Türkçe, kökeni nispeten eski olan özgün bir dildir. Tarihsel süreç, Türkçenin farkl lehçelere ayrlmasna neden olmutur. Bu lehçeler zamanla Türkçenin çeitlenmesini ve gelimesini salamtr. Bu çeitliliin kaynaklarndan biri de kelime hazinesidir. Türkçede pek çok kelime, dil zenginliini salamaktadr. Adal kelimesi de bunlardan biridir. Adal TDK sözlükte ne anlama gelir?
Adal TDK sözlük anlam u ekildedir:
"Tam bir düünce denemezdi buna. Sakz gibi uzayan, adal bir dü gibiydi bunlar." - Oktay Rifat
ANASAYFAYA DÖNMEK ÇN TIKLAYINIZ
A
Adaptasyon: Uyarlama.
Ağdalı dil: Bilinmeyen kelimelerden anlaşılması güç sözlerden oluşan dil.
Albeni: Çekicilik.
Alegori: Bir düşünceyi, davranışı ya da eylemi, daha kolay kavratabilmek için onu, yerini tutabilecek simgelerle, simgesel sözlerle, benzetmelerle göz önünde canlandırmaktır.
Anekdot: Kısa, özlü bir anlatımı olan, ince anlamlı, genellikle güldürücü öykücüklere verilen isimdir.
Anonim: Yazarı bilinmeyen veya anılmayan eserlere verilen sıfat.
Antoloji: Seçki.
Armoni: Ahenk, uyum.
B
Bağnaz: Bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen, mutaassıp, fanatik.
Bakış açısı: Bir olay, konu veya düşünce incelenirken izlenen belirli yön, görüş açısı.
Basmakalıpçılık: Bayağılık. Yinelene yinelene orta malı durumuna gelmiş, tazeliğini yitirmiş kalıp sözleri anlatımda kullanmaktır. Klişe sözler kullanmaktır.
Beylik Düşünce: Hiçbir özgünlüğü olamayan, herkesçe söylenegelen, orta malı düşünce.
Biçem: Bir yazarın anlatım tarzı ve dilidir. Yazarın anlatımı, tekniği, söyleyiş biçimi, seçtiği yöntem, sözcük seçimi, cümle kurgusu “biçem (üslup) olarak adlandırılır.
Biçim: Şekil, edebiyat yapıtlarında dış görünüş.
Birinci Kişili Anlatıcı: Roman, öykü, anlatı gibi kurmaca türlerde hem olayların içinde yer alan, bunların kahramanı olan hem de bu olayları anlatan kişi.
Bohem: Yarınını düşünmeden günü gününe tasasız, derbeder bir yaşayışı olan (kimse ya da topluluk).
Ç
Çağrışım: Sözcüklerin, düşüncelerin, hayallerin aralarında bulunan benzerlik, birlik, yakınlık ya da karşıtlık gibi bağıntılarla birbirlerini hatıra getirmesi, anımsatması.
Çalakalem: Gelişigüzel, durmadan yazarak.
Çapaklı dil: Anlaşılması zor dil.
Çetrefilli: Karışık ve anlaşılması zor olan.
Çıkarım: Bir cümledeki doğru, yanlış ve gerçeklerden yola çıkarak başka doğruları çıkarma işidir. “Demek ki, gösteriyor, gösterdi sözcükleriyle sağlanır.
D
Dağarcık: (müz.) Bir müzik topluluğunun veya sanatçının hazırlamış olduğu parçalar, repertuvar. (ruh b.) bellek.
Deforme: Biçimi, kalıbı bozulmuş.
Devinim: Hareket. Eylem halinde olmak.
Didaktik: Öğretici, bilgi verici.
Durağan: Yerini değiştirmeyen, yerli, hareketsiz, sabit.
Düşsel Öge: Gerçek yaşamda karşılaşamayacağımız ögelerin kullanılmasıdır, hayali unsurların kullanılmasıdır.
E
Editör: Yayımcı. Yazıları yeniden düzenleyerek yayıma hazırlayan kimse.
Egzotizm: Bir yapıtta uzak, yabancı ülkelerle ilgili olayları, kişileri, yöresel görüşleri yansıtma, yabancıllık.
Eğreti: İyi yerleşmemiş, yerini bulmamış olan. Uyumsuz, yakışmamış.
Epik: Destansı, kahramanlık ve yiğitlik üzerine yazılmış.
Epope: Destan. Kahramanlık serüvenlerini anlatan uzun manzum öykü.
Estetik: Güzelliği, güzelliğin insan ruhundaki etkilerini inceleyip değerlendiren bilim ve bilgi dalı.
F
Fantastik: Hayali.
Fantezi: Sonsuz, sınırsız hayal. değişik heves, değişik beğeni, değişik düşünüş.
Folklor: Halk bilimi.
G
Gerekçe: Sebep bildiren yargılara yer vermektir.
Göreceli: Varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı bulunan, mutlak olmayan, göreli, bağıntılı, izafi, nispi, rölatif.
H
Hegemonya: Bir devletin başka bir devlet üzerindeki siyasal üstünlüğü ve baskısı. Bir kişinin başka bir kişi üzerindeki üstünlüğü ve baskısı.
İ
İçerik (Muhteva): Bir yapıtın konusu ve temasını anlatmaktır.
İkircikli: İşkilli. Kararsız, mütereddit.
İleti: Bir edebiyat yapıtında ve yaratısında sanatçının asıl anlatmak istediği temel düşünce.
İmge: Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, hayal.
İrdelemek: Bir konunun incelenmesi ve eleştirilmesi gereken bütün yönlerini birer birer incelemek, araştırmak, tetkik ve tetebbu etmek.
İroni: Tersinme, kastettiğinin tersini söyleme, alaysama, alaya alma.
İşlev: Bir nesne veya bir kişinin gördüğü iş, iş görme yetisi, görev, fonksiyon.
İvedi: Acele. Acil. Acele olarak.
İzlek: Tema.
İzlenim: Bir durum veya olayın, duyular yoluyla insan üzerinde bıraktığı etki, intiba, imaj.
K
Kalıcılık: Zamanla değerini kaybetmeme, her dönemde etkisini devam ettirme, eskimeme.
Kanıksamak: Çok tekrarlanma nedeniyle etkilenmez olmak, alışmak.
Kanımca: Fikrimce, düşünceme göre, bence.
Klasik: 1. Modayla değişmeyen, gelip geçici olmayan, üzerinden en az iki kuşak geçmesine rağmen değerini koruyan. 2. Türünde örnek niteliği kazanmış yapıt. 3. XVII. yüzyılda etkili olan, sıkı kurallara bağlı olan edebiyat akımına mensup sanatçılar ve yapıtları.
Kronik: Süreğen. Olayların birbiri ardınca sıra ile yazıldığı tarih. Uzun süredir bir çözüm getirilmemiş.
Kurgu: Edebi yapıtta yapı ögelerinin bileşimi işi ve bunun gerçekleşmiş hali. Roman, öykü, tiyatro bu gruptadır.
Kurmaca: Yazarın hayal gücünün yaratıcılığına yer vermesi.
Kurmaca Gerçeklik: Edebi yapıtta gerçek gerçekliğin, yazarın yaratıcı gücü sayesinde dönüştüğü yeni bir gerçeklik. İtibari âlem.
L
Lirik: Duygusal.
M
Mazmun: Anlam, kavram. Divan edebiyatında bazı kavramları dolaylı anlatmak için kullanılan nükteli ve sanatlı söz.
Mistik: Gizemci, gizemsel.
Mizah: Humor, gülmece. Gerçeğin, durumların, olayların, kişilerin güldürücü yanlarını vurgulayarak anlatan, ortaya koyan yazı türü.
Monolog: Kişinin kendi kendine konuşması.
Motif: Yan yana gelerek bir bezeme işini oluşturan ve kendi başlarına birer birlik olan ögelerden her biri. Kendi başlarına konuya özellik kazandıran ögelerden her biri.
N
Nostalji: Geçmişte kalan güzelliklere olan özlem duygusu ve bu duygunun baskın bir duruma gelmesi, geçmişseverlik.
Nesnel: Bireyin duygu ve düşüncelerine dayanmayan, kişiden kişiye değişmeyen, kanıtlanabilen, yorumlanamayan yargılar. Objektif, bilimsel, kesin, ölçülebilen, herkese göre aynı olan, yorum ve düşsel öge içermeyen yargılar.
Nükte: İnce anlamlı, düşündürücü ve güldürücü, şakalı, zarif söz.
Ö
Öngörü: Bir işin ilerisini kestirme veya bir işin nasıl bir yol alacağını önceden anlayabilmek ve ona göre davranmak.
Önsezi: Hiçbir belirti yokken bir şeyin olacağını sezme, içe doğma, altıncı his.
Öykünmek: Birinin yaptığı gibi yapmak, birine veya bir şeye benzemeye çalışmak, taklit etmek.
Öz: Biçim içinde yer alan düşünsel içerik.
Öz Eleştiri: Kişinin kendisine ait özellikleri ve kendisiyle ilgili konu ve durumları eleştirmesidir.
Özgünlük: Orjinallik. Sanatçının dil ve anlatım açısından kimseye benzememesi, farklı olması ve kendine özgü olmasıdır.
Özlülük: Çok sözle anlatılabilecek kavramları, durumları kısa biçimde anlatmaktır. Az sözle çok şey anlatmaktır. Atasözleri ve bazı şiirler “özlü anlatım içerir.
Öznel: Bireyin duygu ve düşüncelerine dayanan, kişiden kişiye değişen, kanıtlanamayan, yorumlanabilir. Kişisel, subjektif, göreceli (göreli), değişken, ölçülemeyen, taraflı Ergılar.
P
Panorama: Genel görünüm.
Paradoks: Aykırı düşünce, çelişki.
R
Ritim: Şiirde hecelerin vurgu, uzunluk, yükseklik gibi ses özelliklerinin, durakların düzenli bir biçimde yinelenmesinden doğan ses uyumu.
S
Salık vermek: Tavsiye etmek. Haber vermek.
Salt: İçinde yabancı öge bulunmayan, mutlak. Yalnızca, sadece.
Saptamak: Tespit etmek, bir şeyi belirgin kılmak.
Sav: İleri sürülerek savunulan düşünce, iddia, dava.
Sayıltı: Özellik.
Sayıp dökmek: Cümleleri, yargıları art arda sıralamak.
Sıradanlık: Bayağılık. Basit, seçkin olmayan, genelin dışına çıkacak özellikleri olmayan.
Söylem: Söyleniş, söyleyiş, klişeleşmiş söz, ifade.
T
Tekdüze (Monoton): Değişmeyen, düzenli ve aynı biçimde tekrarlanan eylemlerdir.
Terkip: Birleşim, birleştirme, bir araya getirme, sentez.
Tümce: Cümle.
Tümdengelim: Genelden özele doğru sıralama yapmaktır.
Tümevarım: Özelden genele doğru sıralama yapmaktır.
U
Ulusallık: Ulusal (millD değerlerin ön plana çıkarılıp buna göre hareket edilmesidir.
Y
Yadsımak: Yaptığı bir işi, söylediği bir sözü veya tanık olduğu bir şeyi yapmadığını, bilmediğini söylemek, inkâr etmektir.
Yakınma: Sızlanmak, sızlanarak anlatmak, şikâyet etmek, memnuniyetsizlik.
Yalınkat: Tek yönlü olan.
Yaratı: Özel yetenekle ortaya konulan eser veya nesne.
Yeğlemek: Bir şeyi ö üne göre daha iyi, üstün veya önemli saymak, yeğ tutmak, tercih etmek.
Yerellik: Mahalli özellikler göstermektir.
Yetkin: Gerekli olgunluğa erişmiş, olgun, kâmil, mükemmel.
Yineleme: Tekrar etme.
Z
Zihniyet: Anlayış.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası