Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
DAROB tabletler yemeklerden önce bir miktar sıvı ile alınmalıdır. Tedavi süresince alkol kullanılmamalıdır. Süt ve süt ürünleri ile birlikte alınmamalıdır.
İlacı kullanmadan önce doktorunuza ya da eczacınıza danışınız.
DAROB gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır
Yeni doğan bebeklerde istenmeyen etkilerin (düşük kalp atımı, düşük tansiyon, düşük kan şekeri düzeyi gibi) meydana gelme olasılığı nedeniyle beklenen doğum tarihinden saat öncesinde tedavi kesilmelidir.
Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu farkederseniz hemen doktorunuza veya ezcacınıza danışınız.
İlacı kullanmadan önce doktorunuza ya da eczacınıza danışınız.
DAROB kullanımı ile araç ve makine kullanma yeteneğiniz azalabilir. Bu durum özellikle tedavinin başlangıcında, dozaj arttırıldığında, diğer bir ilaca geçildiğinde veya ilaç alkolle birlikte alındığında görülür.
DAROB laktoz içermektedir. Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşı tahammülsüzlüğünüz (intolerans) olduğu söylenmişse, bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz.
Kalsiyum antagonistleri (Verapamil ve Diltiazem tipi yüksek tansiyon ilaçları); Kalp ritim bozukluğu tedavisinde kullanılan ilaçlar ile kombine kullanımı (özellikle kinidin tipi maddeler) tansiyonun aşırı şekilde düşmesine, kalp ritminin yavaşlamasına ve kalp kulakçıkları ile karıncıkları arasında yüksek düzeyde iletim bozukluklarına yol açabilir. EKG’de bazı değişikliklere yol açan ajanların (Q-T uzaması, imipramin,maprotilin gibi trisiklik veya tetrasiklik antidepresanlar, haloperidol, terfenadin ve astemizol gibi antihistaminikler, eritromisin gibi makrolid antibiyotikler, probukol, bir parasempatolitik olan terodilin ve malarya ilacı halofantrin) DAROB ile eşzamanlı olarak kullanıldığı durumlarda belirli kalp ritmi bozukluklarının (Torsades de pointes) görülmesi ihtimali artmaktadır.
Nifedipin benzeri (yüksek tansiyon ilacı) kalsiyum antagonistlerinin DAROB’la birlikte kullanılması, düşük tansiyona neden olabilir ve kalp hızını düzenleyen merkez (sinüs düğümü) üzerindeki etkisinde artma gözlenebilir.
DAROB’un, noradrenalin ve depresyon ve parkinson ilaçları ile (MAO inhibitörleri ile) birlikte kullanıldığı durumlarda ve eşzamanlı olarak kullanılmakta olan hipertansiyon ilacı (klonidinin) aniden kesilmesi ile tansiyon aşırı ölçüde yükselebilmektedir.
Depresyon ilaçları (Trisiklik antidepresanlar), sakinleştirici ilaçlar (barbitüratlar), epilepsi ilaçları (fenotiyazin), narkotik ilaçlar, hipertansiyon ilaçları, idrar söktürücü (diüretik) ve damar genişletici (vazodilatörler) ilaçlar ile tedavi sırasında DAROB kullanılması da düşük tansiyona neden olabilir.
Narkoz maddelerinin ve kalp ritmi bozukluklarının tedavisinde kullanılan ilaçların DAROB ile birlikte kullanılması durumunda, bu ilaçların kalbin kasılma gücünü azaltan etkilerinde artış görülebilmektedir.
Kas gevşetici (Tübokürarin kaynaklı, sinir kas kavşağında blokaj yapan ilaçlar) ilaçların etkisi DAROB ile birlikte kullanıldıklarında güçlenebilir.
DAROB’un insülin veya şeker hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçlarla birlikte kullanımı özellikle bedensel efor harcanan süreçlerde şeker düşüklüğüne (hipoglisemi) sebep olabilir ve semptomları gizli kalabilir.
DAROB’un eşzamanlı olarak vücuttan potasyum atıcı, idrar söktürücü veya potasyum ve magnezyum kaybına yol açan diğer ilaçlar ile birlikte kullanılması durumunda kanda düşük düzeyde potasyum kalması nedeniyle kalp ritmi bozukluklarının ortaya çıkma ihtimalleri artar.
DAROB ve benzer mekanizmaya sahip ilaçlar, floktafenin tarafından indüklenen hipotansiyon veya şok ile ilişkilendirilen dengeleyici kardiyovasküler reaksiyonları engelleyebilir.
Mantar tedavisi (Amfoterisin B uygulama), kortizon (kortikosteroidler) ve bazı laksatifler kanda potasyum azalması ile ile ilişkilendirilmektedir; Sotalol ile yapılan eşzamanlı uygulamada potasyum seviyeleri izlenmeli ve uygun şekilde düzeltilmelidir.
Beta-blokör ilaçlar, klonidinin kesilmesinden sonra bazen gözlenen ribaund hipertansiyonu güçlendirebilir. Bu nedenle, klonidinin kademeli olarak kesilmesinden birkaç gün önce beta-blokör yavaş şekilde kesilmelidir.
Sotalolün tek ve çoklu dozları, serum digoksin seviyelerini anlamlı şekilde etkilememektedir. Aynı zamanda kalp hastalığı tedavisi (dijital glikozidleri) alan sotalol ile tedavi edilen hastalarda ilaca bağlı ritm bozukluğu daha yaygındır, ancak bu durum, dijitalis glikozidleri alan hastalardaki bilinen bir aritmi risk faktörü olan kalp yetmezliğine bağlı olabilir. Dijital glikozidlerinin beta-blokörler ile birlikte kullanılması kalp odacıkları arasındaki iletim süresini artırabilir.
Rezerpin, guanetidin veya alfa metildopa gibi katekolamin tüketen ilaçların beta-blokörler ile birlikte uygulanması dinlenme durumundaki sempatetik sinir tonusunda aşırı azalmaya neden olabilir. Hastalar, bayılmaya neden olabilen hipotansiyon ve/veya belirgin kalp hızı yavaşlaması bakımından yakın şekilde izlenmelidir.
Beta-agonistlerine ihtiyaç duyan hastalara normalde Sotalol verilmemelidir. Ancak, eşzamanlı tedavi gerektiğinde, beta-agonistlerinin artan dozlarda uygulanması gerekebilir. Trisiklik antidepresanlar, barbitüratlar, fenotiyazinler, opioidler, antihipertansifler, diüretikler veya vazodilatörler ile sotalolün eşzamanlı uygulanması kan basıncında aşırı düşmeye neden olabilir.
Kalp ritim problemleri arasında en sık görülen ve her 3 inmeden birinin nedeni olarak kabul edilen atriyal fibrilasyon önemli ve sık karşılaşılan bir sağlık sorunu. Bu sorunla uğraşan uzmanlara, “Hastalıkla ilgili nasıl bir tedavi hayal ediyor ya da öngörüyorsunuz?” diye sorduğumuzda, “İnme riskini düşürüp kanama riski yaratmayan ve günde 1 kez alınan ucuz bir ilaç tedavisi” yanıtını aldık.
Günümüzde henüz tüm bu isteklere karşılık veren böyle bir tedavi imkânı olmasa da atriyal fibrilasyon tedavisinde yeni nesil ilaçlar ve girişimsel yöntemlerde dikkat çeken ilerlemeler var. Ekim tarihleri arasında Antalya’da gerçekleşen Uluslararası Katılımlı Türk Kardiyoloji Kongresi’nde bu sorunlar da masaya yatırıldı.
DURUMA GÖRE TEDAVİ
Kalp ve beyin arasında işleyen mekanizmanın bozulması pıhtı riskini artırıyor ve pıhtıların ilk uğradıkları durak genellikle beyin damarları oluyor. Bu nedenle atriyal fibrilasyon tüm inmelerin büyük bölümünün sorumlusu olarak görülüyor. Bu inmeler hem daha fazla öldürüyor hem de kurtulanların sakat kalma risklerini artırıyor. Peki tedavide önemli yeri olduğu düşünülen kan sulandırıcı ilaçlar gerçekten düşünüldüğü kadar etkili mi yoksa bunların da yan etkileri var mı? Cleveland Clinic Kardiyovasküler Tıp Bölümü, Atriyal Fibrilasyon Merkezi Medikal Direktörü Prof. Dr. Walid Saliba ve Türk Kardiyoloji Derneği Aritmi Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Dursun Aras, bu ilaçların pıhtılaşma üzerinde farklı etkileri olduğunu ve tedavi tercihlerini hastanın durumuna göre yaptıklarını söylüyor.
İLAÇ TERCİHİ NASIL YAPILIYOR?
İlaç tercihinde hastanın inme ve kanama riski karşılaştırılıyor. İnme riskinin az olduğu hastalara kan sulandırıcı ve pıhtı önleyici ilaç verilmesi hastanın kanama riskinin gereksiz şekilde yükselmesine yol açabiliyor. Diğer taraftan inme riski yüksek bir hastada pıhtı önleyici ilaç kullanılmaması bu riskin daha da yükselmesine neden olabiliyor. Bu konuda doktorlar ve hastalar tarafından en sık yapılan yanlış ise ‘asetilsalisilik asit’ etken maddeli, adını herkesin çok iyi bildiği bir kan sulandırıcının tercih edilmesi. Uzmanlar bu ilacın inmeye olan etkisinin yani inme riskini azaltıcı özelliğinin sadece yüzde 20 civarında olduğunun unutulmaması gerektiğini söylüyor ve bu ilacın artık günümüz tedavi kılavuzlarında yerinin olmadığına dikkat çekiyor. doĞru yöntem tercih edilmeli Yeni nesil pıhtı azaltıcı ilaçlara gelince, bu ilaçların inme riskini azaltıcı etkileri yüzde arasındayken kanama yapma risklerinin bilinen kan sulandırıcı ilaçlara benzerlik gösterdiğine dikkat çekiliyor. Kanama ve inme riski için farklı kriterler bulunuyor. Bu nedenle hastalara önerilerde bulunulurken bu kriterlerin göz önünde tutulması gerekiyor. Bazı hastalarda bu kriterler üst üste binebildiği için karar verme aşamasında doğru yöntemin tercih edilmesi büyük önem taşıyor.
Atriyal fibrilasyon hastalığıyla ilgili en büyük olumsuzluğun inme riski altındaki hastaların yarısının pıhtı önleyici ve kan sulandırıcı ilaç kullanmamaları olduğu belirtiliyor. Hastaların sadece yarısı bu ilaçları kullanırken diğer yarısı bu imkândan mahrum yaşıyor. Bu tür ilaçları kullanması gereken hastaların önemli bölümünün ilaçları doğru kullanmadıklarına ve ilaç seçimlerinin doktorları tarafından yanlış yapıldığına dikkat çekiliyor.
KİME DONDURMA KİME YAKMA?
Atriyal fibrilasyonda girişimsel yöntemler deyince ablasyon uygulaması anlaşılıyor ve bu yöntemin ne olduğunun bilinmesi gerekiyor. ablasyon işleminde kasıktaki damarlardan girilerek ince, uzun elektrot kateterlerle kalbe ulaşılıyor ve kalp içinde ritim bozukluğundan sorumlu odaklar belirlenerek ortadan kaldırılıyor. Bu işlem ‘yakma’ ya da ‘dondurma’ olarak adlandırılan 2 tür uygulamayla gerçekleştiriliyor. 2 teknikten hangisinin kullanılacağı konusunda hastanın durumu belirleyici oluyor. yapılan işlemde en çok pulmoner venlere yani akciğerlerden kalbin sol kulakçığına gelen damarlara müdahale ediliyor. yakma işlemi kısaca ‘radyofrekans (rF) ablasyon’, dondurma işlemi de ‘kriyoablasyon’ olarak adlandırılıyor. Bu 2 girişimsel yöntemin uygulanmasından önce kişinin kalbinde pıhtı olup olmadığından emin olunması gerekiyor. işlem sabahı hastanın yemek borusundan girip gerçekleştirilen endoskopik yöntemle pıhtıya rastlanmaması halinde uygulamaya geçiliyor. işlem genellikle sedasyon altında, genel anesteziye gerek duyulmadan yapılıyor ve ortalama saat sürüyor. işlem sonrasında kalpte ve girişim yerlerinde sorun olmadığından emin olunduğunda kan sulandırıcı ve pıhtı önleyici ilaçlara yeniden başlanıyor. hasta gün içinde taburcu ediliyor. sonrasında ise 1, 3 ve 6 aylık aralıklarla periyodik kontrollere çağrılıyor.
Ceyda ERENOĞLU / GAZETE HABERTÜRK
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası