nerelerde selam verilmez / SELÂM - TDV İslâm Ansiklopedisi

Nerelerde Selam Verilmez

nerelerde selam verilmez

Selam Kimlere Verilir Kimlere Verilmez?

Selam Kimlere Verilir Kimlere Verilmez? Selam verme ile ilgili tüm detaylar Selam Kimlere Verilir Kimlere Verilmez? başlıklı yazımızda.


Sohbet ve ders meclisine girildiğinde, Kur’ân okuyana, abdest alana, namaz kılana, helâda olana, o anda haram ve mekruh işleyene, duâ ve zikirle meşgul olana ve fitne korkusu varsa kadınların erkeklere, erkeklerinde kadınlara selâm vermesi uygun değildir. Bu hallerde verilen selâma cevap vermek farz (veya vacip) değildir. (Reddü’l-Muhtar)


Bir cemaate girildiğinde selâmı bir iki kişiye tahsis etmemelidir. Mesela; bir meclise girip “Selâmün Aleyküm Hocam” veya “Selâmün Aleyküm Ahmed abi” demek gibi… Bir cemaate uğrayan topluluktan bir kişinin selâm vermesi hepsine kafidir (yeterlidir), aynı şekilde cemaatten bir kişinin almasıyla diğerlerinden mes’uliyyet düşer. Ancak burada selâmı veren ve alan sevâp kazanır. (Cami‘u’s-sağir) “Babaya ve hocaya selam verilmez.” sözü yanlıştır. Cahiller tarafından uydurulmuş bir safsatadır. Ashâb-ı Kirâm (r.a.e.) Efendimiz (s.a.v.)’e her zaman selâm verirlerdi. (Sevâbü’l-Kelâm fi Tahkıki’l-Merâm)

Eve girdiğinde ev halkına selam vermelidir. (Nûr s. 61) Evde kimse yoksa: “Es-selâmü aleyna ve ala ibâdi’l-lahi’s-salihin” diyerek selâm vermelidir. (Hazin ve Medârik tefsirleri)
Selâmı, âyet ve hadislerde zikredilen şekilde alıp-vermelidir, el ve baş işâretiyle değil… Çünkü bu Yahudi ve Hıristiyanların âdetidir. (Nesâi) Gayrimüslimlere selâm verilmez. Onların verdiği selâm alınmaz. Ehl-i kitaptan ise sadece “ve aleyküm.” denir. (Buhâri) Kahvehanelerde oyun oynayanlara (tavla, satranç vs…) selâm verilmez. (Ramûzü’l-ehâdis)

Ehl-i bid’atten yani ehl-i sünnet dışında olanların itikadı küfre varanlarına asla selâm verilmez. İtikadı küfre varmamışsa bunlara da bir zaruret veya zarar korkusu yoksa selâm vermemek sünnettir. (Ruhu’l-Meani, Rûhu’l-beyân)
Ölülere şöyle selâm verilir: “Es-selamü aleyküm dâra kavmin mü’minin, ve inna inşaallahu biküm lahikun, es’elullahe lî ve lekümü’l-âfiyeh.” (Merakı’l-felah, İbn-i Abidin)