinde sunma arzusundayız."

"Bu üründen yararlanacak müşterilerimize anapara ve getiri garantisi verilmemekte olup, yukarıdaki ürünlerden gelire endeksli senetler hariç tamamı risk içerebiliğinden zarar da söz konusu olabilir. Bankamızın hizmet alacağı yatırım firması da yukarıda ifade ettiğimiz ürünlere yatırım yaparak fonun varlığını devam ettirecektir. Bunun karşılığında fonun kârı ve zararı fon içindeki müşterilere ait olup, gerek bankamız gerekse yatırım firması fon yönetimi, takibi, raporlanması ve diğer oprasyonel işlemler ve giderleri karşılamak için müşteriden hizmet ücreti alacaktır."

"Yukarıda verilen bilgiye göre faizden uzak kalarak yatırım yapmak veya ileride emekli maaşı gibi meşru bir aylık gelire kavuşmak isteyenler, katılım bankalarında başlatılan bu "helal kazanç fonlarına" yatırım yapabilirler. Süre sonunda elde edilecek kâr ve ana para yatırımcıya aylık olarak da ödenebileceği için bu yatırım 'meşru bir bireysel emeklilik' işini görmektedir."

Katılım bankalarının bu işteki rolü ve kazancı iki şekilde olabilir:

1. Yukarıda söylendiği gibi hizmet ücreti alabilirler.

2. Fona yatırım yapmak isteyen müşterilerle mudarebe şirketi ilşkisi kurarlar, işi yürütürler ve kârdan pay alırlar.

Soru: %25 primini devletin karşıladığı, insanları tasarrufa yöneltmek amacıyla bireysel emeklilik diye bir sistem başlatıldı.

"Finans kurumlarının, gerek kredi kartlarından gerekse mal karşılığı verdikleri kredileri ödeyemeyen insanlardan tahsil ettikleri, kar payı adı altındaki paralar, katılım hesaplarına veya bireysel emeklilik fonlarının değerlendirildiği hesaplara girerse, bu fonlardan veya katılım hesaplarından alınan paralar caiz olur mu olmaz mı?"

Devlet kamu yararını gözeterek ve adaletten ayrılmaksızın insanlarına reel faizsiz kredi (teşvik kredisi) verebilir, bağışlarda bulunabilir. Lüzumsuz veya ikinci derecede önemli olan harcamaları kısmak ve tasarrufu teşvik amacıyla bireysel emekliliği de teşvik ediyor, teşvik için belli bir meblağı hibe ederek prim şeklinde ödüyor; böylece önemli ölçüde bir sermaye birikecek, bu sermaye meşru yatırımlara, üretimlere yönlendirilecek, istihdam alanları genişleyecek ve ülkenin serveti, halkının refahı artacak…

Katılım bankalarının İslâmî konuları danıştığı (tek kişi değil) heyetleri var. Bireysel emeklilik fonlarının da hangi alanlarda nemalandırılabileceğini bu heyetlerden soruyorlar ve aldıkları cevaba göre uygulama yapıyorlar.

"Finans kurumlarının, gerek kredi kartlarından gerekse mal karşılığı verdikleri kredileri ödeyemeyen insanlardan tahsil ettikleri, kar payı adı altındaki paralar" ifadenizi düzeltmek gerekiyor.

Katılım bankalarının yaptıkları meşru işler arasında bir de murabaha vardır ki, manası: "Bir malı satın alıp üzerine makul bir kâr koyarak vadeli satmak"tır. Bu bankaların kredi kartları da aslında "murabaha vekalet ve kefalet kartı"dır. Bankadan bu kartı alan müşteri aldığı malı banka adına alır ve tüketmeden önce de kendine satın alır. Banka, hemen işlemin ardından ona bir mesaj gönderir, banka adına aldığı malı peşin mi, taksitle mi almak istediğini sorar ve aldığı cevaba göre işlem yapar.

Murabaha işleminden kazanılan para ticârî kârdır ve meşrudur. Bu paralar vadesinde ödenmezse ve ödemeyen, imkanı bulunduğu halde ödemeyi yapmamış ise, enflasyon farkı tahsil edilir ve bu, hak edilmiş alacaktır. Enflasyon farkını aşan miktar bir çeşit ceza olarak tahsil edilirse bankanın ve yatırımcının hesabına geçmez, hayır yolunda sarf edilir.

Bu bankalarda, bireysel emeklilik sepetine helal olmayan bir kazancın girmemesi kuraldır.

Bireysel emeklilik sistemi adaylar tarafından en çok tercih edilen sigorta ürünlerindendir.

Birikim ve yatırım amacıyla kullanılan bes sistemine kayıt olmadan önce adaylar bireysel emekliliğin caiz olup olmadığını araştırmaktadır.

Aramaların bu yönde olması sonucunda bireysel emekliliğin caiz olup olmadığı sizlere detaylıca anlattık!

Sistem hakkında adaylar en çok diyanet açıklamalarını merak etmektedir. Yazımıza devam ederek bireysel emeklilik sistemi hakkında detaylı bilgi ve yorumlara ulaşabilirsiniz.

BES Sistemi hakkında detaylı bilgi almak isteyen adaylar:Bes Bireysel Emeklilik Sistemi Nedir?yazısını okuyabilirler.

Bireysel Emeklilik Caiz Mi Diyanet Yorumları Nedir?

Bireysel emekliliğin dinen uygunluğu zorunlu BES ile birlikte gündemde yer aldı. Din adamları ile birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı bireysel emeklilik sistemi için şartlı onay verdi.

Sistemde nemalandırılan birikimlere değinen din adamları, nemalandırılma için tercih edilen yatırım araçlarının İslamiyet’e göre “helal” olan yatırım araçlarından tercih edilmesi halinde, BES için caiz hükmünü verdiler.

Dini sebepler nedeniyle bireysel emeklilik sistemine olan bakış açısının ne yönde gerçekleşmesi gerektiğini ifade eden fetvaların ortak noktasında, birikimlerin nemalandırılması yer aldı. %25 devlet katkısı oranı din adamlarınca caiz olarak değerlendirilerek, sistem içerisindeki paranın hangi şartlarda değerlendirilmiş olacağı konusuna odaklanıldı.

Bireysel emeklilik için yapılan prim ödemeleri bilindiği üzere sistem için hazırlanan fonlar ve devlet borçlanma araçlarında değerlendirilir. Primlerin fonlarda elde ettiği getiri ile birlikte birikimler büyüyerek, emeklilik dönemini rahat geçirmek isteyen katılımcılara ek gelir kapısı oluşturmak üzere biriktirilir.

Böylece katılımcı, sisteme ilave ettiği primler için aldığı %25 devlet katkısına ek olarak fon getirisi de elde ederek yaptığı yatırımın kat ve kat üstüne emeklilik döneminde sahip olabilir.

Sistemin caiz olup olmamasında, tercih edilen fonun içeriğinde bulunan yatırım araçlarının hangileri olduğu belirleyicidir. Prim ödemelerinin değerlenmesi için tercih edilen fonlar faiz geliri sunuyorsa, din adamlarına göre bireysel emeklilik sistemi caiz olmaktan çıkar.

Faiz getirisi dışında kalan fonlar tercih edilerek sistem içerisinde birikimlerin değerlendirilmesi gerçekleştirilmesi halinde dinen bireysel emeklilik fetvalara göre caiz kabul edilmektedir.

Sistem hakkında merak ettiğiniz birçok soruya: Bes - Bireysel Emeklilik Şartları Ve Sorularıyazısından ulaşabilirsiniz.

Bireysel Emeklilik Fonları Hangi Yatırım Araçlarından Oluşur?

Bireysel emeklilik fonları, farklı tipte yatırımcıların yatırım tercihini karşılamak üzere geliştirilen ve içeriğinde birden fazla yatırım enstrümanı bulunan yatırım araçlarıdır. Yatırımcı risk profiline hitap etmek amacıyla farklı risk skoruna göre belirlenen fonlar için bankalar ve finans kuruluşlarının farklı içeriklerde fonları mevcuttur. Yaklaşık adet yatırım yapılabilecek bireysel emeklilik fonu bulunmaktadır.

Fonlar yaygın olarak aşağıdaki yatırım enstrümanları kullanılarak oluşturulmaktadır:

• Hisse senedi,
• Altın,
• Kıymetli maden,
• Repo, ters repo,
• Devlet ve özel sektör borçlanma araçları (tahvil, devlet iç borçlanma senetleri),
• Katılım bankası fonları,
• Döviz,
• Eurobond,
• Kira sertifikası,
• Kira sukuku,
• Vadeli mevduat

Yukarıda sıralanan yatırım araçlarının tek tek ya da şemsiye adı verilen ve yüzdesel dağılımlarla birleştirilerek bireysel emeklilik fonları oluşturulur.

BES detaylarını öğrenmek için: Bireysel Emeklilik Zorunlu Mu? Bes Kapsamıyazısına göz atabilirsiniz.

Bireysel Emeklilik Fonları Hangi Kritere Göre Oluşturulur?

Bireysel emeklilik fonlarının oluşturulma kriterleri başında risk faktörü gelir. Yatırım araçlarının risk değerleri, fon oluşturucular tarafından getiri ile tezat düşmeyecek şekilde bir şemsiye altında toplanarak yatırımcıların tercihine sunulur.

Fon risklerini şu şekilde özetlemek gerekir. Fon riskinin yüksek olması, ilgili fonda yüksek kazanç ve yüksek zarar olasılığının bulunması anlamına gelir. 1’den 7’e kadar numaralarla ifade edilen fon risk değerleri, numara büyüdükçe risk oranının arttığı anlamına gelir.

Yatırım araçlarının doğasına uygun fon risk değerleri kullanılarak hazırlanan BES fonları, yatırımcıların kriterlerine göre seçilmek amacıyla işleme konulur.

Risk değerine göre hazırlanan BES fonları şu şekilde sıralanabilir:

• Çok Düşük Risk: Risk değeri 1
• Düşük Risk: Risk değeri 2 ve 3
• Orta Risk: Risk değeri 4
• Yüksek Risk: Risk değeri 5 ve 6
• Çok Yüksek Risk: Risk değeri 7.

Yaş sınırları için:Bes- Bireysel Emeklilik Yaş Sınırıyazısını okuyabilirsiniz.

Bireysel Emeklilik Fonu Seçenekleri Nelerdir?

Bireysel emeklilik fon seçenekleri yukarıda belirtilen risk faktörü gözetilerek, mevcut yatırım araçlarının dağılımı ile oluşturulur. Sistem içerisinde prim ödemesi yapan katılımcılar, aralarında sigorta şirketlerinin fonlarının da bulunduğu aşağıda gruplar halinde verilen fonlar içerisinden primlerini değerlendirmek için tercih yapabilirler:

• Hisse Senedi Fonları,
• Para Piyasası Fonları,
• Kıymetli Madenler Fonu,
• Başlangıç ve Endeks Fonları,
• Karma & Esnek Fonlar,
• Katılım Fonları,
• Değişken Fonlar,
• Borçlanma Araçları Fonlarıdır.

BES fonlarını detaylı öğrenmek için: Bes - Bireysel Emeklilik Fonları Nelerdir?yazısını okuyabilirsiniz.

Bireysel Emeklilik Fonları Nasıl Seçilir?

Bireysel emeklilik fon seçimi yatırımcıların risk algısına göre gerçekleştirilir. Her yatırımcı yaşı ve kazanç beklentisine göre kendisine sunulan fonlardan seçim yapar. Yatırımcıların en çok yaptığı hata, kazanç – risk dengesini sağlayamamasıdır.

Fon seçimi için risk – kazanç dengesini sağlamak için tecrübeli bir danışmandan tavsiye almak için Sigorta Dünyası çağrı merkezini arayabilirsiniz.

Risk faktörlerine göre bireysel emeklilik sistemi fonları sıralandığında, yatırımcılara seçimlerini şu şekilde yapmaları tavsiye edilir:

• 50 Yaş ve Üzeri: Bu yaş aralığında katılımcılara risk değeri 1 ile 3 arasında değişen çok düşük ve düşük riskli fonları seçmeleri tercih edilir. Belirtilen yaş aralığı birikimleri yüksek riskli fonlarda değerlendirmek için yatırım danışmanlarınca uygun görülmez. Sistemden emekliliğe az süre kalması, düşük getiri ile birikimlerin garanti altında tutulması zorunluluğunu doğurur.
• 40 –50 Yaş Aralığı: Yatırım danışmanları, bu yaş grubu için maksimum 4 yaş risk faktörünü önerir. Orta risk grubunda yer alan fonlar ile düşük risk grubunda bulunan fonların seçimi, bu yaş grubu için uygundur. İlgili yaş grubu çok düşük riskli fonlara yönelmek istese de bu yatırım tarzı, uzmanlarca tavsiye edilmez.
• 30 – 40 Yaş Aralığı: Diğer iki yaş grubuna göre 30 ile 40’lı yaşlarda birikimler, nispeten riskli fonlarda değerlendirilebilir. Orta riskli ve yüksek riskli fonlar, bu yaş grubunun birikimlerini değerlendirmesi için uygundur. Yaş aralığı 40’a yaklaştıkça yüksek riskli fonlardan ağırlığın azaltılarak orta riskli fonlara kaydırılması, yatırım uzmanlarınca tavsiye edilir.
• 18 –30 Yaş Aralığı: Bu yaş grubunda katılımcılar için düşük risk grubu fonlar tavsiye edilmez. Yüksek ve çok yüksek riskli fonların seçimi için 18 ile 30 yaş aralığı uygundur. Fon seçiminde dikkat edilmesi gereken ise 30’lu yaşlara yaklaşıldıkça, portföyde yüksek risk grubu fonların azaltılarak orta riskli fonların da eklenmesi gerektiğidir.

Devlet katkısı hakkında bilgi almak için:Bes Bireysel Emeklilik Sisteminde Devlet Katkısı Avantajı yazısını okuyabilirsiniz.

Bireysel Emeklilik Sisteminde Fon Dağılımı Nasıl Ayarlanır?

Bireysel emeklilik sisteminde fon dağılımı yukarıda belirtildiği kriterlerin yanında farklı bir risk faktörüne daha dikkat edilmesi gerekliliğini ortaya koyar. Farklı risk faktöründeki fonlar kullanılarak bir sepet oluşturulması, bu süreçte yatırım uzmanlarının katılımcılara verdikleri en önemli tavsiyedir.

BES fonlarından bir sepet oluştururken farklı yatırım araçlarını içeren fonlar, belirli ağırlıklara göre sepet içerisine eklenir. Sepette farklı risk faktörüne göre fonların bulunması yanında farklı yatırım araçlarının da yer alması istenir.

Farklı yatırım araçlarının seçilen fonlar ile portföye eklenmesi, BES katılımcısı için bir nevi sigorta olur. Sepette yer alan fonların bir kısmı değer kaybederken, sepette yer alan diğer fonların değer kazanması sonrası BES yatırımcısı birikimlerini koruma altına alabilir. Bu nedenle farklı kategorilerde yer alan fonlardan oluşturulan karma bir sepet ile portföy çeşitlendirilmesi yapılmalıdır.

Emeklilik hakkında bilgi almak için:Bireysel Emeklilik Sisteminde Kaç Yılda Emekli Olunur?yazısını okuyabilirsiniz.

Bireysel Emeklilik Sisteminin Caiz Olması İçin Hangi Fonlar Seçilmelidir?

Bireysel emeklilik sisteminin caiz olması için seçilecek fonlar için dikkat edilmesi gereken husus faiz geliri içeren fonların tercih edilmemesi gerektiğidir. Yukarıda detaylıca bahsettiğimiz BES fonları içerisinde aşağıda grupta sıralanan yatırım araçlarını içeren fonların, portföyde yer almaması gerekir:

• Repo,
• Ters repo,
• Vadeli mevduat,
• Hazine ve özel sektör tahvilleri,
• Kira sertifikası,
• Devlet İç Borçlanma Senedi

Yukarı sıralanan grupta yer alan fonların yer almadığı katılım, hisse senedi, para piyasaları, endeks ve kıymetli maden fonları portföyde yer alabilir.

Bazı aracı kurumlar fon oluştururken düşük miktarlarda olsa da fonun risk değerini düşürmek için %1 - %2 gibi oranlarda caiz olarak kabul edilen yatırım araçlarından oluşan fonlara; vadeli mevduat, ters repo, vb. faiz geliri içeren yatırım araçları eklemektedir. Düşük miktarlarda da olsa faiz içeren fonlardan uzak durmak isteyen BES katılımcıları için bu fonlar uygun olmaktan çıkmaktadır.

Yaklaşık olarak bireysel emeklilik fonunun bulunması, tek tek tüm fonların içeriklerine hâkim olunmasını zorlaştırır.

Yatırım uzmanından destek alınması gerektiği bu durumlarda Sigorta Dünyası ile iletişime geçerek ücretsiz danışmanlık desteği alabilir ve dinen caiz kabul edilen bireysel emeklilik sistemi fonları ile birikimlerinizi değerlendirebilirsiniz.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.