Mantık 1 Şenol Hoca

ATİNA

Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde oyumu kullanmak için geldiğim İstanbul’da yaklaşık bir ay kaldıktan sonra, yine arabamla bin km’lik Atina yolunu tuttum.

İki kez oy kullandığım seçimlerin her iki turunda da seçmenlerin yarısından çoğunun status quo ante'den yana olduğunu, yani “ülkenin seçim öncesindeki gibi kaldığı yerden aynı yolda devam etmesine” teveccüh ettiğini ortaya çıkardı.

Parlamento seçimlerinde yüzde 35 alan AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yüzde ; aynı seçimlerde yüzde 25 alan ana muhalefet CHP’nin ve 6 partinin ortak adayı Kemal Kılıçdaroğlu yüzde alabildi

Kısacası seçimlerden sonra “kabine değişikliğinden ” başka hiçbir değişiklik olmadı. 

Bir de Mehmet Şimşek’in Maliye Bakanlığı'na getirilmesiyle bugüne dek ekonomide izlenen siyasette acaba bir değişiklik olup olmayacağı merak konusu oldu.

Diğer taraftan seçimlerde yenik düşen muhalefet partileri ve taraftarlarının büyük bir hayal kırıklığına uğradığına; kimsenin kimseyle konuşmak istemediğine tanık oldum. Buna rağmen muhalefetin avunmaya yönelik “önümüzdeki yerel seçimleri kazanma ümidini ” beslediğini gözlemledim

Bu seçim ayı furyasının sona ermesiyle aklımda bazı olaylar kaldı.

Seçimlerden galip çıkanların, o zafer sarhoşluğu ile, Türkiye’nin de taraf olduğu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin verdiği “derhal serbest bırakılması gerektiği” hükmüne rağmen, 7 yıldır Edirne’de tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş için “Selo’ya idam! “sloganlarını, hem de yeniden seçilen Cumhurbaşkanı'nın önünde,  atması karşısında dehşete kapıldım.

TBMM başkanlığına seçilen Numan Kurtulmuş, yaptığı konuşmasında “kuvvetler ayrımının öneminden ” söz ederken herhalde Cumhurbaşkanı'nın “ben bu mevkide olduğum sürece Selo dışarı çıkmayacak” şeklindeki sözlerini duymamış olsa gerek.

Bir diğer olay, Avukat Can Atalay’ın Silivri cezaevinde hala Yargıtay'ın kararını beklediği için seçmenlerin oylarıyla milletvekili seçilmesine rağmen TBMM’deki yemin törenine bile katılamamasıyla ilgiliydi.

Numan Kurtulmuş, TBMM başkanlığına seçilmeden bir gün önce “Can Atalay’ın yargı sürecinin -haklı olarak- bir an önce sonlandırılması gerektiğine ” dikkati çeken açıklamasından hemen bir gün sonra TBMM başkanlığından yaptığı konuşmasında “ milletvekiline başarılar” dilerken, o anda mecliste değil, Hatay Milletvekili Atalay Silivri cezaevinde bulunduğu için, eksi bir  yani milletvekili olduğunu saymamış olsa gerek.

TBMM başkanı Kurtulmuş’un TBMM’nin “her görüşten 16 partili olması itibariyle, ülkemize demokrasi parmağı sallayanlara demokrasi dersi verecek kadar çok renkliliğini, demokratik ve çeşitliliğini ” vurgulayan sözlerine ek olarak, “TBMM’de o kadar çok renkli ve çeşitlilik var ki; bu denli farklı görüşlü ve renkli milletvekilleri arasında tutukluluların bile bulunduğunun ” söylenmesi gerekirdi belki de. 

Benim dikkatimi en çok çeken başka bir şey, Hukuk Devleti'ne inanan dördüncü kuvvet konumundaki medyanın, yani gazetelerin ve TV kanallarının,  içeride tutuklu bulunanların haklarını, AİHM’in kararlarını her gün manşetlerine taşısaydı, belki Atalay gibi,  Demirtaş gibi, Osman Kavala gibi ve diğer tutukluların kaderini değiştirebilirlerdi. Ama nafile.

Bir kaç gazeteci dışında hiç bir büyük tirajlı gazete; hiç bir ulusal çapta yayın yapan ve ”bağımsız” olduğunu savunan TV kanalı “dördüncü kuvvet” konumunu kullanarak haktan hukuktan yana bir tavır sergileyemiyor.   

 Biraz da suyun öteki tarafından

Yunanistan’da, 21 Mayıs ‘ta yapılan genel seçimlerinde hiçbir parti hükümet kuracak kadar oy alamadığından, teknokratlardan oluşan geçici hükümetin vasıtasıyla 25 Haziran’da yine sandık başına gidilecek.

“Nisbi seçim sistemiyle” yapılan bu seçimlerde oyların yüzde 41’ini almasına rağmen tek başına hükümet kuramayan ve koalisyona yanaşmayan muhafazakâr Yeni Demokrasi Partisi'nin (YDP) 25 Haziran seçimlerini de önde bitirmesi bekleniyor.

Ancak seçimler bu kez “güçlendirilmiş seçim sistemiyle” yapılacak. Bu sisteme göre yüzde 3 barajını aşarak parlamentoya girmeye hak kazanacak partilerin sayısı, YDP’nin tek başına hükümet kurup kurmayacağını belirleyecek. 

Örneğin, parlamentoya 8 parti girerse YDP’nin yine yüzde 40, 5 parti girerse yüzde 38 gibi bir oy alması gerekecek.

Ancak, YDP ya da başka bir parti bu oranları tutturamaz ya da kendi aralarında bir iş birliği ya da koalisyon hükümeti kuramazlarsa o zaman seçimlerin ağustos ayında üçüncü kez tekrarlanması gerekecek.

YDP lideri ve bir önceki Başbakan Kiryakos Miçotakis, Yunan seçmenlerin ruh halini iyi bildiğinden olsa gerek “25 Haziran’da sakın sandık başı yerine sahillere koşmayın, yoksa Ağustos’ta tekrar seçim olacak” uyarısında bulunuyor

Miçotakis, Yunan devlet TV kanalına verdiği mülakatında “eğer tekrar Başbakanlık koltuğuna oturursa Cumhurbaşkanı RT Erdoğan ile görüşmeyi arzu ettiğini; ve bu görüşmesini Vilnius’ta yapılacak NATO zirvesinde yapmaya çalışacağını ” söyledi.

Deprem sonrasında Türk-Yunan ilişkilerinde kaydedilen yumuşama döneminde kazanılan ivmeyi aynen sürdürülmesi için gayret göstereceğini de söyleyen Miçotakis “Türkiye ile Yunanistan arasındaki deniz yetki alanlarının, dolayısıyla kıta sahanlığı ve münhasır ekonomi bölgelerinin belirlenmesinden yana ” olduğundan söz etti.

Kocaelispor’da yeniden basın sözcüğünü üstlenmesi beklenen Tuncay Arıcan sezonun ilk basın toplantısında kongrede gündeme getirilen usulsüz üyelik suçlamalarına rakamlarla yanıt verdi. İddia edildiği gibi Engin Koyun döneminde kişinin üye yapıldığı gibi bir durum yoktu. Bu dönemde üye yapılanların sayısının olduğunu söyledi. Arıcan kimlerin üye yapıldığına dair dosyası eski Başkan Bahri Yavuz’a gönderdiklerini de belirtti. Arıcan toplantıda haksız yere suçlandıklarını, itibarsızlaştırdıklarını belirterek, özür beklediklerini söyledi. Yaşar Can, bu çağrıya sosyal medya hesabından, “Önce başkanına sor, sonra özür bekle” diye yanıt verdi.

ENGİN KOYUN, “7 BİN ÜYE VAR” DEMİŞ

Tabi, Can’ın ne demek istediğini yakın çevresi dışında kimse anlamadı. Sonuçta gündemi meşgul eden, üzerinde çok konuşulan bir konu. İddialar, ithamlar var. Süreçte yaşananları taraftarı ve bilgi sahibi olanları dinlemek suretiyle derinlemesine sorguladım, aktarmak isterim: Kongreden birkaç gün önce iki başkan adayı, yönetim kurulu üyesi avukat Selim Ordu ve sportif danışman Abdurrahman Başkır arasında bir toplantı yapılır. Başkan adayı Can kendi ifadesiyle usulsüz bir durum olmasın diye üye listesini görmek istemiş. Başkan Koyun da, “7 bin üyemiz var, bütün bunları kağıda dökersek israf olur” demiş. Can da üstelememiş. Yaşar Can, “7 bin rakamı Başkan Engin Koyun’un ifadesidir. Rakamı ortaya atan Engin Koyun’dur, camiadan asıl özür dilemesi gereken kendisidir” diyor.

İKİSİ DE ORANLARI YANLIŞ HATIRLAMIŞ

Malum kongrede iddia edilen kişinin usulsüz üye yapılmasıydı.  7 bin ile ’ün ne bağlantısı var diye düşüneceksiniz. İzah edeyim: Aralık ayında olağanüstü kongre için bir imza kampanyası düzenlenmişti. O zaman toplam üye sayısının kişi olduğu açıklanmıştı. Tüzük gereği olağanüstü kongre için 5’te 1 üyenin yani kişinin imza atması gerekiyordu. Sorduğumda Başkan Engin Koyun’un imza kampanyasından aklında kalan üyeyi 5’te 1 yerine 10’da 1 üzerinden hesap yaparak yaklaşık 7 bin kişi dediğini öğrendim. Oranları yanlış hatırlamış. Koyun 7 bin deyince Yaşar Can da, aynı yanlış üzerinden hareket etmiş, o da 10’da bir üzerinden hesap yaparak aralık ayındaki üye sayısının dolayında olduğunu varsayarak, 7 binden bu rakamı çıkartıp rakamına ulaşmış.

NASIL 6 AYDA 7 BİN OLABİLİR?

Dolayısıyla bu kadar kişinin kısa zamanda nasıl üye yapıldığı iddiasıyla ortaya çıkmış. Her iki taraf da olağanüstü kongre için gerekli imza sayısındaki 5’te 1 oranı 10’da 1 olarak hesapladıkları için 7 bin ve rakamları ortaya çıkmış. Burada Engin Koyun hata yapmış. Ancak Yaşar Can’ın aynı hatadan yola çıkarak, hiç araştırmadan, sorgulamadan usulsüzlük suçlamasında, iddiasında bulunması doğru değil. Böyle bir iddiayla ortaya çıkıyorsanız, sadece kulübün başkanının bir ortamdaki söyleminden yola çıkamazsınız. Hadi Engin Koyun o oranı 10’da 1 olarak yanlış hatırladı, siz niye tüzükte yazılanın 5’te 1’i olduğunu bilmiyorsunuz? Bilmiyorsanız sorun doğrusunu öğrenin. Sonra, aralık ayında yapılan kongrede bu kulübün üye sayısı ’ken, 6 ay sonra bu rakam nasıl 7 bin olabilir ki. Bunun mantığı var mı?

DEMEK Kİ, İKİMİZ DE SAFMIŞIZ!

yıl önce kulübün içine giren Engin Koyun yanlış bilebilir, hatırlayabilir de, yıllardır camiayı bilen Bahri Yavuz ile Yaşar Can’ın öyle bir lüksü yok.  Ben o toplantıda olsaydım Başkan Engin Koyun “7 bin üyemiz var” dediğinde, “Yanlışınız var” der, o rakama inanmaz, hele hele iyice sorup soruşturmadan o rakam üzerinden asla usulsüzlük iddiasında bulunmazdım. Sevgili Yaşar Can, bu konuda daha önce “İddianın aslı astarı yokmuş” yazımla ilgili aradığında bana, “Kalbin güzel ama çok safsın, herkese inanıyorsun” demişti. Görülüyor ki, saf olan sadece ben değilmişim!  Kulüpte bu işlerle ilgilenen kişiye bir telefon kadar yakınsınız, arar sorarsınız. Bu söylediklerim aynı iddiayla ortaya çıkan eski başkan Bahri Yavuz için de geçerli. Bir itham, suçlama yapıyorsanız, bunu sadece söyleme dayandırmak ne kadar doğrudur bunu düşünsünler.

Evet, Engin Koyun toplantıda “7 bin üyemiz var” derken, sehven bir hata yapmıştır, bunun için özür dilemelidir ama araştırmadan, soruşturmadan ithamda bulunan gerek Yaşar Can, gerekse Bahri Yavuz’u, özür kurtarmaz, helallik istemeliler. NOKTA

Aydın Günaydın’ın dönüşü

Kocaelispor’da teknik kadroda tepeden aşağıya değişim var. A takımın Ertuğrul Sağlam’a emanet edilmesinin ardından alt yapının koordinatörlüğüne de Aydın Günaydın getirildi. Her iki tercih de camiada büyük memnuniyet ve geleceğe yönelik umut yarattı.

EN ZOR DÖNEMDE GÖREV ALDI

Hepimizin malumu Günaydın, Bahri Yavuz tarafından görevlendirilmiş, yokluklar, zorluklar içerisinde sıfırdan aldığı alt yapıyı çok iyi bir noktaya getirmişti. Yavuz’un başkanlığı bırakmasının ardından yeni yönetimle çalışmak istese de, fikirler uyuşmadı, ayrılık kaçınılmaz oldu. Günaydın gibi çalışmayı seven, üreten bir ismin boşta kalması söz konusu değildi. Nitekim kısa bir süre sonra Süper Lig ekibi Hatayspor’un alt yapı koordinatörü oldu. Orada da iyi çalışmalar yaptı ama malum deprem felaketinde tesisler falan elden gidince devam edemedi.

GÜNAYDIN İSMİ TAM İSABET OLDU  

Kocaelispor’da yeni oluşan yönetimde alt yapıya talip olan Rafet Kırgız’ın en büyük hayali, hedefi Yavuz döneminden iyi tanıdığı Günaydın’ı işin başına getirmekti. Yapılan görüşmeler sonrasında anlaşma sağlandı. Böylece alt yapıda uzun süreli Zeki Kaya-Ramiz Soydaş dönemi de sona ermiş oldu. Elbette öncelikle Kaya-Soydaş ikilisine teşekkür edelim. Zaman zaman tartışılsalar da sonuçta emek verdiler. Ama kabul edilmeli ki, alt yapıda bir değişim gerekliydi. Aydın Günaydın ismi tam isabet oldu. Camianın büyük kesimi, alt yapıdaki futbolcuların aileleri kararı memnuniyetle karşıladı.

KİMLER GİDECEK, KİMLER KALACAK?

Doğal olarak Günaydın kendi ekibini seçecek. Duyduğuma göre büyük bir değişik yapacak. 2 veya 3 ismin devam edeceği, diğerlerine teşekkür edileceği söyleniyor. Türkiye şampiyonluğu başarısı olan Murat Tiraki yüksek olasılıkla devam eder diye düşünüyorum. Kaleci antrenörü Kerem Nazlıgül de kalır. Uğur Soykan’ı alt yapıya Aydın Hoca almıştı. Birlikteliğin devam etmesi bekleniyor. Göksel Argun-Erhan Okur ile yolların ayrılacağı söyleniyor. Ali Mumcu’nun durumu merak ediliyor. Yakında belli olur. Rafet Kırgız’ı bu doğru seçiminden dolayı kutluyor, Sevgili Aydın Günaydın dönemi hayırlı olsun diyorum. 

Çubuklu’dan, Denizli’ye

Kayhan Çubuklu ile başladı süreç. Osman Çakır, Uğur Soykan ile devam etti. Daha sonra Necip Öztaş ve şimdi Emre Denizli. Bu 5 teknik adamın ortak özelliği Kocaeli TV’de belli bir süre yorumculuk yaptıktan sonra kulüplerde görev almaları.

ÇUBUKLU, SOYKAN, ÇAKIR, ÖZTAN VE DENİZLİ

Çubuklu ile yaklaşık 10 yıl birlikte program yaptık. Kocaelispor’a yol gösterdi, uyardı, öngörülerinde hep haklı çıktı. Kocaelispor’un o dönemdi yönetimi kayıtsız kalamadı. sezonunda önce sportif direktör olarak görevlendirildi, ardından teknik direktörlük yaptı. Şampiyonlukta büyük pay sahibiydi. Osman Çakır da yanı başındaydı. Uğur Soykan, Korukur döneminde yardımcı antrenördü, sonrasında alt yapıda görevlendirildi. Necip Öztaş ile 7 yıl birlikteydik. Müthiş bir donamına sahipti. Engin Koyun yönetimi deneyimli ismi futbolcu izleme kurulunun başına getirdi.

ÇOK ÖNEMLİ BİR GÖREV YAPIYORUZ

 Ve Emre Denizli. Kısa bir süre önce daimi yorumcu olarak Top Ağlarda programı ekibine dahil etmiştik. Fark yaratan yorumlarıyla, teknik analizleriyle öne çıktı. Kocaelispor alt yapısında da yaptığı çok güzel çalışmalar vardı. Darıca GB’yi satın alan İzmitli Onur Güneri ile Faruk Anaç A takımı gözü kapalı ona teslim ettiler. 23 yıldır yayında Top Ağlarda, bir marka. Programlarımızda sadece yorumlarımızla, uyarılarımızla, önerimizle değil, işin ehli teknik adamları vitrine çıkartarak onlardan istifa edilmesine vesile oluyor Kocaelispor’a, kent futboluna katkı sağlıyoruz. Çok önemli bir görev yapıyoruz.

Haftanın Çok Satanları

Komisyon

32

model, tyt ayt geometri, soru bankasi, 1 kitap, uc dort bes yayinlari, , uc dort bes, uc dort bes, ucdortbes, , komisyon,

32